İLELEBET MİLLİ CUMHURİYET! | Haberler Analizler Dosyalar ...



ERNK mühürlü yazıların ve sahteliği mahkeme kararından anlaşıldığını, Doğu PERÎNÇEK'in bir devlet operasyonu başlıklı kitabında da yayınlandığını,

Korkmaz Yiğit, Semih Tufan Gülaltay, Akın Birdal, Mesut Yılmaz suikastına ilişkin saygılarımızla biten yazının dergiye gelmiş bir yazı olduğunu,

Gizli başlıklı belgelerin Fikret BİLA'nm kitabında yayınlandığını,

Ergenekon'dan Haberler başlıklı haberleri internetten aldığını,

Aramalarda evinde çıkan Mit Müsteşarlığına ilişkin Başbakanlığa yazılmış ÇOK GİZLİ ibareli Türkiye'de bazı şahısların öldürüleceğine ilişkin bazı grupların eleman tuttuğu şeklindeki Teoman KOMAN imzalı belge ile ilgili;

Bu belgenin kendisinden çıkmadığını, arama tutanağında da olmadığını,

Daha sonra tutanağın 98. maddesinden l'den 11 l'e kadar numaralandırılmış 92 ve 93 nolu belge olarak bulunduğu hususu ile ilgili olarak;

Bunun Uğur MUMCU'nun dosyasından gelmiş olabileceğini, avukat Ceyhan MUMCU'dan Uğur MUMCU'nun öldürülme dosyasından almış olduğunu, oradan çıkmış olabileceğini, ancak bu konunun basma yansıdığını, bu konuyu hatırlamadığını,

ERGENEKON yapılanması ile alakalı basından çıktığı kadar haberi olduğunu, ERGENEKON örgüt üyesi olmadığını, İşçi Partisinin en üst organı olan Merkez Karar Kurulu Üyesi olduğunu, siyasal faaliyette bulunmak için en ileri aracın siyasi parti olduğunu, bir yasadışı örgütlenme içinde bulunmak siyasi parti yöneticiliği ve faaliyeti ile bağdaşmayacağını,

Tuncay GUNEY'in beyanları ile ilgili;

Beyanlarında geçen Halit GÜNGEN'in 2000'E DOĞRU dergisinin Diyarbakır muhabiri olduğunu, bu konuyla alakalı hatırladığı kadarıyla 16 Şubat 1992 tarihli 2000'E DOĞRU dergisinin o sayısında kapağında Hizbullah Çevik Kuvvet Merkezinde Eğitildi başlığı atılmış olduğunu, dergide buna ilişkin fotoğrafta bulunduğunu, bundan iki gün sonra derginin Diyarbakır şubesinde Halit GÜNGEN"in öldürüldüğünü ve o tarihten beri bu olayın faili meçhul olduğunu, herhangi bir dava açılmadığını, Bu olayla alakalı Tuncay GÜNEY'e "bu çocuğu Türk Gladiosu öldürdü, bunu biz biliyoruz, ama tekrar ittifak yaptık Kemalist Sosyal İttifakı derler" şeklinde Tuncay GÜNEY'e bir beyanının olmadığını, Tuncay GUNEY'in iddia ettiği gibi biz bazı şahıslarla alakalı fotoğrafları montaj yapıp satmadıklarını, İddia edildiği gibi Tuncay GÜNEY'den makaralı film almadığını, Tuncay GUNEY'in belirttiği gibi DHKP/C'nin üst düzey kadrolarının polislerden oluştuğunu söylemediğini, Tuncay GÜNEY"in dediği gibi Sabancı cinayetinden sonra Sabancı Center a gittiklerini, bir şahsın açıklama yapacağını söylemiş olduğunu, gittiklerinde de böyle bir şahsın açıklama yapmadığını, Tuncay GÜNEY'i de kovduğunu,

Doğan ERBAŞ ve Doğu PERİNÇEK ile Abdullah ÖCALAN"ın yakalanmasından önce teslim olacağma ilişkin bir görüşme yapmadığını, Doğan ERBAŞ"ın Abdullah ÖCALAN"m avukatı olduğunu, daha sonra kendisi ile görüştüğünü, ancak böyle bir konuyla ilgili bir görüşmelerinin olmadığını,

TUNCAY GUNEY'in beyan ettiği gibi Çevik BİR'in PKK'ya silah sattı şeklinde değil, ÇİLLER'in özel örgütünün PKK'ya silah sattığı şeklinde bazı haberlerinin olduğunu,

TUNCAY GÜNEY ile 2-2,5 yıllık bir djjBeffiaTfttiÇatlarının olduğunu, ancak iddialarının hayal mahsulü olduğunu, onun iddia ctjâgi gibi Ve^C^'ÇÜK'ün selamı ile bazı

[pic]

haberler yayınlamadıklarım ancak Tansu ÇİLLER in özel örgütü ile alakalı olarak Susurluk döneminde bazı yayınlarının olduğunu ancak bunları Veli KÜÇÜK'ün talimatı ile yapmadıklarını,

Elizabeth SHALTON"m o dönem Amerikan konsolosu olduğunu, Amerikanın Adana konsolosu olduğunu, Tansu ÇİLER'i siyasete girmesine aracı olan şahıs olduğunu, Eşref BİTLİS'in öldürülmesi ile alakalı bu kadının parmağı olduğuna ilişkin bazı haberler yayınladıklarını, Tuncay GÜNEY'in bu beyanlarının doğru oluğunu, Tuncay GÜNEY'in bu konuda beyanları olayın tekrarından başka bir şey olmadığını ancak bu yayınladıkları şeyleri öğrendiği için yayınlamış olduğunu,

ULUSAL KANAL ile ilgili olarak;

Böyle bir soru soramayacağımızı, bu konuda ayrı bir soruşturma açmamızı gerektiğini, Ulusal Kanal televizyonunun 29 Ekim 2000 tarihinde kurulduğunu, bundan daha önce Cumhuriyet gazetesi ile birlikte ulusal bir televizyon kurulmasının gündeme geldiğini ancak o dönemde mali imkânlar yetersiz olduğu için İlhan SELÇUK"un siz yapın biz destekleyelim dediğini, İlhan SELÇUK"un da çeşitli toplantılara katıldığını, birlikte ulusal bir televizyon kurulması amacıyla bu toplantılara katıldığını, İlhan SELÇUK ile Doğu PERİNÇEK"in zaman zaman bu tür konularla alakalı görüşmeler yaptıklarını, Yeditepe İletişim AŞ diye bir yayın şirketlerinin olduğunu, bu şirket altında 1995-2000 yılma kadar Yeditepe Kanalı adı altında İstanbul da bölgesel yayın yaptıklarını, 2000 yılından sonra Türkiye çapında yayın yapma kararı aldıkların ve bu karardan sonra kanallarının adının ULUSAL KANAL olduğunu, 2000 yılından itibaren İbrahim BENLİ, Murat KARAYALÇIN, Hüseyin Macit YUSUF gibi bazı şahısları da şirket bünyesine alarak kanalın Türkiye çapma yayılması için teknik vericiler ve malzemeler alındığını ve ulusal yayma başlanıldığını, o dönem itibariyle küçük küçük bölgesel çaplı kişiler şirketin belli bir hissesine ortak olmak suretiyle bir gelir elde edildiğini, bu gelirlerin toplanmasıyla şirket ulusal yayma başladığını, Tuncay GÜNEY"in iddia ettiği şekilde Devlet BAHÇELİ"den para alınma imkanı olmadığım ancak o dönem itibariyle Mehmet PERİNÇEK'in Rus arşivlerinde Ermeni belgelerinin alınması ile alakalı bir Başbakanlık tanıtma fonundan bu belgelerin tercümesinin yapılması için bir ödeme talep edildiğini ama bu projenin kabul edilmediğini, kanal dediği şekilde kurulmuş olduğunu, Ayrıca televizyon araştırma ve geliştirme projesi olarak bahsedilen belgenin Ulusal kanalın kurulması gerçeği ile hiçbir alakası olmadığını, Gürbüz ÇAPAN'la da hisse devri konusunda hiçbir görüşme yapmadıklarını,

Ancak Cumhuriyet gazetesinin Cumhuriyet kanalı diye bir kanal kurduğunu daha soma yayın hayatına başlamadığını, onların aldığı malzemelerin bir kısmını zaman zaman kendilerine aldıklarını, bu konuyla alakalı da hem Gürbüz ÇAPAN hem de İlhan SELÇUK ile görüşmelerinin olduğunu, Tuncay GÜNEY'in Ulusal kanalın kurulmasına ilişkin yaptığı suçlamaların gerçekle hiçbir alakasının olmadığını ancak bir takım görüşmeler zaman değiştirerek ilişkiler değiştirilerek bir suç haline getirilmek istendiğini,

c)-Aramalarda elde edilen deliller;

Şüphelinin Fatih İlçesi Çakırağa Mahallesi Cerrahpaşa Caddesi No:5/9 sayılı adresinde yapılan aramada;

DİJİTAL MALZEMELER

(1) adet SEAGATE marka SN:5JVFDMZ9 seri nolu 80 GB. harddisk,

(1) adet SEAGATE marka SN:5CT0S0AR sejfnolu B^^ıarddisk,

(1) adet QUANTUM marka SN:168302767583-A seri nolu harddisk olduğu

değerlendirilen cihaz,

(26) adet Disket,

(263) adet CD,

(2) adet VHS kaseti,

(1) adet PANASONIC marka 60 S model DVC,

(1) adet üzerinde Kemal BİTLİS yazılı RAKS marka 90'lık teyp kaseti,

(1) adet lacivert renkli markasız, üzerinde Made in KORE A flash disk,

Şüphelinin Fatih İlçesi Çakırağa Mahallesi Cerrahpaşa Caddesi No:5/9 sayılı adresinde yapılan aramada yapılan incelemede;

DOKÜMANLAR

Şüphelinin Fatih İlçesi Çakırağa Mahallesi Cerrahpaşa Caddesi No:5/9 sayılı adresinde yapılan aramada elde edilen;;

İSTİHBARAT NİTELİKLİ DOKÜMANLAR;

l'den 6'ya kadar numaralandırılmış üzerinde Hilton yazılı not kâğıdı incelendiğinde;

1-2-3-4-5. sayfalarında gazete haberleri ile alakalı el yazması notlar olduğu, 6. sayfasında "-M.Barlas'm kardeşi ABD'li kadına evli. Yeniköy (Veya Yeşilköy olabilir) Fahiş fiyata İngilizce dersi veriyor" şeklinde yazı bulunan not kâğıdı olduğu görülmüştür.

l'den 25' kadar numaralandırılan Ahmet Köse ibaresi ile başlayıp istifa ettirilecek ibaresi ile biten değişik ebatlarda el yazması doküman incelendiğinde;

21. Sayfasında:

Ö.A.

—Hanefi Avcı ile diyalogu var

—Zaman'm Ankara Temsilcisi ile ilişkisi var

—Poliste yenileşmeci kanadı savunan

—İng.'de devlet 8 yıl okutmuş

—Aydın ve batıcı

—İzmir Em Md. Hasan Yücesan istemiyordu

—Polis okullarında konferanslar veriyor

—Demirel'in vücut dilini yazdı

Mersin Polis dergisinde yazdı, şeklinde yazı

24. Sayfasında:

E. D. 20-35 yaşlarında. Fethullah Gülen'in öğrencisi ve yakın adamı. İstanbul üniversitesi mezunu. Zamanda çalışıyordu. 1990'larda, tarikatın Bakırköy sorumlusu. Tarikatta çok seviliyor. Şu an ABD'de. En az üç aydır. Tel: 00 16172862785, şeklinde yazı bulunan doküman,

l'den 22'ye kadar numaralandırılan Mehmet Eymür ile konuşma ile başlayıp Selemi Selam ile biten doküman incelendiğinde; >"-

[pic]

[pic]

; ^-S^s^r

1-3 sayfalar arası; Üstünde el yazması "DoğVya özel" yazan, 29 Kasım 1990 Ankara tarihli M.Eymür'le konuşma başlıklı içeriğinde " Özel Harp Dairesi, Hiram Abas'm öldürülmesi, Mit" gibi konular içeren altı isimsiz imzalı istihbarat nitelikli olduğu değerlendirilen yazı,

4-8 sayfalar arası; 30.10.1990 tarihli Erekoğlu ile konuşma başlıklı içeriğinde "Mit, Darbe Mehmet Eymür Hiram ABAS, Askeri Liseler" hakkında bilgi içeren istihbarat nitelikli olduğu değerlendirilen yazı olduğu görülmüş ve 6. sayfasında "Albay'm anlattığı bir başka olay; (Biz 2000'e Doğrunun çok eski sayılarından birinde bu olayın bir yönünün yazdık, Adnan bilir) ibaresi bulunan yazı,

8-10 sayfalar arası; Üstünde el yazması "Adnan 7.10.90" yazan M. Kaynak ile görüşme başlıklı içeriğinde " MİT, darbe" gibi konular içeren istihbarat nitelikli olduğu değerlendirilen yazı,

19-21 sayfalar arası: 26.11.90 tarihli elyazması S. Yalçın imzalı, 20. sayfasının altında el yazması " Bu adam MİT'çi. Bize niçin gelmiş olabilir? Kim göndermiş olabilir? Gelip bunları söylemiş ve gitmiş. Geliş amacı bu bilgileri vermek. Adnan" ile biten içeriğinde " Özal, askeri komutanlar" hakkında bilgi içeren istihbarat nitelikli olduğu değerlendirilen yazı ve 21. sayfası imzasız Türk Halkına başlıklı mektup,

22.sayfası: 4.12.90 tarihli "Adnan'a" baylıklı "Selami, Selam" imzalı içeriğinde " MÇP, Ferruh Sezgin" hakkında bilgi içeren istihbarat nitelikli olduğu değerlendirilen yazı,

l'den 8'e kadar numaralandırılan Çevik bir Erol Özkasnak ibaresi ile başlayıp bir hükümet kurulmalı ile biten doküman incelendiğinde;

Çevik Bir-Erol Özkasnak ekibinin Amerikancı darbe girişimini açıklıyoruz başlığı altında 21 Aralık 1998'de Çevik Bir liderliğinde Mason Atatürkçüleriyle birlikte yönetime el koymayı planladıklarını, darbenin sağ-sol olmak üzere iki kanadının olduğunu, Sağ kanadın başbakanının Yalım Erez Sol Kanadın başbakanının Mümtaz Soysal olduğunu, Cumhurbaşkanlığı için Yekta Güngör Özden'de birleştiklerini ancak bunu Org. Hüseyin KIVRIKOĞLU'nun önlediğini, 28 Şubatta da darbe yapmak istediklerini bunu Org. KARADAYI'nın önlediğini,

Örgüt Şeması:

Asker: Org. Çevik Bir, Korg. Çetin Saner, Koramiral Atilla Kıyat, Tümg. Erol

Özkasnak

Mit: Miktad Alpay, Mehmet Eymür

Polis: Cevdet Saral, Osman Ak

Sivil: Yekta Güngör Özden, İlhan Selçuk, Çetin Yetkin, Uluç Gürkan (el yazısı)

Emekli Subay: Kemal Yavuz, Orhan Kabibay, İlhan Baş şeklinde liste bulunan doküman

l'den 23'e kadar numaralandırılan "Sabatayıst isimlerin menşei" ibaresi ile başlayıp, Ayhan IŞIK ibaresi ile biten içeriğinde fotoğraflar bulunan doküman incelendiğinde;

Sabatayıst isimlerin menşei başlığı altında Sabatayıstların kullandığı belirtilen isim ve soy isimler ve Sabataylıst başlığı altında Türkiye' de Sabatay Sevi'nin tarikatına bağlı yüz binlerce insanın yaşadığı belirtilerek siyasiler, gazeteciler, sanayici-işadamı,sinema-tiyatro, eğlence, yazarlar, televizyon, bürokrasi, serbest meslek, karikatüristler, üniversite, askerler başlıkları altında Türkiye' deki tanınmış Sabatayıst olduğu belirtilen şahısların isimleri verildiği ve devamında bu isimlerden bazılarının fotoğraflarının bulunduğu doküman,

l'den 12'ye kadar numaralandırılan "bilsan ile ilişkiler nasıl başladı?" ile başlayan, hayır yoktur ile biten doküman incelendiğinde;

Üstünde el yazması Mehmet KOÇ yazan ve içeriğinde "Bilsanla İlişkiler nasıl başladı" başlığı altında yazıda Bilsan genel Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Balcı'mn yanında işe başladığını belirten bir şahsın 1981-1982 yıllarında Bilsan isimli işyerinde çalışırken gördüğü yolsuzluk ve rüşvet olaylarını anlattığı röportaj şeklinde yazılmış el yazması doküman olduğu içeriğinde;

-Sana çek verdiler. Sen de bazı adamlara çek mi veriyorsun?

-Evet ben rakamları yazıyorum. Kişilere vermeyi kabul etmediğimden çeklerin dağıtımını Semih isimli biri yapıyordu.

-Verdiğin oldu mu hiç?

-Hayır ne kadar verileceği bildiriliyordu bana. Teması Semih sağlıyordu. Çek verildiğini hatırladıklarım arasında o dönemin Orman Bakanlığı IBM Müdür Özgen Bey, EGO, SKK, PTT ve Milli Eğitim Bakanlığı IBM Müdürleri de vardı.

-Tarih ne zaman?

-81' in son aylarından 82' inin Mayıs aylarına kadar

—ne gibi karanlık işler?

—hissettiklerim bunlar Çünkü tek başına Contmus Form fabrikası kurmak için teşvik almak çok zor bir şey değildi. Bu Baykal'sız da çözebilirlerdi. Dahası şirket yöneticileri Baykal'm evinde karargah kurmuşlardı.

—nereden biliyordun?

—çünkü bütün yemek faturaları elime ulaşıyordu. Resmi muhasebeye işlemek için. Yemekleri götüren Semih'e sorduğumda kimlerin yemekte bulunduğunu öğreniyordum.

—Kimlerdi?

—F.B., Genel Müdür Ruhi, V. Ç.ve D. B.

—Yani bunlar teşvik alınmasına aracılık yapmasını sağlamak içindi

—Evet, hatta İstanbul Muhasebe Müdürü geldiğinde BAYKAL' m evinde birlikte çalıştırlar. Bu arada iyice meraklanmaya başladım ve araştırmaya koyuldum. Tam bu sırada BAYKAL' a paralar gitmeye başladı. Semih götürüyordu. Muhasebe işlemleri bende olduğundan paralar elimden geçiyor ve kime gittiği biliyordum.

—Kaç para götürmüştü Semih?

—İlk götürdüğü 3 milyon ikincisi ise 2 milyondu. Bunların dışında İstanbul Muhasebe Müdürünün Ankara' ya gelip verdiği ve BAYKAL' m da İstanbul' dan aldığı paralar olduğunu biliyorum. Bunların kesin miktarlarını hatırlayamıyorum şimdi.

—Proje için mi veriyorlar parayı?

-Ortada gözüken neden buydu. Bu işler dönerken Ankara Şb. Müdürü Mehmet Bey iki kez istifa etmeye kalkıştı. Nedenini sorduğumda "Faruk' un b..tan işleri" diye yanıtladı.

Bu arada İstanbul' dan para geldi. D.B.' . götürülmek üzere. Olaya bizzat tanık olmak istediğimden Semih' in Ankara' da olmamasından da yararlanıp bu kez ben götürdüm parayı. Talimat gereğince BAYKAL' m karısına götürdüm ve bürosunda teslim ettim.

—Neredeydi bu büro?

—Sokağın ismini tam olarak hatırlayamıyorum. Cumhuriyet Gazetesi' nin bulunduğu sokaktan sonrakiydi. Konur mu Selanik mi bilemiyorum. Adı uzunca olan bir devlet dairesiydi.

—Parayı nasıl verdim? f? M- *• .,,,

—Paket halendeydi. 2,5 milyon lira vardı,;/.5 ' t . -

—Senin tarafından verilen başka para var mı?

—Tabi elbette. Hem bu kez evine götürdüm.

—Nerede evi?

—Oran Setesi' nde. Tam olarak hatırlayamıyorum. Galiba ikinci kattaydı. Kapıyı açıp beni karşısında görünce telaşa kapıldı... ve BAYKAL' la konuşmaya başladık. Türkülerim nedeniyle iltifatta bulundu.

—Bu olaydan 10 gün sonra gözaltına alandım. Bir lokantada yemek yerken polis gelip ismen beni aldı. 23 gün kaldım içerde.

—Tutuklandığımda Sağmalcılar Müdürü beni apartman isimli bir gardiyana teslim edip "bu adamın bütün isteklerim yerine getirin, rahat ettirin, bir şikayet duymak istemiyorum" dedi.

—ama sen bir halk şairi ve sanatçı olduğun içindir.

.. ."şeklinde ibareler geçen doküman,

Adı Ekrem YENER ile başlayıp, izlerini bıraktı ile biten 1 sayfalık doküman incelendiğinde;

Üstünde el yazması Adnan Akfırat'm Dikkatine, Altında el yazması 0 212 663 10 00 -2007 Florya Belediyesi yazan, Adı Ekrem Yener başlığı altında; Ekrem YENER hakkında istihbarat nitelikli doküman,

l'den 21'e kadar numaralandırılan Irak Baas partisi ile başlayıp geliştirme grubu danışmanı ile biten doküman incelendiğinde;

1-5 sayfalar arası:

IRAK BAAS PARTİSİ KÜRT BÖLGESİ

Selahaddin Kenti KDP'nin karargahının bulunduğu yazlık bir kent. Büyük bir ompleks kurmuşlar. Bütün yönetim organları oraya yerleşmiş. Misafirhaneleri var. Beş yıldızlı bir otel ayannda. Cuma gününü beklerken Mesut Barzaniyle görüşebileceğimi, ama işin varsa ve gitmek istiyorsan Polit Büro sekreteri Cevher Namık'la görüşmeyi kabul ettim.

3.Resmi görüşmeler: Görüşmelere saat 21.30 civarında başladık ve tamamen 1 saat sürdü. Cevher Namık, beni Türkçe hoş geldin diyerek karşıladı. Çocukluğunun Kerkük'te geçtiğini ve Türk'lerle beraber büyüdüğünü söyledi. Önce KDP'yi Avrasya Konferansına davet eden mektubu verdim. Konferans hakkında bilgiler istedi. Görüşmeleri tutanağa geçiren bir katipte görüşmede yanımızda bulunuyordu. Konferans ile ilgili bilgileri aldıktan sonra Parti olarak değerlendireceklerini söylediler. Ayrı bir devlet: Ayrı bir devlet ilanının Türkiye'nin müdahalesine neden olacağını söyledim. Sorunun en doğru çözümü Irak'ın işbirliği içinde yabancıları dışlayarak

bulunabileceğini söyleyerek dikkat çektim. Bana verdiği cevapta aynen şunları söyledi: KDP parti olarak hiçbir zaman bağımsızlık, ilan etmeyi veya ayrı bir devlet kurmayı programına almamıştır. Gönlümüzde olsa bile, bölgedeki güç dengelerinin buna izin vermediğini biliyoruz. Biz Türkiye'nin dostluğuna büyük değer veriyoruz. Gerek şimdi gerekse Saddam tarafından sıkıştırılıp Türkiye'ye sığmmakjosmd^,.kaldığımızda bize kucak açtı. Şimdiki yardımları bile çok büyük. Dünyaya açılan ^kapımız |l|iriciye'dir.

[pic]

PKK Sorunu: PKK'nin köylerine saldırdığım, köylüleri öldürüp yaraladıklarını bu nedenle kendilerini korumak zorunda kaldıklarım söyledi. Etnus kampını yapıp oturmalarını önerdik. Onlar ise tersini yaptılar. Hem bizim dağ köylerimizi yaktılar, hem de Türkiye'ye saldırarak, Türkiye'nin topraklarımıza girmesine neden oldular. Bunun üzerine topraklarımızı terk etmelerini istedik. Çatışmanın nedeni budur. Bize Türk Devleti ile işbirliği yapıyor diyorlardı. İşte, Apo kendisi işbirliği yapıyor. Şu anda Talabani'nin bölgesinde İran sınırına yakın yerdeler. Türkiye ile birlikte onlara operasyon yapacağımız doğru değildir.

Türkiye'deki Kürt Sorunu: Türkiye Kürtleri ile ilgili olarak Partimizin fikirlerini ve programını sordular. "Acil kardeşlik Çözümü programımızı özetledim. Irak ile Türkiye arasındaki farklılıkları belirttim ve Türkiye'nin ortak bir devlete dönüştüğünü açıkladım. KDPTiler Türkiye'ye gıptayla baktıklarını, bu nedenle PKK'nin dağa çıkmasını anlayamadıklarını, Irak'ta ise hiçbir yasal çalışma imkânı olmadığı için zorunlu olarak silaha sarıldıklarını söylediler.

IRAK GEZİSİNİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

1. 1920 de çizilen Misakı Milli doğal ve gerçekçi bir sınırdır. Bugün kuzey Irak ya da Kürdistanı olarak anılan bölge aslında Türkiye'nin her bakımdan (iktisadi, nüfus, coğrafya, kültür) doğal uzantısıdır... Şeklinde ibareler bulunan doküman,

6-8 arası sayfalar:

"Kuzey Irak Gezisi İle İlgili Rapor" başlığı altında, içeriğinde Kuzey ırak'a yepılan bir gezi ile alakalı izlenim ve değerlendirmelerin anlatıldığı,

Bu gezide dikkatim çeken ve rahatsızlık duyduğum konularm başında Tuncay'ın gevezeliği, hafifliği ve kendini ele veren tutum ve konuşmalarıydı.

Özel sohbetlerimizde, İşçi Partisi ve Doğu Perinçek karşıtı bir hava hakimdi

Yine bu sohbetlerimizin birinde, bütün sol ve sağ örgütlerini devletin kurdurduğunu, bu örgütlerin yönetiminin, özel kuvvetlerin ve MİT'in elinde olduğu şeklinde konuşması canımı sıktı.

Mesut Barzani ile görüşmemizde, KDP dış ilişkiler bölüm başkanı Ömer Bottani heyeti tanıtırken, beni hem heyet başkanı hemd e İşçi Partisi Kardeşlik Bürosu başkanı olarak tanıttı.

Dönüşte sınırda Özel K.K'lığı bizi özellikle ben ve Tuncay'ı tabura götürerek sohbet adı altında çok kibar ve nezaket içinde ağzımızı aradılar ve orada neler konuşulduğunu, kimlerle görüşüldüğünü öğrenmek istediler. Biz de gidiş nedenimizi ve görüşmelerimizi kısaca anlattık. Ankara'dan aranmalardan sonra bizi bıraktılar. Cizre'da Alay komutanına uğrayacaktı. Ben de gelip tanışmak istiyorum bekle ileride lazım olur demem üzerine telefonla konuşup, zamanımız daraldı, daha sonra görüşürüz diyerek görüşme iptal edildi.

Son küçük bir not; Tuncay kılık kıyafet olarak kendini uzaktan ajan gösteren bir görüntü çiziyor. Saç tıraşı, gözlüğü, elbiseleri, duruşu ve konuşması, uzaktan onu ele veriyor. Üzerinden zaman geçtiği için notlarım bu kadar. Selamlar ve sevgiler

Bayram Yurtçiçek 9-21 sayfalar arası: "Kuzey Irak Seyahat Raporu" başlığı altında,

[pic]

NC Mühendislik ve danışmanlık Şirketi olarak ismi verilen şirketin Kuzey Irak"a yapmış olduğu ticari anlamlı ziyaret ile alakalı bilgiler içerdiği, Kuzey Irakta gerçekleştirilebilecek ticari yatırımlar (Cezaevi Projesi, koyun bağırsağı alımı, hurda bakır vs.) hakkında bilgiler içerdiği,

"Kürdistan Demokrat Partisi Başkanlığına Sayın Mesut Barzani" ibaresi altında Türkiye-Kuzey Irak Ticari İlişkiler Geliştirme Grubu Başkan Celal Kasarcı tarafından her iki ülke ekonomisine katkıda bulunmak amacıyla ticari faaliyetler için Kuzey ırak yönetiminden yasal izin ve destek isteyen mektup-dilekçe bulunduğu,

"....NC Mühendislik ve Danışmanlık Limitet Şirketi üyeleri seyahate pazartesi günü İstanbul Diyarbakır uçuşu ile başladılar....Çarşamba günü grubun diğer üyeleri olan Ümit Bavbek, Tuncay Güney, ilhan Gence ve Levent Köymen uçukla İstanbul Mardin yaparak geldiler....onları Cemil Üstün ve Celala Kasarcı karşıladı...." Şeklinde ibareler bulunan doküman

l'den 36'ya kadar numaralandırılan özgeçmiş ibaresi ile başlayan, yok edildiği kanaatine varıldı ile biten faks çıktısı doküman incelendiğinde;

Üstünde el yazması Fikret Akfırat'm dikkatine yazan,

1-5 sayfalar arası: Ümit SAYIN'a ait özgeçmiş bilgileri (aldığı eğitim, Bilimsel araştırma deneyimi, çalıştığı spesifik konular, Bilgisayar Deneyimi, aldığı burslar, üyelikleri, çevirileri vb. bilgiler içerir)

12-14 sayfalar arası: "Ordu Haberine Notlar" başlığı altında, en sonunda 10 May 93 ibaresi bulunan,

Generallerin bekleme süresinin Yeniden 4 yıla çıkmasından yararlanan generallerin özellikleri şeklende başlık atılarak Hv. Tümgeneral Remzi UTKUN, Tümg. Erdoğan Ergenekon, Tümgeneral Erdinç Türe hakkında değerlendirmelerin yapıldığı, "...orgeneral olmasına kesin gözüyle bakılan üç Korgeneral var; 1-Hüseyin KIVRIKOĞLU: Geçen yıldan temditli. 5. Kor. K. Çorlu 2: Teoman Koman 3.Hüseyin Karacaarslan (KKK Kurmay Başkanlığı yapıyor. Şimdi İlter yerinde) Bu üç isim için kesin yükselirler deniliyor. Dördüncüsü belli değil. 10 May 93 12:58 yazan doküman

15-20 sayfalar Arası: Adnan Akfırat'm Dikkatine başlığı altında Hikmet... tarafından gönderildiği değerlendirilen ve " Generallerin bekleme sürelerinin 4 yıla çıkması ile bu yılın Ağustos'un da yüksek askeri Şura önüne gelmekten kurtula generallerini listesinin gönderiyorum....Bunu yazarken Avukat emin Değer ile konuşum. Bu fikir doğru. Albaylarda 27 Mayıs kuşağının son kalıntıları. Kıdemli albaylardan kalanlarda bu 30 Ağustosta gidecekler. Yerlerini, 1965 sonrası Namık Kemal Ersun'un talebeleri gelecek. 1 Mayıs'm Çiğli suikastının mimarının talebeleri. ...Hikmet" şeklinde ibarelere bulanan, " Muhittin FİSUNOĞLU 1948-3 1987 Kara Kuvvetleri Komutanı" şeklinde 156 üst düzey askeri komutana ait bilgiler,

21-31 sayfalar arası: Şemsi Denizer isimli şahsın öldürülmesi ile alakalı otopsi raporları ve davaya ait değerlendirmelerin yapıldığı el yazması notlar,

32-34 sayfalara arası: El yazması üstünde "acele Ferid İlsever'e generallerin Bekleme süresinin 4 yıla çıkmasıyla Şura Önüne gelmeyeceklere Kara Kuvvetlerinde" yazan ve Orgeneraller-Korgeneraller- Tümgeneraller-Deniz Kuvvetleri-Hava Kuvvetleri-Jandarma Kuvvetieri-Kara Kuvvetleri başlıkları altında üst düzey askeri komutalara ait isim ve kurum bilgisi bulanan dokümaC ^ ¥

[pic]

l'den 15'e kadar numaralandırılan 16 Ekim 1990 ile başlayıp, tekrar

arayacağım ile biten doküman incelendiğinde;

Üstünde el yazması "HASAN YALÇIN"A" yazan, 16 Ekim 1980 Saat: 15.00 başlığı altında,

"16 Ekim 1980 Saat 15.00 civan

HASAN YALÇIN'A

Ümit Sezgin'i tanıyormusun, Tempo'da Hacı Bayramdaki yuvalanmayı yazdı.Onlan boş verin siz,onlarla ilişki kuranlar üçüncü elden kişiler. Asıl adamlar arkada.

Şenol Özaltm var, Orhan Şahin var.

İstanbul'da Çek senetçiler vardı, KİP vardı, şimdi dağıldı.

Şenol Özaltm'm bir bacağı sakat. Bu adam. 1. Kabe katliamı sırasında (olayın orijinal adı var, onu da söyledi.) ordaydı. Defalarca İran 'a girdi çıktı.

Ankara'da İran Kültür Ateşesi İsa Rezazade vardı. Onunla ilişkileri vardı. Ankara'da Hacı Bayram'da iki Irak'lı vatandaşla görüşmeye başladılar. Para alıyorlardı.

—8. Durağı biliyor musunuz, orada.. .(telefon kesildi)

(bir süre sonra tekrar aradı)

-Çorum'da Aşura dergisi var. Ona da finansman sağladı. Çek senet işi yaptılar, naylon fatura, bir ara demir tüccarlığı. Sonra hatırdılar. Ama şimdi maddi durumları çok iyi büyük iş yapıyorlar. Kim sağladı bunları biliyor musunuz? (Biz biliyoruz anlamında).

Hiram Abas olayını 055"e ihbar ettik. Üçok olayını da bildirmiştik. Üç kişiydiler. Biri apartmanın içinde girişte bekliyordu. Biri arkadan takip etti. Girerken seslendi, geriye dönünce işi bitirdi. Biri de dışarıda bekliyordu.

Üçok'a hazırladığı bir rapor için ilahiyatla bağlan olan birileri daha önce elden kitap vermişti Üçok, bu gelen kitaplan da onlar göndermiştir diye güvendi açtı. Bu adamlar (yani bombalı paketi gönderenler) bunu biliyorlardı. İlişkileri olabilir.

Hiram Abas olaymı bildirmiştik. Şimdi Ferhan Şensoy var, o gidecek. Çok yakında. Ankara'da bir MİT emeklisi var. Geveze. Oda bu günlerde kesin gidici.

—Mahir Kaynak mı?(gülerek )Evet.

—Niye, Onun ne zaran varmış?-Çok konuşuyor.

—Turan Dursun'u da bunlar mı vurdu?

—Haa, Koşuyolu cinayeti mi? Evet, tabi.

—Peki bu cinayetlerin arkasında devlet var diyenler haklı.

—Ne devleti, devletin gözünü seveyim ben. Belki birkaç kişi devlet içine sızmış olabilir ama devletin ilgisi yok.

—Hiram Abas olayım 055'e telefon açıp polise bildirdik.

—Şimdi Ferhan Şensoy ve Uğur Mumcu da sırada. Mumcu poligonda atış talimi yapıyormuş ama buda kurtarmaz. Kısa süre önce götüreceklerdi, Almanya'ya gitti ve kurtuldu

—Doğu Perinçek kesin gidecek. Perinçek'i aradılar, Hapisteydi kurtuldu. Şimdi yine peşindeler. Çocuklannm okullannı araştırdılar. Şule Perinçek'i araştırdılar.

Sizden yine eski Aydınlık yazı işleri müdürü Doğan Yurdakul'un, Fatma Yazıcı'nm ardında dolaştılar. Eski yerinizde Kaynak yaymlanna KontrageriUa kitabı için gelen iki kişi vardı, biri sanşm. Bunlannda onlarla ilişkisi var.

Şerafettin Elçi hiç Hacıbayram'a kendi tanıdıklanndan birilerini gönderdiler mi? Daha önce Elçi'nin yanında çalıştığını söyleyen biri, Şimdi Orhan Şahin'in kızıyla nişanlılar. Hacı bayram'a (yani buradaki çevreye) eski Devyolcu olduğunu söyleyenlerden "hidayete erdim" diyerek gelenler oluyor. Ama onlara "anten" diyorlar oradakiler.

İki yıl önce MİT'e olaylar başlayacak diye^f^rdik#Ğ:zaman hedef Erol Simavi idi. Annesinin mevlidi vardı, orada işi görülecekti. jf(iM gejmedf ,ye kurtuldu. Onun yerine

[pic]

"Çetoyu" (Çetin Emeç) vurdular. Emeç'i vuranlar, eski ülkücülerden dört kişidir. Bu cinayetlerde tetiği çekenlere bakmayın. Esas arkasındakiler önemli tetik çekenlerde eski ülkücüde, eski Dev-Yolcu da var.

Burhan Kavuncu'yu dövmek istediler.

Katillerden bir Kubilay U... (Tam soyadını telaffuz ederken telefon kesildi. "Umur,, "Uğur", vb gibi bir izlenim doğdu bende. Ama u dışında bir harf telaffuz edilmedi.

Eymür'ün telefon numarasını istedi. O'na da anlatacağını söyledi.

17 Ekim 1990 Saat 15.45

Doğu Perinçek'i evinden telefonla aradılar.

-Tempo'da çıkan yazıyı okudunuz mu, Hacı Bayram ...Bedri Karafakioğlu'nun katilleri. Sizin kodunuz 055, Nihal Atsız'm şiiri öldürülme şifreniz, Topal asker şiiri.

—DP: Siz kimsiniz, isminiz?

-İsim nasıl vereyim, kelleyi koltuğa almışım, Ahmet diyelim şimdilik Uğur

Mumcu, Doğu Perinçek, Turan Dursun, Erol Simavi ilk hedefler bunlar. Hatta Erol Simavi gitmişti seyahate gidiyor. (Bir kadından söz ediyor Erol Simavi ile ilgili olarak.

—Kimler hedef bildirebilir misin?

(Önce biraz tereddüt ediyor, isim vermek istemiyor gibi sonra kağıt hışırtıları geliyor)

—Durun elimde liste var. Nazlı Ilıcak, Altemur Kılıç, Rauf Tamer, Fahir Armaoğlu, Yavuz Donat, Mehmet Barlas, Cüneyt Arcayürek, M. Ali Birand, Hmcal Uluç, Murat Belge, İlhan Selçuk, Aziz Nesin, Talat Hamlan, Sami Kohen.

ACİL VURULACAKLAR

—Acil Vurulacaklar listesi var.

Doğu Perinçek

Engin Ardıç

Uğur Mumcu

Ferhan Şensoy

Fatma Yazıcı

Rahmi Turan

İlhan Arsel

Bedrettin Dalan

İhsan Doğramacı

Taha Akyol

—DP: Peki kim bunlar?

—Eski ülkücüler bunlar. Ama önemli olan tetiği çeken değil, arkasındakiler. Hiram Abbas önce durdu, Çünkü tanıd çocuktu, evvelce onunla görüşmüştü, öbürü arkadan geldi vurdu.

Listede başkaları da var: Kamran İnan, Recep Ergun, Mahir Kaynak, Atilla Aytek, Türkan Akyol, İhsan Doğramacı, Trabzon Teknik Üniversitesi Rektörü.

Bir de ikinci kademe öldürülecekler var, Belamlar

DP- Nedir Belam?

-(Çok iyi anlaşılmadı. İslam tarihinde bir Açıklaması var)

-Belamlan sayıyorum, öldürülecekler ikinci kademede: Salih Özcan, Mustafa Kalaycıoğlu, Eğmen Topbaş, Fethullah Gülen, Muhammet Raşit hani Adıyaman'daki Menzil

Şeyhi, Hüseyin Hilmi Işık, Enver Ören, Niyazi Adıgüzel olayından sonra yaptı o

nedenle, Esat Coşan, Necmettin Erbakan, Kemal Kaçar, Abdurrahman Dilipak, İsmail Nacar hani sizin dostunuz, Taha Akyol,Ercüment Özkan....

—DP: O kim?

—Hani iktibas dergisi var ya, onun müdürü, Fehmi Koru. İkinci kademe hedefler bu. Kıbnsta dün bombalama olayı oldu. Anarşiye çekilecek gruplarla ilgili. Polis müdürü ve askeri yetkililer...

—DP: Kim bunlar?

—Abdi İpekçiyi vurduranlar.

—Oral Çeliklerini?

—Onlar tasviye oldu. İşleri bitti tasviye edildiler.

(İki çocuğun nasıl öldürüldüğünü anlatıyor. Cengiz Ayhan'ı iki kez elektrik çarptı-Gülüyor)

Arşivleri var. İstanbul Üsküdar, Hacı Bayram, Sıraselviler'de Çek senet bürosu.

DP- Merkezleri Buralar mı?

—Gülüyor. Beyko'yu biliyor musun? Rum Ermeni Yahudi Katliam Ordusu.

Ferruh Sezgin'i kafana yaz. Yeni Düşünce dergisi (yazarı veya müdürü dedi)

Sol eylem tarihlerini yaz. 21,22,26,30 Ekim tarihlerinde sol eylem yapılacak. Bu günlerde Mehmet Ağar'a hoş geldin eylemi var. 9-10 Kasım'da eylem var.

Şimdi şifreleri veriyorum, yaz:

"Rableri onları Yahudilerin nankörlüklerinden dolayı maymuna çevirdi."

DP: Kim bu?

—Talat Hamlan

DP: Kimsin sen, dostumuz musun?

—Sizlerden hoşlanmıyorum. Dostunuzum desem yalan olur.

DP: Peki niye arıyor ve bunları söylüyorsun?

—Cebeci'deki toplantı vardı. Orada sizi savundum. Niye Doğu Perinçek öldürülecek. Amerikancı değil bu adam... Biliyorsunuz Uğur Mumcu ve sizin için sürekli yok MİT yok CİA laflan dolaştınlıyor.

—DP: Peki senen fikrin ne, doğru mu laflar. Yok, sizin için doğru değil.

Biz bildirdik bütün cinayetleri. Beyazıtta boş "Meclisi dolduran Hayvan

sürüsü" şifresini biz bildirdik.Sonra Heyzen Tevfık. Yaz telefon numarasını. 179 01 18.

—DP: Nedir bu numara?

—Emniyet İstanbul İstihbaratı. Bildirdik hep. Hiram'ı Da bildirdik.

Şifrelere devam ediyorum:

"Senin kalbini kıracağıma Şeytanın bacağını kıranm daha iyi." Nihal Atsız'm "Topal Asker " şiiri. Buda sizin şifreniz. Çoktan gidecektiniz, Çoktan indireceklerdi sizi.

"Kerkük'ün dereleri aksa yukan aksa" Bu da Emel doğramacının veya İhsan

Doğramacı'nm.

"Şan tiyatrosunda herhangi bir şeylere gidiniz" Ferhan Şensoy.

Sonra sol adına bombalama yapılacaktı. Avrasya maratonuna yapacaklardı, olmadı.

DP: Yani tek merkezden mi terör diyorsun, solu da sağı da aynı merkez yönlendiriyor diyorsun, öyle mi?

—Tabi tek merkez. THKP-C/Acilciler idianamesini okudunuz mu?

—DP: Nerden okuyayım, niçin?

—Orada eylem fikri askeri öğrencilerden gelir, eylemi bizim kahraman çocuklar

yapar, onlar gider gürültüye. Yaz yaz : Galip Erdem, Ferruh Sezgin

—DP: Yani arkasında bunlar var mı demek istiyorsun?

—Araştmn anlayın, yok öyle demek istemiyorum, haberleri var.

—DP: Oral Çelik grubu mu işe devam ediyor?

-(Gülüyor) Onlar kullanıldı, bitti işleri. Arkada yedekte bekleyen ekip vardı. Davit Morle'nin kitabını okudunuz mu?

—DP: Hayır, ne kitabı o?

—İntikam çocukları... Bu kitabı okursanız Türkiye'deki olayları anlarsınız. O kitapta ihtiyarlar ve evlatlan var.(Daha sonra ihtiyarların evlatlarını kullandığını ve harcadığını söyleyecek)

Mahir Hoca haklı (Mahir Kaynak'ı kastediyor). Aptal şeriatçılar yapamaz bunları, öyle organize değiller, beceremezler. Eski ülkücüler.

Şu anda İhsan Doğramacı İstanbul'da evi kontrolda. Gözetleniyor izleniyor.

Tempo da Ümit Sezgin yazdı. Okudunuz değil mi?

Şenol Özaltm var. Bir bacağı sakat bu çocuğun. Suudi Arabistan.

Bekaa'da eğitim görmüş.

DP- Bekaa'da kimin kampında, hangi kampta?

—Hüseyin Fadallah'm...

—Orhan Şahin...

Suriyeli çocuk... Karaiblerden Mısır a gitmiş.

Mısır... İhvani Müslimin... ayrılıklar.

Cihad grubu var. Cihad Paşa grubu.

Ümit Sezgin'i biliyor musunuz, nasıl bir insan o, güvenilir mi?

—Tanımıyorum Ümit Sezgin'i.

(Doğu Perinçek, gelsene bize konuşalım, yüz yüze anlat bunları)

—DP: Niye anlatıyorsun bize bunları, amacın ne?

—Devletten yanayım, milletimden yanayım.

Sizin derginin orada örümcek karakol kurmuş.

İskenderun da konferans verdiğin zaman Turan Dursun'un katili oradaydı, salonda sizin konferansı dinledi..Uzun boylu. Ankara Adana yolunda işinizi göreceklerdi sizin. Yapamadılar. Ne zamandır indireceklerdi sizi.

DP- Peki Senin fikrin ne, iyi mi olur beni indirmeleri?

—Size dost değilim ama siz öğrettiniz bize bazı gerçekleri.

Havadan intihar saldırısı düzenlendi

—DP: İsa ArmağanTa ilişkisi var mı bu işlerin?

—Yakındam tanırım onu. Siz yazdınız.(Gülüyor.) İran Meşhed'teki eğitim

kampında

Babası önemli.(Baba üzerinde duruyor dönüp dolaşıp)

Bir dakika. ( Yanmdakine sesleniyor: İsa'yı soruyorlar Ayşe Bir kadın sesi

geliyor Söylemeyelim mi?)

Oral Çelik'in üstünde biri var.

Bir kez Yüzyıl dergisinden çıkmıştınız. O hürriyet matbaasına inen sokakta yanımdan geçtiniz. Ben boyacıydım.

Bana "Naber koçum" dedin yanımdan geçerken.

Teoman Koman paşaya anlatıyım mı bunları?

—DP: Sen gel bize anlat, yolla bütün bu bilgileri.

(Birkaç kez jetonu bitti, dışarıdan telefon ediyordu. Kalabalık bir yer .Sesler. Elinde kağıtlar var. Ama konulara hakim)

AHMET'İN 2. TELEFONU

—DP: Kıpnsla ilgili bir şeyler söyledin demin. Neydi onlar?

—Türkiye'den gittiler.

DP- Kim?

Onlar işte.

lgileri vermeye çalışıyor. E^M^^^ı^ var. Ama konul evaplıyor ve konulara haj^yrff *4r\

(Sürekli bazı bilgileri vermeye çalışıyor. J^M^^^î^var. Ama konulan biliyor. sordun mu ezbere ce

—Hiram Abas, 22 Kasım 1987 günü Tuz gölünde Şereflikoçhisar, Hollandalı şirket varya Ünliver (dili zor dönüyor) Sana vitayı yapıyor, Hollanda firması, onun müfettişiyle buluştu. Ne konuştular?

—DP: Ne konuştular?

—Gülüyor. Araştırın bunları. Önemli.

7 Ocak 1998 gününde Düzce'de bir Çerkez köyünde buluştular.

—DP: Köyün adımı Çerkez, yoksa Çerkezlerin oturduğu bir köy mü?

—Çerkezlerin köyü.

DP -Adı ne köyün ?

—Sonra vereceğiz adını köyün.

Büyük Hendek Nevi alom Sinagogu katliamında ölenler arasında çocuk yok, niçin biliyormusun? Biliyorsun Yahudi ayinlerine çocuklar kadınlar katılır. Ama o gün çocuk yok. Ayrıca Haham (?) David Asion o gün gelmemiş. Orada bir toplantı yapılıyor olmasın?

Yeni Ermeni patriği, Gülbenkyan'm akrabası.

.. .(Bilgiler zaptedilemedi)

Senin İsrail evlerinde evin var değimli?

DP- Benim değil, İsrail'le ilgisi ilgisi yok o evlerin, mebus evleri onlar. Babamın evi var. orada.

-Murat Bayrak ... Abda ajanı mı, alman ajanımı?

Orly hava alanında bavul patladı 8 fransız vatandaşı öldü.

DP- Kim yaptı?

Cemal Kutay'm Teşkilatı Mahsusa kitabını okuyun. Cevabı orada.

Sonra Enver Paşa'nm Gizli vasiyeti Kapalı Çarşıda kilim satan Ermeni'de.Yanın da çay ocağı var dükkanın.

Esat Oktay Yıldıran'ı Kısıklı'da öldürenler.. ..Sonra gittiler ne arıyorlardı?

Albay Rıfat Uğurlutan'ı öldürenler sol değil.

Çorumda 10 yıldır arkeoleji kazısı yapan alman amca Almanların Lavrance'i.

Türkeş'in Almanlarla ilişkilerinden bazıları bayağı rahatsız.

Son askeri ihalelerde Almanların payı ne, araştırın bunu. Almanların yüzdesi düştü.

Almanların anti kominist kişilere para aktarmaya son verdi. Şimdi bu faaliyetler için para Suudilerden geliyor.

ABD Almanya'yı engellemek istiyor.

Münafıkların başı

Üç S'yi biliyormusun?

Birinci S: Sol. İkinci S : Sağ. Üçüncü S: Silahlı Kuvvetler, yani ordu. Ona da sıra gelecek. Onlardan da indirecekeler. Recep Ergun'u, adamı indirecekler.

En son da Kenan bey.

—DP: Peki hedefleri ne?

-... Başka soruların var mı sor söyleyeyim.

—DP: Erol Simavi'den söz ediyordun, öldüremediler dedin bir kadından söz ettin.

—Fatma Melek. Annesinin 40. yıldönümü mevlidi vardı. Kanlıca'da .Camide mevlüde gelecekti. Orada halledeceklerdi, gelemdi, o iş kaldı.

Ben size bize gelenleri veriyorum.

İhtiyar, evlatları

Yetimhaneden alınmış çocuklar var o kitapta. Kullanıyor harcatıyor sonra. Çocuklar ayıktı şimdi. İkisi ayıktı. Biri kalp krizinden gitti. Öbürünü iki kez elektrik çarptı nasıl oluyorsa?

İhtiyarlar çeşit , * -- "*" "^ ^ t.

Hiram şirkette ' • -' *J \,

[pic]

Cihad paşa kendine has çocukları var.

Seni ilticaya karşı olduğundan değil, PKK taraftan olmandan dolayı indirecekler. Temizleyecekler.

Beni eğitiyorlar, ağbeyler, babalar, amcalar, sonra da....

NOT: Jetonlu telefonla aradı. Yanında bir kız vardı. Çok sesler geliyordu. Kalabalık bir yer. Benim sesisimi zor anlıyordu, kalabalık nedeniyle / Elinde kağıtlar var. Bazı şifreleri vermek istiyor. Bazı bilgileri hızla anlatıyor, okuyor büyük ihtimalle. Arada "soracağın var mı" diyor.

Enson "Mehmet Eymür'ün telefonu var mı sizde, bana verin onu dedi.Eymür'ü arıyor.

17 Ekim Çarşamba ..ayıl'ı aradı

—İran Savamak'ta eğitilen adamlar ABD elçiliğine saldırı düşündüler. Bazı vatandaşlar buna inanmadılar. MİT'teki bazı vatandaşlar...

—Soru üzerine: Şenollar henüz işin teorisindeler.

Emniyetin Terör Dairesine, Karanfil sokağa girip çıkıyorlar.

—Safa Kırla: Kalp krizinden gitti. İstanbul üniversitesi. İsa ArmağanTa bağı vardı eskiden... İki üniversiteye jokerle aldırdığı bir şahıs...

—DP: Mahir Hoca'nm neresi haklı? (Tatminkar yanıt yok. Geçiştiriyor)

—Binbaşı Esat Oktay öldürüldüğü zaman Rıfat Uğurlutan ile aynı aynı görevdeydi. Olaydan sonra Varujan Kumdagezer'in butiği basıldı.

—Ağbi Ferdi Tamer napıyor? Onun karpuzcu dükkanına gidip yardım etmek geldi o zaman gazeteden okuyunca içimden. Alparslan Türkeş'in kapısını beklerken gidip Ecevit'e de yardım etmiştim. Çok dürüst mütevazi bir insan.

—DP: Olayların özü nedir?

—Hürriyet yayınlarından çıktı "Votka-Kola" diye bir kitap var. Onu okuyun anlarsınız. Alman -ABD çarpışması.

-Gruplar şu an panik içinde .

-Girmediler dans ettiğimiz???

—Alman kanadı bölündü şu sıra.

17 Ekim Çarşamba İkinci arama

Önemli adam: Emekli asker, Fahri Görgülü'nün sınıf arkadaş Haluk Akter'in yakından tanıdığı, Ufı mağazasının yanında dükka var.İstanbul'dan çekildi.

—Oral Çelik'in üstündeki adam ordudan atılmıştı. Gösteriş için onu ordudan attılar. Aslında faaliyetini sürdürdü.

—Hacı Bayramda askeri okuldan atılma Üç kişi var. Bunlar Sefanın memleketinden... 8 üniversiteden...

—Papa vurulduğu zaman üzerinde zırhlı elbise vardı. Papayı ameliyat eden doktor ölü bulundu.

—Özal yaramazlık yaptı. Hiram'a görev vermesi o grubu huzursuz etti. (Suikastın nedeni sorulunca verdiği cevap)

—Fikri Sağlar klubün birinden öğrendi onları.

—Çeçenim. Kafkasyalıyım (Konuşma sırasında sorulara cevap olarak çıktı bunlar)

—Oral Çelik mutemet olarak çalışıyordu. Oral'in üstündeki görevliydi.

-"Meclisi dolduran hayvan sürüsü" :Neyzen Tevfık'in şiir kitabının arkasında yazar. Bahriye Üçok ve Türkan Akyol'u öldürme şifresi.

—Şenol Özaltm, İç Aydınlık 347 62 37.

—Suriyeli Çocuk hakkında: Şenol'la ilişkili. Aslında Suriyeli değil. Afganistan

veya Pakistanlı fakat Suriyeli olduğunu söylüyor. ABD pasaportu ve dolar var. Dev-Yol

kökenlilerle de Esat efendicilerle de ilişkili. Cuheymijyi-^sevi^r (İki katliam var kabede

cuheymi onlardan biri) / ' *> -**^a

â^o-C^'

[pic]

*■ > • •■#"7-

—Suat? (İlk soruşta cevap vermedi, bilmiyorum dedi) Daha sonra Bizim Ocak dergisinden Suat'ın tanıdığı olabilir o. Telefonda sorulduğu zaman, ilkönce aklına gelen ilk ismi söylemiştir.

HÜSEYİN KARANLIKTA KONUŞMA (El yazması ile yazılmış)

—Ben Ahmet, Doğu bey gelmedimi?

—Henüz gelmedi buyurun.

-Dün söylediğim iki kişi var ya, Üçok'la ilgili . Onlar şimdi Oran ve Dikmen sitesinde dolaşıyorlar. Ecevit ve Türkeş'in evlerinin bulunduğu yerler. Birinin peşindeler. Ecevit ve Türkeş'in evinin civarında gözükmüşler.

—Bunlardan birini mi vuracaklar? (Biraz beklemeden sonra )olabilir.

—Peki, kim bunlar, isimleri ne? Eşgal verdin mi? Ben bu iki kişiyi anlamadım.

—Ben Doğu beye söyledim, o biliyor. Şimdi isim veremem.

—Peki, niçin bunları bize anlatıyorsun. Büyük gazeteler var, Sabah , Hürriyet.

—Sansasyonel bir haber yapmak istemiyoruz. Halk etkilenir.

—Ama dün bana söylediğin isimler içinde Ecevit'le Türkeş yoktu, nerden çıktı şimdi.

—Ben Doğu Beye daha geniş bir isim listesi vermiştim, orda varlar.

—Peki, biz yayınlarsak, bizden alır yazarlar yine öyle olmaz mı?

—Sizin gerçekçi olduğunuzu biliyoruz. Siz daha doğru değerlendirirsiniz. Hem şimdi yayınlamayın. Ben size göndereceğim. Bir arkadaş göndereceğim. Dinlenmeyen bir telefon numarası verin. Orda daha geniş bir bilgi vereceğim.

—Biz bir telefon numarasını hazırlayalım da, en iyisi gel buraya, yüz yüze konuşalım. Telefonun bir sürü güçlükleri var. Yüzlerce insan girip çıkıyor. Sizi kim bilecek.

—Ordakiler beni tanıyorlar. Sizin etraftakiler. Bizim de güvenliğimiz söz konusu. Anlamanız lazım.

HASAN YALÇIN'A( el yazması ile yazılmış)

(Bu notları santralda görevli arkadaş almış. Arayan ,önce Doğuyu sormuş, yoksa Hüseyin Karanlık'ı istemiş. O da bulunmayınca acele bir tempoyla yazdırmış.Jetonla aramış, bitince sonra tekrar ararım demiş. Adını Ahmet, yada Ali gibi kısa bir isim olarak söyledi diyor. Beni ve konuyu biliyorlar demiş.) 16 Kasım

İller: Maraş, Malatya, Erzincan, G. Antep, Aksaray.

Cephanelikler: Erciyes, Hasandağı, Ağrı, Nemrut, Toros, İstanbulda Anadolu kavağı, Cenevizliler Kalesi, Sürmene Manastın.

Mehmet Ali Ağca, İsa Armağan gibi Niğde Aksaray'a geldi. Akimeskop (?) Kooperatifinde bekledi Nevşehir'de pasaportu hazırlanana kadar.

İki grup var: l)Vurucu grup. 2)İdeolıjik gruplar içine girerek yönlendirme ve kışkırtma yapan grup. Bunlardan ayn birde Çerkez grubu var. Diğer gruplara sızan kişiler Çerkezlerden seçiliyor. Bu gruptan ayrılan bir ihtiyar var. Havaalanını ve Kapalıçarşı baskmlanna kansan. Bu adamın çocuklanndan biri Etimesut'ta , diğer çocuğu da Kanlıca'da ölü olarak bulundu. Geride 7 çocuğu var. Onlar devreye girecekler. Kasımda , en geç 15 Ocak'a kadar dini grup vuracak.

(Bunlan şimdilik yazmasınlar, tekrar arayacağım.)

HASAN YALÇIN'A (el yazması ile yazılmış)

AHMET'İN TEHDİT TELEFONU 1 ARALIK 90 CUMARTESİ

Adının Ahmet olduğunu söyleyen bir şahıs Cumartesi günü öğleden sonra dergiye telefon ederek, önce Doğu Perinçekle, sonra Hüseyin Karanlıkla konuşmak istediğini söylemiş, ikisinin de dergide olmadığı söylenince şu notu onlara ilet diyerek söyledikleri:

"Cihat paşa ile uğraşıyorsunuz. Uğraşmayın. Uğraşırsanız size de bir bomba gelir.

Hani aşağıda buzdolabı paketleri var onun gibi bir şey gejjfcfeepttiız havaya uçarsınız."

Notu alıp, aktaran. Duran / , „

[pic]

Hasan YALÇIN'a (El Yazması ile yazılmış)

(Bu notları santralda görevli arkadaş almış. Arayan, önce Doğu'yu sormuş, yoksa Hüseyin Karanlık'ı istemiş. O da bulunmayınca acele bir tempoyla yazdırmış. Jetonla aramış. Bitince sonra tekrar ararım demiş. Adın Ahmet, ya da Ali gibi kısa bir isimi olarak söyledi diyor. Beni ve bu konuyu biliyorlar demiş)

İller: Maraş, Malatya, Erzincan, G. Antep, Aksaray

Cephanelikler. Erciyes, Hasandağı, Ağrı, Nemrut, Toros, İstanbul'da Anadolu Kavağı, Cenevizliler Kalesi, Sürmene Manastırı

Mehmet Ali Ağca, İsa Armağan gibi Niğde Aksaray'a geldi. Akimeskop (?) kooperatifinde bekledi Nevşehir'de pasaportu hazırlanana kadar.

İki grup var: 1) Vurucu Grup, 2) İdeolojik gruplar içine girerek yönlendirme ve kışkırtma yapan grup. Bunlardan ayrı olarak bir de Çerkez grubu var. Diğer gruplara sızan kişiler Çerkezlerden seçiliyor. Bu gruptan ayrılan bir ihtiyar var. Havaalanı ve Kapalıçarşı baskmlanna kansan. Bu adamın çocuklanndan biri Etimesgut'ta, diğer çocuğu da Kanlıca'da ölü olarak bulundu. Geride 7 çocuğu var. Onlar devreye girecekler. Kasımda en geç 15 Ocak'a kadar dini grup vuracak, (bunlan şimdilik yazmasınlar, tekrar arayacağım)

l'den 21'e kadar numaralandırılan 1 Aralık 2001 ile başlayıp mümkün görülmektedir ile biten doküman incelendiğinde;

"11 Aradık 2001. Saat 18.30-19.00" ile başlayan 1 sayfalık doküman içeriğinde, Jandarma Kıdemli Albay Ali Dikmen- Söz konusu telefon numarasında bu isimde bir şahsın bulunmadığı, Jandarma Kıdemli Albay Mürsel Özer- BU kişi hakkında bazı iddialann yer aldığı ihbar mektubu ile ilgili kendisiyle görüşmek üzere telefonla randevu istendiği, Jandarma Kıdemli Albay Yaşar Karaoğlu-Aynı ihbar konusu ile ilgili kendisiyle görüşmek için telefonla randevu istendiği, daha sonra kendisinin aradığı ve ihbar ile ilgili görüşmeye gerek duymadığını belirttiği,

"Cem Ersever' in ekibinde yer alan halen yurtdışında bir ülkede yaşayan eski JİTEM görevlisi Batılı bir araştırmacıya anlatır. Yaz 1997" ile başlayan 3 sayfalık doküman içeriğinde, Afganistan' da üretilen baz morfinin eroine dönüştürülerek Avrupa' ya taşındığı iki güzergah' m bulunduğu, bunlann;

MİT-Ordu-Kontrgerilla-Ülkücü Mafya: Trafiğin %30' unu elinde bulundurdukları, mali Mersin limanmdan gemiler ile taşıdıkları, İran ve Türkiye' nin Güneydoğu' sundaki laboratuarlar ile diğer ağlarda yakalanan ve yine uyuşturucu savaşını finanse etmek için tekrar satılan uyuşturucuların kaynak olduğu, Güneydoğu' da Mit ve Kontrgerillayla bağlantılı İsmail Kılıç ile Özel Tim Şefi Hayri Tezcan' in, İstanbul' da çetin Haspiren' in, Amsterdam' da Cuma Ali Karakoyunluoğlu' nun bu konuda koordinatör olduklan,

PKK-Suriye İstihbaratı-Hizbullah-İran: Trafiğin %70' ini yönettiği, tamamen deniz yolunu kullandıklan, Mersin ya da Lübnan' m Mina kentini kullandıklan, uyuşturucuyu Avrupa' da görevlilerine yüklü miktarlarda para ödeyerek kontrol altına aldıklan limanlara götürdükleri,

KİLİT İSİMLER başlığı altında; Türk Ordusu ve Mit de dahil olmak üzere bütün uyuşturucu sektörlerinin işbirliği içinde bulundukları, İran' da Said Mosani' nin sınır güçlerini, Osman Öcalan' m PKK' in İran' daki trafiğini kontrol ettiği, Deryus kod Ahmed Vahidi' nin Hizbullah' ı, Ahmed Falahian' m İran' daki trafiği, Mecid Kemal' m laboraruarlan kontrol altında tuttuğu, Kıbns koordinatörünün Albert kod Abdullah, Suriye' de ise Mustafa Hayr' m olduğu, LABORATUVAR VE DT^ef^R^YERLERİ başlığı altında; Abdullah Kar koordinesinde Urumiye yakınlannda M|lage' de^Aeyni Okuluna komşu bir

/O 6 Avf^'Ol

çiftliğin PKK' m elinde en büyük laboratuar olduğu, ikincisinin Serdar koordinesinde Urumiye yakınlarındaki Zive' deki bir kurt mülteci kampında olduğu, Şevki koordinesinde serbest kentinde bir depo bulunduğu, Rıza, Derya ve Kudüs otellerinin depo olabileceği, Nirveda PKK kampında bir deponun olduğu, İran Ordusu' nun üssü Şehit Mustafa Pastar' da da bir deponun bulunduğu,

"Bu öyle bir proje ki bir dini cemaati camiaya, bir okulu dünyaya taşıyor" ile başlayan 6 sayfalık dokümanda, uluslar arası faaliyet gösteren çeşitli eğitim kurumları ile ilgili bilgiler ile Türkiye açısından yapılan değerlendirme sonuçlarının yer aldığı ifadelerin bulunduğu,

"Bakan danışmanın verdiği bilgiler(23 Mayıs 2000)" ile başlayan, 2 sayfalık dokümanda, Ahmet Taner KIŞLALI ve Uğur MUMCU olaylarının Amerika ve İsrail' in bir operasyonu olduğu ve bundan en çok yarar sağlayanların bunların oldukları, Emniyet içinde ve Mehmet EYMÜR yanlılarının İran üzerindeki kuşkuların azalması için işi sulandırdıkları, Irak ile ilgili çeşitli stratejiler geliştirerek İran' m bölgedeki etkinliğini artırdıkları, İran' m bu bağlamda Türkiye ile paralel olmadığı, Türkiye, Amerika ve İsrail' in gizli olarak yürüttükleri çalışmalar neticesinde Güneydoğu' da petrol ve doğalgaz rezervleri bulunduğu, bu planların İsrail' in elinde olduğu, esas katillerin İran' la bağlantılı olarak bilindiği, işin içinde Eymür grubunun olduğu, ABD Ermenistan ilişkileri gibi bilgilerin bulunduğu,

"Gazi Erçel, Bilderberg toplantılarına üç kez katılarak. Bu toplantılar konusunda Türkiye rekoru kırdı" ile başlayan 3 sayfalık doküman içeriğinde, Merkez Bankasının uyuşturucu parasının aklanması ve transfer edilmesinde önemli bir unsur olduğu, Rüşdü Sadaçoğlu, Gazi Erçel ve Şükrü Karahasanoğlu' nun hortumcularm teorik ve uygulayacı üç babası olduğu, Akın Güngör ile Şükrü Karaçam' m ajan bankacılar olduğu, Gazi Erçel' in giden hükümetlere rağmen hala görevine devam ettiği şeklinde bilgiler ile Gazi Erçel hakkında gündeme gelen gelmeyen iddilar ve Merkez Bankası Niçin Kuruldu? Şeklinde açıklamaların yer aldığı,

"Hazarfen 6 Nisan 2001" ile başlayan 2 sayfalık doküman içeriğinde, Yekta Güngör Özden, Çevik Bir ve Rıdvan Budak' in CIA ile ilişkili oldukları, 25 Ocak 2001 CIA istihbarat notu başlığında, Rıdvan Budak' m ABD ve AB yönelişi olarak değerlendirilen görüşme notları, devamında ABD' nin amacının Ordu' yu darbeye zorlamak olduğu, bu konuda ABD' nin bazı stratejilerinin belirtildiği,

'^2.MİT RAPORU" el yazması başlıklı 4 sayfalık doküman içeriğinde, EGM Mehmet AĞAR' a bağlı, EGM Müşaviri Korkut EKEN' in sevk ve idaresinde genellikle eski ülkücülerden müteşekkil, sözde PKK ve Dev Sol' la mücadele etmek amacıyla bir suç ekibinin kurulduğu, bu suç ekibinde Abdullah ÇATLI, Haluk KIRCI, Abdurrahman BUĞDAY, Sami HOŞTAN, Sedat PEKER, Mehmet GÖZEN, Ali YASAK' un bulunduğu ye bu kişilere ait bazı bilgilerin yazıldığı, Askar Simitko, Lazım Esmaeili ve Tarık ÜMİT olaylarının bu grup tarafından gerçekleştirilen ancak faili meçhul olaylar olduğu, bu olayın uyuşturucu ticaretindeki anlaşmazlık nedeniyle gerçekleştirildiği, neticesinde 1 milyon dolar para aldıkları, devamında Tarık ÜMİT olayının belirtildiği, EGM Mehmet AĞAR' a bağlı özel ekibin, çoğunluğu kaçakçılardan oluşan 50 kişilik bir liste hazırladığı, bu listedeki kişilerden toplam 30-40 milyon doları bulan miktarda para alındığı, bu paraların Korkut EKEN tarafından paylaştırıldığı, Tarık ÜMİT' in bu ekibin işlerini bildiği, bunları zaman zaman dillendirdiği, arası çok iyi olduğu Korkut EKEN ile arasanmm açılmasından sonra Korkut EKEN tarafından tehdit edildiği, Abdullah ÇATLI ve ekibinin Tarık ÜMİT' i öldürmek üzere araştırmalar yaptıkları, olayı araştıran İstanbul Jandarma Komutanlığı ^öjcejd|lerinin özel ekipten Haluk KIRCI ile Polis memuru Ayhan AKÇA' yi ^aladıkjj^ancak EGM' den gelen

«^

[pic]

^ ğ 1617 m y~^ S\\

[pic]

baskılar sonucu serbest bırakıldıkları, neticede bu eylemlerin devlet üniformasının koruması altında yürütülen uyuşturucu kaçakçılığı, çok büyük meblağlardaki çıkar ilişkileri ve cinayetler zincirinin bir halkası olduğu, önlenmemesi halinde bu ekibin gelecekte siyasi cinayetlere de tevessül etmesinin mümkün olacağı, şeklinde bilgiler bulunan doküman, (bu raporun MİT e ait olmadığı belirüilmiştir)

l'den 3'e kadar numaralandırılan Washington ve Newyork'ta ki Türk elçiliğine giderek ibaresi ile başlayıp 1 yıllık eğitim dönemi bittiğinde ile biten doküman incelendiğinde;

2. Sayfasının üstünde el yazması Fuat Kozluklu 33 11 Windom Circle APT 3200 Alexandria Virginia 223... yazan Fethullah Gülen ve Zaman gazetesinin ABD'de ki faaliyetlerini içerir istihbarat nitelikli olduğu değerlendirilen yazı,

l'den 73'e kadar numaralandırılan sponsor ile başlayıp Cevdet Saral 1. Sınıf Emniyet Müdürü İl Emniyet Müdürü ile biten doküman incelendiğinde;

5. Sayfa: 18.12.1997 Yalova tarihli Arif Ekim tarafından Feyza Perinçek'e hitaben yazılmış, 17.01.1997 akşamı YEKÇEV tarafından verilen yemekte dağıtılan broşür ve Gülerce kardeşler şeklinde belirtilen şahıslar hakkında istihbarat nitelikli olduğu değerlendirilen doküman,

27 Ekim saat:00.50 ile başlayıp iyi akşamlar ile biten doküman incelendiğinde;

Üstünde el yazması 27 ekim yazan içeriğinde; Adam ve Hava şeklinde karşılıklı konuşma formatmda yazılmış, Rusya Moskova'dan operasyondan geldiğini belirten bir şahsın, bazı milletvekillerini istifa ettirdiklerini ve bunların hepsinin İşçi Partisine katılacağını belirterek, bu durumu Doğu'ya bildirilmesini isteyen bir sayfa doküman,

l'den 2'ye kadar numaralandırılan Sayın Emin GÜRSES'in dikkatine ile başlayıp, 0 216 33621 78 numara ile biten doküman incelendiğinde;

Bilgisayar çıktısı " Sayın Emin GÜRSES'in dikkatine" ile başlayan 10 (on) farklı şahsın isimleri altlarında Üniversite ve bölüm isimleri ve cep telefon numaraları,

l'den 15'e kadar numaralandırılan Ülke tehlikede bunları durdurun ile başlayıp Bşçvş. Muharrem Keskin ile biten doküman incelendiğinde;

Üst kısmında el yazması Hasan Celal Güzel'in provovakasyon yazan, "ÜLKE TEHLİKEDE BUNLARI DURDURUNUZ" başlığı ile başlayan, başlangıçta Alevilik söylemlerinin hoşuna gitmesi nedeniyle aralarına katıldığı grubun gerçekte Alevilikle alakalarının olmadığını ve Alevi söylemlerini kullanarak farklı amaçlar peşinde olduklarını anladığını, hedeflerinde vatansever insanlar ile ülke idaresi olduğunu, bu grubun bazı üst düzey generallerin de katıldığı Mayıs 1997' de yapmış olduğu gizli bir toplantıda almış olduğu kararları Ülke ve Devleti tehlikeye atacakları düşüncesiyle deşifre etmeyi kendisine bir görev kabul ettiğini, toplantıda çıkan kararların ise;

Türklerin üstün bir Ulus olduğu safsatasının yıkın

Atatürk' ün alevi kurt köylerini katletti gibi sözleri durdurun, Atatürk' ten başka kullanılacak neyimiz var.

Güneydoğuda bizimkiler postu deldirmesin, buna yönelik önlemler alın. Tayin dairesi mutlaka elimizde olmalı. Cepheye bizden olmayan o namussuzları sürün.

""""^^Zus^1^'

Kürt konusunda öne çıkmayın, ordu alevi J§6r4 köyljîiîp^boşaltıyor, devlet zulüm yapıyor deniliyormuş, bize aydın insan lazım bırak groersinler.

■%

3\ CV

1640 h „ , I \ı i\ **

[pic]

Emniyet İfadesinde; Adnan AKFIRAT'm TUCEM (Türkiye Çin İş Ortaklığı Örgütü) yöneticisi, İP Merkez Karar Kurulu üyesi olduğunu, 30 yıldır tanıdığını, gazeteci, yurtsever güvenilir bir aydın olduğunu, özellikle Türkiye ile Çin arasında Türk Devleti ve Ticaret Bakanlığı ile iş birliği halinde Türkiye ekonomisinin gelişmesi ve içine girdiği krizden kurtulmasına katkıda bulunacak çalışmalarını gözlemlediğini,

Tuncay GÜNEY, 'LOBİ' isimli belgenin, Veli KÜÇÜK' ün talimatı ile Doğu PERİNÇEK, Ümit OĞUZTAN, Adnan AKFIRAT ve kendisi tarafından hazırlandığını, son şeklini ise Veli KÜÇÜK' ün verdiğini beyan ettiğinin sorulması üzerine;

Bu sorunun karanlık örgütlerin psikolojik savaş öğretilerinden ilham alınarak hazırlandığını, Tuncay GÜNEY gibi bir insanla oturup bir kez bile görüşmüşlüğünün olmadığını, yine Ümit OĞUZTAN ile hiç görüşmediğini, Adnan AKFIRAT'm pırıl pırıl değerli bir aydın olduğunu,

Tuncay GÜNEY anlatımlarında, PKK terör örgütü lideri Abdullah ÖCALAN'm Suriye'den çıkması sonrasında, Veli KÜÇÜK'ün talimatı ile Abdullah ÖCALAN'm avukatı Doğan ERBAŞ ile Doğu PERİNÇEK'in odasında görüştüklerini ve bir toplantı yaptıklarını, bu toplantıda Adnan AKFIRAT'm da bulunduğunu beyan ettiğinin sorulması üzerine;

Bu görüşmeyi Adnan AKFIRAT'm bildiğini, kendi odasında kesinlikle bir görüşme yapılmadığını, kendisinin ismimin karıştırılması dahi Tuncay GÜNEY'e ifadelerin yazdınldığım gösterdiğini, hatırladığına göre, Abdullah ÖCALAN'm İmralı'da Atatürk devrimini savunan açıklamalar yaptığını, bazı yayın organlarında okuduğunu, hatta PKK yayınlarında da Apo'nun Türkiye'nin birliği içinde Atatürkçü bir çözüm savunduğu yer aldığını, Adnan AKFIRAT Aydınlık Haber Müdürü olarak bunu yanlış haber yapmamak için Apo ile görüşen avukatı Doğan ERBAŞ'tan sorduğunu, ayrıntıyı AKFIRAT'm bildiğini, Doğan ERBAŞ'm bir avukat olduğunu onunla görüşmenin suç olmadığını,

Tuncay GÜNEY beyanlarında, Akşam Gazetesinde çalıştığı dönemde, Adnan AKFIRAT, Ferid İLSEVER, Ankara' da Hasan YALÇIN, Paris' te Özcan .... isimli şahısların, Akşam gazetesinin mutemet elemanları gibi çalıştıklarını, bu şahısların Doğu PERİNÇEK' le birlikte hareket ettiklerini, Hasan YALÇIN' m İstihbarat Genel başkan yardımcısı, Ferid İLSEVEN' in Aydınlığın ve Ulusal TV nin genel yayın yönetmeni, Adnan AKFIRAT' m partinin... Disiplin kurulu üyesi olduğunu, ÖZCAN... isimli şahsın da Paris muhabiri olduğunu, yine Tuncay GÜNEY, Akşam Gazetesine Veli KÜÇÜK'ün talimatı ile başladığını, orada Mehmet Ali ILICAK'm Veli KÜÇÜK'ün elinde olduğunu, gazete de bir kadrolaşmaya gittiklerini beyan ettiğinin sorulması üzerine;

İddiaların bütünüyle uydurma olduğunu, kendilerinin Akşam gazetesine yönelik hiçbir faaliyetlerinin olmadığını, hiçbir gazeteyi bu tür faaliyetlerin konusu olarak düşünmediklerin, Kaldı ki İşçi Partisinde istihbarat genel Başkan Yardımcılığı diye bir görev olmadığını, Özcan isimli şahsı da tanımadığını,

Operasyon kapsamında yakalanan Ümit SAYIN' a ait bilgisayarda "silinmiş Chat kayıtlan" bölümünde yer alan Ümit SAYIN ve Adnan AKFIRAT arasında 24.02.2001 tarihinde gerçekleştirilen MSN görüşmesinde geçen;

"Söz konusu görüşmede KTB'nin etkisinin beklenenden daha fazla olduğu, Ümit SAYIN'm Amerika'dan Türkiye'ye gelmesini Masonlar ve diğer unsurların engelleyebileceğini, bu durumu Ümit SAYIN'm Doğu PERİNÇEK'e bildirdiğini, Ümit SAYIN'ın belli bir dönem masonların içinde bulunduğunu, Masonların bütün pisliklerini ve üçkağıtlarını bildiğini, Adnan AKFIRAT ve Ümit SA^Bf^LJlusal Kanal'a görüntü ve bağlantı bulmak için çaba gösterdikleri, Ümit SAY/ff'ih sorf2hj^ır KTB ile uğraştığını,

Ümit SAYIN'm Adnan AKFIRAT'a Atilla ONGUN'un Mart ayında Türkiye'ye geleceğini bildirerek kendisi ile temasa geçip geçmediğini sorduğu, Adnan AKFIRAT'm şahsın henüz kendisi ile temasa geçmediğini, Ümit SAYIN'm Atilla ONGUN'un MHP'ye çalıştığını ve dikkatli olunması gerektiği şeklinde Adanan AKFIRAT'ı uyardığı, Atilla ONGUN'un HABLEMİTOĞLU ile iyi arkadaş olduklarını, HABLEMİTOĞLU'nun kime çalıştığının belli olmadığını, her taraf ile bağlantısının olduğunu, Doğu PRİNÇEK ile yaptığı görüşmede iyi gelişmeler olduğunu öğrendiğini, DARBE olasılığının arttığını, Çiller' in eski valisi Mahmut YILBAŞ, ÖKK eski komutanı Necati ÖZGEN Müdafai Hukuk Vakfının kurucularından olduğu, son yapılan ADD kongresinde herkesin aynı tarafta yer alarak Yekta Güngör ÖZDEN ve Çevik BİR için çalıştıklarını, Yekta ve Özer OZANKAYA grubunun bertaraf edilmeden ADD'nin düzelmeyeceğini, Adnan AKFIRAT'm batının Türkiye'yi darbeye zorladığını, Türkiye'de çok köklü değişikliklere ihtiyaç olduğunu belirttiği, ADD'nin iç çekirdek grubunun tehlikeli olduğu, Ertaç TİNAR'm masonluğunun belgelendiğini, Ali ŞEN, Çevik BİR ve İzzettin DOĞAN'm Rumeliler grubunu oluşturduğu, Çevik BİR'in mason olduğu, Masonların yapılanması ve nasıl çalıştıkları yönünde detaylı bilgilerin olduğu, Galadyonun uzantısının çekirdek gruba ulaştığını, susurluk aktörlerinin çoğunun bu grupta yer aldığını, hedeflerinin P-2 mason locası olduğu, Adnan Hoca olarak da tanınan Harun Yahya'nın Özel Harbin kontrolünde olduğu, aynı zamanda CIA ve Eymürlerle birlikte olduğu, Abdullah ÇATLI'nm amirinin Melih AKTAŞ olduğu, kazadan sonra telefon defterinin Melih AKTAŞ'a verildiği, Melih AKTAŞ'm MİT'in adamı ve çok tehlikeli olduğu, masonlarla ilgili bir veri tabanının oluşturulması gerektiği, Hüseyin KIVRIKOĞLU'nun GATA'da ki masonlan tasviye ettiğini, ATASAGUN'un mason olduğu, Gürbüz TÜFEKÇİ'nin MİT muhbiri olduğu, Ümit SAYIN Adanan AKFIRAT'a vermiş olduğu bu bilgilerin aynı zamanda Doğu PERİNÇEK'e iletmesini istediği, kendisinin tayin işinde "SİZİN" kullanarak Adnan AKFIRAT ve Doğu PERİNÇEK'in yardımını istediği, kendisinin işe girmek istediği İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal ALEMDAROGLU ile Doğu PERİNÇEK'in arasının iyi olup olmadığını sorduğu, Adnan AKFIRAT'm "Bizim attığımız MİT hücresinden Ali Özsoy'u Perinçek uyarmasına rağmen asistan olarak aldılar. Adam Alemdarlara güvenip provokasyonlar yapıyor" dediği, Ümit SAYIN' m İstanbul Üniversitesinde işe girebilmek için Doğu PERİNÇEK' den yardım istediğinin anlaşılıp sorulması üzerine;

Bu tür yazışmaların internet ortamında yapıldığını, her aklına gelenin her şeyi yazdığını, ciddi bir soruşturmada bunlara itibar edilmeyeceğini, kendisine bu yazışmanın gelmediğini, çünkü içinde nefretle reddedeceği yalan suçlamaların olduğunu, gelse hatırlayacağını, Ümit SAYIN' m kendisine atanmasına yardımcı olması için başvurduğunu, ancak kendisinin onun kişiliğini tanıdığı için yardımcı olmadığını,

3) Şüpheli Ferid İLSEVER;

Emniyet İfadesinde;

Mehmet Adnan AKFIRAT' tan elde edilen belgelerin yapılan incelemesinde, üzerinde el yazısı ile "FİKRET AKFIRAT'IN DİKKATİNE" yazılmış, özgeçmiş başlıklı, Sayın Ferid ILSEVER"e veriniz ile biten, Dr. Ümit SAYIN'ın özgeçmişi olan (6) sayfa belgenin ne amaçla bulundurduğunun, kim tarafından ne amaçla gönderildiğinin sorulduğunda:

Dr. Ümit SAYIN'ı İstanbul Üniversitesinden hoca olarak tanıdığını, böyle bir belgeyi görmediğini, kendisine gösterilen bu belgeyi daha önce görmediğini, Mehmet Adnan AKFIRAT'm Ulusal Kanalda ve Aydınlık Dergisinde çalıştığım, o zamanlar haber müdürü olduğunu, kendisi ile zaman zaman görüştüklerini, kendisinden bu tur bir belge istemediğini,

Mehmet Adnan AKFIRAT' tan elde edilen belgelerin yapılan incelemesinde, üzerinde el yazısı ile "Ferid İlsever'e" yazılı "Generallerin Bekleme Süresinin 4 Yıla Çıkmasıyla Bu Yıl Şura Önüne Gelmeyecekler" başlıklı (3) sayfa belgenin sorulduğunda:

Mehmet Adnan AKFIRAT'm Ulusal Kanalda ve Aydınlık dergisinde çalıştığını, belge içeriğinin incelendiğinde haber amaçlı olduğu anlaşıldığını, eski tarihli şu an emekli olmuş generallerin listesi olduğunu, atamalara ilişkin bu tür belgelerin her yıl 30 Ağustos' ta basında yayınlandığını, bu belgeyi hatırlamadığını, Ulusal Kanalın Genel Yayın Yönetmeni olduğunu bu tür belgelerin kendisine gelmesinin normal olduğunu,

Savcılık İfadesinde:

Tuncay GÜNEY'in Akşam gazetesinde çalıştığı dönemde Veli KÜÇÜK'ün talimatı ile Doğu PERİNÇEK ile irtibat kurup Adnan AKFIRAT ve Ferid İLSEVER ile ilişkiye geçmesini söylemesi üzerine bu şahıslarla görüştüğünü ve aldığı tüm bilgileri yayınlamadan önce Veli KÜÇÜK'e gönderip onaylattıktan sonra Akşam gazetesinde yayınlattığını belirttiği okunup sorulduğunda: Kendisinin Tuncay GÜNEY'i sadece dergiye gelip giderken gördüğünü, kendisi ile herhangi bir haber paylaşmadığını, kendisinin genel yayın yönetmeni olduğunu, böyle bir kişiyle muhatap olmayacağını, kendisinin daha önceki aramalar sırasında ele geçirilen Ulusal Medya-2001 ismindeki dokümanda bahsedilen olayla ilgili olarak herhangi bir ilgi ve alakasının olmadığını, ancak Cumhuriyet gazetesinin desteklenmesi amacıyla emniyette de belirttiği gibi ENKA tesislerinde Kemal ÖZDEN, Veli KÜÇÜK, Gürbüz ÇAPAN ve kendisinin bulunduğum bir toplantıda bulunduğunu, o davete kendisinin USİAD Başkanı Kemal ÖZDEN'in daveti üzerine katıldığını, o dönemde Cumhuriyet Gazetesi mali yönden sıkıntı yaşadığını, Gürbüz ÇAPAN %20 hisse alarak destek olduğunu, bizimde destekte bulunup bulunamayacağımız konusunda yapılan bir toplan olduğunu, kendisinin Ulusal Medya-2001 isimli belgeden haberinin olmadığını, ayrıca kendilerinin o yıllarda Cumhuriyet gazetesi imtiyaz sahibi İlhan SELÇUK Beyle ULUSAL TV ile Cumhuriyet Gazetesinin birlikte hareketle Ulusal TV'nin de Cumhuriyet TV olarak devam etmesi yönünde görüşmelerinin olduğunu, ancak maddi açıdan imkanlarının olmamasından gerçekleşmediğini,

Dosya içinde bulunan arama sırasında ele geçen Adnan AKFIRAT'm evinde yapılan aramada ele geçirilen üzerinde "Acele Ferid İlsever'e" başlığı ile gönderilen faks yazısında bazı orgeneral, korgeneral ve tümgeneral ile kuvvet komutanlannm isimlerinin yer aldığı listeyle ilgili sorulduğunda:Kendisinin Ulusal Kanalda ve Aydınlık dergisinde çalışan biri olarak 30 Ağustos Askeri Şura kararı öncesi haber amaçlı olarak bu tür listeleri yayın kuruluşlarında yayınladıklarını, o nedenle kendisine gönderilmiş olabileceğini, yine aynı şekilde dosya içinde bulunan "FİKRET AKFIRAT'm dikkatine" başlıklı Doktor ÜMİT S AYIN'm özgeçmişi ile ilgili olarak ta bu savunma sının geçerli olduğunu,

4) Şüpheli Mahir Çağan GÜNGÖR;

Doğu PERİNÇEK, Mehmet Adnan AKFIRAT, Ferid İLSEVER, Serhan BOLLUK, Yusuf BEŞİRİK, Yusuf TUNÇER, Aydın GERGİN, Aykut TOKAK isimli şahıslan parti üyelerini nasıl tanırsa kendilerini de öyle tanıdığını, parti arkadaşlığı dışında herhangi bir ilişkisinin olmadığını,

5) Şüpheli Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK;

Şüpheliden ele geçirilen 1 adet, şeffaf dosya içerisinde tarafımızdan l'den 94'e kadar numaralandınlan dokümanlardan (34) ile numaralandırılmış dokümanda, Adnan AKFIRAT' la tartışma boyutu başlığı altında, , , '

Amaç M.TEKİN'i kaçırmak, saklamak ve hiç ortaya çıkarmayarak teslim etmemek değildi. Amaç bu ciddi konunun genel hatlarıyla aydınlanması ve bu süreçte doğrudan savcılığa teslim edilmesi olmalıydı.

Bu haliyle "işte yine asker" yine birileri provakasyon yapıyor ve arkasında askerler var Şemdinli sürecinde yaşananlar neticesinde görevdeki askerler uzun bir tutukluluk ve gözaltı süresi yaşadılar. M.Tekin "ben çok daha fazla buna maruz kalırım çünkü konunun boyutu çok ciddi" dedi şeklinde yazı bulunduğunun tespitle sorulması üzerine;

Adnan AKFIRAT'm İşçi Partisi üst düzey üyesi olduğunu, bu yazıyı kimin yazdığını bilmediğini, İnternet ortamından almış olabileceğini, Danıştay'dan sonra Doğu PERİNÇEK' in kendisi ile ilgili İşçi Partisinin kendi sitesinde üç ayn zamanlarda muhtelif iddialarda bulunduğunu, konu ile ilişkilendirildiği için internet ortamında rastladığı bu yazıyı not aldığını,

6) Şüpheli Serhan BOLLUK;

Savcılıkta Alman ifadesinde; Mehmet Adnan AKFIRAT , Ferid İLSEVER ve Yusuf BERİŞİK ile İşçi Partisi vasıtası ile tanıştıklarım, Kendilerinin İşçi Partisinin merkez karar kurulu üyesi ve il örgütünde görevli olduklannı, Mehmet Adnan AKFIRAT' ile uzun yıllar Aydınlık Dergisinde birlikte çalıştıklarını,

7) Şüpheli Veli KÜÇÜK;

Adnan AKFIRAT'm, Doğu PERİNÇEK'in Ulusal Kanal televizyonunda görevli olduğunu, kendisine program teklif ettiğini, birkaç defa telefonla görüştüklerini, ancak yüz yüze görüşmediklerini,

8) Şüpheli Yusuf BİRİŞİK;

Mehmet Adnan AKFIRAT'm Ulusal Kanalda uzun yıllar çalıştığını, bu nedenle kendisi ile tanışıklığının olduğunu, kendisi ile arkadaşlık ilişkilerinin olduğunu,

9) Şüpheli Ümit OĞUZTAN;

Tuncay GÜNEY isimli şahıs yakalandığı sırada evinde yapılan aramada çıkan Lobi isimli belgelerin Bilecik'te yapılan Lobi, Ergenekon Plan ve Projeleri olduğunu, bu belgelerin Ergenekon örgütünün yeniden yapılanmasının bir tasanmı olduğunu, Doğu PERİNÇEK'in "Yeniden Yapılanma" adlı bir teorisinin olduğunu, Veli KÜÇÜK'ün onu genişleterek tasan haline getirdiğini, bu kapsamda lobi çalışmalannı, Veli KÜÇÜK'ün talimatı ile Doğu PERİNÇEK, Adnan AKFIRAT, Ümit OĞUZTAN ve kendisinin katıldığı bir ekibin yaptığını, son şeklini ise Veli KÜÇÜK'ün verdiğini beyan ettiği hatırlatılarak adı geçenleri tanıyıp tanımadığının sorulması üzerine;

Adnan AKFIRAT'm gazeteci olduğunu, basın toplantılannda karşılaştıklannı, ancak hiçbir diyaloglannm olmadığını,

10) Şüpheli İbrahim BENLİ;

Savcılık Beyanında; Mehmet Adnan AKFIRAT ile birlikte Türk ve Çin İş Geliştirme Derneğinde yönetim kurulu üyesi olduklannı,

Emniyette Alman İfadesinde; Mehmet Adnan AKFIRAT' ı tanıdığını, kendisi ile Türk-Çin iş geliştirme derneği yönetim kurulu üyeleri olduklannı, başka herhangi bir ilişkilerinin olmadığını,

13.03.2008 günü saat: 15.48'de Doğu PERİNÇEK ile Adnan'ın yaptıklan görüşme sorulduğunda; Bu görüşmeyi yapanın Adnan AKFIRAT olabileceğini, Kendisi ile Türk-Çin iş geliştirme derneği üyesi olduklannı, Adnan ile ~Çtn. hükümeti Sincan-Uygur

[pic]

^ : tyîğ^ay^

özerk bölgesinde tekstil yatırımlarına teşvik vermekte olduğunu, Türkiye'de de tekstil sektörü darboğaz da olduğu için bu teşviklerden yararlanmak için Adnan bey ile görüşme istemiş olduğunu, konuşmanın bu konu ile ilgili olduğunu tahmin ettiğini, daha sonra kendisi ile belirttiği konuda görüşmelerinin olduğunu ve bir grup sanayici dostu ile birlikte görüştüklerini,

11) Şüpheli Hikmet ÇİÇEK

Savcılık İfadesinde: "...soruşturma kapsamında daha önce gözaltına alman şahıslardan kamuya mâlolmuş kişiler ve parti üyesi Adnan Akfırat, Ferid İşsever, Serhan Bolluğu, Doğu Perinçek, Kemal Alemdaroğlu, İlhan Selçuk ve Emin Gürses gibi şahıslan tanıdığnı, bunların dışında kimseyi tanımadığını,..."

Emniyet ifadesinde; Adnan AKFIRAT' ı Aydınlık Dergisi ve Ulusal Kanal yöneticisi olarak yaklaşık 20 yıldır tanıdığını,

İkametinden elde edilen El yazısı ile "Adnan AKFIRAT'm dikkatine" ile, dijital yazı ile "Çiller'in özel örgütünün Belçika ayağına dair bilgi notlan" başlıklı, "Doğan DUYAR, Brüksel, 2 Şubat" yazılı belge sorulduğunda;

O dönemde Aydınlık Dergisinde çalışan muhabir Doğan DUYAR'm Bürüksel'den gönderdiği bir bilgi notu olduğunu,

İkametinden el edilen "Biz susurluk olayında faal olarak kanşmış susurluk zedeleriz" başlıklı, içeriğinde susurluk olayına kanştığı anlaşılan Cavit...? İsimli şahsın el yazısı ile yazdığı değerlendirilen belge sorulduğunda;

Aydınlık Dergisi olarak Susurluk kazası gerçekleşmeden kısa bir süre önce ikinci MİT raporu olarak adlandmlan Susurluk Çetesinin faaliyetlerini anlatan raporu yaymladıklannı, bu raporun nasıl temin edildiğini bilmediğini, ancak Adnan AKFIRAT birkaç yıl önce Aydınlık Dergisinde Mit Belgelerini nereden aldığını yönelik yapmış olduğu haberde, belgeleri bir gazeteci arkadaşından aldığını söylediğini, o dönemde konuyla ilgili imzalı veya imzasız pek çok mektup geldiğini, gösterilen belgenin, bu mektuplardan birisi olduğunu, Kim tarafından gönderildiğini bilmediğini, belgenin içeriğinde bir Susurluk çetesi mensubu olduğunu iddia eden kişinin çete kapsamında işlediği Behçet CANTÜRK ve benzeri cinayetleri anlattığını hatırladığını, bu bilgileri başka kaynaklardan doğrulatamadıklan için haber yapmadıklannı,

İşçi Partisinde bulunan dokümanlar arasında bulunan; 17.12.1996 tarihli KİŞİYE ÖZEL ibareli dönemin Başbakam'na yazılmış Susurluk kazası ile ilgili hazırlanmış 39 sayfalık MİT müsteşarlığı belgesi sorulduğunda;

Adnan AKFIRAT'm birkaç yıl önce Aydınlık Dergisinde yapmış olduğu haberde bu belgeyi bir gazeteciden aldığını yazdığını, gazetecinin kim olduğunu bilmediğini,

12) Şüpheli Nusret SENEM

Savcılık İfadesinde; Doğu PERİNÇEK, Ferid İLSEVER ve Adnan AKFIRAT' ı İşçi partisi sebebiyle tanıdığını,

Doğu PERİNÇEK gözaltına alındığı tarihlerde adliyenin önünde olduğunu, hatta bazı ifadelere katıldığını, Hatta Yargıtay krokisi denilen krokiyi deADNAN AKFIRAT' a sorulduğu zaman haberinin olduğunu,

13) Şüpheli Hayati ÖZCAN

Emniyet İfadesinde: Mehmet Adnan AKFIRAT'ı 10 yıldır tanıdığını, Aydınlık dergisi yazarlanndan olduğunu, 5 yıldır ne yüz yüze' he~ de telefonla görüşmediklerini, tecrübeli gazeteci olarak bilir ve zamanında konul ardadahıştığinf/1

[pic]

Savcılık ifadesinde; Şüphelilerden Doğu PERİNÇEK, Ferid İLSEVER, Adnan AKFIRAT, Serhan BOLLUK ve Sevgi ERENEROL ve Fuat TURGUT' u tanıdığını,

Tuncay Güney Beyanlarında;

LOBİ çalışmalarını, Veli KUÇUK'ün talimatı ile Doğu PERİNÇEK, Ümit OĞUZTAN, Adnan AKFIRAT ve kendisinin de katıldığı bir ekibin yaptığını, son şeklini ise Veli KÜÇÜK'ün verdiğini,

Ergenekon yapılanması içersinde Veli KÜÇÜK'ün yanında, Doğu PERİNÇEK, Ümit OĞUZTAN, Adnan AKFIRAT, Tuncay GÜNEY, Levent....? (Ülkü ocaklarında), Turan YAZGAN, Necdet SEVİNÇ (Kurultayın genel yayın yönetmeni), Zekai ÖKTE (Türk Tarih Dergisi), Timur KILIÇ, Atilla TUNÇ isimli şahısların olduğunu,

Akşam gazetesinde çalıştığı dönem içersinde, kendileriyle ilgili diğer gazetelerde haberlerin çıkması üzerine, Veli KÜÇÜK ile bir toplantı yaptıklarını, Veli KÜÇÜK'ün "Doğu PERİNÇEK le ilişki kuralım Adnan AKFIRAT - Ferid İLSEVER le falan bu arkadaşlara kaynaklar çok akıyor bunlardan yönlendirirsek daha iyi olur" dediğini, bunun üzerine Doğu PERİNÇEKTe irtibat kurduğunu, Ferid İLSEVER, Adnan AKFIRAT ile görüştüğünü, Aydınlık gazetesinden ve diğer yerlerden aldıkları tüm bilgileri yayınlamadan önce Veli KÜÇÜK'e gönderip onaylattığını,

Yine Adnan AKFIRAT'm kendilerine yazılar hazırladığını ve bazı belgelerle birlikte verdiğini, CİA nm güneydoğuda faaliyetleriyle ilgili bazı bilgileri bu şahıstan aldığını, Veli Paşa'nm bu şekilde basında örgütlendiğini,

Doğu PERİNÇEK le Veli KÜÇÜK'ün görüşmediklerini, ancak Adnan AKFIRAT

Ferid İLSEVER Ankara da Hasan YALÇIN Paris te Özcan isimli şahısların, Akşam

gazetesinin mutemet elemanları gibi olduğunu, bu şahısların Doğu PERİNÇEK le birlikte hareket ettiklerini, Hasan YALÇIN İstihbarat Genel başkan yardımcısı, Ferid İLSEVEN'in Aydınlığın ve Ulusal TV nin genel yayın yönetmeni, Adnan AKFIRAT m partinin... disiplin kurulu üyesi olduğunu, Doğu PERİNÇEK'in, Gülay GÖKTÜRK, Nuri ÇOLAKOĞLU, Faik BULUT, Cengiz ÇANDAR gibi şahıslan gazetecilikte yetiştirdiğini, Tuncay ÖZKAN'm Doğu PERİNÇEK in adamı olduğunu ve bu şahsı Doğu PERİNÇEK'in yönlendirdiğini,

Kendisinin Doğu PERİNÇEK ile halen birlikte olduğunu, ancak hücre yapılanması olduğu için haber kaynaklarını bilemediğini, bu konuda tek yetkilinin Adnan AKFIRAT -Ferid İLSEVER olduğunu,

Bir dönem Doğu PERİNÇEK'in adamı olan ve Güneydoğu-Diyarbakır muhabiri Halit GÜNGÖR'ün, Jandarma Genel Komutanlığında Hizbullahçı İlimcilerle Menzilcilerin eğitilmesini fotoğrafladığını, Hizbulkontrayı ortaya çıkardığım, fotoğrafları Doğu PERİNÇEK'e gönderdiğini, ancak yayınlanmadan Halit GÜNGÖR'ün öldürüldüğünü, o dönemde Adnan AKFIRAT'm da Halit GÜNGÖR'Ü Türk Gladyosunun öldürdüpnü söylediğini, daha sonraki dönemde "Kemalist-Sosyalist" ismi ile bir ittifak yapıldığını,

Doğu PERİNÇEK ile PKK terror örgütünün ittifakının halen devam ettiğini, Abdullah ÖCALAN'm Suriyeden çıkması sonrasında, onun avukatı olan Doğan ERBAŞ'm Doğu PERINÇEK'e gelerek Türk Askerleriyle işbirliği^apmak istediğini ve Apo'nun teslim olacağını söylediği, Doğu PERİNÇEK'in de bunu kendisine^nlattığım, kendisinin bu konuyu Veli KÜÇÜK'e ilettiğini, Veli paşanın talimatı ile İşçi Partisi lideri Doğu PERİNÇEK'in

odasında Doğan ERBAŞ la görüşme yaptıklarını, bu görüşmede Adnan AKFIRAT'mda bulunduğunu, Doğu PERİNÇEK'in kısa bir sure kaldığını, bu görüşmede Abdullah ÖCALAN'm hangi şartlarda teslim olacağının konuşulduğu, Avukatla üç kez görüşme yaptıklarını, hatta teslim olduktan sonra Abdullah ÖCALAN'm sorgusuna kimin gireceği, sorguda Doğu PERİNÇEK ve diğer birçok ilişki konusunda temkinli davranılması konularının konuşulduğu, Abdullah ÖCALAN'm General Veli KÜÇÜK'e iletilmek üzere "bir muhatap arıyorum" isimli kitabının verildiğini, kitabın en arkasına basılmış vaziyette Veli paşaya bir mektup olduğunu söylediklerini,

Bir dönem DHKP-C'lilerin Harbiye Orduevi'ne roket attığını, daha sonra aynı roket'in Terörle Mücadelede Reşat ALTAY'a atıldığını, Reşat ALTAY'a atılan roketi askerlerin misilleme olarak attırdığını duyduğunu,

Aynı dönemde kendisinin Adnan AKFIRAT ve Doğu PERİNÇEK ile oturup konuşurken, sohbetleri esnasında DHKP-C nin MKYK üyelerinin polislerden oluştuğunu duyduğunu,

Selahattin ÖZKAN ile birlikte Levent'e giderek, bir şahıstan Susurlukla ilgili Ahmet BAHADIRLI, Cavit KAVAK, Mesut YILMAZ, Adbullah ÇATLI nm birlikte çekilmiş resimlerin dialarmı aldığını, Adnan AKFIRAT, Nuri ÇOLAKOGLU nun NTV den bir kadına bu resimleri kendisi vasıtası ile gösterdiğini, ancak parada anlaşamadıklanm, bu şekilde değişik yerlere gösterdiklerini, resimleri Doğruyol Partisinin milletvekilli Nevzat AKKUŞ'a 5 milyar TL ye sattıklarını, ancak daha sonra bu filmlerin fotomontaj olduğunu öğrendiklerini,

13.02.2008 günü Tuncay GÜNEY isimli şahsın ilimiz, Kağıthane ilçesi Haraıantepe Mahallesi Abdi İpekçi Caddesi No:4 sayılı ikametinin (2) ve (4) numaralı dairelerinde yapılan aramada bulunarak el konulan (113) sayfadan oluşan belge içeriğinde; "Adnan AKFIRAT Belgelerle Eşref BİTLİS S^/teft" başlıklı, muhtemelen kitap olarak hazırlanmış belgenin orijinali olduğu ve basım öncesinde yazılar üzerinde imla kuralları ile ilgili notlar düşüldüğü tespit edilmiştir. Belgenin içeriğinde Eşref BİTLİS'in ölümü ile ilgili yapılan araştırmaların yazıldığı,

g)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi;

1) Şüpheli M. Adnan AKFIRAT'm ikametinde yapılan aramada elde edilen (1) sayfalık Kemal GÜLMAN ile başlayıp Elmas tüccarı olduğu duyuldu ile biten doküman incelendiğinde: Kemal GÜLMAN (İş adamı) isimli şahıs ile alakalı istihbarat nitelikli yazı olduğu tespit edilmiştir. Elde edilen bu doküman ile Şüpheli Veli KÜÇÜK'ten elde edilen "Biyografi 18 Ocak 2000" isimli örgütsel içerikli belgenin karşılaştırmasında;

) İçerik olarak aynı

) Bazı paragraflarının aynı,

) Biyografi 18 Ocak 2000 isimli dokümanın Şüpheli M. Adnan AKFIRAT'tan elde edilen "Kemal Gülman ile başlayıp Elmas tüccarı olduğu duyuldu ile biten doküman" m geliştirilip detaylandınlmış hali olduğu görülmüştür.

Şüpheli M. Adnan AKFIRAT'm Emniyette alman beyanında; "İkamet adresinde yapılan aramada elde edilen Kemal GÜLMAN isimli şahsa ait istihbari bilgilerin bulunduğu dokümanı 1993-1994 yıllarında Aydınlık isimli dergide yayınladığını, haber amaçlı olarak yazdığını, gazeteci olması sebebiyle çeşitli kişiler ile görüşme yapıp görüşme sonucunda bu tür bilgileri derlediğini" beyan etmiş olup; buradan d^şüphşlinin Biyografi 18 Ocak 2000

[pic]

tarihli Veli KÜÇÜK'ten elde edilen örgütsel içerikli belgeyi yazıp örgütün üst kademesine sunduğu kanaatine varılmıştır.

2) 1 adet sarı renkli naylon dosya içerisinde l'den 36'ya kadar numaralandırılan 1. sayfasında el yazması dergi, Ulusal Medya 2001, Cumhuriyet yazan doküman incelediğinde;

"33-36 sayfalar arası: Cumhuriyet Gazetesi Re/Organizasyon çalışması başlığı

altında

Yöntem:

Amaç belirli ve nettir. Yönetim amaca uygun olarak programlanmış olup uygulama safhasına geçilmiştir.

Buna göre; Sayın Gürbüz Çapan'a yapılan öneri net ve anlaşılır olarak soruldu:

Cumhuriyet Gazetesi 'Ulusal Medya'nm merkez üssü olarak seçilmiştir, bu operasyon içinde yer almayı kabul ediyor musunuz?

Çapan: evet

Hisselerinizi parasız devretmeyi kabul ediyor musunuz?

Çapan: evet

Gereğinde para bularak desteğinizi sonuna değin sürdürmeyi kabul ediyor musunuz?

Çapan: Evet

Görüşme sonucu; sayın Gürbüz Çapan'm ulusal medya merkez üssü oluşumuna özveri ile katkıda bulunmada içtenlikli olduğu kesinlik kazanmıştır.

Gerek holding, kuruluş evrakları gerekse vakfın ve Yenigün A.Ş'nin ve aralarında yaptıklan sözleşmelerin birer kopyalan ile şimdiki mali durumu gösteriri raporlann birer kopyaları süratle alınmalıdır.

Bilinmesi gereken tüm evrak fotokopileri SET olarak Kemal ÖZDEN'e ulaştmlmalıdır. Bu setin teslimindeki eksiksizlik, ileride hiçbir süprize olanak tanımamalıdır.

Şu an çalışanlann tam listesi (isim, soyad, görevi, aldığı net maaş tutan) bir an önce çıkanlarak bize ulaştmlmalı

SONUÇ OLARAK

Bu girişim, bir mali operasyon değildir. Bu girişim mali olarak zora düşmüş bir yapmm yeni parasal kaynak bularak düze çıkması olarak görülemez. Böylesi bir kavrayış geçmiş dönemde aynı yapıya aktanlan milyon dolarlar tarihini hiç bilmemek için hiç kavramamak olur. Operasyondaki mali kısım verilen siyasi karann detayıdır.

Hiçbir detayın da esas amacı gölgelemesine izin verilemez. Kaldı ki sözü geçen rakamlann tamamen istenilen düzeyi gelmekte yetersiz kalınacağı herkesin bilinenidir. ( O nedenledir ki gerek alış-veriş merkezi gerekse elektrik projesinden çıkanlabilecek ekstra gelirlerin aktanmı bahse konu olmuştur). Gerek ikinci bir gazetenin de yaratılması gerekse TV kanalının inşası vb.atılımlar içinde yeni kaynak ve güç birleştirmeleri uygulanacağı tabiidir....

Bu operasyonda tek amaç Cumhuriyet Gazetesi'ni Cumhuriyet'in sesi haline getirmektir ....Cumhuriyet Cumhuriyet' e taraf olmaz ise bertaraf olması kaçınılmazdır ve doğrusudur.

Gürbüz ÇAPAN' a yapılan ilk teklif nettir ve anlaşılırdır.'Bu operasyona var mısın? Evet... Hisselerini devredeceksin parasız! Evet... Gerekirseyenıdıpn para bulacaksın. Evet...

Kuşkusuz ki onuru ile oynamadan kuşkusuz ki onun belirli bir hisse olarak içerde kalmasını sağlayarak ama önemli bir hisseyi (kontrolü sağlayacak) Kemal ÖZDEN ve Ümit ÜLGEN'e devrini sağlayacak görüşme bu...

Bu nedenle maddelersek:

Günay ÇAPAN'da ki hisselerin yansı Kemal ÖZDEN' e devredilmeli

Çapan'm aktaracağı 1,5 milyon dolar ile (önce taahhüt edilen sermayinin dörtte biri konacağından) Kemal ÖZDEN ve Ümit ÜLGEN' in 375.000 $' lık sermaye ödemeleri gerçekleşmeli, bir süre sonra bakiye 750.000 $ da içeri verilmeli

En son bakiye 1.5 milyon dolar tüm işlemler gerçekleştirildikten sonra sermayeye eklenmelidir. Bunu milli kuvvetler gerçekleştirecektir." Şeklinde ibareler geçtiği görülmüştür.

02.03.2001 Tarihinde şüpheli Tuncay GÜNEY'den ele geçirilen "Ulusal Medya 2001 İstanbul Aralık" başlıklı "Saygılarımızla 11.01.2001" ibaresi ile biten doküman incelendiğinde; ilk sayfasının:

"Vakıf (I.Selcuk) hissesi çıktıktan sonra kalan % 80 ya da% 90 hissenin en az % 51 hissesi tarafımıza aidiyetine geçmesi kararlaştırılmıştır.(1)

UYGULAMA

1). Günay Çapan'a ait hisselerin bir bölümünün devrinin Kemal Özden ile Ümit Ülgen'e yapılması,

2). Gürbüz Çapan aktaracağı 1,5 milyon dolar ile (önce taahhüt edilen sermayenin dörtte biri konacağından) Kemal Özden ile Ümit Ülgen'in 375.000 $'lık sermaye ödemeleri gerçekleşecek, bir sure sonra bakiye 750.000 $ da içeriye teslim edilmesi,

3). Bakiye 1,5 milyon dolar, tüm bu işlemlerin gerçekleşmesinin ardından sermayeye eklenecek ve bunun tarafımıza gerçekleştirilmesi,

4). Gerek Holding, kuruluş evrakları, gerekse vakfın ve Yenigün A.Ş.'nin ve aralannda gerçekleştirilen sözleşmelerin birer kopyası ile şimdiki mali durumu gösterir raporlann birer kopyalan süratle yönetime verilmesi,

5). Bilinmesi gerekli tüm evrak fotokopileri 'set' olarak milli kuvvetlere ulaştmlacak ve bu teslimin eksiksiz, ileride hiçbir sürprize olanak tanımayacak biçimde gerçekleşmesi,

6). Şu an çalışanlann tam listesi (isim, soyad, görev, aldığı net maaş tutan) bir an önce çıkartılarak tarafımıza teslim edilmesi kararlaştınlmıştır.

SONUÇ

Bu girişim, 21. Yüzyılın değişim gösteren konseptlerinin bir gereği olarak ulusal bir dizi karannı stratejik önem taşıyan unsurlan arasında yer alan "ulusal medya" oluşumunu amaçlamaktadır. Hiçbir şekilde belirlenen amaçtan saptınlamayacak derecede öneme sahiptir. ikinci bir gazetenin yayma sokulması, Tv kanalının inşası ve benzer atılımlar için, gereken finansal desteğin sağlanması ise; önceden ve kesin olarak karara bağlanmıştır.

Bilgilerinize..

Saygılanmızla,

Anılan ifadeler tarafımıza toplantı görülmeleri sonucu iletilen bilgileri

içermektedir" şeklinde ibareler geçtiği görülmüştür.

Yukarıda belirtilen Şüpheli M. Adnan AKFIRAT'tan elde edilen 33-36 sayfalar arası numaralandırılmış dokümanın Tuncay GÜNEY'den elde edilen "Ulusal Medya 2001" dokümanının yazım aşamasında bir önceki safhası olduğu ve benzer özellikler gösterdiği,

"Ulusal Medya 2001" isimli dokümanda geçen "Anılan ifadeler tarafımıza toplantı görüşmeleri sonucu iletilen bilgileri içermektedir" şeklinde belirtilen toplantıda yaşananların, M. Adnan AKFIRAT'tan elde edilen 33-36 sayfalar arası numaralandırılmış dokümanın içeriğinde belirtildiği,

SONUÇ: "Bu operasyonda tek amaç Cumhuriyet Gazetesi'ni Cumhuriyet'in sesi haline getirmektir" denilmesinden ERGENEKON terör örgütünün kendi amaçlarına ulaşmak ve propagandasını yapmak amacıyla Cumhuriyet gazetesinin REORGANIZASYONU projesi adı altında bazı toplantılar yapıldığı ve toplantıların tutanaklarının bu şüpheli de bulunduğu gibi toplantıya ait raporun örgütün üst düzey kuruluna sunulduğu aynı raporun hem şüpheliler Veli KÜÇÜK, Ümit OĞUZTAN hem de şüpheliler M. Adnan AKFIRAT ile Tuncay GÜNEY den çıkması hususları şüphelinin örgütsel içerikli belge bulundurduğu örgütün üyesi olduğu ve örgüte rapor hazırlayarak kadar bu işin içinde olduğunu göstermektedir.

Ergenekon terör örgütünün amaçlarına uygun olarak yapıldığı belirtilen örgütsel toplantıdan Şüpheli M. Adnan AKFIRAT'm haberdar olduğu, Ergenekon örgütünün gizlilik prensipleri ve örgüt üyesi olmayan bir şahsın bu tarz örgütsel toplantılardan haberdar olamayacağı göz önüne alındığında Şüpheli M. Adnan AKFIRAT'm ERGENEKON terör örgütünün üyesi olduğu, bu toplantılara katılarak Ulusal Medya 2001 isimli dokümanın yazılması işlemine iştirak ettiği kanaatine varılmıştır.

0) Şüpheli M. Adnan AKFIRAT'm ikametinde yapılan aramada elde edilen l'den 2'ye kadar numaralandırılmış Ekinde 18 adet Anadolu takvimi yaprağı bulunan örtülü fundamentalist faaliyetler ibaresi ile başlayıp saygılarımızla 11 Şubat 2000 ile biten doküman incelendiğinde başlığının "ÖRTÜLÜ FUNDAMENTALİST FAALİYETLER" olduğu ve örgütsel içerikli doküman olduğu,

0) Şüpheli M. Adnan AKFIRAT'm ikametinde yapılan aramada elde edilen l'den 2'ye kadar numaralandırılan Korkmaz Yiğit, Semih Tufan GÜLALTAY ilişkisi Akın Birdal, Mesut YILMAZ suikastı ile başlayıp Saygılarımızla biten doküman incelendiğinde başlığının "Korkmaz YİĞİT, Semih Tufan GÜLALTAY ilişkisi Akın BİRDAL, Mesut YILMAZ SUİKASTI" olduğu ve örgütsel içerikli istihbarat nitelikli doküman olduğu,

0) Şüphelide ele geçirilen Mit Müsteşarlığı raporu şeklinde tanzim edilen,

MİT Müsteşarhğı'nm 19/12/1989 gün ve 85.42.00.65/336-04 sayılı yazısı içinde bulunan Muammer AKSOY, Çetin EMEÇ, Turan DURSUN, Bahriye ÜÇOK, Dursun KARATAŞ ve Uğur MUMCU'nun öldürüleceğine ilişkin, gizli başlıklı raporla alakalı Mit Müsteşarlığınca verilen cevapta

Nokta Dergisinin 02 Aralık 1990 tarih ve 48 nolu nüshasında yayınlandığı,

1990/1003 Hazırlık Dosya Nosu ile İstanbul DGM'sine intikal ettiğini. Mit Müsteşarlığı

tarafından İstanbul DGM'si Cumhuriyet Savcılığına gönderilen 07.01.1991 tarih ve

00.02.150/ 461.1-13/740-492 sayılı yazı ile belgenin, sahte olduğunun belirtildiği

anlaşılmaktadır. r *.

Şüphelide elde edilen ve Ümit OĞUZTAN'm bilgisayarında yapılan aramada da ele geçirilen İkinci MİT Raporu başlıklı yazıyla alakalı, MİT Müsteşarlığından verilen cevapta,

Ümraniye/Ergenekon Soruşturması kapsamında tutuklu bulunan İşçi Partisi Merkez Karar Kurulu (MKK) üyesi Mehmet M. Adnan AKFIRAT'm ikametinde yapılan aramada ele geçirilen "Emniyet Genel Müdürlüğü'nce PKK ve Dev-Sol'a karşı faaliyetler için kullanılıyor görüntüsü altında özel bir suç ekibi oluşturulduğu hususundan bahisle Tank ÜMİT Cinayeti konusu işlenildiği" 4 sayfalık "2. MİT Raporu" başlıklı metin ile ilgili olarak kayıtlarımızda yapılan incelemede:

-İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu PERİNÇEK'in, 21/09/1996 tarihinde İSTANBUL'da düzenlediği basın toplantısında "2. MİT Raporu" adını verdiği bir metni açıkladığı ve aynı metnin Aydınlık Dergisi'nin 22 Eylül 1996 tarihli nüshasında "Yeni MİT Raporu" başlığı altında yayımlandığı belirlenmiştir.

Ancak kayıtlarımızda yapılan incelemede Müsteşarlığımıza atfedilen "2. MİT Raporu" şeklinde bir belgeye rastlanılmamıştır. Kamuoyuna "2. MİT Raporu" olarak lanse edilen belgenin Müsteşarlığımızdan çıkmış resmi bir yönü bulunmamaktadır.

Nitekim bu husus, Müsteşarlığımız tarafından 05.11.1995 tarihinde yapılan basın açıklamasıyla "Basında ve medyada Milli İstihbarat Teşkilatına atfedildiği şekilde herhangi bir kuruluşa ya da şahsa verilmiş bir rapor bulunmamaktadır" şeklinde kamuoyuna duyurulmuştur. Şeklinde verdiği cevapla şüphelilerin örgüt adına kendilerince hazırlanıp kamuoyuna Mit raporu şeklinde lanse ettikleri birçok bilgiyi açıklamak suretiyle örgütün ERGENEKON belgesinde geçen Dezenformasyon başlıklı bölümünde belirtilen eylem ve faaliyetleri gerçekleştirdikleri anlaşılmaktadır.

2. Söz konusu doküman ayrıca Şüpheli Ümit OĞUZTAN'm bilgisayarında yapılan aramada da ele geçirilmiştir.

Şüpheli M.Adnan AKFIRAT'm ERGENEKON terör örgütünün gizli yapılanması içinde yer aldığı, bizzat örgütsel içerikli belgelerin bir kısmının bu şüpheliden ele geçirilmesi ve yine bir kısmının içeriğinde bulunan metinlerin de bu şüpheli de çıkması bazı metinlerin bizzat şüpheli tarafından yazıldığını teyit etmektedir. Yine "Ulusal Medya 2001" İsimli dokümanın bu şüphelide Gürbüz ÇAPAN'la ilgili görüşme notlarına ilişkin konuşmaların modo mot yer alması da yapılan görüşmede şüphelinin de bulunduğu ve görüşmeyi örgüt üst düzey makamlarına iletmek üzere not aldığı anlaşılmaktadır.

Yine "Ulusal Medya-2001" isimli dokümanda geçen Ulusal Kanal'm kurulmasına ilişkin kararlardan sonra Yeditepe İletişim Hizmetleri A.Ş. olan kanalın kurulmuş olması ve bu konuda Tuncay GÜNEY'in 500 milyar paranın bu amaçla getirildiği beyanına karşı ifadesinin alınması sırasında şüphelinin böyle bir soru soramıyacağımızı bunun ayrı bir soruşturma konusu olduğunu belirtmesi de kanalın kuruluşunda örgütün temin ettiği paranın kullanıldığı şüphesini kuvetlendirmekte olup Tuncay GÜNEY beyanlarının da bu yönünün doğru olduğunu ortaya koymaktadır.

Şüpheli Adnan AKFIRAT'm ERGENEKON terör örgütünün yapılanması içerisinde örgütün hiyerarşik yapısında görüşülmek üzere raporlar hazırlayıp ERGENEKON terör örgütüne sunduğu, örgütün talimatlanyala kurulan Ulusal Kanal'da Yönetim Kurulu Üyesi olduğu ve İşçi Partisinde MYK üyesi olduğu hususları göz önüne alındığında,

Şüpheli M. Adnan AKFIRAT'm ERGENEKON terör örgütü ile süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk arz eden organik bir bağ kurmak* suretiyle silahlı terör örgütü üyesi olmak suçunu işlediği anlaşıldığından;/ * , ^^v

[pic]

Şüpheli M. Adnan AKFIRAT'm eylemlerine uyan, TCK'nun 314/2, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.

