Ilk sayfadan 7 - Creationism



BilimselYarat?l????l?kYarat?l?? Ara?t?rmalar? Enstitüsü’nün teknik kadrosu vedan??manlar? taraf?ndan haz?rlanm??t?r.Edit?r:Henry M. Morris, Ph.D.Institute for Creation Research Ba?kan? Yarat?l????l?k New Leaf Press’in 16 ?ubat 2000 tarihli izniyle Scientific Creationism’in ikinci bask?s?ndan ?evrilmi?tir. Her hakk? sakl?d?r.?eviri Koordinat?rü: Alan WhiteISBN 975-8318-61-6Scientific Creationism, 2nd edition TurkishScientific Creationism Copyright ? March 1996 by Henry M. Morris. Published by New Leaf Press, Inc. P.O. Box 726, Green Forest, Arkansas 72638 USAAll rights reserved.???NDEK?LERBirinci Bask?n?n Yazarlar? ve Dan??manlar??kinci Bask?n?n ?ns?zü1. B?lüm: EVR?M M?, YARATILI? MI?K?kenlerin ?nemiK?kenlerin Bilimsel Kan?t?n?n Olanaks?zl???K?kenlerle ?lgili ?ki ModelYarat?l?? Modelinin ??retilmesinin Yararlar?Din Olarak Evrim2. B?lüm: KARI?IKLIK MI, D?ZEN M??Madde, Enerji ve Do?a Yasalar?n?n K?keniEvrenin Ba?lang?c?Güne? Sisteminin K?keniYarat?l???n Amac?Yoktan Evrimle?me3. B?lüm: YUKARIYA DO?RU MU, A?A?IYA DO?RU MU?Termodinami?in Yasalar?Ya?am?n K?keniDe?i?me ve Do?al Se?ilimGenetik MutasyonlarUyumsuzlar ve Soyu Tükenenler4. B?lüm: TESAD?F M?, TASARIM MI?Canl? Sistemlerin Karma??kl???Benzerlikler ve Farkl?l?klar K?relmi? Organlar ve Embriyonik A?amalar?n Evrimsel Evreleri YenelemesiFosil Kay?tlar?ndaki Sistematik Bo?luklarS??ramal? Denge5. B?lüm: TEKB???MC?L?K M?, FEL?KET??L?K M?? Fosillerin Tan?kl???Jeolojik Tabakalar?n H?zl? Olu?umuFosillerin Ya??tl??? Fel?keti ?zleyen AfetlerFel?ket?ili?in Yeniden Dirili?i6. B?lüm: YA?LI MI, GEN? M??Bir Kayan?n Ya??n?n ?l?ülmesiRadyometrik Ya? ?l?ümüDünyan?n Gen?li?ini G?steren Kan?tlar?nsan?n Ge?mi?iGüne?in Ya??Ani Yarat?l??7. B?lüm: MAYMUNLAR MI, ?NSANLAR MI??nsan?n K?keniDiller ve IrklarEski MedeniyetlerDinin K?keniPaleoantropolojinin Tuzaklar?8. B?lüm: KUTSAL K?TAP’A G?RE YARATILI?Yarat?l?? Kitab?n?n Tarihsel Güvenilirli?iYarat?l?? Kitab?n?n B?lümleriDü?ü?, L?net ve Termodinami?in Yasalar?TufanKutsal Kitap Modelinin ?zeti Tanr?sal EvrimA?amal? Yarat?l??Gün-Devir TeorisiBo?luk Teorisi?er?eve Hipotezi?nsanl?k Tarihindeki Bo?luklarYerel Tufan TeorisiDurgun Tufan Teorisi?zet ve Sonu?KAYNAK?A Yarat?l??la ?lgili Kaynak?aKonular DiziniAdlar DiziniAyetler DiziniYARATILI?IN B?L?MSEL MODEL?’N?N YAZARLARI VE DANI?MANLARI(Birinci Bask?)Bu kitap, Institute for Creation Research’te (Yarat?l?? Ara?t?rma Enstitüsü’nde) g?rev alan bilimciler, Enstitü’nün Teknik Dan??man Kurulu üyeleri ve ?e?itli desteklerde bulunan ba?ka bir?ok bilimci ve ??retmenin ortak ?al??mas?n?n bir ürünüdür.Kitab?n ana tasla?? ICR müdürü Dr. Henry M. Morris taraf?ndan haz?rlanm??t?r. Müdür yard?mc?s? Dr. Duane Gish, Profes?r Harold Slusher ve Profes?r Stuart Nevins tasla?? ?zenle incelemi?lerdir. Taslak ayr?ca, Enstitü’nün Teknik Dan??man Kurulu ve a?a??da ad? ge?en ??retmenler ve bilimciler taraf?ndan g?zden ge?irilmi?tir.Son taslak, California Okul Birliklerinin birinde, Enstitü üyeleri taraf?ndan ??retmenlere verilen 14 saatlik bir seminerde, bir ders kitab? olarak denenmi?tir. Seminere kat?lanlar, kitab?n amaca uygun oldu?unu onaylam??lard?r.Kitab?n yazarlar? ve dan??manlar? ?unlard?r:Thomas G. Barnes, D.Sc. Fizik Profes?rü, Texas ?niversitesi, El Paso, TexasWilliam A. Beckman, Ph.D. Bilim Profes?rü, Christian Heritage College, San Diego, CaliforniaEdward Blick, Ph.D. Uzay, Mekanik ve Nükleer Mühendislik Profes?rü, Oklahoma ?niversitesi, Norman, OklahomaRichard Bliss, M.S. Bilim Dan??man?, Unified School District #1, Racine, WisconsinDavid R. Boylan, Ph.D. Mühendislik Yüksek Okulu Dekan?, Iowa State ?niversitesi, Ames, IowaLarry Butler, Ph.D. Biyokimya Profes?rü, Purdue ?niversitesi, West Lafayette, IndianaKenneth B. Cumming, Ph.D. Ara?t?rma Biyologu, U.S. Consultants Fisheries Service, LaCrosse, WisconsinMalcolm Cutchins, Ph.D. Uzay Mühendislik Yard?mc? Profes?rü, Auburn ?niversitesi, Auburn, AlabamaRobert H. Franks, M.D. Biyoloji Bilimleri Profes?rü, Christian Heritage College, San Diego, CaliforniaDuane T. Gish, Ph.D. Müdür Yard?mc?s?, Institute for Creation Research, San Diego, CaliforniaDonald Hamann, Ph.D. G?da Teknolojisi Profes?rü, North Carolina Devlet ?niversitesi, Raleigh, North CarolinaCharles W. Harrison, Jr., Ph.D. Ba?kan, General Electro-Magnetics Corporation, Alburquerque, New MexicoHarold R. Henry, Ph.D. ?n?aat ve Maden Mühendisli?i B?lüm Ba?kan?, Alabama ?niversitesiJoseph Henson, Ph.D. Bilim B?lümü Ba?kan?, Bob Jones ?niversitesi, Greenville, South CarolinaLane Lester, Ph.D. Biyoloji Profes?rü, Christian Heritage College, San Diego, CaliforniaJohn R. Meyer, Ph.D. Fizyoloji ve Biyofizik Yard?mc? Profes?rü, Kentucky ?niversitesi, Louisville, KentuckyHenry M. Morris, Ph.D. Müdür, Institute for Creation Research, San Diego, CaliforniaJohn N. Moore, Ed.D. Fen Bilimleri Profes?rü, Michigan Devlet ?niversitesi, East Lansing, MichiganStuart E. Nevins, M.S. Jeoloji Yard?mc? Profes?rü, Christian Heritage College, San Diego, CaliforniaRobert Olson, M.Ed. Fen Bilgisi ??retmeni, San Diego City Schools, San Diego, CaliforniaCharles C. Ryrie, Th.D., Ph.D Sistematik Tanr?bilim Profes?rü, Dallas Theological Seminary, Dallas, TexasHarold S. Slusher, M.S. Gezegen Bilimleri Profes?rü, Christian Heritage College, San Diego, CaliforniaJohn C. Whitcomb, Jr., Th.D. Yüksek Lisans Okulu Müdürü, Grace Theological Seminary, Winona Lake, Indiana?K?NC? BASKININ ?NS?Z? 1974’de, bu kitab?n ilk ?ngilizce bask?s? yap?ld???nda, yarat?l?? taraftarlar?n?n ?o?almas?, evrim taraftar? olan bilimsel kurumlar?n ve e?itim kurumlar?n?n dikkatini yeni yeni ?ekmeye ba?l?yordu. Yarat?l?? Ara?t?rma Derne?i on ve ?imdiki ad?yla Yarat?l?? Ara?t?rma Enstitüsü ise yaln?zca iki ya??ndayd?. Bu kitap, o zamanlar varolan, bilimsel a??dan do?ru, sa?lam kaynaklara dayal?, hem bilim adamlar? hem de bilimci olmayan okuyucular a??s?ndan anla??labilir bir kaynak kitaba olan ihtiya?tan dolay? haz?rland?.Kitab?n yayg?n kullan?m? ve on bir kere bas?lmas? bu ihtiyac? kar??lad???n? kan?tl?yor. On y?ldan fazla bu konudaki en yayg?n ve etkileyici kitap olmu?tur. Bir?ok insan, bu kitab? okuduktan sonra yarat?l?? inanc?na ba?lanm??t?r. Bir?ok okul ve üniversite, onu ders kitab? ya da kaynak kitap olarak kullanm??t?r. Ayn? zamanda, yarat?l?? ak?m?, bu inanc? destekleyen ve A.B.D.’nin tüm eyaletleri ile bir?ok yabanc? ülkede halen faaliyet g?steren dernekler yoluyla yayg?nla?t?r?lm??t?r.Bugün, yarat?l?? konusunda 1974’te varolandan daha fazla kitap mevcuttur. Bu, Bilimsel Yarat?l?? Modeli’nin yeni bask?n?n sonunda yer alan geni?letilmi? kaynak?adan a??k?a anla??l?r. Yine de bu kitaba olan talep, yeni bask?s?n?n yap?lmas?n?n uygun oldu?unu do?ruluyor.Ku?kusuz, kitab?n ilk bask?s?ndan sonra, evrim/yarat?l?? tart??mas?yla ilgili bir?ok bilimsel geli?me olmu?tur. Bu geli?melerin tümünün yarat?l?? modelini gü?lendirip evrim modelini zay?flatmas? ?a??rt?c? de?ildir. Evrimciler, yarat?l???? yazar ve konu?mac?lar?n ortaya koydu?u deliller ve tezlerin ge?erli oldu?unu ister istemez kabullenmi? bulunuyorlar.?rne?in, s??ramal? denge kavram?n?n, biyoloji ve paleontolojiye etkisi gittik?e artmaktad?r. Yarat?l?? yanl?lar?, Yeni Darwincilerin, fosil kay?tlar?nda ara türlerin varoldu?u savlar?yla uzun zamand?r mücadele etmekteydiler. Art?k ileri gelen evrimciler de b?yle fosillerin olmad???n? kabul ediyorlar. ?rne?in, “Bilinen fosil kay?tlar? ?nemli bir bi?imbilimsel ge?i?i tamamlayan filumsal evrimle?meyi belgeleyememi?tir.”“Fosillerde organik yap?daki temel farkl?l?klar?n ara seviyelerini g?steren delil olmamas? . . . a?amal? evrim a??klamalar? i?in kal?c? ve rahats?z edici bir sorundur.”Gould “s??ramal? denge”yi ??yle tan?mlar:“‘S??ramal? denge’ modelimiz ?unu savunmaktad?r: evrimle?me, türle?me olaylar?na yo?unla?maktad?r. Ba?ar?l? türle?me olaylar? seyrektir ve bu olaylar?n d???nda, türler geni? nüfuslarda milyonlarca y?l ayn? kal?r.”B?ylece cins, aile ve daha yüksek s?n?flar bir yana, türlerin aras?nda bile ara türler bulunmuyor.Bir?ok evrimci taraf?ndan vazge?ilmekte olan Yeni Darwincili?in ba?ka bir y?nü de, do?al se?ilimin yaratabilme gücüdür. Yarat?l?? yanl?lar?, uzun zamand?r do?al se?ilimin gereksiz bir tekrar oldu?unu tart??m??lard?r; ?ünkü “ya?amaya uygun” canl?lar?n “ya?ad???n?” ileri sürmek bu canl?lar?n nas?l evrimle?ebildikleri konusunda bilgi sa?lam?yor. Bir?ok evrimci art?k bunu kabul ediyor ve ba?ka olas? mekanizmalar ar?yorlar. Son y?llarda yay?nlanan yarat?l?? kar??t? yakla??k otuz kitaptan birinin yazar? ??yle diyor: “Do?al se?ilimin gereksiz bir tekrar oldu?u iddias?, bilimsel yay?nlarda da ileri sürülmektedir.”Canl? varl?klar?n, bulunduklar? ?evreye uyum sa?layabilmelerinin, do?al se?ilimin faydas?n? g?steren bir kan?t oldu?u s?k s?k tekrarlanm??t?r. Ancak, yarat?l?? yanl?lar? uyum sa?lamalar?n tesadüfü de?il, tasar?m? kan?tlad???n? savunmu?lard?r. ?imdi, evrim yanl?lar? bunu isteksizce kabul edip uyum sa?lama kusurlar?n?n (“uyum sa?layamayan?n ya?amaya devam etmesi ilkesi”) evrimin kan?t? oldu?unu savunmaktad?rlar.“Darwin’in fark etti?i gibi, mükemmel uyumu mükemmel bir Yarat?c? sa?layabilirdi…. Kusurlar olmasayd?… do?al se?ilimli evrimi yarat?l??tan üstün k?lan bir ?ey olmazd?.” Bu s?z, evrimin ger?ek bir kan?t? olmad???na dair ?a??rt?c? bir itiraft?r. Uyum sa?layamayanlar (ger?ekten varsa) a?a??ya do?ru de?i?imlerin kan?t?d?rlar (?rne?in, genetik de?i?imler), ama anlaml? bir evrim sürecinin yukar?ya do?ru de?i?imlere ihtiyac? vard?r.Jeolojide afet?ili?in yeniden dirilmesi de di?er bir ?nemli geli?medir. Yarat?l????lar bu konuda da ?ncülük ederek, y?llard?r, geleneksel yerbilimsel tekbi?imcilik kuram? (“bugün, ge?mi?in anahtar?d?r”) yarars?z bir dogma oldu?unu tart??m??lard?r, ?ünkü bu dogma yeryüzündeki büyük maden yataklar?n? ve ?zellikle de evrimin ana kan?t? olarak kullan?lan fosil katmanlar?n? a??klayamaz. Yeni afet?iler (neo-catastrophists) ?imdi ayn? ?eyi s?ylüyorlar, ama yarat?l????lara itibar etmemeye dikkat ediyorlar. Robert Dott, ?ktisadi Fosilbilimciler ve Mineralbilimciler Derne?i’nde ger?ekle?tirdi?i ba?kanl?k konu?mas?nda “afet?ilik” (“catastrophism”) yerine “ge?icilik” (“episodicity”) kelimesini tercih etmi?tir.“Episodik ??kelme” deyimiyle ne demek istiyorum? Episodik, di?er terimlerin aras?ndan ?zenle se?ildi. “Katastrofik” terimi yaratt??? etkiden dolay? son zamanlarda ?ok kullan?l?r olmu?tu, ama bu terimi kelime da?arc???m?zdan ??karmal?y?z, ?ünkü bu terim, yeni afet?i-yarat?l???? davas?n? desteklemektedir.Buna ra?men Dott, tüm jeolojik katmanlar?n en az?ndan yerel tufanlar ve buna benzer afetler arac?l???yla olu?tu?unu kabul etmektedir.“Umar?m ??kelme kayd?n?n ?o?unun düzenli ve aral?ks?z de?il, ge?ici olaylardan meydana gelmi? oldu?una sizi ikna edebildim. S?ylemek istedi?im ?udur: ge?ici ??kelme bir istisna de?il, kurald?r.”Benzer ?ekilde, Journal of Geological Education edit?rü James H. Shea, Lyell’in tekbi?imcilik kuram?n? reddetmi?tir.“?stelik Lyell’in tekbi?imcilik kuram?n?, ?zellikle antik ve modern nedenler, a?amal? ilerleme ve oranlar?n sabitli?i konusundaki fikirlerini ?a?da? kaynaklar ve bir?ok delil kesin olarak ?ürütmü?tür. Onun bu fikirleri, ?nemli teoriler olarak, tam anlam?yla yanl??t?r.”Tabii ki bu afet?ili?e d?nü?, merkezinde evrensel Tufan?n bulundu?u ve Kutsal Kitap’ta s?z edilen afet?ili?e d?nü? anlam?na gelmez. Ancak ge?ici afet?ilik, yani yerel afetleri birbirinden ay?ran uzun, sakin devirler oldu?u fikri anlam?na gelir. Yine de, son y?llarda, ?zellikle bitki ve hayvanlar?n soyunu tüketen periyodik g?kta?? ya?murlar? gibi kimi küresel afetler fikri baz? jeologlarca ortaya at?lm??t?r.Harvard’l? evrimci Stephen Jay Gould, bu aral?kl? afetler ve soyun tükenmesini evrimin yeni a??klamas? olarak ?nermi?tir!“?imdiye kadar, ya?am tarihinde, bekledi?imiz modelin ortaya ??kmamas? can?m?z? ?ok s?km??t?r. Bazen de, dünyada asl?nda varolmayan, ama ümit etti?imiz bir model yaratmaya ?al??m???zd?r…. E?er soyun toplu tükeni?ine ili?kin genel bir teori geli?tirebilirsek, ya?am?n neden beklentilerimize uymad???n? anlayabiliriz ve belki de g?rünürdeki kar???kl?ktan beklenmedik bir model ??kartabiliriz.”“Soyun tükenmesi yoluyla evrim” fikri, evrimi a??klayabilen herhangi bir mekanizmay? bulma hevesini yans?tan ilgin? bir yorumdur. ?stelik, Gould’un “ya?am tarihinde bekledi?imiz model ortaya ??kmad?” ?eklindeki itiraf? da ?nemlidir.“Ya?am tarihinde ‘ilerleme g?steren bir ?izginin’ olmay???, bence fosil kay?tlar?n?n en ?a??rt?c? olgusudur.”Gould’un fosil kay?tlar?nda ilerleme g?steren bir ?izginin olmad???n? kabul etmesi ?nemlidir. Daima, standart jeolojik sütunun basit organizmalardan ba?layarak karma??k organizmalara do?ru jeolojik ?a?lar boyunca hayat?n evrimini g?sterdi?i varsay?lm??t?r. Yarat?l????lar ise bu sütunun büyük ?l?üde yapay oldu?u konusunda ?srar etmi?lerdir. Tüm ana filumlar Kambriyenden bu yana de?i?meden kalm??t?r ve bu sabitlik bir?ok tür i?in de ge?erlidir (bakteriyolojik ara?t?rmalarda hala yayg?n olan E Coli bakterisi, evrim takvimine g?re bir milyar y?l ayn? kalm??t?r).Dahas?, her yerel jeoloji sütunu, standart sütundan farkl?d?r; hep ?ok eksik, genellikle ?a?lar eksik ya da ters ve bazen de, (fosillere g?re) birbirine kar??m?? durumdad?r. Ger?ekten bir s?ralaman?n g?ründü?ü kadar?yla, yarat?l?? taraftarlar? bu s?ralaman?n, afetler s?ras?nda tortular?n aras?nda s?k???p g?mülen canl?lar?n bulundu?u ?evrenin yüksekli?ini g?sterdi?ini anlatmaya ?al??m??lard?r.Jeolog David Raup, bu fosil s?ralamalar? üzerine kapsaml? incelemeler yapt?ktan sonra ?u sonuca varm??t?r:“Jeolojik zaman cetveli ve zamanla olu?an biyolojik de?i?im evrim teorisinden tamamen ba??ms?zd?r.... Darwin’i izleyen y?llarda, taraftarlar?, belli s?ralamalar? bulacaklar?n? ümit etmi?lerdir. Genellikle bu s?ralamalar bulunmam??t?r, ama iyimserlikten vazge?ilmemi? ve ders kitaplar?n?n i?ine hayaller s?zd?r?lm??t?r.”Raup’?n fosillerle ilgili istatistiksel ?al??malar?, onu yukar?da s?z edilen periyodik soy tükenme kuram?na itmekle kalmam??, s?ralamalar?na g?re fosillerin geli?igüzel g?mülmü? olabilecekleri gibi ola?anüstü bir bulu?a da y?nlendirmi?tir. Raup, bunun yarat?l????lar i?in ironik anlamlar?n? da ifade eder:“Evrim–yarat?l?? tart??mas?n?n ilgin? bir y?nü, yarat?l????lar?n, fosil kay?tlar?n?n ayr?nt?l? ve düzenli ilerleyen bir s?ralamas?n?n oldu?u gibi yanl?? bir fikri kabul etmeleri ve bu “olgu”yu Tufan jeolojilerine katmak i?in ?ok u?ra?malar?d?r.”Raup, Chicago A??k Hava Müzesi Müdürü ve ayn? zamanda da Chicago ?niversitesi Jeoloji B?lüm Ba?kan? olarak, ku?kusuz dünyan?n en tan?nm?? paleontoloji uzmanlar?ndan biridir. Kendisi ayn? zamanda, say?lar? gittik?e ?o?alan ?a?da? evrimciler aras?nda yayg?n olan yeni afet?ilik ve s??ramal? evrimin savunucusudur. ?nceki ku?a??n ?nde gelenlerinden biri olan George Gaylord Simpson’un bir ??rencisi de benzer bir sonuca varmaktad?r:“San?r?m pek az paleontoloji uzman?, fosillerin tek ba?lar?na evrimin ger?ekle?ti?inin kan?t? olduklar?n? dü?ünmü?tür.”“Fosil kay?tlar?, di?er evrim teorileri, devrim teorileri, yarat?l???? teoriler ve hatta tarihi kabul etmeyen teorilerle de bir uyum i?inde bulunmaktad?r. Bu uyum, Darwin teorisinde de g?zlenmesine kar??n, fosil kay?tlar?nda Darwin teorisini destekleyen tek bir kan?t bile bulunmamaktad?r.”Bu nedenle, Oxford’lu zoolog Mark Ridley’nin ?u sonuca varmas?na ?a?mamak gerek:“?ster a?amal?, ister s??ramal? evrimi desteklesin, hi?bir ger?ek evrimci fosil kay?tlar?n?, ?zel yarat?l???n kar??s?nda, evrim teorisi lehine kan?t olarak kullanmaz.”Hem afet kan?tlar?n?n jeolojik katmanlar?n her yerinde ortaya ??kmas?, hem de yine fosil kay?tlar?n?n hi? bir yerinde ge?i?sel formlar?n bulunmamas?, evrimsel geli?imin hi?bir kan?t?n?n olmamas? ile birle?tirilince, jeoloji ve paleontoloji verilerini en iyi yorumlayan modeller olarak, ?zel yarat?l?? ve küresel su afeti modelleri ?ok gü?lü bir ?ekilde kar??m?za ??kmaktad?r.Daha pek ?ok geli?meden s?z edilebilir. Neredeyse istisnas?z olarak, her yeni bulu?un ya da ??zümlemenin geleneksel evrim konusunu zay?flatt??? ve yarat?l?? konusunu gü?lendirdi?i g?rülmektedir. Bu geli?melerden baz?lar? bu kitapta ele al?nmaktad?r. Sadece jeoloji ve paleontolojiden de?il, astronomi, genetik, fizik, biyokimya ve di?er bilimlerden al?nan yeni veriler de bilimsel yarat?l????l???n ispat? olarak g?sterilebilirler. Asl?nda, David Raup ger?e?i dile getirerek yarat?l????lara (gizliden gizliye) ilgin? bir iltifatta bulunmu?tur:“Bilimciler aras?nda, ?zel alanlardaki dan??manlardan olu?an bir ordunun yard?m? olmadan, tam kapsaml? (yarat?l????) tart??malar?yla ba?a ??kabilecek herhangi bir bireyin varl???ndan ?üphe ederim.”Evrimciler, son on y?l i?inde ba?ta gelen üniversiteler dahil olmak üzere pek ?ok yerde yap?lan yakla??k 200 yarat?l??/evrim tart??mas?nda yarat?l???? tart??malarla ba?a ??kamam??lard?r. Evrimciler, bu tart??malar?n ni?in genellikle yarat?l????lar taraf?ndan kazan?ld??? (ve art?k ?nde gelen evrimcilerin ?o?unun bu tart??malara kat?lmay? ni?in reddetti?i) konusunda bir sürü mazeret ileri sürmü?lerdir, ancak bunun ger?ek nedeni bilimsel kan?tlar?n evrimi de?il, yarat?l??? desteklemeleridir!Sonu? olarak, evrimci olu?umun yarat?l???? tart??malara yan?t? bilimsel de?il, duygusal olmu?tur. Oyun plan?, a??k?a g?zda?? vermektir. K?kenlerle ilgili iki modeli paralel olarak ??retmeyi dü?ünülen her okul i?in, American Civil Liberties Union dava a?makta ya da a?ma tehdidinde bulunmaktad?r. Hem liberal haber medyas? hem de e?itimsel/bilimsel kurulu?lar?n dergi ve kitaplar? taraf?ndan yarat?l??a kar?? uzun süreli ve ?iddetli ele?tirilerde bulunulmu?tur. Evrimciler kendi yaz?lar?, yanl?? anlam? veren yetersiz al?nt?larla ve yarat?l???? tezlerin ?irkin ?arp?t?lmalar?yla doluyken, yarat?l????lar?n dipnotlarla ?zenle desteklenmi? yaz?lar?nda, en ufak bir yanl?? al?nt? ya da yanl?? yorumu bulabildiklerinde alenen ?vünürler.Evrimciler, en ikna edici yarat?l???? tart??malar?n baz?lar?n? anlamazl?ktan gelmektedirler (?rne?in, a??k sistemlerde bile yukar? d?nük evrime kar?? düzensizlik ilkesinin kan?t?). Ger?ek bir evrimle?meyi destekleyen ger?ek bilimsel kan?tlar olmay?nca, evrimciler tart??malar?n? Kutsal Kitap’taki yarat?l???n yak?n d?nemde ger?ekle?ti?ine ve küresel Tufan’a dair ??retilerine odaklam??lard?r. Asl?nda bu ??retiler, temel yarat?l?? ve evrim konusundan farkl?d?r. Ayn? zamanda, gen? dünyan?n ve tufan jeolojisinin bilimsel kan?tlar? h?zla artmaya devam etmektedir.Bilimsel Yarat?l?? Modeli’nin bu yeni bask?s?n?n, bilim alan?nda ?al??anlarda oldu?u kadar bilimsel konularla ilgilenmeyenlerde de, bu hayati konu üzerindeki ilgiyi artt?raca?? umulmaktad?r. Her ne kadar kitab?n büyük b?lümü ilk bask?dan farkl? de?ilse de, tart??malar?n ve kan?tlar?n bulundu?u belgelerin her noktada 1974’te oldu?u kadar ge?erli ve konuyla ilgili olduklar? g?rülecektir. Birka? yeni b?lüm eklenmi? ve metnin gerekli g?rülen yerlerinde de?i?iklikler yap?lm??t?r. Kaynak?alar ?nceden belirtildi?i gibi büyük ?l?üde geni?letilmi?, ama bu konudaki tüm kitaplar? i?erdi?i iddia edilmemektedir. 1974’ten beri bu konuda pek ?ok kitap yay?nlanm??t?r ve baz? ?nemli kitaplar atlanm?? olabilir. Bu konuda daha fazla inceleme yapmak isteyenler i?in pek ?ok kitap bulunmaktad?r. Bilimsel Yarat?l?? Modeli, alan?ndaki pek ?ok kitab?n aras?ndan yaln?zca biri olmakla birlikte, ?imdiden yarat?l????l?k konusunda etkin bir katk?da bulunmu?tur ve bu yeni bask?n?n da ayn? ?ekilde hizmet vermesi umulmaktad?r.Henry M. MorrisYarat?l?? Ara?t?rma EnstitüsüHaziran 19851EVR?M M? YARATILI? MI?K?kenlerin ?nemiAnne, baba ve ??retmenler, ?ocuklar?n ?ok merakl? oldu?unu bilirler. Her ?eyin ni?in ve nas?l oldu?unu merak ederler. Do?u?tan gelen bu merak duygusu, yüreklendirilip geli?tirilirse, büyüdüklerinde teknolojik, toplumsal ve ki?isel problemlerin ??zümünde kullanacaklar? yarat?c? dü?ünme yetene?ini kazand?racak ve dünyaya kar?? olgun bir bilimsel tutum i?inde olmalar?n? sa?layacakt?r.Hangi alanda olursa olsun, ??rencinin, o alan?n k?kenleri hakk?nda baz? ?eyler bilmesi gerekir. Kimya dersi i?leniyorsa, ??renciye elementlerin k?keni ve kimyasal tepkimeleri y?neten kanunlar hakk?nda bilgi verilmelidir. ?ngilizce dersinde, ana dili olsa da, dilin k?keni tan?t?lmal?d?r. Tabii ki, biyolojide de hayat?n ve ?e?itli canl?lar?n k?kenleri tart???lacakt?r. Y?netimle ilgili derslerde ise, ulusunun k?keninin ve hukuksal yap?s?n?n yan? s?ra, genel olarak uluslar?n ve yasalar?n k?kenleri de ele al?nmal?d?r...Bu tarzda verilmeyen derslerde, belki tart??ma bir ?l?üde ?nlenebilir, ama merak ve yarat?c?l?k yok edilir. Tan?mlamalar ve teknik bilgiler de iyi bir ders i?in gereklidir, ama bunlar konunun tamamen anla??lmas?na yol a?maz, yaln?zca gen?lerin becerilerini geli?tirir. Bu tip ??retim, hayata ?abuk haz?rlama ?zelli?ine sahipse de, ya?am?n ger?ek anlam?n? anlatmakta yetersiz kalmaktad?r. Bu durum, hi?bir yerle ba?lant?s? olmayan ayaks?z bir k?prüye, ge?mi?te k?kleri ve gelece?e dair umudu olmayan bir ki?iye benzemektedir.Derslerde k?kenlerin i?lenmesini gerektiren nedenleri ??yle ?zetleyebiliriz:A. Bilimsel Nedenler1. Bilim “Nerede?” ve “Nas?l?” sorular?na yan?t aramal?d?r.2. Bilim, neden-sonu? ili?kisine dayan?r. Bundan dolay?, sonu?lar en yak?n nedenlere ve bu nedenler de kendi nedenlerine ba?lan?rsa, bunun sonucu olarak “?lk Neden” sorusuyla kar??la?mak ka??n?lmaz olur.3. Do?al yasalar ve süre?ler hakk?ndaki bilgiler, bunlar?n k?kenleri de?erlendirmeksizin edinilmi? ise, yeni bilimsel ilkelerin bulunmas? ve anla??lmas? zorla??r.B. Toplumbilimsel Nedenler1. Bilimin say?s?z sosyal anlam? ve uygulamas? vard?r. Sosyal sorunlar?n ??zümü, onlar? etkileyen fiziksel olaylar?n k?kenlerinin ger?ekten anla??lmas?yla mümkündür (?rne?in, nükleer enerji, fosil yak?tlar, ekoloji, gen mühendisli?i, uyu?turucular gibi).2. Sosyal bilimler a??s?ndan da, ilgilendikleri sosyal varl?klar?n k?kenlerinin anla??lmas? gerekir (?rne?in, ?rklar, kültürler, su?, sava? vs).3. Siyasal dü?üncelerin a??rl?k merkezi, devaml? olarak de?i?mektedir. Tarihteki olaylara bakmaks?z?n, yaln?zca sosyal teori ya da politik etkinlikteki moda ak?mlara a??rl?k veren bir sosyoloji e?itimi, yeni durumlar?n ortaya ??kmas?yla ge?ersiz duruma gelecektir.C. Ki?isel Nedenler1. ?nsan her ?eyden ?nce, benli?ini ve ki?isel hedeflerini saptamak gereksinimindedir ve bu da k?kenini bilmeksizin olanaks?zd?r. ?nsan?n k?keni hakk?nda inand?klar? yazg?s? hakk?nda inand?klar?n? bi?imlendirir.2. Günümüz gen?leri aras?nda anlamlar ve k?kenler üzerinde sa?l?kl? bir bilimsel anlay???n olmamas?, onlar?, uyu?turucular, büyücülük, astroloji ve benzeri bilimsel olmayan ??zümlerden yard?m aramaya itmektedir.3. ??retmenlerin ??rencileri i?in arzu ettikleri türde ger?ek ak?l sa?l???, sa?lam ve doyurucu bir ya?am felsefesini gerektirir. Bu da, kesinlikle onlara ki?isel k?kleri ve gelecekleri hakk?nda mant?kl? bir bak?? a??s?n?n verilmesiyle sa?lan?r.??retmenler yarat?l??? evrime bilimsel a??dan sa?l?kl? bir alternatif olarak ??reteceklerse, bunu nas?l yapacaklar? konusunda bilgi kaynaklar?na sahip olmal?d?rlar. Ne yaz?k ki, ?u anda neredeyse bütün kitaplar, evrim lehine e?ilimlidir. Bilim dünyas?nda oldu?u gibi ??retmenlerin büyük ?o?unlu?una da, yüksek okullardaki ?al??malar?nda evrimsel bak?? a??s? a??lanmaktad?r.Dahas?, yarat?l???? kitaplar?n ?o?u, konular? bilimsel oldu?u kadar Kutsal Kitap’?n bak?? a??s?ndan da incelemektedir. Bu nedenle bu kitaplar, kamu okullar?nda ders amac?yla kullan?ma uygun de?ildir. Asl?nda, yaln?zca bilimsel i?erikli bir dizi yarat?l???? kitap mevcuttur, ama bunlar?n ?o?unlu?u ilgili konular?n yaln?zca birka??n? incelemektedir.Bilimsel Yarat?l?? Modeli’nin amac?, ?ncelikle kaynak konular?na ?ok daha konuyla ilintili y?nlerden bakmak ve bunu Kutsal Kitap’a ya da dinsel ??retilere referans yapmaks?z?n, bilimsel yolla yerine getirmektir. Konuyu ele al?? tarz? genelde olumludur. K?kenlerin ve tarihin yarat?l?? modelini bilimsel ger?eklerle ili?kilendirmekte ve bu modelin en az?ndan evrim modeli kadar etkin olarak kullan?labilece?ini g?stermektedir. Kitap bilimsel verilerle ilgilenmekteyse de, bu alanlarda uzman olmayan ki?iler i?in yaz?lm?? oldu?undan okuyucular?m?z?n hepsi taraf?ndan anla??laca??na inan?yoruz. Bilimsel kavramlar? ve terminolojiyi kullanmak gerekmektedir, ancak hepsi gerekti?i ?ekilde a??klanm?? oldu?undan, okuyucu bir miktar ?aba ile bunlar? anlayabilecek ve kullanabilecektir.Her ??retmene incelemesi i?in bir Bilimsel Yarat?l?? Modeli’nin verilmesini ve tamam?n? okumas?n?n s?ylenmesini ?neririz. Mümkünse, okullarda kitab?n kullan?lmas?n? sa?lamak amac?yla ?al??ma b?lümleri kurulmal?d?r.??retilen ders ve s?n?f ne olursa olsun, ??retmen, ders kitab?n?n ya da yard?mc? kitab?n?n evrim varsay?m?na dayand?r?ld??? ve bu g?rü?ten etkilendi?ini g?recektir. Ne zaman k?kenlerle ilgili (?rne?in, güne? sisteminin k?keni, “ma?ara adamlar?n?n” ortaya ??k??? vs.) ya da dünyan?n tarih ?ncesi ile ilgili olaylar?yla (?rne?in, dinozorlar?n ?nemi, k?mür yataklar?n?n olu?umu, ilk metallerin bulunmas? vs.) kar??la??lsa, ??retmen ders kitab?n?n evrimci ve yarat?l???? yorumunu sunmal? ve ??rencinin ya??na uygun ?ekilde her iki modelin de kan?tlar?n? vermelidir. B?yle bir kullan?m? kolayla?t?rmak amac?yla kitap uygun ?ekilde düzenlenip sonuna dizinler eklenmi?tir.Deneyimler, bu yakla??m?n ??renciler ve ??retmenler i?in, evrimcilikte bugün yayg?n olan tek tarafl? beyin y?kamadan daha heyecan verici oldu?unu g?stermektedir. ??retmenlerin ve okul y?neticilerinin bunu, do?ru bir ?ekilde denemeleri rica olunur.Bu kitap ilk ya da ortaokulda ders kitab? olarak kullan?lmaktan ?ok, ??retmenlerin ihtiya? duydu?u bir temel bilgiler kayna?? olarak kullan?lmak üzere ama?lanm??t?r. Dolay?s?yla, bu kitaptan ??retmenin tercihlerine g?re her konu ya da seviye i?in, gerekti?i ?ekilde yararlan?labilir. Lisede ya da yüksek okullarda, k?kenler konusunda bir ders kitab? olarak da kullan?labilir.Genel olarak, hem ders, hem de ki?isel inceleme ve kaynak kitab? olarak bu kitab?n, yarat?l???n bütün temel kan?tlar?yla tart??malar?n?n sunumu ve bununla ilgili gen? dünya ve küresel tufana ait kan?tlar?n sunumu a??s?ndan bilimsel gereksinimleri kar??layaca??na inan?lmaktad?r. K?kenlerin Bilimsel Kan?t?n?n Olanaks?zl???Bir ?nceki b?lümde k?kenler konusunun incelenmesinin ?nemine de?inilmi?ti. ?zerinde durulmas? gereken bir ba?ka nokta da, k?kenlerle ilgili herhangi bir kavram?n do?rulu?unun bilimsel y?nden kan?tlanmas?n?n olanaks?zl???d?r. ?ünkü bilimsel y?ntemin ?zü deneye dayal? g?zlem ve tekrarlanabilirliktir. Bir ara?t?rmac? ne kadar zeki ve ?al??kan olursa olsun, k?kenleri ne g?zlemleyebilir ne de tekrarlayabilir.K?kenlerle ilgili bir felsefeye sahip olmak ?nemlidir, ama bu g?zlemle de?il, imanla elde edilebilir. Zaten bu konuda bir anla?mazl?k yoktur. Hayatta att???m?z her ad?m inan?lar?m?z do?rultusundad?r. Yaln?z g?rdü?üne inanan pragmatik bir ki?i bile, kan?tlayamasa da, pragmatizmin en iyi felsefe oldu?una inan?r. G?rmedi?i atomlara ve gelecek gibi soyut kavramlara da inan?r.Sa?l?kl? bir zihin i?in, bir ?eylere inanman?n gerekli oldu?u g?zlenmi?tir. Hayat felsefesi bilimsel bir deney de?il, felsefenin ta kendisidir. Mant??a de?il de, anl?k arzulara dayanan bir hayat, “bir budalan?n anlatt???, hi?bir anlam? olmayan, gürültülü pat?rt?l? bir hik?yedir.”Bundan dolay?, insan en az?ndan k?kenlerin temeli konusunda bir ?eylere inanmal?d?r. Ancak, inanc?n i?e yaramas? i?in saf ya da kal?pla?m?? de?il, akla uygun olmas? gerekir.“K?kenler kan?tlanamaz” dedi?imizde, neyi kastetti?imizi daha a??k anlatmak i?in, k?kenler hakk?nda iki temel kavram olan yarat?l?? ve evrimle ilgili k?sa bir tart??maya a?a??da yer veriyoruz:A. Yarat?l?? Kan?tlanamaz1. G?zlendi?i kadar?yla, bugün yarat?l?? ger?ekle?memektedir. Yarat?l?? ger?ekse bile, ge?mi? zamanlarda ger?ekle?mi? oldu?undan, bugün bilimsel y?ntemle ula??lmas? mümkün de?ildir.2. Yarat?l?? sürecini g?sterecek ve hatta b?yle bir olay?n olanakl? olup olmad???n? ortaya koyacak bilimsel bir deney ger?ekle?tirilemez. Yarat?c?, bilimcinin keyfine g?re yaratmaz.B. Evrim Kan?tlanamaz 1. E?er evrim ger?ekle?meye devam ediyorsa, ?l?ülemeyecek kadar yava? yürümektedir ve bundan dolay? deneysel bilimin alan?na girmemektedir. Bir organizman?n, daha üstün bir organizma ?e?idine d?nü?ümünün büyük olas?l?kla milyonlarca y?l sürdü?ü tahmin edilmekte, ama hi?bir ara?t?rmac? b?yle bir deneyle ilgili ?l?üm yapamamaktad?r.2. Bugün, organizmalarda g?rülen kü?ük de?i?imler (bkz. s. 50-58), bu sorunun yan?t? olamaz, ?ünkü bu de?i?imler türlerin farkl? ve daha üstün canl?lara d?nü?tü?ünü kan?tlamaya yetmez. Kü?ük de?i?iklikler (mutasyonlar da dahil) evrim modelinde oldu?u oranda yarat?l?? modelince de beklendi?inden, iki model aras?nda ayr?ma neden olacak de?erde de?ildir.3. Günümüz bilim adamlar? laboratuvarda, bir gün yapay olarak cans?zdan canl?y? ya da daha basit bir canl?dan daha üstün bir canl?y? yaratmay? ba?arsalar bile bu, hi?bir zaman ge?mi?te b?yle de?i?imlerin geli?igüzel do?a olaylar?yla olu?tu?unu kan?tlayamaz.Evrimciler taraf?ndan yarat?l?? modelinin dinsel, evrimin ise bilimsel oldu?u ileri sürüldü?üne g?re bu noktada, ?nde gelen evrimcilerden baz?lar?n?n evrimin kan?tlanamayaca??n? belirten s?zlerini aktarmak yerinde olacakt?r.Evrim, bilimsel g?zleme izin vermeyecek bi?imde yava? olu?ur:Amerika’n?n ?nde gelen evrimcilerinden Theodosius Dobzhansky bu durumu ??yle itiraf ediyor:“Deney y?nteminin, benzersiz bir tarihsel olaya uygulan???, bu olay?n olu?tu?u zaman süreci nedeniyle, ciddi bi?imde s?n?rlanm??t?r. ?ünkü bu süre herhangi bir ara?t?r?c?n?n ?mrünü bir hayli a?ar. Evrime kar?? olanlar taraf?ndan istenen kan?tlar?n sa?lanmas?ndaki olanaks?zl???n nedeni budur.Bu itirafta, “deney y?nteminin” evrime uygulanmas?ndaki, “olanaks?zl?k” s?zcü?üne dikkatinizi ?ekeriz.Evrim, ?ürütülemeyecek bir kurald?r:Modern biyolojinin ?nde gelen bilim adamlar?ndan ikisi, evrimin yanl??l??? kan?tlayamayaca?? i?in, do?rulu?unun da kan?tlanamayaca??n? a??klam??lard?r.“Evrim teorimiz, hi?bir g?zlemle ?ürütülemez. Bundan dolay? ‘deneysel bilimin d???ndad?r’, ama bu durum, onun yanl?? oldu?unu g?stermez. Evrimi s?naman?n yolu yoktur... Evrimsel dü?ünceler, ?o?umuz taraf?ndan e?itimimizin bir par?as? kabul edilen evrim dogmas?yla ilintilidirler.”Ayn? ?ekilde, Peter Medawar da evrimi s?nayacak herhangi bir yol olmad??? ger?e?ine dikkati ?eker:“Evrim teorisine felsef? ve metodolojik itirazlar vard?r... Yeni Darwincilik formülleriyle a??klanamayan bir evrim olay?n? tasarlamak olduk?a gü?tür”Bir ba?ka ifadeyle, zürafan?n uzun, su ayg?r?n?n k?sa boynu, do?al se?ilimle a??klanabilirmi?. Her ?eyi i?ine alan bir teori, hi?bir ?eyi a??klayamayan bir kelime oyunundan ?teye gitmemektedir. Varolu? mücadelesinde hayatta kalabilenler en uygun olanlard?r, ?ünkü en uygun olanlar varl?klar?n? sürdürebilenlerdir.Evrim, inan?lmas? gereken otoriter bir sistemdir:“Zaman zaman modern evrimci yazarlar?m?z, g?rü?lerini sanki bir ?e?it esin yoluyla elde etmi? gibi g?rünmektedirler. Ya?am?n en basitten en karma???a do?ru evrimle?ti?i fikirlerini, tür i?i evrim do?as?na dayand?rmaktad?rlar.... Hayvanlar ?leminin ba?l?ca kollar?n?n evrimle?mesi hakk?nda herhangi bir dogmatik iddiada bulunmam?z, bizim a??m?zdan zamans?z ve küstah?a olur.”“Fakat paleontolojinin ger?ekleri... tanr?sal yarat?l?? gibi di?er yorumlarla ayn? ?ekilde uyum g?stermektedir. Paleontoloji, tek ba??na bu fikirleri ne kan?tlar ne de ?ürütebilir.”Darwinizm felsefesinin kabul g?rmesinden herkesten fazla sorumlu olan Thomas Huxley, her nas?lsa ??yle bir saptamada bulunur:“... s?zcü?ün bilinen anlam?yla ‘yarat?l??’, son derece akla uygundur. Bir zamanlar bu evrenin varolmad???n? ve daha sonra ?ncesiz bir varl???n iradesiyle alt? günde ortaya ??kt???n? kavramakta zorluk ?ekmiyorum.”Evrimin kabul g?rmesinin nedeni, bilimsel kan?tlar de?ildir:A?a??da sundu?umuz kayda de?er g?zlem, bir?ok y?l ?ncesinin ?nemli biyologlar?ndan ?ngiliz Watson’a aittir:“Evrimin geni? anlamda kabul edilmesi, ger?e?e dayanan mant?ksal kan?tlar?ndan de?il, tek alternatifi olan yarat?l???n inan?lmaz olmas?ndan kaynaklanmaktad?r.”Bir insan yarat?l???n inan?lmaz oldu?unu s?ylüyorsa, Tanr?’n?n olmad???na dair kesin bilgiye sahip demektir. Elbette, Yarat?c? yoksa, yarat?l??a da inan?lmaz. Ancak evrene dair bir ?eyin tamamen yads?nmas?, evrensel bilgiyi, yani her ?eyi bilmeyi gerektirir. Bundan dolay? Prof. Watson, Tanr?’y? ink?r etmekle, Tanr?’n?n niteliklerinin kendinde bulundu?unu ileri sürmektedir.Neyse ki, Profes?r Watson’un Tanr?l???n?n yerine, gücü s?n?rs?z bir Yarat?c?n?n Tanr?l???na inanmay? tercih eden bir?ok bilim adam? vard?r.K?kenlerle ?lgili ?ki Model?nceki b?lümde g?sterildi?i gibi, k?kenlerle ilgili iki kavramdan hangisinin do?ru oldu?unu bilimsel yolla kan?tlamak mümkün de?ildir. Bir?ok ki?i evrimi kan?tlanm?? bir ger?ek gibi ??retse de, bugün binlerce bilim adam? ve e?itimli ki?i, evrimi reddetmektedir. Evrim, bir?ok bilim adam?n?n s?yledi?i kadar a??k olsayd?, durum b?yle olmazd?.Ku?kusuz, ayn? ?ey yarat?l?? i?in de ge?erlidir. Bir?ok ki?i, yarat?l??a tarihin kesin bir ger?e?i olarak inand??? halde, bu inanc?n kayna?? bilimsel de?il, dinseldir. Bilimsel olarak, evrim ve yarat?l?? ne kan?tlanabilir ne de ?ürütülebilir. Ayr?ca, hem evrim hem de yarat?l???n, ger?ek anlamda bilimsel teori ya da hipotez olmad?klar? a??kt?r. “Evrim teorisi” ya da “yarat?l?? teorisi” ifadeleri do?ru de?ildir. ?kisini de s?naman?n imkan? yoktur. Ge?erli bir bilimsel hipotezin do?rulu?u, deneylerle ara?t?r?lmal? ve sonu?ta da ge?erlili?i kan?tlanabilmeli ya da reddedilebilmelidir.Daha ?nce, Ehrlich ve Birch’in ifadelerinde de g?rdü?ümüz gibi, bunu yapman?n yolu yoktur. Evrim ya da yarat?l??tan birisinin do?ru oldu?unu g?sterecek bir deney yapmak isteyebiliriz, ama bunu bilimsel olarak ger?ekle?tirebilecek hi?bir deney ya da deney dizisi yoktur.Bununla beraber, bütün s?n?rlamalar s?z konusu sorunun bilimsel ve objektif olarak tart???lamayaca?? anlam?na gelmez. Tersine, konunun bu ?ekilde tart???lmas? ?ok ?nemlidir. B?ylece k?kenlerle ilgili bu ?nemli konuyu anlay?p iman etmemizi gerektiren kavramlar aras?nda se?imimiz i?in tatmin edici bir temele ula??r?z. Konuya “evrim modeli” ve “yarat?l?? modeli” ?eklinde, iki bilimsel model terimiyle yakla?mak daha uygun olacakt?r. “Model”, s?n?rlar? ?izilmi? bir kavram ve düzenli bir dü?ünce sistemi olup bu ?er?evede, g?zlenebilir veriler aras? ili?kiler kurmaya ve hatta verileri ?nceden tahmin etmeye ?al???l?r. Alternatif modeller oldu?u zaman, bu modeller, elde edilen verileri yorumlayabilme kapasitesine g?re kar??la?t?r?labilirler. Evrim-yarat?l?? meselesinde oldu?u gibi, her ikisi de kan?tlanamazsa, ikisi aras?ndaki se?im, objektif bir karar getirmeyecektir. B?yle bir durumda genellikle, daha ?ok say?da veriyi de?erlendirebilen ve en az say?da ?eli?kileri ??zülmemi? veriye sahip model, büyük olas?l?kla daha do?ru model olarak kabul edilecektir.Modelin tahminleriyle ?eli?en baz? ger?ekler ortaya ??kt??? zaman, as?l modelde kü?ük de?i?iklikler yaparak verileri yorumlamak mümkün olabilir. Ger?ekten de, evrim modeliyle ilgili olarak Ehrlich ve Birch, “Dü?ünülen herhangi bir g?zlem ona uydurulabilir” demektedirler.Tabii ki, ayn? genelleme yarat?l?? modeli i?in de do?rudur. G?zlemlenebilen ger?eklerin hepsi yarat?l?? modeline uydurulabilir. Bu modeller aras?nda objektif olarak karar vermenin tek yolu g?zlerimizi, en az say?da ikinci derecede varsay?m i?eren, ger?eklere ve tahminlere uyan modele ?evirmektir.Yarat?l????lar, bu yol dikkatle izlendi?i zaman yarat?l?? modelinin evrim modeli kadar, hatta daha da üstün olarak, ger?eklere uygun dü?ece?inden emindirler. Ku?kusuz, evrimciler bunun aksine inan?rlar. ?ki durumda da, ger?ekleri tek y?nlü de?il, iki modelin ????? alt?nda dü?ünebilmek ?nemlidir. Bunun tersi, beyni ?al??t?rmak de?il, y?kamak olur.Kitab?n bundan sonraki b?lümleri, ?ncelikle bu iki modelin kar??la?t?r?lmas?na ayr?ld??? i?in, hem ??retmenler hem de ??renciler bu iki modelin temelini ve anlam?n? iyice kavramal?d?rlar.A. Evrim modeliEvrim sistemi, her ?eyin k?kenini, geli?imini ve anlam?n?, ge?mi?te oldu?u gibi bugün de i?leyen do?al yasa ve olu?umlarla a??klar. Yarat?c? gibi bir d?? fakt?rün ?zel etkinli?ini tan?maz. Evren her y?nüyle kendisini, yap?s?ndaki ?zellikleriyle, daha yüksek seviyede bir düzene (par?ac?klardan insanlara) evrimle?tirir.Evrim modelinin ?zünü g?stermek i?in, ?e?itli otoritelerin kendi evrim kavramlar?n? ortaya koyan s?zlerini aktaraca??z.“Bugün ayd?n ki?ilerin ?o?u, mucizevi maddelerden insano?luna kadar, evrendeki her ?eyin evrim olay?yla geli?ti?ini ve geli?meyi sürdürdü?ünü bir ger?ek olarak kabul etmektedirler.” “Evrim, evrendeki geli?melerin her a?amas?n? kapsamaktad?r: kozmik, biyolojik, insana ya da kültüre ait geli?meler... Ya?am, cans?z do?an?n evriminin bir ürünüdür ve insan da ya?am?n evrimle?mesinin bir ürünüdür.” “Evrim, temelde d?nü?ümsüz ve y?nlendirici bir olay olarak tan?mlan?r. Evrim sonucu ortaya ??kan ürünler, daha fazla ?e?itlilik ve gittik?e artan yüksek bir organizasyona sahiptirler. Bugünkü bilgimiz bizi, ger?e?in evrim yani, kendi kendine d?nü?üm oldu?u g?rü?üne zorlamaktad?r.” “Organizmalar?n ortaya ??k???, bir Yarat?c?ya ya da y?netici gibi bir etmene gerek duyulmaks?z?n, biyolojik evrimle a??klanabilir. Herhangi bir ya?am verici gücün ya da her yerde haz?r bulunan bir enerjinin evrim olay?n? canl?lar?n olu?umuna do?ru y?nlendirdi?ine dair hi?bir kan?t yoktur.”B?ylece evrim, evreni, i?erdi?i yasalarla her ?eyi daha yüksek seviyelerdeki düzenli yap?lara d?nü?türebilen, kendi kendine yeterli bir sistem olarak kabul etmektedir. Par?ac?klar elementlere, elementler karma??k kimyasal maddelere, bunlar da basit canl? sistemlere, basit canl? sistemler karma??k bir canl?ya ve karma??k canl? organizmas? da insana d?nü?mü?tür.?zetle evrim: (1) do?al bir olayd?r, (2) kendi kendini y?netir, (3) ama?s?zd?r, (4) y?nlendiricidir, (5) d?nü?ümsüzdür, (6) evrenseldir ve (7) devaml?d?r.B. Yarat?l?? ModeliYarat?l?? modeli evrimin tersine, (1) do?aüstü, (2) d??tan y?netilen, (3) bir amaca y?nelik ve (4) tamamlanm?? bir ?zel yarat?lma olay?n? i?erir. Evrim modeli gibi o da bütün evrende ge?erlidir ve d?nü?ümsüzdür, ama y?nü daha karma??k olan yukar?ya do?ru de?il, daha az karma??k olana a?a??ya do?rudur. Tamamlanm?? olan ilk yarat?l?? mükemmeldi. O zamandan sonra mükemmelli?ini yitirmeye ba?lam??t?r.Yarat?l?? modeli, ba?lang??ta ?zel bir yarat?lma süresi varsayar ve bu süre?te insan?n ve belirli hayvan ve bitki ?e?itlerinin yan? s?ra bütün do?a yasalar?n?n o andan sonra bir daha olu?mayan yarat?c? ve tamamlay?c? olu?umlarla ortaya ??kt???n? kabul eder. Yarat?l?? tamamland?ktan sonra, yarat?l?? i?lemi yerini, Yarat?c?’n?n yaratt??? temel sistemlerin devam etmesi ve korunmas? i?in düzenledi?i korunma yasalar?na b?rakm??t?r.Tamamlanm?? yarat?l?? kavram?na ek olarak, yarat?l?? modeli taraf?ndan, do?ada i?lemekte olan bir bozulma yasas? da ileri sürmektedir (?ünkü her ?eyi mükemmel olan bir ilk yarat?l??ta olu?an ?nemli bir de?i?me, mükemmelli?i bozucu y?nde olur). A?a??daki tablodan yararlanarak, iki modeli kolayca kar??la?t?rabiliriz:Evrim ModeliYarat?l?? ModeliHala devam eden do?al k?kenTamamlanm?? do?aüstü k?kenGittik?e artan karma??kl?kGittik?e azalan karma??kl?kYarat?l???n tarihi (ya?l? m? gen? mi?) ve yarat?l??tan sonraki dünyasal süre?lerin do?as? (genellikle ola?an ve sabit mi, afetsel mi?) ayr? konulard?r.Bu iki modelden hangisinin verileri tahmin etmekte daha etkili olaca??n? iyi dü?ünmeliyiz. Bunu anlamak i?in, hem evrimcilerin, hem de yarat?l????lar?n ?nceden ne ?e?it verilerin bulunaca??n? bilmediklerini varsaymal?y?z. Ne bulacaklar?n? bilmeden, ikisi de kendi modellerine ba?l? kalarak cesurca tahminler yapacaklard?r.A?a??daki tablo, ?nemli konularda her iki modelin olas? tahminlerini g?stermektedir.KategoriEvrim Modelinin Dayand?r?ld??? Temel TahminlerYarat?l?? Modelinin Dayand?r?ld??? Temel TahminlerEvrendeki Galaksi SistemiGalaksiler De?i?mekteGalaksiler SabitY?ld?zlar?n Yap?s?Y?ld?zlar Bi?im De?i?tirmekteY?ld?zlar De?i?memekteDi?er Büyük KütlelerOlu?maktaPar?alanmaktaKaya Olu?um TipleriFarkl? ?a?larda Farkl?Bütün ?a?larda BenzerYa?am?n Ortaya ??k???Cans?zdan Evrimle?erek Canl?, Yaln?z Canl?danCanl?lar?n S?ralan???Canl?lar?n Sürekli TüremesiBelirli Canl? TürleriCanl? Türlerinin Ortaya ??k???Yeni Türler Ortaya ??kmaktaYeni Türler Olu?mamaktaCanl?lardaki MutasyonlarYararl?Zararl?Do?al Se?ilimYarat?c? Olu?umKorunma SüreciYeryüzünün Ya???ok EskiMuhtemelen YeniFosil Kay?tlar?Say?s?z Ge?i?lerSistematik Bo?luklar?nsan?n Ortaya ??k???Maymun – ?nsan Ara Formlar?ylaMaymun - ?nsan Ara Formlar? Yok?nsan?n Do?as?Hayvanlardan Nicelik A??s?ndan Daha ?stünNitelik Y?nünden Hayvanlardan Farkl?Uygarl???n Ba?lang?c?Yava? ve A?amal??nsanla Birlikte Ortaya ??km??t?rBu tablodaki tahminler, biraz ?nce anlatt???m?z modellerin temel kavramlar?ndan kaynaklanan tahminlerdir. Bu temel modeller belirli durumlara uygulanabilmek i?in ikinci derecedeki varsay?mlarla de?i?tirilebilirler. ?rne?in, yararl? mutasyonlar?n yan? s?ra zararl? mutasyonlar da evrim modelince kabul edilebilir. Ancak bu, temel evrim kavram?n?n do?al bir tahmini de?ildir. Yukar?daki listede yer alan evrimci “tahminlere” do?ada ger?ekten rastlansayd?, bunlar evrim modelinin gü?lü kan?tlar? olarak büyük bir co?kuyla sergileneceklerdi. Bu ger?ek, yukar?dakilerin evrimin temel tahminleri oldu?unu do?rulamaktad?r.Yukar?daki tahminler, iki modeli kar??la?t?rmada ele al?nabilecek konular hakk?nda yaln?zca fikir vermektedirler. Bunlardan baz?lar? ileride ayr?nt?l? olarak ele al?nacakt?r. ?imdilik, yarat?l?? modelinin tahminlerinin yarat?l????larca do?ada g?zlenen olgulara evrim modelininkinden daha iyi uydu?unun benimsendi?ini s?yleyebiliriz. Evrimciler veriler a??klamak zorundad?r, yarat?l????lar ise bu verileri tahmin etmi?tir.Yarat?l?? Modelinin E?itimbilimsel ?stünlü?üYarat?l?? modelinin evrim modeliyle birlikte incelenmesinin hem ??renci, hem de ??retmen a??s?ndan büyük yararlar? vard?r. B?yle akla uygun ve yararl? bir ?nerinin bir?ok bilim adam? ve ??retmence kabul edilmemesi ?a??rt?c? ve üzücüdür.Yararlar?n baz?lar? a?a??da s?ralanm??t?r:1. Bu iki ?nemli modelin kar??la?t?r?lmas?yla, ??rencinin derinlemesine dü?ünebilmesi sa?lanm?? olacakt?r.2. Yarat?l?? modeli, ?ocu?un do?al dü?ünceleri ve günlük deneyimleriyle uyum i?indedir ve b?ylece zihinsel sa?l??? i?in yararl? olmaktad?r. ?ocuk, bir evin bir ustay?, bir saatin de bir saat?iyi gerektirdi?ini, ger?e?e dair deneyimlerinden ??karmaktad?r. ?rne?in, insan bedeninin ya da bir orman ekolojisinin karma??k yap?s?n? inceledi?i zaman, bütün bunlar?n geli?igüzel olaylar ve rastlant?lar?n eseri oldu?unun kendisine s?ylenmesi, ona ?ok garip gelmektedir.3. Bilimsel bulu?lar?n en zevkli taraf?, do?an?n yap?s?ndaki ve olu?umlar?ndaki güzelli?i ve düzenlili?i g?rmektir. ?zellikle, Newton ve Kepler gibi büyük bilim adamlar?n?n da onaylad?klar? gibi bilim ancak “Tanr?’n?n dü?ündüklerini dü?ünür.” Bu da ?ocukta bilime kar?? sevgi ve tutkuyu her ?eyden daha fazla geli?tirecektir.4. Sorumluluk duygusunun geli?mesi, azimli olmak, dürüstlük ve ba?kalar?n? dü?ünmek i?in, hesap verilecek bir Yarat?c?n?n varoldu?unu bilmekten daha büyük bir itici gü? yoktur. Bu hem ??renci, hem de ??retmen i?in ge?erlidir.Devlet okullar?nda, vergi ?deyenlerin her iki dü?ünce tarz?n? da benimsemi? ?ocuklar? okudu?undan, hem evrim hem yarat?l?? olabildi?ince e?it bi?imde ??retilmelidir. Kimi insanlar sadece evrimin ??retilmesini istiyorlarsa, bu ama?la kendi ?zel okullar?n? kurmal?d?rlar.Ayn? ?ekilde, bir?ok H?ristiyan okulunun esas amac?, k?kenlerin ger?ek bir ??retisi olarak yarat?l??? ??retmektir ve kurulmalar?n?n amac? budur. Ancak bu, b?yle okullarda ??rencilere evrimle ilgili e?itim verilmemesi anlam?na gelmez. Evrimci felsefenin egemen oldu?u bir dünyada ya?ad?klar?ndan, evrimsel kavramlarla ve evrimin varsay?lan kan?tlar?yla tan??t?r?lmalar? gerekir. Ayn? zamanda bu kavramlardaki ve kan?tlardaki yanl??l?klardan ve yarat?l????l???n temelinden de bilgilendirilmeleri gerekir.Bu hedeflere varman?n herhalde en etkin yolu, k?kenlerin bu iki modelini ?ncelikle tümüyle bilimsel bir y?ntemle de?erlendirmek ve devlet okulu i?in ?nerilen y?ntemi H?ristiyan okulunda da uygulamakt?r. ?zel H?ristiyan okullar?ndaki ??rencilerin bir?o?u, nakilden ?nce devlet okullar?nda edindikleri deneyimler nedeniyle, evrimci dü?ünceyle a??lanm?? olacaklard?r. Bu ??rencilerin ?ncelikle evrimin “bilimsel”, yarat?l???n “dinsel” oldu?u dü?üncesinden ar?nd?r?lmalar? gerekir. Bunun en iyi yolu, yarat?l?? modeli ile evrim modelinin ad?m ad?m k?yaslanarak bilimsel yarat?l????l???n yans?t?lmas?d?r.Bundan dolay?, bu kitab?n bundan sonraki alt? b?lümü, k?kenlerin bu iki modeli üzerinde, Kutsal Kitap ya da ba?ka din kitaplar?na ba?vurmaks?z?n, tamamen bilimsel olarak duracakt?r. Yarat?l????l?k modelinin evrim modeline g?re her bak?mdan üstün oldu?u g?rülecektir. Kitab?n son b?lümünde ise, genel yarat?l????l?k modeli, Kutsal Kitap anlat?m?yla daha a??k bir bi?imde tan?mlanmaktad?r. K?kenlerin ve geli?imin bütün sorular? bu b?lümde Kutsal Kitap ve Tanr?bilim a??s?ndan yan?tlanmakta ve ??renci, Yarat?c?s? ve Kurtar?c?s? Rab ?sa Mesih’te odaklanan anla??l?r, uyumlu ve tatmin edici bir dünya g?rü?üne y?nlendirilmektedir.Bu s?ran?n, bilimsel verilerin Kutsal Kitap’?n ??retilerinden daha güvenilir oldu?u dü?üncesiyle uygulanmad???n?n vurgulanmas? gerekir. Aksine, Kutsal Kitap tamamen yetkili ve a??k oldu?u i?in, do?ru yorumlanan bilimsel olgular Kutsal Kitap’?n tan?kl???yla uyum i?indedirler. Bilimsel ger?ekleri, yarat?l???? modellerine uydurmak üzere ?arp?tanlar yarat?l????lar de?ildir. Evrime olan inan?lar?n? hakl? g?stermeye ?abalarken, evrimsel yakla??m?n bilimsel yanl??lar?n? ve ?eli?kilerini a??klamak i?in, evrimin temel kavram?n? devaml? de?i?tirip geni?letenler evrimcilerdir. Din Olarak EvrimEvrim bilimsel olarak kan?tlanmad???ndan ve asla s?nanamayaca??ndan sonu?ta, bir inan? olarak kabul edilmelidir. S?nanabilir oldu?u tahmin edilen mikro evrim denilen ?ey ya da de?i?im bile ?u ana kadar yukar? do?ru bir e?ilim g?sterememi? ve s?nav? ge?ememi?tir. Evrimin i?leyi?i, hala bir s?rdan ibarettir.Bir?ok evrimci, yarat?l????l??? (hatta bilimsel yarat?l????l???), Kutsal Kitap “tutuculu?unun” temel inan?lar?ndan biri olmas? nedeniyle dinsel olarak adland?rmakta olduk?a iddial?d?r. Elbette ki, Kutsal Kitap’a dayal? dinler (Protestanl?k, Katoliklik, Yahudilik ve hatta ?slam) tek tanr?l? ve dolay?s?yla yarat?l????d?r.?ok tanr?l?, hümanist ya da ateist dinlerin bir tür evrim ?ekline dayanmas? da bir ger?ektir. Dolay?s?yla, evrime inananlar sadece ateistler ve hümanistler de?ildir; Budistler, Konfü?yüs?üler, Taocular, Hindular ve animistler de evrime inan?r; Marksistleri, Nazileri ve hatta ismen tektanr?l? say?lan liberalleri belirtmeye gerek yoktur. Hem yarat?l????l?k hem de evrimcilik ?nemli dinsel, ahlaksal ve toplumsal etkilere sahipse de, bilimsel verilerin etkile?mesi ve ?ng?rülmesi amac?yla da kullan?labilirler. Bundan sonraki alt? b?lüm, bu amac? yarat?l?? modelinin evrim modelinden daha iyi ger?ekle?tirdi?ini g?sterecektir. Sorunlar hala vard?r ve bunlar? ??zümlemek i?in daha fazla ara?t?rma yap?lmas? gerekir, ancak evrim modelinin sorunlar? ?ok daha ciddi boyutlardad?r.Bu nedenle, okulda a??lanm?? olduklar? evrimcili?e ve organize entelektüalizm i?ersinde kar??la?t?klar? evrimci g?zda?lar?na kar??n yarat?l???? olan binlerce yetenekli bilim adam? bulunmaktad?r. Ger?ek ?u ki, yarat?l????l?k evrimcilikten daha bilimsel, evrimcilik yarat?l????l?ktan daha dinseldir.2KARI?IKLIK MI D?ZEN M??Madde, Enerji ve Do?a Yasalar?n?n K?keniK?kenlerle ilgili bu iki modelin, evrenin temel nitelikleri ve k?keni hakk?ndaki de?erlendirmelerine bir g?z atal?m. Bu konular? inceleyen bilimler kozmoloji ve kozmogonidir. Bu konularda evrim ve yarat?l?? modelleri tam bir dünya g?rü?ü ta??rlar ve bu da iki kavram? kar??la?t?r?rken dikkat edilmesi gereken mant?kl? bir ba?lang?? noktas?d?r.Evrim modeli, en az?ndan ilke olarak evrenin, do?a yasalar? ve süre?lerle y?netilen, d??ar?dan hi?bir do?aüstü müdahalenin yap?lmad??? ve kendi kendine yeterli bir sistem oldu?unu varsaymaktad?r. Bundan dolay?, yasalar da do?al olarak, yine kendi kendine ortaya ??km?? olmal?d?r. Ayn? ?ekilde, enerji ve madde de i?erik ve yap? bak?m?ndan, da??n?k ya da geli?igüzelden bugünkü karma??k organize duruma evrimle?mi? olmal?d?r.Yarat?l?? modeli ise, evrenin sonsuz gü? ve bilim sahibi bir Yarat?c? taraf?ndan kolayca yarat?ld???n? varsayar.1 Yarat?c?, yaln?z evrendeki madde ve enerjiyi de?il, onlar?n davran???n? düzenleyen yasalar? da hi? yoktan, yaln?zca kendi gücüyle yaratm??t?r.Rasyonalist biri, yarat?l?? kavram?n? elbette katlan?lamayacak kadar saf, hatta “inan?lmaz” bulacakt?r. Bununla birlikte, b?yle bir hüküm ancak sonsuz gü? sahibi Tanr?’n?n kesin olarak ink?r edilmesiyle mümkündür.?ki modelin tahminlerini kar??la?t?rmak ve bunlar?n temel do?a yasalar?n? yorumlamadaki g?receli kapasitelerini ara?t?rmak, daha bilimsel bir yakla??m olacakt?r. Evrim modeline g?re, maddenin, enerjinin ve yasalar?n, ge?mi?te oldu?u gibi, bugün de evrimle?mesi gerekir, ?ünkü bunu durduracak hi?bir d?? gü? yoktur.Yarat?l????lar ise, do?a yasalar? gibi, madde ve enerjinin temel niteliklerinin de günümüzde de?i?memekte oldu?unu tahmin ederler. Bunlar?n hepsi ge?mi?te yarat?lm?? ve tamamlanm?? olup evrendeki denge, ?imdiki durumda yaln?zca korunarak sürmektedir.Evrim yanl?s? kozmologlar ve kozmogonistler, evrendeki sürekli de?i?ikli?i mant?kla ilgili bir mesele olarak g?rmektedirler. Nitekim bunlardan Mecrea, ??yle der:“Denenmemi? g?rü?, evrenin aniden olu?tu?unu ve uyulmay? bekleyen fizik yasalar?n?n tamam?n? haz?r buldu?unu ima etmektedir... Asl?nda, evrenin fiziksel yap?s?n?n ve fizik yasalar?n?n birbirine ba??ml? oldu?unu dü?ünmek daha do?al g?rülmektedir. Bu da bizde, evrende büyük ?l?üde bir de?i?iklik olursa, bunun sonucunda yasalar?n da tahmin edilemeyecek ?ekilde de?i?ebilece?i dü?üncesinin uyanmas?na yol a?maktad?r.”??in ger?ek y?nüyse, bugüne kadar yap?lan bütün g?zlemlerin yarat?l?? modelinin tahminlerini do?rulamas?d?r. Yani, do?a yasalar? kal?c?d?r, de?i?memektedir ve ayn? ?ekilde madde ve enerjinin temel i?eri?inde de bir de?i?iklik g?zlenmemektedir. ?imdiye kadar bunlar?n evrimle?ti?ine dair en kü?ük bir i?aret bile saptanmam??t?r.Yani yer?ekimi yasas?, termodinamik yasalar?, hareket yasalar? ve di?er bütün temel yasalar, evrim modelinin tahmininin tersine, her zaman bugünkü bi?imde i?lemi?lerdir.Benzer ?ekilde, madde ve enerjinin sabitli?i o derece kesindir ki, fen bilimlerindeki en ?nemli yasalardan ikisi, Kütlenin ve Enerjinin Korunumu yasalar?d?r. Madde durum de?i?tirebilir, fakat yarat?lamaz ve yok edilemez. Madde - enerji d?nü?ümü durumunda ya enerji maddenin ya da madde enerjinin bir bi?imi say?labilir ve iki durumda da korunma ilkesi ge?erlidir.Fizikte ba?ka korunma ilkeleri de vard?r (?rne?in, momentin korunumu, elektrik yükünün korunumu, vs.). Do?an?n temel yasalar?n?n sürekli bir evrim sürecinde olmad?klar?, tersine yarat?l?? modelinin ?ng?rdü?ü ?ekilde bir korunma ve kal?c?l?k i?inde olduklar? deneysel bilimler kadar kesin g?zükmektedir.Do?adaki bu sabit y?nler, evrim modelinin i?ine al?nabilir, ancak bunu yapabilmek i?in ikinci derecedeki bir varsay?m?, yani yasalar?n ge?mi?te evrimlerini tamamlayarak sabitle?tikleri varsay?m?n? eklemek zorunday?z. Demek istedi?imiz, yarat?l?? modelinin durumu a??klamak zorunda kalmay?p durumu ?ng?rmesidir. Evrim modelinin ise, bu durumu a??klamas? gerekmektedir.Bundan dolay?, yarat?l?? en az?ndan bu noktaya kadar daha iyi model olarak g?rünmektedir. Modele kar?? gelebilecek tek itiraz, do?aüstü bir Yarat?c?’y? kabul etmemizi gerektirmesidir. Bunun üzerine evrimciler s?k s?k ?u soruyu sorarlar: “O halde Tanr?’y? kim yaratt??” Fakat, b?yle bir soru davan?n kan?tland???n? g?steriyor. Evrimci Tanr?’ya inanmamay? se?se de, nedenlere gereksinim duymayan bir ?e?it ?lk Neden’e inanmas? gerekir. Ya maddenin hi? yoktan olu?tu?unu ya da ba?ka bir maddenin ilkel bir bi?imde daima varoldu?unu varsaymal?d?r. Her iki durumda da madde, kendi kendinin nedeni olmaktad?r. Bu durumda yarat?l????lar da, “?yleyse Maddeyi kim yaratt??” diye sorabilirler.Her iki durumda da, ya sonsuz ve gücü s?n?rs?z maddeye ya da sonsuz ve gücü s?n?rs?z Yarat?c? bir Tanr?’ya inan?lmas? gerekmektedir. Hangisinin akla daha yatk?n oldu?una karar verilebilir. Fakat her ikisi i?in de verilecek karar?n tümüyle bilimsel olamayaca?? bilinmelidir.Ancak, yarat?l?? yanda?? karar?n? do?rulamak i?in, neden - sonu? yasas?n? kullan?r. Herkes taraf?ndan kabul edilen ve bilimin her dal?nda uygulanan bu yasa, her olguyu bir nedenin sonucu olarak de?erlendirir. Hi?bir sonu?, ne nicelik y?nünden nedenden daha büyük, ne de nitelik y?nünden nedenden daha üstün olabilir. Bir sonu?, nedeninden daha a?a??da olabilir, ama daha yukar?da olamaz.Neden – sonu? dü?üncesini kullanarak Tanr?’ya inanan yarat?l????lar a?a??daki sonu?lara var?rlar:S?n?rs?z Uzay?n ?lk Nedeni S?n?rs?z Olmal?d?rNihayetsiz Zaman?n ?lk Nedeni Sonsuz Olmal?d?rS?n?rs?z Enerjinin ?lk Nedeni Sonsuz Gü? Sahibi Olmal?d?rEvrene Ba??ml? ?li?kilerin ?lk Nedeni Her Yerde Varolmal?d?rSonsuz Karma??kl???n ?lk Nedeni Her ?eyi BilmelidirAhlak? De?erlerin ?lk Nedeni Ahlakl? Olmal?d?rRuhan? De?erlerin ?lk Nedeni Ruhan? Olmal?d?r?nsan? Sorumlulu?un ?lk Nedeni ?rade Sahibi Olmal?d?r?nsandaki Dürüstlü?ün ?lk Nedeni Dürüst Olmal?d?r?nsan Sevgisinin ?lk Nedeni Seven Olmal?d?rHayat?n ?lk Nedeni Canl? Olmal?d?rNeden-sonu? yasas?ndan, her ?eyin “?lk Nedeni”nin s?n?rs?z, sonsuz, her ?eye gücü yeten, her yerde varolan, ahlakl?, ruhan?, iradeli, dürüst, seven ve ya?ayan bir Varl?k oldu?u sonucuna var?yoruz. B?yle s?fatlar “Madde”yi tan?mlayabilir mi? ?lk par?ac?klar?n geli?igüzel hareketleri, ak?ll? dü?ünceleri ya da cans?z moleküller, ruhsal tap?nmay? olu?turabilir mi? Evren ve i?indekilerin a??klamas?n?, yaln?z madde ve maddenin ?zelliklerine dayand?rmak, neden-sonu? yasas?n?n ge?mi?te de?il, yaln?z ?imdiki ko?ullarda ge?erli oldu?unu belirtmekle ayn?d?r.Bu b?lümü, California Fen E?itimi Dan??ma Komitesi taraf?ndan tan?mlanan “bilimin kavramsal sistemleri”nin tamam?n?n, yarat?l?? modelini evrimden daha ?ok destekledi?ini kaydederek ?zetleyelim. Tabii ki, bu kavram sistemleri California’yla s?n?rlanm?? de?ildir, herkes taraf?ndan kabul edilmektedir. A?a??da bu ?nemli kavramlardan her biri k?saca tart???lacakt?r.1. Neden ve Sonu?: Bu ilke üzerinde az ?nce de durmu?tuk. Evrende g?zlenebilen her sonu? i?in Yarat?c?, uygun bir ?lk Nedendir, evrim ise yeterli bir neden de?ildir. Evren, kendi nedeni olamaz.2. Ba??nt?c?l?k: Einstein, yeryüzündeki boyut, yer, zaman ve hareketle ilgili bütün ili?kilerin mutlak de?il, g?receli oldu?unu belirtmi?tir. Bu da, evrenin kendisinin mutlak olmad???n? ve dolay?s?yla ba??ms?z ya da mutlak varl???n?n s?z konusu olamayaca??n? s?ylemektedir. Evren, kendini olu?turamayaca??na g?re, evrenden ayr? ve mutlak bir Yarat?c?n?n sonsuz gücüyle varolmal?d?r.3. Hareket: Evren durgun de?ildir; uzayda ve zamanda durmadan olaylar ve olu?umlar ger?ekle?mektedir. Bunlar, hareket üreten ve her yerde varolan bir enerjiyi g?sterir. Madde bile hareket halindeki par?ac?klardan olu?maktad?r. Bu olgu yarat?l?? modeline uygun olarak, bu kadar büyük enerjiyi ve hareketi sa?layabilen s?n?rs?z bir Neden ve tamamlanm?? bir yarat?l?? gerektirir. Yani, “hareketlerin hiyerar?isi” vard?r. Bir hareket ya da dinamik yasa, di?erine evrimle?mez.4. Enerji Korunumu: Enerji, fiziksel bir varl?kt?r ve birbirine d?nü?ebilen ?e?itli bi?imlerde bulunur. Uzayda ve zamanda varolan her ?ey enerjidir ve bütün olaylar, enerji d?nü?ümüdür. “Enerji bir bi?imden di?erine d?nü?türülebilir, fakat yarat?lamaz ve yok edilemez” ?eklindeki Enerjinin Korunumu Yasas?, bilimin en ?nemli ve en iyi bi?imde kan?tlanm?? yasas?d?r.“Bu yasa, evrene dair bilim adamlar?n?n ?imdiye kadar yapabildikleri en gü?lü ve en temel genelleme olarak dü?ünülmektedir.”Bütün korunum ilkeleri, ?zellikle de enerjinin korunumu, yarat?l?? modelinin bu konudaki tahminlerini do?rulamaktad?r. Yarat?l?? ge?mi?te tamamlanm??t?r ve hala korunmaktad?r.5. Kütle - Enerji E?de?erlili?i: Madde ve enerjinin birbirine d?nü?ebilmesi, 20. yüzy?l?n büyük bulu?lar?ndan biridir. Bugün, nükleer reaksiyonlarda kütle ve enerji toplam?n?n korunmu? olmas?ndan dolay?, madde de enerjinin bir bi?imi olarak kabul edilmektedir. Bu reaksiyonlar hari? yarat?l?? modelinin ?ng?rdü?ü bi?imde madde daima korunmaktad?r.6. S?n?fland?rma ve S?ralama: Olay ?e?itlerinin düzenli s?n?fland?rma sistemleri i?inde düzenlenebilmesi (elementlerin periyodik cetveli, Linne sistemindeki gibi biyolojik s?n?fland?rma bilimi, y?ld?z ?e?itlerinin hiyerar?isi, vs.), yarat?l???n bir tan?kl???d?r. Yani, her ?ey ger?ekten evrimle?seydi, s?n?fland?r?lamazlard?. ?rne?in, biyolojik s?n?flamada kedilerin nerede bitece?ini, k?peklerin nerede ba?layaca??n? kestirmek olanaks?z olacakt?. Yap?lar?ndaki benzerlik, ortak bir atadan evrimle türemi? olmalar?n? gerektirmez. Bunun yerine, benzer i?levleri benzer yap?larla, farkl? i?levleri de farkl? yap?larla yaratan tek bir Mühendis fikri daha iyi bir se?enek olmaktad?r.7. Süre?ler: Evrendeki her madde birimi, ?e?itli bi?imlerde ba?ka madde ya da enerji birimleriyle etkile?ir. Evren dinamiktir; kuvvetler etkile?mekte, olu?umlar ger?ekle?mekte, olaylar olmakta, enerji kullan?lmakta ve i? yap?lmaktad?r. Bu etkinliklerin hepsi, evrende geli?igüzel ?arp??malar yerine, düzenli ve anlaml? ama?lar? g?stermektedir. B?yle olmasayd?, bilimsel ?al??man?n yarar? olmazd?. “Anlam” ve “ama?”, yarat?l?? modelince ?ng?rülen kavramlard?r.8. Kuvvetler ve Alanlar: Do?adaki etkile?meler ü? ?e?it kuvvete ve bunlar?n birlikteli?indeki alanlara ba?l?d?r. Bunlar, elektromanyetik, yer?ekimsel ve nükleer gü?lerdir. ??ü de evren kuruldu?undan beri ?imdi oldu?u ?ekilde etki g?stermektedirler. ?imdiki durumlar?n? almak i?in evrim ge?irdiklerine dair bir ipucu yoktur. Alan etkisi, ???kla ayn? h?za sahip olan bir dalga hareketi ?eklinde (elektromanyetik dalgalar, yer?ekimi dalgalar? vs.), serbest uzayda yay?lmaktad?r. Bu dalga olay?nda ger?ek bir gizem vard?r, ?ünkü bu dalga hareketi, hi?bir ?eyin olmad??? serbest uzayda, yani bir bo?lukta olu?maktad?r. Bu dalgalarda titre?en nedir? Bu soruyu kimse yan?tlayamam??t?r. Bu mesele evrimciler a??s?ndan sorun yaratmaktad?r. Evrimle?ece?i hi?bir ?eyi i?ermeyen uzay bo?lu?unda, dalga olay?n?n evrimle?mesi pek olas? de?ildir.9. ?evresel Anlamda Her ?eyin Birbirine Ba??ml?l???: Do?ada, sistemler ?evreleriyle ?yle ola?anüstü tarzda bütünle?mi?lerdir ki, ?nceden dü?ünülerek yarat?ld?klar?na dair bir izlenim b?rakmaktad?rlar. Organik alanda do?al se?ilim, ?nceden ayarlanm?? bir sisteme d??ar?dan girmeye ?al??an yeni ?zellikleri elemek i?in, koruyucu bir mekanizma olarak ?al???r ve evrende ge?erli olan statüko b?ylece korunur. Di?er yandan, e?er ?evrenin kendisi de?i?irse, yarat?lan genotipin yap?s?nda, yeni ?evreye uyum sa?lamas?na yetecek potansiyeli vard?r ve varl???n? devam ettirir. B?ylece, do?al se?ilim sürecindeki ?evre, yarat?lm?? türleri ve do?a dengesini koruyan gü?lü bir sibernetik ara? g?revi yapmaktad?r. Bu da, yarat?l?? modelince ?ng?rülen bir ?zelliktir.10. Enerji Bozulmas?: Bütün olu?umlar enerji de?i?imleri i?erir ve bu de?i?imler daha az enerjili bir duruma do?ru e?ilimlidirler. Bunun sonucunda, d?nü?mü? enerjinin elde edilmesinde net bir dü?ü? olur. Enerjinin Korunumu Yasas? (Termodinami?in Birinci Yasas?) enerjinin yok edilmeyece?ini s?yledi?i halde, Enerji Bozulmas? Yasas? (Termodinami?in ?kinci Yasas?) enerjinin devaml? olarak daha dü?ük kullan?labilme seviyesine do?ru yol ald???n? anlatmaktad?r.“?kinci Yasa, evrenin büyük oyununda kazanamayaca??m?z? ve zarar g?rmeden ??kamayaca??m?z? s?yler.”Bu bozulma yasas?, k?kenler üzerinde o kadar etkili ki, 3. b?lümde bunu daha ayr?nt?l? inceleyece?iz. ?imdilik ?u konuyu bir kez daha yineleyelim; evrim modeli bu yasay? a??klayabilmek i?in bir ba?ka ikinci derecedeki varsay?ma gereksinim duymaktad?r. Oysa bu durumu yarat?l?? modeli ?nceden tahmin etmektedir. Yani, ba?lang??ta mükemmel olan bir sistemde de?i?imlerin y?nü yaln?z bozulmaya do?ru olabilir.Bu b?lümü, dünyan?n en ?nde gelen matematik?i ve fizik?ilerinden birisinin ayd?nlat?c? bir yorumuyla bitirmek istiyoruz:“Do?an?n temel niteliklerinden biri, temel fizik yasalar?n?n, ?ok güzel ve gü?lü matematik teorileriyle anlat?labilmeleridir. Bunlar? anlamak i?in ?ok ileri seviyede matematik bilgisi gerekmektedir. Do?an?n ni?in bu ?izgiler boyunca yap?ld???n? merak ediyorsunuzdur. Bunu bugünkü bilgilerimizle ancak ‘b?yledir’ diyerek yan?tlayabiliriz. Basit?e b?yle kabul etmemiz gerekiyor. Bu durum belki Tanr?’n?n yüksek seviyede bir matematik?i oldu?unu ve evreni yarat?rken ?ok ileri seviyede matematik kulland???n? s?yleyerek de a??klanabilir. Matematikteki zay?f giri?imlerimiz, evreni biraz anlayabilmemizi sa?lamaktad?r. Matematik bilgilerimizi geli?tirdik?e, evreni ?ok daha iyi anlamay? bekleyebiliriz.”Modern bilimin de g?sterdi?i gibi, evrenin fiziksel anlamda olu?umundan yaln?zca sonsuz gü? ve bilim sahibi bir büyük “?lk Neden” sorumlu olabilir. Tabii, bu ger?ek de yarat?l?? modelini desteklemektedir.Evrenin Ba?lang?c?Bu b?lümde, say?s?z y?ld?z ve galaksileriyle, evrenin k?kenini tart??mak istiyoruz. Y?ld?zlar?n ?e?itli ve karma??k olu?lar?n?n yan? s?ra, farkl? topluluklar halinde bulunmalar?n? a??klamak üzere ?e?itli evrimle?me modelleri ?ne sürülmü?tür. Büyük kütlelerdeki bu ?e?itlilikten hareketle, bunlara keyfi bir düzen vermek ve sonra bu düzenlemenin evrim dizilerini g?sterdi?ini varsaymak zor de?ildir.Ancak, bu konudaki modellerin ne kadar mant?kl? g?ründü?üne bakmaks?z?n, deneyle ara?t?r?lmalar?n?n mümkün olmad??? ?ok a??kt?r. Bir y?ld?z?n evrimini g?zleyecek ara? yap?labilir mi? Bir y?ld?z?n ba?ka bir y?ld?za evrimle?ebilmesi ya da par?ac?klar?n biraraya gelmesi tasarlanabilmesine kar??n, kimsenin b?yle bir olay?n olu?umunu g?rmedi?i ?ok a??kt?r. ?nsano?lu incelemeye ba?lad???ndan beri y?ld?zlar, g?zlenebildi?i kadar?yla, de?i?memi?lerdir.?imdi yarat?l?? modelinin g?rü?lerini ele alal?m. Bu modele g?re, y?ld?zlar ve galaksiler de dahil, do?adaki ba?l?ca bütün sistemler, belirli bir amaca hizmet etmek üzere belirli bir yap?da yarat?lm??lard?r. Bundan dolay?, yarat?l?? yanl?lar?, y?ld?z ve galaksilerin, daha yüksek seviyede bir hiyerar?iye, ileri bir a?amada da olsa, de?i?meyece?ini ?ng?rürler. B?yle bir de?i?menin olmamas? yarat?l?? modelinin beklentisine uymaktad?r.?imdi, evrenin k?keniyle ilgili olarak Termodinami?in Birinci ve ?kinci Yasalar?n?n g?rü?lerini belirtelim. Bu iki yasan?n kan?tlanm?? bilimsel yasalar oldu?unu belirtmeliyiz. Bunlar ?imdiye kadar son derece büyük ve kü?ük sistemler üzerinde binlerce defa denenmi?, ?l?ülmü? ve do?rulanm??t?r ve eri?ebilece?imiz uzay-zaman koordinatlar?nda tümüyle uygulanabilirli?i üzerinde hi?bir bilim adam?n?n ?üphesi yoktur. Bundan dolay? bu iki yasan?n kozmik belirtileri ?ok ?nemlidir.1. Birinci Yasa (Enerjinin Korunumu Yasas?), ?u an hi?bir ?eyin yarat?lmad???n? ve yok edilmedi?ini a??klamaktad?r. Kesin olarak, evrenin kendi kendini yaratmad???n? ortaya koymaktad?r. Yani, do?a yasalar?n?n yap?s?nda kendi k?keninden sorumlu olabilecek hi?bir ?zellik yoktur.2. ?kinci Yasa (Enerjinin Bozulmas? Yasas?), kendi haline b?rak?lan sistemlerin düzensizli?e do?ru e?ilimleri oldu?unu, enerjinin de daha az kullan?labilir olmaya y?neldi?ini ve son olarak da, tam bir düzensizlik ve i?e yaramazl?k durumuna geldi?ini s?yler. Evrenin bütün enerjisi i?e yaramaz bir ?s? enerjisine indirgendi?i ve moleküller düzensiz ve dü?