48-ŞÜPHELİ HİKMET ÇİÇEK

a) Emniyet İfadesinde;

1949 yılında Ankara ilinde doğduğunu, ilk, orta ve liseyi Ankara'da bitirdiğini, Siyasal bilgiler fakültesi Basın ve Yayın yüksek okulunu ikinci sınıftan terk ettiğini, 1988'den sonra sırasıyla 2000'e Doğru Dergisi, Yüz Yıl Dergisinde muhabir, haber müdürü ve Ankara temsilcisi olarak görev yaptığını, 1993 yılında günlük Aydınlık Gazetesinde, 1995 yılında Ankara merkezli yine günlük siyah beyaz gazetesinde haber müdürlüğü yaptığını, Halen Haftalık Aydınlık Dergisinde haber araştırma müdürü olarak görev yaptığını, aynı zamanda İşçi Partisi Genel Merkezinde Basın Bürosu sorumlusu olarak çalıştığını, 1986-1988 yılları arasında askerliğini yaptığını, SSK emeklisi olduğunu,

1971 yılında Anayasayı ihlal 146/1'den yargılandığını ve hüküm giydiğini, 14 yıl 4 ay cezaevinde kaldığını, 1986 yılında tahliye olduğunu, bu davada 1974 yılında çıkarılan genel af yasası sonrasında tüm cezalarının silindiğini ve affa uğradığını,

Kullanımında bulunan 532 422 00 23 numaralı telefon hattının kendi adına kayıtlı olduğunu ve (10) yıldır kullandığını,

Kendisine sorulan şahıslardan;

Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün bir dönem Ulusal Kanalda danışmanlık yaptığını bildiğini, ancak kendisiyle tanışmadığım, bu şahsın ajan provokatör olarak Ulusal Kanala yerleştirilmiş bir ajan olduğu saptandığını ve kanaldan uzaklaştırıldığım,

Sevgi ERENEROL'u Türk Ortodoks Kilisesi basın sözcüsü olarak, Ulusal Kanal ve çeşitli televizyon kanallarından tanıdığını, herhangi bir görüşmesinin olmadığını,

Güler KÖMÜRCÜ mesleği itibariyle şahsen tanıdığı bir şahıs olduğunu, 4-5 yıldır tanıdığını, çeşitli haberlerle ilgili telefonla görüştüğünü,

Sami HOŞTAN, Ali YASAK'ı Susurluk olayından sonra çıkan gazete haberlerinden tanıdığını,

Mehmet Fikri KARADAĞ'I basından tanıdığını,

Hüseyin Gazi OGUZ'u basından emekli astsubay olarak tanıdığını, Susurluk olayından sonra değişik gazetelerde açıklamaları olduğunu, TBMM'de kurulun susurluk komisyonunda da bilgisine başvurulduğunu,

Ümit OĞUZTAN Tuncay GÜNEYTe birlikte 8-9 yıl kadar önce bir dergi çıkartmak amacıyla yanma geldiklerini, daha sonra bu şahısların Strateji isimli bir dergi çıkarttıklarını, 6-7 sayı çıktıktan sonra bu derginin kapatıldığını, dergiyi incelediğinde gayri ciddi bir dergi olduğunu gördüğünü ve itibar etmediğini, daha sonra bu şahıslarla bir daha görüşmediğini,

Habip Ümit SAYIN'ı İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Bölümü öğretim üyesi olarak basından tanıdığım,

Vedat YENERER'i Yeniçağ gazetesinin köşe yazan olarak bildiğini, ancak herhangi bir irtibatının olmadığını,

Emin GÜRSES'i Ulusal Kanal'da yaptığı.programlardan ve çeşitli konferanslarından tanıdığını, herhangi bir yakınlığının bulunmadığını,, - - /"7>, "r

Ergün POYRAZ'ı tanımadığını, ancak yazar olarak bildiğini, hazırlamakta olduğu bir kitapla ilgili olarak Ankara ilinde kendisiyle bir defa yüz yüze görüştüğünü,

Ferid İLSEVER Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni ve İşçi Partisi Genel Başkan yardımcısı olarak en az 20 yıldır tanıdığını, birlikte çalıştıklarını,

Serhan BOLLUK'u Aydınlık Dergisi ve Ulusal Kanal yöneticisi olarak yaklaşık 20 yıldır tanıdığını,

Adnan AKFIRAT'ı Aydınlık Dergisi ve Ulusal Kanal yöneticisi olarak yaklaşık 20 yıldır tanıdığını,

Kemal ALEMDAROĞLU'nu basından, Ulusal Kanal ve çeşitli kanallardaki konferanslarından tanıdığını, samimiyetinin olmadığını,

Yusuf BERİŞİK'i tanımadığını, ancak İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu PERİNÇEK'in refakatçisi olduğunu, Perinçek ile birlikte Ankara'ya geldiğinde görüştüğünü,

Yusuf TUNCER'i İşçi Partisi Genel Merkezi çalışanı olarak tanıdığını,

Aydın GERGİN Genel Başkan Perinçek'in şoförlüğünü yaptığını,

Aykut TOKAK yine genel merkez çalışanı olduğunu,

İlhan SELÇUK'u Cumhuriyet Gazetesi Başyazarı olarak tanıdığını, bir kez görüştüklerini,

Doğu PERİNÇEK'i yaklaşık 40 (kırk) yıldır tanıdığını, Öğrencilik yıllarından bu yana tanıdığını, 1989 yılında 2000'e Doğru dergisine muhabir olarak başladıktan sonra gerek dergi ve gazetede, gerekse Sosyalist Parti ve İşçi Partisi Genel Başkanı olarak birlikte çalıştıklarını ve halen de bu şekilde birlikte çalışmaya devam ettiklerini,

Muzaffer TEKİN, Semih Tufan GÜLALTAY, Oktay YILDIRIM, Alparslan ARSLAN, Abdullah ÇATLI, İbrahim ÇİFTÇİ, Mahmut YILDIRIM, Sedat PEKER isimli şahıslan basından tanıdığını,

Hayati ÖZCAN Ulusal Kanal'in İzmir temsilcisi olduğunu, 2000 yılından beri tanıdığını,

Nusret SENEM'in İşçi Partisi Genel Sekreteri olduğunu, yaklaşık yirmi yıldır tanıdığını, Dostluklarının olduğunu,

Tuncay GÜNEY'i yukarıda Ümit OGUZTANTa ilgili beyanlarım doğrultusunda tanıdığını, başkaca bir tanışıklıklarının olmadığını,

El konulan ERGENEKON ve LOBİ isimli belgeler sorulduğunda; ERGENEKON isimli belgeyi bilmediğini, LOBİ isimli belgeyi ise internetten okuduğunu ve çok saçma, mantıksız bilgiler içeren, bozuk cümleler ihtiva eden bir belge olduğunu gördüğünü, basında siyasi bir örgütlenmenin önemli bir belgesi olarak yazıldığını, ancak okuduğu kadarı ile öyle bir oluşumun önemli bir belgesi izlenimini vermediğini, amatörce hazırlanmış bir belge izlenimini uyandırdığını,

Tuncay GÜNEY'in ERGENEKON'un yeniden yapılandırılması için söz konusu ERGENEKON belgesini Veli KÜÇÜK'ün talimatı ile Doğu PERİNÇEK, Hasan YALÇIN, Deniz BİLGE, Emekli Albay Suphi KARAMAN tarafından Bilecik'te hazırladığını beyan etmiş, ERGENEKON isimli belge Veli KÜÇÜK, Tuncay GÜNEY ve diğer örgüt üyeleriyle birlikte, İşçi Partisi binasında dijital olarak bulunduğu ve,,eî konulduğu sorulduğunda:

Hasan YALÇIN ve Suphi KARAMAN'in İşçi Partisi Genel Başkan yardımcıları olduğunu, Hasan YALÇIN aynı zamanda Aydınlık Dergisi yazan olduğunu, daha sonra her ikisinin de vefat ettiğini, bahsedildiği şekilde toplantıdan bilgisinin olmadığını, birkaç sayı önce Aydınlık Dergisinin Tuncay GÜNEY'in yalan söylediğini ve böyle bir toplantıyı uydurduğunu ifade eden bir habere yer verdiğini, bu belgenin İşçi Partisi genel merkezinde bulunmasıyla ilgili olarak bir fikrinin olmadığını,

İşçi Partisinde herhangi bir görevi veya sorumluluğu sorulduğunda; Basın Bürosundan sorumlu olduğunu, partinin basınla ilişkilerini düzenlediğini, daha önce işçi Partisi Merkez Komite üyeliği yaptığını,

İşçi Partisi binasında herhangi bir bürosu olup olmadığı sorulduğunda; Çalıştığı odanın propaganda ve basın bürosu olarak geçtiğini, bu odayı kendisinden başka çok sayıda işçi partisi görevlisinin de kullandığını, orada masasının olduğunu, partinin propaganda, basın vb gibi konulardaki bütün broşür, kitap, dergi, belge türündeki bütün yayınlar bu odadaki raflarda bulunduğunu,

Zihni ÇAKIR'm İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığında 25.02.2008 tarihinde tanık olarak alman beyanında; VKGB Başkam Taner ÜNAL'ın kendisine "2003 yılı Nisan ayında, Dikmen'de önceki bürosuna yakın bir yerde kiraladığı ofisinde TÜRKELİ Dergisini çıkaracağını, ofisin altındaki deponun bir anfiye dönüştürüldüğünü, dinleyici ve konuşmacı yerlerinin olduğunu, bu mekanda bir oluşum için toplantılar yaptıklarını anlattığını, Taner ÜNAL'ın bu oluşum içerisinde yer alması için kendisine de teklifte bulunduğunu, oluşumda birçok paşanın olduğunu, Hasan Kundakçı, Veli KÜÇÜK gibi isimlerin yer aldığını, Doğu PERİNÇEK'in ve Hikmet ÇİÇEK'in solcu olmasına karşın bu oluşuma destek verdiğini, maddi hiçbir sıkıntısının olmayacağını, istediği kadar maaş verebileceklerini, söyleyerek oluşuma katılması yönünde telkinlerde bulunduğunu beyan etmiştir. Zihni ÇAKIR'm beyanları sorulduğunda; Zihni ÇAKIR'm yaklaşık bir ay önce partiyi arayarak görüşmek istediğini söylediği, ERGENEKON soruşturmasıyla ilgili bir kitap hazırlığı içersinde olduğunu ifade ettiğini, ERGENEKON örgütü ile ilgili olarak fikirlerini sorduğunu, bunun uydurma bir örgüt olduğunu ifade ettiğini, bu konuşmadan sonra söz konusu şahsın hazırladığı kitabın birinci cildini gördüğünü, çalakalem ve hiçbir bilimsel değeri olmayan bir çalışma olduğunu anladığını,

Taner ÜNAL'ı Ulusal Kanalda çıktığı bir programdan tanıdığını, bu şahsın Ankara'da Türkeli adlı bir gazete çıkardığını, tarihini tam hatırlamadığı bir MHP kongre öncesinde genel başkanlığa aday olacağını iddia ettiğini, Taner ÜNAL'ın ciddiye alınacak bir şahıs olmadığını,

Zihni ÇAKIR'm ifadesindeki iddiaların tamamen hayal mahsulü olduğunu, Taner ÜNAL'ın oluşumundan medyadan haberinin olduğunu, böyle bir şeyi desteklemesinin asla söz konusu olmadığını,

İşçi Partisi genel merkezinde yapılan aramada 4.katta Çok gizli ibareli (5) sayfadan

oluşan belgenin "Konu: İP / Karargah evleri" başlıklı yazının içeriğinde, "İşçi Partisi ve Alevi

kesimin yanı sıra bazı TSK mensupları ve memurların da katılımıyla, emperyalistlerle

Cumhuriyet karşıtları yıkıcıları ile mücadele amacıyla bir harekat başlatıldığı yönünde hassas

kaynaktan bilgiler intikal etmiştir. Yürütülecek bu çalışmalarda hiçbir kurum ve oluşumun

zarar görmemesi için "karargah evleri" adı altında, çekirdek kadroların oluşturulmasının

öngörüldüğü alman bilgilerdendir." yazdığı, devamında karargah evleri hakkında bilgiler

verildiği, yazının sonlarına doğru faaliyet içersinde yer'âlaffşahıslarm değişik başlıklar altında

isim listelerinin yazdığı, , •- _;.'■'

Son sayfasında ise karargah evleri başlığı altında bir şema yapıldığı, şemanın en üst

kısmında İ yazdığı, buna bağlı olarak (I - Türkiyem topluluğu),

(Askeri kesim-Albay C ), (Alevi kesim-Dede) yazdığı,

Askeri kesimin altında, iki ayrı ok çıkartıldığı, bunlardan birisinin Harp Akademisi ve diğerinin Hava Harp Okulu başlıklarına ayrıldığı,

Harp Akademisi başlığı altında, Albay C , Albay Y , Albay T....

,F ,H ,0 ,M , ,K , Y

, R yazdığı,

Hava Harp Okulu başlığı altında; Binbaşı B Yazdığı, bunun hemen altında,

Öğrenciler başlığı altında; O , G , C , A , E ,

Ç , O ,İ yazdığı,

Hava Harp Okulu başlığı altında; bir ok çıkartılmış olduğu, bunun altında Destek

sağlayan başlığı altında, Albay S , Doktor R yazdığı, bunun hemen altında

Memur kesimi başlığının olduğu ve G , N isimlerinin yazdığı,

İ ismi altında bir ok uzantısında, İşçi Partisi başlığının olduğu, bu başlık

altında, M , M , Hikmet ÇÎÇEK ve Z yazdığı, İşçi Partisi

başlığından uzatılan okun altında, bölge sorumluları başlığının olduğu, bu başlık altında, A..

(ist/Bayrampaşa), M (İst/Bayrampaşa), H (ist/GOP), Z (İst/GOP),

M (Tekirdağ), S (Kırklareli), A (Kurye) yazdığı, Alevi kesim

başlığı altında; iki ayrı ok olduğu, bunlardan birisinin Yenibosna Cem Evi diğerinin Balaban aşireti yazdığı görülmüştür. Belgeler sorulduğunda;

Sorulan belgeyi ilk defa duyduğunu, ismi geçen şahıslardan İ

'nun İstanbul'da bir üniversitede öğretim görevlisi olduğunu, M. ...

'in Doğu PERİNÇEK'in oğlu olduğunu, B 'in İstanbul Üniversitesinde

İnkılap Tarihi Enstitüsünde araştırma görevlisi olduğunu, M 'in İşçi Partisi

Genel Başkan Yardımcısı olduğunu, M , H ve A mn İstanbul İşçi

Partisi İl Örgüt üyesi olduğunu, belgede ismi geçen diğer şahısları tanımadığını, İşçi Partisinin dördüncü katında böyle bir belgenin nasıl bulunduğunu bilmediğini, Saçma sapan provakatif bir belge olduğunu düşündüğünü, belgede şematize edilen yapılanmadan bilgisinin olmadığını,

İşçi Partisi Genel Merkezinde yapılan aramada; Girişin karşısındaki sekreter odasının sağ tarafında bulunan masa üzerinde çok sayıda CD bulunarak el konulmuştur. Bu CDTerle ilgili yapılan ön incelemede, üzerinde "VERSATİLE" yazan 411509A102B4 seri numaralı CD'nin yapılan ön incelemesinde; İçersinde "Hikmet ÇİÇEK'e ulaşanlar" isimli bir adet klasör olduğu, bu klasör açıldığında (2) adet klasör ve bir miktar Word ve Power Point dosyalarının olduğu, klasörlerin açılımında, içersinde çok sayıda klasörler altında Türk Silahlı Kuvvetlerinin değişik kurumlarıyla ilgili gizlilik dereceli belgelerin olduğu, özellikle Ege Ordu Komutanlığıyla ilgili belgelerin olduğu görülmüştür. Belgeler sorulduğunda;

Sorulan belgelerden yeni haberinin olduğunu, Ege Ordu Komutanlığı veya gizlilik dereceli askeri belgelerin bulunduğunu hatırlamadığını, ancak gazeteci olduğu için bu CD'nin herhangi bir yolla ulaştırılmış olabileceğini, Av. Gönenç LAÇİN söz alarak Hikmet ÇİÇEK'e söz konusu CD'yi görme hakkını saklı tutabileceğini hatırlatmak istediğini beyan ettiği. Kendisinin söz konusu CD'yi teşhis hakkını saklı tutmak istediğini, içeriğini tam görmeden

bir beyanda bulunmak istemediğini, CD içersindeki klasörün "Hikmet ÇİÇEK'e ulaşanlar" olarak neden isimlendirildiğini bilmediğini,

Altındağ İlçesi Gündoğdu mah. kıvrım sok. no: 2/2 sayılı ikametinizde yapılan aramada bulunan, "21. Yüzyılda Casusluk" "Araştırma - Gözlem - Analiz Raporu İstanbul / Aralık 2000" başlıklı belge sorulduğunda; Söz konusu belgeyi tahminen birkaç yıl önce Aydınlık Dergisi İstanbul temsilciliğinden temin ettiğini, oraya nereden geldiğini bilmediğim, belgeyi ilginç bir şey varsa Aydınlık Dergisinde haber yapabilmek için okuduğunu, bilimsel bir inceleme olmadığını gördüğü için evinde bir kenara bıraktığını, kimin hazırladığını bilmediğini,

"Mit & Medya ve ajan gazeteciler" başlıklı, "İstanbul/Aralık 2000" ibareli belge sorulduğunda; Belgeyi "21. Yüzyılda Casusluk" isimli belgeyi aldığı aynı tarihlerde İstanbul Aydınlık Dergisi bürosundan temin ettiğini, oraya nereden geldiğini ve kimin hazırladığını bilmediğini, haber yapma amaçlı aldığını, bilimsel yetkinliğe sahip olmadığını anladığı için bir kenara attığını,

İkametinde yapılan aramada el konulan belgeler arasında ele geçirilen "21. Yüzyılda Casusluk" ve "Mit & Medya ve Ajan Gazeteciler" başlıklı belgeleden, "21. Yüzyılda Casusluk" isimli belgenin Veli KÜÇÜK'ten, "Mit & Medya ve Ajan Gazeteciler" isimli belge ise Veli KÜÇÜK ve Ümit OGUZTAN isimli şahıslardan bulunarak el konulduğu hatırlatılarak sorulduğunda; Söz konusu belgeleri Aydınlık Dergisinin İstanbul bürosundan temin ettiğini, diğer şahıslara bu belgenin kimler tarafından ulaştırıldığı konusunda herhangi bir bilgisinin olmadığını, belgenin hazırlanmasında yer almadığını ve belgeyi kimlerin hazırladığını bilmediğini,

"Çağdaş Orta Doğu Olayları" başlıklı, "T.C. Genel Kurmay Başkanlığı ANKARA" antetli, Em. Tümg. Muzaffer ERENDİL tarafından hazırlandığı anlaşılan (179) sayfadan ibaret kitabı kimden, ne şekilde, ne zaman ve ne amaçla temin ettiği sorulduğunda; Bu kitabın, Genel Kurmay Başkanlığının hizmete özel olmayan halka da açık bir yayını olduğunu, nereden aldığını hatırlamadığını,

"Türkiye'de İrtica Hareketleri ve Terörizmin ilişkileri" başlıklı, "Harp Akademileri Komutanlığı Yayınlarından" antetli, (196) sayfadan ibaret spiralli bilgisayar çıktısını kimden, ne şekilde, ne zaman ve ne amaçla temin ettiği sorulduğunda; Söz konusu belgenin Harp Akademileri Komutanlığının 150. yılı nedeniyle yayınladığı bir kitap olduğunu, İstanbul'da Harp Akademilerinin halka açık satış reyonundan temin ettiğini, Aydınlık Dergisinde de 1998-1999 yıllarında bu kitabı tanıtan bir haber yaptığını,

"Komutan'm oğlu Amerikan şirketinde" "Hikmet ÇİÇEK" başlıklı daktilo ile yazılmış metin kendisine sorulduğunda; Aydınlık Dergisinde elektronik ortamda yazışmadığı dönemde, Ankara'dan haberlerini İstanbul'a faksla gönderdiklerini, Elektronik daktilo ile yazılmış olan bu metin Aydınlık Dergisinde kendisinin imzasıyla çıkan bir haber metni olduğunu, ne zaman yayınlandığını hatırlamadığını,

"CIA: Türkiye parçalanacak" başlıklı, (10) sayfadan ibaret belge sorulduğunda; Yaklaşık on yıl önce Aydınlık Dergisinde çıkan imzasız bir haber metni olduğunu, ABD'de yayınlanan iki önemli stratejik dergiye dayanarak Amerika'nın Türkiye hakkındaki niyetlerini anlattığını,

"Rektör Alemdaroğlu, Doğruda Yürüyor" "Prof. Dr. Yalçın küçük, paymana zindanı" başlıklı "haymana, 23 haziran 1999" tarihli daktilo, jle yazılmış belge sorulduğunda; 1999 yılında İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu PERİNÇTİKâlVyazar Yalçın KÜÇÜK Haymana cezaevinde birlikte kaldıklarını, oradan Aydınlık Dergisin^çeşitli konularda yazılar

[pic]

gönderdiklerini, söz konusu yazı da Yalçın KÜÇÜK'ün Haymana'dan gönderdiği bir yazı olduğunu ve Aydınlık Dergisinde yayınlandığım,

El yazısı ile "Adnan AKFIRAT'm dikkatine" ile, dijital yazı ile "Çiller'in özel örgütünün Belçika ayağına dair bilgi notlan" başlıklı, "Doğan DUYAR, Brüksel, 2 Şubat" yazılı belge sorulduğunda; O dönemde Aydınlık Dergisinde çalışan muhabir Doğan DUYAR'm BürüksePden gönderdiği bir bilgi notu olduğunu,

Yargıtay 11. Ceza Dairesinin Alparslan TÜRKEŞ hakkındaki (24) sayfalık karar metni sorulduğunda; Çeşitli partilerin davalanyla ilgili belgelerin gazeteci olduklan için bulunduğunu,

"T.C. Jandarma Genel Komutanlığı, 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı Sımak" antetli, "Hizbullah terör örgütü ve diğer irticai faaliyetler" başlıklı, "Hizmete Özel" ibareli belge sorulduğunda; Belgeyi nerden temin ettiğini hatırlamadığını, ancak bu tür belgeler ilgili konularla haber yapılacağı zaman daha önce haber yapmış gazetecilerden temin edildiğini, belgenin fotokopisinin olduğunu,

"Ankara, Çarıkın, Kastamonu illeri Sıkı Yönetim Komutanlığı Askeri Savcılığı" başlıklı, "Evrak No: 1980/7040, Esas No: 1980/7040, Karar No: 1981/600 iddianame (M.H.P. ve ülkücü kuruluşlan) yazılı belge sorulduğunda; Belge 12 Eylül dönemi MHP iddianamesinin bir kısmı olduğunu, Gazeteci olduğu için iddianamede ismi geçen şahıslann, daha sonra herhangi bir olay içersinde yer alırsa diye arşivinde bulundurduğunu,

"Hazırlık No: 1998/2289" sayılı İstanbul DGM C. Başsavcılığınca "Mehmet SÜNBÜL, Yusuf İLHAN, Hayam GARİPOĞLU, Mehmet Emin CANKURTARAN gibi" isimli şahıslann sanık olarak bulunduğu İddianame sorulduğunda; Nesim MALKİ cinayetinin iddianamesi olduğunu, Aydınlık Dergisinde konuyla ilgili haberler yaptığını,

El yazısı ile "Sayın Feyza PERİNÇEK' e" başlıklı "18 Mayıs 1999" tarihinde daktilo ile yazıldığı anlaşılan ve kenarlannda el yazısı ile notlar düşüldüğü görülen sorulduğunda; Doğu PERİNÇEK'in Haymana cezaevinden Aydınlık Dergisi haber müdürü Feyza PERİNÇEK'e gönderdiği bir mektup olduğunu, İmza, paraf ve yazının Doğu PERİNÇEK'e ait olduğunu,

"T.C. Genel Kurmay Başkanlığı Ankara" antetli, "Güncel Konular" başlıklı, "Hizmete Özel" ibareli belge sorulduğunda; Genel Kurmay'm 1999 yılında çıkardığı bir kitapçık olduğunu, Kitapçıkla ilgili Aydınlık Dergisinde haber yaptığını,

"Yalçın KÜÇÜK, Haymana Zindanı, 8 Mayıs" başlıklı, "Doğu ya selam ibareleri ile başlayan 2 sayfalık belge sorulduğunda; Yalçın KÜÇÜK'ün Haymana cezaevinden Aydınlık Dergisi gönderdiği bir mektup olduğunu,

"Erol BİLBİLİK'e sorular" başlıklı ';Saygılanmızla. Hikmet ÇİÇEK/Sinan ONUŞ" ile biten belge ve ekleri sorulduğunda; Erol BİLBİLİK'in emekli binbaşı olduğunu, kendisi o dönemi yaşan bir şahıs olduğu için bu kitabın hazırlanmasında kedisinden yararlandığını, sorulan metnin 12 Mart döneminde 9 Mart sol cunta girişimini anlatan bir kitabın müsveddesi olduğunu,

"Fethullah Hoca Cemaati ve Emniyet Teşkilatı" başlıklı 10 (on) sayfadan ibaret belge sorulduğunda; Bu belgenin İşçi Partisine 1999 tarihinde geldiğini, kim tarafından getirildiğini bilmediğini, belgeyle ilgili o dönem İP -Genel Başkan Yardımcısı Hasan YALÇIN'ın İçişleri Bakanlığına bir suç duyurusunda bulunduğunu, bu suç duyurusuna dayanarak Aydmlık'ta bir haber yaptığını,

El yazısı ile "Aydınlık Osman AK" ile başlayan, daktilo ile "Önemli, 6 Mayıs 1999 başlıklı yazı sorulduğunda; PKK itirafçısı Sami DEMİRKAN'ı bazı iddiaları nedeniyle Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce Doğu PERİNÇEK in 1999 yılında gözaltına alındığını, o dönem kendisi Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Osman AK ile bir mülakatta bulunduğunu, o mülakatta geçen konularla ilgili Doğu PERİNÇEK'in Haymana Cezaevinden Aydınlık Dergisine gönderdiği bir metin olduğunu,

"Önsöz" "İlişikteki rapor soruşturma raporu olmadığı gibi fezleke veya teftiş raporu da değildir" başlıklı, üzerindeki mühürden Başkanlık Teftiş Kurulu Başkanlığınca Susurluk olayı ile ilgili olarak hazırlandığı anlaşılan belge sorulduğunda; Söz konusu belge Susurluk olayı ile ilgili Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu SAVAŞ tarafından hazırlanan ve kamuoyuna açıklanan bir rapor olduğunu,

"Biz susurluk olayında faal olarak karışmış susurluk zedeleriz" başlıklı, içeriğinde susurluk olayına karıştığı anlaşılan Cavit...? İsimli şahsın el yazısı ile yazdığı değerlendirilen belge sorulduğunda; Aydınlık Dergisi olarak Susurluk kazası gerçekleşmeden kısa bir süre önce ikinci MİT raporu olarak adlandırılan Susurluk Çetesinin faaliyetlerini anlatan raporu yayınladıklarını, bu raporun nasıl temin edildiğini bilmediğini, ancak Adnan AKFIRAT birkaç yıl önce Aydınlık Dergisinde Mit Belgelerini nereden aldığını yönelik yapmış olduğu haberde, belgeleri bir gazeteci arkadaşından aldığını söylediğini, o dönemde konuyla ilgili imzalı veya imzasız pek çok mektup geldiğini, gösterilen belgenin, bu mektuplardan birisi olduğunu, Kim tarafından gönderildiğini bilmediğini, belgenin içeriğinde bir Susurluk çetesi mensubu olduğunu iddia eden kişinin çete kapsamında işlediği Behçet CANTÜRK ve benzeri cinayetleri anlattığını hatırladığını, bu bilgileri başka kaynaklardan doğrulatamadıklan için haber yapmadıklarını,

Ergün POYRAZ sorulduğunda; Ergün POYRAZ'ı bir yazar olarak tanıdığını, Ankara'da Çay yolunda ikamet ettiği adrese bir haber nedeniyle görüşmek üzere bir kez gittiğini, o dönemde Cüneyt ZAPSU hakkında bir kitap hazırlığı içersinde olduğunu, Cüneyt ZAPSU'yu tanıdığını düşündüğü insanlardan kitabı için bilgiler aldığını, Ergün POYRAZm da kitabında Cüneyt ZAPSU ile ilgili konulardan bahsettiğini gördüğü için bilgi almak amacıyla evine gittiğini, ancak kitaptaki bilgilerden öte bilgiler edinemediğini, bir daha da görüşmediğini,

13.02.2008 günü saat 15.21 sıralarında Doğu PERİNÇEK ile yaptığı telefon görüşmesi sorulduğunda; Görüşmeyi hatırladığını, İsa mn emekli bir albay olup, partinin resmi üyesi olduğunu, İsa Albay'm iki kez Ankara'ya geldiğini, Doğu PERİNÇEKTe randevu aldığını, ancak başkanın işleri olduğu için görüşemediğini,

29.02.2008 günü saat 20.28'de Ferid İLSEVER isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesi sorulduğunda; ERGENEKON operasyonu yapıldıktan sonra basında ki kafa karışıklığını gidermek amacıyla Partilerinin görüşlerini ifade eden bir metin hazırlayıp basın mensuplarına dağıtmak istediklerini, bu metni kendisinin hazırladığını, konuyla ilgili Aydınlık Dergisinin haberlerini de eklediklerini, ERGENEKON soruşturması süresince çeşitli partilerin soruşturmayla ilgili görüşlerini açıkladığım, kendilerinin de belgeyi bu amaçla hazırladıklarını, basını yönlendirme gibi bir durumun söz konusu olmadığını,

03.03.2008 günü saat:16.53'te Ferid İLSEVER ile yapmış olduğu telefon görüşmesi sorulduğunda; ERGENEKON soruşturmasının hedefinin yalnızca İşçi Partisi ve Ulusalcı olarak bilinen kişi ve kurumlar değil, fakat Türk Silahlı Kuvvetlerinin de olduğunu düşündüğünü, bu nedenle böyle bir beyanda bulunduğunu,

05.03.2008 günü saat 11.13'te Doğa PERİNÇEİ& ile yaptığı telefon görüşmesi sorulduğunda; Doğu PERİNÇEK, Saygı ÖZTÜRK'üft; "Tdmam Reis" isimli kitabında

kendine yönelik bir suikasttan bahsedildiğini ve kitabı bulup bulamayacağını sorduğunu, kendisinin de kitabı bulduğunu, incelediğini ancak bu şekilde herhangi bir konu geçmediğini gördüğünü, görüşmede bahsi geçen "Başlık değiştirme" konusunun ise Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kuzey Irak'tan çekilmesi üzerine yaşanan muhalefet partileri ve TSK tartışması üzerine bir açıklama metni hazırladıklarını, bunun başlığı üzerine yapılan görüşme olduğunu,

İşçi Partisinde yapılan aramada, Veli KÜÇÜK ve Ümit OĞUZTAN'm yanı sıra Tuncay GÜNEY'de de ele geçirilen örgüte ait Kemalist Model-Ulusal Gençlik Hareketi-Dinamik adlı doküman bulunmuştur. Belgeler sorulduğunda;

Belgeyi bilmediğini, belgenin içeriği hakkında da bilgisinin olmadığını,

ERGENEKON Terör Örgütü kapsamında göz altına alman şahıslarla ile ilgili İfade Sorgu Tutanakları ve Kemal KERİNÇSİZ'e ait savcılık ifadesini nasıl ve ne maksatla temin edildiği sorulduğunda; Bu konuda herhangi bir bilgisinin olmadığını,

İşçi partisinde bulunan dokümanlar arasında; "BAŞARILARIMIZ" başlıklı bir belge bulunduğu, bu belgede özetle Öncü Gençlik isimli İşçi partisinin gençlik kollarından bahsedildiği, EYLEMCİ HAT isimli bir alt başlıkta ise "Öncü Gençlik 5. genel kongresinde Türkiye nin genel gündemine ilişkin örgütlerimizin militan eylemler yapması kararım almıştık. Bu karan hayata geçirdik. Böylece Öncü Gençlik tarihinin en fazla eylem yapılan ve bu açıdan en verimli olan dönemini yaşadık" yazdığı görülmüştür. Bahsedilen militan eylemler sorulduğunda; Partide her ne kadar görev alsa da parti yöneticisi olmadığını, bu nedenle bu sorunun muhatabı olmadığını, konulardan bilgisinin bulunmadığını,

İşçi partisinde bulunan dokümanlar arasında; daha önce pek çok örgüt mensubunda bulunmuş "OSMANLIDAN GÜNÜMÜZE MASONİK BİLDERBERG ÇETESİ" ve "ÖRTÜLÜ FAALİYETLER BİR" isimli belgeler bulunmuştur, belgeler sorulduğunda; Belgelerden bilgisinin olmadığım,

İşçi Partisinde bulunan dokümanlar arasında bulunan; 17.12.1996 tarihli KİŞİYE ÖZEL ibareli dönemin Başbakanı'na yazılmış Susurluk kazası ile ilgili hazırlanmış 39 sayfalık MİT müsteşarlığı belgesi sorulduğunda; Adnan AKFIRAT'm birkaç yıl önce Aydınlık Dergisinde yapmış olduğu haberde bu belgeyi bir gazeteciden aldığını yazdığım, gazetecinin kim olduğunu bilmediğini,

İşçi Partisinde bulunan dokümanlar arasında; "SON BİLGİ(SAĞLAM) başlıklı yazıda "İsmail PAKER VE Zekeriya ÖZTÜRK, Balta Limanı'nda Doğa Balık Restoranı'na (eski Şaziye barın bitişiği) sıkça birlikte gidiyorlar. Orada bir Dr Yüzbaşı, bir üsteğmen ve başka subaylarla birlikte MİT mensuplarıyla da birlikte oluyorlar. Restoran'm sahibi (adı bilinmiyor öğrenilecek) ve işletmecisi Ahmet adlı şahıs yer altı dünyasıyla ilişkili. Ahmet ve adamları Sedat PEKER'le silahlı çatışmaya girmiş. (Bu olay gazetelere de yansımış.) Ahmet artık restoranda çalışmıyor. Söz konusu subaylardan biri, restoran sahibine bir adet Glock satmış. İsmail PAKER'in çocukları Alparslan ASLAN'a amca diyor. (M.TEKİN tanık olmuş.) İsmail PAKER' in Bulgar uyruklu Osman adında çok yakın bir arkadaşı var. 18 Mart kapsamında Çanakkale'ye yapılan bu geziye (bu yıl) İsmail PAKER, Zekeriya ÖZTÜRK ve M.TEKİN birlikte katılıyorlar. Çanakkale garnizon komutanı ya da etkinlikleri yöneten kişi olan Albay, üçlüye çok yakın ilgi gösterip, birçok kolaylık sağlıyor. Nedeni İsmail PAKER'i tanıması. Paker bu durumu "Asteğmenken komutammdı" diye açıklıyor. M. TEKİN, PAKER in verdiği bilginin doğruluğundan şüphelenip, sonradan albayı arıyor ve 1985 te Güneydoğu da aynı birlikteydik yanıtını alıyor." Şeklindeki belge sorulduğunda; Partide her ne kadar görev alsa da parti yöneticisi olmadığını, bu konulardan bilgisinin olmadığını, fakat anladığı kadarıyla belgede ismi geçen şahısların olumsuz-Ve" uğursuz''.fâaliyetler içinde olduğunun

genel merkeze kimliğini bilmediği bir kişi tarafından bilgi olarak iletildiği, bu notu görmediğini, haber amaçlı merkeze gelmiş olabileceğini,

İşçi Partisinde bulunan dokümanlar arasında; elle yazılmış " Teoman dan gelen bilgi" başlığı altında bilgisayar çıktısı halinde yazılmış; "Yaklaşık iki ay önce Sirkeci de bir kebap restoranında önemli bir yemek yendi. Yemeğe çok önemli bazı emekli generaller ve çeşitli kuvayi milliye derneklerinin yöneticileri katıldı. Kemal KERİNÇSİZ, Veli KÜÇÜK, Muzaffer TEKİN, Taner ÜNAL gibi isimlerin eski generallerle birlikte Türkiye'nin içinde bulunduğu son durumu görüşmek üzere yemek yedikleri belirtiliyor. Yemek bir komutanın doğum günü nedeniyle verilmiş. En çok tartışılan konu ise İşçi partisinin milli hükümet çağrısı olmuş. İsmini öğrenemediğimiz bir orgeneral İşçi Partisinin çağrısını olumlu bulduklarını ve parti programında yazılı olan bazı fikirlere karşı eleştirilerini Doğu PERİNÇEK e sunacaklarını belirtmiş. Aynı orgeneral geleneklerin dahi dışına çıkarak iki üç orgeneralin ortak bir eleştiriyi kaleme alacaklannı ve işçi partisiyle müşterek uzlaşma noktalan bulduktan sonra partiye katılacaklannı belirtmiş. Bunun üzerine Kemal KERİNÇSİZ

ve arkadaşlan İşçi Partisine katılma fikrine karşı çıkmışlar Bu bilgiyle örtüşen bir başka

bilgiyi ise Kornikov verdi. Kornikov, Gladyonun 1-2 yıldır ulusalcılara sızmaya çalıştığını ancak bunun tam başaramadığını belirtti. Bunun için Gladyo kendi ulusalcılannı yarattı. Bunun başında daha önce duyulmamış bazı dernekler ve isimler var. Gladyo bu iş için hatm sayılır paralarda harcıyor. Hatta Gladyonun ulusalcılan yeni bir televizyon kanalı kuracak paraya ulaştılar. VTV adı altında yayın yapacak olan Vatan TV gladyonun ulusalcılannm yayın organı olacak.." şeklindeki belge sorulduğunda; Teoman isimli şahsı tanımadığını, bilgi notunu ilk defa duyduğunu, içeriğini bilmediğini,

İşçi Partisi Genel Merkezinde yapılan aramada; Girişin karşısındaki sekreter odasının sağ tarafında bulunan masa üzerinde çok sayıda CD bulunarak el konulmuştur. Bu CD'lerle ilgili yapılan ön incelemede, üzerinde "ELBA HIGH QUALITY CD" yazan M4-C524-B-R2-09:40 seri numaralı CD'nin yapılan incelemesinde; içersinde (3) adet klasör ve (1) adet Word sayfası olduğu görüldü.

"Fetullahçı Gladyo" isimli klasör açıldığında, içersinde (4) adet Word belgesi, (4) adet resim belgesi olduğu görüldü. Fotoğraf belgeleri tek tek açılıp incelendiğinde; bir çok Emniyet mensubunun isimlerinin olduğu ve bu kişilerle ilgili açıklamalann yazıldığı ve genel olarak isimleri belirtilen kişilerin Fetullahçı olduğu aynntıh olarak anlatılarak yazdığı görülmüştür.

"Fetullahçı Gladyo'nun Gladyo Operasyonu" isimli Word sayfası açılıp incelendiğinde, Emniyet Teşkilatı içersinde Fetullahçı Gladyo kadrosunun olduğu ve aynntıh açıklamalann yazıldığı görülmüştür.

"Polis, Fettullah GÜLEN, ABD" isimli Word belgesi açılıp incelendiğinde,

(Fettullah GÜLEN suç örgütünün polis içindeki yapılanması, risale çocuklan-1) başlıklı (1)

sayfadan oluşan yazı olduğu, yazının içersinde Emniyet Teşkilatında Fetullahçı yapılanma

olduğunun yazıldığı, devamında çok sayıda Emniyet Mensubunun isimlerinin yazıldığı,

isimlerin karşısında değişik açıklamalann olduğu, açıklamalardan sonraki bölümde

"Fetullahçı" ibaresinin yazdığı, bazı isimlerin karşısında İngilizce terimlerin yazdığı

görülmüştür. Belgeler sorulduğunda; Söz konusu CD den bilgisinin olmadığını, Partilerinin

bu şekilde fişleme faaliyetleri yürütmediğini, İşçi Partisinin Cumhuriyetin Polisine, Savcısına

ve Yargıcına karşı bir art niyeti ve ön yargısının olmadığını, ancak özellikle Emniyet Teşkilatı

içinde Emniyet'in birliğini bütünlüğünü ve Cumhuriyetçi karakterini zedeleyecek her türlü

örgütlenmeye karşı olmak gerektiğini, bu konuda İşçk Partisinin çeşitli kereler suç

duyurusunun bulunduğunu, * ,-" ' , * ■

ERGENEKON terör örgütüne yönelik yürütülen soruşturma devam ederken haber araştırma müdürü olarak görev aldığı Aydınlık Dergisinde söz konusu soruşturmanın Emniyet Teşkilatı içindeki Fetullahçı Gladyo tarafından yapıldığı yönünde haberler yayınlanmıştır. Hatta Aydınlık'ın bir sayısında Adil Serdar SAÇAN ile yapılan röportajı 'Her Yıl Polis Okullarından 100-150 bin Fetullahçı polis mezun oluyor" başlığı ile yayınladığı tespit edilmiştir. Tüm emniyet mensuplarının 150-200 bin arası olduğu düşünülürse bu hayal ürünü haberleri ne maksatla yaptıkları sorulduğunda; Bu soruya yanıt vermeyeceğini,

"ELBA HIGH QUALITY CD" yazan M4-C524-B-R2-09:40 seri numaralı CD'nin yapılan incelemesinde; içersinde (3) adet klasör ve (1) adet Word sayfası olduğu görüldü.

"Yargı-Nusret Senemden" adlı klasör açıldığında, içersinde (4) adet Word belgesi, (7) adet PDF belgesi olduğu görülmüştür.

"Yargıtay" adlı PDF dosyası açıldığında, elle çizilmiş basit bir kroki olduğu görülmüş, kroki içersinde binanın bölümlerini gösterir şekiller olduğu, bu şekillerin üzerine A, B, C yazıldığı, binalara giriş çıkış olan noktalan işaretledikleri ve bu noktaların üzerlerine değişik işaretler ve şekiller yaptıkları ve numaralandırdıkları görülmüştür.

"Krokinin açılımı" isimli Word belgesi açıldığında, aynen şu yazıların yazdığı görülmüştür;

KROKİNİN AÇILIMI

A:Yargıtay ana bina, B:Yargıtay bitişik ek bina, C:Yargıtay ek bina, l:protokol kapısı(güvenlik çok sıkı), 2 avukat giriş kapısı, 3 Posta giriş kapısı, 4 Vatandaş kapısı, 5Garaj kapısı (sürekli görevli bulunur, güvenlik yok), 6 Mutfak kapısı, 7 A blok yan kapı, 8Cnlok yabn kapı, 9C blok arka kapı, 10C blok öbn yan kapı, 1İC blok ana giriş kapı, 12C blok garaj kapısı, 13 Başbakanlık güvenli girişi, 14A blok giriş, X Güvenlik var, X Polis var, (X ray cihazı var), P polis noktası var.

"San ile işaretli bölgeler rahat, buralarda güvenlik, polis, görevli yok.6 nolu kapı tünel gölgesinde kalıyor.Gece için uygun.3 nolu kapı, kilitli ancak açılabilir.Buradan A blok zemin altına inilir.Burası Milli Eğitim Bakanlığı ile A blok arasında kalıyor ve araba park yeri.Tenha.C blok 8 nolu kapı çok müsait.Girince bazen kapı arkasında bir güvenlik çıkabilir. Burada lavabolar var.Oraya geçilebilir.Her zaman yok.9 nolu kapı kilitlidir.Ama açılabilir. Ön taraftaki ışıklar oraya görmüyor. 10 nolu kapı kullanılmaz, ön taraftaki ışıklar burayı iyi görüyor.Ön tarafta 2 kamera var.Ön taraftaki san alan ağaçlann altında kalıyor. Işıktan da geriye kalıyor. Orayı güvenlik kulübesi görmüyor, arkada camlan yok. O nedenle kör bir nokta oluşuyor.Karargah kameralan görse de karanlık olduğundan sıkıntı olmaz.Ancak fazla beklememeli.Karargah önünden hemen ikaz gelebilir."Şeklinde yazılann olduğu görülmüştür.

Elde edilen kroki ve krokinin açılımını anlatan Word sayfasındaki yazılar incelendiğinde; Yargıtay binasında bir suikast yada bombalı saldın düzenlenebilmesi için, binadaki güvenlik zafiyetlerinin de içinde bulunduğu tüm noktalann belirtildiği, dolayısıyla Yargıtay Başkanlığında, üst düzeydeki yargı mensuplanndan birisine yönelik eylem hazırlığı yapıldığı değerlendirilmektedir.

Bu kroki ve açılımından sizin bilginiz var mı? Kroki ve kroki açılımını kim yada kimler hazırladı? Söz konusu krokinin hazırlanmasındaki amaç sorulduğunda; Kroki ve söz konusu haberi 24 Marta 2008 günlü Taraf gazetesinde okuduğunu, haberi yazan gazeteci Soner ARIKANOĞLU'nu Şemdinli olaylanndan beri kamuoyunu yanlış yönlendirmeye yönelik haberleriyle tanıdığını, Yargıtay'a ve Yargıtay "C. Başsavcısına karşı bir saldın ve suikast planının İşçi Partisi tarafından düşünülmesi bile akla ve mantığa aykın olduğunu, bu

[pic]

1661 v,A- ' ., ^""""~T~ ~

krokiyi iddia edildiği gibi İşçi Partisi Genel Merkezinde bir CD'de bulunduğu meselesinde genel sekreter Nusret SENEM'in cevap vereceğini, krokiden bilgisinin bulunmadığını,

"ELBA HIGH QUALITY CD" yazan M4-C524-B-R2-09:40 seri numaralı CD'nin yapılan incelemesinde; içersinde (3) adet klasör ve (1) adet Word sayfası olduğu görüldü.

"Yargı-Nusret Senemden" isimli klasör içersinde "Yargıtay ile ilgili notlarım" isimli Word sayfası incelendiğinde, içeriğinde; aynen şu bilgilerin yazdığı görülmüştür. Söz konusu belgenin içeriği aynen aşağıya aktarılmıştır.

Yarg. 8 Hamdi Yaver Aktan'a teşekkür edelim.(Tv için Danıştaydaki çabalarma)Ancak Baskınla, Kaboğluyla iyi görüşüyor.Gümüşhane Baro başkanının cinayet davasına bakılacak.İ.Selçuk'un yemeği en son ne zaman oldu.Silahçıoğlu en son ne zaman katıldı.Sabih bey, Yarsav başkanı katılıyor.Murat Özdü iş anyor. Bakılsın, sıcak yaklaşalım.Yalova Adliyeden Ü„ K.... ile görüşelim.AKP dosyasını E....a iletelim, görüşünü

alalım. Limandaki yemeğe yetiştirelim. Yemeğe E u dışında E.Poyrazla Levent Ersöz

Paşa da gelecek.Adliyeden M... K....ya fazla uğranılmasm.B...ı A.... Y....nm babasının durumuna bakılsm.acil .... Teftiş Kurulu Başkanının babasının durumuna bakılacak.acil .. ..V.S" şeklindeki belge sorulduğunda; Kendisinin bu belgeden haberinin olmadığını,

"ELBA HIGH QUALITY CD" yazan M4-C524-B-R2-09:40 seri numaralı CD'nin yapılan incelemesinde; içersinde (3) adet klasör ve (1) adet Word sayfası olduğu görüldü.

"Yargı-Nusret Senemden" isimli klasör içersinde; "Yargı tel notlan" isimli Word sayfası incelendiğinde, çok sayıda şahsın isminin yazdığı, isimlerin karşısında da telefon numaralannm yazdığı görülmüştür.

Listedeki isimlerle ilgili yapılan ön çalışmada, listedeki isimlerin Yargı mensuplan olduğu öğrenilmiştir.

"Muammer AKSOY" isimli PDF dosyası incelendiğinde, bir adet "ceset" resminin olduğu görülmüştür. Belge sorulduğunda; Bahse konu belge ve resimlerden haberinin olmadığını,

"Turgut ÖZAL" isimli PDF dosyası incelendiğinde, 18 Haziran 1986 tarihinde Ankara ilinde Atatürk Kapalı Spor salonunda Anavatan partisinin 2. Olağan genel kurul toplantısı yapıldığı sırada, Başbakan Turgut ÖZAL'a yönelik yapılan silahlı saldın olayının soruşturma evraklannm olduğu görülmüştür. Belge sorulduğunda; Bu konuda herhangi bir bilgisinin olmadığını,

"ELBA HIGH QUALITY CD" yazan M4-C524-B-R2-09:40 seri numaralı CD'nin yapılan incelemesinde; içersinde (3) adet klasör ve (1) adet Word sayfası olduğu görüldü.

"Yargı-Nusret Senemden" isimli klasör içersinde bulunan "Tayip ERDOĞAN" isimli PDF dosyası incelendiğinde, 1998 yılında Recep Tayip ERDOĞAN hakkında Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi C. Başsavcılığınca düzenlenen iddianame olduğu görülmüştür. Belge sorulduğunda; Bu konuda herhangi bir bilgim yoktur.

İşçi Partisi Genel Merkezinde yapılan aramada; Girişin karşısındaki sekreter odasının sağ tarafında bulunan masa üzerinde çok sayıda CD bulunarak el konulmuştur. Bu CD'lerle ilgili yapılan ön incelemede, üzerinde "CD 3 PRINCO" yazılı P420281107130821 seri numaralı CD'nin yapılan incelemesinde;

(3) adet klasör olduğu, çok sayıda Word belgesi, çok sayıda PDF belgesi ve çok sayıda Resim dosyasının olduğu görülmüştür. ,

"Ergün POYRAZ'm - Jitem'ten aldığı para" isimli klasör içersinde (5) adet Word belgesinin olduğu, bu belgeler ayrı ayrı incelendiğinde Ergin POYRAZ'm değişik tarihlerde ve değişik miktarlarda Jandarma İstihbarat Başkanlığı kasasından paralar aldığına dair tutanakların olduğu, tutanak içersinde İstihbarat Başkanlığı kasasından verilen paranın miktarı ve tarihinin olduğu, alt kısmında teslim eden, hazır bulunan ve onaylayan Jandarma görevlilerinin isimlerinin olduğu, ayrıca teslim alan bölümünde Ergün POYRAZ araştırmacı -yazar yazdığı görülmüştür. Belge sorulduğunda; Söz konusu belgeler hakkında bilgisinin olmadığını, İşçi Partisine nereden ve ne şekilde getirildiğini bilmediğini,

"CD 3 PRINCO" yazılı P420281107130821 seri numaralı CD'nin yapılan incelemesinde; "Fırat Üniversitesi - İrticai Kadrolaşma" isimli klasörün içersinde (14) adet resim belgesinin olduğu, bu resim belgelerinin içersinde Fırat Üniversitesi hakkında bilgilerin olduğu, üniversite görevlilerinin isimlerinin olduğu, bazı görevlilerle ilgili ayrıntılı açıklayıcı bilgilerin yazdığı, diğer sayfalarda liste şeklinde isim listesinin olduğu, isimlerin karşısında unvanlarının ve bölümlerinin yazdığı, ayrıca her ismin karşısında "Sağ görüşlü, muhafazakar, nurcu, F.G. grubu., Süleymancı, Ülkücü" şeklinde sınıflandırmalar yapıldığı görülmüştür. Belge sorulduğunda; Hiçbir bilgisinin olmadığını,

"CD 3 PRINCO" yazılı P420281107130821 seri numaralı CD'nin yapılan incelemesinde; İçerisinde bugüne kadar yakalanan şahıslardan ele geçirilen örgüt dokümanlarından "Devletin yeniden yapılandırılması", "Dinamik - Ani-tez" , "Dinamik Ulusal Güç Birliği" "Birleşik Komin", "İP TÜRK ve KÜRDÜ BİRLİKTE ÖRGÜTLEME TASARIMI" "LOBİ" "OLUŞUM" "ULUSAL MEDYA 2001" ile şimdiye kadar sadece Tuncay GÜNEY ve Veli KÜÇÜK'ten elde edilen "ERGENEKON" isimli belge sorulduğunda; Hiçbir bilgisinin olmadığını, böyle bir CD'nin varlığından haberinin olmadığını, LOBİ isimli belgeyi internetten indirdiğini,

İşçi Partisi Genel Merkezinde yapılan aramada; Girişin karşısındaki sekreter odasının sağ tarafında bulunan masa üzerinde çok sayıda CD bulunarak el konulmuştur. Bu CD'lerle ilgili yapılan ön incelemede, üzerinde "VERSATİLE" yazan 411509A102B4 seri numaralı CD'nin yapılan ön incelemesinde; 2005 yılı Şubat ayı içersinde dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar BÜYÜKANIT'm İzmir ve Balıkesir illerine yapacağı ziyaretlerle ilgili koruma planını gösteren (9) sayfalık belge sorulduğunda; Belgeden haberinin olmadığını, bahsedilen CD 1er İşçi Partisi Genel Merkezinde bulunduysa partilerine karşı büyük bir provokasyon ve tertiple karşı karşıya olduğunu düşündüğünü,

>r—*\ < "-i

Parti binasında yapılan aramada gerek kağıt, gerekse dijital ortamda Türk Silahlı Kuvvetlerine ait çok sayıda gizlilik dereceli bilgi ve belgenin bulunduğu görülmüştür. Ayrıca birçok kamu görevlileri hakkında (Emniyet Teşkilatı - Milli Eğitim Bakanlığı - Yargı Mensupları - bazı Üniversiteler) bilgiler topladığı, bu kişilerin değişik tarikat, grup ya da siyasi görüşüne göre sınırlandırıldığı görülmüştür. Belge sorulduğunda; İşçi Partisi'nin ordu ve yargıdaki kişileri sınıflandırma çabası içine girmesinin düşünülemeyeceğini, Partinin böyle bir görevinin olmadığını, Kendisini yaklaşık kırk yıldır bilimsel sosyalist bir devrimci olarak tanımladığını, bu kırk yıl içinde legal ve illegal örgütleri sıraladığında üyesi olduğu tek örgütün İşçi Partisi olduğunu, kendisinin ERGENEKON adı verilen bir örgüt içinde ve bazı başı bozuk şahıslarla halkı isyana teşvik edecek bir örgütlenme içinde bulunmasının mümkün olmadığını, bu soruşturma kapsamında kendisine yöneltilen bazı sorulardan da İşçi Partisinin bu tür karanlık örgütlenmelere karşı çıktığının anlaşıldığı, İşçi Partisinin kırk yıllık bir birikiminin, mücadele anlayışının ve programının olduğunu, Bu kırk yıllık tarihte hiçbir kişi ve kuruma karşı saldın ya da suikast planlarının zerresinin olmadığını, Tersine İşçi Partisi bütün tarihi boyunca Türkiye'ye yönelik karanlık tertiplere karşı_ mücadelesiyle öne çıkan bir parti olduğunu beyan etmiştir.

[pic]

b) Savcılık ifadesinde;

Kendisinin 40 yıldır siyasetin içerisinde olduğunu, bu süre içerisinde üye olduğu tek kuruluşun İşçi Partisi olduğunu, mesleki olarak da Türkiye Gazeteciler Sendikasına üye olduğunu, bunun dışında legal, illegal hiçbir örgütün üyesi olmadığını, soruşturma kapsamında daha önce gözaltına alman şahıslardan kamuya mâlolmuş kişiler ve parti üyesi Adnan AKFIRAT, Ferid İLSEVER, Serhan BOLLUK, Doğu PERİNÇEK, Kemal ALEMDAROĞLU, İlhan SELÇUK ve Emin GÜRSES gibi şahıslan tanıdığını, bunların dışında kimseyi tanımadığını, Kemal KERİNÇSİZ, Fuat TURGUT, Sami HOŞDAN, Ali YASAK gibi başıbozuk kişilerle aynı örgüt çatısı altında olmasının mümkün olmadığını, Bilimsel sosyalist bir insan olduğunu, gerek evinde gerekse İşçi Partisi'nde kendisinin çalışma masasında yapılan aramalarda da hiçbir suç unsuruna rastlanılmadığını, Suç ile ilgili olduğu krokilerin yer aldığı iddia edilen CD'ler in partide kullanılmayan bir masadan çıktığını, bu durumun tutanaklarda da belli olduğunu, bu nedenle söz konusu dokümanlarla ilgisinin olmadığını, Nusret SENEM yazılı klasörler ve Hikmet ÇİÇEK yazılı klasörlerin kendisinin ve Nusret'in masasında değil, kullanılmayan bu masada çıktığını, şahsına ve İşçi Partisi'ne bir komplo kurulduğunu, kendisi ile ilgili delillerin evinde ve iş yerinden toplanıldığını beyan etmiştir.

c) Aramalarda elde edilen deliller;

Hikmet ÇİÇEK'in Ankara İli Altındağ İlçesi Gündoğdu Mahallesi Kıvrım Sokak No:2/2 sayılı ikametinde yapılan aramada elde edilen dokümanların incelenmesinde;

1- XI 03 Haziran 1994 ibaresi ile başlayan Beratta marka tabanca verdiği bana

ibaresi ile biten 19 sayfalık mavi tükenmez kalem ile arı teksir kağıda yazdı el yazması

dokümanın içeriğinde; El yazması olarak dokümanın yazıldığı H.Ocak 1994 tarihide

yazıldığı değerlendirilen dokümanda, Behçet CANTÜRK, Savaş BULDAN ve arkadaşlarının

öldürülmesi olaylarının içerisinde olduğu değerlendirilen Cavit yazdığı veya ikinci bir

şahıs tarafından Cavit isimli şahsın ağzından anlatımların yer aldığı,

2- İlk operasyon ibaresi ile başlayan bombalama işleri, bu ekibin işi ibaresi ile

biten (19) sayfalık dokümanın içeriğinde; Behçet, Ayhan, Ziya, Semih, Fevziler, Buldan,

Ağar, Eken, İ.ŞAHİN, EYMÜR, Tank ÜMİT, YEŞİL, TOPAL, ÖZEL HAREKATÇILAR,

şeklinde bir çok isimin geçtiği doküman genelinde Behçet CANTÜR ve Savaş BULDAN'm

öldürülmesi olayının anlatıldığı, dokümanın son sayfasında, 700 kişilik ekip, Em.

Bünyesinde Bombalama işi de bu ekibin işi şeklinde son bulduğu,

3-Yaklaşık bir yıl önce ibaresi ile başlayan, açıklayacağım ibaresi ile biten (1) sayfahk doküman içeriğinde, isim ve imzasız Susurluk kazısı sonrası isimleri geçen Behçet CANTÜRK ve Savaş BULDAN ile ilgili bilgi vereceğinin yazılı olduğu,

4- 6 Tem. 98 ibaresi ile başlayan, piyasası ibaresi ile biten (1) sayfalık dokümanm içeriğinde; Bazı şahıslar hakkında hazırlanmış istihban bilgilerin olduğu, Mehmet DEMİZVANK- 2. Evliliği Em.Dn.alb. oğlu C 6. Çalışıyor Ertğrulun yakın arkadaşı, ailece

görüşüyorlar Oral ÇELİK'in adamları ...Salih GENCER .... Necati GENCER .... Abisi

vuruldu Eroin patronu Oral ÇELİK Arka sayfasında; Necati K. Çekmecede yazlığa

giderken arabada öldürdüler oğlu yanında idi 5 kişi yakalandı tutuklandı biri (Yazı anlaşılmıyor) Jandarma çıktı işi tasarlayan oral ÇELİK in yeğeni N.GÜVEN olm biliyordu Recap Rasim, Yaşar ÖZ, Ayhan ÇARKIN, saç kıvırcık kirlijsakallı, o gün solcu bir çocuğa gidildi uyardım. Şeklinde el yazması karalamalar olduğu, ' . „"

5- Fakslandı CIA:Türkiye parçalanacak ibaresi ile başlayan A. Stavrou yürütüyor ibaresi ile biten 10 sayfalık bilgisayar çıktısı (5-7-10 numaralı sayfalar yarım ) dokümanın içeriğinin; ABD'nin Türkiye üzerindeki etkileri Türkiye'den beklentileri içerikli yazı olduğu,

6-E1 yazması ile elektronik ibaresi ile başlayan, devreden çıkardı ibaresi ile biten (7) sayfalık bilgisayar çıktısı(l-3-6-7 sayfalar yarım ve eksik.) dokümanm içeriğinin;

Hava Kuvvetlerine alınması düşünülen F-4 Savaş Uçakları ile ilgili Org. Halis BURHAN'm vermiş olduğu niyet mektubu ve içeriği hakkında Hikmet ÇİÇEK tarafından hazırlandığı haber mahiyetli yazı olduğu,

7- Fakslandı komutanın oğlu ibaresi ile başlayan, Belli değil ibaresi ile biten (7) sayfalık bilgisayar çıktısı dokümanın içeriğinde; Hav Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Halis BURHAN'm oğlu Nejet BURHAN ile gelini Mukaddes BURHAN'm F-16'lann Elektronik Savaş Sistemi Projesini yapan Amerikan LORAL Şirketinde çalıştıklarının iddia edildiği ve bunun ile ilgili açıklamaların yapıldığı yaz. Devam eden sayfalarında Hava Kuvvetlerindeki F-16Tarda yaşanan güven bunalımı içerikli yazılar Org. Halis BURHAN'm özgeçmişi, Aydınlık Dergisinin Hava Kuvvetleri ile ilgili hazırlamış olduğu yazılar olduğu,

8-Genel Kurmay ibaresi ile başlayan, İtirazı yok ibaresi ile biten (8) sayfalık bilgisayar çıktısı.(l-6 numaralı sayfalar eksik) dokümanın içeriğinde; Hava Kuvvetleri tarafından İsrail'e verilen Niyet Mektubu Genel Kurmay tarafından engellendi başlığı altında konunun ayrıtlı bir şekilde anlatıldığı haber mahiyetli yazı olduğu,

9-Fakslandı F16 rezaleti ile başlayan, Müsteşarlığı atandı ibaresi ile biten (13) sayfalık bilgisayar çıktısı(3-10-ll sayfalar tam, diğer sayfalar yarım ve bant ile ekli) dokümanın içeriğinde; Hikmet ÇİÇEK ve Doğan DUYAR tarafından hazırlandığı değerlendirilen Savunma Sanayinde çok sayıda ihalenin Amerikan şirketleri tarafından kazanılmasının işlendiği haber mahiyetli yazı,

10- F16 ibaresi ile başlayan, Aydınlıkta buluşacağız ibaresi ile biten (7) sayfalık bilgisayar çıktısı(l-7 numaralı sayfalar yarım ve eksik) dokümanın içeriğinde; Amerikan LORAL ile Türk KAVALA'nm ortak şirketi MİKES ve şirketin yönetim kurulu üyesi Engin ARIKAN hakkındaki FlöTann elektronik savaş sistemleri ile ilgili iddialarının anlatıldığı,

(1) adet Üzerinde Eşref BİTLİS belgeseli ve anma toplantısı ibaresi yazılı 2 ile numaralandmlan VHS video kasetinin yapılan incelemesinde "BUZLANMA" isimli Eşref BİTLİS belgeseli, Suphi KARAMAN"m konuşmacı olarak katıldığı Eşref BİTLİS ile ilgili konuşmasında olayın kaza olmadığı, suikast olduğu şeklinde konuşmaların olduğu, Doğu PERİNÇEK' in konuşmacı olarak katıldığı, Eşref BİTLİS"in Amerikan emperyalizmine karşı durduğu, Eşref BİTLİS ve Uğur MUMCU suikastlarının aydınlatılması gerektiği, şeklinde konuşmalarının yer aldığı, Eşref BİTLİS"i anma toplantısı görüntüsünün mevcut olduğu anlaşılmıştır.

(1) adet üzerinde II. Kaset ibaresi yazılı 1 ile numaralandmlan VHS video kaseti

(1) adet üzerinde Strateji GÜNDEM /96 ibaresi yazılı mavi disket

(1) adet üzerinde T.C Hükümetleri (55.Hükümet, Karapara, Şeriat, Darbe/ Muhtıra) ibaresi yazılı siyah disket

(1) adet üzerinde Tetikçi Kampı - Tam Metin- ibaresi yazılı siyah disket

(1) adet üzerinde Temmuz 98 Internet Hab.Yaş/98 BCG raporları, Aydınlık-

Yazışma ibareli siyah disket " *- s "

(1) adet İrticaya Karşı Strateji ibareli siyah disket

(1) adet üzerinde Genel Kurmay Belgeleri (Kitap, Yaş vs.) ibareleri yazılı siyah disket

(1) adet üzerinde DP Kitaplar / Yazılar ibareli siyah disket

(1) adet üzerinde Hangi Hizbulyah? ibareli disket

(1) adet üzerinde Hizbullah - Kaynak ibareli disket

(1) adet üzerinde Susurluk ibareli yazalı disket

(1) adet üzerinde Susurluk (1) ibaresi yazılı gri disket

(1) adet Susurluk Tutanakları 2 ibareli siyah disket

(1) adet K. SAVAŞ / Susurluk R.ibareli siyah disket

(1) adet adresler, protokol ibareli siyah disket

(1) adet Özel Örgüt, 700 kişilik özel ibareli siyah disket

(1) adet YAŞ 1997 ibareli siyah disket

(1) adet Devrim Kanunları yazılı ibareli gri disket

(1) adet Susurluk Konferans ibareli gri disket

(1) adet Haberler, Karapara, Yolsuzluk, Aşiretler ibareli disket

(1) adet Reis (Yeni) ibareli disket

(1) adet Susurluk Konferansı ibareli disket

(1) adet Özel Savaş Adnan AKFIRAT ibareli disket

(1) adet Din Tahrikat -2 İslamcılar ibareli disket

(1) adet "Reis" S.YALÇIN/ D.YURDAKUL ibareli disket

(1) adet ÇİLLER Sö yedek (Kopya) ibareli disket

(1) adet D.PERİNÇEK (1) "Azerbaycan Suç Duyurusu" (2) E.BİTLİS ibareli disket

(1) adet Hab.-Ar (2) Veysel KAYA ibareli disket

(1) adet ÇATLI - Notlan - ibareli disket

(1) adet Yeşil etiketli Üzerinde (1) ibare yazılı disketler çıkmıştır.

11-Onemli ibaresi ile başlayan Haymanamıza düştü ibaresi ile biten (7) sayfalık sarı teksir kağıdı üzerine daktilo ile yazılı aralarmda el yazması notlar bulunan dokümanın içeriğinin; dokümanın 6 Mayıs 199 tarihli, üzerinde el yazması ile Aydınlık Osman AK şeklinde başlığı olduğu, Dönemin Ankara Emniyet Müdür yardımcısı Osman AK hakkında kısa bilgiler verilerek hakkında FethuUahçı iddialan yer aldığı yazılar olduğu devameden bölümde gözaltında bulunan bir şahsın kendisi ile Osman AK in konuştuğunu iddia ederek sorguda geçen İlter Türkmen, Ordu MHP Denktaş Kıvnkoğlu konu başlıklan altında konuşmalann aktanldığı yazı olduğu

* ,

12-Harp Akademileri Komutanlığı yayınlarından Türkiye'de irtica hareketleri ve Terörizm İlişkileri isimli 196 sayfadan ibaVeVsİ%aBi bilgisayar çıktısı dokümanın

[pic]

[pic]

içeriğinde; Harp Akademileri Komutanlı Yayanlarından 1998 yılında basılan Türkiye'de İrtica Hareketleri ve Terörizm ilişkilerini anlatıldığı, Türkiye'de faaliyet gösterin dini motifli terör örgütleri, tarikatlar, cemaatler ve Türkiye'deki siyasal hareketliliğin anlatıldığı

13-Üzerinde Alaattin ÇAKICI, Erol EVCİL ismi ile başlayan Zeki IŞIKLI ismi ile biten bir sayfa şema (üzerinde el yazması notlar mevcut) dokümanın içeriğinde;

Nesim MALKİ cinayeti ile ilgili Erol EVCİL tarafından öldürme teklifinin getirildiği, Şükrü ELVERDİ isimli şahsın eylemde yer alacak şahısları temin ettiği Mehmet SÜMBÜL'ün bu teklifi kabul ettiği, Muharrem KUTAY kendisine gelen bu teklifi kabul etmedi, İlhan ÖZTÜRK eylemde aracı kullanan şahıs olduğu, yurtdışı bağlantısının Alaattin ÇAKICI olduğu Nesim MALKİ cinayetinin şematize edilmiş hali olduğu,

14-Saym Feyza Perinçek'e ismi ile başlayan okumuşlar ibaresi ile biten el yazması, daktilo yazması 16 sayfalık dokümanın içeriğinin; 18 Mayıs 1999 tarihinde Feyza isimli şahsa yazıldığı anlaşılan yazıda Aylık dergisine haber olacağı düşünülen Kazım KARABEKİR Paşanın kurup eğittiği iddia edilen Erzurum Çocuklar ordusu isimli oluşum hakkında bilgiler verilerek kaynak gösterildiği, ayrıca çeşitli konularda haber içeriği olan bilgiler verilerek haber veya kitap yapılması yönünde telkinlerde bulunulduğu değerlendirilen el yazması ve bilgisayar çıktısı yazı olduğu

15-Fetullah hoca cemaati ibaresi ile başlayan saygılarımla ibaresi ile biten 10 sayfalık bilgisayar çıktısı doküman; Fetullah Gülen cemaatini Emniyet teşkilatının içine sızdığı yönündeki iddialarla son dönemde Grubun fark edilmemek için almış olduğu tedbirlerin anlatıldığı yazı olduğu yazının saygılarımla ibaresi ile son bulduğu

16-Politika bölümünde ibaresi ile başlayan sevgiler ibaresi ile biten (3) sayfalık daktilo yazmalı doküman (sayfaların belirli bölümlerinde el yazması notlar mevcuttur) dokümanın içeriğinde; Prf.Doktor Yalçın KÜÇÜK tarafından Aydınlık dergisine yayınlanması için gönderildiği değerlendirilen baş kısmında Rektör ALAMDAROGLU

şeklinde başlık olan İstanbul üniversitesinde Rektörün yaptığı icraatlar ve icraatlar hakkında

yorumlar olduğu doküman üzerinde Çeşitli el yazması notlar tutulduğu bu notlarda Seneto

karan sağlıklı, Bölümcülük yada beylikler politikası , Sizi sevindiriyordu çünkü ve 3.

sayfasında el yazması "Doğu selam ile başlayan Aydınlık lütfen politik olacak yayınlanacak

sevgiler" şeklinde el yazması yazı ve imza olduğu

17-21. Yüzyılda casusluk ibaresi ile başlayan nedeni olacaktır ibaresi ile biten 22 sayfalık bilgisayar çıktısı doküman incelendiğinde;

21. YÜZYILDA CASUSLUK İLETİŞİM VE BİLGİ IŞIĞINDA GLOBAL İSTİHBARAT İSTASYONLARI VE DEĞİŞEN CASUSULUK MESLEĞİ Action+Obligation=Integratıon ARAŞTIRMA-GÖZLEM-ANALİZ RAPORU İSTANBUL/ ARALIK 2000

Ulusal güvenlik konularının politik ve militarist önlemler ile sağlanabilmesi döneminin kapandığını gözler önüne serebilmek amacı ile hazırlandığı belirtilen 21. Yüzyılda Casusluk İletişim ve Bilgi Işığında Global İstihbarat İstasyonları ve Değişen Casusuluk Mesleği Action+Obligation=Integratıon Araştırma-Gözlem-Analiz Raporu İstanbul/ Aralık 2000 isimli dokümanda; MİT hakkında bilgiler verilerek, Milli İstihbarat Örgütü (MİT)"in tarihsel süreç içerisinde, misyonu ve işlevini tümüyle yitirdiği gerçeği artık görülmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Konularının geçtiği,

18-Adnan AKFIRAT'ın dikkatine ibaresi ile'başlayan bilincindedir ibaresi ile biten (8) sayfalık bilgisayar çıktısı dokümanın içeriğinde; Adnan AKFIRAT'a fakslandığı değerlendirilen T.C Genel Kurmay Başkalığı Genel Sekreterliği ibareli ve amblemli Genel

Kurmay Başkalığı Şehit Gazeteci Hasan Tahsin Basın Bilgi Merkezinden verilmiştir. Başlıklı, AGİT davranış ilkeleri rehberinde yer alana yükümlülüklerimiz doğrultusunda Türk Silahlı Kuvvetlerinin çalışma ve uygulamalarına ilişkin bilgi notu olduğu,

19-Hizmete Özel ibaresi ile başlayan Genel Kurmay Başkanlığı güncel konular isimli Hizmete Özel -21 ibaresi ile biten (22) sayfalık fotokopi içeriğinin; Hizmete Özel ibareli T.C. Genel Kurmay Başkanlığı amblemli, Güncel Konular başlıklı Genel Kurmay Basım Evi tarafından 1999 yılında basılmış, zamanın Ülkemizde ve Dünyada gelişen olaylar hakkında yazılmış yazı olduğu,

20-Adnan AKFIRAT ibaresi ile başlayan sevgilerimle ibaresi ile biten (1) sayfalık bilgisayar çıktısı dokümanın içeriğinde; Adnan AKFIRAT'a yayınlayacağı, Oral ÇELİK ve Yaşar ÖZ hakkında bilgiler içeren yapılması gereken ve görüşülmesi gerek şahısların belirtildiği Doğan DUYGUR tarafından gönderildiği değerlendirilen yazı olduğu,

21-Üzeri çizili Adnan AKFIRAT ibaresi ile başlayan Çiller özel örgütü diye devam eden Türkiye'de birkaç hafta içinde Askeri Darbe olabilir ibaresi ile biten (9) sayfalık bilgisayar çıktısı (sayfalarm belirli bölümlerinde el yazması notlar mevcut) dokümanın içeriğinin; Adnan AKFIRAT'm Dikkatine bölümünde Adnan AKFIRAT'ın üzerinin çizili olduğu, Hasan YALÇIN ve Hikmet ÇİÇEK'in dikkatine diye not düşüldüğü, Doğan DUYAR tarafından kaleme alınıp gönderildiği anlaşılan, ÇİLLER ÖZEL ÖRGÜTÜ iddiaları ile ilgili çeşitli bilgilerin aktarıldığı yazı olduğu,

22- NOT: Ayrıca ibaresi ile başlayan Yüksel ADIGÜZEL ibaresi ile biten (10) sayfalık bilgisayar çıktısı dokümanm içeriğinin; 29.04.1981 tarih ve 1980/740 Esas, 1981/600 Karar sayılı iddianame ile MHP ve Ülkücü Kuruluşları hakkında dava açılan 145 şahsın isim listesinin olduğu,

23-Ceza dairesi ibaresi ile başlayan ANKA ibaresi ile biten (1) sayfalık fotokopi dokümanın içeriğinde; Geçmiş tarihlerde MHP Partisi görev aldığı iddia edilen şahısla ile alakalı eski yargılandıkları davalar ile ilgili bilgeler olduğu,

24-İçindekiler ibaresi ile başlayan Ömer ASLAN ibaresi ile biten (8) sayfalık fotokopi dokümanın içeriğinin; 29.04.1981 tarih ve 1980/740 Esas, 1981/600 Karar sayılı iddianame ile dava açılanlar listelendiği doküman olduğu,

25- Mit. MEDYA ibaresi ile başlayan bir beklentidir ibaresi ile biten (40) sayfalık bilgisayar çıktısı dokümanda;

MİT MEDYA VE AJAN GAZETECİLER İSTANBUL/ARALIK 2000, Türk medyasının bugününü gözler önüne sermeyi ve, ulusal çıkarların korunması için, gerekli önlemlerin ivedilikle alınmasının ne denli gerekli bir zorunluluk olduğunu da işaret etmek amaçlı hazırlanan Mit Medya Ve Ajan Gazeteciler İstanbul/Aralık 2000 isimli dokümanda:

Kamuoyunda gazetecilere MİT personeli gözüyle bakılmakta ve tüm gazeteciler güvenilmez kişiler ve ajan olarak değerlendirilmekte olduğu, MİT'in medya organlarına yerleştirdiği ajan gazeteciler de böylece deşifre olurken, Kürtçe TV yayını olması gerektiğini savunabilen MİT'in Cumhuriyet devrimlerine bağlı, bağımsız gazeteci ve yazarlara karşı tavrının da kendiliğinden ortaya çıktığı, Türk basın örgütleri üzerindeki MİT baskısı ve kontrolünün kaldırılması zorunluluk olduğu, MİT'in suç odaklan, suçlular ve suçu yönlendiren bir merkez durumundan derhal kurtarılarak, asli görev ve sorumluluklarını kusursuz biçimde yerine getirebilen mekanizmaya dönüştürülmesinin gerekli olduğu ve MİT'in acil önlemler alınarak ulusal istihbarat görevlerini y-grine getirebilen, bağlı bulunduğu makamlara sürekli biçimde gerçek ve doğru bilgiler--aktarabilen resmi kimliğine yeniden kavuşturulması gerektiği anlatılarak; "Günümüz Türkiye'sinde, MİT'in onaylamadığı hiçbir

kimsenin medya patronu olması ve ayakta kalabilmesi mümkün değildir." Sonucuna ulaşılmıştır. Denildiği,

26-Hizmete özel ibaresi ile başlayan JGK'na ait Hizmete Özel -64 ibaresi ile biten (17) sayfalık bilgisayar çıktısı dokümanın içeriğinin; Jandarma Genel Komutanlığı Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı tarafından hazırlandığı değerlendirilen Hizmete Özel ibareli Hizbullah Terör Örgütü ve Diğer İrticai Faaliyetler Eylül 1999 tarihli Tümgeneral Hüseyin GÖKSU imzalı İç Hizmet için hazırlanıp tüm personele detaylı bilgilendirmek için dağıtılmak üzere kitapçık haline getirilmiş Hizbullah Terör örgütü ve İrticai faaliyetler hakkında detaylı bilgilerin verildiği,

27-Genel Kurmay Başkanlığına ait Çağdaş Ortadoğu olayları isimli (179) sayfalık kitabın, Em.Tümg.Muzaffer ERENDİL tarafından 1992 yılında yazılarak. Ankara Genelkurmay Baskım Evi tarafından basılmış kitap olduğu, görülmüş olup,

d) Telefon görüşmeleri;

Tape :3836, 13.02.2008 tarihinde, Doğu PERİNÇEK ile görüşmesinde özetle;Görüşmede Hikmet ÇİÇEK'in "Başkan meraba Hikmet Çiçek abi şimdi bi şeyi hatırlarıyım dedim sabah 10:30 da sizin verdiğiniz saatte İsa albay geldi şimdi bu ikinci defa şey oldu bir bundan önce de tam sizin savcılıkta ifade vermeniz gerekirdi hatırlıyorsunuz ordan da İstanbula acele gitmeniz gerekirdi biraz kırgın gibi bi isterseniz bi telefon etseniz iyi olur cebi var mı sizde dur hemen Fikretten alıyorum 0 536 607 21 41." Dediği ve görüşmenin bu şekilde sona erdiği,

Tape :3644, 29.02.2008 tarihinde, Ferid İLSEVER ile görüşmesinde özetle;FERİTin "Bu şey vardı ya Hikmet sen kitap yapacağın diye konuştuk" "Ya şimdi önce şunu abi Pazartesi gününe kadar yani yarın var öbür gün var güzel bir dosya haline getirelim kısa özlü şöyle Oktay EKŞİ'nin önüne konulacak bilmem Ertuğrul ÖZKÖK'ün önüne konacak şekilde çokta uzun bir yazı olmasın ama işin röjönünü veren bir dosya yapı versen ondan sora buradan ben İstanbul'dan" "Şeye götüreceğiz bunu basın mensuplarına götüreceğiz yani bu bunların ne olduğunu o bizim Aydınlık kapaklarından kalkarak ondan sonra 55 kişilik liste ondan sonra işte Şemdinli bilmem nesi ondan sonra Hrant DİNK cart curt bütün marifetleri ve bu gün ne yapmak istiyorlar amaçları nedir bu gün itibari ile bir dosyayı şey yapalım götürelim koyalım önlerine..." "Yani bu senin şeye de bir kolaylık olur. Kitabında bir şeyini iskeletini yapmış olursun..." "...8-10 sayfalık bir şey olsa bir materyal biliyor musun yani önüne koyacağız tak diye köşesinde yazacak biliyor musun abi" dediği, HİKMET'in "O dosyayı hazırlayım ben bu gün ERGENEKONTa ilgili bütün kitapları aldırdım" dediği,

Tape :3646, 03.03.2008 tarihinde, Ferid İLSEVER ile görüşmesinde özetle;HİKMET'in "Oktay EKŞİ ile konuştum" "Ee dedim bu ERGENEKON Türk Ordusuna karşı bir psikolojik bir savaştır" "Bir dosya ile ziyaretinize geleceğiz dedim" dediği, FERİT'in "Ya lütfen abi en geç bu akşam bitirin de Hikmet ya hiç olmazsa özette olsa götürün yarından itibaren dağıtalım burada ya gecikmeyelim abi sonra pişman olacağız ya hiç yani bir şeye benzesin yaptığımız iş ondan diyorum tamam abi" dediği,

Tape :4159, 05.03.2008 tarihinde, Doğu PERİNÇEK ile görüşmesinde özetle;Doğu PERİNÇEK'in "O ŞEYİ SAYGI ÖZTÜRK'TEN Bİ ÖĞRENİVER O REİS BİLMEM NE KİTABINI BEN BURDA ARATIRDIM BULAMADIM Bİ SOR NASIL BULABİLİRİZ DİYE" dediği, Hikmet'in "Tamam başkan" dediği,'Doğu^ PERİN ÇEK'in "Ne var ne yok başka" diye sorduğu, Hikmet'in "Bütün gazetelerde şey işte/Bâykal MHP Ordu gerginliği karşılıklı cevaplar bugün tekrar MHP bi açıklama' "yapacak bu konuda" dediği, Doğu

PERİNÇEK'in "Abi bundan yararlanarak benim şeyi tazeleyip yollasana" dediği, Hikmet ÇİÇEK'in "Onun üstünde değişiklik yapalım mı" dediği, Doğu PERİNÇEK'in "Yapalım mesela başlığını değiştirin ne yapalirsiniz bi düşünün Orduyu anlamadılar falan mı söyleyeyim mesela ne diyebiliriz" "Sende düşün bende düşüneyim sonra haberleşelim başlığı değişiklik ... basma" dediği, Hikmet ÇİÇEK'in "Şimdi 1 Mart tarihli tekrar göndermeyelim yeni bi şey sunalım" dediği,

Tape:1337, 27.12.2007 tarihinde, Güler KÖMÜRCÜ ile görüşmesinde özetle;Hikmet'in "Şimdi geçen hafta Sabahattin Önkibar yazdı bugün sen yazdın Önkibar şeye söyle İlker Türkmene MİTe Mitle ilgili dizide söylediğine şey yapıyor nedir MİT şeyi düşmanlığı herhalde diyor babasının Yassıadada MİT müsteşarı olarak CİA ile işbirliği yapmaktan yargılandığını hatırladı filan diye şey yapıyor bugün de sen yazdın bunlar değiştirmek mi istiyorlar bunu" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "... tabi görmüyor musun ya da herhalde bir şeye zorluyorlar yani kadro değişimi" "O çucuk da baksana dikkat et Ferhat bilmem kime Fetoşun işte işi kalemleri ben Amerika'dayken yani 2003 yılı falan mıydı acaba 2002 de olabilir patkır bu emri ziyarete geldi bu ondan sonra işte iki üç gün kaldı Eymür'de sonra Eymür'de kalmadı da Eymür'le Eymür'ü ziyaret etti Eymür'le oldu ondan sonra gittikten sonra bir sene sonra Eymüre bindirdi yani o Fetoşiye kalemlerindendir" "Ferhat Ünlü" dediği, Sabah gazetesinde çıkan haberlerden, MİT in kadrosunun değiştirilmesi için çalışma yapıldığı şeklinde siyasi gündemi değerlendirdikleri, ilerleyen konuşmalarda Doğu PERİNÇEK ten bahsettikleri, ayrıca Koray AYDIN'ın BAHÇELİ ye karşı MHP de adaylığa hazırlandığından bahsettikleri, konuşmanın devamında Güler KÖMÜRCÜ'nün "en iyi dostum kim biliyormusun" diyerek iş adamı İbrahim BENLİ olduğunu söylediği, Hikmet'in de İbrahim BENLİ nin kim olduğunu sorması üzerine, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Sizin adamınız a a bismillah işadamı yok mu hani" dediği, bu şahsın evinde verdiği davetten bahsederek "...geçen iki hafta önce evinde yemek davet verdi" "...içeride bir sürü işçi partili Doğu bey bir şey söylüyor eşi falan da var işte ne bileyim Kemal Alemdaroğlu şey işte Fikret ne hoca Ercan hoca ondan sonra Yaşar Hacısalihoğlu eşleri falan böyle kalabalık bir işçi partili gruplar işte piyano çalıyorlar arya söylüyorlar ben de içeride nasıl ... biliyorlar bilior musun beni görmen gerekiyordu" diyerek toplantıdan bahsettiği, Hikmet.. .'in de "Şimdi genel başkan Ankara'da bugün birazdan yola çıkar" "...Ufuk Söylemez geldi bir sohbet ettiler şey bunlar Ufuk Söylemez Mehmet Haberal bir kişi daha şimdi aklıma gelmiyor Hasan Ünal filnan yani bu ekip Kamuran İnan ha pardon Kamuran İnan" "... Ufuk Söylemez bir şey yapıyorlar yani ulusalcı akil adamları bir araya getirme toplantısı gibi bir şey" dediği,

e) Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;

Şüpheli Hikmet ÇİÇEK'in savcılık ve emniyet ifadeleri değerlendirildiğinde;

Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Sevgi ERENEROL, Güler KÖMÜRCÜ, Ümit OĞUZTAN, Tuncay GÜNEY, Ferid İLSEVER, Serhan BOLLUK, Adnan AKFIRAT, Kemal ALEMDAROĞLU, Yusuf BEŞİRİK, Yusuf TUNCER, Aydın GERGİN, Aykut TOKAK, İlhan SELÇUK, Doğu PERİNÇEK, Hayati ÖZCAN, Nusret SENEM ve Ergün POYRAZ ile irtibatlı olduğu,

Şüpheli Hikmet ÇİÇEK'in telefon ve sim kart rehberinde yapılan incelemede;

Ferid İLSEVER-05332771564, Güler KÖMÜRCÜ-05322136100, Emin GÜRSES-05322066768, Nusret SENEM-05324269231, Serhan BOLLUK-05333959324, Yusuf BEŞİRIK-05352969677 şeklinde kayıtlar tespit edildiğinden adı geçen şüpheliler ile irtibatlı olduğu,

Şüpheli Hikmet ÇİÇEK'in yapmış olduğu telefon görüşmeleri nedeni ile;

Şüpheliler Doğu PERİNÇEK ve Ferid İLSEVER ile irtibatlı olduğu,

Şüpheli Doğu PERİNÇEK'in isimli şahsın Beşiktaş İlçesi Gayrettepe Mahallesi Ayazma Deresi Sokak Çobanoğlu Apartmanı No: 17 D: 10 sayılı sayılı ikametinde yapılan aramada elde edilen l'den 58'e kadar numaralandırılmış üzerinde el yazısı ile Yerel ve Genel İktidar için başlıklı dokümanın yapılan incelemesinde;

54. sayfada; Hikmet ÇİÇEK'in dikkatine şeklinde el yazması başlık bulunan Susurluk Komisyon Üyelerinin isimlerinin bulunduğu liste, son iki sayfada Basın toplantısı bildirisi olduğu,

f) Diğer şüpheli ve tanık beyanları;

Doğu PERİNÇEK'in alman ifadesinde; Şüpheli hiçbir belgenin kendilerinin teşkilatlanma ve çalışmalarıyla en ufak bir ilgisinin olmadığını, provokasyon amaçlı olduğunu, kendilerinin ruh ve çalışma tarzlarına geleneklerine aykırı olduğunu, krokide isimleri geçen askeri şahısların hiçbirini tanımadığını, Hikmet ÇİÇEK'in İşçi Partisinin basın bürosu sorumlusu olduğunu beyan etmiştir.

Zihni ÇAKIR'm tanık olarak verdiği ifadesinde; Taner ÜNAL' m 2003 yılı Nisan ayında Dikmen'deki bürosuna yakın caddeye paralel bir sokakta kiraladığı dükkânı ofise çevirdiğini, Türkeli dergisini bu ofiste çıkartacağını, ofisin alt tarafındaki depo halindeki kapalı alanı anfiye dönüştürdüğünü, dinleyici ve konuşmacı yerlerini sabitlediğini, bu mekânda bir oluşuma başvurduklanm, burada toplantılar yaptıklannı söylediğini, Taner ÜNAL' in kendisinden bu oluşum içerisinde yer almasını istediğini, oluşumda birçok paşanın bulunduğunu, Hasan KUNDAKÇI, Veli KÜÇÜK gibi isimlerin yanlannda yer aldığını, Doğu PERİNÇEK ve Hikmet ÇİÇEK'in solcu olmasına karşın bu oluşuma destek verdiğini söylediğini beyan etmiştir.

Şüpheli Nusret SENEM'm C.Savcılıkta alman ifadesinde; Hikmet ÇİÇEK'i tanıdığını, Partilerinin basın bürosu başkanı olduğunu ve değerli bir gazeteci olduğunu,

Şüpheli Hayati ÖZCAN'm C.Savcılıkta alman ifadesinde; Hikmet ÇİÇEK'in üstadlan olup Aydınlık gazetesinin yazan olduğunu,

Şüpheli Hayati ÖZCAN'ın Emniyette alman ifadesinde; Hikmet ÇİÇEK'in Aydınlık Dergisi yazan olduğunu, bu nedenle tanıdığını, uzun süredir hiç görüşmediğini, nasıl nerede tanıştığını hatırlamadığını,

g) Hukuki durumunun değerlendirilmesi;

Şüpheli Hikmet ÇİÇEK'in İşçi Partisi üyesi ve partinin basın bürosu sorumlusu olduğu, soruşturma kapsamında İşçi Partisi Genel Merkezinde yapılan aramada içinde gizli askeri ve istihbari bilgiler bulunan CD'nin içerisinde "Hikmet ÇİÇEK'e ulaşanlar" isminde klasörün bulunduğu ve buradan da şüpheli Hikmet ÇİÇEK'in değişik yollardan temin etmiş olduğu bilgileri CD ortamında digital olarak hazırlayıp İşçi Partisi Genel Merkezi'ne göndermiş olduğu kanaatine vanlmıştır.

Şüpheli Hikmet ÇİÇEK'in partinin basın bürosu sorumlusu olmasının yanı sıra

aramalarda ele geçirilen "Karargah Evleri" adlı oluşumda görevliler arasındaki kişilerden

bulunması sebebiyle istihbarat ve askeri gizli bilgilerin arşivlenip örgütün amaçlan

doğrultusunda kullanılması maksadıyla şüpheliye geldiği anlaşılmaktadır. Buradan da şüpheli

Hikmet ÇİÇEK'in örgüt içinde önemli askeri şahıslarla ' irtibat' görevinin bulunduğu

anlaşılmaktadır. _ ' ■ V\ '

Şüpheli Güler KÖMÜRCÜ ile yaptığı telefon konuşmasında şüpheli Güler KÖMÜRCÜ, İbrahim BENLİ'den bahsetmesine rağmen şüpheli Hikmet ÇİÇEK'in sanki tanımıyormuş gibi davrandığı ve aynı konuşma içeriğinde Güler KÖMÜRCÜ'nün toplantıda Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU, Doğu PERİNÇEK ve İbrahim BENLİ'nin yanı sıra birçok üst düzey kişinin bulunduğun anlattığı, şüpheli Hikmet ÇİÇEK'in de Güler KÖMÜRCÜ, Ufuk SÖYLEMEZ'in ulusalcı akil iş adamlarını toplayıp bir yapılanma içine gittiklerini Türkiye'nin nereye gittiğini konuşacaklarını söylediği anlaşılmıştır.

Şüpheli Hikmet ÇİÇEK, Ferid İLSEVER'le 29.02.2008 tarihinde yaptığı görüşmede özetle;

FERİT'in "Bu şey vardı ya Hikmet sen kitap yapacağın diye konuştuk" "Ya şimdi önce şunu abi Pazartesi gününe kadar yani yarın var öbür gün var güzel bir dosya haline getirelim kısa özlü şöyle Oktay EKŞİ'nin önüne konulacak bilmem Ertuğrul ÖZKÖK'ün önüne konacak şekilde çokta uzun bir yazı olmasın ama işin röjönünü veren bir dosya yapı versen ondan sora buradan ben İstanbul'dan" "Şeye götüreceğiz bunu basın mensuplarına götüreceğiz yani bu bunların ne olduğunu o bizim Aydınlık kapaklarından kalkarak ondan sonra 55 kişilik liste ondan sonra işte Şemdinli bilmem nesi ondan sonra Hrant DİNK cart curt bütün marifetleri ve bu gün ne yapmak istiyorlar amaçlan nedir bu gün itibari ile bir dosyayı şey yapalım götürelim koyalım önlerine..." "Yani bu senin şeye de bir kolaylık olur. Kitabında bir şeyini iskeletini yapmış olursun..." "...8-10 sayfalık bir şey olsa bir materyal biliyor musun yani önüne koyacağız tak diye köşesinde yazacak biliyor musun abi" dediği, HİKMET'in "O dosyayı hazırlayım ben bu gün ERGENEKON'la ilgili bütün kitapları aldırdım" şeklindeki görüşmeden, şüphelilerin ERGENEKON dosyasıyla alakalı çalışmalar yapıp aynı şekilde diğer gazete yazarlarına da kendi hazırladıkları yazıyı verip yayınlatmak suretiyle devam eden soruşturmayala alakalı olarak dezenformasyon yapmak suretiyle ERGENEKON terör örgütünün amaç ve hedeflerinin ortaya çıkmasını engellemeye çalışıp tutuklu bulunan diğer örgüt üyelerine destek olmak suretiyle kendilerinin de ERGENEKON terör örgütü içinde faaliyet göstermesi sebebiyle, örgütsel refleks olarak bu tür bir çalışma içine girdikleri anlaşılmaktadır.

Şüpheli Hikmet ÇİÇEK'in ev ve işyeri aramalarında MİT MEDYA VE AJAN GAZETECİLER İSTANBUL/ARALIK 2000, başlıklı örgütsel içerikli belge ile 21. YÜZYILDA CASUSLUK İLETİŞİM VE BİLGİ IŞIĞINDA GLOBAL İSTİHBARAT İSTASYONLARI VE DEĞİŞEN CASUSLUK MESLEĞİ Action+Obligation=Integratıon ARAŞTIRMA-GÖZLEM-ANALİZ RAPORU İSTANBUL/ ARALIK 2000, tarihli dokümanların daha önce şüpheli Veli KÜÇÜK ve Ümit OĞUZTAN'dan çıkan örgütsel içerikli belgelerle aynı olduğu, kendisi ifadesinde bu belgelerden haberinin olmadığını Aydınlık Dergisinin İstanbul bürosundan temin ettiğini, diğer şahıslara bu belgenin kimler tarafından ulaştırıldığı konusunda herhangi bir bilgisinin olmadığını, belgenin hazırlanmasında yer almadığını ve belgeyi kimlerin hazırladığını bilmediğini beyan etmiştir.

Hizmete Özel ibaresi ile başlayan Genel Kurmay Başkanlığı güncel konular

isimli Hizmete Özel -21 ibaresi ile biten (22) sayfalık fotokopi ile Hizmete Özel ibareli

T.C. Genel Kurmay Başkanlığı amblemli yazılar, ile Hizmete özel ibaresi ile başlayan

JGK'na ait Hizmete Özel -64 ibaresi ile biten (17) sayfalık bilgisayar çıktısı dokümanın

içeriğinin de askeri içerikli belgeler olması sebebeyile, şüpheliye gelen cdden de askeri

içerikli gizli bilgilerin çıkmasıda şüphelinin karargah evleri ile alakalı örgütlenme şemasında

bulunan ismi sebebiyle askeri yapılanmaya sızma işlerinden de örgütsel olarak sorumlu

olduğu kanaatine varılmıştır. • «, ^

İşçi Partisi'nden elde edilen Hikmet ÇİÇEK yazılı CD'deki bilgilerden 68. noda belirtilen, İMHA EDİLEN ÖNEMLİ İSTİHBARAT MESAJLARI isimli dosyadaki bilgilerin Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait olduğu ve gizli olduğunu,

"M. Adnan AKFIRAT" ibaresi ile başlayan "sevgilerimle" ibaresi ile biten (1) sayfalık bilgisayar çıktısı dokümanın içeriğinde; M. Adnan AKFIRAT'a yayınlayacağı, Oral ÇELİK ve Yaşar ÖZ hakkında bilgiler içeren yapılması gereken ve görüşülmesi gerek şahısların belirtildiği Doğan DUYGUR tarafından gönderildiği değerlendirilen yazı olduğu ve yukarıda dökümü verilen bazı bilgi belge ve istihbarat notlarından şüphelinin örgüt adına istihbarat toplama görevini yürüttüğü anlaşılmıştır.

Tanık Zihni ÇAKIR vermiş olduğu ifadesinde," Türkeli dergisini bu ofiste çıkartacağını, , Taner ÜNAL' in kendisinden bu oluşum içerisinde yer almasını istediğini, oluşumda birçok paşanm bulunduğunu, Hasan KUNDAKÇI ve Veli KÜÇÜK gibi isimlerin yanlarında yer aldığını, Doğu PERİNÇEK ve Hikmet ÇİÇEK'in solcu olmasına karşın bu oluşuma destek verdiğini" belirtmiş olup, şüpheli Mehmet M. Adnan AKFIRAT'tan ele geçirilen Veli KÜÇÜK imzalı derginin çıkarılmasına destek ve eleştirilerde yardım edilmesi yönündeki el yazması yazısından da anlaşılacağı üzere Şüpheli Veli KÜÇÜK'ün bahse konu diğer şüphelilerle örgütsel yayın organlarının çıkarılması ve örgütsel propagandaya açık destek verilmesi konularında örgüt mensuplarıyla birlikte hareket ettiği değerlendirilmiştir.

Aramalar sırasında Şüpheli Hikmet ÇİÇEK'ten ele geçirilen:

- "6 Tem. 98" ibaresi ile başlayan, "piyasası" ibaresi ile biten (1) sayfalık

dokümanın içeriğinde; Bazı şahıslar hakkında hazırlanmış istihbarı bilgilerin olduğu,

Mehmet DEMİZVANK- 2. Evliliği Em.Dn.alb. oğlu C 6. Çalışıyor Ertğrulun yakın arkadaşı,

ailece görüşüyorlar Oral ÇELİK'in adamları ...Salih GENCER .... Necati GENCER ....

Abisi vuruldu, Eroin patronu Oral ÇELİK Arka sayfasında; Necati K. Çekmecede yazlığa giderken arabada öldürdüler oğlu yanında idi 5 kişi yakalandı tutuklandı biri (Yazı anlaşılmıyor) Jandarma çıktı işi tasarlayan oral ÇELİK in yeğeni N.GÜVEN olm biliyordu Recap Rasim, Yaşar ÖZ, Ayhan ÇARKIN, saç kıvırcık kirli sakallı, o gün solcu bir çocuğa gidildi uyardım. Şeklinde el yazması karalamalar olduğu,

- Önemli ibaresi ile başlayan Haymanamıza düştü ibaresi ile biten (7) sayfalık

sarı teksir kağıdı üzerine daktilo ile yazılı aralarında el yazması notlar bulunan

dokümanın içeriğinin; dokümanın 6 Mayıs 199 tarihli, üzerinde el yazması ile Aydınlık

Osman AK şeklinde başlığı olduğu, Dönemin Ankara Emniyet Müdür yardımcısı Osman

AK hakkında kısa bilgiler verilerek hakkında FethuUahçı iddialan yer aldığı yazılar olduğu

devam eden bölümde gözaltında bulunan bir şahsın kendisi ile Osman AK'in konuştuğunu

iddia ederek sorguda geçen İlter TÜRKMEN, Ordu MHP Denktaş Kıvrıkoğlu konu başlıkları

altında konuşmaların aktarıldığı yazı olduğu tespit edilmiş olup, şüphelinin Kişilerin siyasî,

felsefi veya dinî görüşlerine, ırkî kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlâkî eğilimlerine, cinsel

yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri

olarak kaydettiği kanaatine varılmıştır.

Yine şüpheli Hikmet ÇİÇEK'in bilgisayar incelemesinde, ERGENEKONTa alakalı yazdığı yazıyı şüpheli Halil Behiç GÜRCİHAN'a göndermek suretiyle internet sitesinde yayınlatmasını istediği, buradan da örgütün tek merkezden yönetildiğinin anlaşıldığı, dış dünyada farklı görünen Aydınlık Dergisi, Türkeli Dergisi ile adlı internet sitelerinin kendilerine ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ tarafından gönderilen yazılan gecikmeksizin yaymladıklan anlaşılmaktadır. ,.„ - ^

Şüpheli Hikmet ÇİÇEK'in üzerine atılı ERGENEKON terör örgütünü üyesi olmak, devlete ait gizli bilgileri temin etmek ve kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetmek suçlarını işlediği anlaşıldığından,

Şüpheli Hikmet ÇİÇEK'in eylemlerine uyan, TCK'nun 314/2, ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5, TCK'nun 314/3 ve 220/4. maddeleri yollaması ile TCK'nun 334/1,135/2-1, 43/2 maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.

49- ŞÜPHELİ HAYATİ ÖZCAN

a)-Emniyet ifadesinde;

1956 yılında Diyarbakır ili Çınar ilçesinde doğduğunu, 2001 yılında İzmir de bulunan Ulusal Kanal Muhabirliğine geçtiğini, hala burada görevine devam etmekte olduğunu, bugüne kadar hiç pasaport almadığını, legal ve illegal yollardan hiç yurt dışına çıkmadığını, 1985 yılında İzmir ili Buca ilçesinde polis tarafından gözaltına alındığını, evinde arama yapıldığını, evinde yapılan aramada 20 ye yakın kitaba el konulduğunu, daha sonra mahkemeye çıkmadan serbest bırakıldığını, muhtemelen "Yasak Kitap bulundurma" iddiası ile gözaltına alınmış olduğunu, İşçi Partisi üyesi olduğunu, ayrıca bir dönem Buca Atatürkçü Düşünce Derneğine de üyeliğinin olduğunu, herhangi bir terör örgütüne üyeliğinin olmadığını, Ulusal Kanalda İzmir temsilciliği 2001 yılından buyana yaptığını, Ergenekon ile ilgili hiçbir bilgisinin olmadığını, Ergenekon isimli doküman ve içeriğinde geçen konular hakkında herhangi bir bilgisinin olmadığını, sadece basından takip ettiğini, Lobi isimli doküman ve içeriğinde geçen konular hakkında herhangi bir bilgisinin olmadığını,

Ankara İlinde İşçi Partisi, Ulusal Kanal, Aydınlık Dergisinin bulunduğu binada yapılan aramada incelenmek üzere geçici olarak zapt edilen CD lerin incelenmesi neticesinde CD içerisinde; "İZMİRDEN HAYATİ ÖZCANIN GÖNDERDİĞİ BELGELER" isimli klasör içerisinde: "GİZLİ- HİZMETE ÖZEL- ASKERİ- CASUSLUK- SABOTAJ-İSTİHBARAT" gibi konular içeren dosyalar olduğu görülmüş, bu belgeleri kimlerden nasıl temin ettiği, ne maksatla bulundurduğu ile ilgili sorulan soruya; kendisine sorulmuş olan CD ve içeriği hakkında bir bilgisinin olmadığını, bu CD ve içeriğini kendisinin yollamadığını, neden Hayati ÖZCAN isminin kullanıldığını bilmediğini

iş yerinde yapılan aramada elde edilen 55 ve ikametinde elde edilen 13 numaralı CD 'lerin içeriğinin aynı olduğu ve içeriğinde "HİZMETE ÖZEL İBARELİ ASKERÎ İÇERİKLİ BİLGİLER İSİMLİ VE İSİMSİZ NATO KARTLARI BOŞ KARTLAR BAZI ŞAHISLARA AİT FOTOĞRAFLAR", park yerleri isimli klasör içersinde "BİR BÖLGENİN KROKİSİ VE KROKİ ÜZERİNDE PATLAMA YAPILACAĞI BELİRTİLEN BÖLGELER" şeklinde bilgilerin olduğu hatırlatılarak sorulan soru üzerine; bu CD leri ilk defa burada gördüğünü, İngilizce bilmediğini, İzmir Şirinyer'de NATO Karargâhı olduğunu ancak kendisinin oraya hiçbir zaman gitmediğini, bu CD nin içeriği hakkında herhangi bir fikir yürütecek durumda olmadığını, bu CD nin varlığından şimdi haberdar olduğunu,

ULUSAL TV isimli işyerinde yapılan aramada elde edilen SAMSUNG S01JJ70X896025 SERİ NOLU 40GB HDD üzerinde yapılan incelemede; BULUNANLAR/ MEVCUT KALASÖRLER/Administrator/Deskop/Aydınlık isimli dosya içersinde arabalar isimli word belge; "(J ) Serhan arkadaş, Ar açlar istanbul emniyet müdürlüğünün resmi arabaları.Araçlaürın kullanım şekli şöyle: Sivil plakalı.Yani bu şu demekresmi arabaları sivil olarak işlerde kullanılıyor.Suç duyurusunda sorulması gereken ve talep edilmesi gereken yazılım şöyle olacakAşağıda plakaları yazılı saate istanbul emniyetine ait sivil plakalı araçların dökümünün, kimlerin görevli olduğunun tesbiti talebi ile,görev lerinin neolduğunun tesbiti,kimlerin kullandığı, ....$ımciı araçlar hakkında doğru

bilgileri yazıyorum;34 ZMB.44 Hundai Strarex dolmuşKapalı kasa Mavi2007 model Kullanım şekli istanbul emniyetinin resmi olarak tescilli Kullanım sekimi Sivil plakalı 34.TK.239 Reno Clio 2007 model Gri İstanbul il.em.müdürlüğüne tescilli Kullanım şekli : Sivil plakalı" şeklinde bilgiler yer aldığı hatırlatılarak sorulan soruya; kendisinin gazeteci olduğunu, bu belgeyi bilmediğini, bu belge ile kendisinin ilgisinin ve bilgisinin olmadığını, bilgisayarında neden bulunduğunu bilmediğini, bu plakalar ve plaka bilgilerinin nasıl temin edildiği hakkında herhangi bir bilgisinin olmadığını,

ULUSAL TV isimli işyerinde yapılan aramada elde edilen SAMSUNG S01JJ70X896025 SERİNOLU 40GB HDD üzerinde yapılan incelemede; BULUNANLAR/ MEVCUT KALASÖRLER/Resimler isimU dosya içersinde "çalık %20belge (I) ibareli resim olduğu resimde GİZLİ İÇ YAZIŞMA İÇİNDİR başlıklı içeriği okunamayan belge resmi" olduğu görüldüğü hatırlatılarak sorulan soruya; sorulan resim şeklindeki bu belgeyi bilmediğini, varlığından haberdar olmadığını,

İkametinde yapılan aramada elde edilen SAMSUNG S00JJ50X624957 SERİ NOLU 80GB HDD üzerinde yapılan incelemede;

BULUNANLAR/ MEVCUT KALASÖRLER/doc isimli klasör içersinde T%c3%9cS%c4%bOAD VEflJ.Jsimli word belge içeriğinde; TÜSİAD VE BASKI GURUBU BASKI GURUBU NEDİR, ÖZELLİKLERİ

Adı gibi' Baskı' kurma kabiliyetinde olan toplumsal gruplardır. Baskı ne demek? Hükümetin yaptığı, yapacağı, planladığı, planlayacağı her türlü hükümet faaliyetinin ile başlayan, BULUNANLAR/ MEVCUT KALASÖRLER/doc isimli klasör içersinde _x-CIA B%c3%b6y[l]..l isimli word belge içeriğinde ; CIA Böyle Öğretti, Dokuz Sivil Bir Subay On

Eder Bülent Esinoğlu ile başlayan, BULUNANLAR/ MEVCUT KALASÖRLER/doc

isimli klasör içersinde D %c4%h0 K K A[l].. isimli word belge içeriğinde; D IKK A T L E R E - 1 / 08 Halen gözaltında tutulan "Ergün POYRAZ'ın" 'MUSA'NIN GÜLÜ" adlı kitabından bazı alıntılar yaparak, Yahudi yıldızı içindeki ÇANKAYA görevlisinin ne

olduğunu göstermek istiyorum ile başlayan ve s o bölümlerinde Yazar ERGÜN

POYRAZ' in NEDEN hala gözaltında tutulduğunu ve Askerlere hizmet ettiğine dair imza vermeye zorlanmasını. BU ZORLAMALAR BİR MÜDDET SONRA GERİYE TEPER H. VURAL VURAL ( E ) Dz. Kur. Kd. Alb. Şeklinde yazılar olan, BULUNANLAR/MEVCUT KALASÖRLER/doc isimli klasör içersinde Genelbilgiler isimli word belge içeriğinde ; "Ayrıntısı fazla olmamakla birlikte gönderdim izmir valisi AKP den veya DYPden siyasete oyanayacak diyor,o nedenle emniyet genelmüdürü olacak.Çapkın ise Cerrahın yerine gelme ihtimali var diyor.Yeniasır Hanefi Avcının izmir'e gelebileceğini söyledi.Bu ihtimal zayıf diyorlar nedeni içişleri bakanını kardeşi ve yakınlarının üzerine gitme durumu Hanefi avcının

istenmeyen adam olmasına sebep " şeklinde bilgiler olduğu hatırlatılarak sorulan

soruya; Bunların internetten gelen Email gruplarından gelen Emailler olduğunu, hangi E mail grubu olduğunu hatırlamadığını, ayrıca yazıda yazar olarak ismi geçen H.Vural Vural(E) Dz.Kur.Kd.Alb. isimli şahsı da tanımadığını, yazının içeriğini hatırlamadığını, diğer belgelerde e-mail gruplarından gelmiş olduğunu, "CIA Böyle Öğretti, Dokuz Sivil Bir Subay On Eder" isimli yazıyı yazan Bülent Esinoğlu'nun İşçi Partisi Ankara MYK üyesi olduğunu, bu yazının da internetten geldiğini, tüm belgelerin e mail gruplarından geldiğini, gazeteci olduğundan dolayı baktığını,

ULUSAL TV isimli işyerinde yapılan aramada elde edilen CD'lerin yapılan incelemesinde; ve 8 nolu CD içerisinde "Yunus Emre UYAR isimli şahsın işçi partisi tarafından yapılan sorgusuna ait video görüntüsünün" olduğu, 28- nolu CD içerisinde "RECEP TAYYİP ERDOĞAN'IN HENÜZ 1980' Lİ YILLARDA. ATATÜRK ALEYHİNE ETMİŞ OLDUĞU YEMİNDİR" başlığı ile başlayan slâyt gösterisi olduğu hatırlatılarak sorulan soruya; Bu CD yi hatırlamadığını, kimden ve nasıl geldiğini hatırlamadığını, gazeteci

olduğu için her yerden CD geldiğini, bu CD nin muhatabı da kendisi olmadığım, bahse konu slayt gösterisindeki CD ile ilgili bir bilgisinin olmadığını,

İkametinde yapılan aramada elde edilen "14. AĞIR CEZA MAHKEMESİNİN HRANT DİNK CİNAYETİNİ İLE İLGİLİ 2 . CELSENİN DURUŞMA TUTANAKLARI, 2006/184 NOLU HIRANTDİNK HAKKINDAKİ YARGITAY KARARI, İZMİR 8. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ ESAS NO 2007/107" şeklindeki dokümanlar hatırlatılarak sorulan soruya; Hrant DİNK cinayeti ile alakalı 1.10.2007 tarihli duruşma tutanağı gazeteci olması sebebi ile bir vesilesi ile kendisine geldiğini, kimin getirdiği ve nasıl geldiğini hatırlamadığını, 2005 tarihli sanık Hrant DİNK Yargıtay kararının da bir vesile ile geldiğini, ayrıca bunun basında da yayınlandığını, İzmir 8. Asliye Ceza Mahkemesi 2007/107 sayılı dosyanın Prof. Atilla YAYLA isimli şahsın Atatürk'e hakaretten dolayı almış olduğu karar olduğunu, bu konuyu haber yaptığını, ayrıca bu duruşma tutanağının birçok gazetecide mevcut olduğunu,

İkametinde yapılan aramada elde edilen "İŞÇİ PARTİSİ ABLEMLİ BLOKNOT içersinde "...EŞBAKAN ÇANKAYA YA ÇIKARSA BU SAVAŞTIR ÇANKAYA YA ÇIKARSA ONU ORDAN ALACAĞIZ BİR DENİZ BULACAĞIZ BOB U VAN GÖLÜME DÖKECEĞİZ" şeklindeki dokümanlar hatırlatılarak sorulan soruya; Bu yazının kendisine ait olduğunu, hangi tarihte yazdığını hatırlamadığını, eşbaşkan konusu hakkında yorum yapmak istemediğini, bu notu şuan hatırlamadığı bir toplantıda not aldığını,

İkametinde yapılan aramada elde edilen; "YEŞİL RENKLİ AJANDA" içersinde

"FERİT İLSEVER DERS 1 2004 YILI İÇİN YAPMAMIZ GEREKENLER BURASI

KUV.MİL. KARARGAHIDIR. ŞEKLİNDE YAZI VE KARALAMA NOTLAR" şeklindeki dokümanlar hatırlatılarak sorulan soruya; Ferid İLSEVER'i tanıdığını, ilişkilerini ilerleyen bölümünde anlatacağını, bu notun gitmiş olduğu ve Ulusal TV içerisinde düzenlenen Kurum içi eğitim notlar olduğunu, yazmış olduğu bu notların Ferid İLSEVER'in vermiş olduğu eğitimden alınmış notlar olduğunu, burasının Atatürkçülerin karargahı olarak göründüğünden Kuvvai Milliyenin Karargahıdır dendiğini, bu yazının kendisine ait olduğunu,

İkametinde yapılan aramada elde edilen; KIRMIZI RENKLİ AJANDA içersinde "ULUSAL DEVLET ADIM ADIM TASFİYE OLMAKTADIR SİLAHSIZ YOLDAN TASVİYE EDİLEMEZ BAŞLIKLI YAZI VE BU KONU İLE İLGİLİ KARALAMA NOTLAR" şeklindeki dokümanlar hatırlatılarak sorulan soruya; Bu yazının kendisine ait olduğunu, bu yazıların Ankara'da 2007 yılında düzenlenen İşçi Partisi Kongresinde alman notlar olduğunu, bu notların çeşitli konuşmacılardan derlendiğini, MK listesi olarak belirttiği ve 86 kişiden oluşan listenin İşçi Partisi Merkez Karar Kuruluna Aday olan şahısların listesi olduğunu,

İkametinde yapılan aramada elde edilen; SİYAH RENKLİ PFIZER İSİMLİ AJANDA içersinde "EMİN GÜRSES 0532 2066768 İLHAN SELÇUK 0212 5120505 " şeklindeki dokümanlar hatırlatılarak sorulan soruya; Bu yazının kendisine ait olduğunu, gazeteci olması sebebi ile bu notlan aldığını, Emin GÜRSES ve İlhan SELÇUK isimli şahıslan tanımadığını, hiçbir görüşmüşlüğünün olmadığını,

ULUSAL TV isimli işyerinde yapılan aramada elde edilen SWISSNR isimli siyah ajanda "HALKIN GÜÇLERİ TOPLAN KEMALİST KONULARDA MORAL VERİR

HALKIN GÜÇLERİNİ ÖRGÜTLENECEK KAN KAYBI OLMAYACAK MHP YE

RP YE KAN AKIŞI DUR SINIFI PARTİDE BİRLEŞTİRİR " şeklindeki dokümanlar

hatırlatılarak sorulan soruya; Bu yazının kendisine ait olduğunu, bu notlann teori dergisinde çıkan bir yazıdan alın olduğunu,

ULUSAL TV isimli işyerinde yapılan aramada elde edilen KIRMIZI AJANDA

içerisinde "97 İSTİHBARATI. ORDU İLİNDE RANT^KAVGASI VAR HÜKÜMET

KADROLARINDAN BESLENEMİYORLAR HÜKÜMETİMİZE GETİRME AMACI GÜDÜYORLAR VURGUNHACIBEKTAŞA KADAR GİDEBMİR " 15 ocak sayfada "97

[pic]

>• ' Tape No:3903, 10.03.2008 günü saat:13.08 sıralarında İlhan SELÇUK'un X bayan/İ.Y. ile yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;

İ.Y.' m "... Genel Kurmay Başkanımız GÜNEŞ'İ dinlediniz" "Kızdı CHP ye çok kızdı" dediği, İ.SELÇUK' un "Ya gereksiz işler yapıyor" dediği, İ.Y.' m "Gereksiz bence de yaptığı iyi değil şimdi yani durup dururken tekrar böyle ortam bu şekle dönecek" dediği, İ.SELÇUK' un "Acaba bir şeyin yani zeminini mi oluşturuyorlar" "BUNLAR YOKSA BİR BAŞKA BİRSEY Mİ YAPACAKLAR YA" dediği, İ.Y.' m "Abi

sanmıyorum ya böyle bir şey yapacaklarını" dediği, İ.SELÇUK' un " Kabul

edemeyeceğimiz bir iş yaptı oda demek oluyor ki böyle ama gazetemiz Allaha şükür iyi yürüyor falan filan bakalım yani onun dışında" "Genel Kurmay Başkanı meselesini o zaman manşete çıkarmayalım" "Yani çünkü böylece bu işi büyütmek istemediğimizi duyurmuş oluruz" dediği, İ.Y.'m "...CHP ile Genel Kurmay bu tür bir tartışmaya girmesi saçmalık biri sussa ötekide susacak" dediği, İ.SELÇUK' un "Bu şeye ne diyosun peki Özal'ın gözaltına alınmasına ?" dediği, İ.Y.' m "Abi telefona takılmış büyük ihtimalle bu aralar eski Anap'lı o CHP belediye başkanı eski ANAP lıydı bir telefona takıldığı söyleniyor telefon hep telefon dinlemesi biliyorsunuz bu operasyonlar abi" dediği, İ.SELÇUK' un "Yav bizimkileri de dinliyorlardır ama bereket" "...buraya bir yığın işte General geliyor bilmem ne geliyor falan baktığınız zaman dışarıdan dinliyorlar çünkü belli mesafeden dinleyebiliyorlar" dediği, İ.SELÇUK' un "Dinliyorlar dinliyorlar" "Bizi şeyde de dinlemişlerdi ama bir şey çıkmamıştı Yani 12 martta" "Birde bu din dersleri meselesi var" dediği, İ.Y.' m "Evet bu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi diyor falan" dediği, İ.SELÇUK' un "Yav şeyi tanıyo mu?" dediği, İ.Y.' m "Kimi abi?" dediği, İ.SELÇUK' un "Biz iki kez gittik galiba BALBAY tanır şu herifle bir konuşma monuşma yapahm mı?" dediği, İ.Y.' m "Diyanet işleri Başkanı mı diyorsunuz?" "Olabilir abi" dediği, İ.SELÇUK' un "Açılsın Açılsın yani işi biraz kızıştıralım" dediği,

Bu görüşmede; TSK tarafından Irak'ın Kuzey Bölgesine başlatılan operasyon ile ilgili Genel Kurmay Başkanı ve Deniz BAYKAL'm gereksiz yere tartışmaya girdiklerini, bu operasyondan sonra ABD ile iktidarm programının Kürt federe devletinin kurulması yönünde netleştiği, zaten ülkemizde de federe devlet laflarının dolaştığını ondan sonrada Güney Doğu ile sınırın kalmayacağını ve birleşeceğini, Genel Kurmay ile CHP arasındaki gerilimin büyümemesi için manşete çıkarılmaması gerektiği, ortalığın karışması ve din dersleri konusunun kızışması için Diyanet İşleri Başkanı ile bir görüşme yapılması talimatını verdiği,

Şüpheli İlhan SELÇUK ve yönetiminde bulunduğu Cumhuriyet gazetesinin mevcut iktidarı yıpratmak ve mevcut demokratik düzenin bir göstermelik olduğunu telkin etmeye çalıştığı, iktidarla mübadele görünüşü altında Devletin

temel yapısının yıpratılmasını hedef aldığı, elinde bulundurduğu güç ile ülkemizde huzur ortamının bozularak çatışma ortamının oluşması için çalışmalar yaptığı, ERGENEKON terör örgütü mensuplarının tümünde olduğu gibi şüphelinin de kargaşa ve karmaşa ile beslendiği anlaşılmıştır.

_ Tape No:3904, 13.03.2008 günü saat:12.38 sıralarında İlhan SELÇUK'un X bayan/İ.Y. ile yaptıkları telefon görüşmesinde ;

İ.SELÇUK' un "Şimdi oraya şey geldi Mehmet KARAMEHMET" "...Murtaza ÇELİKER'i unutuyorlar böyle bu sanayi odasından Tanh KÜÇÜK mü ne" "...Mehmet KARAMEHMET de gene yani aynı ortamdan geliyor herhalde şeyi söylemek istedi tabi çok şey değişiklikler olacak diyor önümüzdeki yda çok büyük medyada değişiklikler olacak diyor" dediği, İ.Y.' m "Hı Aydın DOĞAN a gitmeyin diyor" dediği, İ.SELÇUK' un "...Sabah grubunda büyük değişiklikler olacak dedi herhalde MÖRDOK ta girecek falan öyle anlaşılıyor" ".. .Osman BERKMEN de vardı tabi onlar biliyorsun ayrılmaz" "İşte biraz Turgay da Aydın DOĞAN dan da bahsettik bu daha sakin daha şeysiz yani tek böyle iki tarafla da anlaşabilir gibi bir durumu var ama bugün akşam gene bindirmiş değil mi?" dediği, İ.Y.' m "...şu Aydın DOĞAN m ipliği pazara çıkacak hükümet bunu bitirecek herkes onu söylüyor abi" dediği, İ.SELÇUK' un "Evet ama orda şöyle bir kader birliği var Aydın DOGAN'ı bitirirse Cumhuriyet i haydi haydi bitirir" "...orada bir yazgı birliği oluştu gibi" dediği, İ.Y.' m "...Aydın DOĞAN la hesapları başka abi hergün gidiyorlarmış" "...bakanlara milletvekillerine Aydın DOĞAN m adamları kendi işleriyle ilgili iş takibi istiyorlarmış Erdoğan demiş ki asla onun işlerini takip etmeyeceksiniz demiş kim ederse demiş karşısmda beni bulur demiş" dediği, İ.SELÇUK' un "E bu hesaplaşma ama şimdi" dediği, İ.Y.'ın "İdeolojikten öte menfaat menfaat ilişkisi var orda abi" , "Cepheler belli oldu mu işte bu KARAMEHMET Aydın DOĞAN Turgay CİNER de birbirine girince onlar daha da rahat bu işleri hallediyorlar" dediği, İ.SELÇUK' un "... burada Turgayın gözü Aydın DOĞAN dan başka hiçbir şey görmüyor" "Aydın DOĞAN m da öyle bitirecekler dün buda konuşuldu yani bu açıkladık..." "Karamehmet evet o da öyle o da çünkü yani dün baktım sofraya işte hanımlar var o hanımlar işte Atatürkçü hanımlar" "...birde dünkü gözlemim şu" "Askere bağlamış herkes şeyini" dediği, İ.Y.' m "Umut umut asker" "Asker ne yapsın abi ya" dediği, İ.SELÇUK' un "Bende onlara Doğan AVCIOĞLU'nun öyküsünü anlattım" dediği, İ.Y.' in "Tamam abi bu şeyimiz var bugün işçiler tıp bayramı falan sosyal güvenlik yarın eylemler var ya bugün ordan gideceğiz" dediği, İ.SELÇUK' un "Biraz solculuk yapalım ya çok uzaklaştık solculuktan" "Biraz solculuk yapalım hakkaten iyi düşünmüşsünüz" dediği, İ.Y.' m "Öyle öyle iyi olur YÖK toplantı falan filan ama bugün biz işçileri memurları yukarda göreceğiz abi biraz işi değiştirelim" dediği,

Söz konusu görüşmede İlhan SELÇUK'un ülkemizin önde gelen iş adamları ve medya patronları ile yakından ilgilendiği, Aydın DOĞAN, Turgay CİNER ve KARAMEHMET'in birbirleriyle uğraşmalarının hükümetin işine geldiğini, siyasal iktidarın Aydın DOĞAN'ı bitirmesinin aynı zamanda CUMHURİYET gazetesinin bitmesi anlamına geleceğini, 12.03.2008 tarihinde medya ve iş dünyasının önde gelenlerinin de eşleriyle birlikte katıldığı bir yemekte gözlemlediği kadar herkesin UMUDUNU ASKERE bağladığını belirttiği, ERGENEKON terör örgütü mensuplarının da temel isteklerinin güzide orudumuz içinde mevcut hiyerarşik yapıya uymayacağını düşündükleri bir kısım görevlileri tahrik ederek yönetime el koymalarını temin etmek olduğu anlaşılmıştır.

[pic]

Tape No: 3882, 14.03.2008 günü saat:13.17'de İlhan SELÇUK ile M. BALBAY arasındaki telefon görüşmesinde;

MUSTAFA'mn "Valla iyiyiz halkımız kıpırdadı abi yav" "Valla kıpırdadı bugün hiç değilse biraz eylemler fena değildi yani" "İyiydi abi iyiydi pek çok yerde katıldılar iyi yani böyle bir eylem en son 1991 yılında denenmiş abi" "Bakalım yani Mustafa Özbek aradı diyorki Turkish yönetimine de ben hani perde gerisinde de biraz o var zaten sürekli dürtüyor eylem yapalım şey yapalım bu yalancı sözcüğünü yalatacaz ona diyor Başbakana" dediği, İ.SELÇUK'un "Güzel yapmış" "Güzel laf yalancıyı yalatacaz iyi" dediği,

Tape No:3899, 15.03.2008 günü saat: 16.54 sıralarında İlhan SELÇUK ile M. BALBAY'm yaptıkları telefon görüşmesinde;

M.BALBAY' m "Siz dünkü yazınm dibindeki gibi olay abi hani ağır sonunda bilesiniz birşey olursa ağlamayın diyordunuz ya dünkü yazıda bugün değil de" dediği, İ.SELÇUK' un "Hıı evet denk düştü değil mt" dediği, M.BALBAY' m "Tam aynı güne düştü değil mi abi ya" dediği, İ.SELÇUK' un "Herkes te zannedecek ki bütün bu işleri biz biliyoruz" dediği, M.BALBAY' m "Valla biliyordu ucundan gösterdi daha doğrusu dibinden gösterdi diyecekler abi yani" dediği, İ.SELÇUK' un "Bugün de hep edepsizlik ederlerdi baktım hiç ses yok orda" "...işte demin Turan telefon etti diyor ki yani BU PARTİYİ KAPATAMAZLARSA BU HAREKAT BAŞARILI OLMAZSA GERİ ÇEKİLİRSE FELAKET OLUR" dediği, M.BALBAY' m "Felaket abi yani ondan sonra artık ondan sonra kimse neyi nasıl öngörür artık zor abi yani" ". ..bu şey muhalefet şey olacak abi MHP bu medya AKP medyası kervanına katılmayacak dava sürecidir diyecek" "...CHP katılmayacak ben Baykal la da konuştum BU DAVA SÜRECİDİR DİYECEKLER BİR KAÇ GÜN DURACAKLAR yani Demirel îe bir konuştum abi yani bir şey yazma dedi ben ne dersem ters anlıyorlar bunlar dedi uzun uzun uyarmaya çalıştık dedi ağır bir laf etti bu salaklara hani biraz da şey" "...bu görünüyordu dedi Ateş yakar Su ıslatır bu davada açılır dedi hani bu söyle görünüyordu" "...Amerika işte milli iradeye saygı gösterir mi Türk milleti 2007 de bunu milli iradesini göstermiştir. Gibi bir şeye girmiş 1er ama öyle olamaz diye bir şey yok ordan böyle açıklama var abi yani" dediği, İ.SELÇUK' un "ŞİMDİ BALBAY BU EFENDİM ORDU YERİNDE KALIRSA EFENDİM BUNLAR DOKUNAMAZLAR ONA BUNA VE ORDU BEKÇİ GİBİ KALIRDA YARGI GÖREVİNİ YAPARSA GEREKLİ ŞEYLER OLUR GİBİME GELİYOR" dediği, M.BALBAY' m "Evet abi aynen öyle kalacak abi" dediği, İ.SELÇUK' un "...BİR HUKUK OPERASYONU GİBİ OLACAK ZANNEDİYORUM HERHALDE ÖYLE PLANLADILAR" dediği, M.BALBAY' m "Öyle abi" dediği, İ.SELÇUK' un "YANİ ASKER YERİNDE DURACAK AMA BUNU HIZLA YAPMALILAR ŞİMDİ NE OLACAK EĞER ÇOK DA DİRENİRLERSE FALAN O ZAMAN ASKER HUKUKSAL OLARAK HAKLI DURUMA GEÇECEK" «BU ZANNEDİYORUM DAHA DERİNDEN BİR OPERASYON RARSLANTISAL DEĞİL ZATEN KONUŞMUŞTUK DAHA ÖNCE" "NE OLUYOR KARDEŞİM BEN SENİ KAPATIYORUM YAA BEN MİLLİ İRADEYİM FALAN FİLAN DİRENMEYE KALKTIĞI ZAMAN ELİNDE GÜÇ OLMAYACAK" "BAŞKA ŞEYLERE KALKARSA FALAN ORDU ORADA BİR GERİDEKİ SAĞLAM GÜÇ OLARAK DURURSA BUNLARIN ŞEYLERİ KIRILIR ... OTORİTELERİ" "ORDU ORDUDUR YARGI YARGIDIR VERDİĞİ KARARDA BUDUR KARDEŞİM SEN BU KARARA RİAYET ETMEK ZORUNDASIN..." "CUMHURBAŞKANINDAN BAŞBAKANINA KADAR BAŞSAVCININ DAVA AÇTIĞI KİŞİLER" "YANİ ZANLI" dediği, M.BALBAY' m "lu Şuanda Çankaya köşkünde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının laikliğe karşı hareketlerin odağı dediği bir kişi oturuyor abi" "Hu çok tartışmak gidecek

[pic]

ve iyidir abi be bu tartışmalı olması bunların" dediği, İ.SELÇUK' un "Yalnız Doğan gurubu şey yaptı" dediği, M.BALBAY' m "Nötr" dediği, İ.SELÇUK' un "Değil mi., doğru dürüst radikalin dışında fena değil" dediği, M.BALBAY' m ".... Abi bir de bu ibrahim aradı bu doğan gurubuna geçişle şeyler çok erken abi ama hiç pazarlık şansımız yok mu ? acaba abi ya" dediği, İ.SELÇUK' un "...Mehmet KARAMEHMET le o da diyor ki acele etmeyin o diyor sabahta diyor çok şeyler olacak diyo neyse açmadı ama nesi olduğunu söylemedi ama orda birşeyler bekliyorlar bilmiyorum" dediği, M.BALBAY' m "Şey Karamehmet Doğan gurubuna değil mi abi karşılıklı bir savaş" dediği, İ.SELÇUK' un "Evet evet evet öyle öyle onun da söyledik ..." dediği,

Tape No:3905, 16.03.2008 günü saat:16.18 sıralarında İlhan SELÇUK ile E.K.'ın yaptıkları telefon görüşmesinde;

İ.SELÇUK' un "LAF ARAMIZDA ZATI ALİNİZ DE BİR ASKERİ MÜDAHALENİN DE GEREKÇESİNİ OLUŞTURMUŞTUR:' Dediği, EK.' m "Galiba bakalım" dediği, İ.SELÇUK' un "YAV ÇOK ŞEY ÇOK MUZİRSİNİZ BU TELEFONLARIN DİNLENDİĞİNİ BİLMİYOR MUSUNUZ." Dediği, E.K.' m "Biliyorum biliyorum bi şey demiyorum ben siz diyorsunuz valla ben hiç birşey demiyorum ben bütün telefonların dinlendiğini biliyorum cepler evler cumhuriyet zaten cumhuriyeti de biz istedik dilekçe verdik dinlensin diye" dediği, İ.SELÇUK' un "...ben ne kadınlarla konuşurken nede dostlarımla konuşurken gümrüksüz konuşuyorum çünkü neyin şaka neyin ciddi olduğunu gerizekalılar bilmezler" "...işte tarihe yazılmıştır efendim mahkeme zabıtlarına yazılmıştır bide" dediği,

Tape No:3906, 16.03.2008 günü saat:17.09 sıralarında İlhan SELÇUK'un X bayan/İ.Y. ile yaptığı telefon görüşmesinde;

İ.SELÇUK' un "Ben iddianame üzerinden sadece" "Dedi ki bu tarihe ve Adliyeye yazıldı dedi" dediği, İ.Y.' m "...Erdoğan da şimdi her yerde konuşuyor ...bunlar geri durmazlar abi" dediği, İ.SELÇUK' un "Durmazlar durmazlar ama yorulur yakında" "...bu dönemin bir adli belge yani işte kardeşim siz bunları bunları bunları yaptınız diye fena olmadı tabi" "...HERHANGİ BİR HAREKET OLDUĞU ZAMAN BU İDDİANAME BİR BELGEDİR ADLİ BELGEDİR" "İŞ ZATEN GALİBA ORAYA GİDECEK ANLADIĞIM KADARIYLA" dediği, İ.Y.' m "...bizim Mehmet Faraş'm yazısı vardı bu savcıyla ilgili işte biraz atalarını dedeleri falan filan yazmış, savcı Mehmet'i aramış Mehmet Faraş'ı aramış telefonla" "Önce koruması aramış sonra kendisi aramış ve cep telefonunu vermiş sizede çok selam göndermiş" "...bu iş çatışmaya gidebilir ya bi korksun diye çatışmaya gidebilir demiş" "O da ben görevimi yaptım demiş falan şimdi yani yazabilirsin yazmayabilirsin..." "Sen o aranızda konuştularmızı yaz bi metin haline getir çünkü adamı da zor durumda bırakan bir şey yapmayalım bak Cumhuriyete konuştu" "...hemen zaten polis molis falan böyle korumaya almışlar çatışmaya gidebilir demiş korkum var demiş adam bu işlerden belli ki o da tabi sıkıntıda kolay değil abi böyle bir şey şimdi hedef her yerde hedef gösteriliyo adam" "...asıl Taraf gazetesini gördünüz mü abi" dediği, İ.SELÇUK' un "Ya gördüm kepaze" dediği, İ.Y.' m "Ya böyle bi rezillik olur mu ya" "Abi ben acayip bi iş abi bu işi ya" dediği, İ.SELÇUK' un "Yani bi şey varmış altında gibi ya da çıldırdılar satamıyolar diye" dediği, İ.Y.' m "Abi ne demek ya suçluyoruz herkesi suçlamaya çağırıyoruz şikâyet edenler Taraf gazetesi çalışanları" "İlktir abi Türkiye'de böyle bi şey ben bilmiyorum hatırlamıyorum" "...Vakit gazetesi varya işte ondan beklenebilir" "Ama bunu Taraf gibi gazete yapıyosa bu işin altında başka bjLfgjy^ar abi, başka bi şey var ya çok büyük bi para var ya da bunlar tam satılmı^îbi'1 dedığ\j.SELÇUK' un "Ne kadar satıyo şimdi" dediği, İ.Y.' m "Abi bir ara 5-6 bindj^onrafllr-lS e çıktı bakalım bu hafta ne

[pic]

yapar ama bunlar da dağıtmaya başladıkları için bunların satış falan artık yapabilirler bi bakarsınız bir günde 50 bine çıkmış olabilirler abi" dediği, İ.SELÇUK' un "Valla dediğin doğrudur kendini dağıtmış bi gazete" "Suçluyoruz ve herkesi suçlamaya çağırıyoruz" dediği, İ.Y.' m "Böyle bi gazetecilik var mı" dediği, İ.SELÇUK' un "Başsavcıyı yargılayın falan müthiş ya" "...ben bakıyorum Ahmet ALTAN'm yazısına" "O kendinden geçmiş o yani ne yapacaklarını şaşırmışlar" dediği, İ.Y.' m "Sizede orda hafiften bi kılçık var gazetede gördünüz mü" "Evet İşaret Fişeğini İlhan SELÇUK'tan diye haber yapmışlar abi" dediği, İ.SELÇUK' un "... dikkatli bakmadım bu Çetinin iki oğluda iki gazetede ikiside başyazar tam tırlattılar keratalar" "...İşaret Fişeği İlhan Selçuk'tan" dediği, İ.Y.' m "Cuma yazısını almışlar" dediği, İ.SELÇUK' un "Birader herkes soruyo ya amma tutturduk" dediği, İ.Y.' m "Abi hem o yazı tuttu hem de geçen hafta bizim türban reklâmları vardı hatırlı yomusunuz" "Yine denk geldi yani" dediği, İ.SELÇUK' un "Aslında bizim Orhan ERİNÇ'e söylemelide bi şey yapmalı ona" dediği, İ.Y.' m "Bunu ben kısa böyle bi haberleştirelim mi millet görsün mü ne yapayım manyak mı bunlar ya" dediği, İ.SELÇUK' un "Valla reklâmını yapmış olursun" dediği, "...şimdi bu herifler kafaya koymuşlar Amerika merika Avrupada bunların arkasında bunlar bu işi bitirmeyi düşünüyolar di" "Bu Başsavcının şeyi üzerinde de düşünürler şimdi ulan bu bizim aleyhimize bir dosya var ve burda DAVALIYIZ BİZ ŞİMDİ HERHANGİ ÇATIŞMADA MATIŞMADAN SONRA ORTALIK BİRBİRİNE GİRERSE VE ASKERDE MÜDAHALE ZORUNDA KALIRSA ELİNDE ŞEY VAR DOSYA VAR ŞİMDİ YA OLAYIN BU TARAFINI DA DÜŞÜNMEK LAZIM" "AMA ÇOK KUVVETLİLER YA BU KERATALAR" dediği, İ.Y.' m "Abi işte bugün bakıyorum kaç tane gazeteleri oldu şimdi Bugün, Star di bilmem ne hepsinde kıyamet gibi gazeteleri var abi ellerinde" dediği,

23.01.2008 tarihinde şüpheli İlhan SELÇUK, Cumhuriyet Gazetesindeki "PENCERE" isimli köşesinde "İktidar Partisi Zanlı" başlıklı köşe yazısında aynen:

"Kuvvetler ayrılığı' demokrasinin 'olmazsa olmaz' kurallarındandır... Demokraside kaç kuvvet var?.. Rakamla 3... Yasama.. Yürütme.. Yargı..

• Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçmkaya AKP'ye yönelik bir açıklama yaptı... AKP bu yüzden

tepkili... Yalnız AKP mi tepkili?.. DTP de tepkili... Neden?..

Çünkü bu iki partimiz iki kırmışı çizgimizi çiğniyor mu, çiğnemiyor mu sorulan yargıyı fena halde ilgilendirmeye başladı... İki kırmızı çizgi nedir?.. Dincilik.. Ve bölücülük..

DTP'nin üstünde bblücülük, AKP'nin üstünde dincilik gblgesi gün geçtikçe koyulaşıyor... Yargı bu gerçeği gbrmezlikten gelebilir mi?.. Gelemez...

• Yargı gücünde devlet görevlisi bir savcı ille de görevini yapmak zorundadır... Nedir görevi?..

Hırsıza, yolsuzluk yapana, rüşvet alana, adam yaralayana ya da öldürene savcı dava açar...

Savcı, Cüneyt Koryürek'e çarpıp yazarımızı bldüren otomobil sürücüsüne hele dava açmasın.. Görür gününü...

Savcı, kırmızı çizgiyi çiğneyip bölücülük ya da dincilik yapan siyasal partiye dava açmasın.. Görür gününü...

Savcı yürürlükteki yasalara göre davranmakla yükümlüdür...

Bir savcı, suç işlediği varsayılan kişinin ya da kurumun zengin mi yoksul mu, güçlü mü güçsüz mü, şişman mı zayıf mı, muhalefette mi iktidarda mı olduğuna bakarak karar veremez.,.

Başsavcı, dava açması gerekiyorsa, dava açacaktır...

• Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçmkaya'nın açıklaması ve uyarısı üzerine küplere binen

Başbakan RTE yasamanın ve yürütmenin üstünlüğünden söz açtı, mangalda kül bırakmadı... Başsavcmm

Meclisle, hükümetle işi gücü yok... Başsavcı ne yasamayı ele alıyor. Ne de yürütmeyi...

Deyiş yerindeyse sanık ya da zanlı, bir partidir... DTP, CHP, MHP gibi bir parti... AKP'nin iktidarda

olması, hükümetini kurması, yürütme organını oluşturması hukuka ve yasalara göre hiçbir şey değiştirmez... *

Cumhurbaşkanımız dosyalı zanlı.. Başbakanımız dosyalı zanlı.. Bir de iktidar partimiz

zanlı oldu mu. gel keyfim gel... .'«V",

1806

Şüpheli Sevgi ERENEROL ile yaptığı görüşmedeki dosyanın patrikhanenin kapatılması ile ilgili olan dosya olduğunu, orada bahsedilen "dökümlerin tahlilleri mastır planm tahlilleri" ibarelerinin Ümraniye davasının içinde bulunan deliller ile ilgili olduğunu, söz konusu delillerden mastır çalışması Kuddisi OKKIR'm hazırlamış olduğu parti programına benzer bir çalışma olduğunu, şüphelilerin ifadelerinde çok ayrıntılı olarak yazılmış olduğunu, dosyadaki mevcut bütün deliller üzerinde Avukat Engin Bey ile bir paylaşıma girerek delillerin teknik hukuk tahlilini yapmak suretiyle dava açılmadan ön hazırlıklarını bitirerek iddianame sonrasında tutukluluğun mahkemeden kaldırılması için hazır hale gelmelerine yarayan çalışmalar olduğunu, bu beyanlarında hiçbir hukuka aykırılık olmadığını, sadece meslektaşıyla yapmış olduğu müdafaanın paylaşımı olduğunu, orada KOMUTAN olarak geçen kişinin emekli yüzbaşı Muzaffer TEKİN olduğunu, genelde askerlere KOMUTAN diye hitap edildiğini, başka bir anlamının olmadığını, Hüseyin isminde bahsedilen şahsın Avukat Hüseyin BUZOĞLU olduğunu, Ergün POYRAZ'm ikinci Avukatı olduğunu, aynı zamanda Ankara'dan samimi dostu olduğunu, Ergün'ün fikir sanat eserlerinden doğan davalarına onun girmiş olduğunu, kendisinin de söz konusu Avukatın canla başla çalıştığını ifade ettiğini,

Genel Kurmay ve Milli Güvenlik Kurulu ile alakalı bahsettiği yazılardaki gizlilik olup olmadığına ilişkin yazışmalardan bahsettiklerini, TOLGA ismindeki şahsın MHP il başkanı olduğunu, daha sonra genel merkez tarafından görevden alındığını, Yeni Çağ televizyonunda yaptığı program ile ilgili konuk olarak kimi çıkaracağı konusunda Sevgi hanımla yaptığı fikir teatisinden ibaret olduğunu,

Mustafa ERKAL hocanın Aydınlar Ocağı Başkanı olduğunu, konusunda yetkin bir insan olması nedeniyle onu programa çıkartma konusunda konuştuklarını,

3008 sayılı tape okunup "300 milyon lira para toplanma konusu" sorulduğunda;

Küçükçekmece'de Muzaffer TEKİN'i seven genç arkadaşlarının 10' ar 20' şer YTL'yi toplayıp komutanın zor durumda olmasına binaen kendisine verdiklerini, kendisinin de Ona takdim ettiğini, onun da sevindiğini, konuşmasında geçen Ülker hanımın Ay Yıldız Platformu Genel Başkanlığını yapan Ülker DURUKAN olduğunu, kendisi aynı zamanda Çevre Dostları Derneği başkanlığını yaptığını, Bakırköy Belediyesinde İdari Meclis üyeliği yapmış olduğunu, bu platformun resmi bir platform olduğunu ve yaklaşık 250'ye yakın derneğin toplandığı bir platform olup bu platforma kendilerinin de üye olduklarını,

3014 sayılı tape okunup sorulduğunda;

Konuşmada bahsedilen konunun DAĞLICA katliamı ile ilgili olduğunu, kendisinin o eylemi PKK' mn tek başına yaptığına inanmadığını, PKK görüntülü AMERİKAN saldırısı olduğunu, televizyon programlan ile ilgili yapılması gerekenleri konuştukları bir görüşme olduğunu, bir de DAĞLICA' dan sonra infial oluşmasın diye ifadelerinin olduğunu,

3015 sayılı tape okunup sorulduğunda;

Paşa dediği şahsın Sevgi hanımın Ortadoks Patriği olan erkek kardeşi olduğunu, yorumlarının günlük siyasi yorumlar olduğunu, kendisinin orada "al birine vur öbürüne" şeklinde bahsettiğinin siyasi yorumdan ibaret olduğunu, bahsedilen davanın da Hrant DİNK ile ilgili Veli KÜÇÜK, Muammer Güler, Abdulkadir AKSU ve Cemil ÇİÇEK hakkındaki dava dosyası ile ilgili görüşme olduğunu, oradaki bilgiden kasdm dosyanın buraya gönderilmesinin başkaları tarafından duyulmaması olduğunu, görüşmede geçen "Büyük Mitinglerin Yapılmasından" kastının terör sona ersin ve Devlet gerekli olan önlemleri alsın, artık şehit cenazeleri gelmesin, kan akmasın için olduğunu, Orhan ÇALIŞLAR'm tertip ettiğini, mitinglerin milletin gözünü boyamak için barış ve demokrasi adı altında siyasi kürtçü faaliyetleri içinde olduğunu, daha doğrusu millete anlatarak aydınlatmak bilgilendirmek anlamında, bahsedilen mitingin DAĞLICA katliamından* kısa bir süre sonra Ankara da yapıldığını, ancak bu mitingte PKK'nm bölücü başının "fotoğraflarının açıldığını, terör örgütünün propagandasına dönüştürüldüğünü, kendisinin - DOĞU SİLAHÇIOĞLU'nu

tanımadığını, Muzaffer Beyin arkadaşı olduğunu, Alevi-Sünni çatışmasının bir fayda getirmeyeceğini ve Alevilerle Sünnilerin barış içinde yaşamaları gerektiğini, bunun toplumun huzuru için şart olduğunu söylemiş olduğunu,

Kendisinin İşçi Partisinin politikalarım beğenmediğini, tapede geçen TALAT Paşa KOMİTESİ'nin İşçi partisinin bir organizasyonu olduğunu, İşçi partisinin fikirlerini beğenmediğinden böyle bir organizasyonda yer almadığını, kendilerinin tertip ettikleri etkinliklerinde; sadece 2005 yılında patrikhanenin Yunanistan'a taşınması konusundaki basın açıklamasına İşçi Partisi üyelerinin geldiğini, buna da gönlünün razı olmadığını ama onların katıldılanm, ondan sonra hiçbir etkinlikte birlikte hareket etmediklerini, Ülker hanımın başkanlığını yaptığı Ay Yıldız Platformunun düzenlediği "RICE 'in gelişini protesto etmek" amacıyla düzenlendiğini, Irak'ta yüzlerce insan ölürken rahatsız olduklarını,

3020 sayılı tape okunup sorulduğunda;

Konuşmada ismi geçen Ramazan KIRKIK'm emekli tarih öğretmeni ve Aydınlar Ocağı üyesi olduğunu, protesto için siyah çelenk koyma eyleminin bekledikleri kadar kalabalık olmadığından dolayı kendisi ile yaptıkları konuşma olduğunu, katılımın az olmasının nedeninin ABD konsolosluğunun uzak olması ve platformun çok parasının olmaması olduğunu, Ülker DURUKAN ile Ülker SALMAN'in aynı kişi olduğunu, boşandığı için kızlık soyadı olan SALMAN'ı kullandığını, aynı siyah çelenk koyma eylemini İsrail başkonsolosluğuna da yapmayı düşündüklerini, ama yapmadıklanm, görüşmede geçen Ozcan PEHLİVANOGLU' nun Rumeli ve Balkan Türkleri Federasyon başkanı olduğunu, onun da Ay Yıldız Birliği Platformu üyesi olduğunu,

3022 sayılı tape okunup sorulduğunda;

Bu görüşmeyi Cumhuriyet gazetesi muhabiri ile yaptığını, orada Hrant DINK cinayeti ile ilgili olayın anlatılmış olduğunu, açık bir şekilde Hrant DİNK cinayetinin Türk insanı tarafından yapılmadığını, faillerin her tarafta bulunan ve kolaylıkla milli hisleri uyandırılarak motive edilip eline silah verilip harekete geçirilecek kişi olduğunu ve bunun arkasında ajan örgütler bulunduğunu ifade etmiş olduğunu, bunların tamamen şahsi kanaatleri olduğunu, herhangi bir özel bilgi ve delile dayanmamakta olduğunu,

3023 sayılı tape okunup sorulduğunda;

Bu görüşmeyi şüpheli Sevgi ERENEROL ile yaptığını, görüşmede geçen 70 yaşında olan kişilerden araştırmacı yazar Erol BİLBİLİK' i kastettiğini, Yeni Çağ T.V'deki programına konuk olduğunu bu görüşmenin onunla ilgili olduğunu, orada Sevgi hanımın '»YÜZ YÜZE GÖRÜŞELİM" dediği konunun Hrant DİNK soruşturması ile ilgili olduğunu, CFR'ler BİLDERBERG derneğinin dünyanın en zengin örgüt lideri olduğunu, Rahmi KOÇ'un BİLDERBERG üyesi olduğunun bilindiğini, Ayvalık Alibey Cunda Adası'nda, Rum Ortadoks Patrikhanesi tarafından bu kütüphane açılmak istendiğini, ancak mübadele anlaşmasına göre söz konusu yerin açılması mümkün olmadığından hazine tarafından önce RAHMİ KOÇ'a verildiğini, RAHMİ KOÇ'un da danışıklı dövüşüklü olarak burayı kütüphane olarak patrikhaneye tasarrufta bulunduğunu, böylece Türkiye'de ilk papaz yetiştiren okulun kütüphane adı altmda patrikhanenin eline geçmiş olduğunu, telefonda bu konudan bahsettiklerini,

Görüşme içinde geçen "PKK dağda değil bu Devletin içinde" sözü ile ilgili olarak sorulduğunda;

Buradaki kastının PKK' nm meclisteki temsilcileri ve Türkiye'nin ekonomi ve siyasetine sahiplenme gayretinde bulunan ve güç kazanan siyasi kürtçülerin etkinliğini artırarak milli politikaları engellemeleri ve hali hazırda Suriye'de bulunan PKK' nm istihbarat arşivini Türkiye'ye getirilmesini engellemelerini kastettiğini, Devletten kastının doğrudan doğruya Devlete etki etmeye yönelmiş DTP' li milletvekiller ile bunlara bağlı ekonomik ve siyasi güç kazanan siyasi kürtçü çevreler olduğunu:

Q< l/h* ->;

3025 sayılı tapede Murat ÖZKAN' la yapılan görüşmede "Ali YIGIT in yeniden ifade vermesi konusunda BOŞVERİLMEMESİ" şeklindeki beyanları okunup sorulduğunda;

Şüpheli Ali YİĞİT' in cezaevinden tahliye olduktan sonra derhal aynı günde veya birgün sonra önce Murat ÖZKAN'ı Müge TEKİN'i ve Muzaffer TEKİN'in kardeşi RIZA TEKİN'i arayarak kendisinin hatalı yazılan ve gerçekte beyan etmediği ifadeleri yüzünden Muzaffer TEKİN' in ve Mahmut ÖZTÜRK' ün cezaevinde yattığını ve bundan vicdanen rahatsız olduğunu ifade ederek telefonla aramış olduğunu, bunun üzerine yukarıda ismi geçen 3 kişinin Muzaffer TEKİN'in Avukatları olarak kendisine ve Avukat ENGİN BEYE bu konuyu anlattıklannı, Ali YİĞİT' in cezaevinde kaldığından dolayı yıprandığını, Trabzon' da ailesinin yanma giderek biraz dinleneceğini daha sonra İstanbul' a gelip bu konuda gerekirse yeniden ifade verebileceğini, yine yukarıdaki 3 kişiye beyan etmiş olduğunu, aradan bir süre geçtikten sonra Murat ÖZKAN kendisine telefon açarak Ali YİĞİT'in Trabzon'dan geldiğini kendileri ile görüşmek istediğini söylemiş olduğunu, kendisinin de Murat ÖZKAN'a böyle bir görüşmenin yapılabileceğini görüşme yeri konusunda da tamamen Ali YİĞİT' in söylediği yere gidebileceklerini belirttiklerini, bir müddet sonra Murat ÖZKAN' m söz konusu toplantının yerini Ümraniye'de bir balıkçı dükkanı olarak verdiklerini, bu adresi Avukat ENGİN BEY'le Avukat SEÇKİN BEY'e de bildirdiğini, bu sebeple oraya gelmesini istediğini, kendisinin de söylenen saatte kendi vasıtasıyla söz konusu balıkçı dükkanına gittiğini, toplantıya en az 10-12 kişinin katıldığını, Ali YİĞİT'in abisi dahil akrabaları ile birlikte kalabalık bir şekilde geldiklerini, toplantıda Muzaffer TEKİN vekili olarak kendisinin ve Avukat ENGİN'in, Mahmut ÖZTÜRK'ün vekili Avukat SEÇKİN ve Mahmut ÖZTÜRK'ün kardeşi İsa ÖZTÜRK ve ortağı Murat ÖZKAN ile Ali YİĞİT ve isimlerini bilemediği birçok akrabasının katılmış olduklarını, karşılıklı tanışmadan sonra geçmiş olsun dileklerinde bulunduklarını, Ali YİĞİT'e Emniyette verdiği ifadeyi okuyarak bu ifadeyi verip vermediğini sorduklarını, Ali YİĞİT'in kesinlikle bu ifadeyi vermediğini olayın gerçeğini bire bir cümlelerle herkesin huzurunda anlattığını, anlatımlarını not şeklinde yazdığını, aldığını notu tek tek herkesin huzurunda cümle cümle Ali YİĞİT'e tekrar okuyarak ifadenin bu şekilde olup olmadığını sorduğunu, Ali YİĞİT'in verdiği ifadesinin hatalı olduğunu, okutmadan imzalatılmış olduğunuvekil arkadaşının ifadenin sonunda geldiğini, bu sebeple ne yazıldığını bilmediğinden imzalamak zorunda kaldığını, ama gerçeğin kendisinin anlatığı gibi olduğunu, bunun için "yarın Savcılığa gidip ifademi yeniden vereceğim" dediğini, kendisinin de daha önce Savcı Zekeriya ÖZ'e bu konuyu anlatıp Ali YİĞİT'in yeniden ifadesini alıp almayacağını sorduğunu, sayın savcının da gelirse alırım dediğini, ancak ertesi gün Avukatının tesirinde kalarak belki de muhtemelen Avukatın sorumluluğu doğabileceğinden ifade vermeye gitmemiş olduğunu, kendilerinin de bunun üzerine o toplantıda bulunan kişileri tanık olarak dinlettiklerini, Murat ÖZKAN'm arabasında yapılan aramada ele geçen ifade tutanaklarının söz konusu toplantıda almış oldukları notlar olduğunu,

3027 sayılı tape okunup orada geçen "GİZLİ BELGE" konusu sorulduğunda;

Asim'in yanında çalışan ilkokul mezunu olan bir şahıs olduğunu, telefonda kendisini

bu şekilde zor durumda bırakmaması için uyardığını, muhtemelen aldığım dediği belgede TCK'nun 301. maddesi ile ilgili davaları gösteren belge olduğunu, büroya geldiğinde de kendisine şaka yaptığını söylediğini,

3028 sayılı tape okunup sorulduğunda;

Tapedeki mesajı gönderen Mücahit KARAYAL'ı tanımadığını, kendi sunduğu televizyon programında; bugüne kadar yapılan yolsuzlukların, özelleştirmelerin, gizli anlaşmaların aslında Yüce Divanlık suç olabileceğini eğer idam cezası kaldırılmamış olsaydı, bugünkü siyasetçilerin idam cezası ile yargılanabileceklerini söylediğini, bunun üzerine televizyon seyircisinin kendisine çektiği bir mesaj .olduğunu, kendisini sevmeyen PKK ve Ermeni İnternet sitelerinde cep telefonu numarasını vejdiklerjni,

[pic]

3030 sayılı tape okunup sorulduğunda;

Görüşmeyi yaptığı Pakize AKBABA'mn Şehit Anneleri Dernek başkanı olduğunu, yapıldığı iddia edilen seçim hilelerini protesto etmek amacıyla Ankara'da Yüksek Seçim Kurulu önüne siyah çelenk bırakmak istemiş olduklarını, kendisine bu konuyu açtıklarını, kendisinin de makul demokratik bir tepki olarak gördüğünü, çünkü Yüksek Seçim Kurulunun bazı siyasi etkilenmelerden ötürü farklı kararlar alarak iktidarı belirleme konusunda etkilerinin olduğu inancında olduğunu, Pakize AKBABA ile yapmış olduğunu görüşmenin tamamen demokratik ve Anayasal bir hakkın kullanımının ifadesi olduğunu,

3037 sayılı tape okunup sorulduğunda;

Bu görüşmenin müvekkili ile arasında olan bir görüşme olduğunu, Mustafa ERSAN ERKAL'm Aydınlar Ocağı başkanı olduğunu, Mahmut UÇAR'ın 80 yaşlarında bir beyefendi olduğunu ve kendisini evladım diye sevdiğini, hatta birkaç defa evine yemeğine davet ettiğini,

3042 sayılı tape okunup sorulduğunda;

Ergün POYRAZ'm cezaevinde yeni bir kitap yazdığını bu kitaptan dolayı da kendisine düzenlenecek olan gıyabında bir törenle ödül verilmesi ve bu yolla da kitabının tanıtılmasını istediğini söylemiş olduğunu, kendisinin de bunu Sevgi hanıma aktardığını, ancak böyle bir ödül verilmediğini,

3044 sayılı tape okunup sorulduğunda;

Dursun KOÇ'un kendisinin yanında çalışan yaklaşık 65 yaşlarında bir adam olduğunu, getir götür işlerine baktığını, geçmişinde birçok sıkıntılar yaşamış biri olduğunu, ailesinin bulunmadığını, kendisinin de ona kucak açtığım, Onun kendisine "baba" diye hitap ettiğini, kendisinin de Ona "yavrucuğum" diye hitap ettiğini, 20 yıldan beri herhangi bir yanlış hareketini görmediğini, büronun en iyi çalışanlarından olduğunu, kendisine çok bağlı bir insan olduğunu, "BABA BİLİYORSUN BEN HAZIR KUVVETİM, ANINDA EMRET, ANINDA İŞ BİTER BEN AHMET MEHMET DEĞİLİM" şeklinde söylemesinin kendisine olan sevgisini bağlılığını göstermek için olduğunu, zaman zaman alkol aldığını, alkollü iken aramış olabileceğini,

3045 sayılı tape okunup sorulduğunda;

Arayan şahsın Küçükçekmece'deki seçmenlerinden biri olduğunu, ismini bilmediğini, görüşmenin içeriğinin 09/Aralık'taki Türk Dünyası İnsan Hakları adına düzenlemiş oldukları anma günü ile alakalı olduğunu, yürüyüşün yasal prosedür içinde Dağlık Karabağ günü olarak Azerbeycan Konsolosluk yetkilileri ve resmi görevlilerin katılımı ile olduğunu, kendisinin burada sadece katılımcı sıfatı ile bulunduğunu,

3046 sayılı tape okunup sorulduğunda;

Görüştüğü şahsın Sivil Toplum Kuruluşları Başkanı Ramazan BAKKAL olduğunu, Elif ŞAFAK' m Beyoğlu'nda bir otelde konferans düzenleyeceği haberini almış ve buraya da milliyetçi 3-4 bayanın giderek düzenlenen konu hakkında kendisine bir takım sorular sorarak gerçeğin ortaya çıkarılması için demokratik bir tepkinin konulması için kendilerine yardımcı olmasını istediğini, kendilerinin AY YILDIZ BİRLİĞİ başkanı Ülker hanımın başkanlığında soru sorabilecek 3-4 bayanın olduğunu söylediğini, bunların katılması halinde en azından o salonda bulunan şahısların paneli sunan Elif ŞAFAK' m gerçek kimliğini görmeleri bakımından fayda sağlayabileceği inancı ile yapılan bir telefon görüşmesi olduğunu, bunun dışında gerek Danıştay gerekse Ümraniye operasyonlarından sonra tutuklanan kişilerin birçoğunun toplumda milliyetçi kesimden kişiler olduğu bilinmesi nedeniyle ve yine birçok derneğin üzerine gidilmesi sebebiyle insanların ülke sorunları üzerinde tartışıp faaliyette bulunulmasının büyük ölçüde önüne geçildiğini birçok insanın bu operasyonlar sebebiyle demokratik haklarını kullanmaktan ve ifade etmekten çekinmekte, kendilerinde bir otokontrol sistemi oluşturduklarını, bu konularda milli faaliyetlere katılımların azaldığını ifade eden

konuşmadan ibaret olduğunu, buradaki anlatımların tamamen bu yönde demokratik tepkilerin bu operasyonlardan ötürü kısıtlandığına ilişkin karşılıklı fikir alışverişi mahiyetinde olduğunu,

3054 sayılı tape okunup sorulduğunda;

Görüşmede ismi geçen OĞUZ ÖCALAN'ın, Ülker DURUKAN hanımefendinin Çevre Yıldızı Derneğinde çalıştığını, aynı zamanda kendisi kooperatifçilik faaliyetlerinde bulunduğunu, kendisinin bu şahsı Ülker hanım vasıtasıyla tanıdığını, çok sık konuşmadıklarını,

3055 sayılı tape okunup sorulduğunda;

Bu görüşmeyi Sabri BOZKURT'la yaptığını, şahsın heyecanlı bir takım psikolojik rahatsızlıkları olan bir kişi olduğunu, amacı aşan sözleri çok sıklıkla kullandığını, görüşmede geçen "bu saatten sonra ben adamın derin devletiyim önde bayrakla gideceğim" şeklindeki sözlerinin amacını aşan sözler olduğunu, tasvip etmediği ifadeler olduğunu görüşmesinde de belirtmiş olduğunu,

3059 sayılı tape okunup sorulduğunda;

Pakize AKBABA'nm Şehit Anneleri Derneği Başkanı olduğunu, Dağlıca katliamından sonra yeniden şehit cenazeleri gelmesin diye şehit ailelerine gerekli olan her türlü mali imkanların sağlanması ve gözetilmesi konusunda meclisten ve hükümetten kararların çıkmasını sağlamak ve demokratik haklarını kullanmak amacıyla meclise gidip oradaki yetkililerle görüştüklerini, son derece olumlu görüşmelerle döndüklerini, buradaki konuşmasının, demokratik anayasal çerçeve içerisinde düzenlenmiş bir faaliyetle ilgili olduğunu, ancak kendisinin bu faaliyetin içinde olmadığını, sadece orada yaptıklarını kendisine anlattıklarını, aynı zamanda kendisinin Şehit Anneleri Derneklerinin vekilliklerini yaptığını, Pakize Hanımla yaptığı konuşmalann bu vekalet ilişkisine istinad etmekte olduğunu, yani yaptıkları veya yapacakları eylemleri kendisine söylediklerini, kendisinin de kanunsuz hiçbir eyleme girmemelerini tamamen yasalar çerçevesinde protesto haklarını kullanmaları konusunda bilgi verdiğini, bugüne kadarda hiçbir yasadışı eylem gerçekleştirmediklerini,

3062 sayılı tape okunup sorulduğunda;

Sevgi ERENEROL ile yaptığı görüşme olduğunu, 22 Şehit Ailesi Başbakan' a sadece Şehitlerin itibarının iadesinin sağlanması amacıyla menfaatten uzak sembolik bir anlam ifade edecek üç kuruş üzerinden dava açıldığını, Başbakan'ın Avukatlarının bu konu üzerinde dava dosyasına vermiş oldukları cevaplarda neden üç kuruş açıldığı konusunda yorumlar yaptıklarını ve mukabilinde kendisinin cevap dilekçelerinde verdiği mukabil cevaplarda aslında üç kuruşun toplumda değer etmeyen bir anlam ifade taşıdığını, Başbakan' in da şehitlerine kelle diyerek saygı ve itibar göstermediğini ve bu anlamda şehidine saygı göstermeyen siyasetçinin de şehit aileleri nezdinde değerinin olmayabileceğini beyan etmiş ve duruşmalarda da ifade etmiş olduğunu, bu beyanlanm tamamen dava içerisindeki iddia ve savunmaya yönelik Anayasanın 36. maddesi çerçevesinde savunma ve hak arama mahiyetinde değerlendirilmesi gerektiğini, nitekim bu yazılanndan ötürü başbakan tarafından aleyhine herhangi bir dava açılmamış olduğunu, iddia ve cevap arama hakkı içerisinde değerlendirildiğini, Başbakan'a hakaret kastının olmadığını, üç kuruşun kendi içerisinde bir hakaret olarak yorumlanabilme ihtimali çok fazla olabileceğinden ilk intiba olarak bu anlam çıkanlabilmekte olduğunu, ancak yukanda da beyan ettiği gibi davanın Şehitlerin itibannm iadesine yönelik sembolik bir değer ifade etmekte olduğunu, nitekim Başbakan da Meclis grubunda yaptığı toplantıda bu konuya tepki vermekle beraber kendisine hakaret olarak algılamadığı ve bu bapta da beyanda bulunmadığı, dava açma yoluna gitmediğini,

3064 saydı tape okunup sorulduğunda^» - •

Muammer KARABULUT'un Antalya'da gazeteci olup "Coca Cola ve çiş" isimli bir kitap yazarak Coca Cola' mn içinde uyuşturucu maddej)lduğunu bununla dünya insanlanmn

[pic]

[pic]

sağlıklarıyla oynandığını, müptelalık derecesinde alışkanlık yaratıldığını anlattığını, Coca Cola' ya karşı dava açtığını, davanın Asliye Hukuk Mahkemesinden görevsizlik kararı ile İdare Mahkemesine gönderildiğini, halen derdest olduğunu, onun bahsettiği yürütmenin durdurulması konusunda satışının ve pazarlanması halinde uluslararası tekellerin Türkiye'ye çok büyük baskı yapacağını ve bu şekilde bu kararın asla uygulanmasının mümkün olmadığını ve bu dava ile sonuca gidilmesinin gerçekleşemeyeceğine ilişkin yapılan bir konuşma olduğunu, diğer konunun ise Başbakan'm Avusturalya' daki konuşmasında sadece şehitlere kelle demekle kalmamış, katil başına üç defa "sayın" demiştir, bunun üzerine Şehit Aileleri tarafından şikayet edilmiş, ancak bu şikayetlerin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Takipsizlik kararı verildiğini, bunun üzerine kendisi tarafından Şehit Aileleri adına Sincan Ağır Ceza Mahkemesi' ne itirazda bulunulduğunu ve itirazının kabul edilerek Başbakanın dokunulmazlığının kaldırılması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından TBMM' ye fezleke gönderildiğini, Sincan Ağır Ceza Mahkemesi başkanım bu karardan önce tanımadığı gibi yanma da gitmediğini, herhangi bir şekilde tanışmışlığının olmadığını, nitekim telefon ifadesinden de anlaşılacağı üzere 11. Türk Dünyası Kurultayı için Bakü'deyken Onun kendisini medyadan tanımasından ötürü arkasından seslenmiş olduğunu ve o vesile ile tanıştıklarını, kendisinin bu karardan ötürü Onu kutlamış ve Türkiye' de gerçekten cesur hakimlerin olmasından ötürü sevinç ve gurur duyduğunu ifade etmiş olduğunu, bunun dışında bu kararın istikbaldeki siyasi sonuçlan yönünden Başbakan' m siyasi geleceğini de etkileyebilecek mahiyette olması nedeniyle onun bazı tepkiler aldığını ifade ettiğini, anlatımının bu tepkilere yönelik olarak kullanılan sözcüklerden ibaret olduğunu,

3068 sayılı tape okunup sorulduğunda;

Bu konuşmanın Ümraniye soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcısı hakkında Mahmut ÖZTÜRK'ün kardeşi İsa ÖZTÜRK ile yaptığım görüşme olduğunu,

3072 sayılı tape de "KEMAL BEY BAZI VATANDAŞLAR GENEL KURMAY BAŞKANINI DARBE YAPAMAYACAĞINI AKP İKTİDARININ İPİNİ ÇEKEMEZ DİYORLAR PEKİ KİM ÇEKER ORG. ERDAL CEYLANOĞLU (EDOK) VE ORGENARAL HASAN IGSIZ (LORDU KOMUTANI) BU GENERALLERDEN BİRİ OLSAYDI OLURDU" şeklindeki SATILMIŞ BALKAŞ tarafından gönderilen mesaj ve devamında 3075 nolu tape içeriği okunup sorulduğunda;

Kendisinin kesinlikle bu tür mesajları ve konuşmaları tasvip etmediğini, zaten cevabım da telefonda verdiğini, bu tür ordu ile ilgili ulu orta yapılacak konuşmaların kurumlan yıpratmaktan başka bir işe yaramayacağı inancında olduğundan her zaman karşı geldiğini, ancak karşısındaki insanlan kırmamak için bunu yumuşak bir üslupla geçiştirmiş olduğunu, burada da telefon sahibine katılmadığını açıkça ifade ettiğini,

3079 sayılı tape okunup sorulduğunda;

Şehit Aileleri adına açtığı "üç kuruşluk" davalarda şehit beratlan ve veraset ilamlannm gerektiği, doğrudan şehit maaşlan için veraset ilamlannm asıllanm Ankaraya gönderdiklerinden temininde zorluk çektiğini, sağlanmayan davacılann listesini hazırlayıp, kendilerinden veraset ilamlan ile şehit beratlerini talep ettiğini, bu konuşmanın tamamen buna yönelik görüşme olduğunu, bu listenin de şehit berat ve veraset ilamlan listesi olduğunu,

3080 sayılı tape okunup sorulduğunda;

Görüşmede ismi geçen Cevat ÇALIK'm Avukatlık yaptığını ve birlikte yürüttükleri davalann bulunduğunu, kendisinin orduevi giriş kartının olmadığını, HABLEMİTOGLU' nu anma gününe Keşan' lı hemşerisi olan emekli paşa RAMİZ İLKER' in de geldiğini, savcılığa birlikte dilekçe verdiklerini, bürosuna yakınlığı nedeniyle birkaç arkadaşıyla birlikte Vatan Caddesindeki Orduevine davet ettiğini, kendisinin de orada otururken Cevat'ı da çağırdığını,

3081 sayılı tape okunup sorulduğunda;

[pic]

^h&*r>—~~p

25 veya 26/Aralık/2007 savcıdan ,Muzaffer ■ TEKİN'in bilgisayarlanndan çıkan imajlan istediğini, imajın verilmesine dair Emniyete talimat yazdırdığını, o sırada tam dışan

çıkarken kendisine yeni yıla bu dosyayı bırakmayacağım dediğini, kendisinin de "sayın savcım bu konuyu size sormuyorum o bakımdan takdir sizindir, nasıl isterseniz o şekilde yaparsınız" deyip ayrıldığını, yine tam ayrılırken kesinlikle yeni döneme sarkmayacak şeklinde kelime sarf ettiğini, arkasından Taraf gazetesinden bir muhabirin kendisini aradığını, davanın açılıp açılmadığını sorduğunu, kendisinin de yılbaşına kadar açılabileceğini söylediğini, o da Vatan gazetesinde iddianamenin tanzim edilip hazırlandığını, davanın açılmak üzere olduğunu duyduğunu ifade ettiğini, kendisinin de onun üzerine bu konuda kimseyle konuşmadığımı kesinlikle gizlilik kuralına riayet ettiğini, buradaki olayın tamamen sayın savcının iddianameyi hazırlayarak davayı açmasına yönelik tutumuna ilişkin olduğunu,

3083 sayılı tape de "Milli Sivil Toplum budur anlatabildim mi.. Bir noktada devletin yapamadığın bu gün zaten devletin yapması mümkün değil, zaten devlet karşı güçlere geçmiş işgal edilmiş, kurumu ile kuruluşuyla yani işgalci güçler devleti ele geçirme gayretine girmiş maalesef İŞTE GÖREV BİZE DÜŞÜYOR, bunu da tamamen meşru zemin içerisinde en güzel bu şekilde hareket etmek... orada RAMIS Paşa var, evet generaller var, albaylar var bir sürü şey var, çok nitelikli insanlar var, evet birçoğunu siz tanımıyorsunuz tabi, profesörler var, birçok aydın var, çok güzel oldu...." şeklindeki görüşme okunup sorulduğunda;

Görüşmede ismi geçen Erdoğan KAYA' nm Bilecik Söğütlüler Derneği Başkanı olduğunu, burada kastedilen anma toplantısının HABLEMİTOGLU cinayetinin dosyasının neden işletilmediği konusunda Cumhuriyet Savcılığına dilekçe verilmesine ilişkin yapılan basın açıklaması olduğunu, bu toplantıya son derece aydın bir kesim katıldığını, katledilen kişinin öğretim üyesi olması, Türk milletinin bir aydını sıfatına sahip bulunması nedeniyle katılımcılar arasında öğretim üyeleri, ordu mensupları gibi üst elit kesimin katıldığını, kendisinin burada bahsetmiş olduğu hadisenin sivil toplumun doğrudan siyasete ve iktidara oynamasının mümkün olmadığını gerçek amacının ülkeyi yöneten siyasi iktidan etkilemek, yönlendirmek ve kendi projeleri doğrultusunda hükümetin hukuk kuralları çerçevesinde faaliyetlerde bulunmasına zemin hazırlamak, bir noktada buradaki sivil toplum kuruluşları baskı grupları rolünü oynamakta, nitekim telefonda bu sivil toplum kuruluşlarının yapacağı mücadelenin tamamen meşru zemin içerisinde iktidan etkilemeye yönelik faaliyetler içerisinde bulunması gerektiğini ifade etmiş olduğunu, Devletin işgal edilmesinden kastının da küreselci dünya sermayesine entegre edilmesi konusunda dış güçlerin içerideki yöneticileri etkilemeye yönelik faaliyetlerinde zaman zaman başanya ulaştıklan, yöneticilerimizin çok az da olsa bir kısmının şahsi menfaatler güderek bir kısmının da yanılgı içerisinde bu güçlerin amaçlanna hizmet etmeleri ve millet menfaatlerinden uzaklaştıklannı ifade etmek için kullanılmış olduğunu, yoksa Devletin askeri bir işgalinin asla olamıyacağını, buradaki kastının askeri işgalden ziyade yabancılara azda olsa bilerek, çoğunlukla yanılarak yapılan milletin zaranna olan hizmetler olduğunu, tamamen bu grup kastedilmiştir, dönem dönem bu tür kişilerin ve gruplann Devlet içerisinde etkin role de ulaştıklan inkar edilmez bir gerçektir, Devlet hayatında yapılan yanlışlıklarda hep bu yanlış kişilerin seçimlerinden kaynaklanmış olduğunu,

Yine aynı görüşme içerisinde bulunan "Ay Yıldız Birliği içinde yer almak istiyoruz, o konuda hatta imkan nispetinde bulunduğunuz yerde diğer dernekler varsa oraya sokmaya çalışın evet iş genişlemektir anlatabildim mi genişlemektir, oralardan buralara geldiğininiz ateşler yakıyorsunuz, sağ olun" şeklindeki beyanı hatırlatılarak sorulduğunda;

Burada Ay Yıldız Birliği platformunun gelişmesinden bahsettiklerini, 250' ye yakın derneğin bu platform altında faaliyet göstermekte olduğunu, elbetteki bu platforma fazla derneğin katılması söz konusu sivil toplum gücünün de etkinliğini ve kamuoyu oluşturmasında daha güçlü hale gelmesini, söz \ e dileklerinin dinlenmesine yol açacağını, her kurum ve kuruluşun büyümek ve genişlemek istediğini, buradaki asıl önemli olan sonuç

[pic]

büyümenin meşru zemin içerisinde ve meşru talepler içeren bir büyüme olması olduğunu, AY YILDIZ BİRLİĞİNİN içerisinde KAMU SEN' den tutunuzda Mühendisler Birliğinden, Şehit Aileleri Derneklerinden birçok güzide kurum ve kuruluş bulunduğunu, Söğütlüler dernek başkanının yönetim kurulu üyeleri ile birlikte Necip HABLEMİTOĞLU' nu anma törenine gelmesi ve güç katması anlamında kullanıldığını,

3085 sayılı tape okunup sorulduğunda;

Görüştüğü kişinin HİLAL isimli Cumhuriyet Gazetesi muhabiri olduğunu,

Görüşme içinde bulunan soruşturma ile ilgili Emniyet, Savcı, MİT ve Beşiktaş adliyesi Hakim ve Savcıları ile Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeleri hakkında söyledikleri tek tek okunup sorulduğunda;

Kendisinin kastının kurumların genelini ve tamamını karalamak olmadığını, ancak sözü edilen kurumlar içerisinde çok uzun zamandan bu yana istenmeyen bazı grupların kadrolaşma hareketlerinin olduğunu hepimizin bildiği bir gerçektir, nitekim bu kadrolaşma hareketlerini yapan cemaatın lideri hakkında Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açılmış verilen beraat kararı Yargıtayca bozulmuş ve Yargıtay kararında dahi söz konusu cemaatin Devletin birçok kurum ve kuruluşunda kadrolaşma hareketine girdiğini, yine Devletin birçok Güvenlik ve Emniyet Kuruluşlarının tuttuğu raporlarında söz konusu cemaatin kadrolaşma konusunda ve Devleti ele geçirme konusunda iddialı faaliyetlerde bulunduklanm içeren raporlar yayınlamış olduğunu, bu raporlarda zaman zaman basma yansıdığını, ama hiçbir şekilde ne Yargı teşkilatını, ne Emniyeti, ne MİT'i ne de Yüksek Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulununun tamamını suçlamak ve kadrolaşma hareketinin bütününü kapsadığını iddia etmenin mümkün olmadığını, zaman zaman bu siyasi kadrolann kurumlar içerisinde aşın etkinlik içerisine girdiklerini, Devletin çok önemli fonksiyonlannı ele geçirmek için itina ile belirttiğim kurumlar üzerinde faaliyet gösterdikleri, yadsınamaz bir gerçek olduğunu, geçmişteki sağ sol kadrolaşmalan yerine şimdi daha değişik toplum tarafından kabul edilmesi mümkün olmayan sistemi çürütücek ve çökertecek gruplaşmalann olduğunu gözlemlemekte olduğunu, bu Devlet yapılanması içinde son derece rahatsızlık veren hastalıklı bir konuma bürünmüş olduğunu, bu sebeple kastının az da olsa bu tür kadrolaşma hareketlerinin sözünü ettiği kurumlarda varlığına ilişkin olduğunu, bu konuda elbetteki üzüntü duyduğunu, bunun önüne geçilmesinin doğrudan doğruya siyasal iktidann faaliyetleri sonucunda gerçekleşebileceğini, bu konuda bizlerin yapması gereken bu tehlikeli kadrolaşma hareketlerini açığa çıkartmak, kamuoyunu aydınlatmak böylelikle tehlikenin boyutlanna dikkat çekmektir, son olarak Hakim ve Savcılar Yasasında yapılan değişiklikle 4.000' e yakm hakim ve savcı adayının belli bir görüş mensubunun içinden seçileceğine ilişkin iddialar sadece basında yer almamış, ana muhalefet partisi de dahil olmak üzere bütün parti genel başkanlannm serzenişlerine konu olmuş olduğunu, ancak bugün ne şekilde olursa olsun Türk Yargısı bu kadrolaşma hareketine asla yenik düşmemiş olduğunu, kişilerin yaptığı hatalann bir kurumu kesinlikle olumsuz bir çizgiye götüremeyeceğini, bu nedenle kendisinin maksadının burada bu tehlikeli gidişe dikkat çekmek olduğunu, yoksa asla hiçbir hakim ve savcımıza hakaret kastıyla bu tür ifadeleri kullanmasının mümkün olmadığını, sözlerinin tamamen aşın bir kızgınlık ve davanın da olumsuz bir şekilde seyretmesinden mütevellit amacı aşan sözler olduğunu, ne iş bu dosyayı yürüten sayın savcı Zekeriya ÖZ'ün ne de bir başka kamu görevlisinin bu tür sözlere muhatap olmasını kabul etmesinin mümkün olmadığını, bu sebeple bu sözlerimin tamamen maksadı çok fazla aşan sözler olduğunu, 3086 sayılı tape okunup sorulduğunda;

Görüştüğü şahsın Av. Hüseyin BOZOĞLU olduğunu, kendisinden Yargıtay'da

bulunan Orhan PAMUKTa ilgili dosyaya bakmasım rica ettiğini, onun da karann

bozulduğunu kendisine bildirip faksladığını, ,-'"

3090 sayılı tape okunup sorulduğunda; i r '\„

Görüşmede ismi geçen Oğuz ÖCALAN' in, Muzaffer TEKİN'in arkadaşı olduğunu, ne iş yaptığını bilmediğini, Muzaffer beyin eşi Müge hanımın kendisine telefonunu verdiğini, kendisinin de Genel Kurmay'a yazmış olduğu yazının cevabının çıkıp çıkmadığı konusunda kendisinden yardım istediğini, orada bahsettiği CD' lerden kasıt soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı tarafından imajı çıkarılan bilgisayar harddiskinin aktarılmış olduğu ve Müge TEKİN tarafından Kadıköy'de bir CD dükkanında imajı çözdürüp hazırlattığı CD olduğunu, Aydın YÜKSEK' in kendisine getirmiş olduğu CD ile bir alakasının olmadığını,

Tank KARLIBEL'in Muzaffer TEKİN hakkında uyuşturucu ticareti yaptığı ve Alman ajanı olduğu yönünde bir kitap yazan şahıs olduğunu, bu kitabın tamamen Sabah ve Zaman gazetelerinde iftira mahiyetinde çıkan haberlere dayanmakta olduğunu, kendilerinin de bunun aksini ispat ettiklerini, Zaman ve Sabah gazeteleri hakkında iftira davalannm devam etmekte olduğunu, aynca TARIK KARLIBEL hakkında Şişli Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu,

Fatma Sibel YÜKSEK' in UFUK ÖTESİ dergisinin sahibi olduğunu, kendisinin Behiç GÜRCİHAN ile bürosuna gelen kişilerden biri olduğunu,

3096 sayılı tape okunup sorulduğunda;

Bu görüşmeyi yaptığı arkadaşı Cevat ÇALIK' m komplo teorilerini seven biri olduğunu, buna benzer çok arkadaşının olduğunu, kendilerinin siyasi davalan yürütmeleri sebebiyle sık sık bu tür sakalarla karşılaştıklannı, hatta bazılanm da ciddi varsayım olarakta sıklıkla şahit olduklannı, bunlardan birtanesi en son olarak Av. Cevat ÇALIK kendisinin Hüseyin Mümtaz BAYAZITOGLU ve Levent TEMİZ'in muhtemelen Ümraniye soruşturmasının müdafısi olması sebebiyle soruşturma kapsamına alınabileceğini iddia edince kendisinin de böyle bir varsayımı kesinlikle inandıncı bulmadığını, hatta dalga geçen bir ifade ile cevap verdiğini, çünkü sözü edilen Levent TEMİZ' in yaklaşık bir yıldan beri askerde olup, askerden yeni döndüğünü, kendisi ile en az 15-16 aydan beri görüşmesinin olmadığını, Hüseyin Mümtaz BAYAZITOGLU ile telefonda da belirttiği şekilde bir veya iki görüşmesinin olduğunu, sadece Bakü'de 11. Türk Kurultayı'nda beraber olduklannı, ancak bu kişinin yürüyen soruşturma ve davalarla hiçbir ilgi ve alakasının olmadığını, böyle bir iddiayı umursamadığını, bu tür iddialann sıklıkla tamamen gerçek dışı varsayımlar üzerine kurulu olarak ortaya atıldığını birçok olaydan bildiğinden ciddiye almadığını,

3104 saydı tapede "KEMAL ABİ KENDİSİNİN ÜNİVERSİTELER MASASI

BAŞKANI HAKAN, YARIN ON DA VATANDA OLABİLİRSEN İYİ OLUR,

ARKADAŞLAR ON YEDİ KİŞİ GÖZALTINDA, AVUKATA İHTİYAÇ OLABİLİR, TABİ

MÜSAİTSEN" şeklindeki mesaj okunup sorulduğunda;

Bu mesajı soyismini hatırlamadığı HAKAN isminde Ülkücü gençliğin İstanbul Üniversitesindeki temsilcisi olan kişinin kendisine çektiğini, ancak kendisinin ona telefonla veya mesajla dönmediğini davalan ile de ilgilenmediğini, olayı daha sonra öğrendiğini, iki siyasi grup arasında öğrenci kavgası olmuş olduğunu, Avukata ihtiyaç olduğunda eski partili olduğu için kendisine mesaj çekmiş olduklannı,

3105 sayılı tape okunup sorulduğunda;

Bu görüşmeyi Veli KÜÇÜK Paşa ile yaptığını, içeriğinin yukanda belirttiği PKK' lılann Hrant DİNK davası ile ilgili yapmış olduklan şikayet üzerine Şişli Cumhuriyet Savcısına ifade vermesi için kendisini aradığını görüşme olduğunu,

3106 sayılı tape okunup sorulduğunda;

Ümraniye dosyası ile ilgili İzmir Ağır Ceza Mahkemesinde görülen dava dosyası getirilmesi gerektiği için Muzaffer TEKİN' in kardeşi Ali Riza TEKİN'e dosyanın tasdikli bir fotokopinin çıkartılıp şahsına gönderilmesi ile ilgili olayı bilgilendirdiği görüşme olduğunu,

3109 saydı tape okunup sorulduğunda;

Görüşmede ismi geçen CİHAN ÖRNEK'in araştırmacı yazar olduğunu, Rum Ortadoks Patrikhanesinin Balıklı Rum Hastanesine karşı -tapuTlptal davası ile ilgili olarak o

[pic]

j

kişilerin yapmış oldukları hukuk dışı yanlışlıklan basma yansıtmak konusunda yaptıkları görüşme olduğunu,

Dosyadaki delil ve belgelerin kendisinin asla iddia edilen örgütün üyesi olmadığı ve yine örgüte bağlı olarak en ufak suç işlemediğini ortaya koymuş olduğunu, her ne kadar üzerine atılı suçun CMK'nun 100 maddesi 3. bendinde belirtilen suçlardan sayılmışsa da ortada suçun işlendiği hususunda kuvvetli hiçbir şüphe bulunmadığını, sahip olduğu mesleki çalışmaları, geçmişteki yaşantısı ve bütün samimi anlatımlarının suçlarla hiçbir ilgi ve alakalı olamayacağını açıkça ortaya koyduğunu, isnad edilen suçlamaların ve şüphelerin önemli bir kısmının aynı dosyada Muzaffer TEKİN ve Ergün POYRAZ vekili olarak yapmış olduğu ve yapmakla da mesleki zorunluluk hissettiği müdafii sıfatıyla çalışmalarından ibaret olduğunu, kaldı ki bu çalışmalanmn Avukatlık Yasasının 31. maddesi ile Terörle Mücadele Yasasının 10. maddesinin e bendi, CMK'nun 136. maddesi ve buna ilişkin yönetmeliğin iptaline ilişkin Danıştay karan ile yasal koruma altına alınmış bulunmakta olduğunu, dosyada kendisine suç isnadı olarak gösterilen çalışmalanmn bütünü savunmaya yönelik gayretli inançlı ve mesleki aşkla yapmış olduğu çalışmalar olduğunu, iddia edilen örgütün ismini şuanda öğrenmiş bulunduğunu, bilmediği ve üyelerini kurucularını tanımadığı, varlığından dahi haberdar olmadığı bir sanal örgütün üyesi olmasının elbetteki düşünülemeyeceğini, kaldı ki hiçbir şekilde bu bağlamda herhangi bir suç işlemiş olmadığını, yapmış olduğu siyasi çalışmalar, toplumsal faaliyetlerin tamamen sivil toplum kuruluşunun bir üyesi olarak yapılmış gayretlerden ibaret olduğunu, bu çalışmalardan da bugüne kadar toplumumuzun hiçbir ferdi hiçbir şekilde zarar görmediğim, bu bağlamda üzerine atılan suçlan işlediğine ilişkin inandmcı şüpheye düşürücü dosyada delil, iz ve emare olmadığından ve aynca 25 yıllık meslek hayatının oluşu, sabit ikametgah ve işyeri sahibi oluşu, kalabalık bir avuktalık bürosuna sahip olması, sivil toplum kuruluşunun başkanı bulunması, kesinlikle soruşturmayı aksatacak şekilde kaçması ve delilleri karartacak şekilde hareket etmesini önleyeceğinden soruşturmanın tutuksuz olarak yapılmasını ve salıverilmesini istediğini" beyan etmiştir.

b)-Aramalarda elde edilen deliller;

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.01.2008 tarih ve Teknik Takip no 2008/186 Soruşturma no 2007/1536 sayılı karanna istinaden şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in İlimiz Fatih İlçesi Neslişah Mahallesi Vatan Caddesi Emlak Kredi Evleri H-l Blk. No: 9 sayılı bürosu, 34 DV 200 Plaka sayılı Otosu, İlimiz Büyükçekmece İlçesi Bahçeşehir I. Kısım Mahallesi Akasya 06 Villa 17 sayılı ikametlerinde aramalar yapılmıştır.

1- Doküman İncelemeleri:

a) Şüphelinin Bahçeşehir'deki ikametinden elde edilen Belge ve dokümanların incelenmesinde;

- Doğubey AKINCI isimli şahıs tarafından Diyarbakır ilinden Araş Kargo ile 17.01.2008 günü gönderilmiş olan zarfın incelenmesinde,

Kendisinin Genel Kurmay Başkanlığına bağlı Askeri Haber alma dairesinde asli kadroda çalışan bir haber alma görevlisi olduğunu ancak Diyarbakır 2. Tak.Hav.Kuvveti Komutanlığına bağlı NATO biriminde kalifiye İŞÇİ kadrosunda çalışırken 1999 yılında Abdullah ÖCALAN'm Suriye'den çıkartılması için gerçekleştirilen yoğun baskı döneminde buna tepki olarak NATO üssüne yönelik düzenlenecek bir saldın karşısında istihbarat topladığını bunu üslerine ilettiğini ancak şahıslann yakalanmadığını sadece üsse girişlerinin engellendiğini bu olaydan sonra yoğun baskı altında kaldığını ve aktif görevden alınıp pasif göreve verildiğini buna dayanamayıp Malulen emekli olmak isterken çeşitli entrikalarla işten atıldığını ve bu konu ile ilgili çeşitli yerlere dilekçe yazdığını ayrıca dava açtığını halen orada emniyete ve Jandarmaya istihbarat toplayıp bilgCy-erüiğini anlattıktan sonra şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'den taleplerde bulunduğu bölüracic;'"'-';. -T',-V ljf

[pic]

[pic]

"Ben Hukuki ve tüm dava dilekçelerini yazabilirim Ama bunlar için ne bilgisayar var ne yazıcım nede diğer araç gereçlerim istediğim malzemeler ve bir miktarda nakitim olsa hem geçimimi sağlarım hem de İstihbarat alanında Devlete çok önemli hizmetlerim geçer . Burada Cizre, Şırnak, Silopi, Nusaybin taraflarında faturalı ithal çay ve benzeri eşyalar alır satar, tez ve dava dilekçeleri yazarak ayda bir Asgari ücret kazanabilirim .Hemde istihbarat toplarım Görüntü alır Ses kaydı yaparım. Gün hizmet günü ihtiyaçlarımın hepsi 4000 YTL yi geçmiyor, Sizin çevreniz geniştir, istediğim malzemeler elime geçse 1500 YTL nakdi sermayem olsa hiç kimseye muhtaç olmadan hayatımı sürdürür.bu Hukuk kavgasını

sürdürürüm Durumu taktirlerinize bıraktım Banka hesap numaramı aşağıda

yazıyorum. Cevabınızı dört gözle bekliyorum Gazeteci Hüzün Yücel Hanımefendinin size selamı var. " İçerikli olduğu,

"Patrikhane Yunanistan' a " başlıklı dokümanda Patrikanenin 1821 yılında Mora isyanı hazırlayıcısı 1918-1922 yıllarında Trabzon'da Pontus devletini kurmaya çabaladığı 1997 yılında Pontus hayalini canlandırmak için Trabzon'a papazlar çıkarmaya yeltendiği bugün ise ABD, AB ve Yunanistan işbirlikçiliği ile ekümenliğe soyunduğu, Fatih Kaymakamlığının denetimine bırakıldığı, Türkiye'ye baskılar yaptığı anlatıldıktan sonra patrikaneye haddini bildirmek ve Yunanistan'a göndermek maksatlı bir çağrı belgesi olduğu anlaşılmıştır.

"Milli Güç Platformundan duyurulur" ile başlayan Patrikanenin Yunanistan'a gönderilmesi amacıyla 28 Ekim 2005 günü Fener Rum Patrikanesi önünde toplanılması yönünde bir çağrı olduğu ve Milli Güç Platformu, Hukukçular Birliği Derneği ile bittiği,

"Milli Güç Hareketinin 19.07.2005 tarihli 2. toplantı gündemi" başlıklı (5) sayfa doküman içeriğinde; gündeme getirilmesi istenilen konuların yer aldığı, bu konuların Kıbrıs Türk Kültür Derneğinin düzenlediği programa ve sivil toplum hareketlerinin düzenlediği Lozan Antlaşması konulu basın açıklaması ve Milli Güç Hareketine ivme kazandırılması için yapılacakların v.b. konularının görüşüldüğü anlaşılmıştır.

12.07.2005 tarihli "Milli Güç Hareketi Toplantısının gündem maddeleri ve alınan kararlar" isimli dokümanda; gündem ve kararlar başlığı adı altında konuların görüşüldüğü,

Oluşumun ismi tartışıldı, Milli Güç Platformu-Milli Güç Birliği-Milli Güç Hareketi isimleri arasından Milli Güç Hareketinin oy birliği ile seçildiği, Milli Güç Hareketinin Dernekleşmesi karan alındığı, kurulacak derneğin Hukukçular Birliği ile aynı yeri paylaşmasına karar verildiği" anlaşılmıştır.

ANİS TOUR ile başlayan bir rezervasyona ait olduğu anlaşılan belgede Kemal KERİNÇSİZ, Gönül KERİNÇSİZ, Sabır RÜSTEMANLI, Tenzile RÜSTEMANLI, Cemil RÜSTEMANLI, Ayda RÜSTEMANLI, Cancan ERENEROL, Selçuk ERENEROL isimli şahısların seyahat amaçlı rezervasyonları olduğu anlaşılmıştır.

"B-Hukukçular Birliğinin, 17.11.2006 tarihli İstişare toplantısında" isimli el yazması dokümanda; toplantı yapıldığı ve bazı kararların alındığı bu kararların bazıları; .. .TÜSİAD-Bahçeşehir Meslek içi Eğitim Seminerinin yapıldığı, orada olmamalarının sebebinin Hakimleri karşılarına almamak olduğu, Bahçeşehir Üniversite Rektör ve yöneticileri hakkında TCK 288'den suç duyurusunda bulunacağı, papa ile ilgili BTP ve SAADET PARTİSİ'nin düzenleyeceği mitinge dernek adına katılacaklarını, Zeki Bingöl ile ilgili girişimde sürecin devam ettiği, Finansbank yazışmalarında Yunan bankasına devrin deklare edildiği, Hablemitoğlu için Ankara'ya gidileceği ve Anıt için girişimlerde bulunulacağı, Vakıflar yasası ile alakalı çalışma yapılacağı, Yücel Sayman davasının Kemal Kerinçsiz tarafından takip edileceği, şeklinde yazıların olduğu tespit edilmiştir.

CMK'nun 130/2 Maddesi gereğince Hakim tarafından incelenmesine izin

verilen: . \

[pic]

Arama sırasında evinden ele geçirilen ve Avukat-müvekkil ilişkisine ait evrak olduğu iddiası üzerine Hakim karan alman; Kırmızı Klasör içerisinde bulunan, bilgisayar çıktısı olan belgelerin,

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin Teknik Takip No:2007/219 Soruşturma No: 2007/1536 karanna istinaden incelenmesine karar verilmiş olup, iş bu belgelerin şüpheli Aydın YÜKSEK'in, 20.09.2007 günü Giresun İli merkez Kavaklar Mahallesi Kanberli Sokak No:40/A D:3 sayılı adresinde yapılan ev aramasında elde edilen 1 nolu CD nin tespit edilen içeriği ile, Muzaffer TEKİN'in ikametinde elde edilen 16 Nolu CD'nin aynı olduğu, içerisindeki Askeri içerikli Belgelerin alt ve üst sol köşelerinde GİZLİ ibaresinin bulunduğu, Muzaffer TEKİN'den elde edilen belgeler ile ilgili olarak Genel Kurmay Başkanlığı Kara Kuvvetleri Komutanlığının Gizli İbareli 14 Aralık 2007 tarih ve ADL.MÜŞV:20007/2458 Evrak-(516887) sayılı yazısında;

9 Madde olarak belirtilen belgelerin "Devletin Güvenliği İç ve Dış Siyasal Yaralan Bakımından Niteliği İtibanyla Gizli kalması gereken bilgiler kapsamında olmayan ancak iç mevzuata göre Gizli Gizlilik Derecesinde Sınıflandırılmış" belgelerden olduğu,

Diğer belgelerin ise Kara Kuvvetleri Komutanlığı ile ilgisinin olmadığı, ancak hazırlama formatı taklit edilerek ve yazı dosyalannm elektronik özelliklerinin belirtilerek kurgulandığı bildirilmiştir.

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.01.2008 Tarih ve Teknik Takip No: 2008/186 sayılı karanna istinaden İlimiz Büyükçekmece İlçesi Bahçeşehir I. Kısım Mahallesi Akasya 06 Villa 17 sayılı ikametinde yapılan aramada elde edilen dokümanlann içeriklerinin Aydın YÜKSEK ve Muzaffer TEKİN'den elde edilen CdTerdeki Askeri İçerikli Belgeler ile aynı belgelerin bilgisayar çıktısı olduğu ancak belgelerdeki GİZLİ ibarelerinin çıkartılarak bilgisayar çıktısının alındığı yapılan incelemede anlaşılmış olup;

Kemal KERİNÇSİZ'den elde edilen;

0. Sayın Kuvvet Komutanının Milli Güvenlik Kurulunda yaptığı konuşma notlan,

0. Yüksek Askeri Şura Konuşma Notu 1 Ağustos 2003,

0. Kara Harp Okulu 2003-2004 Eğitim Yılı Açılış Töreni Konuşma notu, Eylül 2003

0. Türk Silahlı Kuvvetleri Üzerindeki Politika/Siyaset Yapılması Temmuz 2003

5. 2003 Katılım Ortaklığı Belgesinde AB'ye Uyum Çerçevesinde Türkiye'den

yapılması istenen hususlar AKP Hükümetinin İcraatlan isimli belgelerin Muzaffer

TEKİN'den elde edilen belgeler ile aynı olduğundan "Devletin Güvenliği İç ve Dış Siyasal

Yaralan Bakımından Niteliği İtibanyla Gizli kalması gereken bilgiler kapsamında olmayan

ancak iç mevzuata göre Gizli Gizlilik Derecesinde Sınıflandırılmış" belgelerden olduğu,

Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ, Aydın YÜKSEK ve Muzaffer TEKİN'de elde edilen askeri içerikli ortak diğer belgelerin ise Kara Kuvvetleri Komutanlığı ile ilgisinin olmadığı, ancak hazırlama formatı taklit edilerek ve yazı dosyalannm elektronik özelliklerinin belirtilerek kurgulandığı gelen cevabi yazıdan anlaşılmıştır.

b) Şahsın işyerinden elde edilen dokümanların incelenmesinde;

"Küçükçekmece B... Ö - Fen İşlerinde Şef Muş'lu (Bölücü) (akrabalarıyla

örgütlü çalışıyor ) ibareli el yazısıyla yazılmış doküman olduğu,

03.11.2006 tarihli istişare toplantısında alman kararlar başlıklı doküman içeriğinde alman karlann yazılı olduğu bu kararlar içerisinde 11 Kasım Saat:12.00'de Sefaköy Gönül Birliği Lokalinde Milli Güç Birliği Derneğinin kuruluşunun ilan edileceği karannm alındığı,

"20 Ekim 2006 Cuma toplantı tutanağı" ile başlayan dokümanın toplantı kararlannı içerir bir tutanak olduğu, tutanakta Zeki Bingöl Mortgage kitabının gelişmeleri, Pamuk ve Dink davalan konusunda olumlu görüş bildiren yazar ve kişilere görüşlerinden ötürü geri bildirim yapılması, papanın Türkiye ziyareti ile ilgili düzenlenecek protesto gösterileri kararlan alındığı, Hakim ve Savcılara, düşünce ve ifade sözgürlüğü hakkında verilecek semineri protesto etmek yasal olmadığını belirtmek içrh çeşitli etkinlikler düzenleme kararlan

[pic]

alındığı, 18 Aralık günü için ne yapılabilir sorusuna cevaplar arandığı, "Ülger, Necdet, Yıldırım ve Levent katılacaklar" şeklinde biten bilgisayar çıktısı toplantı tutanağı dokümanı olduğu,

10.08.2006 tarihinde "Prof. Dr. Gürhan ÇAĞLAYAN - Hacettepe Ünv. Diş Hekimliği Fak Klinik Bilimler Bölüm Baş." İmzalı Av Kemal KERiNÇSİZ'e hitaben yazılmış 4 sayfalık mektupta Teröre destek veren ülkelerin mallarını protesto etme maksadı ile yapılan çalışmalara destek vermek için yapılması gerekenleri anlattığı mektubun 3.

sayfasında " Bu nedenle öncelikle 3 ülkeden buyurduğunuz gibi mallarını tespit edip

Boykota başlayıp sonra durum tartışılabilir.

Elimizdeki İmkanlara gelince; 1-USİAD (Ulusal Sanayici ve İşadamları Derneği), 2-YEMDD (Yerli Malı Destekleme Derneği), 3-Sizin Derneğiniz

Yaym Kuruluşları: 1-Yeniçağ Gazetesi, 2-Bazan Cumhuriyet, 3-Kanal B Televizyonu, 4- Avrasya Televizyonu, 5- Kanal Türk, 6- Anadolu'muzda Bulunan yerel Televizyonlar, 7- Üniversiteler (Başkent, Gazi, Hacettepe)

Neler Yapılabilir: 1-Bu konuda gönüllü insanlar ve gönüllü kuruluşlar bulmak

in

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ, Yönetim Değiştirdi. Yeni Yönetim üretim davasına hız vereceği sözünü bana verdi şeklinde dokümanın olduğu,

"Büyük Hukukçular Birliği Sivil Toplum Kuruluşlarının Basın Açıklamasıdır" ile başlayan, " Osman ÇELİK Sendikacı" ile biten doküman,

Avrupa birliği uyum çalışmaları kapsamında finansmanı, Avrupa komisyonu tarafından sağlanan Bahçeşehir Üniversitesi ile TÜSİAD' m ortaklaşa düzenledikleri Yargıtay ve Adelet Bakanlığı tarafından belirlenen 50 kişilik Hakim Savcı grubuna "ifade özgürlüğü kavramının değişik uygulamalan" içerikli 26-27-28 Ocak 2007 tarihindeki seminerinin düzenlenecek olmasının eleştirildiği basın açıklaması olduğu, içeriğinde;

"Türkiyedeki Hukuk Devletinin açıkça çökme noktasına geldiğinin bir işareti olduğu"

"....Yargıtay Başkanının da katıldığı , usul dışı organizasyonla Hakim ve savcılar

kabile devletinde rastlanmayacak bir uygulamaya tabi tutularak "

"Çünkü AB nin istediği Türkiye'de Atatürk çü Milli Laik Üniter Devlet yapısının

değiştirilmesidir"

BASIN AÇIKLAMASINI YAPAN SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI YETKİLİLERİ

Ad soyad, kurumu adı, imza kısmının olduğu, el yazması olarak belgenin alt

kısmında ; ..Muzaffer TEKİN Emekli Subay, Rafet Arslan, Sevgi ERENEROL

basın sözcüsü İsimli şahıslar ile birçok ismin ve kurumunun adının bulunduğu ve imzalannm olduğu görülmüştür.

8.9.2006 Tarihli BÜYÜK HUKUKÇULAR BİRLİĞİ Toplantı Gündemi başlıklı 2 sayfalık bilgisayar çıktısı yazıda ; gündemle ilgili olduğu belirtilen Elif Şafak davası, üyelerin durumu, baro seçim çalışmalan, yeni açılacak davalar (Lübnan katliamı ile ilgili davanın açılması, TESEV vb kuruluşlann kapatılması davası vb.), komisyon kurma çalışmalan, yeni üye kazanma ve teşkilatın yaygınlaştırılması Hukuk Fakültelerinde Örgütlenme çalışmaları, Silivri'de piknik daveti, Ayasofya Derneğinin kurulması, Milli Güç Birliği Derneğinin Kurulması, Prof.Dr. Gürhan Çağlayan'm açtığı kampanyanın görüşülmesi, Bakırköy Platformu ile ilgili faaliyetler ve sivil toplumla ilgili kurulmuş komisyon çalışmalan şeklinde yazılar olduğu,

[pic]

"Büyük Hukukçular Birliği Derneğinin 14.07.2007 tarihindeki" ile başlayan, "Etkinlik kararlaştınldı" ile biten el yazısı dokümanın'-içeyiğinde bazı karalann alındığı; 1-Kemal Kerinçsiz'in katılmayacağı basın acîklâ.raâsjnın OKTAY YILDIRIM tarafından yapılacağı, 2-Orhan Pamuk davasına Kemal ^erînçsiz'in, İştirak etmeyeceği, 3-20 Temmuz

[pic]

günü Kıbrıs için yapılacak yürüyüş ile ilgili kararların açıklanacağı, 4-Tarih Vakfı ile ilgili karaların açıklandığı, 5-Kıbrıs konusunda televizyon programına katılacakların isimlerinin belirlendiği, 6-Saros destekli vakıfların kapatılması ile ilgili görüşlerin değerlendirildiği, 7-Lozan Antlaşmasının yıldönümü ile ilgili etkinlik düzenleneceği konularına ilişkin olduğu,

"21 Temmuz 2006 tarihinde Hukukçular Birliği" ibaresi ile başlayan, "mektup faks çekilecek" ile biten el yazımı doküman incelendiğinde toplantı karan niteliğinde olduğu, bu kararlardan ikinci maddesinde Perihan Mağden davasına muharip gaziler müdahil olarak katılacaktır. Adliye'de şiddete yönelik hiçbir harekete izin verilmeyecek ve en şiddetli tepkiyi bizden görecek, Avukatlar ve muharip gaziler adliyede üst kata çıkacaktır, basm açıklaması Avukat H... A... tarafından yapılacaktır. Dördüncü maddesinde Perihan

Mağden duruşmasında sorumluluk alan kişilerin M.... Y ve E.... Ş... olarak tayin edildiği

Pakize hanımın duruşmaya çağnlmayacağı Sevgi hanımın adliye dışında telkinlerde bulunacağı, beşinci maddesinde de Milli Güç Platformu'nun dernekleştirilip tüzel kişilik kazandırılacağı görüşünün benimsendiği,

08.12.2006 tarihinde yapılan Büyük hukukçular Birliği istişare toplantısında bir takım kararların alındığı dördüncü madde de Vedat YENERER'in Vakfı tarafından derneğimize ödül verildi (Kuvvayi Milliye) şeklinde yazının geçtiği tespit edilmiştir.

c) İlimiz Fatih İlçesi Hocaüveys Mahallesi Cemil Sakarya Sokak Güler Apt.No.2/6 sayılı yerde faaliyet gösteren Büyük Hukukçular Birliği isimli yerde yapılan aramada elde edilen dokümanların incelemesinde;

1- Türkiyem Topluluğu Milli Randevu başlıklı bildiride Türkiyem Topluluğu

sağ duyu sahibi duyarlı bütün kişi ve kuruluşların herekete geçmeye Türkiye'miz için ele ele

vermeye çağırıyor Bu bir Milli randevudur geç kalmamak gerekiyor şeklinde yazıların

olduğu,

2- El yazması olarak elde edilen bir sayfalık kağıt üzerinde;

.. .kemalkenncsiz@, , 0533 344 30 21 şeklinde yazılann olduğu,

3- Türkiye'm Topluluğu İstanbul Yürütme Kurulu Görev Bölümü 01.05.2006

— Teşkilatlanma - Sivil Toplum Kuruluşları ile ilişkiler

1- Kemal KERİNÇSİZ Av. 0 532 214 33 54 kemalkerincsiz@ 5231818 Hukukçular birliği başkanı

— Sekretarya Hizmetleri ve Dönem Sözcüleri 1 - Kemal KERİNÇSİZ

— Basın Yayın Tanıtım

1 - Sevgi ERENEROL -Basm Sözcüsü 0 532 367 80 60 244 28 10

erenerol@.tr. 2-Oktay YILDIRIM 3 - Hanefi ALT AŞ

— Hukuk İşleri

0. - Hanefi ALT AŞ

0. - Kemal KERİNÇSİZ Hukukçular Birliği Başkam

" Türkiye'm Topluluğu İst. Yürütme Kurulu Görev Bölümü" başlıklı yazının ikinci sayfasında;

— Etkinlikler — Kadın ve Gençlik kolları

1 - Oktay YILDIRIM - Yeni Hayat Dergisi şeklinde yazılann olduğu 3. sayfasında "Bu bir Dip Dalgasıdır" başlığı altına yazının olduğu,

— Üzerinde şehit askerlerin resimlerinin bulunduğu, Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez

başlıklı bildiride Türk askerinin Kuzey Irak'a ginncsiile alakalı tezkere ve şehit askerlerden

bahsedilerek onay verilmesi halinde Türk Silahlı Kuvvetlerin teröristleri etkisiz hale

getireceği söylenmektedir.

[pic]

- A-4 sayfaya kitapçık şeklinde Türk Milleti.... İle başlayan Cumhuriyet İçin Ele ele ile biten aynı içerikli 30 adet doküman yapılan incelemesinde;

0. sayfasında Türk Milleti Atatürk'ün Evine Yakışan Cumhurbaşkanını Seçiyor, Bu Makama Talip Olanlar Kutsallarımız ve Milli Değerlerimiz İçin Ne Dediler başlığı altında "Ata'ya saygı duruşunda sap gibi ayakta durmaya gerek yok", "Türkiye'yi eyaletlere bölmek lazım", "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir lafı koskoca yalan", "Ne notası veriyorsun? Müzik notası mı?", "Türkiye dinsiz,laik bir memleket haline gelmiştir. Hayatımı Mustafa Kemal dinsizliği ile savaşa adayacağıma, Türkiye'yi, bir din ve şeriat devleti haline getirmek için mücadele edeceğime,...,bütün mukadderatı üzerine yemin ve kadem ederim. Bu sözleri söyleyen kişiler Türkiye Cumhuriyeti'nin şan ve şerefini korumak ve yüceltmek görevini yerine nasıl getirebilir? cümlesiyle son bulan,

0. sayfasında Cumhurbaşkanlığı Küresel İşbirlikçilerinin Eline Geçtiğinde İşgal Edilecek Makamlar Ve Yetkiler başlığı altında Cumhurbaşkanının atayacağı makamlar ve kullanacağı yetkiler alt alta sıralanmıştır.

3 ve 4. sayfasında Türkiye Cumhuriyeti Nasıl Bir Cumhurbaşkanı ile Temsil Edilmelidir? Başlığı altında Cumhurbaşkanın sahip olması gereken tecrübe-bilgi, yabancı güçlerin denetiminde olmayan, "Türkiyelilik","alt ve üst kimlik" gibi fantezilerle uğraşmayan, manevi değerleri ve inancı istismar etmeyen gibi özellikleri alt alta sıralanmış ve ayrıca Cumhurbaşkanlığı yemini ile sonlandınlmış altında Büyük Türk Milleti Cumhuriyet İçin Elele ibaresiyle son bulduğu görülmüştür.

(1) adet "T.C. K.K.K." ile başlayan, "Taktirname Verilmesi Uygun Görülmüştür" ile biten boş taktirname ele geçirilmiş olup, takdirnamenin orijinal belge olup olmadığı, gizli belgelerden olup olmadığı, bu şekli ile başka şahıs ve kurumlarda bulunmasında sakınca olup olmadığı konusu Genel Kurmay Başkanlığına sorulmuş olup, Genel Kurmay Başkanlığı Askeri Savcılığının 02/06/2008 tarhi ve 2008/303 S.Ö. sayılı cevabi yazılannda "sözkonusu Takdirnamenin Türk Silahlı Kuvvetlerine ait olmadığı" bildirilmiştir.

2-CD incelemeleri;

a) Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in ikametinden elde edilen (5) numara ile numaralandırılan Cd'nin yapılan çözümünde;

21.04.2007 tarihinde Yeniçağ TV de "Medeniyet Dediğin" isimli programda Kemal KERİNÇSİZ'in program sunuculuğunu yaptığı, Program konuklarının E... B..., Emekli Bir

Paşa, ve Ergün POYRAZ isimli şahıslar olduğu görülmüş, program katılımcılarının

yapmış olduğu konuşmalardan bölümler aşağıya çıkartılmıştır.

Konuşmacı 1: Abdullah GÜL geçmişine baktığımızda sayın hocamın dediği gibi Milli Türk Talebe Birliğinden bu yana gelen yetiştirilme tarzı ve yine Yahudi Örgütleri ile

AKP'yi ilk buluşturan biri olması ile dikkat çekiyor AKP kapatılmayı bin defa

hak eden Yaşamaması Gereken Bir Parti

Kemal KERİNÇSİZ: Sayın Ergün POYRAZ'm "Musa'nın Çocuklan Tayyip

ve Emine' diye bir kitabı "Musa'nın Çocuklan" birkaç günlük süre içerisinde 23. baskıya ulaştı. Şeklinde kitabı tanıttığı....

Konuşmacı 2 : ciddi bir araştırma yapıldığında ciddi bir teftiş

yapıldığında görülecektir ki halkımız devlet soyula soyula hiçbir kalmadı,

Kemal KERİNÇSİZ: Sayın Paşam diye konuşmaya başlayıp iktidar aleyhine konuştuğu

Konuşmacı: Askerler yan gelip yatmıyor şeklinde konuşma yaptığı,

Kemal KERİNÇSİZ: Z... U... İnternet Ajansı Yazarı Sayın Z„ Hanım konumuz Cumhurbaşkanlığı, adaylan tek tek tartışıyoruz tabi.brzir»'için önemli olan siyasal geçmişleri ve istikbalde görev aldıklan takdirde yapabilecekleri, şeİlin,'

"2005 yılında Kudüs Patriğinin Türkiye "de Şeriat Mahkemesi kurması konusu ile alakalı Büyük Hukukçular Birliğinin yapmış olduğu bir eylemini okuduğunu ve dikkatini çektiğini, bunun üzerine birliği telefonla aradığını, telefona Kemal KERINÇSIZ'in çıktığını ve konuştuklarını, bu şekilde tanıştıklarını, sonraki dönemde tarafınca önerilen ve başlatılan Fener Rum Patrikhanesinin Yunanistan 'a taşınması ile ilgili imza kampanyasında ilk kez bir araya geldiklerini, bu kampanyanın çok uzun bir süre aldığını ve 2006 yılı izmir mitingi ile son bulduğunu, bu kampanya ile alakalı Kemal KERİNÇSİZ ile çok sık görüştüklerini, Ayasofya Derneği ve Milli Güç Birliği Derneğini beraber kurduklarını, ayrıca Noel Baba Barış Konseyi Üyesi ve Avukatı olduğunu, Antalya"da kurulan Noel Baba Vakfının ülkemizdeki kültürel değerlere sahip çıkmak amacı ile kurulduğunu, benzer nedenlerle Ayasofya Derneği 'nin kurulmasını ve ülkemizi tanıtmak amacı ile faaliyette bulunulmasını Sevgi ERENEROL ve Kemal KERİNÇSİZ'e önerdiğini, sonrasında Ayasofya Derneği ile alakalı kendisine yani Antalya 'ya bir faks geldiğini, bu faksın muhtemelen tüzük olduğunu, kendisinin de imzaladığını ve geri faksladığını, böylelikle Ayasofya Derneğinin kurulduğunu, derneğin şuanda faal olduğunu ve üyeliğinin devam ettiğini, Kemal KERİNÇSİZ'in 2005 yılında çeşitli sivil toplum kuruluşlarına katılım davetiyesi göndererek oluşturduğu birliğin adının MİLLİ GÜÇ PLATFORMU olduğunu, kendisi tarafından Fener Rum Patrikhanesi 'nin kapatılması ile ilgili başlatılan imza kampanyasıyla oluşan MİLLİ GÜÇ PLATFORMU faaliyetlerinin izmir'de yapılan mitingde son bulduğunu, buna mukabil aynı isime tüzel kişilik kazandırmak üzere Kendisi, Sevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ ve ismini hatırlayamadığı diğer kişiler ile Milli Güç Birliği Demeği'nin kurulduğunu, yani Fener Rum Patrikhanesinin Yunanistan'a taşınması kampanyasında faaliyet yürüten Milli Güç Platformu'nun tüzel kişiliğe dönüşmüş halinin Milli Güç Birliği olduğunu, ancak sonrasında bu derneğin Büyük Güç Birliği adını aldığını, kendisinin bu derneğe kurucu üye olduğunu " beyan etmiştir.

ATİLLA AKSU İfadesinde;

"Kemal KERİNÇSİZ'i on yıldır tanıdığını, yaklaşık bundan 4 yıl önce, amca oğlunun kızı olan Simge'nin, eşinden boşanma davasını Kemal KERİNÇSİZ'in aldığını, bu vesileyle kendisiyle samimiyetinin arttığını, baktığı davalarla ilgili kendisinden bazı dosya ve evraklar istediğini, kendisinin de gücünün yettiğince yardımcı olduğunu,

Asim DEMİR'in Kemal KERİNÇSİZ'in yanında çalışan birisi olduğunu, kendisine Kemal KERİNÇSİZ'in istediği belgeler ve dosyaları verdiğini, hatırladığı kadarıyla, Muzaffer TEKİN, Turkuaz Davası, Bilgi Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesinde görev yapan profesörlerin Ermeni ve Kürt Konferansı ile ilgili belgeleri, 301. ci maddeden ve Atatürk'e hakaretten yargılanan kişilere ait listeleri, Seray SEVER, Perihan MAGDEN, Prof. Atilla YAYLA,Taner AKÇAM, Abdullah Unakıtan, Ali Ülker, Murat Ülker, Şenol Çelik, Metin Çilci ve Türk intikam Tugayının tehdit mektubu gönderdiği bazı şahıslara ait adliye dosyaları ile KIPTAŞ ile ilgili evrakları Asim DEMİR vasıtası ile Kemal KERİNÇSİZ'e gönderdiğini veya kendisinin bizzat gelerek bu evrakları aldığını" beyan etmiştir.

VELİ KÜÇÜK ifadesinde;

"Kemal KERİNÇSİZ'i tanıdığını, Türk Dünyası Araştırmalar Vakfındaki Cumartesi günü yapılan etkinliklere birkaç kez geldiğini, en son olarak Türk Dünyası Araştırmalar Vakfı 'nin Süleymaniye Kültür Merkezinde yeni Anayasa hakkında vermiş olduğu konferansta bulunduğunu, zaman zaman da telefonlarla görüştüklerini" beyan etmiştir.

Aydın YÜKSEK İfadesinde ;

"... şahsa ait bilgi belge ve fotoğraflardan oluşan iki adet cd oluşturduğunu, bu cd'lerden bir tanesini Mete abiye verdiğini, Mete abiye vermiş olduğu cd'nin bu cd olduğunu, aynı gün Mete abi ile birlikte adını daha sonradan Muzaffer TEKİN olarak öğrendiği emekli subay birçok madalya sahibi şahsın Kadıköy'den bulunan bürosuna gittiklerini, başımdan geçen olayları Sayın abim diyerek Muzaffer TEKİN'e, "aniattığını, kendisinden mağduriyetine sebebiyet veren Muzaffer ŞENOCAK'ın çalışımı bildiği kuruma beni ulaştırmasını rica

[pic]

ettiğini, Onun da yardımcı olmaya çalışacağını söylediğini, hayatımda ilk ve son kez azami on dakika kendisini gördüğünü, başka da hiçbir irtibatım olmadığını, geçtiğimiz hafta içi Mete ağabeynin kendisini aradığını, birlikte ifade vermek üzere TEM şubeye gitmeleri gerektiğini söylediğini, nedenini sorduğunda Muzaffer TEKÎN'in yakalandığını ve tutuklandığını ve benim vermiş olduğum CD 'ninde Muzaffer TEKİN'den ele geçtiğini söylediğini, kendisinin de tamam ifademizi verelim neticede polis olduğunu ve kaçmak gibi bir şansının olmadığını söylediğini, önce olayın ciddiyetini anlayamadığını, etrafındaki tanıdığı insanlara danıştığını, televizyondan Avukat olarak bildiği Kemal KERİNÇSİZ 'in yanına giderek danıştığını, Avukat Kemal KERİNÇSİZ'e olayı anlattığını, Kemal KERİNÇSİZ'in kendisine bu ele geçen cd'nin içeriğinin basında söylendiği gibi askeri sırlar olmadığını, bu konuda Genel Kurmayın yazılı açıklama yaptığını dolayısıyla bu konu ile ilişkisinin olmadığını Beşiktaş istanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gitmesini söylediğini, kendisinin evinde bulunan diğer cd'yi Muzaffer ŞENOCAK ile ilgili irtibatının delilleri olan evrakları alarak savcılığa gittiğini." Beyan etmiştir.

Ayşe Asuman ÖZDEMİR İfadesinde:

"... Muzaffer DEMİREL isimli yüzbaşı rütbesindeki daha önceden tanıdığı şahısın kendisini telefonla aradığını, Atabeyler çetesi operasyonundan sonra yakalanarak tutuklanan yüzbaşı Murat ... için yardım etmesini istediğini, Muzaffer DEMIREL'in arkadaşları ile kendi aralarında konuştuklarını ve devreleri hakkında çıkan "Feytullahcı" dedikoduları için

Murat Savunmak amacıyla Kemal KERİNÇSİZ'si tutmak istediklerini kendinse

söylediğini, bunun üzerine Kemal KERİNÇSİZ'i telefon ile aradığını, henüz konuyu daha anlatmadan, Kemal KERİNÇSİZ'in kendisine "lütfen konuşmayın yarın ofisime gelin" dediğini kendi sinin de Avukatı Şahin ZENGİNAL'i alarak Kemal KERİNÇSİZ'in ofisine gittiklerini, Kemal KERİNÇSİZ'in kendilerine bize " davanın Feytullah GÜLEN'ci bir Savcının elinde olduğunu", "bu işe bakan polislerinde Feytullahcı olduklarını" söylediğini, Kendisinin dün gece bir toplantı yaptığını, toplantıda bu davaya bakma kararı aldıklarını, rahatlıkla bu davaya bedava bakabileceğini söylediğini,Kemal KERİNÇSİZ'in ısrarla kendisi ile nasıl kontak kurduklarını öğrenmek istediğini ancak bilgi vermediğini, *""'' h/U,~"Görüşmeden sonra Muzaffer DEMİREL yüzbaşıyı arayarak kemal KERİNÇSİZ ile

konuştukları her şeyi anlattığını,onon da yüzbaşı Murat in babası Hikmet beyi arayın ve

her şeyi söyleyin dediğini,kendisinin de Kemal KERİNÇSİZ'in telefonların dinlendiğini söylediğini, söylediğini, daha sonra kendsinin Hikmet beyi telefonla arayarak uzun uzun konuştuklarını ancak şahsın kendi tuttuğu Avukattan ayrılmayacağını söylediğini." beyan etmiştir.

BEKİR ÖZTÜRK İfadesinde:

"Kuvvai Milliye Derneği Genel Merkezinde Yapılan Aramada El Koyulan Size Ait Olduğu Beyan Edilen Dell Marka Laptop İçerisinde Yapılan İncelemede:Behiç İSİMLİ WORD DOSYASI İÇERİSİNDE : "Sevgili'Arkadaşlar" ile başlayan "....Neticede Bekir Kemal Kerinçsiz ve kadrosuna destek verdi ve nankörlükle karşılaştı. Kemal Kerinçsiz Milli Güç platformu veya derneği olarak Bekir'in düzenlediği toplantıya tam destek verseydi bu provokasyonları yapmak çok daha zor olur ve herkes çok daha güçlü hareket ederdi. Yazıda Muammer Karabulut vakasına özellikle değinilmedi; çünkü bu yazı kilitlenen bir durumu açmayı hedefliyordu. Tabi bu noktadan sonra kilitlenen iletişim açılsa dahi ben bir rol üstlenemem ama eğer bu kilit durumu açılırsa Muammer Karabulut'u her halükarda sahne dışında tutmak için onu genel resim içinde ana/etkin oyunculardan biri olarak resmedilmemesi lazım. Arka planda ana sorunlardan biri olduğunu bilsem de. Anlamanız gereken şu; bu yazı ile ben herkes nezdinde kendi konumumu feda ettim ve bunu yaparken gitmesi gereken kişiye mesaj gitti. Yüzyüze süreklimize söylediğim şey : kuklayı kuklacıdan ayırın. Oktay'a da sürekli şu tezi söyledim r ö 'saldırıyı planlayan Kemal Kerinçsiz değildi. Yazıda da bunun mantıki gerekçesini söylüyorum zaten. Dosya savaşlarına gelince. Orada

[pic]

[pic]

[pic]

dosya savaşları ile ilgili kastedilen Zeynep'in yazısı değil. Burada iki dosya var. Biri Ergün Poyraz'm Zeynep'e attığı "Rus kızı T" mesajına sebep olan dosya. Zeynep'ten onu duyduğum noktada bu işin geri dönülemez noktaya gelmesi için çok sıkı çalışıldığını anladım. Bu sözlerden o "dosyaya" prim verdiğim çıkmasın lütfen; alınganlığınız üzerinizde çünkü neme lazım. Biri de Hanefi Altaş'm bir konuşmada sözünü ettiği "Kemal Kerinçsiz'in Büyükçekmece Ülkü ocaklarına dahil olma hikayesL.Nuriş grubundan kurtulmak için 9 milyar vermesi olayı"...bunu Hanefi Altaş'tan duyduktan sonra kendi kaynaklarımdan ayrıntılı olarak teyit ettirdim ve bütün yazının esas mesaj çekirdeği o iki satırda

mevcut. "Dosya manyağı" Nuriş'lerin" kurşun manyağı" sözüne gönderme olur Oktay'ın

"Kemal Kerinçsiz'i aklamışsın, ben kapkara kalmışım" sözlerine ise kesinlikle katılmıyorum...Oktay o yazıda uğradığı saldırıya rağmen basiretli davranan kişi olarak doğru yere oturtuluyor; bu nasıl kapkara kalmak olur. Kemal Kerinçsiz aklanmıyor, Kemal Kerinçsiz davaya sahip çıkacak karaktere ve akla sahip olmamak, lider özelliği taşımamakla suçlanıyor. Kemal Kerinçsiz bu konu ile ilgili çıkan hiç bir haberde olmadığı kadar çok nesnel ölçülerle.. .ortaya çıkarıldı. Bu olayların en büyük iki mağduru sizler dışında herkesin anlattığı olaylar zinciri bir üçüncü göz tarafından anlatıldı. Kemal Kerinçsiz"e ise "sen lider değilsin, hata yaptın " denildi. Ha; "bu saldırıyı Kemal Kerinçsiz yaptı" denilmedi çünkü bu saldırıyı Kemal Kerinçsiz planlamadı arkadaşlar. Bu tezimi baştan beri söylüyorum yüzyüze de onlarca kez tekrarladım.

Bu konuda kaç haftadır araştırıp da bulamadığım bir done varsa lütfen iletin. Bu saldırıdan Kemal Kerinçsiz faydalandı, bu saldırı sonrasında adamını harcamadı (çünkü harcasa o çevresindeki yakın adamları da onu harcar) ve bu saldırıdan kendi çevresindeki kliği güçlendirerek, başından beri planladığı Oktay tasfiyesini gerçekleştirerek çıktıama ne mantıki inceleme, ne de benim ulaşabildiğim donelerden çıkan sonuç bu saldırıyı Kemal

Kerinçsiz'in planlamadığı yolunda. Konuşmak isterseniz her zaman hazırım.

Benim hakkımda dosya gelirse haberim olsun. Ben de merak ediyorum ne yazdıklarını şeklindeki dosya ile ilgili olarak;

"Bu yazı Oktay YILDIRIM ve kendisinin, Kemal Kerinçsiz ve ekibi ile yollarının ayrılması süreci ile ilgili olarak Behiç GÜRCİHAN tarafından yazılmış bir yazı olduğunu, Bu yazının Behiç GÜRCİHAN tarafından kendisine gönder ildiğini,Kemal KERİNÇSİZ'in bir dönem "Milli Güç Derneği" isimli bir dernek kurmak istediğini, kendisi ve Oktay YILDIRIM'ın bu dönemde Kuvayi Milliye Derneğini kurmaya çalıştıklarını, kendilerinin 11 Kasım 2006 yılında Kuvayi Milliye olarak Üsküdar Aşmalı Konakta yapacakları toplantıyı Kemal Kerinçsiz'in kendi derneğinin toplantısı gibi lanse ettiğini, Bu nedenle yollarının ayrıldğım.bu yazının da bu konu ile alakalı olarak yazıldığını" beyan etmiştir.

Emin GÜRSES İfadesinde:

"...KEMAL KERİNÇSİZ ile de Milli Şehit Kaymakam KEMAL Beyi anma törenlerinde tanıştığını, bir sefer kendisini televizyon programına çağırdığını, Yeniçağ Tv. ' de programına gittiğini, Daha sonra kendisinin Avukatlığımı yapmak istediğini söylediğini, ancak Avukatının Mehmet TAŞDELENolması sebebi ile gerek duymadığını.."'' beyan etmiştir.

22.01.2008 günü saat : 11.49'da Emin GÜRSES ile X Şahıs arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Emin'in "...Ortodoks Kilisesinde toplantı olurdu mesala. Bu günler münler ben bir defa mesela herhalde 5-5 yıldan fazladır oraya giderim ben." , "...Enver ALT AYLI ne iş yapıyo. Dün akşam bi konuştu ondan sonra ne oldu ne yapıyor ki. "Yani CIA bağlantılı belli dün akşam konuşurken Nazara anlattı." dediği, X Şahsın "Valla bu büyük bir operasyona benziyo ama ben şimdi bu çocuk beni arıyodu kapattı. Tekrar arar ben sana dönerim." dediği, Emin'in "Kemal'i anlarım, Kemal KERİNÇSİZ bunlarla beraberdi sürekli." dediği,

Fuat TURGUT İfadesinde ; ^ ^ ğ&$&

[pic]

[pic]

[pic]

"..Kemal KERİNÇSİZ'i yaklaşık 2 yıl öncesinden tanıdığını,basına da yansıyan etnikçiler aleyhine yaptığı yasal faaliyetleri nedeniyle dikkatini çekerek telefon açıp bu faaliyetlerine nasıl katkıda bulunabileceğini sorduğunu, onun da kendisini gıyaben tanıdığını söylediğini, İstanbul'a geldiğinde ziyaretine gittiğini, kendisine Orhan PAMUK ve Elif ŞAFAK davalarına müdahil olarak katılmasının uygun olacağını söylediğini, kendisinin de bu davalara katıldığını,ayrıca Yeni Çağ Televizyonunda yaptığı programlarından birisine konuk olarak katıldığını,zaman zaman telefonla imkan olduğunda da yüz yüze görüşerek Şehit ve Gaziler adına yapılabilecek hukuki faaliyetler noktasında fikir alışverişinde bulunduklarını, kendisi ile yaptığı görüşmelerde Sevgi Abla nasıl diye sorarak selam gönderdiğini, meslektaşı olarak ta bundan sonra da kendisiyle görüşmeye devam edeceğini..." beyan etmiştir.

Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK İfadesinde:

" Kemal KERİNÇSİZ'in Büyük Hukukçular Derneği başkan olduğunu, 2005

yılında bir panelde tanıştıklarını hatırladığını, Kemal isimli bir Avukatının olmadığını,

Ancak Kemal KERÎNÇSİZ isimli Avukatın Danıştay olayında Muzaffer TEKİN' i savunmak için Ankara'ya gelmiş olduğunu, Muzaffer TEKİN'in bu şahsın Avukatlığını kabul etmedğini, Kemal KERİNÇSİZ'in kendisine vekili olmayı teklif ettiğini, ancak tendisinin kabul etmediğini, kendisini baronun verdiği Avukatın savunduğunu ..." beyan etmiştir.

Murat ÖZKAN ifadesinde;

"34 UE 1613 plakalı aracında yapılan aramada ele geçen üç sayfadan ibaret dokümanın tutuklu Mahmut ÖZTÜRK'ün durumuyla alakalı olarak Av.Kemal KERİNÇSİZ'in yazarak kendisine verdiği ve mahkemede ifade verirken söylemesini istediği beyanların bulunduğu sayfalar olduğu, bu tanıklık konusunun kendisine Av.Kemal KERINÇSIZ tarafından teklif edildiği, yine aynı davadan tutuklu bulunan kişilerin Ali YIGIT'in beyanlarından dolayı tutuklu kaldıkları hususunda Ali YİGIT'le görüşmesini ve boş bırakılmamasını Av.Kemal KERİNÇSİZ'in istediğini" beyan etmiştir.

Satılmış BALKAŞ ifadesinde ;

" Av.Kemal KERİNÇSİZ'i internetteki haber sitelerinden gördüğünü ve

telefonunu aldığını, daha sonra ise bürosuna giderek tanıştığını, Kemal KERINÇSIZ'e gönderdiği 16 Aralık 2007 tarihli "Kemal Bey Bazı Vatandaşlar Genelkurmay Başkanının Darbe Yapamayacağını AKP iktidarının ipini çekemez diyorlar, Peki kim çeker, Orgeneral Erdal CEYLANOĞLU (EDOK) ve Orgeneral Hasan 1GSIZ (2.Ordu Komutanı) bu generallerden birisi olsa olundu" şeklindeki telefon mesajını boş bulunduğu için dalgınlık ile çektiğini, daha sonradan da telefon açıp mesajı alıp almadığını sorduğunu, Kemal KERİNÇSİZ'in mesajını aldığını ancak birşey söylemesi halinde kendisini alıp bir yere koyacaklarını söylediğini, mesajda geçen EDOK'un Eğitim ve Doktrin Komutanı anlamına geldiğini, daha önce Kemal KERINÇSIZ ile aralarında darbe v.s. konuları konuşmadıklarını, kendisi otobüste bu şekilde konuşulduğunu duyduğu için mesaj çektiğini, ..." beyan etmiştir.

Sevgi ERENEROL İfadesinde:

"..Kemal KERINÇSIZ ile 2005 yılındaki bir etkinlikte tanıştığını, bundan sonra görüşmelerinin devam ettiğini, aile dostu olduğunu, Büyük Güç Birliği ve Ayasofya Derneğinde birlikte faaliyette bulunduklarını... " beyan etmiştir. VEDAT YENERER ifadesinde:

"..Kemal KERÎNÇSİZ' i Büyük Hukukçular Derneği olarak Orhan PAMUK aleyhine

açtığı dava ve 301. madde ile ilgili açıklamalarından dolayı basından tanıdığını, aynı

görüşlere katıldığı için sözünü ettiği yılın kuvvacısı ödüllerinden birini de ona vermeyi uygun

gördüğünü, bunun dışında kendi şahsi davasıxm konusunda görüşmem olmuştur... " şeklinde

beyanda bulunmuştur. ^ l

Semih Tufan GÜLALTAY ifadesinde:

s - T; *

-4 ■A

*"#>**&

[pic]

^ -%r

-r

[pic]

''ı^^K^*"/ »

"...KEMAL KERİNÇSİZ ile şahsen tanışmadığını, ancak geçmişte başkanı

olduğunu, Ulusal Birlik Platformunun üye derneklerinden olan Bakırköy Çevre Derneği

başkanı Ülker DURUKAN'a KEMAL KERÎNÇSİZ'in; Ulusal Birlik Platformuna katılma

isteklerinin kendisinin engellemesi nedeni ile gerçekleşmediğini söylediğini, kendisinin

KEMAL KERİNÇSİZ ve başkanı olduğu Büyük Hukukçular Birliği ile Mehmet Fikri

KARADAĞ ile irtibatlı olduğu, Kuvva-i Milliye Dernekleri hakkında, kendisinin Türklük

görüşüne paralel bir çizgide olmadıkları kanaatine vardığını, Ülker DURUKAN'nın da

kendisinin bu yaklaşımından gücenerek başkanı olduğu derneği platformdan çektiğini,

bundan dolayı Büyük Hukukçular Birliği, Kuvva-i Milliye Dernekleri ve ilgili olan kişilerin

kendisine husumet beslediklerini düşündüğünü... "beyan etmiştir.

Hayrettin ERTEMİN İfadesinde;

Önce Kemal KERİNÇSİZ'i tanımadığını beyan etmiş olup, yaptığı bir telefon

görüşmesinde "ELLİ ALTMIŞ KİŞİ ALDILAR, KEMALİ FALAN ALDILAR, HİÇBİR

ŞEY OLMAZ, ÖYLE BİR ÖRGÜT MÖRGÜT YOK, ŞİMDİ NE OLACAK...

KAFALARINA GÖRE ŞEY ÇİZİP GİDİYORLAR... VELİ KÜÇÜK SİLAHLI

KUVVETLERDE ÇOK SEVİLEN BİR ADAM DEĞİLDİR... KENDİ BAŞINA

ÇALIŞIYOR.." şeklindeki içeriğinde Kemal isminin geçmesi ile ilgili soru üzerine -

KEMAL olarak bahsettiği kişinin medyadan eylem falan yapan ve memleketi meşgul eden

KEMAL KERİNÇSİZ olduğunu, bunların akıllı adamlar olmadıklarını, örgüt_

olamayacaklarını, olsa olsa mafya olabileceklerini kasdettiğini, MİLLİYETÇİLİĞİ KENDİ

KAFALARINA GÖRE YAPTIKLARINI, aslında milliyetçiliğin vatana millete faydalı olmakla

olacağını demek istediğini, kendisinin Silahlı Kuvvetlerden görüştüğü ve aldığı izlenime göre

VELİ KÜÇÜK'ün SEDAT PEKER' le şunla bunla, illegal işlerle uğraşan kişilerle meşgul

olan bir kişi olarak bir generale yakışmayacağını düşündüğü tavır içinde olduğunu

değerlendirdiğini, onun için bu şekilde söylediğini''' beyan etmiştir.

Dursun KOÇ ifadesinde;

" ...Geçmişte bir çok adi suça karışmış birisi olduğunu, Kemal KERİNÇSİZ'le işlemiş olduğu bir suçta Avukatlığını yapmış olması sebebiyle tanıştığını, yine Kemal KERÎNÇSİZ'in teklifiyle yanında çalışmaya başladığını ve bu zamana kadar çalıştığını, 28.11.2007 tarihinde kendisine ait olan 0535 844 90 79 numaralı telefonda Kemal KERINÇSİZ'e ait 0532 214 33 54 numaralı telefonu ile yapmış olduğu görüşmede "BABA BİLİYORSUN BEN HAZIR KUVVETİM ANINDA EMRET ANINDA İŞ BİTER BEN AHMET-MEHMET DEYİLİM BEN" şeklinde konuşmasının sebebinin; Kemal KERÎNÇSİZ'in her Cuma akşamı Yeniçağ Tv'de programa katıldığını, programın geç saatlerde bittiğini çıkışta ise Asım DEMİR ve Recep AKKUŞ isimli şahıslarla eve döndüğünü, görüşme yaptığı gün bu şahısların O'nu yalnız bıraktığını, bu duruma kızmasından sebep kızgınlıkla bu şekilde konuştuğunu, 20 yıldır yanında bulunmasından sebep "Baba" diye hitap ettiğini, amacının kendisinin her zaman yanında olduğunu söylemek olduğunu ifade etmiş, halen kullanmış olduğu Garanti Bankasının Aksaray Şubesine ait kredi kartı olduğunu, Kemal KERİNÇSİZ veya başka birisinin bu hesaba para yatırmadığını, yine vermiş olduğu ek ifadesinde; Kemal KERÎNÇSİZ'in yanında çalışmasından sebep haftada 200 YTL ücret verdiğini, bu parayı da büronun muhasebecisiRamazan SELÇUK'tan aldığını, Kemal KERİNÇSİZ'le parasal alış veriş yapmadığını ""beyan etmiştir. Ömer SERTOĞLU İfadesinde ;

11.03.2008 İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne yapılan "İstanbul Pendik Çamçeşme Mahallesinde Elektrikçi Ömer olarak tanınan Bayburtlu Ömer SERTOĞLU her fırsatta ERGENEKON içinde önemli bir görevi olduğunu, her yerde sözünün dinlendiğini, isterse yüksek mercideki görevlileri bile yerle bir edeceğini söylemektedir. Ben bu kişinin önümüzdeki günlerde ülkemizi karıştıracak işler --yapmasından korkuyorum. Bir vatandaş olarak bunu bildirmek istiyorum lütfen bu~ Ipşig jğ^lgilenin'' konulu ihbarla ilgili olarak

[pic]

*t$ y - - »—~f—~—

yakalanan Ömer SERTOĞLU Kemal KERİNÇSİZ ile ilgili olarak İfadesinde; "Hrant DİNK'in öldürülmesinden sonra Yeni Şafak gazetesinin sürdürdüğü yayın politikasından dolayı 2007 yılından sonra bu gazeteye bir eylem yapmaya karar verdiğini, O tarihlerdeki düşüncesinin, bir kaleş silahı bulup Yeni Şafak gazetesini taramak olduğunu, hatta bunun için Kemal KERİNÇSİZ isimli Avukata bir eylem yapacağını ve bunun için lojistik destek ihtiyacı olduğunu yazarak cep telefonuna mesaj attığını, Kemal KERİNÇSİZ'in bu mesajına cevap vermediğini, bu düşüncesini çevresindeki birkaç kişiye söylediğini ihbarın da bu konularla alakalı yapılmış olabileceğini,

Ümraniye 'de İzinsiz Bildiri Dağıtmak ve Hükümetin Manevi Şahsiyetine Hakaretten kendisi hakkında açılan dava ile alakalı yardımcı olması için, 2007 yılı başlarında Avukat Kemal KERİNÇSİZ'in Fatih'te bulunan bürosuna gidip tanıştığını, Kendisi ile yüz yüze görüşerek hakkında açılan davadan bahsettiğini, bu dava ile ilgili evrakları gösterdiğini, bu konuda kendisine yardımcı olmasını istediğini, Kemal KERİNÇSİZ'in de kendisine bu davadan bir şey çıkmaz beraat edersin dediğini, Kemal KERİNÇSİZ'in kendisini İstanbul Beyazıt Meydanında 2007 yılı Nisan ayında planlanan Boğazlayan Kaymakamı Kemal Bey'in mitingine davet ettiğini davet üzerine bu mitinge gittiğini, Ayrıca eşi ile boşanma davası ile alakalı kendisinden yardım istediğini, Kemal KERİNÇSİZ'in de başka bir Avukat arkadaşına bu konuda dilekçe yazdırdığını ve kendisinden para almadığını.. " beyan etmiştir.

Asim Demir İfadesinde:

"... 2003 yerel seçimlerinde K. Çekmece ilçesinden MHP'den aday olan Avukat Kemal KERİNÇSİZ ile tanıştığını, kendisinin o tarihlerde K Çekmece Kanarya Mahallesinde bulunan Ülkü Ocaklarında takıldığını, bu vesileyle kendisiyle parti ve seçim çalışmalarına katıldığını, 2004 yılından sonra işyerini kapattığını, 1 yıl süreyle KÇekmece'de bulunan beyaz eşya tamirhanesi bulunan Kadir İPEK isimli şahsın yanında çalıştığını, Bu şâhısında kendi ailevi sorunlarından dolayı buradan da ayrılmak zorunda kaldığını, En son olarak 2003 yerel seçimlerinden tanıdığı Avukat Kemal KERİNÇSİZ' in yanına gelerek kendisinden iş talebinde bulunduğunu, Onun kendisine Bürosunda çaycılık ve evrak getir-götür işlerine bakmasını söylediğini, kendisinin de kabul ettiğini ve halen burada ücret karşılığında çalışmakta olduğunu, kalacak yeri olmadığından dolayı dernekte kalmakta olduğunu..," beyan etmiştir.

Gizli Tanık 17 İfadesinde:

"Tarihini tam olarak hatırlamadığını ancak Cumhuriyet mitinglerinden önce olduğunu düşündüğü bir tarihte Mehmet Fikri KARADAĞ'in o sıralar dernekte yatıp kalkan Niyazi KIYAK'a Kemal KERINÇSIZ'e teşekkür mahiyetinde bakırdan yapılmış, üzerinde adalet sembolü olan terazi bulunan, yuvarlık şekilli bir levhayı gönderdiğini, NİYAZI KIYAK'in da bu levhayı KEMAL KERİNÇSİZ'in Avukatlık bürosuna götürüp bizzat kendisine verdiğini bildiğini, çünkü bu konunun dernekte konuşulduğunu, aralarındaki ilişkinin mahiyetini ve MEHMET FİKRİ KARADAĞ'in bu hediyeyi ne amaçla gönderdiğini bilmediğini, ancak bu kişilerin en başından itibaren birlikte hareket ettiklerini düşündüğünü, " beyan etmiştir.

f)-Şûpheli Kemal KERİNÇSİZ'in Hukuki Durumunun Değerlendirilmesi;

Soruşturma kapsamında diğer şüpheliler Veli KÜÇÜK, Doğu PERİNÇEK ve Tuncay GÜNEY' den ele geçirilen "ERGENEKON ANALİZ YENİ YAPILANMA YÖNETİM VE GELİŞTİRME PROJESİ İSTANBUL 29,EKİM 1999" isimli belgenin; 4/d "Sivil Toplum Örgütleri" başlığı altında; "ERGENEKON'un kendi kuracağı sivil toplum örgütlerine ihtiyacı olduğu, ayrıca. Türlci|Ş^ faaliyet gösteren tüm sivil toplum örgütlerinin kontrol altına alması eerektfgi

3/c) "POLİTİKALAR" başlığı altında;

21. yüzyılda dünya politikacılarını ve siyasetçilerini istihbarat örgütlerinin biçimlendireceği belirtilmiştir. Dünyada var olabilmiş tüm sistemlerin ülke çıkarları ve mevcut rejim ilkelerine aykırı ideolojilere ait siyasileri engellediği, bunu ise 1-Suikast, 2-Dez-Enformasyon yöntemleri ile yaptığı belirtilmiştir. Devamında Türk insanının okumadığı, kültürel anlamda dünya görüşü gelişmediği, bu nedenle kolayca kandırılabildiği, dolayısıyla Dez-Enformasyonun olumsuz olduğu, kişisel çıkarlar adma siyasete yönelmiş ve hedefe ulaşabilmek adma her şeyi mubah sayabilen siyasilerin engellenebilmesi için geriye kalan tek yolun SUİKAST olduğu,

İllegal işlerin en önemli sorunu, faaliyetlerin gizliliğidir. Bu alandaki faaliyetleri bilenlerin sayısı olabildiğince az olmalıdır.

... ERGENEKON, örgütün Başkanına doğrudan bağlı olan 4 daire Komutanlığı ile iki sivil Başkanlıktan oluşmalıdır. Toplam 6 ünitenin komutan ve başkanlarının bir asistanı ile bir de bölüm uzmanından oluşan iki yardımcısı olmalıdır. Ünitelerin iki komutan ve başkanlarının yanında görev alacak bölüm uzmanı, illegal faaliyetlerin yurtiçi ve yurtdışı hukuk platformunda legal gibi gösterilebilmesi düzenlemelerinden sorumlu olacaklardır.

Eleman temini konusunda:

"...Doğru insanı seçebilmenin bilimsel verileri yoktur. Gençlerden seçilmiş yeteneklerin eğitilerek kazanımı dışında, profesyonellerden yararlanılması pozitif bir yoldur. Doktorlar, Avukatlar, psikologlar, vb gibi... " ibarelerinin yer aldığı görülmüş,

Şüpheliler Sevgi ERENEROL, Oktay YILDIRIM, Ümit OĞUZTAN, Doğu PERİNÇEK, Muzaffer TEKİN, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ve Erkut ERSOY'dan ele geçirilen "LOBİ ARALIK 1999" adlı belgenin GİRİŞ bölümünde "Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren ERGENEKON'a bağlı olarak "sivil unsurların" örgütlenmesi zorunluluğunun kaçınılmaz bir gerçek olduğu", belirtilmiş,

"LOBİ" adlı belgenin içeriğinde (7) ayrı bölüm olduğu ve her bölümde de çok sayıda alt başlığın bulunduğu görülmüş,

1) "GİRİŞ" Başlıklı 1. bölümün içeriğinde;

Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren ERGENEKON'a bağlı sivil unsurların örgütlenmesi zorunluluğu olduğu, bu faaliyetin de lobi adı verilen "gizli örgütsel" çalışma ile yapılacağı, bu noktada birçok Avrupa ve Amerika ülkesi örnek verilerek, sayıları giderek artan "sivil toplum örgütleri" "vakıflar" "insaniyardım kuruluşları" "P-2 Mason Locası, Bilderberg Grubu" gibi çeşitli gizli ve örtülü adlar altında bu faaliyetlerin yürütüldüğü,

Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren ERGENEKON'un kontrolünde de bu şekilde LOBİ adı altında faaliyetlere ihtiyaç duyulduğu belirtilmiş, devamında LOBİNİN faaliyetlerinin siyasi otorite grupları ile dış kaynaklı iş birlikçi sözde sivil toplum örgütlerinin bölücü ve yıkıcı girişimlerini etkisiz kılacağı söylenmiştir.

l/a) "AMAÇ" başlığı altında;

Öncelikle yabancı ülkelerin Türkiye 'de faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin, Türkiye Cumhuriyetini bölerek yıkmayı başaramaz ise de çıkarlarına yönelik yönlendirmelerle bir anlamda yönetebilmeyi hedef aldığı söylenmiştir. Yabancı sivil toplum örgütlerinin Türk halkının demokratik haklarını kullanabilmek amacıyla kurdukları sözde sivil toplum örgütleri, dernekler, vakıflar, medya ve benzer faaliyetlerini de finanse ederek kendilerine yerli işbirlikçiler oluşturdukları ve sonuçta rejim karşıtı fundamantalist görüşün iktidar olabildiğini, bu iktidara son veren kpşüÜamn oluşturulabilmesi için büyük ve olağanüstü bir karşı çaba gereği doğduğunu^ vf^smrncu^fldış ülke otoriteler ile yerli

[pic]

işbirlikçilerinin tarih önünde "sivil darbe tezgahı", "Türk Silahlı Kuvvetleri dayatması" olarak tanımlama cüretini gösterebildikleri 28 Şubat sürecinin yaşandığı,

Lobinin göstereceği faaliyetler ile daha kolay ve sağlıklı istihbarat toplanacağı, kontra senaryolar üretileceği, kamuoyunun Kemalist ideolojiye ve ulusal çıkarlara uygun sivil hareketi sahiplenerek katılımını sağlayabileceği,

Lobinin amaçları arasında etnik-fundamantalist-bölücü-yıkıcı unsur ve oluşumlar içine çekilmek istenen gençliğin böylece tuzaklara düşürülerek kullanılmasının önüne geçilmesini sağlayacağı belirtilmiştir.

l/b) "KAPSAM" başlığı altında;

Lobinin yapılanması ve tüm faaliyetlerinin mevcut hukuk platformu içerisinde yapılacağı, lobinin her girişiminin kendi içinde oluşturulan hukuk birimi tarafından yasal koşullara uyumlu hale getirileceği,

Diğer taraftan lobi geniş halk kitlelerine yönelik çalışmalarında özellikle gençlerin Kemalist ideolojiye ve ülke çıkarları doğrultusunda yeniden örgütlenmelerini sağlamayı tasarladıkları, bu çerçevede üniversite gençliğinin yanı sıra büyük kentlerin varoşlarında ve Güneydoğu Anadoluda boşluğa sürüklenmiş, sahipsiz gençlerin örgütleneceği belirtilmiş,

3) "POLİTİKA " başlıklı 2. bölüm içeriğinde;

Lobi'nin oluşturacağı sivil toplum kuruluşlarının etkinlik ve eylemler

düzenlemesini organize ve kontrol eden güçlü bir mekanizma olarak kalması gerektiği

belirtilmiş,

5) "YÖNTEM" başlığı altında;

Lobi 'nin prensip olarak hiçbir girişim ve eylemin içersinde yer almaması, siyasetten tümüyle uzak bir yapı olarak faaliyet göstermesi gerektiği, ayrıca tüm çalışma ve faaliyetlerinde gizlilik prensiplerine sadık kalınması gerektiği belirtilmiştir.

...Lobi prensip olarak hiçbir girişim ve eylemin içinde yer almamalı ve tümüyle yasal düzenleme içinde hareket etmeli, toplumsal prensiplere saygılı olmalı, Örnek

bir sivil toplum kuruluşu olarak, siyasetten tümüyle uzak bir yapi olarak faaliyet göstermelidir. Merkez üyeleri dışındaki kadroları, ilişkide bulunacağı kişiler, kurum ve kuruluşlar Lobinin bağlı olduğu merkez hakkında bilgi sahibi olmamalıdırlar. Lobinin tüm çalışma ve faaliyetlerinde gizlilik prensiplerine sadık kalınmalıdır.

.. .Lobinin organizasyon plânı, aşağıdaki birimlerden oluşmaktadır:

I). Merkez

2). Araştırma ve Bilgi Toplama

S). Analiz ve Değerlendirme

4). Finans ve Ticaret

5). Kültür ve Bilim

6). Teori ve Senaryo

7). iletişim ve Propaganda

8). Hukuk

9). Uluslararası ilişkiler

Bu dokuz departman Örgütün tümünü oluşturmaktadır. Departmanlar ERGENEKON

tarafından örgütün merkez üyeliğine atanmış güvenilir, beş sivil yöneticiye doğrudan bağlı

olarak yönetilecektir. Beş sivil yönetici personelin ERGENEKON ile teması ise; atanmış ve

güvenilir iki sivil personel ile sağlanacaktır. Depaıiman başkanları merkezdeki beş yönetici

tarafından seçilecek ve yönlendirilecektir. "' ' **

8/8). HUKUK

Hukuk Departmanı, bir başkan ve beş yardımcıdan oluşmaktadır. Organizasyonun girişim ve faaliyetlerinin mevcut yasaların hukuksal temeline dayandırılabilmesi çalışmalarını yürütür. Bu departmanda yer alacak personel hukukçulardan oluşacaktır. Organizasyonun hukuk işlerini üstlenecek olan bu departman, hukuksal kurallardan azami ölçüde yararlanılması çalışmalarını yürütecektir.

BÖLÜM: IV 7). KADRO

Organizasyonunda yalnızca sivillerin yer alacağı bu örgütlenme, köprü eleman ile ERGENEKON'a bağlı olarak faaliyet gösterecektir. Organizasyonun merkezinde görev alacak beş sivil personel ile köprü personel görevini üstlenecek iki sivil, ERGENEKON tarafından belirlenerek atanmalıdır.. Birim başkanları ile örgütün kuracağı vakıf ve ticari şirketlerin yöneticileri ve sahipleri ise; merkezde yer alan yönetim personeli tarafından seçilmelidir.. Böylelikle gizlilik esasının korunması sağlanmalıdır.

7/b). BİRİM BAŞKANLARI

"Örgütlenme içinde departmanların işlev ve amaçlarına uygun yapıya sahip,

konusunda deneyim sahibi kişiler tercih edilmelidir. Birim başkanları, Lobi faaliyetlerinin

tümüyle serbest girişimcilik sınırları içinde kaldığı konusunda kuşkuya kapılmayacak şekilde

yönlendirilmeli, ortak amaçlar, fikir birliği ve inançlar doğrultusunda çalıştırılmahdır.

işbirliğinde organizasyonun kuruluş ve faaliyet amacı olarak esas; kâr ve topluma yarar

sağlanması olmalıdır " şeklinde olduğu anlaşılmıştır.