ük s?cakl?kta hareket etti?i zaman, evren bir “?s? ?lümüyle” yok olmu? olacakt?r.3. Evrenin henüz ?lmemi? olmas?, onun ?ncesiz olmad???n?n kan?t?d?r. Varolan olu?umlar?n sürmesiyle evrenin bir gün sonu gelece?i i?in, zaman?n bir ba?lang?c? olmal?. ?imdiki durumda evrenimiz uzay, kütle ve zamandan olu?an bir birliktir. E?er bunlardan birisinin bir ba?lang?c? varsa, di?er ikisinin de ayn? anda ba?lam?? olmas? gerekir.4. ?kinci Yasaya g?re evrenin bir ba?lang?c? olmal?d?r. Birinci yasa da kendi kendine ba?lam?? olmay? olanaks?z k?lmaktad?r. Bu sorun, ancak evrenin kendisinden daha üstün bir neden taraf?ndan yarat?ld???n?n kabul edilmesiyle ??zümlenir.5. ?imdiki durumda g?zlemlenebilen uzay - kütle - zaman ?er?evesi i?inde hi?bir ?ey uygun bir Neden de?ildir. Bunun i?in Neden ya g?zlenebilir uzay?n ?tesinde ya da g?zlenebilir zaman ?ncesinde olu?an bir evrimle?me olay? olmal? (b?ylesi bilimd??? olur) ya da uzay?, maddeyi ve zaman? bir arada ve ayn? zamanda var eden bir yarat?c? bulunmal?d?r.a) Maddenin, uzay?n g?zlenemeyen derinliklerinden geldi?ini ve bugünkü yap?s?n? evrimle?erek kazand???n? ileri süren hipoteze “sabit durum teorisi” ad? verilir. Buna g?re evrendeki enerji kayb?n? dengelemek üzere maddenin, büyük olas?l?kla hidrojen gaz? ?eklinde, uzayda bilinmeyen bir yerde, hi?ten olu?tu?u varsay?lmaktad?r.b) Maddenin bugünkü yap?s?n?, g?zlenemeyen bir zaman i?inde evrimle?erek kazand???n? ileri süren hipoteze de “büyük patlama teorisi” denilmektedir. Yani, bir ?e?it patlamayla enerji, maddeye d?nü?mü?tür. Patlama, yer?ekimi kuvvetiyle süper-yo?un duruma ge?i?ten kaynaklanm?? olabilirmi?.6. Ne büyük patlama, ne de sabit durum teorisi, tan?mlar?ndan a??k?a anla??ld??? gibi, hi?bir g?zlemlenebilir ?zelli?e sahip de?ildirler. Bu teoriler her iki Termodinamik Yasas?’na da ters dü?mektedirler. Onun i?in bunlara, evrim modelinde ortaya ??kan ?eli?kilerden kurtulmak amac?yla ortaya at?lan ikinci derece varsay?mlar olarak bak?labilir. ??erik bak?m?ndan bilimsel de?il, felsefi kurgulardan olu?urlar.7. Di?er yandan yarat?l?? modeli, Termodinami?in iki yasas?n? ?nceden bildirir. Uzay, madde ve zaman?n, sonsuz gü? ve bilim sahibi, ?ncesiz bir Yarat?c? taraf?ndan yarat?lmas?, bilimin en kesin ve evrensel iki yasas?ndan ??kar?lmas? gereken tek mant?kl? sonu?tur.Ne sabit durum ne de büyük patlama teorilerinin, evrenin k?keni ile ilgili yeterli bilgi vermedi?i, ?nde gelen ve hepsi de evrimci olan otoritelerin a?a??daki a??klamalar?ndan anla??lmaktad?r:“Anlayabildi?im kadar?yla günümüzdeki yeni evrenbilimciler, ?ncelikle de?i?mekte olan bir evreni kabul eden bütün sistemler hakk?ndaki en zor soru olan “Nas?l bir ba?lang?c? kavrayabiliriz?” sorusuyla ilgilenmektedirler... Bir nedenden dolay? bu ara?t?rmac?lar ?ok eskiden olan bir ?eyin art?k devam etmedi?ini dü?ünmekten de memnun de?illerdir. Evrenin ba?lang?c?n?n olmad???n? ve sonunun da gelmeyece?ini dü?ünmektedirler. Dolay?s?yla evrenin, zevklerine uymas? gerekti?ini varsayarak, bunun b?yle oldu?unu il?n ederler.”“Bir bütün olarak evrenin yap?s? ve evrimi hakk?ndaki kozmolojik (evrenbilimsel) fikirlerimizin (onlar ne olursa olsun) 21. yüzy?l?n astronomlar?na olgunla?mam?? ve ilkel g?rünece?i anla??lm?yor mu? “Modern Kozmoloji” demekten ho?land???m?z bilim dal?n?n do?u?undan yakla??k 50 y?l sonra, az say?daki deneysel ger?e?in kesinlik kazand??? ortadad?r. Evrenle ilgili ?ok say?da farkl? ve basitle?tirilmi? modelin birbiriyle yar??t??? g?z ?nüne al?nd??? zaman, “kozmolojik problemlerin kesin ??zümüne yak?n oldu?umuzu az ?ok ummak, ger?ekte bir de?er ta??makta m?d?r?” diye soruyoruz.”Y?ld?zlar ve galaksilerin k?kenleriyle ilgili olarak, bütün evrim modellerince ??züme ula?t?r?lamayan ?ok ?nemli bir problem de, evrenin her yerinde benzer par?ac?klar?n, elementlerin ve moleküllerin olu?mu? olmas?d?r.“1875 y?l?nda J. C. Maxwell ??yle yazm??t?: G?klerde ???klar?yla ke?fetti?imiz y?ld?zlar birbirinden ?yle uzakt?r ki, birinden di?erine hi?bir madde ge?i?ine olanak yoktur. Yine bu ???k bize, bu y?ld?zlar?n her birisinin, yeryüzünde bulunan moleküllerin benzerlerinden olu?tu?unu g?stermektedir...! Bu benzerli?i a??klayabilecek bir evrim teorisi bulunamamaktad?r. Di?er yandan, her molekülün ayn? türden di?er moleküllerle tam e?itli?i, onlara ayn? fabrikadan ??km?? ürünler ?zelli?ini vermekte, sonu? olarak da bu moleküllerin ebedi ve kendili?inden varoldu?u dü?üncesini ?ürütmektedir! Bildi?imiz kadar?yla, bugünkü durum da h?l? Maxwell’in dedi?i gibidir; evrenin her yerinde elektronlar, protonlar hep ayn?d?r. Bunun ni?in b?yle oldu?unu bize anlatacak kapsaml? ve yeterli bir teori beklemeliyiz.”Tabii ki, yarat?l?? modeli bunun nedenini bize s?ylemektedir. Bütün evren Yarat?c? taraf?ndan yarat?lm??t?r ve ?oklu bir ?lem ?eklinde de?il, bütünlü?ü olan bir bi?imde var edilmi?tir. Biyolojik varl?klar gibi fiziksel olu?umlarda da, benzer i?levler i?in benzer, farkl? i?levler i?in de farkl? yap?lar yarat?lm??t?r.Evrimciler nedense evrenin ba?lang?c?yla ilgili sorular? yan?tlamak yerine, meseleyi kan?tlanm?? gibi varsaymaktad?rlar. Büyük Patlama teorisi, ba?lang??taki a??r? yo?un durumu yan?tlamamaktad?r (ancak daima titre?imli olan bir evreni varsayarak evrim modeline yine ikinci bir varsay?m ekleyerek soruyu yan?tlayabilirler). Sabit durum teorisi de, sürekli hi?ten olu?an hidrojen i?in bir neden g?stermemektedir. ??in ger?e?i, soruya “yan?t verilemez” kar??l???n? vermektedirler.?imdi Isaac Asimov’un ?u hayali ?nermesine bakal?m:“Evrenin maddesi nereden gelmektedir? ... E?er 0=+1+(-1) ise, “0” olan bir ?ey +1 ve –1’e d?nü?ebilir. Belki sonsuz bir hi?lik denizinde, art? ve eksi enerji y???nlar? e?it büyüklükteki ?iftler halinde sürekli olu?makta, evrime u?rad?ktan sonra bir kere daha birle?erek kaybolmaktad?r. Bizler hi?likler aras?ndaki bir zaman aral???nda, bu y???nlardan birinin i?indeyiz ve merakla bekliyoruz.”Evrimcilerin, “ki?isel bir Yarat?c?’y? kabul etmekle hi?bir ?ey a??klanmaz”, “Tanr?’y? kim yaratt??” ?eklindeki itirazlar?na kar?? ?unu hat?rlatmak isteriz: yarat?l?? modeli Termodinamik yasalar?n?, do?a yasalar?n?n de?i?mezli?ini, evrendeki birli?i ve insandaki ki?ilik ve zek?n?n varl???n? ?ng?rmektedir. Ancak, bunlar?n hepsi de evrimciler i?in ciddi sorunlar ??karan konulard?r.Güne? Sisteminin K?keniOkul kitaplar? genellikle, dünya ve güne? sisteminin k?keni ile ilgili kuramlara, evrenin k?keninden ?ok daha fazla yer vermektedirler. Bununla beraber, bu kuramsal dü?üncelerin bilimsel kan?ta dayanmad???n? (d?nen nebulalar, gezegenlerin artmas?, gelgit koparmalar?, d?nen toz bulutlar? vb.) gen? okuyucular?na dürüst?e s?ylememektedirler. Her biri, bir süre moda olmu?, fakat sonradan kar??t teoriler ileri süren bilim adamlar? taraf?ndan etkili bi?imde ?ürütülmü?lerdir.Bildi?imiz kadar?yla, güne? sisteminin evrende benzersiz bir yeri vard?r. Evrende say?s?z y?ld?z yer al?r, ama bu, herhangi birinin gezegenlere sahip oldu?u anlam?na gelmez. Evrimci astronomlar, bir?ok y?ld?zda gezegenler bulundu?unu kabul ederler, ama b?yle dü?ünmelerinin tek nedeni evrim istatisti?idir. Yani, güne? nas?l baz? do?al olaylar sonucunda ?evresindeki gezegen sistemini evrimle?tirmi? ise, ba?ka y?ld?zlarda da b?yle bir durumun olu?mas? gerekir.Ancak konuyu b?yle ele almak, bütün meseleyi kan?tlanm?? varsaymak demektir. Bilgi sahibi oldu?umuz tek güne? sistemi bizimkidir ve istatistiksel ??zümleme yapan birisi, elindeki verilerde bir türden yaln?z bir ?rnek varsa, bunu hesaplar?nda kullanmaz. ?imdiye kadar hi?bir astronom, güne? sistemimizin d???nda ger?ek bir gezegenin varoldu?unu kan?tlayamam??t?r. Bundan dolay? güne? sistemimizin k?keni ile ilgili konu ayr? olarak ele al?nmal? ve incelenmelidir.Soru h?l? yan?tlanmam??t?r. Bugüne kadar uzay ara?t?rmalar? ve ay projelerine milyarlarca dolar harcanm??t?r. Bir?ok bilim adam?, bu ?al??malar sonucunda güne? sisteminin nas?l evrimle?ti?ine ve dünyadan ba?ka gezegenlerde de ya?am?n oldu?una ili?kin kan?tlar elde edilmesini bekliyorlard?.Uzay program?n?n ba?ka bir?ok de?erli sonu?lar? olmas?na kar??n, bu umut ger?ekle?ememi?tir. Güne? sisteminden ba?ka bir yerde, ya?am?n evrimle?ti?ine ili?kin hi?bir kan?t bulunamamas?n?n yan? s?ra, elde edilen yeni veriler, güne? sisteminin k?kenine ili?kin ?nceki bütün teorilere yeni sorunlar da eklemi?tir.Oysa yarat?l????lar, bunu kendi modellerine g?re yorumlam??lard?r. ?rne?in, yarat?l?? modelinin bu konudaki tahminlerinden baz?lar? ?unlard?r:1. Dünya, ay ve gezegenlerin her biri ?zel bir ama?la yarat?ld??? ve ortak bir kaynaktan beraberce evrimle?mi? olmad?klar? i?in, hepsi de temelde ayn? bile?im ve yap?da de?il, ayr? ayr? yap?lara sahip olacaklard?r.2. Ya?am?m?z?n vazge?ilmez gere?i olan su, yaln?z yeryüzünde bulunacakt?r.3. Ya?am? mümkün k?lan atmosfer, yaln?zca dünyada bulunacakt?r.4. Güne? sisteminde, dünyadan ba?ka hi?bir yerde, ge?mi?te ve günümüzde ya?am?n oldu?una ili?kin bir kan?t bulunamayacakt?r.5. Di?er gezegen ve uydularda bozulma ve afetle ilgili kan?tlar bulunabilir, ama bunlar, düzen ve karma??kl??a do?ru geli?en bir evrimle?meyi g?stermeyecektir.Bütün bu tahminler aya yerle?tirilen, gezegen ve uydulara g?nderilen uzay ara?lar?n?n ara?t?rmalar? sonucu a??k?a do?rulanm??t?r. Baz? bilim adamlar?, h?l?, bu gezegenlerin birinde, ge?mi?te ya da gelecekte ya?am bulunabilece?ini destekleyecek baz? kan?tlar bulmay? ummaktad?rlar. B?yle bir kan?t?n ?imdiye dek bulunmad??? da bir ger?ektir.Hayat?n varl??? i?in kesinlikle gerekli olan oksijen atmosferine ve suya, ?l?ülebilir miktarda, hi?bir gezegende rastlanmam??t?r. Bu ger?ek o kadar iyi bilinmekte ve evrensel anlamda kabul edilmektedir ki, belgeye ihtiya? yoktur.Ayn? ?ekilde, Mars ve Ay’?n yüzeylerini g?steren yay?nlanm?? foto?raflarda, bu kitlelerin afete u?ram?? durumlar? ve bozulma i?aretleri a??k?a g?rülmektedir. Par?alanan asteroit k?s?mlar?, meteorlar, meteoritler ve kuyruklu y?ld?zlar afetin ve bozulman?n kan?tlar?d?rlar. Güne? sisteminde, ne gezegenlerin ne de üzerlerindeki karma??k kimyasal ve fiziksel sistemlerin sürekli olu?tuklar?na ili?kin hi?bir kan?t bulunamam??t?r. Ay yolculuklar?, en az?ndan dünya d???ndaki bir yerden al?nm?? maddelerin yap? ve bile?imlerinin incelenmesini sa?lam??t?r. ?imdi Dünya ve Ay’?n birbirinden olduk?a farkl? yap?da bulundu?u ve dolays?yla, ayn? kaynaktan evrimle?mi? olamayaca?? yeterince kan?tlanm??t?r.Bilim adamlar?n?n beklentilerinin aksine, Ay’daki kayalar?n kimyasal yap?lar?, dünyadaki kayalardan olduk?a farkl?d?r. Bu farkl?l?k g?steriyor ki, Ay ve Dünya farkl? ko?ullarda olu?mu?tur... Art?k gezegenlerin k?kenini a??klayan herhangi bir teori, Dünya’y? ve Ay’? ayr? ayr? a??klamak zorundad?r.”Bu, olduk?a ?nemli bir bulu?tur ve derslerde vurgulanmal?d?r. Dünya ve Ay farkl? yap?lara ve bundan dolay? farkl? k?kenlere sahiptirler! ?ncelemek üzere di?er gezegenlerden al?nm?? kaya ?rneklerine sahip olmamam?za kar??n, yap?lar?n?n da dünyadan farkl? olaca??n? tahmin etmek kolayd?r. Dünyan?n yan?ndaki uydusu bile kendisi gibi evrimle?memi?se, di?er gezegenlerin tek bir k?kenden geldi?ini dü?ünmek ak?ls?zl?kt?r. Bu kesin bilimsel ger?ek, güne? sisteminin k?keni ile ilgili evrim modellerini modas? ge?mi? bir hale getirmi?tir. ?imdi ??retmenlerin, bu kavramlar? ??rencilerine anlatmakla zaman ge?irmelerinin tek nedeni, insanlar?n tarihten ve yarat?l?? ger?e?inden ka?malar?d?r.Bu bulu?tan ?nce bile, güne? sisteminin k?keni ile ilgili evrime dayanan a??klamalarda, yanl??lar?n bulundu?una bir?ok yazar taraf?ndan de?inilmi?ti. Bu hatalar ?u problemlerden kaynaklanmaktad?r:1. Güne? sistemindeki a??sal momentumun %98’i gezegenlerde toplanm??ken, kütlenin %99,8’i güne?te bulunmaktad?r.2. Merkür, Plüton, asteroitler, meteorlar ve kuyruklu y?ld?zlar?n y?rüngeleri güne?in elips düzlemine olduk?a e?ik durumdad?r.3. Uranüs ve Venüs, Dünya’ya g?re ters bir eksen etraf?nda d?nmektedirler.4. Gezegen uydular?n?n ü?te biri, gezegenlerin d?nü? y?nlerine g?re geriye do?ru y?rüngelerde hareket etmektedirler.Evrim modeli, yukar?da s?ralanan problemleri ve daha ba?kalar?n? a??klamakta yetersiz kalm??t?r. Bir?ok astronom da bu a??klamalar?n yetersizli?ini i?tenlikle itiraf etmi?lerdir. Ay?n yap?s? hakk?nda edinilen yeni bilgiler, bu evrimsel teorilere son vermi?tir.Yarat?l?? modelinin, güne? sisteminin ola?anüstü yap?s?n? a??klayabilecek tatmin edici tek a??klamay? yapt??? sonucuna varabiliriz. Yukar?da belirtti?imiz gibi, yarat?l?? modelinin tahminleri do?rulanm??t?r. Güne? ve gezegenlerin ba?lang??ta ?zel bir yarat?l??la var edildi?i, sonradan bir tak?m bozulma ve afetlere u?rad??? kabul edilmekte, bunlarla ilgili her tür konu kolayca a??klanabilmektedir.Yarat?l???n Amac?Benzersiz hidrosferi, atmosferi ve litosferi ile dünya, ger?ek kan?tlar?n g?sterdi?i kadar?yla, evrende insano?lu gibi yüksek canl? bi?imlerini bar?nd?rabilecek tek yerdir. Ku?kusuz, bu da yarat?l?? modelince ?ng?rülmü?tür. Dünya insano?luna bir ev gibi hizmet edecek ?ekilde yarat?lm??t?r.Dünya tarihine dair evrim modeli, ?a?lar süren bir yap? de?i?imini ve fiziksel ?zelliklerinde, sonradan hayat?n ortaya ??k???na izin verecek ?ekilde, derece derece ger?ekle?en bir evrimle?meyi ?ng?rmektedir. Bununla beraber, ellerinde hi?bir kan?t yoktur. ?leride de g?sterilece?i gibi, her tip kayaya her devirde rastlanm??t?r ve bundan dolay? da dünyadaki kaya bi?imi olu?umlar?n?n devirden devire de?i?ti?i s?ylenememektedir.Maddenin, do?a yasalar?n?n, y?ld?z ve galaksilerin, güne? sisteminin ve dünyan?n k?kenleri hakk?nda yarat?l?? modelinin, g?zlemle elde edilen ger?ek bilgiler aras?ndaki ili?kileri, evrim modelinden daha ger?ek?i olarak ortaya koydu?u g?rülmektedir. Atomlar?ndan galaksi sistemlerine kadar, bütün evrenin ayn? anda yarat?lmas?n? reddetmek i?in, hi?bir bilimsel neden yoktur.Yarat?l?? modeline itirazlar bilimsel de?il, felsef?dir. ?rne?in, yarat?l?? modeli ?e?itli y?ld?z tiplerinin birbirinden türedi?ine dair kan?t olmad???na i?aret etse, evrimciler de bu kadar ?ok ?e?itte y?ld?z?n yarat?lmas?nda bir ama? olamayaca??n? s?ylerler.En az?ndan, bilimin genelde kabul edilen tan?mlar?na g?re, bir ?eyin amac? ile ilgili sorular, bilimsel nitelikte de?ildir. K?kenler hakk?nda bilimsel de?er ta??yan soru, evrim modelinin mi, yoksa yarat?l?? modelinin mi g?zleme dayal? bilimsel ger?ekleri a??klamada ve tahmin etmede daha etkili bir ara? oldu?u sorusudur.Bununla beraber, hem yarat?l??, hem de evrim modellerinin bilimsel kan?t?n?n olanaks?zl???n? ve iki model aras?nda son se?imi yaparken felsef? ya da din? tercihlerimize (iman) dayanmam?z gere?ini g?z ?nüne al?rsak, ama? ile ilgili sorulardan ka??nmam?z?n olana?? yoktur.Yarat?l?? modeli, temelde ama? kavram?n? i?ermektedir. Yarat?c?, par?ac?k ve molekülleriyle, yasa ve ilkeleriyle, y?ld?z ve galaksileriyle, bitki ve hayvanlar?yla ve son olarak da insanlar?yla, evreni belli bir ama? g?zeterek planlay?p yaratm??t?r. Yarat?c?, dü?üncesiz ya da ilgisiz de?ildir.Evrimle yarat?l?? modelleri aras?nda, g?zlenen ger?eklere en fazla hangisinin uygun oldu?una bakarak, bilimsel bir tercih yapabiliriz. Bununla beraber, bu ger?eklerin ve aralar?ndaki ili?kilerin sonu?lar?n? yorumlama, se?ti?imiz modele ba?l? olarak, birbirinden ?ok farkl? olacakt?r. Evrimci tarzda bir yorumlama, par?ac?klardan insanlara uzanan evrim zincirini olu?turan rastlant?sal de?i?im olaylar?na dayan?r. Yarat?l?? modeli ise, ?nceden bir pl?nlaman?n oldu?unu, evrendeki her ?eyin bu pl?na dayanan ?zel bir yarat?l??la, amac?n? en etkili ?ekilde yerine getirebilece?i yap? ve davran??larla bir Yarat?c? taraf?ndan var edildi?ini ?ng?rür. Ayr?ca, yarat?l?? modeli evrendeki bozulma ve afetlere de i?aret eder. Bu afetler, mükemmel yarat?lm?? düzeni ge?ici olarak bozarlar. Bu bozulmalar ger?ekle?tikten sonra, yarat?l?? mükemmel durumuna d?necektir.Evrim ve yarat?l?? modelleri aras?ndaki anla?mazl?k sonunda din? noktaya gelmektedir. Biyoloji ya da jeolojinin ger?ek verilerini iki bilimsel model a??s?ndan nesnel olarak kar??la?t?rmaya ?al??sak da, sonunda her ?eyi evrimin sonucu ya da yarat?l???n amac? olarak a??klayarak, bilimsel olmayan bir se?imle kar?? kar??ya kal?yoruz.?rne?in, bal?klar?n da, insanlar?n da g?zleri vard?r. ?nsanlar bal?klardan evrimle?ti?i i?in mi, yoksa yarat?l?? ama?lar?n? yerine getirmek i?in g?rmek gerekti?inden mi g?zlere sahiptirler? Y?ld?zlar ve galaksiler bir ?e?itten di?erine mant?kl? bir hiyerar?iye g?re düzenlenmi?lerdir. Acaba, bir devir boyu evrim olay?ndaki farkl? a?amalar? g?sterdikleri i?in mi, yoksa, her biri farkl? derecelerde büyüklük ve karma??kl?k gerektiren belirli ama?lara hizmet etmek üzere ?zel olarak yarat?ld?klar?ndan m? bu düzenleme vard?r?Bir?ok evrimci bilim adam?n?n, k?kenlerin ??retilmesiyle ilgili yakla??mlar?nda bilin?li olarak “ama?l?l?ktan ka?ma” e?ilimleri, ama?l? a??klamalar?n ge?ersiz oldu?unu g?stermez. Yarat?l?? modeli bu kitapta g?stermeye ?al??t???m?z gibi, bilimsel verileri yorumlama ve a??klamada daha doyurucu bir ?er?eve olu?turuyorsa, ama? konusunu da dü?ünmek gerekir. Yarat?l????lar, varsay?ma dayanan birtak?m evrim ge?irmi? atalarla a??klama yollar? aramaktan ?ok, ama? ve hedefleri saptamaya ?al??maktad?rlar. Newton, Kepler ve bir?ok ?ncü bilim adam? bu saptamay? “Tanr?’n?n dü?ündüklerini dü?ünmek” s?zleriyle a??klam??lard?r.?tiraf edelim ki, Yarat?c?’n?n bu a?amada pulsarlar?, sarmal nebulalar?, dinozorlar? ya da tahtakurular?n? yaratmadaki amac?n? anlamak zor olabilir. Yine de, akla uygun tahminler yapabiliriz. ?unu hemen belirtelim ki, b?yle tahminler, pulsarlar, sarmal nebulalar, dinozorlar ve tahtakurular?n?n hayali evrimle?meleri hakk?ndaki tahminlerden daha az bilimsel de?ildir. En az?ndan, sonsuz gü? sahibi ve ama? g?zeten bir Yarat?c?, evrendeki bu ve di?er bütün g?zlenebilen sonu?lar? olu?turacak uygun bir neden ortaya koyarken, geli?igüzel hareket eden, akl? ve bilinci olmayan madde bunu sa?layamaz.Yarat?l?? modeline g?re insano?lu, yarat?klar?n en üstünüdür ve bundan dolay? yarat?lan bütün di?er sistemler insana hizmet ederek ama?lar?n? yerine getirmektedir. Evrimciler bile insan?, evrensel olaylar?n en üstün ürünü olarak tan?maktad?rlar.“Bildi?imiz kadar?yla insandaki bir bu?uk kiloluk beyin, evrendeki en karma??k ve en organize maddedir.”Yarat?l????lar, insan beyninin ancak sonsuz gü? sahibi bir Yarat?c? taraf?ndan tasarlan?p yap?ld???na inan?rlar. Tabii ki, b?yle bir ger?ek bilimsel yolla kan?tlanamaz, ama ayn? ?ekilde evrimciler de geli?igüzel hareket eden par?ac?klar?n insan beynini olu?turmak üzere kendilerini organize edebildiklerini kan?tlayamazlar.Yarat?l???? a??klamas? yaln?zca neden-sonu?, termodinamik ve olas?l?k yasalar?na uygun olmakla kalmaz, ayn? zamanda ya?am?n var olmas?ndaki ger?ek anlam? ve sonsuz amac? da ortaya koyar. Bu sonu? ise, bir ?ocu?un ya da bir gencin ki?ili?inin geli?mesinde her ?eyden ?nemlidir.Yoktan Evrimle?meSon y?llarda evrenin k?keniyle ilgili evrimsel teorilerin kendileri inan?lmaz ?ekilde evrimle?mi?lerdir. Sabit durum teorisi, onu ortaya koyan ve geli?tiren Sir Fred Hoyle taraf?ndan bile tamamen terk edilmi?tir. Ayr?ca, Sir Fred ve daha bir?ok ki?i büyük patlama teorisini de reddetmi?tir. Weisskopf’un belirtti?i gibi:“Evrenin geli?imiyle ilgili hi?bir g?rü? tümüyle doyurucu de?ildir ve buna temel soru ve sorunlara y?nlendiren standart model de dahildir.” Titre?imli evren fikri de terk edilmektedir.“?imdi titre?meden ?te, evrenimizde üretilen büyük düzensizlik sayesinde kapal? bir evrenin yaln?zca bir adet geni?leme ya da daralma sürecinden ge?ebilece?ini dü?ünüyoruz.” Yeni bir evren fizik?isi grubu, ?i?en evren fikrini ortaya atm??t?r. Buna g?re evren (tüm uzay ve zaman dahil) varolu?unun ilk an?nda (10-35 saniye) greyfurt boyutunda ?i?en son derece kü?ük bir par?ac?kla ba?lad?. Bu ilk “büyük so?uk ?i?me”yi daha sonra standart “büyük s?cak patlama”n?n izledi?i varsay?lmaktad?r. Peki ya ilk ba?taki par?ac?k boyutundaki evren? Bu g?rü?ü ba?latanlar?n ikisinin bu soruya yan?t? ??yledir:“?yleyse bir ad?m daha ileri gidip tüm evrenin asl?nda yoktan evrimle?ti?ini ?ne sürebiliriz.”Bu konuyla ilgili olarak Tryon ??yle der:“…evrenimizin fiziksel k?keni, daha ?nceden varolan ger?ek bir bo?lu?un ya da bir yoklu?un kuvantum dalgalanmas?yla olu?mu?tur.”Yani, evrenin yarat?l???yla ilgili se?eneklerimiz ?unlard?r: Hi?likten Evrim ya da Tanr?’dan Yarat?l??. Eskiden “sonsuz madde” ya da “sonsuz Tanr?” aras?nda se?im yap?l?rd?. ?imdi s?z konusu olanlar “gücü her?eye yeter yokluk” ya da “gücü her?eye yeter Yarat?c?”d?r.3YUKARIYA DO?RU MUA?A?IYA DO?RU MU?Termodinami?in Yasalar?Evrenin k?keni ve temel yap?s? üzerinde durmu?tuk. Bundan sonra, evrende egemen olan yasalar?n ?zelliklerini ve ger?ekle?en olu?umlar? inceleyece?iz. Termodinami?in Birinci ve ?kinci Yasalar?n?n ?nemini belirtmi?tik. ?imdi, bu Yasalar?n yarat?l?? modelini destekleyen gü?lü kan?tlar?n? ayr?nt?l? bi?imde ele almak istiyoruz.1. Temel Yasalara G?re Evrim Modelinin TahminleriEvrim modeli, bilimsel verileri tahmin etmede etkili bir ?er?eve olsayd?, elbette do?a olaylar?nda egemen olan temel ilkeleri ?ng?rürdü. Maddenin birtak?m a?amalardan ge?erek, elementlere, y?ld?zlara, kimyasal polimerilere, canl? hücrelere, kurt?uklara, bal?klara, amfibyumlara, sürüngenlere, memelilere ve son olarak da insana evrimle?mi? oldu?u ileri sürülüyor. Bu do?ruysa, sistemleri sürekli olarak daha yüksek karma??kl?k seviyelerine iten gü?lü ve yayg?n bir ilke olmal?d?r. Bu, evrim modelinin en temel ve en ?nemli ?ng?rüsüdür. ?yleyse do?aya yeni sistemlerin dahil olmas?n? sa?layan ve varolan sistemleri daha yüksek sistemler haline getiren temel bir ilke olmal?d?r. Biz bu ilkeye, kimli?ini belirtmek i?in, “Do?al ?lerleme ve Bütünle?me ?lkesi” diyece?iz. Evrim modelinin k?kenler ve geli?meyle ilgili g?rü?leri ge?erliyse, do?ada i?leyen b?yle bir ilkenin ger?ekten bulunmas? gerekmektedir.Bir evrimcinin do?a yasalar? hakk?nda hi?bir ?n bilgisi olmasayd? ve tahminlerini ancak evrim modeline g?re yapacak olsayd?, do?ada i?leyen bu ?e?it bir temel ilkenin varl???n? kesinlikle ?ng?rürdü. Do?an?n süre?lerini ?l?erken de ilkenin i?ledi?ini g?rmeyi beklerdi. Evrim varsay?mlar?ndan yola ??k?ld???nda, Termodinami?in Birinci ve ?kinci Yasalar?n? hi? kimse beklemezdi.2. Temel Yasalara G?re Yarat?l?? Modelinin TahminleriDi?er yandan yarat?l?? modeli ?ki Yasay? da kesin olarak ?ng?rmektedir. Ba?lang??ta, mükemmel ve ama?l? bir yarat?l?? temel al?nd???ndan, yarat?klardan, arzu edilen ama?lar?n ger?ekle?ebilmesi i?in korunma ilkesinin varl??? gereklidir. Mükemmel bir yarat?l??? etkileyen herhangi bir de?i?iklik de zararl? olacakt?r. Yarat?l?? modeli, bu konuda “Do?al Korunma ve Da??lma ?lkesi” olarak adland?r?labilen temel bir ilke ortaya koymaktad?r. S?z konusu ilke evrim modelinin ?ng?rdü?ünün tersidir. ?lerleme yerine korunmay?, bütünle?me yerine da??lmay? ?ng?rür.Acaba hangi modelin ilkesi ger?eklere daha uygundur? Bütün do?a olaylar?n? etkileyen ve bilim adamlar?nca evrensel yasalar olarak kabul edilen Termodinami?in ?ki Yasas?n?n yarat?l?? modelini do?rulamas?, bu sorunun yan?t?d?r. Korunma, Termodinami?in Birinci Yasas?, bozulma ise ?kinci Yasas?d?r. Evrimcilerin ?ng?rdü?ü ilerleme ve bütünle?me, g?zlenebilen bilimsel verilerce desteklenmemekte ve bir evrim felsefesi olmaktan ?teye gidememektedir.“Kan?mca, termodinami?in iki yasas?, belki de fizik?iler olarak deneyimlerimizden edindi?imiz en güvenilir genellemelerdir.”Bu tart??mada Termodinami?in ?kinci Yasas?n?n ayr? bir ?nemi vard?r. ?ünkü, bu yasaya g?re, do?ada evrimcilerin ileri sürdü?ünün aksine, yukar?ya do?ru de?il, a?a??ya do?ru evrensel bir de?i?me ilkesi vard?r. Bu ?zellik, a?a??daki gibi farkl? ortamlarda de?i?ik y?nlerden tan?mlanabilir:(1) Klasik Termodinamik“Kendili?inden olu?an bütün fiziksel de?i?melerde entropi (düzensizlik) art??? hep olur.” Entropi, “i?e d?nü?türülemeyen enerji miktar?n?n bir ?l?üsüdür”.(2) ?statistiksel Termodinamik“Klasik ve istatistiksel y?nlerden entropi ??yle anlat?lmaktad?r: ‘Her enerji miktar?nda entropi ad? verilen bir ?zellik vard?r ve düzensizlik derecesinin bir ?l?üsüdür. Enerjinin, sürekli olarak entropi art???n?n oldu?u y?nde akmas? gerekir’.”“Bildi?imiz kadar?yla bütün de?i?meler; artan entropi, artan düzensizlik ve artan geli?igüzellik y?nünde, yani bozulmaya do?rudur.”(3) Enformasyonsal TermodinamikBilginin i?lendi?i ve aktar?ld??? sistemlerle (?rne?in, bilgisayarlar, otomasyon, televizyon, gazeteler vs.) ba?lant?l? olarak, enformasyon teorisi ad? verilen son derece yararl? bir bilim dal?, bilginin iletilmesinde entropiyi, “gürültünün” ya da belirsizlik derecesinin bir ?l?üsü olarak dü?ünmektedir. Termodinami?in di?er dallar?nda oldu?u gibi enformasyonsal termodinamikte de ayn? matematik kavramlar ve denklemlerin uygulanmas?, do?adaki birli?e ilgin? bir tan?kt?r.“Enformasyon ve termodinami?in ikinci yasas? aras?ndaki kavramsal ba?lant? ?imdi kesin olarak ortaya konmu?tur.”“Termodinami?in ?kinci Yasas? bir?ok ?ekilde ifade edilebilir... Bu ifadelerin e?itli?ini g?stermek i?in ?ok ileri seviyede matematik ve fizik kullanmak gerekse de, hepsi e?ittir.”Bundan dolay? do?a olaylar?n?; (1) bir i?in yap?ld??? enerji d?nü?üm sistemi, (2) de?i?ikli?e u?rayan bir yap? sistemi, (3) bilginin kullan?ld??? ve iletildi?i bir bilgi sistemi olarak s?n?fland?rabiliriz. Birincisinde, daha sonraki i? i?in enerjinin bulunamay???; ikincisinde, sistemin yap?s?ndaki düzensizlik art???; ü?üncüsündeyse, kaybolan ya da bozulan bilgi, entropinin bir ?l?üsüdür.Belirli bir durumda hangisi daha yararl? olursa olsun, hepsinde de a?a??ya do?ru bir e?ilim vard?r. Enerji sa?lanamaz, düzensizlik artar, bilgi de?i?tirilmi? olur.Bununla beraber, daha geli?mi? organizmalar?n evrimle?mesi i?in enerjinin kazan?lmas?, düzenin artmas? ve yeni bilgilerin eklenmesi gerekir. Oysa Termodinami?in ?kinci Yasas?, herhangi bir d?? etmen bu art??? zorlamadan art?? olmayaca??n? g?stermektedir.“Bu yasan?n sonu?lar?ndan biri de, bütün ger?ek olaylar?n d?nü?ümsüz olmalar?d?r... Evrende her olay, entropi miktar?ndaki de?i?meye paraleldir... Bütün ger?ek olaylar, entropideki art??la birlikte yürür. Entropi, sistemdeki düzensizli?in de ?l?üsüdür. Düzensizlik artt?k?a entropi de artar.”G?rüldü?ü gibi, Termodinami?in ?kinci Yasas?, evrim modeli kar??s?ndaki ?nemli bir sorundur. Evrimcilerin bu sorunu ?nemsememeleri yarat?l????lar? ?a??rtmaktad?r. Evrimi te?vik eden bir?ok kitap, bu konudan asla s?z etmez. Bir?ok evrimci bilim adam? da, bu konuyu, hi? ?nemi yokmu? gibi atlar. Bununla beraber, evrimle entropinin nas?l uzla?t???n? sordu?umuz zaman genellikle ?u yan?tlardan birisini verirler:1. “?kinci Yasa canl? sistemlere uygulanamaz.”“Karma??k evrimle?me süreci i?inde hayat, ?kinci Yasada belirtilen e?ilimle ?nemli bir kar??tl?k g?stermektedir. ?kinci Yasa, artan entropi ve düzensizlik y?nünde d?nü?ümsüz bir ilerleme ?ng?rürken, ya?am sürekli olarak daha düzenli ve organize duruma do?ru evrimle?ir. Bir ba?ka ?nemli ger?ek de, daha büyük düzenlili?e do?ru ilerleyi?in d?nü?ümsüz olmas?d?r. Evrim geri gitmez.”Bununla beraber, evrimin ?kinci Yasaya ters dü?mesi ger?e?inden (yazar?n yukar?daki al?nt?da belirtti?i gibi), uygulanmayaca??n? varsayarak s?yr?lmaktad?r. Yani o, sorgusuz sualsiz evrimin do?ru oldu?unu kabul etmektedir. Asl?nda, ya?amdaki olu?umlar ?ok karma??k kimyasal olaylard?r ve termodinamik yasalar? bu olaylara da uygulanmaktad?r. En yetkin biyokimyac?lardan evrimci Dr. Harold Blum, biyolog arkada?lar?n? entropinin canl? olu?umlar?na da uyguland???na inand?rmak i?in ?ok u?ra?m??t?r:“Canl? sistemlerdeki enerji konusu üzerinde ne kadar ?zenle inceleme yaparsak yapal?m, termodinamik ilkelerini yenecek bir kan?t bulamamaktay?z. Fakat sürekli, cans?zlar dünyas?nda tan?k olmad???m?z yüksek bir karma??kl?k derecesiyle kar??la?maktay?z.”2. “Termodinamik yaln?zca istatistiksel bir ifadedir ve istisnalar? mümkündür.”Fakat Angrist ?u itirafta bulunur:“B?yle bir olaya kar?? olas?l?klar ola?anüstü büyüktür.... Kimyac? Harry A. Bent entropinin azalabilme olas?l???n? hesaplam??t?r, ?zellikle bir kalorilik ?s? enerjisinin tamam?n?n i?e d?nü?ebilme olas?l???n?... Elde etti?i sonu? bilinen bir istatistiksel ?rnekle, yani, bir grup maymunun daktilo tu?lar?na geli?igüzel vurarak Shakespeare’in eserlerini yazma olas?l???yla ifade edilebilir. Bent’in hesaplar?na g?re bir kalorilik ?s?n?n tam olarak i?e ?evrilme olas?l??? bu maymunlar?n Shakespeare’in eserlerini pe? pe?e hatas?z 15 katrilyon kez yazabilmeleri olas?l???yla ayn?d?r.”3. “Belki ?kinci Yasa eskiden i?lemiyordu.”Belki, evrimcilere g?re ge?mi? zamanlarda evrim olu?urken “Do?al ?lerleme ve Bütünle?me ?lkesi” gibi ba?ka prensipler i?liyordu. Fakat bu da evrimcilerin temel bir varsay?m?n?n reddedilmesi anlam?na gelmektedir. ?ünkü onlara g?re, varolan bütün yasa ve olaylar her ?eyin k?keninden sorumludur. Ger?ekten, bu dü?ünce bile yarat?l?? yakla??m?n?n ge?erli oldu?unu ve günümüz dünyas?n?n yaln?z ge?mi?teki ?zel yarat?l??la a??klanabilece?ini bize bildirmektedir.4. “Belki evrenin ba?ka b?lgelerinde ?kinci Yasa i?lememektedir.” Isaac Asimov gibi usta bir fizik?i bile, ??yle bir tahminde bulunabilmektedir:“Evrende olu?an her ?ey hakk?nda bilgi sahibi de?iliz. G?zlemledi?imiz de?i?imlerin tamam? entropinin art???yla gelmektedir. Buna kar??n evrenin bir yerinde anormal ko?ullara ba?l? baz? de?i?imler olabilir ve ?imdiye kadar hi? incelemedi?imiz, azalan entropi y?nündeki olaylarla kar??la??labilir.”B?yle bir tahmin ilgin? gelebilir, ama tümüyle bilimd???d?r. Evrenin ba?ka b?lgelerinde yasalar?n farkl? oldu?una ili?kin hi?bir kan?t yoktur. Dolay?s?yla ?ok az bilim adam?, Asimov’un bu dü?üncesine kat?lmaktad?r. Ne olursa olsun, as?l konumuz dünyadaki ya?am ve k?kenlerle ilgilidir ve dünyada ?kinci Yasa kesinlikle uygulanmaktad?r.5. “?kinci Yasa a??k sistemlere uygulanmaz.”?kinci Yasayla ortaya ??kan soruna evrimciler genellikle, dünya gibi a??k sistemlere bu yasan?n uygulanamayaca?? bi?iminde yan?t vermektedirler. Onlara g?re, entropi nedeniyle kaybolan enerjiden daha fazlas? güne?ten dünyaya gelmektedir. Bu yüzden b?yle bir sorunlar? yoktur.Asl?nda, bu yan?t akla uygun de?ildir. ?ünkü, enerjinin miktar? (ger?ekten yeteri kadar vard?r) ile d?nü?ümü kar??t?r?lmaktad?r. Sorun, evrimin devam? i?in güne?ten gelen enerjinin yeterli olup olmad??? de?il, güne? enerjisinin evrimle?meyi nas?l sa?lad???d?r.Her iki yasa da kapal? sistemler i?in tan?mlanmas?na kar??n, dünyada kapal? sistem diye bir ?ey yoktur. Asl?nda, bütün sistemler az ya da ?ok derecede, dolayl? ya da dolays?z olarak güne?ten gelen enerjiye a??kt?r. Bundan dolay?, dünyan?n güne?ten gelen enerjiye a??k bir sistem oldu?unu s?ylemek her ?eyi a??klamaz. ?ünkü, ayn? ifade bütün di?er sistemler i?in de ge?erlidir.?kinci Yasa bütün sistemlerde düzensizli?e do?ru bir e?ilim ?ng?rür ve sistemlerin ?o?unda da zaman, düzenlilikten düzensizli?e do?ru ger?ek de?i?meleri ortaya ??kar?r.Dünyada, ?kinci Yasan?n ?ng?rdü?ü bozulma e?iliminin g?rünü?te dengelendi?i ve düzenlilikte bir art???n olu?tu?u sistemler de vard?r. ?rne?in, tohumun bir a?a?, fetüsün yeti?kin bir hayvan haline gelmesi, tu?la y???n?ndan bir bina yap?lmas? gibi.E?er bu sistemlerde, ge?ici ve s?n?rl? olarak ?kinci Yasaya kar?? kazan?lan üstünlü?ü (her birinde bu olay k?sa ?mürlüdür, ?ünkü en sonunda organizma ?lür ve bina da y?k?l?r) yak?ndan incelersek, her durumda, en az?ndan iki temel ko?ulun var olmas? gerekti?ini anlar?z:(a) Büyümeyi y?nlendiren bir program gereklidir.Geli?igüzel birikmelerle olu?an bir büyümenin sonucunda, düzenli bir yap? yerine, yaln?zca kar???kl?k olu?ur. Tüm olaylar?n bir ?rnek, bir plan ya da bir programla ba?lamas? gerekir. Aksi takdirde düzenli bir büyüme ger?ekle?mez. Canl?larda bu durum, her canl? türü i?in ayr? bir DNA molekülüne bilgi sistemi olarak yerle?tirilmi? olan ?ok karma??k bir genetik programla ger?ekle?tirilmi?tir. Binalar ise, mühendis ve mimarlar taraf?ndan ?nceden haz?rlanan plana g?re in?a edilirler.(b) Büyümesi i?in bir enerji d?nü?türme mekanizmas? gereklidir.?evreden gelen enerji do?rudan kullan?lamaz. Canl? sistemin bile?enlerini karma??k ve düzenli bir yap?ya organize etmek i?in, ?nceden, ?zel enerji bi?imlerine d?nü?türülmesi gerekir. B?yle bir d?nü?türme mekanizmas? yoksa, ?evreden gelen enerji mevcut yap?lar? bozmaktan ba?ka bir i?e yaramaz.“Düzenlili?in sürmesi i?in bak?m i?ine gerek vard?r ve dünyada g?da ürünlerine duyulan talep, asl?nda bu i?i yapacak olan enerji talebidir. Fakat enerjinin basit?e harcanmas?, düzeni sa?lamak ve sürdürmek i?in yeterli de?ildir. ?ini imal?thanesinde bir bo?a, etraf? y?kmakla bir i? g?rebilir. Fakat hi?bir zaman organizasyonu olu?turamaz ve sürdüremez. ?htiya? duyulan i? belirli bir i?tir, ?zellikleri vard?r. Bir i?i yapacak olan?n, en az?ndan, o i?in nas?l yap?laca?? hakk?nda bilgi sahibi olmas? gerekir.”Yukar?daki tohum ?rne?inde, gerekli olan enerji d?nü?üm mekanizmalar?ndan birisi, fotosentez ad? verilen ?a??rt?c? olayd?r. B?ylece, henüz tamam? ayd?nlat?lamayan karma??k kimyasal reaksiyonlar, ???k enerjisini bitki yap?s?ndaki bile?iklere d?nü?türür. Hayvanlarda ise g?dalar? vücut yap?s?na d?nü?türmek i?in sindirim, kan dola??m?, solunum gibi ?ok say?da karma??k mekanizma ?al???r. Bina in?a edilirken de, yak?t maddeleri ve insan gücü, ?ok say?da karma??k elektrikli ve mekanik ayg?tlar? ?al??t?rmada kullan?l?r.As?l sorun, güne?ten dünyam?za eri?en enerjinin evrimle?me i?in yeterli olup olmad??? de?il, tersine, bu enerjinin evrimle?meye nas?l d?nü?tü?üdür. Bu d?nü?ümün ger?ekse, evrim en büyük geli?me olay? demektir. ?ok kü?ük ?aptaki bir büyüme olay? i?in bile bir program ve ?zel bir d?nü?üm mekanizmas? gerekti?ine g?re, evrim i?in sonsuz derecede karma??k bir ?ifre ve daha ?zel bir enerji d?nü?üm mekanizmas? gerekmektedir.Ancak, ?imdiye kadar b?yle bir program ve mekanizma ortaya ??kar?lamam??t?r. ?yleyse, atomdan kü?ük geli?igüzel par?ac?klar? insanlara kadar evrimle?tiren plan, evrenin neresindedir? Sürekli olarak dünyaya gelen güne? enerjisini, kimyasal elementlerden, ?o?alabilen canl? organizmalara ya da uzun jeolojik devirlerde kurt?uk kümelerini, insan topluluklar?na d?nü?türen ola?anüstü motora nerede rastlanm??t?r?Bu kadar zor ve büyük bir i? i?in, mutasyonlar ve do?al se?ilim yetmez. Mutasyon y?nlendirici bir program de?il, rastgele bir olayd?r. Etkiledi?i organizmay? daha iyi ve karma??k bir duruma getirerek enerjiyi d?nü?türemez. Do?al se?ilim, yeni bir ?eyin üretimini y?nlendiren bir program de?ildir. O ancak k?tü de?i?imleri ve mutasyonlar? ay?klar. Bir enerji d?nü?üm mekanizmas?n?n olmad??? ?ok a??kt?r. G?rdü?ümüz gibi mutasyon ve do?al se?ilim, ne y?nlendirici bir programd?r, ne de bir enerji d?nü?üm mekanizmas?d?r. Mutasyon ve do?al se?ilim beraber ?al??sa bile, büyümenin gerektirdi?i bu iki ko?ulu nas?l sa?layacaklar? Evrimciler tahminler yürütmeden, canl? kürede (evren bir yana) yüksek karma??kl?ktaki ola?anüstü organik evrene do?ru büyümeyi y?nlendirecek büyük bir program?n ve güne? enerjisini yine bu büyümede kullan?labilecek bi?ime ?eviren büyük bir mekanizman?n do?ada var oldu?unu g?sterinceye kadar, evrim fikrinin tamam? ?kinci Yasa taraf?ndan reddedilecektir.?imdi ?ok emin olarak, evrim olay?n?n (hipotetik Do?al ?lerleme ve Bütünle?me ?lkesi), Termodinami?in ?kinci Yasas? taraf?ndan tümüyle olanaks?z k?l?nd???n? s?yleyebiliriz. Evrim modelinin bu ?kinci Yasaya uydurulmas? olanaks?zd?r.Bir gün evrimciler, modellerinde becerikli bir de?i?iklik yaparak evrimle ?kinci Yasay? uzla?t?rmaya ?al??salar bile ortaya ??kacak olan, olsa olsa ?kinci Yasan?n ?nemini kü?ümseyen evrimci bir a??klama olacakt?r. Ba?ka bir deyi?le, ileride evrim modeli, belki (nas?l olabilece?ini g?rmek ?ok gü?), Termodinami?in Yasalar?n? a??klayabilecektir. ?te yandan yarat?l?? modeliyse, bu yasalar? kü?ümsemeye gerek duymamaktad?r. ?ünkü, zaten bu yasalar? ?ng?rmektedir.Ya?am?n K?keniKu?kusuz evrim a?amalar? i?erisinde en gü? a??klanabileni, cans?zdan canl?ya, ?o?almayan kimyasal bile?iklerden, kendisini e?leyebilen sistemlere ge?i?tir. Nas?l olursa olsun, evrim ge?erliyse, bu ge?i?in de ger?ekle?mi? ve bugün do?ada i?leyen yasalarla a??klanabilen do?al olaylar arac?l???yla olu?mu? olmas? gerekir.Evrim modeline g?re, ge?mi?te evrimi ger?ekle?tiren yasalar günümüzde de ge?erli oldu?undan, bugün de cans?zdan canl?n?n türemesi gerekmektedir. Fakat yap?lan deneyler, günümüzde b?yle bir evrimin olu?mad???n? g?stermektedir. Bunun i?in, evrimciler evrim modelini bir ba?ka ikincil varsay?mla de?i?tirerek, bunun da ??zümünü buldular. Yani onlara g?re, o zamanlar dünya atmosfer ve hidrosferinde farkl? ko?ullar egemendi.Burada, yarat?l?? modelinin hem yal?nl???, hem de gücü bir kez daha ortaya ??kmaktad?r. Bu model, ni?in cans?zlardan canl?lar?n olu?amayaca??n? a??klamak zorunda de?ildir. ?ünkü, bu durumu zaten ba?tan kabul etmektedir. Yarat?l?? modeline g?re ya?am, belirli bir yaratma d?neminde olu?mu? ve bugün yinelenmeyen e?siz bir olayd?r.G?rüldü?ü gibi yarat?l?? modeli, ya?am?n k?keni hakk?ndaki olgulara, evrimden daha iyi uyum sa?lamaktad?r. ?imdi, evrim modelinin, ya?am?n ilk ortaya ??kt??? ?a?lardaki ko?ullar?n farkl? oldu?una ili?kin varsay?m?n? biraz daha inceleyelim. Ge?mi?te ko?ullar?n ger?ekten farkl? oldu?unu ku?kusuz hi? kimse bilmemektedir. ?stelik jeolojik kan?tlar da bu sav?n tam tersini ortaya koymaktad?r. Ancak, bir an i?in ?yle olabilece?ini varsayal?m.Bu konuyla ilgilenen biyokimyac?lar, probleme ??zümlemeli y?ntemler ve deneylerle yakla?maya ?al??m??lard?r. Hayat?n kendili?inden nas?l ba?layabilece?ini g?stermek i?in canl?lar?n yap?lar?n? inceleyip ilk ?a?lar?n ko?ullar?n? laboratuvarda olu?turarak cans?zdan canl? olu?umunu (hayali) yinelemeye ?al??m??lard?r.Bu konuda ?al??an bir?ok bilim adam?n?n, s?z konusu soruna kesin ??züm getirecekleri konusunda iddial? konu?malar?na ra?men, ?u ana kadar hi?bir yerde ??züme yakla??lmad??? ve büyük olas?l?kla da bu sorunun hi? ??zülemeyece?i bir ger?ektir. ?ünkü, en basit canl?n?n bile ola?anüstü karma??k kimyasal yap?s?n? ??zümlemeli y?ntemler ve deneylerle sentezlemek olduk?a zordur. ?imdi ??zümlemeli ve deneysel zorluklar? k?saca inceleyelim.1. Canl?lar?n ??zümlemeli Karma??kl???Karma??k canl?lar ola?anüstü say?da ?zel ama?l? hücrelerden, bu hücreler de ?ok ?zel yap?daki proteinlerden yap?lm??t?r. Her protein molekülü de, yirmi ?e?it amino asidin farkl? oranlarda ve s?rada dizilmeleriyle bi?imlenmi?tir. Her bir amino asit, hidrojen, azot, oksijen ve karbon (iki tanesinde de kükürt vard?r) elementlerinden olu?mu?tur.Bu karma??k protein moleküllerinin tamam? DNA molekülleri üzerindeki bilgilere g?re üretilmekte ve bir araya toplanmaktad?r. DNA (deoksiribo nükleik asit) alt? tür basit molekülden ibarettir. Bunlar, s?ralan??lar? bilgiyi olu?turan d?rt tür baz olan azot, oksijen, hidrojen ve karbonla birlikte deoksiriboz ?ekeri molekülü ve bazlar? yerlerinde tutan bir fosfat molekülüdür. DNA molekülü, hücre proteinlerinin yap?s?yla ilgili bilgileri ta??man?n yan? s?ra, kendisini e?leme ?zelli?ine de sahiptir. Bundan dolay? üreme ve kal?t?m do?rudan do?ruya, her canl?da farkl? ve ?zel bir yap?da düzenlenmi? olan bu moleküle ba?l?d?r.B?ylece, cans?zdan canl? olu?umu sorunu, ilk e?le?en sistemin evrimle?ti?i y?nteme ba??ml? olmaktad?r. Burada a??lmaz bir engel vard?r. DNA, yaln?z protein yap?s?ndaki birtak?m enzimlerin yard?m? ile e?le?ebilirken, bu enzimlerin bile?imi de ancak DNA’daki bilgiler do?rultusunda ger?ekle?ir. Her ikisi de birbirine ba??ml? oldu?undan, e?le?menin olu?mas? i?in ikisinin de ayn? anda var olmas? gerekir.Ger?ekten, canl?l???n ilk ortaya ??k??? ancak ?zel bir yarat?l??la olas?d?r. ?ok say?da ciddi ara?t?rmac? bu sorunu saptam??lard?r.“?reme talimatlar?n?n, ?evreden madde ve enerji sa?laman?n, büyüme s?ras?n?n ve bilgileri büyümeye ?evirecek mekanizmalar?n tümüne ait talimatlar?n o anda bir arada bulunmalar? gerekmektedir. Bunlar?n tümünün kombinasyonunun rastlant? sonucu ger?ekle?mesi olas?l??? o kadar dü?ük ki, olayda Tanr?’n?n parma??n?n bulundu?u s?k s?k s?ylenmi?tir.”Yukar?daki ifadenin 1955 y?l?nda, yani James Watson ve Francis Crick taraf?ndan DNA’n?n yap?s?n?n ayd?nlat?lmas?ndan iki y?l sonra yaz?lmas?na kar??n, bu s?r bugün bile bir ??züme kavu?turulamam??t?r. Y?llar sonra bu konuda yaz?lan bir makalede de ayn? ?aresizlik dile getirilmektedir:“Ancak, biyokimyasal genetik seviyesinde, evrimle ilgili bir?ok ?nemli soru h?l? yan?tlanamam??t?r... Tüm canl?larda, hem DNA e?le?mesi, hem de üzerindeki ?ifrelerin proteinlere ?evrilmesi, olduk?a ?zel ve uygun enzimler sayesinde olmaktad?r. Ayn? zamanda bu enzim moleküllerinin yap?lar? da DNA taraf?ndan belirlenmektedir. ??te bu ger?ek, evrimde ?ok gizemli bir sorunu a???a ??karmaktad?r.“Acaba, evrim olay?nda, ?ifrenin kendisi ve ?ifredeki enzimler birlikte mi ortaya ??km??t?r? Bu bile?iklerin ola?anüstü karma??kl??? ve sentezlenmeleri i?in aralar?nda hi? aksamayan bir koordinasyonun olma zorunlulu?u g?z ?nüne al?nd???nda, rastlant?sal olu?abilmeleri neredeyse olanaks?z g?rünmektedir. Ku?kusuz bu s?r, Darwin ?ncesi biri i?in (ya da Darwin sonras? bir evrim ku?kucusu i?in) ?zel yarat?l???n en gü?lü kan?t? olarak yorumlan?rd?.”En basit bir protein molekülünün bile ne derece karma??k bir yap?s? oldu?unu sonraki b?lümde anlataca??z. B?yle bir molekül rastlant?yla olu?abilse bile, kendini hi?bir zaman e?leyemezdi. ?zetle, üremede DNA’ya duyulan gereksinim, bu üreme i?in de baz? proteinlerin var olma zorunlulu?u ve bu proteinlerin de DNA’daki bilgilere g?re yap?lanma zorunlulu?u, evrimin, son derece ?nemli bir a?amada a??lmas? olanaks?z bir engeldir.Yarat?l?? modeli i?in bu konuda herhangi bir sorun yoktur. ?ünkü bu model canl?lar?n ancak canl?lardan olu?abileceklerini ?ng?rür.2. Ya?am? Sentezlenmenin Deneysel Zorluklar?Gazete haberleri sonucunda bir?ok ki?i, bilim adamlar?n?n ger?ekten “tüpte ya?am yaratabildikleri” izlenimine kap?lm??lard?r. Asl?nda, durum kesinlikle b?yle de?ildir. Biyokimyac?lar?n, di?er canl?lar?n hi?bir par?as?ndan yararlanmadan, temel kimyasal maddelerden (karbon, oksijen vs.) ?nce amino asitleri, sonra da bunlardan proteinleri sentezleyebilecekleri ve daha sonra bunlar?n üretimini ve ileride düzenlenmelerini belirleyebilecek bir DNA molekülünü sentezleyebilecekleri gün, ?ok uzak g?rünmektedir. Ger?ekten, sorun ?yle karma??kt?r ki, b?yle bir ?eyin hi?bir zaman yap?lamayaca??na kesin g?züyle bak?lmal?d?r.Ancak, bir gün b?yle bir deney ba?ar?l?rsa, bu demek de?ildir ki, ayn? ?eyler ü? milyar y?l ?nce rastlant?yla olu?mu?tur. Tersine, b?yle bir olay?n, ancak ?ok bilin?li haz?rlanm?? pl?nlar ve son derece do?ru i?leyen duyarl? laboratuvar ayg?tlar?yla ger?ekle?ebilece?ini kan?tlamaktad?r.Burada, s?z konusu alanda ?al??an biyokimyac?lar?n ba?ar?lar?n? kü?ümsemek istemiyoruz. Ancak, bu deneylerin hi?birinde canl? olu?turulmam??t?r. Konuyu uygun bir perspektife oturtmak i?in, bu alanda yap?lm?? olan ?nemli deneylerin baz?lar?n? k?saca g?zden ge?irece?iz.(a) Amino asitlerin bile?imi: Stanley Miller’den ba?layarak ?e?itli ara?t?rmac?lar, birtak?m ?zel ayg?tlarla, yeryüzünün ilk ?a?lar?ndaki ya?am ko?ullar?n? olu?turarak, baz? amino asitler elde etmi?lerdir. Bununla birlikte, amino asitler hi?bir ?ekilde canl? varl?klar de?ildirler. Ayr?ca, Miller yapt??? ayg?ta, amino asitleri olu?tu?u anda yakalayacak bir de ek yaparak, onlar? yap?ld?klar? ortamdan uzakla?t?rm??t?r. B?yle yapmasayd?, ayn? atmosferik ko?ullarda o amino asitler hemen par?alanacaklard?. Ancak, Miller’in koruyucusuna benzeyen bir ara? ilkel yeryüzünde bulunmayacakt?.(b) Amino asitlerin birbirine ba?lanmas?: Sidney Fox ve di?er ara?t?rmac?lar, ?ok ?zel ?s?tma tekniklerini kullanarak, varsay?ma dayanarak dünyan?n ilk?a?lar? oldu?u dü?ünülen d?nemde hi? olamayacak ko?ullarda, amino asitleri “proteinoid” ad?yla birbirlerine ba?lamay? ba?arm??lard?r. Bununla birlikte, bunlar da canl?larda bulunan ?ok düzenli proteinlere hi? benzememekteydi. Yaln?zca hi?bir i?e yaramayan, düzensiz lekelerden olu?uyorlard?. ?lk?a?larda bu moleküller ger?ekten olu?mu?larsa, ?abucak par?alan?rlard?. (c) DNA ve benzeri gen yap?lar?n?n kopyalanmas?: 1967 y?l?nda Arthur Kornberg taraf?ndan ger?ekle?tirilen “DNA sentezlenmesi” bir?ok gazete okuyucusunun ilgisini ?ekmi?ti. Severo Ochoa ve ba?ka bilim adamlar?, bir gen olan virüs DNA’s?n? ya da ba?ka biyolojik aktiviteye sahip molekülleri sentezleyerek ün kazanm??lard?. Bunlar?n tümü ?nemli ve ?vülmeye de?er ?al??malard?r. Yine de, ayr?nt?ya girmeden ?zetlersek, bu ?al??malar?n tamam?nda bir DNA molekülü, ger?ek hücrelerdekine benzer ?ekilde, kal?p gibi kopya edilmi?tir. Bu kopya i?leminde gerekli enzimleri de bulundurmak gerekliydi. Yani hi?birisinde, ba?lang??ta canl?lardan sa?lanan bu moleküller olmaks?z?n, bir DNA ya da bir ba?ka bile?ik yap?lm?? de?ildir.(d) Hücre sentezlenmesi: 1970 y?l?nda, J. P. Danielli’nin, ger?ekten canl? bir hücre sentezledi?i a??kland?. Bir kez daha belirtelim ki, bu bilim adam? canl? bir hücre ile i?e ba?layarak, onu par?alara ay?rm?? ve bunlar? yeniden birle?tirerek yeni bir hücre olu?turmu?tur. Bu ?nemli bir ?al??ma olmakla birlikte, bir canl? yaratmak anlam?na gelmemektedir.Yarat?l????lar, canl? organizmalar?n yapay yoldan üretilmesi üzerinde ?ok durulmas?n?n yanl?? bir anlay??? getirdi?ine inan?rlar. Bu olaylar?n hi?birisi do?al ko?ullarda olu?maz. ??retmenler, ya?am?n e?siz, karma??k ve harika bir ?ey oldu?unu ??rencilerine anlat?rlarsa, onlara daha yararl? olurlar. Canl?n?n cans?zdan olu?tu?una dair hi?bir bilimsel kan?t yoktur. Yarat?l?? modeli, ya?am?n benzersiz k?keninin, ya?ayan bir Yarat?c?’n?n s?zü oldu?unu vurgular. Neden-sonu? yasas? da canl?n?n ?lk Nedeni’nin canl? olmas?n? gerektirmektedir.De?i?me ve Do?al Se?ilimCharles Darwin do?al se?ilimle türlerin k?kenini a??klayan teorisini ilk kez yay?nlad???nda, bir türün bireyleri aras?nda sürekli olarak olu?an kü?ük de?i?imlerin, o türün varolma mücadelesini olumlu ya da olumsuz bir ?ekilde etkiledi?ini ileri sürüyordu. Ayr?ca do?al se?ilimle elde edilen ?nemli avantajlar?n bu türün ?zelliklerinin daha uzun süre, kal?t?mla sonraki ku?aklara aktar?lmas?n? sa?lad???n? ve sonra da a?amal? olarak tümüyle yeni ve daha yüksek organizma tiplerinin ortaya ??kt???n? ileri sürüyordu.Daha sonradan, normal de?i?imlerin Mendel kal?t?m yasalar?na g?re olu?tu?u bulunmu?tur. Ayr?ca, bu de?i?imlerin, türün genetik sisteminde pasif halde bulunan baz? ?zelliklerin ortaya ??kmas?yla olu?tu?u anla??ld?. Modern moleküler biyoloji, DNA sistemindeki genetik ?ifreyi belirleyebilmektedir. Bu alanda ?al??anlar, normal de?i?imlerin bir canl? tipinde, ancak DNA taraf?ndan belirlenen s?n?rlar i?inde i?ledi?ini do?rulamaktad?rlar. Bundan dolay?, bu de?i?imler sonucu yeni ?zellikler, daha düzenli ve karma??k yap?lar olu?maz. Yani, de?i?im dikey de?il, yatay olmaktad?r.Ne yaz?k ki, günümüzde evrimciler, bu tür normal de?i?imleri evrimin kan?t? olarak sunmaktad?rlar. Kl?sik bir ?rnek olarak, ?ngiltere’deki benekli güve verilmektedir. ?lerleyen sanayi devrimi esnas?nda, kirletici maddelerin etkisiyle a?a? g?vdeleri kararmaya ba?lay?nca, bu b?cekler bask?n bir a??k renkten bask?n bir koyu renge d?nerler. Bu ger?ek anlamda bir evrim de?il, normal bir de?i?imdir. Do?al se?ilim, ?evre de?i?imleri sonucunda canl? türlerini yok olmaktan koruyan bir mekanizmad?r.“(Benekli güve) deneyleri do?al se?ilimi, yani en uygun olan?n varl???n? sürdürebilmesini, iyi bir ?ekilde g?stermektedir. Ancak, bu de?i?im evrim de?ildir. ?ünkü, güve topluluklar? renk i?eriklerine g?re a??k, orta ve koyu olarak de?i?ebilirler, ama tüm güveler, ba?tan sona kadar Biston betularia olarak kalmaktad?r.”Ba?ka bir deyi?le, de?i?im ve do?al se?ilim olaylar?, Darwin’in dü?ündü?ü tarzda evrimi a??klamaktan ?ok, yarat?l?? modelinin ?ng?rdü?ü ve i?lemekte olan bir korunma ilkesine ola?anüstü bir ?rnek olmaktad?rlar. Yani, Yarat?c? yaratt??? her ?e?it canl? i?in bir ama? g?zetti?ine g?re, o canl?n?n varl???n? sürdürebilece?i bir sistemi de yap?s?na yerle?tirmi?tir. Organizman?n genetik sistemi, ?zel bir tür olarak kimli?ini koruman?n yan? s?ra, ?zelliklerini (belirli s?n?rlarda) ?evredeki de?i?imlere g?re ayarlama i?levini de ger?ekle?tirebilmelidir. Aksi taktirde, yeti?me yerindeki besin kayna?? gibi ?eylerde ger?ekle?en kü?ük bir de?i?im, o canl?n?n sonu olabilir.Do?al se?ilim hi?bir yenilik olu?turamaz. Edilgendir ve ?evreye uyan?n ge?ebildi?i bir ?e?it elektir. Uygun olmayanlar durdurulur ve elenir. Bununla birlikte, do?al se?ilim, ancak DNA yap?s?ndaki genetik olanaklar?n sa?lad??? de?i?imleri etkileyebilir; kendisi yeni bir ?ey olu?turmaz. Tohum hücrelerinde ?nceden varolan karakterlerin yeniden birle?mesi ya da kar??t?r?lmas?yla kesinlikle evrim anlam?nda yeni bir ?ey ortaya ??kmamaktad?r. Tüm bunlara kar??n, do?al se?ilim ve yeniden birle?me olaylar?, evrimciler taraf?ndan modellerinin ?nemli bir par?as? say?l?r.“Yeniden birle?me, do?al se?ilim i?in en ?ok gereken ?ey olan genetik ?e?itlemenin en ?nemli kayna??d?r.”Ad?ndan da anla??laca?? gibi, yeniden birle?meyle yeni bir ?ey ortaya ??kmamakta ve daha karma??k düzende bir yap? olu?mamaktad?r. Ger?ekte yeniden birle?me, de?i?im i?in kullan?lan bir ba?ka deyimdir.Bununla birlikte, de?i?im ya da yeniden birle?me yeni bir ?ey olu?tursalar da, ortaya ??kacak yap?n?n do?al se?ilimle kesin olarak ortadan kald?r?lmas? ka??n?lmazd?r. ?ünkü, bir canl?n?n varl???n? sürdürebilmesi i?in, kendisine avantaj sa?layacak yeni bir yap?n?n ya da organik ?zelli?in (?rne?in, ?nceden yere ba?l? bir hayvana bir kanat, g?rmeyen bir canl?ya bir g?z gibi), tümüyle ?al???r olana dek evrimle?mesi gerekir. Aksi halde o canl?ya bir yarar? dokunmayacak, hatta bu yap? onun zarar?na olacakt?r. ?ünkü, canl?n?n bu yeni kazan?lan ?zelli?e g?re ba?ka birtak?m ?zelliklerinin de birlikte geli?mesi gerekmektedir. Do?al se?ilimin yeni evrimle?meye ba?layan bir kanat, g?z ya da bir ba?ka ?zelli?i sürdürmesi i?in hi?bir neden yoktur. Evrim modeli ge?erliyse, kanatlar?n d?rt (b?ceklerde, u?an sürüngenlerde, ku?larda ve yarasalarda) g?zlerin ise birbirinden ba??ms?z olarak en az ü? kez evrimle?mesi gerekmektedir. Salisbury bu ?nemli ger?e?i ??yle ifade eder:“Benim son ku?kum ‘paralel evrim’ denilen ?ey hakk?ndad?r... G?z kadar karma??k bir ?ey bile ?e?itli zamanlarda ortaya ??km??t?r. ?rne?in, mürekkep bal???nda, omurgal?larda ve eklem bacakl?larda. Bunlar?n bir defada ortaya ??kt?klar?n? a??klamak büyük bir sorunken, modern sentetik teoriye g?re ayr? ayr? olu?tuklar? dü?üncesi ba??m? d?ndürmektedir.”Yukar?daki ?ikayet bize Charles Darwin’i hasta eden, g?zlerin do?al se?ilimle nas?l olu?tu?u dü?üncesini an?msatmaktad?r.Her organizman?n genetik program?na yerle?tirilmi? olan de?i?im potansiyelini ?al??t?ran do?al se?ilim, yatay de?i?imlere yol a?an ve canl?n?n kendisini ?evreye uyarlayarak varl???n? sürdürmesini sa?layan gü?lü bir ara?t?r. Ama dikey bir de?i?imde ya da daha geli?mi? ve karma??k canl?lar?n geli?mesini sa?lamada yarars?zd?r. Asl?nda, do?al se?ilim, dikey de?i?imi ?nleyecek bi?imde etki eder. ?ünkü, ba?lang?? halindeki bir yenilik, ger?ek anlamda ve i?lev g?recek ?ekilde geli?medik?e, yarars?zd?r. Hatta ?o?u zaman bu yenilikler zararl? olacakt?r. Evrimcilerin ?imdiye kadar ne canl?lar ne de fosiller dünyas?ndan, gelecekte yararl? olabilecek bir ?zelli?e yol a?an herhangi bir ba?lang?? organ? ya da yap?s?n? g?steren bir kan?t ortaya koyamamalar? ?ok anlaml?d?r.Ger?ekte bunlar?n hepsi de, yarat?l?? modelinin tahmin etti?i ?zellikleri do?rulamaktad?r.Genetik MutasyonlarVarolan ?zelliklerdeki ola?an de?i?imlerin ve yeniden birle?imlerin evrimi a??klamada yetersiz kalmalar? üzerine, daha ola?anüstü bir mekanizma gerekmi?tir. Bu ama?la, evrimin modern sentetik teorisi olan neo-Darwinizm (Yeni Darwincilik), mutasyon mekanizmas?n? ileri sürmü?tür.Mutasyonlar, genlerin yap?s?nda olu?an ger?ek de?i?imlerdir ve sonucunda ?nceden canl?da bulunmayan ?zellikler olu?ur. Herhangi bir ?ekilde, DNA molekülünün bir b?lümündeki ba?lar de?i?ir ve bunun sonucunda, daha sonraki ku?aklarda olu?acak yeni yap?lar?n genetik bilgileri ortaya ??kar.Ernst Mayr, mutasyonu tan?mlarken ??yle der:“Mutasyonun, do?a topluluklar?nda bulunan bütün genetik de?i?imlerin temel kayna?? ve do?al se?ilimin üzerinde etkili olacak tek yeni madde oldu?u unutulmamal?d?r.”Bunun i?in, mutasyon olay? evrim modelinin en ?nemli par?alar?ndan birisidir. ?ünkü, evrimciler, canl?larda artan bir karma??kl??? olu?turacak bir mekanizmaya gerek duymaktad?rlar. Bu mekanizman?n mutasyon oldu?u farz ediliyor.Bunun i?in temel evrim modeli, mutasyonlar?n daha ileri seviyede organize edilmi? canl?lar? olu?turmak i?in zararl? de?il, kesinlikle yararl? olaca??n? tahmin eder. B?yle de?i?imlerin sonu?lar?, do?al se?ilim taraf?ndan korunabilmesi i?in i?e yaramal? ve evrimle?meye yard?mc? olmal?d?r. Ayr?ca, do?al se?ilimden de korunmal?d?r. ?ünkü do?al se?ilim, ortaya ??kacak bir yap?y? hemen yok edebilecektir.Oysa yarat?l?? modeli, yarat?lm?? türlerin karma??kl???n? de?i?tiren bu tip mutasyonlar ger?ekten varsa, zararl? olacaklar?n? ?ng?rmektedir.?imdi iki modelin g?rü?lerini akl?m?zda tutarak, mutasyonlarla ilgili baz? deneylerde elde edilen ger?ekleri g?zden ge?irelim.1. Mutasyonlar geli?igüzeldir, belli bir y?nleri yoktur.“Yeni kal?t?mla ilgili de?i?imin ortaya ??kmas?nda geli?igüzel mutasyondan ba?ka bir yol bilmiyoruz. Bir toplulu?un genetik yap?s?n?n bir ku?aktan di?erine de?i?mesi i?in de tek arac?m?z do?al se?ilimdir. Bu ger?ekler, h?l? de?i?memi?tir.”Gerekebilecek ?zellikleri olu?turacak mutasyonlar? denetlemenin hi?bir yolu yoktur. Do?al se?ilim ?smarlanamaz.2. Mutasyonlar s?k de?il, seyrek olu?urlar.“Geli?mi? organizmalardaki mutasyonlar?n s?kl???n?n, bir ku?akta, bir gen ba??na on binde bir ile milyonda bir aras?nda oldu?unu tahmin etmekteyiz.”3. Yararl? mutasyonlar son derece seyrektir.“Mutasyonlar?n olu?umu ve etkileri geli?igüzeldir. Dolay?s?yla, mutasyonlar?n büyük ?o?unlu?u, kesin olarak %99’undan ?ok daha fazlas?, herhangi bir bi?imde zararl?d?r. Rastlant?sal olaylardan da ancak bu beklenir.”Yeni Darwincilik olarak bilinen modern evrim g?rü?ünü, yani evrimin do?al se?ilimle korunan kü?ük mutasyonlar?n birikmesiyle olu?tu?u g?rü?ünü yayg?nla?t?ran adam, yararl? mutasyonlar?n s?kl???n?n bundan daha az oldu?unu belirtmektedir.“Bin mutasyondan birinin yararl? olmas? az g?rülse de, bu kadar? bile c?mert?edir. ?ünkü, mutasyonlar?n bir?o?u ?ldürücü, geri kalanlar?n büyük ?o?unlu?u da biraz bozucudur.”?nceden genetik materyalde varolup da, henüz kendini g?steremeyen bir nitelik mutasyon de?ildir. Do?al ?evrede kal?c? yarar sa?layan ger?ek bir mutasyon, henüz kan?tlanmam??t?r. Baz? evrimciler iyi mutasyonlar?n olu?umundan bile ku?kulanmaktad?rlar. “Buna g?re, mutasyonlar kal?t?mdaki ani de?i?imler olmakla kalm?yor. Ayr?ca, bildi?imiz kadar?yla bir canl?n?n ya?amas?n? her zaman ters y?nde etkilemektedirler. Bu ger?ek, mutasyonlar?n, organizman?n i? varl???na, canl? olabilme yetene?ine kastetti?ini g?stermiyor mu?”4. Bütün mutasyonlar?n net etkisi zararl?d?r.Ta??y?c?lar?n do?al se?ilimle tümüyle yok olmalar?na neden olmayan mutasyonlar bile, genelde a?amal? olarak, toplulu?un ya?ama yetene?ini azaltmaktad?rlar.“Bununla birlikte, mutasyonlar?n büyük ?o?unlu?u, ta??y?c?lar?na zarar vermektedir ve hatta ?lümlerine yol a?maktad?r. B?yle mutasyonlar havuza b?rak?lan genetik bir yük gibi dü?ünülebilir. “Genetik yük” terimi ilk defa H. J. Muller taraf?ndan kullan?lm??t?r. O, insano?lu taraf?ndan ?evreye b?rak?lan iyonla?t?r?c? radyasyon ve mutasyonlarda kimyasal bile?ikler gibi etmenlerde h?zland?r?lan mutasyonlar? saptam??t?r.”Mutasyonlar?n net etkisinin yarardan ?ok zarar getirmesi, evrimcilerin y?llarca, mutasyon olu?turucu radyasyonlar? ?evreden uzakla?t?rmak i?in ?abalamalar?na neden olmu?tur.“Bununla birlikte al?nmas? gereken en ?nemli tedbir, ?evremizde varolan mutasyon olu?turuculara yeni mutasyon olu?turucular?n eklenmesini en aza indirgemektir. ?ünkü mutasyon yükündeki her art??, hemen olmasa bile, gelecek ku?aklar i?in kesinlikle zararl?d?r.”Evrimciler, evrimin mutasyonlarla olu?tu?una ger?ekten inansalard?, mutasyon h?z?n? art?racak ve evrimi kolayla?t?racak bütün yollar? zorlayacaklard?. Oysa evrimciler, mutasyonlar? ?nlemek amac?yla nükleer denemelere sürekli kar?? ??kmaktad?rlar!5. Mutasyonlar bir?ok geni etkiler ve bir?ok gen taraf?ndan da etkilenirler.Mutasyon kavram? bugün eskiden oldu?u gibi basit bir olay ?eklinde alg?lanmamaktad?r. Belirli bir ?zelli?in ?zel bir gen taraf?ndan denetlendi?i dü?üncesinin yerine, bugün, her bir genin bir?ok ?zelli?i etkiledi?i ve her ?zelli?in bir?ok gen taraf?ndan denetlendi?i g?rülmektedir. “Ayr?ca, mutasyonun hücre, kromozom ya da gen seviyesindeki s?n?rl? ve ba??ms?z etkisine kar??n bu etki, bireyin tüm genetik sistemindeki etkile?melerle de?i?tirilmektedir.”“Bu evrensel etkile?me olduk?a abart?larak ??yle ifade edilmi?tir: Bir canl?daki her ?zellik bütün genler taraf?ndan etkilenir ve her gen bütün ?zellikleri etkiler. Bir canl?daki genlerin tamam?ndaki i?levsel bütünle?meden sorumlu olan etkile?me budur.”Herhangi bir mutasyon büyük olas?l?kla zararl?ysa, mutasyonla ortaya ??kan bir ?zellik, pek ?ok genin ortak etkisini de?i?tirecek ve bu da ?ok say?da ba?ka mutasyonu gerektirece?i i?in, zararl? etkile?im olas?l???, tahmin edilenin ?ok üstünde artacakt?r. B?ylece belirli bir ?zelli?i denetleyen bütün genlerde, ayn? anda yararl? mutasyonlar?n olu?ma olas?l??? da pratikte s?f?ra indirgenmi? olacakt?r.Uyumsuzlar ve Soyu TükenenlerY?llar boyu, Darwin’in evrim teorisi, mükemmel düzene sahip ve bulunduklar? ?evreye mükemmel ?ekilde uyum sa?lam?? organizmalar?n üretildi?ini ?ne sürdü. Sloganlar?, “Uyum sa?layan ya?ar” oldu. Mutasyonlar?n neredeyse her zaman, k?sa sürede yok olan uyumsuzlar? olu?turmas? ?nemli de?ildi.Evrimciler, yak?n zamanda bu konuyla ilgili olarak kendilerini g?zden ge?irdiler ve mükemmel uyumlar?n tasar?m?n kan?t? oldu?unu fark ettiler. ?imdi yanl?? olu?umlar?, evrim i?in daha iyi bir kan?t olarak kabul ediyorlar!“Kusurlar olmasayd?, tarihin hi?bir kan?t? olmazd? ve bunun sonucunda do?al se?ilimle evrimi yarat?l??tan üstün k?lan bir ?ey de olmazd?.” Benzer bi?imde, evrimciler fosil kay?tlar?ndaki bir?ok soyu tükenmi? hayvan?n (?rne?in, trilobitler, dinozorlar) bir ?ekilde evrimin kan?t? oldu?unu dü?ünmektedirler. Bu ilgin? bir mant?kt?r. Dinozorlar?n soyunun tükenmesi, bize ba?lang??ta nas?l varolduklar? hakk?nda hi?bir bilgi vermemektedir.Asl?nda bir?ok hayvan ve bitki türünün soylar? yak?n zamanlarda tükenmi?tir.“Ge?mi?te oldu?u gibi, yeni ya?am bi?imleri ortaya ??kacakt?r, ama ortaya ??k?? h?zlar? ?nümüzdeki on y?llarda ve yüzy?llarda kaybolacaklar? h?zda olmayacakt?r. Ku?kusuz, dünya üzerinde (en az) be? milyon türün birini ya da daha fazlas?n? her gün kaybediyoruz.” Dünya üzerinde ?ok say?da canl?n?n soyu tükenmesine kar??n, yaz?l? tarih boyunca bir tek yeni bitki ya da hayvan türünün geli?memesi ?ok anlaml?d?r. E?er bugün, ge?mi?in anahtar?ysa, insanlar nas?l olup da evrim fikrini evrimle?tirebilmi?lerdir?Yarat?l????lara g?re, uyumsuzlar ve soyu tükenen canl?lar, evrensel entropi (düzensizli?e e?ilim) ilkesini g?stererek sonu?ta ?zel bir yarat?l??? gerektirmektedir.4TESAD?F M? TASARIM MI?Canl? Sistemlerin Karma??kl???Evrim modeli, evrendeki tüm sistem ve yap?lar?n, do?a yasalar?n?n ve maddenin i?eri?indeki ?zelliklerin etkisiyle ortaya ??kt???n? kabul eder. Do?aüstü hi?bir gücün bunlar? tasarlay?p y?netmedi?ini varsayar. Evrenin kendine yeterli oldu?unu ve rastgele hareket ve olaylarla evrimle?ti?ini ileri sürer.Oysa yarat?l?? modeli, evrenin bütün sistem ve yap?lar?n?n, ba?lang??ta her ?eyi bilen bir yarat?c? taraf?ndan, tasar?ml? ve ama?l? ?ekilde yarat?ld???n? kabul eder. Yarat?l????lar bilimsel ?al??malar sonucu ke?fedilen, evrendeki karma??kl?k ve düzenin ?ansa ba?l? olarak ortaya ??kmas?n?n olas? olmad???nda ?srar ederler. Bu konu basit olas?l?k hesaplar?yla incelenebilir. Sorun ?zetle, bir?ok farkl? unsurun birlikte ?al??arak olu?turdu?u karma??k bir sistemin, tesadüfen ortaya ??k?p ??kamayaca??d?r. Bu soru ?zellikle canl? sistemler ele al?nd??? zaman ?ok daha a??k olmaktad?r. ?norganik ili?kiler genellikle karma??k olsalar da, canl? organizmalardaki karma??kl?k ?ok daha fazlad?r. Yine de evrim modeli, bütün bu yap?lar?n do?an?n eseri olarak tesadüfen ortaya ??kt???n? varsaymaktad?r. 1. Karma??k Bir Sistemin ?ansa Ba?l? Olarak Aniden Ortaya ??kma Olas?l???Her biri ?zel ve yararl? bir i?levi yerine getirebilen, serbest unsurlardan olu?an bir “deniz” dü?ünelim. Bu unsurlardan iki ya da daha fazlas?n?n ?ans eseri olarak bir araya gelmesi ve bütünle?mi?, i?levsel bir organizma olu?turmas? olas?l??? nedir?Organizmada az say?da unsur varsa, ?ansa ba?l? olarak birle?me olas?l?klar? akla uygun s?n?rlar i?indedir. ?rne?in, A ve B gibi iki unsur, yani bile?en dü?ünelim. Diyelim ki, bunlar A - B ?eklinde birle?irse sistem i?leyecek, B - A ?eklinde birle?irse i?lemeyecektir. Bu iki bile?enin i?levsel bir sistem olu?turabilme ?ans?, ikide birdir. Yani, “ba?ar?” olas?l??? 1/2’dir.E?er A, B ve C ?eklinde ü? bile?en varsa, olu?turabilecekleri ABC, ACB, BAC, BCA, CAB ve CBA ?eklinde alt? olas? bile?ik vard?r. Bu bile?iklerden sadece bir tanesinin i?leyece?ini varsayarsak, ba?ar? olas?l??? 1/6’d?r. Burada kombinasyon, yani olas? bile?ik say?s?, her etmenin diziler halinde ?arp?lmas?yla hesaplan?r.2 bile?en i?in kombinasyon say?s? = 1x2 = 23 bile?en i?in kombinasyon say?s? = 1x2x3 = 64 bile?en i?in kombinasyon say?s? = 1x2x3x4 = 245 bile?en i?in kombinasyon say?s? = 1x2x3x4x5 = 120n bile?en i?in kombinasyon say?s? = 1x2x3x........xnBu tip sonu?lar? belirtmek i?in bile?en say?s? “fakt?riyel” olarak g?sterilir ve “!” ?eklinde yaz?l?r. ?rne?in, 1x2x3x4 serisi, 4!’e e?ittir (“d?rt fakt?riyel”) yani 24’tür.Bu i?lemde bile?enlerin say?s? artt?k?a fakt?riyeller a??r? derecede büyür.6! = 720 10! = 3.628.8007! = 5.040 100! ? 101588! = 40.320 200! ? 103759! = 362.880 (1.000.000)! ? 103.000.000 vs.?rne?in, bir organizman?n sadece 100 par?adan olu?tu?unu dü?ünelim. Her bir par?a, organizmada kendine ?zgü bir i? yapmak zorunda kald???ndan, bu 100 par?an?n kombinasyonlar?ndan yaln?z biri i?levseldir. Bu 100 par?a, 10158 farkl? ?ekilde bir araya gelebilir. Bunlardan sadece biri ba?ar?l? bir birle?me sa?lad???na g?re, yararl? birle?me ancak 10158 de bir olas?l?kt?r (10158 say?s?n?n, 1’den sonra 158 s?f?r eklenerek elde edildi?ine dikkat ediniz).Bu rakam anla??lamayacak kadar büyüktür. Onu biraz anlamak i?in ?u rakamla kar??la?t?rabilirsiniz: Bütün evrende yakla??k 1080 elektron bulunmaktad?r. 1080 elektronun 100 par?adan olu?an organizman?n olu?umunda kullan?ld???n? varsayal?m. Bu demektir ki, herhangi bir zamanda 100 par?al? 1078 grup olu?abilir. Fakat bunlardan i?leyen birinin varolabilmesi ve ortaya ??kabilmesi i?in, 10158 yap?n?n olu?mas? gerekir. Dolay?s?yla, 1078 yap?dan birinin i?levsel olma olas?l??? ?ok dü?üktür.?imdi o tek i?levsel kombinasyonu bulmak üzere bir varsay?mda bulunal?m. ?lk rastgele kombinasyon ba?ar?l? olmazsa, elektronlar?n sürekli kar???p tekrar rastgele birle?tiklerini varsayal?m. Astronomlar?n dedi?ine g?re, evrenin ya?? 30 milyar y?ldan azd?r. 30 milyar y?lda 1018 saniye vard?r. ?imdi yukar?daki gibi her bir kombinasyonun birle?mesi i?in bir saniyenin bir milyarda biri kadar bir süre gerekti?ini, b?ylece bir saniyede bir milyar (109) deneme olu?abilece?ini varsayal?m.30 milyar senede bütün evrende yap?labilecek bu tip kombinasyonlar?n maksimum say?s?; 1075 x 109 x 1018 ya da 10105’dir. Sonu?ta bu 10105 olas? kombinasyonlardan do?rudan bir tanesinin ?ans?, 10158/10105 =1053’te bir olacakt?r. Bu b?lünmeyecek kadar kü?