Her ne kadar Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ aşama beyanlarında yasadışı ERGENEKON terör örgütünün üyesi olmadığını ve dosyadaki delillerin örgüt adına en ufak bir suç işlemediğini ortaya koyduğunu söylemiş ise de;

Diğer örgüt üyelerinden ele geçirilmiş olan örgütsel dokümanlar, iletişim tespit tutanakları, şüphelinin ev, işyeri ve otosunda yapılan aramalarda ele geçirilen malzemeler, bilgisayar harddiski, doküman inceleme ve Cd çözüm tutanakları ile tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde;

Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in yukarıda İddianamenin başlangıcında izah ettiğimiz Yasadışı ERGENEKON terör örgütü üyelerinden olan ve Ümraniye'de ele geçirilen 27 adet muhtelif menşeli el bombası ve askeri mühimmatım sahibi şüpheli Oktay YILDIRIM, onunla irtibatlı olarak Cumhuriyet Gazetesine atılan bombaları temin edip Osman YILDIRIM ve Alparslan ARSLAN'a verdiği tanık beyanı ile sabit olan şüpheli Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN, örgüt yöneticilerinden olan ve Hrant DİNK aleyhine açılan 301 davasını takip eden, müdahil olmak isteyen şüpheli Veli KÜÇÜK, Türk Ortodoks Kilisesinde gizli örgütsel toplantılar tertip eden Kilise Basın sözcüsü Sevgi ERENEROL, Kuvayı Milliye Derneği Genel Başkanı emekli Kurmay Albay Paşa (Kod) M.Fikri KARADAĞ ile diğer örgüt mensupları Muammer KARABULUT, Vedat YENERER, Ergün POYRAZ, Halil Behiç GÜRCİHAN ve Emin GÜRSES ile örgütsel ilişki içinde olduğu, örgütün amaçlan doğrultusunda düzenlenen birçok provakatif eylemlere birlikte katılarak fikir ve eylem birliği içinde bulundukları, bu şekilde şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in örgütün hiyerarşik yapısı içinde yeraldığı,

Her ne kadar şüpheli Kemal KERİNÇSİZ İfadesinde; "Şüpheli Veli KÜÇÜK u öncelikle basından tanıdığını, kendisi ile aşırı bir samimiyetinin olmadığını, yaklaşık iki yıl önce 10/Nisan/2006 tarihinde Boğazlayan Kaymakamı anısına İstanbul Beyazıt meydanında sivil toplum kuruluşları tarafından düzenlenen büyük anma toplantısında kendisiyle tanıştığını Veli Paşa 'mn ve kendisinin o toplantıda%sbdece katılımcı olduklarını, herhangi bir organizasyon veya konuşma görevlerinin bulunpı0ığpı%" h^yan etmiş ise de,

[pic]

Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in beyanının aksine, daha önceden Şüpheli Veli KÜÇÜK ile irtibatlı olduğu, örgütün talimatları doğrultusunda düzenlenen eylemlerde birlikte oldukları anlaşılmıştır. Özellikle; 28.10.2005 günü saat 11.00 sıralarında Fener Rum Patrikhanesi önünde Milli Güç Platformu, Hukukçular Birliği, Milliyetçi İşadamları Derneği, Türk Ortodoks Kilisesi ve Noel Baba Vakfı tarafından ortaklaşa olarak düzenlenen protesto gösterisine Kemal KERİNÇSİZ, Zeki Yurdakul ÇAĞMAN, Muzaffer TEKİN, Sevgi ERENEROL ve Veli KÜÇÜK'ün birlikte katıldıkları,

Yine, 09.03.2006 günü Beyoğlu Galatasaray Meydanı önünde Ferhat SARIKAYA'nın hazırladığı Şemdinli iddianamesini protesto etmek ve dilekçeyi PTT' den göndermek için; Hukukçular Birliği, Türkiye Harp Malullere Gaziler Şehit, Dul ve Yetimler Derneği tarafından organize edilen etkinliğe şüpheli Kemal KERİNÇSİZ, Oktay YILDIRIM Veli KÜÇÜK ve Muzaffer TEKİN'in birlikte katıldıkları, etkinlik sırasında çekilen resimlerin incelenmesinden anlaşılmıştır.

Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ, ifadesinde M.Fikri KARADAĞ'I hiç tanımadığını beyan etmiş ise de;

Mehmet Fikri KARADAĞ ifadesinde;

"...Sevgi ERENEROL'u ile tanıştıklarını, toplantı, paskalya törenleri ve kardeşi Paşa ERENEROL'un patriklik görevine başlama törenine katıldığını, Kemal KERİNÇSİZ'i de Patrikhanenin düzenlediği programlarda tanıdığını" beyan etmiştir.

Cumhuriyet Başsavcılığımıza müracaat eden ve Gizli Tanık 17 olarak İfade veren Gizli Tanık ifadesinde:

"Tarihini tam olarak hatırlamadığını ancak Cumhuriyet mitinglerinden önce olduğunu düşündüğü bir tarihte Mehmet Fikri KARADAĞ'in o sıralar dernekte yatıp kalkan Niyazi KIYAK'a Kemal KERİNÇSİZ'e teşekkür mahiyetinde bakırdan yapılmış, üzerinde adalet sembolü olan terazi bulunan, yuvarlık şekilli bir levhayı gönderdiğini, NİYAZI KIYAK'ın da bu levhayı KEMAL KERİNÇSİZ'in Avukatlık bürosuna götürüp bizzat kendisine verdiğini bildiğini, çünkü bu konunun dernekte konuşulduğunu, aralarındaki ilişkinin mahiyetini ve MEHMET FİKRİ KARADAĞ'in bu hediyeyi ne amaçla gönderdiğini bilmediğini, ancak bu kişilerin en başından itibaren birlikte hareket ettiklerini düşündüğünü, " beyan etmiştir.

Şüpheli M.Fikri KARADAĞ'm Mersin ilinde silah ve Kur'an üzerine ÖLME-OLDÜRME yaptırdığı yönündeki haberlerin gazetelerde yeralması üzerine Hukukçular Birliği Başkanı olarak olay hakkında görüşleri kendisine sorulduğunda şüpheli Kemal KERİNÇSİZ özetle " Örgüt kurmanın ve adam öldürmenin mevzuata göre suç olduğunu ancam M. Fikri KARADAĞ'ın böyle bir yemin yaptırdığına inanmadığını" belirtmiştir.

Yine şüpheli Kemal KERİNÇSİZ beyanında, Erkut ERSOY'u tanımadığını belirtmiş ise de;

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.01.2008 tarih ve Teknik Takip no 2008/192 Soruşturma no 2007/1536 sayılı kararma istinaden şüpheli Erkut ERSOY'un Düzce İli Esentepe Mahallesi Kalıcı Konutlar 11. Bölge 119 Ada F-2 Blk .Daire 14 sayılı ikametinde yapılan aramada elde edilen dokümanların aynı karara istinaden yapılan incelemesinde;

EGS ibareli bloknot defterinde; BÜYÜK HUKUKÇULAR BİRLİĞİ BŞK KEMAL KERİNÇSİZ 0532-214 3354 Şeklinde el yazması olarak Kemal KERİNÇSİZ' in kendisine ait olan cep telefon numarasının yazılı olduğu tespit edilmiş,

.> e j^r~~mm,*Ç~T r"*"T"~

Ayrıca, Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'den arama sırasında ele geçirilen CD ve Bilgisayarının incelenmesinde; Erkut ERSOY'un yönettiği ÖZEL BÜRO'nun Ermeni Soykırımı üzerine hazırlamış olduğu CD i}e.*digita$ ortamda bilgilerin yeraldığı tespit edilmiştir.

|& ş| |v4» |-% |

|s %,*|r |«X. |S»*? |

|-W?*"|jf |/i | |

| |7t»|"* s | |

| |. | | |

Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in bilgisayarında yapılan incelemede: "oktay[l] , kemalke[l], sevgierene[l], bekir[l], muammer}!] isimli resimler olduğu görülmüş, resimlerin de "sağ üst köşesinde beyaz renkli ay yıldız bulunan kırmızı zemin önünde çekildiği veya bu zemin üzerine şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ, Oktay YILDIRIM, Sevgi ERENEROL, Bekir ÖZTÜRK ve Muammer KARABULUT'a ait resimlerin montaj edildiği,

-bildirilO[l] isimli resimin, Türk Bayrağı üzerine bir adet Subay Şapkası resmi ve "KÜRŞAT HAREKATI BİLDİRİSİ" ibareli yazının eklenerek oluşturulduğu,

-dernekkuruldu[l] isimli resimin, kırmızı zemin üzerinde Kuvvai Milliye Derneğinin Türkiye Haritası ile hazırlanmış amblemi ile "27 Aralık 2006 Derneğimiz Kuruldu" yazısının olduğu tespit edilmiştir.

Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in 5322143354 sayılı telefon numarasının diğer şüpheliler: Bekir ÖZTÜRK, Ergün POYRAZ, Erkut ERSOY, Halil Behiç GÜRCİHAN, Oktay YILDIRIM, Satılmış BALKAŞ, Sevgi ERENEROL Veli KÜÇÜK, İhsan GÖKTAŞ ve İsmail YILDIZ'm telefon rehberinde ve ajandalarında kayıtlı olduğu,

Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in 5332949190 sayılı telefon numarasının diğer şüpheliler : Ergün POYRAZ, Satılmış BALKAŞ ve İhsan GÖKTAŞ'm telefon rehberinde ve ajandasında kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.

Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in kullanmakta olduğu 0532 2143354 nolu GSM hattmm İstanbul 11.Ağır Ceza Mahkemesinin 23.04.2008 tarih ve Teknik Takip No:2008/548 sayılı kararı doğrultusunda, TİB (Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı) ile kurulan koordine neticesinde, ilgili GSM Operatörlerinden temin edilen 01.01.2000 den günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma kayıtlarının yapılan analizi neticesinde;

Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in:

- Şüpheli Veli Küçük' ün kullandığı 0533 6439665 nolu GSM hattı ile 29 kez görüştüğü,

- Şüpheli Oktay Yıldırım' in kullandığı 0505 8108791 nolu GSM hattı ile 26 kez, Oktay Yıldırım' m kullandığı 0542 5315368 nolu GSM hattı ile 62 kez olmak üzere toplam 88 kez görüştüğü,

- Şüpheli Fuat Turgut' un kullandığı 0506 5059163 nolu GSM hattı ile 1 kez, Fuat Turgut' un kullandığı 0542 2037816 nolu GSM hattı ile 13 kez, Fuat Turgut' un kullandığı 0536 8681258 nolu GSM hattı ile 3 kez olmak üzere toplam 17 kez görüştüğü,

- Şüpheli Mehmet Zekeriya Öztürk' ün kullandığı 0532 3412902 nolu GSM hattı ile 153 kez, Mehmet Zekeriya Öztürk' ün kullandığı 0542 3546579 nolu GSM hattı ile 1 kez olmak üzere toplam 154 kez görüştüğü,

-Atilla Aksu' nun kullandığı 0535 8336546 nolu GSM hattı ile 331 kez görüştüğü, -Bekir Öztürk' ün kullandığı 0505 4513129 nolu GSM hattı ile 61 kez görüştüğü, -Emin Gürses' in kullandığı 0532 2066768 nolu GSM hattı ile 2 kez görüştüğü, -Güler Kömürcü' nün kullandığı 0532 2136100 nolu GSM hattı ile 19 kez

görüştüğü,

-Muzaffer Tekin' in kullandığı 0532 2919293 nolu GSM hattı ile 20 kez görüştüğü, -Sevgi Erenerol' un kullandığı 0532 3678060 nolu GSM hattı ile 359 kez görüştüğü, -Satılmış Balkaş' m kullandığı 0536 5867549 nolu GSM hattı ile 71 kez görüştüğü, -Halil Behiç Gürcihan' m kullandığı 0532 5959046 nolu GSM hattı ile 33 kez

görüştüğü,_

-Ümit Oğuztan m kullandığı 0533 2717296 nolu GSM hattı ile 3 kez görüştüğü, -Hayati Özcan' m kullandığı 0533 445261Q noh^GSM hattı ile 1 kez görüştüğü, -Muammer Karabulut' un kullandığı Q542 8221246 nolu GSM hattı ile 86 kez

görüştüğü, -' '**V"1\ 'v

[pic]

-Murat Özkan' m kullandığı 0532 2526065 nolu GSM hattı ile 2 kez görüştüğü tespit edilmiş olup, yine dosya içinde bulunan farklı eylem ve etkinliklerde şüphelilerin bir arada bulundukları birçok fotoğrafların incelenmesinden anlaşılmış olmakla;

Şüphelinin ifadesinde tanımadığını söylediği, Mehmet Fikri KARADAĞ, Erkut ERSOY, Zeki Yurdakul ÇAĞMAN ve 10/04/2006 tarihinde tanıştığını beyan ettiği; Veli KÜÇÜK ve Muzaffer TEKİN ile daha önceki tarihlerde aynı ortamda yan yana resim karesine girebilecek şekilde görüntülerinin olması, bilgisayarında bu şahıslarla ilgili bilgilerin yeralması, telefon rehberinde kayıtlarının bulunması ve sık sık görüşmeler yapması, M. Fikri KARADAĞ'm kilisedeki toplantılardan tanıdığını söylemesi ve kendisine "teşekkür mahiyetinde" hediye hazırlatıp göndermesi ve başlangıçtan beri birlikte hareket ettiği kişileri tanıdığı ve bu kişilerle işbirliği yaptığı, aynı düşünce ve amaç için çalıştığı halde tanımadığını söylemesi, ERGENEKON terör örgütü ile olan irtibatını gizlemek, hiyerarşik yapı içindeki yerini ve örgütün deşifresini önlemeye yönelik bir tavır olarak değerlendirilmiştir.

Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in diğer Yasadışı ERGENEKON örgütü mensupları ile aynı amaç etrafında, fikir ve eylem birliği içinde faaliyet yürüttüğü tespit edilmiş ve buradan da kendisinin örgütün hiyerarşik yapısı içinde yer aldığı anlaşılmıştır. Şüphelinin evine arama yapmak için gidildiğinde; kendisinin geceleyin gelineceğini beklediğini, bu işlemin sürpriz olmadığını ifade ederek, orada bulunan heyetin huzurunda "Bunlar kabirlerini hazırlıyorlar!" şeklinde beyanda bulunduğu müşahede edilmiştir.

Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ örgütün amacı doğrultusunda hukuk alanında yapılması gereken faaliyetleri bizzat yürüttüğü, bu konuda Hukukçular Birliği Derneğinin kurulması, Ermeni Soykırımı ile ilgili Konferansın iptalinin temini için dava açılması, TCK'nun 301. maddesine aykırılık ve Atatürk'e hakaret gibi takibi şikayete bağlı olmayan, kamu adına Cumhuriyet Savcılarınca re'sen soruşturulması gereken davaların açılması ve bu davaların takibi, tazminat davalarının açılması v.s. gibi davalan örgüt adına takip edip yürüttüğü, yine örgütün amaçlarını gerçekleştirmek için gerekli olan bilgi, belge ve dokümanları İstanbul Adliyesinde görevli şüpheli Atilla AKSU'nun kardeşine iş bulma vaadi ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İle Adli Yargı İlk Derece Ceza Mahkemeleri Kalem Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik' in 45. maddesinde belirtilen normal prosedürü takip etmeksizin el altından gizlice temin ettiği, (Tape No: 3026, 3032, 3048, 3087, 3107, 3281, 3298) Her ne kadar şüpheli Cumhuriyet Başsavcılığımızda verdiği ifadesinde: Atilla AKSU'dan Muzaffer TEKİN'le ilgili bir evrak dışında başka herhangibir evrak almadığını belirtmiş ise de; gerek Atilla AKSU'nun aşama beyanları, gerekse Asim DEMİR'in iletişim tespit tutanaklan incelendiğinde şüphelinin savunmasının aksine birçok evrak ve dosya ile istatistiki bilgiyi Atilla AKSU'dan aldığı anlaşılmıştır.

Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in örgüt adına takip ettiği davaîann duruşmalannm olduğu zamanlarda Adliyelerin önünde gergin ortamlann yaratılmasına sebebiyet verdiği, diğer şüphelilerle organize bir şekilde Adliyelerin önünde toplanılarak aleyhlerinde dava açtıklan kişilere karşı uygunsuz davranışlarda bulunulduğu, özellikle bir cinayete kurban giden Hrant DİNK ve örgütün kendisine suikast planladığı Orhan PAMUK'la ilgili davaîann duruşmalannı örgüt adına takip ederek, duruşma sırası ve sonrasında ülkemizde insanlan etnik ayrımcılığa sevkedecek, Ermeni-Türk düşmanlığını körükleyecek, yurtiçi ve yurtdışında ülkemizin imajını zedeleyecek çirkin manzaraların oluşmasına neden olduğu, bu tür davalan ve değişik tarihlerde farklı anma, kutlama veya basın açıklamalarını bahane ederek, örgütün amacı doğrultusunda ülkede kaos ortamı yaratarak örgütün amaçlanna aykırı olarak gördüğü yönetimi ortadan kaldırmaya yönelik darbeye zemin hazırlama yönünde kışkırtma girişimlerinde bulunduğu, yine örgüt yöneticilerinderTI^KÜÇÜK'ün Hrant DİNK aleyhine açılan Türklüğe hakaret davasına katılması şüphelilerin %u favaları örgütün talimatlarıyla takip edip bu davaları örgütsel eyleme dönüştürdükken^ birf kanıtı olmuştur. Konu ile ilgili olarak; 16/12/2005 tarihinde Orhan PAMUK'lilf fJjfİfi *^v*l|t|Şişli Adliyesinde görülmesi

[pic]

sonrasında Adliye önünde toplanan kalabalık arasından bir kısım şahısların Orhan PAMUK'un arabasının önünün keserek aracın camını yumruklamaları üzerine Şişli Cumhuriyet Başsavcılığının 26/06/2006 tarih ve 2006/6387 Esas sayılı iddianamesi ile Kemal MERT, Tunç DEMİRKAYA, Ömer GÜMÜŞTEKİN ve Can YAKARAR hakkında 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa Muhalefet suçundan kamu davası açılmıştır. Bu şahıslar arasında bulunan Can YAKARLAR'm aynı zamanda çıkar amaçlı suç örgütüne üye olmak suçundan Sedat PEKER ve arkadaşları hakkında Cumhuriyet Başsavcılığımızca tanzim edilen, 26/11/2004 tarih, 2004/1914 Hazırlık ve 2004/1294 Esas sayılı iddianamenin şüphelisi olduğu görülmüş olup, suç işlemeye meyilli kişilerin Adliye önünde toplanarak, oluşturulan kalabalıklarla provokasyonlara sebebiyet verildiği anlaşılmıştır. (İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğünün 06.03.2008 tarih ve 2008/3640 sayılı yazısı ekinde gönderilen tutanaklar ve görüntülerin inceleme tutanakları)

Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ yasadışı ERGENEKON terör örgütü mensuplarından olan Muzaffer TEKİN'in Avukatı olması nedeniyle davalarında vekilliğini yürüttüğü, ancak 3136 Tape Numaralı görüşmede "BU BİR MÜVEKKİLİN DEĞİL Kİ SENİ, BU MİLLİ BİR MESELE' şeklindeki beyanları ile bu şahsı savunma görevinin Avukat-müvekkil ilişkisinden ziyade 'Milli Bir Mesele" olduğunu vurgulayarak örgütsel bir görev yürüttüğü yönündeki gerçek amacını ortaya koyduğu,

Avukatlığını yaptığı Muzaffer TEKİN ve onunla birlikte aynı soruşturmada şüpheli konumunda olan Oktay YILDIRIM hakkında aleyhlerinde ifade veren Ali YİĞİT üzerinde cezaevinde baskı yapılarak farklı bir ifade ezberletilmek istenmesi üzerine tahliye olduktan sonra da ezberletilmek istenen ifadeye paralel şekilde yeni ifade vermesi ve de ilk ifadesinin geçerli olmadığını söylemesi için çalışmalar yaptığı, gerek bilgisayarının incelenmesi sırasında -"TEKİN SUALLER.doc" , TEKİN SORGU.doc" "Sualle. Doc." İsimli Word belgeleri gerekse Murat ÖZKAN ile yapmış olduğu telefon görüşmelerinden anlaşılmıştır. Bu cümleden olarak 3025 numaralı Tapede yeralan, 05.11.2007 tarihli Kemal KERİNÇSİZ'in, Murat ÖZKAN ile yaptığı görüşmede"TAMAM ABİM BU ARADA BU ADAMLA Bİ TELEFONLA HERHANGİ Bİ GÖRÜŞME DENEMESİNDE BULUNDUNUZ MU?" diyerek Murat'a Ümraniye'deki bombaların bulunduğu evde daha önce oturmuş olan Ali YİĞİT ile görüşmesini istediği ayrıca Murat ÖZKAN'a ; " NE VAR NE YOK KARDEŞİM NE YAPIYO NE EDİYORSUN GİBİSİNDEN. BOŞ BIRAKMAMAKTA FAYDA VAR", "SEN YİNE DE BU AKŞAM BU VATANDAŞA Bİ NASSIN MAŞSIN AYAKLARINDA Bİ TELEFON AÇARSAN, NE YAPTIN, NE ETTİN BAK İŞTE BU ADAMLAR SENİN BEYANLARINDAN ÖTÜRÜ YATIYO MATIYO" dediği, Murat'ın da "TAMAM ABİ" diyerek, Ali YİĞİT'i boş bırakmamak için konuşmayı kabul ettiği anlaşılmıştır.

02/05/2001 tarih ve 4667 Sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik, 19/03/1969 tarih, 1136 Sayılı Avukatlık Kanununun 2. maddesinde Avukatlığın amacı başlığı altında: "hukuki münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamaktır.

Avukat bu amaçla hukuki bilgi ve tecrübelerini adalet hizmetine ve kişilerin yararlanmasına tahsis eder...." Hükmü gereğince adaletin tecellisine yardımcı olmak yerine şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in örgüt üyelerini yargılanmak ve ceza almaktan kurtarmak için farklı yol ve stratejilere tevessül ettiği anlaşılmıştır.

Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ her ne kadar 25/01/2008 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığımızda alman ifadesinde "Ayşe Asuman ÖZD^İB^n, ATABEYLER Operasyonu sonrasında açılan davada sanıklardan ismirfi ha^uûayaÂaâtm bir tanesinin vekilliğini üstlenmesi için bürosuna geldiğini, kendisinin arktıdSlâ^ty'la.görüşeyim dediğini, davanın

[pic]

[pic]

[pic]

hem siyasi olması hem de İstanbul dışında Ankara' da olması nedeniyle gidip gelmenin külfetli olacağım düşünerek kendisine daha sonra cevap veririm dediğini, onun da sanığın babası ile görüşeceğini söylediğini, ondan sonra da ne kendisinin onu aradığını ne de onun kendisini aradığını, görüşmelerinin olmadığını, Ümraniye davasından sonra yakalandığını duyduğunu" belirtmiş ise de;

Ayşe Asuman ÖZDEMİR ise konu ile ilgili olarak İfadesinde özetle: "..Muzaffer DEMİREL isimli yüzbaşı rütbesindeki daha önceden tanıdığı şahsın kendisini telefonla arayıp, Atabeyler çetesi operasyonundan sonra yakalanarak tutuklanan yüzbaşı Murat... için yardım etmesini istediğini, Muzaffer DEMİREL ve arkadaşları ile kendi aralarında konuştuklarını ve devreleri hakkında çıkan "Feytullahcı" dedikoduları için Murat'ı savunmak amacıyla Kemal KERINÇSIZ'i tutmak istediklerini, bu nedenle Kemal KERÎNÇSİZ'i telefonla aradığını, Kemal KERİNÇSİZ'in kendisi daha cümleye başlamadan konuyu kavradığını ve "lütfen konuşmayın yarın ofisime gelin" dediğini, daha sonra kendi Avukatı olan Şahin ZENGİN AL'i yanına alarak Kemal KERİNÇSİZ'in ofisine gittiklerini, Kemal KERİNÇSİZ'in kendilerine " davanın Feytullah GULEN'ci bir Savcının elinde olduğunu", "bu işe bakan polislerin de Feytullahcı olduklarım, çocukların tuzağa düşürüldüklerini' söylediğini, ayrıca Kemal KERİNÇSİZ'in kendisine "GECE BİR TOPLANTI YAPTIĞINI, TOPLANTIDA BU DAVAYA BAKMA KARARI ALDIKLARINI, RAHATLIKLA BU DAVAYI BEDAVA BAKABİLECEĞİNİ" SÖYLEDİĞİNİ, ISRARLA KEMAL KERİNÇSİZ'İN KENDİSİNDEN ONUNLA NASIL KONTAK KURDUKLARINI ÖĞRENMEK İSTEDİĞİNİ ANCAK KENDİSİNİN BİLGİ VERMEDİĞİNİ, Evine geldikten sonra Muzaffer DEMİREL yüzbaşıyı arayarak şüpheli ile konuştukları her şeyi anlattığını,... Kemal KERİNÇSİZ'in kendisine "telefonların dinlendiğini söylediğini ilettiğini.." beyan etmiştir.

Bu ifade içerikleri incelendiğinde; şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in beyanı ile Ayşe Asuman ÖZDEMİR'in beyanlarının çelişkili olduğu anlaşılmıştır.

Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ beyanında, Atabeyler operasyonundan sonra Ayşe Asuman ÖZDEMİR'in bürosuna gelmeden önce kendisine telefon açtığından hiç bahsetmemektedir. Yine Ayşe Asuman ÖZDEMİR'in beyanına göre; kendisinin gece toplantı yaparak davaya bakma kararı aldıklarını ve bu davayı bedava bakabileceğini ifade etmesine karşın şüpheli Kemal KERİNÇSİZ ifadesinde ".. davanın Ankara'da olması nedeniyle gidip gelmenin külfetli olacağını söyleyerek daha sonra cevap veriririm.." dediğini belirterek basit bir olayın anlatımında bazı kısımları gizlediği anlaşılmıştır.

Ayrıca, şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in muhatabına telefonunun dinlendiğini söylediği ve Ayşe Asuman ÖZDEMİR tarafından kendisine ilk telefon açıldığında konuyu kavradığını bürosuna gelmesini söylemesi, şüphelinin örgütün gizlilik prensibine azami riayet ettiğini göstermektedir.

Atabeyler çetesi şüphelilerinden Murat .... hakkında Ankara Genel Kurmay Askeri

Savcılığınca askeri malzemeyi saklamak suçundan dava açılıp yargılama sonucu şahsın

mahkum olduğu yine aynı şüpheli hakkında Ankara (CMK'nun 250. maddesi ile Görevli ve

Yetkili) Cumhuriyet Başsavcılığınca; Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin Görevlerini

yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs için anlaşma, İzinsiz olarak patlayıcı

madde bulundurmak ve nakletmek suçlarından dolayı cezalandırılması istemi ile kamu davası

açıldığı ve halen Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde (CMK'nun 250. Maddesi ile Görevli

ve Yetkili) yargılamasının devam ettiği, adı geçen iddianamede; şüphelilerin bir araya gelerek

TCK'nun 312. maddesinde tanımlanan Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti

Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen

engellemeye teşebbüs suçunu işlemek için anlaştıkları vp'^CK'nun 316. maddesi gereğince

cezalandırılmaları istenmiştir. ''L,

[pic]

Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in Ayşe Asuman ÖZDEMİR ile yaptığı görüşmede; ATABEYLER çetesi şüphelilerinden olan Murat..'m meccanen, yani hiçbir ücret almaksızın Avukatlık görevini üstlenebileceğim, bu kararı toplantıda aldıklarını söylemesi şüphelinin tek basma hareket etmediğini diğer örgüt üyeleri ile birlikte bu karan aldıklarını ortaya koymuştur.

Ayrıca şüpheli Kemal KERİNÇSİZ gerek ATABEYLER soruşturması, gerekse de ERGENEKON soruşturmasını yürüten Emniyet ve yargı mensupları hakkında bağımsızlık ve tarafsızlıklarına gölge düşürmek amacıyla aynı argümanları ileri sürerek ağır ithamlarını sürdürmesinin nedeninin, hem olayı çarpıtarak dikkatleri başka tarafa yöneltmek, hem de mensubu olduğu örgütün deşifresine engel olmak amacını taşıdığı değerlendirilmiştir. (Tape No: 3068, 3085)

Yasadışı ERGENEKON terör örgütünün dokümanlarında özellikle vurgu yapılan "gizlilik" prensibine şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in azami riayet ettiği, telefon görüşmelerinde birçok konuda muhatabına yüzyüze görüşmeyi salık verdiği bazı konuların telefonda görüşülmemesi gerektiği konusunda ikazda bulunma gereği duyduğu anlaşılmıştır.

Bu cümleden olarak; 3282 Tape No'lu görüşmede Asim DEMİR'e ".. GİZLİ BELGE OLUR MU LAN SEN DE TELEFONDA GİZLİ BİLGİ GİZLİ BİLGİ ULAN NE GİZLİSİ OLUR MU ÖYLE ŞEY NORMAL BELGE HA ALDIN MI ONLARI" şeklinde,

Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in; 3032 ve 3048 Tape No'lu Atilla AKSU ile yaptığı görüşmede: «YALNIZ TELEFONDA SAKİNİZ DEMİ HA","EYİ SEN BANA TELEFONDA SÖYLEME DE BEN SANA ADAM GÖNDEREYİM' şeklindeki beyanlarında telefonda bazı konuların görüşülmemesi gerektiği yönündeki ikazlarına örnek olarak verilebilir.

Yine soruşturma kapsamında şüphelilerden olan İhsan GÖKTAŞ Emniyet İfadesinde Kemal KERİNÇSİZ'den bahsederken "... onların kendilerini gizlediklerini nerede ne zaman buluşacaklarını onların belirlediklerini bu nedenle şüphelendiğini.. " beyan etmiştir.

Buradan da şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in legal faaliyetlerin yanı sıra illegal faliyetlerin de içinde olduğu, örgütün gizlilik prensibine her zaman ve zeminde uyduğu anlaşılmıştır.

"ERGENEKON" Belgesinde;

4/c) "İSTİHBARAT TOPLAMA HEDEFLERİ" başlığı altında;

"istihbarat toplama yöntemlerinden bahsedildiği, bu çerçevede örgüt elemanlarından sağlanan bilgiler yabancı örgütlerden elde edilen bilgiler, yabancı örgütlere sızdırılan ajanlar aracılığı ile elde edilen istihbaratlar olduğu, sonuç olarak ERGENEKON'un gözlerinin her şeyi görmesi gerektiği, kulaklarının her şeyi duyması gerektiği" belirtilmiş olmakla,

Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in ev araması sırasında ele geçirilen Cumhuriyet Savcısı ve Baro Temsilcisi huzurunda açılarak şüphelinin savcılık ifadesinde önceden de birkaç defa telefonla görüştüğünü kabul ettiği Doğubey AKINCI isimli şahıs tarafından şüpheliye gönderilen kargo içindeki evrakların usulüne uygun hakim kararı alındıktan sonra incelenmesinde;

"Muhterem Üstadım" şeklinde başlayan ve kendisinin önceden Genel Kurmay Başkanlığına bağlı Askeri Haber Alma asli kadroda çalışan bir istihbarat görevlisi olduğunu v.s. anlatan ve "saygılarımla Doğubey AKINCI" diye biten yazının 3. sayfasında "değerli üstadım ben hukuki tüm dava dilekçelerini yazabiliyorum, tez yazıyorum, ama bunlar için ne bilgisayarım var ne de yazıcım, ne de diğer araç ve gereçlerim, istediğim malzemeler ve bir miktar param olsa hem geçimimi sağlarım hem de istihbarat alanında Devlete çok önemli hizmetlerim geçer...ayda bir asgari ücret kazandbilirim, hem DE İSTİHBARAT TOPLARIM, GÖRÜNTÜ ALIRIM, SES KAYJ{)LğA~P4RIM%GÜN HİZMET GÜNÜ benim

ihtiyaçlarımın hepsi 4.000 YTL'yi geçmiyor, SİZİN ÇEVRENİZ GENİŞTİR, istediğim malzemeler elime geçse 1.500 YTL nakdi sermayem olsa kimseye bağlı olmadan

yaşarım " şeklinde ibarelerin yeraldığı, ayrıca Doğubey AKINCI Diyarbakır Emniyet

Müdürlüğünde vermiş olduğu ifadesinde; "Bu mektubu Kemal KERİNÇSİZ'e nakdi yardım alabilmek amacı ile yazdığını, şahsı bizzat tanımadığım ancak bir yıl önce telefon ile görüştüğünü görüşmesinde kendisine nakdi yardım yapacağını söylediğini, ancak yapmadığını daha sonra kendisine 150 bin YTL yardım yapacağını söylediğim, bu 150 bin YTL'yi gönderdikten sonra 2 trilyon daha göndereceğini beyan ederek Dicle Üniversitesi'nde ismini hatırlayamadığı bir profesör'ün ismini vererek irtibata geçmesini ve görüşmesini istediğini, ancak kendisinin bu şahıs ile irtibat kurmadığını, bu konuşmanın devamında Kemal KERİNÇSİZ' e bu parayı neye karşılık vereceğini sorduğunda 'seni yarın arayacağım' dediğini ancak aramadığını.." beyan etmiştir.

Aramalar sırasında şüphelinin evinde; A4 kağıda kendi el yazısı ile yazmış olduğu "K.ÇEKMECE Bed... Ö...., Fen işlerinde şef Muşlu Bölücü akrabaları ile örgütlü çalışıyor" şeklindeki istihbari bilgi ele geçirilmiştir.

Yine şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in işyeri aramasında, "Av. Kemal KERİNÇSİZ'in dikkatine" başlıklı alt kısmında 0538 380 89 45 telefon numarasıyla son bulan 13.01.2007 tarihinde 0 284 714 02 33 numaralı fakstan çekilmiş ve el yazısıyla yazılmış dokümanda "31.Aralık 2006 tarihinde 4 .Mekanize Piyade Komutanlığı Topçu Taburu General Fevzi MENGÜÇ Kışlası Mehmetçik gazinosunda yılbaşı kutlamalarında Kürtçe ve Türkçe şarkılar söylendiği konudan Nöb subay ve amirlerin haberi olduğu hiçbir müdahalede bulunmadıkları belirtilerek teslim edilmesi önemli rica olunur" ibareleri yeralan istihbari bilgilerin bulunduğu doküman ele geçirilmiştir.

Ayrıca şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in bilgisayarının incelenmesinde;

-" liste [2]" isimli word belgesi içerisinde, "TOPLUM TABANLI EYLEMLERE VE PROTESTOLARA KATILABİLECEK OLANLAR" başlığı altında bazı şahısların ad-soyad ve telefon numaralarının bulunduğu (1) sayfa doküman olduğu tespit edilmiştir.

ERGENEKON belgesinde "ERGENEKON'un gözlerinin her şeyi görmesi, kulaklarının her şeyi duyması gerektiği" ilkesi belirtilmiş olup şüpheli Kemal KERİNÇSİZ bu ilkeye bağlı olarak devletin istihbarat birimlerinden ayrı birşekilde örgütün amacı doğrultusunda istihbarat toplama faaliyeti içinde olduğu anlaşılmıştır.

"LOBİ" Belgesinde ; "Lobinin göstereceği faaliyetler ile daha kolay ve sağlıklı istihbarat toplanacağı, kontra senaryolar üretileceği, kamuoyunun Kemalist ideolojiye ve ulusal çıkarlara uygun sivil hareketi sahiplenerek katılımını sağlayabileceği" belirtilmiş olup,

Şüpheliler Muzaffer TEKİN, Kuddusi OKKIR ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK isimli şahıslardan elde edilen Devletin yeniden yapılanması için öneriler (Master Plan Ön Çalışması) isimli dokümanın On yedinci sayfasında;

"Sızma ve Denetim Süreci" başlığı altında;

"1- Mevcut devlet işleyişinin analizini yapmak" "2- Mevcut kadrolara alternatif adaylar belirlemek ve eğitmek" "3- Sızma Stratejileri geliştirmek (Yargı, Emniyet, Eğitim, Sağlık, istihbarat, Ordu, Sivil yer altı örgütleri (mafya), sivil toplum örgütleri ve meslek odaları, kooperatifler ve birlikler, medya, camiler ve tarikatlar)" "4- Denetleme mekanizmaları oluşturmak" yazdığı görülmüş,

Şüphelinin evindeki arama sırasında ele geçirilen Diamont Marka bilgisayar kasası içerisinde Seagate 5JZCQQM4 Seri Nolu Hard Diskin, İstanbul 13. ACM sinin 22.01.2008 tarih ve 2008/62 sayılı inceleme kararına istinaden Bilişim Suçlan ve Sistemleri Şube Müdürlüğünce alman imajı içerisinde yapılan incelemede;

-" Dernek konuşma metni" isimli \vord belgesi^içinde; "...Yıllardır belli bir ideolojiye hizmet vermiş baronun kurtarılmış* Iptrum olmaktan çıkarılması için baro seçimlerine iştirak ederek YÖNETİMtB*' \JELE ; GEÇİRMEK TEMEL

[pic]

GAYELERİMİZDEN BİRİDİR..." ibaresinin yeraldığı, buradan da, Büyük Hukukçular Birliği'nin Başkanı olan şüpheli Kemal KERİNÇSİZ' in; örgütün dokümanlarında geçen "Sızma strajilerine" uygun olarak BARO yönetimini ele geçirme yönünde faaliyetlerinin olduğu, bu yönde karar alıp çalışma yaptıkları, şüphelinin örgüte ait stratejileri gerçekleştirmek için birebir çalıştığı anlaşılmıştır.

Buraya kadar anlattıklarımız birlikte değerlendirildiğinde; şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in, yasadışı silahlı ERGENEKON terör örgütünün hiyerarşik yapısı içinde özel görevli konumunda bulunduğu, örgütün amacına yönelik faaliyet yürüttüğü, yukarıda belirttiğimiz ERGENEKON terör örgütünün LOBİ belgesinde açıklanan hukuk departmanının sorumlusu olduğu kanaat ve sonucuna varılmıştır. 765 Sayılı TCK'nun 168/1. maddesinde örgüt yöneticiliğinin yanı sıra örgüt içinde özel bir göreve haiz olanların da bu madde içinde değerlendirilmesi gerektiği halde 5237 Sayılı TCK'nun 314/1. maddesinde buna paralel bir düzenlemeye gidilmemiştir. Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ örgüt içinde lider konumunda olmayıp özel bir görevi yürütmektedir. Dolayısıyla eylemi silahlı terör örgüt üyeliği içinde mütalaa edilmelidir.

İletişim Tespit ve CD çözüm ve tutanaklarının incelenmesinde; Devletin yönetiminde yeralan hükümet, bürokrasi ve yargı görevini yerine getirenler hakkında ağza alınmayacak şekilde ağır ithamlarda bulunarak kamu kurum ve kuruluşları yıpratarak, kendisini dinleyen kişileri bu kurumlara karşı kışkırttığı, hükümete karşı söylemleri nedeniyle kendisine de değişik mesajların çekildiği; 3072 Tape Numaralı Satılmış BALKAŞ tarafından Kemal KERİNÇSİZ'e gönderilen iki adet mesajda; " KEMAL BEY. BAZİ VATANDAŞLAR. GENEL KURMAYBASKANİNİDARBE YAPAMAYACAĞIAKP. IKTİDARİNİN. İPİNİ ÇEKEMEZ DİYORLAR. PEKİ KİM ÇEKER. ORG.ERDAL CEYLANOGLU.(EDOK) VE ORG HASAN IGSIZ. ZORDU KOMUTANI. BU GENARALLERDEN BİRİSİ OLSA OLURDU...." şeklindeki ifadeler değerlendirildiğinde, şüphelinin başka zaman ve zeminlerde yapmış olduğu görüşmelerde askeri bir darbe yapılması gerektiği yönünde bir düşünce ve eylemini ortaya koyduğunu, kontrol edemediği bir kısım kişiler tarafından da kendisine telefon mesajı olarak bu düşüncelerin aktarıldığı, aynı şahısla 3075 Tape numaralı telefon görüşmesinde; şüpheli Kemal KERİNÇSİZ' in "SATILMIŞIM ŞİMDİ BUNLARI SEN TELEFONDA KONUŞURSAN BİZİ ALIR YERE KOYARLAR" şeklinde vermiş olduğu cevapla da; telefonunun teknik takipte olduğunu tahmin ederek karşı tarafı uyarma ihtiyacı hissettiği, buradan da kendi iç ilişki ve gizli toplantılarında darbe ve hükümeti devirmeyle alakalı görüşmeleri rahatlıkla yaptıkları anlaşılmıştır.

Yine, 3044 Tape Numaralı, 28.11.2007 tarihli, şüphelinin beyanına göre Avukatlık bürosunda yanında çalıştığını iddia ettiği, Dursun KOÇ ile yapmış olduğu görüşmede; Dursun KOÇ'un "BABA BİLİYORSUN BEN HAZIR KUVVETİM ANINDA EMRET ANINDA İŞ BİTER. BEN AHMET MEHMET DEĞİLİM BEN..", dediği, Dursun KOÇ'un dosya içinde bulunan adli sicil kaydı incelendiğinde; birçok suçtan sabıkasının bulunduğu, örgütün eylemlerde kullandığı eleman profiline uygun kişilere yakın bir kişilik olması nedeniyle şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'den böyle bir talimat beklemesinin masum bir davranış olarak değerlendirilemiyeceği kanaati oluşmuştur.

Aramalar sırasında şüpheli Ümit OĞUZTAN' dan ele geçirilmiş olan "KEMALİST HAREKET" "İSTANBUL-EYLÜL-2000" isimli belge incelendiğinde özetle;

"Ulusal gençliğin Kemalist hareket doğrultusunda örgütlenebilmesi için, "Kemalist hareket" adı altında resmi dernek kurulması gerektiği, kurulacak bu derneğin dernek dışında oluşturulacak 5 kişilik GİZLİ bir komite tarafından yönlendirileceği, bu GİZLİ KOMİTE ile dernek başkanı arasında "KÖPRÜPERSONEL' olması gerektiği belirtilmiş,

ERGENEKON belgesinin 4/2-a) "KÖPRÜ PERSONEL" başlığı altında da; "Seçilecek üç kişinin ERGENEKON içinde ve örgüt - dışında, örgütü temsilen hareket

[pic]

[pic]

edebilmelerinin sağlanması gerektiği bu kişilerin örgüt dışında legal bir işte istihdam edilmeleri gerektiği" vurgulanmıştır. Kemalist hareket ile ilgili oluşuma baktığımızda da "KÖPRÜ PERSONEL" kavramının kullanıldığı,

Yapılan aramalarda Şüpheliler Veli KÜÇÜK, Ümit OĞUZTAN, Doğu PERİNÇEK ve Tuncay GÜNEY isimli şahıslardan ele geçirilen; "KEMALİST MODEL, ULUSAL GENÇLİK HAREKETİ, DİNAMİK, ULUSAL GÜÇ BİGLİĞİ & KUVA AYRIMLI CEPHESİ, ARAŞTIRMA, GÖZLEM, ANALİZ, TEORİ İSTANBUL 29 EKİM 2000 " isimli örgütsel dokümanda da özetle ;

"Dinamik adı verilen bu çalışmada "Ulusal Güç Birliği" gençliğin mercek altına alınarak analiz edildiği, 21. yüzyıl Türkiye 'sinin ulusal çıkarlarına ve Kemalist ideoloji ilkelerine uygun biçimde yeniden örgütlenmesinin planlandığı belirtilmiştir.

Mustafa Kemal Atatürk'ün kendi elleriyle kurduğu ne kadar yaşamsal kurum var ise vefatından sonraki süreçte işlemez hale getirilip kapatıldığı,

Atatürk'ün kurduğu kurumlardan birisinin de, 5 Bin şubeli "HALKEVLERİ" olduğu, halkevlerinin kapatılmasının Türk gençliği ve ulusu için en önemli kayıplardan birisi olduğu,

Cumhuriyet devrimlerini yaşatacak kurumlardan bir diğeri olan "KOY ENSTITULERI"nin işlevsiz kılınması ile Türk gençliğinin ilerlemesinin önüne geçildiği,

Dünya klasikleri olarak anılan, fikir ve sanat kaynaklarının "yasak kitaplar" listesine dönüştürülerek gençlerin ve yetişkinlerin çağı algılamalarının engellendiği,

Laikliğin ayaklar altına alındığı ve devlet eliyle "münevver yobaz" yetiştirildiği belirtilmiştir.

Ayrıca totaliterlik merdiveni ile demokrasiye ulaşmaya yeltenenlerin, önce faşizmin, ardından Nazizmin ve sonuçta emperyalizmin kucağında kendilerini bulduklarını, bazılarının darağacında can verdiğini, bazılarının zincir bozan günlerini yaşadıklarını, bazılarının da kalp krizi kuşkuları ile arkalarında "Ben zengini severim(l)" sloganını bırakarak bu dünyadan göçüp gittikleri" belirtilmiş,

Belgenin devamında; "Türkiye'nin bugünkü durumunun 1919 koşullarından daha vahim olduğu, gençliğin siyaset ve inançla birleşmesi durumunda ise; unsurlar ve koşullar gereği Türkiye 'nin ve buna bağlı olarak dünyanın mutlak değişmeye gebe olduğu ..

Ayrıca dış güç odaklarının bu gerçeği görmezden gelmeyecekleri, Türkiye 'nin de bu gerçeği görmesi ve gereğini yerine getirmesinin yaşamsal ve kaçınılmaz bir zorunluluk olduğu,

Dinamik adı verilen bu çalışmada Türkiye Ulusal Güç Birliği Gençlik; Dinamik unsur olarak değerlendirildiği ve Türkiye'nin "ulusal güvenlik" çıkarlarına uygun doğrultuda değişim sürecinin başlatılmasını amaç edindiği,

Aynı düşünceden yola çıkarak "Kuvayı Milliye Cephesi" adıyla sokaklardaki başı boş, amaçsız, işsiz ve umutsuz (lümpen) gençler ile tarikat okullarında rejim düşmanı haline dönüştürülen ve Ülkü Ocakları 'nin etkisindeki gençliğin eğitilerek bilinçlendirilmesi hedeflendiği,

Ayrıca Ulusal Güç Birliği'ne bağlı olarak "Milli Mücadele yıllarında kurulan örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesinin uygun görüldüğü "

Ulusal Güç Birliği'nin liderliğini Kemalist ideolojiye gönül vermiş ve liderlik

yeteneklerine sahip bir Türk kızının üstlenmesinin uygun görüldüğü belirtilmiş,

"İDEOLOJİK VE SİYASAL AMAÇLI YOZLAŞTIRMA GİRİŞİMLERİ" başlığı altında;

[pic]

[pic]

ideolojik ve siyasal amaçlı toplumun^ yözlçışiırma girişimlerinin ilk basamağının

kültürel alan olduğu, özellikle medya aracıliğr" il% kültürel ve ahlaki değerlerin toplum

hafızasından silindiği ve yerine "yükselen değerlef^th "köşe dönüşücülük" anlayışının

yerleştiği, «İVr^î; "•>

Bu nedenle toplumun kültürel ve ahlaki değerlerinin alt üst edilmesinin önüne geçilmesi gerektiği, ulusal üretime katkıda bulunan Kemalist iş adamları ile yeni istihdam alanları oluşturmayı çaba gösteren genç girişimcilerin "Ulusal Güç Birliği" ve "Kuvayı Milliye Cephesi" çatısı altında birleşen Kemalist gençler tarafından manevi anlamda desteklenmesi gerektiği,

"ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİ" başlığı altında;

Öncelikle üniversite gençliğinin durumu hakkında genel bilgiler verildiği, üniversite gençliğinin doğrudan "Ulusal Güç BirliğVni oluşturması gerektiği, günümüzde üniversite gençliğinin köktendinci akımlar ve sol ideolojiler tarafından kontrol altına alınmaya çalışıldığı,

Türkiye'nin 1950'lerden itibaren Atatürk devrimlerinden çok önemli ödünler verildiği, emperyalizmin ve gericiliğin birçok alanda güç kazandığı, 28 Şubat 1997 günü yapılan MGK toplantısının Türkiye için bir dönüm noktası olduğu, YOK'ün kısmen de olsa fundamentalizme karşı tavır alması ve türban genelgesini uygulamaya koymasının olumlu gelişmeler olduğu, bunların yanı sıra hızla açılan taşra üniversitelerinin irticanın kalelerine dönüştüğü, oysa ki üniversitelerin cumhuriyet devrim yasalarının uygulandığı kültür ve bilim kaleleri olması gerektiği, üniversitelerde mescit bulunmasının Anayasaya aykırı olduğu,

"SONUÇ" başlığı altında;

Bu çalışmada temel amacın "Ulusal Güç Birliği" merkezli Kemalist örgütlerin sağlıklı bir şekilde oluşturulmasının önemini ve gerekliliğini dile getirdiği, 21. yüzyılda Cumhuriyet devrimlerinin ulusal gençliğe Milli Mücadele döneminden daha çok gereksinim olduğu, özetle ulusal çapta Kuvayı Milliye ruhunun canlandırılması, örgütlendirilerek hayata geçirilmesi gerektiği" belirtilmiştir.

_ ^Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in bilgisayarlarının incelenmesinde: "MİLLİ GÜÇ BİRLİĞİ DEENEĞİ.doc" isimli dosyada; Vatanseverler Güç Birliği Derneği'nin Tüzüğü olduğu görülmüş, söz konusu dernek tüzüğünün Büyük Güç Birliği derneğinin amacı ile aynı olduğu tespit edilmiştir.

ERGENEKON Terör Örgütünün bu dokümanlarında adı geçen ve oluşturulması istenen "Ulusal Güç Birliği" ile ilgili olarak; Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in Örgütün amacını gerçekleştirmek için almış olduğu bu kararlar doğrultusunda, Sivil Toplum Kuruluşları ve Derneklerin kurulmasına önayak olduğu, diğer şüphelilerle birlikte Büyük Hukukçular Birliği, Milli Güç Birliği Platformu/Hareketi (Büyük Güç Birliği Derneği) ve Ayasofya Derneği v.s. gibi sivil toplum kuruluşlarının kurucusu ve yöneticisi olduğu, bu yapılanmaların etkili eylemlerde bulunması ve genişlemesi için gayret sarfettiği, özellikle örgütün talimatları doğrultusunda, kamuoyunu etkilemek ve örgütün propagandasını yapmak amacıyla değişik vesilelerle dosya içinde bulunan İstanbul Güvenlik Şube Müdürlüğü'nün yazısından anlaşılacağı üzere yukarıda açık bir şekilde izah ettiğimiz, 03/06/2005, 23/07/2005, 23/09/2005, 24/09/2005, 28/10/2005, 10/11/2005, 06/01/2006, 09/09/2006, 10/03/2006, 09/04/2006, 07/05/2006, 17/05/2006, 18/05/2006, 06/06/2006, 12/06/2006, 16/06/2006, 20/06/2006, 22/06/2006, 04/07/2006, 20/07/2006, 21/09/2006, 19/11/2006, 12/12/2006, 18/12/2006, 10/03/2007, 11/03/2007, 13/06/2007, 04/07/2007, 01/11/2007, 30/11/2007 tarihli eylem ve gösterilere organizatör veya katılımcı olarak iştirak ettiği, bu gösterilerde özellikle "Türklük, Atatürk, Vatan ve Bayrak Sevgisi" gibi ulus olarak hassas olduğumuz ve olmamız gereken unsurları öne çıkarıp gerçek amaçlarını gizleyerek ülkemizin çok ihtiyaç duyduğu istikrar ortamını bozmak, Cumhuriyet tarihimizde fazlaca örnekleri bulunan siyasi düşünceleri, mezhepçiliği, etnik kökeni veya dini kullanarak; sağ-sol, alevi-sunni, laik-antilaik, Türk-Kürt, Müslüman-hristfj/âil ^misyoner) gibi ayrımcılık yaratarak, kin ve nefret tohumları atarak, mevcut huzur ve sükun-ortamını "baltalayarak, Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK'ün muasır medeniyetler -«'efîyeline «çıkmamız için önerdiği hedefe

ulaşmamıza ket vuracak, ülkemizin ekonomik, sosyal ve siyasi olarak gelişmesini önleyecek, insan hak ve özgürlüklerinin genişlemesi ile demokrasinin yerleşmesine engel olacak, hükümete karşı halkı ve silahlı kuvvetler içinde resmi hiyerarşiye uymayacağını düşündükleri bir grubu kışkırtarak silahlı bir darbeye zemin hazırlamak olduğu anlaşılmıştır.

Bu cümleden olarak; 3083 Tape No'lu görüşmede Söğütlüler Derneği Başkanı olan Erdoğan KAYA'ya "BÎR NOKTADA DEVLETİN YAPAMADIĞINI, BUGÜN ZATEN DEVLETİN BUNU YAPMALARI MÜMKÜN DEĞİL, DEVLET ZATEN KARŞI GÜÇLERE GEÇMİŞ İŞGAL EDİLMİŞ KURUMUYLA KURULUŞUYLA. YANİ İŞGALCİ GÜÇLER DEVLETİ ELE GEÇİRME GAYRETİNE GİRMİŞ? .. "ORDA RA.. PAŞA VAR... GENERALLER VAR ALBAYLAR VAR, BİSSÜRÜ ŞEY VAR YANİ ÇOK NİTELİKLİ İNSANLAR VAR... YANİ Bİ ÇOĞUNU TANIMIYORSUNUZ SİZ TABİ DE, PROFESÖRLER VAR BAYA Bİ AYDIN KESİM VARDI." ..."SENİN DERNEĞİ DE BİZİM, AY-YILDIZ BİRLİĞİNE AL..","O KONUDA, HATTA İMKAN NİSBETİNDE BULUNDUĞUNUZ YERDE... DİĞER DERNEKLER VARSA ORAYA SOKMAYA ÇALIŞIN", "İŞ GENİŞLEMEKTİR ANLATABİLDİM Mİ GENİŞLEMEKTİR.. ORALARDAN BURAYA GELDİNİZ ATEŞLER YAKIYORSUNUZ.." diyerek, bu Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey'i anma toplantısı ve benzeri olarak tertip edilen ve her Türk vatandaşı tarafından itiraz edilemeyecek ve milli duygu ve düşünceye sahip herkes tarafından kabul gören anma toplantıları, şehit cenazeleri v.s. gibi toplumsal tepkilerin dile getirildiği organizasyonları, mensubu olduğu örgütün propagandasına dönüştürdüğü, yaptıkları eylem ve faaliyetlere bazı emekli askerler, profesörler v.s gibi önemli kişilerin katılıp desteklediklerini belirterek yaptıkları eylemlerin meşruluğunu ifade etmeye çalıştığı, 'DİĞER DERNEKLER VARSA ORAYA SOKMAYA ÇALIŞIN", "İŞ GENİŞLEMEKTİR ANLATABİLDİM Mİ GENİŞLEMEKTİR" demekle, örgütün amaçları doğrultusunda faaliyet göstermesi için tüm STK'ları yönlendirmek için bir çatı altında toplama ve genişleme girişiminde bulunduğu,

Örgütün LOBİ Belgesinde; "Lobi'nin ... oluşturacağı sivil toplum kuruluşlarının etkinlik ve eylemler düzenlemesini organize ve kontrol eden güçlü bir mekanizma olarak kalması gerektiği" şeklindeki politikasına uygun davrandığı açıkça anlaşılmıştır.

Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in evinin aranması sırasında "bir adet Kırmızı Klasör içerisinde bir kısım askeri bilgilerin de yeraldığı dokümanlar" ele geçirilmiş olup, şüphelinin bu klasör içindeki evrakların Muzaffer TEKİN'in Avukatlığını yapması nedeniyle Avukat-müvekkil ilişkisine dayanan evraklar olduğu ve bu nedenle elkonulamıyacağmı ileri sürmesi üzerine, Cumhuriyet Başsavcılığımızın talebi üzerine, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hakimliğinin 21/01/2008 gün ve 2008/30 değişik iş sayılı inceleme kararı üzerine Klasör ve içeriğinin yapılan incelemesinde:

Aydın YÜKSEK'in ev aramasında elde edilen 1 nolu CD nin tespit edilen içeriği ile, Muzaffer TEKİN'in ikametinde elde edilen 16 Nolu CD'nin içeriğinin aynı olduğu, içerisindeki Askeri içerikli Belgelerin alt ve üst sol köşelerinde GİZLİ ibarelerinin bulunduğu,

Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in ikametinde yapılan aramada elde edilen dokümanların içeriklerinin Aydın YÜKSEK ve Muzaffer TEKİN'den elde edilen CdTerdeki Askeri İçerikli Belgeler ile aynı belgelerin bilgisayar çıktısı olduğu ancak belgelerdeki "GİZLİ" ibarelerinin çıkartılarak (silinerek) bilgisayar çıktısının alındığı yapılan inceleme sonucunda tespit edilmiş olup;

Kemal KERİNÇSİZ'den elde edilen;

0. Sayın Kuvvet Komutanının Milli Güvenlik Kurulunda yaptığı konuşma notlan,

0. Yüksek Askeri Şura Konuşma Notu 1 Ajpı&îQS 2003,

0. Kara Harp Okulu 2003-2004 Eğitııp YÎb A.çllış"Törenı Konuşma notu, Eylül 2003

0. Türk Silahlı Kuvvetleri Üzerindeki Po]i-tı|aîSıyâsetYapılması Temmuz 2003

[pic]

[pic]

*r % }/ «h

**\ Tl"11*

5. 2003 Katılım Ortaklığı Belgesinde AB'ye Uyum Çerçevesinde Türkiye'den yapılması istenen hususlar AKP Hükümetinin İcraatları isimli belgeler" ile Muzaffer TEKİN'den elde edilen belgelerin "GİZLİ" ibaresinin çıkarılması dışında aynı olduğu, Muzaffer TEKİN'den elde edilen 16 numaralı CD içeriği ile ilgili olarak Genel Kurmay Başkanlığı Kara Kuvvetleri Komutanlığına yazılan 19 Haziran 2007 tarihli yazıya verilen 9 Temmuz 2007 tarih ve 306602 sayılı yazıda: "Söz konusu belgelerin MGK ve Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantıları öncesi yapılan hazırlıkları ve çeşitli konuşma metinlerini ihtiva eden Gizli belgeler.." olduğu bildirilmiş olup, aynı belgelere ilişkin olması nedeniyle bu durumun şüpheli Kemal KERİNÇSİZ için de geçerli olduğu anlaşılmıştır.

Her ne kadar Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'e sözkonusu kırmızı klasör ve içeriği sorulduğunda özetle:

"..Şüpheli Muzaffer TEKİN'in tutuklanmasından süre sonra Aydın YÜKSEK'in bürosuna gelerek CD'yi masasının üzerine koyduğunu, devamla Aydın'in; bu CD'de herhangi bir gizli belge olmadığını, kendisinin iş ortağı olan Muzaffer ŞENOCAK ile ilgili bilgiler olduğunu bu bilgileri Muzaffer ŞENOCAK'tan derleyip bizzat CD'ye kendisinin aktardığını ve Mete YALAZANGİL aracılığıyla Muzaffer ŞENOCAK'ın asker kimliği nedeniyle yardımcı olmak için Muzaffer TEKİN'e teslim ettiğini ve bu CD sebebiyle de kendisinin arandığını bu konuda hukuki bir yardımda bulunup bulunamayacağını sorduğunu" kendisinin ona CD'de ne olduğunu sorduğunu, kimlik bilgileri olduğunu ifade ettiğini, birlikte beraber bilgisayara koyarak içindeki dokümanlara tek tek baktıklarını, bakabildikleri dokümanlarda kendisinin gizlilik unsuru görmediğini, dokümanlarda "GIZII" ibaresinin olmadığım ve ayrıca söz konusu dokümanlarda ürünlerin tanıtımı Muzaffer ŞENOCAK hakkında kimlik bilgileri, şirket bilgileri, GAMBİYA ile ilgili fotoğraflar, bazı komutanların bazı konularda isim zikretmeksizin görüşleri, Milli Güvenlik Kurulu kararları, gizli olmayan raporlar ve ülke meseleleri hakkında belgeler olduğunu gördüğünü, ancak yukarıda belirttiği gibi CD'yi getiren şahsın "bu CD'nin Muzaffer TEKİN 'e bırakılan CD'nin bir kopyası" olduğunu ifade ettiğini, kendisinin de bunun üzerine ona CD'yi çıkartarak teslim ettiğini ve söz konusu CD 'yi Emniyet Müdürlüğüne veya soruşturmayı yapan Cumhuriyet Savcılığına teslim ederek kendisinin de teslim olmasını tavsiye ettiğini, CD'yi Aydın YÜKSEK'in alıp büroyu terk ettiğini, Bilahare söz konusu CD'deki bilgiler bilgisayarında çıkmış olmakla aradan 4 ay geçtikten sonra söz konusu CD'de yer alan bilgileri bir defa daha okuyarak birer çıktılarını da yazdırarak ele geçirilen klasörü oluşturduğunu ve ilgili kurumlarla yazışma yaptığını, gizliliği ihlal etmediğini" belirtmiş,

Aydın YUKSEK'in kendisine CD'yi verdiğinde bir kopyasından bilgisayarına yükleyip yüklemediği sorulduğunda;

Kesinlikle kendisinin bilgisayarına veya başka bir CDflash bellek gibi depolama aygıtına Aydın YUKSEK'in getirdiği CD'nin bir suretini kopyalamadığını, Avukatlık bürosunda sekreterlik yapan RECEP AKKUŞ 'un sadece CD'yi açtığını içeriğine baktıklarını, herhangi bir sakınca görmediklerini ve kapattıklarını, tarihini tam olarak hatırlayamadığı bir süre sonra bilgisayardan çıktısını alarak klasör haline getirdiğini ve bahsettiği kurumlarla yazışma yaptığını, bu konuyla ilgili başka bir CD hazırlamadığını ve hiçbir değişiklik yapmadıklarını" belirtmiş ise de;

Şüpheli Aydın YUKSEK'in gerek kolluk, gerekse Cumhuriyet Başsavcılığımızda alman ifadelerinde özetle; " .... kendisini Mete abisinin aradığını, ifade vermek üzere TEM şubeye gitmeleri gerektiğini söylediğini, kendisinin bunun nedenini sorduğunda; onun Muzaffer TEKİN'in yakalandığını ve tutuklandığını ve kendisinin vermiş olduğu CD'nin de Muzaffer TEKİN'den ele geçtiğini söylediğini, bunun üzerine kendisinin 'ifade verelim neticede ben polisim kaçmak gibi bir şansım olamaz' dediğini ve telefonu kapattığını, önce olayın ciddiyetini anlayamadığım,* Etrafımdaki tanıdığı insanlara danıştığını, televizyondan Avukat olarak bildiği' Kenial j&ERİNÇSİZ'in yanına giderek

[pic]

danıştığını, kendisinin Avukat Kemal KERÎNÇSİZ'e olayı anlattığını, Bu ele geçen cd'nin içeriğinin basında söylendiği gibi askeri sırlar olmadığını bu konuda Genel Kurmayın yazılı açıklama yaptığını, dolayısıyla kendisinin de bu konu ile ilişkisinin olmadığını Beşiktaş istanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gitmesini söylediğini. Kemal KERINÇSIZ'in böyle söylemesi üzerine evinde bulunan diğer cd'yi Muzaffer ŞENOCAK ile ilgili irtibatının delilleri olan evrakları alarak savcılığa gittiğini, Savcılıkta Tem şubeden görevliler tarafından yakalandığını....'" beyan ettiği ifadesinin hiçbir yerinde "söz konusu CD'yi Kemal KERİNÇSİZ'in bürosuna götürüp orada bilgisayara takıp-açıp bakıldığı konusunda bir beyanının bulunmadığı" anlaşılmıştır.

Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ bu soruşturma dosyasında Muzaffer TEKİN'in Avukatlığını yapmaktadır, ancak soruşturma dosyası hakkında 5271 Sayılı CMK'nun 153/2. maddesi gereğince kısıtlama kararı mevcut olup, Şüphelinin Cumhuriyet Başsavcılığımızın işbu 2007/1536 sayılı soruşma dosyasından da CD'nin içeriğini alabilmesi mümkün değildir. Aydın YÜKSEK' in beyanları ile şüphelinin beyanları çelişkili olup, yapılan digital incelemede de şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in bilgisayarlarında silinen dosya ve klasörler içinde sözkonusu CD'nin içeriğine rastlanmadığı bilirkişi incelemeleri sonucunda anlaşılmıştır. Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in savunması doğru olsa idi ele geçen belgelerin bilgisayarlarında digital ortamda silinmiş bile olsa bir suretinin çıkması gerekirdi. Buradan, şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in, Genel Kurmay Başkanlığı Kara Kuvvetleri Komutanlığının yazısında belirtildiği şekilde, Devlete ait niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri içeren belgeleri temin edip bulundurduğu anlaşılmıştır.

5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 327/1. maddesine göre: "Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararlan bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri temin eden kimseye üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir..." hükmü getirilmiştir. Şüphelinin mensubu olduğu örgütün değişik kaynaklardan temin ettiği ve devlete ait gizlilik derecesinde sınıflandırılmış olan belgeyi evinde bulundurmasının izahı yoktur. Çünkü örgütün yapısı ve diğer örgüt mensuplannda ele geçirilen belge ve dokümanlar incelendiğinde de bu ve buna benzer birçok devlet sırrı sayılabilecek veya niteliği bakımından gizli olan belgeler olduklan tespit edilmiştir. Bu belgeleri, örgütün her kurum ve kuruluşa sızma stratejisini uygulayarak kendi yandaşları aracılığı ile temin etmiş olabileceği değerlendirilmiştir.

Aramalar sırasında Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in el yazısı ile yazmış olduğu "K.ÇEKMECE Red... Ö...., Fen işlerinde şef Muşlu Bölücü akrabaları ile örgütlü çalışıyor" şeklindeki yazı ele geçirilmiş olup 5237 Sayılı TCK'nun 135/2. maddesinde: "Kişilerin siyasî, felsefi veya dinî görüşlerine, ırkî kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlâkî eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydeden kimse,....cezalandırılır." hükmünü getirmiş olmakla şüphelinin fişleme yaptığı anlaşılmıştır.

Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in banka hesaplan üzerinde BDDK Murakıplan tarafından yapılan inceleme neticesinde: düzenlemiş olduklan 07/07/2008 tarih ve R-4, R-8 sayılı rapora göre: "Kemal KERİNÇSİZ'in münFerid ya da ortak hesaplanna son 4 yıl içinde, hesap ekstresi açıklamalarında yatıran ya da çekilen kişinin isminin belirtilmediği, net olarak 1,5 milyon YTL tutarında nakit girişi gerçekleşmiştir. Anılan tutarın yüksek olması nedeniyle, ilgili para hareketlerinin "Suç Gelirlerinin Aklanması" mevzuatı ile vergi mevzuatı açısından yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilave incelemeye tabi tutulmasının gerektiği mütalaa olunduğunun" bildirilmesi üzerine MASAK tarafından inceleme başlatılmıştır.

Buraya kadar yapmış olduğumuz açıklamalar ve toplanan delillere göre; şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in nihai amacı Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs ve halkı Türkiye Cumhuriyet hükümetine karşı silahlı isyana tahrik etmek olan ve bu yönde eylemleri bulunan yasadışı: silahlı ERGENEKON terör örgütünün

[pic]

hukuk birimi sorumlusu olarak faaliyet yürütmek, örgütün amacına yönelik olarak halkı Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı silahlı isyana tahrik etmek, devlete ait niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri temin etmek, kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetmek suçlarını işlediği yönünde hakkında kamu davasının açılması ve yargılanmasını gerektirecek derecede yeterli şüphe teşkil eden deliller elde edilmiş olmakla,

Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in üzerine atılı eylemlerine uyan; 5237 Sayılı TCK'nun 314/2, 313/1 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanununun 5, TCK'nun 314/3-220/4 ve 313/4. maddeleri yollaması ile TCK'nun 327/1, 135/2-1 maddeleri gereğince cezalandırılması tespit edilmiştir.

57- ŞÜPHELİ FUAT TURGUT: a)-Savcılık ifadesinde;

"ERGENEKON örgütünü 1970'li yıllardan itibaren basından duyduğunu,

soruşturma kapsamındaki kişilerden; Muzaffer TEKİN ve Fikret EMEK'i basından okuduğu kadarı ile tanıdığını, kendileri ile bizzat yada telefonla görüşmediğini Veli KÜÇÜK'ü basında çıkan dedikodulardan tanıdığını, kendisine sempati duyduğu için 3-4 ay önce Kemal KERİNÇSİZ'den telefonunu alıp yüzyüze görüşüp tanışmak istediğini söylediğini, onun da Bilecik'te olduğunu, İstanbul'a geldiğinde uygun bir zamanda görüşebileceklerini söylediğini, kendisi ile bütün temasının bu kadar olduğunu, bunun dışında hiçbir şekilde telefonla, mesajla, konuşup görüşme şeklinde bağlantısı olmadığını, ancak ismi telefon rehberinde kayıtlı olduğu için milli ve dini günlerde herkese attığı matbu mesajı ona da atmış olabileceğini, kendisi ile yüz yüze hiç görüşmediklerini, ancak imkan olsa görüşüp elini öpmek isteyeceğini,

Oktay YILDIRIM'ı yaklaşık 1,5 yıl önce Avukat Kemal KERİNÇSİZ'in Orhan PAMUK aleyhine açtığı Şişli Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen tazminat davasının duruşması çıkışında Ermeni faaliyetleri aleyhine konuşma yaptığı zaman çevredekilerin ismini söylemesi üzerine tanıdığını, Elif ŞAFAK aleyhine açılıp Beyoğlu Adliyesinde görülen ceza davasına müdahil olarak katılmak istediğini, dilekçe vererek katılma talep gerekçeleri ile Elif ŞAFAK'm niçin mahkum edilmesi gerektiğine dair beyanlarda bulunduğunu, ancak müdahillik talebinin reddedildiğini,

Sevgi ERENEROL'u Türk Ortadoks Patrikhanesi Başkanı olarak tanıdığını, 2 yıl önce "Bartheloma Dışarı Patrikhane Yunanistan'a Taşınsın" sloganı ile başlatılan imza kampanyasını yürütenlerden biri olduğunu bildiğini, Kemal KERİNÇSİZ ve Sevgi ERENEROL'un da bulunduğunu, 2-3 bin kişinin katıldığı bu mitingde Kemal KERİNÇSİZ, İzmir Barosu Başkanı Nevzat ERDEMİR, ismini hatırlamadığı Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı ve kendisinin konuşma yaptıklarını, kendisinin konuşmasında Türkiye'nin aleyhindeki etnikçi faaliyetleri ve bunlara çanak tutan siyasileri de eleştirdiğini, Sevgi ERENEROL ile bu mitingde tanıştıklarını, Sevgi ERENEROL'un kendisini Patrikhanenin özel bir gününe telefonla davet ettiğini,

Kemal KERİNÇSİZ'i yaklaşık 2 yıl öncesinden tanıdığını, basma da yansıyan etnikçiler aleyhine yaptığı yasal faaliyetleri nedeniyle dikkatini çekerek telefon açıp bu faaliyetlerine nasıl katkıda bulunabileceğini sorduğunu, onun da kendisini gıyaben tanıdığını söylediğini, istanbul'a geldiğinde ziyaretine gittiğini, kendisine Orhan PAMUK ve Elif ŞAFAK davalarına müdahil olarak katılmasının uygun olacağını söylediğini, kendisinin de bu davalara katıldığını, ayrıca Yeni Çağ Televizyonunda yaptığı programlarından birisine konuk olarak katıldığını, zaman zaman telefonla imkan olduğunda da yüz yüze görüşerek Şehit ve Gaziler adına yapılabilecek hukuki faajüyeiler noktasında fikir alışverişinde

bulunduklarını,

[pic]

Kendisinin son bir yıldan itibaren İzmir'de faaliyet gösteren Türk Dünyası Kültür ve İnsan Haklan Derneğinin genel başkan yardımcılığı görevini yürüttüğünü, aynı zamanda bu derneğin Avukatlığını da yaptığını,

3332 sıra numaralı iletişim tespit tutanağındaki; 19.12.2007 tarihinde sıralarında Veli KÜÇÜK'ün cep telefonuna göndermiş olduğu; "RTE/AB.Dullatı G.ve şürekası eliyle parçalanma sürecine itilen T.C.'ni korumak için; milliyetçi/devrimci ihtilal kaçınılmazdır! Bayramnz/2008'nz kutlu... Av.FuatT." şeklindeki mesajda "RTE" ile Recep Tayyip ERDOĞAN'I, "AB.Dullah G." ile Abdullah GÜL'ü, "şürekası" kelimesi ile de bunların taraftarlarını, hükümet üyeleri bürokratları kastettiğini, bu mesajı Veli KÜÇÜK dahil olmak üzeren telefon rehberindeki herkese kurban bayramı ve yeni yıl mesajı olarak gönderdiğini,bu mesajda hükümet politikaları nedeni ile devletin temel kazanımlarının bir bir elden çıkmasından ve ülkenin parçalanma sürecine gireceğinden duyduğu endişe ve eleştirileri dile getirdiğini, mesaj metnindeki ihtilalden askeri ihtilali kastetmediğini, bu kelimeyi mecazi olarak kültürel iktisadi siyasi düzeltme düzenleme ve Türkiye'nin sırtındaki borç kamburunun kaldınlması maksatlı olarak kullandığını, kendisinin şahsen askeri darbelere karşı olduğunu, mesajdaki ihtilal kelimesi ile halkın uyanmasını bilinçlenmesini kastettiğini ve milliyetçi devrimci bir tavırla vaki olabilecek bütün girişimlerin şuurunda hareket eder hale gelinmesini kastettiğini,

0. sıra numaralı iletişim tespit tutanağındaki 11.01.2008 tarihli görüşmeyi Yeni Şafak gazetesi muhabiri Zeynep ÇİFTÇİ ile yaptığını, içeriğinin doğru olduğunu, Muğla Gazetesinde 05-10 Nisan 2005 tarihleri arasında bir röportajı yayınlandığını, Şemdinli olaylan bahane edilerek o zamanki Kara Kuvvetleri Komutanı şimdiki Genel Kurmay Başkanı olan sayın Yaşar BÜYÜKANIT'a yönelik Van Savcısı Ferhat SARIKAYA'nm alet olduğu Mehmet Ali ALTINDAĞ ve benzeri ne idüğü belirsiz kişilerden kaynaklı iftiralan aynntılanyla ortaya koyduğu gibi 1997 ila 2003 yılları arasında Diyarbakır Van ve Hakkari de yargılamaları yapılan Yüksekova Çetesi olarak adlandırılan Subay, Korucu, Korucu Başı ve Özel Harekatçılerin davalannda yaşadıklarını anlattığını,

0. sıra numaralı iletişim tespit tutanağındaki 15.01.2008 tarihli görüşmeyi Bahattin HAYAL ile yaptığını, Avustralya'da bulunan bir yayın kuruluşunun Türkiye'deki temsilcisi olduğunu söyleyen bir bayanın kendisini arayarak Yasin HAYAL'in ailesinin evi, yaşam şartlan ve Yasin HAYAL'in eylemi hakkında konuşmak istediklerini söylemesi üzerine kendisinin Bahattin HAYAL'e bu durumu ilettiğini, onun da oğlu Yasin HAYAL'e yardım ederlerse kabul ederim dediğini, görüşmede herhangi bir suç unsuru olduğunu düşünmediğini,

Arama sırasında ele geçirilen doküman ve bilgisayar kayıtlannın hepsinin altına imzasını atacağını, kendisinin illegal bir faaliyeti olmadığını, yüzlerce dosyanın Avukatı olduğunu beyan etmiştir.

b)-Aramalar da elde edilen deliller;

Aramalarda elde edilen malzemelerin incelenmesinde herhangi bir suç unsuruna rastlanmamıştır.

c)-Telefon görüşmeleri;

Tape: 3332, 19.12.2007 günü saat : 16.03'de Fuat TURGüT'un Veli KÜÇÜK'e gönderdiği mesajda;

"RTE/AB.Dullah G.ve sürekasi eliyle parÇalanma surecine itilen T.C.'ni KORUMAKiÇin;milliyetÇi/devrimci ihtilal KACINILMAZDR! Bayramnz/ 2008' nz kutlu... Av.FuatT." şeklinde,

Tape: 3210, 19.12.2007 tarihi, saat 18 56 saralarında, Sevgi ERENEROL'a Fuat TURGUT'un 0542 203 78 16 numaralı telefonundan göndermiş olduğu mesajda; "RTE/AB.Dullcıh G.ve sürekasi eliyle parÇalhnma^ $~recine itilen T.C.'ni

[pic]

[pic]

■/J^h^A^'

KORUMAKiÇm;milliyetÇi/devrimci ihtilalKACINILMAZDR! Bayramnz/2008' nz kutlu... Av.FuatT." şeklinde Veli KÜÇÜK' e gönderilen ihtilal isteyen mesajın aynısı olduğu,

Tape: 3334, 11.01.2008 tarihi, saat: 21:33 sıralarında Fuat TURGUT ile Zeynep isimli şahıs arasında yapılan telefon görüşmesinde Fuat TURGUT'un " TAYYIP'LE FATİH ÜREK SÖZÜ DEĞİL, YANİ FATİH ÜREK GERÇİ TAYYİP'TEN ELLİ KAT ŞEREFLİ AMA ÇÜNKÜ SADECE KENDİSİNİ SATIYO " ZEYNEP isimli şahsın "AMA ÇOK HAKARET EDİYOSUNUZ YA" dediği,

21.01.2008 günü saat : 14.44'de Hayati ÖZCAN ile Fuat TURGUT arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Fuat TURGUT'un " Hayati'ciğim merhaba" "Şu çocuğun adını soyadını ver bakayım" dediği, Hayati ÖZCAN'm Doğukan DİNÇ ismini verdiği, Fuat TURGUT'un "Doğukan DİNÇ" dediği, Hayati ÖZCAN'ın "Evet abi Ağrı 2'inci Askeri tutuk Cezaevindeymiş şuanda" dediği ve bir süre yoğun olduklarından bahsettikleri Hayati ÖZCAN'ın "Köylerde dolaştık PERİNÇEK'le beraber" "Bir haftadır köylerdeydik yeni geldik bir onların haberleri ile uğraşıyordum abi" dediği, Fuat TURGUT'un "Bizim köy haberimizi dinlemiş mi Doğu Bey" dediği, Hayati ÖZCAN'ın "Vallahi sormadım yalan söylemeyim" "bu haftaki Aydınlıkta senin ilgini çeken haberler olacak Drank Hrant'la ilgili" "...sizinle ilgili değil Hrant'ın bazı kasetleri elimize geçti de" dediği, Fuat TURGUT'un "He çok güzel" "... bende kullanırım Mahkemede onları" dediği, Hayati ÖZCAN'ın "Yani çok önemli Fethullahı kıstıracak bu şeyi kıstıracak Ramazan AKYÜREK'i kıstıracak" "Olağan üstü bilgiler bulduk yani" dediği, Fuat TURGUT'un "Televizyonda röportaj vereceğim orda da kullanırım" dediği,

21.01.2008 günü saat : 16.55'de Hayati ÖZCAN ile Fuat TURGUT arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Fuat TURGUT'un "Kardeş şimdi Ağrı görevsizlik Askeri Mahkemesi Görevsizlik Karan vermiş dosya bir hafta on gün sonra Erzurum Askeri eee Erzurum DGM'de olacak" "Yardım yataklık yani Özel Mahkemede olacak bizim Avukat Ercüment Bey kontrol edecek neyin nesi içeriğine bakacak dosyanın eğer Oğlan böyle bir kasten yani bu şekilde bu yönde düşüncesi fikri zikri katkısı yoksa bizim Ercüment abi yardımcı olacak" dediği, Hayati ÖZCAN'ın "Suç suçluysa eyvallah ama ben çocuğu iyi tanıyorumA" dediği, Fuat TURGUT'un "Sonra İşçi Partili ... ARKADAŞIMIZ DEDİM garanti veriyor PKK'lı olmadığına dair" dediği, Hayati ÖZCAN'ın "Tabi tabi iyi biliyorum canım hele bu çocuk Doğukan adı bile Doğukan yani adını bile Türk Dünyasından çekti babası" dediği, Fuat TURGUT'un "Ben Cd mi istiyorum" dediği, Hayati ÖZCAN'ın "Tamam .. onu gerçi çocuklar birazdan bekliyorum onları gerekeni yapacağım abi" dediği,

18.03.2008 günü saat 15.32'de Fuat TURGUT ile Ufuk...? arasındaki telefon görüşmesinde;

F.TURGUT'un "Devlet çalışıyor Devlet direniyor bizde seyrediyoruz Uğur" "benim o röportajım yayınlanmadı dimi ?" dediği, UFUK'un "ERGENEKON'la ilgili olan yaptığımız mı ?" "Yok yayınlama gereği duymadık" dediği, F.TURGUT'un "ŞEYİN DOĞU BEYİN DİLEKÇELERİNİN BU İŞTE TESİRİ VARDIR İNŞALLAH" dediği, UFUK'un "Hangi dilekçeler ERGENEKON'la olan mı ?" dediği, F.TURGUT'un "Yok yok her konuda yani Partinin hakkında dava açılması" dediği, UFUK'un "Zaten biz üç defa başvurmuştuk biliyorsunuz ?" "Yani benzer şeyler var içerisinde iddianamenin" dediği, F.TURGUT'un "bütün etnikçiler bölücüler nasıl nisadır sürülmüş gibi bağırıyorlar her gün şuanda bile televizyonun her kanalını açsan yok istikrar bozulurmuş LAN VATAN GİDİYOR" "Hapgj^istikrardan söz ediyon yani kuyruğuna basılmış gibi havlıyorlar bütün din tüc^artar|,'||Sft%le#'Ali BAYRAMOĞULLARI sıra sıra dünden beri dehşet bir şekilde karşi prtfp'^and&yi geçtiler" dediği,

[pic]

18.03.2008 günü saat 15.32'de Fuat TURGUT ile X Erkek şahıs arasındaki telefon görüşmesinde;

X erkek şahsın "Yargılamayı durdurmuş." "İşte Hakim bana.." dediği, F.TURGUT'un "bende Tayyip Yargılaması mı durdu ya korktum ya" "ONLARIN YERİ İSTİKLAL MAHKEMESİ" "SIRADAN BİR MAHKEMEDE DEĞİL BENDE ORADA MÜDAHİL AVUKAT OLACAĞIM İNŞALLAH" "TELEFONUM DİNLENDİĞİ İÇİN BİLEREK SÖYLÜYORUM KARDİNAL PAPAZ FETHULLAH'IN POLİSLERİ DUYSUN" dediği,

19.03.2008 günü saat : 14.45'de Fuat TURGUT ile Mustafa ... arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Mustafa'nın "Abi ne haber geçmiş olsun ben Mustafa Safranbolu'dan" "...ikinci kez gözaltına alındığını diye duydum ama serbest bırakıldığını duymayınca panik yaptım" dediği, Fuat TURGUT'un "O Papaz Fethullah'ın televizyonu yalan haber olarak yayınladı onu" dediği, Mustafa'nın "Tamam abi zaten ne yapacak M bu şerefsizler yani ne var ortada yani" dediği, Fuat TURGUT'un "ORTADA ... BÜYÜK BİR SUÇ VAR TÜRK OLMAK" "HELE HELE TÜRKÇÜ OLMAK" "ATATÜRK'Ü SEVMEK" "TÜRK BAYRAĞINI SEVMEK ERGENEKON SUÇLUSU OLMUŞ OLUYORSUN" dediği, Mustafa'nın "Ha evet yani o zaman herkes hepimiz ERGENEKON'cuyuz abi" dediği, Fuat TURGUT'un "Sakın deme seni de gelir alırlar ERGENEKON" dediği, Mustafa'nın "Gelsinler alsınlar anasını s.keyim ben onların ha dinliyorlarsa da gene de analarmı s.keyim" "Tabi analarını bilmem ne yapayım onların şerefsiz ibneler casuslar bu Ülkede baş tacı olacak cibilliyetsizler baş tacı olacak Vatan severler cezaevine düşecek ha sorgulanacak" dediği, Fuat TURGUT'un "Evet şimdi bir Devlet adamı bir Hükümetin başı" "O Ülkenin Vatan severlerinin üstüne gidiyorsa" "Kendi kendine sokan akrep noktasına gelmiş demektir" dediği, Mustafa'nın "Bu devir kapandığı zaman bu işin bitiminde ne olacağını hiç kimse hesabını yapmıyor mu" dediği, Fuat TURGUT'un "ARTIK BİR TÜRK KELİMESİ İÇİNDE TÜRK KELİMESİ BULUNMAYAN ANAYASA KALDI" "Bir de Fethuilah'ı Papaz Fethuîlah'ı Halife olarak çağırmak kalmıştı" "Bizi aldığında malum Tayyip efendi Devlet çalışıyor demişti" "Şimdi de Devlet çalışıyor Mustafa'cığım" "Yani AKP kapatılmazmış niye mahallede çok sevilen adam cinayet işlerse" "Olmaz tutuklanmamak dava açılmamak lafa bakın yani" "MENDERES'İN PARTİSİ DE DEVRİLDİĞİNDE 450'Lİ 400 KÜSUR MİLLETVEKİLİ VARDI" dediği, Mustafa'nın "Bekliyorum abi numaramı kaydet.seni öpüyoruz abi" "Türklere karşı Türk'üz abi hadi görüşürüz abi" dediği,

19.03.2008 günü saat : 15.08'de Fuat TURGUT ile Ruhi ÖZKAN arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Fuat TURGUT'un "ERGENEKON Teröristiyiz ya abi" "Moda şimdi" "PKK'lıları analarının kucağına çağırıyorlar" "Ne Mutlu Türküm Diyenler içeri" "TÜRKLERİN ÜLKESİ OLMAKTAN ÇIKARILIP ONUN BUNUN ÇOCUKLARININ ÜLKESİNE DÖNDÜRÜLMEK ÜZERE İKEN İŞTE ALLAH RAZI OLSUN İNŞALLAH DEVLET ÇALIŞACAK BAKALIM" dediği,

20.03.2008 günü saat 15.04'de Fuat TURGUT ile Savaş...? arasındaki telefon görüşmesinde;

F.TURGUT'un "eğer müsaitse» ee şey TEDAŞ'ta Adnan KOZA var" dediği, SAVAŞ'm "Ha (tamam anlamında)" dediği, F.TURGUT'un "Hani" dediği, SAVAŞ'm "Anladım yarın gideyim hemen" dediği, F.TURGUT'un "Bana bir şey yapacaktı ödeme yapacaktı da" dediği, SAVAŞ'm "Tamam jatfMS^sabjıh direk 08.30 da 09.00 da tepesindeyim merak etme" dediği, F.TURGUT'un "E#birledi ki hailede bildi mi yani öyle şey" dediği, SAVAŞ'm "Tamam" dedfğı, RT^jfcut'un "Şeye gerek yokta hani"

[pic]

>* f. **sL;L#* * - rf_—_______

1 $ 77* -' $J&rm~>t'~7~ 1 _*»-"****%.

dediği, SAVAŞ'm "Tamam oldu abi gider söylerim ne demek" dediği, F.TURGUT'un "De ki Fuat'ın evinin elektiriği suyu bile kesilmiş" dediği, SAVAŞ'm "Tamam" dediği,

21.03.2008 günü saat : 10.02'de Fuat TURGUT ile Batuhan BOZKURT arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Fuat TURGUT'un ".... Muğla'ya geldim şeyden Manavgat'tan" dediği, Batuhan BOZKURT'un "İlhan SELÇUK tutuklandı biliyorsun dimi" "Doğu PERİNÇEK tutuklandı Kemal KILIÇLAROĞLU tutuklandı" "Kemal ALEMDAROĞLU" "Eski Rektör o tutuklandı Derin Devlet ERGENEKON'muş göy a onlar" dediği, Fuat TURGUT'un "BUNLAR İYİCE BUNADILAR YA" "NEYSE TELEFONLA KONUŞMAYALIM BUNLARI hadi seni seviyorum görüşürüz" dediği,

21.03.2008 günü saat: 12.31'de Fuat TURGUT ile Batuhan BOZKURT arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Fuat TURGUT'm ".... üç kişi bu tutuklama değil gözaltı yani Emniyet almış Doğu PERİNÇEKİ, Kemal ALEMDAROĞLU ve şeyi" "İlhan SELÇUK'u" dediği, Batuhan BOZRUKT'un "Bir yerden Cüneyt ARCAYÜREK'i de almışlar diye duydum" "Sekiz kişi daha almışlar" "Gözaltına ya aşağılık adamlar" dediği, Fuat TURGUT'un "Evet artık sende fazla küfür etme senide alırlar daha sonra" "Ciddi söylüyorum artık bunlar Türküm diyene herkesi yavaş yavaş toplatacaklar anlaşıldı" "Atatürkçü bırakmayacaklar piyasada" dediği,

21.03.2008 günü saat : 14.15'de Fuat TURGUT ile Ahmet... arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Fuat TURGUT'un "Sağ ol Doğu beyi de gözaltına almışlar öyle mi" dediği, Ahmet'in "Evet abi maalesef "Genel Başkanı da gözaltma aldılar İlhan SELÇUK Kemal ALEMDAROĞLU, Ferid İLSEVER" "Aldılar bunları abi bizim Serhan BOLLUĞU almışlar Aydınlık Genel Yayın Yönetmeni sanırım" "Ulusal falan basılmış Aydınlık basılmış Ankara Örgütü İstanbul Örgütü Genel Merkez buralar basılmış işte bir sürü belgeye el koymuşlar belgeler evraklara" "Aydınlık belki çıkmayabilir diyorlar ama çıkartmaya çalışacak bizim çocuklar" "Mesnetsiz olduğunu söyledik falan yani onların yıkılacaklarını bunlar kapatılacaklar bunun telaşı ve bu kapatılma davasından sonra" dediği, Fuat TURGUT'un "Kapatılmak umurlarında değil" dediği, Ahmet'in "Bu hareketin olması da çok iyi oldu abi" dediği, Fuat TURGUT'un "Benim Kamu oyuna duyuruyu okudun mu sana geçmiştim" "Aç Avukat Fuat TURGUT kamu oyuna duyurusunu oku" "Resmen bombardıman ettim" "Bunlar şeye Yüce Divana gitmeye

Yüce Divana gitmek korkuyorlar yani Partinin kapatılması umurlarında değil" "

Türkiye'de tarihin en büyük Mahkemesi kurulacak yani" "Hırsızlıklardan şeylerden Devleti soymaktan" dediği, Ahmet'in "Vakıflar Yasaları bilmem neler" dediği, Fuat TURGUT'un "Evet Allah izin verirse ben orada Müdahil Avukatlık yapacağım inşallah" dediği,

21.03.2008 günü saat : 19.36'de Fuat TURGUT ile Savaş.... arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Yapılan ERGENEKON operasyonundan bahsederek, Fuat TURGUT'un "herkes biz Türk olmanın sonuçlarına katlanırız bu yapanlar da Türk milletine düşman olmanın sonuçlarına katlanırlar" dediği, Savaş'm "Yalnız bu Ülkeyi de Atatürk'ten başka kuran olmadı" dediği, Fuat TURGUT'un "Burası Atatürk'ün Ülkesi" "Aldığımız fiyata veririz hiç korkma sen" "Tayyip .... dediği olmayacak ya" dediği, Savaş'm "Yok yok zaten olmaz merak etme sen" dediği, Fuat TURGUT'un "Bunlar Ne Mutlu Türküm Diyenleri tutuklamaya devam etsinler" dediği,

ERGENEKON terör örgütüne yönelik yapılan operasyonları kendi çapında

farklı yönlere çekerek, örgütün sıkça maske olarak kullandığı kutsal değerlere karşı

yapılmış gibi göstermeye çalışması örgütsel bağının • anlaşılması açısından önemli

görülmüştür. , t

[pic]

22.03.2008 günü saat : 11.46'de Fuat TURGUT ile X Erkek şahıs arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Fuat TURGUT'm "Mitinge gidiyorum" " İzmir'de İzmir Barosu olarak şey yapıyoruz bu operasyonları protesto mitingi" dediği, X Erkek şahsın "Bıraktılar mı Fuat abi şeyi İlhan SELÇUK'u ?" diye sorduğu, Fuat TURGUT'un "Gözaltındalar daha" dediği, X Şahsın "İnanamıyorum bu adam canına susamış vallahi nasıl bu şey bu ya" dediği, Fuat TURGUT'un "Evet çıldırmışlar Papaz Fethullah'ı herhalde Halife olarak getirmeye kararlılar bunlar ki ama bu Ülke Atatürk'ün Cumhuriyeti..." dediği, X Şahsın "Allah belasını versin" dediği, Fuat TURGUT'un "Herkes verir Millette verir Allah'ta verir Millette verir" "En azından vicdanen rahatız hiç değilse susmuyoruz ya" dediği,

24.03.2008 günü saat : 19.43'de Fuat TURGUT ile Vesi EKİNCİ arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Fuat TURGUT'un "... DİKEN ÜZERİNDE YÜRÜYORUZ Veysi'ciğim" dediğiveysi EKİNCİ'nin "Geçer bu zor günler inşallah" dediği, Fuat TURGUT'un "İzmir'deyim" "Adana'ya uçacağım oradan dönüşte o Adana'dan şeye geçireceğim" "Mardin'e geçeceğim sana da haber vereceğim geleceksin oraya" dediğiveysi EKİNCİ'nin "ANLADIM KOMUTANLARIM" dediği, Fuat TURGUT'un "BATMANA GELİRİM" dediğiveysi EKİNCİ'nin "EVET SİZİ BEKLİYOR DA O BENİM ŞEY İÇİN" dediği, Fuat TURGUT'un "ALLAH KISMET EDERSE BU BİRKAÇ GÜN İÇİNDE GELİYORUM YA" dediği,

25.03.2008 günü saat : 18.57'de Fuat TURGUT ile Arslan BULUT arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Fuat TURGUT'un "... yazını yeni okuma fırsatı bulabildim" ".. bende aynı yöntemlerle gözaltına alındım" "... diğerlerini beş yıl ediyorsun beni niye bir kenarda bırakıyorsun diye sitem edeyim (gülüyor)" "gönderdiğim bir şey vardı geldi mi faks ?" "onu aslında çok önceden ee internetten nasıl olsa eline geçer diye düşünmüştüm ama sonra bir de aslını yollayayım dedim" "BUGÜN İLHAN SELÇUK'A BİR MEKTUP ATTIM" "ÖYLE BİR ŞEY YANİ EE TELEFONLARIMIZ DİNLENMEYE DEVAM EDİYO TABİ" "BİZ BU ERGENEKON'DAN ÇIKARIZ ABİ" "CUMHURİYET DÖNEMİNİN ÜÇÜNCÜ ERGENEKON'U" "ORDA ZATEN HERHALDE YAZILABİLECEK HER ŞEYİ YAZDIM DİYE DÜŞÜNÜYORUM OKUDUYSAN EĞER" "EE ARTIK ARŞİVİNİZDE KALSIN ÇÜNKÜ BENİM EVİMİN ÖNÜNDE GECE MEÇHUL KİŞİLER GÖRÜYORUM ARABALARIN İÇİNDE" "... polis olmayabilir yani keşke polis olsa tabi ama" "Poliste olmayabilir Arslan'çığım yani bir bakıma ee orda hissettiklerim doğru çıkacak gibi yani beni her an vurabilirler vurdurabilirler bu köpekler" dediği, Arslan BULUT'un "Yani sanmıyorum öyle bir şeye teşebbüs edemezler ya korkma yani" ..Polistir polistir şey yapma bu kadar canını sıkma" dediği, Fuat TURGUT'un Mehmet GÜL'ün cenazesine gittiğinden bahsettiği, orada Ahmet ÇELİK ile karşılaştığını anlattığı ve "Bana sarıldı sen bir kahramansın dedi falan" "...ondan sonra şu soyadının son hecesi fazla dedim ee kim susturmuş susturamamış bilmem ne olmuş bu havaları attınız gazetenin içine ettiniz milli soldan en az beş bin kişi bizim gazeteyi satın alıyo her gün dedim" "O hatsal yok gül gönüllü ülküdaşlartm bilmem ne slogan vari aptal yazılara dedim ee kurban ediyorsunuz gazeteyi" "Ümit ÖZDAG .... hocayla beraberdik o arada ya tanıyacağım tanımayacağım ben Ahmet ÇELİK'im deyince ya niye biz dedim defalarca karşılaştık" "Hafızam zayıfladı herhalde o arada söyledim o arada da Servet duyuyorrrmş söylediklerimi" "Bizim gazeteye ciddi ilgi gösteren mesela ben Türkçüyüm faergün Yeni Çağ'la Cumhuriyet'i de alıyorum dedim Aydmhk'ı da alıyorum aboneyim ee şimdi oızıın gazet^yede aynı kesimlerden ciddi ilgi var sırf Servet'in yüzünden tiraj kaybediyoruz. dedim" J"SohXa # niye şişiriyorsunuz bunu kim susturmak istemişte susturamamış yani susmamiş.stjsturulmayan yazar bu dedim üniversiteyi

bitirene kadar Turgut ÖZ AL'in dedim ee iki de bir biz Turgut ÖZAL hakkındaki görüşlerimiz net ee iki de bir dedim bu fahişe ailesi fahişe Turgut ÖZAL'ı dedim meth ediyo" dediği,

29.03.2008 günü saat : 10.46'de Fuat TURGUT ile Aziz.... arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Fuat TURGUT'un "Sağolasın Aziz sen nasılsın Hakkari'de ne var ne yok" "..bu bişey duydum bizim Kemal'le Milli Eğitim Müdürünü işte kaçmışlar yakalamışlar bilmem ne ne oldu nedir durum" dediği, Aziz'in "Yok bişey" "gazetelerde yazıyo ama bişey yok" dediği, Fuat TURGUT'un "Sen Van'da mısın" diye sorduğu, Aziz'in "Yok ben Hakkari'deyim bugün Van'a gidip geleceğim" "Çocukların çocuklar ee çocukların oturumu var" " (Anlaşılmıyor) demiş işte bugün yarın getirmen lazım bende gidip bitirecem" dediği, Fuat TURGUT'un " önümüzdeki hafta Perşembe günü bana telefon et sana biraz harçlık yollayım" "Emniyet el koydu ya her şeyime biliyorsun" dediği, Aziz'in "Ya s.kerlm emniyet memniyet hepsi şey olmuşlar i.neler olmuş ortalık" dediği, Fuat TURGUT'un " BENİM TELEFON DİNLENİYO KÜFÜR ETME SONRA" dediği, Aziz'in "Dinlesin ne yapacaklar bana" dediği, Fuat TURGUT'un "FETHULLAHCI ŞEYLER NOT ALIRLAR YALNIZ" dediği,

02.04.2008 günü saat : 13.37'de Fuat TURGUT ile E.Zafer DORUK arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

E. Zafer DORUK'un "Yusuf'a ondan ihtar geldi bu Zafer'in mallarını burda şey yaptılar haciz koydular" "Bizde imzaladık onu" "Dört milyar lira abi" dediği, Fuat TURGUT'un "Eyvah, nerede Yusuf ?" dediği, E.Zafer DORUK'un "Yusuf, orospu çocuğu telefonunu kapattı abi" dediği, Fuat TURGUT'un "yeri belli değil mi abi yani bunun" "Ne yapalım peki" dediği, E.Zafer DORUK'un "ABİ AKŞAM AKŞAM ALACAZ ONU ABİ YA YANİ BİŞEYLER YAPACAĞIZ ONA ABİ" dediği, Fuat TURGUT'un "Yine de iyilikçi halletmeye çalışın baba ya" dediği, E.Zafer DORUK'un "Yapmayalım mı bir şey" dediği, Fuat TURGUT'un "YANİ BENİM TELEFONLARIM ZATEN BİLİYORSUN EE 24 SAAT DİNLENİYO BABA" "TAYYİP EFENDİ ÖYLE KARAR VERMİŞ TELEFONLARIMIZ DİNLENİYO BİLİYORSUN" "TABİÎ Kİ YANİ MALUM SEBEPLE" "DOLAYISIYLA BEN HUKUK DIŞINDA BİR ŞEY SÖYLEYEMEM ZATEN" dediği, E. Zafer DORUK'un "ŞEY YAPALIM BİZ NORMAL TELEFONLA GÖRÜŞÜRÜZ"dediği, Fuat TURGUT'un "Bİ ARA BEN ARAMAYA ÇALIŞIRIM BABA" dediği,

d)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;

Şüpheliler Veli KÜÇÜK, Sevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ, Doğu PERİNÇEK ve Hayati ÖZCAN ile irtibatlı olduğu, Sevgi ERENEROL ve Veli KÜÇÜK' e ihtilalin kaçınılmaz olduğuna ilişkin mesaj çektiği, Kemal KERİNÇSİZ ve Sevgi ERENEROL ile birlikte örgütsel etkinliklere katıldığı anlaşılmıştır.

e)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları;

Doğu PERİNÇEK'in Emniyet İfadesinde;

"Fuat TURGUT'u Apo davasında Avukat olarak gazetelerden tanıdığını, Fuat TURGUT'un internetten sık sık açıklamalarının dolaştığını, işçi Partisine üye olmak için izmir'den başvuruda bulunduğunu Ancak başvurusunun reddedildiğini" beyan etmiştir

Sevgi ERENEROL Emniyetteki ifadesinde;

"Fuat TURGUT'la 2006 yılında İzmirde yapmış oldukları etkinlikte tanıdığını

birkaç kez kendisi ile telefonla konuştuğunu 19.12.2007 tarihinde Avukat Fuat TURGUT

tarafından gönderilen "RTE/AB.Dullah G.ve sürekasi eliyle parÇalanma s~recine itilen

T.C.'ni KORUMAKiÇin; milliyetçi/devrimci ihtijgl KACINILMAZDR! Bayramnz/2008'nz

kutlu... Av.FuatT." aldığını ancak neden M[~~tarzf~ifade kullandığını bilmediğini" beyan

etmiştir. /' - *_ } --

[pic]

" Fuat TURGUT'U tanımadığım, Fuat TURGUT'dan kendisine uRTE/AB.Dullah G.ve sürekasi eliyleparÇalanma surecine itilen T.C.'ni KORUMAKiÇin; milliyetçi/devrimci ihtilal KACINILMAZDR! Bayramnz/2008'nz kutlu... Av.FuatT" şeklinde bir mesaj geldiğini hatırlamadığını" beyan etmiştir,

Tanık Zihni ÇAKIR ifadesinde ;

"Fuat TURGUTu 1996-1997 yıllarında tanıdığını, Taner ÛNAL'ın inşaatla iştigal eden şirketlerinde alacağı ile ilgili konularda çok yakın arkadaşı diyerek tanıttığını, Fuat TURGUT'un Kızılay Karamürsel arkasında Şehit Adem Yavuz Sokak üzerinde bulunan Turan Yapı A.Ş. ve Osmanlı Yapı A.Ş. 'ye ait büroda görüştüğünü, o dönemlerde sadece Avukat olarak tanıdığını, İzmir Barosunun bu şahsı atmak istediğini öğrendiğini, operasyon sonrasında ERGENEKON ile bağlantılı olduğunu öğrendiğini,'''' beyan etmiştir.

Şüpheli Fuat TURGUT'un telefon ve sim kart kayıtları incelendiğinde;

Kemal KERİNÇSİZ05322143354, Kemal KERİNÇSİZ 05332949190, Emin

GÜRSES 05322066768Veli KÜÇÜK 05336439665, Hayati ÖZCAN 05334452610 Şeklinde soruşturma kapsamında bulunan şahıslara ait telefon numaralarının kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.

f)- Şüpheli Fuat TURGUT'un Hukuki durumunun değerlendirilmesi;

Şüpheli Fuat TURGUT'un yasadışı ERGENEKON terör örgütü mensuplarından yeli KÜÇÜK, Sevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ, Doğu PERİNÇEK ve Hayati ÖZCAN ile örgütsel irtibat halindedir.

Şüpheli Fuat TURGUT Cumhuriyet Başsavcılığımızda alman ifadesinde: "Kemal KERİNÇSİZ'i yaklaşık 2 yıl öncesinden tanıdığını, basma da yansıyan etnikçiler aleyhine yaptığı yasal faaliyetleri nedeniyle dikkatini çekerek telefon açıp bu faaliyetlerine nasıl katkıda bulunabileceğini sorduğunu, onun da kendisim gıyaben tanıdığını söylediğini, İstanbul'a geldiğinde ziyaretine gittiğini, kendisine Orhan PAMUK ve Elif ŞAFAK davalarına müdahil olarak katılmasının uygun olacağını söylediğini, kendisinin de bu davalara katıldığını, ayrıca Yeni Çağ Televizyonunda yaptığı programlarından birisine konuk olarak katıldığını, zaman zaman telefonla imkan olduğunda da yüz yüze görüşerek Şehit ve Gaziler adına yapılabilecek hukuki faaliyetler noktasında fikir alışverişinde bulunduklarını" beyan etmiştir.

Şüpheli Fuat TURGUT bu beyanında belirttiği gibi; Yasadışı ERGENEKON terör örgütünün hukuk birimi sorumlusu olan şüpheli Kemal KERİNÇSİZ ile irtibatlı olduğunu fikir ve amaç birlikteliğinin bulunduğunu kabul etmiştir. Ayrıca Kemal KERİNÇSİZ tarafından kendisine, Orhan PAMUK ve Elif ŞAFAK davalarına müdahil olarak katılmasının uygun olacağının söylenmesi üzerine, İzmir ilinden İstanbul'a gelerek bu davaları takip etmiş, kendi beyanına göre Elif ŞAFAK hakkında açılan davaya müdahillik dilekçesi vermiştir. Buradan da şüpheli Fuat TURGUT'un ERGENEKON terör örgütünün hiyerarşik yapısı içinde özel görevi haiz olan Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ ile birlikte faaliyet yürüttükleri, örgütün talimatlarını birebir yerine getirdiği kanaatine varılmıştır.

Şüpheli Fuat TURGUT ifadesinde: "Veli KÜÇÜK'ü basında çıkan dedikodulardan tanıdığını, kendisine sempati duyduğu için 3-4 ay önce Kemal KERİNÇSİZ' den telefonunu alıpyüzyüze görüşüp tanışmak istediğini söylediğini, onun da Bilecik'te olduğunu, istanbul'a geldiğinde uygun bir zamanda görüşebileceklerini söylediğini, kendisi ile bütün temasının bu kadar olduğunu, bunun dışında hiçbir şekilde telefonla, mesajla, konuşup görüşme şeklinde bağlantısı olmadığını, ancak ismi telefon rehberinde kayıtlı olduğu için milli ve dini günlerde herkese attığı matbu mesajı ona da atmış olabileceğini, kendisi ile yüz yüze hiç görüşmediklerini, ancak imkan olsa görüşüp elini öpmek isteyeceğinf beyan etmiştir.

ERGENEKON/q-ör^örgutünün%c 1RR2İ 4~. l-'f ^i

Şüpheli Fuat TURGUT'un yüzyüze görüıjfiedjği ^atteak imkan bulsa elini öpmek istediği Veli KÜÇÜK, Yasadışı ERGENEKON^erör^örgötünür^öneticisi konumundadır.

[pic]

Şüpheli Fuat TURGUT bu sözleri ile aralarındaki fikir ve amaç birliği ile hiyerarşik durumu ortaya koymuştur.

Ayrıca, şüpheli Fuat TURGUT'un telefon ve sim kart kayıtları incelendiğinde;

Kemal KERİNÇSİZ- 05322143354, Kemal KERİNÇSİZ- 05332949190, Emin

GÜRSES- 05322066768Veli KÜÇÜK- 05336439665, Hayati ÖZCAN- 05334452610 şeklinde diğer şüphelilere ait telefon numaralarının rehberinde kayıtlı olduğu tespit edilmiş olup, şüpheli Fuat TURGUT'un Veli KÜÇÜK, Emin GÜRSES, Kemal KERİNÇSİZ ve Hayati ÖZCAN ile örgütsel irtibatlı olduğu anlaşılmıştır.

Şüpheli Fuat TURGUT, 25/01/2008 tarihinde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki sorgusu sırasındaki beyanında: " Nusaybin 'li bir vatandaşın isteği üzerine kamuoyunda Yüksekova çetesi olarak bilinen davada sanıkların müdafiliğini yaptığı, ayrıca Hrant DİNK 'in öldürülmesi olayından sonra cinayetin azmettiricisi olarak yargılanan Yasin HAYAL'in Avukatlığını yapması için Pelitli Belediyesi basın Danışmanı aracılığı ile biraz da medyatik olmasının etkisi ile aranarak sanığın avukatlığını üstlenmesinin istenildiğini, kendisinin de fakir olduğu söylendiğinden Yasin' in müdafiliğini savunma görevini kabul ettiğini" belirtmiştir.

Şüpheli Fuat TURGUT, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde derdest olan Hrant DINK'in öldürülmesi davasında Yasin HAYAL'in Avukatlığını yaptığı, bu görevi icra ederken şüpheliler Veli KÜÇÜK ve Kemal KERİNÇSİZ' den bahsederken "can dostum Kerinçsiz, sevgili paşam Veli Küçük" şeklinde hitapta bulunduğu, bunun karşısında maktul Hrant DİNK ve yakınlarından bahsederken "Ermeni ölüsü, Türk düşmanı, Kuduz Ermeniler, etnik çeteciler, pislikler, etnikçi pislikler ve eli kanlı Brüksel lahanası" gibi ifadeler kullandığı, yine Adliye önünde basın mensuplarına "Karen Fogg, Claudia Roth, enişteleri Joost Lagendijk geldi mi? Hrantçılarm anaları var, enişteleri var. Malta memurları burada mı? Hepimiz Ermeniyiz diyen güruh nerede? Onlar da dışarıda mı? Allah hepsini Hrantlarına kavuştursun! İnşaallah Hrant ile birlikte haşrolurlar! Bu, bugünkü duruşmadan önce onlara yaptığım duadır..." şeklinde tahrik edici konuşmalar yaptığı tespit edilmiştir. Hrant DINK'in öldürülmesi hem ülkemizde hem de yurtdışında nefretle karşılandığı halde şüpheli Fuat TURGUT'un bu tavır ve davranış şekli normal olmayıp ERGENEKON terör örgütünün amaç ve faaliyetlerine uygun hareket ettiği kanaatini oluşturmuştur.

Şüpheli Fuat TURGUT; Sevgi ERENEROL ve Veli KÜÇÜK'e ait telefonlara: "RTE/AB.Dullah G.ve sürekasi eliyle parÇalanma s~recine itilen T.C.'ni KORUMAKiÇin; milliyetçi/devrimci ihtilal KACINILMAZDR! Bayramnz/2008'nz kutlu... Av.FuatT şeklinde mesaj çekmiştir.

Burada Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı sayın Recep Tayyip ERDOĞAN ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sayın Abdullah GÜL ve ortakları eliyle Türkiye Cumhuriyeti'nin parçalanma sürecine itildiğini, Türkiye Cumhuriyetini korumak için milliyetçi/devrimci ihtilalin yapılması gerektiğim içeren bu mesajı cep telefonu rehberinde kayıtlı tüm şahıslara gönderdiği anlaşılmıştır. Türk Dil Kurumu Sözlüğünde İHTİLAL kelimesi: "(1) Bir ülkenin siyasal, sosyal ve ekonomik yapısını veya yönetim düzenini değiştirmek amacıyla kanunlara uymaksızın cebir ve kuvvet kullanarak yapılan geniş halk hareketi, devrim (2) Kargaşalık, düzensizlik, karışıklık ve (3) Köklü değişim, devrim" olarak, Türkçe sözlükte ise; " (1) Devletin mevcut yapısını ve iktidar düzenini değiştirmek amacıyla zor kullanılarak yapılan halk hareketi. (2) Hükümet darbesi ve (3) Kargaşalık, düzensizlik" anlamlarına gelmektedir. Şüphelinin eğitim durumu ve toplum içindeki konumu dikkate alındığında kullandığı kelimelerin ne anlama geldiğini bilmemesi mümkün değildir. Yasadışı ERGENEKON terör orgutu mensuplaıınm sürekli olarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini yıpratmak ve ortadan kaldıım-aya yönelik çalışma ve eylem içinde oldukları iddianamemizin değişik yerlerinde sıklıkla^anlMılmıştır "Şüpheli Fuat TURGUT'un

[pic]

[pic]

L'< ^ /

kaçınılmaz olarak ifade ettiği milliyetçi/devrimci ihtilal beklentisi aynı zamanda örgütün beklentisi ve amaçlarından biridir. Mevcut Anayasamızda bir hükümetin ne şekilde kurulacağı ve ne şekilde görevinin sona ereceği kurallara bağlanmıştır. Demokratik bir sistemde halkın iradesinin sandıkta belirleneceği herkesin malumudur. Ancak şüphelinin milliyetçi/devrimci bir ihtilal istemesinin düşünce özgürlüğü içinde mütalaa edilmesi mümkün değildir. Düşünceyi açıklamak suç değildir, ancak yakın ve açık tehlike oluşturan, şiddeti çağrıştıran düşünce açıklamalarını ifade özgürlüğü içinde değerlendirmek mümkün değildir. Devletin mevcut yapısını ve iktidar düzenini değiştirmek amacıyla zor kullanılarak yapılan halk hareketi anlamına gelen ihtilal isteği ve bu isteğin 700-800 kişiye gönderilerek çağrı yapılması masum bir düşünce açıklaması olarak değerlendirilemez.

Yine şüpheli Fuat TURGUT, 19/03/2008 tarihli Mustafa ile yaptığı telefon görüşmesinde "....MENDERES'İN PARTİSİ DE DEVRİLDİĞİNDE 450'Lİ 400 KÜSUR MİLLETVEKİLİ VARDI.." şeklindeki beyanı ile diğer Ergenekon terör örgütü mensuplarının da sık sık dile getirdikleri askeri müdahale istemi ve bunun 27 Mayıs 1960 ihtilali gibi olması söylemi ile birebir örtüştüğü görülmüştür

Şüphelinin irtibatlı olduğu, fikir ve amaç birlikteliği bulunan kişiler irdelendiğinde de; şüphelinin beyanlarının çok da basite alınacak bir beyan olmadığı anlaşılacaktır. Yasadışı ERGENEKON terör örgütü mensupları oluşturdukları veya kontrol altında bulundurdukları Sivil Toplum Kuruluşları aracılığıyla yaptıkları gösterilerde ve örgütün talimatı üzerine açılan davalarda, bu davaların görülmesi sırası ve sonrasında yapılan eylemlerde ülkede etnik ayrımcılığı körükleyecek Türk-Ermeni, Türk-Kürt gibi ırkçılığı öne çıkaran ülkedeki huzur ve sükun ortamını bozacak, kardeşlik duygulanın yok edecek yüzyıllar boyu bir arada yaşamış insanlan birbirine düşman edecek, kin ve nefret duygularını kamçılayan, memleketimizde yapay bir kaos ortamının yaratılmasına, istikrarı baltalamaya yönelik girişimlerde bulunduklan görülmüştür. Mevcut Anayasal sistem içinde mer'i mevzuat hükümleri çerçevesinde demokratik seçimle iktidara gelen bir hükümetin, ihtilalle yok edilmesini istemek ve bu yönde ortamın hazırlanması için girişimleri olan bir şahıs veya örgütün; geçmişinde bir çok kez askeri müdahalelere maruz kalmış ülkemizde normal karşılanması düşünülemez. Şüphelinin yaptığı çağrı bireysel bir çağrı olmayıp örgütün amaçlarına ulaşmak maksadıyla yapılmış genel eylem planının uygulamaya konulmasıdır.

Şüpheli Fuat TURGUT diğer örgüt mensuplarının yaptığı gibi her fırsatta Türkiye Cumhuriyeti başbakanı sayın Recep Tayyip ERDOĞAN'a hakaret etmeyi bir vazife görmektedir. Bu cümleden olarak 3334 tape numaralı, 11.01.2008 tarihinde ZEYNEP isimli kişi ile yaptığı görüşmede karşı tarafa bir konuda söz verdiği, bu sözünü teyit etmek için verdiği örnekle ilgili olarak;

"...TAYYİP'LE FATİH ÜREK SÖZÜ DEĞİL, YANİ FATİH ÜREK GERÇİ TAYYİP'TEN ELLİ KAT ŞEREFLİ AMA ÇÜNKÜ SADECE KENDİSİNİ SATIYO.." diyerek Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanını aşağıladığı, dosya kapsamında soruşturmaya konu olan diğer şüphelilerin de her fırsatta devlet büyüklerine karşı aynı tavın takındıkları tespit edilmiş olmakla şüphelinin ERGENEKON terör örgütü mensupları ile aynı görüş ve düşünceyi paylaştığı anlaşılmıştır.

Bu açıklamalarımız ışığında şüpheli Fuat TURGUT'un yasadışı ERGENEKON terör örgütü mensupları ile fikir ve amaç birliğinde bulunarak kendisine örgütün tevdi ettiği görevleri yerine getirdiği ve getınneye hazır olduğu, her zaman ve zeminde örgütün amacını dile getirmekten geri durmadığı böylece şüphelinin yasadışı ERGENEKON terör örgütü ile süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk arz eden organik bir bağ kurarak örgüt üyesi olmak ve halkı hükümete karşı silahlı isyana tahrik etmek suçlarını işlediği yönünde kamu davasının açılmasını gerektirecek derecede şüphe teşkil eden yeterli delil elde edildiği kanaatine varıldığından, şüpheli Fuat TURGUT'un üzerine atıb eklemlerine uyan 5237 Sayılı

[pic]

TCK'nun 314/2, 313/1 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. ile TCK'nun 53, 54/1, 58/9 ve 63. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.