ük bir say? olup yüz milyon milyar milyar milyar milyar milyarda bir ?anst?r. Bir ba?ka ifade ile, “hi? ?ans yok” demektir.?stelik, 100 par?adan olu?an basit bir organizma yoktur. Di?er gezegenlerde canl?n?n bulunup bulunmad???n? saptama amac?yla yap?lan ve k?smen NASA taraf?ndan desteklenen bir ara?t?rmada, “canl?” denilebilen basit tipli bir protein molekülünün en az 400 tane birbirine ba?l? amino asitten olu?tu?u g?rülmü?tür. Bu amino asitlerin de her birisi d?rt ya da be? temel elementten, her element de belirli say?da bir araya gelmi? olan proton, n?tron ve elektronlardan olu?mu?tur.B?yle bir canl? sisteminin rastlant?sal olarak ortaya ??kt???na, kuramc? bir evrimci d???nda, hi? kimse inanmaz. Yarat?c?n?n varl??? reddedilirse, canl? sisteminin olu?mas? ?ansa kal?r.2. DNA Molekülünün Sentezlenme Olas?l???Bundan ?nceki b?lümde tart???lan problem, asl?nda son derece basitle?tirilmi?ti. Basit bir protein molekülünün ya da buna benzer herhangi bir sistemin kendi kendine ?o?almas? olas? de?ildir. Canl? organizmalar?n üreme ve kal?t?m olaylar?, daha ?nceki b?lümde incelendi?i gibi, sürekli DNA molekülleri taraf?ndan y?netilir. Evrim modeline g?re, canl?lar?n evriminde bu ilk DNA molekülü, her nas?lsa tesadüfen sentezlenmi?tir. Evrimci bir biyolog olan Frank Salisbury bu bilmeceyle ilgili ?unlar? s?yler:“?imdi biz, hücrenin hayal etti?imizden ?ok daha karma??k oldu?unu biliyoruz. Hücrede i?leyen binlerce enzim vard?r. Bu enzimlerin her birisi, kendi i?inde karma??k bir makina gibidir. Ayr?ca her bir enzim, DNA ipli?indeki bir gene kar??l?k sentezlenir. Bir genin i?erdi?i bilgi de (karma??kl???) buna g?re sentezlenen enziminki kadar büyüktür.Orta büyüklükte bir protein molekülü, yakla??k 300 amino asit i?erir. Bunu kontrol eden DNA zincirinde ise yakla??k 1000 nükleotid bulunacakt?r. Bir DNA zincirinde d?rt ?e?it nükleotid bulundu?u hat?rlan?rsa, 1000 nükleotidlik bir dizi, 41000 farkl? ?ekilde olabilecektir. Kü?ük bir logaritma hesab?yla bunun 41000=10600, yani birden sonra 600 s?f?r eklenen bir say? oldu?u bulunur. Bu rakam ise, akl?n kavrama s?n?r?n?n ?ok ?tesindedir.”Evrenin büyüklü?ü ve ?mrü ne kadar olursa olsun, DNA gibi karma??k sistemler rastlant?yla olu?mazlar. Yarat?l?? modeli bu olay? ger?ek?i olarak ??zmeye ?al???r ve ya?am? yaratan büyük bir Yarat?c?n?n varl???n? kabul eder.3. Yava? Yava? Eklenmelerle Sentezlenme Olas?l???Baz? evrimciler, karma??k moleküllerin bir anda olu?tu?unu dü?ünmenin gerekli olmad???n? ileri sürerler. Onlara g?re, bu moleküller, do?al se?ilime benzer bir yolla yava? ve a?amal? olarak sentezlenmi? olabilir. Yani, bir sistem bir par?al?dan iki par?al?ya, daha sonra iki par?al?dan ü? par?al?ya ve di?erlerine do?ru geli?mi? olabilir. Her basamakta ?evresine uyum sa?layanlar ya?ay?p yeni basama?a ge?meye haz?r hale gelirler.Di?er yandan, yeni basamak zararl? olursa (genellikle de olur, ?ünkü iyi ?al??an bir sistemde rastgele bir de?i?im sistemin verimlili?ini azaltacakt?r), büyük olas?l?kla molekül bozulacak ya da en az?ndan, daha ileri gitmesi engellenecektir. Ayr?ca, bir?ok ?evre ko?ulu, durmadan molekül üzerine bask? yapacak ve par?alan?p daha basit bir bi?ime d?nü?mesini sa?layacakt?r.Bu yüzden, bir molekülün daha yüksek derecelere do?ru organize olabilmesi i?in, her basama??n bir an ?nce yararl? olmas? gerekmektedir. Hi?bir bi?imde ba?ar?s?zl?k ve geriye d?nü? olmamal?d?r. Bu aral?ks?z ba?ar? zinciri, molekülün kendi kendini üretebilece?i bir dereceye kadar sürmek zorundad?r. Bu noktada da ya?am basama??na eri?mi? say?lacakt?r.Bu sürecin olabilirli?ini incelemek i?in, her bir basama?a keyfi bir olas?l?k saptayabiliriz. Her de?i?im basama?? i?in ? olas?l???n iyimser oldu?unu herkes kabul eder. Yani, her de?i?im i?in ba?ar?l? olma ?ans? kadar, ba?ar?s?z olma ?ans? da vard?r. Ku?kusuz ba?ar?n?n ger?ek olas?l??? bundan ?ok daha azd?r.Bu varsay?m? kullanarak bir canl? sisteminin olu?umunun olas?l???, her basama??n olas?l?klar?n?n ?arp?m?yla elde edilir. E?er istenen “n” kadar basamak varsa, olas?l?k (1/2)n’e e?it olacakt?r. Bir ba?ka ifade ile 2n’de bir ?ans vard?r.?imdiki soru, ka? basama??n gerekti?i, yani “n” de?erinin ne oldu?udur. Problem, kendi e?ini yapabilen bir makineyi tasarlamaya benzemektedir. Enformasyon teorisi alan?nda tan?nm?? bir bilim adam? konuyu ??yle ??zümlemektedir:“?yle bir makine yapmak istedi?imizi varsayal?m ki, bu makine, par?alar?n?, bulundu?u kutulardan kendisi alabilsin; sonra da bütün bu par?alar? bir araya getirerek t?pk? kendisi gibi ikinci bir makineyi de yapabilsin. Birinci makine i?in gereken en dü?ük yap? ya da bilgi miktar? nedir? Hesaplanan yan?t yakla??k 1500 bilgi par?as?d?r, yani, makinenin karar vermesi gereken se?enekler aras?ndan, 1500 se?im yap?labilmelidir. Bu yan?t ?ok anlaml?d?r, ?ünkü büyük protein moleküllerinin en basitinde bile 1500 par?a vard?r. Besin maddeleri dolu bir ??zeltiye bu protein b?rak?ld??? zaman, bu protein molekülü ayn? zamanda 1500 par?ay? bu ortamdan toplayarak bir ba?ka büyük proteini yapabilmekte ve kendisini de bundan ay?rabilmektedir.”Bu incelemelere g?re, ?ansa ba?l? olarak birinci makinenin (ya da protein molekülünün) yap?lmas? i?in 1500 basamak gerekmektedir. Son y?llarda yap?lan ?al??malar da yakla??k olarak ayn? sonucu vermi?tir. Bu makinenin ortaya ??kma olas?l???ysa, (1/2)1500 yani ba?ar? ?ans? (2)1500’de bir, e?ittir (10)450’de birdir.Bu say? da, hesaplanamayacak kadar büyüktür. Saniyenin milyarda biri kadar bir sürede bir deneme yap?ld???n? ve bu denemeyi ger?ekle?tiren 1080 tane sistem oldu?unu (1080 evrendeki toplam par?ac?k say?s?d?r) ve bu denemelerin 30 milyar y?ld?r (1018 saniye) sürdü?ünü varsaysak bile, kendisini e?leyebilen bir molekülü elde edebilmek i?in bütün evrende ve bütün zaman i?inde yap?lan denemelerin toplam say?s? 1080x1018x109=10107’yi ancak bulur.Bu say? ise, 10450’den son derece kü?üktür. B?ylece, do?al se?ilim gibi a?amal? bir süre? arac?l???yla kendini e?leyebilen bir molekülün bilgi ?ifresinin elde edilmesi olanaks?z g?rünmektedir. ?imdi, hayali olarak inceledi?imiz, bu kendini e?leyen moleküldeki bilgi miktar?n?, dünyadaki bütün kitaplarda varolan bilgilerin miktar?yla kar??la?t?ral?m. Kitaplardaki her kelimenin bir bilgi birimi oldu?unu varsayal?m. Bundan ba?ka mant?ks?zca c?mert?e kabul edilmi? olan a?a??daki varsay?mlar? da ekleyelim:Her sayfadaki ortalama kelime say?s? = 500Her kitaptaki ortalama sayfa say?s? = 500Her kitaptan bas?lan ortalama say? = 10.000 Her y?l yay?nlanan ortalama kitap say?s? = 10.000.000Kitaplar?n bas?lmakta oldu?u toplam y?l = 4000 Bütün bu say?lar? ?arparsak, ?imdiye kadar yay?nlanm?? olan anlaml? kelimelerin say?s?n? bulabiliriz. 500x500x10.000x10.000.000x4000=1020. Bu say?, ayn? zamanda (2)66’ya e?ittir. Bir ba?ka deyi?le, e?it olas?l?kl? iki se?enekten, istenen bir tanesinin pe? pe?e 66 kez gelme olas?l???n? g?sterir. Bu say?, yukar?daki protein molekülü ?rne?imiz i?in gerekli olan 1500 tane ba?ar?l? se?imden son derece kü?üktür. Oysa, en basit canl?da bile, ?imdiye kadar yaz?lan bütün kitaplardaki kelimelerden daha fazla bilgi vard?r!Bu ?a??rt?c? olay, yarat?l?? modeli ile kolayca a??klanmas?na kar??n, evrim modeli kar??s?nda dev bir sorun olarak durmaktad?r. Purdue ?niversitesi’nde biyokimya profes?rü olan Dr. Larry Butler, ??rencilerini ve meslekta?lar?n? a?a??daki s?zleriyle bu konuda bir yar??maya ?a??rmaktad?r:“Enzimler, nükleik asitler, ?ekerler de dahil, canl? olmayan ne isteniyorsa se?ilerek haz?rlanm?? bir organik bile?ikler ?orbas? dü?ünelim. Bu kar???m, bakteri kirlenmesini ?nlenmek amac?yla ?üphesiz steril olmal?d?r. Ayn? zamanda güne? sisteminin herhangi bir yerinde bulundu?u bilinen bütün bile?iklerin ve istedi?iniz türde bir atmosferin emrinizde oldu?unu varsay?n. Sonra elektrik k?v?lc?m?, ?s?, ultraviyole ???n ya da bilinen herhangi bir enerji bi?imi gibi bir enerji kayna??n?z oldu?unu da kabul edin. ?imdi bana, ister ??zümlemeli y?ntemlerle, ister deneylerle, ger?ek bir canl? organizman?n bu materyallerden ortaya ??k???n? g?steriniz.”?imdiye kadar bu ?a?r?y? kimse kabul etmemi?tir.4. Canl? Sistem Karma??kl???n?n Artma Olas?l???Ya?am?n k?keniyle ilgili sorun, evrimciler taraf?ndan, zorluklar?n g?zard? edilmesiyle ??zülmü?tür. Harvard ?niversitesi Profes?rü George Wald, bu konuda ?u ?nemli a??klamay? yapm??t?r:“?nemli nokta, hayat?n k?keni, en az?ndan bir kez olan olaylar kategorisine girdi?inden, zaman?n ondan yana olu?udur. Ancak, bu olay? ne kadar olas?l?k d??? saysak da, yeterli zaman i?inde en az?ndan bir kez ger?ekle?ecektir. As?l kahraman zamand?r. Yeterli zaman imkans?z? mümkün, mümkünü olas?, olas?y? neredeyse kesin k?lar. Beklemek yeterlidir. Zaman mucizelerden olu?ur.”Ancak, b?yle bir mucizenin ger?ekle?mesi i?in yeterli zaman olmad???n? zaten g?stermi? bulunuyoruz.Bu sorunu hesaba katmayarak i?imize devam edelim ve herhangi bir yolla canl? organizmalara sahip oldu?umuzu varsayal?m. Bu sefer sorunumuz, bir canl? toplumunun ?ansa ba?l? olaylarla daha yüksek bir karma??kl?k derecesine nas?l eri?ebilece?idir.Bu konuda kabul edilen a??klama ?ekliyse, rastgele mutasyon ve do?al se?ilimdir. Ancak, b?yle bir sorun, rastgele de?i?en moleküler sistemler üzerinde i?leyen “inorganik do?al se?ilim” sorunuyla temelde ayn?d?r. Bu olu?umlar?n olas?l?klar a??s?ndan mümkün olmad???n? az ?nce g?sterdik. Organik alemde ileri seviyedeki bir düzenin olu?mas? i?in do?al se?ilimin daha ba?ar?l? olmas?n? gerektiren hi?bir neden yoktur.Bununla birlikte, evrimciler bu konudaki do?al se?ilimin ba?ar?s?na a??r? derecede inanmaktad?rlar. Julian Huxley, bunu kitaplar?n?n birinde ?ok ?arp?c? bir bi?imde ele alarak ??yle der:“Bin mutasyondan bir tanesinin yararl? olmas? az g?rülse de, bu kadar? bile c?mert?edir.... Toplam bir milyon kadar mutasyon basama??, ?ok büyük bir rakam gibi g?rünse de, ger?ekte olanlardan ?ok daha az bir miktard?r.... Ancak, bu rakamlar? akla uygun tahminler olarak ele alal?m. Bu olas?l?klara g?re, hi?bir se?im olmaks?z?n iki yararl? mutasyon ta??yan bir nesli elde etmek i?in, bir milyon nesil (binin karesi) üretmek gerekmektedir. Bir milyon mutasyona sahip bir nesil ise, ancak binin milyonuncu gücü (10001.000.000) kadar üretilen bir nesilden ortaya ??kabilir. Ku?kusuz bu olanaks?zd?r. Ancak, bir nesilden tümüyle ?ansa ba?l? olarak bir?ok uygun mutasyonun elde edilemeyece?ini hayalde canland?rmak i?in yararl? bir ?rnektir. Bin üzeri milyonuncu güce sahip bir rakam, birden sonra ü? milyon s?f?r gelen bir say? demektir. Bu ise, yakla??k be? yüz sayfal?k ü? büyük ciltlik kitap eder. Hi? kimse b?yle olas?l?k d??? bir ?ey i?in riske girmez. Oysa, do?al se?ilimin i?lemesiyle ve do?al se?ilimi ka??n?lmaz k?lan canl?lar?n ?zellikleri sayesinde, bu olay olu?mu?tur!”Do?al se?ilim, e?er bir olanaks?zl??? ka??n?lmaz bir duruma ?evirebiliyorsa, ger?ekten ola?anüstü bir ?ey olmal?d?r! Bununla birlikte, yarat?l?? taraftarlar?, g?zlenen bütün do?al se?ilim ?rneklerinin, canl?n?n de?i?meden ?evreye uyum sa?lamas?ndan olu?tu?unu (?rne?in, benekli güve) hat?rlat?rlar. Daha karma??k bir düzeni üreten ya da koruyan bir de?i?im g?zlenmemi?tir. Mutasyonlar yararl? de?il, zararl?d?r ve do?al se?ilim, toplulukta mutasyona u?rayan bu canl?lar?n varl?klar?n?n devam?n? ?nler.Yine de, mümkün oldu?unca c?mert olal?m ve birbirini izleyen her evrim basama??n?n 1/2’lik bir ba?ar? olas?l??? oldu?unu dü?ünelim. Bu durumda, genetik ?ifresinde “n” say?s? kadar bilgi bulunan bir toplulukta, bu bilgi say?s?n?n (n+1)’e ??kmas? olas?l???yla (n-1)’e ve daha a?a??ya inme olas?l???n?n ayn? oldu?u g?rülecektir.Ger?ekten, toplulu?un geriye kaymas? ?ok daha büyük bir olas?l?kt?r. ?yi olanlardan ?ok daha fazla zararl? mutasyon vard?r. Bu zararl? mutasyonlar do?al se?ilimle tamamen ortadan kald?r?lsa bile, zarar? az olanlar varl?klar?n? sürdürerek, 3. b?lümde anlat?ld??? gibi, toplulukta a?amal? olarak “genetik yük” olu?turacaklard?r.“Mutasyonlar?n bedensel etkileri ??plak g?zle g?rülebilecek kadar büyük olabildi?i gibi, zor g?zlenebilen ya da büyük bir olas?l?kla, bilinen g?zlem y?ntemleriyle g?zlenemeyecek kadar kü?ük de olabilir. Bir mutasyonun varl???n? sürdürmesi ya da evrim sürecinde yay?lmas? olas?l???, bedensel etkilerinin büyüklü?üyle ters orant?l?d?r. Etkisi geni? olan bir?ok mutasyon, ilk a?amada bunlar? ta??yan bireylerde ?ldürücü etkiye sahiptir ve bunun sonucu olarak da yay?lma olas?l??? s?f?rd?r. Etkisi az olan mutasyonlar?n yay?lma olas?l??? daha büyüktür ve etki kü?üldük?e ?ans da artmaktad?r.”Sonu? olarak, her bir evrimsel ilerleme i?in varsayd???m?z 1/2’lik ba?ar? olas?l???, olduk?a iyimser g?rünmektedir. Bir birey, iyi bir mutasyona u?rasa bile (“iyi” burada daha karma??k bir seviyeye do?ru anlam?ndad?r) ?ldürücü mutasyonlar? ortadan kald?rmadan ?iftle?en alt grubun, toplulukta üstün gelmesini sa?layacak bir üreme mekanizmas?yla bu de?i?ime u?ram?? ?zellikler toplulu?a aktar?lmad?k?a, bu yararl? mutasyon etkisiz kalacakt?r. Topluluk i?ine yay?larak, tüm toplulu?u daha yetkin bir duruma ula?t?ran yararl? bir mutasyon olay?n?n olu?abilmesi, olduk?a gü? ve olanaks?z g?rünmektedir.Omurgal?lar gibi daha yüksek organizmalar?n evrimiyle ilgilendi?imiz zaman, üzerinde daha ?nce durdu?umuz basit DNA ve protein moleküllerinden son derece karma??k bir yap?yla kar??la??r?z. Bu hayvanlardan her biri, kendine ?zgü ?zel g?revleri olan trilyonlarca canl? hücreden olu?urlar. Bu hücrelerden her biri, ?ok say?da ?zel protein moleküllerinden olu?mu? ve yüksek derecede organize olmu? sistemlerdir. Tüm bu karma??kl?k ise, üreme hücrelerindeki binlerce DNA molekülü taraf?ndan y?netilir ve denetlenir.Bir hayvan türünün daha geli?mi? bir hayvan türüne evrimle?mesi i?in ?ok büyük say?da mutasyon i?eren basama?a ihtiya? vard?r. Huxley, daha ?nce aktar?lan ?rne?inde, varsay?lan at?n evrimi i?in bir milyon mutasyon a?amas?ndan s?z etmi?tir.Daha ?nceki tart??mam?zda g?rdü?ümüz gibi, 1/2 olas?l?kla olu?an bir milyon ba?ar?l? mutasyon basama??n?n artarda s?ralanmas?, bir milyon bile?enin gayet karma??k bir bütünü olu?turmak üzere bir anda toplanmalar? kadar inan?lmayacak bir olayd?r. Bu durumda ba?ar? ?ans? 21.000.000’da ya da 10300.000’de birdir.B?yle rakamlar, ger?ek anlamda anla??lamayacak kadar büyüktür. 5 milyar ???k y?l? yar??ap?ndaki evren bile, her biri elektron büyüklü?ünde ancak 1080 par?ac?k i?ermektedir. Tüm evren hi? bo? yer b?rakmadan tamamen elektronlarla doldurulsa bile, ancak 10130 elektron s??ard?. Her bir elektron, 30 milyar y?ld?r (1018 saniye) her saniye bir milyar mutasyon denemesi yapan bir mutasyon sistemi olsayd?, günümüze kadar toplam 10157 ?e?it denemede bulunabilirdi. Ba?ar? ?ans? 10300.000-157’de bir ya da 10299.843’de bir oldu?undan, bunlardan birinin ba?ar?l? olmas? i?in hi?bir olas?l?k yoktur.Canl?lar dünyas?ndaki karma??kl?k derecesi artt?k?a, olas?l?klar daha da kü?ülür. ?nsan beyninin serebral korteksinde bir arada g?rev yapan on milyar hücre bu konuya ?rnek olarak dü?ünülsün!Yarat?l?? modeli, b?yle karma??kl?klar kar??s?nda ?a??rmamaktad?r. Bütün karma??kl?klar Yarat?c?’n?n sonsuz bilgisini ve gücünü g?sterir. Bu ?zel yarat?l?? kavram?n? “inan?lmaz” bularak reddeden evrimciler, do?al se?ilime ve onun istatistiksel y?nden inan?lmazl???na tümüyle teslim olmu? ve iman etmi? durumdad?rlar. Bu durumda, yarat?l????n?n iman? en az?ndan, evrimcinin iman? kadar akla uygundur.Benzerlikler ve Farkl?l?klarOrganik alanda, bitki ve hayvanlar?n de?i?ik türleri aras?nda bir?ok benzerlik vard?r. Evrimciler bu benzerlikleri, ayn? soydan geldiklerine kan?t saym??lard?r. Oysa yarat?l????lar, ayn? benzerliklerin, bir tek Yarat?c?’n?n tasar?m?na ve bi?imlendirmesine kan?t oldu?unu kabul etmektedirler. Evrimciler, bütün bu ?zelliklerin, rastgele olu?an mutasyonlar ve do?al se?ilimler sonucu olu?tu?unu ileri sürerler. Yarat?l????larsa, bu ?zelliklerin Yarat?c? taraf?ndan ?zel ama?lar i?in verildi?ini ve ayn? i?levleri yerine getirmelerini sa?lamak amac?yla benzer yap?lar?n yarat?ld???n? s?ylemektedirler.Bu durum, bir ??kmaz olarak de?erlendirilebilir. ?ünkü, hem evrim hem de yarat?l?? modellerine g?re, benzerliklerin olmas? beklenmektedir. Ancak, sayabilece?imiz baz? farkl?l?klar da vard?r. ?rne?in, kediler ve k?pekler birbirlerine biraz benzerler. Ancak, bir?ok farkl?l?klar? da vard?r. Yarat?l?? modeline g?re, ikisinde bulunan benzer yap?lar benzer g?revler i?in, farkl? yap?lar farkl? g?revler i?in yarat?lm??t?r.Bu durum evrim modeli i?in bir sorundur. Kedi ve k?pek ayn? atadan, ayn? ?evrede ve benzer i?lemler sonucunda olu?mu?larsa, nas?l birbirinden farkl? oldular? ?yle g?rülüyor ki, kedilerle k?pekler aras?nda birtak?m hayvanlar dizisi vard?r. O zaman da, kedilerin nerede bitti?i ve k?peklerin nerede ba?lad??? bilinemezdi.Kanada’n?n Ottawa ?ehrinde Commonwealth Institute for Biological Control’da y?llarca y?neticilik yapan Dr. W. R. Thompson, Darwin’in Türlerin K?keni adl? kitab?n?n 100. y?ld?nümü bask?s? i?in yazd??? ?ns?zünde, canl?lar aras?ndaki yo?un farkl?l?klarla ilgili olarak ?unlar? s?ylemektedir:“... ama taksonomik (s?n?fland?rma) sistem bir bütün olarak ele al?nd??? zaman, kesin ?izgilerle ayr?lm?? bir düzenleme olarak g?rünmektedir. ?ünkü taksonomik gruplar aras?nda büyük bo?luklar vard?r.... Do?an?n bize sundu?u kategoriler aras?ndaki s?n?rlar?, do?rulu?u kan?tlanamayan kurgularla kald?rma arzusu, biyolojiye Türlerin K?keni’nden kalma bir mirast?r. Canl?l???n süreklili?ini g?stermek i?in, varolmayan tarihsel kan?tlara ba?vurulmaktad?r. B?ylece, ger?ekle hayalin i?inden ??k?lmaz bi?imde birbirine kar??t??? hipotezler üzerine kurulmu? hipotezlerden, cam gibi k?r?labilen kuleler yap?lmaktad?r.Dr. Thompson’un dedi?i gibi, evrim teorisinde organizmalar?n süreklili?i gerekmektedir. Ancak, bununla ilgili ne ?imdi ne de daha ?nce hi?bir kan?t bulunamam??t?r. Evrim modeli, bütün organizmalar?n ayn? soydan geldi?ini s?ylemektedir. Bütün organizmalar, ayn? do?al süre?ler sonucu olu?urlar ve ayn? dünyada süreklilik g?steren ?evre ko?ullar?nda ya?arlarm??. Buna g?re, evrim modelinin ana tahmini büyük bo?luklarla birbirlerinden ayr?lm?? türlerin varl??? yerine, türler aras?nda sürekli bir ge?i? olmas? gereklili?idir. Türler aras?ndaki farkl?l?klar? a??klamak i?in evrim modeli taraf?ndan ?e?itli ikincil varsay?mlar?n (hipotezler üzerine kurulmu? hipotez kulelerinin) ileri sürülmesi gerekmektedir.Yarat?l?? modeli yine, bu tip ikinci derece varsay?mlar ileri sürerek, verileri a??klamak zorunda de?ildir. Tersine, yarat?l?? modeli, organizmalar?n kesin ?izgilerle birbirinden ayr?ld???n?, birbirleriyle benzerlikler oldu?u gibi, farkl?l?klar?n?n da bulundu?unu ?ng?rür.Yukar?da anlat?lan ger?ekler ?????nda, evrimcilerin benzerlikleri, evrimin bir kan?t? olarak yinelemeleri gariptir. Her durumda benzerlikler beklenmektedir ve farkl?l?klar yarat?l?? modeli taraf?ndan daha iyi a??klanmaktad?r. Evrim teorisi taraf?ndan, evrimin kan?tlar? olarak s?k s?k ileri sürülen yüzeysel benzerliklerden baz?lar? ?unlard?r:1. Morfolojik Benzerlikler (Kar??la?t?rmal? Anatomi)Canl?lar?n yap?s?ndaki benzerlikler, evrimin temel kan?tlar? olarak dü?ünülmektedir. Standart Linne ?emas?, yapay ve keyfi oldu?undan, bu tip benzerlikler bir dereceye kadar ger?ekten ayn? soydan gelindi?ini g?sterebilir. Ku?kusuz bu, türler i?in do?rudur ve bazen daha yüksek kategoriler i?in do?ru olabilir. Ancak, yüksek kategorilerde, ayn? soydan gelindi?ini g?steren herhangi bir deneye ya da g?zleme dayal? bir kan?t?n olmad??? da hat?rlanmal?d?r. Bu, tümüyle evrimcilerin varsay?m?d?r.Amerika’n?n belki de en ?nde gelen taksonomisti (canl?lar? s?n?fland?rma uzman?) Harvard ?niversitesi’nden Ernst Mayr’d?r (Taksonomi, canl?lar? s?n?fland?rma bilimidir). Profes?r Mayr, bütün bu yüksek kategorilerin (familya, tak?m, s?n?f vs.) keyf? oldu?unu, ?ünkü bunlar aras?nda b?yle bir ili?kiyi g?steren herhangi bir deneye dayanan kan?tlaman?n bulunmad???n? vurgulamaktad?r.Mayr’?n, alan?nda en ?nemli eseri olan Principles of Systematic Zoology (New York: McGraw-Hill, 1969, 434 sayfa) adl? kitab?n? yorumlayan bir ba?ka yazar, bu kitapla ilgili olarak a?a??daki a??klay?c? bilgileri vermektedir:“Yazar?n, bütün biyologlar?n kabul etmesi gerekti?ine inand???m g?rü?üne g?re tür, tamamen nesnel varl??a sahip tek taksonomik kategoridir. Yüksek kategoriler ise az - ?ok ?zel g?rü?lere dayanmaktad?r.”?nsanlar?n, bitki ve hayvanlar? d?? yap?lar?na g?re tabloda s?n?fland?rabilmesi, tabloda birbirine daha yak?n olanlar?n ayn? soydan evrimle?tiklerinin kan?t? olmaz. B?yle bir düzenleme, sadece insanlar?n verileri s?n?fland?rma ve kategorilere ay?rma yetene?ine sahip oldu?unu g?sterir.Asl?nda, s?n?fland?rma tablosu, yarat?l?? modeline daha iyi bir destektir. Evrim teorisinin ?ng?rdü?ü canl?lar?n evrimsel süreklili?i ger?ek olsayd?, türler aras?nda herhangi bir bo?luk olmay?p canl?lar? ?zel kategorilere s?n?fland?rmak olanaks?z olurdu. S?n?fland?rmada benzerlikler olmas? gerekti?i gibi, kimi farkl?l?klar?n ve bo?luklar?n da olmas? gerekmektedir. Bunlar da, yarat?l?? modeline destek sa?lar.2. Embriyolojideki Benzerlikler Charles Darwin’den ?nce bile evrimciler, embriyonlar?n geli?mesindeki benzerliklerin ayn? soydan gelindi?ini g?sterdi?ini ileri sürmekteydiler. Bugünkü kitaplarda da tavuk, tav?an ve kertenkele gibi hayvanlar?n embriyonlar? ile insan embriyonu aras?ndaki benzerlikler, ayn? soydan gelindi?i varsay?m?n?n kan?t? olarak g?sterilmektedir.Bu tip benzerlikler ayn? soydan gelindi?ini de?il, ortak bir tasar?m oldu?unu g?stermektedir. Yarat?l?? modelince, karma??k yap?daki hayvanlardan bir?o?u ayn? üreme bi?imine sahip oldu?undan, o?ulcuklar?n geli?mesinin de bütün bu hayvanlarda birbirine benzer olmas? beklenen bir ?eydir.Canl? embriyonu, ebeveyn hücrelerinin tek hücrede birle?mesiyle olu?maya ba?lad???ndan ve bundan sonraki hücre ?o?almas?, bir süre i?in ayn? ?evre ko?ullar?nda sürdü?ünden ve buna ek olarak, olu?acak yap?lar?n ?o?u biraz birbirine benzedi?inden (kollar, bacaklar, kafa vs.), geli?en embriyonlar?n ya?amlar?n?n ilk devresinde birbirine ?ok benzemeleri son derece do?ald?r.Ancak, ebeveyn türünün ?zelliklerinin embriyonda olu?mas?yla bu yüzeysel benzerlikler kaybolmaktad?r. Asl?nda bu ?nemli farkl?l?klar, embriyonik geli?menin olduk?a erken devresinde olu?maktad?rlar.Embriyonlar aras?ndaki farklar, ilk basamaklarda bile, benzerliklerden daha ?nemlidirler. Genetik yap?daki farklar g?zle g?rülmese bile, civciv DNA’s?, kertenkeleninkinden olduk?a farkl?d?r. Her bir hayvan türü i?in programlanan farkl? genetik ?ifreler, sadece o hayvan?n, o embriyondan geli?ece?ini bildirir. Ge?ici ve yüzeysel benzerliklerin, evrim-yarat?l?? meselesinde ?nemleri yoktur. Karma??k tasarlanm?? farklar, daha büyük ger?e?i olu?tururlar.3. Biyokimyadaki Benzerlikler?imdi inceleyece?imiz DNA bile, evrime kan?t g?sterilmektedir. DNA molekülünün bütün canl?lar?n üremelerinde g?rev almas?, evrimcilerde bu canl?lar?n ayn? soydan geldikleri san?s?n? ortaya ??karm??t?r. Bundan ?ok daha ?nemli bir ger?ek olan, her hayvan türünün kendine ?zgü bir DNA yap?s?na sahip olmas? ise, g?zard? edilmektedir. DNA yap?s?n?n ?ok karma??k oldu?unu daha ?nce anlatm??t?k. B?yle bir yap?, durup dururken olu?maz. Bir canl? DNA’s?n?n, bir ba?ka canl? DNA’s?na d?nü?mesi de olanaks?zd?r. DNA’n?n yap?s?, bu tip de?i?melere olanak vermeyecek bi?imde tasarlanm??t?r. Yarat?l?? modeli i?in, DNA’n?n varl???ndan ve i?levinden daha a??k bir kan?t dü?ünülemez.Canl? organizmadaki di?er kimyasal bile?iklerden gamma globülin, insülin, sitokrom C, hemoglobin gibi proteinler de kar??la?t?rma amac?yla incelenmi?tir. Bir?ok canl? türündeki bu moleküllerin yap?lar? de?i?ik tekniklerle kar??la?t?rmal? olarak ??zümlenmi?tir. Bir?ok istisnalar? olmakla beraber, genelde ?e?itli canl?lar?n bu molekülleri aras?ndaki benzerlikler, canl?lar aras?ndaki anatomik ve büyük morfolojik benzerlikler gibidir.Bütün bu benzerlikler yarat?l?? modelince beklenmekte oldu?undan, kesinlikle evrime kan?t olarak g?sterilemezler. Moleküler taksonomideki bu ?al??malar, morfolojik taksonomi üzerindeki daha eski bilgilere yeni olgular? ekleyerek ba?lang??ta yarat?lan türlerin ger?ek s?n?rlar?n? bulmak i?in yararl? olabilir. De?i?im ve mutasyon olaylar? bu s?n?rlar? a?amazlar.4. Davran?? BenzerlikleriHayvanlar?n hareketlerindeki benzerlikler, bazen akrabal???n kan?t? olarak g?sterilmektedir. Ancak, buna ?rnek bulmak ?ok zordur. Tersine farkl? davran??lara daha ?ok rastlanmaktad?r. Birbirine ?ok yak?n olan türlerde bile, olduk?a farkl? al??kanl?klar ve i?güdüler vard?r. Davran??larda ger?ekten varolan bu tip benzerlikler, yarat?l?? modeli taraf?ndan daha iyi a??klanabilmektedir.5. Aldat?c? BenzerliklerBirbirlerine olduk?a benzeyen o kadar ?ok durum vard?r ki, evrimciler bile bunlar?n ayn? soydan geldiklerine inanmamakta ve bunlar? yak?nla?ma ya da taklit etme olarak de?erlendirmektedirler.Yak?nla?ma ya da paralellik, akraba olmayan hayvanlardaki benzer ?zelliklerin, paralel ve ba??ms?z bi?imde evrimle?mesi olarak dü?ünülmektedir. ?rne?in, sineklerde, u?an sürüngenlerde, ku?larda ve yarasalarda kanatlar?n kanats?z d?rt farkl? soydan ve birbirinden tamamen ba??ms?z d?rt farkl? zamanda evrimle?ti?ine inan?lmaktad?r. Yap? olarak ?ok benzemelerine kar??n, mürekkepbal??? g?zünün, di?er bal?klar?n g?zünden ba??ms?z olarak ortaya ??kt??? ileri sürülmektedir. Balinan?n bi?imi bal??a benzemesine kar??n, bir kara memelisinden olu?tu?u ileri sürülmektedir. Yak?nla?maya ait bir?ok ba?ka ?rnek vard?r.Taklit (mimicry), bir organizman?n, ayn? ?evreye kar?? korunmak i?in ba?ka bir organizman?n renk ya da ?ekline benzemeye ?al??mas? olay?d?r. Taklit ?rneklerinin ?o?una b?cekler aras?nda rastlan?r.Evrimciler, yak?nla?may? ve taklit etmeyi, evrim teorisinin zorland??? durumlarda yüzeysel benzerlikleri a??klamak i?in kullanmaktad?rlar. ?rne?in, balinan?n memeli olmas? onun bal??a benzemesinden daha ?anizmalar?n aras?nda ortak bir atay? g?stermeyen bir?ok benzerlikler oldu?una g?re, herhangi bir benzerli?in ayn? soydan gelindi?inin kan?t? oldu?unu nereden bilece?iz?Yarat?l?? modelinde bu tip sorunlar?n olmad???n? hat?rlatmak isteriz. Bu model, bir?ok benzerlikler ve farkl?l?klar olabilece?ini ve bu benzer ?zelliklerin ayn? i?levleri yerine getirmek i?in verildi?ini belirtmektedir. ?rne?in, hem ku?lar?n hem de yarasalar?n u?malar? gerekmektedir. Bunun i?in Yarat?c? her ikisini de kanatl? yaratm??t?r. Bu kavram, hem yak?nla?ma, hem de taklit olaylar?na e?it derecede uygulanabilir. Bütün canl?lar, farkl? i?levleri yerine getirmek i?in farkl? ?zelliklerle ve benzer i?levleri yerine getirmek i?in de benzer ?zelliklerle, birbirlerinden kesin ?izgilerle ayr?lan türler olarak yarat?lm??lard?r.K?relmi? Organlar ve Embriyonik A?amalar?n Evrimsel Evreleri YinelemesiBugün ya?ayan organizmalarda h?l? varolan ve daha ?nce evrimle k?reldi?ine inan?lan baz? yap?lar uzun y?llardan beri, Darwin’den ?nce bile, evrime kan?t olarak g?sterilmi?tir. Ge?mi?ten kalan bu yap? ve ?zellikler, iki ana grupta toplanmaktad?r. Bunlardan birisi k?relmi? organlar, di?eriyse embriyonun geli?me a?amalar?nda, evrimle?erek geldi?ine inan?lan atalara benzerli?idir. Bunlar?n daha ?nce olu?mu? bir evrimi g?sterdi?i, ama bugün ya?ayan canl?lar taraf?ndan art?k kullan?lmad??? ileri sürülür.Bu ?zellikler ger?ekten varsa, yarat?l?? modeli bunlar?, Termodinami?in ?kinci Yasas?’n?n bir sonucu olan “bozulma” ilkesiyle a??klayabilir. Bu ?zellikler evrimin ?ng?rdü?ü daha karma??k bir düzene do?ru de?il, daha az düzenli duruma do?ru bir bozulma g?stereceklerdi. Bu durumda yarat?l?? modeli, b?yle ?zellikleri ba?lang??ta ?ng?rmemesine kar??n, bunlar? en az?ndan evrim modeli kadar iyi a??klayacakt?r. Asl?nda evrim modeli de bunlar? ?ng?rmemi?tir.Asl?nda bu tip olaylar?n oldu?u ku?kuludur. Bu konular? a?a??da k?saca ele alaca??z.1. K?relmi? Organlar?nsanlarda ve ?e?itli hayvanlarda bulunan baz? organlar?n, daha ?nceki evrim evrelerinde yararl? oldu?una, ama sonradan k?relerek yarars?zla?t???na uzun süre inan?lm??t?r. Ancak, bu kan?t art?k güvenilir bulunmamaktad?r. ?ünkü, ?nceden ileri sürülen “k?relmi?” organlar?n hemen hepsinin, ?zellikle insandakilerin, kesinlikle yararl? olduklar? ve hi? k?relmi? olmad?klar? son y?llarda kan?tlanm??t?r. Daha ?nceleri evrimciler, insanda yakla??k 180 kadar k?relmi? organ?n bulundu?unu ileri sürdüler. Ancak bugün, bunlar?n hemen hi?birisi i?in b?yle savlar ortaya at?lmamaktad?r. S?z konusu organlar aras?nda tiroit bezi, timüs, kuyruk kemi?i, hipofiz, kulak kaslar?, bademcikler ve apandis say?lmaktayd?. ?imdi bunlar?n tamamen yararl? olduklar? ve birtak?m ya?amsal i?levleri yerine getirdikleri bilinmektedir.Bu a??dan, herhangi bir organ?n k?relmi? bir kal?nt? oldu?unu ileri sürmemek daha mant?kl? g?rünmektedir. Bilim adamlar?n?n b?yle organlar?n g?revlerini bilmemeleri, bunlar?n gereksiz olduklar?n? kan?tlamaz. Bu alanda yap?lacak daha yo?un incelemeler, yarars?z olduklar? san?lan baz? organlar?n da birtak?m ?zel i?levleri yerine getirdiklerini, büyük bir olas?l?kla a???a ??karacakt?r.Bozulmay? g?steren baz? ?rneklerse, evrim a??s?ndan olduk?a zay?f ?rneklerdir. Bunlar, bozulma de?i?imleridir ve zararl? mutasyonlar?n sonucu olabilirler.2. Embriyonik A?amalar?n Evrim Zincirindeki Atalar? G?stermesi TeorisiEski bir evrim kli?esi olan, “Ontojenez, filojenezi ?zetler” s?zü “biyogenetik yasa”n?n da en yayg?n tan?m?d?r. Ontojenez, embriyonun geli?mesi, filojenez ise, hayvan türünün hayali olarak evrimle?erek geli?mesidir. ?rne?in, insan embriyonunun ya?ama bir deniz protozoan? olarak ba?lad???, bu ortamda, tüp ?eklinde atan bir yüre?e sahip olan bir solucana geli?ti?i, sonra solunga? yar?klar? ve iki g?zlü kalbi bulunan bir bal??a, daha sonra, ü? g?zlü bir kalbi ve mezonefroz bir b?bre?i olan bir amfibyuma, bundan sonra da, d?rt g?zlü kalbi, metanefroz b?bre?i ve kuyru?u olan bir memeliye ve sonunda insana d?nü?tü?ü ??retiliyordu! Buna g?re, insan embriyonu, ge?irdi?i ?nemli a?amalar? yineleyerek, ?nceki evriminin izlerini korur.Bu garip dü?ünce, ?u temele dayanm??t?r: Yeti?kin bir hayvan türünün embriyonu, ?imdiki durumuna eri?meden ?nce, ge?irdi?i bütün evrim a?amalar?n? tekrarlamak zorundad?r.Moleküler genetik alan?ndaki son ?al??malar, b?yle kavramlar?n yanl??l???n? g?stermi?tir. Bir insan?n DNA’s?, bir bal?k DNA’s? olmad??? gibi, bir bal???nkine sonradan ekler yap?lm?? bir DNA da de?ildir. Bir türün DNA’s?, sadece kendi türünü olu?turmak üzere programlanm??t?r. Ge?ici de olsa, di?er türleri olu?turamaz.Olu?tu?u san?lan evrim basamaklar?yla, embriyonun ge?irdi?i a?amalar kar??la?t?r?ld??? zaman, o kadar ?ok eksiklik, ek ve terslik var ki, “embriyonik a?amalar?n, evrim ge?iren atalar?n? g?sterdi?i” bi?imindeki dü?ünceyi, yasa gibi kabul etmek olanaks?zd?r. G?rünürdeki birka? benzerlik bile, tamamen yüzeyseldir ve hi?bir ?ekilde s?z konusu teorinin do?rulu?unu g?stermez.Bu benzerliklerin en ünlüsü ve ?arp?c? olan?, ku?kusuz, insan embriyonik geli?mesinin “bal?k” a?amas?nda “solunga? yar?klar?” san?lan yap?lar?n bulunmas?d?r. Bu evrimin evrelerini g?sterme olay? tamamen yüzeyseldir. Asl?nda insan embriyonunun hi?bir a?amas?nda ger?ek anlamda solunga? ya da solunga? yar??? g?rülmez. ?nsan embriyonunda bal?k kuyru?u, yüzgeci ve bal?klarda bulunan di?er yap?lar?n hi?birisi olu?mamakta, yani embriyon bal?k a?amas?ndan ge?memektedir.?nsan embriyonunda, bal?k embriyonundaki gibi, g?rtlak keseleri olu?ur. Daha sonra bunlar, bal?kta solunga?lara d?nü?ür. ?nsanda ise ?staki borular?n?, timüs ve paratiroit bezlerini olu?tururlar. Bunlar geli?irken, kan damarlar?n?n olgunla?mas?na ?ncülük ederler. Dolay?s?yla bunlar, yarars?z, k?relmi? yap?lar olarak de?erlendirilemezler.B?bre?in, kalbin ve di?er ?zelliklerin olu?umunda da ayn? ?eyi s?yleyebiliriz. Bütün embriyonlar?n, geli?melerinin her a?amas?nda sahip oldu?u yap?lar?n embriyonik büyümede ?nemli g?revleri bulundu?u, yap?lan ara?t?rmalarla ortaya konmaktad?r. Bu a?amalar?n hi?birisi evrimden kalma gereksiz bir a?amas? de?ildir. Tümü ?imdiki organizman?n geli?mesi i?in gerekli olan a?amalard?r. Yarat?l?? modeli, embriyon a?amalar?n?n ?zenli tasar?m? ve düzeni g?stermelerini beklemektedir ve olan da budur.Evrimsel evreleri g?sterme teorisini, bugün ?ok az say?da embriyoloji bilgini kabul etmektedir. Yine de, evrimi savunan bir?ok ünlü bilim adam?n?n, bu dü?ünceyi evrimin kan?t? olarak g?stermeyi sürdürmeleri ?a??rt?c?d?r. Asl?nda embriyoloji ya da paleontoloji konusunda geni? bilgileri olan bilim adamlar? onu kan?t olarak kullanmaz. ?rne?in, Columbia ?niversitesi biyologlar?ndan Bock, bu embriyon teorisini popüler hale getiren ve Charles Darwin’le ayn? tarihlerde ya?am?? olan Haeckel’in ?al??mas? üzerine yay?nlad??? incelemesinde, “...sonradan ?ok say?da bilim adam? taraf?ndan bu teorinin yanl?? oldu?u g?sterilmi?tir” demektedir.Fosil Kay?tlar?ndaki Sistematik Bo?luklarOrganizmalar aras?ndaki benzerlik ve farkl?l?klar?n ayn?lar?n?n canl?larda oldu?u gibi, fosillerde de bulunmas? ?nemlidir. Türler aras?ndaki ayn? bo?luk tipleri, günümüzdeki bitkiler ve hayvanlar i?in yap?lan Linne s?n?fland?rma sisteminde varoldu?u gibi, fosil kay?tlar?nda da vard?r.Daha ?nce g?rdü?ümüz gibi, evrim modelinin g?rü?ü ge?erli olsayd?, canl? organizmalarda birbirinden kesin s?n?rlarla ayr?lan kategorilerden ?ok, yatay bir devaml?l???n bulunmas? gerekirdi. Türler aras?ndaki bo?luklar, de?i?ik ge?itler i?in, ?zel ?evreler ve se?ilim tarihleri ileri sürerek, birtak?m varsay?mlarla ancak a??klanabilir.Fosil kay?tlar?ndaki bo?luklar, daha ba?ka ikincil varsay?mlar gerektirmektedir. Her bir fosilin organizmas?yla onun evrimle?ti?i atalar? aras?nda en az?ndan dikey bir devaml?l?k olmal?d?r. B?yle ge?i? fosillerinin bulunmamas? evrim modelinin de?il, yarat?l?? modelinin bir beklentisidir. Bu bo?luklar, günümüzün canl?lar? aras?ndaki bo?luklar?n a??kland??? gibi, “ge?i? formlar? hi? ya?anmad?” diyerek ge?i?tirilemez. Evrim modeli, ge?i? formlar?n?n fosille?mesini ya da fosillerin bulunmas?n? engelleyen birtak?m ?zel ko?ullar varsaymak zorunda kalmaktad?r.Yarat?l?? modeliyse, hi?bir ikincil varsay?ma gerek duymaz. Yarat?l?? modeli, fosil kay?tlar?nda sistematik bo?luklar?n olaca??n? ve bunlar?n günümüz dünyas?nda varolan bo?luklara benzeyece?ini ?ng?rür. Benzer i?levler i?in benzer yap?lar?n ve farkl? i?levler i?in de farkl? yap?lar?n verilmesine dayanan yarat?l?? ilkesi, hem ya?amakta olan, hem de soyu tükenmi? canl?lara aynen uygulan?r. Fosil kay?tlar?, geli?igüzel olaylar?n, ?ansa ba?l? ürünlerinin bir koleksiyonu da olamaz. Soyu tükenmi? olan hayvanlar bile (soyun tükenmesi geli?imin de?il, bozulman?n bir ?rne?idir) yarat?lm?? ilk canl?lar?n bir k?sm?n? olu?turur.Evrim olay? ger?ekse, s?n?fland?rma sistemi de, evrime ko?ut olarak, zaman i?inde devaml? de?i?mi? olmal?d?r. Tüm bitki ve hayvanlar, geli?igüzel de?i?iyorlarsa, s?n?fland?rma kategorilerinin de benzer bi?imde de?i?mesi gerekirdi. Oysa, kl?sik jeolojide ??retilen jeolojik ?a?lar?n varoldu?u kabul edilse bile, s?n?fland?rma kategorileri ba?lang??tan beri de?i?meden kalm??t?r. Bu konuda a?a??daki ?zellikleri g?z ?nüne al?n?z:1. Kambriyen d?neminden itibaren bütün alem ve alt alemler jeolojik kay?tlarda yer almaktad?r.2. Hayvanlar aleminin bütün filumlar? Kambriyen d?neminden beri g?rülmektedir.3. Hayvanlar aleminin bütün s?n?flar?na Kambriyen’den beri rastlanmaktad?r. Ancak ?unlar hari?:a) Yosun - mercanlar (Ordovisyen’den itibaren)b) B?cekler (Devoniyen’den itibaren)c) Graptolitler (Kambriyen ile Karbonifer aras?)d) Trilobitler (Kambriyen ile Permiyen aras?)4. Bitkiler aleminin bütün filumlar? Trias d?neminden beri g?rülmektedir. Ancak ?unlar hari?:a) Bakteriler, su yosunlar?, mantarlar (Kambriyen ?ncesinden itibaren)b) Yosunlar ve e?reltiler (Silüryen’den itibaren)c)Tohumlu bitkiler (Karbonifer d?neminden itibaren)d) Diyatomeler (Jura d?neminden itibaren)5. Bütün tak?mlar ve familyalar (alemler, filumlar ve s?n?flar gibi) ge?i? formlar?yla ilgili hi?bir belirti olmaks?z?n fosil kay?tlar?nda birden ortaya ??karlar. Cins ve türlerin ?o?unda bile bu durumu g?rmek olas?d?r.?nde gelen evrimcilerin a?a??daki s?zleri de, bitki ve hayvan formlar?n?n ?o?unun, fosil kay?tlar?nda birdenbire ortaya ??kt???n? do?rulamaktad?r. Bu temel türler aras?nda ge?i? formlar?n? g?steren hi?bir kan?t da yoktur.“Bu ?rneklere kar??n, her paleontoloji bilgininin bildi?i gibi, bir?ok yeni tür, cins, familya ve familyadan üst seviyedeki di?er bütün kategoriler, fosil kay?tlar?nda birdenbire ortaya ??karlar ve bildi?imiz bi?imde a?amal? ve sürekli ge?i? dizilerine rastlanmaz.”“Art?k fosil kayd?n?n s?n?rl?l??? i?in ?zür dilemeye gerek kalmad?. O s?ralayamayacak kadar zengin olmu?tur ve yeni bulu?lar?n h?z?, onlar? s?ralayabilecek h?z? a??yor.... Yine de, fosil kayd?n?n ?o?u bo?luklardan olu?maktad?r.”“Jeolojik kay?tlardan anlayabildi?imiz kadar?yla, jeolojik devirlerde, k?klü de?i?imlerin genellikle “aniden” ortaya ??kt??? g?zleniyor.... S?n?fland?rman?n tak?m ve s?n?f gibi büyük alt b?lümleri aras?ndaki ge?i? formlar?na ait fosiller, nadiren g?rülür.”Daha anla??l?r olmak amac?yla, büyük türler aras?ndaki ge?i?lerin her zaman atland???n?, daha ayr?nt?l? olarak belgelemeyi sürdürüyoruz. A?a??da s?ralanm?? ?nemli bo?luklar? dikkate al?n?z:1. Protozoalardan (Tek hücreliler) Omurgas?z MetazoalaraEn ?nemli fosil bo?luklar?ndan biri, Prekambriyen (Kambriyen ?ncesi) katmanlar?nda bulunan tart??mal? tek hücreli mikroorganizmalar ve tuhaf “Ediacaran” fosillerle, Kambriyen’de bol miktarda bulunan karma??k deniz omurgas?zlar? aras?ndaki durumdur. “Trilobitler gibi eklem bacakl?lar?n da karma??k türlerini kapsayan bir?ok farkl? organizman?n Kambriyen’de bulunmas? ?a??rt?c?d?r.... Kay?tlarda bol miktarda bulunan bu canl?lar, basit yap?da olsalard?, bu ger?ek o kadar ?a??rt?c? olmazd?. B?yle karma??k organik türler, ni?in yakla??k 600 milyon ya??ndaki kayalarda bulunuyorlar da, ondan 2 milyar y?l ?nceki kay?tlarda bunlara hi? rastlanm?yor?... Ya?am evrime u?ram??sa, Kambriyen’den daha ya?l? kayalarda bulunmas? gereken fosillerin bulunmamas? neyle a??klanacakt?r?”“Jeoloji ve evrimin ??zülememi? sorunlar?ndan birisi de Kambriyen alt kayalar?nda ?e?itli ?ok hücreli deniz omurgas?zlar? bulunurken, daha ya?l? kayalarda bunlar?n olmamas?d?r. Kambriyen’in ba?lang?? d?nemine ait fosiller ?unlard?r: Porifera (süngerler), Coelenterata (mercanlar?, denizh?yarlar?n?, denizanalar?n? kapsayan filum), brakiopodlar, Mollusca (salyangoz, deniz tara??), ekinoidler (derisi dikenliler) ve eklem bacakl?lar. Bunlar?n yüksek derecede organizasyonu bu organizmalar?n, fosil kay?tlar?nda g?rülmeden ?nce uzun bir evrim d?nemi ge?irmi? olduklar?n? g?steriyor. Ancak, ilk Kambriyen fosillerinin atalar?n? bulmak i?in Kambriyen ?ncesi kayalar?n? inceledi?imiz zaman, bunlara hi?bir yerde rastlam?yoruz.”“Ba?l?ca hayvan gruplar?n?n ortaya ??k??lar?n? yarat?l??la de?il de evrimle a??klamaya kalk??t???m?z zaman, Kambriyen ?ncesi kayalar?nda filumlar?n hi?birisinin tek üyesine bile rastlanmad??? i?in, ge?mi?te Darwin’i oldu?u gibi bugün de bilim adamlar?n? aciz b?rakan bir durumla kar?? kar??ya kal?r?z.”Tek hücreli mikroorganizmalarla, Kambriyen’de yüksek derecede karma??k yap?lar ve türlerdeki omurgas?z filumlar aras?nda ?ok büyük bir bo?luk oldu?u a??kt?r. ?leri sürüldü?ü gibi, tek hücreliler karma??k yap?l? canl?lara evrimle?mi?seler, aralar?nda ge?i? formlar?n?n bulunmamas? ve bunlar?n fosillerinin günümüze kalmamas? olanaks?zd?r. Asl?nda bu bo?luklar?n yarat?lm?? türler aras?nda bulunan do?al bo?luklar olduklar?n? s?ylemek daha mant?kl?d?r. Her canl?n?n, yarat?l?? amac?na uygun bir yap?s? vard?r. Bu yap?n?n olu?umu, rastlant?sal olamaz.2. Omurgas?zlardan Omurgal?laraOmurgas?zlardan omurgal?lara evrimle?erek ger?ekle?en bir süre?te milyarlarca hayvan?n yer almas? gerekirken, ?imdiye kadar b?yle bir tek fosil bile bulunamam??t?r. Omurgas?zlar?n i? k?s?mlar?nda yumu?ak b?lümler, d??lar?nda ise sert kabuklar vard?r. Omurgal?lar?n ise i? k?s?mlar? sert (iskelet), d?? k?s?mlar? ise yumu?akt?r. Biri di?erine acaba nas?l evrimle?mi?tir? Bu konuyla ilgili hi?bir kan?t yoktur.“?lk” omurgal?lar?, Osteostraki ve Heterostraki gibi bal?k tak?mlar? olu?turmaktad?r. Konuyla ilgili olarak, omurgal?lar konusunda ?nde gelen paleontoloji uzmanlar?ndan olan Harvard ?niversitesi’nden Dr. Alfred Romer ??yle der:“Silüryen d?neminin sonlar?na ve Devoniyen d?neminin ba?lar?na rastlayan devirdeki tortularda, ?e?itli tipte ve ?ok say?da bal??a benzer omurgal? vard?r. Dolay?s?yla, bu zamandan ?nce uzun bir evrim d?neminden ge?ilmi?tir. Fakat biz bu d?nem hakk?nda bir ?ey bilmiyoruz.”Bu, bal?klarla bal?klar?n atalar? olduklar? kabul edilen omurgas?zlar aras?nda ba?lant? sa?layacak hi?bir fosil kayd?n?n olmad??? anlam?na gelmektedir. Bu durumda omurgal?larla omurgas?zlar?n ba?lang??ta ayr? ayr? yarat?ld?klar?na inanmak, daha mant?kl? g?rünmektedir.3. Bal?klardan AmfibyumlaraBir sonraki ?nemli evrim basama??n?n, bal?klardan amfibyumlara ge?i?i kapsad??? varsay?lmaktad?r. B?yle bir olay bal?k yüzgecinin kurba?an?n aya??na d?nü?mesini ve say?s?z ba?ka d?nü?ümün olu?mas?n? gerektirir. Ancak bugüne kadar, yüzge?leri k?smen aya?a ya da bir ba?ka ge?i? ?zelli?ine d?nü?mü? hi?bir yar? bal?k-yar? amfibyum fosiline rastlanmam??t?r.Bir Crossopterygian (yass? yüzge?li bal?k) olan Coelacanth (“silekant”), uzun süre b?yle bir ge?i? formu i?in kan?t g?sterildi. Bu canl?n?n yüzge?lerinin üzerinde rastlanan ??k?nt?l? yap?lar, amfibyumlara do?ru bir ge?i?in ba?lang?c? olarak dü?ünülmü?tü. Bu ge?i?le birlikte, Labyrinthodont olarak bilinen ilkel bir amfibyuma d?nü?tü?ü dü?ünülürdü. Silekantlar?n ise bu ge?i?i Mezozoik (?kinci) zamanda tamamlad?klar?na inan?lm??t?. ?ünkü, bu devirden sonra hi?bir fosil bulunamam??t?r.1938’de, bu yass? yüzge?li bal?klar?n Madagaskar yak?n?ndaki sularda hala ya?ad?klar? ortaya ??kt???nda evrimciler ?ok ?a??rd?lar.“Silekantlar, milyonlarca y?l boyunca, ayn? bi?im ve yap?y? korudular. Evrimin en büyük s?rlar?ndan biri de, budur.”Ge?i? olay?n?n ba?lad??? milyonlarca y?l ?nceki yap?lar?n? aynen koruduklar? halde, bu bal?klar?n amfibyumlara nas?l d?nü?ebildiklerini anlamak olduk?a zordur. Ayr?ca, ge?i? formu olabilecek ba?ka aday da yoktur. ?ünkü kara hayvanlar?yla ?e?itli y?nlerden benzerlikleri olan akci?erli bal?k, “yürüyen yay?n bal???” ve di?er bal?klar daha ?nceden ?e?itli nedenlerden dolay? evrimciler taraf?ndan tümüyle konu d??? b?rak?lm??lard?.4. Amfibyumlardan Sürüngenlere, Sürüngenlerden MemelilereAmfibyumlar?n sürüngenlere ya da sürüngenlerin memelilere evrimle?mesi konusuna, fosil kay?tlar? ?ok az ???k tutmaktad?r. Bunlar?n hepsi iskelet yap?lar? birbirine benzeyen d?rt bacakl? omurgal?lard?r ve dolay?s?yla fosil kay?tlar?, aralar?ndaki fark? g?sterecek ?ok az ipucu verirler. Bugün ya?ayan hayvanlar aras?nda ?yle sürüngenler vard?r ki, kemik par?alar? baz? amfibyumlara, baz?lar?n?nki ise memelilere ?ok fazla benzemektedir. Amfibyumlar, sürüngenler ve memelilerin fizyolojik i?levlerinin yan? s?ra, d?? ?zellikleri ve g?rünümleri de birbirlerinden tamamen farkl?d?rlar. Ancak, fosiller bu farkl?l?klar? g?sterememektedirler.Yani, belli bir fosilin, bir sürüngen mi yoksa bir memeli mi oldu?unu s?ylemenin zorlu?u, bu ikisi aras?nda evrim a??s?ndan bir ge?i? oldu?u anlam?na gelmez. Bir hayvan?n, sadece iskeletini de?il de tamam?n? g?rebilseydik, hangi hayvan oldu?unu kolayca belirleyebilirdik.?e?itli amfibyum, sürüngen ve memeli tak?mlar?ndan her birinin fosil kay?tlar?nda birdenbire ortaya ??kmalar? ?ok daha ?nemli bir ger?ektir. Bunlar aras?nda herhangi bir ge?i? formuna ve ilkel yap?lara rastlanmamaktad?r.?rne?in, paleontoloji uzman? George Gaylord Simpson, s?n?fland?rma sistemindeki memelilerin 32 tak?m?ndan her birinin, bütün k?kensel ?zellikleriyle, fosil kay?tlar?nda aniden ortaya ??kt???n? bildirir. Simpson, konuyla ilgili olarak ??yle der:“Ge?i? formlar?n?n yoklu?u, sadece memelilere ?zgü bir durum de?ildir. Nitekim bu ?zellik, paleontoloji uzmanlar? taraf?ndan, uzun zamand?r neredeyse evrensel bir olay olarak belirtilmektedir.”Bu memeli tak?mlar?na ?rnek olarak kemirgenleri ele alal?m. Kemirgenlere ait tür ve cins say?s?, di?er memelilerin toplam tür ve cins say?lar?ndan fazlad?r. Bu yüzden en fazla ge?i? formu olma olas?l??? ta??yan hayvanlar kemirgenlerdir. Ancak, paleontoloji uzman? Alfred Romer bu konuda ??yle der:“Kemirgenlerin k?keni karanl?kt?r.... Belki de, b?cek?il, plasental? bir soydan geldiler. Ancak, bu konuda hi?bir ge?i? formu bilinmemektedir.”En e?siz memeli kanatlar? olan yarasad?r. Bunun, hangi memeli ya da sürüngen soyundan gelirse gelsin, ortaya ??kmas? i?in say?s?z ge?i? formunun bulunmas? gerekir. Oysa, b?yle hi?bir ge?i? formu bulunamam??t?r.5. Sürüngenlerden Ku?laraGenelde bütün evrimciler, sürüngenleri, ku?lar?n atalar? olarak kabul ederler. ?nlü Arkeopteriks’e kar??n, bu ge?i?i do?rulayan hi?bir fosil kayd? yoktur. W. E. Swinton bu konuda ?u itirafta bulunur:“Ku?lar?n k?keni büyük ?l?üde bir tümdengelim meselesidir. Sürüngenden ku?a de?i?im a?amalar?n? g?steren ?nemli bir fosil kayd? yoktur.”?lgi ?ekici fosil Arkeopteriks, de?i?ik ?zelliklere sahiptir. Bu canl?n?n baz? nitelikleri sürüngenlere (?rn. di?), baz?lar? da ku?lara (?rn. kanat ve tüy) benzemekteydi. Bundan dolay?, bu canl? iki ana hayvan s?n?f? aras?nda evrimin ?rne?i olarak, evrimci ders kitaplar?nda devaml? olarak sunulmu?tur. Fosil dünyas?nda bir ge?i? formu varsa, bu Arkeopteriks’dir. Nitekim Dunbar bu konuda ??yle demektedir:“?ki hayvan grubu aras?nda bundan daha yetkin bir ge?i? formu ya da ku?lar?n atalar?n?n sürüngenler oldu?unu g?stermek i?in daha gü?lü bir kan?t bulmak zordur.”Oysa, ayn? yazar Arkeopteriks’in k?smen bir sürüngen de?il, yüzde yüz bir ku? oldu?unun fark?ndad?r ve ayn? paragrafta ??yle der:“... tüylerinden dolay? tam bir ku? ?zelli?i ta??maktad?r.”Arkeopteriks’in kanatlar?ndaki tüylerin fosille?mi? kal?nt?lar? bulunmu?tur. Bu da bu canl?n?n pullu, so?ukkanl? bir sürüngen de?il, s?cakkanl? oldu?unu g?sterir.Dolay?s?yla Arkeopteriks sürüngen - ku? ge?i? formu de?il, bir ku?tur. Bu, di?i olan, soyu tükenmi? bir ku?tur. Ku?lar?n ?o?unun di?i yoktur. Ancak, Yarat?c?’n?n baz? ku?lar? di?li yaratmas? zor bir i? de?ildir. Nitekim baz? sürüngenlerin di?leri vard?r ve baz?lar?n?n yoktur. Ayn? durum bal?klar, amfibyumlar ve memeliler i?in de s?z konusudur. Bunlar?n da baz?lar?nda di? varken, baz?lar?nda yoktur. Hatta ayn? durum ilk ku?lar i?in de ge?erlidir. Baz? nedenlerden dolay? di?li yarat?lm?? olanlar?n soyu tükenmi?tir.?leri sürüldü?ü gibi Arkeopteriks bir ge?i? formuysa, bu canl?yla varsay?lan sürüngen atalar? aras?nda ?ok say?da ge?i? formlar?n?n olmas? gerekir. Pul ile tüy aras?nda bir ?zelli?e ve kolla kanat aras?nda bir yap?ya sahip bir fosil ni?in hi? bulunamam??t?r? Bu ?e?it hayvanlar ?ok say?da ve uzun süre ya?am?? olmal?d?rlar. Ancak, fosillerine rastlanmam??t?r. Hatta u?an sürüngenlerle bunlar?n kanats?z sürüngen atalar? aras?nda yer alan formlar?n fosillerine bile rastlanmam??t?r. Bu durum, evrim modelinin i?inden ??kamayaca?? bir ger?ektir. Yarat?l?? modeliyse, her canl? grubunun ayr? yarat?lm?? oldu?unu kabul ederek b?yle bir ??kmaza girmemektedir.6. B?ceklerin K?keniGeli?mi? yap?daki hayvanlar?n evrimsel k?keni belirsizken, b?ceklerin k?kenleri tümüyle karanl?kt?r. B?ceklerin türleri ve say?lar? ?ok fazla olmas?na kar??n, evrimle?erek herhangi bir atadan geldiklerine ili?kin ipucu say?labilecek hi?bir fosil yoktur.Asl?nda, b?cek fosilinin bulunmas? ?a??rt?c?d?r. Ne var ki, bir?ok b?cek kehribar, k?mür ve volkanik küller gibi materyaller i?inde fosille?mi?lerdir. Bütün bu ??keltilerin aniden olu?mu? olmal?d?rlar. Aksi takdirde, b?cek fosilleri bu kadar uzun süre kalamazlard?.Bilinen b?cek fosillerinin en ?nemli ?zelli?i, günümüzde de ya?ayan b?ceklerin yap?s?na ?ok benzemeleridir. Bununla birlikte ?ok defa bunlar, günümüzdeki akrabalar?ndan daha büyüktürler. Dev k?z b?cekleri, dev hamamb?cekleri ve dev kar?ncalar gibi benzerleri vard?r. Asl?nda bunlar?n bi?imi günümüz b?ceklerinden farkl? de?ildir. “...günümüzdeki b?cek topluluklar?, ?nceki ?a?larda ya?am?? olanlara ?nemli ?l?üde benzemektedir. Günümüzde ya?ayan b?ceklerin bütün ana tak?mlar?, ge?mi?in oligosen ormanlar?nda bulunmaktayd?lar. Baz? belirli türler o zamandan beri 70 milyon y?l boyunca ya ?ok az de?i?mi?ler ya da hi? de?i?memi?lerdir.”7. Bitkilerin K?keniPaleobotanik (Bitki fosilleri) ?al??malar?, evrimcileri, ge?mi?te ya?ayan hayvanlar üzerinde yap?lan ?al??malardan daha ?ok hayal k?r?kl???na u?ratm??t?r. Michigan ?niversitesi’nden C. A. Arnold ?nde gelen bir paleobotanik uzman?d?r ve konuyla ilgili eserinde ??yle der:“Varolan bitki gruplar?n?n geli?me süre?leri s?ras?nda ge?mi? olduklar? a?amalardan baz?lar?n?n, soyu tükenmi? bitkiler taraf?ndan da g?sterilebilece?i, uzun süre umut edilmi?tir. Ancak, paleobotanik ara?t?rmalar?, yüz y?l? a?k?n bir süredir devam etmesine kar??n, bu umudu ?ok az bir dereceye kadar ger?ekle?tirebilmi?tir. ?imdi, tek bir grup bitkinin bile ba?lang??tan günümüze kadar olan filojenez (soy olu?) tarihini izleyememekteyiz.”Benzer ?ekilde, Cambridge ?niversitesi Botanik B?lümü profes?rlerinden Corner, evrimci olmas?na kar??n ??yle der:“...?nyarg?s?zca dü?ündü?ümde, bitkilerin fosil kayd?n?n, yarat?l???n lehine oldu?unu g?rüyorum.”8. Jeolojik Devirler Boyunca Canl? Türlerinin Süreklili?iOrganik dünyadaki bütün filum ve s?n?flar?n ya?am?n?n ba?lang?c?ndan beri, ?zde hi?bir de?i?iklik g?stermediklerini ve hatta tak?mlar?n, bir?ok familyan?n, cinslerin ve türlerin bile, fosil kay?tlar?nda birdenbire g?rüldüklerini ve herhangi bir ilkel bi?imlerinin bulunmad???n? daha ?nce anlatm??t?k.Büyük organizma kategorilerinin süreklili?i ve s?n?fland?rma sistemindeki bu de?i?mezlik, evrim modelinin de?il, yarat?l?? modelinin beklentisidir. Bu durum ?ansa ba?l? de?i?im ve do?al se?ilimden ?ok, yarat?c? ama? ve düzene tan?kl?k eder.A?a??daki liste, canl? organizmalarla fosil organizmalar?n temel benzerliklerini g?stermek i?in, ?zellikle ?a??m?zdaki hayvanlar?n eskiden ya?am?? olanlarla ?ok ?nemli farkl?l?klar g?stermedi?ini ortaya koymas? bak?m?ndan ilgi ?ekicidir.Fosil Topluluklar?n?n Süreklili?ine Baz? ?rneklerKambriyen ?ncesi: Deniz yosunlar?, bakteriler, mantarlarKambriyen: Süngerler, salyangozlar, denizanalar?Ordovisyen: Deniztaraklar?, be?parmaklar, solucanlarSilüryen: Engerekler, mercanlarDevoniyen: K?pek bal?klar?, akci?erli bal?klarKarbonifer: E?reltiotlar?, hamamb?cekleriPermiyen: K?nkanatl? b?cekler, k?z b?cekleriTrias: ?amlar, palmiyelerJura: Timsahlar, kaplumba?alarKretase: ?rdekler, pelikanlarPaleosen: S??anlar, kirpilerEosen: Lemurlar, gergedanlarOligosen: Kunduzlar, sincaplar, kar?ncalarMiyosen: Develer, kurtlarPliyosen: Atlar, fillerPleistosen: ?nsanYukar?daki liste kolayca uzat?labilir. Verilen ?rnekler ayr?nt?l? de?il, tipiktir. Bu ?zette de a??k?a g?rülüyor ki, yarat?lm?? türler i?inde bir?ok de?i?iklik olu?abilmesine kar??n, bu türlerin ba?lang??tan beri de?i?medi?i a??kt?r (soyu tükenenler d???nda). Türler i?indeki de?i?imler, Yarat?c?’n?n tasarlay?p yaratt??? genetik de?i?im potansiyelinin arac?l???yla, ?evre ko?ullar? sonucu i?letilmesindendir.9. Canl? FosillerGe?mi? devirlerde ya?ay?p daha sonra soyunun tükendi?i san?lan baz? organizmalar?n, günümüzde de ya?ad??? ortaya ??kt?. Yak?n zamandaki bu beklenmeyen bulu?lara kadar, bu organizmalar?n baz?lar?n?n yüz milyon y?l ?ncesinde soylar?n?n tükenmi? oldu?u dü?ünülüyordu. Bunlar ?nceden, i?inde bulunduklar? katman?n ya??n? ?l?erken “tan?mlay?c?(indeks) fosiller” olarak kullan?lmaktayd?. Bu “canl? fosillerin” tan?mlay?c? fosiller olarak kullan?lmas?na, ya?amakta olduklar? g?rülür g?rülmez son verilmek zorunda kal?nd?. Bu fosillerin milyonlarca y?lda olu?tu?u varsay?lan üst katmanlarda bulunmamalar?na kar??n, organizmalar kesinlikle bir yerde ya?amaktayd?lar.Bu canl? fosillerin ilk bi?imleriyle günümüzdekiler aras?ndaki de?i?iklik o kadar azd?r ki, evrim modelinin ger?ekten ge?erli oldu?una inanmak ?ok zordur. Bir organizmay? yüksek derecede karma??kl??a kadar evrimle?tiren ve sonra bu evrimle?meyi durduran nedir? Kald? ki, b?yle bir evrimle?menin kan?t? olan hi?bir fosil kayd? da yoktur. Belki de bu anlat?lanlar i?inde en tuhaf?, ilk a?amada evrimle?ti?i san?lan tek hücreli organizmalar?n da, bu ya?ayan fosiller aras?nda yer almas?d?r. “Son on y?lda, tek hücreli organizmalar aras?nda ?ok eski zamanlara ait organizmalar?n bulunmas?, olduk?a ilgi ?ekicidir. Bunlar aras?nda Prekambriyen fosillerine e?it türler, zaman?m?zda da bulunmaktad?r. Bunlar?n i?inde ?nceleri fosil olarak bilinen ve daha sonra ya?ad?klar? saptanan ?nemli ve yetkin bir tür, Güney Ontario’nun Gunflint Iron formasyonunda elde edilenidir. Bu yakla??k 1,9 milyar y?l ya??ndad?r.”Bu, evrimin durgunlu?una ?ok ilgin? bir tan?kl?kt?r!Di?er canl? fosiller aras?nda ?unlar? sayabiliriz:Tuatara (gagal? sürüngen): Kretase’den beri “soyu tükenmi?”Coelacanth(Silekant) (yass? yüzge?li bal?k): Kretase’den beri “soyu tükenmi?”Neopilina (b?lümlü yumu?ak?a): Devoniyen’den beri “soyu tükenmi?”Lingula (brachiopod kabuklu deniz hayvan?): Ordovisyen’den beri “soyu tükenmi?”Metasequoia (erken sekoya): Miyosen’den beri “soyu tükenmi?”Tan?mlay?c? fosiller olarak en ?ok kü?ük deniz hayvanlar? kullan?ld??? ve okyanuslar?n derinlikleri daha az ara?t?r?ld??? i?in, bunlar?n baz?lar? h?l? ya??yor olabilirler.Bu durumda, evrim modeli fosil kay?tlar?ndaki bu sistematik, düzenli bo?luklar? nas?l a??klamaktad?r? Yarat?l?? modeli bu bo?luklar? ?ng?rmektedir. Ancak evrim modeli, bunlar? beklemedi?i i?in baz? ikincil varsay?mlar? ortaya atmak zorunda kalm??t?r. Elimizdeki fosil zenginli?inden dolay?, Darwin’in kendi ?a??nda s?yledi?i, “Bu bo?luklar?n gelecekte ortaya ??kar?lacak fosil kay?tlar?yla doldurulabilece?i” s?zlerini s?ylemek de art?k olanaks?zd?r.Genelde ?u varsay?mlar ileri sürülmektedir:1. Evrimle?me kü?ük, di?erlerinden ayr? topluluklarda olmu?tur.2. Mutasyon h?z?, ge?ici olarak artm?? olan ?evre radyasyonu nedeniyle h?zlanm??t?r.“Bir topluluk ya da türün bask?n ?ekirdek ?zelliklerinin ?ncelikle evrimle?mi? olmas?na ender rastlan?r.” “Evrimsel de?i?imler, k?smen genetik mutasyonlar?n sonucu oldu?undan, iyonla?t?r?c? radyasyon ak???ndaki bir art??, az da olsa, evrimle?me olay?n? h?zland?racakt?r.”“Jeolojik devir ?l?e?indeki zamanlar, d?nemler ve ?a?lar aras?ndaki s?n?rlar genelde, fosil kal?nt?lar?n?n ?zelliklerinde ani ve ?nemli de?i?imleri g?stermektedirler.... Ara?t?rmac?lar bazen bu de?i?imleri, mutasyon h?zlar?n?n kozmik ???nlara ba?l? olarak artmas?yla a??klayarak, ?ok ?iddetli yorumlarla ortaya ??kmaktad?rlar.”Eksik ge?i? formlar? yerine, kü?ük topluluklar?n ve h?zl? evrimin kombinasyonu ?ne sürülmü?tür. Bu tezin do?rulu?u ara?t?r?lamaz ve tez olas?l?k d???d?r. Demek ki, evrimcilere g?re evrim kan?tlar?n? g?rmeyi hi?bir zaman bekleyemeyiz. ?ünkü, evrim ge?mi?te h?zla tamamlanm??, ?imdi de g?remeyece?imiz kadar yava? ilerliyormu?!S??ramal? DengeKü?ük topluluklar i?indeki h?zl? nüfus art???yla ilgili gizemli varsay?msal süreci tan?mlamak i?in Niles Eldredge ve Stephen Jay Gould taraf?ndan ortaya at?lan yeni ve renkli bir terim de, “s??ramal? denge”dir (punctuated equilibrium). Steven M. Stanley, bunu “kuvantum türle?me” olarak adland?r?r. Daha eski yazarlar (?rne?in, Richard Goldschmidt) buna “umut veren canavarlar” demi?tir.B?ylesine imgesel bir süre?, fosil kay?tlar?nda neden ge?i? yap?lar?n?n bulunmad???n? a??klamaya yard?mc? olabilir, ama b?yle bir süre?le ilgili hi?bir genetik kan?t bulunmamaktad?r. Biyoloji Profes?rü ve Yale Yüksek Lisans Dekan? Keith S. Thomson, evrim mekanizmas?n?n h?l? “temel gizem” oldu?unu s?ylemektedir.Asl?nda temel gizem, ger?ek “dikey” evrimi ger?ekle?tirebilecek bir genetik mekanizmay? 150 y?l boyunca arad?ktan sonra, evrimcilerin evrime h?l? neden inand?klar?d?r!5TEKB???MC?L?K M? FELAKET??L?K M??Fosillerin Tan?kl????nceki b?lümde evrim modelinin, yeryüzü tarihinin fosil kay?tlar?ndaki düzenli ve sistematik bo?luklar?yla uyu?mad???n? g?stermi?tik. Fosiller evrimi desteklemiyorsa, mesajlar? nedir? Bu fosilleri i?eren kocaman tortul kaya yataklar? ne zaman ve nas?l olu?tu?Bu soru da, tekbi?imcilik g?rü?ünü, afet?ilik g?rü?ünün kar??s?na getirir.Bilimsel modeller a??s?ndan bu g?rü?ler, asl?nda “yarat?l?? m? yoksa evrim mi?” tart??madan ayr?d?r. ?ki konu da birbirinden ba??ms?z olarak tart???labilmektedir. Yine de, bu g?rü?ler konumuzla ilgili olduklar?ndan, onlar? incelememiz yerinde olur.Yani, fosiller, kayalar ve di?er yerkabu?u bi?imleri ?ok uzun zamanda, yava? yava?, yerkabu?u üzerinde ?imdi de i?leyen süre?lerle mi olu?tu? Bunu kabul eden g?rü? tekbi?imcilik olarak bilinir. Bu dü?ünce yerkabu?unun yap?s? ve tarihiyle ilgili ders kitaplar?nda neredeyse her zaman varsay?l?r. Yoksa, bu ??keltilerin ?o?u g?receli k?sa bir zaman i?inde h?zl? m? olu?tu? Bunu kabul eden g?rü? afet?iliktir.Evrim modeli ?o?unlukla tekbi?imcili?i, yarat?l?? modeli ise afet?ili?i esas al?r. Bununla birlikte, evrimin temel ald??? tekbi?imcilik i?erisinde, yerel afetler de bulunabilmektedir. Ayr?ca, afet?ilik de dünya tarihinin ?o?unda i?leyen do?a yasalar?n?n ve süre?lerinin kal?c?l???n? reddetmez. Yarat?l????lar, Yarat?c?’n?n ba?lang??ta yaratt??? yasalar?n devaml?l???n? sa?lad???na inanmaktad?rlar. Bununla beraber, baz? afet?iler bir Yarat?c?’n?n varl???n? bile yads?y?p ge?mi?teki afetleri tümüyle do?al nedenlere ba?larlar. G?rüldü?ü gibi, iki terim olduk?a esnektir ve ?e?itten ?ok, derecedeki farklar? g?sterirler.Yine de, evrim modeli, varolan do?a yasalar?n?n ve süre?lerinin bütün varl?klar?n k?kenini ve geli?imini a??klamaya yetti?ini kabul etti?i i?in, temel olarak tekbi?imcili?e ba?l?d?r. Yarat?l?? modeli temelde afet?idir, ?ünkü bu model ?imdiki yasalar?n ve süre?lerin, dünyan?n bugünkü durumunu a??klamaya yeterli olmad???n? kabul eder. Tarihin a??klamas?n?, ?imdiki süre?lerden farkl? olarak, ?zel olu?turulmu? bir yap?c? ve bir ya da birden fazla y?k?c? olayla yapar.Evrim, uzun zaman gerektirdi?inden, tekbi?imcilikle ili?kilendirilmi?tir.“... ?sko?yal? jeolog James Hutton... bugünün, ge?mi?in anahtar? oldu?unu, yeryüzünün bütün jeolojik ?zelliklerinin, ?u anda ger?ekle?en olaylar?n etkisiyle ?ok uzun zamanda olu?tu?unu belirtir. Bu felsefe, tekbi?imcilik kuram?n? ortaya ??karm??t?r. ?imdi bu dü?ünce tarz?, tüm zeki ve bilgilendirilmi? insanlarca kabul edilmektedir.”Y?llar ?nce bu s?zleri yazan profes?r Dunbar, bugün zeki ve bilgili binlerce bilimcinin yan? s?ra, ba?ka mesleklerden de pek ?ok kimsenin tekbi?imcili?i reddetti?ini g?rse ?a??racakt?. Bugün, ge?mi?in anahtar? de?ildir!Bugün ?ok kat? evrimci jeologlar aras?nda bile, tekbi?imcili?in jeolojide geleneksel bi?imde uygulanmas?ndan ku?kulanan ya da bu uygulamadan vazge?en bir?ok kimse vard?r. Bunlar?n birka??ndan al?nan g?rü?ler a?a??dad?r.1. Tekbi?imcilik ger?ek bilgilere ters dü?er.“Yayg?n tekbi?imcilik ya da a?amal? ilerleme, yani, de?i?meyen de?i?im kuram?, ger?ekte Kambriyen sonras?n?n bütün tortul bulgular?yla, bu tortular?n ortaya koydu?u jeotektonik tarihe ters dü?er.”2. Belirli süre?lere ait kal?c?l?k ile do?a yasalar?na ait kal?c?l?k aras?ndaki fark ay?rt edilmelidir.“Tekbi?imcilik ikili bir kavramd?r. Kapsaml? tekbi?imcilik (oranlar?n ya da maddi durumlar?n kal?c?l???n? ileri süren, jeolojik de?i?imlerle ilgili denetlenebilen bir teori) hatal?d?r ve hipotezlerin olu?umuna engel olmaktad?r. Y?ntembilimsel tekbi?imcilik (her yerde ve zamanda do?a yasalar?n?n de?i?mezli?ini ileri süren i?lemsel bir ilke) yaln?zca jeolojinin de?il, bilimin tan?m?na aittir.... Kapsaml? tekbi?imcilik, a??klay?c? bir teori olarak, yeni bulgulara uymad???ndan art?k güvenilmez olmu?tur.”3. Bir?ok jeolog tekbi?imcili?i terk ediyor.“Tekbi?imcilik ??retisi, son y?llarda ?ok fazla tart???lmaktad?r. Bir?ok yazar konuya farkl? y?nlerden yakla?salar da, tümü bu g?rü?ün, baz? y?nlerden anlams?z ve hatal? oldu?u konusunda hemfikirdirler. Hatta baz?lar?, tekbi?imcili?in jeoloji biliminin resmi bir varsay?m? olma durumundan ??kar?lmas?n? ?nermi?tir.... Ne yaz?k ki, jeoloji tarihinde ?nemli bir yeri olan tekbi?imcilik ??retisi, ders kitaplar?nda, “bugün, ge?mi?in anahtar?d?r” türünden s?zlerle yanl?? tan?t?lmay? sürdürmektedir.”4. Tekbi?imcilik, jeoloji ??retmenleri taraf?ndan yanl?? kullan?lm??t?r.“Ne yaz?k ki, konu genellikle yüzeysel ??retilmektedir ve Geikie’nin, ‘bugün, ge?mi?in anahtar?d?r’ ?zdeyi?i ezbere okutulmaktad?r. Etkileyici g?rünen ‘tekbi?imcilik’ terimi de, ??rencilerin ve ??retmenlerin ?a?k?nl???n? saklamak i?in bir sis perdesi olarak kullan?lmaktad?r.”5. Süreklili?i olmayan jeolojik olaylar?n a??klanmas? gerekir.“Ender ger?ekle?en olaylar?n bir ilke olarak kabul edilmesi, ‘tekbi?imcilik’ terimini ortadan kald?rmay? daha ?ok arzu edilir duruma getirmi?tir. Ara?t?rmalar daha ?ok eskiden ger?ekle?mi? olan ender ve ?nemli olaylar?n varl???n? kan?tlanmaya y?nelikse, ‘tekbi?imcilik’ terimi yaln?z ?a??rt?c? de?il, büsbütün ger?eklikten sapt?r?c? olur.”6. Bir?ok ender olay katman olu?umunu etkilemi?tir.“Kavram?n bir tan?m?n? yapmadan tekbi?imcilik kuram?n? k?rü k?rüne kabul etmememizi gerektiren bir?ok ba?ka neden de vard?r.... Bugün, yeryüzünün herhangi bir yerinde olu?mayan kaya türleri, ?nemli bir ?l?üde jeolojik sütunda yer almaktad?rlar.”Bu kadar ?ok al?nt?n?n ?????nda (gerekseydi, ?ok daha fazlas? al?nt?lanacakt?) jeolojik katmanlar?n yorumunda tekbi?imcilik yerine afet?ili?i dikkate almam?z yerinde olur. G?sterece?imiz gibi, h?zl? olu?umla a??klanamayacak bir jeolojik ?zellik yoktur. Ayr?ca, bir?ok ?zellik ancak h?zl? olu?umla a??klanabilir. Dahas?, jeolojik sütunda yer alan yap?lar?n, temel olarak birbiri arkas?ndan ve sürekli bir bi?imde olu?tu?unun kan?tlar?n? g?sterece?iz ki, jeolojik sütun diye adland?r?lan tüm katmanlar h?zl? olu?umla anla??labilmektedir. Evrim ve tekbi?imcilik kuram? yanl?lar? taraf?ndan gerekli g?rülen ?ok uzun y?llar, ger?ekte jeolojik katmanlar?n olu?umu i?in hi? de gerekli de?ildir. Bu sonu?, katmanlar?n en ?nemli unsurlar? olan fosiller taraf?ndan ?ok a??k bir bi?imde ortaya konmaktad?r. Fosiller, bir jeolojik ?a?? di?erinden ay?r?r, kayalar?n ya?lar?n? belirler ve evrim i?in yeterli kan?t? sa?larlar. H?zl? olu?umun en a??k kan?tlar? da fosillerdir! A?a??da sunulan ger?ekler belgelenmi?tir.1. Kayalar?n jeolojik devri, i?indeki fosiller arac?l???yla saptan?r.“Jeoloji tarihinde kayalar?n stratigrafik s?n?fland?r?lmas? ve bu durumda jeolojik olaylar?n ya? ?l?ümleri, kullan?labilecek tek zaman ?l?üsü olan fosiller yard?m?yla olur.”“Her bir tortul katmanda, baz? fosiller, karakteristik olarak ve bol miktarda bulunurlar. Bu fosiller tan?mlay?c? fosiller olarak kabul edilir. Yabanc? bir formasyonda bir tan?mlay?c? fosil bulunursa, o ?zel kaya katman?n?n ya??n? ?l?mek ve ayn? türü i?eren uzak b?lgelerdeki di?er bulgularla aras?nda ba?lant? kurmak kolayd?r.”“B?ylece, ?imdilik akla uygun tek jeokronolojik i?aretin, biyostratigrafik olarak temel al?nd??? g?rülür. Yani, biyokronolojiktir.”2. Kayalar?n ya? ?l?ümünde kullan?lan fosiller, evrim varsay?m?na g?re yorumlan?r.“Bu kitap, yerkabu?unun tortul kayalar?nda fosilleri bulunan organizmalar?n, evrimle geli?ti?i fikri üzerine kurulan tarih ?ncesi zaman?n s?n?fland?rmas?n? yapacak olan y?ntemin geli?tirilmesine yol g?steren ara?t?rmalardan bahseder.”“Omurgal?lar üzerinde ?al??an paleontoloji uzmanlar? da hayvan topluluklar?n?n kronolojik ili?kilerini belirlemede, evrim basamaklar?n? bir ?l?üt olarak al?rlar.”3. Fosiller, evrim i?in temel kan?tlard?r.“Evrim teorisi i?in en ?nemli kan?t, paleontoloji ?al??malar?ndan elde edilendir. Her ne kadar, kar??la?t?rmal? anatomi ya da embriyoloji gibi di?er zooloji dallar?, tüm hayvanlar aras?nda ba?lant? oldu?u ipucunu veriyorsa da, modern evrim g?rü?ünün temelini olu?turan, ?e?itli fosil bulu?lar? ve bu fosillerin ya?lar?na g?re do?ru katmanlarda bulunmalar?d?r.”“Canl? bitki ve hayvanlar?n kar??la?t?rmal? olarak ?al???lmas?, ?ok inand?r?c? kan?tlar verebilirse de, sadece fosiller, ya?am?n basitten karma??k bi?imlere do?ru gitti?ine ili?kin tarihsel ve belgesel kan?t sa?larlar.”Fosil kay?tlar? evrim e?ilimini a??klasa da, kayd?n kendisi evrim varsay?m? üzerine kurulmu?tur. Burada mesaj, kelime oyunundan ?teye gitmemektedir. Fosiller evrimden s?z eder, ?ünkü evrimden s?z etmeye zorlanm??lard?r. Bundan ba?ka, fosil ge?i? formlar? yerine, kay?tlarda evrensel bo?luklar?n bulunmas?, bu g?rü?ün temelsiz, sadece varl??? dü?ünülen bir iskelet tasla?? oldu?unu g?sterir.Art?k fosillerin ger?ek mesaj?n?n fark?na varabiliyoruz. Madem ki zaman ba?lant?lar?, temel sorun olan evrim varsay?m? üzerine kurulmu?tur, o halde, fosillere verilen ya? de?erleri de nesnel de?ildir. Bu yüzden fosilli katmanlar?n g?receli konumlar?, sadece tortula?ma ve di?er süre?lerin etkisi sonucu olmal?d?r. Bu katmanlar?n yava? ve ara s?ra de?il de, h?zl? ve toplu olarak tortula?t?klar?n? dü?ünmeye tek engel, evrim varsay?m?n?n gerektirdi?i uzun zamand?r.Ger?ekten fosillerin varl??? tortular?n h?zl? olu?tu?unu g?sterir, ?ünkü fosiller yava?, kal?c? tortula?ma süre?leri arac?l???yla olu?maz.“Genellikle, bir bitki ya da hayvan?n kemik, kabuk ya da odun gibi sert par?alar? fosille?ebilmektedir. Ancak bu par?alar?n süre? i?inde bozulup da??lmamalar? i?in, g?mülmenin ?ok ?abuk olmas? gerekir.”Fosillerin olu?abildi?i ve korundu?u bir?ok farkl? yol vard?r. Ancak, her durumda bu fosille?menin ?ok h?zl? olmas? gerekir. Aksi halde, erozyon, bakteri ya da hava etkisiyle daha fosille?emeden bozulacaklard?r.Fosiller ?u yollardan biriyle olu?mu? olabilirler:1. S?k? bir g?mülme ve kat?la?ma ve b?ylelikle yumu?ak k?s?mlar?n ya da kemiklerin korunmas?.2. Kal?pla?ma.3. Ta?la?ma.4. Ayak ve ba?ka izlerin ?imentolanmas?.5. Donma.6. Karbonla?ma (?rne?in, k?mür).Fosille?mede ?s?, bas?n? ve kimyasal de?i?imin a?ama a?ama ger?ekle?mesi gibi baz? yava? i?lemler dü?ünülmü?se de, ?uras? a??kt?r ki, fosille?menin sürebilmesi i?in ?ncelikle organizmalar?n h?zl? ve s?k? g?mülmeleri gerekir. Bu da afet?ilik g?rü?ünün temelini olu?turur.Bundan ku?ku duyan, bugün fosillerin a?ama a?ama olu?tu?u yerleri dü?ünmeye ?al??s?n. ?rne?in, bu konuda California’n?n Miyosen katmanlar?nda fosille?mi? ringa bal?klar?na ait geni? bir yata??n bulundu?u dikkate al?nmal?d?r.“Fosillerin say?s? ?yle ?ok olabilir ki, anormal ko?ullar? ya da bir ?e?it afeti g?sterebilir. B?yle bir ?rnek D. S. Jordan taraf?ndan California’n?n Miyosen katmanlar? aras?nda bulunmu?tur. Buradaki Monterey ?eylinde ?ok say?da ringa bal??? (Xyne grex) i? i?e ge?mi? durumda bulunmu?tur. Jordan, bu k?rfezin dibinde 10 km2’lik bir alanda, ortalama 15-20 cm boyunda, bir milyardan fazla bal???n ?ldü?ünü tahmin etmi?tir. Ayn? ?l?üde denizde, k?rm?z? sudan dolay?, afetle ?lüm, bugün de ger?ekle?mektedir.”Ancak, burada Ladd’in s?ylemedi?i ??yle bir ?ey var. K?rm?z? gelgit, ?ok fazla bal?k ?lümüne neden oluyor, ama bal?k fosili ortaya ??km?yor. ?ünkü bu bal?klar?n ?lüleri, ya k?y?da bozulduklar? ya da di?er hayvanlar taraf?ndan yendikleri i?in fosille?emiyorlar.Neredeyse k?talar?n hepsinde rastlanan dinozor kemiklerinin bulundu?u büyük yataklar? dü?ünelim. Dinozorlar konusunda uzman olan Dr. Edwin Colbert’in konu ile ilgili baz? yaz?lar?ndan al?nt?lar sunuyoruz:1. New Mexico’da“Bir katman (i??iler tepeye do?ru bir tarak bi?iminde kestiklerinde) i?inde olduk?a dikkat ?ekici bir dinozor mezarl??? buldular. Burada dinozor fosilleri birbiri üzerinde ve i?i?e bir bi?imde bulundu. ?yle anla??l?yor ki, yerel bir afet, bu dinozorlar?n hepsini birden ?ldürüp toplu halde g?mmü?tür.”2. Wyoming’de“Fosil ara?t?ranlar, bu y?rede dinozorlara ait büyük kemik par?alar?yla kapl? bir tepe buldular.... K?sacas?, bu tam anlam?yla bir dinozor kemi?i madeniydi. Fosillerin yo?unlu?u ?a??rt?c?yd?. Kütük y???nlar? gibiydiler.”3. Alberta’da“?zellikle Steveville’in do?usuna do?ru uzanan ?rma??n 24 km.lik k?sm?nda, dinozorlara ve bunlara yak?n sürüngen gruplar?na ait say?s?z kemik ve bir?ok iyi iskelet bulunmu?tur. Bu alan da, ger?ek bir dinozor mezarl??? durumundad?r.”4. Bel?ika’da“Fosil kemiklerinin bulundu?u alan?n dev boyutlar?, ?zellikle 30 metrelik bir kayadan daha fazla dikey uzunlukta olmas?, buran?n dikkate de?er bir yer oldu?unu g?stermektedir.”Benzer dinozor mezarl?klar?, dünyan?n her k?tas?nda bulunmaktad?r. Tekbi?imcilik kuram?n? savunanlar, dünyan?n herhangi bir yerinde günümüzde ger?ekle?en buna benzer bir olay g?sterebilirler mi?Büyük memeli kal?nt?lar?n?n fosil yataklar? (?rne?in, Sibirya’n?n fil yataklar?, Sicilya’da suayg?r? yataklar? vs.), geni? amfibyum yataklar? (?rne?in, Texas’?n permiyen d?nemi katmanlar? aras?ndaki soyu tükenmi? amfibyum y???nlar? vs.), bitki fosillerine ait kocaman yataklar (?rne?in, k?mür yataklar?) ve benzerleri bulunmaktad?r. Günümüzdeki neredeyse bütün organizma türleri, fosil dünyas?nda da bulunmu?tur. ?ok say?da fosil i?eren fosil mezarl?klar?nda daha s?k rastlanmaktad?rlar.Bununla birlikte, en geni? fosil yataklar? deniz omurgas?zlar?na aittir. Jeolojik ya? ?l?ümünde kullan?lan tan?mlay?c? fosillerin ?o?u bunlardan sa?lanm??t?r. Bu tür hayvanlar?n büyük bir b?lümü do?al olarak günümüz denizlerinde ya?amakta, onlar?n kabuk ve di?er kal?nt?lar?na ?ok fazla rastlanmaktad?r. Bir kimse, ilk a?amada b?yle organizma kal?nt?lar?n?n sürekli olarak deniz dibine do?ru ??keldi?ini, birikme sonucu tortulara kar??t???n?, zamanla fosille?mi? olabilece?ini dü?ünebilir.Ancak, bunu kan?tlamak gü?tür. Deniz dibindeki tortular, günümüzde sert kaya bi?iminde de?il, yumu?ak durumdad?r. Deniz kabuklar? k?y? boyunca bolca bulunurlar. Ancak, bunlar hi?bir yerde üzerinde deniz kabuklar? olan kayalar? olu?turmamaktad?rlar. Kabuklu kayalar, ge?mi? zamanlarda ger?ekle?mi?, günümüzde g?rmedi?imiz h?zl? bir ta?la?ma sürecinin sonucu gibi g?rünmektedirler.Omurgas?z fosillerini i?eren kayalar, dünyan?n her yan?nda bulunmakta, bu kayalarda s?k s?k bol miktarda fosil de bulunmaktad?r. B?yle kayalar?n bugün olu?makta olanlar?n? bulmak olanaks?z de?ilse de, olduk?a gü?tür. Bazen fosillerin g?mülmesi ve ta?la?mas? o kadar h?zl? olmu?tur ki, hayvanlar?n yumu?ak k?s?mlar? bile korunmu?tur.“Paleozoik fosillerin yumu?ak k?s?mlar?n?n ortaya ??kar?lmas?, ender rastlanan bir olayd?r. Bat? Almanya’da Alt ve Orta devoniyen ya?l? katmanlar? i?eren Bundenbach ve Wissenbach b?lgelerinden al?nan fosillerin X-???nlar? ile ayr?nt?l? ara?t?r?lmas? s?ras?nda, i?lerinde yumu?ak k?s?mlar ve g?mülmü? fosillerin son derece ince yap?lar?n?n korundu?u bir?ok ta? bulunmu?tur.”Bu fosiller (trilobitler vs.), yakla??k 300 milyon y?l ya??nda oldu?u kabul edilen eski katmanlar?n ya? ?l?ümünde kullan?lan, soyu tükenmi? say?lan deniz omurgas?zlar?n?n en ?nemlilerindendirler. Ta?la?abilmesi i?in h?zl? olu?mas? gereken her devre ait ve dünyan?n her yan?ndan gelen fosilli kaya ?rneklerini ?o?altmak kolayd?r. Fosillerin varl??? ve ?zellikle ?ok say?da bulunmas? bile, en az?ndan yerel ?apta bir afetin kan?t?d?r. Fosilli katmanlar ?ok yayg?n oldu?u ve “jeolojik sütun”un tümünü olu?turdu?u i?in her yerde afet?ili?in kan?tlar? g?rünmektedir!“Fosil kay?tlar?n?n azl???ndan ?türü ?zür dilemeye gerek kalmad?. Art?k o kadar ?o?ald? ki, bulu? h?z? kaydetme h?z?n? a?t?.”B?ylece, fosiller h?zl? bir g?mülmenin, dolay?s?yla afet?ili?in kan?t? olurlar. Bunlar tekbi?imcilik kuram?ndan ?ok afet?ilik modelini destekler. Tekbi?imcilik kuram?, olgular? a??klayabilmek i?in, en az?ndan yerel afetleri ?er?evesine eklemek zorunda kalmaktad?r.O zaman sorun ?udur: Jeolojik formasyonlar?n yorumlanmas?nda afet?ilik, tekbi?imcili?in normal sisteminde ara s?ra ger?ekle?en bir bozulma olarak m?, yoksa kendi i?inde bir kural olarak m? ele al?nmal?d?r? Buna karar vermeden ?nce, fosillere ek olarak, di?er jeolojik yap?lar? ve formasyonlar? incelememiz gerekir. Bunlar acaba k?sa zamanda h?zl? olarak m?, yoksa uzun zamanda yava? yava? m? olu?mu?tur?Jeolojik Tabakalar?n H?zl? Olu?umuJeologlar?n, tekbi?imcilik kuram?na s?zde ba?l?l?klar?na kar??n, yeryüzünün jeolojik ?zelliklerinin ve formasyon tiplerinin hemen hi?birinin bu yolla a??klanamamas? ?a??rt?c?d?r. Yani, günümüzde ayn? h?zda geli?en jeolojik olaylar, ge?mi?teki jeolojik olaylar? a??klayamamaktad?rlar. Yani, bugün ge?mi?in anahtar? de?ildir.?nce, yerkabu?unda bulunan temel kaya tiplerini ve bunlar?n nas?l olu?tu?unu g?relim.1. Volkanik KayalarGranit ve bazalt gibi volkanik kayalar?n h?zla olu?tu?u a??kt?r. Bu kayalar, magman?n (s?v? hale kadar ?s?t?lm?? kaya materyali) yerkabu?u alt?ndan f??k?rmas?yla olu?ur. Magma yer alt?nda ya da yüzeyde so?uyunca, bildi?imiz kat? kayalara d?nü?ür. Magma so?uk yerkabu?una ula?t???nda, uzun süre s?v? halde kalmad???na g?re bu kayalar?n h?zl? olu?tu?u a??kt?r. Bu yüzden, her volkanik yap?n?n (dev batolitler, lakolitler, duvara benzer damarlar ve e?iklerin de), yerkabu?u alt?ndan ??kar ??kmaz h?zla olu?mas? gerekir. Günümüz volkanlar? bu yap?lar? a??klayamamaktad?rlar.2. Ba?kala??m Kayalar?Tortul kayalar?n ba?kala??m kayalar?na d?nü?tü?ü (?rne?in, kire?ta??n?n mermere d?nü?ümü gibi), ba?kala??m olaylar? ?ok az anla??lm??t?r, ?ünkü bu olu?umlar günümüze ?zgü de?ildir. Hatta, baz? jeologlar baz? granitlerin, “granitle?me” olarak adland?r?lan ve tortul kayalar?n, bildi?imiz granitlere d?nü?ümünü sa?layan bir ba?kala??m olay?yla olu?tu?unu varsayarlar. ?yle ya da b?yle ba?kala??m olay?nda a??r? s?cakl?k ve bas?n? i? g?rmektedir. Buysa, en az?ndan tortular? ortaya ??karan günümüz olaylar?na oranla, ge?mi?te anormal durumlar?n oldu?unu kabul etmeyi gerektirir.3. Tortul KayalarTortul kayalar, sadece yeryüzünün ?o?unlu?unu kaplamalar? a??s?ndan de?il, fosil bulundurmalar? bak?m?ndan da, tarihsel jeoloji a??s?ndan en ?nemli kayalard?r. Tekbi?imcilik kuram?n?n, ?zellikle tortul kayalara uygulanabilece?i dü?ünülür. Yani, bu tortul yap?lar?n, ?ok uzun zamanda ve yava? yava? olu?tu?u ileri sürülür. Buna kan?t olarak da, günümüzde yava? olu?makta olan tortular g?sterilir.Ancak, bu mant?k ge?erli de?ildir!“Uzun zamand?r, tortul kayalar?n ge?mi? devirlerdeki normal ya da ortalama ?artlarda olu?tu?una inan?l?r. Ancak bu tekbi?imci g?rü?, hemen kabul edilmemelidir.”Tabii ki, bir?ok de?i?ik tortul kaya türü vard?r. En ?nemlileri a?a??da belirtilmi?tir. ?ncelendiklerinde her bir kaya türü olu?umunun tekbi?imci dü?ünceyle a??klanamayaca?? g?rülecektir.a. Kumta?lar?Kumta?lar?, bir zamanlar?n gev?ek kumlar?d?r ve suyla ta??n?p birikmi?lerdir. Ku?kusuz, kumlar günümüzde, nehir yataklar? ve kumsallardan suyla ta??nmakta ve birikmektedirler. Ancak, kumta?? olmalar? ?ok ender rastlanan ko?ullar? gerektirir. Bunun i?in gerekli olan ilk ?ey, yap??t?r?c? bir elementin bulunmas?d?r. Bu da, b?yle kimyasal maddeleri i?eren materyallerin ?nceden a??nd?r?l?p ??zünmesini gerektirir. Ancak, b?yle yap??t?r?c? bir elementin bulunmas? durumunda, bir kumun kumta??na d?nü?mesi bir milyon y?la gerek duyulmadan, birka? saat i?inde ger?ekle?ebilir (?rne?in, ?imento, kum ve sudan bir yaya kald?r?m?n?n olu?mas? gibi).Ayr?ca kumta?? formasyonlar?n?n genellikle geni? b?lgeleri kapsad???n? da g?rmemiz gerekir. ?rne?in, Aziz Petrus Kumta?? olarak adland?r?lan kumta?? ve ilgili olu?umlar, Birle?ik Devletler’de California’dan Vermont’a ve Kanada’dan Tennessee’ye kadar hemen her taraf? kaplar. Bugün bu büyüklükte bir yap? olu?mamakta, dolay?s?yla s?zü edilen kumta?? olu?umu i?in, ancak k?ta ?ap?nda bir tufan?n ge?mi?te bu i?i ba?arm?? olabilece?i g?rünmektedir.b. ?eyllerBal??k ve kil gibi kü?ük par?ac?klardan olu?an kayalara ?eyl ya da ?amur kayas? ad? verilir. Jeolojik sütunda bol miktarda bulunmaktad?rlar. Genellikle i?lerinde pek ?ok fosil bar?nd?r?rlar. Kumta?lar? gibi bunlar?n da kaya haline gelmeleri i?in bir ?e?it ?imento maddesinin bulunmas? gerekir. Kumta?lar? gibi bunlar da katmanlar halinde geni? b?lgelere yay?lm??lard?r. Bu yap?lar, normal bir delta ya da g?l tortusu olamayacak kadar geni?tir. Bunlar genellikle, ?amurun uzak bir kaynaktan kitle halinde ta??nmas?, bir süre ?alkant?l? sularda kalmas? ve suyun durgunla?mas?yla olu?mu? olmal?d?rlar. Hidrolik ??kelmeden tahmin edilece?i gibi, ?eyller genellikle kumta?lar?n?n üstünde bulunurlar. ?e?itli büyüklükte par?ac?klar? i?eren bir suda, ?ak?l ta?lar? ve iri kumlar (konglomeralar), sonra kum ve en sonunda da ?eyller tortu halinde ??kelir. ??zünmü? halde bulunan kimyasal maddeler ise en üstte yer al?r. Bu tip bir s?ralanma genellikle geni? b?lgeler üzerinde bulunur.c. Konglomeralar (Y?????mlar)Aralar?nda kum ve kü?ük ?ak?llar?n bulundu?u ?imentoyla birle?mi? iri ?ak?l ve kaya par?alar?na konglomera ad? verilir. B?yle tortular?n su taraf?ndan ta??nabilmesi i?in, tufan derecesinde ?ok kuvvetli su ak?mlar?n?n gerekti?i a??kt?r.Dolay?s?yla, ?ok geni? bir b?lge ?ap?nda konglomera bloklar?n?n bulunmas?, ancak bu b?lgeler ?ap?nda bir tufan?n ger?ekle?mesiyle a??klan?r. B?yle olaylar jeolojik sütunda hi? de nadir de?ildir. ?rne?in, Colorado platosunun Shinarump konglomeras? 320.000 km2’den fazla bir alana yay?lm??t?r. Buna benzer bir olay günümüz dünyas?nda ger?ekle?memektedir. Oysa, tekbi?imcilik ge?mi?teki olaylar?n bugün de yinelendi?ini ileri sürer. Alberta’dan New Mexico’ya ve Utah’dan Kansas’a kadar uzanan alan? kaplayan bir konglomeran?n bulundu?unu g?steren Miyosen ?a??na ait materyaller vard?r. Bunlar, konglomera, ?eyle kar??m?? iri granit ve kire?ta?? par?alar?ndan olu?maktad?rlar.d. Kire?ta?lar? ve DolomitlerKire?ta?lar? ?zellikle kalsiyum karbonattan (CaCO3), dolomit ta?lar? ise formülü CaMg(CO3)2 olan dolomitten olu?mu? kimyasal tortulard?r. Bu iki kaya, dolomitteki magnezyum d???nda, bir derece benzerlik g?sterir.Denizde ya?ayan bir?ok canl?, kimyasal yap?s? kalsiyum karbonat olan kalsiti ve aragoniti salg?larlar. Dolay?s?yla bu iki madde günümüzde olu?an tortularda yayg?nd?r. Kalsit etkili bir yap??t?r?c? oldu?undan, kire? ta?lar? günümüzde olu?abilmekte ve belki de deniz hayvanlar? kabuklar?n? ve di?er organik art?klar? fosil olarak bulundurabilmektedir. ?zel bir ?rnek, büyüyen mercan resifleridir.Di?er y?nden jeolojik sütunda kütle ?eklinde bir?ok kire?ta?? o kadar yayg?n ve düzenlidir ki, bunlar günümüzdeki herhangi bir sürece benzetilerek a??klanamamaktad?r. S?cakl?k, pH gibi ko?ullar?n birden de?i?mesi sonucu, kimyasal maddelerce zengin sulardaki ??zeltiden kitle halinde ??kelmeyle olu?man?n d???nda hi?bir ?ey bunlar? a??klayamamaktad?r. Bu olay sel bask?n?yla a??klanabilir, ama ba?ka yolla a??klanmas? zordur.Dolomit kayalar?n?n tekbi?imci ilkelere g?re a??klanmas?ysa daha da zordur. ?ünkü günümüzde hi?bir dolomit tortu olu?mamaktad?r. Stratigrafi konusunda standart bir ders kitab? ??yle der:“Jeolojik kay?tlar?n tortul kayalar? aras?nda, dolomit ta?lar? seyrek olmamas?na kar??n, bu ta?lar?n k?kenleri belirsizdir. Bu belirsizli?in belki de en büyük nedeni, di?er ?nemli tortu türlerinin tersine günümüzde hi?bir yerde bunlar?n olu?mamas?d?r. Dolay?s?yla bugün, ge?mi?in anahtar? olmay? ba?aramamaktad?r.”Dolomit ta?lar?, genellikle kire? ta?lar?yla birlikte bulunurlar. Ancak onlardan belirli ?ekilde farkl?d?rlar. Bunlar?n olu?umu da yine magnezyumca zengin tufan sular?n?n do?rudan ??kelmesiyle a??klanabilir.e. ??rt (bir ?e?it kuvarsl? kaya) ***??rt, kimyasal bir tortul kayad?r ve genellikle silisten (SiO2) olu?mu?tur. Bunun olu?umu da tekbi?imcilik g?rü?ü ile a??klanamamaktad?r. ?ünkü katmanlar halinde bulunan ??rt, günümüzde olu?mamaktad?r. Uzmanlar, ??rtün olu?umunu silis ta??yan sular?n do?rudan ??kelmesi ile a??klamaktad?rlar.“Katmanl? ??rtlerin k?keni ?ok tart??mal? bir konudur.... Katmanl? ??rtleri ara?t?ranlar?n ?o?u.... bunlara silisli jel’in ba?l?ca ??keltileri olarak bakarlar.”Bu gibi olaylar günümüzde olu?mamaktad?r. Ancak, bir ?e?it afetsel volkan ak?nt?s? ve bunu izleyen büyük bir tufan?n bu materyali geni? alanlara yaym?? olmas? gerekli g?rünüyor.9. Evaporitler (Buharla?ma sonucu olu?an kaya)Bir?rnek?ilerin genellikle uzun zaman i?inde ortaya ??kt???n? ileri sürdükleri ?zel bir kaya tipi de evaporitlerdir. Bunlar, ya adi tuz, ya al?? ta?? ya da anhidrit yataklar?d?r. “Evaporit” teriminin kendisi bile bir ?nyarg?y? g?sterir. Terimin anlam?na g?re bu yataklar, tuzlu i? denizlerde ya da g?llerde uzun süren bir evaporasyon (buharla?ma) sonucu olu?mu?lard?r.Ancak ger?ek ?udur ki, günümüzde jeolojik sütunda b?yle kal?n yataklarla k?yaslanacak bi?imde evaporit yataklar olu?turan hi?bir g?l ya da deniz yoktur. Eski evaporit yataklar? a??r? derecede kal?n olmakla beraber, ayn? zamanda, milyonlarca y?l boyunca buharla?an eski bir denizden olu?amayacak kadar da saft?rlar. Büyük olas?l?kla bunlar, ya tektonik olarak ya da do?rudan ??kelme ile olu?mu?lard?r.Evaporitlerin do?rudan ??kelme sonucu olu?abilecekleri, yap?lan laboratuvar denemeleri ile g?sterilmi?tir:“A?a??daki sonu?lar, ü? tuzlu su denemesi ve bunlar?n jeolojik bir modelle ili?kisi temeline dayanmaktad?r.1. Tuz ??kelmesi, bir deniz buharla?ma havzas?nda farkl? i?erikteki ve de?i?ik a??rl?ktaki tuzlu sular?n kar??mas?yla ortaya ??kabilir.2. ??kelme fazla buharla?ma olmadan olu?ur.3. ??kelme, kar???mdan ?nce doymam?? durumda olan tuzlu sulardan olabilir.”Küresel bir su bask?n?n? dü?ünerek bu tür bir ??kelmeyi getirecek durumlar? g?rmek kolayd?r.Bu konuda Rus jeofizik?i Sozansky’nin ?al??malar? belki de ?ok daha ?nemlidir. Bu ara?t?rmac? neredeyse kesin bir ?ekilde “evaporit” ??keltilerin genellikle tektonik hareketlerin sonucu ortaya ??km?? gen? k?kenli ürünler oldu?unu g?stermi?tir.“Eski tuzlarda deniz organizmalar?n?n kal?nt?lar?n?n bulunmamas?, tuz i?eren bu alanlar?n olu?umunun karalardaki i? deniz sular?n?n buharla?mas?yla ilgili olmad???n? g?sterir.”“Ayr?ca tuz ??keltilerinin a??r? derecede kal?n olmas?, tuz i?eren alanlar?n h?zl? olu?umu, tuzlarda ve tuz kubbelerinin üstündeki kayalarda maden cevheri minerallerinin bulunmas? gibi jeolojik veriler, bu alanlar?n ba?lang??ta s?? sular oldu?u hipotezine uymamaktad?r.”“Okyanuslar?n derinliklerinde bulunan kabartmalarla ilgili veriler ve son jeolojik kan?tlar?n analizi, bu tuzlar?n gen? bir kayna?a sahip olduklar?n? g?stermektedir. Dolay?s?yla bunlar, tektonik hareketler esnas?nda, büyük derinliklerden faylar boyunca ortaya ??km??lard?r. Bu olay genellikle havza magmalar?n akmas? ile birlikte olur.”“Evaporit”lerde ?zellikle organik materyalin hi? olmamas? ?nemlidir.“Tuzlar?n, i?lerinde deniz organizmas? kal?nt?lar? bulunmayan kimyasal saf formasyonlar oldu?u ?ok iyi bilinir. Koylarda ya da denizlerin k?y?s?nda suyun buharla?mas?yla tuz i?eren alanlar olu?sayd?, suyla birlikte organik maddelerin, ?zellikle de pl?nktonlar?n tuz i?eren havzaya girmeleri gerekirdi. Bunun sonucunda da, taban tortular? organik madde bak?m?ndan zengin olacakt?.”G?rüldü?ü gibi evaporit yataklar?, tekbi?imcili?i ve uzun ?a?lar boyunca olu?ma kavram?n? desteklemek yerine, tekbi?imci model i?in ciddi bir sorun olmu?tur. Günümüzde bu tip olu?umlar? ger?ekle?tirebilecek hi?bir olay yoktur. Dolay?s?yla evaporitler afet modelini desteklemektedirler.Tüm ?nemli kaya tiplerini k?saca inceledik. Bunlardan anla??lmaktad?r ki, her kaya tipi olu?um bak?m?ndan günümüzdeki olaylarla k?yaslanamaz. Bunlar?n h?zla olu?tuklar?n? dü?ünmek daha do?rudur. Bu durum daha ?nce vard???m?z, “Bu kayalarda bulunan fosil kal?nt?lar? da h?zl? olu?umu gerektirir” sonucunu da desteklemektedir.Bu ger?ek k?mür, petrol ve metal filizleri gibi ?zel ekonomik ?nemi olan jeolojik ??keltilerin g?z ?nüne al?nmas? ile de sa?lamla?t?r?l?r. Bu materyallerin olu?umu i?in ?ok uzun ?a?lar?n ge?mesi gerekti?i ?eklinde, yayg?n bir inan?? vard?r. Ancak bu do?ru de?ildir. Bunlar? k?saca g?zden ge?irelim:1. K?mürHerkes k?mürün büyük bitki art?klar?n?n karbonla?m?? kal?nt?lar?ndan olu?tu?u konusunda hemfikirdir. Ancak, k?mürün ?ist, kire?ta?? ya da kumta?? ile düzenli bir bi?imde i? i?e ge?mi? olarak bulundu?u g?rülmektedir. Ayr?ca zaman zaman ?ok kal?n k?mür yataklar?na rastlanmakta ve bu yataklar, boyuna kesitte onlarca, bazen ?ok daha fazla say?da tekrarlanmaktad?r.Günümüz dünyas?nda b?yle bir olay?n olmad??? a??kt?r. Ku?kusuz olu?um halinde bir?ok turba batakl??? vard?r. Ancak bunlar?n hi?biri, a?a??ya do?ru dü?ey olarak, bir k?mür damarlar? dizisi halinde katmanlar ortaya ??karmamaktad?r. K?mür damarlar?n?n k?kenleri ile ilgili tekbi?imcilik?i turba batakl?k teorisinin ger?ek dünyayla hi?bir ilgisi yoktur.K?mür yataklar?n?n h?zla olu?tu?unu g?steren ?ok a??k bir kan?t da k?mür yataklar? i?erisinde birden fazla katmana yay?lm?? di?er fosillere benzer ?ekilde, fosil a?a? g?vdelerinin bulunmas?d?r. Yani b?yle bir fosil, k?mür ve di?er kaya katmanlar?n?n bir?o?u boyunca uzanmakta ve onlar? kesmektedir.“1959’da Broadhurst, Lancashire’de Wigan k?mür yata??nda, büyüme pozisyonunda fosille?mi? 12 metre yüksekli?inde bir a?a? buldu. Bu durum a?ac?n tortularla ?evrelendi?ini ve ??keltilerin i?ine g?mülmü? oldu?unu g?sterir. Ayr?ca, a?a? ?ürümeden ?nce bu tortular kat?la?m?? olmal?d?r. A?ac?n ?ürümesiyle bo?alan yere, bir maket olu?turmak üzere yeni tortular gelmi?tir. Bu durum ise, a?ac?n etraf?nda h?zl? bir ??kelmenin oldu?unu g?sterir.”Bu, olduk?a yayg?n bir olayd?r. Princeton’dan N. A. Rupke, bu konuda ?ok say?da ?rnek vermektedir.Broadhurst ??yle devam eder:“Lancashire’de büyüme pozisyonunda bulunan a?a?lar?n seyrek olmad??? a??kt?r. Teichmuller 1956’da Rhein-Westfalen k?mür yataklar?nda benzer a?a?lara rastlam?? ve ayn? sonuca varm??t?r. Bütün bunlar h?zl? bir ??kelmenin oldu?unu ortaya koymaktad?r.”Kitle halindeki bitki birikimlerinin akan sularla ta??nmas?, ?e?itli y?nlerden gelen kum, ?eyl ya da kire? ?amuru ak?mlar?yla bu maddelerin bitki kitlelerinin aras?na dolmas? nedeniyle olu?an k?mür damarlar?, h?zl? olu?umun kan?tlar?ndan bir di?eridir. Bu kan?tlar, d?kümü yap?lmadan ya da yorumlanmaks?z?n a?a??da liste halinde verilmi?tir (Gerekirse bu yorumlar ve belgeler elde edilebilir):a) Fosil a?a?lar, k?mür damarlar? i?inde bazen bir a?? yaparak, bazen de dik durumda bulunurlar.b) K?mür damarlar? bazen, ta??nm?? deniz tortular?yla iki damara ayr?l?r.c)Boru kurtlar?, süngerler, mercanlar, yumu?ak?alar gibi deniz fosilleri, genellikle k?mür yataklar? i?inde bulunurlar.d) K?mür damarlar?n?n bir?o?unun altlar?ndaki toprakta hi?bir fosil izi yoktur. Bazen “alt ?amur” olarak adland?r?lan bu topraklar ger?ek bir toprak profiline sahip yap?lar de?ildir. Uzmanlar?n ?o?u, ?imdi bu yap?lar?n ta??nm?? materyaller oldu?una inanmaktad?rlar.e) K?mür yataklar? i?inde genellikle büyük kaya par?alar? bulunur.f) “Stigmaria” olarak adland?r?lan ve bazen k?mür yatak a?a?lar?n?n k?kleri olarak an?lan nesnelerin Rupke taraf?ndan, a?a?lardan kopmu? ve su ak?mlar?yla ta??nm?? k?s?mlar oldu?u g?sterilmi?tir.Ancak k?mür k?keninin tekbi?imcilik kavram?na kar?? en kesin kan?t, kavram?n kendisidir. Yani tekbi?imcilik kuram?na g?re onlarca turba batakl?k geli?mesi, ??kelme, deniz katmanlar?n?n bunun üzerini kaplamas?, yükselme ve yeniden ba?lama gibi bir?ok devreleri olmu? ve her bir devre ?ok uzun ?a?lar boyunca devam etmi?tir. ?rne?in, a?a??daki ifadelere dikkat edin:“Hindistan’?n Permo-Karbonifer ?rne?inde Talchir kaya yata?? üzerinde uzanan Damuda serisinin Barakar alan?, 30 metre kal?nl???nda ?ok say?da k?mür damar? i?ermektedir. Bunlar iyi geli?mi? ve ?ok kere yinelenen kumta??, ?ist ve k?mür d?nemi ?eklindedir... Bitkiler, sürüklenme sonucu ortaya ??kan birikim olarak dü?ünülür.”“Periyodik epirojeni (aral?kl? yükselme ve ??kme) kavram? akla yatk?nd?r. Ancak k?mür birikimi s?ras?nda g?l b?lgesindeki ??keltinin k?smen ya da tamamen durmas?n?, sadece yerkabu?un kaymas?yla a??klamak zordur. Damuda sisteminin elli-altm?? devreleri, bir a??klama olarak biraz ger?ek d??? g?rünüyor.”Bütün bunlardan sonra, k?mür birikiminde tufan modelinin ?ok daha ger?ek?i oldu?unu s?yleyebiliriz. Bitkinin adiabatik (?s? kazanc? ya da kayb? olmaks?z?n) bas?n?, ?s?nma ve kesme zorlanmalar? ile k?müre d?nü?ümünü, büyük bir tufana g?re hayalde canland?rmak, ??keltilerin üst üste ve a??r a??r birikmesini hayalde canland?rmaktan daha kolayd?r.2. PetrolT?pk? k?mürün fosille?mi? bitki materyali olmas? gibi, jeologlar?n ?o?unlu?u, petrolün de g?mülmü? milyonlarca deniz hayvan?n?n d?nü?ümü sonucu olu?tu?una inanmaktad?rlar. Bunlar ?o?unlukla omurgas?z hayvanlar?n yumu?ak k?s?mlar?d?rlar (ger?i g?mülü bal?klar?n petrole katk?da bulundu?unu g?steren kan?tlar da vard?r). Petrolün nas?l olu?tu?u kesin olarak bilinememektedir. Bu olgu bile tekbi?imcilik kavram?n?n yanl??l???n? g?stermektedir. Günümüzde petrol olu?mamaktad?r. Hatta Pleistosen (Buzul ?a??) ??keltileri i?inde yeri yoktur. G?rünen odur ki, petrol ?ok say?da deniz organizmas?n?n bir tür afet sonucu g?mülmesiyle olu?mu?tur.Bu organik materyalin, hidrokarbonlara ve daha sonra da petrole d?nü?ümü, zamandan ?ok s?cakl?k ve bas?nc?n bir i?levidir. ??plerden petrol elde edilmesiyle ilgili laboratuvar ?al??malar?, petrol olu?umu i?in uzun zaman gerekmedi?ini kesin bir ?ekilde g?stermi?tir.“Bilim adamlar?n?n organik maddeleri, karbon monoksit ve suyla yüksek s?cakl?k ve bas?n? alt?nda i?lem yaparak petrol ve gaza d?nü?türmek i?in geli?tirdikleri bir sistem, umut vaat etmektedir.… “Art?klar? petrole d?nü?türme i?lemiyle, bu i? i?in uygun 880 milyon ton organik art?ktan y?lda 1,1 milyar varil petrol elde edilebilir.”3. MetallerCevher yataklar?n?n olu?umunun tekbi?imcilik kuram?na g?re bir a??klamas? olanaks?zd?r. Bunlar?n olu?umlar?, jeologlar?n ?abalar?na kar??n ?imdiye kadar tam anlam?yla a??kl??a kavu?turulamam??t?r. Genellikle magma ak?mlar?yla ortaya ??kt?klar?na inan?lmaktad?r. Daha ?nce anlat?ld??? gibi, volkanik kayalar magma maddesinin ?ok k?sa sürede kat?la?mas? ile olu?urlar. Bu maddelerle birlikte olan metalik ak?mlar i?in de ayn? ?ey ge?erli olmal?d?r. Bilindi?i kadar?yla günümüzde b?yle bir metal türü olu?mamaktad?r. Tekbi?imcilik modeli burada yetersiz g?rülmektedir. Fel?ket modeliyse, bu konuda ?ok daha umut vericidir. Ancak ?imdiye kadar bu ?er?evede ?zel bir a??klama yap?lmam??t?r. Ne olursa olsun ?imdiye kadar üzerinde durulan tekbi?imcilik?i yakla??m cevher yataklar?n?n ke?fi ve a??klamas?nda a??k?a yetersiz kald???na g?re, afetsel süre?lere g?re bir ??zümleme, en az?ndan u?ra?maya de?er g?rülmektedir.Tekbi?imcilik?i yakla??mla a??klanmas? olanaks?z g?rünen ba?ka bir?ok ??kelti tipi vard?r.“Jeolojik sütunda ?yle kaya tipleri bulunmaktad?r ki, günümüzde, dünyan?n hi?bir yerinde büyük ?l?üde olu?tu?u g?rülmemektedir. Granitlerin olu?umu nerede g?zlenebilir? Büyük ?l?üde dolomit ya da silisli demir olu?umlar?n?n ?imdi olu?tu?u bir yer var m?d?r? Oysa bu kayalardan yerkabu?unda binlerce kilometre küp vard?r. Paleozoik (Birinci) Zaman?nda karbonat kayalar?n?n ??kelmesi ?ok olmu?tur, ama bu karbonat tipleri, modern tortul katmanlarda ?ok az yer al?r. Herz (1969) anortozitlerin (karbonatl? feldspat) olu?umunu “anortozit olay?”na ba?lamaktad?r. Bu olay, dünyan?n Kambriyen ?ncesi tarihinde büyük bir afet olabilirdi. Di?er kaya tipleri, yeryüzünde olu?mu? büyük afetler esnas?nda ve bu olaylar?n ard?ndan yarat?lm?? olabilirler.”Fel?ket?i modelin sorunsuz oldu?unu ya da art?k ara?t?r?lmas?n?n gerekmedi?ini iddia etmiyoruz. Ancak g?rünü?e bak?l?rsa, bu modelin sorunlar? tekbi?imcilik kuram?na g?re daha az say?da ve daha az ciddidirler.Fosillerin Ya??tl???Fosillerin mutlaka h?zl? bir g?mülmeyle olu?abilece?ini, bütün temel kaya tiplerinin olu?mas?nda da tortullar?n h?zla ortaya ??kabilece?ini g?rmü? olduk. Belirli bir ??kelti h?zla olu?tu?una g?re, bütün jeolojik sütunu simgeleyen bir dizi ??keltinin tamam?n?n h?zla olu?up olu?mad??? konusu do?al olarak kar??m?za ??kmaktad?r.?üphesiz evrim modeli jeolojik sütunun h?zl? olu?umunu kabul etmeyecektir. Evrim i?liyorsa, yeryüzü ?ekillerinin ortaya ??kabilmesi i?in ?ok uzun zamana gerek vard?r. B?ylece g?rünü?te bu teoriyi simgeleyen jeolojik sütun, evrimciler taraf?ndan ne pahas?na olursa olsun, ancak ?ok uzun ?a?larla a??klanabilmektedir. Bu yüzden sütunun her b?lümünün h?zl? olu?uma g?re a??klanmas? gerekirken, bütün sistemi, tekbi?imcilik kuram?n?n uzun ?a?lar kavram?na uydurmaya ?al???rlar. Bu da, sütunda ??kelmenin olmad??? zamanlarda büyük zaman aral?klar?n?n bulunmas? gerekti?i anlam?na gelir.Di?er yandan yarat?l?? modeliyse, bu sütunun büyük bir k?sm?n?n g?receli, k?sa bir zamanda tamamlanm??, devaml? bir birikimle olu?tu?unu kabul etmektedir. Ku?kusuz bu “k?sa zaman”, ans?z?n demek de?ildir. Ancak milyonlarca y?l? de?il, aylar? ya da y?llar? kapsayan bir süredir. Ger?i bundan, fosil kay?tlar?nda bulunan organizmalar?n yüz milyonlarca y?ldan fazla bir zaman i?inde, ayr? ayr? d?nemlerde ya?am?? olmalar?ndan ?ok, hepsinin ayn? zamanda ya?am?? olmalar? gerekti?i ?eklinde bir anlam ??kar.Ba?ka bir deyi?le, fosil dünyas? günümüz dünyas?na ?ok benzemektedir. Yani, yüksek yap?l? organizmalarla tek hücreliler ayn? devirde ya?am??lard?. Tekbi?imcilik kuram? yanda?lar?n?n ileri sürdükleri gibi bugün ge?mi?in anahtar?ysa, bu durum neden ?a??rt?c? olsun? Günümüz dünyas?nda tek hücreli organizmalar, deniz omurgas?zlar?, bal?klar, amfibyumlar, sürüngenler, ku?lar, memeliler ve insanlar vard?r. Ge?mi?te bunlar?n hepsinin ayn? devirde ya?amam?? olmalar? gerekti?ini dü?ünmek i?in tek neden, evrim varsay?m?d?r. Asl?nda insan?n dinozorlar ve trilobitlerle ayn? zamanda ya?am?? oldu?undan ku?kulanmak i?in hi?bir neden yoktur.Dolay?s?yla burada iki sorunun yan?t?n? ara?t?rmal?y?z:1. Stratigrafik sütunda ba?lang??tan sona kadar düzenli ve sürekli bir ??kelme g?steren kan?tlar var m?d?r?2. Bu sütundaki farkl? “?a?lar”dan elde edilen fosillerin ayn? zamanda ya?ad?klar?n? g?steren kan?tlar var m?d?r?Bu iki soruya da cevap “evet” olacakt?r. Jeolojik sütun evrim modelinin iddia etti?i gibi, ya?am?n ?a?lar boyunca yava? evrime u?rad???n? g?stermemekte, tersine yarat?l?? modeline uygun olarak ya?am?n bir d?nemde h?zl? bir ?ekilde yok olup g?müldü?ünü g?stermektedir.?nce katmanlar?n devaml?l?k problemini g?z ?nüne alal?m. Jeolojik sütunun ana k?sm? ku?kusuz katmanl? kaya?lardan olu?mu?tur. Bunlar genellikle su hareketleriyle biriken ??kelti ürünleridir. Bu katmanl? kaya?lar “formasyonlar” olarak adland?r?lan birimlere ayr?l?r. Bu birimlerin her biri ?ok say?da katmandan olu?up geni? alanlara uzan?rlar.Bu tortul katmanlar?n?n üst üste s?ralanmas?nda zaman etkenini do?ru bir bi?imde de?erlendirmek i?in, bunlar? biriktiren su gü?lerinin do?as?n? g?z ?nünde bulundurmak gerekir. Bu ise ??kelme tekni?iyle ilgili baz? bilgilerin bilinmesini gerektirir.Her katman bir santimetreden birka? santimetreye kadar kal?nl??a sahip olabilir. Bir katman alttaki ve üstteki katmanlardan, ara yüzeyindeki “katmanla?ma düzlemi” ile ayr?l?r. Birbirine biti?ik katmanlar ayn? materyalden olu?mu? olabilir. Bunlar ayn? fosilleri i?erebilir ve birbirlerine ?ok benzeyebilir. Ancak aralar?ndaki düzlem, olu?um s?ras?nda kü?ük bir farkl?l???n i?e kar??t???n? g?stermektedir. Bu farkl?l?k, ??kelme esnas?nda k?sa bir ara ya da tortuyu ortaya ??karan ak?nt?lar?n niteliklerinin bir ya da birka??nda kü?ük bir de?i?ikli?e yol a?abilir.Tortu ta??nmas? ve birikmesi tümüyle karma??k bir olay olup ak?nt?n?n h?z?, y?nü, hacmi, derinli?i, geni?li?i, nehir yata??n?n e?imi, yata??n pürüzlülü?ü, su s?cakl???, katman yata??ndaki materyalin karakteri, ak?nt?n?n tortu kayna??, suda erimi? kimyasal maddeler ve di?erleri gibi bir?ok farkl? fakt?re ba?l?d?r. Bu etkenlerden herhangi birisi de?i?irse ak?m?n tortu ?zellikleri de buna ba?l? olarak de?i?ecektir. Bunun sonucunda herhangi bir tortu alan?nda bir katman düzlemi olu?acak ve az farkl? ?zelliklere sahip yeni bir katman olu?maya ba?layacakt?r.Ancak belli bir katmandan sonra ??kelme i?lemlerinin uzun bir süre durdu?unu varsayal?m. Su akmaya devam ederse, bu katman a??nmaya ba?layacak ya da hi? olmazsa yüzeyindeki kü?ük k?r???kl?klar ve di?er pürüzler a??nacakt?r. Suyun akmas? durursa da, rüzg?r erozyonu olu?acakt?r. Katmanlar?n yükselmesi ve e?ilmesi olas?l??? da vard?r. Bu durumda erozyon d?nemi, katmanlar? kesecektir. Her iki durumda da ortaya ??kan yüzey, bir erozyon yüzeyi olacakt?r. Kesilen yüzey, katmanla?ma düzlemlerine ko?utsa, buna düzlemsel g??me (“disconformity” ya da “paraconformity”), bir a?? s?z konusuysa buna d?nmeli g??me (“unconformity”) ad? verilir.?ki katman tak?m? aras?nda bir d?nmeli g??me varsa, arada bir erozyon d?neminin oldu?u a??kt?r. Ancak, normal bir katmanla?ma düzleminde bir düzlemsel g??me varl???n?n fark edilmesi ?ok zor, hatta olanaks?zd?r. Ancak tabakalar halinde bulunmas? gereken normal yüzey düzensizliklerinin olmamas?, alt ve üst yataklar?n ?ans eseri mineralojik ya da paleontolojik bir i?eri?e sahip olmalar? gibi durumlar istisnad?r.O halde bir d?nmeli g??menin uzun bir erozyon d?nemini g?sterme olas?l??? vard?r. ?lk bak??ta ana d?nmeli g??menin olas? bir jeolojik ?a??n biti?ini ve di?er birinin ba?lang?c? olan bir zaman aral???n? g?stermek i?in kullan?labilece?i dü?ünebilir. Ancak burada kar??m?za ??kan sorun dünya ?ap?nda bir d?nmeli g??menin bulunmay???d?r! Bir b?lgedeki bir zaman aral???, di?er bir b?lgede bulunmayabilir.“D?nmeli g??menin zaman - katmanla?ma s?n?rlar? olarak kullan?lmas?ndan vazge?ilmelidir. Zaman i?aretleri olarak d?nmeli g??melerin ba?ar?s?zl?klar?ndan dolay? Paleozoik ve daha sonraki ?a??n zaman - katmanla?ma s?n?rlar?, zamanla ve dolay?s?yla direylerle a??klanmal?d?r.”Yukar?daki paragraf bir ?a??n ne zaman bitip ne zaman ba?lad???n? g?stermek i?in tek yolun fosil kay?tlar? oldu?unu g?stermektedir. Bunun i?in bir düzlemsel g??me, bir d?nmeli g??me kadar yararl? olacakt?r. ?ünkü hayvanlardaki bir de?i?im, bunlar? i?eren tabakalar halindeki düzlemlerin e?imine bak?lmaks?z?n g?sterilebilir. Jeletzsky de buna kat?l?r:“?u belgelenmi? bir ger?ektir ki, fiziki - stratigrafik kaya birimleri ve bunlar?n s?n?rlar?, genellikle jeolojik zaman düzlemlerini ?o?unlukla düzensiz bir bi?imde, hatta en k?sa mesafelerde bile kesmektedir.”Madem ki, fiziksel d?nmeli g??meler mutlaka ?nemli bir zaman aral???n? g?stermemektedir, b?yle aral?klar?n fosil topluluklar?ndaki de?i?imlerle g?sterilebilmesi ger?ekten olas? m?d?r? Ger?i bu zaman zaman dü?ünülmü? ve jeolojik zaman cetveli 19. yüzy?l jeologlar? taraf?ndan ?zünde bu dü?ünceye dayan?larak ortaya ??km??t?r. Ancak, kutsal jeolojik inan? bile günümüzde itirazlara maruz kalmaktad?r:“Jeolojik zaman cetvelindeki zamanlar, d?nemler ve ?a?lar?n aras?ndaki s?n?rlar, genellikle fosil kal?nt?lar?n?n karakterine g?re ani ve ?nemli de?i?ikli?i g?sterir. ?rne?in, Mezozoik Zaman?n Trias ve Jura d?nemleri aras?ndaki s?n?r (yakla??k 180 milyon y?l ?nce), yeni türlerin birdenbire ortaya ??k??lar?yla belirlenir... Verilerin Federal Almanya Cumhuriyeti’nin Tubingen ?niversitesi’nden Jost Wiedmann taraf?ndan yeniden de?erlendirilmesi sonucu, Mezozoik s?n?rlar?nda (225 - 70 milyon y?l ?nce) daha a??k bir evrim türü ortaya konulmu?tur. Wiedmann, s?zü edilen bu s?n?rlarda türlerin dünya ?ap?nda yok olmad??? ve yeni türlerin aniden ortaya ??kmad??? sonucuna varm??t?r.”S?zü edilen iki s?n?r (birinci-ikinci zaman ve ikinci-ü?üncü zamanlar?n s?n?rlar?), ?ok ?nemlidir ve her ?eyin temelidir. Bunlar aras?nda ya fiziksel d?nmeli g??meler ya da hayvandaki de?i?imler bak?m?ndan g?zlenebilen bir zaman aral??? yoksa, hi?bir yerde b?yle bir aral?k yoktur. Ba?ka bir deyi?le, stratigrafi kay?tlar?, her bir “d?nem”in fark edilmez bir ?ekilde bir sonraki d?neme ge?ti?ini g?sterir. Ger?ekte bir d?nemin tam olarak nerede bitip bir di?erinin nerede ba?lad??? saptanamaz. Yani, zaman aral?klar? yoktur ve jeolojik kay?tlar süreklidir.?imdi yine her bir kaya biriminin, h?zl? olu?umun kan?t?n? g?sterdi?ini hat?rlayal?m. Bu kayalar?n tarihini bildiren fosil tortular?n?n tümü h?zl? olu?umu g?stermektedir. ?e?itli ya?lar? g?sterdi?i kabul edilen stratigrafik sistemler aras?nda zaman aral?klar? yoksa, jeolojik sütunu olu?turan kaya birimlerinin hepsi h?zl? olu?mu?tur demektir.Mant?k zincirini tekrar g?zden ge?irelim:1. ?ok uzun zaman sürmeyen suyla ilgili etmenler grubu, her katman?n h?zla olu?tu?unu g?stermektedir.2. Bir katman?n yüzeyindeki düzensizlikler, katman erozyonla kesilmedi?ine g?re, bu olu?umdaki birbirini izleyen her bir katman?n, kendisinden ?nce gelen katman? hemen izlemi? oldu?unu ortaya koyar.3. Bunlar?n sonucu olarak olu?umun tümü devaml? ve h?zl? bir ?ekilde ger?ekle?melidir. Bu durum, kaya tipinin h?zl? olu?mas?, fosil i?eri?inin h?zl? ve sürekli g?mülmesiyle de do?rulanmaktad?r.4. Olu?um, bir d?nmeli g??meye sahipse de, dünya ?ap?nda bir d?nmeli g??me yoktur. Bir olu?umdaki d?nmeli g??me yeteri kadar yana do?ru izlenirse, bir müddet sonra bunun fark edilmez bir ?ekilde di?er bir olu?uma yükseldi?i g?rülecek, bu olu?umun d?nmeli g??mesi bu noktada bitmi? olacak ve bunu bir zaman aral??? olmaks?z?n h?zl? ve devaml? olarak ikinci olu?um izleyecektir.5. Ayn? ak?l yürütme, ikinci olu?um katmanlar?n?n da h?zla ve sürekli bir bi?imde olu?tu?unu ve bunu izleyen ü?üncü bir olu?umun da ayn? bi?imde olu?tu?unu g?sterecektir.6. B?ylece katmandan katmana, olu?umdan olu?uma ge?erek bütün jeolojik sütunun h?zla ve sürekli olarak olu?tu?u sonucuna var?labilir.7. Bir olu?umun bir sonraki olu?uma kar???p birle?mesi, olu?umlar aras?nda a??k fiziksel bir s?n?r?n seyrek bulunmas?yla da g?sterilebilir. Kaya tipleri ?ok daha yayg?n olarak birbirleriyle olduk?a kal?n bir y?re üzerinde birle?me ve kar??ma e?ilimi g?sterirler.B?ylece jeolojik sütunun aral?kl? olmaktan ?ok, sürekli olup olmad??? bi?imindeki birinci sorumuz a??k?a olumlu olarak cevaplanm?? g?rünmektedir. Jeolojik sütunun par?alar?n?n ?o?u, h?zl? ve hatta bir afet sonucu olma niteli?i ta??r. Bu da bize bütün sistemin h?zla olu?tu?unu a??k?a g?sterir.Di?er soru, farkl? “?a?”lardan gelen fosil organizmalar?n?n ger?ekte e? zamanl? olup olmad???na dair kan?t?n varl???na ili?kindir. ??yle de sorabiliriz: bile?enlerinin her biriyle ilgili farkl? fosillerin bulundu?u jeolojik sütun, nesnel bir ger?eklik midir, yoksa evrim modeli üzerine kurulmu? yapay bir sistem midir?Daha ?nceki b?lümde, fosil bi?imindeki bitki ve hayvanlar?n günümüzdekilerin büyük bir k?sm?yla ayn? oldu?una ili?kin bir?ok kan?t g?sterdik. Günümüzdekileri s?n?fland?rma sistemindeki kategoriler ve kategoriler aras?ndaki bo?luklar fosil türlerine de uygulan?r. Günümüzdeki bitki ve hayvanlar?n ?o?u fosillerde bulunabildi?i gibi, fosil hayvanlar?n ve bitkilerin ?o?u da günümüzde ya?amaktad?r, ?zellikle, de?i?en ?evre ?artlar?na uyum sa?layabilen yarat?lm?? türler i?indeki ?e?itlemeleri hesaba katt???m?zda.Tüm bunlar, farkl? “?a?”larda fosille?en canl?lar?n, asl?nda ayn? zamanda ya?ad?klar?n? g?sterir. Ayn? organizmalar, günümüze kadar varl?klar?n? sürdürmü?lerdir.Ancak, yarat?l????lar, jeolojik sütunun en az?ndan normal bir tortulanma s?ras?n?n g?stergesi olarak dikkate al?nmas?na itiraz etmemektedirler. ?ünkü ayn? s?ra, afet modeline de mükemmel ?ekilde uyar. Bu normal s?ran?n istisnalar? (ki ?ok fazlad?r), afet modeliyle evrim modelinden ?ok daha kolay bir bi?imde a??klanabilmektedir. ?stelik, afet modeli bu istisnalar? ?ng?rmektedir.Jeolojik sütunun standart s?ras?nda iki ?e?it istisna vard?r:1. Sütunda daha ya?l? bir ?a?a ait dü?ünülen katmanlar daha gen? bir ?a?a ait katmanlar?n üzerinde g??mesiz olarak bulunmaktad?r.2. ?ki ya da daha ?ok farkl? “?a?”a ait fosillerin bulundu?u katmanlar bir arada yer almaktad?rlar.Her iki tipteki bu yap?lar olduk?a s?k bulunmaktad?r. Yarat?l????lar kadar evrimciler de bu durumu bilmektedirler ve bunlar?n normal de?il, istisna olduklar?n? kabul ederler. O halde soru, “Hangi model bu istisnalardan daha az zarar g?rür?” ?ekline d?nü?mü?tür.Bu anormallikleri tart??madan ?nce, jeolojik sütunun standart s?ras?n?n ger?ekten afet modelinin bekledi?i s?ra oldu?unu ortaya koymam?z gerekir. Bu s?ray? yaln?zca evrim modeli ?ng?rmez.Yarat?l?? modeli, fosil kay?tlar?ndaki bütün organizmalar?n yarat?l?? s?ras?nda, bir Yarat?c? taraf?ndan ayn? zamanda yarat?ld???n? kabul eder. B?ylece bu canl?lar, t?pk? günümüz dünyas?nda ayn? tür bitki ve hayvanlar?n hep birlikte ya?ad??? gibi, beraber ya?am??lard?r. Yine de bunlar, günümüz dünyas?nda oldu?u gibi ekolojik topluluklar halinde bulunmu?lard?r. ?rne?in, ?imdi insan, timsahlar ve deniz y?ld?zlar? ile ne kadar birlikte ya??yorsa, dinozorlar ve trilobitlerle de o kadar birlikte ya?am?? olacakt?r.Günümüz dünyas?nda büyük bir su afetinin oldu?unu dü?ünelim. Su g?klerden aral?ks?z ?ekilde ya?makla birlikte, bütün dünyada yerkabu?undan da püskürür. Bu, haftalar boyunca sürer ve yeryüzünü kaplay?ncaya kadar süren püskürmeler, magman?n d??ar?ya ta?mas?, dev yer hareketleri, yer kaymalar? ve patlamalar? olur. Tekbi?imcilik kuram? yanda?lar?n?n b?yle bir afete neyin neden olabilece?ini soracaklard?r. Bunu az sonra ele alaca??z. Ancak bir an i?in bunu bir model olarak alal?m ve günümüzde oldu?unu varsayarak ne gibi sonu?lar do?urabilece?ini dü?ünelim.Er ge? bütün kara hayvanlar? ve bir?ok deniz hayvan? yok olacakt?r. ?nsanlar yüzecek, ko?acak, t?rmanacak ve ak?nt?lardan ka?maya ?al??acakt?r. Ancak kuvvetli gemilerle birka??n?n bu afetten kurtulmas?n?n d???nda bütün insanlar sonunda bo?ulacak ya da ba?ka bir ?ekilde yok olacaklard?raklar tamamen a??nacak, a?a? ve bitkiler yerlerinden kopacak ve ak?nt?larla büyük y???nlar halinde denizlere sürüklenecektir. Sonunda tepeler ve da?lar par?alanacak ve büyük toprak kaymalar? ve ?amurlu ak?nt?lar denizlere akacakt?r. Büyük kaya par?alar? koparak yuvarlanacak ve sonunda kü?ük par?alara ayr?l?p ?ak?l ve kum haline d?nü?ecektir. Büyük ?amur ve kaya dalgalar? nehirlerden akacak, bir?ok hayvan ve bitki kitlesini de birlikte sürükleyecektir.Okyanuslar?n tabanlar?ndan f??k?ran tortular, yeralt? sular? ve magmalar omurgas?zlar? g?mecektir. S?cakl?k ve tuzluluk kar??s?nda sular h?zla de?i?ecek, büyük ?apta sulu ?imentolar olu?acak, ?ok büyük miktarlarda kimyasal maddeler sularda ??zünecek ve denizler boyunca da??lacakt?r.Kara ve su tortular? zamanla okyanustaki tortularla kar??acakt?r. Sonunda sular yava?lay?nca tortular ??kecek, ??zünmü? kimyasal maddeler tuzluluk ve s?cakl???n elverdi?i yer ve zamanlarda ??kecek ve büyük tortu yataklar?, kayalar halinde ?imentolanarak dünya ?ap?nda olu?acakt?r.Yukar?da betimlenen tablo, b?yle bir afette olu?abileceklerin ku?kusuz ?ok basitle?tirilmi? bir tasla??d?r. Modelin karma??k olu?u ?ok farkl? verileri a??klamada yarar sa?lar. ?tiraf edildi?i gibi, bunun denenmesi zorsa da, ?u anda tart???lan nokta, jeolojik sütundaki fosillerin s?ras?na g?re ne anlama geldi?idir. Bir miktar ak?l yürütme, a?a??daki a??k tahminleri ortaya koyacakt?r.1. Genelde deniz omurgas?z hayvanlar?, di?er tiplerden daha ?ok tortular i?erisinde yakalanm?? ve g?mülmü? olacakt?r. ?ünkü bunlar bolca bulunduklar? ve g?reli hareketsiz olduklar? i?in ka??p kurtulmalar? ?ok zordur.2. Yakalanan hayvanlar, normalde ayn? b?lgede ya?ayan di?er canl?larla birlikte g?mülecektir. Ba?ka bir deyi?le, fosil topluluklar?, afetten ?nceki dünyan?n ekolojik topluluklar?n? g?sterebilecektir.3. Genel olarak al?ak yerlerde ya?ayan hayvanlar en alta g?mülecektir ve b?ylece katmanlar?n yükselmesi ekolojik b?lgelerin ya da habitatlar?n g?reli yüksekliklerini verecektir.4. Deniz omurgas?zlar?, normalde herhangi bir yerel jeolojik sütunun dip kayalar?nda bulunacakt?r, ?ünkü bunlar deniz diplerinde ya?amaktad?rlar.5. Deniz omurgal?lar? (bal?klar), tabanda ya?ayan omurgas?zlardan daha yüksekteki kayalarda bulunacakt?r. Bunlar daha yükseklerde ya?ad?klar? gibi, g?mülmekten de daha uzun süre kurtulabileceklerdir.6. Amfibyum ve sürüngenler de daha yükseklerde bulunabilirler. Bunlar, kara ve suyun bulu?tu?u yerde kar??m?? tortular?n i?inde bulunacaklard?r.7. Sütunun daha a?a?? katmanlar?nda, olsa da, ?ok az say?da kara tortular? ya da kara bitki ve hayvanlar? yer alacakt?r.8. Ovadaki bitki ?rtüsü y???nlar?n?n, ta?k?n ?rmak sular?yla deniz k?y?lar?na ta??nd??? dü?ünülürse, sütundaki kara bitkilerinin ilk izleri amfibyum ve sürüngenlerinkiyle ayn? olacakt?r.9. Omurgas?zlar?n fosille?ti?i deniz katmanlar?nda, bu fosiller hidrodinamik olarak benzer büyüklük ve bi?imlerdeki topluluklar halinde s?ralanma e?iliminde olacakt?r. Ayr?ca, üste ??kan ?amurlu sular ve tortular ??keldik?e, bi?im olarak küreye yak?n ya da ak?? ?izgisi bi?imde daha basit hayvanlar, suda daha az sürüklendiklerinden, ilk olarak ??keceklerdir. B?ylece her ?e?it deniz omurgas?z? en basit formu ile en a?a?? katmanda bulunma e?ilimi g?sterecek ve durum b?yle sürecektir.10. Hem ya?ad?klar? ortam, hem de h?zl? hareket etmeleri nedeniyle, memeliler ve ku?lar, sürüngenler ve amfibyumlara g?re, genellikle daha yükseklerde bulunacaklard?r. Ancak, ku?lar seyrek olarak bulunacakt?r. Bunlar da, bitkin dü?erek yakalanan ve tortulara g?mülenler olacakt?r.11. ?zellikle tehlike zamanlar?nda geli?mi? yap?ya sahip hayvanlar?n sürüler halinde toplanma i?güdüleri yüzünden bu hayvanlar?n fosilleri, varsa ?ok say?da olacakt?r.12. Benzer ?ekilde, geli?mi? yap?daki hayvanlar (kara omurgal?lar?) sütunda büyüklük ve karma??kl?k s?ras?na g?re, dikey olarak ayr?lm?? bi?imde bulunma e?ilimi g?sterecektir. ?ünkü, daha büyük ve daha de?i?ik bi?imlerde olan hayvanlar, g?mülmekten ?ok daha uzun süre kurtulabilmektedirler.13. ??keltiler aras?nda ?ok az insan fosili ve insan yap?s? eser bulunacakt?r. ?nsanlar, genellikle g?mülmekten kurtulacaklard?r. Sular?n ?ekilmesinden sonraysa, cesetleri ?ürüyünceye kadar toprak üzerinde g?mülmemi? olarak kalacakt?r. Ayn? durum, insanlar?n yapt??? hafif ?eyler i?in de ge?erlidir. Ancak a??r metalik maddeler batacak ve tortular?n i?erisinde hi?bir zaman ortaya ??kmayacak bi?imde derine g?mülecektir.14. Yukar?daki tahminlerin hepsi istatistikseldir. Ancak afetin bi?iminden dolay? istisnalar olacakt?r. Yani, afet modeli, genel s?ran?n ve ??keltilerin niteli?inin nas?l olaca?? konusunda tahminlerde bulunur. Ayr?ca, olu?abilecek istisnalar? da kabul eder.Fel?ket modeli kullan?larak elde edilen yukar?daki bütün yorumlar?n jeolojik sütunu a??k?a destekledi?i konusunda hi?bir ku?ku yoktur. Evrimciler taraf?ndan evrimin ana kan?t? olarak kabul edilen jeolojik sütundaki basitten karma???a do?ru s?ralanan fosil kay?tlar?, b?ylece rakip model taraf?ndan daha duyarl? ve ayr?nt?l? yorumlanabilmektedir. Yani, istisnalar evrim modeline zarar vermektedir.?rne?in, yanl?? s?ralanm?? katmanlar? dü?ünelim. Katmanlar?n varsay?lan k?kensel s?ras?n? tersine ?evirebilen gü?lü yer sürüklenmelerinin oldu?u kabul edilerek a??klanabilirler. Bu sürüklenmeler, ??kelmenin k?kensel s?ras?n? de?i?tirecek bi?imde, büyük yer hareketlerini olu?turmaktad?rlar. Bunun i?in de, ya eski kayalar?n büyük bloklar? yukar?ya kalkm?? ve daha gen? kaya?lar?n üzerine kaym?? ya da kal?n ve gen? ba?ka tortular a?a??ya batm?? ve ya?l? tortular?n alt?na girmi? olmal?d?r.B?yle hareketlerle ilgili gü?lerin ?ok büyük oldu?u a??kt?r. Jeofizik?iler bu gü?leri a??klamakta zorlanmaktad?rlar. Sürüklenme düzleminde olu?an par?alanma ve ??ütülme i?lemi büyük miktarlarda birikinti b?rakm?? olmal?d?r. Ancak jeofizik?iler, bunlar?n yerlerini belirlemekte gü?lük ?ekmektedirler. Bu konu üst sürüklenmeyle ilgili olarak ayr?nt?l? ?ekilde ba?ka yerde tart???lm??t?r, ilgilenenler arad?klar?n? orada bulabilirler. Alt sürüklenmeyle ilgili katman tektoniklerinin günümüzdeki tart??malar?nda “geri ?ekmek” kavram?yla birlikte yeni fikirlerin ?ok daha büyük bir hayal gücüne sahip oldu?u g?rülmektedir.“Da? jeolojisi ile ilgili ara?t?rmalar, buralar?n, yerkabu?unun ?ok fazla katland??? ve sürüklendi?i yerler oldu?unu ortaya koymu?tur. Bir?ok b?lgede denizdeki tortular da?lar? olu?turmu?tur, ama okyanusun ya?l? tortular? gen? olanlar?n üzerlerine gelecek bi?imde ters d?nmü?lerdir... Do?u Akdeniz Havzas?’ndaki bir ?ukurda, bir okyanus katman? bir di?erinin alt?na kaym??t?r.... Bir b?lgede, 120 milyon ya??ndaki kire?ta?lar? sadece 5-10 milyon ya??ndaki batakl?klar?n üzerinde bulunmu?tur.”?ki gen? batakl???n, denizin dibindeki kat? kire? ta?lar?n?n alt?na nas?l olup da s?zd???, en az?ndan anla??lmaz g?rünmektedir.Ola?an düzenin bir di?er istisnas?, farkl? y?relerden gelen fosillerin bir arada bulunmas?d?r. Evrim modeline g?re, bunlar ya k?kende ayr? bulunan katmanlar?n yeniden harekete ge?mesi ya da eski katmanlar?n i?ine yeni materyallerin girmesi sonucu kirlenmesiyle olu?mu?lard?r.B?yle a??klamalar? kan?tlamak ya da ?ürütmek zordur. ?ünkü ger?ekte ne oldu?unu g?zlemlemek i?in elimizde bir zaman makinesi yoktur. Fel?ket modeli ise, her iki durumu da a??klarken zorlanmamaktad?r.Katmanlar?n harekete ge?mesi ya da kirlenme gibi a??klamalarla inan?lmas? a??r? derecede zor olan birka? ?rnek vard?r. En güzel ?rnekler, evrimcilere g?re, evrimin en son halkas?n? olu?turan insan fosillerinin, ?ok daha eski olu?umlarla birlikte bulundu?u ?rneklerdir.?rne?in, ?u ifadelere bakal?m:“Mexico’da Veracruz’un kuzeydo?u b?lgesinde Totonacapan’da sürüngen nitelikleri olan tuhaf bir ku?un, Mayalara ait eski bir kabartma heykeli bulunmu?tur. Ara?t?rmadan sorumlu olan arkeolog-gazeteci Jose Diaz-Bolio, Tajin harabelerinde bulunan bu y?lan?ms? ku? heykelinin, sadece Mayalar?n hayallerinin ürünü olmay?p 1000-5000 y?l ?nce eski Mayalar zaman?nda ya?am?? bir hayvan?n, ger?ek?i bir betimlemesi oldu?una ili?kin kan?tlar?n oldu?unu s?ylemektedir.“B?yle y?lan?ms? ku?lar, eski Maya kültürüyle ayn? zamanda ya?ad?ysa, bu heykel evrim a??s?ndan ?ok ?a??rt?c?d?r. B?yle niteliklere sahip hayvanlar?n, 130 milyon y?l ?nce ortadan kalkt???na inan?l?r. Bu heykele biraz benzeyen archaeornis ve archaeopteryx, u?an sürüngenlerdir ve soylar? dinozorlar?n bulundu?u Mezozoik zamanda tükenmi?tir.”Bu kan?t, archaeopteryx ya da benzer eski ku?lar?n insanla ?a?da? oldu?unu ve birka? bin y?l ?nce ortadan kalkt?klar?n? a??klar niteliktedir.Asl?nda, evrimcilerin beklemedi?i bir?ok fosil ve insan yap?s? nesneler bulunmu?tur. Ne yaz?k ki, bunlar?n ?o?u gazete ve dergilerde yay?mlanm??t?r, ama bilim otoritelerince alaya al?narak üzerinde durulmam?? ve sonra unutulmu?tur. ?nsan iskeletleri ve insan yap?s? aletlerin derin k?mür ocaklar?nda ve hatta k?müre g?mülü olarak bulundu?u bildirilmi?tir. Ma?aralarda ve kanyon duvarlar?nda dinozorlar?n resimleri, eski trilobit yataklar?nda insana ait ayak izleri bulunmu?tur. En eski deniz katmanlar?nda modern tipteki a?a?lar?n fosille?mi? polenlerine rastlanm??t?r. Fel?keti ?zleyen AfetlerYarat?l????lar, afet modelini do?rulayan fosilli katmanlarla ilgili kan?tlar?n fazlas?yla bulundu?u kan?s?ndad?rlar. Jeolojik sütunun büyük k?sm?, yak?n ge?mi?teki birtak?m büyük afetler sonucu h?zl? ve sürekli bir bi?imde olu?mu? gibidir. Yeryüzünün yap?s?n?n olu?mas?nda volkanik ve tektonik k?vr?mlar etkili olmu?sa da, katmanlar genelde sular?n etkisiyle olu?mu?tur. Yani, afet küresel bir tufan?n temel ?zelliklerini g?sterir.Bununla birlikte, en üst olu?umlar?n bir?o?u, günümüzdeki yeryüzü bi?imlerinin ?o?u gibi, ku?kusuz Tufan’dan ?ok, Tufan sonras? afetlere ba?lanabilir. Yayg?n tektonik, volkanik ve buzul hareketlerle birlikte b?lgesel (küresel de?il) f?rt?na ve seller de an?lan zamanlara kadar uzanm??t?r.Fel?ket modelinin bu sürekli y?nünü de?erlendirmek i?in, büyük afetin nedenini ve do?as?n? daha ileri ?l?üde g?z ?nünde bulundurmal?y?z. Kabul etti?imiz ve ger?ek katmanlar?n yans?tt?klar?, volkanik ve tektonik faaliyetle birlikte olan tufan?n nedeni nedir?Her “devirden” kalan kayalar, ge?mi?te i?erdikleri fosillerle birlikte, dünya ?ap?nda ?l?k bir iklimin egemen oldu?unu, günümüzdeki iklim b?lgelerinin olmad???n? g?stermektedir. Bu, ?nemli bir ipucudur.“Yeryüzünün ortalama ikliminin, eskiden bugünkünden daha yumu?ak ve homojen oldu?una uzun zamand?r inan?lm??t?r. ?yleyse, iklim a??s?ndan bugün ge?mi?in anahtar? olamaz.”Baz? yazarlar astropikal bitki ve hayvan fosillerinin ?imdi kutup b?lgelerinde nas?l bulunduklar?n? a??klamak i?in, k?talar?n kayd???n? ileri sürmü?lerdir. bu a??klama yeterli de?ildir.“?rne?in, yeryüzünün ilk ?a?lar?nda iklim ku?aklar?n?n oldu?una ili?kin ?ok az kan?t vard?r. ?klimle ilgili hem enlem, hem de rak?m do?rultusunda bir b?lgele?me, günümüz yerküresinin her taraf?nda a??k?a belirgindir. Bu de?i?ik durumu a??klamak gü?tür. Tamamen tek bir iklim rejiminde bulunabilmi? olan bir süper k?tay? ??karmak olanaks?zd?r. Güne?in ?evresinde, meyilli bir eksen üzerinde d?nen herhangi bir gezegenin farkl? iklim b?lgelerine sahip olmas? gerekir. Bunun i?in, ge?mi?te iklimle ilgili ko?ullar?n bugün bilinenlerden ?nemli ?l?üde farkl? oldu?u a??kt?r.”Yerkürenin ekseni e?ik olmasayd?, yine de enine bir iklim b?lgele?mesi olurdu. Dolay?s?yla, fosil kay?tlar?n?n g?sterdi?i dünya ?ap?ndaki s?cak iklim, yerin farkl? bir fiziksel yap?ya sahip oldu?unu ileri sürmekle a??klanamaz.Yeryüzünün d???nda bulunan bir ?eyin, yerküreye gelen güne? enerjisini denetleyerek, genel bir sera etkisi yaratt??? en olas? a??klamad?r. Bugün, daha az ?l?üde de olsa, atmosferde bu i?levi g?ren ü? unsur vard?r. Bunlar ozon, karbondioksit ve su buhar?d?r.Fel?ketten ?nce bunlardan biri ya da birka?? atmosferin yap?s?nda daha ?ok olduysa, bunun küresel bir sera etkisi olurdu. Bu ü? unsurdan en ?nemlisi su buhar?d?r. Ba?lang??ta, troposferin üzerinde su buhar?ndan olu?an geni? bir s?cak katman oldu?u kabul edilirse, bundan sadece iklim etkilenmi? olmazd?, ayn? zamanda bu katman, Nuh Tufan? i?in gerekli olan atmosfer suyunun kayna??n? da a??klamaya yeterdi.Bununla birlikte, varsay?lan afet, tektonik ve magmatik kabarmalarla ilgili oldu?u gibi, okyanuslar?n taban?nda olu?an ?ok büyük su ak?mlar? ve ??kelme olaylar?yla da ilgilidir. B?ylece ikincil bir su kayna??n?n, ilkel yer kabu?unda ya da belki de yerkürenin ?rtüsünde, yeralt?nda ?s?nm?? ve s?k??m?? olarak bulundu?u varsay?l?r. Bu kaynak günümüzdekine benzemekle birlikte, miktar bak?m?ndan daha büyüktür. B?yle bir su kayna??n?n patlayarak a???a ??kmas?, magman?n suyla birlikte hareketi ve bunlar? yer sars?nt?lar?n?n izlemesi, afetin di?er bir nedenini olu?turur.Biri troposferin üzerinde ve di?eri de yerkabu?unun derinliklerinde bulunan iki büyük su kitlesinin ba?lang??ta yarat?lmas?, ikili bir amaca hizmet etmi? olabilir. Bunlardan birisi, karalarda ya?am i?in uygun bir iklim olu?turmak ve ikincisi de küresel bir tufan i?in enerji aktarmakt?r. Bu ikincisi, karalardaki ya?am? yok edebilecek gü?tedir.?lkel dünyan?n üzerinde, büyük olas?l?kla dar denizlerden ve su yollar?ndan olu?an, karma??k bir a??n varl??? kabul edilir. Bunlar?n kesin yerleri ?imdilik saptanamam??t?r. Tekdüze bir iklim, hava kitlesinin hareketlerini, f?rt?nalar? ve a??r? ya?murlar? engellemi? olsa da, yerel buharla?ma ve yo?unla?man?n günlük devirleri, her yerde e?it bir nemlili?i sürdürmü? olabilir. Buhar kubbesinin olu?turdu?u olduk?a etkili radyasyon süzgecinin yard?m?yla olu?an uygun bir iklim, bol miktarda bitki ve hayvan?n varl???na, hayvan ?mrünün uzamas?na ve cüsseli hayvanlar?n olu?mas?na neden olmu? olabilir.Depolanm?? sular? sal?verecek bir?ok ?ey, afetin ba?lama nedeni olabilir. Yerkabu?unun alt?nda s?k??an suyun zay?f bir noktadan aniden d??ar? püskürdü?ünü kabul etmek, en kolay a??klama bi?imidir. Bir noktadaki ??kme, dünyan?n di?er bir?ok b?lgesinde benzer püskürmelere yol a?an zincirleme olaylara neden olacakt?r.Atmosferdeki ?iddetli ?alkant? ve bu ?alkant?yla birlikte g?kyüzüne do?ru yükselen yo?un toz, buhar kubbenin ??kmesini ve ya?mur halinde yere inmesini ba?latacakt?r.Bu kavram, temel afet?i modele g?re ger?e?e olduk?a uymakta ve b?ylece jeolojik katmanlar?n bir?ok ?zelli?i a??klanabilmektedir. Ayr?ca bu kavram, di?er ?zelliklerinin k?kenlerini ara?t?rmak üzere bir ?er?eve sa?lar.Fel?ket ve nedenlerine ili?kin b?yle bir model, olay sonras? etkilerin yüzy?llar boyu, hatta bir ?l?üde günümüze kadar sürdü?ünü de g?stermektedir. Bu etkilerin en ?nemlilerinden birka?? ?unlard?r:1. Da?lar?n Olu?umuTekbi?imcilik?i jeolojinin ??zülmemi? en ?nemli sorunlar?ndan biri, da? olu?umunda neyin etken oldu?udur. Dott ve Batten bu konuda ?u itirafta bulunmaktad?rlar:“Da? olu?umuyla ilgili tatmin edici bir teoriye henüz sahip de?iliz.”Ayr?ca, günümüz dünyas?n?n ana da? sistemleri jeolojik a??dan, en az?ndan yak?n zamandaki yükselme d?nemleri g?z ?nüne al?nd???nda olduk?a gen?tirler. Yale ?niversitesi’nden buzul jeolo?u Richard Foster Flint, Pleistosen ?a??nda buzul d?nemin ba?lang?c?n?, dünya ?ap?ndaki da? olu?umu devrinden biraz ?ncesine ba?lamaktad?r. Bu olayla ilgili bir inceleme yaz?s?nda ??yle demektedir:“??üncü zaman?n ikinci yar?s? boyunca hem a?amal?, hem de birbirini izleyen yükselmelerin bitmesiyle k?talar tahminen ortalama 300 metreden daha az bir yükseklikten ?imdiki seviyelerine, yani ortalama 770 metrelik seviyeye ula?m??lard?r.”En büyük s?rada? olan Himalayalar, yeryüzünde ancak insan?n ortaya ??k???ndan sonra yükselmi?lerdir.Richard Foster Flint ??yle demektedir:“Himalayalar’da g?rülen en ?nemli yükseli?in ??üncü d?nemin sonunda ve pleistosende olu?tu?u kabul edilir.”Tufandan sonra k?talar?n kaymas? ve ?arp??mas?yla ba?layan ?ok geni? bir yeniden dengelenme, da?lar?n olu?umu hakk?ndaki en iyi a??klama bi?imidir.2. Buzulla?maFel?ketten ?nce atmosferdeki sera etkisi, kutup ?rtü buzullar?n?n ve ba?ka buzullar?n olu?umuna engel olmu?tur. Bununla birlikte, g?k kubbenin koruyucu etkisinin kaybolmas?, s?cakl?kta enlemler aras? bir farkl?l??? ortaya ??karm??t?r. Tufan’da ortaya ??kan ?ok büyük miktardaki enerji, yeni okyanus yüzeylerinden atmosfere uzun süre nem sa?lamak i?in harcanm??t?r. Bu nemin büyük bir k?sm?, kar olarak yeniden kutuplara ya?m??t?r. Bu olaylar Pleistosen ?a??n?n büyük, k?ta ?ap?nda buz ?rtülerini olu?turmu?tur.Pleistosen ?a??n?n büyük buzullar?n? olu?turan nedenleri a??klayacak doyurucu bir tekbi?imcilik modelinin bulunmamas? ?ok anlaml?d?r.“Jeologlar ve iklimbilimciler, k?talar seviyesinde bir buzulla?man?n yeniden olu?mas?n? a??klamak i?in bir as?rdan fazla ?al??m??lard?r. Birbirini izleyen teoriler ileri sürülmü?, ama bunlar?n tümü ya ?ok az ya da ?ok fazla a??klama getirmi?tir. En az?ndan ?imdiki bi?imleriyle, hi?biri doyurucu de?ildir.”Bununla birlikte yukar?da k?saca ?zetlendi?i gibi, afet teorisinin doyurucu bir a??klama getirdi?i g?rülmektedir.3. Ya?mur?st enlemlerde k?tasal buzullar?n oldu?u zamanlarda ve daha sonralar?, ya?murun alt enlemlerde bugünkünden ?ok daha fazla oldu?u iyi bilinmektedir. O zaman, ?imdi ??l olan yerlerde, Büyük Sahra ??lü’nde bile, ?ok su vard?. Tüm g?l ve i? havzalar?n su seviyesi daha yüksekti ve dünyan?n nehirleri ?ok daha fazla su ta??yorlard?.Bu ya?murlar genellikle ?iddetli f?rt?nalar halinde ya?d?lar. B?yle yerel ve b?lgesel sellerin zarar?na kan?t olan jeoloji ve arkeoloji kay?tlar?n?n yan?nda, insan?n erken tarihine ait efsaneler de vard?r. Tüm bunlar, dünya yeni hidrolik dengesine ula??rken, Tufan’?n do?al etkileridir.4. VolkanizmaBüyük Tufan’la birlikte g?rülen yeralt?ndan püskürme olaylar? sonunda, büyük oranda erimi? kaya a???a ??kt?. Jeolojik sütunlarda bulunan korkaya?lar?n ve volkanik katmanlar?n bollu?u bunu do?rulamaktad?r. Tufan sakinle?ip bas?n? yeniden dengelendi?inde bile, herhalde dünyan?n her taraf?nda henüz tamamen kapanmam?? bir?ok volkanik delik ve yar?k vard?. Sonu? olarak, ara s?ra olan yanarda? patlamalar? Tufan’dan sonra da sürmü? olabilir.Bunun ger?ekten olu?tu?unu, dünyan?n de?i?ik yerlerinde Pleistosen ve sonraki ?a?lardan kalma geni? volkanik arazilerin varl??? do?rulamaktad?r. H?l? etkin ?ok say?da volkan bulundu?u gibi, daha fazlas? da ?ok yak?n ge?mi?te s?nmü? gibi g?rünmektedir.5. K?talar?n Kaymas?1960’l? y?llara kadar k?talar?n kaymas? hakk?ndaki eski g?rü?, neredeyse jeologlar?n tümü taraf?ndan reddediliyor, hatt? alaya al?n?yordu. Bu jeologlar, k?talar?n sabit ve sürekli oldu?u dü?üncesine dayanarak, kayalar?n katmanla?mas?n? ve yerkürenin tarihini tam a??klad?klar?na inan?yorlard?. Oysa ?imdi, jeologlar?n büyük ?o?unlu?u katman tektoni?i, deniz dibinin yay?lmas? ve k?talar?n kaymas? gibi kavramlar? i?lemektedirler. Bir zamanlar kesin do?rular olarak kabul ettikleri g?rü?lerinin yerine, kaymaya dayanan g?rü?leri savunmaya ba?lad?lar. K?talar?n kaymas?n? jeofizik bak?mdan olanaks?z g?renlere kar?? olan, ünlü jeologlardan bir az?nl?k (Rus jeofizik?ileri Jeffries ve Meyerhoff gibi) grup vard?. Yani fikirlerin y?n de?i?tirmeye ba?layabilece?ini g?steren baz? izler bulunmaktad?r.Fel?ket?i model, k?talar?n kaymas? hakk?nda ?zel bir tahmin yapmamaktad?r. Bu nedenle bu konudan etkilenmemektedir. Bununla birlikte, tekbi?imcilik?i bir ?er?evede geli?tirilen bir kavram?n ana gü?lüklerinden biri, k?talar? hareket ettirmek i?in gerekli olan ?ok büyük miktardaki enerjiyi sa?layacak bir kayna??n olmamas?d?r. Sadece afet modeli, yeralt?nda saklanan ?ok büyük miktardaki enerjinin Tufan s?ras?nda aniden sal?verildi?ini belirterek, gerekli enerjinin kayna??n? g?sterebilmektedir. Büyük Tufan’? izleyen etkiler aras?nda, volkanik ve tektonik faaliyetlerle birlikte k?talar da kaym?? olabilir.Felaketi izleyen afetler olarak adland?rd???m?z da? olu?umu, buzulla?ma, ya?mur, volkanizma ve belki de k?talar?n kaymas? gibi olaylar, Büyük Tufan’?n bitme d?nemlerini g?stermektedirler. Bunlar?n, tufan?n biti? a?amalar?nda yo?un halde olu?mas? gerekir ve belki tufandan yüzy?llar sonra bile devam etmi? olabilirler. Bu afetlerin etkileri, enerjinin bilinmeyen azalma e?risine g?re, günümüzdeki g?reli sakinlik derecesine ula??ncaya kadar azalm??t?r.Bundan dolay?, tufanla ilgili kesin bir zamandizin elde etmek gü?tür. Tufan modelinin bir amac?, yerkürenin jeolojik katmanlar?n?, evrimci, tekbi?imcilik?i zamandizin üzerine kuran standart jeolojik sütunun yerine, afetsel zamandizine dayanan standart bir jeolojik sütunu ge?irmek olmal?d?r. Daha ?nce belirtti?imiz gibi, katmanlar?n genel s?ras?, her iki modelce ?ng?rülür. Bunun i?in, tekbi?imcilik?i stratigrafik terminolojiyi, afetteki kar??l??? olan birimlere ?evirmek i?in bir “denklem” kurmak, bir dereceye kadar olas?d?r.B?yle bir denklik, taslak ?ekliyle, kabaca a?a??daki tablodaki gibi a??klanabilir.Standart Sistem Tufandaki Kar??l?klar?Holosen Tufandan sonra günümüz dünyas?n?n ortaya ??kt??? devir.Pleistosen Tufandan sonra volkanizma ve tektonik hareketlerin azalmas?yla birlikte buzulla?ma ve ya?murlar?n etkili oldu?u d?nem.Tersiyer (ü?üncü d?nem) Tufan?n son a?amas?, Tufan sonras? yeniden dengelenmenin ba?lang?c?.Mezozoik (ikinci zaman) Tufan?n ara a?amas?; k?ta ve deniz katmanlar?n?n kar??t??? devir. Baz? durumlarda Tufan sonras? olabilir.Paleozoik (birinci zaman) Tufan?n erken a?amalar?nda, ?o?unlukla okyanuslarda olu?an derin deniz ve ?elf katmanlar?.Proterozoik Tufan?n ilk a?amas?ndaki ba?lang?? tortul katmanlar?.Arkeozoik Fel?ket süresince termik ve tektonik de?i?meler taraf?ndan bozulmu? ve ba?kala?m?? olsa da, yerkabu?unun yarat?l?? d?neminden ba?layarak hesap edilen k?keni.Elbette ?nerilen yeni jeolojik sütunun ayr?nt?lar?n? ortaya koymak i?in daha bir?ok ara?t?rman?n yap?lmas? gerekir. Unutulmamal?d?r ki, binlerce jeolo?un 150 y?ll?k ?al??malar?, hep standart evrimci sütununa dayanarak tan?mlanm?? ve s?n?fland?r?lm??t?r. Bu yüzden, bu materyal y???n?n? yeniden s?n?fland?rmak kapsaml? bir i?tir ve bunu, say?lar? daha az olan yarat?l???? jeologlarla k?sa zamanda bitirmek olanaks?zd?r.Fel?ket?ili?in Yeniden Dirili?iTekbi?imcilik kuram?, afet?ili?in gü?lü kan?tlar?na ra?men 150 y?l boyunca jeolojide üstün durumdayd?. Bununla beraber 1970’lerle birlikte (yarat?l?? hareketinin h?zl? büyümesiyle ayn? zamanlarda) evrimci jeologlar aras?nda, afet?ilik g?rü?ü ?a??rt?c? ?ekilde yeniden canland?. ?nde gelen bir jeoloji ve paleontoloji uzman? ??yle der:“Bir?ok ?ey de?i?ti ve ?imdiki jeoloji ve paleontoloji uzmanlar? “afet” kelimesini kullanmaktan ka??nsalar da, genel olarak afeti bir “ya?am bi?imi” olarak kabul ediyorlar. Asl?nda bir?ok jeolog, seyrek, k?sa süreli olaylar?n jeolojik sütuna en ?ok katk?da bulundu?u ve g?reli sakin zamanlar?n fosil kay?tlar?na fazla bir katk?da bulunmad??? kan?s?ndad?rlar.”?nde gelen ?ngiliz jeolog Derek Ager de ayn? sonuca ula??yor:“Gittik?e, k?talar?n ve genel olarak stratigrafiksel sütunun evrimi gibi, ya?am evriminin de hi?bir ?eyin ger?ekle?medi?i uzun devirleri b?len k?sa “olaylar” ile b?lüm b?lüm süren bir olay oldu?una inan?yorum.”Bu “k?sa olaylar”?n kan?t? afetin ve bozulan kayalar?n olu?turdu?u her yerde bulunan geni? yataklard?r. “Hi?bir ?eyin ger?ekle?medi?i uzun devirlerin” neredeyse tek kan?t? evrime zaman kazand?rma gereklili?idir. Fosilleri bar?nd?ran tortul kayalar?n hidrolik ya da paleontolojik ?zellikleri, bu uzun devirleri gerektirmemektedir.Buna kar??n jeologlar dünya tarihindeki tüm bu afetsel “b?lümlerin” ger?ekten birbirine ba?l? ve ger?ekten ayn? ?a?da olabilece?i ve dünya ?ap?ndaki tek bir hidrolik afet de?erinde olabilece?ini reddederek, uzun devirler konusunda dayatmay? sürdürmektedirler. Ancak, dünya ?ap?nda bir jeolojik katman d?nmeli g??mesi olmad??? g?z ?nüne al?nd???nda, daha ?nce g?sterildi?i gibi, afet g?rü?ü, jeolojik sütunla ilgili daha olas? bir a??klamad?r. 6YA?LI MI GEN? M??Bir Kayan?n Ya??n?n ?l?