58- ŞÜPHELİ HAYRETTİN ERTEKİN

a)-Emniyet ifadesinde;

"1960 yılında Develi'de doğduğunu, İlkokulu, Kayseri Develi, orta ve lise öğrenimimi İstanbul Vefa lisesinde tamamladığını, Yüksekokulu ise İstanbul üniversitesi Hukuk Fakültesinde okuduğunu, Daha sonra 1987 yılında Azerbaycan ülkesinde Baku İlimler Akademisinde Bilişim üzerine doktora yaptığını, 1983 yılında askerliğini yaptığını, Askerliğini İstanbul-Siirt-Şırnak ve Ankara Genel Kurmay Başkanlığında yaptığını, Terhis olduktan sonra İstanbuP'a geri döndüğünü ve kuyumculuk işine devam ettiğini, Halen de bu iş ile meşgul olduğunu, Aynca Bulgaristan ülkesinde Enternet Grup isimli firmanın %50 ortağı olduğunu, Diğer ortağının ise İlyas KOCAARSLAN olduğunu, Bu şirketin faaliyet alanının elektrik elektronik üzerine olduğunu, yine Medya Dünyasında Business TV kanalının %20 ortağı olduğunu, Diğer ortağının Semih SADİ olduğunu, ERTEKİN kuyumculuk Tic. San. Ltd. Şti'nin %80 hissedarı olduğunu, %20 hissenin ise kardeşlerinden birine ait olduğunu, Aynı anne ve babadan olma 6 kardeşinin olduğunu, Pasaportunun olduğunu, Yurt dışma ticari amaçlı çıkışları olduğunu, Sabıkası olmadığım, Bağ-kur emeklisi olduğunu,

Kendi adına kayıtlı 0 542 433 07 71 numaralı telefonu kullandığını, Başka telefon kullanmadığını,

Bahsettiğim iki şirket ortağı olduğunu, Balıkesir Ayvalık ilçesinde yazlığı bulunduğunu, Oturduğu evin kendisine ait olduğunu, 34 V 2109 plakalı BMW marka otosu bulunduğunu, Çin ülkesinde Balestra isimli şirketin %50 ortağı, Tayland da İshak Silver LTD. ŞTİ nin %80 ortağı olduğunu, herhangi bir kamu kuruluşunda görevi olmadığını,

1996 yılında Mali Şube Müdürlüğünün yapmış olduğu Kredi kartı ile ilgili operasyonda yakalandığını, Ancak bu olayı yanında çalışan Eylem CÜLCÜLOĞLU isimli şahsın yaptığının anlaşıldığını, bu olaydan 3 ay tutuklu kalıp tahliye olduktan sonra beraat ettiğini,

Veli KÜÇÜK, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Sevgi ERENEROL, Güler KÖMÜRCÜ, Sami HOŞTAN, Ali YASAK, Mehmet Fikri KARADAĞ, Hüseyin Gazi OĞUZ, Oğuz Alparslan ABDÜLKADİR, Raif GÖRÜM, Hüseyin GÖRÜM, Ümit OĞUZTAN, Erdal İRTEN, Kemal KERİNÇSİZ, Engin ZORBA, Murat ÖZKAN, Satılmış BALKAŞ, Mehmet BOĞAZKAYA, Erol ÖLMEZ, Emin Caner YİĞİT, Cemal YİĞİT, Yusuf GÖRÜM, Kahraman ŞAHİN, Müzeyyen ŞEN, Ayşe Ceylan GEÇYOL (KIYAK), Yılmaz KARTAL, Anatoli MADJAR, Erkut ERSOY, Fuat TURGUT, Ahmet CEYHAN isimli şahısları tanımadığını, bu şahıslar ile hiç bir ilgi ve alakasının olmadığını,

ERGENEKON örgütünü tanımadığını, ne yaptıklarını da bilmediğini, ne suç işlediklerini de bilmediğini, öyle bir bilgisinin olması durumu olsa muhakkak TCK'nun 221. maddesinden faydalanacağını, yasa kendi lehine ise faydalanmak istediğini,

Genelkurmay Başkanlığında, yani Askeri üst düzey personelden, Emniyet Genel Müdürlüğü üst düzey personelden ve Milli İstihbarat Teşkilatından üst düzey personelden hiç kimseyi tanımayıp hiçbir ilişkisinin olmadığını,

Muzaffer TEKİN"i tanımadığını, ancak rahmetli olan Bahadır TETİK' in devre arkadaşı olduğunu, Tarihten 4-5 yıl önce bir çay bahçesinde kendisi ile otururken Bahadır TETİK"in Muzaffer TEKİN ile telefonda konuştuğunu, yanımda bir kuyumcu arkadaşım var, tanış dediğini ve telefon ile Muzaffer TEKİN ile merhabalaştığmı, başka bir görüşmesinin olmadığını,

Oktay YILDIRIM ve Alparslan ARSLAN"ı tanımadığmı,

Semih Tufan GÜLALTAY' ı tanımadığını, Eıpe'GÜLAETAY' ı tarihten iki ay önce Çin'de fuarda tanıdığını, Çin'de tercümanlığını yapan, Murat KILIÇ vasıtası ile tanıştığını,

[pic]

'l/Ç^^h^A--

Semih Tufan GÜLALTAY'm kardeşi olduğunu bilmediğini, kendisi ile hiçbir ilişkisi olmadığını, ara sıra telefonda görüştüklerini, bir kere Çin'de Çin-Türk iş adamları derneği kurmayı teklif ettiğini ancak kendisinin kabul etmediğini,

Tuncay GÜNEY'i tanımadığını, Tuncay Güney'e "illegal olaylar ile ilgili genel raporum" şeklinde bir rapor düzenleyip vermediğini,

Tuncay Güney 2001 yılında gözaltına alındığında yapılan aramalarda "illegal olaylar ile ilgili genel raporum" şeklinde 11 sayfalık sonunda 10:44 17.06.2000 Hayrettin ERTEKİN ibareleri ile biten belgeleri hazırlamadığını, 2000 yılında da depremden dolayı hastanede olduğunu, oğlum ile birlikte 9 ay tedavide kaldığını, böyle çıkıp rapor hazırlamasının mümkün olmadığını, belgenin içeriğinde, susurluk çetesi, Mesut Yılmaz'm Cumhurbaşkanı Süleyman Demire!'e bazı devlet görevlilerinin uyuşturucu kumarhane, haraç vb. konulardan bilgisi olmadığını, ilgilenmediğini, internet ortamında bulunabilecek bilgiler olduğunu,

Tuncay GÜNEY ve telefonunun yazılı bulunduğu ajanda sayfası gösterildiğinde hatırladığını, gazeteci olarak 1996 yılında röportaj yapmak için geldiğini, kendisine telefonunu verdiğini, röportajı kabul etmediğini, Kanal 7 ile röportaj yaptığını,

Develiler Derneğinde herhangi bir görevinin olmadığım, İnternette yayınlanan haberlerin tamamen uydurma ve kendisi ile hiçbir alakası olmadığını, kötülemek ve karalamak maksadı ile yapılmış bir haberler olduğunu,

Milli Savunma Bakanlığında 1983 yılında askerliğini yaptığı dönemde Ceyhun Fikret ARAT' m yardımcısı olduğunu, Milli Savunma eski Bakanı Haluk BAYULKEN ile beraber Nato ve Brüksel Nato Karargahlarında çok ziyaretlerinin olduğunu, kendisinin danışman olarak katıldığını,

Melehat ÜZÜMCÜ' yü tanıdığını, kendisini eski Mali Şube Müdürü Salih GÜNGÖR emekli olduktan sonra onun sayesinde tanıdığını, herhangi bir husumetinin olmadığını, tarihi eser konusundan haberinin olmadığını,

Bu konunun 5 yıl önceki bir olay olduğunu, hatırlamasının mümkün olmadığını, mahkemesi görülmüş, davanın sonuçlandığını, söylemesi gerekenlerin tamamını mahkemede söylediğini,

Melahat ÜZÜMCÜ ile Veli KÜÇÜK arasında bir husumet olup olmadığı konularını bilmediğini,

Güler KÖMÜRCÜ'yü tanımadığını, hiçbir şekilde görüşmüşlüğünün olmadığını, Güler KÖMÜRCÜ' nün kendisi hakkında araştırma yapmasının sebebinin Can ATAKLI'nın kendisine Güler KÖMÜRCÜ' nün televizyonda bir program yapmak istediğini söylediğini, kendisini de Can ATAKLI'ya bu kadını televizyona sokmamasını söylediğini, bu nedenle onun da kendisi aleyhine bu şekilde davranmış olabileceğini, Güler KÖMÜRCÜ' nün kendisi hakkında bir numaranın kankasıyım diyerek herkesi dolandırdığı iddiasının Güler KÖMÜRCÜ'nün uydurması olduğunu, Bir numara diye bahsedilenin kim olduğunu bilmediğini, kimseyi dolandırmadığını,

Tape :1715, 22.12.2007 tarihi saat:20.12 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHIS arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Bu görüşmeyi hatırlamadığını, bu görüşmeyi başka birinin yapmış olabileceğini,

Tape -.1716, 24.12.2007 günü saat:16.27 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X Bayan arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Görüşmeyi hatırlamadığını, akşama kadar 100 kişiyle yada daha fazla kişiyle konuştuğunu,

Tape :1740, 31.12.2007 günü saat : 18.50 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Yılmaz.... arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Görüşmeyi yaptığı kişinin Etlik'te Eczacılık yapan öz dayısının oğlu Yılmaz KIRICI olduğunu, akrabalık ilişkisi haricinde başka bjg alışkısının olmadığını, Yalçın

Paşa"nm Busines Tv kanalında yönetim kurulu üyesi olan Yalçın ÖZŞER olduğunu, Ali Bey in Ali BARANSEL olup, Kendisi müsteşarlığa yakıştırdığı için bu şekilde hitap ettiklerini,

Tayyip ERDOGAN'ın politikalarını beğendiği için ve memlekete hizmet ettiği için hükümet yanlısı programlar yapılması için karar aldığını,

Yılmaz,"m yönetim kurulundaki Yalçın ÖZŞER, Ali BARANSEL ile birlikte yemek yediklerini, Başta Rıza KÜÇÜKOGLU olmak üzere başka kanallara çıkıp hükümet aleyhtarı konuşmalar yapmamaları için ikaz etmiş olduğunu, Onlardan bi tanesinin Rıza KÜÇÜKOĞLLP'nun bu şekilde bir televizyon kanalına çıktığı için Rıza'nm işine son verdiğini,

Tape :1774, 03.01.2008 günü saat:11.19 sıralarında Hayrettin ERTEKİN/X Bayan ile Emre GÜLALTAY arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Tekirdağ taraflarında derken daha önceden messanger'den bir akrabasının Tekirdağ'da tutuklu olduğunu, davasının açılmadığını söylediğini, kendisinin de avea da çalıştığını ancak ne görev yaptığını bilmediği Ayhan DAŞGIN'ın binbaşı olan abisinin de davasının açılmadığını, bu görüşme sırasında Ayhan'da yanında olduğu için bu görüşmeyi yaptığım,

Muzaffer TEKİN ile hiçbir ilişkisinin olmadığını, Özel Kuvvetlerden olan binbaşı olarak söylediğinin, arkadaşı olan Ayhan DAŞGIN'ın ağabeyi olduğunu, malum vatandaş, uzun boylu Ankara'da ki Kasımpaşalı derken dayısının oğlu Yılmaz'm yanında çalışan uzun boylu, elinde teşbih taşıdığı için Kasımpaşalı diye tabir ettiği, emekli bir başkomiser olduğunu, ismini hatırlamadığını,

Polisler askerlerden rahatsız olduğu için binbaşı tutuklanmış, onu söylemiş olabileceğini,

Tape :1745, 03.01.2008 günü saat : 18.55 sıralarında Hayrettin ERTEMİN ile Y. O. arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Bu görüşme ile sorulan sorulara cevap vermek istemediğini, İki arkadaş arasında o günkü bombanın yani Diyarbakır'da patlayan bombanın vermiş olduğu etki ile yaptığı talihsiz konuşma olduğunu,

Tape :1750, 22.01.2008 günü saat : 11.42 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X Şahıs arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Görüşmeyi yaptığı kişiyi hatırlamadığını, Yurt dışından geldikten sonra birine sormuş olabileceğini, Ercüment ile ilgili konuyu hatırlamadığım, Veli KÜÇÜK ve diğerlerinin göz altına alınması ile ilgili Haber türk flaş haber geçtiğim, kendilerinin de flaş haber diye geçeceğini, doğruluğunu teyit ettirmek için aramış olabileceğini, Celal isimli kişinin Business kanalda muhabirlik yapan kişi olduğunu, görüşmeyi yaptığı kişi Cemal'i aramış veya o onu aramış olabileceğini, Bu şekilde tahmin ettiğini, 505 369 45 46 nolu telefonu hatırlamadığım,

Tape :1751, 22.01.2008 günü saat : 12.26 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Kürşat...? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Görüşmeyi yaptığı Kürşat'm emekli general olan Kürşat ATILGAN olduğunu, kendisi ile arkadaşlık ilişkileri olduğunu,

Veli KÜÇÜK' ü kimsenin sevmediğini, örgüt kuracak bir kapasitede olmadığını, Silahlı kuvvetlerde sevilen bir kişi olmayıp nasıl general olduğunu hala anlamadığını,

Veli Küçük'ün Silahlı Kuvvetler içersinde çok sevilen birisi olmadığını Business TV yönetim kurulunda olan general Yalçın ÖZÇER ve Rıza KÜÇÜKOGLU'nun söylediğini,

Tape :1752, 22.01.2008 günü saat : 13.47 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Hayrettin ALP arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Hayrettin ALP ile hiçbir ilişkisinin olmadığını,^ şahsın. ocak başı restaurantı olup iki kere oraya gittiğini, yaklaşık 10-15 yıldır tanıdığını, b^şlca bı-r ilişkisinin olmadığnı,

[pic]

ERGENEKON operasyonunda yakalanan şahıslar ile Hayrettin ALP'in arasındaki ilişkiler hakkında biçbir bilgisinin olmadığını, Hayrettin ALP'e espiri yoluyla takıldığını, O'nun da kendisine espiri mahiyetinde seni almadılar mı diye sorduğunu, gülüştüklerini ve olayın bu kadar olduğunu,

"Yakında Bana Da Gelirler" Derken telefonunun dinlendiğini bildiği için söylediğini, telefonunun dinlendiğini hissettiğini,

"Onlar Bilirler Kime Gideceklerini" Derken onlar derken polisi kastetmek olduğunu, yani polisin iyi çalıştığını, suçluların üzerine gideceklerini ima ettiğini,

Operasyonun olduğu ilk günü bu kadar bilgiyi bilmesinin kaynağı olarak televizyonu olan Business TV ye gelen bilgilerden, televizyon ve internetten bilgi edindiğini,

Veli Paşayı hangi konuda kimlerle birlikte ikaz ettikleri hususunda Silahlı kuvvetlerin içersinde bulunan düzgün kişiler Veli KÜÇÜK' ü ikaz ettiklerini söylediklerini, Sağda solda çok illegal işlerle uğraştığı yönünde duyumunun olduğunu ancak söyleyen kişileri şu anda hatırlamadığım,

Veli KÜÇÜK'ten hangi işleri bırakmasını istedikleri, yanma kimleri aldığından rahatsızlık duydukları hususunda Veli paşayı tanımadığı için bu şekilde bir söylemde bulunamayacağını, kelimeyi yanlış kullanmış olabileceğini,

Veli KÜÇÜK'ü hangi paşaların ne ile ilgili ikaz ettiği hususunda kendisinin ikaz etmediğini, Sadece paşaların ikaz ettiği yönünde duyum aldığını,

Bahsettikleri İsmail'in kim olduğu ve ilişkileri hususunda yanında çalışan bir emlakçı kızın telefon açtığını, İsmail'in kiralık bir yeri olduğunu, Bu kiralık yerde Hayrettin ALP' in işyerinin yanında bulunduğunu, bununla ilgili araştırma yapıldığını, İnsan kaçakçısı olduğunu öğrendiklerini, kendisini bunu Hayrettin ALP' e sorduğunu, Ancak sonucunu hatırlamadığını,

Tape :1753, 22.01.2008 günü saat : 1931 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X Şahsın arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Görüşmeyi yaptığı şahsın Adını bilmediği halen görevde olan bir general olduğunu, General de olmayabileceğini, Kim olduğunu hatırlamadığı için ilişkisini bilemeyeceğini,

ERGENEKON operasyonu kapsamında gözaltına alman kişiler için onlar rahat durmayan yaramaz tipler diye bahsetmesi hususunda Biri kumarcı, biri kaçakçı, biri kabadayı, biri mafya, her türlü içlerinde adam olduğunu, Bunların devletle veya milliyetçilikle ne ilgisi olabilir diye düşündüğünü, kafasında ki devlet anlayışı hukuk düzeni ve demokrasi düzeni ve demokratik yaşam biçimi olduğunu, bunlarla ilgili gazetelerde okuduğu haberlerden öğrendiğini, Yani gidip Danıştay da hakimleri öldürmüşler, gitmişler cumhuriyet gazetesini bombalamışlar, mesala el bombası yakalanmış ne alakaları var el bombalan ile bunlan anlamadığını, Emekli olmuş bir paşanın evinde oturması gerekirken böyle illegal işlere bulaşmış adamlarla ne işi olabilir, tasvip etmediği için ve tanımadığı için çok sevinçli olduğunu,

Bunlara bir ders olur derken Cezalarını bulurlar, ortalıkta daha fazla dolaşmazlar diye düşündüğünü,

Tape :1754, 24.01.2008 günü saat : 12.01 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile Nurettin...? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Nurettin'in bahsettiği askerin avukat olduğunu, Soy ismini bilmediğin, Avukatı Lütfü bey DGM de bir dava var, davaya baksın neyse parasını verelim dediğini, Lütfü bey ile görüştüğünü, Oda davaya bakamayacağını söylediğim, Lütfü bey daha önce Nurettin söylemiş olduğu bir dava dosyasını incelediğini, Parasını vermediklerini, Onun için bu şekilde görüştüğünü,

Ağa diye bahsedilen kişinin Nurettin'in Diyarbakır veya Mardinli birine ağa diye

[pic]

Geçen sefer kime karşı hangi konuda mahcup olduğu hususunda Lütfü beye mahcup olduklarını, Davanın hangisi olduğunu bilmediğini,

Nurettin'in kendisine ağa'yı sorduğu, kendisinin ise Nurettin'in tanıdığı bir şahıstan bahsettiğinde aradaki çelişki hususunda Nurettin'in Lütfü bey için bu şekilde tabir kullanmış olabileceğini, dosyası inceleyecek kişinin Lütfü Bey olduğunu,

Tape :1755, 24.01.2008 günü saat : 12.37 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile

Nurettin ? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Nurettin'in bulunduğu yere gitmek istemesinin sebebinin Lütfü beyle DGM de buluşacaklarını, Onları orada buluşturacağını, Ancak DGM de çok tanığı olduğunu söyleyerek başından savmak istediğini, Yani DGM ye gitmeyip ofisinde buluşmak istediğini, Kameralardan kendisini görenlerin kim olduğu, bu kişilere görünmek istememesinin sebebinin ise kendisini polisler görür diye söylediğini, Yani DGM de bekleyen polisler tanır, Bir yığın muhabbete başlarlar diye bu şekilde konuştuğunu,

Tape :1757, 25.01.2008 günü saat : 10.18 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Nurettin....? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Nurettin'in cezaevine götüreceği kişiyi bilmediğini, bu şahsı karantinaya ne şekilde sokturmayacakları hususunda, Bu işlemi yaptırmadığını, Başgardiyanı aramadığını,

Selahattin Kara'nın hangi cezaevinde başgardiyan olduğu hususunda Selahattin KARA"nm Bayrampaşa cezaevinde başgardiyan olarak görev yapmakta olduğunu, Kendisi ile 1996 yılında üç ay tutuklu kaldığını, O zaman tanıdığım, O tarihten itibaren tanışıklığı olduğunu, Hiçbir ilişkilerinin olmadığını, Abi kardeş ilişkileri bulunduğunu,

Vatan Hastanesinde akciğer filmleri çekmişler haberin olsun derken Televizyoncuların DGM'nin çıkışında girişinde kameralarla o gün herkesi çekmiş olduklarını, kendi televizyonun da görüntüleri çektiğini, bunun için bu şekilde görüştüğünü,

Şifreli görüşmesinin sebebi hususunda, Yanında misafirler olduğunu, Bende DGM kelimesini kullanmamak için bu şekilde konuştuğunu,

Tape -.1758, 25.01.2008 günü saat : 14.35 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Nurettin....? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Seninki kapalıdaymış diye kastedilen kişinin Nurettin'in tutuklanan müvekkilinden bahsettiğini, Kim olduğunu hatırlamadığını,

Kimin telefonlarının ne için dinîenildiği hususunda, Cezaevindeki tüm gardiyanların yani santralin telefonları dinlendiği için tahmin ettiğini, Onun için konuşmamış olabileceğini, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün tutuklanmasını, cezaevinde rahat ettirilmesi ve şifreli konuşması hususunda, kesinlikle sorulan kişi olmadığını, Kendisine söylenen kişi yani tahminen bir otel sahibi olduğunu bildiğini,

Tape :1759, 31.01.2008 günü saat : 17.26 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile

Nuri ? arasındaki telefon göıüşmesi okunup sorulduğunda;

Görüşmeyi yaptığı kişinin avukat Nurettin olduğunu, Nuri'ye sorduğu dosyasının içeriğinin, bu davaya bakması için Lütfü Beyin kendisine söylediği sözleri söylediğini, kıçı başı oynuyor diye bahsettiği kişiyi hatırlamadığını, Bulgar Sedat diye bahsedilen kişiyi Tanımadığını, bilgi sorulduğunu ve hukuki olarak bilgi verdiğini,

Tape:1815/1816, 22.02.2008 günü saat:07.57 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Kaan DUT' a gönderdiği mesaj okunup sorulduğunda;

Kaan DUT'un İş hanın girişinde kuyumcu dükkânı olan arkadaşı olduğunu, Ali'nin kim olduğu, Ali"ye ait atölyedeki şeyin ne olduğu bunu yok etmelerini istemeleri hususunda, Ali"nin aynı handa dükkânında kiracı olan kuyumcu olduğunu, Kendisinin tabancası iş yerinde olduğunu, onu almasını söylediğini, görüşme yaptığı sırada çektiği mesaj hususunda, silahını alması için bu şekilde mesaj çektiğini,

Tape:1817/1818, 22.02.2008 günü saat:07.59 sıralarında Hajrettin ERTEKİN ile X ŞAHSIN gönderdiği mesaj okunup sorulduğunda; "' j

Mesaj gönderdiği kişi ve ısrarla çekmecedekilerinin yok edilmesini istemesi hususunda, Bu mesajı sekreteri Meral'e gönderdiğini, çekmecesinde bir tane kuru sıkı silah olduğunu, Bu nedenle o silahı alıp oğlu Çağrı ya ait iş yerine indirmesini söylediğini, Bu silahın oğlu Çağrı ya ait Metro Kuyumculuk şirketine ait fatura kesildiği için orada bulunması gerektiğini, Daha önce kendisine neden silah bulunduruyorsun diye kızıp kendi bürosuna getirdiğini, Ancak faturasının uygun olduğu yerde bulunması gerektiğini düşündüğü için bu mesajı gönderdiğini,

Erkut ERSOY isimli şahsın 2005 yılında kendisini, internetten tehdit ettiğini, kendisinden haraç istediğini, miktarını hatırlamadığını, kendisine " sana ceza kestik" dediğini, kendisinin de "gelin alın" dediğini, bu şahsı daha sonra araştırdığını, telefonunu bulduğunu, yani internet ortamından İP numarasından kendisini bulduğunu ve tespit ettiğini, kendisine telefon açıp istediği parayı vereceğini söyleyip bürosuna çağırdığını ancak gelmediğini, eğer o şahıs ise anlattığı olayın bu olay olduğunu,

Nispetiye Mahallesi Doğankent Lale C 1 Blok 10/4 Beşiktaş Sayılı Adreste Yapılan Aramada Elde Edilen ve 5 İle Numaralandırılan Cd İçersinde "Polisin Peker Örgütü Şeması Ünlüleri Şok Etti" Başlıklı 4 Sayfadan ibaret yazı içersinde fikir alışverişinde bulunduğu Şahıslar Bölümünde Bulunan Hayrettin ErtekiN, Veli Küçük, Korkut Eken ve Yavuz Kayral yazan belge hususunda; Bunun bir gazete haberi olduğunu, hiçbir fikir alış verişinde bulunmadığını, Sedat PEKER' i tanımadığını, hiçbir ilişkisinin olmadığını, bir kere kendisine Sedat PEKER olduğunu söyleyerek telefon açtığını, ancak o olup olmadığını bilmediğini, kendisinin o sırada uçağa binmek üzere olduğunu ve bu nedenle telefonu kapattığını, Hiçbir fikir alış verişi bulunmadığını, Sedat PEKER, Korkut EKEN, Veli KÜÇÜK, Yavuz KAYRAL ve kendisi arasında ne gibi bir ilişki olduğunu bilmediğini,

Belirtilen Adreste Bulunan Ve 22 Numarası İle Numaralandırılan Cd İçersinde Bir Erkek Şahıs Ve Sedat Peker'in Birlikte Çekilmiş Fotoğrafı Ve Yine Başka Bir Şahsın Elinde Tabanca Ve Türk Bayrağı İle Çekilmiş Fotoğrafı Hususunda; Elinde silah ve Türk bayrağı ile fotoğrafı bulunan kişinin kiracısı Ali' ye benzettiğini, O olabileceğini, Diğer fotoğraftaki şahsın birinin Sedat PEKER olduğunu, medyadan tanıdığı Sedat PEKER' e benzediğini, yanındaki kişiyi bilemediğini,

Sedat Peker' İn Fotoğrafını Bulundurmada Herhangi bir maksadının olmadığını, Bir yerden gelmiş olabileceğini, kendisinde yüzbin adet CD olduğunu, televizyona yüzlerce CD gelmekte olduğunu,

Tape :1595, 27.10.2007 günü saat : 19.24 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile

Murat ?/Emre GÜLALTAY arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Murat isimli şahsın Çin'de ki danışmanı olduğunu, Emre'nin eniştesi olduğunu, Tercümanlığını yaptığını, Başka bir ilişkisinin bulunmadığını,

MSN"den Her türlü yazışma yaptığını, ticari olarak yazıştığını, Suç içerikli yazışmalarının olmadığını, görüşmede bahsedilen hakan'm ortağı olduğu kuyumcu fabrikasında çalışan işçi olduğunu, aralarında patron işçi ilişkisi bulunduğunu, o polisle diye kastedilen kişi ile ilgili, Türk pasaportuna Çin'de vize vermediklerini, Bunun sebebi Türk pasaportlan sahte oluyor diye vemıediklermi, Kendisi de Beşiktaş İlçe Emniyet Müdürlüğünden pasaport aldığını, pasaport ile ilgili Beşiktaş ilçe emniyet den yazı istediğini, Onların da yazıyı Vatan Caddesindeki emniyet müdürlüğünden alınacağını söylediklerini, vakti olmadığı için iade ettiğini, görüşme sırasında yanında Ali Rıza ATAK emekli Emniyet Müdürü ve Misafirlerinin olduğunu, yanındaki şahıslarla Emre GÜLALTAY'm hiçbir ilişkisini olmadığını, ali rıza atak'ı komiserliğinden beri tanıdığım, çok sıkta görüşmediğini, düzgün bir kişi olup ziyaretine geldiğini, bu vesile ile görüştüğünü, Emre GÜLALTAY'in tüccar ve esnaf diye avukatları kastettiğini, bu şekilde şifreli konuşmasının sebebini bilmediğini, kendisini msn de bu şeklide konuştuğu ıçm bıldığm^ hangi avukatları kastettiğini bilmediğini, konuşmalarının şifreli olmadığım, konuşma üslubu öyle ise bilemeyeceğini,

Tape :1608, 06.11.2007 günü saat : 22.18 sıralarında Hayrettin ERTEKIN ile Emre GÜLALTAY arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Emre GÜLALTAY'm mahkemesinde ifade verecek kilit kişinin kim olduğunu bilmediğini, kimsenin gelmediğini, söyleyip öyle kaldığını, Gülaltay'ların mahkemede ifade verecek şahsı kendisine söylemelerinin sebebini bilmediğini, öyle söylediğini,

Tape :1610, 07.11.2007 günü saat : 18.30 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Hakan....? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Görüşmeyi yaptığı Hakan"m Çin"de tercümanlık yapan Murat'ın kardeşi olup hiçbir ilişkisinin olmayıp, Şirketlerinin altlı üstlü olduğu için Çin de tanıdığını, görüşmenin içeriğinden Emre GÜLALTAY'm yanma gidip geldiği hususunda, Emre'nin yanma gidip gelmediğini, bir kere orda karşılaştığını, Onun haricinde de hiç görmediğini,

Tape :1624,13.11.2007 günü saat:10.49 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Emre GÜLALTAY arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

GÜLALTAY kardeşlerin mahkemesini Takip etmediğini, Sadece avukat bulmasını kendisine söylediklerini, o işlerle ilgilenmediği için söylemediğini, o adam diye kastettiği kişinin Emre'nin lehine ifade verecek kişi olduğunu, ancak yanma gelmediğini, Zaten gidip ifade verdiğini ve çekten de aranmadığını Emre"nin söylediğini, Emre GÜLALTAY yurtdışında olmasına rağmen ifadeye gelmeyen şahsın işini ne şekilde hallettiği hususunda, zaten adam aranmadığını, adamın ifadeye gitmemek için bu şekilde söylediğini,

Tape :1681, 28.11.2007 günü saat:15.27 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Emre GÜLALTAY/X ŞAHIS arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

"Öbür şeyleri merak etme oniar yoluna giriyor" demesindeki kastının Memleketteki siyasi durumdan bahsettiğini, Yani yoluna girdiğini söylediğini, Ekonomik durumdan bahsettiğini, Gülaltay kardeşlerin mahkemesini takip ediyorum dediğini ancak takip etmediğini,

Tape :1693/1694, 06.12.2007 günü saat:23.11 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Murat' m gönderdiği mesajda;

Muraf'm Çin"de ki et entegre tesisinde kasap olarak çalışacak çocuk olduğunu, Murat'ın KASAP çok temiz diye bahsettiği Harun KUTSAL'm çekten dolayı aranması olduğundan şüphe duyduğunu, Onu sorduğunu, ancak GBT' ye baktırmadığını, Çünkü Çin'e götürmeye gerek duymadığını,

Tape :1695, 06.12.2007 günü saat:23.16 sıralarında Hayrettin ERTEKİN'in Murat'a gönderdiği mesaj okunup sorulduğunda;

Yarın bakar arkadaşlar diye kastettiği kişileri Televizyondaki çocuklara baktırmak için söyleyeceğini ancak lüzum kalmadığı için söylemediğini,.

Tape :1696, 07.12.2007 günü saat: 12.20 sıralarında Hayrettin ERTEKİN'in Murat..? a gönderdiği mesaj okunup sorulduğunda;

Harun KUTSAL ile ilgili bilgiler hususunda, yanlış söylemiş olabileceğini, bu olayın öyle olmadığını, Muraf'm eskiden yanında çalışmış bir aşçı olduğunu ve konumu ile ilgili sorduğunu, Bu bahsettiğinin başka bir kasap olduğunu, Harun KUTSAL' ı bulduğunu ve nereli olduğunu bilmediğini, Muraf'm telefonunu vermiş olduğunu ve kendisini arayıp bu bilgileri öğrendiğini, Çekin parasını yatıralım dediğini, 20 Milyar olunca yatırmadığım,

Tape :1699, 07.12.2007 günü saat:18.24 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Murat..? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Kasap ile ilgili rutin bir telefon görüşmesi olduğunu,

Tape :1714, 19.12.2007 günü saat: 13.58 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Hakan..? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Hakan"m öyle abi komutanım diye söylediğini yani aklına ne gelirse söylediğini, o aranan adam diye kastettiği şahıs hususundî, TeleVızyona bir konu ile ilgili adam

getireceklerim ancak getiremediklerini, Herhalde getirecekleri kişinin Ali Osman olabileceğini,

Tape :1725, 27.12.2007 günü saat: 14.29 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Emre GÜLALT A Y/Murat..? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Emre GÜLALTAY'ın kendisini arayarak bulunduğu yer ile ilgili bilgi vermesinin tamamen lüzumsuzluk ve boş boğazlık olduğunu,

Tape :1733, 28.12.2007 günü saat: 16,41 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHIS/E.GÜLALTAY arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

İstanbul Jandarma alayına bir er ziyareti için gittiğini, yanında isimlerini bilmediği Kayserf'den gelen akrabalarının olduğunu, bu kişileri bir akrabasının göndermiş olduğunu, Geç gittiği için görüşemediklerini,

Tape :1769, 01.02.2008 günü saat: 13.55 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Emre GÜLALTAY arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

EMRE GÜLALTAY'IN bir demek teklif ettiğini ancak kabul etmediğini, Onlarla hiçbir işe girmeyeceğini, Bu dernek Türk Çin İş Adamları Derneğini Çin"de kuracaklarını, kendisinden para istediklerin ancak kabul etmediğini,

Ortalığın hop oturması hop kalkması durumunda kendisinin bu durumdan Hiçbir şekilde nemalanmayacağım,

Hedef ve .amaçlarının ne olduğu hiç bilmediğini, boş boş konuşmuş olduklarını,

Stratejilerinin ne olduğunu duymadığını, bu görüşmeleri yaparken telefonunu masaya bırakıp dinlemediğini, kimlere karşı stratejik hatalar yaptıklarını bilmediğini,

İkinci Cumhuriyetçi diye nitelendirdikleri kişileri ne şekilde köşeye sıkıştırdıklarını bilmediğini ve hiçbir ilişkisinin olmadığını,

Sevgi ERENEROL, Güler KÖMÜRCÜ ve Emre GÜLALTAY arasındaki ilişkisini hiç bilmediğini ve ilk defa burada duyduğunu,

Tape :1747, 05.01.2008 günü saat : 23.02 sıralarında Hayrettin ERTEKİN/Sedat...? ile Murat...7/E.GÜLALT AY arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Görüşme sırasında yanında bulunan Sedat'ın Murat'ın kardeşi olduğunu, Çin"de ki et entegre tesisinde üretilen sucuk için sucuk tozu istediklerini, bununla ilgili görüşme olduğunu, tozları yanma aldın mı? Diye derken sucuk tozundan kastedilmekte olduğunu, görüşmeyi Yeşilköy Havalimanında yaptığını ve Sedat ile de havalimanında görüştüğünü,

Süleyman ÖNALA'yı şahsı tanımadığım, ERHAN DAŞGIN'm Ayhan DAŞGIN'm abisi olduğunu, Binbaşı olduğunu bildiğini ancak hiçbir ilişkisinin olmadığını ve tutuklanması sonrasında serbest kalması için bir çalışma yapmadığını, Sadece avukat temin etmek için kardeşi Ayhan ile birlikte birkaç avukat ile görüştüklerini, onun haricinde görüşmediklerini ve hatırlamadığını,

Tape :1731, 28.12.2007 günü saat:16.04 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Ayhan DAŞGIN arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Ayhan DAŞGIN'm Erhan DAŞGIN'm kardeşi ve çok eski bir arkadaşı olduğunu, Ayhan DAŞGIN'm söylediği 2007/483 sayılı dosyasının konusunun tutuklu kardeşi Erhan DAŞGIN ile ilgili olduğunu, bu sırada televizyon toplantısında olup bu nedenle bu şekilde söylediğini,

Tape :1732, 28.12.2007 günü saat:16.09 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Lütfü İŞBULAN arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Özel Kuvvetlerden tutuklu olan Erhan binbaşının kim olduğu hususunda görüşme ile ilgili avukatından yardım istediğini, Herhangi bir şey yapmadığını, Ayhan"m Lütfü bey ile görüşecek olduğunu, Ancak sonucu bilmediğini, Erhan Binbaşı'nm davasını Ayhan DAŞGIN söylediği için takip ettiğim, Lütfü İŞBULA^â^ÇffîS^Binbaşımn davasına bakan

mahkemeyi sormasının sebebinin Ayhan DAŞGIN hangi mahkemede olduğunu sorduğunu ve kendisinin de Lütfü beye sorduğunu,

Tape :1742, 02.01.2008 günü saat : 16.11 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Ayhan DASGIN arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Ayhan DAŞGIN'ın bahsettiği ve kendisinin yapmayı düşündüğü olayın görüşmede avukat diyeceğime komutan demiş olduğunu ve aslında komutanlarla görüşmediğini, komutanlarla görüşmediğini, komutanların yapacağı zaten bir şey olmadığını ve mahkemeye intikal etmiş bir olay olduğunu, görüşme yaptığı telefondan görüşmemek istemesinin sebebinin o an araç kullandığı için o yüzden görüşmek istemediğini, telefonunun dinlendiğini kimseden öğrenmediğim, hissediyor olduğunu, gizliliğin korunmasının anayasal hakkı olduğu için rahatsız olduğunu, BUSINESS TV'yi sadece para kazanmak için satın aldığını, ticaret yaptığını,

Tape :1593, 24.10.2007 günü saat : 20.13 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Y Şahıs arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Bu görüşmeyi yaptığı şahsı tanımadığını, görüşmenin içeriğini de hatırlamadığını, Tape :1625, 13.11.2007 günü saat:11.37 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Meltem arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Görüşmeyi yaptığı Meltem'in televizyonunda çalışan bir işçi olup halen TV'de çalıştığını, Stelle'nm Semih SADİ'nin annesi olup başka bir ilişkisinin olmadığunu, görüşülmesi gereken her şeyi görüşüyoruz demesindeki kastın avukat grubu ile oturdukların ve görüştüklerini,.

Tape :1626, 13.11.2007 günü saat:11.53 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Hakan AY GÜN arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Hakan AYGUN'ün televizyon kanalında eskiden genel yayın yönetmeni olup şu an nerde olduğunu bilmediğini, bahsedilen şirketin Business Tv kanalının merkezi olduğunu, görüşmede ismi geçen Semih'in ortağı, Carı ATAKLI ise eski genel yayın yönetmeni olduğunu, İş ilişkisi olduğunu, kimleri nereden kurtarmaya çalıştığı hususunda, Ortağını avukatları ile birlikte polisten kurtarmaya çalıştığını ancak kurtaramadığını, Hakan AYGUN'ün kendisinden nereye el koymasını istediği hususunda, Busines Tv'nin genel yayın yönetmeni olmak istediğinden televizyonuna el koymasını yani satın almasını istemiş olabileceğini,

Tape :1628, 13.11.2007 günü saat:12.16 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Fatih....(VOLKAN) arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Görüşmeyi yaptığı kişinin Av.Fatih VOLKAN olduğunu, Avukat müvekkil ilişkisi haricinde başka bir ilişkisinin olmadığını, Operasyon erken olunca avukat Fatih'e telefonla ulaşıp olaya bakmasını söylediklerini, Fatih'i Meltem'in çağırdığım, ancak neden çağırdığım bilmediğini, Meltem"in yetkili olmasa da bir şeyler yapmaya çalıştığını, Semih SADF'nin kanalın diğer ortağı olup Metin"in ise babası olduğunu, Metin'in ortaklığının olmadığını, kanaldakilerin hangi işlere fazla bulaşmamasını istediği hususunda, Televizyona çıkacak yayma kimseyi bulaştırmak istemediğinden bu şekilde söylediğini,

Tape :1629, 13.11.2007 günü saat:12.18 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Meltem arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Konunun yargıya intikal etmiş bir konu olduğunu, bununla ilgili hiçbir şey konuşmak istemediğini, Yalnız buna bir açıklama getirmek istediğini, savcı ile konuşacağım derken emekli savcı olan Ali TURAN'ı kastettiğini,

Tape :1630, 13.11.2007 günü saat: 12.47 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X BAYAN/SAMİ KILIÇ arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Emekli savcılarla ve hukuk müşavirlerimizle oturup durum değerlendirmesi

[pic]

Tape :1631, 13.11.2007 günü saatl4.ll sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile Meltem/Estella arasındaki, Tape :1632, 13.11,2007 günü saat:15.17 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Meltem arasındaki, ,Tape :1634, 13.11.2007 günü saat:16.45 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHIS arasındaki, Tape :1637, 13.11.2007 günü saat:17.57 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile Meltem arasmdaki,Tape :1638, 13.11.2007 günü saat: 18.09 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHIS arasındaki ,Tape :1639, 13.11.2007 günü saat:18.20 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile Estella arasındaki, Tape :1641, 13.11.2007 günü saat:19.23 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X_ ŞAHIS arasındaki, Tape :1643, 13.11.2007 günü saat:21.01 sıralannda Hayrettin ERTEKİN/Fatih ile Meltem arasındaki, Tape :1644, 13.11.2007 günü saat:21.04 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X BAYAN/JACK arasındaki, Tape :1645, 13.11.2007 günü saat:21.15 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile Baruh KOHEN arasındaki Tape :1647, 13.11.2007 günü saat:22.02 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHIS arasındaki, Tape :1648, 13.11.2007 günü saat:22.35 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile H.. A., arasındaki, Tape :1649, 14.11.2007 günü saat:09.54 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHIS arasındaki, ,Tape :1651, 14.11.2007 günü saat:11.42 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X BAYAN arasındaki, Tape :1653, 14.11.2007 günü saat: 13.38 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile Ediz AYDIN arasındaki, Tape :1659, 14.11.2007 günü saat:22.52 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile Estella arasındaki, Tape :1659, 14.11.2007 günü saat:22.52 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile Estella arasındaki, Tape :1661, 15.11.2007 günü saat:20.15 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile H..A.. arasındaki, Tape :1664, 16.11.2007 günü saat:19.17 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Osman..? arasındaki, Tape :1666, 16.11.2007 günü saat:21.51 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Z.. C. arasındaki, Tape :1667, 16.11.2007 günü saat:21.53 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile X Şahsın arasındaki, Tape :1668, 16.11.2007 günü saat:21.57 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Osman..? arasındaki telefon, Tape :167Ö/1671, 21.11.2007 günü saat:12.25 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHSA gönderdiği mesaj, Tape :1676, 22.11.2007 günü saat:20.37 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Ziya...? arasındaki telefon görüşmesi, Tape :1677, 24.11.2007 günü saat:22.02 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile E.. Ç.. arasındaki, Tape :1678, 26.11.2007 günü saat:15.09 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile H... A.. arasındaki, Tape :1619, 30.11.2007 günü saat : 12.05 sıralarında Hayrettin ERTEKİN / X Bayan ile Hamdi arasındaki, Tape :162ö„ 30.11.2007 günü saat : 14.18' sıralannda Hamdi...? / Abuzer...? ile X Bayan / Feyyaz...? arasındaki, Tape :1622, 30.11.2007 günü saat : 15.39 sıralarında Hamdi...? ile X Bayan / Y Şahıs / H.. M..arasındaki Tape :1623, 30.11.2007 günü saat: 17.17 sıralannda Hamdi...? ile X Şahıs / Ahmet...? arasındaki Tape :1688, 04.12.2007 günü saat:19.27 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile Ediz...? arasındaki, Tape :1704, 10.12.2007 günü saat:19.§4 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile M.. ÖZ... arasındaki, Tape :1706, 12.12,2007 günü saat:15.55 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile L... arasındaki, Tape :1729, 28.12.2007 günü saat:14.30 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Y... Ö.. asındaki, Tape :1734, 28.12.2007 günü saat:20.47 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHIS arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Bu konunun yargıya intikal etmiş bir konu olduğunu, bununla ilgili hiçbir şey konuşmak istemediğini,

Tape :1598, 29.10.2007 günü saat .22.20 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Turgay arasındaki, Tape :1617, 13.11.2007 günü saat : 10.18 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile N... A... arasındaki, Tape :1627, 13.11.2007 günü saat:11.59 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHIS arasındaki, Tape :1657, 14.11.2007 günü saat:18.46 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile A., arasındaki, Tape :1679, 26.11.2007 günü saat:18.49 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile P.. arasında^, Tape :1680, 26.11.2007 günü saat:21.46 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile Ü..K.... dıa^ndakı/Tape :1684, 02.12.2007 günü

[pic]

saat:12.05 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile S... K.. arasındaki, Tape :1685, 02.12.2007 günü saat:12.13 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile S.... K.....' a gönderdiği mesaj, Tape :1686, 02.12.2007 günü saat:12.38 sıralarında Hayrettin ERTEKİN'in H...'a gönderdiği mesaj, Tape :1687, 02.12.2007 günü saat:12.54 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile H.... arasındaki, Tape :1698, 07.12.2007 günü saat:14.18 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile M... D...arasındaki, Tape :1701, 10.12.2007 günü saat:12.43 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile H.. arasındaki, Tape :1702, 10.12.2007 günü saat:12.44 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile P... arasındaki, Tape :1760, 11.12.2007 günü saat:11.37 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile V.. arasındaki, Tape :1705, 11.12.2007 günü saat:18.23 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile P.... arasındaki, , Tape :1707, 12.12.2007 günü saat:20.12 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile X Şahsın arasındaki, Tape :1708, 13.12.2007 günü saat:12.34 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Y.... Ö.. arasındaki, Tape :1709, 14.12.2007 günü saat:14.46 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X Şahsın arasındaki, Tape :1717,

25.12.2007 günü saat: 12.12 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X Bayan arasındaki, Tape

:1719, 25.12.2007 günü saat:12.15 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile H arasındaki,

Tape :1721, 25.12.2007 günü saat:12.21 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile H... arasındaki, Tape :1722, 25.12.2007 günü saat:14.41 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X Bayan arasındaki, Tape :1763, 24.12.2007 günü saat: 16.28 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile A..... arasındaki, Tape :1764, 26.12.2007 günü saat:14.27 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile A....arasındaki, Tape :1771, 02.01.2008 günü saat:17.00 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile Semra., arasındaki , Tape :1772, 02.01.2008 günü saat:17.36'da Hayrettin ERTEKİN ile Semra., arasındaki, Tape :1775, 03.01.2008 günü saat: 13.45 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X Bayan arasındaki, Tape :1766,

28.01.2008 günü saat:11.31 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X Şahsın arasındaki

telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Bunların özel şeyler olduğunu, hiçbirisine cevap vermek istemediğini, sorulann ERGENEKON ile ilgili hiçbir alakası olmadığını,

Tape :1599, 31.10.2007 günü saat :16.45 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile x BAYAN/HAYAT İ arasında yaptıkları görüşmesi okunup sorulduğunda;

Görüşmeyi yaptığı Hayati'nin Busines Tv'de güvenlik görevlisi olan Hayati olduğunu, Kendisi televizyonda birilerine yani çalışanlara hakaret ettiğini öğrendiğini, İşten kovduğunu, İşten çıktıktan sonra kendilerini tehdit ettiğini ve şu an nerde olduğunu bilmediğini,

Tape :1602, 03.11.2007 günü saat : 12.25 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Ali arasında yaptıkları görüşmesi okunup sorulduğunda;

Görüşmeyi yaptığı Ali'nin Hatay'da olan bir dava ile ilgili kanalın avukatı olan Av. Ali TURAN olduğunu, bu şahsa yardımcı olamadığını, şu an ismini hatırlamadığım kuyumcu bir arkadaşını aramış olduğun, ancak herhangi bir şey yapmadıklarını,

Tape :1603, 03.11.2007 günü saat :12.29 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Ahmet arasında yaptıkları görüşmesi okunup sorulduğunda;

Hatay"da olan bir dava ile ilgili kanalın avukatı olan Av. Ahmet Y1LMAZCAN ile görüştüğünü, Hatay'da avukat tanıdığı olup olmadığını sormak için aradığını, ancak bu şahsa yardımcı olmadığını, Şu an ismini hatırlamadığı kuyumcu bir arkadaşının aramış olduğunu, ancak herhangi bir şey yapmadıklarını,

Tape :1604, 03.11.2007 günü saat :13.11 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHIS arasında yaptıkları görüşmesi okunup sorulduğunda;

Görüşmeyi yaptığı kişinin avukatı olduğunu, bu olayı bana söyleyen kişinin Mustafa KAYICIOGLU olabileceğini, bahsedilen dosya :çersinde kardeşi veya bir akrabası olduğunu söyleyerek yardım islediğini, ancak kendisinin yardıı

r^

PKK terör örgütü itirafçısı olduğu bilinen ADİL TİMURTAŞ'ı tanımadığını, ismini gazetelerden jitemci olarak duyduğunu, cezaevinde olduğunun yazılı olduğunu, herhangi bir ilişkisinin olmadığını, Adil TİMURTAŞ'ın cezaevinde tutuklu olduğunu ve serbest bırakılması için hiçbir çalışma yapmadığını, bir kere Lütfü Bey'e söylediğini ancak bakmadığını, tanımadığı bir kişinin davasını avukatına söylemesinin sebebinin, yaşlı bir karısının geldiğim, ismini bilmediğini, çok mağdur olduklarım söylediğini, isminin cezaevindeki gardiyanlar tarafından "bu baba adamdır, yardımcı olur" diyerek verildiğini, kadının işyerine gelerek ağladığım, ancak yardımcı olamadıklarını,

Tape :1606, 05.11.2007 günü saat : 12.07 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X Şahıs arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Görüşmeyi yaptığı şahsın Avukatı Lütfü Bey olduğunu, Adil'in karısının yanında olduğundan öyle konuşması gerektiği için böyle konuştuğunu, Avukatı ile görüştüğünü, hala içerde diye bahsettiği Adil'in kim olduğu, aralarında ne gibi bir ilişki olduğu, hangi suçtan dolayı içerde olduğu hususları sorulduğunda; Adil'in neden içerde olduğunu bilmediğini, Başkan diye hitap ettiği kişi, bahsettiği hangi çocuğun kim olduğu, burs işini ne şekilde hallettiği hususu sorulduğunda; yetim, kimsesiz bir çocuk olduğunu ve buna burs verilmesi için kendisine söylediğini, ismini hatırlamadığını, defterinde yazılı olduğunu, Tanımadığını beyan ettiği bir şahıs için cezaevine ziyaretine gitmesini söylemesi sorulduğunda; ziyarete gitmeyi düşünmediğini, avukatının ziyarete gitmesini istediğini, yanlış anlaşılmış olduğunu,

Tape :1700, 09.12.2007 günü saat: 15.47 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Ertan..? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Adil'in hanımını getiren kişinin Ertan olduğunu, soyadını ve ne iş yaptığını da bilmediğini, samimi bir kişi olduğunu, Fatih'te oturduğunu, Ertan'ın abisi ile Adil'in aynı cezaevinde yatıyor olduklarını, cezaevine ziyaretine gittiğinde kadınla karşılaşmış olduklannı, cezaevindeki bir gardiyanda Ertan'a kadını Hayrettin ERTEKIN'in yanma götür dediğini, onların da yanma geldiklerini, Ertan ile telefonda değilde yüzyüze görüşmek istemesinin sebebi hususunda, Para vermek için yanın çağırdığını, kdmm biletini alıp memleketine gönder diyerek yanma çağırmış olduğunu,

Tape :1765, 23.01.2008 günü saat:13.22 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Mehmet..? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Görüşmeyi yaptığı Mehmet'i, Bülent ARSLAN'm 2004/254 sayılı dosyasının ne ile ilgili olduğu, Adil Timurtaş'm Mehmet'i yanma göndermesinin sebebi hususunda, tanımadığını, sadece telefonda konuştuğu kadar, yani gelmeyin dediğini,

Tape Tape :1611, 12.11.2007 günü saat: 14.44 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Mustafa Ethem ERDAĞI arasındaki, Tape :1612, 12.11.2007 günü saat : 15.02 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Ali.....? arasındaki, Tape :1674, 22.11.2007 günü saat:15.16 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile M., arasındaki, * Tape: 1813, 21.02.2008 günü saat:13.35 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile M.E.ERDAĞI arasındaki, Tape :1726, 27.12.2007 günü saat: 16.30 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Nurettin arasındaki, Tape :1727, 27.12.2007 günü saat:16.34 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Nurettin arasındaki, Tape :1728, 27.12.2007 günü saat: 19.19 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Nurettin/X ŞAHIS arasındaki telefon görüşmeleri okunup sorulduğunda;

Cevap vermek istemediğini,

Tape :1669, -20.11.2007 günü saat:18.57 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Nurettin ..? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Nurettin'in o an için terbiyesizlik ettiğini.

Tape :1682, 30.11.2007 günü saatB.lO şualarında Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHIS arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

[pic]

Görüşmeyi yaptığı kişinin avukatı Lütfü Bey olduğunu ancak konuyu hatırlamadığını,

Tape : 1730, 28.12.2007 günü saat: 15.30 sıralarında Hayrettin ERTEMİN ile Nurettin arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Görüşmeyi yaptığı kişinin arkadaşı Nurettin olduğunu, Kendisinin Lale'lide otel işlettiğini, Otelin adım bilmediğini, Nurettin'in Bursa ilinde bir arkadaşının bir davası olduğunu ancak Konusunu bilmediğini, AnKara'dan bir avukat dava ile ilgili 100 bin dolar istemiş olduğunu ve İstanbul'dan ismini söylemek istemediği bir avukatla görüştüğünü, 50 bin veya 48 bin dolara takip edeceğini söylediğini ve Onunla ilgili yapılan bir görüşme olduğunu,

Tape :1735, 30.12.2007 günü saat:İ3.47 sıralarında Hayrettin ERTEMİN ile Nurettin arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Bu olayıN, Veli isimli kişinin 5 bin dolarlık altın aldığını, 25 bin dolar avukata para vereceğim dediğini, 25 bin doları da vermeyip dava sonunda vereceğini söylediğini, Bu iyiliğe karşılıkta sizden altın alayım sizde kar etmiş olursunuz dediğini, Ancak kabul etmediğini, Avukata parasını vermesini söylediğini,

Tape :1738, 31.12.2007 günü saat:13.22 sıralarında Hayrettin ERTEMİN ile Hakan arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Hakan ile özellikle sabit numaradan görüşmek istemesinin sebebinin hakan"m Tayland ülkesinde işçisi olduğunu, cep telefonundan aradığı için çok para yazdığını, Onun için sabit telefondan aramasını istediğini,

Tape :1737, 31.12.2007 günü saat:13.07 sıralarında Hayrettin ERTEMİN ile Şehmuz arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Şehmuz"un Hatay'dan arkadaşı olduğunu, Gıda malzemesi ithalatı yaptığını, Konuyu hatırlamadığını,

Tape :1776, 08.01.2008 günü saat:15.14 sıralarında Ali..? ile X Şahsın arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Hiç haberi olmayıp, kimin görüştüğünü bilmediğini,

Tape :1743, 03.01.2008 günü saat : 11.03 sıralarında Hayrettin ERTEMİN ile Ali—? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Sadık isimli şahsın Ankara'da avukatlık yaptığını, Ali'ni de onun sekreteri olduğunu, Cep telefonu kulaklarıma zarar verdiğim ve Ofiste olduğum zaman ofisten aramasını söylediğini, onunla ilgili olduğunu,

Tape: 1777, 06.02.2008 günü saat: 10.20 sıralarında Hayrettin ERTEMİN ile Nurettin yaptıkları telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Bahsettiğim olayla ilgili davaya bakan avukatın parasını vermediklerini, arada kaldığını, kaporayıda kendisinin verdiğini, mağdur olduğunu, onun için kızdığını, bu şekilde konuştuğunu,

Tape:1802, 19.02.2008 günü saat:17.S9 sıralarında Hayrettin ERTEMİN ile Hakan isimli şahsın yaptıkları telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Yurt dışına seyahate gidecek ve Vize alınacağım, Görüştüğü tarihten bir hafta önce gideceklerini, Vizeciye para verilip biletlerin alınacağını,

Tape: 1803, 19.02.2008 günü saat:20.37 sıralarında Hayrettin ERTEMİN ile Hakan arasındaki, Tape :İ712, 19.12.2007 günü saat:12.07 sıralarında Hayrettin ERTEMİN ile Şehmuz..? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Bu görüşmelerin vize ils alakalı olduğunu,

Tape :1618, 30.11.2007 günü saat : 22.31 sıralarında Hayrettin ERTEMİN ile

Musa ? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Bu görüşmeyi hatırlamadığım, espri içerikli olduğunu,

[pic]

4

Tape :1713, 19.12.2007 günü saat:12.08 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Şehmuz..?/Hakan..? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Hakan isimli şahıs vizeci olduğunu, soyadını şu an hatırlamadığını, Ali isimli arkadaşı ile Çin'e gideceklerini, ancak vize formuna isimler yazılırken Hakan isimli şahıs yanlış yazıldığını, vize çıkınca yanlış çıktığı için bu şekilde konuştuklarını,

Tape :1594, 26.10.2007 günü saat : 15.30 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHIS arasında yaptıkları görüşmesi okunup sorulduğunda;

Görüşmenin içeriğin tam olarak hatırlamadığını, ama ihalelerin Kürtlere verildiği ile ilgili bir imada bulunmuş olduğun, konuştuğu kişinin kim olduğunu şu an hatırlamadığını, televizyonunun yemek ihalesi ile bir yemek şirketinin arasında geçen konuşma olduğunu,

Tape :1636, 13.11.2007 günü saat:17.26 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Lokman arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Lokman isimli şahsın soyadının YILMAZ olup Al Nalburiye'nin sahibi olduğunu, kendisine fakir birini yolladığım, yardım yapmasını istediğini, gelen şahsın ismini şu an hatırlamadığını,

Tape : 1689, 05.12.2007 günü saat: 12.13 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Tarık...? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Tarık isimli şahsın televizyonda teknik büroda çalışan biri olduğunu, RTÜK ile ilgili bir konu ile ilgili göraşecek ve kendisine notlar söyleyecek olduğunu, bu notlann o an masasında olduğunu ve bu yüzden ofisinden aramasını istediğini, çünkü o an araba kullanıyor olduğunu,

Tape : 1762, 12.12.2007 günü saat:11.44 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X Bayan arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Görüşmeyi yaptığı şahsın Milli Savunma Bakanı Vecdi GÖNÜL'ün sekreteri olduğunu, bakanlığa gitmesinin uygun olmaması hususunda, gelen gidenin çok olduğunu, istediği zaman görüşemediğini, dışarıda görüşmenin uygun olacağını düşündüğünü, nizamiyeden girmek istemesinin yani kimlik bırakmak istememesi hususunda, 20 yaşındaki çocuğun ceketini çıkar, kemerini çıkar, telefonu bırak şeklinde talimat vermesinin canını sıktığı için bu yüzden nizamiyeden girmek istemediğini, bakanla hangi konu ile ilgili konuşmak istediği hususunda, özel bir konu olduğunu,

Tape :1723, 26.12.2007 günü saat:11.08 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Nuri..? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Uzadıkça uzayan bir konu olduğunu,

Tape :1724, 26.12.2007 günü saat: 16.21 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Ali T— arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Demirtaş diye bahsedilen kişinin Ali TURAN olup Business Tv'nin hukuk müşaviri ve Demirtaş elektronik şirketi olduğunu, alım satım ile ilgili görüşmüş olduğunu, telefonda söylemek istememesinin sebebinin ise ticari sır olduğu için ve telefonları dinlendiği için bu şekilde söylediğini, ne ile ilgili ücret konuştuğu hususunda, televizyonun bartır ve reklâm konusu ile ilgili yani ticari mesele olduğunu,

Tape :1767, 31.01.2008 günü saat:17.29'da Hayrettin ERTEKİN ile Nurettin..? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Bu görüşmenin Bulgaristanlı Sedat ile ilgili olduğunu,

Tape :1770, 02.01.2008 günü saat:15.14 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X Şahsın arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Bu görüşmeyi hatırlamadığını,

Tape :1773, 03.01.2008 günü saat:11.04 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X Şahıs/Sadık..? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

[pic]

Görüşmeyi yaptığı kişinin emekli bir hakim olduğunu, Avukat oğlunun bürosunda ortak çalıştıkları avukat NaiF'in avukatı olduğunu. Onunla ilgili Bursa ilindeki mevzu olduğunu,

Tape :1739, 31.12.2007 günü saat : 15.01 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile

Nurcan ? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Görüşmeyi yaptığı kişinin Nurcan hemşire olup Balıkesir ilinde görev yaptığını, bu şahsın Yeğeninin birini bıçaklayıp ceza aldığını ve Avukat Ali Bey"in davasına baktığını, Kararın onandığını, onunla ilgili görüştüklerini, GökseF'in Nurcan hemşirenin yeğeni olduğunu, İki senelik cezalarla ilgili af çıktığını, üç sene ne şekilde beklettikleri konusunun, Avukatın söylediği bilgileri kendisine aktarması olduğunu,

Tape :1741, 02.01.2008 günü saat : 10.36 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile S... A., arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Bu görüşmeyi hatırlamadığını,

Tape :1744, 03.01.2008 günü saat : 18.30 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Ş.. Y.. arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

Şamil YAKUT'un Kendisi avukatı olup Nail Bey ile birlikte çalışan kişi olduğunu, gideceği yeri telefonda söylemek istemesinin sebebinin güvenlik açısından söylemediğini ve Günaydın restauranta gittiklerini.

Tape :1746, 05.01.2008 günü saat: 12.47 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Nail ...? arasındaki telefon görüşmesi okunup sorulduğunda;

NaiF'in avukatı olduğunu Veli"nin hernşerisi olduğunu, Televizyon imalatı ve yerli bir marka telefon imalatı yaptığını, Veli'nin bir davası ile ilgili bir araya gelmiş olduklarını, isim vermemesi istemesinin sebebi hatırlamadığını, bir abimiz diye bahsettiği şahsı hatırlamadığını, iki aydır avukat gitmeyen şahsın veli"nin söylediği ismini bilmediği ve tanımadığı kişi olduğunu,

Nispetiye mahallesi Doğankent Lale €1 Blok No: 10/4 ve çatı katı Beşiktaş adresinden el konulan cd-disket-harddiskler-kasetler-fişekler-belgeler- GÜLTEKİN KESKİN adına tanzimli pasaport ve GÜLTEN TATAR adına tanzim sürücü belgesi-belgeler sorulduğunda;

Cd, disket ve harddiskler için; Hiçbir suç unsuru olmadığını, bunların 1996 yılında yaprlan soruşturmada el konulan beraat ettiği davada mahkemenin iade ettiği, üst deposunda bulunan unutulmuş kalmış işe yaramaz disket ve hard disketler olduğunu, kasetlerin içeriğini bilmediğini,

Fişekler için; Ava gittiğini, ava merakı olduğunu, numune olarak geldiğini, 4 adet fişeğin ise evinde daha önce kalan ruhsatlı silaha ait olduğunu,

Belgeler için; Televizyoncu olduğundan askeri personele daha rahat ulaşabilmek için yönetim kurulu üyesi generallerden birisinin getirdiğini, Ancak hangisinin getirdiğini bilmediğini, Bunların yasak bilgiler olmadığını,

Başkalarına ait belgeler için; 13-14 sene önce şirketinde müdür olarak çalışan Gülten Tatar'a ait olduğunu, Bu kişilerin aynı kişiler olduğunu ve zamanında yanında çalıştıklarını, evrakların arasında geldiğini, ancak yenisini çıkarttığını, hiçbir şeklide kullanmadığını,

Merkez Mahallesi Sıracevizler Caddesi Saadet Apartmanı No:69 Şişli Sayılı İkametinden el konulan cd-disket-harddiskler- Gizli Kameraîar-6136 sayılı kanun kapsamında değerlendirilebilecek maîzemeler-belgeler sorulduğunda;

Cd, disket ve harddiskler için; Bu adresin kiracısı olan Fevzi BIYIKLF'ya ait olduğunu, Fevzi BIYIKLF'nm akrabası, Yurt dışından ithalat yapan ve elektrik elektronik üzerine iş yapan birisi olduğunu, Şu anda Çin"de olduğunu bildiğini, Evin anahtarının kendisinde de olduğunu, bazen gidip ancak kullanmadığını,

[pic]

[pic]

'■.-■/^

Gizli kameralar için; gizli kamera olmadıklarını, bunların alım satımını yani ithalatını yaptıklarını, Onlardan iki tane değil bolca olduğunu, numune olup kurulu falan olmadığını, Ambalajlarında bulunmakta olduğunu,

6136 sayılı kanun kapsamında değerlendirilebilecek malzemeler için; Bunların hepsini Çin"den ithalatını yaptıklarını, Çin"de fuarlarda topladıkları numuneler olduğunu,

Belgeler için; kara kuvvetleri atentli dokümanları bilgisayarda kendisinin çizdiğini, Kara Kuvvetlerinin ambleminin değişeceğini ve bilgisayarda bunları yaparak gönderdiğini,

Sinanpaşa Mahallesi Köyiçi Caddesi Gürün Pasajı Ergold Kuyumculuk No:42 Beşiktaş sayılı iş adresinden el konulan 6136 sayılı kanun kapsamında değerlendirilebilecek malzemeler sorulduğunda;

6136 sayılı kanun kapsamında değerlendirilebilecek malzemeler için; Bu iş yerinin kendisine ait olmadığını, iş yerinin Hayruliah ERTEKIN, Ediz AYDIN, Çağrı ERTEKIN adına şirket olduğunu, Bu şirketin yönetimini Kaan DUT'a bıraktıklarını, Kendilerinin iş yerine gidip gelmediklerini, Çağrı ERTEKİN"in öğrenci olduğunu, Ağabeyinin Kapalı çarşıda başka mağazaları olduğu için gelmediğini, Ediz AYDIN"m da sene de bir hesap kontrolüne geldiğini, Bu malzemelerin de Kaan DUT'un olduğunu,

Sinanpaşa Mahallesi Köyiçi Caddesi Gürün Pasajı Kat:2 No:5 Beşiktaş sayılı iş yerinde el konulan cd-disket-harddiskler-Ajanda- 6136sayıîı kanun kapsamında değerlendirilebilecek malzemeler- -başka şahıslara ait belgeler-belgeler-cep telefonu ve sim kartlar-tarihi eser olduğu değerlendirilen materyaller sorulduğunda;

Bu iş yerinin italyan oıtağı olan Tony VERGOVİÇ ile ortak kullandıklarını, Birde yan taraf da bir oda olduğunu, Bulgaristan da bulunan şirketinin müdürü olan Ilyas KOCAARSLAN"m kullandığını, Buralarda herhangi bir suç unsuru olmadığını, Yalnız atölye kısmında bulunan Glock marka tabancanın Abdulmuttalip TUNÇ'a ait olduğunu,

Cd, disket ve harddiskier için; sorulan malzemelerin kendisine ait olduğunu ve Suç unsuru bulunmadığını,

"NE TERÖR..!!BUNUN ADI İSYANDIR" başlıklı dokümanı kendisinin yazdığını, düşüncelerin yazdığını,

Ajandalar-dokümanlar için; Ajandaların kendisine ait olduğunu, Necip HABLEMİTOĞLU ile ilgili belgeyi internetten aldığını, Bu dokümanların çoğunun internetten mail adresine gelen dokümanlardır, Lüzumlu gördüklerini print etmiş olabileceğini,

6136 sayılı kanun kapsamında değerlendirilebilecek malzemeler için; Bu tabancaların kuru sıkı ve şirkete ait olduğunu, Bir tanesinin antika olup çalışmadığını, Azerbaycan ülkesinden getirdiğini, Fişeklerin kuru sıkı olduğunu, 50 adet fişeğin Ali"ye ait olduğunu, Telsizlerin iki tanesinin kendi aralarında konuşan tolki tolki olduğunu, iki tane ticari teknesinin bulunduğunu, bunlar için bulundurduğunu, Hiçbiri çıkışı olmadığını, Bir tanesinin de hava raporu için olduğunu, Gemilerde bulundurulması gereken telsizler olup Ruhsatının bulunduğunu,

Ali Osman Akat ve Arzu Taştan ait belgeler için; Bu kişilerin şirket çalışanları olduğunu ve belgelerin gerçek olduğunu, Alı Osman AKAT'm askere gideceğini onunla ilgili durduğunu, Diğer bayan ehliyeti ve nüfus cüzdanını iş yerinin girişine cüzdan attıklarında içinden çıktığını, Pazartesi günü de nüfus müdürlüğüne gönderecek olduklarını,

Cep telefonu ve sim kartlar için; Cep telefonu ve sim kartların kendisine ait olduğunu ve Çalışanlara Anadolu"ya giderken hepsine telefon verdiklerini ve Onun için bulundurmakta olduğunu,

Tarihi eser olduğu değerlendirilen materyaller için; Bunların hiç birisinin tarihi eser olmayıp vitrin süsü olduğunu,

Akatlar Mahallesi Nispetiye Caddesi Arzu 1 Apartmanı No:2 - 27-45 kat:2/13 Grande Maisson Emlak Danışmanlık Beşiktaş sayılı iş yerinde el konulan cd-disket-harddiskler-fiash dik-belgeler sorulduğunda;

Cd, disket-flash disk ve harddiskler için; Bu bilgisayarların eşi Meltem Paçacı Ertekin' e ait olduğunu,

Belgeler için; Eşi Meltem Paçacı Ertekin' e ait olduklarım,

Elde Edilen Ve 23 İle Numaralandırılan Cd İçerisinde Ceyhun Fikret Arat'in, 17 Numara İle Numaralandırılmış Cd İçersinde İlter Kuşoğlu'nun, 69 İle Numaralandmlmış Cd İçersinde İstihbarat 117 Diye İsimlendirilen Bir Program İçin; Ceyhun Fikret ARAT'ın emekli tümgeneral olup özgeçmişinin olduğunu, iş ile ilgili müracaatta bulunduğunu, eski tanıdığı değerli bir komutan olduğunu, İlter KUŞOĞLU"nun Gümrük Başmüfettişliğinde çalışan kişi olup Televizyonda yayınlanması için yazılar gönderdiğini ve bu yazıların olduğunu,

İstihbarat 117 ismi verilen programının, Türk Telekomun eski 118'e programı olduğu, ama çalışmadığım ve bozuk olduğunu, Telefon aramak için internetten indirdiğini, ancak çalışmadığını,

İş yerinden ve ikametinden el konulan ajandaların içersinde "Pakistanlı tuğ general Sahad Kalenderoîğu 126 nolu oda" ve ""isviçrede dr. Bülen bey oral çelik'in arkadaşı" yazısı ile ilgili; Pakistan Genel Kurmay Başkan yardımcısı olduğunu, İstanbuP'da Harp akademilerinde okurken tanıştığını, Daha sonra Türkiye"ye ziyaretine geldiğinde otelde yer ayırttırdığını, Bununla ilgili olduğunu, Bülent Bey"in İsviçre ülkesinde tıbbı malzeme sattığını, Oral ÇELİK"in ise Ankara ilinde özel muayenesi olan doktor olduğunu, Kendilerinin bir tıbbı malzeme getirdiklerini ve bununla ilgili not aldığını,

Bu tüm görüşmelerinin bir iş adamı sanayi olarak iş yoğunluğunun içinde yapmış olduğu binlerce telefonlardan içinden seçilmiş suç isnat edilmeye yönelik olduğundan ailevi örf adet ve geleneklerime uymayan konulara cevap vermediğini, Yüce yargının bunları açıklamasını isterse açıklayabileceğini" beyan etmiştir.

b)-Savcılık ifadesinde;

"Emniyette vermiş olduğu ifadesini aynen tekrar ettiğini, ERGENEKON terör örgütü soruşturması kapsamında gözaltına alındığı VEDAT YENERER'i televizyoncu olması nedeniyle CAN ATAKLI'nın yerine televizyona almasının söz konusu olduğunu ve isminin geçtiğini, ancak yönetim kuruluna ismi sunulduğunda biografisini gördükten sonra ekonomi kanalı oldukları için Vedat YENERER'i kabul etmediğini,

Ertekin Kuyumculuk Limited Şirketinin %80 hissesine sahip olduğunu, şirketin %20 hissesinin abisi Hayrullah ERTEKİN'e ait olduğunu, Business Chanel TV'nin %80 hissesine sahip olduğunu ancak RTÜK yasasına göre %25 ten fazla hisse olamayacağı için kardeşleri arasında bölüştüklerini, ancak gerçekte %80 inin kendisine ait olduğunu, , Çin'de BALESTRA isimli elektrik elektronik ithalat şirketinin %50 ortağı olduğunu, diğer yüzde %50 hissenin Çinli ortağına ait olduğunu, Tayland'da ISHAK SILVER şirketinin %80 ortağı olduğunu, %20'sinin Hakan ÇîÇEK'e ait olduğunu, ayrıca Balıkesir Ayvalık ilçesinde Şeytan Sofrası yolunda Süner Vilîarmda bir yazlığı. ULUS'TA bir apartman dairesi ve 34 V 2109 PLAKALI 1998 model BMW marka aracının okluğunu, ayrıca BAĞ-KUR dan emekli olduğunu, 870 YTL emekli maaşının bulunduğunu, 0542 433 07 71 numaralı cep telefonunun olduğunu, bu ana kadar 1996 yılında bir kredi kartı kullanımından dolayı 3 ay tutuklu kaldığını, İstanbul l.Ağır Ceza Mahkemesinin 1996/187 Esas sayılı dava dosyasından yargılandığını, ancak yargılama neticesinde beraat ettiğini,

Arama sırasında ele geçirilen siyah renkli ajanda içerisinde "Nöbetçi Amiri Tuzla Da

Teğmenleri 1972 Muzaffer Tekin Sarışın Tuzla'da Babası Mit'te Çalışıyordu Salih Raşit

Tekin" şeklindeki not yazısı ile ilgili olarak : -"

Televizyonunun haber müdürü ALI BOLKAN'm hatırladığı kadarıyla Danıştay saldırısı sırasında Muzaffer TEKİN'in arandığı sırada, kendisini arayarak MUZAFFER TEKİN ile ilgili haber yapacaklarını, söylediğini, bunun üzerine emekli general KAYA VAROL'u aradığını, bu kişi ile ilgili bilgi sorduğunu, telefonda vermiş olduğu bilgileri not ettiğini, bu notların o notlar olduğunu,

Semih Tufan GÜNALTAYT tanımadığını, EMRE GÜNALTAYTN da aranıp aranmadığını bilmediğini, EMRE'nin SEMİH'in kardeşi olup olmadığını da bilmediğini, Çin'de 3 ay önce bir fuarda karşılaştıklarını ve Çin'de tercümanlık yapan MURAT KILIÇ'm teyzesinin eşi EMRE GÜLALTAY olduğunu, kendisine "Çin'de Çin Türk İşadamları Derneği kuruyorum, bizim derneğe yardım yaparmısmız" dediğini ancak kendisinden hoşlanmadığı için kabul etmediğini,

TUNCAY GÜNEY'i tanıyıp tanımadığı onunla birlikte belge hazırlayıp hazırlamadığı ile ilgili olarak sorulduğunda:

Emniyette ilk sorulduğunda Tuncay GÜNEY'İ hatırlamadığını ancak daha sonra ajandasında ismi olduğu söylenince ajandasmdaki yazıyı gösterdiklerinde hatırladığını, Tuncay Güney'in gazeteci olduğunu ve 15 yıldır görmediğini, kesinlikle birlikte herhangi bir rapor yazmadığını, 11 sayfalık rapor yazıp kendisine vermediğini, zannederse söz konusu raporun 2002 yılında yazıldığını, bu raporla herhangi bir ilgi ve alakasının olmadığını, belgenin çıktığı harddiskin kendisine ait olduğunu ancak 1996 yılından beri bu harddiski kullanmadığını, internette dolaşırken o belgeyi indirmiş olabileceğini,

yonetimkurulu.html adresinde yazılı bilgilerin daha önce polis tarafından öldürüldüğü iddia edilen EVRENSEL muhabiri METİN GÖKTEPE tarafından yazılmış olan bilgiler olduğunu, böyle bir sitesinin olmadığını, bu bilgileri kendisinin girmediğini, asla bunu kabul etmediğini, bu olayla ilgili Fatih Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu,

İletişim tespit tutanakları ile ilgili olarak, 02/11/2007 tarihli "Abi Hayırlı Akşamlar, En İyi Kürt Ölü Kurttur Dr.H.Ertekin" SMS mesajı ile ilgili sorulduğunda:

Sahibi olduğu Business Channel'da bu mesajdan 2-3 gün önce Can ATAKLF'nm kendisinin haberi olmadan yabancı bir sinema filmini kürtçe altyazılı olarak yayınlattığını, 11 dakika yayında kaldıktan sonra Ankara'dan Tümgeneral YALÇIN ÖZÇER'in aradığını ve kanalına böyle bir yayının yakışmadığını söylediğini, hemen devreye girip yayını kestirdiğini, müzik koydurduğunu ve ertesi günde Can ATAKLI'nm işine son verdiğini, bunun üzerine gazetelerde Can ATAKLI'nm işine son vermesinin polemik konusu olduğunu, TSK terörle mücadele ederken böyle bir yayma müsade etmeyeceğini, yayın ahlakına uymayacağını, dikkat etmesi gerekirken böyle bir yayma izin vermesi uygun olmaz diyerek işine son verdiğini, ondan sonra PKK'dan mail adreslerine telefonlarına tehdit mesajlarının geldiğini, çocuğunu kaçıracaklarını, arabasını bombalayacaklarını belirterek ana avrat küfürlü mesajlar geldiğini, hakaret eden kişilere karşılık olarak bu mesajı EN İYİ KÜRT ÖLÜ KURTTUR şeklinde gönderdiğini, ayrımcılık yapmadığını, anasına avradına küfürlerinden dolayı böyle bir karşılık verdiğini,

04/11/2007 tarihinde X şahısla yapmış olduğu görüşmedeki ERCÜMENT isimli şahsın kim olduğu ile ilgili olarak:

Şuanda kim olduğunu hatırlamadığını,

09/11/2007 tarihli GÜLER KÖMÜRCÜ ile X şahsın yaptığı görüşme ile ilgili olarak:

Öğrendiğine göre X şahıs emekli tümgeneral olduğunu, uygunsuz olmayan şeyler konuşmuş olduklarını, onlarla ilgili görüşmeye şahit olmadığını, Güler KÖMÜRCÜ'yü tanımadığını, bildiği kadarıyla Güler KÖMÜRCÜ'nün Amerika'ya çalışan ajan bir gazeteci olduğunu, görüşmedeki "BİR NUMARAYI" tanımadığını, kim olduğunu bilmediğini, herkes olabileceğini, emekli tümgeneral Rıfkı DURUSOY'u tanımadığını,,

14/11/2007 tarihli Çağla GÜLEÇ ile yaptığı görüşmede DERİN DEVLET ile ilgili konuşma içeriği ile ilgili olarak:

Tamamen şaka içerikli yaptığı bir görüşme olduğunu, telefonların dinlenmesi ile ilgili olarak özel merakı olduğunu, bu nedenle öğrendiğini, Çin'de NOKİA telefonlara yüklenen bir program olduğunu ve bu program sayesinde telefonun dinlenip dinlenmediğini anlayabildiğini,

12/12/2007 tarihli Kaya VAROL ile yaptığı görüşme ile ilgili olarak: Karşılıklı olarak sohbet babında yapmış olduğu bir görüşme olduğunu, 22/12/2007 tarihli saat 22:12 de yapmış olduğu telefon görüşmesi ile ilgili olarak: Bu görüşmeyi şu anda tam olarak hatırlamadığını ancak Tümgenaral KAYA VAROL ile yapmış olabileceğini, bu görüşmedeki "ihtilal, muhtıra" sözlerinin Kuzey Irak ile ilgili olduğunu, asker arkadaşlarla bir araya geldiklerinde bu tür konuşmalar yaptıklannı, strateji sosyal bilimlerine meraklı olduğunu, kendi yaptığı yorumlar olduğunu, başka birisini bağlayacak konular olmadığını, herhangi bir şekilde ihtilal yapılmasını muhtıra verilmesini istemiş olmadığını, böyle şeylere karşı olduğunu, demokratik düzene bağlıyı olduğunu, konuşması içerisinde geçen "Örtülü Paramız Var" tabirinin kanal için ayırmış olduğu para ile ilgili olduğunu, KONYASPOR'da Ünal KARAMAN diye bir arkadaşı olduğunu ve konuşma içerisinde geçen şahsın o olabileceğini, konuşması içerisindeki "YÖK gitti, diğerleri gitti" şeklindeki konuşmasının gazetelerde çıkan yorumlarla ilgili görüşmeler olduğunu, Aytaç Grubundan kastının Aytaç YALMAN ve grubu olduğunu, onların ihtilal yapacak olduklarını, orada bahsettiği gazetelerde çıkan olaydan ibaret olduğunu, hatırladığı kadarıyla NOKTA dergisinde çıkan haberlere ilişkin olduğunu, konuşması içerisinde geçen "psikolojik hareketa bişeyler yapalım diye kanalı aldık" tabirinden anlaşılması gerekenin ülkemizi ekonomik açıdan güçsüz gösterdiklerinden dolayı Ülkemizi sürekli terörle özdeşleştiren yayınları yapanlar olduğu için olumlu ekonomik olarak psikolojik hareket yapmak istediğini belirttiğini, KANALTURK'ün yaptıklannı terörist bir faaliyet olarak gördüğünü, asla tasvip etmediğini, Türkiye'nin geleceğine dinamit koyduklannı düşündüğünü, 24/12/2007 tarihindeki mesengerla görüşme yapma isteğinin eşi ile ilgili olduğunu, o gün kulaklanna ilaç damlattığını, kendisine mesenger'ı açmasını söylediğini, 31/12/2007 tarihli telefon görüşmesi ile ilgili olarak:

Bu görüşmeyi YILMAZ KIRICI ile yaptıklannı, kendisinin Ankara Etlikte eczacılık yapıp öz dayısının oğlu olduğunu, Yalçın Paşa'nm Buzines Chanel'm yönetim kurulu üyesi olan Yalçın ÖZÇER olduğunu, Ali Beyin ALİ BARANSEL olduğunu, yönetim kurulunda bulunduğunu, kendisini müsteşarlığa yakıştırdıklan için televizyonun müsteşan diye hitap ettiklerini, hükümetin yaptıklannı beğenmediğini, tasvip etmediğini, onlara destek verilmesi için o şekilde konuştuğunu, bu operasyonu da çok olumlu bulduğunu,

03/01/2008 tarihli EMRE GÜLALTAY ile yaptığı görüşme ile ilgili olarak: Genelde EMRE GÜLALTAY'm kendisini aradığını, bahsettiği gibi Çin'de karşılaşmış olduklannı, EMRE GÜLALTAY'm kendisinin iş adamı ve televizyon sahibi olduğunu öğrendiğini, böyle beni sık sık arayıp lüzumsuz yere konuştuğunu, kendisinin sadece dinlediğini, çok fazla kendisine cevap vermediğini, bahsettiği Muzaffer'in kim olduğunu bilmediğini ancak bahsettiğinin başka bir binbaşı olduğunu, Ayhan TAŞKIN'm abisi olan binbaşı oluğunu, ailesinin avukat bulması için Çorlu Devlet Hastanesinde doktorluk yapan ablası ile birlikte geldiklerini, avukat Lütfi İŞBULAN'ı önerdiğini, gidip görüşüp görüşmediklerini bilmediğini, "Tekirdağ"dan Haber Var mı?" şeklinde bahsedilen Tekirdağ F Tipi Ceza Evinde yatanlarla ilgili bir konu olup olmadığını bilmediğini, Ayhan DAŞGIN'm abisinin Tekirdağ'da değil de burada bir askeri cezaevinde yattığını bildiğini, Muzaffer'in mahkemesi olarak bahsedilen Muzaffer TEKİN'in mahkemesi olacağını zannetmediğini, Muzaffer TEKİN'i tanımadığım^^^effiaıig^^bir yakınlığının olmadığını, bundan yaklaşık 14-15 yıl önce Bahadır TETİK igfjımde KurmS^Albay olarak görev yapan

[pic]

I

19C

arkadaşını bir defa telefonda Muzaffer isminde birisiyle görüştüğünü, o dönemde Azerbeycan'da inşaat işi yapmayı düşündüğünü, Muzaffer'in de müteahhitlik yaptığını kendisine anlattığını, belki birlikte Azerbeycan'da iş yapanz düşüncesi ile tanıştırmak istediğini, telefonda kendisine bir merhaba dediğini, kendi telefonu ile değil de Albayın telefonundan Muzaffer TEKİN ile bir görüşme yaptığını, onun dışında yüz yüze bir konuşma yapmadığını, onun davası takip edecek bir yakınlıklarının olmadığını, görüşmede geçen "Kasımpaşalı" tabirinden uzun boylu, Recep Tayyip ERDOĞAN'a benzeyen elinde tespihle dolaşan eczanenin yanında bulunan bir şahıs olduğunu, Kasımpaşalı'dan kastının Başbakanımıza karşı herhangi bir saygısızlığının söz konusu olmadığını,

03/01/2008 tarihli Y.. .0.. ile yapmış olduğu görüşme ile ilgili olarak:

Bu görüşmede BOP komutanı olarak bahsettiğinin Büyük Ortadoğu Projesi komutanı Yaşar BÜYÜKANIT Paşa olduğunu, o gün Diyarbakır da patlayan bomba sonucunda çocukların nasıl parçalandığını gördüğünü, duygulandığını, bu konuşmayı ağlayarak yaptığını, heyecanla söylemiş olduğu tabirler olduğunu, densizlik yapmış olduğunu, yoksa Diyarbakır Belediye Başkanını öldürecek falan olmadığını, orada kastettiğinin teröre destek verenler olduğunu,

22/01/2008 tarihli görüşme ile ilgili olarak:

Bu görüşmeyi yurtdışından geldikten sonra, (Çin'den) gazeteleri okuduktan sonra soy ismini hatırlamadığı Emekli Başkomiser Bayram isimli şahısla yaptığını, "Ercüment Gelirse Herşey Düzelir" şeklinde O'nun söylediğini, Ercüment dediği kişinin Ankara Emniyet Müdürü Ercüment YILMAZ olduğunu, "Ercüment Gelirse Düzelir Her şey" dediğinin terörü Ercüment'in bitireceği konusu olduğunu, "Veli Küçük, Meli Küçük Alınmış" şeklindeki konuşmalanmn gazeteden okuduğu haberin içeriğini doğrulatmak için yaptığı bir görüşme olduğunu, daha doğrusu yorumunu almak istediğini, O'nu da "Daha Sonra Görüşürüz" dediğini, "telefonlar dinleniyor" şeklindeki uyarmasmdaki kastın Ercüment'in ismini zikrettiği takdirde yıpranır şeklinde hatırlattığını, çünkü emniyette bir çekişme olduğunu, ondan dolayı bu şekilde konuştuğunu,

Emniyet ifadesinde ERCÜMENT'İ hatırlamadığını söylediği kendisine hatırlatılarak tekrar sorulduğunda;

Nezarette sabaha kadar bunu düşündüğünü, Ercüment diye iki arkadaşının olduğunu birinin Ankara Emniyet Müdürü, diğerinin de otomobil yedek parça imalatçısı olan Ercüment olduğunu, onu tanımaz diye bu yorumu getirdiğini, aynca onun terörle de bir ilişkisinin olmadığını, işadamı olduğunu,

Görüşme içinde geçen CEMAL'in kim olduğu ile ilgili olarak:

BAYRAM oğlu olup askerde olduğunu,

22/01/2008 günü saat 12:26 da KÜRŞAT isimli şahısla yaptığı görüşme ile ilgili olarak:

Kürşat Paşa'nm emekli general Kürşat ATILGAN olup halen MHP Adana milletvekili olduğunu ve yaptıklan samimi bir görüşme olduğunu,

Konuşmanın içeriğinde "...ELLİ ALTMIŞ KİŞİ ALDILAR, KEMALİ FALAN ALDILAR, HİÇBİR ŞEY OLMAZ, ÖYLE BİR ÖRGÜT MÖRGÜT YOK, ŞİMDİ NE OLACAK... KAFALARINA GÖRE ŞEY ÇİZİP GİDİYORLAR... VELİ KÜÇÜK SİLAHLI KUVVETLERDE ÇOK SEVİLEN BİR ADAM DEĞİLDİR... KENDİ BAŞINA ÇALIŞIYOR..." şeklindeki sözleri ile neyi kastettiği sorulduğunda;

KEMAL olarak bahsettiğinin medyadan eylem falan yapan ve memleketi meşgul eden Kemal KERİNÇSİZ olduğunu, bunlann akıllı adamlar olmadığını, örgüt olamayacaklanm olsa olsa mafya olabileceklerini, onu kastettiğini, milliyetçiliği kendi kafalanna göre yapıyorlar dediğini, aslında milliyetçiliğin vatana millete faydalı olmakla olur demek istediğini, Silahlı Kuvvetlerden görüştüğü ve aldığı izlenime göre VELİ KÜÇÜK'ün SEDAT PEKER'le şunla bunla, illegal işlerle uğraşan kişilerle-meşgul olan bir kişi olarak bir

generale yakışmayacağını düşündüğü tavır içinde olduğunu değerlendirdiğini, onun için bu şekilde söylediğini,

22/01/2008 tarihinde Hayrettin ALP ile yaptığı görüşme ile ilgili olarak:

Hayrettin ALP'in Bakırköy sahiline giderken Yedikule'de Onbaşılar Ocak Salonu isminde kebap salonu işleten şahıs olduğunu, onla yapmış olduğu görüşmede "Reisim" şeklinde birbirimize hitap ettiklerini, yani Reislikten kastının Belediye Başkanlığı olarak anladığını, Drej Ali'yi Sami HOŞTAN'ı gazeteden okuduğunu, kendilerini tanımadığım Veli KÜÇÜK'ün uyarılmasını "İKAZ ETTİK" şeklinde söylemiş ise de Genelkurmaydan düzgün insanların kendisini ikaz ettiğini ima etmek istediğini, yoksa kendisinin ikaz etmesinin söz konusu olmadığını, televizyonun yönetim kurulu toplantısı sırasında emekli paşaların kendisini ikaz ettikleri konusu açıldığını, o zaman böyle bir konu konuşulduğunu duyduğunu, yoksa kendisini ikaz etmesinin uyarmasının söz konusu olmadığını, görüşme içinde geçen insan kaçakçısı İsmail'in işyeri sahibi olup, yanında çalışan Nilüfer ismindeki kızın o yeri müşterisine kiralamak istediğini, onla ilgili araştırma yaparken oradakilerin insan kaçakçısı İsmail dediklerini, öyle bir konuşma geçtiğini,

Veli KÜÇÜK'ün normal insanlarla gezmediğini, Muzaffer TEKİN'le, Sedat PEKER'le illegal işlerle uğraşan kişilerle admm anıldığını gördüğü için o şekilde konuştuğunu,

22/01/2007 tarihinde saat 19:31'de X şahısla yapmış olduğu görüşme ile ilgili olarak:

Bu görüşmeyi Korgeneral Ethem ERDAG ile yaptığını, konuşmasının hala arkasında olduğunu, ERGENEKON soruşturması kapsamında gözaltına alman kişilerle ilgili yaptığı konuşmaların doğru olduğunu, bu kişilerin sözde ülkücü geçinip ceplerine çalışan kişiler olduğunu, bunlan tasvip etmediğini söylediğini, bu görüşlerimden dolayı bu soruşturmada olmamam gerekiyor diye düşündüğünü,

24/01/2008 tarihli NURETTİN isimli şahısla yapmış olduğu görüşme ile ilgili olarak:

Bu görüşmeyi MİT'çi Nuretin A... ile yaptığını hatırladığını, bir akrabasının Beşiktaş Adliyesine getirildiğini, ona yardımcı olmak için Avukat Lütfi İŞBULAN 'ı avukat olarak ayarladığını, gerisini bilmediğini,

24/01/2008 tarihli saat 12:37'de NURETTİN isimli şahısla yapmış olduğu görüşme ile ilgili olarak:

Çok fazla Beşiktaş Adliyesinde görünmek istemediğini, çünkü kendisini tanıyacaklarını, Beşiktaş'ta Simit Sarayının olduğu binanın sahibi olduğunu, elektrik elektronik satan marketinin olduğunu, cep telefonu sattığını, adliyenin içinde iş adamı olarak pek fazla görünmek istemediğini, o nedenle söylemiş olabileceğini, çok fazla görünmek istemediği için bu şekilde konuştuğunu,

25/01/2008 tarihli saat 10:18'de NURETTİN AKEL isimli şahısla yapmış olduğu görüşme ile ilgili olarak sorulduğunda;

Orada da Nurettin'in tutuklanan yakını için Bayrampaşa Özel Tip Cezaevinde 1996 yılında tutuklu olarak kalırken tanıdığı ve kendisine oğluna iş bulmada yardımcı olduğu Baş Gardiyan Selahatin KARABOĞA'nm Nurettin'e yardımcı olması için ismini verdiğini, tutuklanan kişinin ismini bilmediğini, öğrendiğine göre Selahattin isminde otelcilik yapan bir şahıs olduğunu öğrendiğini, ancak soyadını şuanda bilmediğini, Nurettin AKEL'in bundan yaklaşık 3 ay önce MİT'ten emekli olduğunu, Selahattin'in otelinde müdür olarak çalıştığını, bu nedenle yardım istemiş olduğunu, bunu adliyeye geldikten sonra avukatının telefonuyla görüşüp öğrendiğini, yardımcı olduğu Selahattin ismindeki şahsın ERGENEKON soruşturması ile hiçbir ilgi ve alakasının olmadığını, kesinlikle Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile ilgili hiçbir yardımda bulunmadığım, avukat olarajkta^^Lütfi İ..'m Selahattin'e hiçbir hukuki yardımda bulunmadığını, çünkü daha önce#kendisine İdu davayı incelemesi için

dosyayı götürdüklerini, ücret konusunda anlaşamadıklarını, o nedenle Lütfi'nin de kendilerine yardımcı olmadığını, başka bir avukat yardımcı olmuşsa da bilmediğini,

31/01/2008 tarihinde NURİ ismindeki kişi ile yaptığı görüşme ile ilgili olarak sorulduğunda;

Bu görüşmeyi yaptığı şahsın Mardinli NURETTİN bey olduğunu, davaya konu olan şahsın kim olduğunu bilmediğini, avukat NURETTİN' in kendisinden yabancı bir kişi cezaevinden tahliye olduktan sonra nasıl bir işlem yapılıyor diye emniyetçilerden sormasını istediğini, bunun üzerine yabancılar şubesini aradığını, anlatılanları Avukat Nurettin' e ilettiğini, özel olarak bir kişiyi aramadığını, yabancılar şubesini arayıp, çıkan bayana sorduğunu,

13/02/2008 tarihli yapmış olduğu görüşme içeriğindeki "ONLAR SAHTE ERGENEKON, BİZ HAKİKİ ERGENEKONUZ... PROJENİZDEN VAZ MI GEÇTİNİZ, BEKLEYİN YAKINDA TANKLARI GÖRÜRSÜNÜZ, TANKLAR GELİYOR MU YOKSA TANKLAR GELİYOR, GÖRÜRSÜNÜZ, YANİ BAYKAL BOŞUNA İPE GİDECEKSİNİZ DEMİYOR..." şeklindeki sözleri ile ilgili olarak sorulduğunda;

Burada "Hakiki ERGENEKONuz" derken gerçek çalışan, Ülkesine yararlı olan işadamları olarak kendilerini kastettiğini, "TANKLARI YAKINDA GÖRÜRSÜNÜZ" demesindeki amacın da tankların Kuzey Irak'a gireceğini ima etmek için kullandığı söz olduğunu,

20/02/2008 tarihinde Kurtuluş ile yapmış olduğu görüşme ile ilgili olarak sorulduğunda;

Bu görüşmeyi Düzce'li parfüm imalatı yapan Çetin HORASAN'ın kardeşi Kurtuluş HORASAN ile yaptığını, o gün Fenerbahçe'nin Sevilla maçının olduğunu, arabasını otoparkçı olan soyisimini hatırlamadığı ALİ' nin kullandığını, maça Cengiz SÜNERİN (EMEKLİ ALBAY) ile birlikte gittiklerini, stada girerken kapıda Eskişehir Alay Komutanı Zafer CENGİZ ile buluştuklarını, yolda maça giderken kendisini Çetin HORASAN' m aradığını, kardeşi KURTULUŞ'un İstanbul Ümraniye'de Çavuşpaşa karakolunun bulunduğu yerde alkollü araç kullanırken görevli jandarma ekibi tarafından yakalandığını, ehliyetine el konulduğunu, kendisine yardımcı olmasını, tanıdığının olup olmadığını sorduğunu, kendisinin de bir saat sonra aramasını çünkü maça gittiğini, orada tanıdık birisiyle buluşacağını ve kendisine yardımcı olacaklanm söylediğini, bunun üzerine kendi telefonundan KURTULUŞ'u aradıklarını, nerede olduğunu sorduğunu, Çavuşpaşa karakolunda olduğunu söylediğini,

Konuşma içeriğinde "HEMŞERİSİYİM KURTULUŞ HORASAN, KURTULUŞ ŞEY SEN ŞEYİN BEN ŞİMDİ ÇETİN'İN ARKADAŞIYIMDA ALİ, ALİ BEN NERDESİN" şeklindeki konuşmanın okunup kendisini ALİ olarak tanıtıp tanıtmadığı ile ilgili olarak sorulduğunda;

Belki de kendisinin aramadığını, ALİ' nin aradığını,

Devamla "HE ŞEYİ SEN EVET SEN EVET HAYIR DE ŞEYE O KİMLİĞİN ŞEYİ ÇIKTIMI BELLİ OLDU MU" şeklinde neyi sorduğu ile ilgili olarak sorulduğunda;

Bu arada Jandarma Trafikle görüştüğünü, hem alkollü yakalandığını hem de ehliyetini ibraz edemediğini öğrendiğini, Jandarma timinin kendisine ehliyeti çıkarması lazım dediği için KİMLİĞİN ŞEYİ ÇIKTIMI şeklinde sorduğunu,

Devamla "HA BİSEY YOK DEĞİLMİ O ŞEYİN SÖYLEMEMİŞ SANA ORAYA BU SÖYLE ADINI ÇEK VARDI YA SENİN ÇEKİNDE DOLAYI BİR ARANMAN VARMIŞ" diye sorduğunu, KURTULUŞ' un "KESİNLİKLE YOK ÖYLE BİRŞEY" şeklinde cevap verdiğini,

22/10/2008 tarihinde saat 22:10'da KURTULUŞ ile yaptığı görüşme ile ilgili olarak sorulduğunda;

Bu görüşmeyi kendisinin değil yanında beraber maç izledikleri Eskişehir Alay Komutanı Albay ZAFER CENGİZ' in yaptığını, orada "EHLİYETSİZ CEZA

/^ 1905

YAZACAKLAR, HERHANGİ BİR ŞEY KONUŞMA KİMSEYLE TAMAM" şeklinde konuşan kişinin ZAFER ALBAY olduğunu, daha sonra aynı şeyleri konuştuğunu, normalde ehliyet olmadığı zaman aracın bağlanması ve ehliyetsiz araç kullananın trafik mahkemesine çıkarılması gerekiyor diye bildiği için Çavuşpaşa Karakoluna gittiklerinde nöbetçi subayı ile görüştüğünü, nöbetçi subayın trafik ekibini oraya çağırdığını, ehliyeti bulunmadığı için alkollü araç kullanmaktan ceza kestiklerini, ayrıca ehliyetine el koyma zaptı düzenlediklerini, ancak ehliyetinin o anda olmadığını, ertesi gün ehliyeti getirip bize teslim edin dediklerini, çünkü ehliyeti varmış gibi işlem yaptıklarını, çünkü bilgisayardan ehliyetinin olduğunu çıkarttıklarım, aracı ve şahsı kendisine teslim ettiklerini, kendisinin de kardeşleri gelince onlara teslim ettiğini,

20/02/2008 tarihli saat 22:37'de Eskişehir'deki komutanla yapmış olduğu gizli numara ile yapmış olduğu telefon görüşmesinin yukarıda anlatmış olduğu beyanlarıyla çelişki teşkil ettiğinin görülmesi üzerine, tekrar "KOMUTANIM ESKİŞEHİRDEMİSİNİZ, ESKİŞEHİRDE ESKİŞEHİRDE İYİ YA KOMUTANIM YA BEN SİZİ BİR RİCA İÇİN ARADIM... " şeklindeki konuşmada kendisine yardımcı olduğunu iddia ettiği ZAFER albayın Eskişehir de olduğunu beyan ettiği ile ilgili olarak sorulduğunda;

Zafer Albay'm Eskişehir'de olmadığını, İstanbul'da olduğunu, niçin Eskişehir'deyim dediğini anlayamadığını, kendisinin izin almadan gelmiş olması halinde kendisine bu şekilde söylemiş olabileceğini, maça 68.dakikasında stadın önünde buluşarak beraber girdiklerini, aslında ALİ ile birlikte Beşiktaş'tan maça gittiğini, stadın girişinde Cengiz Albayla buluşacaklarım, ZAFER ALBAY'm yani Eskişehir Alay Komutanının sürpriz yaptığını, CENGİZ' in yanında onun da olduğunu, telefon açtığında henüz buluşmadıklarını, kendilerinin Fenerbahçe Orduevinde yemek yiyip oraya geldiklerini,

21/02/2008 tarihinde M.. E...E... ile yapmış olduğu telefon görüşmesi ile ilgili olarak sorulduğunda;

Bu görüşmeyi İstanbul Ayazağa Kolordu Komutanlığından emekli olan Mustafa E.. E... ile yaptığını, Mustafa E... E...'nm Elazığ da görev yaparken askeri alım ihalelerinde inşaat ile ilgili bir konuda soruşturma geçirmiş olduğunu, 250 YTL para cezası aldığını, bu karan temyiz ettiğini, davasını Ankara'daki avukat arkadaşı ALİ T..'m takip ettiğini, Ali T..' m aynı zamanda televizyonlarının hukuk müşavirliğini yaptığını, kendisinden almış olduğu bilgileri MUSTAFA E.. E...' na aktardığını, görüşmenin bu konuyla ilgili olduğunu,

22/02/2008 tarihi saat 07:57*de Kaan DUT'a göndermiş olduğu "YUKARI BİZE AİT DEĞİL DE ATÖLYE DE ÇEKMECEDE ALİ'YE AİT BİRŞEY VAR ONU YOK ET" şeklindeki SMS mesajı ile ilgili olarak sorulduğunda;

Kaan DUT'un, kendisinin abisi olan Hayrullah ERTEKİN, Ediz AYDIN ve Çağrı ERTEKİN' in ortak olduğu Beşiktaş'taki ERGOLD Kuyumculuk dükkanının sorumlusu ve işleticisi olduğunu, ALİ' in de üst katta kuyumcu atölyesi olan ABDULMUTTALİP TONÇ olduğnu, mesajda bahsettiği yok edilmesini istediği şeyin ALİ olarak bahsettiği ABDULMUTTALİP TONÇ' un atölyesinde çekmecedeki GLOCK marka ruhsatsız tabancanın olduğunu, polis arama yapacak pasajı açın diye ALİ'yi aradığında silahının olduğunu söylediğini, bunun üzerine KAAN'ı uyarma gereği hissettiğini, KAAN'm cep telefonundan polislerin "ne mesela" şeklinde mesaj çektiklerini, kendisinin de telefonla arayarak "SİLAH" dediğini,

Ruhsatlı veya ruhsatsız herhangi bir silahının bulunmadığını, ele geçirilen GLOCK marka tabancanın ABDULMUTTALİP TONÇ'a ait olduğunu, kendisinin PKK itirafçısı olup Devlete bağlı birisi olduğunu, komutanlarının söylemesi üzerine kendisine pasajın içinde küçük bir oda verdiğini ve tezgah kurduğunu, fabrikasından bir usta getirip kendisine iş öğretmelerini söylediğini ve kuyumculuk işini öğrendiğini, kaynak ve cila işlerini yapabildiğini, üç tane çocuğu olduğunu, bir tanesinin gözünün kör olduğunu, Dünya Göz Hastanesinde tedavi ettirdiğini, ayrıca kendisinin kırık dişlerini yaptırdığını, insanlık namına

kendisine oğlu ile birlikte yardımcı olduklarını, silahın Abdulmuttalip TONÇ' da olacağını hiç tahmin etmediğini, kendisinin silah alabilecek kadar parasının olmadığını, Ümraniye'de amcasının yanında kaldığını bildiğini, haftada 100 YTL kadar kazandığını, 70 YTL sini eşine memleketine gönderdiğini, diğer silahın da KAAN DUT' a ait olduğunu, KAAN' m ERGOLD kuyumculuk yönetimini yapan müdür gibi kasa anahtar bütün işlerden sorumlu olduğunu, yanında çalışmadığını, hiçbir alakasının bulunmadığını, babasını güvenilir birisi olarak tanıdığını,

Yukarıda ERKUT ERSOY' u tanımadığını beyan ettiği halde arama sırasında ele geçen Yapı Kredi isimli ajandanın içerisinde "ÖZEL BÜRO 0543 533 17 69" numaralı telefonun yazılı olduğu ve bu telefonun soruşturma kapsamında tutuklu bulunan ERKUT ERSOY'a ait olduğunun hatırlatılarak sorulması üzerine;

İnternette google'de enternetgrup adı altındaki grupta Atatürk, 120 Kasım, Cumhuriyet gibi konularda yazı yazdığını, daha sonra kendisine adresinden içeriğinde Atatürk' e hakaret olan bir mail geldiğini, "SİZ KİMSİNİZ NASIL ATATÜRK'E HAKARET EDERSİNİZ" diye cevap yazdığını, gelen cevapta da "ADRESİNİ VER BİZ SANA ANLATALIM " dediklerini, adresini ve telefon numarasını yazıp ergold@ E-mail adresimden info@ adresine gönderdiğini, onlarında kendisine telefon açtıklarını, "sana gelecez, gösterecez, kafana sıkacaz" dediklerini, bu olayın yaklaşık 3 yıl önce 2005 yılında ajandanın yazılı olduğu sayfadaki günde gerçekleşmiş olduğunu, o sırada c/arpozelburocom yazdığını, bu arp sini bulduğunu, email adresini bulduğunu, ayrıca bu sitenin servis sağlayıcısına ulaştığını, Kanada firmasını aradığını, onlara "Bu Site İle İlgili Bir Arıza Var, Tamir Edilmesi Gerekiyor, Fakat Ben Şuanda Yardımcı Olamıyorum, Bana Yardımcı Olumlusunuz" dediğini, servis sağlayıcı firma ile görüştükten sonra çek etmem lazım dediğini, bilgilerini sorduğunu, bu bilgileri kendisine verdiğini, teşekkür edip kapattığını, sonra telefonu kaydettiğini ve bu numarayı aradığını, özel büro olup olmadığını sorduğunu, arayan kişilerin onlar olması durumunda söylediklerim iade ettiğini söylediğini, kendileri ile bir bağlantısının olmadığını,

SEDAT PEKER'i tanıyıp tanımadığı, kendisi ile bir ilişkisi olup olmadığı ile ilgili olarak sorulduğunda;

SEDAT PEKER'i tanımadığını, kendisi ile yüz yüze veya telefonla görüşmediğini, ancak bundan yaklaşık 8 veya 10 yıl önce tam uçağa bineceği sırada birisinin cep telefonundan arayarak SEDAT PEKER olduğunu söylediğini, inanmayıp telefonu kapattığını, o sırada Ankara'ya gittiğini, uçağa biniyorum deyip kapattığını, internette Sedat PEKER'in fikir alışverişinde bulunduğu kişiler Hayretin ERTEKİN, Veli KÜÇÜK, Korkut EKEN ve Yavuz KAYRAL şeklinde çıkan haber üzerine Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduğunu, ayrıca Fatih 1 .Asliye Ceza Mahkemesine tekzip için başvurduğunu,

Arama sırasında evinde ele geçirilen 22 nolu CD içerisindeki SEDAT PEKER ile birlikte bir şahsın elinde silah ve Türk bayrağı olan şahsın kim olduğu ile ilgili olarak sorulduğunda;

SEDAT PEKER'i basından tanıdığını, o şekilde teşhis ettiğini, elinde silah olan şahsın kim olduğunu bilmediğini, bu CD'nin depodan çıktığını, yeni olan birşey olmadığını, 1996 yılında gözaltına alındığında bilgisayar ve diğer malzemelerin adli emanete alındığını, daha sonra çuval içinde iade ettiklerini, belki emniyette veya adli emanette karışıp yanlışlıkla iade edilmiş olabileceğini, böyle bir CD hatırlamadığını,

27/10/2007 tarihli EMRE GÜLALTAY ile yapmış olduğu görüşmede geçen "KENDİSİNİ ÖZLEDİĞİ YÖNÜNDEKİ" beyanları ile yukarıda kendisinden hoşlanmadığı ve görüşmek istemediği konusu hatırlatılarak sorulduğunda;

EMRE'nin kendisinden 28 yaş küçük olduğunu, onu çocuğu gibi gördüğü için bu şekilde konuşmuş olabileceğini,

[pic]

06/11/2007 tarihli Emre GULALTAY ile yapmış olduğu görüşme okunduğunda orada "DAVA MAHKEMEDE, KİLİT İFADE VERECEK BİR ADAM VAR, BUNUN DA ÇEKTEN MAL BEYANI VARMIŞ" dediği, sizin de "DOĞRUDUR GBT ÇEKİYORLAR, AMA BİZ GÖTÜRÜRÜZ ONU, GELSİN BİZ GÖTÜRÜRÜZ" şeklinde beyanda bulunması EMRE GÜLALTAY'm yakalamalı olarak aranan bir şahıs olduğunu bildiği halde Beşiktaş Adliyesinde bulunan davası ile ilgili KİLİT İFADE VERECEK ŞAHSIN KİM OLDUĞU VE KENDİSİNİ NİÇİN EMREYE YARDIMCI OLDUĞU sorulduğunda;

Emre'ye yardımcı olmak gibi bir durumunun olmadığını, burada Murat'ın akrabası olması cihetiyle EMRE'nin böyle bir çeki ödemesini Murat'ın istediğini, EMRE'nin yakalamalı olduğunu bilmediğini, yoksa yardımcı olmayacağını,

13/11/2007 tarihli EMRE GULALTAY ile yapmış olduğu görüşme okunduğunda ve orada "EMRE'NİN YARIN MAHKEMEM VAR ABİ" dediği kendisinin de "BİLİYORUM, HABERİM VAR, HEPSİNDEN HABERİM VAR, O ADAM GELMEDİ, O ADAM İFADE İÇİN GELMEDİ, BEN SÖYLEDİM ORAYA" şeklinde konuşması hatırlatılarak kendisinin davadan haberdar olduğunun anlaşıldığı kendisine tekrar okunarak sorulduğunda;

Emre GÜLATAY'm eniştesi olan ve Çin'de tercümanlığını yapan aynı zamanda komşusu olan MURAT KILIÇ'tan bunun davası olduğunu öğrendiğini ancak yakalaması olduğunu bilmediğini, ifade verecek adamı da bilmediğini,

19/12/2007 tarihli Hakan ile yapmış olduğu görüşme ile ilgili olarak sorulduğunda;

HAKAN'm soy ismini bilmediğini, konsolosluklarda vize alma işleri ile uğraştığını ve askere gidecek olduğunu, yanındaki komutanlara bu çocuk askere gidecek iyi bir yere verin komutanım dediğinden O'nun da kendisine "KOMUTANIM" diye hitap ettiğini,

27-28/12/2007 tarihlerinde Emre GULALTAY ile yapmış olduğu görüşme ile ilgili olarak sorulduğunda;

Emre'nin sık sık kendisini aradığını aslında Katar'a falan gittiğinin olmadığını, cebinde parasının olmadığını, gittiğine inanmadığını, Kayseri'den hemşerilerinin geldiğini, oradan dönerken kendisini aradığını,

01/02/2008 tarihli Emre GULALTAY ile yapmış olduğu görüşme ile ilgili olarak sorulduğunda;

Belirttiği gibi Çin Türk İşadamları Derneği kurmalarını söylediğini ve para istediğini ancak kabul etmediğini, boş konuştuğuna inandığını, telefonu bir kenara koyup ne konuştuğunu bile dinlemediğini,

05/01/2008 tarihli EMRE GULALTAY ile yaptığı görüşme ile ilgili olarak sorulduğunda;

Telefonundan Sedat KILIÇ'm karşı tarafta abisi MURAT ile yaptığı görüşme olduğunu, "tozları aldın mı" şeklinde bahsettiği tozun sucuk yapmakta kullanılan baharat karışımı olan numunelik 20 kg lık Çin'e götürdüğü toz olduğunu, ilk defa SEDAT'la o gün Yeşilköy Havalimanında tanıştıklarım,

Süleyman ÖNALAY'ı tanımadığını, Erhan DAŞGIN'ı Ayhan DAŞGIN'm abisi olarak tanıdığını, Binbaşı olduğunu bildiğini, bahsettiği gibi kardeşi Çorlu'da doktor ile birlikte geldiklerini, bir avukata yönlendirdiğini ama şuanda hangi avukat olduğunu hatırlamadığını,

28/12/2007 tarihli görüşme ile ilgili olarak sorulduğunda;

Ayhan DAŞGIN'm AVEA'da alım işlerine bakan kişi olduğunu, elektronik işi yaptığı için kendisi ile tanıştıklarını, abisi olan Erhan Binbaşı'mn Özel Kuvvetlerde görev yaparken bir suç işlemiş olup halen Askeri Cezaevinde tutuklu olarak bulunduğunu ve Beşiktaş 13. Ağır Ceza Mahkemesinde davasının devam ettiğini, Ayhan'ın kendisinden avukat bulmasını istediği için sadece kendisine yardımcı olmak istediğini,

02/01/2008 tarihli saat 16:11'de AYHAN DAŞGIN ile yapmış olduğu görüşme ile

ilgili olarak sorulduğunda; ' - -

"ŞİMDİ BEN KONUŞTUM KOMUTANLARLA, ŞEYİN K.. BEY'LE GÖRÜŞÜLECEK DİYECEKLER ŞEYE YANİ ORAYA GİDECEKLER, NORMAL TELEFONUN YOK MU SENİN, BENİ BAŞKA NUMARADAN ARASANA, BU NUMARA DİNLENİYOR DA" şeklindeki konuşması okunduğunda:

Orada komutanların bir araya gelip, avukatla da buluşup mahkemeye nasıl bir dilekçe yazılacaksa yazmalarını söylediğini, telefonda cızırtı olduğu için normal telefondan konuşmasını söylediğini,

24/10/2007 tarihli görüşme ile ilgili olarak sorulduğunda;

Bu görüşmeyi bir general ile yaptığını, ancak ismini şuanda hatırlamadığını, Güneydoğu da meydana gelen olaylardan dolayı duyduğu üzüntü nedeniyle yapmış olduğu duygusal bir görüşme olduğunu, BUZINESS TV'ye iki emekli tümgeneral YALÇIN ÖZÇER ve RIZA KUÇUKOGLU'nu getirdiğini, ancak RIZA PAŞA hükümet aleyhinde konuşmalar yapınca kendisinin işine 1 ay önce son verdiğini,

13/11/2007 tarihli görüşmeler ile ilgili olarak sorulduğunda;

Bu görüşmelerde geçen Semih SADİ, BUZINESS TV nin ortağı olduğunu, ismi geçen Fatih'in avukat Fatih VOLKAN olduğunu, Meltem'in de kanalda çalışan soy ismini hatırlayamadığı mali işlere bakan kişi olduğunu,

Ortağı Semih SADİ'nin internette kumar oynatmaktan gözaltına alındığım, SAMİ KILIÇ'm Kayseri'den hemşerisi olduğunu, tekstil işi yaptığını, ortağına yardım etmesi için aradığını, Sultanahmet adliyesinde olduğunu söylediğini, bir hafta yattıktan sonra tahliye olduğunu, ortağının kurtulduğunu, Hakan AYGÜN'ün genel yayın yönetmeni olduğunu, Semih SADİ ile ilgili davanın hala İstanbul Adliyesi Asliye Ceza Mahkemesinde tutuksuz olarak devam etmekte olduğunu,.

16/11/2007 tarihinde Savcı O., ile yapmış olduğu görüşme ile ilgili olarak sorulduğunda;

Ortağını cezaevinde iyi bir yere koymaları için yaptığı bir görüşme olduğunu, şuanda hangi Savcı olduğunu hatırlamadığını, yine ayrıca Bayrampaşa cezaevinde görev yapan 2. müdür Ramazan, gardiyan Selahattin KARABOGA, gardiyan Hamdi ile ortağı Semih SADİ için aramış olabileceğini,

26/11/2007 tarihli görüşmeleri ile ilgili olarak sorulduğunda;

Pınar'in Konyaspor teknik direktörü ÜNAL'ın eşi olduğunu, Ünal KARAMAN'm yeğeninin kısa dönem erlik sınavına girdiğini, yardım istediklerini, Ankara'dan ASAL'dan tanıdığı kişileri aradığını, şuanda ismini hatırlamadığını ve Balıkesir'e tayini yaptığını,

07/12/2007 tarihli görüşme ile ilgili olarak sorulduğunda;

Mehmet DALMAZ'm Kayseri'den hemşerisi olduğunu, yaşlı saygıdeğer bir insan olduğunu, askerlikle ilgili bir şey öğrenmek için sormuş olduğunu, yardımcı olduğunu,

Adil TİMURTAŞ'ı tanımadığını, ancak Ümraniye Cezaevinde yatıyor olduğunu, eşiyle genç bir erkek kişinin kendisine geldiklerini, daha doğrusu gardiyanın kendisine yolladığını, ismini hatırlamadığı bir gardiyanın gönderdiğini, "Hayrettin baba kişidir, size yardımcı olur" dediğini, kadının elinde bir parça peynir alıp geldiğini, kendilerine yardımcı olmasını avukat bulmasını istediklerini, ancak yardımcı olamadığını, ceza aldığını duyduğunu, hatta yanında getirdiği Ertan isimli şahsa yol parasını vererek götürmesini söylediğini,

20/11/2007 tarihli görüşme ve içeriğindeki küfürleşmeler ile ilgili olarak sorulduğunda;

Nurettin adındaki şahsın Nurettin AKEL olduğunu, niye o şekilde küfür ettiğini anlayamadığını, zannederse sarhoş olduğunu,

30/11/2007 tarihli MUSA ile yaptığı görşümede "KONYADA OYNUYORLAR, DOĞRU, İYİ ŞEYİ VERDİ ABİ, BURSA YA VERDİ BİLİYORSUNUZ, YANİ

KONUŞULDUĞU GİBİ, ÖBÜR DEVREDE İKİNCİ YARIDA İNŞALLAH ŞEYLİK YAPMAZ, SAMET ABİ" şeklindeki görüşme ile ilgili olarak sorulduğunda;

Görüşme yaptığı kişinin Musa ÖZTÜRK olduğunu, rahmetli Turgut ÖZAL'm korumalığını yapan emekli emniyet müdürü olup Ankara'da yaşamakta olduğunu, futbolla herhangi bir ilgisinin olmadığını, gırgır ve espiri olsun diye yaptıkları bir görüşme olduğunu, Samet ABİ'ni de Samet AYBABA olduğunu,

19/12/2007 tarihli ŞEYHMUZ/HAKAN ile yapmış olduğu görüşme ile ilgili olarak sorulduğunda;

Kendisine komutanım diye hitap eden, konsolosluklarda vize işlerini takip eden soy ismini bilmediği Hakan isimli şahıs olduğunu, Ali AKAT ile birlikte Çin'e gideceklerini ancak Ali'nin vize formunda yanlış yazıldığını, Ali diye hatırladığını, Ali Osman olabileceğini, yanlışlıkla Hakan yanlış yazdığından geri gelip düzelttiklerini, Şeyhimiz diye birisini hatırlamadığını,

26/10/2007 tarihli yemekle ilgili yapılan görüşme ile ilgili olarak sorulduğunda;

Orada "GATA'nm yemek ihalesi olacak bize yardımcı olun" dediklerini, arayan kişinin televizyonun yemeğini veren şirketin sahibi olduğunu, GATA'da görev yapan, Tuncay Paşa, Çetin Paşa ve Hikmet Paşa'nm isimlerini verdiğini, kendisini referans göstermesini söylediğini,

05/12/2007 tarihli TARIK ile yapmış olduğu görüşme ile ilgili olarak sorulduğunda;

Tarık'ın soy ismini hatırlayamadığını, televizyon programı yapacaklarını, BUZINESS TV'de KOBİ'leri anlatan bir program yapacağını, onunla ilgili bir görüşme olduğunu,

12/12/2007 tarihinde yapmış olduğu görüşme ile ilgili olarak sorulduğunda;

Mili Savunma Bakanlığı Özel kalemi ile yapmış olduğu görüşme olduğunu, orada Genelkurmay'a Kuzey Kapısından girdiği zaman kimlik bırakmak zorunda kaldıklarını, Bakanlığın ön kapısından girince kimlik bırakmadıklannı, o nedenle orada buluşmayalım başka yerde buluşalım dediğini, Genelkurmaydan giriş yaptığı zaman orada çok arkadaşının olduğunu, onlara uğramadığı zaman ayıp olur düşüncesi ile o kapıdan girmek istemediğini, Bakanla yapacağı görüşmenin özel bir görüşme olduğunu,

26/12/2007 tarihli görüşmeleri ile ilgili olarak sorulduğunda;

Orada "ABİ TELEFONDA SÖYLEMİYEYİM BENİ SABİT TELEFONDAN ARA KONUŞURUZ" şeklindeki görüşmelerinde konuşacakları konulann ticari sır olması nedeniyle başkaları tarafından duyulmaması için yapılmış görüşmeler olduğunu,

31/01/2008 tarih Nurettin ile yaptığı görüşme okunduğunda, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 2005/207 Esas sayılı dosyasında 28/01/2008 tarihli duruşma ve Bulgaristan'da GENO ile ilgili dava hakkında kiminle neyi konuştuğu ile ilgili olarak sorulduğunda;

Burada görüştüğü kişinin Nurettin AKEL olduğunu, Laleli'de bir otelin müdürü olduğunu, otel sahibi ile reklam vermeleri ile ilgili konuşacaklarını, onu sorduğunu, Bulgaristanlı bir sanık olduğunu, tahliye olduktan sonra ne gibi bir işlem yapıldığını sorduğunu, öğrenip kendisine anlattığını,

01/02/2008 tarihli saat lLOO'da telefondan kendisini "avukat NURİ" olarak tanıtıp İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi kalemi ile yaptığı görüşme ile ilgili olarak sorulduğunda;

O sırada avukat NURİ beyle masada yemek yediklerini, masada kendisinin telefonundan arayıp, görüşmüş olabileceklerini,

31/12/2007 tarihli Nurcan ile yapmış olduğu görüşme ile ilgili olarak sorulduğunda; Nurcan'ın Balıkesir'de hemşirelik yapan arkadaşı olan bir bayan olduğunu, yeğenini birisinin bıçaklayıp ceza aldığını ve dosyanın Yargıtay'da olduğunu, avukat Ali T...'m da kendisi tanıdığını, herhangi bir ücret almadan ondan aldığı bilgileri ilettiğini,

[pic]

02/01/2008 tarihli Selahattin ARSLAN ile yaptığı görüşme ile ilgili olarak sorulduğunda;

İki tane teknesinin olduğunu, Diyarbakırlı olan Selahattin ARSLAN'dan aldığı mazot nedeniyle jeneratörlerin bozulduğunu, kendisine hırsız dediğini, haberinin olmadığını, adamlarının yapmış olabileceğini, sen bil adamların kim olduğunu bul dediğim, ayrıca kendisini şikayet edeceğimi söylediğini, ama şikayet etmediğini bu sır benimle mezar gider dediği konunun bu olabileceğini,

Arama sırasında ele geçirilen 4 adet MKE yapımı dolu fişek, 8 adet av tüfeğine ait dolu fişek, 1 adet USA SÜPER NAİF marka kahverengi saplı bıçak ve 1 adette av tüfeği fişeği ile ilgili olarak sorulduğunda;

Av tüfeği fişekleri ava gittiğini, o nedenle numune olarak aldığı fişekler olduğunu, 4 adet MKE yapımı mermiyi de daha önce 1997-1998 yıllarında sattığı Belçika Browning ruhsatlı silahına ait mermiler olduğunu, silahı sattığını ama mermilerin evde kaldığını, hatta arama sırasında çocuk odasının halısının kenarından çıktıklarını, askeri personele ait telefon bilgilerinin televizyoncu olması nedeniyle internetten aldığı bilgiler olduğunu,

Arama sırasında ele geçirilen Gülten KESKİN adına düzenlenmiş pasaport ve Gülten TATAR adına düzenlenmiş olan sürücü belgesi ile ilgili olarak sorulduğunda;

Bu şahsın 13-14 yıl önce şirketinde müdür olarak çalışan şahıs olduğunu, bu evrakları arayıp bulamadığını ve yenileri çıkarttığım, evindeki üst depoda diğer evraklarla karıştığını, herhangi bir şekilde kullanmadığını,

Arama sırasında ele geçirilen gizli kameralar ile ilgili olarak sorulduğunda;

Bunların gizli kamera olmadığını, vayles küçük kameralar olduğunu, numune olarak Çin'den getirdiğini, 15-16 tane getirdiğini, bunların yasak olmadığını, satışını yapacağını, herhangi bir yerde kullanmadığını, hepsinin ambalajında durduğunu,

Arama sırasında ele geçirilen şok cihazı, palalar, komando bıçaklan, samuray kılıcı, kelepçe, balta kürek seti ve metal sap, sapan, demir jop, havalı tabanca, harmankarden yazılı ekranlı cihaz, dijital dürbün, ambagi yazılı metal antenli cihaz, hami yazılı gri renkli ekranlı antenli cihaz, kurusıkı tabanca, bu tabancaya ait mermi şarjör, demir çubukları bulunan deri bileklik ve dijital dürbünlerin kendisine ait olduğunu, bunları Çin'de fuardan numune olarak getirdiğini, bunları peyderpey 3 yıl içerisinde gidip geldiğinde getirdiğini veya kargo ile sipariş verip getirttiğini, bunların yaptığı işle alakalı şeyler olduğunu, kurusıkı tabancayı oğlu Çağrı ERTEKİN'in Karaköy'den faturalı olarak satın almış olduğunu, silaha karşı olduğu için onun elinden aldığını, kendi evinde sakladığını, amatör gemi kaptanı belgesinin olduğunu, kaptan olduğu için ele geçen kelepçeyi gemide suç işleyen olursa kullanırım diye almış olduğunu, şirketlerine kayıtlı Rüzgar isimli teknesini olduğunu, kışın eşyaları boşalttığı için kelepçenin evde bulunduğunu,

İstanbul Kriminal Polis Laboratuarının 25/02/2008 tarih 2008/2510 Uzmanlık sayılı ekspertiz raporu okunduğunda:

Bu bıçakların 6136 sayılı yasa kapsamında olduğuna inanmadığını,

Arama sırasında 8 adet K.K.K.lıği'na ait amblem bulunan dokümanla ilgili olarak sorulduğunda;

Hilmi Özkök Paşa zamanında K.K.K.lığımn ambleminin değişmesinin söz konusu olduğunu, bilgisayarda değişik tipte 7-8 adet amblem yapıp gönderdiğini, 1 tanesinin beğenildiğini, ona bir yıldız ilave edilerek şuandaki K.K.K.lığmm amblemi olarak kabul edilip kullanılmakta olduğunu, bu belgenin de onunla ilgili olduğunu,

Arama sırasında ele geçen kurusıkı tabancaların kendisine ait olduğunu, hepsinin faturasının bulunduğunu, namlularını değiştirmediklerini ve orijinal olduklarını, yasa çıkınca kaydettireceklerini,

GLOCK marka tabanca, bir adet şarjör, şarjöre basılı 6 adet mermi ile 50 adet beyaz şeffaf poşetteki 9mm çaplı merminin belirttiği gibi kendisine Ali diye hitap ettikleri Abdulmuttalip TONÇ'a ait olduğunu,

Ele geçirilen malzemelerin kendisine bana ait olduğunu ve içeriğinde herhangi bir suç unsuru teşkil eden bir şey olacağım zannetmediğini,

Arama sırasında ele geçirilen 1 adet işlemeli deri kılıf bulunan ibaresiz toplu tabancayı 1987 yılında Azerbeycan'm Baku şehrinde beğenerek aldığını, çalışmadığını, ofisinde müze gibi bir camekan yapmış olduğunu, oraya koyduğunu, çalışmayan bir tabanca olduğunu,

TOLKİ-TOLKİ cihazları teknede kullandığı telsiz cihazları olduğunu, 2 adet BOXXER marka muştayı yurtdışında satmak için hazırlayıp döktüklerini, bunların kalıbı olduğunu, gümüşlerini yapıp satacaklarını, kalıp kavuçuğunun da halen mevcut olduğunu,

Arama sırasında ele geçirilen Ali Osman AKAT'a ait nüfus cüzdanının bulunma sebebinin, Çin'e gitmek için vize alacaklarını, o nedenle kendisine bıraktığını,

Arzu TAŞTAN' a ait nüfus cüzdanı ve sürücü belgesinin dükkanında ele geçirilmesinin şu şekilde olduğunu, Geçen hafta çarşamba günü bizim pasaj içerisinde orda çalışanlardan bir bayan bir yırtık cüzdan bulduğunu, içinde kimlik, ehliyet ve bilet olduğunu, getirip kendisine verdiğini, polise teslim edeceğini ancak polise teslim etmeden gözaltına alındıklarını, bu belgelerin kendisi veya yakınları ile ilgili olmadığını,

Arama sırasında ele geçirilen 4 adet cam şişe 1 p.t. vazo, bronz heykel, bronz ekmek damgası, 5 adet pt vazo, 9 adet p.t. vazo, 1 adet p.t. tespih, 1 p.t. testi, 6 adet p.t. sapan taşı, 1 mermer heyekl (başı kırık), 1 adet bronz mızrak ucu, bronz kantar ağırlığı, bronz el baltası, bronz ok ucu, 4 adet bronz iğne ve 218 adet çeşitli dönemlere ait bronz sikkelerin Müze Müdürlüğünün 25/02/2008 tarih ve bila sayılı yazısı ile 2863 sayılı yasa kapsamında tescil ve tasnife tabi müzelik değerde yurtiçi ve yurtdışında alınıp satılması yasak eserlerden olduğunun bildirildiği okunup sorulduğunda;

Bu eserleri Topkapı'da antikacılardan, Beyazıt'ta ki sahaflardan, Kapalı Çarşıdaki bedestenden, Azerbeycan'dan ve çeşitli yerlerden satın aldığını ve ofisinde camekan yapıp orada teşhir ediyor olduğunu, tarihi eser olduklarım düşünmediği için herhangi bir yere tescil ettirmediğini, bilseydi Müzeye bildireceğini,

Arama sırasında ele geçirilen 17 numaralı CD içerisinde İSTİHBARAT 117 yazılı program ile ilgili olarak sorulduğunda;

Bu programın Türk Telekomun eski 118 programı olduğunu ancak çalışmadığını,

İş yerinden el konulan ajanda içerisinden "Pakistanlı Tuğgeneral S AH AD KALENDER OLGU 126 Nolu oda" yazılı notun ne ile ilgili olduğu sorulduğunda;

Sahad Paşanın Pakistan Genelkurmayında görevli bir paşa olduğunu, burada İstanbul 'da Harp Akademilerinde okuduğunu, bundan yaklaşık 3-4 yıl önce resmi bir ziyaret için gelmiş olduğunu, kendisi için Çırağan'dan yer ayırtmış oluğunu, onunla ilgili yazdığı bir not olduğunu,

Ajandası içinde "İSVİÇRE DE DOKTOR BÜLENT BEY, ORAL ÇELİK'İN ARKADAŞI" şeklindeki notun kiminle ilgili olduğu sorulduğunda;

Doktor Bülent'in şuanda soy ismini hatırlamadığı, İsviçre'de tıbbi malzeme satan bir kişi olduğunu, Oral ÇELİK'in de Ankara'da malzemelerini pazarlayan doktor olduğunu, kamuoyunca bilinen Oral ÇELİK olmadığını,

Kesinlikle herhangi bir terör örgütü ile bağlantılı bir kişi olmadığını, sadece vatanını

milletini seven ve legal yoldan ticaretini yapan yanında 350 kişi çalıştıran bir iş adamı

olduğunu, kesinlikle ERGENEKON ile ve bu örgütle bir bağlantısının olmadığını" beyan

etmiştir. .--£4fe-î3u.

[pic]

c-Aramalarda elde edilen deliller;

1-Belge ve dokümanların incelenmesinde:

a) Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in Sinanpaşa Mahallesi Köy İçi Caddesi Gürün Pasajı Kat:2 No:5 BEŞİKTAŞ adresinde yapılan aramada ele geçirilen:

(8) adet "Ne terör..!! Bunun adı isyandır" ile başlayan, "Dr.Hayrettin Ertekin Stratejist İstanbul/Beşiktaş 31.03.2006" ile biten spiral ciltlenmiş (7) sayfadan ibaret doküman içeriği incelendiğinde:,

Ne Terörü Bunun adı isyandır başlıklı bilgisayar çıktısı yazı ve içeriğinde Başbakana Alt-Üst Kimlik ve Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı konulu açıklamalarından dolayı eleştiriler ile Kürt Sorunu hakkında yazı olduğu,

Yapılması gerekenler kısmında; "Devlet ve Siyasi Organlar Derhal harekete geçerek kararlılıkla bölgede sıkıyönetim ilan edilmelidir. Bölgede siyasi etnik yapısı ilmi olarak değiştirilmelidir. Bölgeye giriş-çıkışlar kontrol altına alınmalı göç engellenmeli, nüfus göç hareketlerine kontrollü olarak izin verilmeli sabıkalı devlet görevlilerinin işlerine son verilmeli, MİT Raporları dikkate alınıp gereği yapılmalıdır" yazılar olduğu,

İmza bölümünde Enternet Grup Strateji Bölüm Başkanlığı Dr Hayrettin ERTEKİN Stratejist İstanbul/Beşiktaş 31-03-06 şeklindee olduğu,

(1) adet üzerinde "ÇAYKUR" yazılı yeşil-sarı renkli ajandanın içeriği incelendiğinde;

31 Aralık sayfasında "Cizreli Ali 535 354 68 13, Abdulmuttalip TONCER yurtdışına PKK'lı unsurları götürüyor (Kadir) ismi Soyadı bilinmiyor (0538 564 75 62) 00491602231573-00306944063446 Romanya Kurtulurda Silah istiyor Mermi Ç-Y- RPG7 (Zaho'dan) Burada Silopi veya Çukurca'da Hokus-Mahmur-Kampa gidip geliyor MSN baran.bodya@ Romanya Almanya sahte kimlik pasaport düzenliyor" şeklinde yazıların olduğu,

(1) adet mavi renkli, içerisinde "Şefkat " ile başlayan, "Hür ve Kabul Edilmiş

Masonlar Büyük Locası İstanbul" yazısının bulunduğu kitapçık içeriği incelendiğinde;

Hür Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası başlıklı İçersinde mason olduğu belirtilen birçok şahsın kimlik adres bilgileri ile resimlerinin olduğu kitapçık şeklinde hazırlanmış doküman olduğu,

(18) sayfa "Bir akademisyen Dr.Necip Hablemitoğlu" ile başlayan "Ne olduğunu çözdüm Ya siz" ile biten bilgisayar çıktısı doküman olduğu,

(3) sayfa "Türk Tanıtım Birliği" ile başlayan "Ali UZUNOĞLU Kurmay Binbaşı" ile biten bilgisayar çıktısı doküman içeriği incelendiğinde:

Türk Tanıtım Birliği başkam Ali UZUNOĞLU tarafından Milli Güvenlik Kurulu Başkanlığına Hitaben yazılmış;

Konu:Vatan Hainliği

Zanlı: Türkiye Devleti Cumhurbaşkanı,

Hakim: Türk Ulusu (TBMM)

Yargıç : Cumhuriyet Savcıları, Askeri Savcılar ulus adına,

Şikayetçi ve Zanlı: Ali UZUNOĞLU

Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Sayın Ergün CİLASUN başını kaldır Ulusumuz adına dile ve Ulusumuz adına gerekeni yap şeklinde yazı olduğu, Mecliste bulunan bazı milletvekilleri hakkında soruşturma açılması için dosyalarını göndermeyen Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman DEMİREL'in Vatan Hainliği ile itham edildiği yazı olduğu görülmüştür.

(8) sayfa "Hakkari'de can verenler" ile başlayan "Milli bir sistemle olabilir" ile biten bilgisayar çıktısı doküman incelendiğinde:

ENTERNET

Kimden: ENTERNET hayrettinertekin@

[pic]

Kime: undisclosed-recipient Gönderme Tarihi: 11 Nisan 2006 Salı 14:18 Konu : TÜRKİYE VE DÜNYA

Hakkari'de Can Verenler Biri Memet Biri Memiş! NEDEN.?..."İki Katil Vardır Biri RTE Biri Kız Hilmi.... başlıklı Enternet Grup Strateji Bölüm Başkanı H. ERTEKİN" ile son bulan bilgisayar çıktısı yazı içeriğinde;

Genel Kurmay Eski Başkanı Orgeneral Hilmi ÖZKÖK'ün Hakkari Yüksekova'da yapmış olduğu açıklamaya eleştiri nitelikli yazı olduğu, yazının genelinde Güneydoğu'da şehit olan askerlerin arasında üst düzey siyasi, sivil ve asker bürokratlarının çocuklarının olmadığı şeklinde ibarelerin olduğu,

(16) sayfa "YUNANİSTAN ORTODOKSLUK" ile başlayan "Saygılarımla arz ederim" ile biten bilgisayar çıktısı doküman içeriği incelendiğinde:

Yunanistan Ortodoksluk ve patrikhanelerin durumu SAYIN KOMUTANIM başlıklı Sayın Komutanlarımın yüksek bilgisine arz ederim ile son bulduğu ve içeriğinde "Ülkemizde bulunan Hıristiyan ve bunlara ait ibadethanelerin durumu ile alakalı yazılar olduğu, Yunanistan'ın PKK örgütüne yardım ettiği" şeklinde yazı olduğu,

(23) sayfa "TRT Raporu 2001 (TRT'DE GAYRİ MİLLİ -BÖLÜCÜ YAPILANMA VE FAALİYETLER)" ibaresi ile başlayan "Devlet adma görev verilen kişilerdir" ile biten bilgisayar çıktısı doküman incelendiğinde:

1- Bölücü Ve Yıkıcı Kadrolaşma 2- Genel Manzara Ve Yürütülen Faaliyetler alt başlıkları oluşturularak hazırlanan dokümanın içeriğinde; Bölücü Ve Yıkıcı Kadrolaşma başlığı altında; Medya alanında, uluslar arası yıkıcı organizasyonların Türkiye istasyonu şefinin Nuri ÇOLAKOGLU olduğu, Nuri ÇOLAKOĞLU'nun koordinasyonu ile 1988 yılından itibaren uluslar arası odaklann etkisine ve kontrolüne giren TRT'nin 2000'li yıllarda kendisini Türk milletinden farklı bir etnik aidiyet duygusu ile görenlerin yani "Süryani" ve "Ermenilerin" eline geçtiği, görsel medyada Nuri ÇOLAKOĞLU'nun organize ettiği bu yeni kadrolaşmanın M. Ali BİRAND ve Ali KIRCA'nm yetiştirdiği elemanlarla hederine ulaştığı ve Metin BALCI, Mithat BEREKET, Can DÜNDAR ve Deniz ARMAN gibi beyinlerin önceleri TRT'de, özel televizyonların kurulması ile bu iletişim ağlarında Türkiye Cumhuriyetinin iç ve dış düşmanlarının psikolojik ve politik amaçlarına uygun sosyal bir taban oluşturma gayretine girdiği anlatılarak, Yücel YENER, Ayhan KARAPARS, Nilgün ARTUN, Latif OKUL, Tank BAYKUR, Canan TARANCI, Seyhan LEVENT, Hülya ALP, Gürkan ELÇİ ve Şener TOKCAN gibi kişilerin Nuri ÇOLAKOGLU tarafından TRT'nin en etkin noktalanna taşındığı belirtilmiştir. Devamında:

Nuri ÇOLAKOGLU ve M. Ali BİRAND'm ekiplerinin tüm medyaya hakim olduğu,

Nuri ÇOLAKOĞLU'nun editörlerinin PKK'yı siyasallaştırma faaliyetlerine yoğun bir şekilde devam ettiği,

Nuri ÇOLAKOĞLU'nun 1988 yılında TRT Genel Müdürü Cem DUNA'nm yardımcısı olarak göreve gelmesi ile Lale DİLLİGİL ve Çetin ÇEKİ'nin sunduğu "İyi Akşamlar" programında Türkiye de ilk defa etnik aynmcılık ve bölücülüğün propagandasının yapıldığı ve bu yayın kuşağının sorumlusunun Namık KASAPBAŞIOĞLU'nun olduğu,

TRT de Yücel YENER"in genel müdür olması ile PKK terör örgütünün siyasallaşma sürecinde kullandığı mesajlan planlı ve etkili bir şekilde ekrana taşıdığı,

PKK mensuplan tarafından mağaralarda ve cezaevlerinde yazdıklan sözüm ona kahramanlık şiirlerinin Bilal ERCAN, Zafer GÜN DOĞDU-, ve/TRT' de ki doğu kökenli sanatçılar tarafından türkü haline getirilerek, PKK'riın propagandasının hedef kitlelere aktanldığı,

Avrupa'da PKK'nm konser faaliyetlerine Arif SAĞ, Yavuz BİNGÖL, Hülya SÜER, Erdal ERZİNCAN, Ahmet KAYA, Bilal ERCAN ve Zafer GÜNDOĞDU'nun organize ettiği,

Ankara Radyosu Sanatçıları Ali Haydar GÜL, Mehmet SESKE, Gülsen ALTUN, Ali DEMİRHAN ve İzmir Radyosu sanatçıları Hayal AS ve Saime CANTÜRK'ün 1990-1997 yıllan arasında PKK'nm Avrupa da yürüttüğü faaliyetler azama zaman katıldıklarını,

Ülkemiz üzerinde emeli olan dış güçlerin 1980 askeri müdahalesi sonucu kaçarak Almanya ya yerleşen Fuat SAKA'yı kullanmaya başladıklarını ve Volkan KONAK'm Fuat SAKA'nm en yakın arkadaşı olduğunu ve bu sanatçıların Laz milleti yaratma çabalarına destek olduklarını,

TRT GAP TV bürosunda çalışan Aylin ÖZKARSLIOĞLU'nun Yücel YENER'in öz amcasının kızı olduğunu, Yücel YENER tarafından kuruma alındığını ve 2001 yılında YENER soyadını aldığını,

Kars kökenli Ermeni ailenin çocuğu olan Ayhan KARAPARS'm, Yücel YENER tarafından TRT Genel sekreterliğine getirildiği ve Ayhan KARAPARS'm çeşitli yayınlar ile sözde Rum ve Ermeni kimliğinin ortaya konulmasında etkili olduğu,

Program ve Haberden Sorumlu Gelen Müdür Yardımcısının ermeni kökenli bir aileye mensup Bülent VAROL olduğu,

Personelden sorumlu TRT Genel Müdür Yardımcısının PKKTı kadrolaşmanın baş mimarlarından birisi olan Şener TOKCAN olduğu,

Televizyon Dairesinin başında Ermeni bir aileden gelme Nilgün ARTUN'un bulunduğu,

Televizyon Dairesi Başkan Yardımcısının Ayhan KARAPARS'm en samimi adamı olan Okan GÜNGÖR olduğu,

TRT Eğitim Dairesi Başkanı Tank BAYKUR'un 1997 yılda Miloseviç'in televizyonu ile ortak faaliyete giriştiği,

İstanbul Televizyon Müdürü Hülya ALP'in Erzincan kökenli bir ermeni ailenin çocuğu olduğu,

Özer OZANKAYA'nın PKK'lılann en büyük hamisi Filiz OZANKAYA'nm eşi ve ermeni asıllı bir şahıs olduğu, Hıristiyan dinine mensup bu bayanın TRT de çok etkin olduğu ve Nilgün ARTUN, Ayhan KARAPARS, Arsal SOLEY, Canan TARANCA, Tank BAYKUR, Seynan LEVENT, Hülya ALP, Gürkan ELÇİ ve Bülent VAROL'a bu bayanın akıl hocalığı yaptığı,

Seyhan LEVENT'in 1994 yılından bu yana TRT INT-TURK müdürlüğü yaptığı ve döneminde izlenme oranlann azaldığı,

TRT de 1997 yılından bu yana kesin hakimiyet kuran PKK yandaşlannm en büyük desteği Ertürk YÖNTEM'den gördükleri,

Siyasallaşma sürecinde PKK'nm aleviliği perde arkası yaparak TRT'yi etkin bir şeklide kullandığı ve Mahsun KIRMIZIGUL, Ataol BEHRAMOGLU, Suavi, İzzet YILDIZHAN, Yavuz BİNGÖL, Bilal ERCAN, Faruk DEMİR, Edip AKBAYRAM, Hülya SÜER, Kıvırcık Ali, İsmail HAZAR, Sümer EZGÜ, Ali DEMİRHAN, Mehmet SESKE, Gülsen ALTUN, Hayal HAS, Saime CANTÜRK ve Musa EROĞLU gibi sanatçılarla psikolojik harekatına devam ettiği, şeklinde bilgiler verilerek adı geçen şahıslann TRT içerisinde yapmış olduklan kadrolaşma, usulsüzlük, TRT'nin çıkar amaçlı kullanılması gibi konulann anlatıldığı,

Genel Manzara Ve Yürütülen Faaliyetler başlığı-altında;

TRT'nin canlı yayın kuşaklannm yıkıcı-bölücüjfr^î0hbarat örgütlerince Türk milletinin psikolojik direncini kırmak için kullanılmakta .o-Mugu^N^ri ÇOLAKOĞLU ve

bölücü arkadaşlarının 1990 sonrasında ülkeyi etnik ve mezhep zemininde bölmek için 1980 öncesinde olduğu gibi aynı taşeronluğu gönüllü oyarak yerine getirdikleri belirtilmiştir. Devamında;

ANAP kontenjanından İğdır valiliğine atanan şu anki valinin, Yüksel YALOVA ve Cavit KAVAK tarafından TRT ye alman Ermeni asıllı ya da bölücü Kürt muhabir ve kameramanlar tarafından ermeni propagandasına alet edildiği,

TRT haber Dairesinde Yücel YENER döneminde istihdam edilen muhabir, kameraman ve spikerler arasında çok sayıda PKK sempatizanı ve kurt milliyetçisinin bulduğu,

Ermeni lobilerinin dünyada en güçlü olduğu ülkenin Türkiye olduğu ve ermenileren bu güne kadar Türkiye de en etkin TRT de oldukları,

Yücel YENER'in trilyonlarca liralık kaynağı İstanbul piyasasına peşkeş çektiği ve kurum dışı drama yapımlarını Latif OKUL, Tomris GİRİTOĞLU, Ziya ÖZTAN ve Nilgün SAGYAŞAR tarafından bölücü-yıkıcı zihniyetteki firmalara verildiği,

Milliyet gazetesi Ankara temsilcisi Fikret BİLA, Ekonomi Muhabiri Alattin AKTAŞ, Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Yardımcısı Muharrem SARIKAYA vb. nin her programda TRT'nin kadrolu elemanı gibi konuk edildiği,

Haber dairesinin başında yaklaşık 8 yıldır her iktidarın adamı, bölücülerle ve Marksistlerle işbirliği yapan Oktay GÖÇER'in bulunduğu,

Haber politikalannm Yücel YENER in emri ile Genel Müdür Yardımcısı Şener TOKCAN, Yayın Denetleme Kurulu Başkanı Latif OKUL, Dış Yayınlar Daire Başkam Danyal GÜRDAL, Genel müdür Danışmanı Baki ÖZİLHAN ve Haber Daire Başkanı Oktay GÖÇER'den oluşan bölücü marksist ideolojiye sahip grupça belinlenip uygulandığı,

Sabah haberlerinde Mustafa Aydoğan KILINÇ, Pazar Panorama programında Mustafa BALBAY, Hasan ÇAKIR ve Cem KIRÇAK'm bölücü ve Marksist ideolojinin propagandasının yaparak bu ideolojiye yakın isimleri konuk ettiklerini,

Dev sol militanı ve DHKPC'nin örgütlenme çalışmalarını yürüten Mete MUYAN'IN Genel Müdürün emriyle SAYTEK'in başına getirildiği, Haber Dairesi Başkan Yardımcısı Güntaç AKTAN'm İmrahdaki yargılama sürecinde beceriksizliği nedeni ile TRT'nin maddi ve etik zarar uğratıldığı şeklinde bilgiler verilerek TRT"nin yapmış olduğu bazı programlar ile alakalı bölücülük konularının işlendiği,

Bir dönem PKK terör örgütünün de TRT'yi etkin bir şekilde kullandığının ve TRT içerisinde ermeni lobisinin çok etkin olduğunun iddia edildiği istihbarat nitelikli bir yazı olduğu görülmüştür.

(7) sayfa "İleride ülkemizde gelişebilecek" ile başlayan "Kararlı müdahalesini gerektirmektedir" ile biten bilgisayar çıktısı doküman İncelendiğinde;

İleride Ülkemizde gelişebilecek terör faaliyetleri hangi tür ve boyutta olursa olsun, bölgedeki güçlü Devlet olan Türkiye ve onun tek ve güçlü hükümeti Ak-Parti Bunun altında kalacaktır yazı içeriğinde; Dünya siyaseti, Dünyada gelişen olaylar ve Türkiye ile hükümetin durumunun analiz edildiği yazı olduğu,

(2) sayfa "Sayın Hayrettin ERTEKİN" ile başlayan "Doktor Hayrettin ERTEKİN" ile biten bilgisayar çıktısı doküman incelendiğinde;

Mehmet UYAR isimli kişiden internet ortamında Hayrettin ERTEKİN'e 04 Mayıs 2006 tarihinde gönderilmiş olduğu "ENTERNET Ortamındaki Grubun başında kalması bu ortamda mücadeleye devam etmesi hakkında yazı olduğu,

(9) sayfa "Sayın Hayrettin" ile başlayan "Suç duyurusunda bulundu" ile biten bilgisayar çıktısı doküman incelendiğinde:

İnternet ortamında gönderildiği anlaşılan.- ergold ergold@ adresinden aynı adrese gönderilen II.Karakin olarak* bilinen Katalıkos Ermenilerin Ruhani Lideri İstanbul'a geldi başlıklı yazı içeriğinde; Ekümçnlık talebi ile ilgili iddialar, yapılan

1916

O

[pic]

ziyarette Ruhani liderin yapmış olduğu açıklamalanndan dolayı Avukat Kemal KERİNÇSİZ'in suç duyurusunda bulunduğu bu ziyareti protesto etmek isteyen Büyük Hukukçular Birliği Derneği Genel Başkanı Kemal KERİNÇSİZ ve beraberindekilere Heybeliada'da izin verilmediği şeklinde yazılann olduğu görülmüştür.

(1) adet D06-534092 seri nolu Arzu TAŞTAN'a ait nüfus cüzdanı, (1) adet 2576795 seri nolu Arzu TAŞTAN'a ait sürücü belgesi (1) adet H09-216648 seri nolu Ali Osman AKAT'a ait nüfus cüzdanı, (1) adet Gültekin KESKİN adına tanzim edilmiş TR-D892672 seri nolu pasaport, (1) adet Gülten TATAR adına tanzim edilmiş D 505785 seri nolu sürücü belgesi, (1) adet üzerinde "2005 Yapı Kredi" yazılı ajanda incelendiğinde, 2005 EYLÜL 12-13-14 ci sayfasında el yazması olarak "1972 Muzaffer TEKİN Sarışın tuzlada Em.Alb.Mitti Çalışıyordu Salih Reşit TEKİN" şeklinde karalama yazı olduğu, çeşitli şahsı bilgilerinin yazıldığı el yazması yazılar, günlük yapılacaklann not edildiği yazılar, Çeşitli davalann savcılık numaralan ile bazı kişilerin isim ve telefon numaralannm olduğu,

b) Şüphelinin Nispetiye Mahallesi Doğankent Lale Cİ Blok No: 10/4 ve Çatı Katı BEŞİKTAŞ adresinde yapılan aramada ele geçirilen;

(4) adet 1 'den 4'e kadar numaralandınlmış fotoğraf incelendiğinde:

0. fotoğrafta askeri üniformalı 3 şahsın birlikte oturduğu,

0. fotoğrafta, kamuflaj elbiseli elinde makineli tüfek olan bir şahsın olduğu,

0. Fotoğrafta Türk bayrağı altında 3 şahsın olduğu,

0. fotoğrafta mevzide çekildiği değerlendirilen 5 şahsın olduğu,

(12) sayfa içerisinde Askeri personellerin (üst rütbedeki ad soyad ve telefonlarının bulunduğu) doküman incelendiğinde:

"Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Gülhane Askeri Tıp Akademisi ve Askeri Yargıtay Başkanı ile Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde görevli Generallerin: rütbeleri, nasp tarihleri, sicil numaralan, ad - soyadlan, eşlerinin isimleri, görevleri, illeri, dahili telefon numaralan, PTT telefon numaralan, cep telefon numaralan ve Tafics ismi verilen özel olduğu düşünülen gizli telefon numaralan bilgilerinin yazılı bulunduğu liste olduğu" tespit edilmiş, Genelkurmay Başkanlığı Askeri S avcılığı'ndan söz konusu belgelerin gizli bilgi ve belge olmadığı sorulmuş olup, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı'nm 02.06.2008 tarih, 2008/303 S.Ö. sayılı yazılan ile bu belgenin "Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait resmi bir belge olmadığı, ancak içerdiği bilgiler itibarı ile TSK personeline ait kişisel ve görevle ilgili bilgiler olması dolayısı ile söz konusu belgenin gizli kalması gereken bilgi ve belgeler statüsünde değerlendirilmesinin uygun olacağı" bildirilmiştir.

(3) sayfa "Şemdinli olaylarının gerçek yüzü" isimli bilgisayar çıktısı doküman incelendiğinde:

Kimden hayrettinertekin@ adresinden 30 Kasım 2005 Çarşamba 18:20 zaman aralığında gönderilen Şemdinli olaylannm gerçek yüzü başlıklı "Jandarmaya çalışan Eshabil POLATOĞLU'nun PKK aracılığı ile İngiliz Gizli Servisi Mİ 5 tarafından angaje edilerek üniter esnekliklerin bulunduğu Şemdinli İlçesinde olmayan JİTEM ve doğrultusunda Devleti/TSK'yı yıpratmak, PKK'nı meşruiyetim bulmak amacıyla Bağdat Mİ 5 Bürosuna

götürülmüştür Bu şahıs İran ve Türkiye aleyhine Mİ5 tarafından kullanılan ve İngiliz

Konsolosluğunda kayıtlı bir şahıstır 6-7 Eylül olaylan organize edilmiş Mİ5

tarafından 5 Eylül 2005 saat 4:35'de Van Maraş Cad.deki bir tekstil giyim deposunda provokasyon ve organizasyon masraflan teşvik pirimi olarak 700:000$ verilmiştir" şeklinde ibarelerin bulunduğu, Şemdinli olaylannm provokasyon amaçlı çıkartıldığının anlatıldığı yazı

oîduğ^ . _ >*L '"-" "" .

j - ' * \ * \

[pic]

(3) sayfa " Toplum Bilimi Kitle Psikolojisi nedir" ibaresi ile başlayıp "Doktor Hayrettin ERTEKİN" ile biten bilgisayar çıktısı doküman incelendiğinde:

Kitle Psikolojisinin özelliklerinin anlatıldığı, kitle psikolojisinin tanımı, özellikleri, kitlenin kıymetlendirilmesi, kitle psikolojisi ile hareket eden şahısların nasıl etkileneceği, kitlenin nasıl kontrol altında tutulacağı anlatıldığı Hayrettin ERTEKİN imzalı doküman olduğu,

(1) sayfa "Satılmışlara teklif gelir... Bizede Ecdatlarımızdan Emir Gelir! " ile başlayıp " Dr. Hayrettin Ertekin" ile biten bilgisayar çıktısı doküman incelendiğinde içeriğinde:

Yüce ulu önderimiz Atatürk bu milleti gençlere ve onun yetişmesini eğitilmesini çok istediği onurlu arkadaşlarıma yani ordumuza emanet etmişti. Değerli dostlarım vasiyetim ne kadar yerine getirildiği ortada, lafa söze gerek var mı?

Atatürk sonrasındakiler ve özellikle son on yıl Türkiye'yi yönetenler, Türkiye'yi resmen sömürge haline getirmediler mi? Her şeyi yabacılar tarafından yönetilen Türkiye artık, teklif ve öneri getirilen onurlu bir devlet değil dayatma ve emir verilen, kendi buğdayını bile ekmeye izni olmayan, parçalanma aşamasında bir ülke haline getirildi,

Bu üniter devletimize ihanet etmiş hainleri cezalandırmak için istiklal

Mahkemelerini kuracak helal süt emmiş vatan evladı bile bulmakta zorlanacak gibi görülüyor.

İleri görüşlü önderimiz işbirlikçi ve hain cenneti Türkiye'de emanetine hıyanet olabileceğini de düşünmüş ve bu nedenle Bursa Nutkunun iyi okunması ve gerekeni yapılmasını istemiştir.

Beni umutsuzluktan kurtaran ve savaşma azmi veren tek şey bu söylevdeki talimatlar gereği harekete geçenlerin sayısının birkaç yıldır yurdun her tarafında her dakika arttırğmı görmemdir.

Atatürk "Türk Milleti Zekidir, Türk Milleti Çalışkandır" sözünü boşu boşuna söylememiştir.

Memleketi satanlar ve pazarlayanlar aklını başına toplasın zaman azalıyor Molotof atıp devletin güçlerini taciz ettiğiniz, otomobilleri yaktığınız meydanlarda bundan sonra bizde olacağız sokaklarda bizim ARSLANlarımızı göreceksiniz,

Cesetleri leş kargalarına yem olmuş çürümüş, satılmış, yandaşlarınız bizleri iyi tanıdılar, sizlerde bizleri Cudiden, Gabardan, Şırnak'tan, Şemdinli'den, Uludere'den tanıdınız....

Ben deniz Kürşat yürekli "hayrettin ertekin" onun için bu kadar açık elektronik ortamda yazıyorum. Hodri meydan diyorum... Türk kimseden korkmaz korkmadı da örnekleri şanlı Türk tarihin derinliklerinde saklıdır. Dr. Hayrettin ERTEKİN" Şeklinde ibareler içeren doküman olduğu, şüphelinin bu görüşlerinin yasadışı ERGENEKON terör örgütünün amacı ile birebir örtüştüğü görülmüştür.

c) Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in Akatlar Mahallesi Nispetiye Caddesi Arzu 1 Apartmanı No:2 27-45 Kat:2/13 Grande Maisson Emlak Danışmanlık BEŞİKTAŞ adresinde yapılan aramada;

1) Masanın çekmecesinde siyah renkli naylon poşet içerisinde Hayrettin ERTEKİN'in resminin bulunduğu ve Arapça harfler ile yazılı, normal kilit ile takılı olduğu kilit BÜYÜ amaçlı hazırlandığı düşünülen bir yazı olduğu,

(1) adet Şeffaf dosya içerisinde "SnrBegüm Hanım" başlıklı evrak incelendiğinde;

Niteliği, Büyüklüğü, Yeri, Fiyat, Not şeklinde başlıklar altında 6 adet arsa ile ilgili bilgilerin mevcut olduğu emlak işi ile ilgili olduğu değerlendirilen evrak olduğu görülmüştür.

2-CD incelemeleri: _ 31 Nolu CD üzerinde yapılan incelemede "ORTODOKSLUK FAALİYETLERİ.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Dosyanın içeriğinde: "ORTODOKSLUK NEDİR.? FAALİYETLERİ NELERDİR.? FENER RUM PATRİKHANESİ VE STATÜSÜ NEDİR.? HEYBELİ ADA RUHBAN OKULU OKULMUDUR.?" sorularının cevaplarının arandığı makalede: "Unutulmamalıdır ki; Asırlar süren "büyük oyunlar halen dünya sahnesindedirler. Ancak, bugün de aynı oyunu ister "Ermeni sorunu" isterse "Başka bir sorun " mihverinde oynamaya teşebbüs edecekler veya etmekte olanlar, karşılannda artık MEVCUT MİLLETLER VE MEDENİYETLER BİLMELİDİRLERKL. "Tarihinden feyz ve ders almış" Türkiye Cumhuriyeti ve Devleti "Tarihin tekerrürüne fırsat vermeyecek uyanıklıkta" Atatürk'ün nesillerinin bulunduğunu da hesaba katmak zorundadırlar. Yüce Türk Milletinin uzak ve Yakın geçmişinden aldığı kahramanlıkların destanlarının dost ve düşman milletler daima hatıralarında tutmalıdır. Unutulmuş olmadığını son kez hatırlatırız. yakın tarihimizdeki istiklal savaşı ve kahramanlıklarımız her millete nasip olmamıştır. Milletlerin 1. Cihan savaşından ve 2.cihan alınması gereken çok dersler olduğu hafızalarında mutlaka kalmalıdır unutmuş olanlara hatırlatmayı borç biliriz. Saygılanmla Arz Ederim. 18/ 02/ 2005 Dr. Hayrettin ERTEKİN" şeklinde olduğu görülmüştür.

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in Sinanpaşa Mahallesi Köy İçi Caddesi Gürün Pasajı Kat:2 No:5 BEŞİKTAŞ adresinde yapılan aramada elde edilen 66 Nolu CD üzerinde yapılan incelemede;

"Outlook.pst" isimli bir E-posta arşiv dosyası içeriğinde: "Türkiye Cumhuriyeti'nin çökmek üzere olduğu, hali hazırdaki şartlar altında seferberlik ilan edilmesi gerektiği, böylece TSK'mn bir an önce yönetime ortak olması durumunun doğacağı belirtilerek ülkemizde bir kaos ortamı oluşturulmak istendiği, örgütün amaçlanna aykın gördüğü yönetimin değiştirilmesi için TSK'mn ülke yönetimine ortak olması çağrısında bulunulduğu, yukarda belirtilen eylemlerin ERGENEKON Terör Örgütünün amaçları ile örtüştüğü anlaşılmıştır.

29.01.2008 tarihli kimden bölümünde Dr Hayrettin ERTEKİN (ergold@) kime bölümünde 'güler.komurcu@.tr yazan mailin olduğu görülmüştür. Bahse konu mailin şüphelilerden Güler KÖMÜRCÜ'ye atılmış olduğu içeriğinin "sayın kömürcü çok büyük geçmiş olsun sizi biliyor inanıyoruz yazmaya devam yola devam edin sizi yolunuzdan kimse vazgeçirmesin komuoyuna okuruna kızma devir bu devir... kalbimiz senin yanında oldu...Dr.h.ertekin" şeklinde bittiği görülmüştür.

31.10.2007 tarihli Hayrettin ERTEKİN tarafından gönderildiği anlaşılan mailin içeriğinin "ORTODOKSLUK FAALİYETLERİ.doc isimli word belgesi olduğu görülmüştür.

05.12.2007 tarihli Hayrettin ERTEKİN tarafından gönderildiği anlaşılan (kime kısmı boş) mail içeriğinde "Kürt PKK ile Kürtler özdeşleşmiştir. En iyi Kürt ölü Kurttur." İbarelerinin yeraldığı görülmüştür.

23 Nolu CD üzerinde yapılan incelemede "ÖZGEÇMİŞ_son.doc" isimli bir MSword belgesi tespit edilmiştir. Yukanda ekran çıktısı verilen "ÖZGEÇMİŞson.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde; Emekli Tümgeneral Ceyhun Fikret ARAT'in detaylı öz geçmişinin olduğu anlaşılmıştır.

3-Bilgisayar incelemeleri: Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in Sinanpaşa Mahallesi Köy İçi Caddesi Gürün Pasajı Kat:2 No:5 BEŞİKTAŞ adresinde yapılan aramada ELE GEÇEN (1) adet ST 3120022A-120 GB harddisk SEAGATE marka seri numarası 3JT3BB71 olan bilgisayar hard diski üzerinde yapılan incelemede;

[pic]

[pic]

XH 1919

"ENTERNET GRUP STRATEJİ BASKANLIGI.doc" isimli word belgesi içeriğinde "NATO'ya üye ülkelerin stratejileri ile ülkemizin katılması gereken ve öncülük yaptığı faaliyetlerin olduğu" yazının sonunda Dr. Hayrettin ERTEKİN şeklinde olduğu görülmüştür.

"SON SÖZ..!! DR.H.ERTEKİN.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiş, dosyanın içeriğinin farklı makalelerden oluştuğu ve ENTERNET GRUP STRATEJİ BÖLÜM BAŞKANI Dr Hayrettin ERTEKİN şeklinde son bulduğu görülmüştür.

"TÜRÜT'ÜN TÜRKÜSÜL.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiş içeriğinin "İsmail TÜRÜT tarafından yazılan "Plan yapmayın Plan" isimli türkünün Hırant DİNK cinayetini gerçekleştiren Ogün SAMAST ve Yasin HAYAL'e hitaben yazıldığını iddia edenlere karşı hazırlanmış bir makale olduğu yazının sonunda Dr. Hayrettin ERTEKİN ibaresinin bulunduğu görülmüştür.

"Yahudiler.doc" isimli bir MSword dosyası incelendiğinde Osmanlıcılığın Büyük Orta Doğu projesinin gerçekleşmesi için ortaya atılmış bir fikir olduğunu, Yeniden büyük Osmanlıda; BOP içindeki ülkelerin federasyonlara ayrılıp, küçük ve etkisiz hale getirilip, Sonrada konfederasyon şeklinde bir araya getirileceğini, Bunun ilk uygulamasının da şu anda Kürdistan Federasyonunun, Türkiye'ye dayatılması ile başladığını, geçmişleri övünen milletlerin patatese benzediğini ve en kıymetli yerlerinin toprağın altında kaldığını belirten bir makale olduğu anlaşılmış yazının sonunda Dr. Hayrettin ERTEKİN ibaresinin bulunduğu görülmüştür.

"yolun sonu.doc" isimli bir MSword dosyası incelendiğinde yeni seçilecek Cumhurbaşkam'nm eleştirildiği ve ENTERNET GRUP STRATEJİ BÖLÜM BAŞKANI Dr. Hayrettin ERTEKİN şeklinde son bulduğu görülmüştür.

"ORTODOKSLUK ve FAALİYETLERİ.doc" isimli bir MSword dosyası içeriğinde; ORTODOKSLUK NEDİR.? FAALİYETLERİ NELERDİR.? FENER RUM PATRİKHANESİ VE STATÜSÜ NEDİR.? HEYBELİ ADA RUHBAN OKULU OKULMUDUR.? sorularının cevaplarının arandığı makalede; "Unutulmamalıdır ki; Asırlar süren "büyük oyunlar halen dünya sahnesindedirler. Ancak, bugün de aynı oyunu ister "Ermeni sorunu" isterse "Başka bir sorun " mihverinde oynamaya teşebbüs edecekler veya etmekte olanlar, karşılarında artık MEVCUT MİLLETLER VE MEDENİYETLER BİLMELİDİRLERKİ.. "Tarihindenten feyz ve ders almış" Türkiye Cumhuriyeti ve Devleti "Tarihin tekerrürüne fırsat vermeyecek uyanıklıkta" Atatürk'ün nesillerinin bulunduğunuda hesaba katmak zorundadırlar.

YÜCE TÜRK MİLLETİNİN uzak ve Yakın geçmişinden aldığı kahramanlıkların destanlarının dost ve düşman milletler daima hatıralarında tutumahdır. Unutulmuş olmadığını son kez hatırlatırız, yakın tarihimizdeki istiklal savaşı ve kahramalıklanmız her millete nasip olmamıştır.

Milletlerin 1. Cihan savaşından ve 2.cihan alınması gereken çok dersler olduğu hafızalarında mutlaka kalmalıdır unutmuş olanlara hatırlatmayı borç biliriz. Saygılarımla Arz Ederim. 18/ 02/ 2005 Dr. Hayrettin ERTEKİN" şeklinde olduğu görülmüştür.

Aynı bilgisayarda "YUNAN.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde: Kıbrıs ve Yunan sorunu ile ilgili makale olduğu, içeriğinde;

"Sevgili Okurlarım, Neticeyi arz ve talep olarak son söz şunları da ilave

etmeliyiz....!! Kibris olayinin perde arkasini iyi tahlil edelim Ortadoğu da hangi ülkenin

ilave liman ihtiyaci var ve 2500 km menzilli NBC harp basligi yüklenebilecek ( 500 ADET

Nükleer başlığı var) TOMAHAWK - CRUSIE füzelerine sahip HAVADAN BAĞIMSIZ

TAHRİK DUZENEKLI DENIZALTILARINI ve diğer su ustu ve sualtı gemilerini

konuslandirarak Avrupa'yi kapsama altina alarak elini kolunu bağlamak amaci güden yakin

dostumuz stratejik ortagimiz israili iyi anlamah^zt'npSîayrettin ERTEKİN" şeklinde

olduğu, /*% + V

[pic]

"Vatikan Devlet Başkanı Papa.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde Papa 16. Benedict'in ülkemize gelişinde törenle karşılanmasının bir amacının olduğunu, "Keşke Türk halkı bu konuda daha duyarlı olmayı başarabilse ve Papa, Türkiye'ye gelmeye cesaret edemese" denilerek papanın ülkemize gelmesinin istenmediği, bunun için bir kampanya başlatılması gerektiği belirtilmiştir.

"KIRLITEZGAH SİTESİ MASONLAR DEŞİFRE OLDU.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde Kirli Tezgah Sitesinde ERGENEKON operasyonu kapsamında halen tutuklu bulunan Ümit SAYIN'm Can ARPAÇ, Sevil ATASOY, Hakkı AYHAN, Reşit ATA, Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Sekreterliğine, Adnan AKFIRAT, Doğu PERİNÇEK (Ümit SAYIN'm Doğu PERİNÇEK'e mektup olarak yazdığı bu belgede, en çok dikkat edilmesi gereken yer, mektubun sonundaki masonik bir selamlama terimi olan "kardeş sevgilerimle" kelimelerinin kısaltması olduğu), Cosmopolitan Dergisi, Üsteğmen Zafer YENER, Cumhur ERDİN, Binbaşı Oğan TÜRKMEN ve Yarbay Mehmet SÖNMEZ ile yaptığı msn kayıtlan ve mektuplar olduğu görülmüştür.

24.05.1996 tarihli bu belge, Ümit SAYIN ve irtibatlı olduğu kişiler tarafından hazırlanarak, silahlı provokasyon gruplarının oluşturulmasını teşvik için servis edildiği,

KEMALİST TÜRKBİRLİK GRUBU (KTG) Stratejisi, "Yusuf Rıza Günaydın" takma adıyla Ümit SAYIN tarafından 18.05.2000 tarihinde hazırlanmıştır. Bu oluşum üzerinden solcu ve Atatürkçü gençleri internet ortamında avlayarak, gerçekte masonik hedefler doğrultusunda yönetilmek ve yönlendirmenin amaçlandığı,

TSK'yı kullanarak iç savaş çıkartmayı amaçlayan aşağıdaki illegal bildiri, 14.02.2001 tarihinde Ümit SAYIN tarafından hazırlanarak, KTB mail grubu aracılığıyla internet ortamında dağıtıldığı, 2000 yılında düzenlenmiş olan aşağıdaki listenin sonunda, ÇYDD Yurtdışı (ABD) temsilcisi olarak Ümit SAYIN'a yer verildiği,Genelkurmay İstihbaratıyla ilişki kurmak ve yönlendirmek isteyen Ümit SAYIN tarafından yazılan aşağıdaki mektup, Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanlığına geldiği,Genelkurmay Başkanlığının gizli belgeleri arasında bulunan "Batı Harekat Konsepti", Ümit SAYIN'm bilgisayarına kayıtlı belgeler arasında olduğu, İllegal örgütlenme planı, 05.07.2005 tarihinde Ümit SAYIN tarafından hazırlanarak İstanbul Üniversitesi'nde uygulandığı,Ümit SAYIN'm askeri istihbaratla ilişki kurduğu dönemde, Ümit SAYIN ile İ.Ü. Adli Tıp Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sevil ATASOY arasında gerçekleşen msn yazışması olduğu, İlhan ARSEL tarafından hazırlanan bildiri, Ümit SAYIN tarafından internet üzerinde kurulan KTB irtibatları kullanılarak dağıtıldığı, gibi daha bir çok benzer konuların yer aldığı anlaşılmıştır.

"Kitapl.xls" isimli bir Excel dosyası tespit edilmiştir. "Kitapl.xls" isimli Excel dosyası incelendiğinde farklı meslek gruplarından şahısların bulunduğu telefon listesinin yanı sıra birçok kime ait olduğu bilinmemesi için şifrelenmiş telefon numaraları olduğu görülmüştür.

"Gönderilmiş Öğeler.dbx" isimli bir E-posta arşiv dosyası tespit edilmiştir. "Gönderilmiş Öğeler.dbx" isimli E-posta dosyası incelendiğinde içeriğinde "Hayrettin ERTEKİN'in Milli Güvenlik Toplumla İlişkiler Başkanlığı'nda 20 yıl teröre karşı mücadele verdiğini belirtmesine rağmen şahsın ifadesinde böyle bir resmi kurumda çalıştığını beyan etmediği anlaşılmıştır.

06 Haziran 2006 tarihli kimden bölümünde "eternet grup" yazılı e-posta dosyası incelendiğinde Muharrem KILIÇ isimli yazardan alıntılar yapıldıktan sonra Milleti, dolayısı ile devleti ayrıştırıp BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) kıvamına getirme operasyonunun hedefinde artık Türk Silahlı Kuvvetlerinin olduğu belirtilmektedir. Söz konusu e-posta Enternet Grup Strateji Başkanı tarafından gönderilmiş olduğu anlaşılmıştır.

Son günlerde çok sık telefuz edilen bu Kuv^'^Sfflfiye^ deyiminin bir çok genç tarafından bilinmediği, ilk kez Kurtuluş Savaşı'nda^g§rev ala% |hflis güçleri anlamında

[pic]

1921

LL

kullanıldığı, "Kuvayı Milliye'nin işgal altındaki bir ülkede halk tarafından oluşturulmuş direniş örgütleri olduğunu, bu özellikleri ile bir sivil örgütlenme modeli olduğunu, "Kuvayı Milliye"'nin sonradan Ulusal Kurtuluş Savaşı'na katılan herkesi kapsayan bir kavram olarak kullanıldığını belirttikten sonra;

"Günümüzde bu tarz düşünülmek istenilirse bu oluşum modern ordunun uzantısı olarak özel kuvvetler komutanlığının organizesinde oluşturulmaktadır." denilmiştir.

(Şüpheli Hayrettin ERTEKİN "Kuvayı Milliye"'nin işgal altındaki bir ülkede halk tarafından oluşturulmuş direniş örgütleri olduğunu," belirtmesine rağmen bir alt paragafda "Günümüzde bu tarz düşünülmek istenilirse bu oluşum modern ordunun uzantısı olarak özel kuvvetler komutanlığının organizesinde oluşturulmaktadır." demektedir.

Kuvayı Milliye'nin düzenli bir ordunun bulunmadığı ve ülkenin düşman askerleri tarafından işgal altında bulunduğu zamanlarda oluşturulması gerektiği belirtilmesine rağmen günümüzde dünyanın sayılı güçlü ordusuna sahip Türk Silahlı Kuvvetlerimizin böyle bir yapılanmaya alet edilmek istendiği, ülkemizin hiçbir toprak parçasının düşman işgali altında olmadığı, Hayrettin ERTEKİN'in bu e-posta'yı provakasyon amaçlı olarak şahıslara gönderdiği ve ülkemizde bir kaos ortamının oluşturulmasına yönelik faaliyetler içerisinde olan ERGENEKON Terör Örgütünün amacı doğrultusunda hareket ettiği anlaşılmıştır.)

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in Merkez Mahallesi Sıracevizler Caddesi Saadet Apartmanı No:69 ŞİŞLİ adresinde yapılan aramada; ele geçen üzerinde "Multimedya Compitur Siystem" yazılı bilgisayar kasası içerisindeki Seri numarası 0524J1FTC97921 olan bilgisayar hard diski üzerinde yapılan incelemede;

"TC.DOC" isimli bir MSword dosyası incelendiğinde; şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in ülke vatandaşlığından ayrılmak istemesinin sebeplerini saydığı ve yazısının sonunda AKP'den Papazm ekümenliği, Heybeliada ruhban okulunun açılması, papaz yetiştiriliyor diye militan yetiştirilmesi, Ermeni soykırımının tanınması, Kürdistanın tanınması!! (bu sözler verildi), PKK ile masaya oturulması süreç başlatıldı, Kıbrıs'ın satılması, Yabancı mal edinme yasasının çıkartılması PEŞKEŞ ÇEKİLMESİ, Trakya sorunu çözülmeden Ege sorunun çözülmesi, İstanbul'un konstantine polis olarak tescili, Türklerin Anadolu içine dar bir bölgeye sıkıştırılması çalışmasının önünü açmasının istenildiği belirtilmiştir.

Şüphelinin Sinanpaşa Mahallesi Köy İçi Caddesi Gürün Pasajı Kat:2 No:5 BEŞİKTAŞ adresinde yapılan aramada ele geçirilen (1) adet Seagate marka ST380011A (5JV1JQ3K ) seri numaralı 80 GB harddisk üzerinde yapılan incelemede;

"HABERLER.doc" isimli MSword belgesinin içeriğinde, şüpheli Hayrettin ERTEKİN tarafından Türbanın üniversitelerde serbest bırakılması ile ilgili Yüce Türk milletine hitaben 9 Şubat Çağrısı başlığı ile bir yazı olduğu, "Türkiye'yi haçlı irticadan kurtarmanın zamanı gelmiştir. Türkiye'nin devrimcileri, Mustafa Kemal'in askerleri Görev vakti gelmiştir. Karşı devrimin karanlığını hep birlikte yeneceğiz. Hükümeti türbanla ilgili yasayı geri çekmeye, milletin sesine kulak vermeye çağınyoruz. Bağımsızlık ve Atatürk devrimlerine, laikliğe sahip çıkmak için Ankara'da büyük halk hareketinde buluşuyoruz. Haydi Türkiye göster iradeni! 9 Şubat'ta Ankara'dayız." şeklinde yapılan çağrıda "Türkiye'nin devrimcileri, Mustafa Kemal'in askerleri Görev vakti gelmiştir." Şeklinde olduğu görülmüştür.

"ORTODOKSLUK VE FAALİYETLERİ.doc" isimli bir MSword dosyasının içeriği ile aynı olduğu görülmüştür.

Şüphelinin Nispetiye Mahallesi Doğankent Lale Cl Blok No: 10/4 ve Çatı Katı BEŞİKTAŞ adresinde yapılan aramada ele geçen -(1) adet Seagate 40 Gb. ST 340014A-SN. 5JX9G2B4 seri nolu harddisk üzerinde yapıan incelemede;

l-"Reis.jpg", "Reis-Cagri.jpg", "Reis.jpg", "Kurtlar konseyi.jpg", "Ali .jpg", "Peker.jpg" ve "Tc.jpg" isimli resim dosyaları içerisinde;

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in Organize suç örgütü lideri ve ERGENEKON operasyonu kapsamında da soruşturma konusu edilen Sedat PEKER ile birlikte fotoğrafının bulunduğu, fotoğrafın bulunduğu dosyanın adının Kurtlar Konseyi olduğu, bunun yanı sıra Sedat PEKER'in dosya ismi olarak Reis ve Peker olarak verilen 2 adet resminin daha olduğu, diğer resimlerde ise kimliği tespit edilemeyen elinde bayrak ve silah ile poz veren bir şahıs olduğu görülmüştür.

4- Ekspertiz raporları:

Şüphelinin Sinanpaşa Mahallesi Köy İçi Caddesi Gürün Pasajı ERGOLD KUYUMCULUK No:42 BEŞİKTAŞ adresinde yapdan aramada elde edilen;

(1) adet BLOW MİNİ MOD 2003 Cal.8 mm 91702 ibareleri bulunan kuru sıkı tabanca, (1) adet tabancaya ait şarjör ve (5) adet şarjöre basılı vaziyette fişek ile ilgili olarak:

EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve 2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda ses ve gaz fişeklerinden tadil özel şekil ve nitelikte fişekleri atabileceği görülen tabancanın 6136 sayılı yasa kapsamında mütalaa edilmesi gerektiği ancak 6136 sayıl yasanın 12/4 maddesinde belirtilen vahim silahlardan olmadığı, 5 adet fişeğin 6136 sayı yasaya göre yasak niteliğini haiz fişeklerden olduğu,

(1) BLOW CLASS 6-008010 ibareleri bulunan kuru sıkı tabanca, (1) adet bu tabancaya ait şarjör ve (12) adet şarjöre basılı vaziyette fişek ile ilgili olarak;

EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve 2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda söz konusu tabancanın mevcut hali ile 9 mm çapında ses ve gaz fişeklerini istismal edebildiği gibi aynı ölçülerde haiz birlikte gönderilen çekirdekli (metal parçacıklı) fişekleri de atabildiği, bu itibarla el yapımı çekirdekli fişekleri atabildiği görülen tabanca ve mevcut çekirdekli bilyelerin gibi 6136 sayılı yasa kapsamında yasak niteliği taşıyan silah ve fişeklerden olarak mütalaa edilmesi gerektiği ancak 6136 sayıl yasanın 12/4 maddesinde belirtilen vahim silahlardan olmadığı,

Şüphelinin Merkez Mahallesi Sıracevizler Caddesi Saadet Apartmanı No:69 ŞİŞLİ adresinde yapılan aramada elde edilen;

(1) adet üzerinde "Walther" yazılı kılıfı da bulunan pala ile ilgili olarak, EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve 2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda 6136 sayılı yasanın 4. maddesin de belirtilen yasak niteliğine haiz pala benzerlerinden olarak mütalaa edilmesi gerektiği,

(1) adet tahta kırmızı siyah küıf içerisinde samuray kılıcı ile ilgili olarak;

EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve 2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda 6136 sayılı yasanın 4. maddesin de belirtilen yasak niteliğine haiz kılıçlardan olduğu,

(1) adet Sarsılmaz marka 332 seri nolu havalı tabanca ile ilgili

olarak;

EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve 2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda 6136 sayı yasaya göre yasak niteliğini haiz ateşli silahlardan olmadığı ancak söz konusunun bir suçta kullanılması halinde korkutma unsurunun gerçeklemesisin mümkün olduğu,

(1) adet tahta kılıf içerisinde Zipffkar Kıfiç'öe ilgili olarak;

[pic]

[pic]

[pic]

EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve 2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda 6136 sayılı yasanın 4. maddesin de belirtilen yasak niteliğine haiz kılıç benzerlerinden olduğu,

(1) adet üzerinde "BLOW Combact Mod.2002" yazılı 9.00 mm. çaplı 36710 seri numaralı kahverengi kabzalı kurusıkı tabanca,(l) adet Bu tabancaya ait şarjör ve (85) adet kurusıkı tabanca mermisi ile ilgili olarak;

EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve 2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda 6136 sayı yasaya göre yasak niteliğini haiz ateşli silah ve fişeklerden olmadığı ancak ebat-görünüm ve mekanik yapısı olarak ateşli bir silah görünümünde olduğu, ateşli bir silahtan ayırt edilebilmesinin zor olduğu, iğfal kabiliyetine haiz olduğu tespit ve rapor edilmiştir.

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in Sinanpaşa Mahallesi Köy İçi Caddesi Gürün Pasajı Kat: 2, No: 5 BEŞİKTAŞ adresinde yapılan aramada elde edilen;

(1) adet İşlemeli deri kılıf bulunan ibaresiz toplu tabanca ile ilgili olarak;

EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve 2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda 6136 sayılı yasa kapsamında yasak niteliği taşıyan ateşli silahlardan olarak mütalaa edilmesi gerektiği ancak 6136 sayılı yasanın 12/4 maddesinde belirtilen vahim silahlardan olmadığı,

(1) adet Kenwood TK3107 ibareli 80929012 seri nolu el telsizi ve (1) adet Kenwood TK3107 ibareli 80928952 seri nolu el telsizi ile ilgili olarak;

Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğünün 2008/3212 sayılı yazılarında Cihazların UHF bandında faal olarak çalışmakta alma ve gönderme yapmaktadır. Söz konusu el telsizleri 2813 sayılı telsiz kanunun 13 ve 32/a maddesine giren cihazlar olduğu belirtilmiştir.

(1) adet Gold Star marka mod:2000 cal 9 mm. ibaresi bulunan kurusıkı tabanca ve (1) adet bu tabancaya ait fişeksiz şarjör ile ilgili olarak;

EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve 2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda 6136 sayı yasaya göre yasak niteliğini haiz ateşli silahlardan olmadığı ancak ebat-görünüm ve mekanik yapısı olarak ateşli bir silah görünümünde olduğu, ilk bakışta ateşli bir silahtan ayırt edilebilmesinin zor olduğu, iğfal kabiliyetine haiz olduğu,

(1) adet Motorola Radius GP300 ibareli, şarj cihazı ve adaptörünün de bulunduğu el telsizi ile ilgili olarak;

Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğünün 2008/3212 sayılı yazılarında Cihazların UHF bandında faal olarak çalışmakta alma ve gönderme yapmaktadır. Söz konusu el telsizleri 2813 sayılı telsiz kanunun 13 ve 32/a maddesine giren cihazlar olduğu,

(1) adet ağzında mermi bulunan GKM 980 seri nolu Madein Austurıa Glock ine. SMYRNA.GA ibaresi bulunan tabanca,(l) adet bu tabancaya ait şarjör,(5) adet bu şarjöre basılı vaziyette MKE yapımı 9 mm. çaplı (ağzındaki ile birlikte toplam 6 adet) fişekve (50) adet Beyaz şeffaf poşette MKE yapımı 9 mm. çaplı fişek ile ilgili olarak;

EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve 2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda 6136 sayılı yasa kapsamında yasak niteliği taşıyan ateşli silah ve fişeklerden olduğu,

(2) adet üzerinde Boxer yazdı döküm muşta ile ilgili olarak;

EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve 2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda 6136 sayılı yasanın 4. maddesin de belirtilen yasak nitelikli muştalardan olduğu tespit ve rapor edilmiştir.

İşyeri Araması sırasında ele geçirilen;

(4) adet Cam parfüm şişe, (1) adet ağzı karık pişmiş toprak vazo, (2) adet bronz heykel, (1) adet bronz obje, (5) adet pişmiş toprak vazo, (3) adet cam koku şişesi, (9) adet pişmiş toprak vazo, (1) adet pişmiş toprak testi, (6) adet pişmiş toprak sapan taşı, (1) adet başı

kırık mermer heykel, (235) adet duvara asılı şekilde panonun üzerine yapıştırılmış vaziyette sikke (sonrasında yapılan sayımda 240 adet olduğu anlaşılmış ve konu ile ilgili tutanak tanzim edilmiştir), (30) adet sikke, (1) adet mızrak ucu, (1) adet sapı kırık kaşık, (1) adet keski, (1) adet ok ucu, (4) adet iğne ve (38) adet duvara asılı pano üzerinde çerçevelenip kolye ucu şekline getirilmiş sikke ile ilgili olarak;

İstanbul Arkeoloji Müdürlüğünün 25.02.2008 tarihli rapor ve 28.02.2008 tarih ve 2008/562 sayılı yazılarında yukarıda listesi verilen malzemelerden; 3 adet cam şişe ve 90 adet bronz sikke (bozuk-silik-sahte) nin 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında Tasnif ve Tescile tabii, müzelik değerde olmadığı, 90 adet sikkenin piyasayı yanıltıcı nitelikte olduğu ve alıkonulduğu 3 adet cam şişenin tarihi bir özelliği olmadığından teslim edildiği, Geri kalan 256 adet eserin 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Kanunu kapsamında Tasnif ve Tescile tabii, müzelik değerde yurt içe ve yurt dışı alınıp satılması yasak eserlerden olduğu bildirilmiştir.

Şüphelinin Nispetiye Mahallesi Doğankent Lale Cl Blok No: 10/4 ve Çatı Katı BEŞİKTAŞ adresinde yapılan aramada elde edilen;

(4) adet MKE yapımı dolu fişek ile ilgili olarak;

EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve 2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda 6136 sayı yasaya göre yasak niteliğini haiz ateşli silah ve fişeklerden olduğu,

(1) adet U.S.A. süper K.NIFE marka kahverenkli saplı bıçak ile ilgili olarak sorulduğunda; EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve 2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda 6136 sayılı yasanın 4. maddesin de yasak olarak belirtilen sustalı çakı benzerlerinden olduğu,

- (1) adet siyah renkli EAGLEKNIFE ibareli örgü saplı kılıfı da bulunan pala,

- (1) adet siyah renkli demir saplı "Wolther" yazılı kılıfı da bulunan komando bıçağı,

- (1) adet beyaz metal, tahta kapalı oval saplı komando bıçağı,

- (1) adet siyah kılıf içerisinde Walther-Stamless Steell marka çok amaçlı bıçak takımı,

- (1) adet siyah kılıf içerisinde Souare Stamless marka çok amaçlı bıçak takımı,

- (1) adet kamuflaj kılıf içerisinde balta, kürek seti ve metal sapı içerisinde (1) adedi testere, (1) adedi bıçak,

EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve 2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda 6136 sayılı yasanın 4. maddesinde belirtilen yasak nitelikli bıçaklardan olmadığı,

- (1) adet Sarsılmaz marka 332 seri nolu havalı tabanca,

EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve 2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda 6136 Sayılı Yasaya göre yasak niteliğini haiz ateşli silahlardan olmadığı ancak söz konusunun bir suçta kullanılması halinde korkutma unsurunun gerçeklemesinin mümkün olduğu,

- (1) adet üzerinde "BLOW Combact Mod.2002" yazılı 9.00 mm. çaplı 36710 seri numaralı kahverengi kabzalı kurusıkı tabanca,

- (1) adet Bu tabancaya ait şarjör,

- (85) adet kurusıkı tabanca mermisi

EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve

2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda 6136 Sayılı Yasaya göre yasak niteliğini haiz ateşli

silah ve fişeklerden olmadığı ancak ebat-görünüm ve mekanik yapısı olarak ateşli bir silah

görünümünde olduğu, ateşli bir silahtan ayırt edilebilmesinin zor olduğu, iğfal kabiliyetine

haiz olduğu tespit ve rapor edilmiştir. -• ^ ..„

/

d)-Telefon görüşmeleri;

Medyayı Kontrol Altına Almak, Propaganda-Dezenformasyon ve Örgütün Amacına Yönelik Olarak Yapmış Olduğu görüşmeler:

Tape : 1617, 13.11.2007 tarihi, saat : 10.18'de Hayrettin ERTEKİN ile N.. A... arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Hayrettin ERTEKİN'in "Abi saygılar sunuyorum, saym Genel Müdürüm, iyi misin?" "Televizyon devam ediyo, işte şimdi de bu ATV ihalesi için bi konsorsiyum.... oluştu ona girmeye çalışıyoruz ama, bakalım inşallah orayı da" dediği, bir süre bu ihaleye Turgay CİNER'in giremeyeceğinden bahsettikleri, Hayrettin ERTEKİN'in "...şeyde giremiyor Aydın DOĞAN, Bİ GRUP VAR ŞİMDİ, BİZİM BEYFENDİNİN ORGANİZE ETTİĞİ Bİ GRUP VAR" " ... ONLA ÇALIŞORUZ, BEN DE ... ORDAYIM YANİ" dediği, Necati ALTINTAŞ'm "ALLAH İŞİNİ RAST GETSİN, EMRET" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "... estağfurullah abiciğim, ...daha sonra arıyacam sizi" " BU KONU İLE İLGİLİ" dediği tespit edilmiştir.

Tape : 1729, 28.12.2007 tarihi, saat: 14.30 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Y. O... arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

H.ERTEKİN' in "...para lazım memlekette çünkü burda bırakmıyorlar burda bırakmıyorsunuz bakın işte ATV'yi alalım onu alalım diyorsunuz habire salıyorsunuz Kasımpaşahları üzerimize onun için bari orda para kazanaum" "Komutanım yo bırakmadılar bırakmıyorlar komutanım" "Bu adam açıkça işte ne diyim bak telefonda söylüyorum size adam gönderdi bana ee" "O televizyon bize lazım dedi daha ne diyim daha telefonda söylüyorum burda dinliyor o şuan" dediği,

Tape : 1600, 31.10.2007 tarihi, saat : 21.20'de Hayrettin ERTEKİN ile Y... Ö... arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Uzun bir süre PKK terör örgütü ve güneydoğudaki terör olaylarından bahsettikleri, bu olayın siyasi açısından konuştukları, Hayrettin ERTEKİN'in "...komutanım .. duyarsız kalamıyorum artık isyan ediyorum böyle bakalım ne olacak Genel Kurmay" dediği, Y... Ö...'in "Bekliyoz icazet icazet alcaz ya şimdi bekliyoz bakalım" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in " komutanım icazetimi kalmış ...istiklal savaşındaki Atatürkün gösterdiği kahramanlığı bugün barışta gösteremiyor ise... o zaman bu devletin yani yazıklar olsun diyorum cumhuriyeti kuranlann taşıdığı üniformaya siyasetçisine meclisine bayrağına istiklaline istikbaline halk çıkacak ya halk çıkacak sokaklara başka şey yok" dediği, Y... Ö...'in "Halk çıkacak zaten.... öyle olacak bu halk çıkacak ben idare ediyorum diyecek" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "Valla .. komutanım .. belki önden fişekten dolma tepme tüfekler değil ...istiklal savaşında böyle çıktılar ama şimdi başka şeyle çıkabiliriz yani şakası yok bu işin .. sizde önümüze halk kahramanları halk komutanları olarak yani... artık mubah sizin için" dediği tespit edilmiştir.

Tape : 1593, 24.10.2007 tarihi, saat : 20.13'de Hayrettin ERTEKİN ile Y Şahıs arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Hayrettin ERTEKİN'in " komutanım Allah aşkına bizi niye arayıp sormuyorsunuz" diye bir süre sitem ettiği ve kendisinin yurt dışı gezilerinde olduğunu söyleyerek "...televizyon kanalı aldık biz bir tane onunla uğraşıyoruz" "... Business kanal diye bir kanal var ya" dediği ve Güneydoğudaki terör olaylarından bahsettikleri, Y Şahsın terör olaylarıyla ilgili "Beni... sükûnete davet ediyorlar lan ne sükûneti yav" "...TOPLUM MU VAR SANKİ BİR YERDE GALEYANA GELECEK YOK İÇ HARP ÇIKARTACAK FALAN" "... Kuzu kuzu herkes seyreyliyor" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in de Kürtler hakkında söylediklerinden dolayı yargılandığını anlattığı, Y Şahsın "BEN BU MİLLETTEN ŞİKAYETÇİYİM" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in de "...ben yapmam gerekenleri yaptım BAK TELEVİZYON ALDİM TELEVİZYONA İKİ TANE EMEKLİ GENERAL KOYDUM, Y... PAŞAYLA R.. K..'Nlî\ YÖNETİME ALDIM

dedim ki; gelin çıkın ne isterseniz burdan söyleyin ortada yoklar gelmiyorlar yani kayıplar düşünebiliyor musunuz ya daha ne yapayım da ne yapmam gerek Genel Kurmaya haber gönderdim Y... paşayla bu kanal sizindir emrinizdedir ne yapmak istiyorsanız buyurun dedim 137 tane çalışan var ne arayan var, ne soran" "Kalesi alıp dağa gideyim diyorsanız

onu da yaptık zamanında" " BAŞKA YAPACAK BİR ŞEY YOK BOMBA MOMBA

DERSENİZ ONLARI BIRAKTIM O İŞLERİ O İŞLERDEN ŞEY OLDUM daha ne yapayım yani" dediği, bir süre gazetelerde yazılar yazılarla ilgili konuştukları ve Y Şahsın seni alkışlıyorum, tebrik ediyorum diyerek Onlarda en azından bir şeyin tepkinin ifadesi AMA HAKKATEN BEN ARZU ETTİĞİM TEPKİYİ BULAMIYORUM VE ZAMAN ZAMAN" "12 EYLÜL ÖNCESİ GÜNLERİ ÖZLÜYORUM' dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "AH O GÜNLER OLACAK Kİ ŞİMDİ VARYA ŞİMDİ" diyerek gündemi değerlendirip, terör konularından konuştukları tespit edilmiştir.

Tape : 1761, 12.12.2007 tarihi, saat:11.16'da Hayrettin ERTEKİN ile W arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Hayrettin'in "Sayın komutanım saygılar sunuyoruz" dediği, W'nm "Ne arıyorsun ne soruyorsun bu abini ya" "Hepten gözden çıkardın bizi ya" dediği, Hayrettin'in "Olur mu sabah gazeteyi bi açtım" "Gazetede bir operasyon var bütün adamları toplamışlar şey ahlak polisi 700 tane İstanbul'da şeyi toplamış" "Resimlerini toplamış onu inceliyordum bizimkiler var mı diye aklıma geldiniz o ara dedim ki komutanımı arayım da bi gazeteye baksm tanıdık biri var mı" dediği, W'nın "Yok bizim artık tanıdıklar manıdıklar" dediği, Hayrettin'in "Doğru doğru iyi misiniz komutanım?" dediği, W'nm "Çok şükür iyiyim bir yaramazlık yok Hayrettin" "Sende ne var ne yok?" dediği, Hayrettin'in "Çalışıyoruz işte televizyon melevizyon gidiyor işte öyle koşturmaca" dediği, W'nm "Bir problem yok inşallah" dediği, Hayrettin'in "Yok yok bizim o çocukta bir hafta yattı çıktı" dediği, W'nın "Ünal hocayla irtibat devam ediyor değil mi senin" dediği, Hayrettin'in "Devam ediyor Ünal hoca" "dün işte evini burdan götürdü gönderdik dün akşam onu yolcu ettim ben" dediği, W'nın "Öyle mi biliyorum Konya'da olduğunu da" "Tamam anladım iyi, şu şey konusu varmış da benim aklıma o geldi Çamlıca konaklarının güvenlik şeyini hizmet satın almak için bunlar kendi bünyelerinde kurmuşlarmış onu şimdi lav ediyorlar hizmet satmalmak yoluyla yani bi güvenlik şirketinden alacaklarmış hizmet satın alacaklarmış Çamlıca konaklan için 25 kişi falan herhalde" "Benim aklıma şey geldi Ünal hoca da orda sayılan sevilen bir insan" "...şimdi daha gerçi işte yönetim bir karar almamış daha işte yönetim karar alacak yani şey karan işte bünyemizde kurduğumuz bu bünyemizdeki Güvenliğin lav edelim hizmet satmalmak yoluyla güvenlik işini yürütelim diye bir karar alıp bi güvenlik şirketine verecekler" dediği, Hayrettin'in "Ünal hocayı vereyim telefonunu arayın orda Mustafa var yönetimde" "Ben önada söylerim Mustafanm da telefonunu veririm size" "Mustafa da iyi arkadaşım benim söylerim Ünal hocam falan beraberiz hep onlan şimdi şöyle yapalım" dediği ve Hayrettin'in "0533 722 19 13" numaralı telefonu verdiği,

Hayrettin'in "Komutanım ne oluyo memleketin durumunu hiç anlatmıyorsunuz ben yazıyorum çiziyorum da yani okumuyorsunuz da" "Saldınyorum habire ama yine hala bişey yok" dediği, W'nm "Kimsenin birşeyden alındığı yok herkes bildiğini yapıyor" dediği, Hayrettin'in "ABİDE BOŞ ÇIKTI ABİDE duruyor duruyor şimdi" "İki duble içince ateşleniyor hiçbir şeyi yok komutanım ya yani valla bu Fenerbahçeliler niye böyle ben anlayamıyorum komutanım ya" "Valla bilmiyorum komutanım herhalde ...yani çaptan da düştü herhalde diyoki ya hiç huzurumu bozmayayım şimdi diyo hiç bişey yapacağı yok" dediği, W'nm "Ya oda şimdi idare ediyor surda kaldı diyo 7-8 ay diyo" dediği, Hayrettin'in "7 ayı kaldı teskereye" "Şey nasıl bi adam komutanım siz bilirsiniz Ergun SAYGUN dün dün konuşmuş falan okudum şimdi gazetelerde de o nasıl biridir yani Vatan perver mi yoksa böyle hani o da salla başı al maaşımı" dediği, W'nm "Valla o askerliği bilmez & da" "Aynen aynen o da

[pic]

bürokrattır yani şeydir" "Dişçidir oda yani o da NATO'lardan dış görevlerden işte yabancı dil" "Ordan gelme yani" "Terörü merörü Güneydoğuyu falan bilmez o da bilmez İlker BAŞBUĞ'U' da bilmez bunlar şey değilki bunlar Kıta komutanı değil ki bunlar sosyete bunlar salon subayı" dediği, Hayrettin'in "Öyle isteniliyordu zaten öyle yani dizayn etti gitti ..." dediği, W'nın "Sadakatlidir yani ...komutanlarma karşı son derece sadıktır" "Komutanlarına ihanette bulunmayacaksın sadakat sahibi ihanet dediğin komutanlara hiç hayır demeyeceksin hiçbir şeylerine karşı çıkmayacaksın" "... öyle oldu mu en iyi komutan oluyorsun" dediği, Hayrettin'in "Komutanım kaleler tek tek gidiyo bakın ben bu YÖK var ya bu kadarını düşünmüyordum ... hani diyordum ki" "Burada gitti Yargıtay işte bi tek Yargıtayla Danıştay kaldı" "Şimdi hazırladıkları avukatları işte yeni yasaylan onları alacaklar içeriye" "Neticede arz talep türbanı" "Türbanı takıp herkes oturacak mı komutanım bu yani olacak bumu yani" dediği,

W'nm "Ne oldu senin ortak çıktımı" dediği, Hayrettin'in "Çıktı çok oldu 1 hafta yattı çıktı" "Bıraktılar ATV ihalesi bittiği gün bıraktılar" "Yani ATV ihalesine biz gireceğiz diye şey yapmca onlar huylandılar iadeli taahhütlü verdiğimiz şeyi geri gönderdiler ondan sonra adamın bi günde hesaplarına el koyup adamı içeri aldılar ondan sonrada hiç bana dokunmadılar hiç ona bütün" dediği, W'nm "İstedikleri adamada verdiler ihaleyi" Adamlar herşeyin öyle güzel yolunu yordamını buluyolarki ya" dediği, Hayrettin'in "Ama kimsede bişey demiyo komutanım önceden bakın biri çıkardı mesela ben şuan Kıvnkoğlu Paşanın şeyle arıyorum çıkar bişey söylerdi derdiki yani ..." "Dururdu dediğinin arkasında dururdu" "Yok mu yürekli bitane böyle asalardan komutanım ya böyle hop diyecek" dediği, W'nın "Yürekli yürekliler oralara söz söyleyecek makama gelemiyor ki" "Sadakat sahibi olacaksın sadık olacaksın" "Sen komutanına sadık ol gerisine karışma ..." "Hepimizin göbek adı sadık zaten" .. .dediği

Tape:1778, 13.02.2008 tarihi, saat: 12.49 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHSIN yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;

H.ERTEKİN' in "Ha yurtdışmdaydım ÇİN'DEYDİM abi yeni geldim bir hafta oldu geleli ya" dediği, X ŞAHSIN "Napıyon Çin'i mi ÖRGÜTLÜYON ne yapıyorsun" dediği, H.ERTEKİN' in "Abi ne yapalım işte ya çalışıyoruz" dediği, X ŞAHSIN "BAŞIMIZA İŞ ÇIKARMA BAK gene ERGENEKON mergenekon trafikler karışık Çin'e mine gidip" "Bizim o işler de ONLAR SAHTE ERGENEKON ABİ BİZ HAKİKİ ERGENEKON'UZ" "Yanma ama kimide alıyorlar biliyor musun Direj Ali'ye şeyi de alıyorlar yanına Sami Hoştan'ı da alıyorlar yanma hani maksat çeteymiş gibi gösteriyorlar aslında bu adamların ne alakası var çeteyle" dediği, X ŞAHSIN "Ne alakası var şeyin Erenolun Sevgi Erenol'un çeteyle" "Hasan Kaya'nm selamı var bak sana yanımda şimdi" dediği, H.ERTEKİN' in "Benden de selam söyle sayın doktoruma" "Projenizden vaz mı geçtiniz projenizden" dediği, X ŞAHSIN "Bakalım işte ne o Türkiye'de hızlı değişiyor biliyorsun her şey" dediği, H.ERTEKİN' in "Ya doğru söylüyorsun" dediği, X ŞAHSIN "(Arka Planda HASAN : De sene Hayrettin'e bu işlerde tecrübe sahibi Hayrettin)" dediği, H.ERTEKİN' in 'BEKLEYİN YAKINDA TANKLARI GÖRÜRSÜNÜZ" dediği, X ŞAHSIN "Tanklar geliyor mu yoksa" dediği, H.ERTEKİN' in "Tanklar geliyor görürsünüz" dediği,

Tape : 1752, 22.01.2008 tarihi, saat : 13.47'de Hayrettin ERTEKİN ile H. A. arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

H.ERTEKİN'in ".. Reisim selamünaleyküm Hayrettin ben nasılsın" diye sorarak ERGENEKON operasyonunda yakalanan şahıslardan bahsettikleri, Hayrettin ERTEKİN'in "..ne oluyor Drej Mirej" dediği, H.A.'in de "sana da gelirler" dediği, Hayrettin ERTEKİN'İN "yakında bana da gelirlerde bana uzak kalıyorlar biraz onlar bilirler .. kime gideceklerini" "...bu operasyon iki tane ayağı var eee Bir örgüt kurmuşlar sözüm

ona bunlar Malazgirt şeyi Kuvayi Milliye diye bu ikisinin işte Türkiye'de örgütlenmeye çalışıyorlar parti olacaklardı bunlar parti kuracaklardı" "..O parti işte bazı para kaynakları şunlar bunlar 7-8 aydır takip ediliyorlardı ama Drej'in Mrej Sami HOŞTAN'ın falan işi ne onu anlayamadım" ".Tahsilat işleri de herhalde .. onun için ..." "VELİ KÜÇÜK ZATEN KAFAYI YEMİŞ YANİ VELİ PAŞAYA KAÇ KERE İKAZ ETTİK DEDİK Kİ YA BIRAK BU İŞLERİ YANINA ALDIN BUNLAR OLMAZ SEN ASKER ADAMSIN DİNLEMEDİ BAKALIM" dediği ve Veli KÜÇÜK'ü paşaların da ikaz ettiğini anlatarak "..çağırdılar korumalarını aldılar rütbeni sökeriz sıfıra düşürürüz dediler ikaz etti Genel Kurmay ..BU Bİ ARA ÜÇ AY DÖRT AY TAKILDI SONRA

YİNE BAŞLADI" dediği, ilerleyen konuşmalarda, insan kaçakçısı İsmail ? İsimli bir

şahıstan bahsettikleri, Şamata ban bu şahsın aldığı ve Yunanistana insan kaçırdığını anlattığı, bu şahsın bulunması gerektiği, kendilerine lazım olduğunu söylediği,

Tape : 1751, 22.01.2008 tarihi, saat : 12.26'de Hayrettin ERTEKİN ile Kürşat... arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

ERGENEKON operasyonuyla ilgili haberlerden bahsettikleri, Hayrettin ERTEKİN'in "...50-60 kişi aldılar Kemali falan aldılar" "..HİÇBİR ŞEY OLMAZ .. ÖYLE BİR ÖRGÜT MÖRGÜT YOK ŞİMDİ NE OLACAK ... KAFALARINA GÖRE ŞEY ÇİZİP GİDİYORLAR" "... VELİ KÜÇÜK SİLAHLI KUVVETLERDE ÇOK SEVİLEN BİR ADAM DEĞİLDİR KENDİ BAŞINA ÇALIŞIYOR" dediği,

Tape : 1715, 22.12.2007 tarihi, saat:20.12 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHIS arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

X ŞAHSIN "Paşam duydun mu?" "Yaşar BÜYÜKANIT bizi çok yanılttı ya" dediği, H.ERTEKİN' in "ÇOK ÇOK HEPİMİZİ MALESEF, BEN EN BÜYÜK DESTEKÇİSİ BENDİM VE KOMUTANIMIZA SAHİP ÇIKTIK VE GENEL KURMAY BAŞKANI OLMASI İÇİN OLABİLMESİ İÇİN YAPMADIĞIMIZ ŞEY KALMADI AMA MAALESEF ŞUAN YAPILABİLECEK BİŞEY YOK DİYOR VE KENDİSİ BAKALIM BÖYLE DÜMEN SUYUYLA BENİM KALMIŞ TESKEREME 8 AY DİYOR 8 AY SONRA BEN ZATEN YOKUM ... bu riske girmem diye kimseyle hiçbir şey yapmıyor ama" dediği, X ŞAHSIN "Amudamı kalkayım dükkan kapalı dükkan açıkmı bunlar yakışıyor mu yav" dediği, H.ERTEKİN' in "Evet evet evet bunlar bunlar ... hiç ya 2 duble viski attığı zaman maalesef böyle şeye çıkıyo BİZİ TATMİN ETMEDİ ben söyledim yani kendisine başından söyledim hatta Amerika'daki aldığı madalyayla ilgilide fikirlerimi beyan etmiştim kendisine de söylenmişti bu, keşke o madalyayı almasaydı o madalya verildi ondan sonra kendisini bakalım şeyi yapmayacaklar İLKER PAŞAYI DA GENEL KURMAY BAŞKANI YAPMAYACAKLAR" "Tabi tabi yapmayacaklar ben biliyorum onu yapmayacaklar..." dediği, X ŞAHSIN "Ne diyorsun Paşam ya" dediği, H.ERTEKİN' in "...2 tane Afyonlu Kara Kuvvetlerindeki 2 Afyonlu bişeyler bakalım kara kara düşünüyorlar ne olacağını" "Kurmay Başkanıyla şey işte Kara Kuvvetleri Kurmay" "..Ergun SAYGUN'la düşünüyorlar" "İlker paşa bakalım birbirlerine Ergun SAYGUN'le görüşmüyorlar onu söyleyim onu demiyorum ee Ergun SAYGUN Paşa İkinci Başkan o kara kara düşünüyor nasıl dalaşırım İlker paşayla diye" dediği, X ŞAHSIN "Ama Erginin son dönemi bu şeyden sonra gidiyo o yani Birinci Orduya gidiyo" dediği, H.ERTEKİN' in "Birinci Orduya gidiyoda ondan sonra bakalım şimdi onlar ikisi birbirlerinden şeyler kedi köpek gibiler" "Ergun SAYGUN'la İlker BAŞBUĞ, kedi köpek gibiler birbirleriyle şimdi dalaşacaklar" dediği, X ŞAHSIN "O zaman Yaşar Paşayla da İlker'in arası iyi değil o zaman" dediği, H.ERTEKİN' in "İyi değil görüşmüyolar ki zaten gitmedi bilmiyor musun o şeye kara ee söyle adını Asam'ın toplantısına biliyosun davetliydi konuşmacıydı katılmadı ..." dediği, X ŞAHSIN "İlker Paşa değil mi" dediği, H.ERTEKİN' in "...tabi hükümete, benim Genel Kurmay Başkanı... olmamamı söyledin gibi şey havasmda aralarında bi soğukluk var 6 aydır

[pic]

[pic]

[pic]

•47

ben farkediyorum 5 aydır... aşağı yukarı 5 ay" dediği, X ŞAHSIN "Hani Hilmi'nin görev

süresi uzatılabilir falan diye konuşuyoduk" dediği, H.ERTEKİN' in "Ama yok Hilmi

Paşa kendi istemedi Yaşar Paşa olsun diye kendi istemedi eğer uzatılsaydı Yaşar Paşa

biliyorsunuz olamıyordu" "...Yaşar Paşadan duymaz işte hayırlı olsun Genel Kurmay

Başkanlığınız demez ise şarlar o zaman sıkıntıya girer Kara Kuvvetleri ayağa kalkar ya

onun için neyse abi bunlar uzun meseleler de bir gün karşılıklı geldiğimizde konuşuruz

ya sıkıntı o yani" dediği, X ŞAHSIN "Yav karşılıklı gelemiyoruz da ihtilal Paşam ya"

dediği, H.ERTEKİN' in "Abi olmaz şuan şuan konjektür uygun değil AMA

BİRŞEY OLABİLİR MUHTIRA TARZI BİŞEY OLABİLİR yani oda Genel Kurmay kaynaklı değil söyleyim size hani vardı ya bizim eski malum esmi giden arkadaşlar vardı bizim ... Grup o grubun yaptığı gibi bir çalışma var öyle hissediyorum" dediği, X ŞAHSIN "Kim Grup?" dediği, H.ERTEKİN' in "Aytaç Grubu vardı ya abi" "Aytaç Grubu işte o grup gibi bi grup çalışması var diye hissediyorum bakalım inşallah bi sıkıntı olmaz bu telefonlar sağlam olmadığı için dinlenildiğini bildiğim için" "Söylüyorum" "Yok hayır benim söylemem uygun olmaz çünkü yani ben söylersem arkadaşlar şey yapıyolar ertesi tarihi, almıyolar yani bu konuları niye paylaşıyorsun diye alınabiliyorlar" dediği, X ŞAHSIN "...çok da önemli değil ya bu televizyonu ne yapaca..." DEDİĞİ, H.ERTEKİN' in "Duruyor abi öyle bekliyoruz bakalım işte şeyi görüşüyoruz bakalım işte Psikolojik Harekatta bişeyler yapalım diye aldık ama bişey yapamadık öyle kaldı o bizim bitane çocuk vardı Amerika'dan getirdiğimiz başına koyduğumuz çocuk onunda bi kara parayla ilgili bir Amerika'da 2002 yılında bi sıkıntısı varmış ödemiş parasmı marasmı babasma para göndermiş o biz çocuğu genel müdür yapalım diye almıştık ortak mortak değil aslında ..." "Semih Semih öyle bi genel müdür yapalım diye aldık çocuk daha genç bi çocuk 30 yaşmda çocuk ama işte o sıkıntıları varmış şimdilik kenara çektik bekliyoruz bakalım" dediği, X ŞAHSIN "...yani peki şeyi nasıl ödüyorsunuz Dijitürk kablo" DEDİĞİ, H.ERTEKİN' in "ABİ... O O BİZİM PARAMIZ VAR ÖYLE Bİ ÖRTÜLÜ PARAMIZ VAR" "ONLARI ÖDÜYORUZ ahi onlar problem değil bizim yani para problemimiz yok bizim bizim malum uzun böyle arkadaş varya hani yanınızda dolaşıyor arasıra hani sizi uçağa almayan arkadaş" "Konyasporun bugün yendiği takımın arkadaşı varya abi" "O o arkadaşımızın işte ona rağmen devam ettiriyoruz" "Konya sporun bugün Kasımpaşayı yendi Kasımpaşa Kasımpaşa" dediği, X ŞAHSIN "Hee anladım ..." DEDİĞİ, H.ERTEKİN' İN "He işte o arkadaşa rağmen devam ettiriyoruz abi" DEDİĞİ, BİR SÜRE BUSİNESS TV KANALI HAKKINDA GÖRÜŞTÜKTEN SONRA H.ERTEKİN' İN "Abi ... bi ... biz biz yanlışı nerde yaptık biliyor musun bizim Y...'la Rıza Paşayı falan Ali B...'i falan almakla yaptık" DEDİĞİ, X ŞAHSIN "Ben ne söyledim sana" DEDİĞİ, H.ERTEKİN' İN "Çok doğru söylediniz ogün ben sizi dinlemedim" DEDİĞİ, x şahsm "Bak Y... benim sınıf arkadaşım" dediği, H.ERTEKİN' İN "Abi benimde yani düşün biz onlan kısa pantolonluktan beraber arkadaşız" DEDİĞİ, X ŞAHSIN "Ben sana ne söyledim olmaz Asker kafasıyla televizyonculuk yayıncılık olmaz" "Şimdi bak KanalTürk Kanal KanalTürk gibi yapılacaksa" dediği, H.ERTEKİN' in "Hayır hayır öyle yapmayacaz öyle yapmıyoruz zaten biz kesinlikle öyle yapmıyoruz biz şahıslarla şahısların konuşmalarıyla şahısları çağırıyoruz yani kim ogün gündeme gelmesi gerek o şahsı getirip konuşturuyoruz..." "Abi şuan anladımda şuan vallahi düşünmüyorum şuan çünkü konjektür uygun değil ELİMİZDE BAKIN ANAYASA MAHKEMESİ GİTMİŞ YÖK gitmiş heryer teslim olmuş bende bu televizyonu teslim etmeyecem" "Hiçbişey değil abi ben ben biliyosunuz ne paralar ödüyorum ne paralar veriyorum ve verdim de 25 bin dolar Çan'a verdim hiç düşünün sizin dörtte birinizin çeyreğinizi etmez isim olarakta beceri başarı olarakta etmez ama biz o paraları verdik onlara yani biz 15 bin dolar Hakan AYGÜN'e verdik" dediği, X ŞAHSIN "3 Bin iane kanal bende tek başına bu işe

soyunan bi adam değilim" dediği, H.ERTEKIN' in "Biliyorum tahmin ediyorum ama grup sizin Ciner Grubu mu olacak yine?" dediği, X ŞAHSIN "Yok ya ...değil ya ..." dediği, H.ERTEKİN' in "Anladım" dediği,

Tape : 1745, 03.01.2008 tarihi, saat : 18.55'de Hayrettin ERTEKİN ile Y... Ö... arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Hayrettin ERTEKIN'in Y... Ö...'e KOMUTANIM diye hitap ettiği ve bir süre Diyarbakırda meydana gelen patlama olaylarıyla ilgili görüşmeler yaptıkları, daha sonraki görüşmelerinde siyasi içerikli görüşmeler yaparak, bombayı patlatanlardan bahsettikleri ve Hayrettin'in "Komutanım .. bunların kökünü kazımak lazım" "..BOP komutanları bugünkü komutanlar NATO komutanı değil BOP komutanı BOP ta kimin olduğunu herkes biliyor" dediği ve Güneydoğuda görev yapanların çocuklannm da orada olduğu, psikolojik durumlanndan bahsettikleri, Hayrettin ERTEKIN'in "o adamın haleti ruhiyesini anlayamazsınız ben olsam Allah korusun giderim o Diyarbakır Belediye Başkanının alnının çatına 8 tane sıkarım" "...benim silahı alıp dağa çıkmam lazım" dediği, içindeki sıkıntıyı ancak böyle atabileceğini anlattığı, Y... Ö...'in de "O günde gelecek" dediği, Hayrettin ERTEKIN'in "Gelmiyor gelecek diyorsunuz bak işte gelecek diye ben surda oturup abiye bir gün sabah yürüyüşte demiştim komutanım yarın Genel Kurmay Başkanı olursunuz bizi bile artık dedim dinlemezsiniz belki zor görüşürüz falan filan demiştim" "KOMUTANIM BAKIN BİZİM GEÇMİŞTE YAPTIKLARIMIZI HERHALDE AZ ÇOK BİLİYORSUNUZDUR O EKİBİ ŞUAN TEKRAR ORAYA YOLLAYIN YEMİN EDİYORUM SİZE VARYA ..BÖLGEDE .. HUZUR GELİR .. hiç şakası yok bu işin ama yok niyetli değiller arkadaşlar, ben diyorumki ANKARA GEBZE İSTANBUL GEBZE HATTI AÇILMADAN BU İŞLER OLMAZ O HATTI AÇACAKSINIZ BANA VERECEKSİNİZ TEKRAR BEN HEP BUNU SÖYLÜYORUM BU BANA VERİLMEDİĞİMÜDDETÇE HİÇBİR ŞEYOLMAZkomutanım ..." dediği, Telefonlarının dinlendiğini ifade ettiği görüşmeler;

Tape :1689, 05.12.2007 tarihi, saat: 12.13 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Tarık...? arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

H.ERTEKİN' in "ben dün gitmedim dün burdaki işleri konuştum ..dün gitmedim bugün arkadaş buraya geliyorlar onlar" "İki gün burda hafta sonu burda kalacaklar onlarla konuşacam sana söyliyecem tamam mı?" "Konuşuruz acele etme yalnız bu telefondan değil de ben, sen bana bir numara ver ben seni arayayım" dediği

Tape :1700, 09.12.2007 tarihi, saat:15.47 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Ertan..? arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

ERTAN'm "...abi çarşamba tarihi, ziyaretine gidiyorum ağabeyinin" dediği, Hayrettin'in "Selamlarımı söyle abine" dediği, ERTAN'm "Yok abi, Adilin" dediği, Hayrettin'in "Ha öyle mi?" "Ona da selamlarımı söyle" dediği, ERTAN'm "...çarşamba tarihi, bekliyormuş haber göndermiş, bekliyorum yanma abi, çarşamba oraya geçmeden abi yanma uğrıycam" "Onun bi sohbetini yapalım ne yapmam gerekiyor ne şey yapmam gerekiyor abi sen konuşuruz tamam abi" dediği, Hayrettin'in "KONUŞURUZ GEL DE TELEFONDA DEĞİL GEL KONUŞURUZ" dediği,

Tape :1742, 02.01.2008 tarihi, saat : 16.11'de Hayrettin ERTEKİN ile A.D. arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

A.D.'m "..Merak ettim de dayanamadım, yapabilecek bi şey, olabilecek bi

durum var mıydı acaba, ne yapmayı düşünüyorsunuz" dediği, Hayrettin ERTEKIN'in

"Şimdi ben görüştüm, görüştüm komutanlarla görüştüm, şeyin K.... beyle görüşülecek,

diyecekler şeye yani oraya gidecekler, normal telefonun yok mu senin" dediği, A.D.'m

"Vardır istiyorsan, ya farketmez benim açımdan eğer, arayım istiyorsan" dediği, Hayrettin

ERTEKIN'in "Beni başka numaradan arasana, BIJ NUMARA DİNLENİYOR da"

dediği, A.D.'m "Tamam oldu, ben 460 21 16 dayım" dediği^ „ '-

Tape : 1708, 13.12.2007 tarihi, saat:12.34 sıralarında Hayrettin ERTEKIN ile Y. Ö.. arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Hayrettin'in "Dün kulaklarınızı çınlattık...Ceyhun paşam geldi" "He burdaydı dün işte onun martta şeyi doluyo süresi doluyor da işte" "Dedim tekrar uzatırız yani şey değil de onu konuştuk bu arada dedim size bir ilave olarak komutanımlan dedim şey yapalım mı e olur dedi falan, Ankara'da şimdi şey boş komutanım Ankara danışmanlığı boş Türk Telekomun da" "Onu size bi soriyim dedim" dediği, Y...'m "Vallahi hemen" dediği, Hayrettin'in "Valla daha önce Kürşat Paşa vardı orda biliyorsunuz o milletvekili olunca yönetim kurulu danışmanı oluyo, bi Ankara'da bi İstanbul'da oluyo" "Yani askeri konularda herhangi bi şey olduğu zaman örneğin bi konu olduğu zaman işte ya paşam şöyle bi konu var burayla kimlen görüşürüz kimlen konuşuruz" dediği, Y...'m "Oo tam benim işim ya" dediği, Hayrettin'in "Örneğin komutanım bi yabancı geliyor askeri bi konu ile ilgili bilgi almak istiyor kime sorabiliriz diyor örneğin yani böyle bi konu" "...normal bi telefonunuz var mı sizi ordan ariyayım" dediği, İş takibi ile ilgili görüşmeleri:

Tape : 1594, 26.10.2007 tarihi, saat :15.30 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHIS arasında yaptıkları görüşmesinde özetle;

X ŞAHSIN "Gata'nın yemek ihalesi olacak" "Evet hı hı, onu bizim gene böyle Türklerden birisine verelim ya yani ihale olacak gitcek zaten" dediği, H.ERTEKIN' in "Ben kurt olmayanlara çalışmıyorum artık söyleyim illa Kürt olacak" "Baksana Deniz BAYKAL çıkmış ne diyor" "Biz Kürtleri seviyoruz diyor ayrımcılık yapıyor işte" "Orda Hikmet Paşa şey Çetin Paşa var benim tanıdığım" "Başında Tümgeneraldir" dediği, X ŞAHSIN "Ne zaman ihale üstad" dediği, H.ERTEKİN' in "Kahve içmeye, çayını içmeye gideriz" "Pardon Hikmet paşa değil, Tuncay paşa var, Tuncay paşam" dediği,

Tape :1595, 27.10.2007 tarihi, saat : 19.24'de Hayrettin ERTEKİN ile

Murat ?/Emre GÜL ALT AY arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Yurt dışında olduğu anlaşılan Murat'ın "... bende Emre ile beraber oturuyorduk Hakan ağabeyimle" "şeyi soracaktım abi sen bana msn de bir şey yazmışsın ama ben şimdi ne yaptın abi, o polisle" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "... görüştüm, diyor ki yazıyı biz vermiyoruz yazıyı merkez veriyor dedi yetki onun dedi" "Vatan caddesindeki merkez verdiği için dedi, yetki onların onlar dedi mutlaka dedi imzalı kâğıdmı istiyorlar dedi" diyerek bir pasaportla ilgili yapılması gereken işlemleri anlattığı, Murat'ın da "Onu bir arayım da, olmazsa artık pasaportu buraya alırız burdan bir daha şey yaparız abi" dediği, daha sonra telefonu Murat'ın yanında bulunan Emre GÜLALTAY'm aldığı ve "... Ahmet abinin, şimdi bi ne yapmamız gerekiyor pasaportun buraya mı gelmesi lazım" diye sorduğu, Hayrettin ERTEKİN'in de konsoloslukla görüşülmesini veya Vatan caddesinde bulunan Emniyet Müdürlüğüne faks çekilmesi gerektiğini anlattığı tespit edilmiştir.

Tape : 1608, 06.11.2007 tarihi, saat : 22.18'de Hayrettin ERTEKİN ile Emre GÜLALTAY arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Yurt dışında olduğu ve KATAR'a geçeceği anlaşılan Emre GÜLALTAY'm "YA ABİ BU BİZİM MAHKEME YOK MU" "MAHKEMEDE KİLİT İFADE VERECEK Bİ ADAM VAR" "Bunun çekten ...mal beyanı çıkmış" dediği, şahsın Adliyeye girişinde GBT çekildiğini anlattığı ve ifade verebilmesi amacıyla kontrol edilmeden içeriye alınabilmesi için yardım istediği, Hayrettin ERTEKİN'in de "Doğrudur GBT çekiyorlar ama biz götürüz onu ya, gelsin " dediği,

Tape :1624, 13.11.2007 tarihi, saat:10.49 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Emre GÜLALTAY arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

E.GÜLALTAY' m "...yarın mahkemem var abi" dediği, H.ERTEKİN' in "Biliyorum haberim var, hepsinden haberim var" "O adam gelmedi, o adam ifade için gelmedi ben söyledim orayan dediği, E.GÜLALTAY' in "Tamam onun işini hallettirdim"

"...benim Moskova numaram abi bak çok sevdiğim benim burda bi abim var" "Ali abi, oda burda bankacı" dediği,

Tape :1766, 28.01.2008 günü saat:11.31'de Hayrettin ERTEKİN ile X Şahsın arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

X şahsın "Ahilerin abisi günaydın nasılsın" dediği, H.ERTEKİN'in "Günaydın

hocaların hocası ya iyiyim" dediği, X şahsın "Abi öncelikle ben telefonunun alayım ben

Ankarada telefonumu çaldırdım çünkü" dediği, H.ERTEKİN'in "0542 433 07 71" dediği,

daha sonra H.ERTEKİN'in "dün Cengiz abi ile kulaklarını çınlattık akşam yemekteydik

dün kepabçıya götürdü" dediği, X şahsın "Vallla iypi^fkiM'vardı" dediği, H.ERTEKİN'in "...

abi gelmişti Ankara'dan" "Onlan beraber üçümüzdük başka sen ne yaptın Ankara'da niye

bulamadın mı" dediği, X şahsın "Annemi almaya gittim abi gel bini al dedi" "Getirdim artık

artık gece hayatlarını son verdik Hayrettin abi" dediği, H.ERTEKİN'in "Telefonu iyi iyi

yapmışın Telefonu imei adresi yok mu çaldılarsa bulunur" dediği, X şahsın "uğraşamam

dandirik bir telefondu zaten" dediği ve daha sonra X şahsın "abi ben şu askeri soracaktım

ne oldu askere abi" dediği, H.ERTEKİN'in "Şimdi şimdi onu söyleyeyim onların

dağıtımları daha çıkmadı bu gün çıkacak bu gün başlayacaklar yazdım ben o çocuğu

onu Kıbrısa verdirelim mi" dediği, X şahsın "Verdir abi" dediği, H.ERTEKİN'in "Çünkü

en rahat ora gözüküyor şuan yani" "Yani çünkü genelde büyük bir çoğunluğu askerin

güney doğuya çekiyorlar" "Onun için Kıbrıs'a onu verdireyim" dediği, X şahsın "Beni

sabah öğlen akşam arıyor hakim" dediği, H.ERTEKİN'in "Ya işte Hakim arıyor da

Hakim şimdi dağıtımı çıkmış ancak Kıbrıs'a oraya şey olabiliyor" dediği, X şahsın

"Tamam abi fark etmez" dediği, H.ERTEKİN'in "Bir bakayım uğraşıcam eğer yapabilirsem"

dediği, X şahsın "Şimdi abi o çok önemli değil hadi arıyor kendi de bizim hiç bir işimizi

yapmadı İdare Mahkemeyi falan söylemiştik hatırlasana" dediği, H.ERTEKİN'in

"Biliyorum canım yapmaz onlar öyledir onlar bir şeyi söyle yapmazlar kendileri olunca da

sitem ederler ben biliyorum" dediği, X şahsın "Mehmet Bayraktar misali yani" dediği,

H.ERTEKİN'in "Aynen öyle yani bir şey söyle yapmazlar ondan sonra karşında" dediği, X

şahsın "Ya şey şimdi Ömer Şevki iptal ettirdi abi" dediği, H.ERTEKİN'in "İyi güzel"

dediği, X şahsın "Şimdi karşıdan nerden alalım buna sevk" "Karşı olursa çünkü şey

oluyor direkman gataya verilirler" "tek Gata'ya gidebilir" dediği, H.ERTEKİN'in "Yani

Gataya gider Gatadan şey var senin orda malum vatandaş var" "Ha o zaman Kadıköy

askeri şubesine gidecek" "Veya kendi ... şubesi zaten şey Kadıköy" "Oraya gidecek

diyecek ki askere gitmek istiyorum diyecek" "Şevkini yapacak" "Yani hastalığını beyan

edecek yalnız hastalığını beyan etmez ise olmaz ben rahatsızım tedavi görüyorum ama

askerlik çağımda geldi diyecek" dediği, X şahsın "Evet ben şey diyecek ben epilepsi

hastalığından tedavi ben bir rapor yazayım mı ona" dediği, H.ERTEKİN'in "Rapor yaz

tabi yani Epilepsi tedavisidir diye sen artık uygun bir şeyle yaz onu" "Fakat askerlik

şubesine söyler ise ... daha uygun olur çünkü askerlik şubesi şu şu konulardan tetkik edilmesi

için diye yazabilir" "Onu yazsın oraya göndersin ona göre" dediği, X şahsın "Yani karşıda

Gatadan başka bir yere gitme ihtimali yok" dediği, H.ERTEKİN'in "Yok yok kesinlikle

yok kesinlikle yok Gata'ya" "Yani kesinlikle Gataya tamam kolay gelsin" dediği, X şahsın

"Hiç tanıdık bulamaz mıyız abi orda" dediği, H.ERTEKİN'in "Valla orda şey var var

tanıdık da komutan var işte" "Bizim Tümgeneral oranın şeyi Gata komutanı" dediği, X

şahsın "Yok abi Askerlik şubesinde ya" dediği, H.ERTEKİN'in "Ha askerlik şubesinde" X

şahsın "Ha öbürü tarafta hallederim ben Gata da önemli değil zaten çocuğun ... belgeleri var"

dediği, H.ERTEKİN'in "Valla askerlik şubesinde bilmiyorum kim var hiç takip etmiyorum

ama yani şubede bir şeye gerek yok zaten göndermek zorundalar" "Yani tanıdığı gerek yok"

"Yani memurlar var sivil memur var genelde biliyorsun eski bir memur olur" dediği, X şahsın

"Sivil memurlar halleder diyorsun" dediği, y-"' * -.

Tape : 1679, 26.11.2007 günü saat:18.49 sıralarında Hayrettin ERTEKIN ile P... K... arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

P.K.'nin "...bu şey aradı da hani bi çocuk için askerlikle ilgili bi şey demiştik" dediği, H.ERTEKİN' in "Evet evet evet" dediği, P.K.'nin "Onunla ilgili bir bilgi var mı? Herhalde yarm mı ne smava giriyormuş" dediği, H.ERTEKİN' in "Yarm beni arayacak abla o" "Adaya numarasını bana bildirsin oraya da 8 aylık şey kısa dönem diye yazsın" "Hemen çıkar çıkmaz aday numarasını desin ki aday numaram şu diye bana bildirsin..." dediği,

Tape :1686, 02.12.2007 günü saat: 12.38 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile H.F. gönderdiği mesajda;

"e@ @# @Hayrettin bey merhaba.dün konusmustuk.BEN ÜNAL KARAMANIN AKRABASI HARUN FATİH FİNDİK. ADAY NUMARAM 91019.KİSA DÖNEM.eger tercih sansimiz varsa izm" dediği,

Tape :1687, 02.12.2007 günü saat: 12.54 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile H... F... F... arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

H.F.F.' m "Mesajımı aldınız mı" dediği, H.ERTEKİN' in "Aldım, size aldım diye mesaj atmıştım, aldım tamam ben bildirdim gerekli yere" "Pazartesi günü gereği yapılır" dediği,

Tape :1701, 10.12.2007 günü saat:12.43 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile H... F... F... arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

H.F'm "Merhabalar Fatih ben Ünal beyin, Ünal KARAMANın" "Benim tayin şeyim askerliğim Balıkesir'e çıktıda" dediği, Hayrettin'in "Sekiz aylıksın Balıkesir" "Ordan daha iyi,orda kalacaksın yalnız dağıtım olmayacaksın" "Sonra en güzel yer orasıdır kardeşim" dediği, H.F.'nin "Çok sağolun, çok teşekkür ederim" dediği,

Tape :1702, 10.12.2007 günü saat: 12.44 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile P... K... arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Hayrettin'in "...bu sizin asker vardı ya Fatih o" "Balıkesir'e verildi" "Orda orda kalacak sekiz aylık yapıldı tamam mı" "Oradaki Albaya da söylicem daha gitmedi on onlar on gün içinde giderler onlar gittiğinde de ordaki arkadaşa da söylerim yardımcı olurlar orda da kalacak dağıtımda olmıyacak zaten" dediği, P.K.'nin "Anladım, anladım süper Hayrettin abi..." dediği,

Tape :1705, 11.12.2007 günü saat:18.23 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile P... K... arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Hayrettin'in "P.. abla, Ali gelsin mi orya yardım etmek için sizi ben" "Sizi kaybettim ben bu çamlıca çıkışma nerden gittiniz siz" ".. .adama söyle de dikkatli gitsin şeyi kullansın ee şimdi ben trafik trafik Müdürüne haber verecem bu yan yolu kullanabilir" "Evet emniyet şeridini kullansın köprüyü" "Köprüyü geçtikten sonra tamam" dediği, P.K.'nin "Süper tamam Hayrettin abi söylerim" dediği,

Tape:1811 20.02.2008 tarihi, saat:22.37 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHSIN yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;

H.ERTEKİN' in "Komutanım benim ben Hayrettin nasılsın" dediği, X ŞAHSIN "Ha merhaba abi sağol özel numara çıkınca ..." dediği, H.ERTEKİN' in "Ya komutanım Eskişehir'de misiniz" dediği, X ŞAHSIN "Eskişehir'deyiz Eskişehir'de" dediği, H.ERTEKİN' in "Ben size bi ricam için aradım" "Benim bi Kurtuluş diye arkadaşım ehliyetsiz yakalanmış şuanda da ehliyetini kaybetmiş birazda alkollü yakalamışlar ama

ehliyetini kaybetmiş cezayı vermiş ödemiş" "Şey karakolunda ne diyorlar buraya bu sizin Çavuşpaşa karakolundayız..." "Ya ona bi rica etseniz de ben alsam götürsem..." "He astsubay başçavuş (adı ne) arkadaşta tanımıyor onuda" "Bu karakolun numarası ama karakolda değil şeyde şuan ee dışarda ama cep telefonu astsubay arkadaş veremem diyor" "Bende bi arkadaşımız rica etti bende onun için" dediği, X ŞAHSIN "Abi ben şimdi bi şeye ulaşmaya çalışayım orda albay var bitane şeyde ona bi ulaşmaya çalışayım Kurtuluş muydu ismi" dediği,

Tape:1810, 20.02.2008 tarihi, saat:22.10 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Kurtuluş/Ramazan yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;

H.ERTEKİN' in "Alo Albay Zafer kimsinizi" dediği, KURTULUŞ' un "Ben Metin ... şey Kurtuluş HORASAN" dediği, H.ERTEKİN' in "Kurtuluş nedir bu konu? Kim var orda Astsubay jandarma var mı bakiyim?" "...ehliyet ehliyet ehliyetin olmadığı için almışlar herhalde seni" dediği, KURTULUŞ' un "Ehliyet yok evet" dediği, H.ERTEKİN' in "Ha neyse tamam bi işte ehliyetsiz ceza yazacaklar herhangi birşey konuşma kimseyle tamam" dediği, KURTULUŞ' un "... konuşmadım şuanda ne yapayım?" dediği, H.ERTEKİN' in "Başçavuş kim var orda?" dediği, KURTULUŞ' un "Başçavuş kim var Asayiş Tim Komutanı pardon bi dakka (Başçavuş kim var burda?) Niye istiyorsunuz diye soruyorlar" diyerek telefonu yanında bulunan RAMAZAN' a verdiği, H.ERTEKİN' in "iyi akşamlar Albay Zafer kimle görüşüyorum?" dediği, RAMAZAN' m "Ramazan Uzman buyurun?" dediği, H.ERTEKİN' in "Ramazan Uzman ben Eskişehir Alay Komutanıyım nedir oğlum bu vatandaşm durumu?" dediği, RAMAZAN' in "Trafik ekipleri getirdi" dediği, H.ERTEKİN' in "Ehliyetsiz mi?" dediği, RAMAZAN' m "Alkollü araç kullanmak sebebiyle ehliyeti galiba üzerinde yokmuş" "Devreden devriye komutanı Trafik Tim Komutanım" dediği, H.ERTEKİN' in "Anladım" dediği, RAMAZAN' m "Şahsın yalanı gelsin ehliyetli bi yakını gelip aracı ve şahsı" dediği, H.ERTEKİN' in "Tamam ben şimdi .. birini gönderecem oraya ben Eskişehir'deyim şimdi maçtaymış onun akrabaları fener maçına gitmişler birazdan gönderecem ben oldu mu canım" dediği, RAMAZAN' m "Emredersiniz komutanım" dediği,

Tape : 1605, 04.11.2007 tarihi, saat:16.14 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHIS arasında yaptıkları görüşmesinde özetle;

H.ERTEKİN' in "Başkanım saygılar" dediği, X ŞAHSIN "Yav Hayrettinciğim aradım sen ide birisi vardı da Genel Kurmayla irtibatlı mirtibatlı sana soracaktım da tam açık kimliğini bana verecekler" "Ben söyleyecem sana soyadını Ercüment de soyadını şey yapıyorlar işte sivil sivil bu Donatlarm orda geziyor" "Ya Donatlarla beraber oturup kalkıyorlar işte Genel Kurmaydanmış bilmem neymiş" dediği, Çin-Yurtdışı ile İlgili Görüşmeleri:

Tape :1742, 05.01.2008 tarihi, saat : 23.02'de Hayrettin ERTEKİN/Sedat...? ile Murat... ?/E.GÜL ALT AY arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Telefon görüşmelerinden, Murat...? Ve Emre GÜLALTAY'ın Çin/Honkong ta olduğu anlaşılmaktadır. Hayrettin ERTEKİN'in de Sedatla birlikte oraya gitmeyi düşündükleri ve gelecekleri uçaktan bahsettikleri, Bir süre sonra telefonu Sedat'ın aldığı ve Emre GÜLALTAY ile konuştukları, Emre GÜLALTAY'ın "TOZLARI YANINA ALDIN MI" dediği, Sedat'ın "Aldım, aldım" dediği,

Tape :1769, 01.02.2008 tarihi, saat:13.55'de Hayrettin ERTEKİN ile Emre GÜLALTAY arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

EMRE'nin "Abi şimdi Katara gideceğim ordaki işlere bakıp ondan sonra da buraya geleceğim..." "Şimdi burda ortam uygun" "Burda o diyorum derneği kuruyorum" "Burda bide kasap oturmaya başladı" dediği, Hayrettin'in "Hı dur Murat'ı bir gıcık edeyim fırın açmayı düşünüyoruz diyeyim bizden önce hemen şey yapsınlar" "Patentini aldık diyeyim" dediği, EMRE'nin "Şey yaparız abi yarısını senle benim olur

yarısı da bunların olsun" dediği, Hayrettin'in "Tamam baba ben varım" dediği, EMRE'nin "Çünkü hiç olmazsa bunlar başında da durur" dediği, Hayrettin'in "Ya yok onlara hiç güvenme onlar kendi kendi evlerinde ki işini yapamiyorlar onlardan bir şey bekleme bak onlara güvenirsen şey olmaz" "Onu da biz yaparız ben oraya bir tane adam koyarım" dedikten sonra görüşmenin ilerleyen bölümlerinde Hayrettin'in "Bomba gibiyiz devam ediyoruz işte burda bir Türban sıkıntısı var burda bu adamlar okuyorsundur şeyden MHP destek verdi bunlara onlarla ilgili bu gün bir yazı yazdım güzel bir böyle bunlara bir ufak yazmıyordum uzun zamandır şimdi ortalık yine hop oturup hop kalkacak böyle" dediği, EMRE'nin "Ben sana bir şey söyleyeyim mi vatan için uğraşıyorsun sonra vatan hayini oluyorsun" "Abi bizden vatan hayini olmaz da vatan hayini muamelesi görüyoruz" dediği, Hayrettin'in "...Türkçülük KTürk milliyetçiliğinin adıdır bu Türk milleti dediğimiz zaman kimlerin Türklüğü sorulduğu zaman bu bir gösterilecek hedef biziz bis türküz türk müliyetçisiyiz biz böyle ant içmişiz ya bu anttan dönemeyiz yolumuzdan bizi çeviremezler..." ".. .en iyi kurt ölü kurttur dediğim için 301. maddeden DGM'de yargılanıyorum inşallah ceza verirler de ben de tarihe geçerim vallahi tarihe geçerim diyorum ne yapayım Orhan PAMUK'a Ermenilere hakaret etmiştir dedi Ermeniler zulme uğramıştır yapılmış dendi adam beraat etti..."...biz ya biz Türk ırkının Türk milliyetçisinin ant içmiş yemin etmiş olan insanlar için çünkü bizim yeminler genlerimizde taşmıyor..." "...ben seni tanıyorum yani seni biliyorum sen insana ne derlerse desinler seni bak biliyorum diyorum ki yanındayım sonuna kadar her zaman yani bunu bilesin" "...ne derlerse desinler organize çete desinler bilmem hain desinler... güleceksin şöyle bakacaksın diyeceksin ki bunun bir hedefi var bunun bir amacı var amacının karşısında duran benim" dediği, EMRE'nin "Şu on beş günden beri çıkarmadıkları şey kalmadı" "Yok Haplemitoğlundan tuttular ya daha Ankara'daki araçlara tut yok Malatya'da olayı yok" dediği, Hayrettin'in "Genel Kurmay Başkanı gibi bir tertemiz oraya secilerken böyle tırnağında ki undaku şeyin bile hücresini araştırırız seçilmiş bir adama bile kalktılar fezleke düzenleyip çete diye dava açmaya kalkan milletten insanlardan ne beklenir onların bir amacı var onu niye yapıyorlar onu bu memlekete yıkmak için memleketin ilerlemesini" dediği, EMRE'nin "Ya utanmıyorlar dün şu başlığı gördün mü gülmekten öldüm ya şey Çete tetikçi dizilerden seçmiş diye ya bu kadar olmaz ya" "Yalnız ben sana bir şey söyleyim mi çok büyük strateji hatası yapıyoruz biz yapıyoruz biz başından beri" "Bu hem Ak partiye hem bu İslamcı kanada karşı strateji hatası yapıyoruz" Hayrettin'İN "Ne yapalım Biz bunları kendimizden bildik" dediği Emre'nin "Biz aslında abi bunları devşirebiliriz ..." "Abi en büyük tehlike kim biliyor musun bunlar değil bunlar yine bir noktada gelirler mecburen de olsa yani bunlarm içindeki kamuluşları yani bu yüzde kırk yedinin içinde en fazla böyle kemikleşmiş böyle şey olan kısmı yüzde ondur geri yüzde otuz beşini biz kendi safımıza çekeriz ama en tehlikeli olanlar ikinci cumhuriyetçiler" Hayrettin'in "Ya onlar zaten cumhuriyeti yıkmak yerin başka bir şek kurmak" dediği EMRE'in ""Bak biz biz şimdi bunları köşeye sıkıştırıyoruz zannediyoruz bu Ak parti ve o adamın ismi esasında ikinci cumhuriyetçiler bunları kullanıyorlar biz bunları korkuttukça bak bizi öcü diye gösteriyorlar bunlar diyorlar sizi kesecek öyle yapacak böyle yapacak anlatabiliyor muyum bunlar sizi şöyle yapacak böyle yapacak diyorlar onların üzerinden bize operasyon yapıyorlar" "Abi bütün basım ele geçirmişler" "Ya şimdi bunlar sivil toplum biz sivil toplum örgütü kuruyoruz çete oluyor" "Şimdi sivil toplum örgütü kur meydana çık sen çetesin abi olmayan bağlantılar olmayan suçlamalar ya o gazeteci kadmı ne hale getirdiler Güler Kömürcü'yü" "... ekibi Sedat Peker'e telefon açmış ya kadın Sedat Peker ile yatmış da olabilir ne olacak yani bu kadmı şey mi yapar" "Ya o garibim o Sevgi Erenerol'a yaptıkları ya" dediği, konuşmanın devamında; EMRE'nin" Abi şu derneği bir kuralım bu derneği eğer burada" dediği, Hayrettin'in "

Demeği ben burada demekler kanunu demeklerle konuştum da diyor ki yani burada diyor Çin İşadamları demeği varmış burada bir tane kurmuşlar He Türk-Çin işadamları demeği kurmuşlar bir tane ondan sonra dediler var başka bir isimde kurarsınız genç menç ilave edersiniz aynısından olmaz dediler burada öyle bir demek varmış Faalmiş o demek de başkanı da Aksekili bir kimmiş dediler dur yazmıştım onu bir yere bulabilirsem kağıtlarda onu ondan bir bayilik almak lazım" dediği,EMRE'nin " Yok abi bir demek kuralım Türkiye'deki demeğin başkanı da sen ol abi" Hayrettin'in Ben olurum ben ben olmam için bir" dediği, EMRE'nin " Buradaki demek başkanı da İbrahim yapacağız" dediği, Hayrettin'in " Orada burada bir Türkiyat diye bir demekleri var bunların Türkiyat Türkiyat diye bir demekleri var bunların o demeğin işte yurtdışı temsilcisi de Tuğba Tuğba Şebnem...Olabilir Tuğba Şebnem diye bir kız onun şeyi Tuğba Şebnem Yıldırım Bir tane adamla evli bu Çin işadamları demeğinin şeyinin başkanı Türk-Çin işadamları demeği adı bunların anladın mı...Onun için Taksim'de bunların yeri Sakızağacı Caddesi var ya orada...Onlar işte bir de Alibaba Türk işadamları" dediği, EMRE'nin " Biz başka bir başka bir isimle kuralım Türk-Çin iş konseyi diye kuralım" dediği,Hayrettüı'in " İşadamı Çin işadamı demeği sıralı servisi bir de şey var bir tane de onu söyleyim Alibaba ve Türk-Çin işadamları demeği var büyük ve orta ölçekli işadamlarına hizmet ediyor adı da Ticiat Ticiat diye şimdi biz onu buradakini değil de biz başka bir şey koyalım mesela bir şekilde bir isim bulalım burada bir demek kurmak bir şey değil veriyorsun şeye demek tüzüğünü Demekler Kanununa göre kuruyorsun yerini belirtiyorsun ben ofisimi yer olarak kullandırabilirim burayı Ondan sonra buradaki Çin ile iş yapan insanları şey yapabiliriz görüşebiliriz" dediği, EMRE'nin " Hayır şimdi şey abi esasında çok iş var şimdi sen bilgisayardan anlıyorsun çok güzel iş projeleri var mesela öyle bir proje yapacağız ki ve bunun tanıtımını da yapacağız Türkiye'den Çin ile ilgili bir malzeme almak isteyen adam hemen bize başvuracak ve sırf bunun komisyonundan sana şöyle söyleyim genelde otuz kırk milyon dolarlık bir iş potansiyeli bu iş üzerinden geçse derken abi oturduğun yerden iki üç milyon dolar para kazanırsın büyük para" dediği, Hayrettin'in " Evet doğru söylüyorsun peki bunlardan biz bunları sokmayalım biz kendimiz yapalım diyorsun yani" dediği, EMRE'nin " Biz kendimiz yapalım abi burada zaten şeyimiz bak Türkiye'de bir demek kuracağız bir merkezi olsun anlatabiliyor muyum bir tane internet sitesi kuracağız burada da zaten şubesini açacağız zaten burada da hazır altyapısı hazır İbrahim'i başkan yapacağız işte yönetim kurulunu falan kuracağız abi anlatabiliyor Türkiye'de başkan sensin bunlar da senin şeylerin buradaki şube başkanları şu bu hem stil olacak anlatabiliyor muyum abi şimdi burada da görüşmelere falan gidileceği vakit dernek şeyi olarak gidilecek" dediği, Hayrettin'in "Tamam tabi tabi tabi doğru tamam tamam doğru söylüyorsun" dediği,EMRE'nin " Mesela burada mesela Amerikan kumart çembırt var Amerikan elçisi geliyor yemek veriyorlar e şimdi ne olacak o zaman onlar bunların yemeklerine bizim yönetime mecbur davet edecekler bilmem ne iş konseyinin toplantıları var davet olacak anlıyor musun abi" dediği, Hayrettin'in "Doğru doğru söylüyorsun doğru bunlar o zaman ben şöyle yapayım kuruyum bu derneği buradan ama bir isim bul sen sana" dediği,EMRE'nin ": Abi sen bir isim bul ama isimde hem Türkiye hem de Çin geçsin" dediği, Hayrettin'in " Ticiat var doğru doğru bir isim kurmak lazım bir ben bir düşüneyim de sana ben bilgi vereyim tamam sen de düşün" dediği, EMRE'nin " Şey olabilir Türk-Çin Ticaret Demeği de olabilir" dediği,Hayrettin'in " Türk-Çin olabilir olabilir Çin iş işadamları" dediği, EMRE'nin " Çin-Türk" dediği, Hayrettin'in " Dostluk dayanışma ve yardım açılımını Dostluk ve Dayanışma ben şimdi bakayım var mı diye onu da bakıyorum bu arada Dayanışma dostluk ve dayanışma demeği diye yazdım bakalım varmış o da varmış sahibinden dans Ankara Emek Anakara'da Emek'te kurmuşlar Doğu Türkistanlılar Kültür Dayanışma Demeği var Türk-Çin İşadamları Dostluk ve Dayanışma Demeği var TCİ Koray diye bir adam yapmış onu,da Koray Akgüllüoğlu dur bakayım ben bir bulayım da seninle konuşacağım hocam Koray Koray kurmuş baksana

burada ne diyor genel tanıtım" dediği, EMRE'nin " Çünkü ne biliyor musun abi onlar kursalar bile onlar doğru dürüst Çin'de teşkilatlan olmaz ama bizim derneği kurmuştur duruyordur" dediği, Hayrettin'in " 2002 yılında Ankara'da kurmuş bu adam dur bir bakayım konuşayım ya Koray Akgüllüoğlu genel sekreter" dediği, EMRE'nin " Ama bizim bizim avantajımız var biz derneği hemen burada faaliyet haline geçirme imkanımız var" dediği, Hayrettin'in " 69 doğumlu Tarsuslu Bu adam Konya Atatürk Lisesini bitirmiş Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu Amerika'da okumuş doktora yapmış Çince biliyor temeli Çince yabancı dilin anasını satayım başbakan dışişleri müsteşarlığında on altı yıl birinci derecede kademede çalışmış" dediği, EMRE'nin " Yok abi onda yalan var 68 doğumlu adam başbakanlıkta on altı" Hayrettin'in " Bak şimdi öyle yazıyor bak Koray Akgüllü ben sana okuyayım Türkiye Cumhuriyeti başbakanlık Dışişleri müsteşarlığında on altı yıl iki ay hizmeti olup birinci derecede üçüncü kademede çalışmaktadır hala da çalışıyormuş 69 doğumlu on altı yıl lan ananı satayım" dediği, EMRE'nin " Bunda bir yanlışlık yok mu abi 39" dediği, Hayrettin'in " Var tabi de bu okulu bitirse askerliği şüyu buyu 16 yıl da ilave etsen valla biyografisine alta da öyle yazmış sen bilgisayar yok mu başının altında elinin altında bak da gör" dediği, EMRE'nin " Evet 38 yaşında adam" dediği, Hayrettin'in " Türkiye ooo neler yazmış hem hentbol federasyonu hakemi olarak görev yapıyormuş dış ticaret uzmanıymış 61 de yılında dış işleri uzman yardımcısı göreve başlamış 91de başlamış pardon olabilir doğru 91de başladıysa işbankası falan filan neyse bunlan bir konuşalım da prosüdürleri nedir ne yapılır bir konuşayım bakayım bir arayım" dediği, EMRE'nin " Evet abi bir dernek kuralım" dediği, Hayrettin'in " Tamam tamam kardeşim benim tamam kendine iyi bak" dediği,

Tape : 1610, 07.11.2007 tarihi, saat: 18.30'de Hayrettin ERTEKİN ile Hakan.... arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Yurt dışında olduğu anlaşılan Hakan....'m "Abi sağol ya, bizde evde oturuyoz abi ya sen gittin varya buralar böyle öksüz kaldık burda" dediği ve Emre GÜLALTAY'm Katar'a gideceğinden bahsettiği, yaptıklan bir işle ilgili muhtemelen yurt dışında çıkan sorunlardan bahsettikleri tespit edilmiştir.

Tape :1741, 02.01.2008 tarihi, saat : 10.36'de Hayrettin ERTEKİN ile S... A... arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Bir süre Radyo Televizyon mezunu bir kişiden bahsettikten sonra, Hayrettin'in .. .Bu şey konusunda, bi şey söyledin mi sen onlara, bana dönmüşler işte ya niye bizim diye bi bu vardiya" "Diyarbakırlı petrolcü, neydi o çocuğun adı" "....Veyselveysel" ".. petrolcü varya, dedim ya bi bakın falan diye" "...Onlar demişler bi yerde ismimiz mi geçti falan diye sormuşlar birinede" dediği, Selahattin'in ".... yo hayır canım konuşur muyum, ben o ... kendi şeyimde olan bi şey yani şimdi" ".. Hayır hayır öyle şey olur mu lan, ..o bizim için büyük bi sırdır yani, şimdi kafada gider o" "Mezara gider" dediği,

Sahtecilik konusu ile ilgili yaptığı görüşmeler;

Tape :1775, 03.01.2008 günü saat:13.45'de Hayrettin ERTEKİN ile X Bayanın arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

X BAYANIN "Hayrettin bey" "Muhtar hanım" dediği, görüşmenin başında

karşılıklı hal hatır sorduktan sonra X BAYANIN "Hayrettin bak şimdi bu nüfus kayıt

sistemine göre herkes yazıldı ya belirli adreslere" "Yani bunun bi adresi vardır buna

burda ikametgah versek yanlış olur" dediği, Hayrettin'in "Mersin'de adresi ve bugün

lazım sigorta yaptıracam çocuğu da onun için yani" dediği, X BAYANIN "Bir tane

ikametgah mı lazım" dediği, Hayrettin'in "Ablacım sigorta yaptıracam şoför ya

biliyorsun" "SSK için ya" dediği, X BAYANIN "TAMAM BU SEFER DE YAPAYIM

HADİ" dediği, ,, l ~ ""- ^

^— S /%&>>?baskı malum emekli olan

komutanımızın bırakmış oldu şeyleri şuan Men görüştü..." dediği, M.E.E.' nm "Hep bu Genelkurmay Adli Müşaviri yapıyor bütün bunları" dediği, H.ERTEKİN' in "Evet o yapıyor" "...Engin Alan paşamın şeye seçilmesini bu yeni açılan Türk silahlı kuvvetleri güçlendirme vakfına seçilmesini hazmedememişler internette yazılar dolaştırıyorlar..." dediği, M.E.E.' nm "Evet ben Genelkurmaya açtım dedim ki ya bakm dedim bi yazıda gönderdim ayıptır dedim ya konuta yüzme havuzu yaptırmış diyor yüzme havuzu diyor gel ya burda ne yüzme havuzu var..." "Şeref bu kadar şerefsizlik olur ya ama bunlara pirim verenlere yazık yani bunlara pirim verenlere yazık yani üzülüyorum vallahi üzülüyorum" dediği, H.ERTEKİN' in "Onlara pirim verdikleri için bazı yerlere gelmeyi öyle uygun görüyorlar..." "Komutanım acaba bunlarla zamanında mücadele etmedik şimdi mücadele edicez inşallah elimizdeki imkanları kullanarak mücadele edicez..." dediği, Şike İçerikli Görüşmeler:

Tape : 1618, 30.11.2007 tarihi, saat: 22.31'de Hayrettin ERTEKİN ile Musa ?

arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Ankara da olduğu anlaşılan Musa,....? isimli şahısla yaptığı görüşmede, Musa'nın "BİRAZ ÖNCE ÜNAL'LAN KONUŞTUM DA. BAŞARILAR DİLEDİM ONA DA" " YARIN ANKARAGÜCÜ MAÇINI AL DEDİM" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "KONYA'DA OYNUYORLAR DOĞRU, .. ŞEYİ VERDİ ABİ BURSA'YA VERDİ BİLİYORSUNUZ YANİ KONUŞULDUĞU GİBİ, ÖBÜR DEVREDE İKİNCİ YARIDA İNŞALLAH ŞEYLİK YAPMAZ, SAMET ABİ" dediği, Musa'nın "Yok canım durumu iyi olduktan sonra, paslasın birbirinize sahip çıkın diyorum ben daha ne diyecem kardeş" dediği, Tehdit içerikli görüşmeler:

Tape : 1599, 31.10.2007 tarihi, saat :16.45 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile x BAYAN/HAYATİ arasında yaptıkları görüşmesinde özetle;

H.ERTEKİN' in "...son kez söylüyorum dikkatli olun benimle konuşurken, bak söyleyim, dikkatli olun burda İstanbul'da yaşıyorsunuz ona göre dikkatli olun" dediği, HAYATİ' nin "Peki Hayrettin Bey siz tehdit mi ediyorsunuz beni bu" konuda" dediği, H.ERTEKİN' in "YA NE ANLARSAN ANLA" dediği, HAYATİ' nin "Bakm bu konuşma tarzına karşılık" dediği, H.ERTEKİN' in "Herşeye varım, her şeye" dediği, HAYATİ' nin "Yani bu konuşma tarzına karşılık çok kötü konuşurum" dediği, H.ERTEKİN' in "Ya kardeşim ne anlarsan anla herşeye varım, ben hodri meydan dediğim zaman sokağa çıkarım haberiniz olsun" dediği,

(Bu görüşme üzerine müştekinin ifadesi alınmış ancak şüpheli Hayrettin ERTEKIN'den şikayetçi olmamıştır.)