ülmesiYarat?l????l??a kar?? ?nemli itirazlardan biri de, evrenin ?mrü i?in bi?ilen sürenin ?ok k?sa olmas?d?r. Nedense yerkürenin milyarlarca y?ll?k bir ya?? oldu?una inanmak, modern kültürün bir par?as?ym?? gibi g?rünmektedir. Oysa, 19. yüzy?l?n ba?lar?nda, tekbi?imcilik kuram? ortaya ??kmadan, bilim adamlar?n?n büyük ?o?unlu?u, dünyam?z?n ?ok gen? oldu?unu kabul etmekteydi.Ku?kusuz, evrim modeli i?in, ?ok uzun bir süreye gerek vard?r. Daha ?nce de belirtti?imiz gibi, en basit canl? molekülünün ?ansa ba?l? evrimi i?in, otuz milyar y?l bile yetmemektedir; buna kar??n evrimciler evrime inanmakta direnmektedirler. Evrim modeli i?in, ?ok uzun zaman gerekti?i a??kt?r. Bu yüzden evrimciler i?in, k?sa bir zaman ?l?e?ini g?steren fiziksel olaylar gizlenmeli, jeoloji zaman dizininde kullan?lmak üzere uzun zaman ?l?e?ine uyan olaylar kabul edilmelidir.?u unutulmamal?d?r ki, sadece ge?mi? birka? bin y?l?n ger?ek tarihi bilinmektedir. Yaz?l? belgelerin ba?lang?c? M?s?r’daki ilk hanedana ait tarihtir (M.?. 3500-2200 aras?nda). Bu soruna ger?ek?i yakla??m, tarihle ilgili g?zlem ve kay?tlar yapan insanlardan ?nce nelerin oldu?unu kimsenin kesin olarak bilemeyece?ini unutmamay? gerektirir. Bilim, bilgi anlam?na gelir ve bilimsel y?ntemin temeli de deneye dayal? g?zlemdir.Jeolojik sütuna ait kayalardan herhangi birinin, ne zaman olu?tu?unu g?ren olmam??t?r (tabii ki, insan tarihindeki püskürmelerle olu?an volkanik kayalar d???nda). Bu yüzden, kayalar?n ya??n? do?rudan g?sterecek kan?t yoktur. Bu konuda yap?lacak bütün ya? ?l?ümleri dolayl? olmak zorundad?r ve bunda belirsizlik s?z konusudur.Bir ki?i, kayan?n fiziksel ?zellikleri ve ?evresi üzerinde ?al??abilir. Daha sonra, baz? olaylar?n tekbi?imcilik?i uzant?s?na dayanarak, olu?umundan beri ge?en zaman? saptamaya u?ra?abilir. Ama, bir ?nceki b?lümde g?rüldü?ü gibi, kayalar?n h?zl? ve afetle olu?umuna ait kan?tlar, a?amal? olu?umuna ait kan?tlardan daha gü?lüdür.Kayalar?n ya?lar?n? ?l?mede kullan?lan ?zel y?ntemleri tart??madan ?nce, bu i?in nas?l yap?ld??? hakk?nda halk aras?nda yanl?? anla??lan baz? konular? a??klamak iyi olacakt?r. Kayalar?n ya??n? ?l?mede kullan?lmayan a?a??daki bilgilere dikkat edilmelidir.1. Kayalar?n ya?lar? g?rünü?lerine g?re ?l?ülmemektedir.Ne “ya?l?” kayalar mutlaka ya?l?, ne de “gen?” kayalar mutlaka gen? g?rünürler. Yani, ?ok ya?l? olduklar? saptanan kayalar, ger?ekte olduk?a gev?ek ve gü?süz olabilirken, ?ok gen? olduklar? varsay?lan kayalar da yo?un ve sert olabilirler.2. Kayalar?n ya?lar? kayabilimsel ?zelliklerine g?re ?l?ülmemektedir.Kaya türlerinin tümü (?eyller, granitler, kire?ta?lar?, konglomeralar, kumta?lar? gibi) her ?a?da bulunabilirler.3. Kayalar?n ya?lar? minerolojik i?eriklerine g?re ?l?ülmemektedir.Bir kayan?n “ya??” ile bu kayan?n i?inde bulunabilecek mineraller ya da metal cevherleri aras?nda bir ili?ki yoktur. Hatta hemen her ya?taki kayada petrol bile bulunabilir.4. Kayalar?n ya?lar? yap?sal ?zelliklerine g?re ?l?ülmemektedir.Bir ?nceki b?lümde belirtildi?i gibi, herhangi bir devirle onu izleyen devir aras?nda mutlaka fiziksel bir ?atlak (uyumsuzluk) bulunmas? gerekmez. Faylar, k?vr?mlar ve di?er yap?sal ?zelliklerin kayalar?n zamandiziniyle hi?bir ilgisi yoktur.“Kaya birimlerinin (fiziksel-stratigrafik) ve bu birimlere ait s?n?flar?n, en yak?n uzakl?klarda bile, jeolojik zaman düzlemlerini ?o?unlukla düzensiz bir bi?imde bozduklar? ?ok iyi bilinen bir ger?ektir.”5. Kayalar?n ya?lar?, yanlar?ndaki kayalara g?re ?l?ülmemektedir.Herhangi bir “ya?ta” olan kayalar, ba?ka “ya?taki” kayalar?n üzerinde dikine olarak bulunabilirler. En ya?l? kayalar daha sonraki herhangi bir “devir”den kalma kayalar?n do?rudan do?ruya alt?nda yer alabilir. “Ayr?ca, ka? tane jeolog sadece Kambriyen’den de?il, her devirden kalan ta?lar?n yer yer kristalle?mi? taban üzerinde bulundu?u ger?e?ini dü?ünmü?tür?”6. Kayalar?n ya?lar? dikey yerle?imlerine g?re ?l?ülmemektedir.?nceki b?lümde g?rüldü?ü gibi, “ya?l?” kayalar, bazen mükemmel bir uyumla “daha gen?” kayalar?n üzerinde bulunurlar. Normal olarak, tortul kayalar altta biriken ilk tortuyla ba?larlar. Art arda dizilen daha gen? tortular?n, dikey olu?lar?ndan, en az?ndan, g?reli bir yerel zamandizini olu?turacak bir bi?im beklenir. Ancak, altüst olmu? s?ralanma durumlar?nda bu kurala pek güvenilmemektedir.7. Kayalar?n ya?lar? radyometrik olarak ?l?ülmemektedir.Bir?ok ki?i, kayalar?n ya??n?n, yap?lar?nda bulunan uranyum, toryum, potasyum, rubidyum gibi radyoaktif minerallerin incelenmesiyle ?l?üldü?üne inan?r. Ancak bu yolla ya? ?l?ümü yap?lmamaktad?r. Ya? ?l?ümünün b?yle yap?lmad???n? g?steren en a??k kan?t, jeolojik sütun ve fosil ta??yan katmanlar?n yakla??k ya?lar? konusundaki ?al??malar?n, radyoaktif ya? ?l?ümü daha duyulmadan ya da dü?ünülmeden ?ok ?nce yap?lm?? olmas?d?r. Ayr?ca, bir sonraki b?lümde g?rece?imiz gibi, radyometrik ya? ?l?ümü, olas? hatalara ya da yanl?? yorumlara yol a?maktad?r. Bu tip ya? ?l?ümleri, ?zellikle daha ?nce üzerinde anla?maya var?lan bir ya?la uyu?mad??? zaman kullan?lmazlar ve hemen ay?klanarak at?l?rlar.8. Kayalar?n ya?lar? hi?bir fiziksel niteli?e g?re ?l?ülmemektedir.Kayalar?n fiziksel g?rünü?ünde ve i?eriklerinde ya?lar?n? ?l?meye yarayan hi?bir ?ey yoktur.“Yaln?zca, Kambriyen ?ncesi ?ok geni? bir d?nemle ilgili ve fiziksel-stratigrafik ?l?ütlere dayanan ve pratikte kullan?labilecek, dünya ?ap?nda bir jeolojik zaman ?l?e?ini olu?turmak olanaks?zd?r. Bu durum ?ok iyi kan?tlanm?? ve anla?mayla saptanm??t?r. Yani, b?yle olgular jeolojik zaman a??s?ndan ?nemli de?ildirler.”9. Kayalar?n ya?lar? toplam fosil i?eriklerine g?re ?l?ülmemektedir.Fosillerin ?o?unun günümüzde h?l? ya?amakta olan organizmalardan kald???n? ?nceden g?rmü?tük. Bunun i?in, bunlar ya? ?l?ümlerinde kullan?lmaya elveri?li de?ildirler. ?rne?in süngerler, herhalde her “ya?taki” kayada fosil olarak bulunabilirler. O halde kayalar?n ya?lar? ger?ekten nas?l bulunur? Belli bir kayan?n olu?umu i?in ?l?ülen jeolojik “ya??” belirleyen nedir? Yan?t tan?mlay?c? fosillerdir! “Baz? tortul katmanlarda, ?zellikle belli fosillerin ?ok?a bulundu?u g?rülmektedir. Bu fosillere tan?mlay?c? fosiller denir. Yabanc? bir olu?umda tan?mlay?c? bir fosil bulunursa, bu kaya katman?n?n ya??n? ?l?mek ve bununla ayn? türleri ta??yan uzak b?lgelerdeki benzerleri aras?nda ba?lant? kurmak kolayd?r.”Tan?mlay?c? fosiller, zamandizin bak?m?ndan olduk?a s?n?rl? bir süre ya?ayan, ama co?raf? olarak, temelde dünya ?ap?nda bir yayg?nl??a sahip olduklar? san?lan organizmalar?n (genel olarak deniz omurgas?zlar?) kal?nt?lar?d?r. Onun i?in bu fosillerin bir kayan?n i?inde bulunmas?n?n, o kayan?n ya??n?n kesin olarak ?l?ülmesini sa?lad??? varsay?lmaktad?r.Jeologlar, hangi tan?mlay?c? fosillerin hangi ya?? g?sterdiklerini nas?l biliyorlar? Bu sorunun yan?t? evrimdir! Yani, evrimin bütün dünyada ayn? do?rultuda olu?tu?u ileri sürüldü?üne g?re, belli bir ?a?da ya?ayan organizmalar?n ge?irdikleri evrimin a?amalar?, bu ?a?da depolanan tortular? tan?mak i?in ?a?maz bir ?l?üt olmal?d?r. Bunun i?in kayalar?n ya?? fosil i?eriklerine, ?zellikle de tan?mlay?c?na fosillerine g?re saptan?r.“Yerkabu?u katmanlar?n?n s?ras? hakk?nda, sahip oldu?umuz bilgilerin ?o?unun fosillerden elde edildi?i herkes?e bilinen bir ger?ektir. Belirleyici kaya unsurlar? olmalar?n?n nedeni, dünyam?zda ya?am?n evrimle?ti?ini g?stermeleridir. B?ylece k?talar aras?nda ?ok geni? b?lgelere ayr?lm?? katmanlar?n, g?reli olarak yerlerinin belirlenmesinde, bu fosiller ?ok etkili olmaktad?rlar.”Yukar?daki sat?rlar?n yazar?, Amerika Jeoloji Derne?i’nin ba?kan?yd?. Bundan dolay?, s?zleri yetkili olmal?. Bu katmanlar?n s?ras? nas?l belirlenmi?tir? “...g?reli olarak yerlerinin belirlenmesinde, bu fosiller ?ok etkili olmaktad?rlar.” Peki, fosiller b?yle ?a??rt?c? bir etkiye nas?l sahip olabilirler? Yan?t, ya?am?n evrimle?ti?ini g?stermelerinde gizlidir.Jeolojik ya??n ?l?ümünde kullan?lan as?l anahtar evrimdir! Di?er y?ntemler ku?kuludur, yanl??t?r ve de?i?imlere u?ram??t?r. Sadece evrim dizisi güvenilirdir.“Ta?lar?n stratigrafik s?n?fland?r?lmalar?nda ve jeolojik olaylar?n zaman?n? ?l?mede, jeoloji tarihinde kullan?labilecek tek ?l?üt fosillerdir. Evrimin d?nü?ümsüz olmas? nedeniyle fosiller, g?reli ya? ?l?ümleri ve kayalar?n dünya ?ap?nda birbirleriyle ba?lant?lar? üzerinde kesin bir zaman ?l?e?i sunarlar.”Tanr?sal bir esinle ya da hata kabul etmeyen ba?ka bir y?ntemle evrimin do?rulu?undan emin olsayd?k, evrim modeli a??s?ndan bu, jeolojik ya? ?l?ümü i?in elbette en iyi yol olurdu. O zaman ta?lar?n ya??n? ?l?mede, fosillerin evrim a?amalar? en iyi yol olacakt?.“Omurgal?lar konusunda uzman olan paleontologlar, ‘evrim a?amalar?na’, hayvan gruplar?n?n zamandizinsel yak?nl?klar?n? belirleyen ?l?üt olarak güvenmi?lerdir. Fiziksel ya? ?l?ümü y?ntemlerinin bulunmas?ndan ?nce, fosilli katmanlar?n ya??n? ?l?mede kullan?lan en iyi y?ntem, evrimsel geli?meydi.”Ancak evrim modellerini do?rulamak i?in, paleontoloji uzmanlar? tanr?sal bir esine sahip olmad?klar?na g?re, onlara y?ntemlerinin ge?erli oldu?u güvenini veren kan?t nedir? Yan?t? tekrar Dunbar versin:“Ya?am?n daha basit formlardan gittik?e karma??k formlara do?ru evrim ge?irdi?ine ili?kin tarihsel ve belgesel tek kan?t? fosiller sa?lamaktad?rlar.”Bu, dolamba?l? bir alg? sistemidir. Kayalar? kronolojik s?raya dizmek i?in kullan?lan tek yol fosillerdir. Fosilleri, bu kronolojideki ?zel yere oturtmak i?in gereken ?l?üt, ya?am?n evrimle?ti?i dü?üncesidir. Canl? varl?klar?n evrimle?mesiyse, fosil kay?tlar? üzerine kurulur. Evrimin ba?l?ca kan?t?, evrimin olu?tu?unun varsay?m?d?r!Bundan ?nceki iki b?lümde, yarat?l??-afet modelinin, evrim-tekbi?imcilik modeline g?re, fosil kay?tlar?n?n g?sterdi?i durumlar? a??klamak i?in daha doyurucu bir ?er?eve olu?turdu?u, ??zülmeyen daha az problem b?rakt??? ve daha az ikincil düzeltmeler gerektirdi?i g?sterilmi?tir.Bu yüzden, fosiller kayalar?n ya??n? ?l?mede doyurucu ara?lar de?ildirler. Bu y?nteme, di?erlerine g?re ?ncelik tan?nd???n? zaten g?rmü?tük. Bunun i?in, geni? evrimle?me zaman? ?l?e?inin ge?erli oldu?una ili?kin hi?bir ger?ek kan?t yoktur.Bu ger?eklerin ?????nda, yarat?l?? modelinin g?reli k?sa zaman süresini ciddiyetle dü?ünmemizi engelleyen hi?bir neden yoktur.Ger?ekte, en basit yarat?l?? modelinin k?sa zaman ?l?e?ine ihtiyac? yoktur. Bu model sadece, ge?mi?te ?zel bir yarat?l?? d?nemini, bu d?nemin tarihini belirtmeksizin kabul eder. Di?er yandan, evrim modeli uzun bir zaman ?l?e?ine gereksinim duyar. Yani, yarat?l?? modeli kan?tlar? kendi ?l?ülerine g?re dikkate al?p almamakta serbesttir. Oysa evrim modeli, k?sa bir zaman ?l?e?i lehine olan bütün kan?tlar? yads?mak zorundad?r.Yarat?l?? modeli, evrim modelinin uzun zaman ?l?e?ine ba?l? oldu?u kadar, k?sa zaman ?l?e?ine ba?l? de?ilse de, onun g?rü?ü k?sa zaman dizinine daha uygun dü?mektedir. Yarat?c?’n?n bir amac? oldu?u ve bu amac?n merkezinde insan?n bulundu?u varsay?l?nca, Yaratan’?n yaratmas?nda eksik kalan a?amalar? tamamlamak i?in uzun zaman harcamas? anlams?z ve uygunsuz gelmektedir.Ne olursa olsun, yarat?l?? modeli gen? bir yerküreyi, yak?n ge?mi?te olmu? bir yarat?l??? destekleyen do?al olaylar? ciddi olarak ele almam?za olanak sa?lamaktad?r. Bu b?lümün daha sonraki k?s?mlar?nda da b?yle bir?ok olay?n bulundu?unu g?rece?iz. Ne yaz?k ki, hepimize, okullarda ya?am?n k?keniyle ilgili sadece bir model a??land??? i?in, ?o?umuz bunlar? bilmemekteyiz. E?itim sistemimizde, sadece yerkürenin ve evrenin ?ok ya?l? olduklar?n? g?steren olaylara yer verilmi?tir. ?imdi ??retmenler, evrenin ya?l? oldu?unu g?stererek evrim modelini destekleyen kan?tlarla, evrenin gen? oldu?unu g?stererek yarat?l?? modelini destekleyen kan?tlar? birlikte ve dürüst?e sunmaya ?zen g?stermelidirler.Yerkürenin gen?li?ini g?steren bu süre?lere bakmadan ?nce, standart radyometrik ya? ?l?üm teknikleri üzerinde durmam?z gerek. ?ünkü bu tekniklerin, yerküre ve jeolojik zaman ?l?e?inin ?ok ya?l? oldu?unu g?sterdi?i güvenle a??klanmaktad?r. Oysa do?ru yorumland?klar? zaman, hepsinin k?sa zaman ?l?e?ine uygun dü?tü?ü ortaya ??kmaktad?r.Radyometrik Ya? ?l?ümüRadyoaktif ya? ?l?ümünün ge?ersizli?ini ileri sürmek, küstah?a g?rünebilir. ??retmenler, elli y?ld?r, uranyumla ya? ?l?ümünün, yerkürenin ya??n?n milyarlarca y?l oldu?unu g?sterdi?ine ve bu yüzden evrim i?in yeterli zaman bulundu?una inanmakta ve bunu ??rencilerine ??retmektedirler.Asl?nda, daha ?nce g?rdü?ümüz gibi, evrimin olabilmesi i?in trilyonlarca ya da katrilyonlarca y?l bile yeterli de?ildir. Bununla beraber, birka? milyar y?ll?k zaman? kavramak yeteri kadar gü? oldu?undan, evrim dü?üncesi olabilirlik kazanmaktad?r. Radyoaktif mineraller ?yle yava? ve sabit olarak bozunmaktad?rlar ki, tekbi?imcilik kuram? a??s?ndan yorumland?klar? zaman, olduk?a ya?l? g?rünmektedirler.Dünyan?n ya??n? saptama giri?imlerinde, yaz?l? tarihin birka? bin y?l ?nce ba?lad??? unutulmamal?d?r. Milyonlarca y?lda nelerin oldu?unu g?rmek isteyen hi? kimse uranyum bozunmas?n? ger?ek anlamda g?zleyemedi?i i?in, uranyumla yap?lan ya? ?l?ümü deneysel olarak do?rulanamaz.Bu yüzden, tarih ?ncesi üzerinde bir ya? ?l?ümü yapmak i?in, ?l?ülebilecek kadar yava? ve ?nemli de?i?iklikler olu?turacak fiziksel bir süre? kullanmak gerekmektedir. Bununla ilgili belirli varsay?mlar yap?l?rsa, g?rünürdeki ya? denebilecek bir süre elde edilir. G?rünürdeki ya??n ger?ek ya? olup olmad??? tamamen yap?lan varsay?mlar?n ge?erlili?ine ba?l?d?r. Varsay?mlar?n do?rulu?unun ara?t?r?lmas? i?in herhangi bir y?ntem olmad???ndan, herhangi bir jeolojik yap?n?n ger?ek ya??n? bilmenin güvenli bir yolu da yoktur (vahiy yolu d???nda). Ya? konusunda ger?e?e en yak?n verileri sa?layacak olan süre?ler, kendileri i?in yap?lan varsay?mlar?n en az hatal? olanlar?d?r.Teorik olarak, zaman? ?l?mek i?in kullan?labilecek ?ok say?da süre? olmal?d?r. ?ünkü bunlar?n hepsi zaman i?inde de?i?meyi gerektirir. Evrimcilerin sadece ?ok büyük ya?lar? veren olaylar? de?erlendirmeleri ?a??rt?c? bir durum de?ildir.Jeolojik olu?umlar?n ve yerkürenin ya?? s?z konusu oldu?unda, evrimciler taraf?ndan kullan??l? say?lan tek yol radyoaktif bozunum olaylar?d?r. Bu olaylar ?ok ?e?itlidir. Ancak, en ?nemlileri ?unlard?r: (1) ?e?itli uranyum-toryum-kur?un y?ntemleri; (2) rubidyum-stronsiyum y?ntemi; (3) potasyum-argon y?ntemi. Bu sistemlerin her birinde, ana madde (?rne?in, uranyum), yava? yava? o?ul maddeye (?rne?in, kur?una) d?nü?ür. Bu iki maddenin birbirlerine oran?, sistemin ilk olu?tu?u andan beri ge?en zaman?n bir g?stergesi olarak kabul edilir.Jeokronometri ile ilgili bu ve di?er y?ntemlerde, a?a??daki varsay?mlara gereksinim duyuldu?u bilinmelidir:1. Sistem kapal? bir sistem olmal?d?r.Yani, sistem d??tan gelecek ve ya?lanma olay?n? etkileyecek etmenler taraf?ndan de?i?tirilmemelidir. Sistemin i?inden hi?bir ?ey d??ar? ??kar?lmamal? ve sistemin d???ndan ona hi?bir ?ey eklenmemelidir.2. Sistem ba?lang??ta o?ul unsurunu hi? i?ermemelidir.Sistemin ba?lang?c?nda o?ul unsurdan varsa, anlaml? bir hesaplaman?n yap?lmas? i?in ilk miktarla ilgili düzeltme gereklidir.3. Sürecin h?z? her zaman ayn? olmal?d?r.Ayn? ?ekilde, e?er sistem kuruldu?undan beri, süre? h?z? herhangi bir zamanda de?i?tiyse, ya? hesaplamas?n?n ?nem ta??yabilmesi i?in bu de?i?iklik mutlaka bilinmeli ve dikkate al?nmal?d?r.Baz? y?ntemler i?in ba?ka varsay?mlar da olabilir. Ancak yukar?da s?ralanan ü?ü, hepsinde ge?erli ve olduk?a ?nemlidir. Jeokronometri ile ilgili tüm y?ntemlerin son derece kuramsal olduklar?, yukar?daki varsay?mlar?n hepsinin ge?ersizli?i anla??l?nca a???a ??kmaktad?r. Bu varsay?mlar?n kan?tlanmas? ve do?rulanmas? olanaks?zd?r. Hatta tümü mant?k d???d?r. ?ünkü:1. Do?ada kapal? sistem diye bir ?ey yoktur.Kapal? sistem kavram? ideal bir kavramd?r. ??zümlemeler i?in uygundur, ama ger?ek dünyada bulunmaz. Milyonlarca y?l kapal? kalan bir sistem anlay??? ?ok sa?mad?r.2. Bir sistemin tarih ?ncesi zamanlarda olu?an ilk unsurlar?n? bilmek, hi?bir zaman olas? de?ildir.B?yle bir sistem ilk olu?tu?u zaman hi? kimse yoktu. Yarat?l?? olas?l??? a??s?ndan konuya bakt???m?zda, baz? “o?ul” maddeler ba?lang??ta “ana” maddelerle birlikte yarat?lm?? olabilirler. Bu olas?l?k kabul edilmese de, o?ul ürünlerin ilk olu?um s?ras?nda sisteme kat?labilmelerini sa?layacak ?ok say?da ba?ka yol vard?r.3. H?z? de?i?mez olan bir olay yoktur.Do?adaki her olay, ?ok say?da farkl? etmen taraf?ndan etkilenen bir h?zla olu?ur. Bu etmenlerden herhangi biri de?i?irse, olay?n h?z? da de?i?ir. H?zlar determinist sabitler de?il, olsa istatistiksel ortalamalard?r.?yleyse, herhangi bir fiziksel olay arac?l???yla saptanan g?rünürdeki ya?lar, olsa olsa belli tahminlerdir ve ger?ek ya?lardan tamamen farkl? olabilirler. Bir ?nceki b?lümde tart???lan “evrim a?amalar?”n?n, evrimciler taraf?ndan ni?in bu tür y?ntemlerden daha ?ok benimsendi?i, ?imdi daha iyi anla??lmaktad?r. Evrimciler bunlar? herhangi bir fiziksel y?ntemden, hatta radyoaktif bozunmadan ?ok daha güvenilir bulmaktad?rlar.Bu tart??man?n ge?erlili?ini g?stermek i?in, ü? ana radyometrik ya? ?l?ümü y?ntemini bu varsay?mlar?n ?????nda inceleyece?iz. Bir?ok ders kitab?n?n dogmatik iddialar?na kar??n, bu ya? ?l?üm y?ntemlerinin hepsinin güvenilmez oldu?unu kan?tlamak kolayd?r.Uranyum, potasyum ve rubidyum y?ntemlerini k?saca g?zden ge?irece?iz. Yaln?zca ilk defa kullan?lan y?ntem olmas?ndan de?il, ama di?er y?ntemlerin ayarlanmas?nda da uyguland??? i?in en ?nemli y?ntem, elbette uranyum arac?l???yla ya? ?l?ümüdür. Uranyum y?ntemi, yerkürede en eski olduklar? varsay?lan kayalar?n “mutlak zaman” denen ya?lar?n? ?l?mek i?in kullan?lm?? ve yerkürenin yakla??k 4,5 - 5 milyar ya??nda oldu?u ?eklindeki geni? kabul g?ren dü?üncenin ana destek?isi olmu?tur. B?yle radyometrik ya?lar ?zellikle Prekambriyen kayalar?nda uygulan?r, ?ünkü bu tip ta?larda ya? ?l?ümü i?in paleontolojik denetim sistemi (fosil) yoktur.1. Uranyum Y?ntemleriUranyum y?ntemi, ger?ekten de bir ya? ?l?ümü y?ntemleri ailesidir. Tüm bu y?ntemlerin temeli, uranyum ile onun karde? elementi olan toryumun uzun bozunum zincirleri boyunca kur?un ve helyuma d?nü?melerine dayan?r. Bu olay “alfa bozumu” diye adland?r?l?r. Olayda alfa par?ac?klar? (ki bunlar ger?ekte helyum gaz?n?n art? yüklü atomlar?d?r), ana atomlar?n ?ekirdeklerinden istatistiksel a??dan sabit bir h?zla ayr?l?rlar.?? tane bozunum zinciri vard?r: (a) Uranyum 238, yar? ?mrü 4,5 milyar y?l olan bir h?zla, kur?un 206 ile 8 helyum atomuna d?nü?ür; (b) Uranyum 235, yar? ?mrü, 0,7 milyar y?l olan bir h?zla, kur?un 207 ile 7 helyum atomuna d?nü?ür; (c) Toryum 232, yar? ?mrü 14,1 milyar y?l olan bir h?zla, kur?un 208 ile 7 helyum atomuna d?nü?ür. Bu elementleri i?eren herhangi bir katmanda bu izotoplar?n tümünü bir arada, kur?unun d?rdüncü bir izotopu, kur?un 204 ile birlikte bulmak olas?d?r (bu her zaman do?ru olmasa da, tipik bir durumdur). Kur?un 204’e ait radyoaktif bir ana metalin olmad??? kabul edilir. Bu yüzden ona “adi” kur?un denir. Ayr?ca belirtilen ü? bozunum zincirinde ara ürünlerin bir?o?u ya da tümü, ideal olarak dengeli oranlarda bulunurlar. Bunlardan baz?lar? radyum, radon gaz? ve di?er ?nemli bir kur?un izotopu olan kur?un 210’dur.Kur?una dayanan ?e?itli ya? ?l?ümü y?ntemlerinin kullan?l???na ait teknik ayr?nt?lara girmeksizin, eldeki bilgilere dayanarak daha ?nce tart???lan ü? varsay?m?n bu y?ntemler i?in ge?erli olmad??? ?ok a??kt?r. Bu yüzden kur?unla ya? ?l?ümlerinde, bir?ok ciddi gü?lükler ya da yanl??l?klar vard?r. Bunlar?n baz?lar? a?a??da k?saca tart???lacakt?r.(a) Uranyum mineralleri her zaman a??k sistemlerde bulunur, kapal?larda de?il.?rne?in, uranyum yeralt? suyu taraf?ndan kolayca ??zülebilir. Ara element olan radon gaz? uranyum sisteminden d??ar?ya ya da i?eriye kolayca ge?ebilir. Ger?ekte bu tip bir sistemin bile?enlerini sistemden ??karacak ya da sisteme ekleyecek bir?ok yol vard?r. Radyoaktif ya? ?l?ümü konusunda ?nde gelen uzmanlardan biri olan Henry Faul ??yle demektedir:“Jeolojik zamanda hem uranyum hem de kur?un (?eyller i?inde) yer de?i?tirmi?lerdir ve ayr?nt?l? ??zümlemeler, bu elementlerle uygun ya?lar?n elde edilemedi?ini g?stermi?tir. Benzer gü?lüklerle, uranyum ve radyum i?eren maden damarlar?n?n ya??n? ?l?me giri?imlerinde de kar??la??l?r. Bir?ok kimyasal aktivitenin olu?tu?u ve ayn? noktadan al?nan ?rnekler üzerinde birbirinden farkl? ya?lar?n saptand??? bilinmektedir.”Olu?umun ilk an?ndan beri bütün ?a?lar boyunca sistem kapal? bir sistem olarak kalmad?k?a, bu y?ntemlerle hesaplanan ya?lar?n anlams?z olaca??n? an?msatmak isteriz. Benzer bir soruna, ay ta?lar?n?n ya??n?n saptanmas?nda da i?aret edilmi?tir. “Bütün ya? ?l?ümü y?ntemleri (rubidyum-stronsiyum, uranyum-kur?un ve potasyum-argon) ayn? ya?lar? vermi? olsalard?, tablo a??k olurdu. Ancak ayn? ya?lar? vermemektedirler. ?rne?in, kur?un ya?lar? sürekli olarak daha büyük olmaktad?r. Bu durum Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nde g?revli Leon T. Silver’i, ay ?rneklerinde bulunan kur?unun buharla?arak ?rneklerden ??kmas?n? sa?layan s?cakl?klar üzerine ?al??maya y?neltti. Kuramsal olarak, bu olay ay üzerinde olu?abilir ve uranyum ana maddesinden ayr?lan kur?un “ebeveynsiz” hale gelebilir. B?ylece daha ?ok kur?un (materyale eklenen ebeveynsiz kur?un) daha büyük bir ya? verebilir.”Bu tür sistemlerde, sistemi olu?turan bile?enler aras?ndaki dengeyi bozan bu kadar etmen bulunduktan sonra, her sistem i?in varolan ya? ?l?ümü y?ntemlerinin ?o?u zaman “uyumsuz” ya?lar? vermeleri ?a??rt?c? de?ildir.Belirtilen dengenin altüst olmas?na neden olan daha ?nemli bir olay da “serbest n?tron yakalanmas?”d?r. Bu yolla, minerallerin ?evresinde bulunan serbest n?tron, sistemdeki kur?un taraf?ndan kur?unun izotopik de?erini de?i?tirmek üzere yakalanabilirler. Yani, bu olay sonucu kur?un 206 kur?un 207’ye; kur?un 207 de kur?un 208’e d?nü?ebilir. Belki de herhangi bir kur?un katman?nda bulunan kur?unun yar?dan fazlas?n?, genel olarak kur?un 208’in olu?turmas? ?nemlidir. Bunun i?in, sistemde bu “radyojenik” kur?un izotoplar?n?n g?reli miktarlar?, toryum ve uranyumdan d?nü?melerinin bir i?levi olmayabilir; tersine ?evrede bulunan serbest n?tron oran?n?n bir i?levi olabilir.Bu sorunun ?ok ciddi oldu?u, dünyan?n uranyum ta??yan en ?nemli maden cevherinden ikisini, (Katanga ve Kanada’dakiler) bu konuyu g?z ?nünde tutarak ??zümleyen Dr. Melvin Cook taraf?ndan kesin olarak g?sterilmi?tir. Bu maden cevherleri, kur?un 204’ü i?ermezler. Bu yüzden, tahminen yayg?n kur?un da ta??mazlar. Bu cevherlerde Toryum 232 de, ya ?ok az ya da hi? bulunmamaktad?r. Ancak ?nemli oranlarda kur?un 208’e rastlanm??t?r. Bu yüzden kur?un 208, ne adi kur?unun kar??mas?ndan ne de toryumun bozunmas?ndan olu?mu? olabilir. ?yleyse bu, n?tron yakalama yoluyla kur?un 207’den türemi? olmal?d?r. Ancak Dr. Cook’a g?re bu tip n?tron tepkimelerinde düzeltmeler yapmak i?in, her yerdeki uranyum - toryum sistemi i?erisinde bulunan kur?unun radyojenik izotoplar?n? bu olaydan sorumlu tutmak gerekir. B?ylece, hi?birisinin, hi?bir bi?imde radyoaktif d?nü?üm sonucu olu?mad??? ve bunun sonucunda minerallerin tümünün olduk?a gen? ve asl?nda s?f?r ya??nda olabilece?i anla??l?r.(b) Uranyum bozunum h?zlar? de?i?ken de olabilir.Bu konuda yazanlar genel olarak radyoaktif bozunum h?z?n?n de?i?mez oldu?unu ?srarla belirttiler. Ancak ger?ek ?udur ki, gerek bu h?z, gerekse di?er bozunum h?zlar? de?i?ebilmektedir. Radyoaktif bozunmalar atomik yap? taraf?ndan denetlendiklerinden, di?er olaylardan kolay kolay etkilenmezler. Ancak atomik yap?lar? etkileyebilen etmenler, radyoaktif bozunum h?z?n? da etkileyebilirler.Bu tür bir etmenin en a??k ?rne?i kozmik radyasyon ve bunun ürünü olan n?trinolard?r. Yukar?da tart???lan serbest n?tronlar da bir ba?ka ?rnektir. Bu par?ac?klar?n yerküre kabu?undaki oranlar?n? artt?racak herhangi bir ?ey olu?mu?sa, radyoaktif bozunum h?zlar?n?n da artm?? olabilece?ine ?üphe yoktur.Bu tip olaylar, yerkürenin manyetik alan?n? altüst eden ya da yak?n y?ld?zlarda olu?an y?ld?z patlamalar? gibi olaylar taraf?ndan olu?turulabilir. Ge?mi?te b?yle olaylar?n ger?ekle?ti?i, ?imdi tekbi?imcilik?i y?ld?zbilimciler ve yerbilimciler taraf?ndan bile kabul edildi?inden, ilk devirlerde de?i?ik aral?klarla radyoaktif bozunum h?zlar?n?n günümüzdekinden ?ok daha yüksek oldu?u ?ok büyük olas?l?kt?r. Bu olas?l?klar?n ciddi olarak g?z ?nünde tutuldu?u, Yeni Kavramlar Birli?i (Innovative Concepts Association)’nin ara?t?rma direkt?rü Dr. Fred Jueneman’in a?a??daki s?zlerinden a??k?a anla??lmaktad?r:“Bu kadar yak?n olunca, süper patlamalardan ??kan e?y?nsüz n?trino ak???n?n bütün atomik saatlerimizi yeniden ayarlayan bir ?zelli?e sahip olmas? gerekir. Bu bizim Karbon-14, Potasyum-Argon ve Uranyum-Kur?un ya? ?l?ümü y?ntemlerimizi ??p sepetine atar! Tarih?ncesi eser ya?lar?, yerkürenin ya?? ve evrenin ya?? karanl??a at?lm?? olur.”(c) O?ul ürünler büyük olas?l?kla ba?lang??tan beri vard?.Uranyum ve toryum bozunmas?yla ortaya ??kan radyojenik o?ul ürünlerinin, bu mineraller ilk kez olu?tu?unda varolmad???na inanmak olanaks?zd?r. Günümüzdeki volkanik kayalar s?z konusu oldu?unda bu olas?l?k daha ?ok belirmektedir. Yerkürenin mantosundan lavlar?n akmas?yla olu?an bu tip kayalar, genelde uranyum mineralleri ta??rlar. Lavlar donup mineraller billurla?t???nda uranyum minerallerinin, bazen rastlanmasa da, ?o?u zaman hem radyojenik hem de adi kur?un i?erdikleri saptanm??t?r.?ngiliz mühendis Sidney P. Clementson, bu tip günümüz volkanik kayalar? ve uranyum “ya?lar?” konusuyla ilgili ayr?nt?l? bir ?al??ma yapm??t?r. Sovyet jeofizik dergilerinde yay?nlanan ?al??malar?nda ve ba?ka ara?t?rmalar?nda bu ?ngiliz bilim adam?, tüm bu durumlarda uranyum - kur?un y?ntemleriyle ?l?ülen ya?lar?n, kayalar?n ger?ek ya?lar?ndan ?ok daha büyük oldu?unu g?stermi?tir. Lav kayalar günümüzde olu?salar da, verilen ya?lar?n ?o?u bir milyar y?l? a?maktayd?. Clementson’un ?u s?zü kesin olarak do?rulanmaktad?r:“Hesaplanan ya?lar, konuk kayalar?n ya??n? hi? yans?tmamaktad?r.”Elbette ikincil bir varsay?mla evrim modeli yeniden kurtar?labilir. ??yle ki, uranyum ve onunla birlikte olan kur?un izotoplar? akan lav?n ??kt??? mantoda birlikte bulunabilecekleri ve akanlar donduktan sonra da birlikte bulunmay? sürdürebilecekleri dü?ünülebilir. Bu ikincil varsay?m do?ruysa, uranyum - kur?un oranlar?, ta?lar?n olu?umundan sonraki radyoaktif bozunma sürecinin de?il, ba?lang??ta mantoyu olu?turan olay?n bir i?levidir (buysa tümüyle farkl? bir sorundur).Yarat?l????lar bu varsay?m? tart??mamaktad?r. Yaln?zca ?u sonuca dikkat ?ekmektedirler: ya?lar? bilinen volkanik kayalar konusunda, uranyum y?ntemi ?ok büyük ya?lar verdi?i i?in ve ayn? tip olay?n olu?turdu?u volkanik kayalarda di?er uranyum mineralleri de normal olarak bulundu?undan, bunlar?n uranyum “ya?lar?” da ayn? nedenlerden dolay? ?ok büyük olabilirler. Ya?lar? bilinen kayalara uyguland???nda ?ok büyük hatalara neden olan uranyumla ya? ?l?ümünün, ya?lar? bilinmeyen kayalar hakk?ndaki sonu?lar?, ni?in do?ru say?ls?n?(d) Uranyum ya? ?l?ümleri, paleontoloji taraf?ndan düzeltilmesi gereken uyumsuz sonu?lar vermektedir.Uranyum - toryum - kur?un izotoplar? tak?m?ndan elde edilebilen ya?lar?n birbirleriyle uyu?amamalar? ya da olu?umun tahmin edilen ya??na g?re ?ok “anormal” olmalar? s?k rastlanan bir durumdur. Bu yüzden, s?zü edilen ya?lar, ya tahmin edilen “ger?ek” ya?a g?re düzeltilmekte ya da ??zülmez bir ?eli?ki olarak kenara b?rak?lmaktad?r. De?i?me ve kar??maya neden olan bir?ok kayna??n bulundu?u dü?ünülünce, bunun ?a??lacak bir durum olmad??? g?rülür. Ger?ekten uygun ve daha tutarl? olan baz? ya?lar, yarat?l?? - afet modeli taraf?ndan kolayca yorumlanabilir. Burada vurgulamak istedi?imiz nokta ?udur: bir kayan?n evrimciler taraf?ndan kabul edilebilen ya??n? ?l?en fakt?r, fosil kay?tlar?n?n evrimsel yorumlanmas?d?r. “Akla en uygun ya?, ancak ba??ms?z jeoloji zaman dizinsel verilerin, ilgili alandaki stratigrafik ve paleontolojik belirtilerin ve ayr?ca minerallerlin s?n?fland?rma ve birlikte olu?malar?n?n ili?kilerin dikkatlice g?zden ge?irilmelerinden sonra se?ilebilir.”“Ve asl?nda bu ger?ek zaman ?l?e?i nedir? Hangi ?l?ütlere dayanmaktad?r? Y???n?n hepsi elenip taneler samandan ay?kland??? zaman; ürünün ve tanelerin temel olarak paleontolojik kay?tlar, fiziksel kan?tlar?n ise saman oldu?u ?üphesizdir.”2. Potasyum - Argon Y?ntemiKayalar?n ya??n? ?l?mede en ?ok kullan?lan y?ntem potasyum - argon y?ntemidir. Potasyum mineralleri volkanik kayalar?n büyük ?o?unlu?unda ve baz? tortul kayalarda bulunurlar. Kullan?mlar? uranyum minerallerinki kadar s?n?rl? de?ildir. Potasyum 40, yar? ?mrü 1,3 milyar y?ll?k bir h?zla “elektron - yakalama” olay? (y?rüngedeki bir elektronun ?ekirdek taraf?ndan yakalanmas?) ile Argon 40’a d?nü?ür. Ayn? anda “beta-bozunumu” yoluyla da (bir elektron ve bir n?tronun verilmesiyle) Kalsiyum 40’a d?nü?ür.Bu y?ntem, a?a??da s?ralananlar da dahil, bir?ok ciddi sorunla kar?? kar??yad?r.(a) Bu y?ntem, uranyum - kur?un ya? y?ntemiyle ayarlanmal?d?r.Kalsiyum yerine argon haline d?nü?en bozunum ürününün oran?n? belirleyen “b?lümlenme oran?,” yüzde elliye varan bir belirsizlik ta??maktad?r. Bozunum h?z? ayn? zamanda de?i?ken oldu?u i?in, bu sabitlerin de?erleri, potasyum ya? ?l?ümünü olabildi?ince uranyum tayinlerine yakla?t?racak bi?imde se?ilir. Sonu?ta, potasyum ya? ?l?ümü en iyimser bi?imde ancak uranyum ya? ?l?ümü kadar do?ru olabilir. Uranyum y?ntemininse, hi? de sa?l?kl? sonu? vermedi?ini g?rmü?tük.(b) Potasyum - Argon sistemi a??k bir sistemdir.Argon 40 bir gaz oldu?u i?in, potasyum minerallerinden i?eriye ve d??ar?ya kolayl?kla ge?ebilece?i a??kt?r.“Kayalar?n de?i?mesi, potasyum - argon ya? ?l?ümü i?in volkanik bir kayay? kullan?lmaz hale getirebilir…. Ya?lar? bilinen birtak?m kristalle?mi? camlar?n ??zümlemesini yapt?k ve tümünün ?ok dü?ük ya?lar verdi?ini g?rdük. Jeolojik kan?tlar, kristalle?menin olu?umdan ?ok k?sa bir süre sonra ortaya ??kt???n? g?stermesine kar??n, baz?lar? ger?ekten s?f?r ya??n? verdiler.”Bununla birlikte, de?i?ime u?rayan sadece argon de?ildir. Potasyum da olduk?a hareketlidir.“Ara?t?r?lan g?kta?lar?n?n ya?lar? 5x109 y?l ile 15,6x109 y?l aras?nda de?i?mektedir.… Bir demir g?kta??n?n kü?ük bir par?as?ndaki potasyumun yüzde 80’i dam?t?k suyla 4,5 saat zarf?nda uzakla?t?r?labilir.”(c) Potasyumun bozunma h?z? de?i?ebilir.Uranyum bozunma h?zlar?n?n artmas?na yol a?an nedenlerden ?türü (?rne?in, ge?mi?te yeryüzüne ula?an kozmik radyasyonda ani art??lardan dolay? n?trino ak???n?n artmas?) ge?mi?te olu?an potasyum bozunmas? ?imdikinden daha h?zl? olabilir.(d) ?lk olu?um s?ras?nda argon potasyumla birlikte bulunmu? olabilir.Argon 40 hem atmosferde, hem de yerkabu?undaki kayalarda ?ok bulunan bir bile?endir. Melvin Cook’un hesaplamalar?na g?re, yerküre, evrimcilerin tahmin etti?i gibi 5 milyar ya??nda olsa bile, ?imdi yeryüzünde bulunan argon 40’?n yüzde birinden fazlas?, potasyumun radyoaktif bozunmas?yla olu?amazd?. ?yleyse, bir argon bollu?u s?z konusudur ve her potasyum mineralinin i?inde bulunan argon 40’?n en az?ndan bir k?sm?n?n bozunma olay?ndan ?ok, ?evreden gelmi? olmas?nda ?üphe yoktur.Hawaii Jeofizik Enstitüsü taraf?ndan, Hawaii’de ya?lar? bilinen denizalt? bazalt kayalar? üzerinde yap?lan bir ?al??ma, yukar?da belirtilen olay?n ger?ekli?ini g?stermektedir.“Etkin bir yanarda?dan (Kilauea) okyanusun derinliklerine püsküren ü? bazalt?n radyojenik argon ve helyum i?erikleri ?l?üldü. Bu ?l?ümlerden elde edilen ya?lar, ?rne?in derinli?ine g?re yükselmektedir. Yeni olduklar? sonucuna var?lan lavlar i?in, 22 milyon y?la kadar ya?lar verilmektedir. Derin okyanus bazaltlar?ndan elde edilen ya? ?l?ümlerini, okyanus taban? kayma ?al??malar?na uygularken tedbiri elden b?rakmamal?d?r.”Ger?ekten bu bazalt kayalar?n?n ya?lar?n?n 200 y?ldan daha az oldu?u bilinmekteydi. Deniz taban? kayma ?al??malar?yla ilgili uyar? ?ok ilgin?tir. Modern k?talar?n kaymas? kavram?, ?zellikle bu kayman?n ?ok yava? olmas?, Atlantik’in dibindeki bazaltlarda yap?lan potasyum - argon ya? ?l?ümlerine dayanmaktad?r.1801’de Hawaii’de Hualalei yak?n?nda olu?an benzer modern kayalar?n potasyum - argon ya?lar?n?n 160 milyon ile 3 milyar y?l aras?nda de?i?ti?i bulunmu?tur. Anormal derecede yüksek olan bu ya?lar, lav akarken ?evredeki argonun bula?mas?ndan kaynaklanmaktad?r. Bu ?al??may? ger?ekle?tirenler, a?a??daki sonuca (oldu?undan hafif g?sterilmi?se de) dikkat ?ekmi?lerdir:“Di?er ara?t?rmac?lar?n baz seviyesi yüksek olan (az silisli) kayalar i?in bildirdikleri bir k?s?m anormal seviyedeki yüksek potasyum - argon ya?lar?n?n nedeni, gaz ve s?v?larda bulunan ve sonradan bula?an fazla argon olabilir.”Hawaii bazaltlar? üzerine yap?lan di?er bir ?al??mada da, bu bazaltlar i?in s?f?r y?ldan 3,34 milyon y?la kadar de?i?en yedi farkl? “ya?” elde edilmi?tir. Ara?t?rmac?lar al???lmad?k tarzda istatistiksel bir hesaplamayla bu bazaltlar?n “ya?lar?n?n” 250.000 y?l oldu?u sonucuna vard?lar.Bir yarat?l????, lav kayalar?n?n yukar?da belirtilen anormal miktarda yüksek ya? g?stermelerinin, ilk olu?um s?ras?nda ?evredeki fazla argonun kat?lmas?ndan kaynaklanabildi?ine itiraz etmez. Bununla birlikte, ya?lar? bilinen kayalar i?in bu olay?n ?ok s?k ger?ekle?ti?i biliniyorsa, ayn? ?eyin büyük olas?l?kla ya?lar? bilinmeyen kayalar i?in de ge?erli oldu?unu bir kez daha vurgulamak gerekir. ?lk zamanlarda bilinmeyen olaylar?n olu?turdu?u ve ?imdi dünyan?n her taraf?na yay?lm?? olan argon 40 ile radyojenik argon 40’? birbirinden ay?racak hi?bir yol olmad??? i?in, ger?ek ya?lar s?z konusu oldu?unda, potasyum - argon ya?lar? hi?bir anlam ta??mamaktad?r.(e) Potasyum ya?lar? son derece de?i?kendir.Potasyumla ya? ?l?ümü y?nteminde bu kadar hata kayna?? oldu?una g?re, bu y?ntemin, tek bir kaya i?in bile ?ok de?i?ik sonu?lar vermesi ?a??rt?c? de?ildir.“Ayn? kayan?n i?erisinde bulunan farkl? minerallere ait K-Ar ya?lar?n?n ?nemli ?l?üde birbirinden farkl? olabilece?i ?imdi iyice bilinmektedir.”Potasyum ya? ?l?ümlerinin tek avantaj?, milyonluk ve milyarl?k ya?lar verip genelde evrim modeline uyum sa?lamas?d?r.3. Rubidyum - Stronsiyum Ya? ?l?ümüKayalar?n ya??n? ?l?mede en ?nemli y?ntemlerden ü?üncüsü (evrim ve fosillerden ba?ka) Rubidyum 87’nin 47 milyar y?l olarak tahmin edilen bir yar?lanma süresiyle, beta bozunmas? sonucu Stronsiyum 87’ye d?nü?mesine dayanmaktad?r. (Bu yar?lanma süresini baz? uzmanlar 60 milyar, baz?lar? da 120 milyar y?l olarak tahmin etmektedirler.) Bu y?ntemin de uranyum y?ntemine g?re ayarlanmas? gerekmektedir. Bu yüzden uranyum ya? ?l?ümü y?nteminden daha güvenilir olamaz.Rubidyumla ya? ?l?ümünün gü?lükleri, uranyum ve potasyumunkiyle ayn?d?r. Bunlardan baz?lar?n? ??yle s?ralayabiliriz:(a) Uranyum bozunmas? ile potasyum bozunmas?n?n h?z?n? artt?ran etmenler, rubidyumun bozunma h?z?n? da artt?rm?? olabilir.(b) D??tan gelen Stronsiyum 87, ?evredeki kayalar?n i?inde bulunan Rubidyum 87 mineralleri ile kolayl?kla birle?ebilir.Bu konuda Cook ??yle demektedir:“Dünyan?n 5 milyar ya??nda oldu?unu bir an i?in kabul etsek bile, o zaman radyojenik Sr-87, kayalarda bulunan bütün Sr-87’nin ancak yüzde 5’i kadar olacakt?.”(c) Rubidyum 87’nin bir k?sm?, bir Rubidyum – Stronsiyum sisteminden kolayca ??zünerek ayr?labilir.(d) Stronsiyum 87, kur?un 207’den kur?un 208’i olu?turulabilen ayn? n?tron yakalama olay? arac?l???yla, Stronsiyum 86’dan olu?abilir.?imdiye kadar ileri sürülen ve ?ok s?n?rl? olarak kullan?lan ba?ka radyometrik ya? ?l?ümü y?ntemleri de vard?r. Ancak bunlar?n hi?birisi ?nceden k?saca tart???lan ü? y?ntem kadar ?nemli ve güvenilir kabul edilmemektedir. Bunun i?in onlar? burada tart??maya gerek yoktur. Radyoaktif karbon y?ntemi tabii ki ?ok ?nemlidir. Ancak bu y?ntem, jeolojik a??dan yaln?zca ?ok yak?n bir ge?mi? i?in kullan?lmaktad?r. Onu bu b?lümde biraz sonra ele alaca??z.Belirtilen olaylar?n hi?biri, dünyan?n ?ok ya?l? oldu?unu a??k?a kan?tlayamamaktad?r. Eldeki bütün bilgiler, ayn? ya da daha iyi bi?imde yarat?l?? modelinin ?ng?rdü?ü gen? bir dünya g?rü?üne uymaktad?r.Dünyan?n Gen?li?ini G?steren Kan?tlarBir ?nceki b?lümde dünyan?n ?e?itli olu?umlar?n?n, ?a?lar boyunca yava??a ve aral? bir bi?imde de?il de, h?zl? ve sürekli bir ?ekilde olu?tuklar?n? g?steren fiziksel kan?tlar? g?rdük. Buna ek olarak, dünyan?n ?ok ya?l? oldu?unu g?sterecek sa?lam fiziksel kan?tlar?n da olmad???n? belirtmi?tik. Milyarlarca y?ll?k süreler olarak yorumlanan radyoaktif bozunma olaylar?n?n, ?ok k?sa bir zaman süresiyle en az ayn? derecede uyu?tu?unu g?sterdik. Dünyan?n uzun bir tarihi olu?una inan?lmas?n?n as?l nedeni, evrim modelinin desteklenmesi i?in bu uzun zaman?n gere?idir. Burada, kaya ya?lar?n? ?l?me temelinin sadece evrim varsay?m? ?er?evesinde yorumlanan fosil kay?tlar?na dayand???n? g?rdük.Evrim modelinden farkl? olarak yarat?l?? modeli, dünyan?n gen? oldu?unu g?steren bir?ok kan?t?, ciddi olarak de?erlendirebilmektedir. Bilimsel bir ifadeyle, en ?ok 4000 – 6000 y?l ?ncesine, yani yaz?l? kay?tlar?n ba?lang?c?ndan ?nceki d?neme ait, hi?bir kan?t olmad??? unutulmamal?d?r. Tarihin ba?lang?c?ndan ?nceki zamanlar, ?u ü? b?lüm halinde tekbi?imcilik kuram?n?n varsay?mlar?na dayand?r?lmaktad?r: (1) süresi bilinen bütün bile?enleriyle birlikte jeokronometrik sistem i?in ilk s?n?r ?artlar?; (2) sistemde bir bile?eni daima ayn? tarzda di?erine ?eviren sabit olay h?z?; (3) mevcut bile?enlerden hi?birinin d?? ?artlar taraf?ndan de?i?tirilmemesini sa?layan sürekli kapal? bir sistem.Bu varsay?mlar?n do?rulu?u hi?bir zaman ara?t?r?lamayaca??ndan, bilimsel a??dan ku?kuludurlar. Dünya i?in büyük ya?lar hesaplamada kullan?lan standart radyometrik ya? ?l?ümü y?ntemleri konusunda, bu varsay?mlar kesinlikle ge?erli de?ildir.Asl?nda, bu varsay?mlar dünyan?n gen? oldu?unu g?steren olaylar i?in de tam anlam?yla ge?erli olamaz. Uranyum ve potasyum ya? ?l?ümlerinde kullan?lanlarla ayn? türde olan varsay?mlar, belirli di?er süre?ler i?in daha gen? ya?lar verecektir. Dahas?, dünyan?n gen? oldu?unu g?steren süre?lerin say?s?, dünyan?n ya?l? oldu?unu g?sterenlerden ?ok daha fazlad?r. Ayr?ca bunlar tekbi?imcilik?i varsay?mlar? i?erseler de, genellikle yanl??lar? daha azd?r. Bu tip olaylar?n birka?? g?zden ge?irilecektir:1. Gazlar?n Atmosfere Ak???Belli radyoaktif elementler bozunurken gazlar? olu?tururlar. Bunlardan en ?nemlileri uranyum bozunmas?yla olu?an helyum 4 ile potasyumun bozunmas?ndan olu?an argon 40’t?r. Bunlar kayalardan yukar? do?ru ??kar ve sonunda atmosfere kar???rlar. Cook’un hesaplamalar? do?ru kabul edilse de, potasyum bozunmak yoluyla be? milyar y?lda bile bugünkü ?ok fazla miktarda argonu olu?turamazd?. Bu argonun büyük ?o?unlu?u, ba?lang??ta atmosferde ya da yerkabu?unda bulunmal?yd?.Bununla birlikte, atmosferde az miktarda helyum bulunmas?, evrimcileri y?llarca ?a?k?na ?evirdi. Cook bu konuyu ??yle a??klamaktad?r:“Litosferde toryumun 5x1020 gram, uranyumun ise 2x1020 gram kadar oldu?u tahmin edildi?ine g?re, y?lda yakla??k 3x109 gram helyumun radyojenik olarak olu?mas? gerekmektedir. Ayr?ca, kozmik – ???n kaynakl? helyumun ayn? miktarda oldu?u tahmin edilmi?tir. Tortul kayalardan ??kan helyumun neredeyse tamam? Keevil ve Hurley’e g?re volkanik kayalardan ??kan radyojenik helyumun yakla??k 0,8’i jeolojik zamanlarda (?imdiki dü?ünceye g?re 5x109 y?l) atmosfere ge?mi?tir. Bu yüzden, ‘ba?lang??tan’ günümüze kadar 1020 gr helyumun atmosfere ge?mesi gerekmektedir. Atmosfer, sadece 3,5 x 1015 gr helyum 4 i?erdi?ine g?re, tahminen 1020 gr helyum 4’ün atmosferin en yüksek tabakas?nda kaybolmas? gerekir. B?ylece bu miktar?n, genellikle litosfere gireni dengelemekte oldu?u dü?ünülmektedir.”Oysa, bu yayg?n fikir sadece bir varsay?m?d?r. ?nemli miktar helyum 4’ün atmosferin en yüksek tabakas?ndan ka?t???na ya da ka?abilece?ine dair hi?bir kan?t yoktur. Tersine, Cook güne?in halesi arac?l???yla helyum 4’ün uzaydan atmosfere girme olas?l???n?n ?ok büyük oldu?unu g?stermi?tir.Sonu? olarak, ba?lang??ta atmosferde helyum olmad??? kabul edildi?inde atmosferin maksimum ya??,3,5 x 1015 1020 x(5x109) = 1,75x105 y?l olur.Ayr?ca, Henry Faul bir y?lda atmosfere ge?en helyum oran?n?n 3x1011 gram oldu?una ili?kin kan?tlardan s?z etmektedir ki, bu oran Cook’un kulland??? orandan 100 kat daha fazlad?r. Dolay?s?yla bu sonu?, atmosferin ya??n? birka? bin y?la indirir!2. G?kta?? Maddesinin Uzaydan Atmosfere Giri?iUzaydan yerkürenin atmosferine, kozmik toz par?ac?klar?n?n sabit bir h?zla ge?tikleri bilinmektedir. Daha sonra bu toz par?ac?klar? yava? yava? yeryüzüne ??kerler. Atmosfere ge?en tozlarla ilgili en iyi ?l?ümü yapan Hans Pettersson’a g?re, bu tozlar?n y?ll?k miktar? 14 milyon tondur. Bu 5 milyar y?lda 6x1019 kg eder. Birikmi? tozu yakla??k 2000 kg/m3 olarak kabul edersek, 6x1019 kg tozun hacmi 3x1016 m3 olur. Yeryüzünün alan? yakla??k 5x1014 m2 oldu?una g?re, dünyan?n 5 milyarl?k ?mrü boyunca, bütün dünya üzerinde, kal?nl??? yakla??k 60 m olan bir g?kta?? tozu katman?n?n bulunmas? gerekirdi.Elbette ki, b?yle bir toz katman?n?n bulundu?una ili?kin en zay?f bir iz bile yoktur. Ay üzerinde de en az?ndan ayn? kal?nl?kta bir toz katman?n?n olmas? gerekiyordu. Oysa aya giden astronotlar toz katman?n?n izine bile rastlamad?lar. (Aya ??k?lmadan ?nce, aya var?ld???nda insanlar?n ay?n yüzeyindeki toz batakl???na batacaklar?ndan korkuluyordu.)Herhangi biri 60 metre kal?nl???ndaki g?kta?? toz katman?n?n olmay???n? belki erozyona ve kar??maya neden olan di?er olaylara ba?layabilir. Ancak unutulmamal?d?r ki, bu tip materyalin bile?imi, ?zellikle g?kta?? tozun nikel ve demir i?eri?i olduk?a karakteristiktir. ?rne?in, nikel, yerkabu?unda ve ?zellikle okyanusta seyrek bulunan bir elementtir. Pettersson, meteorik tozda bulunan ortalama nikel oran?n? yüzde 2,5 olarak tahmin etmi?tir. Bu oran, yerkabu?undaki orandan yakla??k 300 kez daha fazlad?r. Bu yüzden, g?kta?? toz katman? yerkabu?una e?it ?ekilde da??lm??sa, bu kabu?un kal?nl??? (yerkabu?unda ba?lang??ta nikel olmad??? varsay?l?nca) 60 metre x 300 ya da 18 kilometre olurdu!Yerkabu?u (mantoya kadar olan k?s?m) ortalama ancak 19 kilometre kal?nl?kta oldu?u i?in, bu bize yerkabu?undaki nikelin neredeyse hepsinin, dünyan?n ya?? olarak kabul edilen 5 milyar y?l boyunca uzaydan gelen meteorik tozdan olu?tu?unu g?sterirdi.Nehir sular?n?n okyanuslara y?lda yakla??k 0,34 milyar kg nikel ta??d?klar? ve okyanuslar?n yakla??k 3200 milyar kg nikel i?erdikleri g?z ?nüne al?narak, bir ba?ka ilgin? hesap yap?labilir. Belirtilen ?ekilde, okyanus sular?nda da??lan 3200 milyar kg nikel, okyanuslara 9000 y?l? biraz a?an bir süreyle akan nehir sular?yla ta??n?p biriktirilebilirdi. Bunun sonucunda, g?kta?? tozuyla yerkabu?una ula?an nikelle ilgili ger?ek bir oran bulunmamas?, erozyon ve okyanusa ta??nma ile a??klanamaz. Yerkabu?unda ve okyanuslarda ?ok az miktarlarda nikel bulunmas?, ancak, yerkürenin yaln?zca bir ka? bin y?l ya??nda olmas?yla a??klanabilir.3. Maddelerin Okyanusa Akmas?G?k ta??sal nikel probleminin yan? s?ra, okyanusta da??lan nikelin ya okyanus taban?nda bir yere ??ktü?ü ya da atmosfer yoluyla k?talara geri d?ndü?ü g?sterilemedik?e, okyanusun nikel i?eri?inin 9000 y?l süreyle okyanuslara akan nehirler taraf?ndan biriktirilebilece?i, dolay?s?yla, okyanuslar?n ya??n?n maksimum 9000 y?l olaca?? ortaya ??kmaktad?r. Belirtilen iki konudan hi?biri g?sterilememi?tir. 5 milyar y?lda 1,7 x 1018 kg birikece?inden, okyanus taban?na ??kmü? olamaz. Okyanuslar?n yüzey alan? yakla??k 3,6 x 1014 m2 oldu?undan, okyanus yata??n?n her metre karesinde 4700 kg nikel olmas? gerekmektedir.Okyanuslarda ??zünmü? olan ba?ka kimyasal bile?ikler i?in baz? hesaplar yap?labilir. Yani, okyanusta bulunan herhangi bir maddenin oran?, nehirler taraf?ndan bir y?lda okyanusa ta??nan orana b?lünür. ??kan say? bu kimyasal maddenin birikmesi i?in gereken zaman? verir. Ba?lang??ta o maddenin okyanusta hi? bulunmad??? ve ta??nan y?ll?k oranlar?n hep ayn? kald??? varsay?l?nca b?yle bir hesaplama ge?erli olur.Okyanuslarda ?ok say?da kimyasal bile?ik oldu?u i?in, ?ok ?e?itli hesaplar yap?labilir. Ba?lang??ta, okyanusta her bile?i?in ne kadar bulundu?unun bilinmemesi ve baz? durumlarda bir maddenin karalara geri d?nmesini sa?layan mekanizmalar da bulunabilece?inden, bu hesaplardan ?ok farkl? sonu?lar elde edilir.Bununla birlikte, belirtilmesi gereken ?nemli bir konu, hesaplar?n sonucunda okyanusun ya?? i?in bulunan miktar, dünyan?n ya?? olarak varsay?lan 5 milyardan ?ok daha azd?r. Cook, uranyumla yap?lan hesaplarda bu ger?e?i ??yle dile getirmektedir:“...okyanuslarda bulunan toplam uranyum oran? yakla??k 1015 gramd?r. Nehir sular?yla ta??nan y?ll?k uranyum ise, 1010 ile 1011 gram aras?ndad?r.”Yani, bu “uranyumla ya? ?l?ümü”ne g?re okyanuslar?n ya??, 10.000 ile 100.000 y?l aras?nda hesaplan?r.Bu sonu? ile Riley ve Skirrow taraf?ndan okyanuslar?n ya?? olarak tahmin edilen 500.000 y?l aras?nda yakla??k olarak bir uygunluk bulunmaktad?r. Bu yazarlar di?er bir?ok bile?ikler i?in de benzer hesaplar yaparak ?u sonu?lar? elde ettiler:Element Nehirler Yoluyla Okyanuslarda Birikme Zaman? (Y?l) Sodyum 260.000.000Magnezyum 45.000.000Silikon 8.000Potasyum 11.000.000Bak?r 50.000Alt?n 560.000Gümü? 2.100.000C?va42.000Kur?un 2.000Kalay 100.000Nikel 18.000Uranyum 500.000Eserde, tümü bir milyar y?l?n ?ok alt?nda bir zaman veren bir?ok ba?ka madde s?ralanm??t?r. Bir?o?uyla 1000 y?ldan bile az bir süre hesaplanm??t?r (?rne?in, alüminyum yaln?zca 100 y?l vermektedir).Yerkürenin litosferi ve hidrosferi milyarlarca y?l ya??nda bulunsayd? ve jeokronolojide tekbi?imcilik kuram? ge?erli bir g?rü? olsayd?, yukar?daki durumu anlamak gü?le?ecekti. Bu elementlerin az miktarlarda olmas?n? okyanus taban?na ??kmelerine dayanarak a??klamak yeterli de?ildir. Dünyan?n ?nde gelen okyanus bilimcilerinden Ph. H. Kuenen bu konuda ??yle der:“Normal ko?ullarda, deniz suyu herhangi bir ürün ile a??r? doymu? halde de?ildir ve a??r? buharla?man?n oldu?u alanlarda konsantrasyon art???n? ?nlemek i?in su i?i dola??m otomatik olarak ayarlan?r.”Normalde, su bu bile?iklerle a??r? doymu? hale gelmedik?e, kimyasal maddeler ??zeltiden ayr?larak dibe ??kmezler. Dünyadaki okyanus taban? tortular?n?n kimyasal bile?imi hakk?nda fazla bir ?ey bilinmese de, büyük oranlardaki “kay?p” kimyasal maddenin, deniz dibinde bulunabilece?ine ili?kin hi?bir kan?t yoktur. Bu kimyasal maddelerden ?nemli bir miktar?n metal tuzlar halinde atmosferden karalara geri d?nmü? olabilece?ine dair hi?bir ipucu da bulunmamaktad?r. Sonu? olarak, okyanuslarda hi?bir zaman belirtilen oranda bulunmad?klar? i?in, belli oranda kimyasal madde “kay?p”t?r. Bu da okyanuslar?n ve yerkürenin ?ok gen? oldu?unu g?stermektedir.Okyanuslar?n gen? oldu?unu sadece ??zülmü? maddeler de?il, okyanus taban?ndaki ger?ek tortular da g?stermektedir. Jeolog Stuart Nevins, bir incelemesinde bu ger?e?i g?stermi?tir. Her y?l okyanusa yakla??k 27,5 milyar ton ??kelti ta??n?r. Günümüzde okyanusta bulunan toplam ??kelti kütlesi yakla??k 820 milyon kere milyar tondur. Toplam kütleyi y?ll?k orana b?lünce 30 milyon y?l elde edilir. Bu, tortunun okyanusa akmaya ba?lad??? tarihten itibaren ge?en zamand?r. Yani, okyanusun maksimum ya??d?r. (Evrim modeli kullan?lsa bile, ??keltilerin okyanusa akma h?z? ge?mi?te de en az ?imdiki oranda olmu?tur).Nevins, deniz seviyesinin üstünde bulunan k?ta kayalar?n?n toplam kütlesinin yakla??k 383 milyon kere milyar ton oldu?unu da g?stermi?tir. Bu oran, günümüzün okyanuslar?nda bulunan tortu kütlesinin yar?s?ndan biraz daha azd?r. Bu yüzden, k?talar, günümüzdeki a??nma h?z?yla a??nsalard?, sadece 383 / 27,5 ya da 14 milyon y?lda deniz seviyesine ula??rlard?!Hi? kimse, okyanus taban?nda bulunan az miktardaki tortular?n, karalarda bulunan kayalar? olu?turmak üzere, her nas?lsa kabard?klar?n? varsayarak i?in i?inden ??kamaz. ?ünkü, hem karalarda hem de okyanus taban?nda bulunan ??keltilerin toplam oranlar?n?n, bugünkü h?zla, sadece ??üncü D?nem’den bile daha k?sa bir zamanda olu?abilece?i a??kt?r.Yerkürenin ya?l? olmad??? sonucundan ka?man?n tek yolu, okyanus tortular?n?n derin okyanus ?ukurlar?na ?ekildi?ini ve sonu?ta bunlar?n yerkabu?uyla yerin merkezi aras?ndaki b?lüme ge?tiklerini varsaymakt?r. Ancak, modern kuramc?lar her y?l okyanuslara ta??nan tortular?n 1/10’undan daha az?n?n bu yolla kaybolabilece?ini dü?ünmektedirler. Tüm süre?ler birle?tirildi?inde bile yerkürenin ya??, en fazla 75 milyon y?la ??kabilmektedir.Son olarak, evrim g?rü?üne g?re okyanus suyunun bile, okyanus ya?? san?landan daha az zamanda dünya yüzeyine getirilmi? oldu?u g?sterilebilir. Bir y?lda, yeni kaynaklardan yani, yanarda? yoluyla yerin mantosundan, s?cak su kaynaklar?ndan ve yeryüzüne a??lan di?er g?zelerden okyanus suyuna en az?ndan 4 km3 suyun kat?lmas? olas?d?r. Yeryüzünde bulunan suyun toplam miktar? 1360 milyon km3’tür. Bunun bir sonucu olarak, okyanus ya??n?n en üst s?n?r? (ba?lang??ta okyanuslarda hi? su olmad???, volkanik etkinli?in ge?mi?te ?imdiki kadar fazla olmad??? gibi mant?k d??? varsay?mlar?n kabulünde bile) ancak 340 milyon y?l olabilirdi. B?yle bir tarih bizi, ancak Silüryen d?nemine (yani bal?k ?a??na) kadar g?türür.4. Maddelerin Mantodan Yerkabu?una Ge?i?iYerin ?ekirde?iyle kabu?u aras?nda kalan b?lümden yeryüzüne gelen yaln?zca sular de?ildir; volkanik kayalar? olu?turan maddeler de ayn? kaynaktan yeryüzüne yükselmektedir. Günümüzde, bir y?l i?inde püskürerek ?nemli oranda lav ??karan ortalama on iki yanarda? vard?r. (Deniz taban? fazla ara?t?r?lmam?? oldu?undan belki de daha ?ok yanarda? bulunmaktad?r. S?nmü? yanarda?lar?n ve volkanik kayalar?n ?oklu?u ge?mi?te de yanarda? say?s?n?n fazla oldu?unu g?steriyor).Meksika’daki Paricutin Yanarda??’n?n tipik bir ?rnek oldu?u varsay?l?rsa, bu da??n y?lda 0,2 km3 lav ??kard??? ?l?ülmü?tür. O halde, yüzeydeki y?ll?k volkanik kaya art???, y?lda ortalama 2,4 km3 olur. Yerkabu?unun her taraf?nda büyük yeralt? volkanik kaya kütlesinin bulunmas?, derinlik kayas? olu?umunun volkanik yüzey kayas? olu?umundan (yani, yüzeydeki lav kayalar?) daha yayg?n oldu?unu g?stermektedir. Buna g?re, her y?l yerkürenin mantosundan yükselen lavlar?n 10 kilometre küp yeni volkanik kaya olu?turdu?unu varsaymak akla uygun g?rünmektedir.Yerkabu?unun toplam hacmi yakla??k 5x109 kilometre küptür. O halde kabu?un tümü bugünkü volkanik i?lem h?z?yla sadece 500 milyon y?lda olu?abilirdi. Bu rakam bizi ancak Kambriyen devrine kadar g?türür.5. Yerküre Manyetik Alan?n?n Bozulmas?Biraz farkl?, ama ?ok ?nemli bir jeokronometre de yerkürenin manyetik alan?n?n gücüne dayand?r?lmaktad?r. Bu ipucu, El Paso’da Texas ?niversitesi Fizik Profes?rü olan Dr. Thomas G. Barnes taraf?ndan ortaya ??kar?lm??t?r. Dr. Barnes, atmosfer fizi?i alan?nda bir?ok makalenin ve elektrik ile manyetizma konusunda yayg?n olarak kullan?lan bir üniversite ders kitab?n?n yazar?d?r. Dr. Barnes manyetik alan gücünün (yani, manyetik momenti), 135 y?ld?r ?zenle ?l?üldü?ünü anlatm??t?r. O, ??zümsel ve istatistiksel y?ntemlerle, dünyan?n manyetik momentinin bozunma yar? ?mrünün büyük olas?l?kla 1400 y?l olarak, üstlü bir fonksiyonla azald???n? g?stermi?tir.Buysa, 1400 y?l ?nce manyetik alan?n ?imdikinden iki kat daha gü?lü oldu?unu g?sterir. 2800 y?l ?nce ?imdikinden d?rt kat daha gü?lüydü. Yaln?z 7000 y?l ?nce, manyetik kuvvet 32 kat daha gü?lü olmal?yd?. Manyetik alan?n, bundan daha gü?lü olabilece?i pek dü?ünülememektedir. 10.000 y?l ?nce yerkürenin manyetik alan?, manyetik bir y?ld?z?nkine e?it olacakt?. Buysa, olanaks?z bir durumdur.Manyetik y?ld?zlarda gü?lü manyetik alanlar? olu?turan ve sürdüren termonükleer olaylar vard?r. Ancak dünyada b?yle kaynaklar yoktur. Dr. Barnes, dünyan?n manyetik olu?unun tek kayna?? olarak yerin demir ?ekirde?indeki elektrik ak?m?n?n serbest dola??m?n? g?stermektedir. Oysa, elektrik ak?m?na kar?? bir diren? olmal?d?r. B?yle bir diren?, ?s? olu?turur. Bu ?s? da ?evreye yay?larak kaybolur. Belirtilen ?s? kayb?ndan dolay? ak?m zamanla azal?r ve sonu?ta ak?m?n olu?turdu?u manyetik alan bozunmaya, zay?flamaya ba?lar.Buradan yola ??karak, manyetik alan?n?n bugünkü bozunma h?z?na bak?larak yerkürenin ya??n?n en fazla 10.000 y?l olmas? gerekti?i sonucuna var?l?r. Bu sonuca kar?? g?sterilecek her itiraz, tekbi?imcilik kuram?n?n varsay?m?n?n reddedilmesine dayanacakt?r. Ancak evrimciler yerkürenin ?ok ya?l? oldu?unu kan?tlamak i?in ayn? varsay?m? kullanmay? istemektedirler.6. Ba?ka Y?ntemlerDünyan?n be? milyar y?ldan ?ok daha gen? oldu?unu, en az?ndan evrim modeline uyamayacak kadar gen? oldu?unu g?steren bir?ok fiziksel olay? tart??t?k. Ba?ka bir?ok olay da tart???labilirdi. Ancak tart??malar?m?z? sadece dünya ?ap?nda etkili olan olaylar üzerinde yo?unla?t?rd?k. (Oysa, radyometrik ?l?üm yaln?z belli bir jeolojik yap?daki belli bir minerale uygulanabilmektedir.)Ayr?ca, sadece dünyada etkili olan süre?leri tart??t?k. Güne? sisteminin pek yak?n bir ge?mi?te olu?tu?unu g?steren bir?ok astronomik olay da vard?r. ?rne?in, güne? sisteminde k?sa süreli kuyruklu y?ld?zlar?n sürekli olarak bulunmas? gibi. Eldeki ?l?üler, bu tip kuyruklu y?ld?zlar?n yakla??k 10.000 y?lda da??larak g?zden kaybolduklar?n? g?stermektedir.Evrim modelini bütün bu olaylarla ba?da?t?rabilecek tek yol, her ?zel durum i?in tekbi?imcilik kuram?n? uygun bi?imde de?i?tirmektir. Bunun, herhangi bir bilimsel kan?ta dayand???ndan de?il, evrim modeline uydurabilmek i?in yap?ld??? hat?rlanmal?d?r.Daha ?nce belirtildi?i gibi, yaz?l? kay?tlar?n ba?lamas?ndan ?nceki d?neme ait herhangi bir tarih tespiti, ister istemez ?zel fizik olaylar?na uygulanan tekbi?imcilik kuram?n?n g?rü?lerine dayanmak zorundad?r. Zaman? ?l?mede kuramsal olarak kullan?labilecek ?ok say?da farkl? fiziksel olay bulundu?undan (bütün bu sistemler zamanla de?i?tiklerinden) hangi olay?n daha ger?ek?i ya?? verebilece?ini anlamam?z? sa?layacak ?l?ütlere gerek vard?r. Yani, tekbi?imcilik kuram? varsay?m? ne zaman daha ge?erli olabilir?Bu konuda, a?a??da s?ralanan kurallar akla uygun g?rünmektedir:(a) Sabit oranlar, uzun sürelerden ?ok, k?sa süreler i?in ge?erli olabilirler. Bu yüzden, di?er ?eyler e?itse, dünya ya??n?n gen? oldu?unu belirten bir olay, ya?l? oldu?unu bildirenden daha do?ru olabilir.(b) Dünya ?ap?nda uygulanan olaylar yerel olanlara g?re daha do?ru bir ya? verirler. ?ünkü tekbi?imcilik kuram?ndaki hatalar, s?n?rl? bir yerde ?ok büyük olabilir, ama b?lgesel ya da küresel uyguland?klar?nda hatalar?n ortalamas?yla azalabilir.(c) ?zerlerinde uzun süre ?l?üm yap?lm?? olaylar, yaln?zca k?sa süreli ?l?ümlere dayanan olaylara g?re daha ge?erli ya? verebilirler.O halde, potasyum – argon ?l?ümü olduk?a güvenilmez bir y?ntemdir. ?ünkü, bozunma h?z? ?ok yava?t?r. Bu yüzden, ?l?ülebilir bir sonu? elde edebilmek i?in ?ok uzun zamana gerek vard?r. Bu y?ntem, yaln?zca belirli bir kayada bulunan ?zel bir minerale uygulan?r. Zaman sabitleri henüz iyice ?l?ülmemi?tir ve bilinmemektedir. Di?er yandan, manyetik alan y?nteminin do?ru olma olas?l??? olduk?a yüksektir. ?ünkü yar? ?mrü k?sa olan bir olayla ilgilidir. G?reli k?sa bir zaman dilimi i?inde sabit h?zda kalmak zorundad?r. Bütün dünya ?ap?nda ge?erlidir, ?ünkü ?l?ümler dünyan?n her yerinde al?n?p ortalanm??lard?. Son olarak, bu y?ntemin bozunma h?z sabitli?i, günümüzde kullan?lan herhangi bir jeokronometrede yap?lan en uzun ?l?üm süresince dayanmaktad?r.Son olarak, dünyan?n gen? oldu?unu belgeleyen olaylar?n dünyan?n ya?l? oldu?unu g?sterenlerden ?ok daha fazla oldu?u ger?e?ini tekrar s?yleyece?iz. Bu olgu ?nemlidir. Bir ?nceki b?lümde belirtildi?i gibi, dünyan?n ya?l? oldu?unu g?sterdi?i s?ylenen birka? olay, gen? oldu?unun kan?t? olarak da yorumlanabilir.Bir kimse kuyunun dibine ula??p ??plak ger?ekle kar??la?t???nda, milyarlarca y?ll?k bir ya?? g?steren tek ger?ek kan?t?n, modelinin b?yle bir ya?a gerek duymas?ndan ve bilim adamlar?n?n ?o?unun da evrime inanmas?ndan kaynakland???n? g?zlemler.Ancak ??retmenler, bilimsel ger?e?in oylamayla elde edilemeyece?ini ??rencilerine anlatmal?d?rlar. ?o?unluk yan?labilir ve tarihte bunun ?rnekleri vard?r.Ge?erli olan dü?üncenin aksine, bilimin ger?ekleri, dünyan?n milyarlarca y?l ya??nda olmas? gerekti?ini savunan eski evrimci inan??tan ?ok, yerkürenin gen? oldu?u dü?üncesiyle daha iyi ve dolays?z bir uyum i?indedir. Yarat?l?? modeliyle uyum i?indeki tüm di?er kan?tlar?n yan?nda, evrim modelinin ?ok zay?f bir temele dayand??? ?imdi her zamankinden daha a??kt?r.?nsan?n Ge?mi?iBu b?lümün ba??ndan buraya kadar, insan?n ortaya ??k???ndan ?nce dü?ünülen jeolojik olu?umlar? ve yeryüzünün ya??yla ilgili kan?tlar? ortaya koymaya ?al??t?k. Bu k?s?mda ise, insan?n k?keniyle ilgili kan?tlar? incelemek istiyoruz.Yaz?l? kay?tlara g?re ilk insan?n ge?mi?i birka? bin y?l ise de, evrimciler genellikle insan ve kuyruksuz maymunlar?n, bilinmeyen ortak bir atadan 30 - 70 milyon y?l ?nce ayr?larak geldiklerine inan?rlar. Onlar günümüzdeki insan?n, en az bir milyon y?l ?nce, belki de ü? milyon y?ldan daha uzun bir zaman ?nce ortaya ??kt???na inanmaktad?rlar.?nsan?n evrimsel tarihine kan?t olarak ileri sürülen fosiller gelecek b?lümde ele al?nacakt?r. Bu fosillerin ya?lar?, genellikle potasyum – argon ya da buna benzer di?er y?ntemlerle ortaya konmaktad?r. Ancak, bu y?ntemlerin yanl??lar? yukar?da belirtilmi?tir. Yarat?l?? modelinin, tüm bu fosilleri, ?rne?in yeryüzünün azalan manyetik alan?na ba?l? bir zaman ?er?evesine yerle?tirme e?ilimi vard?r. Yani, fosillerin as?l ya?lar? ancak 6.000 – 10.000 y?l olarak kabul edilmektedir. ?yleyse, radyo karbon y?ntemini a??klamak zorunday?z. Bu y?ntem, insan?n sanat eserlerine yakla??k 50.000 y?la kadar bir ya? belirlemek üzere yayg?n olarak kullan?lmaktad?r.Bunun yan?nda, nüfus üzerine yap?lan istatistiksel ?al??malar?n, insan?n k?keniyle ilgili ya? ?l?ümünde ?nemli bilgiler ortaya koydu?unu g?rece?iz. Ba?ka y?ntemler de tart???labilir, ama bu ikisi en ?nemlileridir.1. Radyo Karbonla Ya? ?l?ümüRadyo karbon, karars?z karbon-14 (C-14) izotopuna verilen add?r. Karbon-12 (C-12) ise, “do?al” karbon olarak adland?r?l?r. Radyo karbon, atmosferin üst k?sm?nda, kozmik radyasyonla atmosferdeki azot-14’ün aralar?ndaki karma??k tepkiler sonucu ortaya ??kar. Karbon-14 olu?ur olu?maz beta bozunumuyla tekrar azot-14’e d?nü?meye ba?lar ve yar? ?mrü 5730 y?ld?r.Karbon, oksijenle birle?erek karbondioksiti ortaya ??kar?r. Karbondioksit ise, bütün bitki ve hayvanlar?n hayat?nda ?ok ?nemli bir role sahiptir. Bu iki karbon izotopu aras?nda, kimyasal tepkiler y?nünden ?ok az fark vard?r. Bu yüzden radyoaktif karbondioksit ile radyoaktif olmayan karbondioksitin her yerde sabit bir oranda bulunabilece?i tahmin edilir. Karbon on d?rt (C-14)’le karbon on iki (C-12)’nin bu sabit orana gelebilmeleri i?in de, yakla??k 100 y?l?n ge?ti?i kabul edilir. Sonu? olarak, C-14 / C-12’ye oran?, biyosferde ve onun i?inde bulunan canl? organizmalarda sabit olmal?d?r.Bir bitki ya da hayvan ?ldü?ü zaman, ?evresiyle karbondioksit ili?kisi kesilir. Ba?lang??ta bu organizmada C-14 / C-12 oran? sabitken, ?lümünden sonra bünyesindeki C-14 devaml? bozundu?undan bu oran azalacakt?r. ?lümünden sonra herhangi bir zamanda bir organizmada ?l?ülen C-14 / C-12 oran?, ?ncekine g?re hesapland???nda organizman?n ?lümünden beri ka? y?l ge?ti?ini, yani organizman?n ya??n? g?stermelidir.Radyo karbonun yar? ?mrü, yani yar?ya inmesi i?in gereken süre 5730 y?ld?r. Be? yar? ?mürden sonra (yakla??k 29.000 y?l) ba?lang??taki radyo karbon miktar?ndan sadece 1/32 kalacakt?r. Baz? insanlar bu y?ntemin 80.000 y?la kadar olan nesnelerin ya??n? saptad???n? ileri sürüyorsa da, 1/32’den az miktarlar?n güvenilir olarak ?l?üldü?ü ?üphelidir. B?ylece, dünyadaki radyo karbon miktar?n?n dengeye gelebilmesi, yani atmosferin üstündeki toplam karbon miktar?n?n, karadaki kaynaklardan bozunan toplam miktara e?it olmas? i?in, yine ayn? zaman?n ge?mesine (yakla??k 30.000 y?l) gerek vard?r.?ok kullan??l? g?rünen radyo karbonla ya? ?l?ümü, onu bulan Willard Libby’e Nobel ?dülünü kazand?rd?. Baz? sonu?lar kar???k ve belirsiz olsa da, 3000 y?l ?ncesine kadar bilinen tarihsel ya?larla kar??la?t?r?ld???nda, ?l?ülen ya?lar a?a?? yukar? do?rulanm??t?r.Radyo karbon y?ntemi, olduk?a popüler olmas?na kar??n, ?üphe ?eken birtak?m varsay?mlarla yola ??kar. Bunlar?n baz?lar? ?yle ?nemlidir ki, 2000 – 3000 y?l?n? ge?en de?erlerin yeniden ayarlanmas? gerekmektedir.Radyo karbon y?nteminin sak?ncal? taraflar?ndan baz?lar? ?unlard?r:Bir?ok canl? sistemin, standart C-14 oran? yoktur. C-14 y?ntemi, bütün canl? organizmalar ?ldü?ünde tümünün standart C-14/C-12 oran?n? i?erdi?ini varsaymaktad?r. Oysa bir?ok ?rnek bu oran? g?stermemi?tir. ?rne?in, bu y?ntemle, ya?ayan yumu?ak?a kabuklar? 2300 ya??na kadar saptanm??t?r. Bu, ?evreden ?ok az C-14 i?eren ya da hi? i?ermeyen karbonlu maddelerle organizma aras?nda karbon de?i?imi oldu?unu g?sterir. C-14 az olan bir karbon kaynakla karbon de?i?imi olanakl?ysa, b?yle bir organizman?n radyo karbon “ya??” bilinmeyen ?l?üde büyük ??kacakt?r.2. Radyo karbonun bozunma oran? sabit olmayabilirdi.Bozunma h?z?ndaki art??lar?n ge?mi?te olabildi?ini, uranyumun bozunmas?n? a??klarken g?stermi?tik. Ayn? durum, radyo karbon i?in de ge?erlidir. ?stelik, John Anderson, ge?mi?te C-14 bozunma h?z?n?n de?i?mi? olabilece?ini, dolay?s?yla ?o?u radyo karbon ya?lar?n ge?ersizli?ini ortaya koyan denemeler yapm??t?r.3. Do?al karbon miktar?, ge?mi?te de?i?ik olabilir.Radyo karbon ya? ?l?üm oran?, radyo karbonu i?erdi?i gibi, zemindeki do?al karbonu da i?ine al?r. Ge?mi?te yeryüzünün bitki ?rtüsü, ?imdikinden daha fazla (ya da daha az) olduysa, buna ba?l? olarak C-14 / C-12 oran? daha kü?ük ya da büyük olacakt?r. Dolay?s?yla, bu d?neme ait materyallerin g?rünen radyo karbon ya?? da ger?ek ya?tan büyük ya da kü?ük bulunacakt?r. Ayn? ?zellik atmosferdeki karbondioksit oran? i?in de ge?erlidir. Ge?mi?te yanarda? patlamalar? ?imdikinden daha fazla ya da daha az karbondioksit yaym??sa, g?rünen C-14 ya??n? benzer bir ?ekilde düzeltmek gerekir.Bu durumlar?n ikisi de, hem fosillerin hem de afet modelinin ?????nda olas?d?r. Fel?ket ?ncesinde küresel astropikal iklim vard? ve kara-su yüz?l?ümü oran? daha büyüktü. Bu yüzden, dünyada yayg?n k?mür yataklar?n?n g?sterdi?i gibi, ?ok fazla bitkiler ya?amaktayd?. O zamanki organizmalarda C-14 / C-12 oran? ?ok kü?ük olup ?imdiki kal?nt?lar, ?rne?in 6000 ya??nda olsa da, hi? radyo karbon i?ermeyebilirler.Bununla birlikte, afetten sonraki as?rlar?n i?erdi?i C-12 oran?, bitki ?rtüsünün büyük bir k?sm?n?n kald?r?lm?? olmas?, sular?n art?k yeryüzünden ?ok fazla yer (% 70,8) i?gal etmesi ve kara yüzeylerinin ü?te birine kadar buz tabakalar?yla kaplanmas?ndan ?türü, afetin ba?lang?c?ndakinden, hatta günümüzdekinden daha az olmal?d?r. Bundan dolay?, o devirde ya?am?? olan organizmalar?n i?erdi?i C-14 / C-12 oran?, bugün ya?ayanlar?n i?erdi?inden daha fazlayd?. ?yleyse, onlar?n radyo karbonla saptanan ya?lar?, ger?ek ya?lar?ndan daha az ??kacakt?r. Bir?ok yazar, buzul ?a?? sonras? eserlerin ya?lar?n?, hem radyo karbonla hem de a?a? halkalar?yla ?l?mü?tür. Bu ikisi aras?nda farkl?l?klar ortaya ??km??t?r., A?a? halkalar?yla ?l?ülen ya?lar, radyo karbonla ?l?ülen de?erden birka? yüzy?l daha fazla bulunmu?tur.4. Radyo karbon oran?, sabit bir duruma eri?memi? olabilir.Radyo karbonla ya? ?l?ümünde en ge?ersiz varsay?m, C-14 / C-12’ye oran?n küresel a??dan sabit duruma geldi?i varsay?m?d?r. Yani atmosferde olu?an C-14’ün oran?, yeryüzünde bozunan C-14 oran?na e?it kabul edilir. Bu yüzden, dünyadaki toplam oran?n sabit oldu?u varsay?l?r. Daha ?nce g?sterildi?i gibi, b?yle bir dengenin kurulabilmesi i?in, radyo karbon olu?um i?leminin ba?lamas?ndan itibaren yakla??k 30.000 y?l gerekmektedir.Dr. Libby de, radyo karbon y?ntemini geli?tirdi?i zaman bu varsay?m?n ?nemine i?aret etmi?tir:“Kozmik radyasyon ?ok k?sa süre ?nce ba?lasayd?, dengenin sa?lanmas? i?in gerekli olan radyo karbonun ?ok ?nemli bir miktar? ortaya ??kmayacak ve canl? organizmalar?n ?zel radyoaktivitesi, n?tron yo?unlu?undan hesaplanan miktardan ?ok daha az oranda olacakt?r.”Bundan ba?ka Libby, o zamanki ?l?ümlere g?re dünyada bir y?lda olu?an radyo karbon miktar?n?n, bozunan radyo karbondan yüzde 25 daha ?ok oldu?unu g?stermi?tir. Ancak Libby, bu dengesizli?i, ?l?ümlerin yeterli olmamas?na ba?lam??t?r. ?ünkü dünyan?n ve atmosferin ya??n?n gerekli olan 30.000 y?ldan ?ok oldu?una inan?yordu.Oysa, sonraki ve daha iyi ?l?ümler bu dengesizli?i do?rulamaktad?r. Nitekim, Lingenfelter bu durumu 1963’te ??yle dile getirmi?tir:“Büyük yanl??l?klara kar??n, radyo karbonun do?al olu?um oran?, do?al bozunma oran?ndan yüzde 25 daha fazlad?r... Bu durumda, bozunan ve olu?an C-14 dengesi tümüyle korunmayabilir.”Bir radyo karbon uzman? da buna i?aret etmektedir.“Günümüzdeki C-14’ün do?al miktar?n?n dengede olmad??? ve giderek artt??? olas? g?rünmektedir.”Bundan sonra, Switzer, radyo karbonla ilgili bir toplant?n?n sonu?lar?n? ??yle a??klad?:“Bu sonu?lar... oran?n en az?ndan son 10.000 y?lda artt???n? g?stermektedir.”Tüm bunlardan sonra; radyo karbonun bozunan ve olu?an oranlar? aras?nda bir dengenin olmad??? kesinlikle s?ylenebilir. Bu dengenin yoklu?unun tek nedeni Libby’nin ilk dü?ündü?ü gibi, yetersiz ?l?ümler de?ildir.Burada ortaya ??kan en akla uygun sonu?, C-14’ün / C-12’ye oran? dünyada h?l? artmaktad?r, ?ünkü bu denge i?in gerekli olan 30.000 y?l henüz ge?memi?tir. Ger?ekten bu artan radyo karbon olay?, dünyan?n ya??n? tahmin etmek i?in ?nemli di?er bir y?ntemi de ortaya koymu?tur!Bu olay, oranlar? yeterince bilinen ve tekbi?imcilik kuram?n?n varsay?m? i?in yeterli veri bar?nd?rmayan bir küresel süre?tir. Melvin Cook verileri g?zden ge?irip ?u anda bir dakikada her gramda 18,4 radyo karbon atomunun olu?tu?unu, buna kar??l?k, dakikada her gramda 13,3 radyo karbon atomunun bozunmaya u?rad???n? ortaya koymu?tur. B?ylece bozunan karbonun, olu?ana oran? 13,3/18,4 ya da 0,72’dir. Bir ba?ka deyi?le, olu?an radyo karbon fazlal?k fakt?rü (18,4/13,3) - 1 ya da %38’dir. G?rüldü?ü gibi, radyo karbon oran? devaml? olarak art?? g?stermektedir.Cook, bu i?lem i?in dengede olmayan bir denklem ortaya koymu? ve geriye do?ru, radyo karbonun s?f?r oldu?u ba?lang?? ko?ullar?n? hesaplam??t?r. Ba?lang?? zaman?, T0, sadece 10.000 y?l ?nce ??kmaktad?r. Bu, atmosferin ve belki de dünyan?n radyo karbonla bulunmu? ya??d?r!Cook’un hesaplamalar?, Lingenfelter ve Suess taraf?ndan elde edilen bilgiler üzerine kurulmu?tu. Bununla birlikte Robert Whitelaw, olu?an radyo karbon oran?n?n de?i?tirilmesinin gerekti?ine i?aret ederek, 18,4 yerine 27 atom/gram/dakikay? ?nermi?tir. Bu de?er temel al?n?rsa oran, 13,3 / 27 ya da 0,49 ?eklinde olur. Bu da olu?an radyo karbon oran?n?n, bozunandan % 100 fazla oldu?unu g?sterir! Bunun anlam? da, T0’?n yakla??k 5000 y?l olmas? demektir.Dünyan?n ?evresinde olu?an radyo karbon ?l?ümlerinde, kesin olmayan baz? konular ve y?ntemin di?er sorunlar? bir tarafa, bu i?lemler, radyo karbon olu?umunun 5000 ile 10.000 y?l ?nce ba?lad???n? g?steriyor. Fel?ket modeline g?re bu zaman herhalde afetin sonunda bugünkü ko?ullar?n ba?lad??? zaman olarak yorumlanacakt?r. ?ünkü C-14’ün / C-12’ye afet ?ncesi oran?n?n olduk?a az oldu?u dü?ünülmektedir.Asl?nda, bu ??zümleme ?evremizdeki do?al karbon oran?n?n sabitli?ini kabul eder. Oysa bu etkenin, yani karbondioksit kayna??n?n afetten sonra, ??plakla?t?r?lm?? topraklar?n bitki ?rtüsünün zamanla yeniden olu?mas?na ko?ut olarak, artt???n? ileri sürer. Sonu? olarak, C-14 ve C-12 miktarlar? ayn? zamanda, sürekli art?yorlard?. Tarihsel kan?tlar, 3000 - 3500 y?l ?nceki iklim ko?ullar?n?n az ?ok sabit duruma geldi?ini g?sterdi?ine g?re, C-12 büyük olas?l?kla o zamanlarda kal?c? bir de?ere varm?? olmal?d?r.C-12 sabit duruma gelmeden ?nce C-14 / C-12 oran?, sabit denge modelinin varsayd??? orandan daha az oldu?u halde bitki ?rtüsünün oran? günümüzdeki kadar olsayd?, daha ?ok olurdu. Bu yüzden bu C-12’nin sabit zaman?ndan al?nan radyo karbon ya?lar? ??yle olacak:a) C-14’le C-12’nin dengede olduklar? varsay?m?yla ya? ?l?ümü yap?l?rsa, bulunacak de?er, ger?ek ya?tan ?ok daha büyük olacakt?r.b) B?yle bir e?itli?in olmad???n? kabul eden basit dengesizlik modeli ile bulunan ya?, ger?ek ya?tan biraz daha az olacakt?r. Dengesizlik modeli bitki ?rtüsü art???na ko?ut olarak ayarlan?nca ger?ek ya?? vermelidir.Radyo karbon ya?lar?yla tarih aras?ndaki uyumun a?a?? yukar? son 3000 y?lda bulunmas? dikkat ?ekicidir. Bu ü? model de, (denge modeli, basit dengesizlik modeli ve ayarlanm?? dengesizlik modeli) bu d?nemsel devinimde, s?n?rl? bir hata pay? i?inde, a?a?? yukar? ayn? ya?? vereceklerdir. Ayarlanm?? dengesizlik modelinin ortaya koydu?u radyo karbon ya??n?n, Kutsal Kitap ve di?er tarihi kay?tlar?n bildirdi?i, denetlenen de?erlerle uyumlu olmas? da dikkat ?ekicidir.2. Nüfus ?statisti?i?nsan?n ge?mi?i hakk?nda ilgin? sonu?lar ortaya koyan di?er bir konu da, nüfus art???d?r. “Nüfus art???” konusu ?üphesiz hem uzman ?evrebilimciler hem de ??retmen ve ??renciler i?in ilgi ?ekici bir konudur. ?nsan bu gezegende, iddia edildi?i gibi, bir milyon y?ldan daha uzun zamand?r bulunuyorsa, nüfusun art???n?n sadece son y?llarda bir sorun olarak ortaya ??kmas? ?a??rt?c?d?r.Bugün tüm dünyada her ailede ortalama 3,6 ?ocuk vard?r ve y?ll?k nüfus art?? h?z? yüzde 2’dir. ?evrebilimciler, ?ocuk say?s?n?n 2,1’e ve dünya nüfusu artmas?n diye nüfus art?? h?z?n?n s?f?ra inmesini isterler. Gelecekte nüfus art???ndan kaynaklanabilecek sorunlara kar??n, nüfuz art??? insan?n ge?mi?ine dair ?nemli ipu?lar? sa?lamaktad?r. Evrim modeline g?re, insan yeryüzünde en az?ndan bir milyon y?ldan beri vard?r. Oysa yarat?l?? modeli bunun muhtemelen 4000 - 5000 y?ll?k yaz?l? tarihe uyan birka? bin y?l olabilece?ini ileri sürmektedir. ?imdi burada a??kl??a kavu?mas? istenen konu ?udur: Nüfus istatistiklerinin ortaya koydu?u de?erlere, evrim modelinin mi, yoksa yarat?l?? modelinin mi g?rü?leri uyum sa?lamaktad?r?Bu iki modeli kar??la?t?rmak i?in insanl???n, biri erkek di?eri kad?n iki ki?iyle ba?lad???n? kabul edelim. Bunlar?n ?ocuk say?s?n?n 2c, yani c tane erkek ve c tane k?z oldu?unu varsayal?m. Bunlar c tane yeni aile olu?turacaklard?r. Bu ailelerin her birinin de 2c ?ocu?u oldu?unu kabul edersek, ikinci nesildeki ?ocuk say?s? 2c2 olacakt?r. Bunlar c2 tane aileyi kurup ü?üncü nesilde 2c3 say?da ?ocuk do?ururlar. N’inci nesilde 2cn kadar birey ortaya ??kacakt?r. Kolay hesaplama i?in herhangi bir anda sadece bir neslin ya?ad???n? kabul etsek, n’inci nesil sonra dünya nüfusu da 2cn olacakt?r.?imdi bu formülü dünya nüfusuna uygulayal?m.2cn = 3,5x109?lk ?iftten itibaren 100 nesil ge?mi?se (her nesil i?in 40 y?l hesab?yla yakla??k 4000 y?ldaki nesil say?s?), ortalama bir aile büyüklü?ü ??yle olmal?d?r.2c = 2 ( 3,5 x 109 )1/100 = 2,46 2Bir ba?ka deyi?le, ortalama aile büyüklü?ü 1? erkek ve 1? k?zdan daha az olan bir yap?, 4000 y?lda 3,5 milyarl?k bir nüfus ortaya ??kacakt?r.Y?ll?k ortalama nüfus art?? h?z? yüzde A ise, Y y?l sonra olu?acak nüfus say?s? a?a??daki formülle hesaplanacakt?r.Ny = 2 (1+ A )y 1004000 y?lda bugünkü nüfusun ortaya ??kabilmesi i?in ortalama nüfus art?? h?z? ??yle olacakt?r:A = 100 (Ny )1/y - 1) 2= 100 (3,5x109)1/4000 - 1) = 1/2 2G?rüldü?ü gibi, y?ll?k ortalama % 1/2 nüfus art???, 4000 y?lda bugünkü nüfusu ortaya ??karm?? olacakt?r. Buysa, bugünkü nüfus art?? oran?n?n sadece d?rtte biridir.Yukar?daki i?lemlerden a??k?a anla??ld??? gibi, yarat?l?? modelinin insanl?k tarihiyle ilgili de?erlendirmesi, ger?eklerle uyum i?indedir ve sonu?lar? abart?s?zd?r. Salg?n hastal?k ya da sava?lardan dolay? nüfus art?? oran?n?n beklenenden daha az olaca?? dü?ünülürse de, uzun d?nemsel devinim i?inde yine istenen seviyeye eri?ecektir.Evrim modeliyse, bir milyon y?ll?k insanl?k tarihiyle ?ok zorlanmaktad?r. Bunun anlam? günümüze kadar 25.000 nesil demektir. ?lk insandan itibaren bu kadar zaman ge?mi?se, ?imdi yeryüzündeki nüfusun 3,5 milyar de?il, ?ok daha fazla olmas? gerekir. Y?ll?k ortalama nüfus art?? h?z? yukar?daki gibi yüzde 1/2 ve ortalama her aile i?in 2,5 ?ocuk al?n?nca, 25.000 nesil sonraki nüfus 102100’den daha fazla olacakt?r. Tabii ki, b?yle bir say?ya ula?mak olas? de?ildir (daha ?nceki b?lümde anlat?ld??? gibi, bilinen anlam?yla tüm evrene s??abilecek elektron say?s?, t?ka basa doldurulsa da, ancak 10130 olur).Evrim modelinin bu de?erlendirmelerinin, nüfusun bugünkü durumuna uyabilmesi i?in, varsay?mlar ve baz? yorumlar yeniden düzenleme gerektirdi?i halde, yarat?l?? modelinin ortaya koydu?u de?erler, ger?eklerle do?rudan uyumlu oldu?undan, herhangi bir yoruma ve s?zü dola?t?rmaya gerek kalmamaktad?r.Nüfusun, evrimcilerin iddia etti?i gibi, ?ok yava? artarak bir milyon y?l sonunda 3,5 milyara ula?t???n? kabul etsek bile, bir milyon y?l i?erisinde en az 3000 milyar insan?n ya?am?? olmas? gerekirdi. Bu kadar insan?n b?rakaca?? eserler de tahminlerin ?ok üzerinde olacakt?r. Oysa bugün bulunan fosiller ya da insanlar?n b?rakt??? kültürel kan?tlar ?ok azd?r.Güne?in Ya??Hem ?ap?n?n do?rudan ?l?ümlerinden hem de ?ekirde?inde olu?mas? gereken solar n?trino ak?m?n?n yoklu?una ili?kin sa?lam belgelerden elde edilen kan?tlar Güne?’in bile ?ok gen? ya?ta olmas? gerekti?ini g?stermektedir.“Colorado, Boulder’deki Yüksek Rak?m G?zlemevi’nden Jack Eddy 1979 y?l?nda, Güne? ?yle h?zl? kü?ülüyor ki, bu olay tersine ?evrilmezse, Güne?’imiz yüz bin y?l i?inde kaybolaca??n? s?yledi?inde astronomlar ?a??r?p kalm??, halk da ?a?k?na d?nmü?tü.”“(Ronald Gilliland’?n) bir dizi istatistiksel test sonras?nda vard??? ilk sonu?, 1700’lerden beri her yüzy?l güne?in ?ap?nda olu?an 0,1 saniyelik azalman?n do?ru oldu?uydu.”Bu demektir ki, Güne?’in ???nl? enerjisi, kendi i? ?ekirde?indeki termonükleer kayna?mas? süreci taraf?ndan de?il (bu kay?p n?trino ger?e?iyle do?rulanm?? bir olayd?r), i?e do?ru ??kme sürecinin olu?turdu?u ?ekimsel enerji taraf?ndan üretilmektedir. Ayr?ca, bu oran?n yaln?zca be?te biri oran?nda kü?ülse bile “bir milyon y?l ?nce ?imdiki boyutunun iki kat? olurdu.” Ancak bu, standart jeolojik kronolojiye g?re Buzul ?a??’n?n ortalar?na denk gelirdi! Yani, tüm bunlar?n anlam?, Güne?’in ?ok gen? oldu?udur.Ani Yarat?l??Daha da ?a??rt?c? bir geli?me Robert Gentry’nin dünyan?n her yerindeki granit kayalardan toplad??? toplu “ebeveynsiz” polonyum kan?tlar?d?r. Bunlar, polonyumun normalde radyoaktif bozunma yoluyla ayr?ld??? e? uranyum ???k halkalar? bulunmayan polonyum radyohaleleridir. Polonyumun olduk?a k?sa bir yar?-?mrü oldu?undan, uranyum ebeveyni olmadan do?ada bulunmas? beklenemez. Buna kar??n ???k halkalar?, dünyan?n en eski granit kayalar? i?inde her yerde bulunmaktad?r. Bu fenomen i?in, asl?nda bu ilkel kayalar?n i?lerindeki k?sa ?mürlü polonyumlarla birlikte ani yarat?l??? d???nda olas? hi?bir a??klama yoktur. ilkel kayalar?n i?lerindeki bozunmu? ???k halkalar?, ba?lang??taki ani yarat?l??a kal?c?, sessiz tan?klar olarak b?rak?lm??lard?r. Bununla birlikte, evrimci bir jeologun adland?rd??? gibi, bu “kü?ük gizem” bilimsel ?evreler taraf?ndan olduk?a g?z ard? edilmi?tir.YYY’a not:?? - ?S / M. ?. - M. S. kar???kl??? giderilsin. (B?lüm 1-6’da “M. ?.” kullan?ld?; bu dosyada ?.?. kullan?l?yor). Sayg?lar?mla, aw 7MAYMUNLAR MI, ?NSANLAR MI??nsan?n K?keniK?kenlerin en ?nemli konusu, insan?n k?keniyle ilgilidir. Acaba insan, yaln?zca do?al bir evrim sürecinin ürünü müdür, yoksa Yarat?c?, insan?, evrenin egemeni olmak üzere mi yaratm??t?r? Evrim modeline g?re insan, insan olmayan atalar?n?n, zaman i?inde de?i?ikli?e u?ramas?yla ortaya ??km??t?r. Oysa yarat?l?? modeline g?re insan, ba?lang??ta bedeniyle ve beyniyle do?rudan insan olarak yarat?lm??t?r.Bugün okullarda okutulan evrim tarihine g?re, insanlar ve kuyruksuz maymunlar, yakla??k 5-20 milyon y?l ?nce ya?am??, bilinmeyen ortak bir atadan gelmi?lerdir. Yakla??k ü? milyon y?l ?nce bu ortak atadan ayr?lan bir kol, birtak?m evrim a?amalar?ndan sonra insan? ortaya ??karm??t?r. O zamandan beri, sosyal ve kültürel evrim, bu fiziksel evrimi izleyerek geli?mi?tir.Evrimciler, bu iddialar?n fosil hominoidleri (bu terim kuyruksuz maymunlar? ve insanlar? i?ine al?r) ve hominidleri (insan? ortaya ??kard??? ileri sürülen insans? varl?klar) destekledi?ini ileri sürerler. Yarat?l????larsa, gerek kuyruksuz maymunlar?n, gerekse insanlar?n, ayr? ayr? fosillere sahip olduklar?n?, ama maymun-insan aras? bir ara seviye fosilinin varolmad???n? s?ylemektedirler.??retmenler, bunu, k?ken ?al??malar?n?n en hassas noktas? olarak de?erlendirirler. “Ma?ara adamlar?” ?o?u kimse i?in, genel evrim dü?üncesiyle e?anlaml?d?r. ?ocuklara daha ilk s?n?flarda, ge?mi? atalar?yla ilgili olarak ?u anlat?l?r: “?nsan?n ilk atalar?, ?ok eski zamanlarda ma?aralarda ya??yorlard?. Bu ilkel topluluklar zamanla ate?i buldular ve tekerle?i icat ettiler.” Bu konular, evrim ad? alt?nda i?lenmese de, ?ocuk ya?am?n?n daha ilk evrelerinde insan?n evrim ge?irdi?ine dair fikri kabule haz?r olmaktad?r.Bununla birlikte, dürüst ??retmenler, insan?n k?keni ve amac?yla ilgili bu ?nemli konunun iki g?rü?e ait kan?tlar?n? yans?z bi?imde ??rencilerine vermek isteyeceklerdir.Fosil bulgular?n?n yarat?l???? yorumlar?n? verebilmek i?in, en ?nemli fosilleri, evrimsel geli?imde varsay?ld??? s?rayla k?saca anlataca??z.1. ?nsan ve kuyruksuz maymunlar?n ortak atas?Ortak bir atay? g?steren bir fosil bulunmad??? i?in, bir hayvan ad? belirtilmemi?tir. Ancak evrimciler, b?yle bir canl?n?n varoldu?unu iddia ederler. Yarat?l????larsa, bu kay?p halkan?n hi?bir zaman bulunmayaca??na inanmaktad?rlar.2. RamapithecusBurada “pithecus” ekinin anlam?, kuyruksuz maymundur ve bunlar?n ?ok say?da fosili, soyu tükenmi? “pithecine” hayvanlar olarak tan?t?lm??, bunlardan bir k?sm?n?n, insan?n atas? olabilece?i dü?ünülmü?tür. Bu gruba girenlerin ba?l?calar? Dryopithecus, Oreopithecus, Limnopithecus, Kenyapithecus’tur ve tümünün kabaca on d?rt milyon y?l ?nce ya?ad??? kabul edilmi?tir.Evrimci antropologlar?n ?o?u, Ramapithecus’u bu gruptakilerin en ?nemlisi sayarlar. Bu fosil, 1932 y?l?nda Hindistan’da bulunmu?tur ve birka? di? ve ?ene par?ac???ndan olu?mu?tur. Bu yarat???n kesici ?n di? ve k?pek di?leri maymun benzeri, ama günümüz kuyruksuz maymunlar?nkinden (orangutan ve ?empanzeler) kü?ük oldu?undan, kimi evrimciler bu türün bir hominid olabilece?ini ileri sürerler. Ancak bu grubun bütün fosillerini derinlemesine inceleyen Pennsylvania ?niversitesi’nden Dr. Robert Eckhardt ?unlar? s?ylemektedir:“Bu di?lerin temel yap?lar? üzerindeki hesaplamalara dayanarak, bir?ok farkl? hominoid türünün pliyosen ba?? ve miyosen sonu Eski Dünya Dryopithecinae’ler (kuyruksuz a?a? maymunlar?) aras?nda temsil edildi?ini ileri sürmek ?ok zordur. “Hominid” basit ?ekilde kü?ük di?li ve buna uygun kü?ük yüzlü, herhangi bir kuyruksuz maymun anlam?na gelmedi?i taktirde, bu zaman aral???nda ayr? bir hominid türü ya?ad???na dair doyurucu bir kan?t da yoktur. Ramapithecus gibi fosil hominoidler, daha sonralar? geli?en bir hominoid dal?ndan evrimle?en birer birey olmalar? anlam?nda, hominidlerin atalar? olabilirler. Ama Ramapithecuslar, morfolojik, ekolojik ve davran??sal a??dan kuyruksuz maymunlar olarak g?rünmektedirler.”Büyük olas?l?kla, tüm bu de?i?ik fosiller, soyu tükenmi? ayn? kuyruksuz maymun türünün farkl? üyeleridirler. Bunlar? insan?n atas? olarak kabul etmek olanaks?zd?r. Bunlardaki ?zel di?ler, insanla olan akrabal?klar?yla de?il, büyük olas?l?kla, beslenme kaynaklar?yla ilgilidir.3. Australopithecus“Güneyin maymunu” anlam?na gelen bu ad, Do?u Afrika’da Louis Leakey ve di?erleri taraf?ndan bulunan de?i?ik fosillere verilmi?tir. Australopithecine ad?na ek olarak Zinjanthropus, Paranthropus, Plesianthropus, Telanthropus ve Homo habilis’ler de bu gruba dahildirler.Evrimcilere g?re, Australopithecus yakla??k iki - ü? milyon y?l ?nce ya?am??, dik yürüyen ve kaba ara?lar? kullanan bir varl?kt?r. Ancak beyni, kimi kuyruksuz maymunlar?nki kadar, yakla??k 500 cc'dir. Di?leri ise Ramapithecus’unkilere benzer.Antropologlar, y?llarca, Australopithecus konusunda de?i?ik g?rü?ler ileri sürmü?lerdir. Baz?lar?, bunlar?n insan?n atas?, baz?lar? da, belli bir devrede ya?ay?p soyu tükenmi? varl?klar olduklar?n? kabul etti. Louis Leakey’nin ara?t?rmalar?n? sürdüren o?lu Richard Leakey’nin bulgular?, bir süre i?in bu tart??maya son verdi. Australopithecus’la ilgili yeni ve daha eksiksiz bulgular, onun yorumuna birka? ?nemli de?i?iklik getirdi.“Daha ?nce, Australopithecus’un kollar?na ait fosiller ?ok seyrekti, ama ?imdi Leakey büyük bir ?rne?e sahiptir. Bu fosiller Australopithecus’un uzun kollu ve k?sa bacakl? oldu?unu g?stermektedir. Büyük olas?l?kla, bir?ok arkeologun da k?sa süre ?ncesine kadar inand??? gibi, bu canl? dik de?il, e?ik yürüyordu.”Leakey sonra fikrini yine de?i?tirdi ve “Lucy”i bulan D. C. Johanson’la birlikte Australopithecus’lar?n dik yürüyen canl?lar olabileceklerine karar verdiler. Ba?ka uzmanlar (Oxnard, Zuckerman, vb.), dik yürümediklerini tart??may? sürdürdüler. Ramapithecus’unki gibi, di?lerinin belirli bir ?zelli?inin bulunmay???, ya?ad??? yere ve beslenme kayna??na ba?l? bir ?zellik olarak dü?ünülebilir. Australopithecus ve Ramapithecus’la ?ene ve di? yap?s? bak?m?ndan ?ok fazla benzerlik g?steren bir k?pek maymunu türü, Theropithecus galada, bugün Etiyopya’n?n yüksek b?lgelerinde ya?amaktad?r. Bu k?pek maymunu türünün ?ene ve di? yap?s?nda “insana benzeyen” niteliklerin bulunmas?, ?evre ve beslenme kaynaklar?yla ilgilidir. Bu yap?n?n, k?pek maymunu türünü, insan türüne yakla?t?rmad??? a??kt?r!4. Homo erectusBaz? fosil adamlar, Homo erectus ad? alt?nda grupland?r?lm??t?r. Bunlar Java Adam?, Pekin Adam?, Heidelberg Adam? ve Meganthropus’tur. Yakla??k 500.000 y?l ?nce ya?ad?klar?, dik yürüdükleri, beyinlerinin yakla??k 1000 cc oldu?u, basit ara? ve silahlarla simgelenen ilkel bir kültürü geli?tirdikleri ileri sürülür.Eldeki kan?tlara dayanarak bunlar? s?ylemek ?ok zordur, ?ünkü Java Adam?, kendisini bulan taraf?ndan daha sonra reddedilmi?tir. Pekin adam?na ait kemikler ?kinci Dünya Sava??’ndan beri kay?pt?r ve dolay?s?yla incelenememektedir. Heidelberg adam? ise, sadece büyük bir ?ene kemi?inden ibarettir. Meganthropus adam? da iki alt ?ene kemi?i, d?rt di?ten olu?mu?tur ve bir?oklar? taraf?ndan Australopithecine olarak g?sterilmi?tir.Bununla birlikte, bu genel grup i?indeki di?er fosiller, dünyan?n ?e?itli b?lgelerinde bulunmu?tur. Homo erectus, belki de bir insand?, ama yak?n akraba evlili?i, besin kaynaklar?n?n azl??? ve uygun olmayan bir ?evreden dolay? boyut ve kültür a??s?ndan yozla?m??t?.1984’te Kenya’da, 1,6 milyon y?ll?k, Homo erectus türünden 12 ya??nda bir ?ocuk bulundu. ?skeleti bizimkinden farks?zd?, kafatas? ve alt ?enesi daha ?ok Neanderthal insan?na benziyordu, ama kafatas? sadece 800 cc idi. Alan Walker ve Richard Leakey taraf?ndan tan?mlanan bu iskeletin, “atam?z” ilk insan?n ?u ana kadar bulunan en mükemmel iskeleti oldu?una inan?lmaktad?r.Homo erectus, kü?ük bir beyine (900-1100 cc) sahip oldu?undan, baz? insanlar, onun ger?ek bir insan oldu?undan ku?kulanabilir. Ancak bu hacim, asgari s?n?ra yak?n olsa da, modern insan?n beyin hacim s?n?rlar?n?n i?indedir.Ayr?ca, zek? ile beyin hacmi aras?nda ?nemli bir ba?lant? da yoktur.“Ger?ekten, beyin hacmindeki art??, bize ?ok az ?ey anlatmaktad?r. Bunun nedeni, bu art???n, yaln?zca ?e?itli seviyelerde ger?ekle?en beyin i?i düzenlemesinin de?i?ikliklerini yans?tmas?d?r.”5. Neanderthal Adam?“Ge?i? formu” olarak adland?r?lanlar i?erisinde en ünlüsü, Homo neanderthalensis’tir. Bu canl?, yüz y?ldan daha uzun süredir kal?n ka?l?, kaba, vah?i karakterli ve e?ik yürüyen bir varl?k olarak tan?mlanm??t?r. Oysa bugün bunlar?n bir?ok iskelet fosili bulunmaktad?r ve art?k Neanderthal adam?n?n, ger?ek bir insan, yani Homo sapiens oldu?undan hi? ?üphe yoktur. Günümüz insanlar?ndan fark?, ?e?itli kabilelerin birbirleri aras?ndaki farktan daha azd?r. Beyin hacmi de tam bir insan beyni kadard?r. Dobzhansky bu durumu ??yle belirtir:“Homo sapiens’in bir ?rk? olan Neanderthal adam?n?n kafatas? büyüklü?ü, ortalama olarak, günümüz insan?nki kadar ya da biraz daha büyüktü. Asl?nda kafatas? büyüklü?ü ya da beyin hacmi, herhangi bir varl???n zihinsel yetene?i ve zekas? hakk?nda güvenilir bir ?l?üt de?ildir.”?imdi bir?ok antropolog, Neanderthal adam?n?n iskelet yap?s?ndaki e?ikli?in, eklem ya da kemik hastal???ndan ileri geldi?ini kabul etmektedir.“?ngiltere’de yay?mlanan Nature dergisindeki bir makaleye g?re, Neanderthal adam?n?n bu e?ik iskelet yap?s?, kuyruksuz maymunlara akrabal???ndan de?il, kemik hastal???ndan ileri gelmektedir. Neanderthal adam?n?n yeryüzünde kald??? 35.000 y?l süresince yedi?i besinlerde bulunan D vitamini kesinlikle yetersizdi.”Bugün, Neanderthal adam?n?n ?i?ek yeti?tirdi?i, zarif ve güzel ara?lar ve resimler yapt???, baz? dinsel inan??lara sahip oldu?u ve ?lülerini g?mdü?ü bilinmektedir. Hatt?, Neanderthal adam? ya da onun atas?n?n, bir yaz? türü kulland???n? g?steren baz? kan?tlar da vard?r.“Yaz?l? simgelerle ileti?im, insanl?k tarihinde 135.000 y?l kadar geriye giderek 50.000 y?l ?nce varl??? kabul edilen Neanderthal adam?ndan da ?nceye uzanm?? olabilir. Harvard Peabody Müzesi’nden Alexander Marshack, simgesel oymalarla kapl? 135.000 y?ll?k ?küz kaburga kemi?i üzerinde yapt??? mikroskobik ?al??madan sonra, bu simgeleri, ilkel bir yaz? türü olarak nitelendirdi. Bu yaz?yla 75.000 y?l sonraki yaz? aras?nda belirli bir kavramsal üslup benzerli?i vard?r, ve... bu oymac?l?k gelene?inin, binlerce y?l geriye uzand???n? g?sterir.”6. Günümüz ?nsan?Yayg?n dü?üncenin tersine, günümüz insan?n?n bütün bu kuramsal ve ?üpheli maymunsu atalar?yla ayn? devirde yeryüzünde bulundu?una dair ?ok kan?t vard?r.“Ge?en y?l, Leakey ve yard?mc?lar?, yapt?klar? ara?t?rmalarda ü? ?ene kemi?i, bacak kemikleri ve 400’den fazla ta?tan yap?lm?? ara? buldular. Elde edilen bu par?alar?n Homo türüne ait oldu?u saptand? ve ya?? da 2,6 milyon y?l olarak hesapland?. “Ayr?ca Leakey, kafatas?n?n, insana ?ok benzedi?ini, Homo erectus’ta oldu?u gibi, kal?n ve ileriye do?ru ??k?k bir ka?a ve kal?n kemiklere sahip olmad???n? belirtmi?tir.“Henüz adland?r?lmam?? olan bu kafatas?na ek olarak, iki ki?inin bacak kemi?i par?alar? da bulunmu?tur. Bu fosiller, insan?n en az 2,5 milyon y?l ?nce iki aya?? üzerinde hareket etmeye ba?lad???n? g?stermi?tir.”Bu kan?tlara g?re, en az?ndan anatomik yap?s? bak?m?ndan günümüz insan?na benzeyen insan, Neanderthal, Homo erectus ve hatta Australopithecus’tan ?nce ya?am??t?r! B?ylece, insanl???n Pliyosen ?a??na kadar geri gitti?i, ge?i? formu oldu?u ileri sürülen hayali atalarla hi?bir ilgisinin olmad??? ortaya ??k?yor.Ronald Schiller, g?zde bir dergiye yazd??? makalede, antropologlar aras?ndaki farkl? g?rü?lere dikkat ?ekerek ??yle der:“?nsan?n ortaya ??k???, ge?i? formlar?n?n eksikli?inden ?türü bir zincir ?eklinde ortaya konamad???ndan, asma dallar? gibi, iyice birbirine kar??m?? ve soylar? tükenmi? olan birtak?m türlerin, birbirleriyle ?iftle?erek yeni farkl?l?klar ortaya ??kard?klar? ileri sürülüyor.... Belki bilinen hi?bir insan türünden evrimle?meyip do?rudan kendi soyumuzdan gelmi? olabiliriz.”?imdi, insan?n k?keninin, daha ?nce ileri sürülmü? olan zamandan ?ok daha ?nceye uzand??? anla??ld??? i?in (evrimsel jeolojik zamana g?re) belki antropologlar, erken jeolojik katmanlar aras?nda bulunan bir?ok insan fosiline daha ciddi bakacaklard?r. ?nceleri bu fosiller ?nemsenmemi? ve bunlara inan?lmam??t?r.?rne?in ?talya’da, 1860 y?l?nda Castenedolo, 1863 y?l?nda da Olmo’ya ait kafataslar? bulundu. Bunlar?n her ikisi de, günümüz insan?na ait kafataslar?yd? ve jeolojik konumu bozulmam?? olan Pliyosen katmanlar? i?inde yer al?yorlard?. Ayn? ?ekilde 1886 y?l?nda California’da bulunan Calaveras kafatas? da günümüz insan?n?n kafatas?yla ayn?yd? ve Pliyosen ??keltileri i?inde bulunmu?tu. Bunlar o zamanda iyi belgelenmi?, ama zamanla unutulmu?tur. Ba?ka bulgular da bildirilmi?, ama belgelenememi?tir. Bunlar?n yeniden gündeme gelmesi gerekmektedir.Yukar?daki tart??ma, ?e?itli hominid ve insan fosilleri i?in, potasyum - argon ve tekbi?imcilik kuram?na dayanan di?er y?ntemlerin belirledi?i ya?lar? tart??maks?z?n yap?lm??t?r. Bu ya?lar standart jeolojik devirlere g?re saptanm??t?r. Oysa ?nceki b?lümlerdeki bu y?ntemlerin ele?tirisinde, yarat?l?? modelinin, tüm bu fosilleri, yakla??k 10.000 y?ll?k bir süreyi a?madan ve bir afet sonucu ile a??klad??? belirtilmi?tir. Tüm bu a??klamalardan anla??laca?? gibi, amac?m?z, insan?n, maymun benzeri bir atadan geldi?ini iddia eden evrimci g?rü?ü destekleyen hi?bir kan?t?n bulunmad???n? ortaya koymakt?r.Standart zamandizinine g?re fosil kan?tlar?n? kabul ederken bile, insan?n kuyruksuz maymunlardan ya da di?er herhangi bir hayvan türünden evrimle?ti?ini g?steren hi?bir kan?t olmad???n? g?sterdik. As?l fosil kan?tlar?na g?re, insan?n daima insan, maymunun da daima maymun oldu?u ?ok a??kt?r. Maymundan insana do?ru ilerleyen herhangi bir ara ya da ge?i? formu yoktur. Di?er temel hayvan gruplar? aras?nda da ge?i? formu bulunmad??? gibi.Tüm bunlar, yarat?l?? modelinin, insan?n k?keniyle ilgili beklentilerine ko?uttur.Diller ve IrklarEvrimciler, evrim teorisini sadece insan?n k?kenine uygulamakla kalmazlar; insan?n tarihini, sosyal yap?s?n? ve kültürünü, hatta ekonomik ve siyasal sistemlerini, evrimci bir dü?ünce ve do?a felsefesiyle a??klamaya ?al???rlar. ?unu ?zellikle belirtmek gerekir ki, evrimci ve yarat?l???? felsefe aras?ndaki ayr?m, sosyal bilimler alan?nda ?ok ?nemlidir. ?ünkü konu, do?rudan, insan?n ki?isel kararlar?yla ve günlük ya?ay???yla ilgilidir.Yani, insan?n, yaln?zca rastlant?sal ve do?al olarak ortaya ??kt??? ve hayat?n?n ?zel bir amac? ve anlam? olmayan bir hayvandan farkl? olmad??? dü?ünülürse, bu insan?n ya?ay??? ve hareketleri, ki?isel bir Yarat?c? taraf?ndan, ?zel bir ama? i?in ve ?zel olarak yarat?ld???n? dü?ünen bir insan?nkinden ?nemli derecede farkl? olacakt?r. ?nsan ve onun davran??lar?n? konu alan sosyal bilimlerin, (birey ve toplumlar? ?nemseyen) insan?n k?keniyle ilgili kabul ettikleri felsefeye g?re, insanlar?n sorunlar?na yakla??mlar?, temelden ba?layarak ?ok büyük farkl?l?klar g?stermektedir.Sonu? olarak, ??retmenlerin bu konular?, ??rencilere bu iki bak?? a??s?ndan aktarmalar? zorunludur. Aksi halde, tek y?nlü bir e?itimle, dayat?lm?? bir dü?ünceyle ?artland?r?lm?? gen?ler ve konular? bir papa?an gibi tekrar ettiren yozla?m?? okullar kar??m?za ??kar. Kitab?n bundan sonraki b?lümlerinde, insan?, di?er yarat?klardan kesin ?izgilerle ay?ran dil, kültür ve din y?nünden ele alarak, bunlar?n evrim ve yarat?l?? modelleriyle kar??la?t?rmas?n? yapaca??z.Tüm di?er canl?larla birlikte “büyük varl?k zincirinde” biyolojik bir organizma olarak ele al?nan insan türü (Homo sapiens) di?er türlere yap?ld??? gibi evrimci biyologlar taraf?ndan, bir?ok “alt tür”e, yani ?rka ayr?lm??t?r. Evrim terminolojisine g?re bir ?rk, yeni bir türün ba?lang?c?d?r. Bir ?rk?n geli?mesi varolma mücadelesine ba?l?d?r. Bunu ba?aran ?rk ya?ayacak, di?erleri yok olacaklard?r. Sonu?ta, yeni ve daha iyi bir tür ortaya ??kacakt?r. Bu teoriye g?re, Homo erectus evrim ge?irerek belki Homo sapiens’e d?nü?mü?tür. Daha sonra, ?rklar aras?ndaki se?ilme sonucu, belki Homo supremus’a (üstün insan) bile evrimle?ebilir.Bu dü?ünce ?zellikle 19. yüzy?l evrimcileri aras?nda ?ok yayg?n olup sosyal Darwinizm, istil?c? emperyalizm ve Nietzsche’nin ?rk??l??? gibi baz? sap?k felsefeleri ortaya ??karm??t?r. Darwin’in “Türlerin K?keni” kitab?na alt ba?l?k olarak k??k?rt?c? “Ya?am Sava??nda ?stün Irklar?n Korunmas?” ad?n? vermesi ?ok ?nemlidir. Bu kitapta temel konu bitki ve hayvan ?rklar? olsa da, Darwin’in, ayn? dü?ünceyle, ?e?itli insan ?rklar?n? da konuya dahil etti?i belliydi.Darwin, yukar?da s?zü edilen g?rü?ünü, yay?nlanm?? bir mektubunda a??k?a belirtmi?tir:“Kafkas ?rk? olarak adland?r?lan yüksek bir uygarl?k, ya?am sava??nda Türkleri yenmi?tir. Yeryüzüne bu a??dan bak?nca, geli?memi? say?s?z ?rk?n, yüksek uygarl??a sahip ?rklar taraf?ndan ortadan kald?r?ld??? g?rülecektir.”19. yüzy?l?n ?nde gelen evrim savunucusu Thomas Huxley de benzer bir ifade kullanmaktad?r:“Olgular? bilen ak?ll? biri, bir zencinin beyaz insandan üstün olmak bir yana, onunla e?it bile oldu?una inanmaz.”O ?a?da, evrimci bilim adamlar?n?n ?o?u ayn? dü?ünceyi payla??yordu.“Ba?lang??ta, Amerika’daki zenciler, bu ayd?nlar taraf?ndan, ?slah edilmez, de?i?mez, a?a?? yap?l? varl?klar olarak kabul ediliyordu.”Günümüz evrimcilerinin ?o?u, herhangi bir ?rk?, di?erinden a?a?? ya da yukar? g?rmez. Bununla birlikte, evrime dayal? biyolojide “?rk,” ?nemli bir yer tutar. ?nde gelen günümüz evrimcileri bunu kabul etmektedirler. George Gaylord Simpson ??yle der:“?nsan ?rklar?, di?er memelilerin alt türleriyle ayn? biyolojik ?neme sahiptir ya da belki “sahipti” demek gerekir.”Oysa yarat?l?? modeli, ?zellikle insan?, yarat?lm?? türlerin temel birimi olarak kabul eder. ?rne?in, bir?ok k?pek ?e?idi, tek k?pek türünden gelmi?tir ve bunlar h?l? kendi aralar?nda ?iftele?ebilir ve geriye, atalar?n?n türüne d?nebilirler. Ayn? bi?imde, insanlar aras?ndaki bütün farkl? kabileler, ilk yarat?lan erkek ve kad?ndan gelmi?tir. Dolay?s?yla, bütün insanlar, temelde biyolojik a??dan ayn?d?rlar.Bugün evrimci biyologlar ve antropologlar aras?nda ??zülmesi zor olan konulardan biri de, ?rklar?n k?kenidir. Modern evrimcilerin ?o?unun kabul etti?i gibi, tüm insanlar?n atalar? ortaksa ve hi?bir ?rk di?erinden üstün de?ilse, bugünkü ?rklar g?rünü?te nas?l birbirinden farkl? olmu?tur? Evrime g?re, bunun nedeni, her bir ?rk?n, kendine ?zgü de?i?im, se?ilim ve uyumla ayr? bir geli?im ?izgisi izlemesidir. Aksi halde, ?rklar, birbirlerinden bu kadar farkl? geli?mezlerdi. Bu ayr? geli?imler, zihinsel ve fiziksel yetenek farklar?n? da ??karmaz m?yd?? B?yle yetenekler, “ya?am sava??nda” deri rengi gibi ?nemsiz farklardan daha ?ok de?er ta??rlard?. Ancak, b?yle dü?ünceler ?rk??l??a yol a?m??t?r. Bugün evrimciler, ??zülmemi? bu bilimsel bulmacaya kar??n, ahlaki a??dan ?rk??l??? reddederler.Yarat?l????lar?n da, tek atadan gelen farkl? kabilelerdeki fiziksel niteliklerin k?kenini a??klamada benzer bir sorunlar? vard?r. Ay?r?c? karakterler her grupta ortaya ??km?? ve sabit hale gelmi?se, bunlar? kü?ük gruplara b?lmek her iki modelde de gereklidir. Günümüz antropologlar?n?n ?nde gelenlerinden Yale’den Ralph Linton, bu konuyla ilgili ??yle der:“Bir?ok farkl? türdeki g?zlem, kü?ük, i?e kapal? gruplar?n, mutasyonlar?n kal?c?l???nda ideal oldu?unu ve sonu?ta evrim h?z?n?n artt???n? g?stermi?tir. Genellikle, bir mutasyonun yeni bir türü olu?turmas?ndaki ?nem, kendi grubu i?inde ?iftle?en grubun kü?üklü?üyle orant?l?d?r.”Ancak burada sorun, mutasyonlar?n yararl? de?il, zararl? olu?lar?d?r. Akrabalar aras? birle?melerin bulundu?u kü?ük bir gruba da??lm?? olan mutasyonlar, büyük olas?l?kla, hayali yararl? mutasyonlar olu?madan, grubu yok etmi? olacakt?r.Di?er taraftan, yarat?l????lar, “?ekinik Mendel karakterleri”nin, “mutasyonlar” yerine ge?mesi ko?uluyla Linton’un g?rü?üne kat?lmaktad?rlar (ve ?üphesiz, akrabalar aras? birle?melerin oldu?u kü?ük gruplardaki h?zl? fizyolojik de?i?ikliklerdeki temel olay, g?zlemlerle saptanm??t?r). Serbest gen ak?m? olan bir grubun büyüklü?ü oran?nda, o grup, sadece belirli ve yerle?mi? bask?n karakterleri g?sterebilecektir. Her organizman?n DNA molekülündeki ?e?itleme potansiyeli son derece büyüktür. Ancak, grupta “?ekinik” genetik karakterlerden herhangi birinin tipik duruma gelebilmesi i?in ana gruptan ayr?lm?? ve akrabalar aras? birle?me yap?larak ?o?almaya zorlanm?? bir alt grubun olu?mas? gerekmektedir.Bir grupta, yeni bir niteli?in ortaya ??k???n?n, sadece ?ekinik nitelikten olmay?p ger?ek bir mutasyonla olu?tu?unu kan?tlamak, olanaks?z de?ilse de, ?ok zordur. Fark? ?udur: bir ?ekinik nitelik, organizman?n ?ekillenmi? genetik program?nda vard?r, ama sakl?d?r. Bir mutasyon ise genetik programda olu?an bir hata, rastlant?sal bir kar???kl?kt?r.Mutasyonlar neredeyse daima zararl?d?r. Ayr?ca, mutasyon yoluyla bir alt türün ortaya ??kmas? i?in, tamamen olanaks?z de?ilse de, ?ok uzun bir zaman gerekmektedir. ?e?itli ?ekinik niteliklerle tasarlanm?? bir genetik yap?ysa belli bir ?evrede hemen yararl? olabilir.Bu nedenle, kü?ük, i?e kapal? gruplarda ?abuk ortaya ??kan ay?r?c? nitelikler kavram? yarat?l?? modeline tümüyle uymaktad?r. Dahas?, bu durum yarat?l?? modelinin bir tahmini olarak nitelendirilebilir. Yarat?l?? modelinin ileri sürdü?ü gibi ger?ekten, Yarat?c?, ?ng?rüsüne g?re her organizmay?, de?i?ik ?evrelere h?zl? bir ?ekilde uyarak, ?zelliklerini koruyacak ?ekilde ve büyük bir ?e?itlili?i bulunan genetik potansiyelde yaratm??t?r.Farkl? ?rklar?n, mutasyonla ortaya ??kmas? i?in ?rklar?n, son derece uzun bir zaman süresince birbirlerinden ayr? kalmalar? gerekir. Daha ?nce de de?inildi?i gibi, her ?rk?n ?ok uzun bir evrim tarihine sahip bulundu?unu kabul etmek, do?al olarak ve ka??n?lmaz bir ?ekilde ?rk??l??a yol a?ar.?nsanl?k tek k?kenden geldi?ine g?re, hi? olmazsa ileti?im ve ticaret y?nünden tek grup olarak kalmak yararlar?na olurdu. Ancak bir arada kalmak, de?i?ik ?rklar?n olu?mas?n? engellerdi. ?yleyse, bu ilkel toplulu?u ne b?lünmeye zorlad? ki, sonu?ta i?e kapal? ayr? gruplar, ?rklar?n olu?mas?na yarad??Ancak ileti?imin bir bi?imde olanaks?zla?mas? b?yle bir ayr?lmaya mant?kl? bir neden olacakt?r.?leti?imden s?z a?mak, hemen dil konusunu akla getirir. ?ki insan grubu aras?ndaki temel fark, ?rk fark?ndan ?ok, dil fark?d?r. ?ki grup birbiriyle konu?am?yorsa, birlikte ?al??malar?na ya da k?z al?p vermelerine olanak yoktur. Farkl? dillerden ba?ka hi?bir ?ey (kaba kuvvet d???nda) insanlar? bu kadar etkili ay?ramamaktad?r.Bu nedenle, kabile ya da ?rklardaki temel fark, dillerdeki de?i?iklik olmal?d?r. Ancak, o zaman, farkl? dillerin k?kenlerini nas?l a??klayaca??z? Bütün kabile ve ?rklar ortak bir ata toplulu?undan geliyorsa, ge?mi?te ortak bir dile sahip olmal?d?rlar. Ge?mi?te ayn? dile sahip olduklar? sürece bunlar, asla birbirlerinden farkl? ?rk karakterlerinin geli?mesini sa?layacak kadar ayr?lmayacaklard?r. Bununla birlikte, baz? ?zelliklerin geli?ti?i bir ger?ektir. Yani, kabileler her nas?lsa ayr?lm??lar ve farkl? diller ortaya ??km??t?r. Bunun hangisi ?nce olmu?tur; ayr?lma m?, dil mi? Bu, “yumurta m? tavuktan, tavuk mu yumurtadan ??kt??” sorusunu and?rmaktad?r.Evrim modeli, bu dil sorununun i?inden ??kamamaktad?r. Ancak yarat?l?? modeli, Yarat?c?’n?n, insan? bir ama? i?in yaratt???n? ve bunun i?in de baz? olaylar? ger?ekle?meden ?nce tasarlad???n? kabul eder ve sorunu b?yle ??zer.Ancak ?nce, dilin k?kenini dü?ünmeliyiz. ?nsanla hayvan aras?ndaki en belirgin fark, ?üphesiz insan?n ki?isel ve soyut dü?üncelerini, mant?kl? bir bi?imde konu?arak bir ba?kas?na aktarabilmesidir. Hayvanlar?n i?güdüsüyle insan?n zekas? aras?nda ve insan?n mant?kl? s?zleriyle hayvanlar?n h?r?lt? ve havlamalar? aras?nda son derece büyük ayr?mlar vard?r. Hatta, evrime ?ok ba?l? olan Simpson bu konuda ??yle der:“?nsan dili, hayvanlardaki tüm ileti?im sistemlerinden kesinlikle farkl?d?r. Bu durum, insan?nkine benzer ses ??karan hayvanlarla kar??la?t?r?ld??? zaman, a??k?a g?rülecektir. Ger?ekte insana ait olmayan kelimeler ve s?zler sadece ünlemlerdir. Bunlar, o canl?n?n, fiziksel ve en ?ok da duygusal durumunu yans?t?rlar. Hayvanlar?n ??kard?klar? sesler, ger?ek bir dil gibi hi?bir ?eyi tan?mlamaz, sohpet etmez, soyutla?t?rmaz ve simgelemez.”Hayvanlar?n gürültü ya da h?r?lt?lar?, nas?l olup da insanda konu?maya d?nü?ebilmi?tir? Bu, evrimin en büyük s?rlar?ndan biridir. Bir?ok bilim adam?, kuyruksuz maymunlar?n ve di?er maymunlar?n ??kard?klar? sesleri incelemi?tir. Genellikle, bu seslerin dil potansiyeline abart?l? bir ilgi g?sterilmi?tir. Bu alan?n uzmanlar?ndan biri konuyu ??yle ?zetlemektedir:“Bu sistemler hakk?nda ne kadar ?ok ?ey ??renilirse, insan?n konu?mas?n? anlamam?zda o kadar zor oluyor.”Evrim modeli, dilin k?kenini a??klamaya yetmemi?tir. Büyük olas?l?kla dil, insanla hayvan aras?ndaki kapat?lamayacak en büyük evrim bo?lu?udur. ?rne?in, antropolog Ralph Linton bu konuda ??yle der:“Dili kullanmak, insan?n sahip oldu?u yüksek dü?ünme yetene?iyle ?ok yak?ndan ilgilidir. ?nsan, ??renme ve dü?ünme yetene?ineden ?ok, ileti?im kurma yetene?i bak?m?ndan di?er hayvanlardan farkl?d?r.... Ayr?ca insan, soyut dü?üncelerini aktararak konu?mas?n? geli?tiren tek türdür.... ?u ?ok ilgin? bir ger?ektir ki, insandan ba?ka, sesleri taklit eden bir memeli türü daha yoktur.... Bu y?nden, insanlar ger?ekten e?sizdirler. Dilin ilk olu?um a?amalar? hakk?nda hi?bir ?ey bilmiyoruz.”Yarat?l?? modeliyse, insan?n hayvanlardan kesinlikle farkl? oldu?unu belirtir. Bu ?zellikle, dü?ünce ve konu?ma y?nünden b?yledir.Eski zamanlarda, dilin varl???n? kabul edersek, ?imdi temel sorun, farkl? kabilelerin fiziksel ?zelliklerinin geli?mesini sa?lamak i?in, dilin k?keninin bir?ok farkl? dile nas?l ayr?ld???d?r. ?u kesinlikle s?ylenebilir ki, bu yap? yava? bir evrimle ortaya ??kmam??t?r. ?ünkü en “ilkel” kabilelerin dilleri en karma??klar?d?r.“S?zde ilkel diller, dilin k?kenini a??klamakta i?e yaramamaktad?r. ?ünkü onlar?n ?o?u, gramer bak?m?ndan, meden? toplumlar?n konu?tu?u dillerden ?ok daha karma??kt?r.”Eski dillerle ilgili olarak Simpson ??yle der:“Güvenilir ?ekilde anla??labilen en eski dil, evrim a??s?ndan zaten modern, karma??k ve eksiksizdir.”Dillerin k?kenini bulmak i?in ne kadar geriye gidilirse gidilsin, tarihsel kaynaklarda, sürekli farkl? ve olduk?a karma??k dillerle kar??la??lmaktad?r. Dolay?s?yla evrim teorisinin, farkl? dillerin k?kenini a??klayamayaca?? ortadad?r.Binlerce farkl? dil vard?r ve insan?n yabanc? bir dili ??renmesi olduk?a zordur. Bununla birlikte, bütün diller, dilbilimi kurallar?na g?re ??zümlenebilir, yabanc?lar taraf?ndan ??renilebilir. Bunlar, tüm dillerin, tüm kabileler gibi, birbirleriyle ilgili oldu?unu g?sterir.G?rüldü?ü gibi, farkl? dillerin ortaya ??k???n? a??klamak, ancak, insan?n belli bir ama? i?in Yarat?c? taraf?ndan y?nlendirildi?ini kabul etmekle olas?d?r. Evrim modeli ne genel anlamda dili a??klayabilir ne de belirli dilleri. Yarat?c?’n?n tam ne zaman ve nas?l ilk insan toplulu?unun dilini farkl? kabile ve milletler (“?rklar” de?il)’deki de?i?ik dillere ?evirdi?i ve onlar? farkl? gruplara iletti?i, belki tarihten ?nceki kay?tlar?n ayr?nt?l? ara?t?rmas?yla belirlenebilir. Ancak bu, bilimin ??zebilece?i bir sorun de?ildir.Eski MedeniyetlerTipik evrim felsefesine g?re ilk insan, hayvan gibi cahil ve bilgisiz, ya?am?n? hayvan avlayarak ve yabani meyveler, f?nd?k f?st?k toplayarak sürdüren ve genellikle ma?aralarda ya?ayan bir varl?kt?r. Zamanla tar?m? geli?tirip hayvanlar? evcille?tirmi?tir. Baz? sosyal topluluklar olu?turarak, k?ylerde ya?amaya ba?lam?? ve giderek metallerin nas?l kullan?laca??n? bulup sonu?ta son derece geli?mi? bir “medeniyet” ortaya ??karm??t?r. B?ylece, biyolojik evrimle ortaya ??kt???na inan?lan insan, sosyal ve kültürel evrimle de insan topluluklar?n? olu?turmu?tur. Kabul ettikleri bu temel üzerine kurulan ve denetimi mümkün olmayan bir evrim dü?üncesiyle; kanunsuz kapitalizm, ekonomik ya da asker? s?mürgecilik ve hatta anar?izm ortaya ??km??t?r. Baz?lar? da denetlenebilen bir evrim dü?üncesini savunarak sosyalizmi ya da komünizmi benimsemi?tir. Buna gen mühendisli?i ve sosyal kültürün determinist denetimi de eklenebilir.Yarat?l???? yakla??msa, insan?n, insan olarak ve yüksek bir zek?, büyük bir yetenek ve kapasiteyle yarat?ld???n? kabul eder. ?üphesiz insan, kurulmu? ?ehirlere ve her y?nüyle geli?mi? bir teknolojiye sahip olan bir dünyaya gelmemi?tir. Ancak, Yarat?c? ona, yeryüzünü ve kaynaklar?n? kullan?p geli?tirilebilecek bir yetenek vermekle kalmay?p bu kaynaklar?, Yarat?c?’n?n ama?lar?na uygun bir bi?imde kullanma sorumlulu?unu da vermi?tir.?nsan?n sahip oldu?u teknolojinin, as?rlar boyu sürekli bir geli?me g?sterdi?i a??kt?r. Ancak kan?tlar, bu geli?menin bir evrim sonucu olmad???n? ortaya koymaktad?r. Yani, b?yle bir geli?me, insan?n yetene?iyle ilgilidir ve bu, insan? hayvandan tümüyle ay?ran bir ?zelliktir. ?rne?in, insanda bulunan bu yetenek, bir neslin sahip oldu?u bilgilerin, bir di?er nesle aktar?lmas?n? sa?lar. Bu yüzden yeni bilgilerin gelece?e aktar?lmas?, sadece insandaki yetenekle mümkündür. Yoksa, insanl?k tarihindeki medeniyetin evrimle ortaya ??kmas? olanaks?zd?r.Kar?nca, ar? ve bozk?r k?pekleri gibi baz? hayvanlar?n, olduk?a kar???k sosyal sistemlere sahip olduklar? g?rülür. Ancak, bu yap?lar?n tümü, i?güdülerle yarat?lan ürünlerdir ve nesiller boyunca de?i?mez, hep ayn? kal?r. Baz? hayvanlar da ?ok zekidir ve ?ok ilgin? ?eyler yapmay? ??renebilirler, ama bu kazan?lm?? bilgi, asla yavrular?na aktar?lmaz. Canl?lar?n i?inde yaln?zca insan?n, geli?tirdi?i medeniyeti, kendinden sonrakilere aktarma yetene?i vard?r. G?rüldü?ü gibi, tüm bu konular, insan?n, ba?lang??tan beri ?zel olarak yarat?ld???n? ortaya koyar.Evrim modelinin insanl?k tarihiyle ilgili ve bugün ge?erli olarak kabul edilen de?erlendirmesi, ana hatlar?yla a?a??daki tabloda g?sterildi?i gibidir.Evrim ?a?? Kültür Ge?inim Ara?lar Ka? Y?l ?nceEolitik (Ta? Hayvansal An?nda Do?al 3.000.000Devri ?ncesi) ya?am beslenme ta?lar Paleolitik (Eski Vah?ilik G?da Yontulmu? 1.000.000Ta? Devri) toplay?c?l??? ta?larMezolitik (Orta Barbarl?k Yeni ??lenmi? a?a? 15.000Ta? Devri) ba?layan tar?m ve ta?lar Neolitik (Yeni Medeniyet K?y Cil?lanm?? 9.000Ta? Devri) ekonomisi ta?larBak?r Devri ?ehirle?me Organize Cil?lanm?? 7.500 devlet ta?larTun? Devri ?ehirle?me Organize Metal 7.000 devlet Demir Devri ?ehirle?me Organize Metal 5.000 devlet Burada g?sterilen tarihler, evrimciler taraf?ndan son zamanlara kadar genellikle kabul edilen de?erlerdir. ?leride g?rece?imiz gibi, bunlar?n tamamen de?i?mesi gerekebilir.?üphesiz yarat?l????lar da, insanlar?n ma?aralarda ya?ad???n?, ta?tan ara?lar kulland???n?, avc?l?k ve meyve toplay?c?l???yla ge?indi?ini dikkate al?rlar. Ancak bu olaylar?n, evrim a?amalar?yla a??klanmas?n? kabul etmemektedirler. ?rne?in, bugünün bilim ve teknoloji ?a??nda bile,“ta? devri”ni ya?ayan bir?ok topluluk vard?r. Bugün b?yle topluluklar ya??yorsa, bu, dünyan?n ge?mi? devirlerinde de, benzer topluluklar?n ya?ad???n? g?sterir. ?u rahatl?kla s?ylenebilir ki, tüm insan tipleri, en meden? topluluklarda do?mu? olanlarla ayn? yetenek ve geli?me potansiyeline sahiptirler.Yarat?l?? modeli, ayn? verileri tümüyle farkl? bir a??dan ele al?r. Ancak veriler, evrim modelinden ?ok, yarat?l?? modelinin a??klamalar?na uymaktad?r. Yarat?l?? modeline g?re, ?e?itli kabile ve dillerin tümü, tüm dünyay? kaplayan tufan olay?ndan arta kalan tek bir topluluktan geli?mi?tir. Bu tufan, yarat?l?? – afet modelinin savundu?u, dünya tarihinin ?ok ?nemli bir olay?d?r. Yarat?c?, onlar?, bu tek toplulu?un ortak dilini bir?ok farkl? dile de?i?tirerek ayr? topluluklar?na b?lmeleri i?in zorlam??t?r.B?ylece her kabile, da??lma merkezinden ayr?lmak zorunda kalm??t?r. Buradan ayr?lan grup, uygun bir b?lgeye yerle?erek, kendi sosyal sistemini geli?tirmi?tir. Yeni ve bilinmeyen b?lgelere g?? eden bu insanlar, ya?amlar?n? sürdürmek i?in, hi? olmazsa belli bir süre, avc?l?k ve meyve toplay?c?l??? yapm??lar, büyük olas?l?kla ma?aralarda ya?am??lard?r. Metal ve serami?i i?lemeyi bilmelerine kar??n, yeni madenler bulup ar?tma tesisleri ve ocaklar kuruncaya ve ba?ka imalathaneler kuruncaya kadar, onlardan yararlanamam??lard?r. Bunlar, s?rayla geli?mi?, yeni bir medeniyet kurulmu?tur.B?ylece belirli yerlerdeki “en eski” kültürlerin ta? devrine benzemeleri ve sonrakilerin daha medeni g?rünmeleri, evrimsel bir geli?imi de?il, g??me ve yerle?meyi g?stermektedir. Ayr?ca, ?ok yetenekli ve ?al??kan kabileler, ?ok arzu edilen b?lgelere, büyük olas?l?kla, da??lma merkezine en yak?n yerlere yerle?tiler. Di?erleriyse, ?ok uzak b?lgelere da??ld?lar. Merkezdeki, olduk?a uygar topluluk büyürken, yeni g?? dalgalar? ?evreye do?ru yay?l?yor, daha ?nce oralara yerle?mi? olanlar? da, daha ileriye, bilinmeyen alanlara itiyordu. Sonu?ta bunlar, yeryüzüne yay?lm?? oldular.?nsan tarihi hakk?ndaki bu olduk?a basit ve a??k dü?ünce, yarat?l?? - afet modelinden kaynaklanmaktad?r. Bu dü?ünce tarz?, arkeolojik ara?t?rmalarla da büyük oranda desteklenmektedir. Bu modele dayanarak yap?lan tahminlerin baz?lar? ?unlard?r:1. Medeniyetin merkezi, Ortado?u’nun bir yerinde, A?r? da?? yak?n?nda (tarihsel ?ykülere g?re büyük tufandan sa? kalanlar?n gemiden ??kt?klar? yer) ya da Babil yak?n?nda olacakt?r (dillerin kar??t?r?ld???na inan?lan geleneksel yer). Bu b?lge, tufan sonras? karalar?n bulundu?u co?raf? merkeze yak?nd?r. Yarat?c?’n?n, tufandan kurtard??? insanlar?n g??meye ba?lama noktas? olarak, buray? se?mesi do?al olurdu.2. Yeni yerle?ilen her yerde k?sa bir “ta? devri” ya?anm?? olacakt?r.3. Ta? devrini, olduk?a h?zl? bir ?ekilde, ?ehirle?me ve di?er uygarl?k belirtileri izleyecektir.4. Yüksek teknolojinin varl???, ?e?itli b?lgelerdeki ?ok eski tarihsel kay?tlardan anla??lacakt?r. Ancak bunu, zaman zaman d??ar?dan gelen sald?r?lar ya da i?ten kaynaklanan yozla?ma izleyebilecektir.5. Medeniyetin belirtileri, yay?lma merkezine ?ok yak?n olanlarda biraz daha ?nce ba?lam?? olmakla birlikte, a?a?? yukar? bütün dünyada ayn? ?a?da g?rülecektir.Yukar?daki beklentilerin tümü, arkeolojinin bugünkü bulgular?yla desteklenmekte ve yeni bulu?lar taraf?ndan da daha fazla desteklenece?i anla??lmaktad?r. ?nceki b?lümlerde g?sterildi?i gibi, uygarl?klar i?in yayg?n olarak kullan?lan (ve a?a??da aktar?lan) tarihler, birka? bin y?l ?ncesine kadar hakl? olarak indirilebilmektedir. Bu yeni tarihler yarat?l?? modeline uygundur. Yukar?daki beklentilerin baz?lar?n?n do?rulu?unu belgelemek i?in, ger?ek uygarl???n g?stergesi olarak kabul edilen birka? etmen, burada k?saca verilecektir.1. ??mlek?ilik??mlek, bina ve heykel yap?m? i?in seramik sanat?n?n yayg?nla?mas?, olduk?a eskiye uzan?r. ?imdi ??mlek, neredeyse arkeologlar?n kulland??? bir ara? haline gelmi?tir.“Orta Do?u’da, kü?ük heykeller, en ge? M. ?. 9000 y?l?nda ate?te pi?irilmi?tir.”2. Tar?m?nsanlar?n ?e?itli meslekleri yapabilmek i?in ilk a?amada, gereksinimlerinden ?ok g?da üretmesi gerekliydi. Buna g?re ilk olarak bitki ve hayvanlar? evcille?tirmeliydiler.“Yap?lan ara?t?rmalar?n ?????nda ?unu s?yleyebiliriz: Eski Dünya’n?n tar?m be?i?i Za?ros da?lar?n?n bat? eteklerinin (Irak – ?ran), Toroslar?n (Güney Türkiye) ve Celile’nin yüksek arazilerinin (Kuzey Filistin) olu?turdu?u yay?n etraf?nda bulunuyordu.”3. Hayvanc?l?kBitki ve hayvan evcille?tirilmesinin, yakla??k olarak ayn? zaman ve ayn? yerde yap?ld???na inan?l?r.“Elde edilen kan?tlar; tar?m?n ba?lang?c?n?n, hayvan evcille?tirme ve yo?un g?da toplaman?n, Yak?n Do?u’da, Mil?ttan yakla??k 9000 y?l ?ncesine uzand???n? g?stermektedir.”Besin toplay?c?l??? ile tar?m yapma zaman?n?n birbirine ?ok yak?n olu?una dikkat ediniz. ?lk evcille?tirilen hayvan, büyük olas?l?kla koyun olmal?d?r ve bu hayvan?n sadece yemek ya da derisini giymek i?in de?il, ayn? zamanda dinsel bir kurban olmak üzere evcille?tirilmi? olmas? ilgin?tir.“Shanidar Ma?aras?’nda ve yak?n?ndaki Zawi Chemi Shanidar’da bulunan bulgular, koyunun Mil?ttan 9000 y?l ?nce ve k?pek ya da ke?iden ?ok ?nce evcile?tirildi?ini g?stermektedir.”4. MetalürjiMetalin kullan?m?, büyük olas?l?kla ah?ap, ta?, fildi?i, geyik boynuzu ya da kil kadar eski olmasa da, erken tarihlerde olmu?tur.“En eski yapay metal e?yalar, Irak’?n kuzeyinde bulunan baz? bak?r boncuklard?r. Bunlar?n, Mil?ttan 9000 y?l ?nceye ait oldu?u saptanm??t?r.”?unu hemen belirtmek gerekir ki, madenleri eriterek ve ala??m yaparak i?leme sanat? bu kadar eski de?ildir. Bak?r gibi metaller, ba?lang??ta so?uk olarak i?lenmi?tir.“Tarihi tam bilinmeyen bir zamanda, ama büyük olas?l?kla M. ?. 5000 y?l?ndan k?sa süre sonra, Verimli Ay’?n (Türkiye ve Irak’? i?ine alan hilal ?eklindeki bir topra?? kapsayan ve tar?m alan? olarak kullan?lan verimli bir saha) kuzeyindeki da?larda uygun bir ate?te ?s?t?lm?? ye?ilimsi ya da mavimsi minerallerden metal elde etmek ??renilmi?tir. Yani, maden eritme tekni?i bulunmu?tur.”Evrimciler, tüm bu olaylar?n rastlant?sal oldu?unu ileri sürerler. Tufandan ?nceki insanlar metalürji bilgisine sahip olabilirler, ama tufandan sonraki insanlar?n, bu bilgiyi geli?tirebilmek i?in, ?ncelikle uygun maden cevherlerini ke?fedip eritme tesisleri yapmalar? gerekirdi.5. ?ehir ve KasabalarYukar?da say?lan uygarl??a ?zgü hünerlerin geli?mesinde, organize olmu? topluluklarla ?ok yak?n ili?kinin etkili oldu?u ?üphesizdir.“?o?u medeniyette kentle?me erken ba?lam??t?r. Büyük olas?l?kla en eski uygarl?k ve en erken kentle?me eski Mezopotamya’da ortaya ??km??t?r.”Sümerler’in büyük yerle?im alanlar?, genellikle en eski kent kültürünün merkezleri olarak bilinir. Bunlardan ?nce bile, karma??k yap?da kentlerin varoldu?u belirtilir.“?imdi biliyoruz ki, M. ?. 7500 ?ncesinde Yak?n Do?u’nun baz? yerlerinde, kimi insanlar sadece toplamakla de?il, bitkiyi ve hayvan? üretmekle ve ?ift?ilik yap?lan k?ylerde oturmakla tan?mlanan ileri bir kültür düzeyine eri?mi?lerdir.”“?ift?ilik yap?lan k?yler” arkeolojik kaz?larda ortaya ??kar?lm??t?r. Buralarda, büyük ta? binalara, kald?r?m ta?lar?yla kapl? caddelere, tekerlekli ara?lara, ?e?itli tipte kil ve ta?tan yap?lm?? süslü ve i?lemeli ara?lara rastlanm??t?r.6. Yaz?Son zamanlara kadar, baz? kan?tlara dayan?larak, yaz?n?n k?keninin, yukar?da anlat?lan uygarl?k simgelerinden bir süre sonra olu?tu?u kabul ediliyordu. Yaz?n?n k?keni de, dünyan?n ayn? b?lgesidir.“Yaz? da Yak?n Do?u’dan yay?lm?? ve uygarl???n geli?mesinde, maden kullan?m?ndan daha etkili olmu?tur... Yaz?, 5000-6000 y?l ?nce M?s?r, Mezopotamya ve ?ndüs Vadisi’nde neredeyse ayn? zamanda g?rülmü?tür.”Sümer ve M?s?r’da yaz?n?n k?keninin kentle?menin ba?lang?c?na dek uzand???n?n anla??lmas?, uygarl???n ba?lang?c?yla, ilk yaz? ?rnekleri aras?ndaki bo?lu?un kü?ülüp kaybolmas?na yol a?maktad?r. Yak?n Do?u arkeolojisinin uzmanlar?ndan Dr. William F. Albright, bu konuda ??yle der:“Sümerler... Mil?ttan ?nceki d?rdüncü bin y?lda, ilerlemi? yüksek bir kültürle en eski kent toplumunu olu?turdular.”M?s?r ve Sümer tarihinin ba?lang?c?, kral listelerini i?eren yaz?l? kay?tlar üzerine kurulur. Dolay?s?yla bu tarihler, Mil?ttan yakla??k 3000-3500 y?l geriye gitmektedir. Buradaki tarihlerin saptanmas?nda yer alan, ??zümlenemeyen birtak?m sorunlar nedeniyle bu tarihler, fazla yüksek olabilirler.Uygarl???n ba?lang?c?yla ilgili, daha ?nce s?zü edilen M.?. 8000-9000 olarak belirtilen tarihlerse, daha erken tarihler veren radyo karbon y?nteminin saptanmas? üzerine kurulmu?tur.“Yak?n Do?u’daki en eski k?ylerin M. ?. 4000 - 4500 y?llar?nda kurulduklar? tahmin edildi?i halde, bunun M. ?. 8000 y?l?na kadar uzand??? saptanm??t?r.”Bu son b?lümde g?sterildi?i gibi, radyo karbonla ya? ?l?ümü, karbonlar aras?ndaki denge temeline dayanmaktad?r. Bu denge ge?erli olmad??? i?in verilen ya?lar ?ok büyüktür.Dengesizlik modeliyle düzeltildi?i zaman, M. ?. 8000 - 9000 y?ll?k de?er, M. ?. 5000 y?l?n?n ?ncesine inecektir. Besin üretimi, madencilik ve kentle?meye ait radyo karbon ya??n?n, yerin manyetik alan?n?n azalmas?ndan dolay? biraz daha düzeltilmesiyle elde edilecek de?er, yaz?n?n ba?lang?c? i?in tarihsel olaylarla ortaya konan de?erle büyük uygunluk g?sterecektir.Dendrokronoloji (a?ac?n halkalar?yla ya? ?l?ümü) alan?ndaki ?al??malar radyo karbon ya? ?l?ümlerini genellikle do?rulam??t?r. California ve Nevada’n?n dikenli kozalakl? ?am?, bu tip ya? ?l?ümlerinde temel al?nmaktad?r. Bu türün, ya?ayan en eski a?ac?n?n, 4900 ya??nda oldu?u tahmin edilir. (A?ac?n enine kesilmi? g?vdesindeki her halka bir y?l? simgeler. Bu tespit, büyük olas?l?kla, ger?ek ya?tan en az yüzde yirmi oran?nda daha fazla olacakt?r. ?ünkü, bazen bir y?lda iki ya da daha fazla büyüme d?nemi ger?ekle?ebilir.) Ya?ayan 1200 y?ll?k bir a?a?tan ba?lanarak, 8200 y?l geriye do?ru, ?lmü? baz? a?a?lar?n ya? halkalar?na birtak?m ekler yap?larak, a?a? halkalar?n?n ya? ?l?üm s?n?r? geni?letildi.Radyo karbon ve a?a? halkas?yla ya? ?l?ümleri aras?nda ge?i? tablolar? düzenlemek i?in, bir odunun ya?? hem a?a? halkas?yla, hem de radyo karbonla ?l?ülür. Ancak bütün bu i?lemler olduk?a ?znel olup, kesinlik kazanmam??t?r. Dolay?s?yla bu y?ntem, iyice yerle?ip kabul edilinceye kadar fazla ?nemsenmeyecektir. ?unu ?nemle belirtmek gerekir ki, yeryüzünde ya?ayan en ya?l? varl?k, 4900 y?ldan ve büyük olas?l?kla 4000 y?ldan daha gen?tir. Bu da, ileri sürdü?ümüz küresel afet i?in yak?n bir tarihi desteklemektedir.Genellikle, yarat?l????lar, arkeolojik alanlarda korunan eski insanlara ve kültürlerine ait tüm eserlerin, M. ?. 4000-6000 y?llar?nda, insanl???n küresel afetten sonraki ba?lang?c?yla ba?da?t???na inan?rlar.Dünyan?n di?er yerlerinde de, Yak?ndo?u’da oldu?u gibi tüm tarihler, radyo karbon ya?lar?n?n dengesizlik durumunun gerektirdi?i düzeltmelerin yap?lmas?ndan sonra, bu yarat?l?? modeliyle uygunluk g?stermektedirler.?rne?in, becerikli insanlar?n g??lerini g?steren kan?tlar, Afrika’n?n neredeyse her yerinde bulunmaktad?r.“Sadece Afrika’da kayalar üzerine kaz?lm?? ya da ?izilmi? on binlerce resim yer almaktad?r.... Bu resimler, Sahra’n?n kuzey ucundan, ?mit Burnu’na kadar yay?lm??t?r... Büyük olas?l?kla bunlar, M. ?. 8000 y?l?na kadar uzanan bir zaman dilimi i?inde yap?lm??t?r. Ayr?ca bu, sanat türlerinin, k?tan?n bir ucundan ?bür ucuna kadar sürdü?ünü g?sterir.”M. ?. 8000 tarihi, radyo karbon y?ntemine g?redir. Ger?ek ya?, yukar?da tart???ld??? gibi, bu de?erin ayarlanmas?yla, M. ?. yakla??k 2000 - 5000’e inecektir. Tarih ?ncesi uygar insan?n, Afrika’n?n her taraf?nda sürekli olarak bulunmas? ?ok ?nemlidir.Asya’ya gelince, ?in ve Hindistan’?n ikisi de, ?ok eski uygarl?klara sahiptir. Linton, ?in’le ilgili ?unu s?yler:“En erken belirli ?in tarihi, g?k bilimine g?re M. ?. 2250 y?l?nda ger?ekle?en Tarih Kitab?’ndaki s?z edilen bir olaydan ?türü bilinmektedir. ”?in’deki Neolitik kültürler bu tarihten ?ncedir. B?ylece ?in ve Do?u Asya’n?n di?er b?lümlerinde (bir?ok ma?ara ve kayaya i?lenmi? sanat eseri bulunan Sibirya da dahil) yerle?me k?keni, Yak?n Do?u’daki ilk medeniyetin ba?lang?c?ndan ?ok sonra de?ildir.En son yerle?ilmi? olan kara par?alar?, beklendi?i gibi, Pasifik adalar? olmu?tur.“Polinezya’daki insan yerle?imi, do?usundaki Marquesas’ta M. ?. 122’de, bat? ucundaki Samoa’da M. S. 9’dad?r.”Yeni Zelanda’da yerle?im, yakla??k M. S. 1000 y?l?nda ba?lam??t?r. Antarktika’da ise, ancak yak?n zamanlarda bilimsel ara?t?rma ekipleri taraf?ndan bir yerle?im ba?lat?lm??t?r.Afrika’daki bulu?lardan biri an?lmaya de?erdir. Bu, ya insanl?k tarihini tespitte kullan?lan standart y?ntemin ge?ersizli?ini g?sterir ya da medeniyet k?kenini antropolojik olarak ortaya koyan y?ntemi tamamen de?i?tirir. “Son iki y?lda Afrika’da iki bulu? yap?ld?. Bu, bir bak?ma, insanl???n evrimi ve k?keniyle ilgili uzun zamand?r izlenen tezlere meydan okumad?r. Bunlar?n biri, Kenya’da yakla??k 2,8 milyon ya??ndaki bir katman alt?nda bulunan ve bir insana ait olan kafatas?yla kemiklerdir. ?kinci ke?ifse, Güney Afrika’da Swaziland ve Natal aras?ndaki s?n?rda bir ma?aran?n bulunmas?d?r. ?nsanlar, 100.000 y?l ?nce burada ya?am?? ve ?a?da? bir ya?am sürmü?lerdir.“...S?n?r ma?aras?nda oturanlar, madencilik tekni?ini ??renmi?lerdi. Bunlar k???t kesecek kadar keskin kenarl? akik b??aklar ve bir?ok i?lenmi? ara? yapm??lard?r. Say? sayabiliyorlard? ve ilkel kay?tlar? kemik par?alar? üzerinde korudular. Bunlar?n, ayn? zamanda baz? dinsel de?erleri vard? ve ?lümden sonraki ya?ama inan?yorlard?.”Bu de?erlere g?re, uygarl?k 9.000 y?l ?nce de?il, 100.000 y?l ?nce Afrika’da ba?lam??t?r! Ayn? ?ekilde, Alexander Marshack’?n bulu?unu hat?rlay?n?z. 135.000 y?l ?nceye ait, ta?lar üzerine oyulmu?, yaz?ya benzeyen baz? simgeler bulmu?tur.Yarat?l?? modeline g?re, bu tarihlerin bir hayli a?a??ya ?ekilmesi gerekir. Elbette g?reli tarihler ?nemlidir. Tüm bunlar bize, eski insan?n (hatta Neanderthal adam? ?ncesi bile) sadece ger?ek bir insan de?il, ayn? zamanda medeniyet ve teknolojiye sahip bir kimse oldu?unu g?stermektedir. Ayr?ca bu hüner ve medeniyet, sadece k?kensel yay?lma merkezinde kalmam??, pek ?ok b?lgeye da??lm??t?r.Dikkat edilirse, ilk insan tarihiyle ilgili, etnoloji, arkeoloji, dilbilimi ve konuyla ba?lant?l? di?er bilim dallar?n?n ortaya koydu?u de?erlerle, yarat?l?? modelinin g?rü?leri, evrim modelinden daha fazla uyum g?stermektedir. Bu nedenle biz okullara ve ?zellikle ??retmenlere tekrar rica ediyoruz ki, bu ?nemli konunun ??retisi, her iki model a??s?ndan da ??rencilere sunulsun.?nsan?n canl?lar aras?nda e?siz oldu?unu g?steren ?nemli bir nitelik daha vard?r. Bu da, geli?mi? hayvanlarda bile bulunmayan, onun dindar do?as?d?r. Hatta biraz ?nce an?lan 100.000 y?ll?k s?n?r ma?aras?nda ya?ayanlar?n da, din? inan?lar? vard?. ?nsan?n bu niteli?inin k?keni ve ?nemi ?imdi tart???lacakt?r.Dinin K?keniBu b?lümde din konusunu dinsel a??dan de?il, tamamen bilimsel a??dan tart??mak istiyoruz. Kutsal Kitap’tan ya da dinsel kuramlardan aktarmalar yapmayaca??m?z gibi, herhangi bir dini de savunmayaca??z. Bununla birlikte, insan k?kenini yans?z olarak saptamak i?in, insan do?as?n? oldu?u gibi ortaya koymaya ?al??aca??z.?u bir ger?ek ki, insan?n hayvanlardan farkl? olarak; etik,ahl?k?, estetik, idealist ve dinsel kavramlar? vard?r. Bunlar? ya evrim yoluyla ya da do?rudan yarat?l??la kazanm??t?r. Bu, fen biliminin ortaya koymas? gereken nesnel bir ger?ektir. E?itim süreci de bunu yans?t?r. ??retmenler, ??rencilerine baz? ahl?k? de?erleri iletmek isterler. Bu istek, ??rencilerin, ahl?k? yap?lar?n?n oldu?unu varsay?yor. Bir ??retmen, ??rencilerinin ahlak? anlayabilme ve ya?amlar?na uygulayabilme do?as?na sahip olduklar? ger?e?ini ?nemsemeden, anlaml? ve uygun de?erleri nas?l anlatacakt?r?Din terimini, tüm etikahl?k? de?erleri ve temel anlamlar? i?ine alan ?ok geni? bir anlamda kullan?yoruz. Bu a??dan, ger?ekte evrim de ateizm de dinsel inan? sistemleridir. Yarat?l????lar?n, evrimin okullardaki yo?unla?t?r?lm?? e?itimine kar?? ??kmalar?n?n temel nedeni, evrimcilerin ahl?k sistemlerini kesin do?rular ?eklinde gen?lere sunmalar?n?n, onlar? ?zel bir din do?rultusunda ?artland?rmak anlam?na gelmesidir.Evrimin, temelde bir din oldu?u, Amerika Hümanist Derne?i taraf?ndan resmi olarak onaylanm??t?r.“Hümanizm, insan?n kaderini kendisinin belirledi?i bir inan?t?r. Bu yap?c? bir felsefe, tanr?s?z bir din ve bir ya?am yoludur... Amerika Hümanist Derne?i, 1940’l? y?llarda, ?llinois’te, e?itim ve dinsel ?abalar i?in kurulmu?, kar amac? gütmeyen, vergiden muaf bir dernektir.”Kitap??kta, Julian Huxley, H. J. Muller, Hudson Hoagland ve di?er bir?ok ünlü evrimci, bu derne?in üyesi olarak tan?t?lmaktad?r. Kurucular listesinde, John Dewey’nin ad? ge?mektedir. O, halk e?itimiyle ilgili modern felsefeden, herkesten daha ?ok sorumlusudur.Amerika Hümanist Derne?i’nin tan?t?m kitap????nda Julian Huxley, ??yle demektedir:“Ben ‘hümanist’ kelimesini, insan?n vücudu, akl? ve ruhunun do?aüstü bir gü? taraf?ndan yarat?lmad???n?, bunlar?n, evrimle ortaya ??km?? bir bitki ya da hayvan gibi do?al bir varl?k oldu?unu kabul eden bir kimsenin inanc? olarak kullan?yorum. Bu insan, baz? do?aüstü varl?k ya da varl?klar?n denetimi ve korumas? alt?nda de?ildir, kendine ait gücü ve iradesi vard?r.”Julian Huxley, John Dewey ve ba?kalar? da istiyorlarsa, b?yle bir inanca sahip olabilirler. Buna, kimsenin bir diyece?i olamaz, ama, b?yle bir inanc?, “bilim” ad? alt?nda sunarak, gen?leri belli bir y?nde ?artland?rmaya kimsenin hakk? yoktur. Ger?i yarat?l?? da inanca dayanmaktad?r. Ancak yarat?l?? modeli, bilimsel veriler i?in en az evrim modeli kadar etkin bir ?er?eve sa?lar.Bir?ok ??retmen, ABD Yüksek Mahkemesinin, halk okullar?nda yarat?l?? ??retilmesini yasaklad??? bi?iminde yanl?? bir kan?ya sahiptir. Asl?nda, mahkeme, yarat?l?? g?rü?ünün tek yanl? olarak sunulmas?n? yasaklam??t?r ve yarat?l????lar bu kural? i?tenlikle desteklerler. Ger?ek ?u ki, bu kural, yarat?l??a uyguland??? bi?imde e?it olarak, evrime de uygulan?r.Hakim Abe Fortas’?n konuyu hukuksal a??dan de?erlendiri?i ??yledir:“Demokrasimizdeki eyaletsel ve federal hükümet... dinsel teorinin g?rü?leri kar??s?nda yans?z olmal?d?r... Bir dinsel teoriyi di?erine kar?? koruyucu ve te?vik edici duruma dü?memelidir.”B?ylece, evrim ??retilecekse, yarat?l?? da ??retilmelidir. Ayr?ca ikisi e?it olarak de?erlendirilmelidir. Birisi di?erine kar?? desteklenmemelidir. ?ki modelin, kar??la?t?rmal? temellere dayanarak, bilimsel kan?tlarla sunulmas? ve tan?mlanmas?n?n en iyi ve en adil yol oldu?una inan?yoruz. Dolay?s?yla, b?yle hareket edilmesini ?neriyoruz. Bu kitap, daha ?ok, ??retmenlere yarat?l?? modelini destekleyen kan?tlar vermek i?in haz?rlanm??t?r. ??retmenlere de, evrim modeli ??retilmi?tir. Okul kitaplar?nda da, evrim büyük ilgi g?rmektedir. Elinizdeki kitap iki model aras?nda e?itli?i sa?lamak amac?yla yaz?lm??t?r.Dinin baz? ilkelerini tan?mak, insan do?as?n?n bir gere?idir (?zellikle ?ocuklarda). Bu dinsel yap?n?n, do?aüstü bir gücün denetiminde olmad??? iddia edilse de, bu b?yledir. Kar??m?za ??kan soru bu olguyla ilgilidir. ?nsan?n dinsel do?as?n?n kayna?? nedir?Bu konuda da yarat?l?? ve evrim modellerinin konuya bak?? a??lar?n? g?zler ?nüne sermeye ?al??aca??z. ?nce evrim modelinin a??klamalar?n? ele alal?m. Evrim, insan?n ahl?k? do?as?n? nas?l a??klayacakt?r? Bir evrimci olan Dewey, bu konuda ?unlar? s?yler:“?nsan?n kendisinden ve toplum olu?turmas?ndan ?nce varolan kozmik süre?le, ahlaki süre? aras?nda büyük bir ayr?m bulundu?undan ?üphe yoktur. Ancak bildi?im kadar?yla, tüm bu ayr?mlar, kozmik süre? ve gü?lerin insanda bilin? düzeyine yükseldi?i olgusuyla ilgilidir. Yani, hayvandaki de?i?ime e?ilim, insandaki bilin?li ?ng?rü olmu?tur. Hayvandaki deneme ve yan?lma yoluyla bilin?siz uyum ve canl? kalma, insandaki bilin?li dü?ünce ve deneye d?nü?mü?tür. Bilin?sizlikten bilince ge?i?in olduk?a ?nemli oldu?u a??kt?r. Ahlaki olanla olmayan aras?ndaki fark bu ge?i?le ilgilidir.”Yukar?daki s?zleri okuyan biri, bu parlak ifadelerin etkisi alt?nda kalacakt?r. Ancak ileri sürülen kan?t ve yorumlar?n, var?lan sonu?lar? destekledi?i s?ylenemez. Hayvandaki bilin?siz i?güdüsü, insandaki bilin?li ?ng?rü durumuna nas?l d?nü?mü?tür? “Deneme ve yan?lma” y?ntemi, bilin?siz uyumu bilin?li dü?ünceye nas?l d?nü?türmü?tür? Bu sorular ??züme kavu?mam??t?r.Burada korkun? bir bo?luk vard?r ve ileri sürülen nedenlerin, sonu?lar? ortaya ??karmas? olanaks?z g?rünmektedir. Bununla birlikte, bu, Dewey’nin dü?üncesi ve üzerine kurulmu? olan e?itim felsefesinin, yar?m yüzy?ldan daha uzun süredir, devlet okullar?nda ?ok derin etkileri olmu?tur. Onun yakla??m?, tümüyle, Darwin teorisinin insan?n ahlaki davran??lar?na uyarlanmas? olarak g?rünmektedir.“Dewey, Darwin dü?üncelerini sistematik olarak ilk kullanan e?itim felsefecisidir.”Evrimciler aras?ndaki di?er bir konu da ?udur: Madem evrim, insanda bilincin yan? s?ra bütün ahl?k? de?erleri ve evrim olay?n? anlayacak zek?y? ortaya ??karm??t?r, ?yleyse biz ?imdi, gelecekte ger?ekle?ecek tüm evrim olaylar?n? do?ru olarak tasarlay?p y?netebiliriz.Amerika’n?n ?nde gelen evrimci genetik?ilerinden H. J. Muller bu konuda ??yle der:“Ortak kulland???m?z ve uygulad???m?z e?siz ileriyi g?rme yetene?iyle, durumumuzun güvenceye al?nmas? ve daha iyi hale getirilmesinde, k?r do?an?n yanl?? ad?mlar?ndan, zalimliklerinden, gittik?e artan bir ?ekilde korunabilir, kendi do?am?z? de?i?tirebilir ve kendi de?erlerimizi daha üst düzeye ??karabiliriz.”Hudson Hoagland da Amerika Bilim ve Sanat Akademisi ba?kanl???n? yapt??? zaman benzer ?eyler s?ylemi?tir:“?nsan?n, hayvanlara k?yasla e?sizli?i, kendi evrimini denetleme ve y?nlendirme yetene?inden gelmektedir. Bilim de onun, bu yolla elde etti?i en gü?lü ara?t?r. Biz, biyolojik ve kültürel evrimlerin ürünüyüz. Tüm di?er bitki ve hayvanlar? ortaya ??karan do?al se?ilimin bir sonucuyuz. Evrimin ikinci türü psikososyal ya da kültürel evrimdir. Bu kültürel evrim türü sadece insana ?zgü olup tarihi ?ok yenidir. B?yle bir kültür, yakla??k bir milyon y?l ?nce bizim ara? yapan hominid atam?zla ba?lam??t?r.”