Tape : 1676, 22.11.2007 tarihi, saat:20.37 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Ziya...? arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

ZIYA' nin "Abicim Ziya selam nasılsın?" "... herhalde yanlış sesler dolaşıyor etrafta ben İtalya'dayım gelicem sah çarşamba tarihi, önemli bir işim vardı döndüm..." "Yanlış mesajlar tahmin ediyorum ki çok yanlış şeyler var ya" "... büyük bir şok yaşıyor abi" dediği, H.ERTEKİN' in "O kafayı yemiş diye benimde kafayı yiyip onun üzerine gidersem bak ben çok ters bir adamım" "...bu işlerin biliyorsun saniyelik iştir bu işler öyle terbiyesizlik yapmanın şeyi yok adamdan biz bişey mi istedik para mı istedik adama yardım etmişiz..." "...açık söyliyim belimde silah olsaydı orda sererdim onu yere bak çok net söylüyorum dua etsin dua etsin şuan o nefes alıyorsa benim terbiyemden ahlakımdan bu işlerin şakası olmaz... yemin ediyorum bak yemin ettim içerde de Semih'te çıksın ikisini bir birlikte vurucam eğer vurmazsamda Çağrı'nın ölüsünü öpeyim ve bu kadar and ettim ..." "...benim hayatta bf-tek^ değer verdiğim onurum vardır onunda oynamaya kalkanın canını alırım hiç şakam yoktur bunun cezasınıda

gider ARSLANlar gibi yatarım anladınızmı" "Yani bunu söyle ona bak .... Türkiye'de eğer ya o olacak ya ben olacam ya o yaşayacak ya ben yaşayacam bunu sakın unutmasın..." dediği, ZİYA' mn "... ne dediğini bilmiyorum abi daha evel maliyeciler geldi şoktaydılar bilmiyorum ki orda şey ... bugün öğrendik herşeye bütün el konmuş herşeye el konmuş..." dediği, H.ERTEKİN' in "... sen düşünebiliyormusun gazetelerde boy boy resimlerim çıkıyor bilmem kanalın sahibi diye gösterîliyorum ben şimdi çıksam desem ki yani bu kanalın sahibi de değilim şeyi de değilim bunlar budur şudur ben herkese gittim dedim ki abimizdir canımızdır ciğerimizdir diye altı aydır burayı ellerine .. .geçiremiyordu ve bu ellerinde ki paralarda gidiyordu daha önce çünkü kanalın eski sahibi bunları şikayet etmişti kanalda ellerinden gidiyordu... ben engel olmuşum..." "...bak bu adam kendine zarar verdirecek çok net söylüyorum..." "...ben bütün gazeterde boy boy bilmem kanalın sahibi kara paracı kumarcı diye çıkmış ...kanalın yüzde seksen sahibi diyor herkes ondan sonra tutuyor bana sen bu kadar 15-20 milyon dolar parayı nerden buldun diyor..." "Ya ona cevap versin bi defa önce bu kadar yükü biz üzerimize almışız bunlara sahip çıkmışız burda ondan sonrada kalkıyorlar böyle afedersin yani siktir boktan işler yapıyorlar bak söyleyim yemin ettim gözüme gözükmesinler bak yemin ediyorum bak cezaevinde de öldürtürüm onu" "Bak cezaevinde bir telefonumla öldürtürüm onu hiç şakam yoktur" dediği, Halkı Kin ve Düşmanlığa Alenen Tahrik içerikli Mesaj:

Tape : 1601, 02.11.2007 tarihi, saat:20.54 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHSA(Üzeyir TERMELİ adına kayıtlı telefon numarasıyla) gönderdiği mesajda;

"Agbi hayirli aksamlar, en iyi k~rt ölü kürtdür..Dr.H.Ertekin" şeklinde yazdığı, Suç Delillerini Yoketme-Suç Üstlenme ile ilgili görüşmeler:

Tape:1815/1816 22.02.2008 tarihi, saat:07.57 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Kaan DUT' a gönderdiği mesajda;

"YUKARİ BİZE AYİT DEĞİL DE ATÖLYEDE ÇEKMECEDE ALİYE AİT BİSEY VAR ONU YOK ET' şeklinde yazdığı,

Tape:... 22.02.2008 tarihi, saat:07.58 sıralarında Hayrettin ERTEKİN'in Kaan DUT' a gönderdiği mesajda;

"YUKARİ BİZE AYİT DEĞİL DE ATÖLYEDE ÇEKMECEDE ALİYE AİT BİSEY VAR ONU YOK ET" şeklinde yazdığı,

Tape:1817/1818 22.02.2008 tarihi, saat:07.59 sıralarında Kaan DUT' un Hayrettin ERTEKİN'e gönderdiği mesajda;

'TAMAMDA NE MESALA" şeklinde yazdığı,

Tape:1817/1818 22.02.2008 tarihi, saat:07.59 sıralarında Hayrettin ERTEKİN'in Kaan DUT'a gönderdiği mesajda;

"EDİLMESİ GEREKEN BİZİM ÇEKMECEDE BİŞEY VAR" şeklinde yazdığı,

Tape: 1819 22.02.2008 tarihi, saat:08.22 sıralarında Hayrettin ERTEKİN'in, Kaan DUT' a gönderdiği mesajda;

"BAK GÖR~RSÜN" şeklinde yazdığı,

Tape: 1824, 25.02.2008 günü saat: 18.50'de Fatih..?/Hayrettin ERTEKİN ile Kaan..? arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Fatih'in "Alo ben avukat Fatih Çağrı beyle mi görüşüyorum" demesi üzerine Kaan'ın "Kaan ben" diyerek kendisini tanıttığı, Fatih'in "He Kaan bey Ali beyi de alıp DGM' ye gelir misiniz?" dediği, Kaan'ın "İkimiz" dediği, Fatih'in "Evet kimlerinizle beraber" dedikten sonra "(Arka Planda Fatih X şahsa hitaben : Nasıl buraya çıkabilirler?) bir saniye (Arka palanda Fatih : Nasıl çıkabilirler ? Savcı yani girişte kapıyı tembihler misiniz buraya alınacak iki kişi var savcı bey çağırdı) Siz kapıya gelin" "Kapıdan sizf alacaklar" dediği,

Tape:1825, 25.02.2008 günü saat:18.51'de Fatih..?/Hayrettin ERTEKIN ile Kaan..? arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Fatih'in "He Kaan Bey" "Bi saniye (Arka planda Fatih Hayrettin ERTEKİN' e hitaben: Neydi nasıl) (Arka Planda Hayrettin ERTEKİN konuşmasına devam ederken: Ali Ali de gelsin)" "Ali de gelsin" dediği, Kaan'ın "Tamam" diyerek onayladıktan sonra Fatih'in "(Arka planda Hayrettin ERTEKİN: Benim atölyem işte silah da bana ait desin) Atölye yani çıkan şey Ali' ye ait" "Öbürü de sana ait" "Şeyde aşağıda kasa kapıda savcının çağırdığını söyleyeceksiniz tahkikat ile ilgili savcı Mehmet Beyin çağırdığını söyleyeceksiniz yukarı çıkacaksınız tamam mı" dediği, Kaan'ın "Tamam anlaşıldı abi" dediği, Sedat PEKER ile olan Görüşmesi:

Tape: 1113, 11.03.2004 günü saat:16.26'da Volkan GEZMİŞ/Sedat PEKER ile Hayrettin ERTEKİN arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Volkan'm "Hayrettin bey" "Reisimiz görüşecek" dedikten sonra telefonu Sedat PEKER'e verdiği, Hayrettin'in "Reisim başka yerde duruyorum ben böyle geldi diye fırladım geldim" dediği, Sedat'ın "Misafiriniz var kapıdan girdik çıktık.. .hiç görünmedin

elden geldiğince şey yaptın" dediği, Hayrettin'in "He ben hayır çıktım şimdi çıktık

beraberde" dediği, Sedat'ın ise "Nasılsın iyi misiniz abi siz" dediği, Hayrettin'in "İyiyim hamdolsun yaramaz bişey yok ben geldim çünkü şimdi., merak ettim... duyunca yani dedim ne var diye bişey yokmuş Allah'tan" , "Buyurmazsınız Beşiktaş'a ben şeydeyim Ofisimdeyim" dediği, Sedat'ın "Abi ben yola doğru geçiyorum şuan çıktım bu Tekirdağ tarafına doğru abi yol güzergahındayım sahili takip ediyorum" "Önümüzdeki günlerde abi ama..." dediği, Hayrettin'in "Çok sağol çok memnun olurum yani bende şimdi çıktım keşke görseydim iyi olurdu ama" dediği, Sedat'ın "Abi önümüzdeki günlerde önümüzdeki hafta yapalım mı abi Büroya ben ziyaretinize gelim sizin" dediği, Hayrettin'in "Tamam oldu bekliyorum çok memnun olurum." dediği, Sedat'ın "Saygı sunuyorum size" dediği, Hayrettin'in ise "Sağolun saygı bizden görüşürüz sağ olasın" dediği, Diğer görüşmeler:

Tape : 1733, 28.12.2007 tarihi, saat: 16.41 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHIS/E.GÜLALTAY arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

H.ERTEKIN' in "Kardeşim benim, iyiyim uğraşıyorum şimdi Alaya gittim Alaydan çıktımda yoldayım işe doğru gidiyorum bizim arkadaşlarla" dediği, E.GÜLALTAY' in "Jandarma Alayda mısın" dediği,

Tape : 1596, 27.10.2007 tarihi, saat: 20.46'de Hayrettin ERTEKİN/A.. R.. A., ile Musa ....? arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Hayrettin ERTEKİN, Polis Baş Müfettişi olduğu anlaşılan A.. R.. A... ile oturup yemek yediklerini anlattığı ve "BÜTÜN TEŞKİLATIN TAMAMIYLA OTURDUK teknede rakı içiyoruz abi dedim ki bi merhaba diyelim" dediği, daha sonra telefonu A.. R... A...'m aldığı, Musa'nın "....nerdesin Teftişte misin, APK da mısın?" dediği, A.. R... A...'m "Abi Teftişteyim" "POLİS BAŞMÜFETTİŞİ" "Dolaşıyoruz işte dosyalar geldikçe gidiyoruz" dediği, Musa'nın "Rasim masim hep berabersiniz o zaman" dediği, A..R.. A..'m "öyle doğrudur abi" "Abi emirlerini bekliyorum, bi emrin olursa" dediği tespit edilmiştir.

Tape : 1597, 27.10.2007 tarihi, saat: 21.21'de A.. R.. A... ile Çağrı....? arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Ali 'nin " biz teknedeyiz... misafirlerimiz var" dediği, Çağn'nm "Teknede misiniz?" "Kim var ya?" "KİM NERDEN AMA? DERİN Mİ, ŞEY Mİ?" diye sorduğu, Ali'nin "YOK DERİN" dediği, Çağn'nm "Çok mu derin dibi görünmüyor mu" dediği, Ali'nin "YOK GÖRÜNMÜYOR MİT'TEN" dediği tespit edilmiştir.

Tape: 1802, 19.02.2008 günü saat:17.59 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Hakan yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;

H.ERTEKİN' in "İyiyiyim nüfuz cüzdanlarınızı da kimlikleri de yani şey Ali ile birlikte gelmen lazım evrak imzalayacaksın" "yaptık ondan sonra Ali abi de onayladı" "Şey le de görüşüldü biraz da şey getirin emanet getirin tamam mı" dediği, HAKAN' m "Tamam abi tamam okey tamam" dediği,

Tape: 1809, 20.02.2008 tarihi, saat:21.54 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Kurtuluş'un yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;

KURTULUŞ' un " Hemşerisiyim Kurtuluş HORASAN" dediği, H.ERTEKİN' in "...Çetin'in arkadaşıyımda Ali Ali ben nerdesin?" dediği, KURTULUŞ' un "Özcanla beraber yolda gidiyoruz karakola Çavuşpaşa..." dediği, H.ERTEKİN' in "He şeyi sen evet hayır de şeye o kimliğin şeyi çıktı mı belli oldu mu?" dediği, KURTULUŞ' un "Bi şey yok" dediği, H.ERTEKİN' in "Tamam oldu o zaman sen çaktırma..." dediği,

e)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;

Şüpheli Emniyet ifadesinde Tuncay GÜNEY'i tanımadığını, Tuncay GÜNEY'den ele geçirilen; 11 sayfalık sonunda "10:44 17.06.2000 Hayrettin ERTEKİN" ibareleri ile biten "İllegal Olaylar İle İlgili Genel Raporum" şeklinde bir rapor düzenleyip vermediğini, beyan etmiştir ancak ifadenin devamında kendisine, Tuncay GÜNEY ve telefonunun yazılı bulunduğu ajanda sayfası gösterildiğinde; hatırladığını, gazeteci olarak 1996 yılında röportaj yapmak için geldiğini, kendisine telefonunu verdiğini, röportajı kabul etmediğini, Kanal 7 ile röportaj yaptığını, beyan etmiştir.

Erkut ERSOY isimli şahsın 2005 yılında kendisini, internetten tehdit ettiğini, kendisinden haraç istediğini, Miktarını hatırlamadığını, kendisine " sana ceza kestik" dediğini, kendisinin de "gelin alın" dediğini, bu şahsı daha sonra araştırdığını ve telefonunu bulduğunu, kendisine telefon açıp istediği parayı vereceğini söyleyip bürosuna çağırdığını ancak gelmediğini belirttiği, ancak yapılan telefon görüşme analizi neticesinde şüpheli Hayrettin ERTEKİN Erkut ERSOY'un kullandığı 5435331769 nolu Telefon hattı ile 10 kez, kullanmış olduğu 05424330771 nolu telefonu ile yine kendi adına kayıtlı bulunan 2122590999 nolu Sabit Telefon hattı ile 69 kez görüştüğü tespit edilmiştir.

Sedat PEKER'i tanımadığını beyan etmiş olmasına karşın adı geçen ile telefon ile görüştüğünü bu görüşmeninde kendisinin seyahate gitmek üzere olduğundan çok kısa sürdüğünü beyan etmişolmasma rağmen, şüphelinin seri numarası 5JX9G2B4 olan bilgisayar hard diski üzerinde yapılan incelemede resim dosyaları tespit edilmiş Resim dosyalan incelendiğinde Hayrettin ERTEKİN'in Organize suç örgütü lideri ve ERGENEKON Terör Örgütü şüphelilerin Sedat PEKER ile fotoğrafmm bulunduğu, fotoğrafın bulunduğu dosyanın adının Kurtlar Konseyi olduğu, bunun yanı sıra Sedat PEKER'in dosya ismi olarak Reis ve Peker olarak verilen 2 adet resminin daha olduğu ve telefon görüşmesinin bulunduğu anlaşılmıştır.

Şüpheli Güler KÖMÜRCÜ'yü tanımadığını, hiçbir şekilde görüşmüşlüğünün olmadığını, Güler KÖMÜRCÜ' nün kendisi hakkında araştırma yapmasının sebebinin Can ATAKLI'nm kendisine Güler KÖMÜRCÜ' nün televizyonda bir program yapmak istediğini söylediğini, kendisini de Can ATAKLI'ya bu kadını televizyona sokmamasını söylediğini beyan etmiş olmasına rağmen 29.01.2008 tarihli kimden bölümünde Dr Hayrettin ERTEKİN (ergold@) kime bölümünde 'güler.komurcu@.tr yazan mailin olduğu görülmüştür. Bahse konu mailin şüphelilerden Güler KÖMÜRCÜ'ye atılmış olduğu içeriğinin "sayın kömürcü çok büyük geçmiş olsun sizi biliyor inanıyoruz yazmaya devam yola devam edin sizi ..yolunuzdan kimse vazgeçirmesin komuoyuna okuruna kızma devir bu devir... kalbimiz'senin ayanında oldu.. .Dr.h.ertekin" şeklinde bittiği anlaşılmıştır.

Şüpheli Abdulmuttalip TONÇER'i para tahsil ettirme, silah bulundurma gibi illegal işlerde kullanmak için yanında çalıştırdığı anlaşılmıştır. f)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları; Şüpheli Güler KÖMÜRCÜ'nün;

09.11.2007 günü saat:20.51 sıralarında x şahıs ile yaptığı telefon görüşmesinde x şahsın "onlar güzel şey... işte organize olmayan güç güç değildir" dediği, Şüpheli Güler KÖMÜRCÜ"nün "doğru doğru aynı organize doğru aynı aynı" dediği bir müddet terör ile ilgili konuştuktan sonra Şüpheli Güler KÖMÜRCÜ"nün "bir şey söyliycem bak o hayrettin ertekini araştırdım hani o gün diyordu ya gideceği yerde o ne yapıyormuş biliyor musun şimdi bazı çok detay vermiyeyim sana ben bir numaranın kankasıyım deyip dolandırmadığı adam kalmamış son dönemde" diyerek Hayrettin ERTEKIN'in bir numaranın kankası olduğunu söyleyerek dolandırıcılık yaptığından bahsettiği" görüşme ile ilgili olarak; emniyette alınan ifadesinde:

"Görüşmeyi yaptığı kişinin çok yakın aile dostu olan Emekli tümgeneral Rıjkı DURUSOY olduğunu, bahsedilen sivil oluşumların çoğaltılmasına toplumun ihtiyacı olduğu, demokratik platformda ne kadar çok sivil oluşum olursa ülkenin o kadar kalkınacağı yorumu olduğunu, Hayrettin ERTEKÎN"in çeşitli iddialardan dolayı hakkında işlem yapılan Business Kanalın yöneticisi olduğunu, hakkındaki iddialarla ilgili konuştuklarını beyan etmişlerdir.

Kaan DUT, savcılıkta alınan ifadesinde;

"... Kendisinin emniyette ifade verdiğini, ancak kendisinin patronu olan Hayrettin ERTEKIN'in avukatı FATİH IŞIL'ın Adliyeden telefonla kendisini aradığını, kendisine, adliyeye gelmesini söylediğini, daha sonra tekrar arayarak "Bir tanesi Ali'ninmiş öteki de seninmiş de" şeklinde ifade vermesini istediğini, kendisinin de adliyeye gittiğini, daha sonra adliyeden emniyet güçlerince alındığını, emniyette gaz tabancasının kendisine ait olduğunu söylediğini, ancak gaz tabancasının patronu Hayrettin ERTEKİN' e ait olduğunu,

ALI diye bildiği şahsın Abdulmuttalip TONÇER olduğunu, şahsı aynı pasajda atölyesi olduğundan ve 2 yıldır atölyeyi işlettiğinden tanıdığını, zaman zaman dükkana geldiğini, Ali'nin genelde patronu olan Hayrettin ERTEKIN'in ofisine çıktığını",

Şüpheli Abdulmuttalip TONÇER ifadesinde;

"..Hayrettin ERTEKİN isimli şahsa ait Sinanpaşa Mahallesi Köy içi Caddesi Gürün Pasajı Kat:2 No:5 Beşiktaş adresinde bulunan iş yerinde yapılan aramada el konulan Glock marka ruhsatsız tabancanın kendisine ait olduğunu, Bir dönem çocuğunun sağlık sorunları ile ilgilenmek için bu silahı Hayrettin ERTEKIN'in dükkanın içerisinde bulunan ve kullanması için verilen bir bölüme koyduğunu, orada sakladığını, çalışmış olduğu dükkanın Hayrettin ERTEKIN'in dükkanının yanında olduğunu, ancak her iki dükkan arasında giriş çıkış yapılabilecek şekilde bir kapı bulunduğunu, bu dükkanın ve binanın sahibinin Mete isimli soy ismini bilmediği bir şahıs olduğunu, yaklaşık bir buçuk yıldır orada gümüş tamiri ile uğraşmakta olduğunu, şu ana kadar kira vermediğini, iş yerinin kirasını Hayrettin ERTEKIN'in ödüyor olduğunu ancak Mete ile kira konusunu görüşerek uygun olduğu bir dönemde kirasını ödeyeceğini söylediğini, dükkanının herhangi bir ismi tabelasının olmadığını, silah alındığı zaman polisleri görünce ilk başta korkmuş olduğunu ancak daha sonra bir avukatın kendisini arayıp konuyu söyleyince kalkıp savcılığa gittiğini, herhangi bir kimseye silah temin etmediğini, Hayrettin ERTEKİN'e de silah getirmediğini, bahsi geçen silahı da herhangi bir yerde kullanmadığını,

Son 2 yıl içerisinde Hayrettin ERTEKIN'in şoförlüğünü yaptığını, ihtiyaç duyduğu zaman kendisini çağırıp birlikte gideceği yere gittiklerini, Son 6 aydır kendi işiyle uğraştığını ve şoförlüğünü yapmadığını, bunun haricinde paraya sıkıştığı zaman Hayrettin ERTEKIN"den para aldığını, Hayrettin ERTEKİN'in misafirleri geldiği zaman onlara yemek getirilmesi, ev ihtiyaçlarını karşılanması gibi işler^e.^&ssçajıştığını, bu hizmetlerinin karşılığında para almadığını,

[pic]

Hayrettin ERTEKÎN'in kendisini Bursa iline göndererek bir alacağını tahsil ettirmeye çalıştığını..," beyan etmiştir.

Tanık Metin SADİ İfadesinde:

"Business kanalın hale hazırda % 85 hissesi kendisinin ve ailesinin üzerinde olduğunu, Diğer % 15 ' lik hisse ise %5 HİLMİ DEVELİ, %5 KEREM SAĞLAM, %5 SELAMİ isimli kişilere ait olduğunu, bu konudaki belgeleri ibraz ettiğini,

Hayrettin ERTEKİNile 25 sene önce İtalya' da Milano kentinde ticareri faaliyetleri nedeniyle bulunduğu sırada tesadüfen HALİL KILIÇOĞLU isimli bir müşterisi vasıtası ile tanıştığını, Hayrettin ERTEKİN ile dostluklarının bu güne kadar geliştiğinive sık sık görüşmeye başladıklarını, Türkiye' ye geldiği zaman yanına uğradığını, Hayrettin ERTEKİN İtalya' ya gittiği zaman da kendisinin yanıma uğradığını, 2003 yılında kesin dönüş yaptıktan sonra da kendisi ile sık sık görüştüğünü, Hayrettin ERTEKİN' in Beşiktaş 'da kuyumculuk yaptığını, Sık sık birbirlerinin yanına gidip geldiklerini, Buziness kanalı devralıncaya kadar aralarında hiç bir şekilde bir sorun olmadığını, Kanalın alınmasından sonra Hayrettin ERTEKİN yanıma gelerek oğlu SEMİH SADİ'nin internet üzerinden kumar işi yaptığı için çok büyük paralar kazanıldığını ve bu paralarla Buziness kanalın alındığını ve bu bilgileri bir şekilde öğrendiğini söylediğini. Bu nedenle 3. şahısların kendilerini tehdit edebileceklerini ve zarar verebileceklerini, bu durumlar karşısında kendisinin yanlarında olması halinde bu tehlikeleri bertaraf edebileceğini söylediğini, kendisinin de duyduğu şekilde kumardan büyük paralar kazanmadıklarını, televizyonun da böyle alınmadığını, bunları nereden duyduğunu sorduğunu, Hayrettin ERTEKİN' in de bir yerlerden duyduğunu söylediğini, bu görüşmeden sonra Hayrettin ERTEKİN sık sık televizyona gidip gelmeye başladığını, her defasında yanlarında olması durumunda kendilerine zarar gelmeyeceğini söylediğini, hatta televizyonun yayın yönetmeninin değiştirilmesi ve personel politikası ile ilgili önerilerde bulunduğunu, bu çerçevede genel yayın yönetmeni olarak CAN ATAKLI' nın alınmasını tavsiye ettiğini ve bu şahsın 15 gün sonra çıkartılmasına müteakip daha sonra yine Hayrettin ERTEKİN' in tavsiyesi ile HAKAN AYGUN'ü genel yayın yönetmeni olarak alındığını, bu kişinin de 15 gün kadar çalıştıktan sonra işine son verildiğini,

Yine Hayrettin ERTEKİN televizyonun yönetim kuruluna iki emekli general alındığı takdirde kendilerine askeri kesimin desteğini alabileceklerini ve kendilerine Ankara' da daha faydalı olabileceklerini söylediğini. Bunun üzerine YALÇIN ÖZÇER ve RIZA isimli emekli paşalarımızı tavsiye ettiğini, Kendilerinin bu konuyu değerlendirdiklerini ve faydalı olacağını düşünerek bu iki paşayı yönetime almayı düşündüklerini, fakat yeni yönetim kurulu oluşturulmadığı için paşaların yönetime dahil edilmediğini,

2007 yılı Kasım ayı içerisinde oğlu SEMİH SADİ internet üzerinden yaptığı bahis oyunu ile ilgili Asayiş Şube Müdürlüğünce gözaltına alınması sırasında, kendisinin de toplam 15 kişi ile beraber gözaltına alındığını ve savcılıktan serbest kaldığını, gözaltında iken Hayrettin ERTEKİN' in kendileri ile ilgilendiğini, ziyaretlerine geldiğini ve yardımcı olduğunu, fakat kendilerinin gözaltında bulundukları sırada Hayrettin ERTEKİN' in gazeteye açıklama yaparak Buziness kanalın %100 ' nü GÖKHAN ÇIRNAZ' dan 2,5 milyon $' a satın aldığını, SEMİH SADİ Oxford Üniversitesi Ekonomi bölümü mezunu olduğu için televizyon kanalını iyi yöneteceği düşüncesi ile %20 hissesini SEMİH SADİ' ye verdiği şeklinde konuştuğunu, Kendisinin bu haber üzerine Hayrettin' e neden böyle bir açıklama yaptığını sorduğunu, Hayrettin ERTEKİN' in de kendisine "SEMİH' in üzerine gelirler, tehdit ederler, SEMİH sıkıntı yaşar, cezaevinde zarar verebilirler, senet imzalatırlar, bu nedenle SEMİH' in yanında kendisinin olduğunu bilirlerse böyle bir olaya girişemezler, SEMİH'e de zarar veremezler" şeklinde açıklamada bulunduğunu ve açıklamaların doğru olduğunu düşündüğü için gazete haberini tekzip etme ihtiyacı da duymadığını vejfggrettin' e de teşekkür ettiğini, kendisinin büyük bir hisse sahibi olduğu Buziness kanpfİqr Hayran ERTEKİN' in hiçbir şekilde hissesinin bulunmadığını, ifadesinde telepzyonun %20^mşşesinin kendisine ait

[pic]

olduğunu söylemesinin kendisine ve oğluna 3. şahıslardan zarar gelmemesi için böyle söylemiş olabileceğini, Hayrettin ERTEKÎN' in hiçbir şekilde Business kanalda hissesinin bulunmadığını" beyan etmiştir.

g)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi;

Her ne kadar şüpheli Hayrettin ERTEKÎN aşama beyanlarında ERGENEKON terör örgütü üyesi olmadığını, bu örgütle herhangi bir ilgisinin bulunmadığını belirtmiş ise de;

Yapılan soruşturma neticesinde; Şüpheli Hayrettin ERTEKİN, Emniyetteki ifadesinin başlangıcında ERGENEKON terör örgütü üyelerinin isimleri tek tek okunup kendisine sorulduğunda; Veli KÜÇÜK'ü tanımadığını, ERGENEKON terör örgütü üyesi olan şahıslar ile hiç bir ilgi ve alakasının olmadığını beyan etmiştir. Ancak; şüphelinin iletişim tespit tutanakları incelendiğinde;

Tape No :1750, 22.01.2008 tarihi, saat: 11.42'de Hayrettin ERTEKİN ile X Şahıs arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Hayrettin ERTEKİN'in "Abi şeyleri almışlar haberin var mı VELİ KÜÇÜK MELİ KÜÇÜK ONLARI NEDİR ONLARIN KONUSU" diye sorduğu, X şahsın da "VALLA DAHA DETAYINI BİLMİYORUM AKŞAM GÖRÜŞÜRÜZ BU AKŞAMA GİDECEM YA" "CEMAL ARADI BENİ" dediği, Hayrettin ERTEKİN'İN "ANLADIM .. TELEFONLAŞIRIZ ABİCİM KENDİNE İYİ BAK SEN DİNLENİYORSUN HADİ ..." dediği,

Tape No : 1751, 22.01.2008 tarihi, saat : 12.26'de Hayrettin ERTEKİN ile Kürşat... arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

ERGENEKON operasyonuyla ilgili haberlerden bahsettikleri, Hayrettin ERTEKİN'in "...50-60 KİŞİ ALDILAR KEMALİ FALAN ALDILAR" "HİÇBİR ŞEY OLMAZ .. ÖYLE BİR ÖRGÜT MÖRGÜT YOK ŞİMDİ NE OLACAK ... KAFALARINA GÖRE ŞEY ÇİZİP GİDİYORLAR YA BİRSEY OLMAZ" "... VELİ KÜÇÜK SİLAHLI KUVVETLERDE ÇOK SEVİLEN BİR ADAM DEĞİLDİR KENDİ BAŞINA ÇALIŞIYOR", dediği,

Tape No : 1752, 22.01.2008 tarihi, saat : 13.47'de Hayrettin ERTEKİN ile H.A. arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

H.ERTEKİN'in " REİSİM .. Hayrettin BEN NASILSIN" diye hal hatır sorduktan sonra "İYİ İZLEDİN Mİ HABERLERİ NE O MİLLETİ TOPLAMIŞLAR" diyerek ERGENEKON operasyonunda yakalanan şahıslardan bahsettikleri, Hayrettin ERTEKİN'in "YA NE OLUYOR DREJ MİREJ" dediği, H.A.'in: "SANADA GELİRLER" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in " BANA DA YAKINDA BANA DA GELİRLERDE BANA UZAK KALIYORLAR BİRAZ ONLAR BİLİRLER KİME GİDECEKLERİNİ","BU ŞEYDİR YA BU OPERASYON İKİ TANE AYAĞI VAR EEE BİR ÖRGÜT KURMUŞLAR SÖZÜM ONA BUNLAR MALAZGİRT ŞEYİ KUVAYİ MİLLİYE DİYE BU İKİSİNİN İŞTE TÜRKİYE'DE ÖRGÜTLENMEYE ÇALIŞIYORLAR PARTİ OLACAKLARDI BUNLAR PARTİ KURACAKLARDI" "O PARTİ İŞTE BAZI PARA KAYNAKLARI ŞUNLAR BUNLAR 7-8 AYDIR TAKİP EDİLİYORLARDI AMA DREJ'İN MREJ SAMİ HOŞTAN'IN FALAN İŞİ NE ONU ANLAYAMADIM" , "TAHSİLAT İŞLERİ DE HERHALDE ORDAN GEÇİYOR BİLDİĞİM KADARIYLA ONUN İÇİN BÖYLE BİRBİRLERİNE" H.A.'in "ÖRGÜT MÜ KURDULAR ACABA" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "YA İŞTE ÖYLE BİR SİSTEM", "VELİ KÜÇÜK ZATEN KAFAYI YEMİŞ YANİ VELİ PAŞAYA KAÇ KERE İKAZ ETTİK DEDİK Kİ YA BIRAK BU İŞLERİ YANINA ALDIN BUNLAR OLMAZ SEN ASKER ADAMSIN DİNLEMEDİ BA^LIM^ediği ve Veli KÜÇÜK'ü paşaların da ikaz ettiğini anlatarak "YAV ÇAĞIRDILAR KORUMALARINI ALDILAR

[pic]

[pic]

~^&~-—-?

RÜTBENİ SÖKERİZ SIFIRA DÜŞÜRÜRÜZ DEDİLER İKAZ ETTİ GENEL KURMAY ORDU EVLERİNE SOKMAYIZ DEDİ GİT DEDİ BİLECİKTE EVİNDE OTUR ORADA DEDİLER BU Bİ ARA ÜÇ AY DÖRT AY TAKILDI SONRA YİNE

BAŞLADI" şeklindeki telefon konuşmalarında ERGENEKON terör örgütü ile yakından ilgilendiği, ERGENEKON terör örgütü yöneticilerinden Veli KÜÇÜK, Sami HOŞTAN ve Kemal KERİNÇSİZ ile Ali YASAK'ı tanıdığı, Veli KÜÇÜK' ü ikaz ettiklerini, bu şahısların durumu ile ilgilendiği, görüştüp kişilerin birileri ile görüşüp kendisine bilgi verecekleri anlaşılmıştır.

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'e bu telefon görüşmeleri sorulduğunda; "Veli KÜÇÜK'ün uyarılmasını "İKAZ ETTİK" şeklinde söylemiş ise de Genelkurmay'dan düzgün insanların kendisini ikaz ettiğini ima etmek istediğini, yoksa kendisinin ikaz etmesinin söz konusu olmadığını, televizyonun yönetim kurulu toplantısı sırasında emekli paşaların kendisini ikaz ettikleri konusu açıldığını, o zaman böyle bir konu konuşulduğunu duyduğunu, yoksa kendisini ikaz etmesinin uyarmasının söz konusu olmadığını.. Veli KUÇUK'ün normal insanlarla gezmediğini, Muzaffer TEKİN'le, Sedat PEKER'le illegal işlerle uğraşan kişilerle adının anıldığını gördüğü için o şekilde konuştuğunu" beyan etmiştir. Cumhuriyet Başsavcılımızca bilgisine başvurulan tanık Metin SADİ beyanında; sahibi olduğu Business televizyonunda şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in hiçbir hissesinin olmadığını ve yönetim kurulunda da paşaların bulunmadığını belirtmiş olması göz önüne alındığında şüphelinin Veli KÜÇÜK hakkında yaptığı yorumların kendisine ait olduğu ve ERGENEKON terör örgütü ile irtibatının olduğunu göstermiştir.

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN, Emniyetteki ifadesinde Tuncay GÜNEY'i tanımadığım beyan etmiş ise de;

Kendisine ait ajanda içerisinde Tuncay GÜNEY ismi ve telefonunun yazılı bulunduğu sayfa gösterildiğinde; hatırladığım, gazeteci olarak 1996 yılında röportaj yapmak için geldiğini, kendisine telefonunu verdiğini, röportajı kabul etmediğini, Kanal 7 ile röportaj yaptığını, beyan ederek önce tanımadığını söylediği halde irtibatlı olduğunu gizlemek için böyle bir beyanda bulunduğu değerlendirilmiştir.

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'e Cumhuriyet Başsavcılığımızda alman ifadesi sırasmda; SEDAT PEKER'i tanıyıp tanımadığı, kendisi ile bir ilişkisi olup olmadığı sorulduğunda;

"SEDAT PEKER'i tanımadığını, kendisi ile yüz yüze veya telefonla görüşmediğini, ancak bundan yaklaşık 8 veya 10 yıl önce tam uçağa bineceği sırada birisinin cep telefonundan arayarak SEDATPEKER olduğunu söylediğini, inanmayıp telefonu kapattığını, o sırada Ankara'ya gittiğini, uçağa biniyorum deyip kapattığını, internette Sedat PEKER'in fikir alışverişinde bulunduğu kişiler Hayretin ERTEKİN, Veli KÜÇÜK, Korkut EKEN ve Yavuz KAYRAL şeklinde çıkan haber üzerine Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduğunu, ayrıca Fatih 1. Asliye Ceza Mahkemesine tekzip için başvurduğunu,

Arama sırasında evinde ele geçirilen 22 nolu CD içerisindeki SEDAT PEKER ile birlikte bir şahsın elinde silah ve Türk bayrağı olan şahsın kim olduğu ile ilgili olarak - sorulduğunda;

SEDAT PEKER'i basından tanıdığını, o şekilde teşhis ettiğini, elinde silah olan şahsın kim olduğunu bilmediğini, bu CD 'nin depodan çıktığını, yeni olan birşey olmadığını, 1996 yılında gözaltına alındığında bilgisayar ve diğer malzemelerin adli emanete alındığını, daha sonra çuval içinde iade ettiklerini, belki emniyette veya adli emanette karışıp yanlışlıkla iade edilmiş olabileceğini, böyle bir CD 'yi hatırlamadığınr beyan .etmiştir.

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in bilgisayar harddisklerinin incelemesi henüz tamamlanmadığından bilgisayar incelemeleri sonucu bulunan resimlerle ilgili olarak ifadesi sırasında kendisine sorulamadığı ancak savunmasının aksine şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in belirttiğimiz CD içeriğinden ayrı olarak 5JX9G2B4 Seri numaralı bilgisayar hard diski üzerinde yapılan incelemede "Kurtlar Konseyi" isimli resim dosyalarının içinde; şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in, Organize suç örgütü lideri ve ERGENEKON Terör Örgütü şüphelilerinden olan Sedat PEKER ile samimi bir şekilde aynı masada çekilmiş fotoğrafının bulunduğu, bunun yanı sıra "Reis" ve "Peker" isimli dosya içinde Sedat PEKER'in 2 adet resminin daha bulunduğu tespit edilmiştir.

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN ifadesinde: ".. bundan yaklaşık 8 veya 10 yıl önce tam uçağa bineceği sırada birisinin cep telefonundan arayarak SEDAT PEKER olduğunu söylediğini, inanmayıp telefonu kapattığını, o sırada Ankara'ya gittiğini, uçağa biniyorum deyip kapattığını" belirtmiş ise de; bu savunmasının aksine İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünün yürüttüğü Kelebek isimli operasyonun soruşturması kapsamında mahkeme karan ile iletişimi tespit edilen Sedat PEKER'e ait 1113 numaralı tapede, 11/03/2004 tarihi, saat 16:26'da Sedat PEKER ile Hayrettin ERTEKİN arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Volkan'm "Hayrettin bey" "Reisimiz görüşecek" dedikten sonra telefonu Sedat PEKER'e verdiği, Hayrettin'in "Reisim başka yerde duruyorum ben böyle geldi diye fırladım geldim" dediği, Sedat'ın "Misafiriniz var kapıdan girdik çıktı...hiç görünmedin elden geldiğince şey yaptın" dediği, Hayrettin'in "He ben hayır çıktım şimdi.. ... çıktık beraberde" dediği, Sedat'ın ise "Nasılsın iyimisiniz abi siz" dediği, Hayrettin'in "iyiyim hamdolsun yaramaz bişey yok ben geldim çünkü şimdi, merak ettim... duyunca yani dedim nevar diye bişey yokmuş Allah'tan", "Buyurmazsınız Beşiktaş'a ben şeydeyim Ofisimdeyim" dediği, Sedat'ın "Abi ben yola doğru geçiriyorum şuan çıktım bu Tekirdağ tarafına doğru abi yol güzergahındayım sahili takip ediyorum" "Önümüzdeki günlerde abi ama..." dediği, Hayrettin'in "Çok sağol çok memnun olurum yani bende şimdi çıktım keşke görseydim iyi olurdu ama" dediği, Sedat'ın "Abi önümüzdeki günlerde önümüzdeki hafta yapalım mı abi Büroya ben ziyaretinize gelim sizin" dediği, Hayrettin'in "Tamam oldu bekliyorum çok memnun olurum." dediği, Sedat'ın "Saygı sunuyorum size" dediği, Hayrettin'in ise "Sağolun saygı bizden görüşürüz sağ olasın" şeklinde Şüpheli Hayrettin ERTEKİN ile Sedat PEKER'in telefon görüşmesi yaptıkları, bu görüşme sırasında şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in Beşiktaş'ta ofiste olduğunu muhatabını ofisine davet ettiği, bu görüşmede havaalanı ya da yolculuktan hiç sözedilmediği görülmüştür.

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN ifadesinde diğer şüphelilerden Güler KOMÜRCÜ'yü tanımadığını, hiçbir şekilde görüşmediğini beyan etmiş ise de;

Arama sırasında şüpheliden ele geçirilen 66 Nolu CD üzerinde yapılan incelemede "Outlook.pst" isimli bir E-posta arşiv dosyası içinde; 29.01.2008 tarihli kimden bölümünde Dr Hayrettin ERTEKİN (ergold@), kime bölümünde (güler.komurcu@.tr) yazan mailin olduğu görülmüştür. Bahse konu mailin şüphelilerden Güler KÖMÜRCÜ'ye atılmış olduğu ve içeriğinde de "sayın kömürcü çok büyük geçmiş olsun sizi biliyor inanıyoruz yazmaya devam yola devam edin sizi yolunuzdan kimse vazgeçirmesin komuoyuna okuruna kızma devir bu devir... kalbimiz senin yanında oldu.. .Dr. h. ertekin" şeklinde bittiği tespit edilmiştir.

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN İfadesinde "Muzaffer TEKÎN"i tanımadığını, ancak rahmetli olan Bahadır TETİK' in devre arkadaşı olduğunu, tarihten 4-5 yıl önce bir çay bahçesinde kendisi ile otururken Bahadır TETİK "in Muzaffer TEKİN ile telefonda konuştuğunu, yanımda bir kuyumcu arkadaşım var, tanış dediğini ve telefon ile Muzaffer TEKİN ile merhabalaştığım, başka bir görüşmesinin olmadığını " beyan etmiş ise de;

Aramalar sırasında ele geçirilen ajandaların incelenmesinde: "2005 EYLÜL 12-13-14 ci sayfasında el yazması olarak "1972 Muzaffer TEKİN Sarışın tuzlada Em.Alb. Mitti Çalışıyordu Salih Reşit TEKİN" şeklinde karalama yazı ele geçirilmiş olup,

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in 1774 tape numaralı, 03.01.2008 tarihi, saat: 11.19'da Emre GÜLALTAY ile yapmış telefon görüşmesinde: Hayrettin'in "...ŞEYLERDEN HABER VAR MI TEKİRDAĞ TARAFLARINDA Bİ HABER VAR MI OLUMLU BİR ŞEYLER" dediği, Emre'nin "VALLA ABİ İŞTE HERKES İSTİRAHATİNDE" "EVET ... MAHKEMESİ .... MUZAFFER ABİNİN DAHA MAHKEMESİNİ AÇMADILAR" dediği, Hayrettin'in "YANİ ONLAR AÇMADILAR YOK DAHA ONLAR AÇILMADI BİR DE BİZİM BİNBAŞI VAR ÖZEL KUVVETLERDE..." şeklindeki beyanları değerlendirildiğinde; şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in, ERGENEKON terör örgütü mensuplarından olan Muzaffer TEKİN'i tanıdığı ve hakkında yürütülen bu soruşturma dosyası ile çok yakından ilgilendiği, iddianamenin mahkemeye sunulmadığını takip ettiği anlaşılmıştır.

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in aşama beyanlarında; Veli KÜÇÜK, Kemal KERİNÇSİZ, Sami HOŞTAN ve Ali YASAK'ı tanımadığını belirttiği halde, telefon görüşmelerinde bu kişileri yakından tanıdığını izhar eden yorumlar yaptığı, ERGENEKON terör örgütü üyesi Sedat PEKER ile aynı masada samimi bir şekilde yemek yerken yan yana fotoğrafı olduğu ve 2004 yılında abi-kardeş yakınlığı içinde geçen bir telefon görüşmesi tespit edildiği halde onu tanımadığını ve hiç telefonda görüşmediğini söylemesi, yasadışı ERGENEKON terör örgütünü deşifre eden Tuncay GÜNEY'i önce tanımadığını söyleyip ajandasında ismi ve telefon numarasının yazılı olduğu bildirilip gösterilince, kendisinin gazeteci olduğunu röportaj yapmak istediğini söylemesi, ERGENEKON terör örgütü üyesi Güler KÖMÜRCÜ'yü ifadesinde tanımadığını söylediği halde Güler KÖMÜRCÜ'nün gözaltına alınıp serbest bırakılmasından sonra onu destekleyici ve onun yanında olduğunu, yola devam etmesini istediğini belirten e-mail çekmiş olması, ERGENEKON terör örgütü mensuplarından Muzaffer TEKİN ile 4-5 yıl önce bir arkadaşı vasıtası ile bir defa telefonda merhabalaştığım söylediği halde, Muzaffer TEKİN'in askeriyedeki dönemi, babasının adı ve görevinin ajandasında yazılı olması, Ümraniye'de bulunan bombalar üzerine ERGENEKON terör örgütü üyesi olmak suçundan tutuklanan Muzaffer TEKİN'in bu davası ile ilgilendiği, iddianamenin durumunu takip edip organize suç örgütü üyesi olmak suçundan İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nce hakkında yakalama karan çıkarılan Emre GÜLALTAY ile yaptığı telefon görüşmesinde "Muzaffer TEKİN'in henüz davasının açılmadığını" söylemesi, şüphelinin bu şahıslan yakından tanıdığı ve birlikte hareket ettiklerini gösterdiği,

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in yasadışı ERGENEKON terör örgütü mensubu olan bu şahıslarla olan tanışıklığını ve irtibatım gizlemesinin sebebinin; kendisinin yasadışı ERGENEKON terör örgütü ile olan örgütsel irtibatlannm çözülmesini engellemeye yönelik örgütsel bir tavır olarak değerlendirilmiş ve şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in örgüt hiyerarşisi içindeki konumunu ve örgütün deşifresini önlemek amacını taşıdığı anlaşılmıştır.

2001 yılında İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize ve Kaçakçılıkla Mücadele Şube

Müdürlüğünde ERGENEKON Örgütü hakkında samimi beyanlarda bulunan Tuncay

GÜNEY'den aramalar sırasında ; 11 sayfalık "10:44 17.06.2000 Hayrettin ERTEKİN"

ibareleri ile biten "İllegal Olaylar İle İlgili Genel Raporum" şeklinde bir rapor ele

geçirilmiştir. Şüphelinin her ne kadar ifadesinde bu raporu kendisinin yazmadığını beyan

etmiş ise de doktora yapmış olması, internet ortamında güncel konular ile ilgili yazmış olduğu

makaleler ile ilişkili olduğu kişiler göz önünde bulundurulduğunda bu raporu yazarak örgüte

vermiş olduğu kanaatine vanlmıştır. - - ~.

Yasadışı ERGENEKON terör örgütünün dokümanlarında sıklıkla dile getirilen ve terör örgütlerinin vazgeçilmez kuralı olan "gizlilik" prensibine şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in her ortamda uyduğu aşağıdaki görüşmelerinden açık bir şekilde anlaşılmıştır.

Tape No :1689, 05.12.2007 tarihi, saat: 12.13 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile

Tarık... arasındaki telefon görüşmesinde özetle; "...KONUŞURUZ ACELE ETME YALNIZ BU TELEFONDAN DEĞİL DE BEN, SEN BANA BİR NUMARA VER BEN SENİ ARAYAYIM.."

Tape No :1700, 09.12.2007 tarihi, saat: 15.47 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Ertan..? arasındaki telefon görüşmesinde özetle; "...KONUŞURUZ GEL DE TELEFONDA DEĞİL GEL KONUŞURUZ..."

Tape No :1724, 26.12.2007 tarihi, saat:16.21 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile

A.T... arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Hayrettin'in "ABİ TELEFONDA SÖYLEMİYİM SİZE YA" dediği, A.T..'nin "TAMAM, BENİ SABİT TELEFONDAN ARA KONUŞURUZ" dediği,

Tape No :1744, 03.01.2008 tarihi, saat : 18.30'de Hayrettin ERTEKİN ile Ş.Y. arasındaki telefon görüşmesinde özetle; "...SÖYLEYECEM SİZE KARDEŞİM BENİM, TELEFONDA SÖYLEMEYİM GİDECİĞİMİZ YERİ" dediği,

Tape No :1741, 02.01.2008 tarihi, saat : 10.36'de Hayrettin ERTEKİN ile Selahattin A...arasındaki telefon görüşmesinde özetle; "... YO HAYIR CANIM KONUŞUR MUYUM, BEN O ... KENDİ ŞEYİMDE OLAN Bİ ŞEY YANİ ŞİMDİ" ".. HAYIR HAYIR ÖYLE ŞEY OLUR MU LAN, ..O BİZİM İÇİN BÜYÜK Bİ SIRDIR YANİ, ŞİMDİ KAFADA GİDER O" "MEZARA GİDER"

Tape No :1669, 20.11.2007 tarihi, saat:18.57 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Nurettin arasındaki telefon görüşmesinde özetle; H.ERTEKİN' in "TELEFONLARIMIZI DA İYİ DİNLİYOLAR HABERİNİZ OLSUNDA" dediği, NURETTİN' in "BEN BİLİYORUM BEN BİLİYORUM" dediği, H.ERTEKİN' in "... YANİ NE VARSA ...YANİ İNADINA NUMARAYI BAŞKA NUMARAYI KULLANMIYORUM BUNU KULLANACAM DİYE" dediği, NURETTİN' in "YA NE KULLANACAZ GİZLİ SAKLI YAPTIĞIMIZ BİŞEY DEĞİL BİZ OROSPU ÇOCUĞU DEĞİLİZ Kİ YA, DİNLEYENLER OROSPU ÇOCUĞU HEPSİNİN AMINA KOYUM BU KADAR BASİT" dediği, H.ERTEKİN' in "AYNEN ÖYLE" "YA REİS DÜŞÜNEBİLİYOR MUSUN BU İŞİN TEKNOLOJİNİN İÇİNDE OLAN ADAMLARIZ BUNU BİLİYORUZ BİLDİĞİMİZ HALDE DE SÖYLÜYORUZ..." dediği, NURETTİN' in "YA DİNLESİNLER ABİ SİKİM ANALARINI BOŞVER BİZİM GİZLİ SAKLI BİR ŞEYİMİZ YOK.." dediği,

Tape No : 1690, 05.12.2007 tarihi, saat:12.25 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X BAYAN arasındaki telefon görüşmesinde özetle; "X BAYAN' m "...ŞEYDE İNTERNETTE ŞÖYLE BİR GEZİNİYORDUM NEDİR NE DEĞİLDİR DİYE ONDAN SONRA ATV HABERLERİ GÖRDÜM DE MERAK ETTİM NE OLUYO DİYE" dediği, H.ERTEKİN' in "VALLA BİZİ SOKMADILAR, KİMSEYİ SOKMADILAR BİZİM ELİMİZE ZARFI TEKRAR GERİ VERDİLER" "YA YA BAK KİMSEYİ SOKMADILAR DİMİ, TELEFONLARIMIZI DİNLİYORLAR HALA BÖYLE NE VARSA" dediği,

Tape No :1742, 02.01.2008 tarihi, saat: 16.11'de Hayrettin ERTEKİN ile Ayhan D... arasındaki telefon görüşmesinde özetle; ".. YANİ^ORAYA GİDECEKLER,

NORMAL TELEFONUN YOK MU SENİN", "BENİ BAŞKA NUMARADAN ARASANA, BU NUMARA DİNLENİYOR da"

Tape No :1655, 14.11.2007 tarihi, saat:14.17 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile

X BAYAN arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

X BAYAN' m "DEDİLER Kİ ORDA DERİN DEVLET VARMIŞ BEN DE GİDEYİM O ZAMAN DEDİM" dediği, H.ERTEKİN' in "DERİN DEVLET YOK GEL DERİN DEVLET KİM OLUR ÇAĞLA HANIMSA EĞER DERİN DEVLET" dediği, X ŞAHSIN "TAMAM İŞTE DERİN DEVLET VARMIŞ ORALARDA" dediği, H.ERTEKİN' in "DERİN DEVLET BURDA, GEL SENDE GEL NE OLACAK Kİ YANİ..." , "ESAS DERİN DEVLET BENİM YA SEN NE DİYORSUN' dediği, X ŞAHSIN "SENİN İÇİN SÖYLÜYORUM ZATEN" dediği, H.ERTEKİN'in "GENE DE SURDAYIZ GEL TELEFONLARIMIZ DİNLENİYOR DERİN DEVLETİN..." dediği, X ŞAHSIN "MUTLAKA ZATEN ONUN İÇİN ÖZELLİKLE ÜSTÜNE BASTIRA BASTIRA SÖYLÜYORUM" dediği,

Tape No : 1743, 03.01.2008 tarihi, saat : 11.03'de Hayrettin ERTEKİN ile Ali... arasındaki telefon görüşmesinde özetle; ".. BABA DİREKTTEN ARA SEN BENİ, BU

TELEFONDAN ARAMA" şeklindeki beyanları ile muhatabını yüz yüze görüşmek veya dinlenilmediğini, teknik takipte bulunmadığını düşündüğü farklı bir numaradan görüşmeye yönlendirmek suretiyle gizlilik prensibine azami ölçüde uyduğu anlaşılmıştır.

Her türlü faaliyeti legal olan bir kişinin telefonda genel konulan konuşmaktan imtina etmesi normal bir durum değildir Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in savunmasında ticari sır olduğu için telefonda bir kısım mevzuları konuşmadığını belirttiği, ancak konuşmaların içeriği incelendiğinde ticari bir konunun konuşulmadığı bilakis örgütsel faaliyetlere ilişkin görüşmeler olduğu açık bir şekilde anlaşılmaktadır.

Yasadışı ERGENEKON terör örgütünün 'ERGENEKON Analiz Yeni Yapılanma Yönetim ve Geliştirme Projesi İstanbul 29 Ekim 1999" isimli dokümanında: ERGENEKON'un; medya kuruluşlarım kontrol etme amacı ile "kendi medya kuruluşlarını oluşturarak mevcut ulusal ve uluslar arası oluşumları, doğal işleyişi içinde örtülü bir biçimde etkileme, denetleme ve kontrol altına alma yöntemini uygulamaya koyma" zorunluluğu anlatılmıştır.

ERGENEKON yapılanmasının sivil yapılanması olarak faaliyet yürüten Lobi yapılanmasının anlatıldığı "Lobi Çok Gizli Aralık 1999/İstanbul" isimli dokümanın;

7/7) "İLETİŞİM VE PROPAGANDA"Başlığı altında;

iletişim ve Propaganda departmanının bir başkan ve beş yardımcıdan oluştuğu, bu departmanın görevinin, amaçlara uygun olarak medya kuruluşlarını bilgilendirmek, yönlendirmek ve bu yolla kontrol altında tutmak görevinin olduğu, ayrıca faaliyetlerde amaçlara uygun kamuoyu oluşturulması ve kamuoyunun desteğinin sağlanması çalışmalarını yürüteceği ..."belirtilmiş olup,

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in 1617 tape numaralı, 13.11.2007 tarihi, saat: 10.18'de N. A. İle yapmış olduğu telefon görüşmesinde özetle; "TELEVİZYON DEVAM EDİYO, İŞTE ŞİMDİ DE BU ATV İHALESİ İÇİN Bİ KONSORSİYUM.... OLUŞTU ONA GİRMEYE ÇALIŞIYORUZ AMA, BAKALIM İNŞALLAH ORAYI DA" , "...ŞEYDE GİREMİYOR AYDIN DOĞAN, Bİ GRUP VAR ŞİMDİ, BİZİM BEYFENDİNİN ORGANİZE ETTİĞİ Bİ GRUP VAR'1%... ONLA ÇALIŞORUZ, BEN DE ... ORDAYIM YANİ" dediği, N. A.' m "ALLAH İŞİNİ RAST GETSİN,

EMRET" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "... ESTAĞFURULLAH ABİCİĞİM, ...DAHA SONRA ARIYACAM SİZİ" " BU KONU İLE İLGİLİ" dediği tespit edilmiş,

Yine şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in 1593 tape numaralı, 24.10.2007 tarihi, saat : 20.13'de Y şahıs ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde özetle;

"...TELEVİZYON KANALI ALDIK BİZ BİR TANE ONUNLA UĞRAŞIYORUZ", "... BUSINESS KANAL DİYE BİR KANAL VAR YA" dediği ve Güneydoğudaki terör olaylarından bahsettikleri, Y Şahsın terör olaylarıyla ilgili "Beni... sükûnete davet ediyorlar lan ne sükûneti yav" "...TOPLUM MU VAR SANKİ BİR YERDE GALEYANA GELECEK YOK İÇ HARP ÇIKARTACAK FALAN" "... KUZU KUZU HERKES SEYREYLİYOR" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "EN İYİ KÜRT ÖLÜ KÜRT DEMİŞİM, EEE ONDAN SONRA DİYORLAR Kİ NİYE ÖYLE DEDİN...." Dediği, Y Şahsın "BEN BU MİLLETTEN ŞİKAYETÇİYİM" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in de "...BEN YAPMAM GEREKENLERİ YAPTIM BAK TELEVİZYON ALDIM TELEVİZYONA İKİ TANE EMEKLİ GENERAL KOYDUM, YALÇIN PAŞAYLA RIZA K...'NU YÖNETİME ALDIM DEDİM Kİ; GELİN ÇIKIN NE İSTERSENİZ BURDAN SÖYLEYİN ORTADA YOKLAR GELMİYORLAR YANİ KAYIPLAR DÜŞÜNEBİLİYOR MUSUNUZ YA DAHA NE YAPAYIM DA NE YAPMAM GEREK GENEL KURMAYA HABER GÖNDERDİM YALÇIN PAŞAYLA BU KANAL SİZİNDİR EMRİNİZDEDİR NE YAPMAK İSTİYORSANIZ BUYURUN DEDİM 137 TANE ÇALIŞAN VAR NE ARAYAN VAR, NE SORAN" "KALESİ ALIP DAĞA

GİDEYİM DİYORSANIZ ONU DA YAPTIK ZAMANINDA" " BAŞKA YAPACAK

BİR ŞEY YOK BOMBA MOMBA DERSENİZ ONLARI BIRAKTIM O İŞLERİ O İŞLERDEN ŞEY OLDUM DAHA NE YAPAYIM YANİ" dediği, Y şahsın "12 EYLÜL ÖNCESİ GÜNLERİ ÖZLÜYORUM" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in de "AH O GÜNLER OLACAK Kİ ŞİMDİ VARYA ŞİMDİ" şeklindeki konuşmasında Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in "...BEN YAPMAM GEREKENLERİ YAPTIM BAK TELEVİZYON ALDIM TELEVİZYONA İKİ TANE EMEKLİ GENERAL KOYDUM..." şeklindeki konuşmalarında, şüpheli Hayrettin ERTEKİN Tv kanalı satın aldığım belirtmiş ise de; Cumhuriyet Başsavcılımızda bilgsine başvurduğumuz tanık Metin SADİ, Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in Business TV kanalında hiçbir hissesinin olmadığını belirtmiş ancak TV kanalının yönetimi ve çalışanlan ile programlann belirlenmesinde şüphelinin etkin olduğunu ifade etmiştir.

Ayrıca şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in "BU ATV İHALESİ İÇİN Bİ KONSORSİYUM.... OLUŞTU ONA GİRMEYE ÇALIŞIYORUZ AMA, BAKALIM İNŞALLAH ORAYI DA" sözleri ile örgütün amacına uygun olarak medyayı kontrol almak için ATV'yi de almak için girişimde bulunduğunu ifade etmiştir.

Tape No :1662, 16.11.2007 tarihi, saat: 11.52 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile A.T. arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

H.ERTEKİN' in "BU DEMOKRATİK TÜRKİYE PARTİSİ KAPATILMASI İLE İLGİLİ Bİ DAVA AÇTI CUMHURİYET BAŞSAVCISI" "ONUNLA İLGİLİ TELEVİZYONDA YORUM YAPAR MISINIZ, Bİ" dediği, A.T.' m "YO YO ŞİMDİ BEN OLMAZ YAKIŞMAZ" dediği, H.ERTEKİN' in "NİYE" "NİYE SIKINTI OLACAK ABİ, NİYE KORKUYORSUNUZ DESTEK VERİN İŞTE" , "SAVCININ ARKASINDA OLMANIZ LAZIM ABİ" "ABİ DEYİN GEÇ VERİLMİŞ DOĞRU VERİLMİŞ Bİ KARAR CUMHURİYET BAŞSAVCISINI DESTEKLİYORUZ DEYİN" "YOK TELEVİZYONA ALSINLAR SİZİ, TELEVİZYONDA CANLI YAYINA ÇIK ABİCİĞİM YA" dediği,

Bu görüşmeler ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in, yasadışı ERGENEKON terör örgütünün "medya kuruluşlarını kontrol etme amacı ile kendi medya kuruluşlarını oluşturarak mevcut ulusal ve uluslar arası oluşumları, doğal işleyişi içinde örtülü bir biçimde etkileme, denetleme ve kontrol altına alma yöntemini uygulamaya koyma" prensibine uygun olarak faaliyet yürüttüğü anlaşılmıştır.

Aramalarda ele geçirilen (3) sayfa " Toplum Bilimi Kitle Psikolojisi nedir" ibaresi ile başlayıp "Doktor Hayrettin ERTEKİN" ile biten bilgisayar çıktısı doküman incelendiğinde:

"Kitle Psikolojisinin özelliklerinin anlatıldığı, kitle psikolojisinin tanımı, özellikleri, kitlenin kıymetlendirilmesi, kitle psikolojisi ile hareket eden şahısların nasıl etkileneceği, kitlenin nasıl kontrol altında tutulacağı anlatıldığı Hayrettin ERTEKİN imzalı doküman olduğu" görülmüş olup şüphelinin örgütün propagandası için önemli gördüğü kitle psikolojisi konusunda uzman olduğu, kitle iletişim araçlarının da örgüt için önemini çok iyi bildiği ve bunu örgütün amaçlan doğrultusunda en iyi şekilde değerlendirdiği anlaşılmıştır.

Yukandaki telefon görüşmelerinde Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in "KALESİ ALIP DAĞA GİDEYİM DİYORSANIZ ONU DA YAPTIK ZAMANINDA... BAŞKA YAPACAK BİR ŞEY YOK BOMBA MOMBA DERSENİZ ONLARI BIRAKTIM O İŞLERİ O İŞLERDEN ŞEY OLDUM DAHA NE YAPAYIM YANİ..." sözleri ile örgütün faaliyeti çerçevesinde yürüttüğü eylemlerden bahsettiği ancak bu eylemlerin ne zaman ve kime karşı icra edildiği net olarak anlaşılamamakla birlikte şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in örgüt adına "kaleş alıp dağa gitmek, bomba momba işlerinden" hangi eylemleri kastettiği net olarak aydmlatılamamış ise de; örgüt üyelerinden Oktay YILDIRIM ve Fikret EMEK'ten elde edilen el bombalan, silah ve mühimmatlar göz önüne alınacak olursa; şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in de bu illegal faaliyetlerin içinde olduğu yasadışı ERGENEKON terör örgütü ile bağlantılı olarak faaliyet yürüttüğü anlaşılmıştır.

Yine aynı görüşme içerisinde şüpheli Hayrettin ERTEKİN' in 12 Eylül askeri darbesi öncesindeki günlerden dem vurarak "AH O GÜNLER OLACAK Kİ ŞİMDİ VARYA ŞİMDF

şeklindeki beyanlan ile 12 Eylül 1980 öncesinde olduğu gibi insanlann sağcı-solcu olarak kamplara aynldığı, kardeşin kardeşi katlettiği, ülkede kargaşanın ve anarşinin hakim olduğu, askeri darbenin zemininin hazırlandığı günleri özlemesi ve o günlerin geri gelmesini istemesinin yasadışı ERGENEKON terör örgütünün amaçlan arasında yeraldığı göz önüne alındığında; şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in burada kendi isteğinin yanı sıra örgütün gerçek amacını ifade ettiği,

Yine aramalar sırasında ele geçirilen belge, doküman ve bilgisayar çıktılan ile digital incelemelerde tespit edilen yazılarda da aynı içerikteki belgelerin bulunduğu, bu cümleden olarak;

"Ne terör..!! Bunun adı isyandır" ile başlayan, "Dr.Hayrettin Ertekin Stratejist

İstanbul/Beşiktaş 31.03.2006" ile biten spiral ciltlenmiş (7) sayfadan ibaret dokümanda "..Yapılması gerekenler kısmında; "Devlet ve Siyasi Organlar Derhal harekete geçerek kararlılıkla bölgede sıkıyönetim ilan edilmelidir."

Tape No : 1745, 03.01.2008 tarihi, saat: 18.55'de Hayrettin ERTEKİN ile Yalçın ÖZÇER arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Hayrettin ERTEKİN'in Y. Ö...'e KOMUTANIM diye hitap ettiği ve bir süre Diyarbakırda meydana gelen patlama olayıyla ilgili görüşme yaptıklan, daha sonraki görüşmelerinde siyasi içerikli görüşmeler yaparak, bombayı patlatanlardan bahsettikleri ve Hayrettin'in "KOMUTANIM .. BUNLARIN KÖKÜNÜ KAZIMAK LAZIM" "..BOP KOMUTANLARI BUGÜNKÜ KOMUTANLAR NATO KOMUTANI DEĞİL BOP KOMUTANI BOP TA KİMİN OLDUĞUNU HERKES

BİLİYOR" dediği ve Güneydoğuda görev yapanların çocuklarının da orada olduğu, psikolojik durumlarından bahsettikleri, Hayrettin ERTEKİN'in "O ADAMIN HALETİ RUHİYESİNİ ANLAYAMAZSINIZ BEN OLSAM ALLAH KORUSUN GİDERİM O DİYARBAKIR BELEDİYE BAŞKANININ ALNININ ÇATINA 8 TANE SIKARIM' "...BENİM SİLAHI ALIP DAĞA ÇIKMAM LAZIM' dediği, içindeki sıkıntıyı ancak böyle atabileceğini anlattığı, Y. Ö...'in de "O GÜNDE GELECEK" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "GELMİYOR GELECEK DİYORSUNUZ BAK İŞTE GELECEK DİYE BEN SURDA OTURUP ABİYE BİR GÜN SABAH YÜRÜYÜŞTE DEMİŞTİM KOMUTANIM YARIN GENEL KURMAY BAŞKANI OLURSUNUZ BİZİ BİLE ARTIK DEDİM DİNLEMEZSİNİZ BELKİ ZOR GÖRÜŞÜRÜZ FALAN FİLAN DEMİŞTİM" "KOMUTANIM BAKIN BİZİM GEÇMİŞTE YAPTIKLARIMIZI HERHALDE AZ ÇOK BİLİYORSUNUZDUR O EKİBİ ŞUAN TEKRAR ORAYA YOLLAYIN YEMİN EDİYORUM SİZE VARYA ..BÖLGEDE .. HUZUR GELİR .. HİÇ ŞAKASI YOK BU İŞİN AMA YOK NİYETLİ DEĞİLLER ARKADAŞLAR, BEN DİYORUMKİ ANKARA GEBZE İSTANBUL GEBZE HATTI AÇILMADAN BU İŞLER OLMAZ O HATTI AÇACAKSINIZ BANA VERECEKSİNİZ TEKRAR BEN HEP BUNU SÖYLÜYORUM BU BANA VERİLMEDİĞİ MÜDDETÇE HİÇBİR ŞEY OLMAZ KOMUTANIM ..." şeklinde provakatif amaçlı eylem yapmak üzerine konuştukları,

Tape No :1609, 07.11.2007 tarihi, saat: 12.47'de Hayrettin ERTEKİN ile X Şahıs arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Hayrettin ERTEKİN'in "KOMUTANIM" diye hitap ettiği, X şahsın "ÖNCE SANA UĞRAYIM, SONRA DA ŞEYE GİDEYİM, BİZİM BİRİME" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "ÖNCE BİZİM BİRİME GELİN, ÖNCE BİZİM BİRİME UĞRAYIN" dediği, X şahsın "Tansu isimli bir şahsı getireyim mi?" diye sorduğu, Hayrettin ERTEKİN'in de getirmemesini söylediği tespit edilmiştir.

Tape No :1600, 31.10.2007 tarihi, saat : 21.20'de Hayrettin ERTEKİN ile Y. Ö. arasındaki telefon görüşmesinde özetle; (PKK terör örgütü ve güneydoğudaki terör olaylarından bahsettikleri) Hayrettin ERTEKİN'in "...KOMUTANIM .. DUYARSIZ KALAMIYORUM ARTIK İSYAN EDİYORUM BÖYLE BAKALIM NE OLACAK GENEL KURMAY" dediği, Y. Ö. 'in "BEKLİYOZ İCAZET İCAZET ALCAZ YA ŞİMDİ BEKLİYOZ BAKALIM" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in " KOMUTANIM İCAZETİMİ KALMIŞ ...İSTİKLAL SAVAŞINDAKİ ATATÜRKÜN GÖSTERDİĞİ KAHRAMANLIĞI BUGÜN BARIŞTA GÖSTEREMİYOR İSE... O ZAMAN BU DEVLETİN YANİ YAZIKLAR OLSUN DİYORUM CUMHURİYETİ KURANLARIN TAŞIDIĞI ÜNİFORMAYA SİYASETÇİSİNE MECLİSİNE BAYRAĞINA İSTİKLALİNE İSTİKBALİNE HALK ÇIKACAK YA HALK ÇIKACAK SOKAKLARA BAŞKA ŞEY YOK" dediği, Y.Ö in "HALK ÇIKACAK ZATEN.... ÖYLE OLACAK bu HALK ÇIKACAK BEN İDARE EDİYORUM DİYECEK" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "VALLA .. KOMUTANIM .. BELKİ ÖNDEN FİŞEKTEN DOLMA TEPME TÜFEKLER DEĞİL ...İSTİKLAL SAVAŞINDA BÖYLE ÇIKTILAR AMA ŞİMDİ BAŞKA ŞEYLE ÇIKABİLİRİZ YANİ ŞAKASI YOK BU İŞİN .. SİZDE ÖNÜMÜZE HALK KAHRAMANLARI HALK KOMUTANLARI OLARAK YANİ... ARTIK MUBAH SİZİN İÇİN" dediği,

Yasadışı ERGENEKON terör örgütü mensuplarının kendi aralarında "komutanım" "paşam" gibi askeri hiyerarşide bulunan hitap şekillerini kullandıklarına sıkça rastlanmış olup, bu görüşmelerde geçen "Birim" şeklinde ifade edilen bir yerden bahsedildiği ancak açıkça konuşulmadığı için neresi olduğu anlaşılamamış olup, şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in devlette resmi bir görevinin bulunmaması ve örgütün hücre şeklinde bir yapılanmasının bulunması dikkate alındığında; bahsi geçen birimin yasadışı' ERGENEKON terör örgütünün bir birimi olduğu, icazet beklenen makamın da, konuşmalardaki gizem dikkate alındığında

ERGENEKON terör örgütü hiyerarşisi içerisindeki bir üst birim/makam olduğu kanaatine varılmıştır.

ERGENEKON terör örgütünün amaçlarından birinin kendi çıkar amaçlarına aykırı olan yönetimi değişik provakatif eylemlerle yıpratıp, ülkede gergin bir kaos ortamı yaratarak askeri darbe yapılması ve örgütün çıkarları doğrultusunda yeni bir yönetimin tesis edilmesini temin etmek olduğu bilinmektedir.

Tape No :1761,12.12.2007 tarihi, saat:11.16'da Hayrettin ERTEKİN ile W şahıs arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Hayrettin ERTEKİN'in "SAYIN KOMUTANIM SAYGILAR SUNUYORUZ, GAZETEDE BİR OPERASYON VAR BÜTÜN ADAMLARI TOPLAMIŞLAR ŞEY AHLAK POLİSİ 700 TANE İSTANBUL'DA ŞEYİ TOPLAMIŞ.. RESİMLERİNİ TOPLAMIŞ ONU İNCELİYORDUM BİZİMKİLER VAR MI DİYE AKLIMA GELDİNİZ O ARA DEDİM Kİ KOMUTANIMI ARAYIM DA Bİ GAZETEYE BAKSIN TANIDIK MANIDIK VAR MI" ..,.. KOMUTANIM NE OLUYO MEMLEKETİN DURUMUNU HİÇ ANLATMIYORSUNUZ BEN YAZIYORUM ÇİZİYORUM DA YANİ OKUMUYORSUNUZ DA" dediği, W'nm "KİMSENİN BİRŞEYDEN ALINDIĞI YOK HERKES BİLDİĞİNİ YAPIYOR" dediği, Hayrettin'in "ABİDE BOŞ ÇIKTI ABİDE duruyor duruyor şimdi" "İKİ DUBLE İÇİNCE ATEŞLENİYOR HİÇBİR ŞEYİ YOK KOMUTANIM YA..." "...YANİ ÇAPTAN DA DÜŞTÜ HERHALDE DİYOKİ YA HİÇ HUZURUMU BOZMAYAYIM ŞİMDİ DİYO HİÇ BİŞEY YAPACAĞI YOK" dediği, W'mn "YA ODA ŞİMDİ İDARE EDİYOR SURDA KALDI DİYO 7-8 AY DİYO" dediği, Hayrettin'in "7 AYI KALDI TESKEREYE" "ŞEY NASIL Bİ ADAM KOMUTANIM SİZ BİLİRSİNİZ ERGUN SAYGUN DÜN DÜN KONUŞMUŞ FALAN OKUDUM ŞİMDİ GAZETELERDE DE O NASIL BİRİDİR YANİ VATAN PERVER Mİ YOKSA BÖYLE HANİ O DA SALLA BAŞI AL MAAŞIMI" dediği, KAYA'nm "VALLA O ASKERLİĞİ BİLMEZ O DA" "AYNEN AYNEN O DA BÜROKRATTIR YANİ ŞEYDİR", "DİŞÇİDİR ODA YANİ O DA NATO'LARDAN DIŞ GÖREVLERDEN İŞTE YABANCI DİL" "ORDAN GELME YANİ" "TERÖRÜ MERÖRÜ GÜNEYDOĞUYU FALAN BİLMEZ O DA BİLMEZ İLKER BAŞBUĞ'U' DA BİLMEZ BUNLAR ŞEY DEĞİLKİ BUNLAR KITA KOMUTANI DEĞİL Kİ BUNLAR SOSYETE BUNLAR SALON SUBAYI" dediği, Hayrettin'in "ÖYLE İSTENİLİYORDU ZATEN ÖYLE YANİ DİZAYN ETTİ GİTTİ ..." dediği, W«nm "SADAKATLİDİR YANİ ...KOMUTANLARINA KARŞI SON DERECE SADIKTIR" dediği, Hayrettin'in "KOMUTANIM KALELER TEK TEK GİDİYO BAKIN BEN BU YÖK VAR YA BU KADARINI DÜŞÜNMÜYORDUM ... hani diyordum ki" "BURADA GİTTİ YARGITAY İŞTE Bİ TEK YARGIT AYLA DANIŞTAY KALDF ".. TÜRBANI TAKIP HERKES OTURACAK MI KOMUTANIM BU YANİ OLACAK BU MU YANİ" .. "YOK MU YÜREKLİ BİTANE BÖYLE ASALARDAN KOMUTANIM YA BÖYLE HOP DİYECEK' dediği,

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in 1715 Tape numaralı, 22.12.2007 tarihi, saat:20.12 sıralarında X şahıs ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde özetle; "X ŞAHSIN "PAŞAM DUYDUN MU?" "YAŞAR BÜYÜKANIT BİZİ ÇOK YANILTTI YA" dediği, H.ERTEKİN' in "ÇOK ÇOK HEPİMİZİ MALESEF, BEN EN BÜYÜK DESTEKÇİSİ BENDİM VE KOMUTANIMIZA SAHİP ÇIKTIK VE GENEL KURMAY BAŞKANI OLMASI İÇİN OLABİLMESİ İÇİN YAPMADIĞIMIZ ŞEY KALMADI AMA MAALESEF ŞUAN YAPILABİLECEK BİŞEY YOK DİYOR VE KENDİSİ BAKALIM BÖYLE DÜMEN SUYUYLA BENİM KALMIŞ TESKEREME 8 AY DİYOR 8 AY SONRA BEN ZATEN YOKUM ... BU RİSKE GİRMEM DİYE KİMSEYLE HİÇBİR ŞEY YAPMIYOR AMA" dediği, X ŞAHSIN "AMUDAMI KALKAYIM DÜKKAN KAPALI DÜKKAN AÇIK MI BUNLAR YAKIŞIY.ORI^YAV" dediği, H.ERTEKİN' in "EVET EVET EVET BUNLAR BUNLAR ...'HİÇ YAİ ÇUBLE VİSKİ ATTIĞI

ZAMAN MAALESEF BÖYLE ŞEYE ÇIKIYO BİZİ TATMİN ETMEDİ BEN SÖYLEDİM YANİ KENDİSİNE BAŞINDAN SÖYLEDİM HATTA AMERİKA'DAKİ ALDIĞI MADALYAYLA İLGİLİDE FİKİRLERİMİ BEYAN ETMİŞTİM KENDİSİNE DE SÖYLENMİŞTİ BU, KEŞKE O MADALYAYI ALMASAYDI O MADALYA VERİLDİ ONDAN SONRA KENDİSİNİ BAKALIM ŞEYİ YAPMAYACAKLAR İLKER PAŞAYI DA GENEL KURMAY BAŞKANI YAPMAYACAKLAR" "TABİ TABİ YAPMAYACAKLAR BEN BİLİYORUM ONU YAPMAYACAKLAR..." dediği, X ŞAHSIN "NE DİYORSUN PAŞAM YA" dediği, bu arada komuta kademesi ile ilgli yorum yaptıkları devamında H.ERTEKİN' in "...YAŞAR PAŞADAN DUYMAZ İŞTE HAYIRLI OLSUN GENEL KURMAY BAŞKANLIĞINIZ DEMEZ İSE ŞARTLAR O ZAMAN SIKINTIYA GİRER KARA KUVVETLERİ AYAĞA KALKAR YA ONUN İÇİN NEYSE ABİ BUNLAR UZUN MESELELER DE BİR GÜN KARŞILIKLI GELDİĞİMİZDE KONUŞURUZ YA SIKINTI O YANİ" dediği, X ŞAHSIN "YAV KARŞILIKLI GELEMİYORUZ DA İHTİLAL PAŞAM YA" dediği, H.ERTEKİN' in "ABİ OLMAZ ŞUAN ŞUAN KONJEKTÜR UYGUN DEĞİL AMA BİRŞEY OLABİLİR MUHTIRA TARZI BİŞEY OLABİLİR YANİ ODA GENEL KURMAY KAYNAKLI DEĞİL SÖYLEYİM SİZE HANİ VARDI YA BİZİM ESKİ MALUM ESMİ GİDEN ARKADAŞLAR VARDI BİZİM... GRUP O GRUBUN YAPTIĞI GİBİ BİR ÇALIŞMA VAR ÖYLE HİSSEDİYORUM" dediği, X ŞAHSIN "KİM GRUP?" dediği, H.ERTEKİN' in 'AYTAÇ GRUBU VARDI YA ABİ" "AYTAÇ GRUBU İŞTE O GRUP GİBİ Bİ GRUP ÇALIŞMASI VAR DİYE HİSSEDİYORUM BAKALIM İNŞALLAH Bİ SIKINTI OLMAZ BU TELEFONLAR SAĞLAM OLMADIĞI İÇİN DİNLENİLDİĞİNİ BİLDİĞİM İÇİN" , "YOK HAYIR BENİM SÖYLEMEM UYGUN OLMAZ ÇÜNKÜ YANİ BEN SÖYLERSEM ARKADAŞLAR ŞEY YAPIYOLAR ERTESİ TARİHİ, ALINIYOLAR YANİ BU KONULARI NİYE PAYLAŞIYORSUN DİYE ALINABİLİYORLAR" dediği, X ŞAHSIN "...ÇOK DA ÖNEMLİ DEĞİL YA BU TELEVİZYONU NE YAPACA..." dediği, H.ERTEKİN' in "DURUYOR ABİ ÖYLE BEKLİYORUZ BAKALIM İŞTE ŞEYİ GÖRÜŞÜYORUZ BAKALIM İŞTE PSİKOLOJİK HAREKATTA BİŞEYLER YAPALIM DİYE ALDIK AMA BİŞEY YAPAMADIK ÖYLE KALDI O BİZİM BİTANE ÇOCUK VARDI AMERİKA'DAN GETİRDİĞİMİZ BAŞINA KOYDUĞUMUZ ÇOCUK ONUNDA Bİ KARA PARAYLA İLGİLİ BİR AMERİKA'DA 2002 YILINDA Bİ SIKINTISI VARMIŞ ÖDEMİŞ PARASINI MARASINI BABASINA PARA GÖNDERMİŞ O BİZ ÇOCUĞU GENEL MÜDÜR YAPALIM DİYE ALMIŞTIK ORTAK MORTAK DEĞİL ASLINDA ..." "SEMİH SEMİH ÖYLE Bİ GENEL MÜDÜR YAPALIM DİYE ALDIK ÇOCUK DAHA GENÇ Bİ ÇOCUK 30 YAŞINDA ÇOCUK AMA İŞTE O SIKINTILARI VARMIŞ ŞİMDİLİK KENARA ÇEKTİK BEKLİYORUZ BAKALIM" dediği, X ŞAHSIN "...YANİ PEKİ ŞEYİ NASIL ÖDÜYORSUNUZ DİJİTÜRK KABLO" DEDİĞİ, H.ERTEKİN' in ABİ... O O BİZİM PARAMIZ VAR ÖYLE Bİ ÖRTÜLÜ PARAMIZ VAR" "ONLARI ÖDÜYORUZ ABİ ONLAR PROBLEM DEĞİL BİZİM YANİ PARA PROBLEMİMİZ YOK BİZİM BİZİM MALUM UZUN BÖYLE ARKADAŞ VARYA HANİ YANINIZDA DOLAŞIYOR ARASIRA HANİ SİZİ UÇAĞA ALMAYAN ARKADAŞ" "KONYASPORUN BUGÜN YENDİĞİ TAKIMIN ARKADAŞI VARYA ABİ" "O O ARKADAŞIMIZIN İŞTE ONA RAĞMEN DEVAM ETTİRİYORUZ" "KONYA SPORUN BUGÜN KASIMPAŞAYI YENDİ KASIMPAŞA KASIMPAŞA" dediği, X ŞAHSIN "HEE ANLADIM ..." dediği, H.ERTEKİN' İN "HE İŞTE O ARKADAŞA RAĞMEN DEVAM ETTİRİYORUZ ABİ" dediği,... X ŞAHSIN "ŞİMDİ BAK KANALTÜRK KANAL KANALTÜRK GİBİ YAPILACAKSA" dediği, H.ERTEKİN' in "HAYIR HAYIR ÖYLE YAPMAYÂCAZ ÖYLE YAPMIYORUZ ZATEN BİZ KESİNLİKLE ÖYLE YAPMIYORUZ BİZ ŞAHISLARLA ŞAHISLARIN

KONUŞMALARIYLA ŞAHISLARI ÇAĞIRIYORUZ YANİ KİM OGÜN GÜNDEME GELMESİ GEREK O ŞAHSI GETİRİP KONUŞTURUYORUZ..." "ABİ ŞUAN ANLADIMDA ŞUAN VALLAHİ DÜŞÜNMÜYORUM ŞUAN ÇÜNKÜ KONJEKTÜR UYGUN DEĞİL ELİMİZDE BAKIN ANAYASA MAHKEMESİ GİTMİŞ YÖK GİTMİŞ HERYER TESLİM OLMUŞ BENDE BU TELEVİZYONU TESLİM ETMEYECEM" "HİÇBİŞEY DEĞİL ABİ BEN BEN BİLİYOSUNUZ NE PARALAR ÖDÜYORUM NE PARALAR VERİYORUM VE VERDİM DE 25 BİN DOLAR ÇAN'A VERDİM HİÇ DÜŞÜNÜN SİZİN DÖRTTE BİRİNİZİN ÇEYREĞİNİZİ ETMEZ İSİM OLARAKTA BECERİ BAŞARI OLARAKTA ETMEZ AMA BİZ O PARALARI VERDİK ONLARA YANİ BİZ 15 BİN DOLAR H.. A..'E VERDİK" şeklindeki görüşmede şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in görüşme yaptığı şahsın yukarıda da belirttiğimiz gibi şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in hiçbir kurumda resmi bir görevi olmadığı halde "paşam" veya "ihtilal paşam" biçiminde hitap ettiği, ERGENEKON terör örgütünün yapılmasını istediği askeri darbeyi şu an mevcut Genel Kurmay Başkanımızın karşı çıktığını değişik yollarla tevil ettikleri konuşmada, askeri üst düzey komutanların muhtemel komuta kademelerinde yapılacak değişikliklerle, örgütün kendi amaçlarına daha uygun olabilecek yapılanmanın ne şekilde olması gerektiği konularını tartıştıkları ve devamında Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in 'ŞUAN KONJEKTÜR UYGUN DEĞİL AMA BİRŞEY OLABİLİR MUHTIRA TARZI BİŞEY OLABİLİR YANİ ODA GENEL KURMAY KAYNAKLI DEĞİL SÖYLEYİM SİZE HANİ VARDI YA BİZİM ESKİ MALUM ESMİ GİDEN ARKADAŞLAR VARDI BİZİM ... GRUP O GRUBUN YAPTIĞI GİBİ BİR ÇALIŞMA VAR ÖYLE HİSSEDİYORUM" şeklindeki konuşması ile ERGENEKON terör örgütünün kendi istediği şekilde bir yönetimin iktidar olabilmesi için suikast dahil olmak üzere her yola başvurulması ilkesinden hareketle, örgüt mensuplannm çok arzu ettikleri mevcut demokratik sistemi inkıtaya uğratacak askeri bir müdahale veya muhtıra yapılması düşünceleri ile beklentilerinin varlığı ile bir grubun çalıştığını belirttiği,

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN"in aynı görüşme içindeki 'BAKALIM İNŞALLAH Bİ SIKINTI OLMAZ BU TELEFONLAR SAĞLAM OLMADIĞI İÇİN DİNLENİLDİĞİNİ BİLDİĞİM İÇİN" , "YOK HAYIR BENİM SÖYLEMEM UYGUN OLMAZ ÇÜNKÜ YANİ BEN SÖYLERSEM ARKADAŞLAR ŞEY YAPIYOLAR ERTESİ TARİHİ, ALINIYOLAR YANİ BU KONULARI NİYE PAYLAŞIYORSUN DİYE ALINABİLİYORLAR" şeklindeki sözleri ile böyle bir çalışmanın yapıldığını ve kendisinin de bunu bildiğini, ancak telefonlar dinlendiği için söylemesinin uygun olmayacağını belirtmiş olmakla, ERGENEKON terör örgütünün hiyerarşik yapısı içinde yeraldığmı açık bir şekilde ifade ettiği anlaşılmıştır.

Ayrıca şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in aynı görüşme içinde tamamen kendi kontrolünde olduğu anlaşılan Business TV kanalının masraflarından bahsederken "ABİ... O O BİZİM PARAMIZ VAR ÖYLE Bİ ÖRTÜLÜ PARAMIZ VAR" "ONLARI ÖDÜYORUZ ABİ ONLAR PROBLEM DEĞİL BİZİM YANİ PARA PROBLEMİMİZ YOK" şeklindeki sözleri ile bu işlerin masrafını kendisinin karşılamadığını, "örtülü ödenek" sözü ile de bu işleri ERGENEKON terör örgütünün finanse ettiğini belirttiği ve devamında da TV kanalının yayınlan ile ilgili olarak "...BİZ KESİNLİKLE ÖYLE YAPMIYORUZ BİZ ŞAHISLARLA ŞAHISLARIN KONUŞMALARIYLA ŞAHISLARI ÇAĞIRIYORUZ YANİ KİM O GÜN GÜNDEME GELMESİ GEREK O ŞAHSI GETİRİP KONUŞTURUYORUZ..." şeklindeki sözleri ile yukanda da açıkladığımız ERGENEKON terör örgütünün medya kuruluşlannm yaymlannı kontrol altına almak, örgütün propagandasını yapmak, örgütün amaçlan doğrultusunda kanfo-.oyu oluşturmak ve gündemi belirlemek için çalışma yaptığı anlaşılmıştır.

Tape No:1781 14.02.2008 tarihi, saat:11.02 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Banu ... arasındaki yaptıkları telefon görüşmesinde özetle; BANIP nun "Ülkenin durumu için ne diyorsun" dediği, H.ERTEKİN' in "Hiç iyi yazılarım geliyor mu sana" dediği, BANU' nun "Yok ya gelmiyor onu diyecektim sen bana bi yazılarını yollasana çıldırcam Hayrettin abi..." dediği, H.ERTEKİN' in "VALLA ÜLKENİN DURUMU ÇOK İYİ DEĞİL BEN SANA ŞU YAZILARIMDAN GÖNDEREYİM BİR DAKKA ŞEYİ VER ŞİMDİ" "DURUMU İYİ DEĞİL BİR İHTİLAL GİBİ BİR ŞEY GELİYOR" "TABİ BUNLAR BU ADAMLAR İŞİ AZITTILAR YANİ BAK ŞİMDİ BİR TANE ŞEYİ YOLLADIM GELİR ŞİMDİ BELKİ SANA" "İYİ BİR İHTİMAL MEMLEKETİN DURUMUNU HİÇ İYİ GÖRMÜYORUM YANİ" "OLACAK TABİ BAŞKA ÇARE YOK REJİM TEHLİKE DE YANİ İKİ SENE ÖNCE EMEKLİ OLMUŞ BİR CUMHURİYET BAŞSAVCISI İSYAN EDİYOR İSE" "BUNLAR SUÇTUR BUNLAR DİYE DİNLEMEDİNİZ Mİ SABİH KANADOĞLU nu" "VALLA İŞTE BUNLARIN AMACI YAVAŞ YAVAŞ HEDEFLERİNE YAVAŞ YAVAŞ BU GÜN TÜRBAN YARIN LİSELERDE YARIN ORTAOKULLAR DA YA ONDAN SONRA EVLERDE SOKAKLAR DA SIRAYLA HEPSİNİ BİR ANDA YAPAMAZLAR YANİ" "...ŞİMDİ DÜN DİYOR Kİ BAŞBAKAN EFENDİM DİYOR SİZ DİYOR BENİM İSTANBUL BELEDİYE BAŞKANLIĞI DÖNEMİM DE DİYOR BİR EN UFAK RAHATSIZ OLDUNUZ MU BEN OLDUM HIRSIZLIK SOYGUN YOLSUZLUK ÇETECİLİK AKBİL HIRSIZLIĞI RÜŞVET HER ŞEY BUNLARDAYDI YOK MUYDU" dediği, BANU' nun "İNMEDİ BEN DE ŞEY DİYORUM YANİ BUNLAR GELİP DE 100 YIL GERİ GİTMEMİZE ASKERİM CANIM ASKERİM DİYORUM 20 YIL GÖTÜRÜR BENİ EN FAZLA GERİ HİÇ DEĞİLSE ÖZGÜR OLURUM YANİ" dediği, H.ERTEKİN' in 'ASKER GERİ GÖTÜRMEZ YA 12 EYLÜL OLDU GERİ Mİ GÖTÜRDÜ ASKER ALLAH AŞKINA YA" dediği,

Aramalar sırasında şüpheli Hayrettin ERTEKİN'den ele geçirilen; 66 Nolu CD üzerinde yapılan incelemede "Outlook.pst" isimli bir E-posta arşiv dosyası içeriğinde: "Türkiye Cumhuriyeti'nin çökmek üzere olduğu, hali hazırdaki şartlar altında seferberlik ilan edilmesi gerektiği, böylece TSK'nm bir an önce yönetime ortak olması durumunun doğacağı belirtilerek ülkemizde bir kaos ortamı oluşturulmak istendiği, örgütün amaçlarına aykırı yönetimlerin değiştirilmesi için TSK'nm ülke yönetimine ortak olması çağrısında bulunulduğu, yukarda belirtilen eylemlerin ERGENEKON Terör Örgütünün amaçları ile birebir örtüştüğü anlaşılmıştır.

Aramalar sırasında şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in çatı katında ele geçirilen (1) sayfa "Satılmışlara teklif gelir... Bize de Ecdatlarımızdan Emir Gelir! " ile başlayıp " Dr. Hayrettin Ertekin" ile biten bilgisayar çıktısı doküman içeriğinde özetle:

" Atatürk sonrasındakiler ve özellikle son on yıl Türkiye'yi yönetenler,

Türkiye'yi resmen sömürge haline getirmediler mi? Her şeyiyabacılar tarafından yönetilen Türkiye artık, teklif ve öneri getirilen onurlu bir devlet değil dayatma ve emir verilen, kendi buğdayını bile ekmeye izni olmayan, parçalanma aşamasında bir ülke haline getirildi,

Bu gidişle cennet vatanımıza istiklal savaşı verip kazandığımız üniter devletimize ihanet etmiş hainleri cezalandırmak için İstiklal Mahkemelerini kuracak helal süt emmiş vatan evladı bile bulmakta zorlanacak gibi görülüyor.

ileri görüşlü önderimiz işbirlikçi ve hain cenneti Türkiye'de emanetine hıyanet

olabileceğini de düşünmüş ve bu nedenle Bursa Nutkunun iyi okunması ve gerekenin

yapılmasını istemiştir. -, - ».

Beni umutsuzluktan kurtaran ve savaşma azmi veren tek şey bu söylevdeki talimatlar gereği harekete geçenlerin sayısının birkaç yıldır yurdun her tarafında her dakika arttığını görmemdir.

Memleketi satanlar ve pazarlayanlar aklını başına toplasın zaman azalıyor Molotof atıp devletin güçlerini taciz ettiğiniz, otomobilleri yaktığınız meydanlarda BUNDAN SONRA BİZDE OLACAĞIZ SOKAKLARDA BİZİM ASLANLARIMIZI GÖRECEKSİNİZ, Cesetleri leş kargalarına yem olmuş çürümüş, satılmış, yandaşlarınız bizleri iyi tanıdılar, sizlerde bizleri Cudiden, Gabardan, Şırnak'tan, Şemdinli'den, Uludere'den tanıdınız....

Bendeniz Kürşat yürekli "hayrettin ertekin" onun için bu kadar açık elektronik ortamda yazıyorum. Hodri meydan diyorum... Dr. Hayrettin ERTEKİN" şeklindeki şüpheli Hayrettin ERTEKİN tarafından kaleme alman bu yazı içeriği ile yukarıda belirttiğimiz telefon görüşmeleri, özellikle; halkın ayaklanmasının istenmesi, 12 Eylül öncesinde yaratılan kargaşa ortamına duyulan özlemin dile getirilmesi birlikte değerlendirildiğinde, şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in o dönemlerin bir benzeri ortamı yaratacak TÜRK- KÜRT düşmanlığı üzerine ihdas edilecek kardeş kavgası çıkartılarak, gençliğin sokağa dökülmesini istediği görülmüş, bunun sonucu ülkede kaos ortamı oluşacak ve mevcut yönetimi sona erdirmek için askeri darbe için uygun ortam sağlanmış olacaktır ki, bu durumun yasadışı ERGENEKON terör örgütünün amacı ile birebir örtüştüğü anlaşılmıştır.

"ERGENEKON" Belgesinde ;

4/c) "İSTİHBARAT TOPLAMA HEDEFLERİ" başlığı altında;

"istihbarat toplama yöntemlerinden bahsedildiği, bu çerçevede örgüt elemanlarından sağlanan bilgiler yabancı örgütlerden elde edilen bilgiler, yabancı örgütlere sızdırılan ajanlar aracılığı ile elde edilen istihbaratlar olduğu, sonuç olarak ERGENEKON'un gözlerinin her şeyi görmesi, kulaklarının her şeyi duyması gerektiği" belirtilmiş olmakla,

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'den aramalar sırasında ele geçirilen (1) adet

üzerinde "ÇAYKUR" yazılı yeşil-san renkli ajandanın içeriğinde;

31 Aralık sayfasında "Cizreli Ali 535 354 68 13, Abdulmuttalip TONCER yurtdışına PKK'lı unsurları götürüyor (Kadir) ismi Soyadı bilinmiyor (0538 564 75 62) 00491602231573-00306944063446 Romanya Kurtuluşla Silah istiyor Mermi Ç-Y- RPG7 (Zaho'dan) Burada Silopi veya Çukurca'da Hokus-Mahmur-Kampa gidip geliyor MSN baran.bodya@hotmailcom Romanya Almanya sahte kimlik pasaport düzenliyor" şeklinde yazıların olduğu,

(1) adet mavi renkli, içerisinde "Şefkat.." ile başlayan, "Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası İstanbul" yazısının bulunduğu kitapçık içeriğinde;

Hür Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası İstanbul, Matrikül Numarası 32 Kuruluş Tarihi 29/05/1959 ve kurucuların isimlerinin yeraldığı kapak sayfasının devamında, üstadı muhteremleri ve büyük üstatları ile her sayfada bir kişiye ait resim, ad-soyad, doğum yeri ve tarihi, işi, mesleği, ev-iş adresleri, ev-iş telefon numaraları, eşinin adı-soyadı, mesleği evlenme tarihi, çocuklarının adı-soyadı, doğum tarihi ve mesleklerinin yazıldığı 192 sayfadan ibaret bir doküman olduğu,

(12) sayfa Genel Kurmay Başkanlığına ait telefoîi"listesi"içeriğinde:

[pic]

Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Gülhane Askeri Tıp Akademisi ve Askeri Yargıtay Başkanı ile Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde görevli Generallerin: rütbeleri, nasp tarihleri, sicil numaraları, ad - soyadları, eşlerinin isimleri, görevleri, illeri, dahili telefon numaraları, PTT telefon numaraları, cep telefon numaraları ve Tafics ismi verilen özel olduğu düşünülen gizli telefon numaraları bilgilerinin yazılı bulunduğu liste olduğu,

Bu liste ile ilgili olarak Genel Kurmay Başkanlığı Askeri Savcılığından gizli belgelerden olup olmadığı konusu sorulmuş, Genelkurmay Başkanlığı Askeri S avcılığı'ndan söz konusu belgelerin gizli bilgi ve belge olmadığı sorulmuş olup, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı'nm 02.06.2008 tarih, 2008/303 S.Ö. sayılı yazılan ile bu belgenin "Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait resmi bir belge olmadığı, ancak içerdiği bilgiler itiban ile TSK personeline ait kişisel ve görevle ilgili bilgiler olması dolayısı ile söz konusu belgenin gizli kalması gereken bilgi ve belgeler statüsünde değerlendirilmesinin uygun olacağı" bildirilmiştir.

(23) sayfa "TRT Raporu 2001 (TRT'DE GAYRİ MİLLİ - BÖLÜCÜ

YAPILANMA VE FAALİYETLER)" ibaresi ile başlayan "Devlet adına görev verilen kişilerdir" ile biten bilgisayar çıktısı doküman incelendiğinde:

1- Bölücü Ve Yıkıcı Kadrolaşma 2- Genel Manzara Ve Yürütülen Faaliyetler alt başlıklan oluşturularak hazırlanan dokümanın içeriğinde;

Bir dönem PKK terör örgütünün de TRT'yi etkin bir şekilde kullandığının ve

TRT içerisinde Ermeni lobisinin çok etkin olduğunun iddia edildiği istihbarat nitelikli bir yazı olduğu tespit edilmiş olup şüpheli Hayrettin ERTEKIN'in ERGENEKON terör örgütünün amacı doğrultusunda her türlü istihbari bilgiyi topladığı, örgütün amaçlan doğrultusunda faaliyet yürüttüğü anlaşılmış, aynca Genelkurmay Başkanlığı'na ait Generallere ilişkin gizli bilgiler içeren kayıtlan bulundurmak sureti ile "Yetkili makamlarm kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri temin etmek" suçunu işlediği anlaşılmış olup, hakkında 5237 sayılı TCK'nun 334/1. maddesinin tatbiki talep edilmiştir.

Akın BİRDAL'a yapılan silahlı saldmmn hükümlülerinden olan ve halen organize suç örgütü lideri olmak ve birden fazla örgüt adına gasp, tehdit, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak suçlanndan İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/367 Esas sayılı dosyasında yargılaması devam eden Semih Tufan GÜLALTAY'm kardeşi olan ve hakkında Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, birden fazla örgüt adına nitelikli yağma ve tehdit suçlanndan dolayı İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/89 değişik iş sayılı Yakalama karan ile aranan Emre GULALTAY ile telefonda görüşmeler yaparak ERGENEKON soruşturması ve değişik konularda fikir alışverişinde bulunduğu, bu cümleden olarak;

Tape No :1595'de "..Ahmet abinin, şimdi bi ne yapmamız gerekiyor pasaportun buraya mı gelmesi lazım" dediği,

Tape No : 1608de "YA ABİ BU BİZİM MAHKEME YOK MU"

"MAHKEMEDE KİLİT İFADE VERECEK Bİ ADÂfa'VAR" "Bunun çekten ...mal

beyanı çıkmış" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in de "Doğrudur. GBT çekiyorlar ama biz

götürüz onu ya, gelsin" dediği, > ' ~ _

[pic]

1 ■,., ct^^^^^O

Tape No :1624'de; "...yarın mahkemem var abi" dediği, H.ERTEKIN' in "Biliyorum haberim var, hepsinden haberim var" "O adam gelmedi, o adam ifade için gelmedi ben söyledim oraya" dediği, E.GÜLALTAY' m "Tamam onun işini hallettirdim" "...benim Moskova numaram abi bak çok sevdiğim benim burda bi abim var" "Ali abi, oda burda bankacı" dediği,

Tape No : 1733'de; H.ERTEKİN' in "Kardeşim benim, iyiyim uğraşıyorum şimdi Alaya gittim Alaydan çıktımda yoldayım işe doğru gidiyorum bizim arkadaşlarla" dediği, E.GÜLALTAY' m "Jandarma Alayda mısın" dediği,

Tape No :1742'de; Emre GULALTAY'ın "TOZLARI YANINA ALDIN MI"

dediği,

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'e Emre GÜLALTAY sorulduğunda ifadesinde: "Emre GÜLALTAY' ı tarihten iki ay önce Çin 'de fuarda tanıdığını, Çin 'de tercümanlığını yapan Murat KILIÇ vasıtası ile tanıştığını, Semih Tufan GULALTAY'ın kardeşi olduğunu bilmediğini, kendisi ile hiçbir ilişkisi olmadığını, ara sıra telefonda görüştüklerini, bir kere Çin'de Çin-Türk iş adamları derneği kurmayı teklif ettiğini ancak kendisinin kabul etmediğini" belirttiği ancak:

Tape No :1769, 01.02.2008 tarihi, saat:13.55'de Hayrettin ERTEKİN ile Emre

GÜLALTAY arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Emre GÜLALTAY 'm "Abi şimdi Katara gideceğim ordaki işlere bakıp ondan sonra da buraya geleceğim..." "Şimdi burda ortam uygun" "Burda o diyorum derneği kuruyorum" "Burda bide kasap oturmaya başladı" dediği, Hayrettin'in "İyi güzel Dernek güzel olur" .... Hayrettin'in "Bomba gibiyiz devam ediyoruz işte burda bir Türban sıkıntısı var burda bu adamlar okuyorsundur şeyden MHP destek verdi bunlara onlarla ilgili bu gün bir yazı yazdım güzel bir böyle bunlara bir ufak yazmıyordum uzun zamandır ŞİMDİ ORTALIK YİNE HOP OTURUP HOP KALKACAK BÖYLE" dediği, ... Hayrettin'in "...en iyi kurt ölü kurttur dediğim için 301. maddeden DGM'de yargılanıyorum inşallah ceza verirler de ben de tarihe geçerim..." "...biz ya biz türk ırkının türk milliyetçisinin ant içmiş yemin etmiş olan insanlar için çünkü bizim yeminler genlerimizde taşmıyor... bizim dedelerimizden aldığımız bir tarih var o tarihi taşımak zorundayız ölürsün vurulursun kırarsın yolda yarım kalırsın donarsın.. ergenekondan yola çıkıp gelirken Türkler dört beş yıldızlı trenlerle mi gelmişler bunu düşün yani bak sen şimdi orada mücadele etmeye çalışıyorsun bir zahmetler zorluklar içindesin...ben seni tanıyorum yani seni biliyorum sen insana ne derlerse desinler seni bak biliyorum diyorum ki yanmdayım sonunua kadar her zaman yani bunu bilesin " .. EMRE'nin "Biz hep abi kardeşiz hep birbirimizin yanındayız" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in " birbirimizi biliyoruz yani bak ne diyorsun atla gel gelirim, ortak olalım olurum, paramı lazım gönderirim..." Emre GULALTAY'ın: "Ya utanmıyorlar dün şu başlığı gördün mü gülmekten öldüm ya şey Çete tetikçi dizilerden seçmiş diye ya bu kadar olmaz ya" "Yalnız ben sana bir şey söyleyim mi çok büyük strateji hatası yapıyoruz biz yapıyoruz biz başından beri" "Bu hem Ak partiye hem bu İslamcı kanada karşı strateji hatası yapıyoruz" "Biz aslında abi bunları devşirebiliriz ..."dediği Hayrettin ERTEKİN'in "Yapamadık kendimizden bildik ahlaklı davrandık namuslu davrandık bunlar müslümandır dedik., bunların içinde Türklük şuuru vardır dedik ama gel gelelim yanılmışız" dediği Emre GULALTAY'ın "Abi en büyük tehlike kim biliyor musun bunlar değil bunlar yine bir noktada gelirler mecburen de olsa yani bunlarm içindeki kamuluşları yani bu yüzde kırk yedinin içinde en fazla böyle kemikleşmiş böyle şey olan kısmı yüzde ondur geri yüzde otuz beşini biz kendi safımıza çekeriz ama en tehlikeli olanlar ikinci cumhuriyetçiler" "Bak biz biz şimdi bunları köşeye sıkıştırıyoruz

zannediyoruz bu Ak parti ve o adamın ismi esasında ikinci cumhuriyetçiler bunları kullanıyorlar biz bunları korkuttukça bak bizi öcü diye gösteriyorlar bunlar diyorlar sizi kesecek öyle yapacak böyle yapacak anlatabiliyor muyum bunlar sizi şöyle yapacak böyle yapacak diyorlar onların üzerinden bize operasyon yapıyorlar",.. .. Güler KÖMÜRCÜ'yü ... ekibi Sedat PEKER'e telefon açmış ya kadın Sedat Peker ile yatmış da olabilir ne olacak yani bu kadını şey mi yapar", "Abi şu derneği bir kuralım bu derneği.. Türk-Çin işadamları" Hayrettin ERTEKİN'in "He TÜRK-ÇİN işadamları derneği kurmuşlar bir tane ondan sonra dediler var başka bir isimde kurarsınız.."dediği, Emre GÜLALTAY'm "Yok abi dernek kuralım Türkiye'deki derneğin başkanı da sen ol abi" dediği, Hayrettin ERTEKİN "ben olurum ben ben olmam için.." şeklinde yapmış olduğu telefon görüşmesi içeriğinden beyanının aksine mahkeme karan ile aranan Emre GÜLALTAY ile şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in " birbirimizi biliyoruz yani bak ne diyorsun atla gel gelirim, ortak olalım olurum, paramı lazım gönderirim" demesinin ifadesindeki beyanları ile çelişkili olduğu, aslında çok samimi oldukları, şüphelinin ve ERGENEKON terör örgütü mensuplarına yönelik yapılan operasyon aleyhinde görüştükleri, şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in ERGENEKON terör örgütü ile birebir irtibatlı olduğu kendi konuşmalarından anlaşıldığı, ayrıca şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in 5237 sayılı TCK'nun 284. maddesinde düzenlenen "hakkında tutuklama karan bulunan kişinin yerini bildiği halde yetkili makamlara bildirmeme" suçunu işlediği anlaşılmıştır.

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in etnik ayrancılık yaptığı;

Tape No : 1601, 02.11.2007 tarihi, saat: 20.54 sıralannda Hayrettin ERTEKİN ile Ü. T' ye gönderdiği mesajda;

"Agbi hayirli aksamlar, en iyi k~rt ölü kürtdür..Dr.H.Ertekin" şeklinde yazdığı,

Bilgisayar incelemelerinde de: 05.12.2007 tarihli Hayrettin ERTEKİN tarafından gönderildiği anlaşılan mail içeriğinde "Kürt PKK ile Kürtler özdeşleşmiştir. En iyi Kürt ölü Kurttur." İbarelerinin yeraldığı tespit edilmiştir.

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in gerek cep telefonundan SMS ile gerekse de bilgisayanndan e-mail (e-posta) yolu ile ' en iyi kurt ölü kurttur" şeklinde mesaj göndererek bu düşüncesinin aleniyet kazandığı, böylece şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in halkı Kürt-Türk şeklinde ayrancılığa tabi tutarak, halkın bir kesimini diğer kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek suçunu işlediği anlaşıldığından, şüpheli hakkında 5237 Sayılı TCK'nun 216/1. maddesinin tatbiki talep edilmiştir.

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in daha önce PKK terör örgütünde faaliyet gösterip daha sonra itirafçı olup Jitem'de görev almış olan şahıslarla irtibatlı olduğu ve bazı tahsilat işlerini onlara yaptırdığı anlaşılmıştır.

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN ifadesinde: "Adil TIMURTAŞ'ı tanımadığını, ancak Ümraniye Cezaevinde yatıyor olduğunu, eşiyle genç bir erkek kişinin kendisine geldiklerini, daha doğrusu gardiyanın kendisine yolladığını, ismini hatırlamadığı bir gardiyanın gönderdiğini, "Hayrettin baba kişidir, size yardımcı olur" dediğini, kadının elinde bir parça peynir alıp geldiğini, kendilerine yardımcı olmasını avukat bulmasını istediklerini, ancak yardımcı olamadığını, ceza aldığını duyduğunu, hatta yanında getirdiği Ertan isimli şahsa yol parasını vererek götürmesini söylediğini" belirttiği ve burada Adil TIMURTAŞ'ı tanımadığını ifade ettiği halde, Abdullmuttalip TONÇER ifadesinde: "1995-1997 yıllarında Bingöl'de bir operasyon sırasında itirafçı bir şahıs olan Adil TİMURTAŞ ile tanıştığını, Adil TIMURTAŞ'ın Diyarbakır JITEM Grup Komutanlığında görevli olduğu dönemde kendisinin askerlik yaptığını, Bingöl ili Genç ilçesi kırsal alanında'~"PKK terör örgütü ile çatışmaya girdiklerini, bu operasyon da Adil TIMURTAŞ'ın komutanı olduğunu, daha sonraki

dönemlerde bu şahısla samimiyetini ilerlettiğini, kendisinin 1994 yılında Elazığ'da Zeki Yüzbaşının komutanı olduğu Elazığ JİTEM Grup Komutanlığına bağlı olduklarını,

2006 yılı yaz ayında İstanbul'a geldiğini, o dönemde Adil TİMURTAŞ m İstanbul da olduğunu, bu şahsın kendisine iş bulacağını söylemesi üzerine Beşiktaş'a gittiğini ve şahısla görüştüğünü, daha sonra kendisini Hayrettin ERTEKİN'in Beşiktaş ta bulunan ofisine götürdüğünü ve orada işe başladığını" beyan etmiş olup, bu beyanlar arasında çelişkinin bulunduğu, çünkü şüpheli Abdulmuttalip TONÇER kendisini İstanbul'a geldiğinde önceden Jitem'den tanıdığı Adil TİMURTAŞ'm şüpheli Hayrettin ERTEKİN ile tanıştırdığını, ofisine götürdüğünü belirtmiştir. Ayrıca iletişim tespit tutanaklarında da şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in Adil TİMURTAŞ'm serbest bırakılması için girişimlerde bulunduğu tespit edilmiştir. Bu cümleden olarak:

Tape No : 1606, 05.11.2007 tarihi, saat:12.07'de Hayrettin ERTEKİN ile X Şahıs arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Hayrettin ERTEKİN'in "Başkanım saygılar sunuyorum" diyerek kendisini tanıttığı, bir süre sohbet ettikten sonra /" Başkanım birde biliyorsunuz bizim Adil.... hala içerde, onu bırakmadınız gitti" dediği, X Şahsın "Hayır bana kalsa ben çoktan bırakırım da biliyorsun" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "Bunu ne yaparız, bi ziyaret etsek mi" " Ümraniye'ye aldılar" dediği, X şahsında bir ara oraya geçeceğini, gittiğinde ziyaret edeceğini söyleyerek "Geçecem ben .. "O dosyada,... Adil mi kaldı" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "Üç kişi kaldı o dosyada" "Üç kişiler ama Adil... bırakılır, Adil'in alakası yok başkanım söyledim ya size zaten verdim evrakları" "O bize lazımda onun için o çünkü" "... öbürleri önemli değil, sadece bu" dediği, bu görüşme içeriğinden de şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in PKK itirafçısı olup Jitem'de görev yapmış olan ve başka bir suçtan tutuklu bulunan Adil TİMURTAŞ' ı tanıdığı ve bu şahsı tanımasının ötesinde Onun kendisi için gerekli olduğunu ifade ettiği açıkça anlaşılmıştır. Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in bazı ilişkilerini gizlemesinin kendisinin illegal faaliyetlerin içinde olduğunun açık bir kanıtı olarak görülmüştür. Yine şüpheli Abdulmuttalip TONÇER'in 24.07.2007 günü saat:22.27'DE X şahısla yaptığı telefon görüşmesindeki; Ali'nin "Akşam PAŞAM arıyo, ben seni biliyorum tamam mı normalden arıyorsun zannediyordum bülbül gibi ötüyorum bu Faruk'u dövdüm" dediği, X şahsm "Kalabalık gitseydiniz" dediği, Ali'nin "800 milyon haraç aldım, 850 milyon daha doğrusu, 1450 kaldı dedim" "Ya dedi nasıl kalır 1400, s..ktir lan dedim bu geçerlidir" şeklindeki görüşme içeriği sorulduğunda; "Kendisinin bu görüşmeyi Bursa'da Oto tamirciliği yapan soy ismini hatırlamadığı Murat., isimli şahısla yaptığını, görüşmeyi şaka amaçlı yaptığını, kendisinin hiç bir kimseden haraç almadığını, görüşmede "AĞAM" diye bahsettiği kişinin Hayrettin ERTEKİN olduğunu, kötü amaçlı olarak yapılan bir görüşme olmadığını," belirtmiş olup Hayrettin ERTEKİN'in Bursa'dan olan alacaklarını tahsil ettiğini kabul etmiştir.

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in görülmekte olan davalarla ilgili olarak bir takım girişimlerde bulunduğu, Yargı görevi yapanları etkilemeye yönelik görüşmeleri olduğu bu konu ile ilgili olarak evrak tefrik edilerek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiş olup, şüphelinin örgütsel eylem ve faaliyetlerinin anlaşılabilmesi için birkaç örnek verilmiştir.

Tape No : 1602, 03.11.2007 tarihi, saat: 12.25 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Ali arasında yaptıkları görüşmesinde özetle; H.ERTEKİN' in ".. bu Hatay Cumhuriyet Savcılığının Hatayda var mı şeyiniz" "Hatayda bir Ağır Ceza, Ağır Cezada biri aranıyormuş da onunla ilgili bir dosya var" ,"Hataydan gelmiş ben onunla ilgili, onunla ilgili dedim bi Ankaradan acaba gidipte, orayla ilgili bir şey olabilir mi? Diye" "Yok gıyabi tutuklu var gıyabi tutuklu" dediği, ALİ' nin "NE DAVA UYUŞTURUCU MU?" dediği, H.ERTEKİN' in "YOK YOK ŞEY ÇETEDEN ADAMIN,.. ."dediği,

Tape No : 1612, 12.11.2007 tarihi, saat: 15.02'de Hayrettin ERTEKİN ile Ali..... arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Hayrettin ERTEKİN'in "... BAŞKANLA BI GÖRÜŞME İMKANI OLUR MU ABİ TELEFONLA" dediği, Ali'nin de telefonla görüşemeyeceğini, bir randevu alıp görüşme yapacağım söyleyerek "Şimdi o dairenin ... kıdemli üyesi benim çok eski arkadaşım, karısı da Yargıtay üyesi, onu sorarım" dediği,

Tape No : 1629, 13.11.2007 tarihi, saat:12.18 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile

Meltem arasındaki telefon görüşmesinde özetle; H.ERTEKİN' in " çünkü olay

savcılıkta dosyada ben şimdi savcı beylen öğlen gidip yemek yiyecem soracam konuşacam, kimsenin yapacağı bi şey yok sadece evrak gelecek oraya evrak gizli zaten bakılacak sorulacak sorulara cevap verilecek ..." "Olmadığı için de kimseyi velveleye vermenize Avukatlar aramanıza gerek yok,... o bize lazım yarın bilgisayarlarımızı almak için..." "Şimdi öğlen konuşacam savcıyla tahkikat devam ediyo, gizli tahkikat devam ediyo,... ne diyorum idamı olsa olsa para cezası başka bi şey yok yani, tamam" dediği,

Tape No : 1631, 13.11.2007 tarihi, saat:14.11 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Meltem/Estella arasındaki telefon görüşmesinde özetle; H.ERTEKIN' in "Meltem şimdi ben savcı beyin yanına çıktım da" "...bekleyin kimseye hiç bi şey söylemeyin, deyin ki adalete biz adalete güveniyoruz, adaletin kestiği şey acımaz, zaten ben şu an hurdayım herhangi görüşmem gereken her yerle görüştüm..."" "...bir para transferleri var gelen giden para var ki ben bunları Metin abiyle ve Seminle paylaşmıştım..." dediği,

Tape No : 1639, 13.11.2007 tarihi, saat:18.20 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Estella arasındaki telefon görüşmesinde özetle; H.ERTEKİN' in "Benim arkadaşım Savcılar abla biz onlarla görüştük...bunlar bir şeye sığdıramamışlar bir şeyi Karapara mıdır kumar mıdır... "dediği,

Tape No : 1659, 14.11.2007 tarihi, saat:22.52 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Estella arasındaki telefon görüşmesinde özetle; H.ERTEKİN' in "Yok yok merak etmeyin yani şey sizin telefonu dinlemeden kaldırmışlar zaten yani bu aradığınız numara şeyde yok e şimdi ben bugün yeni geldim daha şeyden de" "Çeteden çıkarmaya çalışıyoruz çeteye sokmaya çalışmışlar şeyi onunla uğraşıyorum da" dediği,

Tape No : 1730, 28.12.2007 tarihi, saat: 15.30 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Nurettin arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

H.ERTEKİN' in "Otele gelmeyeyim oralara girmeyeyim ..." "Sabıkalı bir otel ya" "Başka bir yere de gitmiş 100 bin dolar demişler ona tamam mı" "Ondan sonra söyleyin ordan tabi tekrar geldi buraya bilgin olsun yani" dediği, NURETTİN' in "Ha bilmiyorum tamam 50 BİN DOLAR İSTEYECEĞİZ O ZAMAN HADİ BİLEMEDİN 2 BİN DOLAR İNDİRİRİZ AŞAĞI ÇOK ŞEY OLURSA" dediği, H.ERTEKİN' in 'YOK İNME MİNME YOK 100 BİN DOLARDAN AŞAĞI BAKILMIYOR DA YANİ" "100 bin dolardan aşağı bakılmıyor ama biz ona bir 50 bin kağıt incez hadi görüşürüz eyvallah eyvallah" dediği,

Tape No : 1731, 28.12.2007 tarihi, saat: 16.04 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile A. D., arasındaki telefon görüşmesinde özetle; A.D.' in "Hayrettin bey şimdi ben aldım dosya numarasını" "2007'ye 483" "483 13. Ağır Ceza" "Evet gelince konuşuruz telefonda hani çok detaya girmeyelim gelince konuşuruz" dediği,

Tape No :1736, 30.12.2007 tarihi, saat:14.06 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Nurettin arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

NURETTİN' in "He şimdi abi Veli'yle gjküstttte-fsttik falan dedim ya tamam Nurettin abi dedi çok perişanım dedi bilmem öe gel çarşamba tarihi, 20 bin doları al

[pic]

başlasınlar hemen işe madem öyle dedi" dediği, H.ERTEKİN' in "...perişan merişan değil ya o yalan söylüyor ya çok yalan söylüyor" "Bak ikisini bir versin acelesi yok adamın ikisini bir ayrı ayrı değil ben konuştum ikisi ikisini birleştirsin 25'ini götürsün koysun zarfa tamam mı öyle bölmesin boşver ay çarşamba tarihi, versin hepsini acelesi yok ya çarşamba versin zaten ben...^ dediği, NURETTİN' in "... bana geldi işte şu bu falan sen dedi Nuri 5 dedin falan şudur budur tamam abi dedim" dediği, H.ERTEKİN' in "Nuri 5 dedim de olmuyor niye olmuyor biliyor musun yani bide bana hiçbir şey çıkmıyor bana da çıkmıyo..." dediği NURETTİN' in "İyi tamam ben çarşamba tarihi, 20-20'yi alıp geliyorum o zaman" dediği,

Tape No : 1739, 31.12.2007 tarihi, saat : 15.01'de Hayrettin ERTEKİN ile

Nurcan ? arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Bir süre sohbet ettikten sonra

Nurcan'ın ".. bu Gökselin davası da temyizden geri dönmüş be Hayrettin" ".. bozulmamış yani şey ceza kesilmiş" diyerek üç buçuk sene ceza yatacağından bahsettikleri, Hayrettin'in .. üç sene beklettik işte üç sene ama ondan sonra demek ki beklesin şey yapmasın yakalanmasında" "..af çıkacak yakalanmasın" dediği,

Tape No : 1742, 02.01.2008 tarihi, saat : 16.1 l'de Hayrettin ERTEKİN ile A. D. arasındaki telefon görüşmesinde özetle; A.D.'m "..Merak ettim de dayanamadım, yapabilecek bi şey, olabilecek bi durum var mıydı acaba, ne yapmayı düşünüyorsunuz" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "Şimdi ben görüştüm, görüştüm komutanlarla görüştüm, şeyin K.... beyle görüşülecek, diyecekler şeye yani oraya gidecekler, normal telefonun yok mu senin" dediği, A. D..'m "Vardır istiyorsan, ya farketmez benim açımdan eğer, arayım istiyorsan" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "Beni başka numaradan arasana, BU NUMARA DİNLENİYOR da" dediği,

Tape No : 1746, 05.01.2008 tarihi, saat : 12.47'de Hayrettin ERTEKİN ile Nail arasındaki telefon görüşmesinde özetle; ...Nail'in "Hayrettin dosyaya bakamadık" "... yani elimizde ..dosya ile ilgili özet bir bilgi var" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "... bir abimiz yani isim verme daha önceki arkadaşımız dosyaya bakmış yani gizlilik kararı var bakılmıyor dedi ama ben baktılar dedim''' "Öbürleri baktılar çünkü ben biliyorum yani size verdiğim bilgiler ordan geldV dediği, Nail'in "Avukatı falan yok bak ordaki adam iki aydır avukatsız" ".. sorgusuna morgusuna girmişler Ali birde Gümüşçü diye bir adam ama onun ötesinde adama iki aydır gelen giden avukat yok" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in ".. abi ..öbür tarafı atlamayalım benimde bilgim olursa sevinirim çünkü aradaki arkadaşlarlan kopukluk olmasın onlar ben tanımıyorum Veli'yi öbürleri tanıyor yani bana getirenler bi sıkıntı olmasm çünkü" "O para konusunda onlar çünkü siz benlen konuşmasını söyleyinki arada şey olmasm abi" dediği,

Tape No :1754, 24.01.2008 tarihi, saat : 12.01'de Hayrettin ERTEKİN ile Nurettin... arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Nurettin'in ".. abi.. bizim askeri de Beşiktaş'a getirmişler şimdi ordaymış onun bir durumunu öğrensene abi bana ne olacak ne bitecek" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "..onu sordum şimdi sabah getirmişler de şeyi bekliyor Savcıyı bekliyorlar" "Büyük bir ihtimalle tutuklanacak yani kendi mahkemesinde değil" dediği, Nurettin'in ".. Ya ona da söyledim ettim de AĞA ORDA MI şimdi seni ki" "..BİR İLGİLEN SENDE NEYSE GELİNCE GÖRÜŞÜRÜZ zaten ben geçerim o tarafa doğru tamam mı?" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in ".. O GEÇEN SEFERKİ GİBİ OLMASIN ben geçen sefer ne kadar mahcup oldum biliyorsun dimi GEÇEN SEFER TAMAM DEDİNİZ GİTTİK ADAMA TAMAM DEDİK HİÇ KİMSE NE GELJJfeâö^GİTTİ" dediği, Nurettin'in

[pic]

"Hayır şimdi bak şöyle yapalım durumu ne olacak ne bitecek ona göre karar verelim ne yapacaksak yani anladın mı?" "MADDİ OLARAK ŞUDUR BUDUR FALAN" dediği,

Tape No : 1755, 24.01.2008 tarihi, saat : 12.37'de Hayrettin ERTEKİN ile Nurettin....? arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Nurettin'in "Daha getirmemişler" "Adliye de mi buluşalım orda mı?" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in ".. oraya ben gelmeyeyim şimdi o dedi şey ben dışardayım dedi" ".. uğrar belki şimdi bana ya da şey tamam mı ben de gelirim dedim sen yerine geçersen gelirim dedim ama ya görünmeyeyim orda ya ben şimdi biliyorsun Nuri çok oralarda herkes tanıyor yani 40'ını da tanıyorum şimdi birinin odasına gir birinin girme kameralardan görüyorlar benf' dediği,

Tape No :1757, 25.01.2008 tarihi, saat : 10.18'de Hayrettin ERTEKİN ile Nurettin....? arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Nurettin'in "...Cezaevine gidiyorum ... götüreceğim Elbiselerini filan para mara götüreceğim" ".. koğuşa hemen aldırdım ya Karantinaya sokmadan" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "İyi o zaman karantinaya gitmeden koğuşa şey olur alınır zaten de o başgardiyan Selahattin Kara... benim arkadaşım" "Bayrampaşa'daki" dediği, Nurettin'in "Elbiseleri var bunun onla bir görüşsek te elbiselerini alsa verse ona olur mu" dediği, Hayrettin'in de arayacağını söylediği, ilerleyen konuşmada ise Hayrettin ERTEKİN'in "... ben şeye baktım ..VATAN HASTANESİNDE ŞEY YAPMIŞLAR ORDA ŞEY ÇEKMİŞLER AKCİĞER FİLMLERİ ÇEKMİŞLER HABERİN OLSUN" "Şey kurmuşlar Tesisat kurmuşlar" "Anladın mı" dediği, Nurettinm'in "Ben filan var mıyım" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "... bilmiyorum da şeyler var yani Akciğer filmleri var senin var mı bilmiyorum" dediği, Nurettin'in de "Demek ki doğru söylüyor ha demek ki izlediler bir müddef dediği,

Bu şekilde şüpheli Hayrettin ERTEKİN şifreli kelimeler kullanarak, Vatan Hastanesi diyerek İstanbul Emniyet Müdürlüğünü, tesisat kurmuşlar akciğer filmleri çekmişler diyerek te teknik takibe uğradıklarını ifade ettiği anlaşılmıştır.