?nsan?n, gelecekte evrimini kendisinin denetleyebilece?i inanc?, evrimin bir din oldu?unun di?er bir kan?t?d?r. Hatt? genetik?i ve biyokimyac?lar?n, genetik mekanizmalar?, b?yle ?eyleri yapabilecek kadar anlayacaklar?n? varsaysak bile, bir sonu? elde edilirken, bir sürü ahlaki de?erlendirmenin yap?lmas? gerekecektir. Genelde, gelecekte bir bireyin istenen ?zellikleri ya da evrimin gelecekteki seyri hakk?nda verilecek her karar, ahl?k? de?erlere ait felsefe sistemiyle yak?ndan ilgili olacakt?r. Buysa, ger?ekte sorunun din? olarak de?erlendirilmesidir.Ancak rastlant?sal ve ahlaki de?erlere sahip olmayan bir evrim süreci, b?yle tasar?mlar ve de?erlendirmeler yapabilen, ki?isel bilin? ve ilkelere sahip, karma??k yap?da bir insan? nas?l ortaya ??karacakt?r? Bir do?a bilimci olmaktan ?ok, bir sosyal bilimci olan Hoagland bu konuda ?unlar? s?yler:“?nsan ve onun davran??lar?, tümüyle rastlant?sal mutasyonlar ve do?al se?ilim yoluyla ortaya ??kan evrimin ürünüdürler. Ama?s?z do?al se?ilim, ama?l? insan davran??lar?n? yaratm??t?r. Bu davran??lar? edinen insan da, ama?l? bilgisayar i?lemlerini ortaya ??karm??t?r.”Baz?lar? buna inanabilir. Ancak, bunun bilimsel oldu?unu s?yleyebilir mi? Bu, neden - sonu? ba?lant?s? kurulmu? bir bilim mi, yoksa bir büyücülük inanc? m?d?r? Bir kimse, atlar?, arzular?n yaratt???na inanmak ve geli?igüzel hareket eden par?ac?klar?n zamanla, bilin?li, heyecanl?, istekli, ahl?kl?, dindar davran??lar? ortaya ??kard???n? kabul etmek isterse, b?yle bir inan??, iman?n bir ko?ulu olarak kabul edilebilir. Ancak hi? kimse, b?yle hayal? ?eyleri, bilim ad? alt?nda gen?lere okutmak ve beyinlerini bu g?rü?lerle y?kamak hakk?na sahip de?ildir.?nsan?n ahl?k? ve dinsel do?as?, Hoagland ve Dewey’nin yapt??? gibi anlams?z ve basmakal?p s?zlerle a??klan?rsa, evrim modeli tam bir kar???kl?k i?inde demektir. Yukar?da g?rü?leri aktar?lan ki?iler de, psikososyal evrim alan?n?n ?nde gelen uzmanlar?ndand?r.Peki ya yarat?l?? modeli? Yarat?l?? modeli, insan da dahil tüm varl?klar?n, sonsuz gü? ve bilim sahibi, ki?isel, ama?l? ve ahlakl? bir Yarat?c? taraf?ndan yarat?ld???n? kabul eder. Evrim modelinden farkl? olarak, yarat?l?? modeli, bilimsel bir yasa olan neden-sonu? yasas?na inan?r. Yarat?c? ?lk Nedendir ve insan? zeki, ahl?kl?, amac? ve inanma ihtiyac? olan bir varl?k olarak yaratm??t?r. Yarat?l?? modeli, g?zlenebilen tüm olgularla tam bir uyum i?indedir. Olgular?, dolays?zca ve ?üphe ya da utan? duymaks?z?n a??klayabilmektedir.?imdi bu kitap g?stermi?tir ki, yarat?l?? modeli, eklenen afet modeliyle birlikte, bilimin her alan?ndaki ger?ek olgularla ve deneyimlerle, evrim modelinden ?ok daha fazla uyum g?stermektedir. Madem ki, tarih g?zlenemez ve yeniden ya?anamaz, ?yleyse baz? konular ne kan?tlanabilir ne de ?ürütülebilir. Ancak, bu kitab?n kan?tlamaya ?al??t??? gibi, yarat?l?? modeli ger?ek dünyan?n olgular?yla evrimcilikten ?ok daha do?al ve daha do?rudan uyum g?stermektedir.Paleoantropolojinin Tuzaklar?K?kenlerle ilgili olarak Kutsal Kitap yaz?lar?na ge?meden ?nce, bu kitaptaki bilimsel tart??maya bir dipnot olarak, evrimci antropologlar?n s?ylemlerinin ge?mi?te ?ok ?e?itli ve güvenilmez oldu?unu belirtmekte yarar vard?r. “Hominid” fosiller zaman zaman bulundu?u ve bulgular, medyay? denetleyen liberal hümanistlerce desteklendi?inden bunlara ?zenli bir ku?kuyla yakla??lmal?d?r. Antropoloji uzmanlar?n?n ge?mi?teki hatalar? unutulmamal?d?r.“Ger?ek fosil kafatas? ve bir modern maymun alt ?enesinin hileli bir kar???m? oldu?u ortaya ??kan Piltdown Adam?’n? ya da asl?nda domuz benzeri vah?i bir hayvan oldu?u anla??lan Bat? Maymunu’nu, Hesperopithecus’u hat?rlamak zorunday?z...”“?lkel insanlar hi?bir evrim teorisinin ?ng?remeyece?i de?i?imlerden ge?mektedirler. En eski iki ayakl? hominidler, yani ilkel insanlar, Do?u Afrika’da dans eden bir ay?y? and?ran bir canl?ya d?nü?ürken, Kuzey Afrika’ya ait en eski hominoid de (maymunlar?n ve insanlar?n atas?) son zamanlarda, yunusun ilkel bir türüne d?nü?mü?tür. De?i?iklikler, eski insanl??a ait g?rü?leri temel olarak de?i?tirmese de, antropologlar?n, insanlar?n atalar? konusunda yürüttükleri ate?li ?abalarla ilgili tart??malar? ate?lemi?tir.”Antropolog Tim White bunun üzerine “hominoid”e Flipperpithecus ad?n? vermi?tir!“Uzun zamand?r ?e?itli kemikleri insan k?prücük kemikleri sanma gelene?i sürmektedir. …usta antropologlar bir timsah kal?a kemi?ini ve ü? parmakl? bir at?n ayak parma??n?, yanl?? bi?imde, k?prücük kemi?i olarak tan?mlam??lard?r.”Ba?ka bir sorun da insans? fosillerin nadiren bulunmas?d?r. (Bir zamanlar ya?am?? olmas? gereken milyarlarca canl? g?z ?nüne al?nd???nda, evrim do?ruysa, bu ?ok tuhaft?r!)“En az?ndan paleoantropolojide, bilgi ?ok az oldu?u i?in, yorumlar?, a??rl?kl? olarak teorinin etkiledi?ini biliyorum.”Asl?nda ortada incelenecek ?rnekten ?ok daha fazla paleoantropolog bulunmaktad?r!“?nemli olan ?udur ki, insan?n evrimiyle ilgili elimizdeki tüm fiziksel kan?tlar, h?l?, bir tabutun i?ine kolayca s??acak kadard?r.”Eldeki bilgilerin azl??? yüzünden, baz?lar? ciddi bi?imde, insano?lunun maymunsu bir atadan geldi?i g?rü?ü yerine, kuyruksuz maymunlar?n insans? bir atadan geldi?i g?rü?ünü ?ne sürmektedirler.“?empanzenin insandan türedi?ini, bu iki canl?n?n atalar?n?n, maymundan ?ok insana benzedi?ini dü?ünüyoruz.”Bunlar günümüzde paleoantropoloji alan?ndaki dü?ünce uyu?mazl?klar?n?n yaln?zca birka? ?rne?idir. Ancak, insan ger?ekten evrim ge?irdiyse, bu, kay?tlarda en net ve en iyi bi?imde kan?tlanm?? bir olay olmal?yd?!K?kenler hakk?ndaki hümanist kuramlar üzerinde bu kadar durmak yeterlidir. Do?ru ve ger?ek kay?tlar Kutsal Kitap’tad?r ve bu da son b?lümümüzün konusudur.8KUTSAL K?TAP’A G?RE YARATILI?Yarat?l?? Kitab?n?n Tarihsel Güvenilirli?iGe?mi? b?lümlerde, günümüz biliminin temel durumunun evrim teorisinden ?ok, yarat?l?? teorisine uyum sa?lad??? g?sterildi. H?l? ??züm bekleyen baz? sorunlara kar??n, hi?biri yarat?l?? modeline inananlar? endi?elendirebilecek ?nemde de?ildir. Oysa, evrim teorisi i?indeki bir?ok sorun ?ok ciddidir. Ancak bilimsel a??dan, ?zel yarat?l?? olay? ve afet?ilik dü?üncesinin do?rulu?u benimsenebilir en yüksek olas?l?kt?r.Bununla birlikte, yarat?? sürecinin ayr?nt?lar?, süreklili?i, düzeni, y?ntemleri ve ama?lar? bilimle saptanamaz. Bilimsel y?ntem, günümüzün süre?leriyle s?n?rlanm??t?r ve termodinami?in kan?tlanm?? kurallar?na g?re bu süre?ler hi?bir ?eyi yaratamaz.Yarat?l?? ger?ekse, bir Yarat?c? var demektir ve evren, onun eseridir. Bu yarat??ta, onun bir amac? vard? ve g?rünü?e g?re insan, o amac?n merkezindedir, ?ünkü sadece insan yarat?l?? kavram?n? bile anlayabilmektedir. Buna g?re, Tanr?’n?n, yaratt??? insanlara, yarat?l?? hakk?nda kendi kendilerine hi?bir zaman bulamayacaklar? gerekli a??klamalar?, esin yoluyla bildirmesi mant?kl?d?r.??te O’nun “ba?lang??lar” kitab? olan Yarat?l?? (Tekvin) arac?l???yla yapt??? budur. Ele?tirmenlerin ?o?unun iddia etti?i gibi Yarat?l?? kitab?n?n yarat?? b?lümleri, modas? ge?mi? efsaneler de?il, evrenin ilkel tarihini bildiren harika ve ger?ek bildirilerdir. Bu b?lümler, bilimin tan?mlayabilece?inin ?ok ?tesinde bilgi veriyorlar ve ayn? zamanda, bilimin tan?mlayabildi?i olgular?n do?ru yorumlanmas? i?in doyurucu bir zihinsel ?er?eve sa?l?yorlar.Yarat?l?? kitab?n?n tarihselli?ine kar?? eskiden ?ne sürülen kan?tlar, art?k a??r basmamaktad?rlar. Bir zamanlar iddia edildi?ine g?re, ne Hz. Musa ne de ondan ?nce gelen birisi Yarat?l?? kitab?n? yazamad?, ?ünkü o zamana kadar nas?l yaz?laca??n? bile bilmiyorlard?. Art?k bunun gibi bir fikir ileri sürmeye kimse cesaret edemez. Arkeologlar?n uzun zamandan beri yapt?klar? saptamalara g?re yaz?, Hz. Musa’dan ?ok ?nce, hatta Hz. ?brahim’den bile ?nce toplum taraf?ndan kullan?lmaktayd?. Dünya ?ap?nda yap?lan yeni ke?ifler g?steriyor ki, evrimcilerin olas?l?k vermedikleri kadar erken tarihlerde, eski ?a? insanlar? bir?ok alanda ?ok beceriklidiler ve teknolojiye sahiptiler. Asl?nda, evrimsel varsay?mlar d???nda, insano?lunun ilk yarat?ld??? andan itibaren, okuyup yazabilme yetene?inin oldu?una inanmamak i?in hi?bir neden yoktur.Bunun gibi Yarat?l??’?n 12. b?lümünden itibaren yer alan tan?mlar?n (kültür, gelenekler, etimoloji, co?rafya, siyasal bilimler...) bir?ok arkeolojik kan?tlar? oldu. Bu tan?mlar o kadar ger?ek?i ki, tan?mlanan ki?ilerin ya?ad??? d?nemde ya?ayanlar taraf?ndan yaz?lm?? olmal?d?rlar. Evrimsel varsay?mlar d???nda, Yarat?l??’?n 12. b?lümüyle do?al olarak birle?en 11. b?lümün tarihselli?ini yads?mak i?in hi?bir mant?kl? neden bulunmamaktad?r.Son olarak, bu b?lümde g?sterilece?i gibi, Yarat?l??’?n ilk b?lümlerinin tarihsel do?rulu?u ve Tanr? s?zü niteli?i ta??d??? Yeni Antla?ma’n?n tüm yazarlar? ve ?sa Mesih taraf?ndan kabul edildi. Bu kay?tlar? do?ru ve güvenilir olarak kabul etmek, ?sa’n?n do?ru ve güvenilir oldu?unu kabul etmenin gere?idir.Yarat?l?? Kitab?n?n B?lümleriYarat?l?? kitab?n?n daha iyi anla??lmas? i?in b?lümlere ayr?lmas?n?n ?e?itli yard?mc? yollar? var. En a??k b?lüm yarat?l???n alt? günüdür. Tanr?’n?n yaratma ?al??malar?n?, düzenleme ?al??malar?ndan ay?rt etmekte ?nemlidir.Bir ba?ka b?lümleme, tüm Yarat?l?? Kitab?’n?n yap?sal b?lümleriyle ilgilidir. Bu b?lümler, “. . .’?n soyunun ?yküsü” türünden s?zlerle birbirinden ay?rt edilir. Bunlar?n her birisi bir ?ykünün sonunu ve bir di?erinin ba?lang?c?n? belirtiyor. Bu olgu, b?lümlerin her birinin, büyük olas?l?kla farkl? bir yazar?n?n oldu?unu g?steriyor.1. Yarat?l???n Ger?ek Yazarlar?Musa’n?n zaman?ndaki insanlar yazma bilmediklerinden, kendisinin de Yarat?l?? kitab?n? yazamayaca?? s?ylencesi ?oktan yalanlanm??t?r. Buna kar??n bi?emlerde ve kelime bilgilerinde g?rülen baz? farkl?l?klar, bir?ok insanca ortaya at?lan, Yarat?l??’?n ?zgün belgelerinin birden fazla yazar? oldu?una ili?kin “kaynaklar” teorisini hakl? ??kar?yor.Yarat?l?? kitab?n?n Yeni Antla?ma’da s?k s?k al?nt?lanmas?na kar??n, bu al?nt?lar?n hi?bir yerde Musa’ya atfedilmemesi ?nemlidir. Ancak, Musa’n?n di?er d?rt kitaptan yap?lan al?nt?lar s?k s?k ona atfedilirler. ?te yandan, Yahudiler, ?üphesiz, be? kitab? da Hz. Musa’n?n kitaplar? olarak benimsemi?lerdir. Hz. Musa’n?n Yarat?l??’?n yazar?ndan ?ok edit?rü oldu?u anla??ld???nda, bu karma?a kolayca ??zülür. De?i?ik b?lümlerin ?zgün yazarlar?, isimleri “. . .’?n soyunun ?yküsü” s?zleriyle belirlenenler atalar?n kendileriydi.Eski zamanlardaki yayg?n gelene?e uyarak, ta? levhalar?n üzerine yaz?lan kay?tlar ve hikayeler, belki de sonralar?, kitapl?klara ya da halka a??k depolara yerle?tirilerek nesilden nesle aktar?ld?. Yarat?l??’?n ?zgün kay?tlar?n?n g?rgü tan?klar? taraf?ndan yaz?ld???na ve atalardan, yani Hz. Adem’den, Hz. Nuh’tan ve Hz. ?brahim’den en sonunda Hz. Musa’ya aktar?ld???na inanmak ?ok mant?kl? g?rünüyor.Tüm bu eski kay?tlar toplanarak, Hz. Musa taraf?ndan düzenlenmi?, gerekli ba?lant?lar ve a??klay?c? yorumlarla birlikte son bi?imlerinde alm??lard?r. Hz. Musa daha sonra, bunlar? izleyen M?s?r’dan ??k??, Levililer, ??lde Say?m ve Yasa’n?n Tekrar?’nda g?rmü? oldu?umuz, kendine ait hikayeleri de derlemi?tir. Bu olguyu anlamak, bu eski tarihleri ?ekici bir bi?imde canland?rmaktad?r. Bunlar, ku?aktan ku?a?a s?zlü olarak aktar?lan basit eski olaylar de?il, fiili olaylar?n g?rgü tan?klar?, bunlar? ya?am?? insanlar taraf?ndan yaz?lm?? olan raporlard?r.Eski Antla?ma’n?n Yunanca ?evirisinde, “nesiller” anlam?n? ta??yan ?branice kelime, “Genesis” olmu?tur. Genesis kelimesi kitab?n ba?l??? olarak kabul edilip benimsenmi?tir, yani eski atalar?n nesiller kitab?. Genesis kelimesi hem olaylar?n ba?lang?c?, hem de nesillerin kay?tlar? dü?üncesini i?erir. Eski zamanlarda genel olarak olaylar? kaydeden kimseler, bir tableti tamamlad?klar?nda, bir i?aret olmas? a??s?ndan, tabletin sonuna kendilerine ait bir imza atarlard?. “Bunlar Nahor’un tarihsel kay?tlar?d?r” bi?iminde yazabilirlerdi. Daha sonra ba?ka bir yazar ayn? kayd? ba?ka bir tablete ge?irecekse, belirledi?i kelimelerle ya da uygun cümlelerle, eski kitapta bak?lmas? gereken yeri g?steren bir not koyup eski tabletin, birbirine yak?n ve uygun b?lümlerini belirtirdi.Ger?i, nesiller formülünün bundan ?ncekinde mi yoksa bunu izleyen di?er ayetlerde mi uyguland??? konusunda baz? ?üpheler var. Bu a??klaman?n ?nemi, bir ?ncekini onayl?yor gibi g?rünüyor. Bütün durumlarda, her b?lümde tan?mlanan olaylar, ad? onu izleyen insanlar taraf?ndan bilinirdi, ama ad? ondan ?nce gelenler taraf?ndan bilinemezdi. ?rne?in “?kinci Yarat?m Hikayesi” diye adland?r?lan Yarat?l?? 2:3’ten 5:1’e kadar olan b?lüm, “Adem soyunun ?yküsü” olarak tan?mlan?r. Ancak Adem, Yarat?l?? 5:1-6:8’deki ayetlerde anlat?lan tüm olaylar? bilemezdi. Yarat?l?? 6:9’da bu b?lüm, “Nuh’un nesilleri” olarak tan?mlan?r.Bu yüzden, ger?ekte iki yarat?? hikayesi vard?r, ikincisi Adem taraf?ndan, kendi bak?? a??s?ndan yaz?lm??t?r. Birincisi (Yarat?l?? 1:1-2:3) kimse taraf?ndan g?zlemlenemezdi ve do?rudan Tanr? taraf?ndan yaz?lm?? olmal?d?r. Tanr? bunu, on emri kendi “parma??yla” yazd??? gibi (??k. 31:18) ya da esin yoluyla yazm?? olabilir. Yarat?l?? 2:4’deki soylar s?zü, ki?isel ad?yla kimli?i belirlenmemi?, soylardan yaln?zca birini belirtir: “Yerin ve g??ün yarat?ld?klar? zamandaki soylard?r...” Bu, Yarat?c?’n?n, do?rudan ve kendine ?zgü bir bi?imde yaratt??? g?k ve yerle ilgili ki?isel hikayesidir. Bu sadece edebi bir türdür diyerek, olaylar?n tarihselli?ini ?üpheye dü?ürmemek iyi olur. Tersine, insano?lu Yazar’?na inanarak, boyun e?erek, Tanr?’n?n kolay anla??l?r kelimelerle, a??k konu?arak insano?lunun hi?bir zaman kendi kendine ke?fedemeyece?i ?eyleri bildirdi?ine inanmal?d?r.2. Tanr?’n?n “Yarat?m” ve “Yap?m” ?al??malar?Birinci yarat?? hikayesi ?u ifadeyle sona ermi?tir: “Tanr? o gün yapt???, yaratt??? bütün i?i bitirip dinlendi” (Yarat?l?? 2:3). Anla??lan, yarat?? haftas?nda, Tanr? taraf?ndan iki “i?” tamamlan?p kaydedildi. Baz? durumlarda, onun ?al??mas? yaratma (?branice bara); di?erlerinde, yapma (?branice asah) ya da bi?imlendirmedir (?branice yatsar). Bu ifade, bu b?lümde belirtildi?i gibi, Tanr?’n?n ?al??malar?n? s?n?fland?rmak i?in, ba?ka bir ?nemli yol bulmam?z? sa?l?yor.Tanr?’n?n yarat??? ba?ka kelimelerle anlat?l?rsa, her ?eyi, daha ?nce hi?bir bi?imde varolmayan bir hi?likten (elbette Tanr?’n?n kendi gücü d???nda) var etti?i bi?iminde anlat?labilir. Bu anlamda sadece Tanr? yaratabilir ve Kutsal Kitap’?n hi?bir yerinde Tanr?’dan ba?kas? i?in “yaratma” kelimesi kullan?lmamaktad?r. Tanr?’n?n insano?luna verdi?i zeka ve yeteneklerle, insano?lunun, basit bir bile?imden, kar???k bir sistemi bir araya getirerek bir ?eyler “yapabilmesi” olas?d?r; ancak hi?bir ?ey yaratamaz. Tanr? da bir ?eyler “yapabilir” ve yapt??? zaman insan?n yapt???n?n daha ilerlemi? ve daha etkilisini yapar. Tanr? ger?ekten bunu, yarat?m ?al??malar?yla, yarat?m haftas? süresince yapm??t?r. Tanr?’n?n ?al??malar?n?n iki türü, yarat?m ve yapma, o haftan?n sonunda bitti. “...Tanr?, dünyan?n kurulu?undan beri i?lerini tamamlam??t?r” (?braniler 4:3).Yarat?l?? 1’de, ger?ek yarat?m olan (bara yüklemini kullanarak) sadece ü? ?al??mas?n?n belirtilmesi ?nemlidir. Bunlar: (1) Yarat?l?? 1:1’de yaz?l? fiziksel evrenin temel elemanlar?n?n yarat?lmas?, yani, uzay, hacim ve zaman (g?kler, dünya, ba?lang??). (2) Yarat?l?? 1:21’deki bilincin yarat?lmas?d?r (?branice nephesh, yani “ruh”). Nephesh ayn? zamanda ?branice ruach (“ya?amsal soluk”) ile ili?kilidir. (Yarat?l?? 1:21’de “canl?lar,” genellikle “can” ya da “ya?am” olarak ?evrilen nephesh kelimesinden gelir. (3) Yarat?l?? 1:27’de s?z edilen, insanda yarat?lan Tanr?’n?n sureti.Sonu?ta, yarat?lan ü? temel ?ey vard?r: Bütün cans?z ve bilin?siz canl? sistemlerin (?rne?in bitkiler) yap?ld??? evrenin maddesel unsurlar?; fiziksel sistemleri ayn? unsurlardan olu?an, ancak bir bilin? kapasitesi ta??yan hayvan dünyas? ve insanlar. ?nsanlar da evrenin fiziksel maddelerini ve hayvanlar?n bilin? kapasitesini payla??r, ama ayn? zamanda “Tanr?’n?n suretinde” yarat?lmak gibi e?siz bir ?zelli?e sahiptir.3. Alt? Günlük ?al??maBu büyük yarat?m?n aras?nda bir?ok olu?um ger?ekle?ti. Doruk noktas?, insan?n bedeninin fiziksel maddelerle düzenlenmesi, ya?am?n? ve nefesini Tanr?’n?n ruhundan almas?d?r (Yarat?l?? 2:7). Bu olu?umlar, yarat?l???n alt? günü boyunca etkili ve mant?kl? bi?imde ??yle s?raland?:GünOlu?umBirEvrenin fiziksel unsurlar?n?n harekete ge?irilmesi?kiAtmosferin ve hidrosferin düzenlenmesi??Litosferin ve biyosferin düzenlenmesiD?rtAstrosferin düzenlenmesiBe?Atmosfer ve hidrosferdeki ya?am?n düzenlenmesiAlt?Litosfer ve biyosferdeki ya?am?n düzenlenmesiYediTamamlanan yarat?m ve yap?m ?al??malar?ndan sonra dinlenmeAlt? günlük ?al??man?n mant?k ve simetrisi yukar?daki ?zette g?rülebilir. Ayetleri kapsaml? bir bi?imde yorumlamay? ama?lam?yoruz, ama temel ilkelere dikkat ?ekmek istiyoruz.(a) Yarat?mdaki Ama?l? ?lerleme?rne?in, dikkat edilmelidir ki her a?ama sonraki a?amaya haz?rl?k niteli?indedir ve hepsinin as?l amac? insana uygun bir ev sa?lamakt?r. Ayr?ca, yarat?lan varl?klar?n?n hepsinin kendine ?zgü, belirli bir amac? oldu?una dikkat ediniz. Hi?biri de do?al, rastlant?sal gü?lerin ?al??malar? de?ildir. Bu, Tanr?’n?n her ?eyi evrimsel dolamba? sisteminde ?e?itli yollar? denemeden, dolays?z ve kendi amac?na g?re haz?rlad???n? g?stermektedir.Tanr?sal evrimle e?anlaml? olan a?amal? yarat?l?? teorilerine kar?? tanr?bilimsel itirazlar a?a??da a??klanacakt?r. Her sistem ve her organizma Tanr?’n?n planlad??? bi?imde yarat?ld? ve her biri kendine ?zgü karakteri i?inde kals?n diye tasarland?. Benzer bi?imde, yarat?m haftas? sürekli, aral?ks?z ve ger?ek bir haftayd?. Asl?nda sonraki tüm haftalar da bu ilk ?rnek gibi, yedi günden olu?maktayd?. “Bo?luk Teorisi” ve “Gün-Devir Teorisi” a?a??da ayr?nt?lar?yla ele al?nacakt?r. Bunlar, ne Kutsal Kitap’?n do?ru yorumunu destekler ne de bilimseldir.(b) Dünyan?n Ya?l? G?rünü?üKabul edilmesi gereken ba?ka bir ?nemli nokta ?udur: Yarat??, do?umundan itibaren “olgun”du. Basit ba?lang??lardan büyümek ya da geli?mek zorunda de?ildi. Tanr?, onu tüm y?nleriyle geli?mi? bi?imde ?ekillendirdi. Adem ve Havva da ilk yarat?ld?klar? andan itibaren b?yle olgunla?m?? bireylerdi. Evrenin ba?lang?c?ndan beri “ya?l? bir g?rünü?ü” vard?. Ger?ek bir yarat??ta ba?ka türlü olmas? olanaks?zd?r. B?ylece, “G?k ve yer bütün ??eleriyle tamamland?.” (Yarat?l?? 2:1).Bu demek oluyor ki güne?, ay ve y?ld?zlardan gelen ???k, onlar?n yarat?l???ndan itibaren dünyan?n üstünde parl?yordu, ?ünkü onlar?n amac? “yeryüzünü ayd?nlatmak”t? (Yarat?l?? 1:17). ?stelik, bu g?ksel nesnelerden uzay yoluyla dünyaya gelen ???k dalgalar?, belki de g?ksel nesnelerden bile ?nce, ilk ü? gün i?in ???k sa?las?nlar diye yarat?lm??t?r. Tanr? i?in ???k dalgalar? yaratmak, kesinlikle ???k dalgalar? üretecek olan as?l ???klar? yaratmaktan daha zor de?ildi.Bu, fosillerin ta?lar?n i?inde yarat?ld??? anlam?na gelmez. Tanr?, ?lümü ya da bozulmay? g?steren herhangi bir ipucu yaratmazd?, ?ünkü b?yle olsayd?, ya?l? bir g?rünü? de?il, k?tülü?ün yans?mas?n? yarat?rd? ve bu da, karakterine ters dü?erdi.(c) O Zamanki Dünya (2. Petrus 3:6)Ba?lang??ta yarat?lan dünyan?n günümüz dünyas?ndan bir?ok y?nden farkl? oldu?unu anlamak ?nemlidir. O dünyada kubbenin üstünde sular vard? (Yarat?l?? 1:7). Günümüz dünyas?nda bunun benzeri yoktur. “Kubbe” kelimesi ?branice raqia (“gerilmi? incelik”) kelimesinden ?evrilmi?tir. Anlam?, bulundu?u ayetlere g?re yorumlan?r. “Kubbeye ‘G?k’ ad?n? verdi” (Yarat?l?? 1:8) demesinden, burada kubbenin, a?a?? yukar? ku?lar?n u?tu?u atmosfer oldu?u anla??l?r (Yarat?l?? 1:20). Bunun üzerindeki sular ?ok geni?, g?rünmez su buhar?ndan olu?mu? bir battaniye gibi olmal?yd?. Y?ld?zlardan gelen ???klara, yar? saydam olup harika sera etkisi b?rakan bu sular, bir kutuptan di?erine ?l?k bir hava olu?turuyorlard?. Hava kümelerinin dola??mlar?n? ve bundan kaynaklanan ya???? engelliyorlard? (Yarat?l?? 2:5). Bu, uzaydan gelen zararl? radyasyonlar?n süzülmesinde etkiliydi, ya?ayan hücrelerin g?vdesel de?i?imlerini büyük ?l?üde engellerdi ve sonu? olarak ?lüm ve ya?lanman?n h?z?n? yava?lat?rd?.Di?er bir büyük ayr?m da, Nuh Tufan?’ndan ?nceki co?rafyadayd?. Aden nehir sisteminin (Yarat?l?? 2:10-14) günümüzde varolmad??? a??kt?r. Artezyen Kuyusu bi?imindeki d?rt nehrin kayna?? ve sonra engin kaynaklar?n?n f??k?rmas?, (Yarat?l?? 7:11) yeryüzü kabu?unun alt?nda, bas?n?l? ?ok büyük su depolar?n?n oldu?unu g?stermektedir. Bu sular ve g?kyüzünün üzerindeki sular, ?imdiki okyanus sisteminin i?inde bulunmal?. Bu d?nü?üm, selden ?nceki okyanuslar?n ?imdikinden ?ok daha az geni?likte oldu?unu g?steriyor. Buna ba?l? olarak karalar ?ok daha geni?ti. Hafif ?l?man iklimler ve verimli topraklar günümüzde oldu?undan ?ok fazla bitki ve hayvan türü beslerdi.Tüm bunlara ek olarak, ba?lang??ta ?lüm yoktu! ?lüm ancak günah?n dünyaya gelmesiyle ortaya ??kt? (Romal?lar 5:12, 8:22). ?nsan günah i?lemeseydi, sonsuza dek ya?ard?. Herhalde ayn? ?ekilde hayvanlar da ya?arlard? (en az?ndan nephesh’e sahip olanlar). Bitkiler bilin? sahibi de?ildirler. Onlar sadece ?ok karma??k bi?imde ?o?alan kimyadan olu?urlar. Meyveleri ve otlar? yemek, bitkilerin ?lmesi anlam?na gelmezdi, ?ünkü yarat?lm?? “ya?amlar?” (bilin? anlam?nda) yoktu.Tüm bunlar ?imdi de?i?ti. ?ürümek ve ?lmek, lanetle birlikte geldi. Dünyan?n günümüzdeki ?ehresi tufandan sonra olu?tu.Dü?ü?, Lanet ve Termodinami?in Yasalar?Tüm dünya insano?lu i?in tasarland?. ?nsan, Tanr?’n?n k?hyas? olarak dünyay? y?netecekti. ?evre mükemmeldi ve insan ba?ar?l? olmak i?in mükemmel bir ?ekilde donat?lm??t?. Buna g?re insan, son derece mutlu olup bütün bu nimetleri kendisine ba???layan yüce yarat?c?s?na sevgisini ve minnetini g?stermeliydi.Ancak Tanr? insano?lunu, ?nemsiz bir makina gibi yaratmad?. Tanr?’n?n sevgisi g?nüldendi. ?nsanla bir samimiyetin olu?abilmesi i?in insan?n sevgisi de g?nülden olmal?yd?; zaten “g?nülsüz sevgi” ?eli?ki do?urur. ?nsan, sevmek ya da sevmemek, uymak ya da uymamak konusunda ?zgürdü ve se?me sorumlulu?u ta??yordu. Mücadele ve ?st?rap ?ekme, su? ve sava?, bozulma ve ?lümün alt? bin y?l?n üzerindeki tarihi, insan?n yanl?? olan? se?ti?ine kan?t olarak yeterlidir.Aden bah?esinde, insan, Tanr?’n?n s?zünden ku?kulan?p O’nu reddetti?i zaman, günah dünyaya girdi. Günahla birlikte ?lüm de dünyaya girdi. Tanr?, üzülerek Adem’e “...Toprak senin yüzünden lanetlendi... ?ünkü topraks?n, topraktan yarat?ld?n ve yine topra?a d?neceksin” dedi (Yarat?l?? 3:17-19). Temel fiziksel maddeler (yerin topra??) b?ylece lanetlenmi? oldu ve tüm canl? yarat?klar bu maddelerden yap?ld???ndan dolay? lanetlendiler.Yeni Antla?ma’n?n bu konudaki b?lümü, Romal?lar 8:20-22’dir:“?ünkü yarat?l?? ama?s?zl??a teslim edildi. Bu da yarat?l???n iste?iyle de?il, onu ama?s?zl??a teslim eden Tanr?’n?n iste?iyle oldu. ?ünkü yarat?l???n, yozla?maya k?le olmaktan kurtar?l?p Tanr? ?ocuklar?n?n yüce ?zgürlü?üne kavu?turulmas? umudu vard?. Bütün yarat?l???n ?u ana dek birlikte inleyip do?um a?r?s? ?ekti?ini biliyoruz.”Bu evrensel “yozla?maya olan k?lelik”, bilim adamlar?n?n en sonunda resmile?tirdikleri Termodinami?in ?kinci Yasas?’ndan ba?ka bir ?ey olamaz. Ayn? ?ekilde, Tanr?’n?n yarat?m ve ?ekillendirme ?al??malar?ndan sonraki “dinlenme”si (Yarat?l?? 2:1-3) ile birlikte, Tanr?’n?n o zamandan itibaren kendi yarat?l???n? koruyup sürdürmesi (Nehemya 9:6), evrensel ilke olan Termodinami?in Birinci Yasas?, yani, Madde-Enerji D?nü?üm Yasas? olmal?d?r.Bilim adamlar? bu iki yasan?n evrenselli?ini g?stermi?tir, ama bu yasalar?n neden b?yle i?lediklerini bulam?yorlar. Bunun yan?t?, yani “Enerji neden her zaman d?nü?ür ve düzensizlik hep yo?unla??r?” sorunun yan?t?, ancak Kutsal Kitap’ta bulunur. Kutsal Kitap’ta, Birinci ve ?kinci Yasay? g?steren bir?ok ayet bulunur: (Birinci Yasa: Koloseliler 1:16,17; ?braniler 1:2,3; 2. Petrus 3:5,7; Mezmurlar 148:5,6; Ye?aya (??aya) 40:26; Vaiz 1:9,10; 2:14,15 vb.). (?kinci Yasa: Mezmurlar 102: 25-27; Ye?aya 51:6; 1. Petrus 1:24,25; ?braniler 12:27; Romal?lar 7:21-25; Vahiy (Esinleme) 21:4; 22:3 vb.).TufanNuh Tufan?, dünyan?n ba?lang?c?yla günümüz dünyas? aras?ndaki büyük ayr?m?n d?nüm noktas?d?r. “Ne var ki, g?klerin ?ok ?nceden Tanr?’n?n s?züyle var oldu?unu, yerin sudan ve su arac?l???yla ?ekillendi?ini bile bile unutuyorlar. O zamanki dünya yine suyla, tufanla mahvolmu?tu” (2. Petrus 3:5,6).B?ylece, Tanr? yarat??? ?zgün dünyaya iki tane küresel de?i?iklik getirdi. Birincisi, insan?n günah i?lemesinden sonra, yeryüzünün Tanr? taraf?ndan lanetlenmesiydi (Yarat?l?? 3:17). ?kincisi, Tanr?’n?n “?nsanl??a son verece?im… Onlarla birlikte yeryüzünü de yok edece?im” s?zünü s?ylemek zorunda kalmas?yd? (Yarat?l?? 6:13). ?lk olay, her ?eyin evrensel olarak i?ten ?ürümesiyle tüm süre?lerin temel do?as?n? de?i?tirdi. ?kincisi ise, bu süre?lerin oranlar?yla afet düzeyinde de?i?ikliklere yol a?arak, yarat?l?? haftas? i?erisinde yarat?lan alemin hava, su, yer ve ya?am kürelerini de?i?tirdi. Lanet, evrensel ?lüme do?ru e?ilimi g?sterdi. Tufan, zaman?n ba?lang?c?ndan o güne dek dünyan?n kar??la?t??? en büyük ?lüm randevusuydu.Tanr?’n?n, günahla ilgili olarak, dünya ?ap?ndaki bu iki yarg?s?, evrensel do?al olgular arac?l???yla insanla konu?maya y?nelik son giri?imleridir. Tufan?n bitiminde Tanr? ?unlar? s?ylemi?tir (Yarat?l?? 8:21):1. “?nsanlar yüzünden yeryüzünü bir daha lanetlemeyece?im. ?ünkü insan yüre?indeki e?ilimler ?ocuklu?undan beri k?tüdür.”2. “?imdi yapt???m gibi bütün canl?lar? bir daha yok etmeyece?im.”Büyük Lanet ve Tufan, insanlar i?in Tanr?’n?n günahtan ne denli nefret etti?ine kan?tt?r ve tüm insanl?k alemini t?vbeye ?a??rma konusundaki kararl?l???n? g?steren kal?c? bir ?rnektir. ?nsanl???n dünyadaki ya?ant?s?nda denedi?i her süre?, kendisine, Tanr?’n?n Lanet Günü’nü, ?evresinde g?rdü?ü her ?ey de Tufan Fel?keti’ni an?msatmal?d?r. G?rdü?ü ve ya?ad??? her ?ey, insan?n, Yarat?c?’n?n korumas? ve dostlu?undan uzakla?t???n? bilmesine ve hemen O’ndan kurtulu? dilemesine arac? olmal?d?r.Ancak insanl?k sapk?n, dü?ünceleri ise günahl?d?r. ?nsan, lanetin ta??d??? ??retici istekler gere?i Tanr?’n?n g?stermi? oldu?u yolu izlemek yerine, bu olay?n üstünü ?rtmeye ?al??m?? ve zamanla d?nü?ü olmayacak bi?imde ?yle k?tü bir hale gelmi?tir ki, Tanr? büyük tufanla dünyay? yerle bir etmek zorunda kalm??t?r. Tufandan sonra ya?ayanlarsa, Tanr? taraf?ndan kendilerine sunulan bu Tufan ?ncesi dünyan?n günahl?l???ndan kurtulduklar?na ?ükredecekleri yerde, Babil’de, Tanr?’ya kar?? yeni bir isyan ba?latm??lard?r. ?imdi insan, sapm?? dü?üncesiyle, evrensel ?ürüme ilkesini, hayalci bir evrensel evrim sürecine ve küresel ta?lardaki Tufan tan?kl???n? da hayali evrimin tarihine d?nü?türmü?tür. Tufana inanmayarak, onu yerel ya da sakin bir sel ya da mecazi bir su bask?n? gibi nitelendirmi? ve ?yle a??klam??t?r (bu tezler yeri geldi?inde de?erlendirilecek ve olanaks?zl?klar? g?sterilecektir).Bu geli?meler sonucunda, Tanr?, Babil’deki komplocular? sürdükten sonra, Adem soyuyla toplu olarak u?ra?maktan vazge?mi?tir. Bunun yerine se?ti?i ulus olan ?srailo?ullar? ve kilise arac?l???yla dünyadaki bar??t?rma i?ini yerine getirmeye karar vermi?tir. Tanr?, insana sundu?u kurtulu? ve bar??t?rma f?rsat? sürdük?e, topra?a lanet ya da küresel afet gibi ba?ka ?slah edici bir ?ey g?ndermeyecektir.Tanr? “Dünya durduk?a, ekin ekmek, bi?mek, s?cak, so?uk, yaz, k??, gece, gündüz hep var olacakt?r” buyurmu?tur (Yarat?l?? 8:22). Bu demek oluyor ki, dünyadaki di?er tüm karasal süre?ler üzerinde egemen olan, dünyan?n kendi ekseni etraf?nda ve güne? etraf?nda bir uydu gibi d?nmesiyle birlikte tüm di?er süre?ler, insanl???n denenmesi ve Tanr?’yla bar??mas? ger?ekle?inceye kadar de?i?meyecektir.Kutsal Kitap Modelinin ?zeti?zetle Kutsal Kitap’ta ?izilen dünya tarih?esi modeli, dünya ?ap?nda ya?anm?? ü? büyük olay etraf?nda merkezlenir. Bunlar (1) alt? gün süren ?zel yarat?l?? ve canl?lar?n olu?umudur ki, tamamlanmas? ve süreklili?i ?u an Enerjinin Korunumu ?lkesi’ne ???k tutmaktad?r; (2) ?nsanl???n Tanr?’ya kar?? isyan? sonucunda Tanr?’n?n insanl?k üzerine g?nderdi?i lanet ki, Entropinin Artmas? Yasas?’nda a??klanm??t?r ve (3) Dünya’y? harap eden Nuh Tufan? ki, yeni dünyay? büyük ?l?üde de?i?mez b?rakm??t?r.Bu ?er?eve, dünya ?ap?nda etkili olan, Babil’de dillerin kar??mas?, Ye?u’nun uzun günü, ?sa Mesih’in ?arm?ha gerildi?i gün ya?anan karanl?k gibi olaylar?n ?nüne ge?emez. Tufan bir y?l kadar sürmü?tür, ancak olay?n sonraki etkileri tüm dünyada yüzy?llarca duyumsanm??t?r.Dünya tarihiyle ilgili fiziksel verilerin do?ru de?erlendirilip yorumlanmas?na giden ana yol, Yarat?l??, Lanet ve Tufan’?n etkilerinin tam olarak anla??lmas?ndan ge?mektedir. ?te yandan ortaya at?lm?? bulunan evrime dayal? sistem, bu ü? olay?n verilerini tamamen do?ac? bir ?er?eve i?erisinde kar??la?t?rmaya ?al??makta, olaylar?n verilerini yads?makta ya da g?z ard? etmektedir. Bu sistem, a??k?a olmasa da, i?ten i?e Yarat?c?, Kurtar?c? ve Yarg?? olan Tanr?’y? reddetmektedir.Günümüzde, dünya ve insanl???n evrimsel tarihini benimsemekten yola ??karak, ?e?itli teorilerle Kutsal Kitap’? uzla?t?rmaya ?al??an bir?ok H?ristiyan vard?r. Bu teoriler iyice incelenmelidir. Bu inceleme yap?l?rken, bu tür tez ve teorileri savunan bireyleri ele?tirme ya da onlar? yarg?lama niyeti yoktur. ?yi H?ristiyanlar zaman zaman, ku?kusuz iyi niyetle, bu tezleri savunmu?lard?r. Burada savunucular de?il, teoriler ele?tirilmektedir. ?nsanlar?n ününe de?il, ?ncelikle Tanr?’n?n s?züne, daha sonra da g?zlemler sonucu elde edilen bilimsel ger?eklere inan?lmal?d?r. ?dün veren bu teorilerin her biri Kutsal Kitap, tanr?bilim ve bilimsel nedenlerden dolay? kabul edilemez g?rülecektir. Ger?ekten doyurucu olan tek model, bu kitapta desteklenen bilimsel yorum ve Yarat?l?? Kitap????’n?n yaln?zca kelime anlam?n? ve tarihselli?ini benimseyen yakla??md?r.Tanr?sal EvrimKutsal Kitap’a g?re evrendeki her ?ey Tanr? taraf?ndan alt? gün i?inde yarat?lm??t?r. Tanr?’n?n “yarat?l??”ta izledi?i y?ntemin asl?nda ?a?da? evrimcilerin destekledi?i “evrim” kelimesinin anlam?yla kar??lanmas? olas? m?d?r? (Yarat?l?? günlerinin ger?ek uzunlu?uyla ili?kin tart??malar sonraki b?lümde yer alacakt?r). Yeni Ortodoks ve liberal yazarlar aras?nda yayg?n olarak kullan?lan kal?pla?m?? dü?ünce ??yledir: “Tanr?, Yarat?l?? olgusunu Kutsal Kitap’ta i?lemi?, ancak kulland??? y?ntemlerin ??zümlerini bilim adamlar?na b?rakm??t?r.” Yani, biz evrim ger?e?ini kabul etmeliyiz ki, bilim adamlar? da ara?t?rmalar?nda bu sürecin Tanr? taraf?ndan denetlendi?ine yer versinler.Tanr?sal evrim bir?ok farkl? bi?im ve i?erikte bulunmakta ve her bir evrimin a??klanmas?nda farkl? terim ve ifadeler kullan?lmaktad?r. Bunlar aras?nda “orthogenesis” (hedefe y?nelik evrim), “nomogenesis” (sabit bir yasaya g?re evrim), “emergent evolution” (ortaya ??kan evrim), “yarat?c? evrim” vb yer almaktad?r. Evrimsel dü?üncenin ?a?da? liderleri aras?nda, bu kavramlar?n hi?biri benimsenmemektedir. H?ristiyanlarca an az itiraz edilebilecek evrim re?etesi elbette ki, Tanr?’n?n Yarat?l?? Kitap????’nda a??klanan, evrim y?ntemini kendi yarat???ndaki amac? ger?ekle?tirmek üzere kullanm?? oldu?u g?rü?üdür. Bu teori “Kutsal Kitap’a Dayal? Evrim” olarak adland?r?labilir, ama Kutsal Kitap konusunda yap?lan sa?lam bir a??klama bu yorumu kabul edemez.1. Farkl? Türlerin Yarat?l???, Türler Aras? D?nü?ümlere Ters Dü?er.Kutsal Kitap, her ?eyin Tanr? taraf?ndan, O’nun istek ve iradesiyle, kendilerine ?zgü bir yap?yla ve Tanr?’n?n egemenli?i alt?nda olan yüce ama?lar do?rultusunda yarat?ld???na ili?kin a??k ??retilere sahiptir. ?rne?in, Yarat?l?? 1’de yarat?l?? konusunda en az on organik ya?am türünün ?zellikle “türüne g?re” yarat?ld???na ili?kin bilgi verilmektedir. Bu türler, bitkiler aleminde (1) ?imenler, (2) otlar ve (3) meyve veren a?a?lard?r. Hayvanlar aleminde ise belirtilen ?zel s?n?flar (1) deniz canavarlar?, (2) di?er deniz hayvanlar?, (3) ku?lar, (4) yeryüzünün d?rt ayakl?lar?, (5) davar ve büyükba? hayvanlar, (6) sürüngenlerdir. Yarat?l??’?n ilk b?lümü, bitki ve hayvanlar?n türlerine g?re ?o?ald???n? vurgular. Sonu? olarak insan “türü” tamamen ayr? ve ba??ms?z bir s?n?f olarak yarat?lm??t?r.Burada ge?en “tür” s?zcü?ünün (?brani dilinde min’dir) ne anlama geldi?i hakk?nda tam bir kesinlik yoksa da, s?zcü?ün tek anlam?n?n oldu?u bilinen bir ger?ektir. Bir “tür” kendisini ba?ka bir “türe” d?nü?türememektedir. Burada tüm ya?am bi?imlerinin evrimsel bir süreklili?i oldu?una y?nelik hi?bir s?z ya da anlam bulunmamakla birlikte a??k ve ayr? s?n?flardan s?z edilmektedir. Ayr?ca b?lümün verdi?i anlam ?er?evesinde, yukar?da say?lan dokuz ana gruptan (insan d???nda) yarat?lan ?ok say?da farkl? tür oldu?u ve bunlar?n da ?zel olarak s?raland??? a??kt?r. Her tür i?erisinde, ?e?itlilik i?in a??k bir bo?luk oldu?u a??kt?r, ?ünkü insanl???n farkl? ?rk ve uluslar?n?n tamam?, fiziksel ?zellikleriyle birlikte ilk insandan türemi?lerdir ki, insanl?k tek bir “tür” olmal?d?r. Bu durum elbette ki di?er türler i?in de ge?erli olmal?d?r. Farkl? türler, her türün kendi yap?s? i?erisinde varolabilir, ancak bu de?i?iklikler i?inde bulunduklar? ?er?evenin d???na ta?amaz.Yarat?l?? b?lümünün bu a??k ??retisi, Kutsal Kitap’?n ba?ka b?lümlerinde de onaylanmaktad?r. ?rne?in, 1. Korintliler 15:38,39’da ??yle denmektedir: “Tanr? tohuma diledi?i bedeni -her birine kendine ?zgü bedeni- verir. Her canl?n?n eti ayn? de?ildir. ?nsan eti ba?ka, hayvan eti ba?ka, ku? eti, bal?k eti ba?ka ba?kad?r.”Bu ayr?kl?k yaln?zca organik bitki ve hayvanlar alemi i?in de?il, ayn? zamanda inorganik alem i?in de ge?erlidir. “G?ksel bedenler vard?r, dünyasal bedenler vard?r. G?ksel olanlar?n g?rkemi ba?ka, dünyasal olanlar?nki ba?kad?r” (1. Korintliler 15:40). Yani dünya, y?ld?z ve gezegenlerden olduk?a farkl?d?r (modern ?a??n uzay ara?t?rmalar?n?n a??k?a g?sterdi?i gibi). O halde Tanr?’n?n ayr?ca ve ?zellikle yaratt??? bir cisim olmal?d?r. Zaten, dünya birinci günde Tanr? taraf?ndan yarat?lm?? (Yarat?l?? 1:1-5), g?ksel cisimlerse, ancak d?rdüncü günde olu?turulmu?tur (Yarat?l?? 1:14-19).Ayr?ca, y?ld?zlar (ve Kutsal Kitap’taki bu ifadeye dahil olan güne? ve ay d???nda kalan tüm ???k yayan cisimler) kendilerine ?zgü, ?zel bir yap?yla yarat?lm??lard?r. “Güne?in g?rkemi ba?ka, ay?n g?rkemi ba?ka, y?ld?zlar?n g?rkemi ba?kad?r. G?rkem bak?m?ndan y?ld?z y?ld?zdan farkl?d?r” (1 Korintliler 15:41). ?a?da? g?kbilim taraf?ndan ortaya konan, g?kte as?l? cisimlerin sergiledi?i muhte?em zenginlikteki ?e?itlilik, Kutsal Kitap’ta yaz?lan? onaylamaktad?r (gezegenler, kuyruklu y?ld?zlar, meteorlar, beyaz noktalar, k?z?l devler, de?i?ken y?ld?zlar, y?ld?z kümeleri, ikili y?ld?zlar, karanl?k bulutsular, uzay tozlar?, ???n yayan y?ld?zlar, kuvvetli elektromanyetik ???k kayna?? olan y?ld?zlar, n?tron y?ld?zlar, kara delikler vb). G?klerin say?s?z konu?u aras?nda, birbirine e?it olan iki y?ld?z yoktur. Her birinin kendine ?zgü bir yap?s? vard?r ve ?zel bir ama?la yarat?lm??lard?r (bu ama?lar?n anlam?n? henüz bilmesek de, belki de gelecekteki ?a?larda ara?t?rmalara konu olmay? ve kullan?lmay? beklemektedirler). Bir?ok farkl? y?ld?z ve galaksinin birinden di?erine nas?l evrim ge?irdi?ini a??klamak üzere bir sürü teori ortaya at?lmas?na kar??n, bu teorilerin hi?biri evrimle ilgili g?zleme dayal? kan?t i?ermemektedir.Yukar?da say?lan yarat?lm?? varl?klar?n her birinin tamamen birbirinden farkl? ve ?zel oldu?una dair belki de en ?arp?c? ?ncil s?zü 1 Korintliler 15:42-44’de ge?mektedir. Burada “?lülerin dirili?i de b?yledir… Do?al beden oldu?u gibi, ruhsal beden de vard?r” denilmektedir.Yani, insan?n do?al bedeniyle g?rkemli yeniden dirilmi? bedeni aras?ndaki tür bak?m?ndan k?klü farkl?l?k (ve birincinin di?erine evrim yoluyla d?nü?emeyece?i a??kt?r), günümüz evreninde yarat?lm?? olan türlerin aras?ndaki, büyük farkl?l?klara ?rnektir.Kutsal Kitap’ta ?zel yarat?l??? savunan ?ok say?da b?lüm yer almaktad?r, ama yukar?da ele al?nanlar “Kutsal Kitap’a dayal? evrimin” “inorganik metabolizma” ya da “H?ristiyan Tanr? tan?mazl???” gibi z?t anlam?nda bir kavram karga?as? oldu?unu g?stermek i?in yeterli g?rülmü?tür. Kutsal Kitap, kendisine ?zgü yorumu i?inde evrime yer vermemektedir.2. Tanr?sal Evrimin Tanr?bilimsel Tutars?zl?klar?Kutsal Kitap’a, O’nun s?zü olarak yürekten ba?l?l??? olmayan, ama Tanr?’ya inanan bir?ok insan vard?r. Bu nedenle, Kutsal Kitap ??retilerinin evrimle ba?da?t?r?lamamas?, bu ki?ilerin ?zel ilgi alanlar?na girmeyebilir, ?ünkü bu ki?ilerin ?o?u, Kutsal Kitap’? son derece yüzeysel ve genel anlamda benimsemektedir. Bu ki?iler a??s?ndan Kutsal Kitap, i?erdi?i dini ve ahlaki bilgiler bak?m?ndan de?erli bir kitapt?r, ama bilimsel ve tarihsel a??dan ayn? de?ere sahip de?ildir.Bununla birlikte, Kutsal Kitap bir yana b?rak?ld???nda bile, tanr?sal evrim a??klamalar?nda da bir dizi ciddi tutars?zl?k h?l? g?ze ?arpmaktad?r (yeter ki, bu süre?le her ?eyi yaratan Tanr?, ger?ekten ki?isel, ezeli, her ?eyi yapmaya gücü yeten, her ?eyi bilen, lütufk?r, seven, ama?l? bir Tanr? olarak varsay?ls?n). Tanr?sal evrimi savunanlar?n ?o?u (panteist evrim hari?) büyük olas?l?kla, bu tür bir Tanr? kavram?n? benimseyecektir ve Kutsal Kitap’ta a??klanan Tanr? b?yledir. E?er Tanr? b?yleyse, yaratmada evrim y?ntemini kullanmas? a?a??daki nedenlerle kabul edilemez mant?ksal ?eli?kiler olu?turmaktad?r:Evrim Tanr?’n?n her ?eye yeten gücüyle ba?da?maz, ?ünkü tüm güce sahip olan O’dur. O, uzun bir zamana yaymak yerine, evreni yaln?zca bir anda yaratma yetene?ine sahiptir.Evrim, Tanr?’n?n ki?ili?i ile ba?da?maz. Evrim sürecinin hedefi, O’nun kendi benzerli?inde yaratt??? insanl?k olsayd?, Tanr?, ki?ilikleri yaratmadan ?nce jeolojik zaman?n sonuna kadar beklemezdi. Kayalar ve denizlerle ya da dinozorlar ve gliptodonlarla ?zel ili?ki kurulamazd?.Evrim, Tanr?’n?n her ?eyi bilmesiyle ba?da?maz. Fosil kay?tlar?na ba?l? olarak evrimci jeologlarca yorumlanan evrim tarihi, son derece k?tü denebilecek bir planlama ürünüdür ve bir sürü yok olmu? elveri?siz türden, evrim hasar?ndan ve buna benzer olaylardan olu?maktad?r. Evrimin ?zü asl?nda bilimsel ilerleme de?il, rastgele mutasyondur.Evrim, Tanr?’n?n ?zü olan sevgiyle ba?da?maz. Kabulden yola ??k?larak üretilmi? olan evrim ger?e?i ?ok a??k bir bi?imde, f?rt?nalar ve gelgitlerle, salg?n hastal?klar ve ?nüne ge?ilemez ac?larla, varolma sava?? ve vah?i ?lümlerle dolu zorlu ko?ullar?n varoldu?u bir dünyan?n habercisi olan fosillerle kan?tlanmaktad?r. Evrimin ortaya at?l???nda kabul edilen mekanizma, a??r? üreme sonucu demografik üstünlük sa?lama ve zay?f ve elveri?siz olan?n ortadan kalkmas? yoluyla do?al se?ilimdir. Yaratt??? her ?eyi bu denli seven, onlara bu denli ba?l? olan bir Tanr?’n?n, bunlar yerine kendi yaratt?klar?n? dü?ünmesi gerekmez mi?Evrim, Tanr?’n?n ama?lar?yla ba?da?maz. Tanr?sal evrim yanda?lar?n?n büyük olas?l?kla inand?klar? gibi, Tanr?’n?n amac? insan? yaratmak ve kurtarmak olsayd?, bu noktaya gelmek i?in evrimle ge?en milyonlarca y?l? ama?s?zca harcamazd?. Bu, mant?kl? de?ildir. ?rne?in, dinozorlar?n yüz milyon y?ll?k egemenli?in sonunda geriye d?nü?süz bir bi?imde yok olu?unu ne tür bir ama? a??klayabilir ki?Evrim, Tanr?’n?n lütfuyla ba?da?maz. Evrim, fiziksel dünyada ya?amak i?in sava?mak fikriyle, ruhsal alemde kurtulu? i?in ?al??maya y?nelik hümanist teoriye birebir uymaktad?r. H?ristiyan kavram? olan Tanr? lütfu, evrim kuram?na taban tabana z?tt?r, ?ünkü Tanr?, gü?süz ve zay?f olanlar?n u?runa kendini kurban olarak sunmu? ve buna i?tenlikle inananlara ya?am ve kurtulu? sa?lam??t?r.A?amal? Yarat?l??Kendi i?lerinde, evrime kar?? geleneksel kar??tl?k konusunda duyarl? olan Müjdeci Protestan grubun büyük b?lümü, bu kar??tl??? bozarken ayn? zamanda “a?amal? yarat?l??” ad?n? verdikleri g?rü?le, evrim sisteminin temel ?er?evesini kucaklamaya ?al??m??t?r. Buna benzer bir kavram “e?ik evrimi”dir. Bu genel kavramlar i?in ba?ka adlar da ?nerilmi?tir, ama bunlar?n tümü tanr?sal evrimin temel sisteminin anlamsal ?e?itlemelerinden ba?ka bir ?ey de?ildir.A?amal? yarat?l?? g?rü?ü ?udur: ya?am, evrimcilerin varsayd??? bi?imde, uzun jeolojik zaman süreleri i?inde geli?irken, Tanr?, evrim sürecinin yard?ms?z ger?ekle?tiremeyece?i yeni ?eyleri yaratmak i?in bir?ok kez müdahalede bulundu.?rne?in ü?üncü zaman?n ba??nda, Tanr? kü?ük ü? ayakl? “?afak at?” Eohippus’u yaratmak i?in büyük olas?l?kla müdahalede bulundu. Daha sonra at?n Mesohippus, Parahippus, vb evrim a?amalar?ndan ge?mesi i?in geri ?ekildi, ta ki bu at modern Equus haline d?nü?ünceye kadar. Benzer ?ekilde, uzun bir dizi insans? tür, belirsiz maymunsu atalardan, Tanr? do?ru zamanda müdahale edip i?lerinden birine ?zel yarat?c? gücüyle sonsuz ruhu verene dek geli?ti.A?amal? yarat?l???n bir?ok türü vard?r. Yazarlar zevklerine g?re, bu evrim sürecinin i?ine daha az ya da daha ?ok yarat?l?? eylemi serpi?tirirler. Bununla birlikte, hepsi evrimsel jeolojik devirlerin temel ?er?evesini kabul eder ve a?amal? yarat?l???n alt? günde de?il, be? milyar y?lda oldu?una inan?r.Asl?nda, Tanr?sal evrim ile a?amal? yarat?l?? aras?nda se?im yapmak gerekirse, Tanr?sal evrim, a?amal? yarat?l??tan daha az ?eli?kili ve Tanr?’yla ilintisiz g?rünmektedir. Tanr?sal evrim Tanr? taraf?ndan ba?lat?lan ve sürdürülen düzenli bir süre?tir. Di?er yandan, a?amal? yarat?l??, Tanr?’n?n yarat?c? ?ng?rüsünün ba?lang??ta, tüm evrim süreci i?in yeterli olmad???n? ileri sürer. Bu yüzden Tanr?, süreci do?ru tarafa y?nlendirerek ve evrim sürecine yapaca?? bir sonraki müdahaleye dek sürecin biraz daha devam etmesine yetecek yarat?c? enerjiyi sa?layarak, evrim sürecine s?k s?k müdahale etmi?tir. Tanr?sal evrim, Tanr?’n?n ba?latt??? sürekli evrim süre?leri yoluyla yarat?l??t?r. A?amal? yarat?l??, Tanr? taraf?ndan ba?lat?lan, ama ara s?ra evrim d??? süre?ler taraf?ndan desteklenmeleri gereken, kesintili evrim süre?leri yoluyla yarat?l??t?r. ?kisi kar??la?t?r?ld???nda, Tanr?sal evrim Tanr?’n?n niteli?iyle daha az ?eli?kilidir. Bununla birlikte a?amal? yarat?l??, üniversitelerin vak?f y?neticilerine ve okulu destekleyen mezunlara ve kiliselere kar?? daha az k?r?c? g?rünmektedir. Ayr?ca H?ristiyan akademisyenler, kendilerine e?itim sa?layanlar? k?zd?rmadan ve H?ristiyan olmayan evrimci meslekta?lar?n?n itirazlar?na maruz kalmadan “yarat?l??a” inand?klar?n? s?yleyebilirler.Gün-Devir TeorisiBir?ok Kutsal Kitap yorumcusu, jeolojik devirlerin bilim taraf?ndan ?ok kesin bi?imde ortaya kondu?unu ve bunu sorgulaman?n ??lg?nl?k olaca??n? dü?ünmü?tür. Bu yüzden Yarat?l?? kitab?n? jeolojiyle ba?da?t?rman?n yolunu bulmak gerekti?i sonucuna varm??lard?r. Bunun en belirgin bi?imi, Yarat?l?? kitab?n? jeolojik devirlerin, yarat?l?? tarihiyle e?le?ti?i bir ?ekilde yorumlamakt?r. Yarat?l?? tarihi, Tanr?’n?n “alt? gün” süren yaratma ?al??mas? bi?iminde anlat?ld???ndan, bir yarat?l?? haftas?, ilkel ?a?larla ba?lay?p insano?lunun ortaya ??k???na dek tüm dünya tarihini kapsayacak bi?imde geni?letilmelidir. Bu nedenle “günler” yakla??k olarak jeolojik “devirlere” kar??l?k gelmelidir.?stelik, baz? yazarlar, bu dü?üncelerinin Yarat?l?? 1’deki yarat?l?? s?ras?yla, jeolojik devirlerle simgelenen, yeryüzünün ve üzerindeki ?e?itli ya?am bi?imlerinin geli?imi s?ras?nda oldu?u varsay?lan “uyum” temelinde, Yarat?l?? kitab?n?n tanr?sal kayna?? a??s?ndan ?ok gü?lü bir sav oldu?unu belirtmi?lerdir. Yani hem Yarat?l?? kitab?nda hem de jeolojide ilk olarak inorganik evren, sonra basit ya?am bi?imleri, sonra daha karma??k bi?imler ve en sonunda insano?lu olu?mu?tur.Bununla birlikte, b?ylesi bir uyum bundan daha ?ok ayr?nt? i?in ge?erli olamaz. Yeryüzünün ve evrenin ilk ?a?lar?yla ilgili teoriler, hala ?ok ?e?itlidir ve kesin de?ildir. Yukar?da anlat?lan genel s?ra, sadece yarat?l?? ya da evrim i?in ?n ger?ek olarak benimsememiz gerekendir ve asl?nda hi?bir ?eyi kan?tlamaz. Yani evrimsel devirler ger?ekten olu?tuysa, s?ra, basitten karma???a do?ru olmal?d?r. Ayn? ?ekilde, Tanr?, Kutsal Kitap’ta anlat?ld??? gibi alt? gün i?inde her ?eyi yaratt?ysa mant?ksal olarak s?ra, ?nce bitkilerin yeti?mesi i?in haz?rlanm?? inorganik dünya, sonra hayvan, daha sonraysa Tanr?’n?n benzerli?inde yarat?lan insano?luna hizmet etmek i?in yarat?lm?? dünya olmak üzere, basitten karma???a do?ru olmal?d?r. Ayn? s?ra iki teori i?in de ge?erlidir.Gün-Devir teorisi normalde tanr?sal evrim teorisi ya da a?amal? yarat?l?? teorisiyle yan yanad?r. ?nceki b?lümlerde ne tanr?sal evrimin ne de a?amal? yarat?l???n Kutsal Kitap ya da tanr?bilim a??s?ndan savunulabilir oldu?unu g?rdük. Bu yüzden gün-devir teorisi de reddedilmelidir. Bu b?lümde gün-devir teorisi, hem Kutsal Kitap a??s?ndan hem de bilimsel a??dan benimsenemez oldu?unun g?sterilebilmesi i?in ?zel olarak incelenecektir.1. “Gün” ve “Günler” Kelimelerinin Tam Anlamlar?Gün-Devir teorisiyle ilgili temel tart??ma konusu, jeolojik teoriyle uyumlu bir ?er?eve elde etme arzusundan ba?ka, ?branice yom (“gün”) kelimesinin s?zlük anlam?na gelmeyebilece?i ve “?ok uzun zaman” olarak da ?evrilebilece?i ger?e?idir. Bunun kan?t? 2. Petrus 3:8’de yaz?l?d?r: “Rab’bin g?zünde bir gün bin y?l . . . gibidir.”Yom kelimesinin, genel anlamda zaman? belirtmek i?in kullan?labilece?ine ku?ku yoktur. Asl?nda King James (?ngilizce) ?evirisinde 65 kez “zaman” olarak ?evrilmi?tir. ?te yandan, yakla??k 1200 kez “gün” olarak ?evrilmi?tir. Buna ek olarak, yom kelimesinin ?o?ulu yamim yakla??k 700 kez “günler” olarak ?evrilmi?tir.Bu nedenle, yom ve yamim kelimelerinin normal anlamlar?n?n s?ras?yla “gün” ve “günler” oldu?u kesindir. E?retili ya da mecazi bir anlam ama?lanm??sa, bu, metin i?inde yap?lm??t?r. Kullan?ld??? yerlerin yakla??k % 95’inde a??k ?ekilde s?zcük anlam? vurgulanm??t?r.S?zcü?ün konumuna g?re “afet günü” ya da “zenginlik günü” gibi kullan?mlarda, sürenin belli olmad??? bir durum s?z konusudur. Asl?nda yom kelimesinin anlam a??s?ndan güne? günü olarak yorumlanamayaca?? ve uzun zaman anlam?na gelmesi gerekti?i tek bir kullan?m bile bulmak zordur. Yazar ?ok uzun bir zaman süresini vurgulamak istedi?inde (devir ya da uzun zaman anlam?ndaki) olam gibi bir kelime kullanm?? ya da yom s?zcü?üne (uzun anlam?ndaki) rab s?fat?n? eklemi? ve b?ylece, yom rab, bu iki s?zcü?ün birle?mesiyle “uzun zaman” anlam?na gelmi?tir. Ancak yom’un bir kez bile tek ba??na kullan?ld???nda, uzun zaman süresi anlam?nda ve jeolojik devir anlam?na gelecek ?ekilde kullan?ld??? asla kan?tlanmam??t?r.H?l?, yom s?zcü?ünün uzun devir anlam?n? gerektirmese bile, bu anlam? ?a?r??t?rabilece?i savunulabilir. Bununla birlikte, Yarat?l?? kitab?n?n ilk b?lümünün yazar?, hem bu ismi s?ra say? s?fatlar?yla nitelendirerek (“birinci gün”, “ikinci gün”, vb) hem de zaman?n s?n?rlar?n? her seferinde “ak?am ve sabah” ?eklinde belirterek b?ylesi bir dü?ünceye kar?? dikkatli ?ekilde savunma durumuna girmi?tir. Bu y?ntemlerin herhangi biri, yom kelimesinin anlam?n? güne? günüyle s?n?rlamaya yeterli olurdu. Her ikisi birden kullanarak yazar iletmek istedi?i anlam?n normal bir güne? günü oldu?unu daha iyi ya da daha güvenilir bir ?ekilde a??klayamazd?.Bunu kan?tlamak i?in Eski Antla?ma’da “gün” s?zcü?ünün ?nünde s?ra say? s?fat? ya da say? olan her yerde (bununla ilgili 200’den fazla ?rnek vard?r), anlam?n normal bir gün oldu?u belirtilmektedir. Ayn? ?ekilde ?branice’de, yüzden ?ok ge?en “ak?am” ve “sabah” s?zcükleri asla s?zlük anlam?ndaki bir günde ba?layan ve biten as?l anlamdaki ak?am ve sabahtan ba?ka bir ?ey demek de?ildir.Bunlara ek olarak, s?zcük ilk kez kullan?ld???nda a??k bi?imde tan?mlanm??t?r. Tanr? kendi terimlerini tan?mlar! “I???a “Gündüz”, karanl??a “Gece” ad?n? verdi. Ak?am oldu, sabah oldu ve ilk gün olu?tu” (Yarat?l?? 1:5). Yom burada, dünya ekseni etraf?nda d?ndü?ünden beri süren, ayd?nl?k ve karanl???n birbirini düzenli ?ekilde izlemesi i?indeki ayd?nl?k d?nem olarak tan?mlanm??t?r. Bu tan?m, s?zcü?ün jeolojik ?a? olarak yorumlanmas?n? engeller.Bazen ilk ü? günün, Güne? d?rdüncü güne kadar yarat?lmad??? i?in, günümüzdeki anlam?yla günler olmad???n? ?ne süren itirazlar olmaktad?r. Bu itiraz? onu dile getirenlere ?evirmek elbette olas?d?r. Güne? ger?ekten yeryüzü i?in tek ???k kayna??ysa, ilk ü? gün ne kadar uzun olursa, Güne?’in bu günlerde ???k vermemesi de o derece büyük bir afet olurdu. ??üncü günde yarat?lan bitkiler, güne? ????? olmadan birka? saat dayanabilirdi, ama jeolojik bir devir boyunca asla!?lk ü? günün kesin uzunlu?u bir yana, ayd?nl?k ve karanl???, ak?am ve sabah? ay?racak bir ?e?it ???k kayna??n?n olmas? gerekirdi. Bu, bilindi?i ?ekliyle Güne? de?ildi, ama elbette Tanr? ???k kayna?? olarak Güne?’le s?n?rl? de?ildir. Nas?l olursa olsun bu ü? gün boyunca ak?amlar?n ve sabahlar?n düzenli olarak olu?tu?u g?z ?nüne al?n?rsa, dünya ger?ekten ekseni etraf?nda d?nüyordu demektir. ?ki büyük “???k ta??y?c?”n?n g?kyüzünde yarat?lmas?n?n bu d?nme üzerinde ?ok büyük etkisinin olmas?na gerek yoktur, bu nedenle d?rdüncü günün ve onu izleyen günlerin uzunlu?u büyük olas?l?kla birinci, ikinci ve ü?üncü günlerin uzunluklar?yla ayn?yd?.Yarat?l?? 1:14-19’da “gün” ve “günler” s?zcüklerinin anlamlar?n?n a??klad???n? belirtmek ilgin? olacakt?r: “Tanr? ??yle buyurdu: “G?kkubbede gündüzü geceden ay?racak, yeryüzünü ayd?nlatacak ???klar olsun. Belirtileri, mevsimleri, günleri, y?llar? g?stersin.” Ve ?yle oldu… Ak?am oldu, sabah oldu ve d?rdüncü gün olu?tu.” “Gün” s?zcü?ünün anlam?n?n en az?ndan bu d?rdüncü günden itibaren belirsiz olamayaca?? kesin g?rünüyor.Tüm bunlar g?z ?nüne al?nd???nda, bu fikri savunan bilim adamlar? ya da din adamlar?n?n say?s? ne kadar büyük olursa olsun, gün-devir teorisini kabul etmek imkans?z g?rünmektedir. Yarat?l?? 1’in yazar?, s?zlük anlaml? alt? günde tamamlanan bir yarat??? anlatmaya ?al??m??t?r. Bunu a??klamak i?in kulland??? s?zcük ve cümleler daha a??k olamazd?.Yarat?l???n alt? günü, sadece Yarat?l?? kitab?nda de?il, M?s?r’dan ??k??’taki On Emir’de de anlat?lmaktad?r. D?rdüncü Emir ??yle der: “?abat Günü’nü kutsal sayarak an?msa. Alt? gün ?al??acak, bütün i?lerini yapacaks?n. Ama yedinci gün bana, Tanr?n RAB’be ?abat Günü olarak adanm??t?r… ?ünkü ben, RAB yeri g??ü, denizi ve bütün canl?lar? alt? günde yaratt?m, yedinci gün dinlendim. Bu yüzden ?abat Günü’nü kutsad?m…” (M?s?r’dan ??k?? 20:8-11).Tanr?’n?n alt? gününün, süre olarak insan?n bir ?al??ma haftas?yla ayn? oldu?u ?ok a??kt?r. Aksi takdirde, bu ?ok kesin emir, anlams?z ve de?ersiz olurdu.Ayr?ca ?o?ul kullan?m yamim burada Tanr?’n?n alt? günü i?in kullan?lm??t?r. Daha ?nce belirtildi?i gibi, Eski Antla?ma’da bu kelime 700’den fazla yerde kullan?lm??t?r. Bular?n hi?birinde, temel anlamda, gün d???nda bir anlam bulundu?u kan?tlanamaz.“Gün” kelimesiyle ilgili, iki ya da ü? tart??madan daha s?z etmek gerekir. “RAB Tanr? g??ü ve yeri yaratt???nda (yaratt??? gün)...” diyen Yarat?l?? 2:4’te “gün” s?zcü?ü s?zlük anlam?nda kullan?lmad??? i?in bu s?zcü?ü, Yarat?l?? 1’de de ?yle yorumlanman?n mümkün oldu?u s?k s?k dile getirilir.Elbette, yorumlama olsa olsa “…Tanr?’n?n yaratt??? zaman” ?eklinde olabilir ve ba?lam uygun oldu?u zaman yom kelimesinin uygun kullan?m? olarak kabul edilmi?tir. G?rüldü?ü gibi Yarat?l?? 1’deki ba?lam, b?ylesi bir yorumlamaya izin vermemektedir. ?te yandan, bu ayet ?ncelikle, “Ba?lang??ta Tanr? g??ü ve yeri yaratt?” diyen Yarat?l?? 1:1’in belirtti?i yarat?l???n birinci gününü g?steriyor olabilir.Bir ba?ka g?rü?, Tanr? yarat??? bitirip dinlenmeye ba?lad???ndan, yedinci günün h?l? sürdü?üdür. Bu demektir ki, yedinci gün en az alt? bin y?l? kaps?yorsa di?er alt? gün de uzun zamanlar? kaps?yor olabilir. Yehova ?ahitleri tarikat?, yedinci gün (i?inde bulundu?umuz bin y?l da) 7000 y?l sürdü?ünden her bir günün 7000 y?l etti?ini, yani Tanr?’n?n ?al??ma haftas?n?n 42000 y?l oldu?unu savunmaktad?r. Ayn? temele dayanarak tanr?sal evrimi ya da a?amal? yarat?l??? savunanlar, Tanr?’n?n dinlenme gününün insano?lunun dünyaya gelmesinden beri en az bir milyon y?ld?r sürdü?ünü s?ylemek zorundad?r.B?yle bir a??klama zorlama olur. Ayet “Tanr? yedinci günde dinleniyor” de?il, “Tanr? yedinci günde dinlendi” demektedir. M?s?r’dan ??k?? 31:17’de “… ben, RAB yeri g??ü alt? günde yaratt?m, yedinci gün i?e son verip dinlendim” denmektedir. Tanr?’n?n yedinci günü “kutsad???” yazmaktad?r (Yarat?l?? 2:3). Ancak b?yle bir mutluluk, i?inde bulundu?umuz, k?tülüklerle dolu ?a?a hi? uymamaktad?r. Tanr?’n?n dinleni?i “günah?n dünyaya girmesi ve günah arac?l???yla ?lümle” yak?nda bozulacakt? (Romal?lar 5:12). Bu yüzden Tanr?, ac?lar i?inde inleyen yarat???n? kendisiyle bar??t?r?p kurtarmal?yd?. ?sa’n?n dedi?i gibi, “...Babam h?l? ?al??maktad?r, ben de ?al???yorum” (Yuhanna 5:17). Tanr?’n?n yarat?l??tan sonraki k?sa dinleni?ini ve ?lüm ve mezara kar?? kazand??? zaferi hat?rlatan haftal?k dinlenme günü olmasayd?, “güne?in alt?nda yap?lan bütün i?ler.… bo? ve rüzgar? kovalama?a kalk??mak” olurdu (Vaiz 1:14).Benzer bir ayet olan 2. Petrus 3:8’deki “Rab’bin g?zünde bir gün bin y?ld?r” s?zü gün-devir teorisi anlat?l?rken yanl?? kullan?lm??t?r. S?zün bulundu?u konumda, bunun tersi anlat?lmaktad?r ve “ba?lams?z bir metin sadece bahanedir” s?zünü burada hat?rlamak gerekir. Petrus’un peygamberlik s?zleri, tekbi?imcilik kuram? ve yarat?l?? hareketi aras?ndaki tart??mayla ilgilidir. Petrus, insano?lunun natüralist alaylar?na ra?men, tekbi?imcilik kuram?na g?re binlerce y?l sürecek gibi g?rünen i?leri, Tanr?’n?n bir günde yapabilece?ini s?yler. Tanr?, yaratmak ve her ?eyi düzeltmek i?in ?ok uzun süreye gerek duymaz. Yukar?daki e?lemeyle – bir gün kar??l??? bin y?l ya da 365.000 gün - Tanr?’n?n yeryüzü ve insano?luyla süren i?inin as?l süresinin – yakla??k 7000 y?l diyelim – yakla??k iki bu?uk milyar y?l etti?ini belirtmek de ilgin? olacakt?r. Bu rakam tekbi?imcilik kuram?n?n hesaplad???, dünyan?n “g?rünen” ya??n?n büyüklü?ü niteli?indedir.2. Yarat?l?? Kitab?yla Jeolojik Devirler Aras?ndaki ?eli?kilerYarat?l?? kitab?nda yer alan “gün”ün bir tür jeolojik yüzy?l? g?sterdi?ine inan?lsa bile (ki bu g?rüldü?ü gibi olanaks?zd?r), bu uzla?mac? dü?üncenin kimseye yard?m? olmaz. Yarat?l?? kitab?ndaki, yarat?l?? s?ras?yla jeolojideki evrimsel geli?im aras?ndaki uyum (bu uyum daha ?nce belirtildi?i gibi, durumun do?as? nedeniyle gereklidir ve hi?bir ?eyi kan?tlamaz) ayr?nt?lara inildi?inde iki taraf aras?nda ?eli?kilerle dolu bir hal al?r.Bu tür en az 25 ?eli?ki bulunmaktad?r. A?a??dakiler bu ?eli?kilerden birka??d?r:Tekbi?imcilik Kuram?Kutsal KitapMadde ba?lang??ta varolduMadde ba?lang??ta Tanr? taraf?ndan yarat?ld?Yeryüzünden ?nce Güne? ve y?ld?zlarGüne? ve y?ld?zlardan ?nce yeryüzüOkyanuslardan ?nce karaKaradan ?nce okyanuslarGüne?, yeryüzünün ilk ?????Güne?ten ?nce ???kBiti?ik atmosfer ve hidrosfer?ki hidrosfer aras?nda atmosferDeniz organizmalar?, ilk ya?am bi?imleriKara bitkileri, yarat?lan ilk ya?am bi?imleriMeyve a?a?lar?ndan ?nce bal?klarBal?klardan ?nce meyve a?a?lar?Ku?lardan ?nce b?ceklerB?ceklerden ?nce ku?lar (“sürünen ?eyler”) sürüngenlerKara bitkilerinden ?nce Güne?Güne?ten ?nce kara bitkileriKu?lardan ?nce sürüngenlerSürüngenlerden ?nce ku?larErkekten ?nce kad?n (genetik olarak)Kad?ndan ?nce erkek (yarat?l?? olarak)?nsano?lundan ?nce ya?murYa?murdan ?nce insano?lu“Yarat?c?” süre? devam ediyorYarat?l?? sona erdiSava? ve ?lüm insano?lundan ?nce vard??nsano?lu, sava? ve ?lümün nedeniYukar?daki k?sa liste, jeolojik devirlerle Yarat?l?? kitab? aras?nda bir uyumdan, inand?r?c? bi?imde s?z etmenin olanaks?z oldu?unu ortaya koymaktad?r. Evrim mi yarat?l?? m? sorusundan ba?ka, ?nemli bir konu da, Yarat?l?? kitab?n?n kay?tlar?n?n kesin olarak standart jeolojik devirler sistemiyle ba?da?maz oldu?udur. ?kisi aras?nda bir se?im yap?lmal?d?r; ikisini birden kabul etmek, mant?ksal olarak olanaks?zd?r.3. Jeolojik Devirlerin Evrimsel Ac?yla Te?hisiGün-devir teorisinin en ciddi eksikli?i, Tanr?’n?n karakterini k?tülemesidir. Bu teori, elbette gerek s?zde tanr?sal evrim gerekse a?amal? yarat?l?? i?in, temel dinsel ?er?eveyi sa?lamaktad?r. Bu kavramlar, ?nce tart???lm?? ve reddedilmi?tir. Kutsal Kitap’ta tan?mlanan Tanr? (ki?isel, gücü her ?eye yeten, her ?eyi bilen, ama?l?, lütufk?r, düzenli, sevgili) tüm rastgeleli?i, savurganl??? ve vah?etiyle, ?nde gelen evrimcilerimizin ?ne sürdü?ü b?ylesi bir yarat?l?? sürecini kullanm?? olamaz.Ancak H?ristiyanlar?n, jeolojik devirlerin, tüm y?nleriyle evrimle e? anlama geldi?ini fark etmeleri gerekmektedir! Jeolojik devirleri kabul ettikleri zaman, ?o?u bunun fark?nda olmasa da, hatta bunu inkar etse de, evrim sistemini de b?ylece kabul etmektedirler.Jeolojik devirler, evrim teorisi i?in gerekli zaman ?er?evesini sa?lamaktad?rlar. Evren yaln?zca birka? bin y?l ?nce varolduysa, evrim olanaks?z demektir. ?nand?r?c? bir g?rünü?e sahip olabilmesi i?in bile milyarlarca y?l gerekmektedir.Buna kar??l?k, insano?lunun jeolojik devirlerin ger?ek oldu?una ili?kin sahip oldu?u tek güvence, evrimin kabul edilmesidir. Yani, evrimin do?ru olmas? “gerekti?i” i?in (tek alternatif yarat?l??t?r!) ya?am, yeryüzü ve evrenin olduk?a ya?l? oldu?u “bilinmektedir.” ?lgili olaylar varsay?lan “evrim a?amalar?” temelinde yorumlanan, tarihleri saptanan ve kayalar i?inde bulunan fosillere dayanarak ?e?itli jeolojik zaman ve ?a?lar tan?mlanm?? ve hatta adland?r?lm??t?r (?rn, Paleozoik, Mezozoik, Eosen vb). Di?er herhangi bir tan?mlama ya da tarih belirleme tekni?i (litoloji, radyometre, vb), bu yakla??mla ?eli?ti?inde -ki bu ?ok s?k g?rülen bir durumdur- bu paleontolojik ?l?ütler her zaman ge?erlidir.Bu nedenle evrim, fosil kay?tlar?n? yorumlaman?n, fosil kay?tlar? da jeolojik devirleri olu?turman?n ve tan?mlaman?n temelidir. Fosil dizileriyle jeolojik devirler, evrimin temel ?er?evesini ve tek kan?t?n? olu?turur. B?ylece, Kutsal Kitap’a dayal? yarat?l?? dü?üncesine metafiziksel itirazlar?n karma??k tarihindeki en klasik, ama kolayca g?rülmeyen k?s?rd?ngü ?rneklerindendirler. Kutsal Kitap’? ?nemseyen bir H?ristiyan’?n, jeolojik devirlerin, tüm evrim paketi i?indeki ??elerden yaln?zca biri oldu?unu anlamal?d?r. Bir kimse ?er?eveye (jeolojik zaman) gerek duyuyorsa, bunu bir arada tutan yap??t?r?c? da (evrim) kabul edilmelidir.Bununla birlikte jeolojik devirlerin evrimsel anlamlar? yads?nsa da, Tanr?’n?n insano?lunu jeolojik zaman?n sonunda yaratmadan ?nce, do?al se?ilim, jeolojik ini? ??k??lar, f?rt?nalar, afetler, soy tükenmeleri, sava?, ?st?rap ve ?lüm i?in neden be? milyar y?l harcad??? sorunuyla kar?? kar??ya kal?n?r. “Tanr? kar???kl?k de?il, esenlik Tanr?s?d?r.” Tanr? bu kadar ?ok afetle dolu dünyaya bak?p “?ok iyi” oldu?unu s?yler mi? (Yarat?l?? 1:31). Kutsal Kitap, insano?lu dünyaya günah? getirmeden ?nce, duygular? olan canl?lar?n hi? ac? ?ekmedi?i ve ?lmedi?i konusunda ?ok kesin konu?maktad?r (Yarat?l?? 3:14-19; Romal?lar 5:12; 8:20-23; 1. Korintliler 15:21,22; Vahiy 21:4,5; vb). Ancak yeryüzündeki kayalar, zaten milyarlarca hayvan?n ve insana benzer hominid canl?lar?n fosille?mi? kal?nt?lar?yla doluysa, Tanr?, isyan üzerine verdi?i bir karar olarak de?il, yarat?c? ?al??mas?n?n ve egemenlik kural?n?n birle?tirici bir etmeni olarak, ac? ve ?lümün yarat?lmas?ndan do?rudan sorumludur. Bu, tanr?bilimsel bir karma?ad?r!4. Gün-Devir Teorisinin Türleri:Yarat?l?? kitab?ndaki “günlerin” bildi?imiz anlam?yla günleri kar??lad???n? benimseyen baz? yorumlay?c?lar, jeolojik devirlerle günleri uyumlu hale getirmek i?in, iki y?ntem daha denemi?lerdir. Bunlardan biri, yarat?l???n alt? gününün her birinin ?ok uzun süreli jeolojik d?nemlerle birbirinden ayr?ld???n? varsaymaktad?r. ?kincisi ise, alt? günün yarat?l?? günleri de?il, vahiy günleri oldu?udur.Birinci teoriye g?re birbirinden ?ok uzun süreli d?nemlerle ayr?lm?? alt? yarat?l?? günü i?inde yeryüzü, g?kyüzü, y?ld?zlar, Güne? ve Ay, okyanuslar, karalar, bitkiler, bal?klar, ku?lar, sürüngenler, memeliler (hepsi) ve insano?lu yarat?ld?. Bu günler aras?ndaki ?ok uzun sürelerde yap?lacak ?ok fazla ?ey yoktu, ?yleyse bu süreler ne i?indi? (Bu teori, daha ?nce tart???lan “a?amal? yarat?l?? teorisi” ile temelde benzerdir.)Vahiy günü teorisine gelince, tüm kay?tlar i?inde b?yle bir ?eyi ?ne süren tek bir s?zcük bile yoktur. Kutsal Kitap’ta Tanr?’n?n g?rünüm ve vahiyleriyle s?k?a kar??la??l?r, ama b?yle oldu?unda yazar onu a??k?a s?ylemektedir. B?yle yersiz bir dü?ünceyi ?ürütmek i?in Tanr?, M?s?r’dan ??k?? 20:11’de ??yle der: “?ünkü ben, RAB yeri g??ü, denizi ve bütün canl?lar? alt? günde yaratt?m, yedinci gün dinlendim.” (?nceki günlerde as?l i?i, ancak birer dakikal?k olan vahyi, bilinmeyen birisine iletmekse niye dinlensin ki?)Buna ek olarak, bahsedilen tüm bilimsel ?eli?kiler ve yanl?? dinsel dü?ünceler, standart gün-devir teorisiyle oldu?u gibi, tecrit günü ve vahiy günü teorileriyle de ba?da?maktad?r. Bu yüzden sonu? ?udur: gün-devir teorisinin her ?ekli, Kutsal Kitap, bilim ve tanr?bilim a??lar?ndan kabul edilemez niteliktedir.Bo?luk TeorisiJeolojik sistemi tanr?bilime uydurmak isteyen H?ristiyanlar, bunlar?, Yarat?l?? kitab?nda yaz?lanlara uydurmal?d?rlar. Yarat?l?? kitab?n?n birinci b?lümü insano?lunun ve tüm ya?am bi?imlerinin yarat?l???n? i?erdi?inden, jeolojik devirlerin yarat?l?? haftas?ndan sonra olu?mayaca?? kesindir. Gün-devir teorisiyle ilgili bir ?nceki b?lümde, jeolojik devirlerin yarat?l?? haftas? s?ras?nda olu?mad??? a??k?a g?sterildi. Geriye kalan tek olas?l?k, ger?ekten olu?tularsa, bunun yarat?l?? haftas?ndan ?nce oldu?udur. Bu ikinci teori, jeolojik devirleri Yarat?l?? 1:1 ve Yarat?l?? 1:2 aras?nda oldu?u varsay?lan bir bo?lu?a yerle?tirdi?i i?in, genel olarak “bo?luk teorisi” diye bilinir.Bilinen ?ekliyle bo?luk teorisi, ilkel yarat?l???, Yarat?l?? 1:1’deki gibi benimser, “Ba?lang??ta Tanr? g??ü ve yeri yaratt?.” Do?rudan Tanr?’n?n yarat?c? elinden gelen bu yarat???n, her y?nden tam ve güzel oldu?u kabul edilir. Yarat?l?? 1:2, ilkel yarat?l??tan sonra gelen bir?ok, ?l?ülemeyecek uzunlukta d?nemlerle, yeryüzünün farkl? durumunu anlatmaktad?r. 2. ayetin ba??nda “waw” ba?lac?n?n “ve” ya da “ama” olarak ?evrilebilece?i ve “hayetha” fiilinin “idi” yerine “duruma geldi” ?eklinde ?evrilebilece?i anlat?lmaktad?r. Ayr?ca “?ekilsiz ve bo?” s?zü (tohu va bohu) baz?lar? taraf?ndan “bozulmu? ve bo?” olarak ?evrilmektedir. Tüm bunlar bir araya getirildi?inde, Yarat?l?? 1:1-2 ??yle olur: “Ba?lang??ta Rab g?kleri ve yeri yaratt?; ama yeryüzü harap ve bo? bir hale geldi ve engin karanl?klarla kapland?.”B?ylece jeolojik devirler, 2. ayette anlat?lan harap durum ile ilkel yarat?l?? aras?na yerle?tirilir. ?o?unlukla ?ok büyük bir afetin, geride harap olmu? ve üzerinde canl? kalmam?? ve karanl???n kaplad??? bir dünya b?rakarak, jeolojik devirlere son verdi?i dü?ünülür.Teoriye g?re, daha sonra, Tanr? Yarat?l?? 1:3-31’de anlat?lan alt?normal süreli? günde yeryüzünü “yeniden yaratmak” ya da “yeniden yapmak” i?in ?al??t?. Bo?luk teorisini savunanlar, evrim dü?üncesini elbette kabul etmezler ve Tanr?’n?n günümüz dünyas?ndaki her ?eyi alt? günde ?zel bir yarat?l??la yaratt???na inan?rlar. Bununla birlikte, Yarat?l?? 1:1’den beri varolan dünyan?n, yak?n zamanda yarat?ld???na inanmazlar. ?ünkü bu tarih, ge?mi?te say?s? belli olmayan, belki birka? milyar y?l olabilir. Tutucular?n ortak dü?üncesi ?udur: “Jeologlara istedikleri tüm zaman? verin; Tevrat yeryüzünün yarat?l???n?n tarihini belirtmez. Tüm uzun jeolojik zaman süreleri, Yarat?l?? 1:2’den ?nce olu?tuklar? i?in Kutsal Kitap’ta yaz?lanlarla ilgisizdirler.”Bu teoriyi savunanlar?n tümü olmasa da bir ?o?u, dinozorlar?, maymunsu adamlar? ve tüm di?er soyu tükenmi? ya?am bi?imlerinin fosillerini bu büyük bo?lu?a yerle?tirmeyi uygun g?rmü? ve b?ylece bunlar? Tanr?’n?n ?imdiki yarat??? i?inde a??klamak zorunda kalmaktan kurtulacaklar?n? ummu?lard?r. Di?erleri, yeryüzünden ?nce varolan bitki tohumlar?n?n ve belirli insan ?ncesi hominidlerin Kayin’e (Kabil’e) e? (Yarat?l?? 4:17) ve “devlere” anneler (Yarat?l?? 6:4) olmak i?in ya?amalar?n? sa?layan insanl?k ?ncesi k?smi bir afet fikrini kabul etme e?ilimindedirler. Bununla birlikte bo?luk teorisini savunan yorumcular?n büyük b?lümü, dünyay? ?ss?z ve bombo? hale getirerek harap eden bir afete inan?rlar.1. Günahtan ?nce ?lümBu dü?ünce, jeolojik devirler sorununa kolay bir ??züm getirmek i?in üstünk?rü bir ?aba gibi g?rünmektedir. Ancak temel sorun ?ok fazla üstünk?rü olmas?d?r. Bu dü?ünce, sorunu, onu g?z ard? ederek ??zümlemektedir.Jeolojik devir sorunu, be? milyar y?ll?k bir süreyle u?ra?maktan daha karma??kt?r. Bundan ?ok daha ?nemli olan, o y?llarda ne oldu?udur. Be? milyar y?l süren jeolojik devirler, ?st?rap, sava? ve ?lüme sahne olan, ü? milyar y?l süren organik evrim anlam?na gelir. Daha ?nce belirtildi?i gibi, jeolojik devirlerin varl??? evrime dayan?r ve bu devirlerin bir?ok alt b?lümlerinin tan?mlanmas?, ilgili tortul kayalarda bulunan fosil bulgular?n?n varsay?lan evrim a?amalar?n? temel al?r. Ayr?ca, fosiller evrimle ilgili ger?ekte ne s?ylerse s?ylesin, kesin olan tek bir ?ey vard?r; fosiller ?lümden, vah?i ve ani ?lümden s?z eder.Jeolojik devirler ger?ekse, bu devirleri tan?mlayan, yeryüzü evrimsel ya?am dizisi de ger?ektir. Bo?luk teorisi, tutucular i?in, evrim sorununu ??zmez; sadece evrimi Yarat?l?? 1:2’den ?nceki bo?lu?a yerle?tirir ve asl?nda sorunu ?ok daha k?tü hale getirir. Tüm evrim sistemi sorun olmakla kalmaz, Tanr?’n?n neden aniden evrim sürecini yok edip –?zellikle, yaratt??? tüm bitkiler, hayvanlar ve insano?lu Tanr?’n?n yeni yok etti?i dünyada e?lerini bulmu?ken- tekrar alt? günlük bir yarat?? i?iyle u?ra?t??? gibi ek bir sorun da ortaya ??kar.Jeolojik devirler ger?ekten Yarat?l?? 1:2’den ?nce olu?tuysa, Tanr?’n?n insano?lundan ?nce dünyay? geli?tirmek i?in dünyadaki ayn? süre?leri kulland??? sonucundan ka??nman?n hi?bir yolu g?rünmemektedir. Tortula?ma, volkan hareketleri ve di?er jeolojik süre?ler, kesin olarak jeolojik dizi i?erisinde olu?mu?lard?r. T?pk? hastal?k, ?ürüme ve ?lüm gibi! Ayr?ca tüm bunlar, insano?lu günah? ve günah yüzünden ?lümü dünyaya getirmeden ?nceki devirlerdi. Bo?luk teorisinin ?ne sürdü?ü gibi, Tanr? ger?ekten, k?tülüklerin ve ?lümün mimar? m?d?r?2. Jeolojik Devirlerden Sonra ?eytan’?n Dü?ü?üBo?luk teorisinin temelini olu?turan, Adem ?ncesi büyük afetin de a??klanmas? gerekmektedir. Bilimsel bir a??klama gerekmektedir, ama bundan daha ?nemlisi tanr?bilimsel bir a??klaman?n gereklili?idir. Yarat?c?, neden bir dünyay? yaratmak i?in milyarlarca y?l harcay?p daha sonra onu aniden y?k?c? bir afet i?inde karga?aya sürüklesin?Genelde bunun i?in yap?lan a??klama, afetin, Ye?aya 14:12-15 ve Hezekiel 28:11-17’de anlat?ld??? gibi ?eytan’?n isyan? ve dü?ü?ü sonucu oldu?udur. Tanr?’n?n meleklerinin hiyerar?isi i?inde en üst düzeyde olan ?blis’in, Tanr?’ya isyan etti?ine ve O’nun egemenli?ini ele ge?irmeye ?al??t???na inan?l?r. Sonu? olarak, Tanr? onu cennetten kovdu ve o, büyük dü?man, ?eytan oldu.Bununla birlikte, ?eytan’?n günah? ve dü?ü?ü yeryüzünde de?il, “Rab’bin kutsal da??nda”, cennette oldu. Asl?nda Kutsal Kitap’ta, ?eytan’?n, isyan?ndan ?nce yeryüzüyle ba?lant?lar?ndan s?z edilmemektedir. Günah i?ledi?inde, cennetten dünyaya kovuldu. Hezekiel 28:15-17 ??yle der: “Yarat?ld???n günden sende k?tülük bulunana dek yollar?nda kusursuzdun... Bu yüzden kirli bir ?ey gibi seni Tanr?’n?n da??ndan att?m, yanan ta?lar?n aras?ndan kovdum, ey koruyucu Keruv. Güzelli?inden ?türü gurura kap?ld?n, g?rkeminden ?türü bilgeli?ini bozdun. B?ylece seni yere att?m” (ya da “Yer’e att?m”, ?branice'de ikisi ayn? kelimedir).Yani, ?eytan’?n cennetten kovulu?unu dünyadaki bir afetle ba?da?t?rman?n, Kutsal Kitap’ta yazan hi?bir nedeni yoktur. ?eytan’?n dünyaya yollanmas?n?n, insano?lunun dünyadaki varl???yla do?rudan ba?lant?l? olmas?, daha olas? g?rülmektedir. ?eytan’?n, Tanr?’n?n insano?luna y?nelik büyük plan? yüzünden kin tutmas?n?n ve hasetle dolmas?n?n, isyan?n?n as?l nedeni oldu?u akla yatk?n g?rünmektedir. Tanr? onu, insano?lunun Yarat?c?’s?na ba?l?l???n?n, denenmeye mahkum edildi?i yeryüzüne g?nderdi.?eytan’?n, (en az?ndan Tanr?’ya kar?? k?tü isyanc? olarak) Adem’in yarat?l???ndan ?nce dünyada olmad??? Yarat?l?? 1:31’de kesin olarak belirtilir. “Tanr? yaratt?klar?na bakt? ve her ?eyin ?ok iyi oldu?unu g?rdü.” ??in do?rusu, bir sonraki ayet bu g?zlemin “g?kyüzünü, yeryüzünü ve üzerlerinde ya?ayanlar?” kapsad???n? belirtir; yani cennette her ?ey iyiydi! Bu yüzden ?eytan’?n günah? insano?lunun yarat?l???ndan sonra ger?ekle?mi? olmal?d?r.Bazen insano?lunun yarat?l???n?n, ?eytan’?n isyan?na kar?? Tanr?’n?n cevab? oldu?u ?ne sürülmü?tür. ?ddia, Tanr?’n?n ?eytan’a ve di?er meleklere büyük bir ders veriyor oldu?udur; melekler yerlerini koruyamad?klar? i?in, Tanr? ?eytan’?n yerine insan? yaratt?. Daha sonra, ?eytan insano?lunun günaha dü?mesine de neden olunca, Tanr?, gücünü ve lütfunu tan?k melekler ?nünde g?stermek i?in insano?lunu günahtan kurtarmaya karar verdi.Meleklerin, Tanr?’n?n büyük kurtulu? i?iyle ilgilendiklerine ?üphe yoktur (1. Korintliler 4:9, 6:3; Efesliler 3:10, 1. Petrus 1:12); ama bu, Tanr?’n?n sonradan dü?ündü?ü bir ?ey de?ildir. Meleklerin ilgilenme nedeni, onlar?n Tanr?’n?n insanlarla ilgili tasar?s?na yard?m etmek üzere yarat?lmalar?d?r. “Bütün melekler kurtulu?u miras alacaklara hizmet etmek i?in g?nderilen g?revli ruhlar de?il midir?” (?braniler 1:14). Kutsal Kitap’ta melekler, ?zellikle insan?n kurtulu?u ve lütfu i?in hizmet eden varl?klar olarak g?sterilir.Melekler ?zellikle insanlara hizmet etmek i?in yarat?ld?klar?ndan, insano?lundan ?ok daha ?nce yarat?ld?klar?n? varsaymak i?in hi?bir neden yoktur. Onlar, Tanr? “dünyan?n temelini” att??? zaman “sevin?le ???r??mak” i?in vard? (Eyüp 38:4-7; Mezmur 104:4,5). Bununla birlikte, ?nce bi?imi yokken temeller üzerine karalar?n kondurulmas?, büyük olas?l?kla, denizleri ay?rmak i?in karalar?n yarat?ld??? yarat?l???n ü?üncü gününü g?stermektedir (Yarat?l?? 1:10).Her durumda, cennetteki melek isyan?n?n dünyaya ve ?nceki jeolojik devirlere hi?bir etkisi olamazd?. ?eytan’?n günah?n?n, dünyada insanl?k ?ncesi bir afete neden oldu?u varsay?lsa bile, bu yine de afetten ?nce olu?an fosillerin evrimsel s?ralan???na sahne olan jeolojik devirleri etkilemez. Ist?rap ve ?lüm dolu uzun zaman d?nemleriyle ilgili problemin tamam? h?l? ??zülememi?tir; ?ünkü tüm bunlar yaln?zca Adem’in günah?ndan ?nce de?il, bo?luk teorisine g?re, ?eytan’?n günah?ndan da ?nce olmu?tur!3. Bo?luk Teorisinin Bilimsel Sorunlar?Adem ?ncesi afetin evrensel okyanus ve evrensel karanl?kla sonu?lanarak yeryüzünü tamamen ?ss?z ve canl?s?z b?rakt??? varsay?lmaktad?r (“Yer bo?tu, yeryüzü ?ekilleri yoktu; engin karanl?klarla kapl?yd?”). Hi? güne? ?????, kara yüzeyi, bitki ve denizlerde canl? ya?am? yoktu. Ancak fosilli kayalarda, karalarda ve denizde varsay?lan afet ?ncesi d?nem boyunca büyük oranda hayvan ve bitki ya?am? oldu?unun a??k kan?tlar? vard?r.Ya?amla ve hareketle dolu bir dünyadan, suya ve karanl??a batm??, harap olmu? ve bombo? bir dünyaya b?yle ani bir ge?i?in, büyük bir jeolojik afet sonucu olmas? gerekir. Bu afetin, tüm dünyadaki ya?am? yok eden, tüm karalar?n okyanusa batmas?na neden olan, Güne?’i ve g?kyüzünü kaplayacak kadar duman ve enkaz kal?nt?s?yla g?kyüzünü dolduran büyük bir nükleer ya da volkanik tahribat sonucu ortaya ??kmas? gerekir.Sorun ?udur: ?nsanl?k ?ncesi afet, temel olarak Kutsal Kitap’? jeolojiyle ba?da?t?rma arac? olarak ileri sürülmü?tür; ama standart jeoloji tarihi i?inde b?yle bir afete dair en ufak bir kan?t yoktur! Bu nedenle hi?bir jeolog bo?luk teorisini kabul etmemektedir.Modern jeoloji sistemi tümüyle afet dü?üncesi üzerine de?il, tekbi?imcilik kuram? dogmas? üzerine kurulmu?tur. Bo?luk teorisinin Yarat?l?? 1:1 ile 1:2 aras?nda has?r alt? etmeye ?al??t??? da jeolojik devirler sonucunda olu?an sistemdir. Jeolojik katmanlar küresel afetle ya da tekbi?imcilikle a??klanabilir, ama ikisiyle birden a??klanamaz. Jeolojik devirler insanl?k ?ncesi küresel bir afet sonucu olu?mu?larsa kan?t kalmaz ve b?ylece, yeryüzünün ya?l? oldu?unu a??klamak i?in bo?luk teorisine gerek kalmaz. Jeolojik devirleri ortadan kald?rarak onlar Kutsal Kitap’a uzla?t?r?lamaz.Evrimsel jeolojide, dünya ?ap?nda afetlere yer olmad??? ?zellikle vurgulanmal?d?r. Katmanlar tekbi?imcilikle, ?imdiki ve ge?mi?teki süre?lerin süreklili?iyle a??klanmak istenmektedir. Yarat?l?? 1:2’de anlat?lan duruma neden olabilecek, tüm dünyay? etkileyecek bir afet, jeolojik devirlerin standart sisteminde yer almamaktad?r; ayr?ca Buzul ?a??’n? ya da di?er yerel ya da b?lgesel ?zellikleri evrensel boyutta bir afetle a??klamak ger?ek?i olmaz. Bu tür y?k?c? bir afet, jeolojik devirlerle ilgili kan?tlar olarak kullan?lan fosilleri ve tortul katmanlar? tamamen yok eder ve par?alard?.B?yle bir afetin oldu?u; ama birikmi? katmanlar? mucizevi olarak bozulmam?? bi?imde b?rakt??? varsay?lsa bile, fosil dünyas?yla günümüz dünyas? aras?ndaki ili?kiyle ilgili ?nemli sorun varl???n? korumaktad?r. Yani afetten ?nce fosil olarak korunan hayvanlar ve bitkiler, ?o?u durumda günümüz dünyas?ndakilerle ayn?d?r. Asl?nda günümüz dünyas?nda bulunan organizmalar?n ?o?u türü, fosillerde de bulunmu?tur (genelde modern akrabalar?ndan daha iri ve daha geli?mi?lerdir, ama yine de ayn? temel türlerden gelirler). Bu, insan fosilleri ve insanlar?n olas? atalar? olarak ileri sürülen ?e?itli hominid türleri i?in de ge?erlidir. Bo?luk teorisiyle ilgilenen kimi yazarlar?n Adem ?ncesi adam?n varl???n? kabul etmelerinin bir nedeni de budur.Sorun, Tanr?’n?n ni?in yeryüzündeki tüm ya?am? yok eden bir afete izin verdi?i, ayn? temel ya?am bi?imleriyle dünyay? yeniden yaratmakla u?ra?t???d?r. Kutsal Kitap’ta anlat?lan Tanr?, k?tü huylu de?ildir.Kutsal Kitap’ta, tüm dünyay? etkileyen büyük bir afetten s?z edilir. Bu, elbette Nuh Tufan?’d?r. Bu afetin ayr?nt?lar? a??kland?ktan sonra, Kutsal Kitap’?n ileriki b?lümlerinde de bu olaydan s?k?a s?z edilmektedir. Tufan’?n nedenleri, etkenleri ve etkileri verilir. Tufan, fosillerle ilgili, yeterli ve doyurucu a??klamay? sa?lar ve b?ylece jeolojik devirlere bilimsel olarak gereksinim duyulmas?n? da engeller.Fel?ket dü?üncesi jeolojik devirlerin anahtar?d?r –ama bu jeolojik devir sistemini korumam?za olanak veren Yarat?l?? 1:2’den ?nce dü?ünülen hayali bir afet de?il, daha ?ok onu yok eden, Nuh’un zaman?ndaki ger?ek afettir.4. Bo?luk Teorisinin Kutsal Kitap’la ?lgili Sorunlar?Bo?luk teorisinin bar?nd?rd??? Kutsal Kitap’a dair sorunlar, bilimsel zorluklardan daha az de?ildir. Yarat?l?? 2:1-3’deki ?zet s?ylem, tüm evreni i?ermektedir: “G?k ve yer bütün ??eleriyle... yapt???, yaratt??? bütün i?i…” Ya da en az?ndan Yarat?l?? 1:1’de anlat?lan ayn? evrenden s?z etmektedir, “g??ü ve yeri”. Asl?nda Yarat?l?? 1:1 d???nda tüm birinci b?lümde g?kyüzünün yarat?l???ndan s?z edilmedi?ine g?re, Yarat?l?? 2:1’deki ?zet, g??ün yarat?l???n? i?ermekte olmal?d?r.Bu durum, M?s?r’dan ??k?? 20:11’de daha da a??kt?r: “?ünkü ben, RAB yeri g??ü, denizi ve bütün canl?lar? alt? günde yaratt?m...” Bu ayet ger?ekten s?yledi?ini anlat?yorsa, g??ün ve yeryüzünün yarat?lmas? bu alt? gün i?inde olmu?tur. Bu yüzden, Yarat?l?? 1:1’deki ilk yaratma eylemi, Tanr?’n?n birinci günde yapt?klar?n?n bir b?lümüydü; ?yleyse Yarat?l?? 1:2’den ?nce ?nemli bir bo?luk i?in zaman yoktur.M?s?rdan ??k?? 20:11’de “yaratt?” yerine “yapt?” s?zcü?ünün kullan?lmas? (?branice bara yerine asah) kafalar? kurcal?yorsa, “onlarda olan bütün ?eyler” s?zü alt? gün i?inde “yap?lan” tüm varl?klar i?inde – sadece dünyan?n yüzeyi de?il - tüm dünya yap?s?n?n da bulundu?unu kesinle?tirmelidir. ?te yandan, bo?luk teorisi, tortul kayalar ve i?lerindeki fosilleri de yeryüzü kabu?unun büyük b?lümünün dünya ?ncesine ait oldu?unu s?yler ve büyük afet ve sonras?ndaki alt? gün süren “yeniden yaratma” s?ras?nda, varl?klar?n? koruduklar?n? kabul eder. Bu g?rü? M?s?r’dan ??k?? 20:11’deki kapsaml? s?ylemlerle a??k?a ?eli?ir; bu ayette “bara” s?zcü?üyle ayn? anlam? anlatmak i?in “asah” s?zcü?ünün kullan?l?p kullan?lmad??? (Tanr? s?z konusu oldu?unda s?kl?kla kullan?lan s?zcüktür) ?nemli de?ildir. Nas?l olursa olsun, bu s?zcük, bo?luk teorisinde ileri sürüldü?ü gibi “yeniden yapma” anlam?na gelmez.Ayn? ?ekilde, Adem ile Havva’n?n ayaklar? alt?ndaki tortul kayalar, milyarlarca y?l süren ac? ve ?lümün fosille?mi? kan?tlar?yla doluysa ve insan, dünyada g?zünün g?rdü?ü hemen her yerde bu u?suz bucaks?z mezarl?kla kar??la?t?ysa, Tanr?’n?n “tüm yapt?klar?n?” “?ok iyi” olarak nitelendirmesi (Yarat?l?? 1:31) garip ve ?irkin olurdu. ?nsano?luna “?ok iyi” g?rünmesi ?ok zorken, Tanr? taraf?ndan nas?l “?ok iyi” olarak nitelendirilebilir?Yarat?l?? 1’deki alt? günlük i? konusunda, bo?luk teorisinin getirdi?i yorum do?al ve normal de?il, zorlamad?r. O halde 3. ayetteki “???k olsun” s?zü “???k afetten sonra olu?an atmosferik kal?nt?lar? a?arak tekrar dünya yüzeyine ula?s?n” bi?iminde yorumlanm?? olur. Yine 16. ayetteki “Tanr? iki büyük ?????…ve y?ld?zlar? yaratt?” s?zü “Tanr?, afetten geriye kalan tüm bulutlar?, Güne?, Ay ve y?ld?zlar yeryüzünden tekrar g?rülebilsin diye ortadan kald?rd?” ?eklinde anla??lm?? olur. Di?er b?lümler i?in de benzer zorlama yorumlar gereklidir.Ayr?ca Yarat?l?? 1:2’nin bo?luk teorisine g?re “Yeryüzü ?ss?z ve bombo? bir hale geldi (haldeydi yerine)” ?eklinde ?evrilmesi de olduk?a ?üpheli g?rünmektedir. ?branice uzmanlar? aras?nda, bunun do?rulu?u konusunda dü?ünce ayr?l??? vard?r; ama genel kabul g?rmü?, standart Tevrat ?evirilerinin tümü “haline geldi” yerine “haldeydi” s?zcü?ünü kullan?r. S?z konusu olan, bir durum de?i?ikli?ini bildirmek i?in kullan?lan ?branice “haphak” s?zcü?ü de?il, durum bildiren “hayetha” s?zcü?üdür. Hayetha s?zcü?ü baz? durumlarda “haldeydi” yerine “haline geldi” olarak ?evrilebiliyorsa da, bu yaln?zca s?zcü?ün konumu, bunu kesin olarak gerektirdi?inde olur. S?zcük Tevrat’ta ge?ti?i yerlerin % 98’inde tam olarak “haldeydi” ?eklinde ?evrilmi?tir. ?yleyse sorun, Yarat?l?? 1:1-5’deki metin ba?lam?n?n bu pek kullan?lmayan ?eviriyi gerektirip gerektirmedi?idir. Bo?luk teorisini savunanlar, bu gere?i henüz ortaya koymam??lard?r. Asl?nda Yarat?l?? 1:1 ile 1:2 aras?nda ba?la? “ve” (waw) s?zcü?ünün kullan?lmas?, ikinci ayetteki olay üzerine hemen oldu?unu ima eder g?rünmektedir. 2. ayet net olarak dünyan?n daha sonra ne hale geldi?ini de?il, yarat?l??ta nas?l oldu?unu a??klar.Birka? ?branice uzman? 2. ayette “haline geldi”nin kullan?lmas? gerekti?ini ?srarla savunmaktad?rlar. Uzmanlar ve bilirki?iler anla?mazl??a dü?tüklerine g?re a??k bir sorun olmal?d?r. ?ki ayet aras?nda b?yle bir “bo?luk” varsa bile, bunu uzun süren bir bo?luk olarak alg?lamak i?in ba?lamsal hi?bir ge?erli neden yoktur. Bu süre be? milyar y?l olabilece?i gibi bir dakika ya da bir saat de olabilir.Ayn? ?ekilde, 2. ayette Tanr?’dan gelen büyük bir afeti ima edecek hi?bir ?ey yoktur. Yarat?l?? ba?lang??ta, Tanr? alt? günün sonunda “?ok iyi” olarak nitelendirene dek “tamamlanm??” ve “mükemmel” de?ildi. Ancak, o andaki amac? i?in mükemmeldi.Bu yüzden Yarat?l?? 1:1,2 aras?n? “bo?luk” olarak yorumlaman?n ?ok zay?f bir dü?ünce oldu?u sonucuna varmak yerinde olacakt?r.5. Bo?luk Teorisinin Kan?tlar?n?n Ele?tirisiYarat?l?? 1:1,2, genel durumu nedeniyle bo?luk teorisine uymasa da teori i?in, Kutsal Kitap’?n di?er b?lümlerinde ileri sürülen kan?tlar vard?r. ?imdi bunlar? inceleyece?iz.Bu kan?tlar bir yana, jeolojik devirlerin iki ayet aras?nda olu?tu?u ve bu devirlerin küresel bir afetle yok edildi?i g?rü?ünde yatan gü?lü bilimsel ve tanr?bilimsel zorluklar unutulmamal?d?r. Bu teori jeolojik devirleri a??klamak i?in ya da dünyan?n ?ok ya?l? oldu?unu kan?tlamak i?in kullan?lmamal?d?r. Bo?luk teorisi bir?ok ciddi bilimsel sorun yaratmakta ve bunlar?n hi?birini ??zememektedir.Bu uyar?y? yapt?ktan sonra, kan?tlar?n, ger?ekten bir bo?luk oldu?u yorumunu getirmemizi gerektirip gerektirmedi?ine bir bakal?m. Yeremya 4:23’den s?k?a s?z edilir: “Yere bakt?m, ?ekilsizdi, bo?tu; g??e bakt?m, ???k yoktu.” Bu, tanr?sal karar ba?lam?nda kullan?lm??t?r ve Yarat?l?? 1:2’nin de ayn? ?eyi yans?tt??? s?ylenmektedir. Bununla birlikte Yeremya 4:23’de anlat?lan tanr?sal karar?n, benzer konu?ma sanat? d???nda, Yarat?l?? kitab?yla ilgisi yoktur. Bu, yeryüzü hakk?nda, ge?mi?te verilen bir karar?n tarihi de?il, ?srail yurduna gelecek olan karar?n habercisidir (bkz. Yeremya 4:14,22,31). “Yeryüzü” ve “yurt” kelimeleri ayn? ?branice s?zcükten ?evrilir. Ayet ??yle ?evrilebilir: “Yurda ve oradakilere bakt?m, yurt ?ekilsiz ve bo?tu ve g??e bakt?m, ???k yoktu.” Bu s?zler gelmekte olan “Yakup belas?” gününde ger?ekle?ecektir (Yeremya 30:7).?ne sürülen bir di?er ayet Ye?aya 24:1’dir: “??te RAB yeryüzünü harap edip viraneye ?evirecek, yeryüzünü altüst edecek, üzerinde ya?ayanlar? darmada??n edecek.” Burada da ayet kesin olarak Adem ?ncesi varsay?lan bir halka de?il, ?srailo?ullar?na ve ?srail yurduna gelecek cezan?n habercisidir.?ne sürülen en ?nemli ayet Ye?aya 45:18’dir: “?ünkü g?kleri yaratan RAB, dünyay? yarat?p bi?imlendiren, peki?tiren, üzerinde ya?anmas?n diye (“ve bo?una de?il”), ya?ans?n diye bi?imlendiren RAB –Tanr? O’dur- ??yle diyor: ‘RAB benim ba?kas? yok’” (“bo?una” ?branice “tohu” kelimesidir ve Yarat?l?? 1:2’deki “bo?tu” ile ayn?d?r).Yukar?daki ayet, Tanr?’n?n yeryüzünü tohu (bo?) yaratmad???n? s?yledi?ini ve Yarat?l?? 1:2’deki yeryüzünün tohu (bo?) oldu?u g?z ?nüne al?nd???nda bu bo? yeryüzü Yarat?l?? 1:1’de anlat?lan yeryüzü olamazd? diye dü?ünülmektedir. Yani yeryüzü Adem ?ncesi afet sonucu tohu olmu?tur. Bu yorum da ayeti ba?lam?ndan ay?rmay? gerektirmektedir. Bu ayetten ?nceki ve sonraki ayetler, konunun ?srail ve Tanr?’n?n halk?na verdi?i s?zler ve halk?yla ilgili tasar?lar? oldu?unu g?stermektedir. Yani Tanr?’n?n, yeryüzünü yarat?rken bir amac? oldu?u gibi, ?srail i?in de bir amac? vard?. Bir ?nceki ayet olan Ye?aya 45:17’de Tanr? ??yle der: “Ama ?srail RAB taraf?ndan kurtar?lacak, sonsuza dek sürecek kurtulu?u. ?a?lar boyunca utand?r?lmayacak, asla rezil olmayacak.”Verilen bu büyük s?ze dayanarak, Tanr? ?srailo?ullar?na ama?s?z olmayan kudretli yarat???n? hat?rlat?r. “?zerinde ya?ayanlar olsun diye yaratt?” ve bu amac?n? kendine benzer insanl?k yaratarak ve kendisiyle bar??t?rarak yerine getirdi. Tanr?, se?ilmi? halk? ?srailo?ullar?na y?nelik amac?n? da ger?ekle?tirecektir.Tanr?’n?n, yarat??? i?in tüm amac?n? ilk yarat?l?? gününde, tamamlamad??? ger?e?i ?nemsizdir. O “dünyay? bo?una yaratmad?, üzerinde ya?ans?n diye yaratt?” ve bu amac? ger?ekle?tirdi. Tohu kelimesi, bulundu?u yere g?re bir?ok anlama gelebilir. Bu kelime 20 kez kullan?l?r ve King James ?evirisinde 10 farkl? ?ekilde ?evrilmi?tir. Ye?aya 45:18’deki ba?lam “bo? yere” ya da “ama?s?z” ?evirilerini hakl? ??kar?r. Yarat?l?? 1:2’nin ba?lam? “?ekilsiz” anlam?n? do?rular.Ye?aya 45:18 ile Yarat?l?? 1:2’de, yarat?lan dünyan?n ba?ta ?ekilsiz oldu?unun s?ylenmesi aras?nda ?eli?ki yoktur. Bunlardan ilki ??yle anla??labilir: “Tanr? onu (sonsuza dek) ?ekilsiz yaratmad?, üzerinde ya?ayanlar olsun diye yapt?”. Tanr? Yarat?l?? 1’de anlat?ld??? gibi bi?imsiz unsurlara güzellik ve bi?im, ?ss?z yerlere ya?ayanlar getirmek i?in i?ini sürdürdü.Ye?aya 45:18’in Yarat?l?? 1:2’den yüzlerce y?l sonra yaz?ld??? ve ba?lam?n?n insanl?k ?ncesi bir afetle de?il, ?srail’le ilgili oldu?u unutulmamal?d?r. Alternatif ?evirilere a??k, b?ylesi ayr? ve kabulü iste?e ba?l? bir ayet, ilkel zamanlarda olu?an bir afetten s?z eden ?ok büyük ?neme sahip bir teoriye temel olu?turmaktan ?ok uzakt?r.Yeni Antla?ma’daki iki ayet, bo?luk teorisini desteklemek i?in kullan?lm??t?r. Bunlardan biri 2. Korintliler 4:6’d?r: “I??k karanl?ktan parlayacak diyen Tanr?... yüreklerimizi ayd?nlatt?.” Yüreklerdeki karanl???n nedeni günaht?r ve ?sa’n?n geli?iyle ayd?nlanm??t?r. Ayn? bi?imde, ilkel zamandaki karanl???n nedeninin de günah olmas? gerekti?i s?ylenmektedir.Bu noktada benzerlik bozulmaktad?r. Bo?luk teorisi, dünyan?n ba?lang??ta mükemmel oldu?unu, daha sonra karanl??a g?müldü?ünü ve Tanr?’n?n (karanl?kta ???k parlas?n!) buyru?uyla tekrar ayd?nland???n? kabul eder. Bununla birlikte, karanl?ktaki bir insan karanl?kta do?ar. Do?ru benzetme, karanl?kta do?mu? bir dünya ile yap?lmal?d?r. Tanr? taraf?ndan yarat?ld??? i?in karanl?k k?tü de?ildir. “I???? bi?imlendiren, karanl??? yapan… RAB benim” (Ye?aya 45:7). Belki de bu benzetme, Tanr?’n?n dünyay? ilk olarak karanl?kta yaratmas?n?n nedeninin, yenilik?i kalpte, Kutsal Ruh taraf?ndan “yeni yarat?k” (2. Korintliler 5:17) yarat?lmas?na ili?kin bir yol olu?turmak oldu?unu ima etmektedir.Di?er ayet 2. Petrus 3:6’d?r: “O zamanki dünya yine suyla, tufanla mahvolmu?tu.” Baz?lar? bunu insanl?k ?ncesi bir afet olarak yorumlasa da, ayetin asl?nda Nuh Tufan?’n? belirtti?i a??kt?r. “Tufanla mahvolmu?tu” s?zü bunu belirtmektedir. Bu, Grek?e kataklusmos s?zcü?üdür. Ad haliyle d?rt kez Nuh Tufan?’n? g?sterir bi?imde kullan?lmaktad?r (Matta 24:38,39; Luka 17:27; 2. Petrus 2:5). Dünya tarihinde iki de?il, bir afet olmu?tur ve o da Yarat?l?? 6-9’da anlat?lan büyük tufand?r.Ortaya sürülen bir ilgin? dü?ünce daha vard?r: Dünyan?n “kurulu?u” s?zü (Matta 13:35 ve ba?ka dokuz yerde) Dünyan?n “a?a??ya at?lmas?” (Grek?e katabole) olarak ?evrilebildi?i i?in, bu haliyle bir ilkel zaman afetine i?aret etti?i dü?ünülmektedir. Grek?e yorumcular?n tümünün anla?t??? gibi bir temel “at?l?r” ya da “kurulur”; yani s?zcük a??k olarak “kurulu?” demektir. Bu s?zcü?ün kullan?ld??? on yerde de, ilkel zaman afeti bi?iminde bir ?eviriyi gerektirecek herhangi bir ?ey yoktur. Bu s?z, yaln?zca dünyan?n “kurulu?u” anlam?na gelir.Bo?luk teorisi i?in Kutsal Kitap’ta hi?bir a??k kan?t olmamas? ve ?ne sürdü?ü s?zde kan?tlar?n tümünün ?ift anlaml? olmas?yla birlikte teorinin bilimsel ve tanr?bilimsel sorunlar?, bu teoriyi tamamen reddetmek i?in yeterlidir. Tanr? belirsiz s?zcüklerle konu?maz.6. Yarat?l?? Kitab? ?ncesi Bo?luk TeorisiDallas Tanr?bilim Okulu’ndan Dr. Merrill F. Unger, de?i?ikli?e u?ram?? bir bo?luk teorisini ?ne sürmü?tür. Yarat?l?? 1:1,2’nin ?branice asl?n?n bu iki ayet aras?nda bir bo?lu?u yads?d???na inanan Unger, ?eytan’?n günah? ile insanl?k ?ncesi afeti Yarat?l?? 1:1’den ?nceye yerle?tirmeyi ?nerir. Buna g?re “Ba?lang??ta Tanr? g??ü ve yeri yaratt?” s?zü, jeolojik devirleri izleyen bir yeniden yarat??? g?stermektedir.Kutsal Kitap’ta dü?ünceyi destekleyecek hi?bir kan?t yoktur. Unger, dürüst bir ?ekilde bu fikrin temelinin, jeolojik devirleri Kutsal Kitap’la ba?da?t?rma gere?i oldu?unu s?ylemektedir.Bununla birlikte bo?luk teorisine y?neltilen, ayr?nt?lar?yla incelenen tüm bilimsel ve tanr?bilimsel itirazlar, Unger’in teorisine de i?lemektedir. Teorinin uyarlamaya ?al??t??? jeolojik devirler, Unger’in reddetti?i evrimsel tekbi?imcili?e dayanmaktad?r. Jeolojik devirlere dair standart g?rü? i?inde, bu insanl?k ?ncesi hayal? afete yer yoktur.Ayn? ?ekilde yarat?l???n alt? gününden ve hatta ?eytan’?n isyan?ndan ?nce dünyada jeolojik devirler kavram?n?n gerektirdi?i k?tülü?ün, ?st?rap ve ?lümün varl???, düzen, ama?, etkinlik ve sevgi Tanr?s? olarak Tanr?’n?n do?as?na, Yarat?l?? 1:31 (“?ok iyi”) ve Romal?lar 5:12 (“günah yüzünden ?lüm”) gibi ayetlere de ayk?r?d?r.?er?eve HipoteziJeolojik devirlerin, yarat?l???n alt? gününden ?nce (bo?luk teorisi), bu alt? gün s?ras?nda (gün-devir teorisi) ya da yarat?l???n alt? gününden sonra (bu günler insano?lundan ?nce olu?tu?u i?in kimse bu fikri ileri sürmemi?tir) olamayaca?? g?rülmü?tür. Geriye kalan tek olas?l?k ya alt? günün ya da jeolojik devirlerin hi? var olmad???d?r.Jeolojik devirlere (ve b?ylece evrime) s?k? s?k?ya ba?l? olanlar i?in, yarat?l?? olaylar?n?n ger?ek tarihsel kan?t? olarak Yarat?l?? kitab?na inanmay? b?rakmaktan ba?ka se?enek yoktur. Tüm liberal tanr?bilimcilerin uzun süre ?nce yapt??? ve giderek artan say?da Müjdeci Protestan’?n günümüzde yapmakta oldu?u da budur.?kinci gruba ait olanlar?n ?o?u Yarat?l?? kitab?n? tamamen reddetmektense, ba?l?l?klar?n? herhangi bir ?ekilde korumay? istemektedirler. Bunun i?in yarat?l??? ger?ek tarih olarak de?il, edebi bir ?ykü olarak g?rmeye ?al??m??lard?r. Yarat?l?? 1-11’e dair “?er?eve hipotezi” bu b?lümleri, i?lerinde “yarat?l??” (ger?ekli?in tanr?sal kayna?? ve anlam?), insano?lunun “dü?ü?ü” (insanl???n sürekli yinelenen ruhsal ve ahlaki yetersizli?i), bar??t?rma (ya?am?n ruhsal anlam?n? kavramak i?in insano?lunun tarih boyunca ya?ad?klar?) gibi ?nemli ruhsal temalar?n geli?ti?i gerekli bir ?er?eve olarak g?rür.Bu dü?üncelerin i?inde geli?ti?i “?er?eve” onu ortaya koyan ki?iye g?re ?e?itlilik g?stermektedir. Yarat?l?? kitab?ndan, baz?lar? “alegorik,” baz?lar? “duasal,” baz?lar? “?iirsel,” baz?lar? ise “tarih üstü” olarak s?z eder. Anla?t?klar? noktaysa, Yarat?l?? kitab?n?n bilimsel ve tarihsel olmamas?d?r. Yarat?l?? kitab?n?n “yarat?l??” ve “dü?ü?” olgular?n? ??retti?ini kabul eder, ama y?ntemle ilgili bir ?ey s?yledi?ini ink?r ederler. Bilimsel y?nden zor duruma dü?mekten ka??n?rken, olas? dinsel ?nemi korumay? umarlar.Kutsal Kitap’?n bu ?ekilde yorumlanmas? Kutsal Kitap’a ger?ekten inananlar i?in kabul edilemezdir. Bu –ne yeni ne de Ortodoks olan- “neo-ortodoks” y?ntemidir. Bu y?ntem Yarat?l?? 1–11’i ??karmakla, Kutsal Kitap sisteminin tüm yap?s?n? bozmaktad?r. Bu b?lümlerdeki olaylar, sanki yazar ya da yazarlar bir dizi basit tarihsel olay? kaydetmek istermi? gibi, ?ykü ?eklinde basit?e yaz?lmaktad?r. Bu b?lümleri ba?ka ?ekillerde ele almaya, kesinlikle hi?bir neden yoktur.Yarat?l?? 1-11 aras?ndaki her bir b?lüm, bir sonraki b?lümü izler. Ayn? ?ekilde, ?brahim’e kadar Mesih’in soya?ac?n? veren Yarat?l?? 11’i de mant?ksal olarak Yarat?l?? 12 izler. Bu olaylar, yaz?l? tarih d?nemi i?indedir ve neredeyse evrensel boyutta ger?ekler olarak kabul edilmektedirler. Yarat?l?? 1-11 sadece bir alegori ise, ?srail ulusunun kurucusu ve ?sa’n?n atas? olan ?brahim’in hayat?, temelsiz ve ba?lant?s?z bir ?ekilde ask?da kal?r.Ayr?ca, Kutsal Kitap’?n daha sonraki yazarlar?, Yarat?l?? kitab?n?n bu ilk b?lümlerini, hem ger?ek tarih, hem de inan?l?r ??reti olarak kabul ederek, bu b?lüme tekrar tekrar g?nderme yapmaktad?rlar. Musa, M?s?r’dan ??k?? 31:17’deki yarat?l???n alt? gününe ve Babil’de uluslar?n ayr?l???na g?nderme yapar. Ye?u 24:2 ?brahim’in atalar?ndan s?z eden Yarat?l?? 11’i kabul eder. Sonraki tarih kitaplar?, kendi zamanlar?na ait hikayelere daha ?ok yer verse de s?k s?k eski zamanlara g?nderme yaparlar. Hizkiya yarat?l??tan s?z eder (2. Krallar 19:15); 1. Tarihler 1:1-28, Yarat?l?? 5,10 ve 11’de s?z edilen soya?a?lar?n? yineler. Sürgünden sonra, Nehemya da yarat?l??a g?nderme yapar (Nehemya 9:6). Eyüp bir?ok kez, hem yarat?l??a hem de tufana g?nderme yapar (Eyüp 9:5-9; 12:15; 26:7-13; 31:33; 38:4-7 vb).Mezmurlar kitab?, yarat?l??a g?ndermelerle doludur. Mezmurlar 8:3-8, Tanr?’n?n insan? yeryüzünde egemen k?lmas?n? anlat?r. Mezmurlar 33:6-9 Tanr?’n?n ba?lang??taki ani yarat?? eylemlerini vurgular. Mezmurlar 90:2,3 insan?n yarat?l???ndan ve dü?ü?ünden s?z eder. Mezmurlar 148:1-5 Tanr?’n?n yarat?? eylemlerini anlat?r. Mezmurlar 29 ve 104, Büyük Tufan s?ras?nda ve bunun ard?ndan olu?an olaylar? grafiksel olarak anlat?r. Süleyman’?n ?zdeyi?leri 8:22-31 bile yarat?l??tan s?z eder.Peygamberlerle ilgili kitaplar da Yarat?l?? kitab?n?n ilk b?lümlerine s?k s?k g?nderme yapar. Ye?aya, hem yarat?l??tan (Ye?aya 40:26; 45:18) hem tufandan (54:9) s?z eder. Yeremya 10:11-13; 31:35 ve 51:15, 16 yarat?l???n farkl? y?nlerine de?inir. Hezekiel 14:14, 20’de Nuh’a g?nderme yapar. Amos da 5:8 ve 9:6’da Tufandan s?z eder. “?inar yurdundan” s?z eden Zekarya (Zekeriya) 5:11 gibi Mika 5:6 da “Nemrut yurdundan” s?z eder. ?ki ayet de kesin olarak Yarat?l?? 10:10’u g?stermektedir.Yarat?l?? 1-11’e en a??k ve ?ok say?da g?nderme i?eren, Yeni Antla?ma’d?r. El?i Pavlus, Adem ve Havva’dan, onlar? yeryüzündeki ilk kad?n ve erkek olarak ger?ek insanlar kabul eder bir bi?imde bir?ok kere s?z etmektedir. Bununla ilgili ?nemli b?lümler, Romal?lar 5:12-19; 1. Korintliler 11:7-12, 15:21, 22, 38-41, 45-47; 2. Korintliler 11:3,8 ve 1. Timoteos 2:13-15’dir. Dünya üzerindeki büyük lanetin etkileri Romal?lar 8:18-25’de tart???lmaktad?r.?braniler’e Mektup’ta yarat?l???n tamamlan??? ve Tanr?’n?n yedinci günde dinlenmesiyle ilgili bir b?lüm vard?r (?braniler 4:1-11). Habil, Hanok ve Nuh 11. b?lümde 3 büyük inan? kahraman? olarak s?ralanmaktad?r. Habil’den 12:24’te tekrar s?z edilir.El?i Petrus, Tufana büyük ?nem vermektedir (1. Petrus 3:20; 2. Petrus 2:4,5; 3:5,6). Yuhanna, Kayin (Kabil) ve Habil’e g?nderme yapar (1. Yuhanna 3:12). Yahuda (11. ayette) Kabil’e, (6. ayette) Yarat?l?? 6:1-4’teki günahkar meleklere ve (14. ayette) Yarat?l?? 5’e g?re Adem soyunun yedinci soyu olan Hanok’a g?nderme yapar.Hepsinden ?nemlisi, Rab ?sa Mesih, en ?nemli ??retilerini desteklemek i?in Yarat?l?? kitab?n?n bu ilk ayetlerinden s?k s?k al?nt?lar yapm??t?r. Evlilikle ilgili ??retisi Yarat?l?? kitab?n?n (?eli?kili oldu?u ileri sürülen!) ilk iki b?lümünden al?nt?lar?n birle?tirilmesine dayanmaktad?r (Matta 19:3-6; Markos 10:2-9; Yarat?l?? 1:27 ve 2:24 ile kar??la?t?r?n). Evrensel tufandan hemen ?nceki Nuh’un günleri ile küresel yarg?lamay? yapmak üzere dünyaya kendi d?nü?ünden ?nceki son günleri kar??la?t?rm??t?r (Matta 24:37-42; Luka 17:26,27). Habil’den ilk ?ehit ve ilk peygamber olarak s?z etmi?tir (Matta 23:35; Luka 11:51). “Tanr?’n?n var etti?i yarat?l???n ba?lang?c?ndan” s?z eder (Markos 13:19). ?üphesiz Aden bah?esinde Havva’ya s?yledi?i yalan? kastederek, ?eytan’a “yalan?n babas?” demi?tir (Yuhanna 8:44).Ayn? ?ekilde, ilk H?ristiyanlar müjdeyi yayarken, bu ilk Kutsal Yaz?lara g?ndermeler yapm??lard?r. ?stefanos (El?ilerin ??leri 7:2-4), ?brahim’in ge?mi?inden Yarat?l?? 11:26-32’de anlat?ld??? gibi s?z eder. Pavlus, El?ilerin ??leri 14:15 ve 17:24’de yarat?l??? ve 17:26’da uluslar?n ilk kurulu?unu anlat?r.Her ?eyin ba?lang?c?na ili?kin en ?ok g?nderme, her ?eyin yenilenmesini ve yetkinle?tirilmesini anlatan Vahiy kitab?nda bulunur. Laodikya’daki sapk?n kilise toplulu?una mektubunda ?sa, “…Tanr?’n?n yarat?l???n?n kayna??” oldu?unu hat?rlat?r (Vahiy 3:14). S?k s?k Tanr?’n?n her ?eyin yarat?c?s? oldu?u vurgulan?r (Vahiy 4:11; 10:6; 14:7). Vahiy 14:7’de “sonsuz ?a?lar? kapsayan sevindirici haber”de Tanr?’n?n “g??ü, yeri, denizi ve su p?narlar?n? yaratan” olarak tan?nmas? gerekti?ini s?yler.Yarat?l?? 3:15’deki müjdenin ilk vaadi, insanl??? kand?ran y?lan (Vahiy 12:9) olarak ?eytan’dan s?z eden Vahiy 12’de geni?letilmi? ve a??klanm??t?r. Babil’in geli?mesi ve dü?ü?ü (Vahiy’in 17. ve 18. b?lümleri) ku?kusuz Yarat?l?? 10 ve 11’deki ilk Babil taraf?ndan sa?lanan temelin üzerine kurulmu?tur.Kutsal Kitap’?n ilk iki b?lümü Yarat?l?? 1 ve 2’nin, ilk g?kyüzünün ve yeryüzünün yarat?l???n? tan?mlad??? gibi, Vahiy 21 ve 22’de yeni bir g?kyüzünün ve yeryüzünün yarat?l???n? tan?mlar. Bu son iki b?lümde, Kutsal Kitap’?n ilk ikisinde oldu?u gibi, Gelin, Tanr?’n?n g?rünmesi, lanetin d?rt etkisi, ?lümün sona ermesi, lanetin kald?r?lmas?, karanl???n sona erdirilmesi ve ya?am a?ac?yla cennetin ortas?ndan akan ?rmak anlat?l?r.Tek ger?ek tarihin i?inden, Yarat?l?? kitab?n?n ilk 11 b?lümünü ??kartacak olan modern din adamlar?, tüm gelecek tarihinin temelini s?kmekten su?lu olacaklard?r. Petrus, Pavlus ve di?er Kutsal Kitap yazarlar?n?n ??retilerini bat?l inan? olarak ve yan?lmaz Mesih’in ??retilerini de aldat?c? uydurmalar olarak reddetmektedirler. Yarat?l?? kitab?n?n “?er?eve hipotezi” her bi?imiyle, neo-ortodoks safsatas? olmaktan ba?ka bir ?ey de?ildir ve tamamen dinden d?nmeye yol a?ar. Kutsal Kitap’a inanan H?ristiyanlar taraf?ndan kesinlikle kar?? ??k?lmal? ve kabul edilmemelidir.?nsanl?k Tarihindeki Bo?luklarYarat?l?? 5’teki soya?ac? listesi, Adem’den ?brahim’e kadar her erke?in, o?lu do?du?unda ka? ya??nda oldu?unu s?ylemektedir. Bunlar topland???nda, Adem’den Tufan’a kadar olan süre, toplam 1656 y?l olmaktad?r. Yarat?l?? 11’deki tufan sonras? atalar listesi de Tufan’dan, ?brahim Kenan’a g?? edene kadar ge?en zaman?n?n 368 y?l oldu?unu ortaya koymaktad?r. ?brahim’in d?nemi yaz?l? tarih i?indedir. ?brahim d?neminden sonraki birka? zamandizinsel soru h?l? cevaplanmad?ysa da, ?brahim’in g??ünün ?.?. 2000’den daha ?nce olmad??? konusunda dü?ünce birli?i vard?r.Bu yüzden, Kutsal Kitap’taki rakamlar?n basit ?ekilde de?erlendirilmesiyle elde edilen ?ekliyle, yarat?l???n tarihi ?brahim’in Harran’dan Kenan’a g?? etmesinden yakla??k 2024 y?l ?nce ya da ?.?. 4000 y?llar? civar?ndad?r. Bu temele g?re Tufan?n tarihi yakla??k ?.?. 2350 y?l?d?r.Bu gibi tarihler, modern antropologlar taraf?ndan olduk?a sa?ma say?l?r. Bu ki?iler, insano?lunun en az bir milyon y?ldan beri dünya üzerinde oldu?una inanmaktad?rlar. ?.?. 3000 civar?nda olu?an F?rat Nehri tufan? d???nda, tufan tamam?yla reddedilir.Tarih ?ncesi, insano?lunun Yarat?l?? kitab?ndaki zamandizini ile tüm evrimsel antropoloji ve arkeoloji tahminleri aras?nda yer alan ciddi uyu?mazl?klar, ?ok ciddi sorunlard?r. Bu sorun, hayali, Adem ?ncesi insan hakk?nda ?e?itli teorilerin ortaya at?lmas?na yol a?t? ve bir?ok modern din adam?n?n Yarat?l?? 1-11’i, bu ayetin, tarihi i?eri?ini tamamen reddederek, mitoloji kapsam?na aktarmas?n?n temel nedenlerinden biri oldu.1. Aktar?m?n Kesinli?iBu b?lümleri tarihsel a??dan ele alanlar i?in, dikkat edilmesi olas? ü? yakla??m bulunmaktad?r: birincisi, Yarat?l?? 5 ve 11’deki say?lar yanl?? aktar?m sonucu de?i?mi? olabilir. Yukar?da rakamlar?n al?nt? yap?larak kullan?ld??? Masoretik metin, Yetmi?lik ve Samiriye metinleri ile farkl?l?klar g?stermektedir. Yarat?l??tan ?brahim’e kadar yukar?da hesaplanan süreye, Samiriye metni 301, Yetmi?lik metin 1466 y?l ekleyecektir.Bu, insano?lunun yarat?l???n? yaln?zca ?.?. 5500’lere ?eker ve bu, evrimsel zamandizinle kar??la?t?r?ld???nda devede kulak kal?r.2. Soya?ac?ndaki Bo?luklar?kinci yakla??m, yak?n ebeveyn ili?kisinden ?ok, atal??? belirten “baba olma” terimini kullanarak, Yarat?l?? 5 ve 11’deki soya?a?lar?nda belirli bo?luklar oldu?unu kabul etmektir. B?yle bir bo?luk Arpak?at ve ?elah adlar? aras?na Kenan ismini koyan Luka 3’te vard?r. Bu isim ek 130 y?ll?k art??la Yarat?l?? 11’in Yetmi?lik ?evirisinde bulunmaktad?r. Ayr?ca Pelek zaman?nda da bir bo?luk var gibidir (Yarat?l?? 10:25 ve 11:18). Pelek’in atalar?n?n ya?am süreleri ??yleydi: Sam 602, Arpak?at 438, ?elah 433, Eber 464. Pelek yaln?zca 239 y?l ya?am??t?r. ?ocuklar?n?n ve torunlar?n?n ya?lar? ?unlard?r: Reu 239, Serug 230, Nahor 148, Terah 275. Eber ve Pelek d?nemleri aras?nda uzun ?mürlülükte belirgin bir dü?ü? vard?r. Bunun nedeni belki de arada bulunan bilinmeyen say?da neslin ??kart?lmas?d?r. ?te yandan, yeryüzünün “b?lünmesi” Pelek zaman?ndad?r ve bu b?lünme, her ne idiyse, ?mürlerin uzunlu?unu aniden k?saltm?? olabilir.“Soya?ac?nda bo?luk teorisi”, mant?kl? s?n?rlar i?erisinde tutuldu?u sürece, Kutsal Kitap’a uygundur. Kutsal Kitap’ta benzer bo?luklar?n bulunabilece?i ba?ka ?rnekler de vard?r (?rn, Matta 1). B?ylece, daha ?nce ?.?. 2350 olarak hesaplanan Tufan’?n tarihi ?ok daha ?ncelere ve yarat?l???n tarihi de ?.?. 4000’den ?ok ?ncelere ?ekilebilir. Bununla birlikte b?yle bo?luklar mümkünse, bu tarihleri sadece Kutsal Kitap’? kaynak alarak tam olarak saptamak olas? de?il gibi g?rünmektedir.Bu y?ntem, Kutsal Kitap’taki zamandizini, insanl?k tarihinin evrimsel zamandiziniyle hi?bir ?ekilde ?rtü?türmemektedir. Toplamda yakla??k 2000 y?lda, listede Adem’den ?brahim’e kadar 20 isim vard?r. Bu rakam?, evrimcilerin yakla??k 1.000.000 y?ll?k insanl?k tarihi ile ?rtü?türmek, listedeki her isim aras?nda ortalama 50.000 y?ll?k “bo?luklar” olmas?n? gerektirmektedir. Bu ?ok büyük sa?mal?kt?r ve Yarat?l?? 5 ve 11’in sa?ma g?rünmesine neden olur. Bu durumda bir kimsenin Yarat?l?? 5:6’y? ??yle okumas? gerekir: “?it bin be? yüz y?l ya?ad? ve (gelecekte 50.000 y?l sonra ya?ayacak olan) Eno?’un atas? oldu.” Ayn? esneklik zincirin di?er halkalar? i?in de sa?lanmal?d?r. Asl?nda ?it’ten Adem’e, Nuh’tan Sam’a ve Lamek’e, Sam’dan Arpak?at’a olan ba?lant?lar, araya ba?ka nesillerin girmesi olas?l???n? d??layacak ?ekilde anlat?ld???ndan, yaln?z 15 olas? bo?luk bulunmaktad?r. Ayr?ca Yahuda 14, Hanok’un Adem’den sonra yedinci s?rada geldi?i konusunda Yarat?l?? 5 ile uyumludur, bu da, be? olas? bo?lu?u daha elemektedir. Tüm bunlar?n sonucunda ortalama bo?luk süresi 100.000 y?l olmak zorundad?r! Bilinen ve kay?tl? insanl?k tarihi yaln?zca 4000 y?l kadar geriye gitti?inden, her seferki bo?luk bilinen tüm tarihin 25 kat? kadar olmaktad?r!Atalar?n isimlerinin, ya?lar?n?n ve tarihi olaylar?n?n bu kadar uzun süreler boyunca saklanmas? kesinlikle olanaks?zd?r. Bu ancak Tanr?’n?n s?zünün tam, do?ru ve anlaml? olarak do?rudan Hz. Musa’ya bildirilmesi yoluyla olabilirdi. Durum buysa, listede Kenan, Mahalalel, Seruk, vb isimlerin yer almas?n?n hi?bir nedeni yoktur. Bu isimlerle ilgili ba?ka hi?bir bilgi verilmemektedir ve listeden at?lm?? olan 20.000 ya da civar? isim, liste i?in ne kadar ya?amsalsa, bunlar da ancak o kadar ya?amsald?r.Nuh’un babas? Lamek, Tanr?’n?n, Aden bah?esinde etti?i laneti biliyordu (Yarat?l?? 5:29); ama bu, lanet onun zaman?ndan yar?m milyon y?l ?nce ilan edildiyse, epey olas?l?k d??? kalmaktad?r. Tufan’dan hemen sonraki yüzy?llarda ve Yarat?l?? kitab? Musa taraf?ndan derlenmeden ?ok ?nce ya?am?? olan Eyüp, g?rdü?ümüz gibi, Adem’i ve ataerkil tarihi biliyordu.Ayr?ca, Yarat?l?? 5 ve 11’deki ayn? soya?ac? listelerinin 1. Tarihler 1:1-4, 24-27 ve Luka 3:34-38’de yinelenmesi ?nemlidir. Bu soya?ac? listelerinin i?inde ?ok uzun bo?luklar oldu?unu, ne Yahudi tarih?iler ne de eski H?ristiyanlar hi?bir bi?imde dü?ünmemi?lerdir.Sonu? olarak, Kutsal Kitap’taki kay?tlar, modern antropologlar ve arkeologlar taraf?ndan yürütülen insanl?k tarihinin evrimsel sürece g?re yeniden yap?land?r?lmas? ?al??malar?yla hi?bir bi?imde uyum sa?lamamaktad?r. Sa?lam arkeolojik ara?t?rmalar?n eski insan yerle?imlerini geleneksel Ussher zamandizininin elvermedi?i kadar erken tarihlere ?ekmeyi gerektirebilece?i ?l?üde, Kutsal Kitap bu tür tarihlerle ?rtü?ebilen kü?ük bo?luklarla ilgili olas?l?klar? (?zellikle Tufan ve ?brahim aras?nda) g?stermektedir.3. Standart Zamandizininin G?zden Ge?irilmesiDi?er yandan, tarih ?ncesi insan yerle?melerinin arkeolojik olarak tarihlerinin hesaplanmas? -hepsi bir ?l?üde, evrimsel tahminlere dayanan- ?ok say?da do?rulanamaz varsay?m? (radyo karbon tekni?i) ve ?znel de?erlendirmeyi (?anak korelasyonlar?) i?eren kesinlik oran? olduk?a dü?ük bir süre?tir. Aksine, ger?ek bir kan?t olmad?k?a, son birka? bin y?lda yarat?l???n ve Tufan’?n tarihleri olduk?a mant?kl? ?ekilde saptanabilmektedir.Yerel Tufan TeorisiYarat?l?? 6-9’daki Büyük Tufan, dünyan?n tarihinin do?ru olarak anla??lmas?nda büyük ?nem ta??maktad?r. Kutsal Kitap’?n sa?lam yorumunun jeolojik devirleri, yarat?l???n alt? günü s?ras?na ya da ?ncesine yerle?tirmeye izin vermedi?ini g?rdük. Yarat?l???n alt? günü tarih d??? ya da alegorik olarak da nitelendirilemez. Di?er tek se?enek, standart jeolojik devirler sistemini tümüyle reddetmektir.Bu elbette ?ok sert bir ?neridir. Evrimci jeologlar bu ?neriyi hi? dü?ünmeden reddetmektedirler. Bununla birlikte, bundan ba?ka se?enek bulunmamaktad?r. Kutsal Kitap Tanr?’n?n S?züyse -ki ?yledir- ve ?sa Mesih yan?lmaz ve her ?eyi bilen Yarat?c?ysa -ki ?yledir- dünyan?n ve i?indeki her ?eyin alt? günde yarat?ld???na ve evrimsel tarihteki uzun jeolojik devirlerin asl?nda hi? olu?mad???na kuvvetle inanmal?y?z.Bu kan?, büyük tortul yataklar?na ve i?lerindeki fosillere ba?ka bir a??klama bulmay? gerektirir. Tüm jeolojik katmanlar ve olu?umlar, geni? k?mür ve petrol yataklar?, volkanik yataklar ve buzul yataklar?, da? s?ralar?, yer tekneleri ve yüzy?llar boyunca tekbi?imcilik ve evrim kavramlar? ile a??klanm?? olan tarihsel jeoloji olgusu, Kutsal Kitap’ta anlat?lan tarihe g?re yeniden de?erlendirilmelidir. Ayr?ca fosil kay?tlar?yla bütünleyici birle?imi, tüm jeolojik sütunun insan?n günaha dü?ü?ünden sonra olu?mas? gerekti?ini g?stermektedir. Fosiller net olarak ?lümü anlatmaktad?r, Kutsal Yaz?lar?n a??k?a ??retti?i de budur, “?lüm bir insan arac?l???yla geldi...” (1. Korintliler 15:21).Jeolojik sütun ve fosillerle ilgili Kutsal Kitap’a uygun olas? tek a??klama Nuh’un Tufan? ?er?evesinde aranmal?d?r. Bu muazzam küresel afet, bu bilgileri yeniden yorumlamak i?in gerekli doyurucu ?er?eveyi olu?turmaktad?r.Tufan ger?ekten Kutsal Kitap’?n anlatt??? ?ekimde ve yo?unluktaysa tüm evrim sav? ??ker. Evrim tamamen, ?ok uzun süreli jeolojik devirlere dayanarak a??klanan fosil kay?tlar?na dayanmaktad?r. Bu devirler hi? olmad?ysa, evrim olanaks?zd?r.Bunun i?in evrimci jeologlar?n küresel bir Tufan fikrine kar?? ??kmalar? ?a??rt?c? de?ildir. Bu ?ok yo?un itirazlar yüzünden bir?ok Müjdeci Protestan Yarat?l?? kitab?n?n yerel bir Tufan temelinde yeniden yorumlanmas?nda ?srar etmektedir. Yerel tufan g?rü?ünün gün-devir teorisiyle ya da bo?luk teorisiyle birlikte savunulmas?, beklenen bir durumdur. ?ki teori de jeolojik devirleri savundu?undan ve evrensel bir Tufan, sahip olduklar? tüm temeli ortadan kald?raca??ndan, küresel afet kavram? iki teori i?inde uygun de?ildir.Akademik dünyada “jeolojik bir tufan teorisi” olu?turmak kolay de?ildir. Ku?kusuz, bu teoride baz? jeolojik sorunlar vard?r, ama bundan ?ok daha büyük sorun, jeolojiyi küresel tufan a??s?ndan yorumlayanlara kar?? akan ruhsal seldir. Uzmanlar?n ?fkesi ve alay?ndan olu?an bu sel, teorik de?ildir. Yarat?l?? kitab?ndaki Tufan, evrimciler ve yarat?l????lar aras?ndaki anla?mazl???n temelini olu?turmaktad?r ve evrimciler en gü?lü sald?r?lar?n? bu noktadan yapmaktad?rlar. Ayn? bi?imde, H?ristiyanlar?n en gü?lü ve ?iddetli kampanyalar yürütmeleri gereken nokta da budur. Ne yaz?k ki, son y?llara dek kulland?klar? stratejide bunu tamamen g?z ard? etmi?lerdir.Jeolojik tufan teorisi sa?lam bilimsel kan?tlara dayand?r?l?r, etkin ?ekilde geli?tirilir ve yay?l?rsa, tüm evrim kozmolojisi -en az?ndan ?imdiki Yeni Darwinci bi?imi- ??kecektir. Bunun sonucunda tüm H?ristiyan kar??t? sistem ve hareketlerin (komünizm, ?rk??l?k, hümanizm, cinsel ?zgürlük, davran????l?k ve di?erleri) s?zde entelektüel temelinden yoksun b?rak?lacakt?r. Konu bu kadar ?nemli oldu?undan evrimcilerin Yarat?l?? kitab?n?n anlatt??? tarihsel tufan olgusuna kar?? ??kmalar? ?a??rt?c? de?ildir.Kutsal Kitap’?n dünya ?ap?nda bir tufandan s?z etti?ini g?stermeye ?al??mak ?ok bo? g?rünmektedir. Ger?ek sadece, Yarat?l?? 6-9’un okunmas?yla ortaya ??kacakt?r ve bunu okuduktan sonra da anlamayanlar? ba?ka a??klamalar?n etkilemesi de zor g?rünmektedir. Bununla birlikte kay?tlara ge?mesi i?in, birka? konu a?a??da ?zetlenmi?tir.1. Tufan’?n Yüksekli?i ve SüresiKay?t, Tufan’?n en yüksek da?lar?n doruklar?n? kaplad???n? (Yarat?l?? 7:19,20) ve bu durumun Tufan ba?lad?ktan sonra on ay sürdü?ünü (8:5) s?ylemektedir. Da?lar, yerel tufan teorisinin ?ne sürdü?ü gibi, bugünküyle ayn? yükseklikteyse, sular en az 5100 metre (Nuh’un gemisinin kondu?u A?r? Da??’n?n yüksekli?i) yüksekli?inde en az dokuz ay kalm??t?r. B?ylesi bir sonucun yerel bir tufanda ortaya ??kmas? i?in olanaks?z miktarda su olmas? gerekmektedir. Bunun i?in be? km yüksekli?inde yumurta ?eklinde bir tür tufan dü?ünmemiz gerekir!2. Gemiye Duyulan ?htiya?Nuh’un “yeryüzünde soylar? tükenmesin diye” (Yarat?l?? 7:3) devasa büyüklükte bir gemi in?a etmesi, yerel bir tufan s?z konusuysa, gereksizdi. Kay?tl? boyutlar?ndan hemen hesaplanaca?? gibi, Nuh’un gemisinin kapasitesi 522 standart demiryolu kargo vagonuna e?itti (Yarat?l?? 6:15). Bu, ?imdiye kadar ya?am?? tüm kara hayvanlar?n?n her türünden iki?er tane bar?nd?rmak i?in gerekenden iki kat daha büyüktür. Tufan sadece b?lgesel bir tufansa, tüm dünyada hayvanlar? ta??maya yetecek bir gemiyi yapmak i?in 120 y?l harcamak aptall?k olurdu. Geminin boyutlar? yerel bir afet dü?ünüldü?ünde sa?ma gelecek bi?imde orans?zd?r.3. Dünyan?n Yok Olmas?Tufan’?n Kutsal Kitap’ta anlat?lan e?siz ve g?rkemli boyutlar?, kü?ük bir tufan? olanaks?z k?lmaktad?r. Tanr?’n?n “dünyay? yok edece?ini” s?ylemesi (Yarat?l?? 6:13), 40 gün boyunca sular?n bo?almas? (g?klerin “pencereleri” “sel kapaklar?” idi), ayn? zamanda “enginlerin bütün kaynaklar?n?n f??k?rmas?” (Yarat?l?? 7:11), Tufandan ?nce ya?mur olmamas? (Yarat?l?? 2:5), Tufandan sonra g?kku?a??n?n ??kmas? (Yarat?l?? 9:13) ve “dünyay? sel g?türür” s?zleri (Eyüp 12:15) sadece e?siz ve dünya ?ap?nda bir afetle anla??labilir.4. Tanr?’n?n Bozulmaz S?züBu tufan sadece yerel bir tufansa, Tanr?’n?n yeryüzüne bir daha asla sel yollamayaca??na dair s?zü (Yarat?l?? 9:11) ?ok kez tutulmam?? olur. Yani yerel tufan teorisi, Kutsal Kitap’taki tufanla ilgili yaz?lanlara kar?? ??kmakla kalmaz, Tanr?’y? s?zünü tutmamakla su?lar!5. Mesih’in ve El?ilerinin Tan?kl?klar?Petrus, Pavlus ve Rab ?sa Mesih, tufan?n tüm insanl??? yok etti?ini s?ylemi?tir (2. Petrus 2:5, 3:6; ?braniler 11:7). ?sa “…tufan gelip hepsini yok etti” demi?tir (Luka 17:27). Yerel tufan teorisinin uymaya ?al??t??? modern jeoloji ve arkeoloji sisteminin aksine, Kutsal Kitap’a g?re tufan?n tarihinden ?ok ?nce, insanlar, dünyan?n her yerine yay?lm??lard?r. Buna g?re, antropolojik olarak evrensel olan bir tufan co?rafi olarak da evrensel olmak zorundad?r.Bunlar ve bunlara benzer say?s?z net kan?t, Kutsal Kitap’ta dünya ?ap?nda bir tufandan s?z edildi?ini kan?tlamak i?in yeterlidir. Asl?nda bu, Yarat?l?? 6-9’un yava?, dikkatli ve dü?ünerek okunmas?yla hemen kan?tlanabilir. Tanr?’dan esinlenmi? bu ayetleri yerel bir tufan olarak alg?lamak, metnin a??k anlam?n? sapt?rmay? gerektirir.Durgun Tufan TeorisiBirka? yetenekli jeologun (19. yüzy?lda Charles Lyell, 20. yüzy?lda J.L. Kulp, Davis Young ve di?erleri), dünya ?ap?nda durgun bir afete inanmalar? olduk?a gariptir! En az?ndan Nuh tufan?n?n küresel niteli?ine tan?kl?k eden Kutsal Yaz?lar? kabul etmi?lerdir. Ama bundan sonra b?yle bir tufan?n sakin ve durgun olup hi? jeolojik kan?t b?rakmadan olu?abilece?ini dü?ünerek fiziksel ger?ekli?i terk etmi?lerdir. Tekbi?imcilik temellerine dayanarak bile, g?klerden d?külen sularla, derinlerden f??k?ran kaynaklarla, büyük dalga hareketleriyle, gü?lü rüzgarlar?yla, yükselen da?lar ve ??ken havzalarla Kutsal Kitap’?n anlatt??? gibi muazzam ve küresel bir afetin ?ok say?da yerel tufan?n ger?ekle?tiremeyece?i jeolojik i?i yapt??? kesindir.Nas?l olur da do?an?n ola?an, yava? ve a?amal? hareketleri tüm dünyadaki geni? tortul ve fosil yataklar? bi?iminde ?a?lar boyu iz b?rak?rken, tüm dünyay? yok eden e?siz gü?te dünya ?ap?nda hidrodinamik bir afet kayda de?er bir kan?t b?rakmaz? Dünya ?ap?nda bir y?l süren “durgun” tufan fikri hidrolojik ve jeofiziksel olarak sa?mal?kt?r.?zet ve Sonu?Kutsal Kitap ve H?ristiyanl?k do?ruysa, jeolojik devirlerin tümüyle reddedilmesi sonucuna varmaktan ba?ka ??kar yol g?rünmemektedir. Ne gün-devir teorisi, ne bo?luk teorisi ne de di?er teoriler jeolojik devirlerini Yarat?l?? kitab?yla ba?da?t?rabilmektedirler. Tortul kayalardaki fosil kay?tlar?nda sakl? dünya tarihini a??klama konusunda, Kutsal Kitap’ta a??k ?ekilde anlat?lan muazzam ve dünya ?ap?ndaki Tufan, temel mekanizma olarak kabul edilmelidir.Yeryüzünün jeofiziksel yap?s?yla Kutsal Kitap'a dayal? ger?ek tarih aras?ndaki detayl? ili?ki, Kutsal Kitap'a inanan bilim adamlar? taraf?ndan yap?lacak ?ok say?da ara?t?rma ve ?al??may? gerektirmektedir. Bununla birlikte günümüzde H?ristiyan inanca kar?? yükseltilen itirazlar g?z ?nüne al?nd???nda, bu ara?t?rmalara, acilen gerek duyuldu?u g?rülmektedir.Evrime dayal? tekbi?imcilik kuram? taraf?ndan yürütülen karma??k ve inan?s?z hareketler, yaln?zca temelleri yok edilirse geriye d?ndürülebilir. Bunun i?in bilginin ve uygulaman?n her alan?n?n, bilimsel ve Kutsal Kitap’a dayal? temeli olarak, Tanr?sal yarat?l???n tekrar ele al?nmas? gerekmektedir. Buna, H?ristiyan okullar?nda, kiliselerinde ve her tür kurulu?ta ?ncelikli ?nem verilmelidir. Bu kitab?n, b?yle bir hareketi destekleyip te?vik edecek bilgiyi sa?lamas?n? umuyoruz.YARATILI?LA ?LG?L? KAYNAK?AA?a??da s?ralanan kitap ve dergiler, ??renci ve ??retmenlere, bilimsel yarat?l?? konusunda kaynak olsun diye tüm okul kütüphanelerine ?nerilmektedir.I. Yarat?l???n Bilimsel Y?nlerini Vurgulayan Yarat?l???? Bilim Adamlar?n?n Kitaplar?Anderson, J. Derby and Harold G. Coffin, Fossils in Focus (Grand Rapids: Zondervan, 1980), 96 sayfa*Andrews, E.H., God, Science and Evolution (Welwyn, Hertfordshire, England: Evangelical Press, 1980), 129 sayfaArndts, Russell and William Overn, Isochron Dating and the Mixing Model (Minneapolis: Bible-Science Association, 1983), 36 sayfa*Austin, Steven A., Catastrophes in Earth History (San Diego: Institute for Creation Research, 1984), 318 sayfa*Aw, S.E., Chemical Evolution: An Examination of Current Ideas (San Diego: Creation-Life, 1982), 206 sayfa*Barnes, Thomas G., Origin and Destiny of the Earth’s Magnetic Field (San Diego: Institute for Creation Research, 1983), 132 sayfa*Barnes, Thomas G., Physics of the Future (San Diego: Institute for Creation Research, 1983), 208 sayfa*Bowden, Malcolm, Ape-Men: Fact or Fallacy (Bromley, Kent, England: Sovereign Publications, 1977), 258 sayfaCamp, Robert S., (Ed.), A Critical Look at Evolution (Atlanta: Religion, Science and Communication Research and Development Corp., 1972), 212 sayfaClark, Harold W., Fossils, Flood and Fire (Escondido, CA: Outdoor Pictures, 1968), 239 sayfaClark, Harold W., New Creationism (Nashville: Southern Publ. Assoc., 1980), 128 sayfa)*Clark, Marlyn E., Our Amazing Circulatory System (San Diego: Institute for Creation Research, 1976), 64 sayfaClark, Robert E.D., Darwin: Before and After (Chicago: Moody Press, 1967), 192 sayfaCoffin, Harold G., Creation: Accident or Design? (Washington: Review and Herald, 1969), 512 sayfaCook, Melvin A., Prehistory and Earth Models (London: Max Parish Co., 1966), 353 sayfaCoppedge, James, Evolution: Possible or Impossible? (Grand Rapids: Zondervan, 1973), 276 sayfaCousins, Frank W., Fossil Man (Hants, England: Evolution Protest Movement, 1971), 138 sayfaDaly, Reginald, Earth’s Most Challenging Mysteries (Nutley, JF: Craig Press, 1972), 403 sayfaDavidheiser, Bolton, Evolution and Christian Faith (Nutley, NJ: Presbyterian and Reformed, 1969), 372 sayfaDewar, Douglas, The Transformist Illusion (Murfreesboro, TN: DeHoff Publ., 1955), 306 sayfaDillow, Joseph C., The Waters Above (Chicago: Moody, 1981), 479 sayfaEnoch, H., Evolution or Creation (Madras, Union of Evangelical Students of India, 1966), 172 sayfaFrair, Wayne and Wm. P. Davis, A Case for Creation (Chicago: Moody Press, 1983), 155 sayfa*Gish, Duane T., Evolution: The Fossils Still Say No! (San Diego: Institute for Creation Research, 1995), 391 sayfa [Bu kitap Türk?e’ye ?evrilmektedir, ?eviri koordinat?rünün notu]*Gish, Duane T., Speculations and Experiments on the Origin of Life (San Diego: Institute for Creation Research, 1972), 41 sayfa*Gish, Duane T. and Donald Rohrer, Up With Creation (San Diego: Creation-Life, 1978), 241 sayfa*Gish, Duane T. and Henry M. Morris, The Battle for Creation (San Diego: Creation-Life, 1976), 321 sayfaHedtke, Randall, The Secret of the Sixth Edition (New York: Vantage, 1983), 136 sayfaHowe, George, Ed., Speak to the Earth (Phillipsburg, NJ: Presbyterian and Reformed, 1975), 463 sayfaKlotz, John W., Genes, Genesis and Evolution (St. Louis: Concordia, 1970), 544 sayfaLammerts, W.E., Ed., Scientific Studies in Special Creation (Philadelphia: Presbyterian and Reformed, 1971), 343 sayfaLammerts, W.E. Ed., Why Not Creation? (Philadelphia: Presbyterian and Reformed, 1970), 388 sayfaLester, Lane P., Cloning: Miracle or Menace? (Wheaton, IL: Tyndale, 1980), 156 sayfaLester, Lane P. and Raymond G. Bohlin, The Natural Limits to Biological Change (Grand Rapids: Zondervan, 1984), 207 sayfa*Lubenow, Marvin, From Fish to Gish (San Diego: Creation-Life, 1983), 304 sayfaMandock, R.L.N., Scale Time Versus Geological Time in Radioisotope Age Determination (San Diego: Institute for Creation Research, 1983), 160 sayfaMarsh, Frank L., Life, Man and Time (Escondido, CA: Outdoor Pictures, 1967), 238 sayfaMarsh, Frank L., Variation and Fixity in Nature (Mountain View, CA: Pacific Press, 1976), 150 sayfa*Moore, John N., How to Teach Origins without ACLU Interference (Milford, MI: Mott Media, 1983), 382 sayfaMoore, John N., Questions and Answers on Creation and Evolution (Grand Rapids: Baker, 1976), 110 sayfa*Morris, Henry M. Evolution in Turmoil (San Diego: Creation-Life, 1982), 190 sayfa*Morris, Henry M., The Scientific Case for Creation (San Diego: Creation-Life, 1977), 87 sayfa*Morris, Henry M., The Troubled Waters of Evolution (San Diego: Creation-Life, 1974), 217 sayfa*Morris, Henry M., The Twilight of Evolution (Grand Rapids: Baker, 1964), 103 sayfa*Morris, Henry M., Wm. W. Boardman, and Robert F. Koontz, Science and Creation (San Diego: Creation-Science Research Center, 1971), 98 sayfa*Morris, Henry M. and Gary E. Parker, What is Creation Science? (San Diego: Creation-Life, 1982), 306 sayfa*Morris, Henry M. and Donald Rohrer, Creation: The Cutting Edge (San Diego: Creation-Life, 1982), 240 sayfa*Morris, Henry M. and Donald Rohrer, The Decade of Creation (San Diego: Creation-Life, 1980), 316 sayfa*Morris, Henry M. and John C. Whitcomb, The Genesis Flood (Philadelphia: Presbyterian and Reformed, 1961), 518 sayfaMorris, Henry M. ve ba?ka yazarlar, A Symposium on Creation (Grand Rapids: Baker, 1968), 156 sayfa*Morris, John D., Tracking Those Incredible Dinosaurs, and the People Who Knew Them (San Diego, Creation-Life), 1980), 240 sayfaMulfinger, George, Ed., Design and Origins in Astronomy (Norcross, GA: C.R.S. Books, 1984), 150 sayfa*Parker, Gary E., Creation: The Facts of Life (San Diego: Creation-Life, 1980),163 sayfaPatten, Donald W., Ed., Symposium on Creation II (Grand Rapids: Baker, 1970), 151 sayfaPatten, Donald W., Ed., Symposium on Creation III (Grand Rapids: Baker, 1971), 150 sayfaPatten, Donald W., Ed., Symposium on Creation IV (Grand Rapids: Baker, 1972), 159 sayfaPatten, Donald W., Ed., Symposium on Creation V (Grand Rapids: Baker, 1975), 135 sayfaPitman, Michael, Adam and Evolution (Hutchinson, 1984), 268 sayfa*Read, John G., Fossils, Strata and Evolution (Culver City, CA: Scientific Technological Presentations, 1979), 64 sayfaSetterfield, Barry, The Velocity of Light and the Age of the Universe (Brisbane, Australia: Creation Science Publishing, 1981), 48 sayfaShute, Evan, Flaws in the Theory of Evolution (Philadelphia: Presbyterian and Reformed, 1966), 286 sayfaSiegler, H.R., Evolution or Degeneration – Which? (Milwaukee: Northwestern Publ. House, 1972), 128 sayfa*Slusher, Harold S., Age of the Cosmos (San Diego: Institute for Creation Research, 1980), 76 sayfaSlusher, Harold S., Critique of Radiometric Dating (San Diego: Institute for Creation Research, 1981), 58 sayfaSlusher, Harold S., Origin of the Universe (San Diego: Institute for Creation Research, 1980), 90 sayfaSlusher, Harold S. and Thomas Gamwell, Age of the Earth (San Diego: Institute for Creation Research, 1978), 77 sayfaSlusher, Harold S. and Stephen Robertson, Age of the Solar System (San Diego: Institute for Creation Research, 1982), 131 sayfaTaylor, Ian T., In the Minds of Men: Darwin and the New World Order (Toronto: TFE Publ., 1984), 498 sayfaThaxton, Charles B., Walter L. Bradley and Roger L. Olsen, The Mystery of Life’s Origins (New York: Philosophical Library, 1984), 228 sayfaTinkle, William J., Heredity (Grand Rapids: Zondervan, 1970), 182 sayfaUtt, Richard H. Ed., Creation: Nature’s Designs and Designer (Mountain View CA: Pacific Press, 1971), 182 sayfaVan Dolson, Seo R. Ed., Our Real Roots (Washington: Review and Herald, 1979), 189 sayfaVon Fange, Erich, A., Time Upside Down (Ann Arbor, MI: Author, 1981) 41 sayfa*Whitcomb, John C. And Donald B. DeYoung, The Moon: Its Creation, Form and Significance (Winona Lake, IN: BMH Books, 1978), 180 sayfaWhite, A.J. Monty, What About Origins? (Devon, England: Dunestone, 1978), 170 sayfa*Wilder-Smith, A.E., Man’s Origin, Man’s Destiny (Wheaton, IL: Harold Shaw Co., 1968), 320 sayfa*Wilder-Smith, A.E., The Creation of Life (Wheaton, IL: Harold Shaw Co., 1970), 269 sayfa*Wilder-Smith, A.E., The Natural Sciences Know Nothing of Evolution (San Diego: Master Books, 1981), 166 sayfaWilliams, Emmett L. Ed., Thermodynamics and the Development of Order (Atlanta: Creation Research Soc. Books, 1981), 141 sayfa*Wilson, Clifford D., Monkeys Will Never Talk – Or Will They? (San Diego: Creation-Life, 1978), 183 sayfa*Wysong, R.L., The Creation-Evolution Controversy (East Lansing, MI: Inquiry, 1976), 455 sayfaZimmerman, Paul A., Ed., Darwin, Evolution and Creation (St. Louis: Concordia Publ. House, 1959), 231 sayfaII. Evrim Teorisini ya da Uygulanmas?n? De?erlendiren Evrimcilerin Kitaplar?Ager, Derek, The Nature of the Stratigraphical Record (New York: John Wiley, 1981), 122 sayfaBarzun, Jacques, Darwin, Marx, Wagner (New York: Doubleday, 1958), 373 sayfaBerggren, W.A. and John A. Van Couvering, Eds., Catastrophes and Earth History (Princeton: Princeton Univ. Press, 1984), 464 sayfaBlum, Harold F., Time’s Arrow and Evolution (Princeton: Princeton Univ. Press, 1968), 232 sayfaCampbell, Jeremy, Grammatical Man (New York: Simon and Schuster, 1982), 319 sayfaClube, V. And B. Napier, The Cosmic Serpent (London: Faber, 1982), 299 sayfaCorliss, William R., Ancient Man: A Handbook of Puzzling Artifacts (Glen Arm, MD: Sourcebook Project, 1978), 786 sayfaCorliss, William R., Incredible Life: A Handbook of Biological Mysteries (Glen Arm, MD: Sourcebook Project, 1981), 1018 sayfaCorliss, William R., Unknown Earth: A Handbook of Geological Enigmas (Glen Arm, MD: Sourcebook Project, 1980), 833 sayfaDeBeer, Sir Gavin R., Homology, an Unsolved Problem (London: Oxford Univ. Press, 1971).deGrazia, Alfred, Chaos and Creation (Princeton, NJ: Metron, 1981), 336 sayfaFix, William R., The Bone Peddlers (New York: Macmillan, 1984), 337 sayfaGoodman, Jeffrey, The Genesis Mystery (New York: Times Books, 1983), 304 sayfaGrasse, Pierre P., Evolution of Living Organisms (New York: Academic Press, 1977), 297 sayfaGreene, John C., Science, Ideology and World View (Berkeley, Univ. of California Press, 1981), 202 sayfaGribbin, John and Jeremy Cherfas, The Monkey Puzzle (New York: Pantheon Books, 1982).Haller, John S., Outcasts from Evolution (Urbana: Univ. of Illinois, 1971), 228 sayfaHeribert-Nelsson, N., Synthetische Artbildung (An English Summary) (Victoria, B.B.: Evolution Protest Movement, 1973).Himmelfarb, Gertrude, Darwin and the Darwinian Revolution (London: Chatto and Windus, 1959), 422 sayfaHitching, Francis, The Neck of the Giraffe (New York: Tchnor and Fields, 1982), 288 sayfaHo, M.W. and P.T. Saunders, Beyond Neo-Darwinism (New York: Academic Press, 1984).Hoyle, Sir Fred, The Intelligent Universe (New York: Simon and Schuster, 1984), 256 sayfaHoyle, Sir Fred and Chandra Wickramasinghe, Evolution in Space (New York: Simon and Schuster, 1982).Keith, Arthur, Evolution and Ethics (New York: Putnam, 1947), 239 sayfaKerkut, G.A., Implications of Evolution (London: Pergamon Press, 1960), 174 sayfaMacBeth, Norman, Darwin Retried (Boston: Gambit, Inc., 1971) 172 sayfaMackal, Roy, Searching for Hidden Animals (New York: Doubleday, 1980), 294 sayfaMatthews, L. Harrison, Introduction to “Origin of Species” (London: J.M. Dent & Sons, Ltd, 1971).Moorhead, P.S. and M.M. Kaplan, Eds., Mathematical Challenges to the Neo-Darwinian Interpretation of Evolution (Philadelphia: Wistar Institute Press, 1967), 140 sayfaNelson, Gareth and Norman Platnick, Systematics and Biogeography (New York: Columbia Univ. Press, 1981), 567 sayfaRifkin, Jeremy, Algeny (New York: Vikng Press, 1983), 305 sayfaRifkin, Jeremy, Entropy – A New World View (New York: Viking Press, 1980), 305 sayfaSalet, G., Hasard et Certitude (Paris: Tequi-Diffusion, 1972), 456 sayfaTaylor, Gordon Rattray, The Great Evolution Mystery (London: Secker and Warburg, 1983), 277 sayfaThompson, Addell, Biology, Zoology and Genetics (Washington: Univ. Press of America, 1983), 134 sayfaVelikovsky, Immanuel, Earth in Upheaval (New York: Dell, 1955), 288 sayfaWatson, Lyall, Supernature (London: Hodder and Stoughton, 1973).Zirkle, Conway, Evolution, Marxian Biology, and the Social Scene (Philadelphia: Univ. of Pennsylvania Press, 1959), 527 sayfaIII. Bilimle Kutsal Kitap’? Kar??la?t?ran Yarat?l???? Bilimadamlar? ya da Tanr?bilimcilerin Kitaplar?*Bowden, Malcolm, The Rise of the Evolution Fraud (San Diego: Creation-Life, 1982), 227 sayfa Camping, Harold, Adam When? (Alameda, CA: Frontiers for Christ, 1974), 297 sayfaChittick, Donald E., The Controversy: Roots of the Creation-Evolution Conflict (Portland, OR: Multnomah Press, 1984), 280 sayfaClark, Harold W., The Battle Over Genesis (Washington: Review an Herald, 1977), 239 sayfaClark, R.T. and James D. Bales, Why Scientists Accept Evolution (Nutley, NJ: Presbyterian and Reformed, 1966), 113 sayfaCoder, S. Maxwell and George F. Howe, The Bible, Science and Creation (Chicago: Moody Press, 1965), 128 sayfa Culp, G. Richard, Remember Thy Creator (Grand Rapids: Baker, 1975), 207 sayfaCustance, Arthur C., Evolution or Creation? (Grand Rapids: Zondervan, 1976), 329 sayfaCustance, Arthur C., Genesis and Early Man (Grand Rapids: Zondervan, 1975), 331 sayfaCustance, Arthur C., Noah’s Three Sons (Grand Rapids: Zondervan, 1975), 368 sayfaFields, Weston, Unformed and Unfilled (Nutley, NJ: Presbyterian and Reformed, 1976), 245 sayfaGeisler, Norman, The Creator in the Courtroom (Milford, MI: Mott Media, 1982), 242 sayfaHall, Marshall and Sandra Hall, The Truth: God or Evolution? Nutley NJ: Craig Press, 1974), 184 sayfaKang, C.H. and Ethel R. Nelson, The Discovery of Genesis (St. Louis: Concordia, 1979), 139 sayfaKeith, Bill, Scopes II: The Great Debate (Lambertville, NJ: Huntington, 1982), 193 sayfaKofahl, Robert and Kelly Segraves, The Creation Explanation (Wheaton, IL: Harold Shaw, 1975), 255 sayfa*Morris, Henry M., Biblical Cosmology and Modern Science Nutley NJ: Craig Press, 1970), 146 sayfa*Morris, Henry M., Evolution and the Modern Christian (Philadelphia: Presbyterian and Reformed, Publ., 1967), 72 sayfa*Morris, Henry M., History of Modern Creationism (San Diego: Creation-Life, 1984), 382 sayfa*Morris, Henry M., King of Creation (San Diego: Creation-Life, 1980), 239 sayfa*Morris, Henry M., Many Infallible Proofs (San Diego: Creation-Life, 1974), 386 sayfa*Morris, Henry M., Men of Science – Men of God (San Diego: Creation-Life, 1982), 128 sayfa*Morris, Henry M., The Beginning of the World (Denver, Accent Books, 1977), 160 sayfa*Morris, Henry M., Studies in the Bible and Science (Philadelphia: Presbyterian and Reformed, Publ., 1966), 186 sayfa*Morris, Henry M., The Bible and Modern Science (Chicago: Moody Press, 1968), 128 sayfa*Morris, Henry M., The Biblical Basis for Modern Science (Grand Rapids: Baker, 1984), 516 sayfa*Morris, Henry M., The Genesis Record (Grand Rapids: Baker, 1976), 716 sayfa*Morris, Henry M., The Remarkable Birth of Planet Earth (San Diego: Institute for Creation Research, 1972), 114 sayfaMorris, John D. and Tim F. LaHaye, The Ark on Ararat (Nashville: Thomas Nelson, 1976), 275 sayfaMorton, Jean, Science in the Bible (Chicago: Moody Press, 1978), 272 sayfaMulfinger, George and Donald E. Snyder, Earth Science for Christian Schools (Greenville, SC: Bob Jones Univ. Press, 1979), 469 sayfaNelson, Byron C., The Deluge Story in Stone (Minneaposis: Bethany Fellowship, 1968), 204 sayfaNewton, Brian, Monstors and Man (Devon, England: Dunestone, 1979), 133 sayfaPatten, Donald W., The Biblical Flood and the Ice Epoch (Seattle: Pacific Meridian, 1966), 336 sayfaPinkston, William S., J., Biology for Christian Schools (Greenville, SC: Bob Jones Univ. Press, 1980), 741 sayfaRehwinkel, Alfred A., The Flood (St. Louis: Concordia, 1951), 372 sayfaRendle-Short, John, Man: Ape or Image (Sunnybank, Queensland, Australia: Creation-Science Assoc., 1981), 195 sayfaRichardson, Don, Eternity in Their Hearts (Venture, CA: Regal, 1981), 176 sayfaRushdoony, Rousas J., The Mythology of Science (Nutley, NJ: Craig Press, 1967), 134 sayfaSteidl, Paul B., The Earth, the Stars and the Bible (Phillipsburg, NJ: Presbyterian and Reformed, 1979), 250 sayfaTaylor, Charles V., The Oldest Science Book in the World (Slacks Creek, Queensland, Australia: Assembly Press, 1984), 140 sayfaThompson, Bert, Theistic Evolution (Shreveport: Lambert, 1977), 235 sayfaTinkle, William J. God’s Method in Creation (Nutley, NJ: Craig Press, 1973), 93 sayfa*Whitcomb, John C., The Bible and Astronomy (Winona Lake, IN: BMH Books, 1984), 32 sayfa*Whitcomb, John C., The Early Earth (Nutley, NJ: Craig Press, 1972), 144 sayfa*Whitcomb, John C., The World That Perished (Grand Rapids: Baker, 1973), 155 sayfaWilliams, Emmett L. and George Mulfinger, Physical Science for Christian Schools (Greenville, SC: Bob Jones Univ. Press, 1974), 628 sayfaYARATILI??I YAYINLAR*Acts and Facts (San Diego, Institute for Creation Research, ayl?k yay?nlan?r). Newsletter (Minneapolis, Minnesota, Bible-Science Association), ayl?k yay?nlan?r.Creation (Middlesex, England, Creation Science Movement), alt? ayda bir kere yay?nlan?r.Creation Research Society Quarterly (Ann Arbor, Michigan, Creation Research Society), ü? ayda bir kere yay?nlan?r.Creation Social Science and Humanities Quarterly (Wichita, Kansas, Creation Social Science and Humanities Society), ü? ayda bir kere yay?nlan?r.*Ex Nihilo (Sunnybank, Queensland, Australia, Creation Science Foundation), ü? ayda bir kere yay?nlan?r.Origins (Loma Linda, California, Geoscience Research Institute), alt? ayda bir kere yay?nlan?r.Origins Research (Goleta, California, Students for Origins Research), alt? ayda bir kere yay?nlan?r.Institute for Creation Research ................
................

In order to avoid copyright disputes, this page is only a partial summary.

Google Online Preview   Download