Tape No : 1758, 25.01.2008 tarihi, saat : 14.35'de Hayrettin ERTEKİN ile Nurettin....? arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Nurettin'in "... senin ki şeydeymiş kapalıdaymış" dediği, Hayrettin'in "Kapalı bu da kapalı da senin ki nerde" diye sorduğu, Nurettin'in "Ya pek şey yapmadı böyle soğuk şey yaptı getir bakahm edelim falan yardımcı olalım demeyince tamam teşekkür ederim dedim kapattım" dediği, Hayrettin ERTEKİN'in "Telefonlar dinleniyor diye konuşmamıştır ya şey yapmıştır ..." "... bir tane daha yukarda Selahattin var ama onun soy adı Karaboğa değil olmazsa ona şey yaparız ya tamam mı" dediği,,

Tape No : 1821, 31.01.2008 günü saat:17.23'de Hayrettin ERTEKİN ile Üzeyir..? arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Hayrettin'in "efendim abi" dedikten sonra hal hatır sorduğu, Üzeyir'in "teşekkür ederim dosyanıza bakıldı ancak şey iddianamesi yazılmış şuanda. Reddi veya kabulü hususunda... de ... Ağır cezada bekliyor. Başkanın yanında. Eğer bize verilirse iyi olabilir" dediği, Hayrettin'in ise "şeyde mi? Reddi ve kabulü hakkında mı bekliyor abi?" dediği, Üzeyir'in ise "evet evet" diyerek onayladıktan sonra "bekliyor, eğer şey yapıyorlarsa bir 10 gün içerisinde kararı çıkar. Kabul kararı çıkar. O zaman dosyasına bakarız. Otururuz konuşuruz şeyi de inceleyen arkadaşımız." Dediği, Hayrettin'in ise "tamam abiciğim tamam ben döneyim sana" dediği,

Tape No : 1823, 04.02.2008 tarihi, saat: 12.28'de Hayrettin ERTEKİN ile A... arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Hayrettin'in "6f"âfa*v& -vardı da şeyle ilgili., aynı

[pic]

mahkemede yargılanmasına karar verdi geçen hafta cuma günü Danıştay" "Bu vatandaşın davası da aynı yere gelince şimdi biraz şey bizim burda elimizde raporlar var yani hem yurtdışı hem şey tedavi gördüğüne dair ve iyileştiğine dair raporlar var bu raporları biraz da çoğaltmak lazım ben çünkü şeyle konuştum hava kuvvetleriyle" "Onlar bana dediler ki ya bu raporlardan bir kaç çoğaltırsan yani ikna ederseniz mahkemeyi mahkemenin kararı bizi de etkileyecektir dedi ... biraz sen de asılsan da hatta birazda babandan da yardım istesek bu olayı biraz yüklensek burdan bir beraat veya en azından birşey çıkarsak nasıl olur" dediği, A'nm '''■babam pek şey bakmıyor sıcak bakmıyor o olaya da abP dediği, Hayrettin'in "Kimse sıcak bakmıyor olaya da" iiArtık bazen sıcak bakmadığımız olaylar da ... ne yapalım benim sıcak baktığımı şey yapıyor musun düşünebiliyor musun" "Ben dağda firar edeni arkadan vuruyordum yani şakam yoktu ama böyle başımıza geliyor bazen kıramayacağımız bazı dengeler ağır basıyor" dediği, A'nm "Abi onu bi bi şeyle görüşeyim bi Şebnemle görüşeyim" dediği, Hayrettin'in "Yani Şebnem'in çünkü olaydaki şeyi yani biraz ee geçerli olur mu yani bu hukuki desteğin dışında biraz da DESTEK GEREKİR DİYE DÜŞÜNÜYORUM YANİ GEREKİRSE MADDİ DESTEK GELECEK GEREKİRSE O DA YAPILABİLİR YANİ ÇÜNKÜ BURDAN ALACAĞIMIZ KARAR ÇOCUĞUN HAYATIYLA İLGİLİ GELECEĞİYLE İLGİLİ" dediği, A'nm "Tabi tabi geleceğiyle ilgili abi" dediği, Hayrettin 'in "Bu çocuk yani nihayetinde evli barklı eşi de hamile böyle bir sıkıntı stresi var yoksa 20 YAŞINDA GENÇ BİR ÇOCUK OLSA GİT YAT ULAN DERSİN HANT' dediği, A'nm "Aynen öyle" dediği, Hayrettin'in "Ya bir şeye girmiş handikapa girmiş sen daha ne yapılabilir ne edilebilir ne yaparız" dediği, A'nın "Tamam bi istişare edeyim abi size hemen haber vereyim ben" dediği,

Tape No: 1777, 06.02.2008 tarihi, saat: 10.20 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Nurettin yaptıkları telefon görüşmesinde özetle;

NURETTİN' in "Veliyle konuştum da ondan sonra, ya Nurettin abi diyo yani zaten dosyası diyor İstanbula gönderildi diyo falan feşmekan" dediği, H.ERTEKİN' in "Dosya bende gelsin bak gelsin dosya benim masamda duruyo ben getirdim" "Oruspu çocuğu söyle ona de ki dosya benim masamda duruyor ta ne zaman duruyor, ..." "Ha 20 gün oldu daha Çin'den geldiğim gün dedim ki masamda duruyor dosya geldi ben getirdim, dosyanın orjinaii de bende yani istiyorsa ...Bursa Cumhuriyet savcılığı ... numarası 2007/39 fezleke numarası 4/37 okiyim şüpheli Sinan ÇALIŞ Muammer kızı Gülten'den olma Müdafi Avukat Recep ÖZGÜMÜŞ ... Bursa suç tarihi 31/10/2007 şüpheli İsmail DEMİR tutuklu, İmdat ONAT tutuklu, Ramazan YAMAN tutuklu yani dosya bende şerefsizlik etmesin ben getirdim onu buraya burda çözelim diye getirdim,..."dediği, NURETTİN' in "Onlar dedim bir gerekli şeyler yapıldı harcamalar yapıldı edildi oturalım konuşahm bu gün işim var dedi yarin herhalde görüşebilecez..." dediği, H.ERTEKİN' in "... arayan biziz soran biziz uğraşan biziz masraf eden biziz herşeyi yapan biziz e öbür taraftan şerefsiz herif aramayacak sormayacak sonra parayı al gel ne parasıymış ne vermiş siktirsin gitsin ordaki kalanı da alırım ondan ..." dediği, NURETTİN' in "Onların bırakılmasıyla ilgili davaların yani en iyi şekilde seri şekilde görülmesiyle ilgili biz verdiğimiz sözlerin arkasındayız kardeşim dedim..." dediği,

Tape No: 1779 13.02.2008 tarihi, saat: 13.45 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile A.D. yaptıkları telefon görüşmesinde özetle; A.D' m "...ben bugün ziyarete gidiyorum bugün açık görüşü" "Ee evet bi isteğiniz var mı bi mesajınız var mı gibisinden ...albayıma" dediği, H.ERTEKİN' in "...albayıma çok selam söyle...ama avukatı beni aramadı hiç aramadığı için bişey konuşamadım da gidip bişey sorar cevap veremem diye gidemedim" "Ben iyiyim hamdolsun ya beni ne^âpaçafâm ordaki şey önemli olan

ee koca aslan yürekli binbaşıyı kurtarmak" "Selamlarımı söyle kalbimiz onla unutmuş değiliz" dediği,

Tape No : 1796, 18.02.2008 günü saat: 12.03 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Ali yaptıkları telefon görüşmesinde özetle; .. H.ERTEKİN'in "İşte abi savcılıkta onu biraz tutmak lazım orda ama" ... ALİ' nin "...adam buraya gelsin yani ayağına gittim mi eşeoğlu eşekler şey yapar" dediği, H.ERTEKİN' in "Yok abi bunun bu adam zaten şey tutuklu şuan kendi değil de" "Adamı bizim adam yabancı değil Nuri onun müdürü Nuri bizim tanıyorsunuz" dediği,

Tape No : 1797,18.02.2008 tarihi, saat:12.12 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Hakan yaptıkları telefon görüşmesinde özetle; H.ERTEKİN' in "... kaldırtmaya çalışıyoruz böyle bir şey var mı" "Bildiğin gibi şimdi şey aradı Ankara'dan da beni abi" "...o kararı onaylayan şeyin karar vermesi gerekiyormuş bu cezası kesinleşmiş olanlarla ilgili ona dedi gidicem şeye tekrar dedi...", "Oraya dedi gidicem ona bakıcam ona dedi eğer onların dedi yorumu lazım yorumunu dedi olumlu yaptırabilirsek çünkü dosyayı istenip yorum vermeleri gerekiyormuş kanun öyle diyormuş Yargıtay onaylananlarınkini yargıtaym yorumu tekrar gerekiyormuş" ... "O dosyanm şeye gönderilmemesi lazım yani" "AŞAĞIYA gönderilmemesi lazım..." dediği, HAKAN' m "Sen bizim babamızsm baba bizim oralarda kanalımız yok sen bir yere gider" "...biliyorsun ben eğlence sektörünün kanalıyım" "Herkesin başka kanalları var biliyorsun" dediği, H.ERTEKİN' in "O zaman bu şeyi o çocuğu ben çağıncam bugün tekrar haberin olsun tamam" dediği,

Tape No:1812... 20.02.2008 tarihi, saat:23.01 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHSIN yaptıkları telefon görüşmesinde özetle; X ŞAHSIN "Abi merhaba he ben söyledim o albaya o da binbaşıya söyledi" dediği, H.ERTEKİN' in "Söyledi binbaşı aradı" dediği, X ŞAHSIN "Bırakacaklar abisi bırakacaklar" dediği,

Tape No:1813 21.02.2008 tarihi, saat:13.35 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile M.E.E. yaptıkları telefon görüşmesinde özetle; ..M.E.E.' nın "... Hayretin şu Yargıtayı takip edin ya" dediği, H.ERTEKİN' in "Komutanım ediyoruz" "O dosya biliyorsunuz şeye gitti daireye gitti" dediği, M.E.E..' nın "2.dairedeymiş evet" dediği, H.ERTEKİN' in "2. daireye gitti oraya dairenin başkanına da söylendi Yargıtay başkanı da biliyor konuyu fakat şeye gitmedi Allahtan o şeye gelen Genelkurmaydan gelen arkadaşımızın yanma dairesine gitmedi onun için orda şanslıyız ama" "Komutanım sanıyorum iyi bi karar vercekler..."

dediği, H.ERTEKİN' in "Onlara pirim verdikleri için bazı yerlere gelmeyi öyle

uygun görüyorlar..." "Komutanım acaba bunlarla zamanında mücadele etmedik şimdi mücadele edicez inşallah elimizdeki imkanları kullanarak mücadele edicez..." dediği, Ergenekon terör örgütü faaliyeti çerçevesinde yargı görevi yapanlarla da sıkı bir dialog içinde olduğu anlaşılmıştır.

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in bir kısım telefon görüşmelerinde gerçeğe aykırı belge düzenlettiği;

Tape No :1775, 03.01.2008 günü saat:13.45'de Hayrettin ERTEKİN ile X Bayanın arasındaki telefon görüşmesinde özetle; X BAYANIN "Hayrettin bey" "Muhtar hanım" dediği, görüşmenin başında karşılıklı hal hatır sorduktan sonra X BAYANIN "Hayrettin bak şimdi bu nüfus kayıt sistemine göre herkes yazıldı ya belirli adreslere" "Yani bunun bi adresi vardır buna burda ikametgah versek yanlış olur" dediği, Hayrettin'in "Mersin'de adresi ve bugün lazım sigorta yaptıracam çocuğu da onun için yani" dediği, X BAYANIN "Bir tane ikametgah mı lazım" dediği, Hayrettin'in "Ablacım sigorta yaptıracam şoför ya biliyorsun" "SSK için ya" dediği, X BAYANIN "TAMAM BU SEFER DE YAPAYIM HADİ" dediği,

Tape No :1713, 19.12.2007 tarihi, saat: 12.08 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Şehmuz..?/Hakan..? arasındaki telefon görüşmesinde özetle; "Hayrettin'in ŞEHMUZ'a hitaben "Söylediğim doğrusu Yalnız ha öbürünü yine öbür şey gibi Mustafa" , "Hayır değil o normal şeyi canım ...biliyo onlar kendileri biliyo" dedikten sonra ŞEHMUZ'un telefonu yanında bulunan HAKAN'a verdiği, Hayrettin'in HAKAN'a hitaben "Hakan bu şey yanlış olmuş dün isim yerine şeyi yazılmış soyadı yazılmış Ali Osman şey yani kendi ismi" dediği, HAKAN'm "Kendi ismi peki diğer bilgiler yanlış" dediği, Hayrettin'in "Yanlış olmuş Mustafa DOĞAN" dediği, HAKAN'm "Anladım efendim yo biz onu yani kendi elimizdeki orjinal bilgilere ekledik" "Yo yo anladım abi tamam tamam adamın adı Ali Osman O DİĞER DİĞER BİLGİLER BİZ KENDİ İSTEDİĞİMİZ GİBİ YAPACAZ") ,

Tape No : 1714, 19.12.2007 tarihi, saat:13.58 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Hakan., arasındaki telefon görüşmesinde özetle; HAKAN'm "Merhaba abi, abi diyorum ki şimdi bu Ali Osman yapacaz ya abi" dediği, Hayrettin'in "Yav Ali Osman yapmayacaksın be kardeşim niye anlamıyorsun Hakan, Ali Osman adamın adı" dediği, HAKAN'm "Anladım peki komutanım biz ne tamamen biz yapalım o zaman baştan aşağı" "Anladım anladım tamam ben orjinal güzel bi şey yapıyorum bilmiyorum Şehmuz abi bana dedin ki ne bu iş ne olacak" dediği, Hayrettin'in "Yav yanlış söylüyor kardeşim adamın adı ya ne iş ne alakası var onu niye yapacaksın ki O ARANAN ADAM İŞTE" dediği, HAKAN'm "Tamam tamam oldu tamam komutanım BEN SIFIR GÜZEL Bİ ŞEY YAPIYORUM ORJİNAL" şeklindeki görüşmelerden anlaşılmış,

Şüpheli Hayrettin ERTEKIN'in mensubu olduğu örgütün her kurum ve kuruluşa sızma stratejisi olarak futbol müsabakalarına müdahale ettiği,

Tape No :1618, 30.11.2007 tarihi, saat : 22.31'de Hayrettin ERTEKİN ile

Musa arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Musa'nın "BİRAZ ÖNCE ÜNAL'LAN

KONUŞTUM DA. BAŞARILAR DİLEDİM ONA DA" " YARIN ANKARAGÜCÜ MAÇINI AL DEDİM" dediği, Hayrettin ERTEKIN'in "KONYA'DA OYNUYORLAR DOĞRU, ... ŞEYİ VERDİ ABİ BURS A'YA VERDİ BİLİYORSUNUZ YANİ KONUŞULDUĞU GİBİ, ÖBÜR DEVREDE İKİNCİ YARIDA İNŞALLAH ŞEYLİK YAPMAZ, SAMET ABİ" dediği, Musa'nın "YOK CANIM DURUMU İYİ OLDUKTAN SONRA, PASLASIN BİRBİRİNİZE SAHİP ÇIKIN DİYORUM BEN DAHA NE DİYECEM KARDEŞ" şeklindeki konuşması, tespit edilmiş ise de, bu olaylar tam olarak aydmlatılamadığı göz önüne alınarak örgüt faaliyeti çerçevesinde gerçekleştirilmiş olan bu eylemler bir bütün olarak örgüt üyeliği suçunun içinde değerlendirilmiştir.

ERGENEKON terör örgütünün "LOBİ' belgesinde; 6) "ORGANİZASYON PLANI" başlıklı 3. bölüm içeriğinde; Lobi 'nin organizasyon planı ve birimleri:

0- Merkez,

0- Araştırma ve Bilgi Toplama,

0- Analiz ve Değerlendirme,

0- Finans ve Ticaret,

0- Kültür ve Bilim,

0- Teori ve Senaryo,

0- iletişim ve Propaganda,

0- Hukuk,

0- Uluslar arası ilişkiler olarak belirtilmiş,

111) "İLETİŞİM VE PROPAGANDA" Başlığı altında;

İletişim ve Propaganda departmanının bir başkan ve beş yardımcıdan oluştuğu, bu departmanın görevinin, amaçlara uygun olarak medya kuruluşlarını bilgilendirmek, yönlendirmek ve bu yolla kontrol altında tutmak görevinin olduğu, ayrıca faaliyetlerde amaçlara uygun kamuoyu oluşturulması ve kamuoyunun desteğinin sağlanması çalışmalarını yürüteceği" belirtilmiştir.

Buraya kadar anlattığımız telefon görüşmeleri, ele geçen dokümanlar, bilgisayar ve CD incelemeleri ile şüphelinin çelişkili aşama beyanları birlikte değerlendirildiğinde:

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in yasadışı ERGENEKON terör örgütü mensupları ile ilişkileri, internette Enternet Strateji grubu kurup yazdığı yazılarla örgütün amacı doğrultusunda kamuoyu oluşturması, örgütün amacı doğrultusunda yazdığı yazılar, örgüte verdiği rapor, atv yi satmalına girişimi, business TV'nin yönetimini oluşturarak medyayı kontrol altına alma çalışmaları, ülkede demokratik seçimle işbaşına gelen hükümetin silahlı bir güç tarafından görevine son verilmesi için halkın sokağa dökülmesi, etnik ayrımcılığa dayalı bir kardeş kavgasının çıkması, muhtelif kurum ve kuruluşlar ve kişiler hakkında istihbarat toplanması faaliyetlerinde bulunarak, bu faaliyetlerinde gizlilik prensibine azami riayet ederek, bazı örgütsel faaliyetleri sırasında deşifre olmamak için "komutan ve "paşa" kod adlarını kullanmak sureti ile ERGENEKON terör örgütü ile süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk arz eden organik bir bağ kurduğu ve örgütün iletişim-propaganda bölümünde faaliyet yürüttüğü böylece 5237 Sayılı TCK'nun 314/2. maddesinde düzenlenen silahlı terör örgütü üyesi olmak suçunu işlediği yönünde hakkında kamu davasının açılmasını haklı kılacak yeterli şüphe teşkil eden delil elde edildiği anlaşıldığından, hakkında eylemine uyan 5237 Sayılı TCK'nun 314/2, 3713 Sayılı TMK'nun 5 ve TCK'nun 53, 54 ve 63. maddesinin tatbiki talep edilmiştir.

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN birçok üstdüzey emekli askeri personel irtibatlı olduğu, bu şahıslarla askeri darbe veya muhtıra konusunda telefon görüşmeleri yaptığı, bu tür görüşmelere yukarıda değindik, şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in devletin değişik kademelerinde görev yapan kişilerle sempatik ilişki kurarak bu ilişkisini iş takibi konusunda kullandığının belirlendiği, bu cümleden olarak;

Tape No : 1594, 26.10.2007 tarihi, saat: 15.30 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHIS arasında yaptıkları görüşmesinde özetle; X ŞAHSIN "Gata'nm yemek ihalesi olacak" "Evet hı hı, onu bizim gene böyle Türklerden birisine verelim ya yani ihale olacak gitcek zaten" dediği, H.ERTEKİN' in "Ben kurt olmayanlara çalışmıyorum artık söyleyim illa Kürt olacak" "Baksana Deniz BAYKAL çıkmış ne diyor" "Biz Kürtleri seviyoruz diyor ayrımcılık yapıyor işte" "Orda H.. Paşa şey Ç... Paşa var benim tanıdığım" "Başında Tüm...ldir" dediği, X ŞAHSIN "Ne zaman ihale üstad" dediği, H.ERTEKİN' in "Kahve içmeye, çayını içmeye gideriz" "Pardon H.. paşa değil, T... paşa var, T... paşam" dediği,

Tape No : 1608, 06.11.2007 tarihi, saat : 22.18'de Hayrettin ERTEKİN ile Emre GÜL ALT AY arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Yurt dışında olduğu ve KATAR'a geçeceği anlaşılan Emre GÜLALTAY'm "YA ABİ BU BİZİM MAHKEME YOK MU" "MAHKEMEDE KİLİT İFADE VERECEK Bİ ADAM VAR" "Bunun çekten ...mal beyanı çıkmış" dediği, şahsın Adliyeye girişinde GBT çekildiğini anlattığı ve ifade verebilmesi amacıyla kontrol edilmeden içeriye alınabilmesi için yardım istediği, Hayrettin ERTEKİN'in de "Doğrudur GBT çekiyorlar ama bizgötürüz onu ya, gelsin" dediği,

Tape No :1766, 28.01.2008 günü saat:11.31'de Hayrettin ERTEKİN ile X Şahsın arasındaki telefon görüşmesinde özetle; .. .X şahsın "abi ben şu askeri soracaktım ne oldu askere abi" dediği, H.ERTEKİN'in "Şimdi şimdi onu söyleyeyim onların dağıtımları daha

çıkmadı bu gün çıkacak bu gün başlayacaklar yazdım ben o çocuğu onu Kıbrısa verdirelim mi" dediği, X şahsm "Verdir abi" dediği, H.ERTEKIN'in "Çünkü en rahat ora gözüküyor şuan yani" "Yani çünkü genelde büyük bir çoğunluğu askerin güney doğuya çekiyorlar" "Onun için Kıbrıs'a onu verdireyim" dediği..., X şahsın "Ya şey şimdi Ömer Şevki iptal ettirdi abi" dediği, H.ERTEKIN'in "İyi güzel" dediği, X şahsm "Şimdi karşıdan nerden alalım buna sevk" "Karşı olursa çünkü şey oluyor direkman gataya verilirler" "tek Gata'ya gidebilir" dediği, H.ERTEKIN'in "Yani Gataya gider Gatadan şey var senin orda malum vatandaş var" "Ha o zaman Kadıköy askeri şubesine gidecek" "Veya kendi ... şubesi zaten şey Kadıköy" "Oraya gidecek diyecek ki askere gitmek istiyorum diyecek" "Şevkini yapacak" "Yani hastalığını beyan edecek yalnız hastalığım beyan etmez ise olmaz ben rahatsızım tedavi görüyorum ama askerlik çağımda geldi diyecek" dediği, X şahsm "Evet ben şey diyecek ben epilepsi hastalığından tedavi ben bir rapor yazayım mı ona" dediği, H.ERTEKİN'in "Rapor yaz tabi yani Epilepsi tedavisidir diye sen artık uygun bir şeyle yaz onu" ... X şahsm "Hiç tanıdık bulamaz mıyız abi orda" dediği, H.ERTEKİN'in "Valla orda şey var var tanıdık da komutan var işte" "Bizim T... oranın şeyi Gata komutanı" dediği, X şahsm "Yok abi Askerlik şubesinde ya" dediği, H.ERTEKİN'in "Ha askerlik şubesinde" X şahsm "Ha öbürü tarafta hallederim ben Gata da önemli değil zaten çocuğun ... belgeleri var" dediği, H.ERTEKİN'in "Valla askerlik şubesinde bilmiyorum kim var hiç takip etmiyorum ama yani şubede bir şeye gerek yok zaten göndermek zorundalar", "Yani tanıdığı gerek yok" "Yani memurlar var sivil memur var genelde biliyorsun eski bir memur olur" dediği, X şahsm "Sivil memurlar halleder diyorsun" dediği,

Tape No : 1679, 26.11.2007 günü saat:18.49 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile P...K... arasındaki telefon görüşmesinde özetle; P.K.'nin "...bu şey aradı da hani bi çocuk için askerlikle ilgili bi şey demiştik" dediği, H.ERTEKİN' in "Evet evet evet" dediği, P.K.'nin "Onunla ilgili bir bilgi var mı? Herhalde yarın mı ne sınava giriyormuş" dediği, H.ERTEKİN' in "Yarın beni arayacak abla o" "Aday numarasını bana bildirsin oraya da 8 aylık şey kısa dönem diye yazsın" "Hemen çıkar çıkmaz aday numarasını desin ki aday numaram şu diye bana bildirsin..." dediği,

Tape No :1686, 02.12.2007 günü saat:12.38 sıralarında Hayrettin ERTEKİN^ ile H.F. gönderdiği mesajda; "e@ @# @Hayrettin bey merhaba.dün konusmustuk.BEN Ü... K.;NIN AKRABASI HARUN FATİH FİNDİK. ADAY NUMARAM 91019.KİSA DONEM.eger tercih sansimiz varsa izm" dediği,

Tape No :1687, 02.12.2007 günü saat: 12.54 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile H... F... F... arasındaki telefon görüşmesinde özetle; H.F.F.' m "Mesajımı aldınız mı" dediği, H.ERTEKİN' in "Aldım, size aldım diye mesaj atmıştım, aldım tamam ben bildirdim gerekli yere" "Pazartesi günü gereği yapılır" dediği,

Tape No :1701, 10.12.2007 günü saat:12.43 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile H... F... F... arasındaki telefon görüşmesinde özetle; H.F'm "Benim tayin şeyim askerliğim Balıkesir'e çıktı da" dediği, Hayrettin'in "Sekiz aylıksın Balıkesir" "Ordan daha iyi, orda kalacaksm yalnız dağıtım olmayacaksın" "Sonra en güzel yer orasıdır kardeşim" dediği, H.F.'nin "Çok sağolun, çok teşekkür ederim" dediği,

Tape No :1702, 10.12.2007 günü saat: 12.44 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile P... K... arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Hayrettin'in "...bu sizin asker vardı ya Fatih o" "Balıkesir'e verildi" "Orda orda kalaeak"sekiz aylık yapıldı tamam mı" "Oradaki Albaya da söylicem daha gitmedi on onlar on gün içinde giderler onlar

[pic]

gittiğinde de ordaki arkadaşa da söylerim yardımcı olurlar orda da kalacak dağıtımda olmıyacak zaten" dediği, P.K.'nin "Anladım, anladım süper Hayrettin abi..." dediği,

Tape No :170S, 11.12.2007 günü saat:18.23 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile P... K... arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Hayrettin'in "P.. abla, Ali gelsin mi orya yardım etmek için sizi ben" ".. ee şimdi ben trafik trafik Müdürüne haber verecem bu yan yolu kullanabilir" "Evet emniyet şeridini kullansın köprüyü" "Köprüyü geçtikten sonra tamam" dediği, P.K.'nin "Süper tamam Hayrettin abi söylerim" dediği,

Tape No:1811 20.02.2008 tarihi, saat:22.37 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHSIN yaptıkları telefon görüşmesinde özetle; H.ERTEKIN' in "Komutanım benim ben Hayrettin nasılsın" dediği, X ŞAHSIN "Ha merhaba abi sağol özel numara çıkınca ..." dediği, H.ERTEKIN' in "Ya komutanım Eskişehir'de misiniz" dediği, X ŞAHSIN "Eskişehir'deyiz Eskişehir'de" dediği, H.ERTEKIN' in "Ben size bi ricam için aradım" "Benim bi Kurtuluş diye arkadaşım ehliyetsiz yakalanmış şuanda da ehliyetini kaybetmiş birazda alkollü yakalamışlar ama ehliyetini kaybetmiş cezayı vermiş ödemiş" "Şey karakolunda ne diyorlar buraya bu sizin Çavuşpaşa karakolundayız..." "Ya ona bi rica etseniz de ben alsam götürsem..." "He astsubay başçavuş (adı ne) arkadaşta tanımıyor onuda" "Bu karakolun numarası ama karakolda değil şeyde şuan ee dışarda ama cep telefonu astsubay arkadaş veremem diyor" "Bende bi arkadaşımız rica etti bende onun için" dediği, X ŞAHSIN "Abi ben şimdi bi şeye ulaşmaya çalışayım orda albay var bitane şeyde ona bi ulaşmaya çalışayım Kurtuluş muydu ismi" dediği,

Tape No:1810, 20.02.2008 tarihi, saat:22.10 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile Kurtuluş/Ramazan yaptıkları telefon görüşmesinde özetle; H.ERTEKIN' in "Alo Albay Zafer kimsiniz?" dediği, KURTULUŞ' un "Ben Metin ... şey Kurtuluş HORASAN" dediği, H.ERTEKIN' in "Kurtuluş nedir bu konu? Kim var orda Astsubay jandarma var mı bakiyim?" "...ehliyet ehliyet ehliyetin olmadığı için almışlar herhalde seni" dediği, KURTULUŞ' un "Ehliyet yok evet" dediği, H.ERTEKIN' in "Ha neyse tamam bi işte ehliyetsiz ceza yazacaklar herhangi birşey konuşma kimseyle tamam" dediği, KURTULUŞ' un "... konuşmadım şuanda ne yapayım?" dediği, H.ERTEKİN' in "Başçavuş kim var orda?" dediği, KURTULUŞ' un "Başçavuş kim var Asayiş Tim Komutanı pardon bi dakka (Başçavuş kim var burda?) Niye istiyorsunuz diye soruyorlar" diyerek telefonu yanında bulunan RAMAZAN' a verdiği, H.ERTEKIN' in "iyi akşamlar Albay Zafer kimle görüşüyorum?" dediği, RAMAZAN' m "Ramazan Uzman buyurun?" dediği, H.ERTEKIN' in "Ramazan Uzman ben Eskişehir Alay Komutanıyım nedir oğlum bu vatandaşm durumu?" dediği, RAMAZAN' m "Trafik ekipleri getirdi" dediği, H.ERTEKIN' in "EhUyetsiz mi?" dediği, RAMAZAN' m "AlkoUü araç kullanmak sebebiyle ehUyeti galiba üzerinde yokmuş" "Devreden devriye komutanı Trafik Tim Komutanım" dediği, H.ERTEKIN' in "Anladım" dediği, RAMAZAN' m "Şahsın yakını gelsin ehliyetli bi yakını gelip aracı ve şahsı" dediği, H.ERTEKIN' in "Tamam ben şimdi .. birini gönderecem oraya ben Eskişehir'deyim şimdi maçtaymış onun akrabaları fener maçına gitmişler birazdan gönderecem ben oldu mu canım" dediği, RAMAZAN' m "Emredersiniz komutanım" dediği,

Tape No : 1605, 04.11.2007 tarihi, saat:16.14 sıralarında Hayrettin ERTEKİN ile X ŞAHIS arasında yaptıkları görüşmesinde özetle; H.ERTEKIN' in "Başkanım saygılar" dediği, X ŞAHSIN "Yav Hayrettinciğim aradım senide birisi vardı da Genel Kurmayla irtibatlı mirtibatlı sana soracaktım da tam açık kimliğini bana verecekler" "Ben söyleyecem sana soyadını Ercüment de soyadmı şey yapıyorlar işte sivü sivil bu Donatlarm orda geziyor" "Ya Donatlarla beraber oturup kalkıyorlar işte Genel Kurmaydanmış bilmem neymiş" dediği, devletin değişik kademelimde görev yapan

kişilerle ilişki kurup bu durumu örgüt için kullandığı, bazı kendisine ve örgüte yakın olan şahısların kendilerinin ya da yakınlarının askerlik, ihale veya karakolluk işlerinde tavassutta bulunduğu anlaşılmış olup bunların da örgüt faaliyeti olarak terör örgütü üyeliği içinde değerlendirilmesi uygun görülmüştür.

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in; Sinanpaşa Mahallesi Köy İçi Caddesi Gürün Pasajı ERGOLD KUYUMCULUK No:42 BEŞİKTAŞ, Sinanpaşa Mahallesi Köy İçi Caddesi Gürün Pasajı Kat: 2, No: 5 BEŞİKTAŞ ve Şüphelinin Nispetiye Mahallesi Doğankent Lale Cl Blok No:10/4 ve Çatı Katı BEŞİKTAŞ adreslerinde yapılan aramada:

(1) adet BLOW MİNİ MOD 2003 Cal.8 mm 91702 ibareleri bulunan kuru sıkı tabanca, (1) adet tabancaya ait şarjör ve (5) adet şarjöre basılı vaziyette fişek,

(1) adet BLOW CLASS 6-008010 ibareleri bulunan kuru sıkı tabanca, (1) adet bu tabancaya ait şarjör ve (12) adet şarjöre basılı vaziyette fişek,

(1) adet İşlemeli deri kılıf bulunan ibaresiz toplu tabanca,

(1) adet ağzında mermi bulunan GKM 980 seri nolu Madein Austuna Glock ine. SMYRNA.GA ibaresi bulunan tabanca, (1) adet bu tabancaya ait şarjör, (5) adet bu şarjöre basılı vaziyette MKE yapımı 9 mm. çaplı (ağzındaki ile birlikte toplam 6 adet) fişek ve (50) adet Beyaz şeffaf poşette MKE yapımı 9 mm. çaplı fişek,

(4) adet MKE yapımı dolu fişek ele geçirilmiş olup yapılan inceleme neticesinde:

EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve 2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda; söz konusu kurusıkı tabancanın mevcut hali ile 9 mm çapında ses ve gaz fişeklerini istismal edebildiği gibi aynı ölçülerde haiz birlikte gönderilen çekirdekli (metal parçacıklı) fişekleri de atabildiği, bu itibarla el yapımı çekirdekli fişekleri atabildiği görülen tabanca ve mevcut çekirdekli bilyeler ile toplu ve Glock marka tabanca ve fişeklerin 6136 sayılı yasa kapsamında yasak niteliği taşıyan silah ve fişeklerden olduğu, ancak 6136 sayılı yasanın 12/4 maddesinde belirtilen vahim silahlardan olmadıkları tespit ve rapor edilmiştir.

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN ifadesinde "GLOCK" marka tabanca ile kuru sıkı tabancanın kendisine ait olmadığını söylemiş ise de; aşağıdaki telefon mesaj ve görüşmelerinde:

Tape No:1815/1816 22.02.2008 tarihi, saat:07.57 sıralarında Hayrettin ERTEKİN'in Kaan DUT' a gönderdiği mesajda; "YUKARİ BİZE AYİT DEĞİL DE ATÖLYEDE ÇEKMECEDE ALİYE AİT BİSEY VAR ONU YOK ET" aynı gün saat: 07.59 sıralarında " "EDİLMESİ GEREKEN BİZİM ÇEKMECEDE BİŞEY VAR

şeklinde,

Tape No: 1817/1818, 22.02.2008 tarihi, saat:07.59 sıralarında Hayrettin ERTEKİN'e Kaan DUT'un gönderdiği mesajlarda; "TAMAMDA NE MESALA"

şeklinde,

Aynı gün saat: 08.22 sıralarında Hayrettin ERTEKİN'in Kaan DUT'a gönderdiği mesajda; "BAK GÖR-RSÜN" şeklinde yazdığı ve şüpheli Hayrettin ERTEKİN Cumhuriyet Başsavcılığımıza mevcutlu olarak getirildiğinde Avukatının telefonunu kullanarak Kaan DUT ile yaptığı görüşmelerde:

Tape No:1825, 25.02.2008 günü saat:18.51'de Fatih..?/Hayrettin ERTEKİN ile

Kaan..? arasındaki telefon görüşmesinde özetle; , "^ * w ..

Fatih'in "He Kaan Bey" "Bi saniye (Arka planda Fatih Hayrettin ERTEKIN' e hitaben: Neydi nasıl) (Arka Planda Hayrettin ERTEKIN konuşmasına devam ederken: AK Ali de gelsin)" "Ali de gelsin" dediği, Kaan'ın "Tamam" diyerek onayladıktan sonra Fatih'in "(Arka planda Hayrettin ERTEKIN: BENİM ATÖLYEM İŞTE SİLAH DA BANA AİT DESİN) ATÖLYE YANİ ÇIKAN ŞEY ALİ' YE AİT" "ÖBÜRÜ DE SANA AİT1 Kaan 'Tamam' Fatih "Şeyde aşağıda kasa kapıda savcının çağırdığını söyleyeceksiniz tahkikatla ilgili savcı Mehmet Beyin çağırdığını söyleyeceksiniz yukarı çıkacaksınız tamam mı" dediği, Kaan'ın "Tamam anlaşıldı abi" şeklindeki konuşmalarında şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in Kaan DUT'a Abdulmuttalip TONÇER ile birlikte Cumhuriyet Başsavcılığımıza gelerek aramalar sırasında iş yerinde ele geçirilen GLOCK marka tabanca ile ilgili olarak Kaan DUT'a "..ALİ ALİ DE GELSİN", "BENİM ATÖLYEM İŞTE SİLAH DA BANA AİT DESİN ATÖLYE YANİ ÇIKAN ŞEY ALP YE AİT") diyerek atölyenin ve silahın Ali olarak hitap ettiği "Cizreli Ali" kod adını kullanan Abdulmuttalip TONÇER'e ait olduğunu, "ÖBÜRÜ DE SANA AİT" diyerek diğer kuru sıkıdan bozma olan ve 6136 Sayılı Kanun kapsamında bulunan kuru sıkı tabancanın da Kaan DUT'a ait olduğunu söylediği, bu şekilde şüpheli Hayrettin ERTEKİN kendisine ait olan silahların ruhsatının olmaması nedeniyle cezadan kurtulmak amacıyla mesaj çekerek ve telefonda yönlendirerek yanında çalışan gelir düzeyleri düşük olup kendisine muhtaç olan Kaan DUT ve Abdulmuttalip TONÇER'i kendi suçunu üstlenmeleri için azmettirdiği anlaşılmıştır. TCK'nun 38/1. maddesine göre: "Başkasını suç işlemeye azmettiren kişi, işlenen suçun cezası ile cezalandırılır" hükmü getirilmiş olmakla şüpheli Hayrettin ERTEKİN hem 6136 Sayılı Kanuna aykırılık hem de suçu üstlenmeye azmettirmek suçlarını işlemiştir.

Bu nedenle şüpheli Hayrettin ERTEKİN bulundurulması ve taşınması izne bağlı olan ateşli silah ve mermileri evinde ve işyerinde bulundurmak suretiyle 6136 Sayılı Kanuna aykırı davranmış olmakla hakkında 6136 Sayılı Kanunun 13/1, 5237 Sayılı TCK'nun 38/1. maddesi yollaması ile TCK'nun 270. Maddesi (iki kez), 53 ve 63. maddelerinin tatbiki talep edilmiştir.

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in Merkez Mahallesi Sıracevizler Caddesi Saadet Apartmanı No:69 ŞİŞLİ adresinde yapılan aramada:

(1) adet üzerinde "Walther" yazılı kılıfı da bulunan pala ile (2) adet tahta kırmızı siyah kılıf içerisinde saımıray kılıcı, (2) adet tahta kılıf içerisinde Zülfikar Kılıç ile,

Şüphelinin Nispetiye Mahallesi Doğankent Lale Cl Blok No: 10/4 ve Çatı Katı BEŞİKTAŞ adresinde yapılan aramada da (1) adet U.S.A. süper K.NIFE marka kahverenkli saplı bıçak ele geçirilmiş olup yapılan incelemede:

EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve 2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda sözkonusu pala, bıçak ve kılıçların 6136 sayılı yasanın 4. maddesinde belirtilen yasak niteliğine haiz kılıç benzerlerinden olduğu tespit ve rapor edilmiştir.

Böylece şüpheli Hayrettin ERTEKİN bulundurulması ve taşınması izne bağlı olan (1) adet pala, (2) adet samuray ve (2) adet Zülfikar kılıcı evinde ve işyerinde bulundurmak suretiyle 6136 Sayılı Kanuna aykırı davranmış olmakla hakkında 6136 Sayılı Kanunun 15/1, 5237 Sayılı TCK'nun 53, 54 ve 63. maddelerinin tatbiki talep edilmiştir.

Aramada (2) adet üzerinde Boxer yazılı döküm muşta ele geçirilmiş olup yapılan incelemede:

EGM Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığının 25.02.2008 tarih ve 2008/2510 sayılı Ekspertiz raporunda 6136 sayılı yasanın 4. maddesinde belirtilen yasak nitelikli muştalardan olduğu tespit ve rapor edilmiştir, -r -~~--~-v.

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN ifadesinde: "2 adet BOXER marka muştayı yurtdışında satmak için hazırlayıp döktüklerini, bunların kalıbı olduğunu, gümüşlerini yapıp satacaklarını, kalıp kavuçuğunun da halen mevcut olduğunu " belirtmiş olmakla sözkonusu muştalan kendisinin imal ettiğini kabul ettiği anlaşılmakla hakkında eylemine uyan 6136 Sayılı Kanunun 14/1, 14/son, 5237 Sayılı TCK'nun 53 ve 63. maddelerinin tatbiki talep edilmiştir

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in Sinanpaşa Mahallesi Köy İçi Caddesi Gürün Pasajı Kat: 2, No: 5 BEŞİKTAŞ adresinde yapılan aramada:

(1) adet Kemvood TK3107 ibareli 80929012 seri nolu, (1) adet Kemvood TK3107 ibareli 80928952 seri nolu ve (1) adet Motorola Radius GP300 ibareli, şarj cihazı ve adaptörünün de bulunduğu el telsizi ele geçirilmiş olup yapılan inceleme neticesinde:

İstanbul Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğünün 2008/3212 sayılı yazısında; Cihazların UHF bandında faal olarak çalışmakta oldukları, alma ve gönderme yapmakta olup, Söz konusu el telsizlerinin 2813 Sayılı Telsiz Kanununun 13 ve 32/a maddesi kapsamına giren cihazlar olduğu belirtilmiştir.

Telekomünikasyon Kurumu İstanbul Bölge Müdürlüğü'nden alman; 02.05.2008 tarih ve 2008/36856-23714 sayılı yazıda da;

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN adına verilmiş herhangi bir telsiz kullanım iznine rastlanılmadığı bildirilmiştir.

Böylece şüpheli Hayrettin ERTEKİN ruhsatsız telsiz bulundurmak suçunu işlemiş olduğu anlaşıldığından hakkında 2813 Sayılı Telsiz Kanunun 13. maddesi yollaması ile aynı kanunun 32/a, 32/a-son maddeleri ile TCK'nun 53 ve 63. maddelerinin tatbiki talep edilmiştir.

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in işyerinde yapılan aramada:

(4) adet Cam parfüm şişe, (1) adet ağzı karık pişmiş toprak vazo, (2) adet bronz heykel, (1) adet bronz obje, (5) adet pişmiş toprak vazo, (3) adet cam koku şişesi, (9) adet pişmiş toprak vazo, (1) adet pişmiş toprak testi, (6) adet pişmiş toprak sapan taşı, (1) adet başı kırık mermer heykel, (240) adet duvara asılı şekilde panonun üzerine yapıştırılmış vaziyette (30) adet sikke, (1) adet mızrak ucu, (1) adet sapı kırık kaşık, (1) adet keski, (1) adet ok ucu, (4) adet iğne ve (38) adet duvara asılı pano üzerinde çerçevelenip kolye ucu şekline getirilmiş sikke ele geçirilmiş olup, yaptırılan incelemede:

İstanbul Arkeoloji Müdürlüğünde incelemeleri yapılarak tanzim edilen 25.02.2008 ve 28.02.2008 tarih ve 2008/562 sayılı raporlarında; yukarıdaki malzemelerden; 3 adet cam şişe ve 90 adet bronz sikke (bozuk-silik-sahte) nin 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında Tasnif ve Tescile tabi, müzelik değerde olmadığı, 90 adet sikkenin piyasayı yanıltıcı nitelikte olduğu ve alıkonulduğu, 3 adet cam şişenin tarihi bir özelliği olmadığından teslim edildiği, geri kalan 256 adet eserin 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında Tasnif ve Tescile tabi, müzelik değerde yurt içi ve yurt dışında alınıp satılması yasak eserlerden olduğu bildirilmiştir.

Böylece şüpheli Hayrettin ERTEKİN 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununa aykırı davranmakla hakkında 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 26. maddesi yollaması ile aynı kanunun 73. maddesi ile TCK'nun 53 ve 63. maddelerinin tatbiki talep edilmiştir.

Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in telefon görüşmelerinde ve internetteki yazılarında sürekli askerleri hükümete karşı darbe yapmaya çağırdığı bir nedenle; halkı hükümete karşı

silahlı isyana tahrik suçunu işlediği anlaşıldığından; şüphelinin eylemine uyan TCK'nun 313/1. maddesinin tatbiki istenmiştir.

Sonuç olarak şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in Ergenekon terör örgütü üyesi olmak, halkı hükümete karşı silahlı isyana tahrik, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek, tutuklunun yerini büdiği halde yetkili makamlara bildirmemek, yasaklanan bilgileri temin etmek, suçu üstlenmeye azmettirmek, 6136 Sayılı Yasaya Muhalefet etmek, 2863 Sayılı Yasaya Muhalefet ve 2813 Saydı Yasaya Muhalefet etmek eylemlerine uyan 5237 Sayılı TCK'nun 314/2, 313/1 ve 3713 Saydı Terörle Mücadele Kanunun 5, TCK'nun 314/3 ve 220/4. maddesi yollaması ile TCK'nun 216/1, 284/1, 334/1, TCK'nun 38/1. maddesi yollaması ile TCK'nun 270. maddesi, (6136 Sayılı Kanunun 13/1,14/1,15/1, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 4. maddesi yollaması ile aynı kanunun 5. maddesi), 2813 Sayılı Telsiz kanunun 13. maddesi yollaması ile aynı kanunun 32/a, 2863 Saydı kanunun 26. maddesi yollaması ile aynı kanunun 73. maddeleri gereğince cezalandırılmasına, suç teşkil eden silah, şarjör, fişek, kılıçlar, pala, bıçak, muşta, telsizler ve tarihi eserler ile suçta kullanılan bilgisayar, cep telefonları, sim kart ve malzemelerin TCK'nun 54/1, 54/4, 6136 Sayılı Kanunun 14/son, 2813 Sayılı Kanunun 32/a-son maddeleri gereğince müsaderelerine, doküman ve CD'lerin dosyada delil olarak saklanmasına,

Şüphen' Hayrettin ERTEKİN hakkında 5237 Saydı TCK'nun 53/1-2-3, 58/9 ve 63. maddelerinin tatbikine karar verilmesi talep edilmiştir.

59- ŞÜPHELİ NUSRET SENEM

a)-Savcılık ifadesinde;

"İşçi partisi genel sekreteri olarak görev yapmakta olduğunu, Ulusal kanalın avukatlığını yaptığını, Partide 4. katta girişte soldaki odanın çalışma ofisi olduğunu, avukatlık yaptığı yerde aynı bir binanın da Kızılay'da olduğunu,

Şüphelilerden Doğu PERİNÇEK, Ferid İLSEVER ve Adnan AKFIRAT'ı İşçi partisi sebebiyle tanıdığını, Kemal ALEMDAROĞLU ve Emin GÜRSES'i tanıdığını, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Halil Behiç GÜRCİHAN, Veli KÜÇÜK ve Ergün POYRAZ' ı tanımadığını,

DOĞU PERİNÇEK gözaltına alındığı tarihlerde adliyenin önünde olduğunu, bazı ifadelere katıldığını, hatta Yargıtay krokisi denilen krokiyi de Adnan AKFIRAT' a sorulduğu zaman haberinin olduğunu, daha sonra Doğu PERİNÇEK'in mahkeme ifadesine de girdiğini, daha sonra Taraf gazetesinde krokilerin yayınlandığını gördüğünü, muhabirleri Ufuk AKKAYA'mn yayınlanan krokinin yayınlanmasından bir gün önce kendisine "Taraf gazetesinin muhabiri bana bu CD'leri bize Ramazan AKYÜREK verdi" şeklinde bir beyanda bulunduğunu söylediğini, buna şu anda avukatı olan Mehmet CENGİZ'in de şahit olduğunuve İşçi Partisi İstanbul İl Başkanı Erkan ÖNSEL'in de şahit olduğunu, yayınlanmadan bir gün önce olmuş bir hadise olduğunu, Yarın taraf gazetesinde yayımlanacağının söylenmiş olduğunu,

Bulunan CD ve krokinin Emniyette kendisine gösterildiğini, 29 Ocak 2008 tarihinde Ankara C. Başsavcılığına Emniyetteki F Tipi Örgütlenmeyi anlatan 4 sayfalık 57 kişilik bir listeyle şikâyetçi olduğunu, bu belgenin gazeteci bir arkadaşı tarafından verildiğini, kendisinin de savcılığa verdiğini, 2008/16541 sayılı soruşturma numarasına kaydedildiğini, ancak husumet olmasın diye dilekçesinde isimlerini yazmadığını, ancak ekli belgeyi sunduğunu, bu belgenin de Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Necati ALTINTAŞ tarafından hazırlandığım, Saygı ÖZTÜRK'ün bizzat Tempo dergisinde yazdığını,

Yargıtay ile alakalı Cd'nin oluşturma tarihinin^E^miy^te kendisine gösterildiğini, 5 Şubat 2008 tarihli belge olduğunun bildirildiğini, J^radân lencftsiRamazan AKYÜREK ile

[pic]

alakalı şikâyette bulununca Ramazan AKYÜREK'in bir komplo kurduğunu ve bu komplo gereği de bu CD'leri İşçi partisine koydurduğunu veya arama sırasında bizzat kendileri tarafından koyulmuş olabileceğini anladığını çünkü aramanın baştan sona usulsüz bir arama olduğunu, Partinin avukatlarının alınmadığını, daha sonra Mehmet CENGİZ ile zorla girdiklerini ve zorla Genel Başkanları Doğu PERİNÇEK'i usulsüz olarak gözaltına aldıklarını, Ayrıca o CD'de geçen Yargıtay üyeleri ile alakalı olarak bütün bilgilerin tamamen istihbari not olduğunu, ancak Emniyetin birimlerinin yapmış olabileceğini, Yargıtay'dan iki kişiyi tanıdığını, Birincisi 2. Ceza Dairesi Başkanı sınıf arkadaşı Nedim BARAN ve İkincisi yeni başkan olan 18. Hukuk Dairesi Başkanı olan Abdurrahman abi olduğunu, Soyadını hatırlamadığını ancak hemşerisi olduğunu, bunun dışında Yargıtay' a 1 yıldır bir veya iki defa gittiğini, Yargıtay'da birkaç dosyasının olduğunu, dosyalarının bilgisayarında yazılı olduğunu, tek tek bakılırsa nerde olduğunun ortaya çıkacağını, Danıştay'da birçok dosyasının olduğunu,

Bilgi notunda ismi geçen şahıslardan Yarsav başkanı Ömer Faruk EMİNAĞAOGLU'nu gıyaben televizyondan tanıdığını, diğer şahıslan ismen tanımadığını,

Kendisinin CD kullanmadığını, disket kullandığını, 1-2 aydır da Flash disk kullandığını, bilgisayarlarına, ajandalarına ve telefonlarına bakıldığında bu şahıslarla irtibatının olup olmadığının ortaya çıkacağını,

Hatta tanıdığı insanlar olsa bile kendisi siyasetçi olduğu için gidip yanlarına uğramadığını, yanlış anlaşılmaya sebebiyet vermemek ve arkadaşlarına zarar verilmemesi için uğramadığını, hakimlerin tarafsız olduğu için siyasetçi olduklarından yanlış anlama olmasını istemediğini,

Ayrıca Ramazan AKYÜREK ile alakalı Fetullahcı olduğuna dair bir gizli sicil fişi olduğunu, bu sicil fişini Ankara 24. Asliye Mahkemesinde kendisinin açmış olduğu bir tazminat davasında mahkeme dosyasından aldığını, bu sicil notu sebebiyle de açtığı tazminat davasının reddedildiğini, bununla alakalı olarak da Hrant DİNK cinayetinin de bunun adamları tarafından işlendiğini basın toplantılarında söylediğini, bundan dolayı Ramazan AKYÜREK'in kendisine husumet beslediğini,

Ramazan AKYÜREK imzalı veya o günlerde kendisi adına herhangi bir zarf ve posta gelmediğini, ayrıca kendisi ile aralarında ona aşkın dava olduğunu,

Emniyete yapmış olduğu Fetullahcılık iddiası ila alakalı olarak da Ramazan AKYÜREK'in kendisini şikâyet ettiğini, dosyanın savcı Nuh Mete YÜKSEL'de olduğunu, kendisini çağmp "elinde başka bir bilgi ve belge varsa ver" dediğini, hem Asliye Hukuk kararını hem de gizli sicil notunu verdiğini, şu anda da soruşturmanın derdest olduğunu,

30 yıllık Avukat olduğunu ve böyle bir namussuzluk ve şerefsizlik yapacak son insan olduğunu, ayrıca Maraş davasının ve Sivas davasının avukatı olduğunu, burada mağdur olanların alevi vatandaşlar olduğunu, kendisinin Sünni kökenli olduğunu, mağdur edilen ve yakılan insanların vekilliğini yaptığını, nasıl Alevi- Sünni, Kürt - Türk ayrımı yapacağını anlayamadığını,

İlhan SELÇUK' u gıyaben tanıdığını, bir seferde Sultanahmet Adliyesinin karşısında bir yemekte karşılaştıklarını, bir ödül töreni ile alakalı olduğunu, onun dışında herhangi bir irtibatının olmadığını,

İbrahim ARSLAN'ı, Halil DOĞAN'ı, Mustafa OZAN'ı, Sait ZORLU'yu ve CENGİZ KÖYLÜ'yü tanımadığını,

Yaşar Hacı SALİHOĞLU'nu tanıdığını, bir kaç sefer Ankara'da bürosuna geldiğini, Doçent olduğunu, zaman zamanda Ulusal Kanal'da program yaptığını ve oradan tanıdığını,

M. Bora PERİNÇEK'i tanıdığını. Genel başkanın oğlu olduğunu, Ermeni meselesi ile alakalı araştırma yaptığını,

M.Bedri GÜLTEKİN' i tanıdığım, Parti Genel Başkan Yardımcısı olduğunu,

Hikmet ÇİÇEK'i tanıdığını, Partinin Basın Bürosu Başkanı olup değerli bir gazeteci olduğunu,

Zerrin ÖZTÜRK'ü tanıdığını, İstanbul'da Avukat bir meslektaşı olduğunu, eşi Hüseyin HAYDAR'm şair olduğunu ve Ulusal Kanal'da program yaptığını,

Mevlüt USTA'yı tanıdığını, İstanbul İl Sekreteri olduğunu,

Hıdır HOKKA'yı tanıdığını, Partinin eski yöneticilerinden olduğunu, muhtarlarla alakalı program yaptığını,

Abdurrahman TAŞÇFyı tanıdığını, İstanbul il yöneticisi olduğunu,

İP Karargâh evleri başlıklı çok gizli ibareli ve üzerinde antetinde çok gizli kopya yazan belgeden haberinin olmadığını, Partilerine birçok bilgi ve belge geldiğini, bu belgeyi hiç görmediğini ve bu tür yapılanmadan da haberinin olmadığını,

Aramalar sırasında ele geçirilen Devlete ait olduğu anlaşılan gizlilik derecesi bulunan belgelerin ne şekilde partiye geldiğini bilmediğini, zaman zaman bazı kişilerin kendilerine CD veya belge gönderdiklerini, onları tasnif ettiklerim, işe yaramayanları attıklarını, ancak Sönmez KÖKSAL'm Mit müsteşarı olduğu dönemde hazırlamış olduğu Susurluk'la ilgili Mit Raporunu Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesinde bir partinin yetkilisinin ismi geçmesi nedeniyle hatırladığı kadarıyla da Büyük Birlik Genel Başkanı Muhsin YAZICIOĞLU'nun ismi ile ilgili olarak Avukat olarak katıldığı davada talebi üzerine mahkemenin isteyip Başbakanlıktan Şenkal ATASAGUN imzalı olan mit raporu olduğunu, Zaten belgenin üzerinde kendisi ile ilgili mahkemenin numarasının yazılı olduğunu,

Arama sırasında İşçi Partisi Genel Merkezinde bulunan " Kemalist Model-Ulusal Gençlik Hareketi-Dinamik" isimli dokümanı daha önce şüpheliler Veli KÜÇÜK, Ümit OĞUZTAN ve Tuncay GÜNEY' den ele geçirildiği hatırlatılarak sorulduğunda;

Bu belgeyi daha önce hiç görmediğini, basın bürolarına gelmiş olabileceğini, bu belgeyi görmediğini ve okumadığını,

İşçi Partisi'nde bulunan dokümanlar arasında Başarılarınız başlıklı belge içerisinde "eylemci hat" isimli hat isimli alt başlıkta " Öncü gençlik 5 Genel kongresinde Türkiye'nin genel gündemine ilişkin örgütlerimizin militan eylemler yapması kararını almıştık bu kararı hayata geçirdik böylece öncü gençlik tarihinin en fazla eylem yapılan ve bu açıdan en verimli olan dönemini yaşadık" şeklindeki dokümanda geçen "Militan eylemler" den neyin kastedildiği sorulduğunda;

Öncü Gençliğin İşçi Partisinin Gençlik teşkilatlanması olduğunu, Dağlıca baskınından sonra bütün illerde yürütülen şehit cenazelerinde, Cumhuriyeti savunan mitinglerde yer aldığını, militan eylemlerden kastettiklerinin bu tür eylemler olduğunu,

Arama sırasında ele geçirilen "Osmanlıdan Günümüze Masonik Bilderberk Çetesi ve Örtülü Faaliyetler Bir " isimli belgeler ile sorulduğunda;

Bu belgeleri görmediğini ve bilmediğini, içeriğini bilmediğini, Partinin hangi biriminde ele geçirildiğini de bilmediğini,

Arama sırasında ele geçirilen "son bilgi sağlam" başlıklı ve içeriğinde "İsmail PEKER Zekeriya ÖZTÜRK, Sedat PEKER ve Muzaffer TEKİN" isimli şahıslarla ilgili bir araştırmadan bahseden yazı içeriği okunup sorulduğunda;

Bu yazının kendisi ile ilgili olmadığını, parti olarak Ulusal Kanal ve Aydınlık Dergisi ile aynı binayı paylaştıklarını, onların çalışmaları olabileceğini,

Arama sırasında "Teomandan Gelen" başlıklı bilgisayar çıktısı okunup sorulduğunda;

Bu bilgilerin yine İşçi Partisinde bulunduğu binada faaliyet gösteren basınla alakalı olabileceğini, doğrudan İşçi Partisiyle ilgili olmadığının anlaşıldığını,

Arama sırasında İşçi Partisin Genel Merkezinde ele geçirilen CD 3 Pirinco yazılı CD içerisinde Ergün POYRAZ'm aldığı para sorulduğunda;

Onunda Ulusal Tv' den çıkmış olabileceğini, .

Yine arama sırasında ele geçirilen CD içerisinde "Fırat üniversitesi irticayi kadrolaşma" isimli klasör içerisinde üniversite çalışanlarının isimleri ve isimlerin karşısında sağ görüşlü, muhafazakâr, nursu f.g gurubu, Süleymancı, ülkücü" şeklinde bilgilerin olduğu okunup sorulduğunda;

Bunun da gazeteci işine benzediğini ve partileriyle ilgisinin olmadığını,

Yine arama sırasında ele geçirilen Cd'nin içerisinde "Devletin Yeniden Yapılandırılması Dinamik-Antitez, Dinamik Ulusal Güç Birliği Birleşik Komin İp Türk Ve Kürdü Birlikte Örgütleme Tasarımı Lobi Oluşumu, Ulusal Medya 2001 ile ERGENEKON" isimli belgelerin bulunduğu bu dokümanların daha önce Tuncay GÜNEY ve Veli KÜÇÜK' ten elde edildiği hatırlatılıp sorulduğunda;

ERGENEKON örgüt üyesi olmadığını, bu belgelerden ve dokümanlardan haberinin olmadığını, sadece İşçi Partisi Üyesi olduğunu, Üye olduğu birde Baronun olduğunu, aynca Çağdaş Hukukçular Derneğine üye olduğunu, onun dışında legal ya da illegal örgütüne üye olmadığını, Aydınlık dergisinde okuduğu kadarıyla Tuncay GÜNEY'in İstanbul Emniyetine vermiş o soruşturmayı İstanbul DGM'nin takipsizlikle bitirdiğini,

Yine Hürriyet gazetesinde Adil Serdar SAÇAN açıkladı ile alakalı sorulduğunda;

Bu kişiler ve dokümanlarla ilgi ve alakasının olmadığını,

Arama sırasında İşçi Partisi Genel Merkezinin giriş karşısındaki sekreter odasının sağ tarafında bulunan masa üzerinde ele geçirilen CD içeriğinde " HİKMET ÇİÇEK' e ulaşanlar" isimli klasör içeriğinde "Türk Silahlı Kuvvetlerinin değişik kurumları ile ilgili gizlilik dereceli belgeleri ile Ege Ordu Komutanlığına ait gizlilik derecesi bulunan belgeler, yine başka bir CD 'de 2005 yılı Şubat ayı içerisinde dönemin Kara Kuvvetler Komutanı Orgeneral Yaşar BÜYÜKANIT'm İzmir ve Balıkesir illerine yapacağı ziyaretlerle ilgili 9 sayfalık doküman" okunup sorulduğunda;

Bahsedilen yerin boş masa olduğunu ve masanın sahibinin olmadığım, İşçi Partisi'nin Genel Başkan ve Genel Sekreterinin odalarının ortasında bulunan yer olduğunu, oranın görevlisinin üç aydır olmadığını, bu Cd'lerden haberinin olmadığını, Ege Ordu Komutanlığında çalışan herhangi bir tanıdığının olmadığını, Büyükanıt Paşayla herhangi bir husumetinin de olmadığını,

Hikmet ÇİÇEK'in Basın Bürosu Başkanı olduğunu,

Türkiye'nin bugün büyük bir iç kargaşaya bölücülüğe ve ilticayı bölünme sürecine getirilmesinde Nato'ya bağlı olmasının rolü olduğunu, birçok yetkili batı ülkelerinin Türkiye'nin bölünmesine yol açan bölücü ve irticai eylemleri desteklediklerini açıkça söylediklerini, Ayrıca Türkiye'yi parçalanmış gösteren bir haritanın geçtiğimiz aylarda Roma'da Nato toplantısında da duvara yansıtıldığını ve Nato'da görevli subaylarımızın o toplantıyı terk ettiklerini, böylece Türkiye'yi bölücü faaliyetlerinin ortaya çıktığını, bu nedenle Nato'ya karşı olduklarını,

Hayati ÖZCAN'ı İzmir Ulusal TV temsilcisi olarak konuşmalarından tanıdığını, onun evinde ele geçirilen belge ve CD' lerle alakasının olmadığını,

0532 426 9231 nolu telefonu, 0312 435 63 88 büro telefonunu ve 0312 404 0668 nolu telefonları kullandığını,

Yapmış olduğu görüşmelerin partisi ile ilgili olan görüşmeler olduğunu ve herhangi bir yasadışı görüşmelerinin olmadığım,

b)-Aramalarda elde edilen deliller;

Şüphelinin Ankara İli Kızılay Semti Meşrutiyet Caddesi Karanfil Sokak No:3/34 sayılı işyerinde yapılan aramada elde edilen;

DOKÜMANLAR

1 adet mavi kaplı üzerinde 2007 ibaresi bulunan ve içerisinde el yazması

notların bulunduğu ajanda .'i •

Ajandanın 28 Kasım tarihli sayfasmda,"Adnan AKFIRAT için Ferid aranacak" şeklinde ifadenin bulunduğu,

1 adet içerisinde çeşitli yazdar ihtiva eden ve üzerinde Emek İnşaat ve İşletme AŞ. İbaresi bulunan ajanda

Ajandanın 12 Mart ibareli sayfasında Adnan AKFIRAT isimli şahsın isminin geçtiği, (101) sayfadan ibaret ÖNSÖZ ile başlayıp Bankalarla ilgili soruşturmaların sonucu için yasal düzenleme yapdması karara bağlanmalıdır diye biten doküman,

Susurluk kazası olayı hakkında dönemin bakanları ve başbakanının açıklamalarının olduğu, faili meçhul olaylardan olan İstanbul da Özgür Gündem Gazetesinin bombalanması, Behçet CANTÜRK'ün öldürülmesi Diyarbakır da yazar Musa ANTER'in öldürülmesi, İstanbul da Tarık ÜMİT olayı ile Azerbaycan'da ihtilal denemesi, Bodrumda Hikmet BABATAŞ cinayeti, Gaziantep'te Mehmet Ali YAPRAK'm kaçırılması olayı ve bankaların yeniden yapılandırılması ve kredi tutarlarının kontrol altında tutulmasına dair bilgilerin bulunduğu,

Emniyet Genel Müdürlüğü başlığı altmda, Polis Teşkilatının Susurluk olayı ile derin bağlantılar içinde olduğu, dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet AGAR'm Başbakanla arasındaki samimiyetin bunun göstergesi olduğu, örtülü ödenekten istihbari faaliyetlere aktarılan fondan Emniyete geniş pay verildiğine dair bilgilerin bulunduğu,

Milli İstihbarat Teşkilatı başlığı altında, Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı mührü bulunan Susurluk olayı hakkında, Yeşil Kod Mahmut YILDIRIM, Ömer Lütfü TOPAL, Emparyel Otelcilik ve Turizm ve Ticaret A.Ş tarafından işletilen talih oyunları salonlan,Mehmet Ali Yaprak ve kaçırılması, Behçet CANTÜRK, Sedat BUCAK ve Bucak Aşireti, Çeteler, Çetelerle alakalı yapılan operasyonda ele geçen silah ve malzemeler, Değerlendirme,Jandarma,Uyuşturucu kaçakçılığı ve Teklifler başlıklan altında konulann işlendiği,

ÇETELER başlığı altında, Avrupa ya gönderilen uyuşturucu trafiğinde geçiş noktası olan Kocaeli'nde çetelerin ortaya çıkışı, aynca Jandarma alay komutanı Veli KÜÇÜK, Emniyet Müdürü Nihat CAMADAN ve Affan KEÇECİ'nin adlannın çeşitli olaylara kanşmış olması yorum ve spekülasyonlan arttırmış bölgenin "şeytan Üçgeni" olarak adlandınlmasma sebep olmuştur - şeklinde ifadelerin bulunduğu,

ÇETELER başlığı altmda, Operasyonda ele geçen Silah ve Malzemeler başlığı altmda, Mehmet EYMÜR telefonu ile Meral AKŞENER'i, DYP Genel Merkezini, Gazeteci Nurcan AKAD'ı, Tolga Şakir ATİK'i, Özer ÇİLLER'İ, Mehmet AĞAR'ı, Adil ÖNGEN'i aramaktadır.

Sedat PEKER (Memiş TAVUKÇU adına kayıtlı)532 243 61 11 no'lu telefonu ile Jandarma İstihbaratına kayıtlı numaralan anyor, Ali YILDIZ adına kayıtlı 532-264 27 01 ve 26283 14 numaralı telefonlardan Sedat PEKER aranıyor. Sedat PEKERVeli KÜÇÜK'ü pek çok kere anyor. Telefon aynntı faturalannm toplamının ise, bu kişilerin legal gelirlerini aştığı görülecektir. İncelemeleri sürdürünce Sedat PEKER, Sami HOŞTAN, Abdullah ÇATLI, gerçek Mehmet ÖZBAY ve TOPAL'a ait gazino telefonları, Hadi ÖZCAN ve daha pek çok telefonun Yeşil'e ait 542-214 50 21 'i aradığı ortaya çıkıyor.

Ahmet Lütfü TOPAL başlığı altmda, Topal'in en sık görüştüğü kişi ortağı Sami HOŞTAN'dır. Hakim Akman AKYÜREK'te aynı numaradan Sami HOŞTANTa irtibatlıdır. Sami HOŞTAN'ın incelenen tek bir telefon numarasından 7 ayda ve özellikle 1996 yılında Albay Veli KÜÇÜK ile 34 kez, Abdullah ÇATLI ile 13 kez, Korkut EKEN ile 6 kez görüştüğü tespit edilmiştir.

Değerlendirme Başlığı altında; Susurluk olayının genel değerlendirmesi, sıkıntı veren bir görünüm arz ettiği, Susurluk olayı yumağının OHAL bölgesinde gelişip ülkenin büyük merkezlerine taşınmış, oralardaki uygun olay, kişi ve gruplan bünyesine katarak

geliştiği, neticede çok yönlü ve derinliğine bir ilişkiler yumağı oluştuğu, devlet kurumlarının ve yöneticilerinin bilerek veya bilmeyerek devrede oldukları şeklinde bilgilerin bulunduğu,

Jandarma Başlığı altında; Jandarma İstihbaratında çalışan bazı subay ve astsubayların Güneydoğudan dönmeleri akabinde yeni görevlendirildikleri yerlerde de eski elemanlarla gruplaşarak ilişkileri sürdürme alışkanlığı içinde oldukları şeklinde bilgilerin bulunduğu,

Uyuşturucu Kaçakçılığı başlığı altında; Ülkede uyuşturucu kaçakçılığının özellikle Doğu ve Güney Doğu Anadolu bölgesinde faaliyet alanının bulunduğu MİT ve Emniyet Teşkilatının özellikle çetelerin maddi anlamda büyümesine önemli katkı sağlayan uyuşturucu kaçakçılığı ticareti ile etkin şekilde mücadele etmeli ve çetelerin bu şekilde büyümesini engellemelidir.

Teklifler Başlığı altmda; Başbakana arz edilmesi istenilen 27 adet teklifte, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün çete oluşumlarına karşı genel bir mücadeleye sevk edilmesi, Emniyet Genel Müdürlüğü merkezli çalışmaların basan için MİT'in imkanları ile desteklenmesini sağlamak üzere ciddi ve Başbakanlıkça gözetilen, kontrol edilen bir koordinasyon kanalı açılması, Susurluk çetesi ile ilgili sınırlı bir itiraf yasası çıkartılması, Özel Harekat Dairesi çalışmaları OHAL bölgesi ile sınırlı kalacak şekilde daraltılması, Uyuşturucu Kaçakçılığı ile etkin mücadele yapılaması, Emniyet Genel Müdürlüğünün hibe silahlan konusunda genel müdürlükte ve gümrük müsteşarlığında mevcut karmaşık bilgi yığınını aydınlatmak üzere kapsamlı bir inceleme bir inceleme -değerlendirme yapılaması, Nesim MALKİ ve Yener KAYA cinayetlerinin tekrar sorgulanması, İtirafçı kullanılması sür'atle smırlandmlmalı, GKK Kadrolan sayı olarak dondurulmalı, boş veya boşalan kadrolann iptal edilmesi, Kumarhane işleticilerinin vergi ve muhasebe kayıtlannm incelenmesi, Eximbank -Türkmenistan ve Emperyal Şirketi ilişkilerinin detayı ile araştınlması, Ömer Lütfü TOPAL'm öldürülmesinin ardından ortaya çıkan 105 milyon$ lık borcun sebebinin araştınlması ve bankalarla ilgili soruşturmalann sonucu için yasal düzenleme yapılması şeklinde tekliflerin olduğu yazılann bulunduğu,

(60) sayfa üzerinde Gizli-Çok Gizli-Günlüdür kaşesi bulunan Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı Milli İstihbarat Müsteşarlığı başlıklı 06.11.1998 tarihli Şankal ATASAGUN (Müsteşar) imzalı doküman,

Susurluk Kazasının nedenleri ve ortaya çıkardığı sonuçlan hakkında Mit tarafından hazırlanan ÇOK GİZLİ ibareli Susurluk Olayı hakkında hazırlanan Mit Raporu,

(1) adet üzerinde ECE ajandası yazılı mavi renkli içinde çeşitli yazılar ihtiva eden Ajanda,

Ajandanın 15 Haziran tarihli sayfasında Ferid İLSEVER isimli şahsın, 30 Aralık tarihli sayfasında ise Doğu PERİNÇEK isimli şahsın isminin geçtiği, aynca soruşturma kapsamında adı geçen şahıslardan olmayan kişilere, firmalara ve aynca değişik mahkeme ve savcılıklara ait telefon numaralanmn bulunduğu,

1 adet üzerine İNTA 28 yazana (14) sayfalık bloknot defterinde bulunan el yazmalı notlar içeriğinde;

Sinan AYGÜN, Nusret SENEM isimli şahıslann el yazması isimlerinin bulunduğu aynca KIBRIS Kuzey Irak Hattında Ek Protokol başlığı altında şüphelilerden Ferid İLSEVER, Doğu PERİNÇEK, Kemal ALEMDAROĞLU isimli şahıslann adlarının geçtiği 24 kişilik isim listesinin olduğu doküman olduğu,

DİJİTAL MALZEMELER

0. adet Princo marka CD,

0. adet DMS marka üzerinde 2004/8 ibaresi yazılı CD, (1) adet DMS marka üzerinde 2004-10 yazılı CD,

(1) adet DMS marka üzerinde 2004-11 yazılı CD, ..,„.,. (1) adet DMS marka üzerinde 2004-12 yazılı CD; .*" "' -

(1) adet OKY marka üzerinde Vaoyager DWG yazılı CD,

(1) adet üzerinde 30 AĞUSTOS 2004 Kocatepe Eylemi yazılı beyaz zarf içinde Princo marka üzerinde TÜRK KAMU-SEN İş Sendikası 26.04.2004 yazılı CD, (1) adet SONY marka üzerinde Seleo CTD yazılı CD,

0. adet DMS marka üzerinde UYAP E.TAKİP yazılı ve Mesut ERDEMİR eşi Peymel ibaresi yazılı zarf içerisindeki CD,

0. adet beyaz zarf içerisinde Verbatin marka üzerinde TGRT Ana Haber Bülteni 29-30 Ekim 2005 yazılı CD.

(41) adet disk kutusu içerisinde l'den 41 'e kadar numaralandırılmış bilgisayar disketi,

(1) adet Quantom marka ve 96 ZONGULDAK 190 184 seri numaralı HDD (Hard Disk)

(1) adet ASUS marka TA230A5196 B10585 seri numaralı bilgisayar kasası,

(21) adet (1 'den 21 'e) kadar numaralandırılmış bilgisayar disketi,

(1) adet üzerinde Mescom Computer yazılı bilgisayar kasası,

(1) adet Toshiba marka 310 CDS ibaresi yazılı dizüstü bilgisayar,

c)-Telefon görüşmeleri;

Tape:3603, 04.02.2008 günü saat:14.01'de Ferid İLSEVER ile Nusret SENEM arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Ferid İLSEVER'in "... ne oluyor abi bu şey, 9 Şubat eylemi" dediği, Nusret SENEM'in "Bu akşam toplantı var" , "... Ziraat Mühendisleri odasında ,çeşitli örgütlerin ,platformların katıldığı bir toplantı var" "Şimdi burda m işte ADD var o diğer örgütler var ....(anlaşılmadı), cumhuriyet kadınları derneği var, çeşittli platformlar var Ankara da 4-5 çeşit, bizim Suphi abinin oğlu da var, o şeylerin içerisinde" "Eğer böyle bir eylem kararı verirlerse .... Başka yada herhangi bişey kamuoyuna duyuracaklar yarından itibaren" "Böyle bişey olsun iyi olur bi miting olarak olur bu gen Tandoğan'da bi miting yapılır ondan sonra da Anıtkabir e gidilir bilmem ne 14 nisandan daha büyük bi eylem olur" dediği, Ferid İLSEVER'in "... Meclis e gidelim falan gidelim falan şeyler var ortam ne kadar doğru onuda ben.. " dediği, Nusret SENEM'in ".doğru değil o abi ,pek doğru değil öyle şeyler çok şey yapar o katılımı zayıflatan etkiler yapar" dediği,

Tape:3825, 06.02.2008 günü saat:11.53'de Nusret SENEM ile Doğu PERİNÇEK arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Doğu PERİNÇEK'in "Dün biraz sizi bulamayınca Bedri ile konuştum nasıl olmuş Hüseyin'in Toplantısı" dediği, Nusret SENEM'in "Evet şöyle birde oraya toplantıya katılıyor arkadaşlar CHP'liler var ondan sonra Eğitim-SENTiler katılmış onu bizim Başkanımız biraz olumsuz değerlendirmiş orayı bozarlar falan gibi bence öyle bir" "... Eğitim-SEN katılıyor ama Sendikal birlik lafı daha çok söyleniyordu evelsi günkü toplantıda fakat Eğitim-SEN diye söylediler Genel Merkez diye ben onu pek şey yapamadım netleştiremedim ama Göksel bize Eğitim-SEN Sendikal Birlik diye söyledi 1 gün önceki toplantıda" dediği, Doğu PERİNÇEK'in "Katılsın abi ne var niye rahatsız oluyoruz ki" dediği, Nusret SENEM'in "Şeyinde çok güzel uyarlar yapıyor yani bu Mitingin irada karşı olmamak ne şeriat ne darbe yanlışlara şey yapmaması lazım diyor yani böyle güzel bir imam şeyi olmasın diyor bu 14 Nisandaki hataları tekrar etmesin herkes bunda mutabık oluyor yani" "Çok güzel bir şey oluyor şimdi öğrendik İzmir Belediyesi 300 Otobüs ile hazırlık yapıyor" "Yani her taraftan Türkiye çapında","bir katılım olacak bir böyle Uluç GÜRKAN'ların şey yaptığı ayrı bir Platform var bugün onunda bilgisi geldi bana şimdi Uluç GÜRKAN'ın Toplumsal Güç Birliği Platformu diye bir platformu var onun başına Uluç GÜRKAN çekiyor bunlar CHP'lUere karşı bir grup oluşturuyorlar bizim TÜMÖD'ten malesef Suay KARAMAN da bunlara dahil olmuş Eğitim-iş buradaymış fakat Eğitim-iş'in öyle

[pic]

[pic]

[pic]

1989

hemen" dediği, Doğu PERİNÇEK'in "Abi hemen ikisinide araym deyinki çıkm ordan"

dediği,

Tape:3609, 08.02.2008 günü saat:16.11'de Ferid İLSEVER ile X Bayan /Nusret SENEM arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Ferid İLSEVER'in "... müsayitmi Genel Başkan acaba" diye sorduğu, X Bayan'm genel başkanın gelmediğini söyleyerek telefonu Nusret SENEM'e verdiği, F. İLSEVER'in

" ne var ne yok nasıl durumlar havalar" dediği, Nusret'in "Çok güzel abi bi problem yok

iller nerelerden katılacak onları şey yapıyoruz İstanbul'a gönderdik şimdi" " ... 8-10 civarında ilin şeyi daha da arttı İstanbul, İzmir, Kocaeli, Bursa, Gaziantep, Çorum, Hatay, Manisa, Balıkesir, Zonguldak, Konya, Eskişehir, Antalya, İsparta, Denizli, Muğla", "Bizim partinin katılacağı şey otobüsler kaldıracağı yerler bunlar, yani böyle 15 civarında var değilmi 15 ilimiz var" diyerek yapılacak bir mitingle ilgili konuştukları, geniş katılımlı bir miting olacağından bahsettikleri, F.İlsever'in ".... Yurt haberler Servisi bütün illerde tarama yapıyor işte nasıl kimlere soruyor ADD yok zaten işin içinde" dediği, Nusret SENEM'in "ADD yok üniversitelere soruyor muyuz" dediği, F.İLSEVER'in "İşte Üniversitelere soruluyor ondan sonra şeyler söyle adanı Belediyeler bazı Belediyeler tabi hepsi değil" "Ondan sonra büyük kitle örgütleri ve Ziraat Odaları. Sanayi Odaları" .. izmir ile konuşuluyor o verilen rakamlar doğru değil tabi 350 otobüs dediler o düştü müştü bişeyler oluyor fakat ordan iyi olacak yani o" dediği, Nusret SENEM'in "... olacak canım ordan Ankara'dan büyük katılım olacak oralardan olacak yani önemli bir katılım olacak oralardan olacak önemli bir katılım olacak 14 Nisan gibi olma şansı yok ama yani geçen günkü eylemden de daha büyük olacağı kesin yani" dediği, ilerleyen konuşmalarda, 32. gün programıyla ilgili konuştukları, Mehmet Ali BİRANT'm programından bahsederek gergin bir ortam olduğunu anlattıklan, F.İLSEVER'in "Muazzam bir mesaj burada ilginç olan şey şu, şeyler bu mesajlar için tepki yok abi karşı tarafın mesajları yok bunlar hazmediyorlar heralde fakat yani tepki yok enteresan şeylerden ise yani bizim bu cepheden görünenlerden ise yine burada da anormal tepkiler var böyle kuralım ordumuzu çıkalım.." dediği,

Tape No : 3612, 09.02.2008 günü saat:14.49'de Ferid İLSEVER ile Nusret SENEM arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Nusret SENEM'in "....şu anda yeni bitti daha miting, yeni bitti partiye doğru gidiyoruz" dediği, F.İLSEVER'in "Abi ben şundan aradım ya bu alçak orda bir tane kürsüde zibidinin teki saat: 11:30'dan beri canlı yaymda olan ATV'ye teşekkür ediyosun, lan saat on buçuktan ondan beri biz canlı yayındayız ya" dediği, Nusret SENEM'in "Ya gördük işte aynı alçak herif biz dinledik abi dinledik" dediği, F.İLSEVER'in " çıkın kürsüye, yapışın yakasma ya alçak herif namussuzlara bak ya bir sürü düşman toplanmış orda az önce Fikret'e söyledim ama oturuyor orda Fikret yani" dediği, Nusret SENEM'in "Başta anons ettiler de şimdi namussuzluk etti orospu çocuğu" dediği, F.İLSEVER'in "abi çıkalım kürsüye yapışalım yakasına kimse bu ya orospu çocukları ya her saniyesi alçaklık, hainlik. Namussuz işi gücü bu ya yok bitti mi şimdi hikaye, bittimi şimdi olay" "...ben bişey soyluyum mü yapacağımız şey şu abi ben şimdi Halil'e (Olarak anlaşıldı) talimat vercem o kürsüden o ibneyi af edesin basacak küfürü ulan ne lafını biliyosun ne bilmem neyi biliyosun bölücüsün tabi bilmem ne televizyonuna teşekkür ediyomuş saat on buçukta en erken saatten beri burası canlı yayında ya namussuzlara bak ya" dediği, Nusret SENEM'in "Onu söylüyelim abi" "Birgül AYDAR'm konuşması müthişti güzeldi yani" dediği,

Tape: 3860,13.02.2008 günü saat:17.47'de Doğu PERİNÇEK ile X Bayan/Nusret SENEM arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Doğu PERİNÇEK'in X bayanı arayarak Nusret'i telefona istediğive telefonu alan Nusret ile Merkez Karar Kurul toplantısı üzerine konuşmaya başladıklan, bu toplantıyı 1-2

Mart tarihlerinde yapmayı düşündükleri, devamında köylülere toprak satışı ile ilgili bir mahkeme kararından bahsettikleri, bu konu kastedilerek Doğu PERINÇEK'in "Onlar şeye gitcek değil mi? Şimdi." dediği, Nusret'in "Danıştay'a gidecek. Danıştay'a gidecek ama epeyce bi masraf oldu. 30 kusur dava oldu şimdi. Bazı yerlerden para bulmamız lazım, sponsor yapalım köylülerin kaldıracağı gibi değil. Evet ben bir iki yeri aradım yurt dışından arkadaşlardan falan sponsor bulup diye." dediği, Doğu PERINÇEK'in bu konu ile ilgili masrafı sorduğu, Nusret'in "Valla yani beşten aşağı olmayacak bikere yani beş." Dediği, Doğu PERINÇEK'in "Beş milyar mı?. Bi şey değil." dediği, Nusret' in "İşte o kadar bi şey ama, Güneydoğu fonuna da bari yani bunu fırsat bilip bi şey yapalım. Kaynak bulalım." dediği, Merkez Karar Kurulu toplantısına tekrar değinerek görüşmenin sona erdiği,

Tape:3814, 26.02.2008 günü saat:19.50'de Doğu PERİNÇEK ile Nusret SENEM arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Görüşmenin başında Diyarbakır'da ki bir davadan bahsettikleri, bu konu üzerinde bir süre konuştuktan sonra Doğu PERINÇEK'in "Para size intikal etti mi" dediği, Nusret'in "Geldi abi hallettik işte bugün tamamını hallettik yani saat 3 e kadar vallahi belki 20 defa merdiven indim çıktım yani o taraf koş bu tarafa koş epey bir problem uğraştık bitirdik geldik." Doğu PERINÇEK'in "...şey biz ikisini mi verdik 4 üde köylüler mi verdi." dediği, Nusret'in "4ü değil de 2,5 ini verdiler bir miktarda ben yanımda götürmüştüm işte 6 küsur tuttu tamamını halletmiş olduk." dediği, Doğu PERINÇEK'in "Onun hesabını güzel tutun abi o birlik ve kardeşliği sakın partinin hesaplarına karıştırmayalım. Şeye Diyarbakır iline para bıraktınız mı." dediği, Nusret'in "Tabi bıraktık 3 onlara kaldı ya. Bazı yerlerden gelecekler var onlarla ayrıca oraya takviye edeceğiz yani." dediği, Doğu PERINÇEK'in "Ben size 5 milyon daha verecem 5 bin daha verecem" dediği, Nusret'in de "İyi abi vallaha iyi olur bende bazı yerlerden istedim gelenler olacak işte bazı özel arkadaşlardan falan onlar da gelecek onlardan da." diyerek görüşmenin sona erdiği,

Tape:3648, 03.03.3008 günü saat:18.27'de Ferid İLSEVER ile Nusret SENEM arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Ferid İLSEVER'in, "Nusret'ciğim şimdi bu Hikmet bir şey hazırladı, hani konuşmuştuk ya dosya..." "...biz bunu şimdi burada basına yarından itibaren servis yapacağız gideceğiz gruplar halinde tek, tek köşe yazarlarını, haber merkezlerini, genel yayın yönetmenlerini dolaşcaz anlatacağız yani, Ankara'da da aynı şeyi yapacağız ama gelin bunu Meclis'e taşıma yollarını arayalım zorlayalım veya CHP' lileri falan..." dediği, Nusret SENEM'in "Olur eklerini ineklerini bir dosya yapalım" "Taşıyalım Meclise" "Zaten diyorlardı adamlar bize belge doküman getirin diye" "CHP'ye DSP'lilere falan taşırız bunu" dediği, Ferid İLSEVER'in "Yani o Kemal KILIÇ'la Ruhan yaparlar bunu temiz adamlar biliyormusun" dediğ, Nusret SENEM'in "Ne var canım bizim burada milletvekili eski baro başkanı arkadaşımız var" "CHP grup başkan vekili baro başkanı arkadaşım" dediği, ilerleyen konuşmalarında, Ulusal Kanal'la ilgili İçişleri Bakanı ile görüşeceklerini anlattıkları,

Tape:3651, 10.03.2008 günü saat:17.42'de Ferid İLSEVER ile Nusret SENEM arasındaki telefon görüşmesinde özetle;

Bir süre CHP nin ve BAYKAL'm ERGENEKON operasyonuna bakışlarıyla ilgili konuşup hafife aldıklarını anlattıkları, Ferid İLSEVER'in ".... buşey hazır, hı kapakta yaptık, busayı ama kapaktan öncede bizim hazırladığımız bu ERGENEKON ile ilgili bir dosya var" "Cumhuriyet Halk Partisi mesela DSP'liler bunu bir soru önergesi haline getirsinler meclise sunsunlar, mesela bunu KILICLAROĞLU yapar,Atilla KALÇA yapar" dediği, Nusret SENEM'in "eski Baro Başkanı zaten yardım istiyor" "Mehmet bey ile konuşayım ben o nu. O nu burada bir güzel önerge haline getirelim" "tamam mı? Soru önergesi falan, haline bir çıksm mecliste şak diye koysun" dediği, ilerleyen

[pic]

[pic]

/y0<

konuşmada Nusret SENEM'in ".... Yarın da şey yapıyoruz Yargıtay şeye Hakimler Savcılar Yüksek Kuruluna suç duyurusu yapıyoruz savcı ile ilgili" dediği,

d)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları;

Şüpheli Doğu PERİNÇEK ile ilgili olarak İşçi Partisi Genel Merkezinde yapılan aramada; Girişin karşısındaki sekreter odasının sağ tarafında bulunan masa üzerinde ele geçirilen "ELBA HIGH QUALITY CD" yazan M4-C524-B-R2-09:40 seri numaralı CD'nin yapılan incelemesinde;

İçersinde (3) adet klasör ve (1) adet Word sayfası olduğu, "Yargı-Nusret Senemden" adlı klasör açıldığında, içersinde (4) adet Word belgesi, (7) adet PDF belgesi olduğu görülmüştür.

"Yargıtay" adlı PDF dosyası açıldığında;

Yargıtaya'a ait; elle çizilmiş basit bir kroki olduğu görülmüş, kroki içersinde binanın bölümlerini gösterir şekiller olduğu, bu şekillerin üzerine A, B, C yazıldığı, binalara giriş çıkış olan noktalan işaretledikleri ve bu noktaların üzerlerine değişik işaretler ve şekiller yaptıkları ve numaralandırdıkları görülmüştür.

"Krokinin açılımı" isimli Word belgesi içeriğinde:

KROKİNİN AÇILIMI:

A:Yargıtay ana bina

B:Yrgıtay bitişik ek bnina

C: Yargıtay ek bnina

0. :protokol kapısı(güvenlik çok sıkı)

0. avukat giriş kapısı

0. Posta giriş kapısı

0. Vatandaş kapısı

5Garaj kapısı (sürekli görevli bulunur, güvenlik yok)

öMutfak kapısı

7 A blok yan kapı

8Cnlok yabn kapı

9C blok arka kapı

10C blok öbn yan kapı

1İC blok ana giriş kapı

12C blok garaj kapısı

13 Başbakanlık güvenli girişi

14A blok giriş

X Güvenlik var

X Polis var

) ( x ray cihazı var

P polis noktası var.

"San ile işaretli bölgeler rahat, buralarda güvenlik, polis, görevli yok.6 nolu kapı tübnel gölgesibnd kalıyor. Gece için uygun.3 nolu kapı, kilitli ancak açılabilir.Buradan A blok zemin altıbna inilir.BNurası Milli Eğitim BNakanlığı ile A bnlok arasında kalıyor ve araba park yeri.Tenha.Cbnlok 8 nolu kapı çok müsait.Girince bazen kapı arkasında bir güvenlik çıkabilir. Burada lavabolar var.Oraya geçilebilir.Her zaman yok.9 bnolu kapı kilitlidir.Ama açılabilir.Ö ntaraftaki ışıklar oraya görmüyor. 10 nolu kapı kullanılmaz, ön taraftaki ışıklar burayı iyi görüyor. Ö n tarafta 2 kamera var. Ön taraftaki san alan ağaçlann altında kalıyor. Işıktan da geriye kalıyor. Orayı güvenlik kulübesi görmüyor, arkada camlan yok. O nedenle kör bir nokta oluşuyor.Karargah kameralan görse de karanlık olduğundan sıkıntı olmaz.Ancak fazla beklememeli.Karargah önünden hemen ikaz gelebilir" şeklinde, krokide bulunan bir çeşit şifre niteliği taşıyan harfler, numaralar, işaretler ve renklendirmelerin çözümümün

bulunduğu hatta bütün krokinin ne amaçla yapıldığını açıklayıcı çarpıcı tanımlamaların olduğu, krokide belirtilen binaların Yargıtay Ana binası ve ek binalarını kapsadığı, rakam grubunun Yargıtay binalarının giriş kapılarını gösterdiği, harf grubunun ise güvenlik noktalarını belirttiği anlaşılmıştır. Ayrıca güvenlik zafiyeti olan noktaların özellikle belirtildiği, kör olan noktaların vurgulandığı, özetle Yargıtay binasına tüm güvenlik engellerini aşarak girebilmenin yollarının gösterildiği görülmüştür.

"Tayyip Erdoğan.pdf" isimli bir MSword dosyası incelendiğinde; 1998 yılında Recep Tayip ERDOĞAN hakkında Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi C. Başsavcılığınca düzenlenen iddianame olduğu görülmüştür.

"Turgut Özal.pdf isimli MSword belgesi incelendiğinde; 18 Haziran 1986 tarihinde Ankara ilinde Atatürk Kapalı Spor salonunda Anavatan partisinin 2. Olağan genel kurul toplantısı yapıldığı sırada, Başbakan Turgut ÖZAL'a yönelik yapılan silahlı saldın olayı ile ilgili aralarında GİZLİ ibareli belgelerinde bulunduğu soruşturma evraklarının olduğu,

"Uğur Mumcu.pdf isimli "pdf dosyası incelendiğinde, sadece Uğur MUMCU cinayeti ile ilgili resmin olduğu,

"YARGI TEL NOLARI.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde; çok sayıda Yargı mensuplarına ait isim ve telefon listesi olduğu,

"Yargıtay ile ilgili notlarım.doc" isimli dosya içerisinde:

Yüksek Yargı organlarında görev yapan yüksek hakimlerle ilgili onların durumları ve yakınları ile ilgili istihbari nitelikte bilgiler ve değişik notların olduğu, bir kısmına uğranılmaması bir kısmının babalarının durumunun araştırılması ve bir kısmının düşünce yapılan hakkında fişleme yapılan bir yazı olduğu görülmüştür.

İşçi Partisi Genel Merkezinin giriş karşısındaki sekreter odasının sağ tarafında bulunan masa üzerinde ele geçirilen CD içeriğinde " HİKMET ÇİÇEK' e ulaşanlar" isimli klasör içeriğinde "Türk Silahlı Kuvvetlerinin değişik kurumları ile ilgili gizlilik dereceli belgeleri ile Ege Ordu Komutanlığına ait gizlilik derecesi bulunan belgeler, yine başka bir CD 'de 2005 yılı Şubat ayı içerisinde dönemin Kara Kuvvetler Komutanı Orgeneral Yaşar BÜYÜKANIT'ın İzmir ve Balıkesir illerine yapacağı ziyaretlerle ilgili 9 sayfalık doküman" olduğu görülmüştür.

Şüpheli Nusret SENEM'in telefon ve sim kart kayıtları incelendiğinde;

Şüpheliler Ferid İLSEVER' e ait 05332771564, Hayati Özcan'a ait 05334452610 ve Yusuf BEŞİRİK'e ait 05352969677 numaralı cep telefonlannm kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.

Soruşturma kapsamında haklarında yasal işlem yapılan şüphelilerin telefon ve sim kart kayıtları incelendiğinde;

Şüpheli Doğu PERİNÇEK, Ferid İLSEVER, Hikmet ÇİÇEK, M.Adnan AKFIRAT, Aydın GERGİN, Aykut TOKAK, Yusuf BEŞİRİK ve Yusuf TUNCER'in telefon ve sim kart rehberinde şüpheli Nusret SENEM'in ismi ve -05324269231 numaralı cep telefon kayıtlanmn olduğu tespit edilmiştir.

e)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları;

Şüpheli Ferid İLSEVER'in Emniyette alman ifadesinde;

"04.02.2008 tarihinde saat 14:01 sıralarında Nusret isimli şahıs ile yaptıkları telefon görüşmesi okunup sorulduğunda: Nusret isimli şahsın İşçi Partisinin Genel Sekreteri Nusret SENEM olduğunu, bütün görüşmenin 9 Şubat'ta Ankara'da yapılacak mitingin hazırlıkları ile ilgili olduğunu, yine görüleceği gibi bu konuşmada amaç mitingin güçlü bir şekilde gerçekleşmesini sağlamak ve T.B.M.M. 'ne gitmek şeklindeki görüşlerin yanlışlığına

vurgu yapmak olduğunu, yani mitingin tamamen yasal bir çerçevede kalmasını sağlamak için yapılmış bir görüşme olduğunu, bu ve benzer sorulardan anlaşılıyor ki burada bir işçi Partisi soruşturmasının yapılmakta olduğunu, İşçi partisi ile ilgili telefonlarının dinlenmesi ve bununla soru üretilmesinin suç olduğunu, burada adı geçen CKD Cumhuriyetçi Kadınlar Derneği olduğunu, adı geçen Şenal hanımın ise Şenal SARIHAN olduğunu ve Derneğin başkanı olduğunu,

08.02.2008 tarihinde saat 16:11 sıralarında Nusret isimli şahıs ile yaptıkları telefon görüşmesi okunup sorulduğunda: İşçi partisi genel sekreteri Avukat Nusret SENEM olduğunu, Bir gün sonra Ankara da yapılacak olan 9 şubat mitinginin hazırlığı konuşulduğunu, İşçi partisinin hangi illerden nasıl katılacağı Ulusal Kanalın nasıl yayın yapacağı vb. konuşulduğunu, ayrıca hükümetin türban kararının Mehmet Ali BIRAND 'in TV programına yansıdığı gibi nasıl bir gerginlik ve bölücü bir ortam yarattığı endişe ile ilgili aralarında konuşulduğunu,

09.02.2008 tarihinde saat 14:49 sıralarında Nusret isimli şahıs ile yaptıkları telefon görüşmesi okunup sorulduğunda: Daha öncede ismi geçen Nusret SENEM isimli şahıs olduğunu, Yukarıda belirttiği gibi olayın tepkisi ile söylenmiş sözler olduğunu, kürsüden indirilmesi gibi bir şeyin söz konusu olmadığını,

03.03.2008 tarihinde saat 18:27 sıralarında Nusret isimli şahıs ile yaptıkları telefon görüşmesi okunup sorulduğunda: Nusret 'in yukarıda belirttiği şahıs olduğunu, Kendisi ile üç konu görüşülmekte olduğunu, Birincisi, Hikmet ÇİÇEK in yukarıda açıkladığı ERGENEKON yalanı dosyasını bazı milletvekillerine götürerek meclise taşımak ve soru önergesi ile meclis araştırmasını sağlamak olduğunu, İkinci konunun, RTÜK'ün Ulusal Kanal üzerindeki baskılarını yine meclise taşımak olduğunu, bu ara da özellikle içişleri Bakanı Beşir AT ALAY, Mehmet Ali ŞAHİN ve Cemil ÇİÇEK'e konuyu götürüp bilgilendirmek olduğunu, Abdulvahap bey, Paşa bey, İsmail, İlhami, Taha YÜCEL'in RTÜK'ün yöneticileri olduğunu, Nusret SENEM'in aynı zamanda Ulusal Kanal'ın hukuk müşaviri olduğu için bu şahıslarla görüşmesini konuştuklarını, Üçüncü konunun ise, Kanal Türk TV'sinin o gün Deniz Feneri davası ile ilgili Nusret beye hatırlattığını, bilindiği gibi en sonunda ERGENEKON yalanı meclise taşınmış olduğunu, CHP Genel Başkanı Deniz BAYKAL'ın dün yaptığı açıklama ile de Tayyip ERDOĞAN yönetimi bu ERGENEKON yalanı ile kendi derin devletini kurmaya çalışmakta olduğunu,

10.03.2008 tarihinde saat 17:42 sıralarında Nusret SENEM isimli şahıs ile yaptıkları telefon görüşmesi okunup sorulduğunda; Atila KALÇA olarak yazılan şahıs Atila KART olduğunu, ERGENEKON yalanını meclise götürme olayını yukarıda anlattığını, burada yeni olarak Baykal'ın bir yürüyüş sırasında piknik yaptığı arkadaşlarına "Aman savcı görmesin hepimizi ERGENEKON diye içeri alır" sözleri üzerine espiri güzel de bunun meclise taşınması gerekir dediğini,ERGENEKON savcısı hakkındaki suç duyurusunu haber yapacaklarını bildirdiğini, konuşmada geçen Mehmet D AD AK ve Taha YÜCEL'in RTÜK'ün üyeleri olup, Ulusal Kanal ile ilgili RTÜK kararında red oyu verdiklerini, onu konuştuklarını" beyan etmiştir.

Şüpheli Hikmet ÇİÇEK'in Emniyette alman ifadesinde;

uNusret SENEM'in işçi Partisi Genel Sekreteri olduğunu, yaklaşık yirmi yıldır tanıdığını, dostluklarının olduğunu, İşçi Partisi Genel Merkezinde yapılan aramada elde edilen ve içerisinde Yargıtay Binasına ait kroki bulunan CD ile ilgili olarak;

Kroki ve söz konusu haberi 24 Mart 2008 günlü Taraf gazetesinde okuduğunu, haberi yazan gazetecinin Soner ARIKANOĞLU olduğunu, Şemdinli olaylarından beri kamuoyunu yanlış yönlendirmeye yönelik haberleriyle tanıdığını, Yargıtay 'a ve Yargıtay C. Başsavcısına karşı bir saldırı ve suikast planının İşçi Partisi tarafından düşünülmesinin bile akla ve mantığa aykırı olduğunu, bu krokiyi iddia edildiği gibi İşçi Partisi Genel Merkezinde

[pic]

bir CD'de bulunduğu meselesinde Genel Sekreter Nusret SENEM'in cevap vereceğini, bu krokiden bilgisinin olmadığını, " beyan etmiştir.

Şüpheli Doğu PERİNÇEK'in Emniyette alman ifadesinde;

"İşçi Partisi Genel Merkezinde yapılan aramada elde edilen ve içerisinde Yargıtay Binasına ait kroki bulunan CD ile ilgili olarak;

İşçi Partisinin 40 yıllık tarihinde ne bir suikast ne bir şiddet eylemi olduğunu, ne bunların planı yapıldığını ne de beyinlerin bu tür anlayışlarıyla ilgisi olmayan yasa dışı ve zararlı faaliyetlerle meşgul olduğunu, bulunan CD ve belgeyi bilmediğini, ismi geçen Nusret SENEM'in İşçi Partisi Genel Sekteri olup Avukat olduğunu, kendisinin bilgisi olmadan ve bilgisi dâhilinde, bu şeklide planlamaların Parti de kesinlikle olmayacağını,bGyan etmiştir.

Şüpheli Doğu PERİNÇEK'in Savcılık Beyanmda;

"İşçi Partisi genel merkezinde yapılan arama sırasında ele geçirilen CD'lerden üzerinde Yargı-Nusret Senem'den yazılı dosyanın açılması sonrasında içinde Muammer Aksoy, Muammer Aksoy 14, Tayyip Erdoğan, Uğur Mumcu, Ortodoks Klişeleri, Turgut Ozal ve Yargıtay isimli pdf uzantılı belgeler ile Yargıtay ile ilgili notların Yargı tel.noları ve krokinin açılımı isimli word belgeleri olduğu görüldüğü, Yargıtay yazılı pdf belgesi açıldığında Yargıtay binasına ait giriş kapıları, ışıklandırmalar ve kameralarla ilgili bir krokinin olduğu ve bu krokinin açılımı isimli word belgesinde açıklamasının bulunduğu açılarak tek tek gösterilip sorulduğunda;

Nusret SENEM'in partinin genel sekreteri olduğunu, Emniyette yine bazı CD'lerden söz edildiğini, Gerçekten çok acayip bilgiler olduğunu, ancak İşçi Partisinin terörle; tertiple en ufak bir ilişkinin kurmasının mümkün olmadığını, Bu belgelerin de ne olduğunun henüz açıklığa kavuşmadığını, bahsedilen CD'den haberinin olmadığını, bunu araştırmak gerektiğini, ancak Yargıtay'ı bombalayacak ya da terör eylemi yapacak herhangi bir planın işçi Partisinde bulunduğu zaman "onu İşçi Partisine kim bıraktı" sorusunun akla geleceğini, yoksa İşçi Partisinin böyle bir eylem planı yapmayacağını Emniyet Genel Müdürlüğü, MİT, diğer güvenlik örgütleri ve Yargıtay'ın kendisi tarafından da bilindiğini, kaldı ki Nusret Senem'e verilen dosya denmekte olduğunu, uygun bulunursa binanın dışında bekleyen kalabalığın içindeki Nusret SENEM davet edilerek ona sorulabileceğini, ama bu belgenin işçi Partisi ile irtibatını kuracak hiçbir gerçekliğin olmadığını" beyan etmiştir.

Şüpheli Hayati ÖZCAN'ın Emniyette alınan ifadesinde;

"Nusret SENEM'in İşçi Partisi Genel sekreteri olduğunu, Uzun yıllardır kendisini görmediğini, nasıl ve nerede tanıştıklarını hatırlamadığını" beyan etmiştir.

f)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi;

Her ne kadar şüpheli Nusret SENEM; ERGENEKON terör örgütü üyesi olmadığını beyan etmiş ise de;

"ERGENEKON Analiz Yeni Yapılanma Yönetim Ve Geliştirme ProjesP isimli dokümanda; "...ERGENEKON'un kendi kuracağı sivil toplum örgütlerine ihtiyacı vardır... Sivil toplum örgütleri aracılığı ile dünya kamuoyu kolayca etki altına alınarak yönlendirilebilir." Şeklinde ERGENEKON örgütünün sivil toplum örgütlerine ihtiyacı ve bu ihtiyacının nedeni açık bir şekilde ortaya konmuştur.

ERGENEKON örgütünün sivil yapılanmasının anlatıldığı Lobi Çok Gizli Aralık 1999 isimli dokümanda ise; "Lobi'nin yapılanması ve tüm faaliyetleri mevcut hukuk plâtformu ile çerçevelenmiştir. Örgütlenme, yapılanma ve faaliyetlerinde legal sınırlar içinde kalacaktır... Sivil toplum örgütlerinin ulusal çıkarlara uygun tepkisel eylemlerde bulunması sağlanacak ve kitlesel tepkiler organize edilerek kontrolde tutulması sağlanacak... Lobi, prensip olarak hiçbir zaman doğrudan doğruya toplumsal eylemler içinde yer almamalı, oluşturacağı sivil toplum kuruluşlarının etkinlik ve eylemler

düzenlemesini organize ve kontrol eden güçlü bir mekanizma olarak kalmalıdır" ibareleri yeralmaktadır.

Lobi'nin ERGENEKON örgütünün propaganda faaliyetlerini daha rahat yürütmesi, toplum içerisine sızması, örgütün gerçek amaçlannm gizlenmesi amacı ile bir sütre oluşturarak halkımıza karşı örgütün amaçlan doğrultusunda dezenformasyon faaliyetlerini yapması amaçlanmıştır.

Şüpheli Nusret SENEM'in 04.02.2008 günü saat : 14.01'de Ferid İLSEVER ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Ferid İLSEVER'in "... ne oluyor abi bu şey, 9 Şubat eylemi" dediği, Nusret SENEM'in "Bu akşam toplantı var" "... Ziraat Mühendisleri odasında, çeşitli örgütlerin, platformların katıldığı bir toplantı var" "Şimdi burda m işte ADD var o diğer örgütler var ....(anlaşılmadı), Cumhuriyet Kadmları Derneği var, çeşitli platformlar var Ankara da 4-5 çeşit, bizim Suphi ahinin oğlu da var, o şeylerin içerisinde" "Eğer böyle bir eylem kararı verirlerse .... Başka yada herhangi bişey kamuoyuna duyuracaklar yarından itibaren" "Böyle bişey olsun iyi olur bi miting olarak olur bu gen Tandoğan da bi miting yapılır ondan sonra da Anıtkabir e gidilir bilmem ne 14 nisandan daha büyük bi eylem olur" dediği, Ferid İLSEVER'in "... Meclis e gidelim falan gidelim falan şeyler var ortam ne kadar doğru onuda ben.. " dediği, Nusret SENEM'in "doğru değil o abi, pek doğru değil öyle şeyler çok şey yapar o katılımı zayıflatan etkiler yapar" şeklindeki beyanlanndan şüpheli Nusret SENEM'in Sivil toplum Kuruluşlannı yönlendirdiği anlaşılmıştır.

03.03.3008 günü saat : 18.27'de Ferid İLSEVER ile Nusret SENEM arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Ferid İLSEVER'in "Nusret'ciğim şimdi bu Hikmet bir şey hazırladı, hani konuşmuştuk ya dosya..." "...biz bunu şimdi burada basma yarından itibaren servis yapacağız gideceğiz gruplar halinde tek, tek köşe yazarlannı, haber merkezlerini, genel yayın yönetmenlerini dolaşcaz anlatacağız yani, Ankara'da da aynı şeyi yapacağız ama gelin bunu Meclis'e taşıma yollarını arayalım zorlayalım veya CHP' lileri falan..." dediği, Nusret SENEM'in "Olur eklerini ineklerini bir dosya yapalım" "Taşıyalım Meclise" "Zaten diyorlardı adamlar bize belge doküman getirin diye" "CHP'ye DSP'lilere falan taşırız bunu" dediği, Ferid İLSEVER'in "Yani o Kemal KILIÇ'la Ruhan yaparlar bunu temiz adamlar biliyormusun" dediği, Nusret SENEM'in "Ne var canım bizim burada milletvekili eski baro başkanı arkadaşımız var" "CHP grup başkan vekili baro başkanı arkadaşım"... dediği,

10.03.2008 günü saat : 17.42'de Ferid İLSEVER ile Nusret SENEM arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Bir süre CHP nin ve BAYKAL'ın ERGENEKON operasyonuna bakışlanyla ilgili konuşup hafife aldıklannı anlattıklan, Ferid İLSEVER'in ".... Bu şey hazır, hı kapakta yaptık, bu sayı ama kapaktan öncede bizim hazırladığımız bu ERGENEKON ile ilgili bir dosya var" "Cumhuriyet Halk Partisi mesela DSP'liler bunu bir soru önergesi haline getirsinler meclise sunsunlar, mesela bunu KILICLAROĞLU yapar, Atilla KALÇA yapar" dediği, Nusret SENEM'in "eski Baro Başkanı zaten yardım istiyor" "Mehmet bey ile konuşayım ben o nu. O nu burada bir güzel önerge haline getirelim" "tamam mı? Soru önergesi falan, haline bir çıksın mecliste şak diye koysun" dediği, ilerleyen konuşmada Nusret SENEM'in ".... yannda şey yapıyoruz Yargıtay şeye Hakimler Savcılar Yüksek Kuruluna suç duyurusu yapıyoruz savcı ile ilgili" şeklindeki görüşmelerinde:

Şüphelilerin ERGENEKON terör örgütü ile irtibatlı olduklan, soruşturma kapsamına kendilerinin de dahil edileceklerini tahmin edip bekledikleri ve bunun öncesinde ERGENEKON terör örgütüne yönelik yapılan soruşturmanın akamete uğraması, sonuçsuz kalması ve kamuoyunda gereksiz ve mesnedsiz bir soruşturmaymış gibi algılanması için karapropaganda (Dezenformasyon) çalışmalan yürüttükleri, bu konulan Aydınlık Dergisinde ve Ulusal Kanal'da bu şekilde gündeme getirdikleri, örgütsel faaliyetlerine legal olan İşçi

Partisi ve medya kuruluşlarını perde yaparak bunların arkasına saklanarak her türlü illegal faaliyetlerini yürüttükleri, mensubu oldukları ERGENEKON terör örgütünün deşifresini önlemek için her türlü yola tevessül ettikleri, telefon görüşmelerine de yansıdığı şekliyle ana muhalefet partisine Türkiye Büyük Millet Meclisinde ERGENEKON terör örgütü soruşturması ile ilgili soru önergesi vermeleri için taslak hazırladıkları, anamuhalefet partisinden bazı milletvekilleri ile temas kurarak bu faaliyetlerini yürüttükleri anlaşılmıştır.

Şüpheli Nusret SENEM'in legal platformda İşçi Partisinin Genel Sekreterliği

görevini yürüttüğü, ancak İşçi Partisi Genel Merkezinde yapılan arama sırasında:

Girişin karşısındaki sekreter odasının sağ tarafında bulunan masa üzerinde ele

geçirilen "ELBA HIGH QUALITY CD" yazan M4-C524-B-R2-09:40 seri numaralı CD'nin

yapılan incelemesinde;

İçersinde (3) adet klasör ve (1) adet Word sayfası olduğu, "Yargı-Nusret Senemden" adlı klasör açıldığında, içerisinde (4) adet Word belgesi, (7) adet PDF belgesi olduğu görülmüştür.

"Yargıtay" adlı PDF dosyasının içeriğinde;

Yargıtaya'a ait; elle çizilmiş basit bir kroki olduğu, binalara ait bölümleri gösterir şekiller olduğu, bu şekillerin üzerine A, B, C yazıldığı, binalara giriş çıkış olan noktalarının işaretlendiği ve bu noktaların üzerlerine değişik işaretler ve şekiller yapılarak numaralandınldıkları görülmüş, aynca;"Krokinin açılımı" isimli Word belgesi içeriğinde:

"A:Yargıtay ana bina, BtYargıtay bitişik ek bina, C:Yargıtay ek bina, 1: protokol kapısı(güvenlik çok sıkı), 2 avukat giriş kapısı, 3 Posta giriş kapısı, 4 Vatandaş kapısı, 5Garaj kapısı (sürekli görevli bulunur, güvenlik yok), 6 Mutfak kapısı, 7 A blok yan kapı, 8 C blok, yan kapı, 9 C blok arka kapı, 10 C blok ön yan kapı, 11 C blok ana giriş kapı, 12 C blok garaj kapısı, 13 Başbakanlık güvenli girişi, 14 A blok giriş, X Güvenlik var, X Polis var,) (x ray cihazı var, P polis noktası var."

"Sarı ile işaretli bölgeler rahat, buralarda güvenlik, polis, görevli yok. 6 nolu kapı tünel gölgesinde kalıyor. Gece için uygun. 3 nolu kapı, kilitli ancak açılabilir. Buradan A blok zemin altına inilir.Burası Milli Eğitim Bakanlığı ile A blok arasında kalıyor ve araba park yeri.Tenha. C blok 8 nolu kapı çok müsait. Girince bazen kapı arkasında bir güvenlik çıkabilir. Burada lavabolar var. Oraya geçilebilir. Her zaman yok. 9 nolu kapı kilitlidir. Ama açılabilir. Ön taraftaki ışıklar oraya görmüyor. 10 nolu kapı kullanılmaz, ön taraftaki ışıklar burayı iyi görüyor. Ön tarafta 2 kamera var. Ön taraftaki sarı alan ağaçların altında kalıyor. Işıktan da geriye kalıyor. Orayı güvenlik kulübesi görmüyor, arkada camları yok. O nedenle kör bir nokta oluşuyor. Karargah kameraları görse de karanlık olduğundan sıkıntı olmaz. Ancak fazla beklememeli. Karargah önünden hemen ikaz gelebilir" (Not: imla ve harf hataları düzeltilmiştir) şeklinde, krokide bulunan bir çeşit şifre niteliği taşıyan harfler, numaralar, işaretler ve renklendirmelerin çözümünün bulunduğu hatta bütün krokinin ne amaçla yapıldığını açıklayıcı çarpıcı tanımlamaların olduğu, krokide belirtilen binaların Yargıtay Ana binası ve ek binalarını kapsadığı, rakam grubunun Yargıtay binalarının giriş kapılarım gösterdiği, harf grubunun ise güvenlik noktalarını belirttiği anlaşılmıştır. Ayrıca güvenlik zafiyeti olan noktaların özellikle belirtildiği, kör olan noktaların vurgulandığı, bu şekliyle Yargıtay binasına tüm güvenlik engellerini aşarak girebilmenin yollarının gösterildiği görülmüştür.

Krokiye ait açıklamalara bakıldığında, açıklamaların adres veya legal bir amaca hizmet eden bir tarif ve bilgiler içermediği açık bir şekilde görülmektedir.

"ERGENEKON Analiz Yeni Yapılanma Yönetim ve Geliştirme Projesf isimli

dokümanda; "Dünyada var olabilmiş tüm sistemler, ülke çıkarları ve mevcut rejim ilkelerine

aykırı ideolojilere sahip siyasileri engellemiştir. Bunun ise; iki yolu vardır:

1- Suikast rj*"' '^"^ ■.

2-Dez-enformasyondur. ıf/ * * " ^

[pic]

...Kişisel çıkarlar adına siyasete yönelmiş ve hedefe ulaşabilmek adına her şeyi mubah sayabilen siyasilerin engellenebilmesi için; geriye kalan tek yol suikasttır." İbarelerine yer verilmiştir.

Sözkonusu Yargıtay Krokisi; Yargıtay binasında bir suikast ya da bombalı saldırı düzenlenebilmesi için, ön keşif mahiyetinde olduğu, binadaki güvenlik zafiyetlerinin bulunduğu tüm noktaların belirlendiği, ERGENEKON terör örgütünün Cumhuriyet Gazetesine el bombalannm atılması ve sonrasında Danıştay saldırısı gibi provokatif eylemlerinin devamı olarak Yargıtay binasında, üst düzeydeki yargı mensuplarından birisine yönelik bir eylemin hazırlığı olarak değerlendirilmiştir.

ERGENEKON terör örgütü, amaç ve çıkarlarına aykırı gördüğü yönetimleri değiştirmek için her yolu mubah görmektedir. Ülkemizde hali hazırda mevcut yönetim aleyhinde sürekli yayın ve propaganda yürüten ERGENEKON terör örgütünün, olası bir Yargıtay eylemi sonucunda oluşacak kargaşa ve kaos ortamından yararlanma planı yaptığı açıktır. 2006 yılında türban kararını bahane ederek Danıştay 2. Dairesi yargıçlarına yapılan silahlı saldırının arkasından, iktidar partisinin kapatılması için Anayasa Mahkemesine başvuran Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına yönelik böyle bir çalışmanın yapılması ERGENEKON terör örgütünün amaçlarına ulaşmak için her yolu mubah gören anlayışına uygun düştüğü görülmüştür.

Yine aynı CD içinde bulunan "Yargı-Nusret Senemden" isimli klasör içerisinde bulunan:

"Tayyip Erdoğan.pdf isimli bir MSword dosyası incelendiğinde; 1998 yılında Recep Tayip ERDOĞAN hakkında Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi C. Başsavcılığınca düzenlenen iddianame olduğu görülmüştür.

"Turgut Özal.pdf" isimli MSword belgesi incelendiğinde; 18 Haziran 1986 tarihinde Ankara ilinde Atatürk Kapalı Spor salonunda Anavatan partisinin 2. Olağan genel kurul toplantısı yapıldığı sırada, Başbakan Turgut ÖZAL'a yönelik yapılan silahlı saldın olayı ile ilgili olarak olay yerinde yapılan keşif işlemine ait tutanak,

"Uğur Mumcu.pdf" isimli "pdf' dosyası incelendiğinde, sadece Uğur MUMCU cinayeti ile ilgili resmin olduğu,

"muammer aksoy.pdf" isimli dosya incelendiğinde öldürülen Prof. Dr. Muammer AKSOY'un suikast sonrası çekilmiş resmi olduğu görülmüş, Yargıtay krokisinin bulunduğu klasör içinde, daha önce faili meçhul cinayete kurban giden ülkemizin güzide bilim adamı Prof. Muammer AKSOY ve gazeteci-yazar Uğur MUMCU'nun suikast sonrası resimleri ile eski Cumhurbaşkanımız Turgut ÖZAL'a yapılan suikast girişimi üzerine başlatılan soruşturmanın keşif tutanağının bir arada olması tesadüfi olmadığı kanaatini oluşturmuştur.

"YARGI TEL NOLARI.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde; çok sayıda Yargı mensuplanna ait isim ve telefon listesi olduğu,

"Yargıtay ile ilgili notlarim.doc" isimli dosya içerisinde:

Yüksek Yargı organlannda görev yapan yüksek hakimlerle ilgili onlann durundan ve yakmlan ile ilgili istihbari nitelikte bilgiler ve değişik notlann olduğu, bir kısmına uğranılmaması bir kısmının babalannm durumunun araştınlması ve bir kısmının etnik, dini, felsefi ve mezhepsel düşünce ve inanç durumlan hakkında fişleme yapılan bir yazı olduğu görülmüştür.

ERGENEKON terör örgütünün amacına ulaşmak için istihbarat toplanması ilkesine uygun olarak Şüpheli Nusret SENEM'in hukukçu olması da gözönüne alınarak yargıda görev yapan kişilere ait bilgileri topladığı, aynca kişileri siyasî, felsefi veya dinî görüşlerine, ırkî kökenlerine ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydetmiş olduğu, aynca bir kısım hakim ve savcılann telefon numaralannm kayıt edilmiş olduğu anlaşılmıştır.

Her ne kadar Şüpheli Nusret SENEM ifadesinde sözkonusu CD'nin kendisine ait olmadığını beyan etmiş ise de; kendisinin CD'nin bulunduğu yerde çalışıyor olması, aynca

CD içindeki klasörde şüphelinin ad ve soyadının bulunması, ayrıca Avukatlık yapması ve CD içinde Yüksek yargıda görev yapan kişilere ait özel ve istihbari bilgilerin bulunması dikkate alındığında savunması samimi bulunmamıştır.

Şüpheli Nusret SENEM İşçi Partisinin genel sekreteri olduğu ve odasının girişinde bulunan odada içinde devlete ait gizli bilgi ve belgelerin bulunduğu CD'lerin ele geçirildiği, böylece şüphelinin devlete ait gizli belgeleri temin etmek suçunu da işlediği kanaatine varılmıştır.

Yapılan aramalar sırasında İşçi Partisi Genel Merkezinde ERGENEKON terör örgütünün ana belgelerinden olan başta ERGENEKON, Lobi, Kemalist Hareket, Devletin Yeniden Yapılanması v.s. olmak üzere önemli belgelerinin ele geçirilmiş olması, şüpheli Nusret SENEM'in örgütün amacına yönelik faaliyetlerinin bulunması, legal olarak işçi Partisini perde yaparak aslında illegal ERGENEKON gizli örgütlenmesi içinde yeraldığı göz önüne alındığında şüpheli ERGENEKON terör örgütü ile süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk arz eden organik bir bağ kurmak suretiyle silahlı terör örgütü üyesi olmak, devlete ait gizli bilgi ve belgeleri temin etmek, kişisel verileri kaydetmek suçlarını işlediği yönünde kamu davasının açılması için yeterli şüphe teşkil eden delil elde edildiği anlaşıldığından;

Şüpheli Nusret SENEM hakkında 5237 Sayılı TCK'nım 314/2, 3713 Saydı Terörle Mücadele Kanunun 5 ve TCK'nun 314/3 ve 220/4. maddesi yollaması ile TCK'nun (135/2-1,43/2), 334/1, 53, 58/9, 54/1 ve 63. maddelerinin tatbiki talep edilmiştir.

60- ABDÜLMUTTALİP TONÇER

a) Emniyet ifadesinde özetle;

Herkesin kendisini "CİZRELİ ALİ" olarak tanıdığını, bu ismin kendisinin kod ismi olduğunu, can güvenliği açısından tanınmamak için bu ismi kullandığını, daha önce Muş ve Şırnak bölgesinde geçici köy korucusu olarak 14 yıl görev yaptığını, 2005 yılı içerisinde görevden ayrıldığını, daha sonra ki dönemde Beşiktaş ta gümüş üzerine tadilat yapan bir atölye işlettiğini,

ERGENEKON operasyonu kapsamında yakalanan şahısları tanıyıp tanımadığı sorulduğunda;

Veli KÜÇÜK'ü sadece basından duyduğu kadarı ile tanıdığını, şahıs ile bir tanışıklığının olmadığını, sorulan diğer şahıslan tanımadığını,

ERGENEKON terör örgütüne üye olmak şüphesi ile yakalanarak gözaltma alınan Hayrettin ERTEKİN'e Ait Sinanpaşa Mahallesi Köy İçi Caddesi Gürün Pasajı Kat:2 No:5 Beşiktaş Sayılı İş Yerinde yapılan aramada el konulan GLOCK marka ruhsatsız tabancanın gerçekten kendisine mi ait olduğu sorulduğunda;

Tabancanın kendisine ait olduğunu, şarjör içerisinde 5-6 adet fişek olabileceğini, toplam 50 adet kadar bulunduğunu, bir dönem çocuğunun sağlık sorunlan ile ilgilenmek için bu silahı Hayrettin ERTEKİN'in dükkanının içerisinde bulunan ve kendisinin kullanması için verilen bir bölüme koyduğunu ve orada sakladığını,

Kendisinin çalışmış olduğu dükkânın Hayrettin ERTEKİN'in dükkânın yanında olduğunu, ancak her iki dükkan arasında giriş çıkış yapılabilecek şekilde bir kapının bulunduğunu, dükkanın ve binanın sahibi Mete isimli soy ismini bilmediği bir şahsa ait olduğunu, yaklaşık bir buçuk yıldır orada gümüş tamiri ile uğraştığını, ancak kira vermediğini, iş yerinin kirasını Hayrettin ERTEKİN'in ödediğini, ancak dükkanının herhangi bir ismi ve tabelasının olmadığını, silahının alındığı zaman polisleri görünce ilk başta korktuğunu, ancak daha sonra bir avukat kendisini arayıp konuyu söyleyince kendisinin de savcılığa gittiğini,

Daha önce Hayrettin ERTEKİN veya bir başkasma silah temin edip etmediği

sorulduğunda; ^^-^a^»

[pic]

Herhangi bir kimseye silah temin etmediğini, Hayrettin ERTEKİN'e de silah getirmediğini, bahsi geçen silahı da herhangi bir yerde kullanmadığını,

O 544 380 88 48 numaralı GSM hattı sorulduğunda;

Hattın kendisine ait olduğunu, bu hattı yaklaşık 1-2 aydır kullandığını, daha önce 0535 354 68 13 numaralı hattı kullandığını, halende aynı hattın kullanımında bulunduğunu,

Hayrettin ERTEKİN ile arasındaki ilişki sorulduğunda;

Son 2 yıl içerisinde ihtiyaç duyduğu zaman Hayrettin ERTEKIN'in şoförlüğünü yaptığını, son 6 aydır kendi işiyle uğraştığını ve şahsın şoförlüğünü yapmadığını, paraya sıkıştığı zaman Hayrettin ERTEKİN den para aldığını,

21.06.2007 günü saat:16.08 de Hayrettin ERTEKİN ile yaptığı telefon görüşmesinde; Ali'nin "Ben Bursadayım, beyefendinin yanındayım" dediği, Hayrettin'in "Onlan bitane şey yapın şerefsiz oğlu şerefsiz" "Aliden o pitane senet alın haftadan haftaya göndersin" "Ben gönderdim de parayı zorla almayın yani" şeklindeki görüşmesi sorulduğunda;

Bu görüşmeyi hatırladığını, görüşmede geçen ve "Beyefendi" olarak kastedilen şahsın Hayrettin ERTEKEN'in eski bir çalışanı olan Faruk..? isimli şahıs olduğunu, tarihten bir yıl kadar önce Hayrettin ERTEKIN'in otosunda bir anza meydana geldiğini, bu konu ile ilgili Hayrettin ERTEKIN'in Faruk..? ile görüştüğünü, Faruk'un da Bursa da bu işi ucuza halledebileceğini söylemesi üzerine Hayrettin ERTEKIN'in Faruk'a tahminen 3500 YTL para gönderdiğini, Bursa'da Faruk'un parçayı alacağı şahsın Ali SATIK isimli Gökkuşağı oto iş yeri sahibi olduğunu, İlerleyen dönem içerisinde Hayrettin ERTEKİN'in parayı göndermesine rağmen şanzıman temininin yapılamadığını, kendisinin bu dönem içerisinde ailesi ile Bursa'ya akraba ziyaretine gitmek üzere olduklarını, Hayrettin ERTEKİN'in Bursa'ya gittiğinde kendisinden Faruk ve Ali ile görüşmesini ve parça temin etmesini istediğini, kendisinin Bursa ya gittiğini ve şahıslarla görüştüğünü, Ali SATIK'm kendisine senet vermeyi teklif ettiğini, bu durumu Hayrettin'e ilettiğini, Hayrettin ERTEKİN'in de kendisinden Ali SATIK tan senet almasını ve Faruk tan ciro etmesini istediğini,

Hayrettin ERTEKİN'in yanında çalışan Kaan DUT'un tarihten bir yıl kadar önce kendisine Hayrettin'in Ali..? isimli bir şahıstan 350 YTL civarında bir alacaklarını olduğunu söylediğini, Kaan DUT'uun kendisini Ali isimli şahsın yanma gönderdiğini, kendisinin de Bebek tarafında tam adresini bilmediği bir inşaat firmasına gittiğini, Ali isimli şahsın inşaat firmasın da şoförlük yaptığını, Ali..? isimli şahsın dışarı çıkarak kendisine istenilen parayı verdiğini, kendisinin de parayı alarak Kaan DUT'a verdiğini,

24.07.2007 günü saat: 16.32 de X şahısla yaptığı telefon görüşmesinde geçen "Yoktuki adamlar kaçmıştı a...na k..im, onları diğer hitane daha yakaladım" "Ondan sonra Faruk'u biraz hırpaladım" "800 milyon topladım" "Diğerlerini çarşamba günü hepsini alacam, eğer dedim o para çarşamba günü hazır" şeklindeki görüşme içeriği sorulduğunda;

Bu görüşmeyi hatırlamadığını, ancak Bursa'ya gittiğinde orada oto yedek parçası satan Ali SATIK, Faruk ve Ali'nin yanında çalışan Murat isimli şahıslarla muhatap olduğunu, Ali ve diğer şahısların Hayrettin'in parasını ödememeye çalıştıklarını, kendisinin de şahıslara bağırıp çağırdığını, ancak darp olayının olmadığını, şahısların 800 YTL kadar topladıklarını, bu parayı kendisine verdiklerini, olayın başlangıcında 3 adet senet imzalandığını ve kendisinin senetleri aldığını, ancak şahısların paranın bir kısmını temin etmesi ve geri kalanını ödeyeceklerini söylemeleri üzerine senetleri tekrar Ali'ye geri verdiklerini, Ali' den aldığı 800 YTL yi İstanbul iline getirerek Kaan DUT'a teslim ettiğini, ilerleyen dönem içerisinde şahısların geri kalan borcu ödemediklerini, kendisinin yaklaşık 2 ay sonra Bursa'ya gittiğinde tekrar şahısların yanma uğradığını, ancak Ali'nin kendisi ile görüşmeden kaçtığını, bu dönem içerisinde Bursa'da^bjjhjnan Faruk'tan 200 YTL para aldığını, daha sonra bu parayı kendisine ödediğini,y^C^iyînsfeınunda şahısların Hayrettin

[pic]

................
................

In order to avoid copyright disputes, this page is only a partial summary.

Google Online Preview   Download

To fulfill the demand for quickly locating and searching documents.

It is intelligent file search solution for home and business.

Literature Lottery

Related searches